19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel7B.Y1SAYI 24971 S A N A T K U L T Ü R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 18$UBAT19S4CmU Kayısı, kivi, lahana, armut, brokkoli kanser düşmanlan arasında sayılırken, muz tansiyonu düşürmeye yardımcı oluyor İlaçiçmeyin,meyve -sebzeyiyin ELITE Servlce SUSAN MALE SMITH Size neleri yememeniz gerektiği- nin söylenmesinden bıktınız mı? İşte iyi bir haber: Bilim adamlan kanser. kalp ve diger hastalıklan önlemenin yolunun bazı yiyecek maddelerin- den geçtiğini kanıtladılar. Jlaç yerine besinleri kullanmak, zannediidiği kadar mantıksız değil. Amerikan Ulusal Kanser Enstitü- sü'nün araştjrmalanna göre bazı be- sinler. sağlığı korumada son derece yararlılar. fşin sırn ise bu yiyecekle- rin içindeki yüzlerce kimyasal mad- dede yatıyor. Bostondaki ABD Tanm Bakanlığı Besin Araştırma- lan Merkezi'nin başkanı Jeffrey Blumberg, "Meyve ve sebzelerde be- ta-karoten ve C ve E vitaminleri gibi antioksidanlar vardır" diyerek bu yi- yeceklere dikkat çekiyor. Blumberg'in sözünü ettiği bu maddeler, dolaşımda bulunan ve sağlıklı dokulan tahrip eden serbesı radikallerin hakkından gelebüiyor- lar. Bunlann haricinde ise lifler ve di- ğer kimyasal maddeler, hastalıklar- la mücadele ediyorlar. Aşağıda, en çok yediğimiz besin maddelerini, bu yiyeceklerin içindeki yararlı madde- len ve onlan yiyerek hangi hastalı- klardan korunacağımızı gösteren bir iiste bulacaksınız. Okuyun ve sonra yemeye başlayın. Ka>ısı: Birer anti-oksidan olan C vitaminı vc beta-karoten deposu. Akciğer kansenne karşı koruma sağlıyor. Lif vönünden de çok zen- gin bir besin. Muz: Tansiyonu düşürmeye yardımcı oluyor. İçindeki sihirli madde ise potasyum. Muzda ayrıca bağışıklık sistemini güçlii tuttuğu kanıtlanan B6 vitaminı de var. İncir: Incirde lif. magnezyum. po- tasyum ve C \itamini var. Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir araştı- rma. bu meyvede bulunanlar gibi meyve liflerinin sıstolik kan basıncı (kalbin kasılması sırasındakı basıncı simgeleyen ve büyük tansıyon ola- rak adlandınlan değer) üzerinde et- kili olduğunugösteriyor. Genel ola- rak lifiryiyecekler diastolik kan basınanı (kasılmalar arasında kal- bın dinlenmede olduğu andaki basıncı gösteren küçük tansiyon) düşürüyorlar. D, Üzüm: Üzümde. kadınlarda ge- nellikle menopozdan sonra görülen ve kemik yoğunluğunun azalması olarak açıklanan osteoporozu önle- meye yarayan boron adlı bir madde bulunuyor. Kivi: Kahverengi kabuğu içindeki parlak yeşıl etli kısmında bol mik- tarda kanser düşmanı lif ve C vita- mini var. Maıtgo: Bela karoten. bakır B6 ve C vitaminlerini içeriyor. Siyah erik: Bol lifli oluşu ve doğal bir şcker olan sorbitol içermesi ne- deniyle kabızlığı gidermcde kul- lanılıyor. Eriğin içindeaynca A ve E omates bazı kanserleri önleyebilen Lycopen adlı madde içeriyor. Havuç fel geçirme riskini azaltıyor. Kavun ağız, rahimvemide kanserlerine karşı etkili. vitaminleri ve boron bulunuyor. Çilek: Birçok meyveden, o arada portakaldan daha çok lif ve C vita- mini içeriyor. Aynca içinde gerçek bir kanser düşmanı olan ellajik asit de bulunuyor. Armut Armutta bol mikiarda bu- lunan lifler, düşük yağ içeren bir re- jimle birleşince, kolon kansenne dö- nüşebiien poliplenn oluşmasını en- gelliyor. Kavun: Beta karoten, lif, folat, po- tasyum, B6 ve C vitamini içeriyor. Karoten'in kansere karşı koyan özelliği sayesinde ağız, rahim boy- nu, mide ve rahim kanserlerine karşı koruduğu düşünülüyor. Portakal suyu: Bu geleneksel C vi- taminı deposu, doğuştan sakatlı- klan Önleyen ve kadınlan rahim kansenne karşı koruduğu ileri sürii- len folik asit de içeriyor. Lahana: Kanser savaşçısı sebzcler farnilyasının önde gelen üyelerinden biri olan lahananın içindeki 'ındol' adlı maddelerden birinin, meme kanserini önlediği (ahmin ediliyor. Havuç: En çok beta-karoten içe- ren sebze. 87.000 kadın üzerinde yapılan yakın tarihli bir araştırmaya göre, haftada en az altı-yedi havuç yiyen kadınlann felç geçirme olasılı- klan, ayda bir veya daha az havuç yiyenlere oranla % 68 daha az ola- rak gerçekleşiyor. Balkabağı: Zengin bir karoten ve lif kaynağı. Kımuzı biben Yeşil biberden daha fazla karoten içerdiği için kansere karşı daha etkili. fçinde aynca po- Çocukheryerde çocuktur, Fas'tada ARtFKIZILYAUN CASABLANCA- Dar bir so- kakta yüriiyoruz... Eski yüzlü. köhne binalar arasından göky üzü- nü görmek bile olanaksız... Tek tük seyyar satıcı geçiyor... Kimı- nin elinde kağıtlı bon-bon şeken. kiminin elinde çekirdeğı... Küçü- cük birfınn. yanındadermeçatma kurutemizleyici... Sessizlik iyice soluk yüzünü his- settiriyor... Adımlannızın sesini dinler hale geliyorsunuz... Bir-iki metre sonra kuş cıviltısını andıran sesler. Sanki yanı başınızda çocuk bahçesi var... * w u.stlerine başlanna bakılırsa çoğunluğu orta halli, hatta yoksul aileninbireyleri... Ama pantolonlan yırtıkmış, kazaklar ağabey ya da ablalardan kalmaymış gibi bir dertleriyok... Öğretmen, elindeki sopayı salladığında bile neşelerini yitirmiyorlar... Ses nereden geliyor diye merak ettiğiniz anda Arapça harflerle yazılı bir tabela karşınıza çıkıyor. altında da küçük puntolu harflerle Fransızca "Ecole'" yazısı... Bir okul, o daracık sokakta ilim. irfan yuvası karşınıza çıkıyor... Merak edip içeri girdiğimizde gü- leryüzlü onlarca öğrenci... Ustlerine başlanna bakılırsa ço- ğunluğu orta halli, hatta yoksul ai- lenin bireyleri... Ama pantolonlan yırtıkmış. kazaklar ağabey ya da ablalardan kalmaymış gibi bir dertleri yok... Öğretmen. elindeki sopayı salladığında bile neşelerini yitirmiyorlar... Evet. Fas'ın. Atlaniik Okyanu- su sahılındeki Kuzey Afrika ülke- sınin ünlü kenti Casablanca'da bir okuldayız... İçeri gırdığimizde önce öğretmenler şaşkın gözlerle bizi izliyor... Hareket edecek yer yok Türkıve"den geldiğımizı. gazete- ci olduğumuzu \e fotoğraf çekmek istediğimizi söylediğimizdeolumîu yanıt alıyoruz... Küçük sınıflarda öğretmen ve öğrencilerden bize, değil hareket edecek, kıpırdayacak yerkalmıyor... Her flaş çakışında sınıftaki gii- rültü ve heyecan bir kat artıyor.. \'e bizım deklanşöre basışımız sonrası ön sıralardaki bir- ıki öğ- renci. kafasına cetveli yiyiveriyor... Kara tahtada Arapça harflerle yazılmış basit kelimeler.. Duvarda Kral 2. Hasan'ın devasa portresi... Daha sonra öğretmenle sohbet edıyoruz... Adı Yarzız Hayat... Öğretmenlık kuşkusuz ki onun ıçın mesleklerin en kutsalı... İyi bir gelır elde etmese de yaptığı işi sev- diğini ve öğrencilere bir şeyler gös- terebilmenin kendisini fazlasıyla memnunettiğinı söylüyor... Aylık kazancı ise aynı Türkiye'- deki gibi yetersiz... 1700. 1800 dir- hem para kazanıyor tüm ay bo- yunca... Yanı dolar hesabına vur- duğunuzda 170-180 dolarlık bir ücretle geçinıyor... Bir iki kare daha fotoğraf çekip dışan çıkar- ken. adresıni venyor.. Çektiğimiz fotoğraflardan bırkaçını gönderir- sek çok mutlu oiacağını ıfade edı- yor... Söz veriyoruz. postalaya- cağız... Okulun o sıcak yüzünü bırak- mak ıstemiyoruz. ama dersi zatcn yeterince böldüğümüzün farkına vanp sokağa çıkıyoruz. . Çocuk sesleri uzaklarda kalıyor. sokak yine eski görünümüne bürünüyor, soğuk, sessiz, kasvetli... 5-6 yaşında onlarcaçocnk. Hepsi neşeH, hepsi keyiffi. (Fotoğraf: ARİF KIZILYALIN) Depresyonun en etkili ilacı şiir BRISTOL (AA) - Ingiliz doktorlar. depresyona giren kişilere. ilaç kullanmak yerine şiir okumalannı tavsiye ediyorlar. Daily Telegraph gazetesinde vayımlanan biryazıda. Bristol Üniversitesi'nde yürütülen araştırmada Wordsworth, Keats veya Browniıç gibi şairlerin bazı mısralannın, ruhsal sorunlan olan kişiler üzerinde ilaçtan daha olumlu etkiler yarattığının görüldüğü kaydedildi. Makaledi, bu "debi recetenin", Ingiltere'de her yıl yatıştıncı ilaçlar için yapılan 1J 7.5 milyon dolan aşan harcamayı azaltabileceği de belirtildi. Jngiliz Tıp Birliği Başkanı Dr. Akxander Macara, "Araştırmanın, eczacüık sanayii hoşlanmasa da şürin, her türlü ilaçtan daha etkili ve ımizik gibi şifa verici olduğunu ortaj a ko\duğunu" kaydeiti. Doktorsuztedaviden vazgeçemiyoruz EMELGÜL GAZİANTEP - İnsanların, sağ- lıklannı tehlikeye düşürse de gele- nekse] tedavi yöntemlerinden bir türlü vazgeçemedikleri göriilüyor. Çeşitli sebze ve bitkileri "her derde deva" gören yurttaş. fızik tedavi yaptırması gerekirken. önce dokto- ra değil "acetnet yaptırmaya" gidi- yor. Acemeti usta ve ehil ellerde yap- tırmayan, birinci derecede yanıkla karşılaşabiliyor. Gaziantep'te çok yaygın olarak yaptınlan acemet, özel bir teknik. Büyükçe bir su bar- dağına küçük parçalar halinde kağıt yakılıpatılıyor. Kaşt yanarken. bardak ters çev- rilip vücuda yapıştırıhyor. Bardağm içindeki kağıt, havasızlıktan söner- ken deri. bardağın içinde balon gibi şişiyor. Bu işlem birkaç bardakla Ayağında mantar olanlar kına yakıyor, yanık sorunu olanlar yanık üzerine zeytinyağı, diş macunu veya yoğurt sürerek iyileşmeye çahşıyorlar. aynı zamanda yapılıyor. Bir süre beklendikten sonra vücuda yapışan bardaklar toplanıyor. Kanlanyta ilgilı bir rahatsızlığı ol- duğunu düşünenler ise yurdun baş- ka yörelerinde olduğu gibi Gazdan- tep'te de vücutlanna sülük yapıştın- yorlar. Bu amaçla Gaziantep'in bir köyündeki Sülüklü Göl, ziyaretçi akınına uğruyor. Göle gidip sülük toplayanlar, bunlan şişelere doldu- rarak evlerinc getiriyorîar. Geleneksel tedavi yöntemlerin- den biri de vücudu jiletle çizip kan çıkartmak scklmde. Özellikle çocu- ğu olmayanlar ile kasıklannda ağn duyanlar bunu yaptınyorlar. Şişe ile göbek çektirmek de bir başka tedavi anlayışı olarak dikkati çekiyor. Bu yöntemde hasta yere ya- tınlıyor. Sonra içi su dolu şişe, suyu dökülmeden ters çevrilip göbeğe bastınlıyor. Daha sonra hasta hızla ayağa kaldınlıp idrannı boşaltması için tu- valete gönderiliyor Elleri ya da ayaklan çıkmış veya incinmişse ya tuzlu hamur yoğuru- luyor ya da kara et, incinen yerin üzerine konulup bir güzel sanlıyor. Özellikle çocuklar üzerinde uygula- nan bu tedavi yöntemi yapılırken baş. tülbentle bağlanmadan önce yaralı yerin üzerine bir madcni para yapıştırıhyor. Ayağında mantar oianlar kına yakıyor. yanık sorunu olanlar yanık üzerine zeytinyağı, diş macunu veya yoğurt sürerek iyileşmeye çalışıyor- lar. ÇogutehBkeU Gaziantep Üniversitesi Tıp Fa- kültesi Dermatoioji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Orhan özgöztaşı ile Enfeksiyon Hastalıklan ve Kli- nik Bakteriyoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatma Sırma- tel, sülük yapıştırma \öntcminin hastahk risîci taşıdığmı belirterek şunlan söylüyorlar: "Bu yöırtemle AIDS ya da sanlık, bir başka kişiye rahatlıkla gecebilir. Sülük, deriyi delerek insanların kanı- nı emebilir. Emdiği kanın yerine, da- ha önce emdiği bir başkasının kanını boşaltaîıilir ve bu voüa hastalık bula- şabilir. Bu şekilde bulaşan hastalığın tedavisi çok güç. Vücudu jiletle çiz- mek, insana hiçbir fayda sağlamadığı gibi Hepatit B-C ile AIDS viriisünü de bulaştırabilir." Prof. Dr. Necdet Aybastı ise şişe ile göbek çekmenin tıp literatüründe yeri olmadığmı. ancak psikolojik yararlar sağlayabileceğıni söyledi. Doç. Dr. Orhan Özgöztaşı. ya- nıklan tedavi için kullanılan zeytin- yağı, yoğurt ve diş macununun en- feksiyon riskini arttıracağını belırtti. tasyum ve C viıamini var. Ispanak: Antı-oksidan ve besin hazinesi. Özellikle folık asit açısı- ndan zengin. Bu madde. rahim kan- seri öncesi dönemde görülen servı- kal displaziyi önleyebiliyor. Domates: Bazı kanserleri önleye- bilen lycopen adlı bir maddenin dışında lif. potasyum, A ve C vita- minleri banndınyor. Barbunya fasulvesi: Bu ve diğer kuru fasulyeler, LDL olarak bilinen zararlı kolesterolü \e tansiyonu dü- şüren suda enyen liflerle yüklü be- sinler. Kan şekerini de sabit tutarak açlığı yatıştırdığı ve hatta şeker has- talannda insülin gereksinimini azalttıklan da bilinıyor. Brokkoli: Kanser düşmanlan lif- ler, beta karoten ve C vitamini dolu bir sebze olan brokkolıde aynca bo- ron. kemiklere son derece yararlı olan kalsiyum. krom. folik asit ve potasyum bulunuyor. Mercimek: Kalp krizlerine karşı koruma sağlayan B vitaminleri yö- nünden zengin olan mercimekler; lif, demir ve bağışıklık sistemini güç- lendiren bakır. manganez, çinko ve protein içeriyorlar. Kepek: Kanser düşmanı. suda eri- meyen lif deposu olan kepek. besin- lerin bagırsaktan geçışini hızlandın- yor. Bilim adamlan. toksinicrin dışkıyla daha hızlı atılmasının bağı- rsak kansenne yakalanma riskini azalttığına ınanıvorlar. V'ulaf: LDL kolesterolünü azalt- mak için i\ı bir seçim. Son araştı- rmalara göre günde yenecek 3 gr. suda eriyen lıflı besinle, 6 haftada kötü kolesterolü % 5 oranında azaltmak mümkün. Fındık-ceviz: Kalbınizin dostlan. Kalifornıya Loma Lında Üniversi- tesi'nde yapılan bir araştırma, haf- tada 5 kez 50-60 gr. fındık yiyen \e ' bu arada düşük yağ içeren bir rejim uygulayan kışılerın kolesterol sevi- yelennin % 12 oranında azaldığını ortaya koydu. Ayçekirdeği: Doymamış yağ ıçe- riğı bakımından son derece zengin olması özellığıyie fındığa benziyor ve aynca içinde E vitaminı var. Zeytinyağı: i^lono-doymamışyağ oranı açiMndan en zengin yağ. Ko- lesterolü düşürüyor. Araştırmalar margarin verine zeytinyağı yiyerek LDL'nın ° ö 7 oranında azallılabile- ceğıni gösterıvor. Yoğurt: Sağlık kaynağı yoğurt. soğuk algınlıklannı ve alerji krizleri- ni önlüyor. Aynı zamanda büyük miktarda kalsiyum içeriyor. Balık: Balık yaglanndaki ome- ga-3 yağ asitleri. kandaki yağlan ve özellikle trigliseritlen düşürmedeet- kılı oluyor. Bu maddeler aynca tan- siyonu düşürüyor ve romatizma ağnlanna iyi gelivor. Hamsi. ringa. alabalık. uskumru. somon ve sar- dalve en çok yağ asıti içerenler. Sarmısak: Araştırmalara göre sarmısak. kalp hastalıklannı ve felç- len önlüvor. Kan basıncını düşüren sarmısağın içindeki alilik sülfit. kan- serojen maddelen zararsızlaştınyor. Sarmısağın. mıde kanseriyle de ters bir ılişkisı olduğuna ınanılıyor. Zencefil: Doğal bir diyet yardımcısı olan zencefil. kalorilerin yakılmasını hızlandınyor. Aynı za- manda doğal bıranti-oksıdan. Çay: Birçok araştırma. çaydaki kimyasal maddelenn. kanseri önle- medc faydalı oiabildiğinı ve kan ko- lesterolünü düşürdüğünü gösteri- yor. Çocuklarda davranış bozukluklan artıyor MEDICALTRIBUNL 1970 orıalanndan bu \ ana. çocuklarda ruhsal -.orıınkırın ve da\ ranış bozukluklannın artlığı gözleniyor. Araştırmada clealınan. somıırtma. yalan söyleme. bas kaldırmj. yabancılaşma gibi sorıınlar kendi içlcrindc önemsız sav ılmakla birlıkic. bunkırçocuğun gclışimi açısından bircr uyan niteliğindedir. Araştırmayı sürdüren Thomas M. Achenbach,çocuklannduyguvc davranışlannı değerlcndiren ana-baba veöğrelmcnlerin görüşlerini birer ölçüt olarak kullandı. Bunagöreelealınan 100 farklı konunun herhangı birinde sorunlu olduğu behrtılen çocuklann oranında % I-2'lik biranışgörüldü. Ancak toplu olarak değerlendirildiğinde. bu ufak tefek artışlann sonuçta ruhsal tcdaviyi gerektirecek boyutlara ulaştığı belirtiliyor. 1976 yılında araştırmaya başlandığında, ruhsal tedaviden geçmeyen çocuklann yalnızca % 10'unda ciddi sorunlar saptanırken, 1989'da bu oranın % 18'e ulaştığı görüldü. Deneklerin özdeş gruplardan oluşmaması nedeniyle, araştırma sonucunun ne denli sağlıklı olduğu tartışılabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle