Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 6ŞUBAT1994PAZ)
KULTUR
'BirileridönemiîJmiçekmekzorunda'
Tunca Yönder'in yönettiği "Ağn'ya Dönüş"fîlmininçekimleri îstanbul'da, Haydarpaşa Gan'nda sürüyor
PELtVÖZER
H
aydarpaşa Garı-
nın çevresinde te-
laşlı bir kalabalık,
herkes birbirini ite-
rek merdh enler-
• • • • • • den çıkan bir bölük
askere bakmaya çaiışıyor. Mer-
divenlerde bekleyen köylüler, te-
laşlı adımlarla gardan çıkan kala-
balık ve askerler, 50 yıl önce çe-
kilrniş bir fotoğraf karesınden
firlamış gibi göriiniiyorlar. Genç
bir subay, kansırun elinden sıkıca
tutmuş, belli ki trene yetişmeye
çaiışıyor. Aşağıdaysa asistanlar
koşuşturuyor, yönetmen kame-
rayı durduruyor ve telaşlı bir çe-
kim günü yaşanıyor. Defalarca
çekilen gara giriş sahnesinden
memnun kalan Tunca Yönder,
içerideki çekimlere devam edi-
yor
Öykü otobiyografik
ızler taşıyor
Tunca Yönder'in yönettiği
"Ağn'ya Dönüş" filmınin çekim-
leri fstanbul'da, Haydarpaşa
Gan'nda süriiyor. Geçen sene çe-
kimlerine başlanan ve talihsızük-
ler sonucu tamamlanamayan
fılm, şimdi yeniden aynı kadroyla
çekiliyor. öazetecı vazar Haluk
Şahin'in aynı adlı kıtabından
esinlenerek Tunca Yönder ve Ay-
kırt Tankuter'ın senaryolaştırdığı
"Ağn'ya Dönüs"te Haluk Kur-
doğlu, Ayşegül Aidinç, Can Gür-
zap, Bennu Yddınmiar ve Murat
Coşkuner başlıca rolleri pavlaşı-
yorlar. Görüntü yönetmenlığıni
Salih Dikisei'nın yaptığı filmin
müzıkJeri iseSerdarKalafatoğlu'-
naait.
1940'lann ve 1990'lann ıç ıçe
geçerek anlatıldığı öykü otobi-
yografik izler taşıyor: Haluk Şa-
hin'in babası Mehmet Şahın (Ha-
luk Kurdoğlu) 1940'larda üsteğ-
men olarak Doğu Beyazıt Sürba-
han Köyii'nde görev yaparken,
kansı Muhsine Hanım da aynı
köyde öğretmenlık yapmakıadır.
Fılmde bu ıki ıdealıst gencin kışi-
liğinde, genç Türkiye Cumhun-
yeti temsıl edilir. Muhsine ve
Mehmet Şahın'in oğullan Hilmi
henüz iki yaşındayken, birlikte
Ağn Dağı eteklerinde yaptıklan
bir gezinti sırasında Muhsine
kaybolur. Mehmet Şahin yıllarca
genç kansırun hayaliyle yaşar.
1990'lara geldiğimizde Meh-
met Şahin'ın oğlu Hilrru (Can
Gürzap). bir gazetenin yöneticisi
olmuştur. Kansı Bilge ise bir te-
levizyon şirketinde çalışmakta-
dır.
Tarihi sorguluyor
Baba olacağıru öğrendığinde
Hilmi ve kansı, Hılmi'nin doğdu-
ğu köy olan Sürbahan Köyü'ne
gitmeye karar verirler. Eşini kay-
bettikten sonra doğuya hiç git-
meyen Mehmet Şahin de onlara
katılır. Doğu Ekspresi'yle ger-
çekleşen yolculukta 401ı yıllar-
dan bu yana gelişen ve değişen
Türkiye'nin değerlendirmesi
yapılır.
Tiyatro oyuncusu, dizı ve tele-
Geçen sene çekimlerine başlanan ve talihsizlikler sonucu tamamlanamayan film, şimdi yeniden aynı kadroyla çekiliyor.
vizyon fılmlerinin yanı sıra sine-
ma filmi de çeken yönetmen Tun-
ca Yönder, bu fılmıyle bir bakı-
ma tarihi sorguluyor. Geçen sene
Kültür BakanlığYnın desteği \e-
tersiz kaünca filmi çekemeyen
Tunca Yönder, başka finans kay-
naklan arama yoluna gitmiş ve
atv') le de anlaşarak bu filmi ger-
çekleştirme firsatı bulmuş. Aşağı
yukan 2 milyar liraya çıkacak
olan filmin, dönem filmi olması
ve çekımlenn doğuda yapılması
gerekliliği bazı zorluklar
çıkarmış. Türkiye'de fazfa dö-
nem filmi çekilmemesinden yakı-
nan Tunca Yönder. Kurtuluş Sa-
vaşı'ndan sonra geçirdiğimız dö-
nemleri işleyerek bugünlere ka-
dar getirmek istediğini belirterek
şunlan söylüyor:
Türk kültüriine yapılmış
büyiik ihanetler
"Birileri dönem filmi çekmek
zorunda. Yoksa gelecek kuşak-
lara sinemamızda bunalım film-
leri, \a da şabion aşklann ve mar-
jinal insanların anlatıldığı filmler
kalacak. 60 milvonluk koca bir
toplum *ar. Onlann sorunları var,
riim bıınlann ele aiuunası gereki-
>or, Büfün bunlar ele alınmalı, ir-
delenmeli ki bir yere »aralım. Bu
fîlmde biraz bunu yapmaya çalışı-
yoruz."
Daha önceki dönem filmlerin-
de de siyası konulan işleyen Yön-
der, objektif olarak toplumsal
olaylann ıncelenmesi gerektiğı
görüşünde. Bu filmde özellikle
köy enstıtülen konusunu irdele-
yen yönetmen, köy enstitülerinin
kapatılmasını bir ihanet olarak
göriiyor. Köy enstitülerinin te-
mel amacının köye önder yetiştir-
Bennu Vıldıruniar ve Murat Coşkuner yazarın anne >e babasını
başanyta canJandırıvorlar. (Fotoğraflar: KAAN SAĞNAK)
mek olduğunu, buraya alınan ço-
cuklara önce toprak kazmamn.
harç karmanın öğretildığıni, bu
çocuklara aynı zamanda kitap
okumarun, dans etmenın de öğre-
tıldiğini söyleyerek önerruni \ ur-
guluyor. Bugün köy enstitülerin-
den dünya çapında insanlar yetiş-
tığınivurgulayan Yönder."komii-
lûst parmagı var bu işte" denerek
kapatılan köy enstitüleri projesi-
negöre. 1954'te Türkiye'deokur-
yazar olmayan kimsenın kalma-
yacağını belirtıp, ağalann ve on-
lann Meclis'teki uzanulannın
kendılerine zarargeleceğıni düşü-
nerek bu projeye sıcak bakmadı-
klannı söylüyor.
Halkevlerinin de aynı talihsiz-
liğe uğradığını düşünen Yönder.
bu kültür ocaklannın kapatı-
lmasını da Türk kültüriine
yapılmış büyıik ihanetler olarak
göriiyor ve bunlann hesabını ki-
min vereceğini soruyor. İzlenme-
sı zor bir film olduğunu vurgula-
yan sanatçışöyle konuşuv or: "Fil-
mi sornına kadar st'> redebilene te-
sekkür edeceğim. Çünkü çoğu in-
san dayanantayarak çıkıp gide-
cekrir. Çoğu seyirei Ajşegül'ün
so> unmasını, şarkı söylemesini
bekleyecektir. Ama topium bu
hale gelmedi. topium bu bale geri-
rildi."
Geniş bir oyuncu kadrosu
Haluk Şahın'in eski bir arka-
daşı olduğunu ve onun da kendisi
gı bi bir öğretmen \ e asker çocuğu
olduğunu vurgulayan Yönder.
onlann çektıği çıleyı görmüş ve
dınlemiş olmasının >azann
vapıtını oldukça duyarlı kıldığını
vurguluvor. Genış bir oyuncu
kadrosu.vla çalışmayı seven yö-
netmen. bu filmine de pek çok
başanlı oyuncunun yaru sıra.
\Ü2İerce figüranla çaJışıyor. Dö-
nemın kostüm \e dekorlannın ti-
tizlikle seçıldiği filmde, figüran-
lan o dönemin canlı insanlan-
ndan aynrt edebilmek oldukça
zor. Daha önce Can Gürzap ve
Haluk Kurdoğlu ite pek çok çalı-
şmalar yapan Yönder, Ayşegül
Aidinç'le de "Yorgun Savaşçı"da
çalışmış. Küçük bir rol oynayan
Aldinç'in oyunculuğunu çok be-
ğenen Yönder, bu filmde de
onunla çalışmayı tercih etmiş.
Filmde. Hilmi'nin kansını can-
landıran Aidinç, kendisiyle ko-
nuştuğumozda Türkıye'nın sos-
yal yapısını veçeşitlı meslek grur>
lanndan ınsanlann konu edildiğı
bu filmde canlandırdığı karakteri
5U sözlerle anlatıyor "Bilge, Ar-
na\irtköy Koleji'ni bitirmiş. Haya-
ta eğitiminin >erdiği "soft" baktşJa
bakıyor. Ağn seferindeki konuş-
tnalar onun, hayatın pek çok yö-
nünü anlayıp kendini eleştirmesini
sağlıyor. Yolda geçen beş hafta
boyunca bir özeleştiri yapıyor."
Son eüi yılın
hesaplaşması
TuncaYönder'le dahaonce "tlk
Aşk" ve "Yorgun Savaşçı"da bır-
ükte çalışan Can Gürzap da Tun-
ca Yönder'in çok iyı bir sinema
yönetmeni olduğunu ve çok iyı iş-
ler çıkardığını düşünüyor. Son
ellı yılın hesaplaşmasmj yapan bu
filmde, Türkiye'nin nereden ne-
reye geldiğini, cumhuriyetı. de-
mokrasiyi, Atatürk'ün getirdiği
önemli değişımleri görme fırsatı
bulabileceğimizı söylüyor.
Gürzap. filmi şu sözlerle an-
latıyor: "Bir çatışma >ar filmin
içinde, ama bu kuşak çatışma-
sından çok, fikirlerin pek de hoş
olmayan bir biçimde çatışması.
Bir uygarüğı burafeler üzerine de-
ğil, çağdaş duşûnceler üzerine
ofurtmamız gerekir." Haluk Kur-
doğJu da köy enstitülerinı, Hasan
Aü Yüeel'ın yaptığı en yararlı iş-
lerden bıri olarak gördüğünü
söylüyor ve o dönemleri yaşamış
biri olarak bu filmde oynamak-
tan çok zevk aldığını belirtiyor.
İki yetenekJi oyuncu
Tunca Yönder'in oyunculuk-
lannı çok beğendıği iki genç
oyuncu; Bennu Yıldırımlar ve
Murat Coşkuner >azann anne ve
babasını başanyla canlandınyor-
lar. fstanbul Devlet Konservatu-
van mezunu olan ve şehir tiyatro-
lannda oyunculuk yapan
Yıldınmlar. canlandırdığı karak-
terin yazann annesi olduğu ıçin
masalsı bir bakışla anlatıldığını
düşünüyor ve doğuda yapılan
eğitım seferberlığinın ve genç
Cumhunyet'in zorluklannın üze-
nnde durulduğunu vurguluyor.
Mimar Sinan Devlet Konserva-
tuvan son sınıf öğrencisi Murat
Coşkuner ise aşık ve vatanmı çok
seven bir asken canlandınyor
filmde. Daha önce dızı filmlerde
oynayan oyuncu. bir dönem fil-
mınde oynamanın çok hoşuna
gıtüğini voırguluyor.
Şu sıralarda çekimlerine Er-
zurum'da devam edilen film, yur-
tıçındeki tüm film festivallenne
katılacak. Şubat ayının sonuna
kadar tamamlanacak olan
"Ağn'ya Dönüş", seyirciye 1940'-
lı ve 9O'lı yıllan karşılaştınma ola-
nağı tanıyacak ve günümüzde
pek üzennde durulmayan bazı
tarihi gerçeklerin tartışılmasına
zemin hazırlavacak.
Fransızlarmyeni
Edith Piaf'ı...Kültür Servisi - Fransızlar. Anglo-Sakson dün-
yaya karşı takındıldan hor görür uzaklıkla ünlen-
diler. Yavgınlaşan söylenceye göre bir Fransız.
fngilizce bilse bile. yardım isteyen bir turiste
Fransızcayarutvermekteısrareder. Ancak tüm bu
mitlere karşın Fransa da Anglo- Sakson kültür
egemenüğinden payını almaktan kurtulamadı.
Fransız sineması, Hollyvvood fiünleri karşısında
tam bir yenılgıye uğradı. Muzığın evrensel dili
İngılizce olarak beürlendiğinden. müzik dınlerken
kendi dilJen. Fransızlann kulaklannı tırmalar hale
geldi. Öyleki "Les Tbugs" isimli
ünlü bir Fransız topluluğu dün-
ya pıyasaşına gırebilmek için
tümüyle İngilizce bir albüm
çıkardı. Albümün tek sorunu
sözlerinin İngilizce olmasıyla
kalsaydı. bu kadar patırdı kop-
mayacaktı. Fransızlan can
evinden vuran. bu İngiüzce söz-
lerin ilettıği mesajdı: "Hepinıi2
Amerikan TV' dizüerini seyTetti-
ğimize göre / niye yeni sınırlar
çizelim/ niye yeni duvarlar öre-
lim / bayrakJan yakalım / banş
içinde yaşayalım"
İşin çığnndan çıktığına karar
veren Fransızlar karşı atağa
geçtiler. Önce Fransız hüküme-
tinin ısranyla sinema sektöru
GATT anlaşmasının dışında
tutuldu. Sonra Fransız radyo
kanallannda yayımlanan şarkı-
lann yüzde kjrkırun Fransızca olması yasaJ bir zo-
runluluk hahne getirildi. Şimdi de Fransızlar hiç
olmayacak bir şeyi başarmak üzere: Fransızca söz-
lü şarkılan dünya hstelerinde bir numaraya çıkar-
mak.
Paris'in en ünlü rock oditoryumu Zenith'te sah-
nenin üzerinde bir yönetmen sandalyesi duruyor.
Yönetmenin adının yazılması g^reken yerde dev
bir "D" harfi var. Sandalyenin üzerinde genç, gü-
zel ve etkileyici bir kadm oturmuş. son albümüne
adını veren hit parcasım söylüyor "Je Te Dis
Vous". Kadının, yillardır ilk kez ülkesinin
sınırlannı aşmış ve dünyanın dört bir yanında
tanıdık gelen bir adı var: Patricia Kaas. " D " harfi-
nin sırn hiç açıklanmıvor ama. çeşitli tahminler
yapılıyor elbette. Söz konusu şarkı daha önce Ka-
as'ın bir çok konserinde bo> gösteren Alain Delon
ile Kaas arasındaki dostluktan esinlenilerek
yazılrruş. Bu durumda "D" Delon'un "D"sı olarak
yorumlanabilir. Ancak " D " harfinin başka bir an-
lamı da olabilir. Çünkü Kaas'ın 1985 yılmda piya-
saya pkan ilk albümünün yapımcılığını Gerard
Depardieu üstlenmiş ve bu albümden çıkan ilk hit
parça, "Jalouse" Depardieu'nun eşı Elizabeth ta-
rafından yazılmış. Belkide " D " Depardıue'nun
Kaas. 1966 yılmda Fransız sınınndakı Lorrai-
ne'de doğdu. Sekiz kardeşi olan Patricia 'nın ba-
bası bir maden işçisi ve amatör bir danscıydı. Al-
man asıllı olan annesi ise gösten sanatlanna tut-
kundu. "Bana şarkı söylemem
için baskı yapmadrvsa da çocuk-
lanndan birinin sanatçı olması
en büyiik havaliydi" dıy or Kaas.
13 yaşında Patricıa, kasaba ba-
lolan ve festivallerinde Sylvie
V'artan'dan Liza Minelli'ye ka-
dar dönemin tüm popüler
şarkıcılannı taküt ederek şarkı
söylemeye başlamıştı. Kaas bu-
nun eşi bulunmaz bir deneyim
olduğuna inanıyor: "Herkes zfl
zurna sarhoş olurdu, böylece
küçük yaşta seyirciye hâkim ol-
mayı öğrenmek zorunda kalı-
jorsun." Kaas 17 yaşında sının
geçerek Almanya'ya gitti ve
> edi yıl boyunca "Dub's Laydy-
killers" grubuyla gece klüple-
rinde şarkı söyledi. ilk menajeri
Patricia Kaas Bernard Schwartz da onu bu
gece klüplerinden bırinde keşfe-
derek Gerard Depardieu ile taruştırdı. Depardıeu'-
nün yapımcılığını üstlendiği ilk albüm başansız
oldu. Ancak ünlü şarkı sözü yazan Dider Barbeli-
vien'ın Kaas'm sıradışı sesini fark etmesini yıne bu
albüm sağladı. Barbelivien "MademoiseUe Chante
Le Blues" şarkısıru ona verdi. Şarkı bir gecede Ka-
as'ı üne kavuşturdu, tüm gazetelere manşet olan
konserler. bırçok ödül, peŞP^Şe piyasaya çıkan ve
her biri liste başına oturan dört albüm ve 11 "sin-
gel" geldi bu başannın ardından. Yeni albümü "Je
Te Dis Vous" ile birlikte albümlerinin toplam sauşı
5 milyona ulaşmış bulunuyor. Dünyanın birçok
ülkesinde en az Fransa'daki kadar aranan bir mü-
zisyen olmayı başaran Kaas. böylelikle Amerika
ve fngiltere turnelerine de çıkma olanağına kavuş-
tu.
Kaas. Edith Piaf tan bu yana Fransızlann tüm
dünyaya adını duyurduğu ilk şarkıcı olma yolun-
da emin adımlarla yürüyor.
BP Türkiye
BP Exploration Azerbaycan
GENÇ TÜRK-AZERİ
SANATÇILAR YARIŞMASI
sonuçları
ÖDÜL ALAN SANATÇILAR VE ESERLERİ
BİRİMCİ ALİ SELAMİ YANYA ADSIZ 1-2-3
İKİNCİ VAGİF SULTANOF ILKBAHARIN BİR GUNÜ
ÜÇÛMCÛ GENCOGÜLAN GOZ-EL
SERGİYE KATILACAK SANATÇILAR
ISMAİL ACAR
MEHMET ACAR
TOGRUL AGABABYEV
EMEL AKBAY
ELYAH ALIMIRZOYEV
MÜSEIB AMIROV
RENA AMRAKHOVA
GÛLDANE ARAZ
BILGEHAN ATALAY
CHİNGIZ BABAYEV
ELNUR BABAYEV
EBRU BARAN
FERİDE B/NİOĞLU
SELDA CENGIZ
ERGIN ÇAVUŞOĞLU
GÜLİZAR ÇUHACI
SİNAN DEMIRTAŞ
YALÇIN EFENDİYEVA
ADİLYA EFENDIYEVE
CEMİL ERGÜN
ICLAL ERENTURK
ESİN GÖÇER
T. MELİH GÖRGUN
SAKIT GULAMOĞLU
RASİM SUSSEYNOV
MEMET GUNELİ
TİMUR GÛVEN
UJAL HAGVERDİYEV
ELKHAN HASHİMOV
ARİF HUSSEYNOV
KOSTİNA İNNA
BP,
Mimar Sinan Üniversitesi G. S. F. Öğretim Üyesi
Sayın Prof. Sûleyman Saim Tekcan,
Marmara Üniversitesi G. S. F. Öğretim Üyesı
Sayın Prof. Ergin Inan,
Azerbaycan Sanatçılar Birlıği Başkanı
Sayın Farkhad Khalilov,
Azerbaycan Devlet Sanat Üniversitesi Rektörü
Sayın Temuchin Efendiyev ve
Sayın Victoria Proston'dan kurulu değerlı jüri üyelerine ve
yarışmaya katılan bütün Türk ve Azen genç sanatçılarına
teşekkürlerıni sunar.
KERfM ISKENDEROV
NAMIK İSMAILOV
ISMAİL ILHAN
IRMAK INAN
AYŞEGUL IZER
EMİN KOÇ
PINAR KÜNAR
EMİN MAMEDOV
ELLADA MAKHMUDOVA
RASHID MEHTİYEV
YUSİF MIRZOYEV
MUSTAFAO MÜFTUOĞLU
SHAMIL NAJAFZADE
AHMET ÖZEL
DERYA ÖZER
H AVNI ÛZTOPÇU
FIKRET ÛZTURK
KYAMRAN RAJABOV
AYTEN R2AKULIYEVA
DEMET SANCAR
GAZİ SANSOY
ELVAN ŞAHİNOĞLU
FUAT ŞEHLER
SHAKHEİN SHİKHEALİYEV
SABİNA SHİKHLİNSKAYA
B KORKUT TİRYAKİ
YAPRAK TOPARLAK
HİMMET TUNCEZ
FÜSUN UZEL
OYA YILMAZ
AdapazarıDevletGüzelSanatlat
Galerisiyenileniyor
SAKARV A (AA) - Kültür Bakanlığı tarafından kullarum
hakkı Adapazan Belediyesi'nedevredilen Devlet Güzel
Sanatlar Galerisi, yeni düzenlemelerledeğışik birçehre
kazanacak. Adapazan Beledive Başkanı Ünal Ozan,
yaptığı açıklamada, galennın Adapazan halkjna etkin
biçimde sanat olaylannı ızlettırmekte önemli birmekan
halinedönüştürüleceğini söyledi. Ozan, Devlet Güzel
Sanatlar Galerisi binasının Adapazan Belediyesi'ne
devredilmesini büyük birmutlulukla karşıladığını
beirterek. "Bundan böyle Adapazan Belediyesi'nin malı
olan bu binada kültür ve sanat heyetimizgözetiminde
sanatsai etkinliklerirmzi sürdüreceğiz" dedi. Galeridegenç
yeteneklere öncelik verileceğini kaydeden Ozan, gençlerin
becenlerinı değerlendireceklerini \ e Adapazan'na yeru
sanatçılar kazandıracaklannı kaydettı.
Macaristan Micolo Partok
Korosu Avanos'ta
NEVŞEHİR (Cumiıuriyet) - Bir dizi konserler vermek
üzere ülkemızde bulunan Macaristan'ın ülkü Micolo
Partok korosu 8 şubat akşamı Nevşehir'in Avanos
ilçesinde bir konser verecek. Avanos Belediye Başkanı
Seyhan Duru, Avanos'ta kültürel faaliyetleri uluslararası
düzeydeelealmak amaayla ülkemızde birdızi konserler
vermek amacıyla bulunan Macaristan'ın ünlü Micolo
Partok çoksesli korosunun 8 şubatta saat 20.00"de belediye
kültür salonunda halka açık bir konser vereceğini söyledi.
Ankara Çoksesli Koro Vakfi'nın davetlisi olarak
ülkemızde bulunan Macaristan Micolo Partok korosunda
42 sanatçı görev alıyor.
The ShoutHayalKahvesi'nde
Kültür Servisi - "Hayal Kahvcsf'organızasyonu ve "The
British Counal" ile "Hür FM'ın sponsorluğu altında.
kasım 1993'te başlayan \ e May ıs 1994'e dek sürecek olan
"İngiliz Rock Çıkarmasf' programının beşinci konuğu, üç
kişilik İngiliz rock topluluğu "The Shout". The Shout
1992'de West End bölgesinde bir Blues Jam konserinde
tanışanLondradoğumlu V'ince ile Alman rock göcmeni
VVillı Hamperinişbirlığiyle doğdu. Londra 'nın çeşitli
kulüplerinde başkalannın şarkılannı söylerken kendi
bestelerini yazmaya başladılar ve ortaya hareketii, kıpır
kıpır blues rock ezgilerinden oluşan bir müzik çıktı. Kendi
finansal olanaklanyla hazırladıklan ilk albümlen "Let It
Ouf'ıEylüll 993'te pıyasav a süren The Shout. 9-19 Şubat
1993 tarihlerinde İstanbul Ha\al Kahvesi'nde.
SimaviKarikatür Yanşması
sergisiAntalya'da
ANTALYA(AA)-"11. Sımavı Uluslararası Karikatür
Yanşması" sergisi, Antalya FalezOteli'ndeaçıldı. Ay
sonuna kadar açık kalacak sergıde. 67 ülkeden 783
sanatçının 2 bin 77Oeserle katıldığı yanşma sonunda
dereceye giren. mansiy on alan v e sergilenmeye değer
bulunan 200 karikatür yer alıyor. Sergi.eylüİayında
yapılan ödül töreninden sonra Ankara ve İstanbul'da da
sanatseverlere sunulmuştu.
Aksamy'da sinemagünleri
AKSARA Y (AA) - Aksaray "da 7-13 şubat tanhleri
arasında "Sinema Günleri"düzenlenecek. Kültür
Bakanlığı"nınkatkılanvla Aksaray Kültür Derneği
tarafından gerçekleştirilecek sinema günlen kapsamında.
kültür evindegösterilecek filmler şunlar: PianoPiano
Bacaksız. Uçurtmayi Vurmasınlar. Yusuf ile Kenan. Gün
Ortasında Karanlık, Gölge Ov unu. Camdan Kalp, İki
Kadın. Dönersen Islık Çal. Düş Gezginlen. Sinema günleri
için bilet fiyatlan 10-20 bın lıra olarak belirlendi.
'Münevver'in Hasbıhati*
Kültür Servisi - İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan Kültür
Birimı. etkınlikleri olarak "Münev%er'ınHasbıhah"adlı
oyunu sahneleyecek. İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci'nin
Kınar Hanım için ya^dığı bu tek kişilik oyunda. on
dokuzuncuyüzyılOsmanlı kadın dünyasmabakılıyor.
Engin L'ludağ'ın sahnevekoyduğu. TilbeSaran'ın
oynadığı "Münevver'in Hasbıhali", daha önce Yıldız
Saray ı Sahne Sanatlan Müzesi"ne otan tik sahne
kostümlen bölümünün eklenmesı nedeniyle sahnelenmişti.
7 şubat pazartesi günü saat 18.00'de HarbiveCep
Tiyatrosu'nda sahnelenccek o\un ücretMZızlenebılecek.
Devlet Opera ve Balesi'nde salon
sorunu
ANKARA (AA) - Devlet Opera ve Balesi (DOB). kabına
sığmıvor. DOB. Ankara. İstanbul ve İzmır'dekı mevcut
salonlanv la tam kapasite çalışamı\ or Dev let Opera ve
Balesi Genel Müdürü Rengım Gökmen özellikle Ankara
\c İstanbul'daki salon sayılannın yetersiz olduğunu
belirterek. "DOB olarak çok daha yüksek temsil sayısına
ulaşacak kapasitedeviz"dedi. DOB Genel Müdürü
Gökmen. Ankara'ya yeni opera ve bale salonu yapılması
ıçin Kültür Bakanlığı 'nın gırişimlere başladığını bildirdi.
Hipodrom'daki Atatürk Kültür Merkezi alanı içinde yeni
bir salon \ apılmasının planlandığını anlatan Gökmen.
"Bu henüzolgunlaşrnamış birproje Bakanlık bu konu
üzerinde çalışıvor. Önümüzdeki günlerde önemli bir
mesafe alacağımızı umuyorum" diye konuştu. Gökmen,
İstanbul'da ise uvgun bir arsa bulunarak alınması halinde
sorunun yan yanya halledileceğini belirterek. "Bizim
amacımız bu konuda kamuo> u oluşturarak. biryer
sağlanması. Eğerarsayı alabilirsek. bunun altından
kalkanz"dedi.
Kıyı'nın 95. sayısı
Kültür Servisi- I986yılından buyanaTrabzon'da
yayımlanan ay hk küjtür ve sanat dergisi Kjyn'run. 95.
(şubat) sayısı çıktı. Ölümünün 10. yıldönümünde, şair
Hasan Hüseyin'in, şair Ahmet Özer'e yazdığı bir
mektubuna yer verilen dergide: şair Nabi Cçüncüoğlu,
ölümünün 25. yılında bir şiiriyle arulıv or. Derginin
"Atardamar" bölümünde, "Takma Adlar, Mahlaslar,
Tapşırmalar" konusunda. Saim Açıköz'ün bir incelemesi
yeralıyor. Osman Bolulu. Mustafa Yıldız, Aziz Nesin,
Neriman Calap. Perihan uysal. Hasan Akarsu, Subutay
Hikmet. İlyas Tunç. İbrahim Yıldız ve Engin Aşkın'ın
şıirlerinin yayırnlandığı dergide; Nazif Evren. Ruşen
Hakkı, Ahmet Özer. Tuğrul Asi Balkar, Ertuğrul Efeoğlu.
Azime Korkmazgil. Sabahattin Kömürcüoğlu, Tansu
Bele. Ve\ sel Usta. Nadır Gezer ve Mehmet Cimi'nin
yazılanna, FatmaGürel'in biröyküsüneyervenliyor.