19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18ŞUBAT1994CUMA CUMHURİYET2 SAYFA KULTUR En fazla ödülüErdenKıralaknısüUluslararası Berlin Film Fesîivali'nin 44yıllıkgeçmişinde Türkiye, 26festivalde uzun ve kısa metrajh toplam 37filmle temsiledildi. 'Ha kari'de Bir Mevsim' enfazla ödülü alırken, en büyük ödül 'Susuz Yaz' ile geldi. Yılmaz Güney ile bir kez onur ödülü kazandık. GÜNER YÜREKLİK BERLIN - Bugün Cannes'dan sonra dünyanın en büyük ve en geniş kapsamlı film fesüvali ola- rak kabul edilen Uluslararası Berlin Film Festivali'nin 44 yıllık geçmişine, onca kataloğu kanştı- rarak şöyle bir göz attığımızda, Türkiye'nin gerek katıhmıyla ge- rekse aldığı ödüllerle önemli bir konuma sahip olduğunu saptıyo- ruz. Bir kez Türkiye, 1951 yıhnda sinema dünyasına kapılanru açan festivale hem de yanşma bö- lümüne (Wettbewerb) "İstanbul'- un Fethi" ile katılan ülkeler arası- nda. Yani ta baştan beri vanz bu işte. Daha sonra festivale katılımımız bir süre kısa metrajlı kultür fılmlenyle oluyor ve ılk ödül (Gümüş Ayı), yönetmeninın ismi katologlarda belirtilmeyen, "Hitit GüneşT ile geliyor. Yıl 1956'dır. Uzun metrajlı bir Fılmle yanşma bölümüne ikinci kez katıhşımız ise "Kınk Çanaklar" ile 1961 yüında oluyor. Fakat esas bomba 1964'te pathyor ve "Susuz Yaz" ile yan- şma bölümüne üçüncü katılışımı- zda festivaün en büyük ödülü olan ve bir tek filme verilen 'Altın Ayı' ödülünü kazanıyoruz. Bu arada Semih Tuğrul (1960) ile Burhan Arpad (1961-1964) festı- \alin Uluslararası Belgesel ve Kısa Filmler ile Uluslararası Film Eleştırmenleri (Fıprescı) seçicı kurul üyeliklerinde yer alıyorlar. Duygu Sağıroğlu, 1967'de 'Sonu Olmayan YoP ile bir yıl sonra da "Ben Öldükçe Yaşanm' isimli fılmlenyle iki kez yanşma dışı katılıyor festivale. Sonra 9 yıl Türkiye'nin ismı görülmüyor festival katolog- lannda. 1977'de 'Umut' ile 'Arkadaş' adlı fılmleri özel bö- lümde yanşma dışı gösterilen Yılmaz Ğüney'e tüm yapıtlan içın festhalın "Önur Ödülü" venlı- yor. 1979'da Zeki Ökten ın *Sü- rü'sü Forum'da gösteriliyor ve Interfılm ödülü kazanıyor. 1980'- de Zekj ökten. 'Düşman'la yanş- ma bölümünde dördüncü kez temsil edilen filmimizin yönet- meni oluyor ve film "övgüye De- ğer Senaryo" ödülü ile "Ulüslara- rası Katolik Sinema Örgütü (OCIC)" ödülü kazanıyor. Ama Türkiye ıçın bir diğer önemli onur kaynağı 1981 yılında festı- valin retrospektif bölümünün Yılmaz Güney"e aynlması oluyor ve örncğin bu yıl Sophia Loren'in fılmlennin gösterildiği bu bölüm- de 'Çirkin Kral'ın 10 fılmi gösteri- liyor. Fazla değil, iki yıl sonra Türk sinemasına Berlın'den bir ödül daha, daha doğrusu 4 ödül daha gehyorve Erden Kıral'ın"Hakka- ri'de Gtir Mevsinı" adlı fılmi, Jün Özel Ödülü (Gümüş Ayı) ile bır- hkte_, Uluslarası Film Eleştirmen- leri Ödülü, Sanat Fiimlen Ödülü ve Uluslararası Katolik Sinema Örgütü (OCIC) ödülü alıyor. 4 ödül birden. Öte yandan Ulusla- rarası Berlin Film Festivali'nin diğer festivallerde olmayan çok önemli bir bölümüne değinme- den geçmemek gerekir: Çocuk Filmleri Şenliği adlı bu bölüm 1978 yılından itibaren düzenlen- meye başlandı ve biz bu bölüme iki kez katıldık. 1982'de Atıf Yılmaz'ın "tbo ile GüUüşah" ve 1984'te Çetin Özer'ın "Gülibik" isimli fılmleriyle. "GüKbik", "Uluslararası Çocuk ve Gençlik Filmleri Merkezi (CIFEJ)" ödülü kazandı. Yönetmen Zeki Ökten, Sürü' (Forum), 'Düşman' yanşmadan sonra 1985'te "Pehlivan" ile 3. kez festivale katılıyor ve Ulus- lararası Jüri Tank Akan'ın bu filmdeki rolünü övgüye değer buluyor. Türk basınma bu haber "Tank Akan Gümüş Ayı en i>i er- kek oyuncu ödülü aldı" şekİınde yansıdı. Oysa o yıl En İyi Erkek Oyuncu olarak Gümüş Ayı ödü- lünü tspanyol oyuncu Fernando Fernan Gomez "Stico" isimh fıl- mıyle almıştı. Tank Akan ise "öv- güye değer" bulundu. Yine o yıl Onat Kutlar festivalin Uluslara- rası Seçici Kurulu'nda Türkıye'yı ilk kez temsil eden üye oluyordu. Ve o yıl (1985) Türkiye. "PehB- van"ın yanı sıra Şerif Gören'in "Firar", ErdoğanTokatlı'nın"Fi- dan" fılmlenyle yanşma dışı festi- vale katılıyor, üç filmle birden temsil edilerek rekor sayıya ulaşı- yordu. Bir yıl sonra bir Gümüş Ayı Ödülü'nü deTuncel Kurtiz, tsraıl yapımı, "Kuzucuğun Gülüşü" fil- miyle kazandırdı ülkemize ve o yıl en iyi erkek oyuncu secıldı. Aynı yıl Yusuf Kurçenli'nin "Öl- mez Âğacı", Muammer Özer'ın "Bir Avuç Cennet'i Panorama bölümünde göstenldı. Atıf Yılmaz'ın "Ah Belinda"sı 1987- de yine yanşma dışı olarak Pano- rama bölümünde yer aldıktan sonra, yanşma bölümünde uzun metrajlı bir filmle yer alışımız 1988'de Erden Kıral'ın "Av Za- manı" adlı filmiyle oldu. Ancak. yıllarca kasalarda gjzli tutulmuş. 4 Glasnost' filmlerinin büyük ilgi gördüğü o yıl Erden Kıral'ın fıl- minin bir ödül alması beklene- mezdı. "Av Zamanı", yanşma bölümüne katılan son filmımiz oldu. Daha sonraki yıllarda Pa- norama bölümünde Şerif Gö- ren'in "PoKzei" (1989). Aiıf Yılmaz'ın "BerdeT ve Fehmı Ya- şar'ın "Camdan Kalp" (1991) ve son olarak da yine Erden Kıral'ın "Mavi Sürgûn" filmleriyle temsil edildik. Toparlayacak olursak: 44 Ber- lin film festivalinden, 26'sında en az bir film ile temsil edildi Türki- ye. Bu 26 festivale uzun ve kısa metrajlı toplam 37 filmle katıldık. Bir Altın Ayı, Üç Gümüş Ayı ve 8 de övgüye değer yan ödül aldık. 44 yıllık festivalde en fazla ödülü "Hakkari'de Bir Mevsrnı" ile Er- den Kıral aldı. (Bir filme dört ödül). En büyük ödül ise "Susuz Yaz" ile geldi (Altın Ayı). Festi- valin ana bölüm ü olan 'Yanşma'- da (Wettebewerb) 8 kez temsil edildik Yılmaz Güney ile bir kez festivalin ünlülere verilen onur ödülünü kazandık. Yine Çirkın Kral'la 'Retrospektirte yer aldık. Az değıl... Erden Kıral'ın 'Hakkari'de Bir Mevsim' Jüri Özel Ödülü (Gümüş Ayı), Uluslararası Film Eleştirmenleri Ödülü Sanat Filmleri Ödülü, L luslararası Katolik Sinema Örgütü (OCIC) ödüllerini aldı. Filmin bir sahnesinde Genco Erkal ve Berrin Koper görülüyor. Böy lece 44 yıllık festivalde en fazla ödül alan Türk fılmi oluyor. Zeki Ökten'in 'Pehlivan' filminde Tank Akan övgüye değer bulundu. •~^>.* »^~ »v^oa***..-,:-.^ Uluslararası Berlin Film Festivali'ndeTürkiye Filmin tani kal fejıim ftrfiil 1951 Istanbul'un Fethı 1954 Istanbul- Bir Şehrın Hıkayesı 1956 Hıtıt Guneşı 1957 Sıyah Kalem 1959 Colors ın Dıe Dark 1960 Kuçuk Asya Yollarında Aydın Arakon Betlı Değıl Ipşıroğlu, S Eyuboğlu Yanşma Kultur Film Kısa Filmler Kısa Filmler Kısa Filmler Kısa Film (Semih Tuğrul Uluslararası Belgesel ve Kısa Filmler Seçici Kurul Uyesi) 1961 Kınk Çanaklar Aktamar MemduhÜn Belll değil (Burhan Arpad FIPRESCI-Uluslararası Fnm Eleştirmenleri Jüri Uyesi) 1964 Susuz Yaz Nemrut Dağı Tanrıları Ismaıl Metın S Eyuboğlu Azız Albek (Burhan Arpad FIPRESCI-Uluslararası Film Eleştirmenleri Jüri Uyesi) 1967 Sonu Olmayan Yol 1968 Ben öldukçe Yaşanm Vatandan Selam 1977 Umut Arkadaş Duygu Sağıroğlu Duygu Sağıroğlu Bellı değıl Yılmaz Guney Yılmaz Guney (Yılmaz Gürtey'e tüm yaprtlan için onur ödülü) 1979 Suru Zeki ökten 1980 Adak Atıf Yılmaz Düşman Zeki ökten 1981 Talıhlı Amele Banker Bılo Atıf Yılmaz Ertem Eğılmez Yanşma Kısa Rlm Yanşma Kısa Filmler Yanşma Dışı Yanşma Dışı Kısa Filmler özel Bolum Ozel Bolum Forum Info-Schau Yanşma Info-Schau Info-Schau Yok Gumuş Ayı Yok Yok Yok Yok Yok Altın Ayı Yok Yok Interfılm ödulü Ovguye değer senaryo ve OCIC ödulu ^ ıl Filmin İsmi Vönetmeni Kat. Bolıim Ödül (Yılmaz Güney Retrospekttfi. 10 film) 1982 1983 Ibo ıleGulluşah Hakkarı de Bir Mevsim Atıf Yılmaz Erden Kıral Çocuk Film Şenl Yanşma Gümuş Ayı (Bu film ayrıca, Uluslararası Film Eleştirmenleri Odulu, Sanat Filmleri Ödulu ve Alman Katolik Kılıselerı Ödulu de aldı) At Alı Özgenturk 1984 Gulıbık Çetın Öner Ve Recep ve Zehra ve Ayşe Yusuf Kurçenlı 1985 Pehlivan Zeki Ökten (Onat Kutlar UlusJararası, Atifla Dorsay F1BRESCI Jüri Üyesi) 1985 1986 Fırar Fıdan Kuzucuğun Gulüşu (israıl yapımı film) 1987 1988 1989 1991 1991 1994 Ölmez Ağacı Bir Avuç Cennet Ah Belında Av Zamanı Polızeı Berdel Camdan Kalp Mavı Surgun Şerif Goren Erdoğan Tokatlı Shımon Dotan Yusuf Kurçenlı Muammer özer Atıf Yılmaz Erden Kıral Şerif Goren Atıf Yılmaz Fehmı Yaşar Erden Kıral Info-Schau Çocuk Filmleri Panorama Yarışma Özel Bolum Info-Schau Yarışma Panorama Panorama Panorama Yanşma Panorama Panorama Panorama Panorama CIEFEJ Ödulu Tank Akan Övgu- ye Değer Tuncel Kurtiz En lyı Erkek Oyuncu-Gumuş Ayı Yok 'Lanetlenmiş' birpopkahramanı: Stuart Sutdiffe • Beatles'ın ilk basgitaristi, ressam Stuart Sutdiffe 'ın yaşamınıkonu alan 'Backbeat 'fılmi A vrupa 'dagösterime girince, The Beatles 'ın geriplanda kalan unutulmuşyeteneği yeniden anımsanacak. Bugünün gençliği onu tanıyacak. S, Kültür Senisi - Beatles düşüncesinı orta- >a atan ovdu- en aandan topluluğun adını bulan. Kız arkadaşı topluluk üyelerinin saç stillerini yaratmıştı. Hamburg'da ilk çıkışlannı yaptıklanru o ilk günlerde. top- luluğun vazgeçilmez bir elemanıydı. Ama bugün 30 yaşının altındakiler. onu hiç tanımıyor. Beatles'ın ilk bas gitaristi, ressam Stuart Sutcüffe'ın yaşamını konu alan "Backbe- at" fılmi, bu yıl nisan ayından itibaren Av- rupa sinemalannda gösterime girince, bir dönem gençliği peşinden sürükleyen ünlü topluluk The Beatles'ın geri planda kalan unutulmuş yeteneği, yeniden anımsana- cak. Bugünün gençliği ise, onu şimdi tanı- yacak. Biyografisi de yayımlanacak John Lennon'ın sanat okulundan sınıf arkadaşı olan ve 21 yaşmda bir beyin kana- ması geçirip yaşamını yitirmeden önce 18 ay kadar topluîukla birlikte çalan Stuart Sutcliffe'i Ştepnen Dorff canlandınyor. Fil- min gösterime girmesıyle birlikte, Stuart'ın kız kardeşı Pauline ile işbirliğı içinde yaa- lan ve Pan Yayınevi'nce yine "Backbeat" adındaki biyografisi de yayımlanacak. BeatJes hayranlan, 1994'ün "Beatles yüı" olacağı kanısında. Sutcliffe'in fılmi ve bıyografisinin yanı sıra The Beatles'la ilgili 10 bölümlük bir belgesel de tamamlanmak üzere. "The Long and VVinding Road" (Uzun ve Dolambaçh Yol) adını taşıyan belgesel için, 1970 yılında dağılan ve bir daha birarayagelmeyen Beatles üyeleri ye- niden bir araya gelerek müziğini besteleye- cekler. Ancak, bu yıl Beatles'dan söz edilecekse, bu, büyaik ölçüde Sutcliffe'in yaşamını an- latan sözkonusu film sayesinde olacağa benziyor. Yönetmenliğini lain Softley'nin iistlendıği film, topluluğun Hamburg'da aşağı tabaka gece kulüplerinde çaldığı, 1960-62 yıllan arasındaki parasızlık döne- mini kapsıyor. Beatles'ın adını bulduğu söylenen Sutclıffe'i, topluluğa John Len- non sokmuştu. Hamburg döneminde. Sutdiffe ile Al- man fotoğrafçi kız arkadaşı Astrid Kirch- herr (fılmde Sheryl Lee canlandınyor) top- luluğun 1960'larda gençlcr arasında moda olan saç ve giyim tarzını yaratmışlardi Beatles'ın o dönemıni gözler önüne seren o ünlü siyah-beyaz fotoğraflarda da hep Kirchherr'in imzası var. The Beatles 1960 yıhnın ağustos ayında Hamburg'a gitti ve Kaiserkeller Kulübü'n- de çaJmaya başladı. Sutcliffe'in de onlarla Hamburg'a gitme karan. Lıverpool Sanat Okulu'nda gerginliğe neden oldu. Öğret- meni Arthur Ballard. "Haftada 20 sterlin için gerçekte yapması gerekenden uzakla- şan çok yetenekli, potansivel bir sanatçı" ol- duğunu söylüyordu Sutcliffe'in. O günler- de Sutclıffe bas gitar çahyordu, Pete Best bateristti, Paul McCartney ise fişe takı- lmamış gıtarla poz verirdi. Yaşam tarzı farkbydı Bir sinemanın tuvaleti yanında rutubetli ve pis bir yerde kalan Beatles elemanlan, seks partileri, bol içki ve rock'n roll'la yaşa- maya başladı. Bir tek Sutcliffe, bu yaşam biçıminin dışındaydı. O zamanlar 20 yaşı- nda olan Sutcliffe, varoluşçu bir kliğin üye- si olan 22 yaşındaki sevgilisi Astrid'le takılıyordu. "Zaman içinde, Bambi Kino'nun arkası- ndaki sığınağımı/da, seks partileri Lennon, McCartney, Harrison ve Best için her gece yaşanan bir rirüel olmuştu Stu Sutcliffe aralannda değildi." 1985 yılında yayım- lanan "Beatle" adlı kitapta , şöyle deniyor: "Hamburg'a varmamızdan birkaç hafta sonra Astrid adında bir Alman güzelivle tuart Sutcliffe, lanetlenmiş bir pop kahramanının bütün özelliklerini taşıyordu. Serseriliği, havası, derin şiddeti ve erken bir ölümün 'hüzünlü güzelliği'ni... Öteki Beatles üyeleri gibi bir mit oldu oda. Beatles döneminde George Harrison, Stuart Sutcliffe >e John Lennon. tanışmış ve aşık olmuştu." İki ay sonra ev- lendiler. Sutcliffe'in aşık oluşunun yanı sıra, top- lulukta müziğe derinden tutkun olmayan tek eleman da oydu. Bas gitann ustalı- klannı tam olarak öğrenememişti, bu da bu aleti kendisinden daha iyi çalan McCartney'i çiledcn çıkanyordu. Sutcliffe her gecesıni Astrid'e adarken. ötekiler iki- şer üçer kızla birlikte oluyorlardı. Yaşam tarzındaki bu farklılık, Sutcliffe'- le sürekli dalga geçilmesine yol açıyordu. Hem yaşça hepsinden daha küçüktü. Kaı- serkeller'de sahneye çıküklannda, boyu ve Astrid'e olan aşkjyla dalga geçerdi herkes. Bir gece Astrid'in yarattığı saç stiliyle kulü- be geldiğinde, olay oldu. Ama sonra bütün topluluk elemanlan, sonra da dünyanın dört bir yanında gençlik, bu saç stilini taklit etti. Sonunda Sutcliffe ile ötekiler arası- ndaki gerginlik öyle bir aşamaya geldi ki Sutcliffe provalara da katılmamaya baş- ladı. "Backbeat" filminde, bu "gerilim" de anlatılıyor- McCartney'ı canlandıran Gary Bake- vvell, "Böyledevam edemeyiz"diyor. "Çoğu Steven Sutcliffe'in aşık olup evlendiği 22 yaşındaki Alman güzeli Astrid. zaman ortalıkta değil. Geldiği zamanda da beşinci boyutta!'" Ama hiçbir şey yapılarnıyordu çünkü Lennon. dostuna çok sadıktı. "O giderse. ben de giderim" diye tehdit ediyordu arka- daşlannı. Steven Sutcliffe'in kızkardeşi, bugün 50 yaşında olan psikoterapist Pauline Sutclif- fe. "Paul, çok çok hırslıydı. Tamamen top- luluk üzerinde voğunlaşmıştı. O zamanlar göremiyordum ama, şimdi baktığımda fark ediyorum, Stuart gerçekten de topluluğa bir girip bir çıkar, provalara pek katılmazdı." Gelışmeler sonucunda. Stuart kendili- ğinden bir karar \ermek zorunda kaldı. Zaten gittikçe sağlığı bozuluyordu: Başı dönüyor. midesi bulanıyor. b'aş ağnsı ve hazımsızlık çekiyor ve sürekli depresıf bir halde geziniyordu. Topluluk elemanlan Stuart'ın iyi bir müzis\en olamayacağını karar \erdıkleri sırada. Stuart sanatı ve Astnd'le ılgılenmek uzere lopluluktan aynldı. Beatles'la birlikte en son 1961 yılında çaldı. "Lx>ve Me Tender"ı çaldılar ve olağanüstü bir alkış aldılar. Sonra Sutc- liffe bas gitannı Paul McCartney"e verdi \e sahncden avnldı. Bundan 10 a> sonra. Hamburg'da beyin kanamasından öldü. O sırada Beatles kısa bir ara içın Lıverpool'a dönmüştü. Beatles üyelerindcn hıçbırı eenazesınc katılmadı. McCartney ddha sonra vuptığı açıkluma- da. "Bir tür karmaşa içindodik. Onu düşü- necek çok fazla zamanımı/ voktu sanırım - böylesi daha iyi oldu" dıvordu.. Küçücük bir nokta SutclılTe'ın dlümü aılesını vasa boğdu, Astrid'in yetennce etkilenmemiş görünmc- si de onlan çileden çıkardı. Daha sonra pek çok kişi Paul McCartney'ı Sutclıffe'inyen- ni almak içın onu gruptan aynimaya zorla- makla suçladı. Beatles ününe ün katınca. Stuart Sutclif- fe de zaman zaman anımsandı. 1964 yılında Liverpool'daki Walker Sanat Gale- risi'nde genç sanatçının bir retrospektifi açıldı. Daha sonda dünyanın pek çok ülke- sinde başka sergiler de açıldı. Ailesi. Sutc- liffe'in 'İngiliz sanatında küçücük ve tanı- namtş bir nokta" olarak kalmaması için elinden gelen çabay ı gösteriyor. Stuart Sutcliffe'in keşfedılememiş bir ye- tcnekmı Beatlesa takılmışsıradan birmü- zisyen mı yoksa 21 yaşında sanata yatkın, doğru yerde doğru zamanda bulunan bir genç mi olduğu hâlâ yanıtsız. Ötekı Beatles üyelen gibi bir mit oldu o da. İşte biyografısınden bir bölüm: "Stuart Sutcliffe, lanetlenmiş bir pop kahramanının bütün özelliklerini taşıyordu... Serseriliği, havası. derin şiddeti »e erken bir ölümün "hü- zünlü güzelliğT..."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle