Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18ŞUBAT1994 CUMA
HABERLER
SHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Livaneli, 'İstanbul senaryosu' nu anlattı
Iivaneli: SHPyifiizegîbiyapük
AYŞE YILDIRIM
Sanatçı yazar Zülfö Li-
vaneli, 20 günlük partili.
SHP-CHP arasında "gitti-
geldi". İlk başlarda kendi-
sini SHP'den soyutlandı-
rmak istediyse de bugün
kendisiyle birlikte partide
"kenetienmenin" yaşandı-
ğmı itiraf edebiliyor. Umu-
du haline geldiği SHP'nin
kadrolanna olan sevgisini
anlatıyor. Her akşam tele-
fonla görüştüğü Kara-
yalçın'la aralanndakı
"rekabet" iddialanna ise
kahkahalarla gülüyor.
Livanelli ile Baltali-
manı'ndaki bürosunda
yaptığımız uzun görüşme-
de. yıîlann deneyimli poli-
tikacısıyla konuşuyoruz
sankj. Istanbul'un sorun-
lanna diğer adaylara göre
farklı projeler üretiyor.
Heniiz ismini açıklamak
istemediği yerli ve yabancı
uzmanlarla sık sık birara-
ya geliyor. Cesaretle Nu-
rettin Sözen'in projelerini
sürdüreceğini anlatırken.
yanlış uygulamalan sergi-
lemekten de kaçınmıyor.
lşte Zülfü Livaneli'nin
partiler, liderler, İstanbul
ve belediye başkanlığı ile il-
gili görüşleri:
- Saym Livaneli sa-
natçıydınız, yazardınız.
Şimdiyse politikacısınız.
Duygulanmz?
LİVANELİ - Duygu-
Ianm kanşık bir durumda.
Yalnız. Türkiye'de politi-
ka bizim daha önce yaşadı-
ğıınız politik deneylerden
ya da sanat deneylerinden
daha zor değil. Politik uğ-
raşlar sonucu yani 20'li
yaşlarımızda askeri dö-
nemlerde evlerimizin bası-
lması, hapislere konmamız
ya da yurt dışına gitme-
miz... Bunlardan daha zor
değil şu anda geçirdiğimiz
dönem. Bir dc sevindirici
olan birşey var; ortaya
çıkışımızJa birlikte kamuo-
yunda da İstanbul'da da büyük bir coşku ya-
şandı. Bu da tabii işin bir ödülü oluyor. Ben
son anda mecbur kaldığım için girdim ama
şimdi pişman değilim.
- Ankara'ya SHP'nin adaylık teklifini kabul
etmemek için gittiniz, kabul edip döndünüz.
Kim ikna etti şi/i?
LİVANELİ - En başta kendi vıcdanim ıkna
etti. Çok uzun süre direndim bu adaylık mese-
lesine. Politikaya girmeye hiç nıyetım yoktu.
Daha önceki yıllarda da böyle öneriler olmuş-
tu. başka konularda. Onlara da direnmıştim.
Bu seferde 'hayır' dedim ama 'Bir kere görüşe-
lim' dediler. Gıttim, üç saat kadar bir konuş-
ma yaptık Sayın Karayalçın'ın evinde. Sonra
solun bu bölünmüşlük durumunda İstanbul'-
da seçimlerden çok parlak sonuçlar alama-
yacağı gerçeği ortadaydı. Bu durumda. bu bir
görevdi. Eğer ben bunu yukanya. oylan yu-
kanya çekebilecek bir kişiydiysem bunu yap-
mam gerektiğini düşündüm.
- Solu birleştirmenin SHP ile olacağma mı
inandınız. Çünkü, size CHP'den de aynı teklif
gelmişti?
Zülfü Livaneli, arkadaşımız Ayşe Yıldırım'a hedeflediği fstanbul'u anlattı. (Fotoğraflar: MUHARREM AYDIN)
Livaneli'nin İstanbul 'projeleri'
nümüzdeki 20-30yılıylabirlikte
İstanbul'ukavramasılazımbir
belediye baskantnın \e bu koıuıda
/ bir senaryosu olmasılazun.
İstanbul. sanayi gelışmesiniburadanispeten
durdurup daha temiz, çevreyi kirletmeyen
ve ihtisasgerektiren küçük sanayilere
yönelip, ama bıınun ötesinde bir hizmet
sektörii.fınans merkezi, kültiir veeğlence
merkezi mi olacak? Benım idealim böyle bir
kenilediinyakentiyaratmak. Türkiye'de
bugün milligelirin yüzde 52 'siniservis
sektörü oluşturuyor. Bu, zamanlayüzde
75 'lere çıkacak. Bu kadar geniş ve nıilli
gelire bu kadar büyük payı olan servis
sektörününmekanıyok İstanbul'da. O
yüzden benimprojelerim arasında, İstanbul
dısma dört tane büvük o satilit tabir edilen
servis mekanları oluşturmak var, bürolar
olııslurmak var. Sonra istanbul akongre
merkezleriyapmak var. İsıanbul'abüyük
birgöç var, bunun önüne geçemeviz. Senede
250 bin ittsangeliyor, 150hin de doğumla
artıyor. Bu 250 bin insan ağaçkıra
tünemeyecek. Biryerde oturacaklar ve
bunu zabıta tedbirleriyle,polisle
engellemenize imkanyok. Bunlara
oturacakları alanı mafya, devlet, Hazine
arazilerinipazarlayarak veriyor. Bizim
formülümüz çok basit. İstanburun il
smırları içinde uçsıız bucaksız Hazine
arazileri var. Bu Hazine arazileribelediyeye
kazandırıltr ve ondan sonraburava imar
verilır. Divelim ki biz orada büyük
firmalara, o arazi üzerinde80 bin konut
yapnıa izni verdik. Bıınun diyelim ki40bini
bizim müteahhit anlaşmasmagöre
bilivorsunuz. Belediye, 40 bin konut
satacak. Dolayısıyla oradakisatıs
koşullurmıkendisi belirley•ebilecek. Yani
hemgelen insanyerleştirilccek, lıenı
belediyeyegelirkalacak, hem dehıt Hazine
araziİerininyağnuılanması bitecek.
İstanbul"un temelkuruluşunda biryanhşlık
okhığıınudüsünüyorum. Anadolu yakası
genellıklemesken, oturma. Rumeli yakası
ise is merkezi, eğlence merkezi. Dolayısıyla
bu ikiyakaarasında durmadan taşmıyor
insanİar. Vçüncüköprüdeyetmez.yedi
köprü deyetmez bu dunonda şehir
büyükdükçe. Demekkı, böyle bir
senaryonunparçalarmdan biriside Anadolu
yakasına isyerleri, kültiir merkezleri,
eğlenceyerleri, üniversiteler, okullar
açmak. Bu tarafa da İkitelli'den ileri boş
arazileri mesken olarak gelistirmek.
Zaman ıçmdeşehri böyle dengelemek. Ben
kent haikının.kentin yönetimine müdalıale
etmesigerektiğini dûsimüyonon. Biz, bir
kenı parhımentosu düsünüyontz. Burada
hem meslek birliklerinden temsilciler. hem
belki demaliallehazından yanisemt
bazmda temsilcilerden o/usacak bir kent
parlamentosu, bukentteyapılacak işlemleri
denetlemek zorunda. Kente karşı suç
kavramını iyiceyaygmlaştırrmık istiyoruz.
Herkes. her İstanbullu, bu kentin sahibi
olarak kendisinigörnıeli vekent avukatlığı
oluşmah.
DSP'nin İstanbul'da kazanma şansı yok.
CHP"nin de kazanma şansı yok. O zaman di-
yorum ki işte bir kazanma şansı var. bunu ha-
rekete geçirelim. Bana verilen oylar diğer
partılerden boşa gitmişolmayacak.
- Seçimleri kaybederseniz ne yapacaksınız?
Tekrar köşenize mi döneceksiniz?
LİVANELİ - Tabii. tekrar hayatıma döne-
ceğim.
- Peki SHPVJen ayrılacak ımsınız?
LİVANELİ - Bunu düşünmedim ama ben
siyaset yapmak niyetiyle bu işe girmedim. Bir
görev yapmak için girdim. Bu görevin sonu-
cunda belediye başkanlığuıı alacağımız görü-
lüyor. Basın hep Refah diyor. Refah nereye
koşu>or. Refah"daki olağanüstü. başdöndü-
rücü yükseliş diyor. Oysa. gerçekçi bir gözle
bakıldığı zaman oyidrınt yüzde I9'dan yüzde
22'ye çıkarması Refah'ın başdöndürücü yük-
selişi değil. Başdöndürücü yükseliş iki haftada
yüzde 8.5'dan yüzde 20"lere gelmektir. Yani.
diğer tüm partiler düşüyor Refah dışında, biz
yükseliyoruz. Yani yükselen iki parti SHP ve
başkan. bütün üyeler. İstanbul il örgütü. ilçe-
ler buralardan olağanüstü bir sıcaklık vedost-
luk gördüm. Ve tabii şunu görüyorsunuz. bu
partiye gönül vermiş milyonlarca tertemiz pınl
pınl insanlar. bu insanlann hepsı bir İSKİ
damgası altında yokedilmek isteniyor. Bu çok
yazık yani. Ben hep hatırlatıyorum. Türkiye'-
de sistemde bir tıkanma var. Bütün partilerin
içine sızmış yolsuzluklar var. herkesin kendi
dosyası var.
- Bunda sizin de katkınız \ar ve bu gittikçe-
büyütülüyor hatta Sayın Karayalçın'ın sizden
korktuğu yorumlarına \ardırılıyor?
LİVANELİ - Biz her akşam Sayın Kara-
yalçın'Ia telefonla görüşüyoruz. değerlendir-
me'.er yapıyoruz ve bunlara gülmoruz birlik-
te. O da çok iyi biliyor. ben de çok iyi biliyo-
rum ki böyle birşey yok. Bu da. bu vükselişın
ve partideki bu bütünleşmenin yarattığı ra-
hatsızlık. Kimlerin bu laflan çıkarttığına dik-
kat edin hemen arkasındaki yüzler beliriyor.
Kimler kullanmaya çalışıyor bunu. Belediye
başkanı da olursam iki kere olmayacağım.
çevreler, ANAP özellikle ve
basında bazı yazarlar beni
şununla sıkıştırmak istiyor.
'Senin yaptığın ve söz verdi-
ğin şcyler, bugün başlattığın
kampanyalar Sözenin politi-
kalanyla çelişiyor'. Bu şimdi
çok doğal. Bu, bir kent yöne-
timı. Ben Sayın Sözen'le bazı
noktalarda kesişirim. bazı
büyük eserlerini devam etti-
riıim. Bazı noktalarda da
* birleşmem. Mesela metro
çok övünülecek bir çalı-
şmadır. Raylı sistemin çok
büyütülmesi, uzatılması
övıkıülecek bir çalışmadır
ama ben olsaydım mesela
Maçka Parkı'nı yapmazdım
o paralan harcayıp, Demok-
rasi Parkı'nı oradakı düzen-
lemeleri yapmazdım.
- SHP'nin şizi aday olarak
seçmesi İSKİ'den ötürü ar-
kasına bir medya gücü almak
istemesinden olabilir mi?
LİVANELİ - Sanmıyo-
rum çünkü medya gücü de-
diğiniz, rölatif birşeydir. Ben
bir gazetede Sabah'ta yazı-
yordum. Ama tabii ahlaki
kurallar gereği Sabah'la bü-
tün ilişkilerimi kestim. Ve di-
ğer partiler de gidip geliyor-
lar. bir gazete hiçbir zaman
Türkiye'deki dengelerden
bağımsız olarak yayın yapa-
maz. Yani bu ülkede ıktidar
var, bu ülkede anamuhalefet
var. Bugün herkesin adayı
var, ilişkiler var, dostluklar
var. Bütün bunlan bir kena-
ra itip de Zülfü'yü tutu>o-
rum diyemez. Zaten şimdi
görüvorsunuz ben medya ta-
rafından çok pompalanan
ya da çok desteklenen bir in-
san değilim. Tam tersine be-
nim günlük aktivitelerim.
halkın bana gösterdiği ola-
ğanüstü ilgi sokakta yürüdü-
ğümüz zaman tclevizyonlara
falan yansımıyor.
- Parriyle sizin çalışma-
larımzın birbirinden ayrı yü-
rütüjdüğü eleştirileri de var?
LİVANELİ -Dün akşam
sayın Karayalçın'la görüş-
tük. ona da söyledim. Parti-
nin bizim etrafîmızda kenet-
lenmesi ve gösterdikleri sevgi beni çok etkiledi.
Adaylarla toplantı yapük. konuştuk. Birtek
şeyi söyleyebilırim tüm başkan adajlan. ora-
da bulunan herkes 'Aman devam et. Tamamen
onaylıyoruz sizin polirikanızı devam et' dedi.
Bir de şu var, ben partiye veni girdim. Ben par-
tinin geçmiş icraatlannın avnntılannı bile-
mem. Bunlann hesabını bilemem. Ben yeni-
yim. Benim hayatımla ilgili bir leke varsa bunu
sorun. Ben, düşüncelerimi anlatıyorum.
B,
cevit Türkiye siyasetinde
çok önemli bir insan. Ama
bence bu seçimlerde DSP'nin
İstanbul'da kazanma şansı
yok. CHP'nin de kazanma
şansı yok. O zaman diyorum ki
işte bir kazanma şansı var,
bunu harekete geçirelim. Bana
verilen oylar diğer partilerden
boşa gitmiş olmayacak.
LİVANELİ - CHP'den aday olsaydım.
CHP oylannı nereye kadar yükseltebilirdim?
Çünkü Sayın Deniz Baykal da bana 'Ben bir ih-
tımal görseydim, > ani bu parti biz seninle bu îşâ
kazanınz ihrimalini görseydim çok ısrar eder-
dim, onu görmediğim için kıyamadım sana'
dedi. İSKİ, miski meselesiyle yaralanmış olsa
da SHP büyük bir partidir. Ben SHP listesin-
den aday oldum ama CHP'nin de İstanbul'da
aday göstermeyerek beni desteklemesini bek-
ledim ama böyle uygun gördüler. Yalnız be-
nim amacım İstanbul'da bu seçimde sandıkta
bir uzlaşma sağlamak. Yani SHP. CHP. DSP.
küsüp ANAP'a gitmiş, hatta küsüp RP'ye git-
miş oylann sandıkta bir uzlaşma sağlaması.
Araştırmalara göre biz artık başa oynayan bir
partiyiz. Hatta şunu söyleyeyim, bir başka çok
önemli bir şirketin yaptığı bir araştırma var,
orada adaylar olarak aldığımız zaman birinci
aday ben çıkıyorum.
- DSP'yle de sandıkta birleşme diyorsunuz
ama Saym Eeevit, sizin "sosyalistım" sözünüzü
bile eleştirdi. Sayın Ecevit'e bir yanıtınız olacak
Partiye gönül vermiş milyonlarca tertemiz pınl pınl insanlar, bu insanlann hepsi bir İSKİ
damgası altında yokedilmek isteniyor. Bu çok yazık. Türkiye'de sistemde bir tıkanma var.
Bütün partilerin içine sızmış yolsuzluklar var, herkesin kendi dosyası var.
mı.'
LİVANELİ - Ecevit'e verecek bir yanıtım
olamaz. Çünkü Eeevit Türkiye siyasetinde
çok önemli bir insan. Benim çok saygı duydu-
ğum bir insan. Ama bence bu seçimlerde
RP. Ve bu seçimlerde biz göz göze bakacağız.
Seçimlere katılım yüzde 90'lara varacak ve
ben yüzde 16-17 oranında görüyorum RP'nin
şansını. Esas manşet SHP'nin yükselişidir. İki
hafta içinde füze gibi yükselme varsa SHP'nin
yükseirnesidir. Ve. bu da Türkiye'nın umudu-
dur. Türkiye'deki laik oylar. demokrat oylar,
cumhuriyetçi oylar bu şahlanmayı yapabili-
yorsa. buna sahip çıkmamız gerekiyor bizim.
-SHPyi nasd bekliyordunuz, nasıl bir SHP
örgüriiyle karşılaştınız?
LİVANELİ - SHP konusunda daha önce
bağımsız yazar kişilığımle eleştirilerim olduğu
malum. Fakat ben SHP'deçalışmaya başladı-
ktan sonra genel merkez yöneticileri. genel
Görev süremin sonunda bırakacağım.
Sayın Sözen'le ilişkileriniz nasıl?
Adaylığınızın ardından iki gün göriişemediniz,
sonra nasıl oldu?
LİVANELİ - Sayın Sözen'le bizim eskiden
beri çok yakın dostluğumuz var. Özellikle ben
onun metro gibi bazı faaliyetlerinin çok savu-
nucusu oldum. Sayın Sözen de dedi ki. 'Benim
seninle hiçbir sorunum yok'. Ama kendisinin
adav gösterilmemesıne kınldığı belli. Ama
parti disipüni olan. yıllardan beri partiye. o
Inönü terbiyesiyle particilik yapan birisi oldu-
ğu için, benimle de kişisel bir kırgınlığı olma-
dığı için ilişkilerimiz gayet iyi devam edıyor.
Yalnız şunu gözden kaçırmamak lazım. Bazı
ağışlann belediyeyle
direkt ilişkisi olabilecek
gruplardan büyük bağışlar
alınmasına biz karşıyız.
Biz bu kampanyamızı da şeffaf
yürüteceğiz ve açıklayacağız.
Bize, halktan para vermek
isteyenler var, onlardan
alınıyor. İş çevrelerinden de
alınıyoramamakul
miktarlarda ve belediyeyle işi
olan ya da olabilecek bir
müteahhidin parası değil.
- Şeçim bütçesi oluşturdunuz mu?
LİVANELİ - Mümkün olduğu kadar az
masrafla ış yapmaya çalışıyoruz. Çünkü bili-
yorsunuz partiler. genel merkezlerinden İstan-
bul'a aktarabilecekleri para sınırlı olu\or. bu-
nun dışında bağışlar alıyorlar. Bu bağışlann
beledi\eyle direk ilişkisi olabilecek gruplardan
büyük bağışlar alınmasına biz karşıyız. Bu
bakımdan biz bu kampanyamızı da şefTaf
yürüteceğiz ve açıklayacağız. Bize. halktan
para vermek isteyenler var. onlardan alınıyor.
Elbette iş çevrelerinden de alınıyor ama makul
miktarlarda ve belediyeyle işi olan ya da olabi-
lecek bir müteahhidin parası değil. Bize böyle
öneriler geldi. Mesela belediyeyle çelişkisi olan
birmüteahhit 2.5 milyarönerdi. Biz. reddettik
0 parayı. Böyle paralar almıyoruz.
- L'luslararası bir ekiple seçimlere hazı-
rlandığınız söyfeniyor. Kimler var ekibinizde?
LİVANELİ - -Ekıp uluslararası değil Türk.
Ama içinde yurtdışında da bir grup var. O
grupla bizim ilişkimizi kuran bir Ingilız arka-
daşımız var. Bu arkadaşımız da London Scho-
01 of Economics'da hoca ve teknoloji transferi
uzmanı. Mesela Mısır Başbakam'nın da danı-
şmanı. Ekibimizi gelecek hafta, kitapçık hali-
ne getirdiğimiz çalışmalanmızla birlikte açı-
klayacağız.
-Londra'yı kurtaran insanlar?
LİVANELİ- Londra'yı kurtaran insanlarla
daha çok Imperial Collage'daki kadroyla iliş-
kilerimizi sürdürüyoruz. Mesela TempsWater
Company'yk ilişkilerimızi sürdürüyoruz. su
meselesi için İstanbul'un. Bunlar bize projeler
ve eğer belediye başkanlığım alırsak ki ınanı-
yoruz, ondan sonra bunlar bize hizmet vere-
cekler.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLÎ
Fetva
Fetva, beşinci yılını doldurdu.
Geçtiğimiz 14 Şubat, uğursuz bir olayın yıldönümü idi.
Bir beş yıl önce, Ingiliz yazarı Selman Rüştü yü, Ayetul-
lah Hûmeynî ölüme mahkûm etmişti bir fetvayla. Suçu
mu? "Islama hakaret!" Suçunun kanıtı mı? Şeytan Ayet-
/er/adıylayayımladığı birroman! Birhayal ürünii -çünkü
her roman boyledir bir yerde!- eser yüzünden, görün-
mez bir hapishanenin içine atılmış durumda yazarı; izi
sürülen bir adam halinde yıllardır. Fetvayı çıkaran çekip
gitmiş de olsa, hüküm yürürlükte; cinayete çağnya,
fran'ın yaşayan kara mollaları da sahip çıkmayı sürdü-
rüyorlar. Kitabın kimi ülkelerde, Japonya'da, Italya'da,
Norveç'te, çevirici ya da yayıncılarınm karşılaştıkları öl-
dürülme girişimleri, tehdidin öyle havada bir şey olma-
dığını da gösteriyor.
Yalnız da değil başı istenmekte Selman Rüştü.
Geçtiğimiz 24 eylülde, Bengladeş'te, bu kez bir kadın
romartcıyı, Teslime Nasreen'i, ülkesindeki bir grup kök-
dendinci ölüme mahkûm etti. O da, Utanç adlı bir kitap-
çık yayımlamış ve ülkesinde, bir başka molla güruhunun
dehşetine kurban giden kadınları sergiliyor. Ona da ya-
pıştırılan suç aynı: 'Islama hakaret!'O da, Selman Rüştü
gibi koruma altında ve evinde hapis...
Hiç kuşkunuz olmasın, başkaları da eklenecektir bun-
lara.
Islam dünyasının üzerinden bir rüzgâr esiyor bir süre-
dir; hiçbir bereketin tohumunu taşımayan, düpedüz ka-
ranlıkçılığın kara rüzgârları...
Selman Rüştü ile ilgili fetvanın beşinci yılı vesilesiyle,
yığınla program, yayın ve yazı var.
Yazarın kendisiyle yapılmış bir söyleşide, onun,
"Unutmayınız ki, ülkelerin hepsi aynı kaygıda: Kazanç!
O yüzdendir ki, İran'a yaptınm arkasında değiller" de-
mesinde bir yenilik yoksa da, şu sözleri önünde düşün-
memek elde değil: "Benim davam, her şeyden önce bir
humour duygusuna sahip olanlarla olmayanlar arasın-
daki savaştır."
"Humour", bildiğinizgibi, mizah, nüktedemek,
En güç sanaUar arasındadır bu!
Ve en başta da ham sofuda, yobazda, bağnazda bu-
lunmaz bu duygu!
Ama ne yapalım ki, gülmecesiz, mizahsız, nüktesizde
yaşanmaz; o da ne demek? Uygarlık olmaz onlarsız!..
Nasrettin Hoca fıkralarında, hele hele Bektaşi fıkraların-
da, onfarı asıl çekici kılanın ne olduğunu anlatmak ge-
reksiz; öyleleri de vardır ki içlerinde, fetva da para
etmez!..
Lire dergisinde, islam dünyası üstüne uzman üç Fran-
sız aydınıyla kısa söyleşiler var Selman Rüştü olayıyla
ilgili: Hıristiyanken Müsluman olan, Vİncent Mansur
Monteil, din değiştirenlerde görülen -o malum!- gayret-
keşlikle, fetvayı yerinde buluyor; tanrıtanımazken Isla-
ma dönen Roger Garaudy, fetvanın hiçbir dinsel temeli
olmadığını ve üstelik yazarın yargılanmadan mahkûm
edildiğini belirtip, Hûmeynl'nin böylece pek büyük bir
yanlış yaptığını söylüyor; Jacques Berque de, fetvayı
haklı çıkaracak bir hükmün Kuran'da olmadığı kanısın-
da da olsa, "Aydının özgürlüğü sorumluluğundan ayrı-
lamaz" deyip ekliyor: "Şeytan Ayetleri'nin ötesinde, bir
siyasal oyun var. Islam, Amehkan hegemonyasının kur-
mak istediği yeni siyasal dünya düzeninin nadir hasım-
lanndan biridir. Özet olarak Selman Rüştü de, nesnel
olarak bu hegemonyayı savunuyor", başkaları da bile-
rek ya da bilmeyerek, bu stratejiye yardımcı oluyorlar.
Düşüncemi soracaksınız: İnsanlann, hele hele bir ya-
zarın. mutlak düşünce ve açıklama özgürlüğünden ya-
nayım; şu ya da bu gerekçeyle, bu görevi savsaklaya-
mam. Aynca, Islam dünyasında, emperyalizme karşı
mücadele, iran gibi -tepeden tırnağa- karanlıkçı rejimle-
re kalmışsa, oturup ağlaması gerekir tüm Müslümanla-
nn...
Sunu da eklemeliyim: Türkiye'de, Selman Rüştü'nün
düşünce özgürlüğünü savunurken, onun hemen yani sı-
ra, bir İsmail Beşikçi nın. bir Fikret Başkaya'nın, bir
Münir Ceylan'ın da kalemlerine mutlak saygı beklerim.
Tersi, "çifte standart'a girer ki, benim kalemime de ya-
kışmaz.
Bilmiyorum, anlatabildim mi işin inceliğini?
Seçlıtı kazanı
Eski tüfekler yanşacak
BİLECİK(Cumhuriyet)- RefikKavadansonra
Solun kalesi olarak bilinen
memur kenti Bilecik'te yerel
seçim, "eski dostlar": karşı
karşıya getirdi. SHP'den
Belediye Başkanı olarak
görevini sürdüren Akın
Olcay geçmiş dönemlerde
kader birliği yaptığı
arkadaşlanyla seçım
yanşında. ANAP'ınadavı
ola'nRefikKaya I989yılınd"a
belediye başkan adaylığı için
SHP'de önseçime girmiş.
ancak Akın Olcay'a karşı
kavbetmişti. Refik Kaya.
geçen yıl SHP'den istifa
ederek ANAP'tan belediye
başkan adaylığı için ısınma
turlanna başlamıştı.
CHP'nın başkan adayı ise
SHP'nineskiBi'leçik
Millet\ ekili Tavfur Ün.
SHP'den istifa ederek
CHP'nin başkan adaylığına
soyunan eski milletvekili
Tavfur Ün. sol yelpazedeki
seçmen üzerinde etkili
olmaya çalışıyor. DYP'de ise
il yönetim kurulu üyelerinin
kendi aralannda yaptıklan
mıni anket sonucunda
ada\ lığı belirlenen Mustafa
Cinoğlu. uzun süre DYP
Bilecik Milletvekili ve Genel
Başkan Yardımcısı Bahattin
Şeker'in tepkisini aldıysa da
veto edilme tehlikesini a
tlattı. Diğer yandan Refah
Partisi ile MHP, seçmenin
ılgisini çekmeye
çalışıyorlarsa da Bilecik 27
martta "eski tüfekler"in mey-
dansavaşınagebe
görünüyor.
Ergenekon'un erken seçimdüşü
SABİTHORASAN
KONYA-DYP'de parti içi
muhalefetin öncülerinden
olan eski Devlet Bakanı
Gökberk Ergenekon,
"DYP'yi Tansu Çiller'den
daha iyi vönetecek birçok
insan \ ar. Bugünkü saneı
DYP'de değil, partinin
tepesinde"dedi. Ankara'da
Konya Gazeteciler Derneği
Yönetim Kurulu'nu kabul
eden Gökberk Ergenekon.
Başbakan Tansu Çiller'i
beğenmediğini,
desteklemediğini belirtti ve
açıklamasını şöyle sürdürdü:
"DYP'de parti ici muhalefet
nedir? Boğuşma nedir?
Bunu bilmivoruz. Bu konuda
net bir fikrimiz \ oktur. Şimdi
seçünegidiyoruz. DYP'ye
zarar gelmesin diye kendi
aramızda, basına kapalı
olarak mücadelemizi
sürdürüyoruz. Partinin,
içinde bulunduğu saneıdan
kurtulması için
çalışıyoruz.'Başbakan
Tansu Çiller'in ekibi ve
grubu olmadığını, çevresini
bakanlık heveslisi
milletvekillerinin çembere
aldığını iddia eden Gökberk
Ergenekon açıklamasına
şöyle devam etti:
"Türkiye'yi 2000 y üına DYP
götürecektir. Bu güzel partiyi
Başbakan Tansu Çiller'den
daha iyi vönetecek birçok
yönetici var. Şimdi önümüzde
bir yerel seçim var. Bu
seçimden sonra Türkiye'de bir
erkenseçim gündeme
gelecek. Muhtemelen DYP ile
ANAP'ın'anayof
olarak birieşmea
konuşulmaya başlanacak.
Şimdi tepedekilere düşen
görev bu işi, büieşmeyi, öcü
gibi takdim etmemek lazım.
Kimsej le yüz yüze
bakamayacak kadar kavga
etmemeleri lazım."