Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ARALIK 1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Tütün yakmada
nekora doğru
• tZMİR (ANKA) - Teke! 'in
elindeki ihtiyaç fazlası
tûtünler Türkiye ekonomisini
tehdit ederken, bu yıl sonunda
stoktaki yakılacak tütünlerin
parasal değerinin 35 trilyon
İirayı bulacaği açıklandı. Bu
arada. ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Manisa
Milletvekili Ekrem
Pakdemırli, Türkıye'nin
ihtiyaç fazlası tütünü.
Rusyada olduğu gibi suni
protein (et) olarak
değerlendirmesinı önerdi.
Geçen günlerde Akhısarda
ikincısı toplanan Tütün
Kurultayı. hükümetin ilgisini
çekmezken, Tütün Eksperleri
Derneğı Yönetım Kurulu
Başkanı Mustafa
Seyidoğullan, Türk
tütüncülüğünün alarnı
vermeye başladığını söyledi.
ToplusözJeşmelen
kilitlendi
• tZMİR(AA)-lzmir'de,
Türk-Iş'e baglı Türk Metal ve
TeksıfileDİSK'ebağlı
Oleyis, Genei-tş ve Birleşik
Metal sendikalanna üye 8 bin
87 işçıyı ilgilendiren toplu iş
sözleşmesi görüşmelerinin
tıkandığı bildinldi. Söz
konusu işyerlerinden
bazılannda grev kararı
alınması beklendiği
bildirilirken. bırçok işyennde
de grev uygulamasıyla ilgili
hazırlıklara başlandı. Türk
Metal Sendıkasrnınörgütlü
bulunduğu Aliağa"da kurulu
Çebitaş Demir-Çelik
Fabrikası'nda. grev karannın
asılmasının ardından,
uygulama tarihıyle ilgili
çalışmalar yapılıyor. Sendika
şube başkanı Yılmaz Turan,
Çebitaş işvereninin üretimi
durdurduğu gerekçesiyle 377
Türk Metal Sendikası üyesini
ışten çıkardıgını belırterek,
fabrikanın halen 69 ışçi ile
üretımini sürdürdüğünü
söyledi. Turan. işyennde
sonuna kadar mücadele
ederek. çalışanlann haklannı
korumaya kararlı olduklannı
kaydettı.
Enerjide, 'yap-
işlet-devner kalktı
• ANKARA (ANKA) - Enerji
iletim. dağıtım ve üretimine
yönelik yatınmlar 'yap-işlet-
devret' modeliyle
vapjlamayacak. Yap-Işlet-
Devfet Yasası'nda değfşiKnY
yapan yasa Resmi Gazete'de
' yayımlandı. Yasa. enerji
iletim, üretıtn ve dağıtım
yatınmlannda yetkıyi Enerji
ve Tabiı Kaynaklar
Bakanlığı'na veriyor.
Döner Sermaye
letme Mepkeziişl
İKOCAELİ(AA)-Gebze
Yüksek Teknoloji
Enstitüsü'nde, üniversite-
sanayi işbirliğini geliştirmek,
kamu ve özel kuruluşlarla
proje üretmek amacıvla Döner
Sermave îşletme Merkezı
kuruldu. Gebze Yüksek
Teknoloji Enstıtüsü'nden
yapılan açıklamaya göre.
Döner Sermaye Işletme
Merkezi. yükseköğretim
kurumları dışındaki gerçek \e
tüzel kişiler tarafından
istenilecek bilimsel görüş,
proje. araştırma ve benzeri
hizmetleri verecek.
İhpaç ürünleri
çeşitlendi
• KEŞAN (AA) - Keşan'da
kurulu bulunan Konsa
Konsantre Sanayı AŞ'nin.
Almanya'ya soğan
konsantresiyle pırasa yağı
ihrac edecegi bildırildi.
Önümüzdeki günlerde ihraç
edilmek üzere. 5 bin ton
soğan konsantresiyle bin 500
kılogramdan çıkanlan 20
kılogram pırasa yağı içın
Almanya ıle gerekli baglantı
kuruldu. Yetkililer
fabnkada soğan ve pırasa
dışında kekık. nane, defne.
rezene, anason ve kimyon
gibi bıtkilerden de kozmetik
sanayıinde kullanılmak
üzere eterik vağlar
üretılerek ıhraç edildiğini
söylediler
Kasımdaki yüzde 8.1 'lik fiyat artışıyla tüketicide yıllık enflasyon yüzde 119'a ulaştı
Fiyatlar yine Çifler'i yalanladı• Yıl başında başlayan bunalımın ardından fiyat
artışlannın önüne geçilemiyor. Hükümetin 5 Nisan
istikrar önlemleri çerçevesinde yılın ikinci 6 ayı için
açıkladığı toplam yüzde 20 oranındaki enflasyon
hedefi 5 ayda aşıldı. Temmuz-kasım döneminde
toplam enflasyon yüzde 27.6 oldu.
ANKARA (Cumhurivet Bü- (DtE) verilerine göre; kasım
rosu) - Ekonomide yıl başında ayında Kamu Iktısadı Teşebbüs-
len (JCİT) ürünlerine yapılan zambaşlayan bunalımın ardından
yüksek oranlarda artan enflasyo-
nun önüne geçilemiyor. Hükü-
metin 5 Nısan ıstikrar önlemleri
çerçevesinde yılın ikinci 6 ayı
içın açıkladığı toplam yüzde 20
oranındaki enflasyon hedefi 5 ay-
da aşıldı. Temmuz-kasım döne-
minde toplam enflasyon yüzde
27.6 oranında gerçekleşti. Akar-
yakıt ürün fiyatlanna yapılan
yüzde 10 oranındaki zammın en-
dekse yansımamasına karşın, ka-
sım ayında, bir önceki aya göre
tüketici eşya fiyatlan yüzde 8.1.
toptan eşya fiyatlan da yüzde 6.4
oranında artarken, yıllık enflas-
yon, toptan eşya fiyatlannda yüz-
de 137 oranına ulaştı.
Devlet lstatistik Enstitüsü
yüzde 4.1 oranında kalırken, özel
sektörde fiyatlar bir önceki aya
göre yüzde 7.3 oranında arttı.
Toptan eşya fiyatlan, 1994 yılı-
nın 11 aylık döneminde yüzde
130.3 oranında artarken, yıllık
enflasyon yüzde 137 oranında
gerçekleşti.
DİE'nin verilerine göre; tüke-
tıcı fiyatlan da 11 aylık dönem-
de yüzde 112 oranında arttı. Tü-
ketici fiyatlannda da yıllık enf-
lasyon yüzde 119 oranına ulaştı.
Toptan eşya fiyatlan, sektörler
ıtibanyla; tanm ürünlerinde yüz-
de 9.5, madencılik sektörünün
kamu kesiminde yüzde 2.5, özel
sektörde yüzde 2.8 olmak üzere
toplam yüzde 2.6. imalat sanayi-
Aylık enflasyon
(Tüketici-DİE verileri ile)
24.
N / V 0 0
^ <
^/
-ac JC -ts t
< <S & s
>. N t
5 I K
1QÇM
SS 1 İ İ
# m â |
<
inin kamu kesiminde 5.2, özel
sektörde 6.5 olmak üzere toplam
yüzde 6.1 oranında arttı. Enerji
sektörünün kamu kesiminde zam
yapılmaması nedeniyle fiyat ar-
tışı olmadı.
Hükümetin, 26 kasımda akar-
yakıt ürünlerinin fiyatlanna yap-
tığı yüzde 10 oranındaki zam-
mın. ürün fiyatlannının her ayın
20'sinde endekse alınması nede-
niyle kasım ayı enflasyonuna
yansımamasına karşın, tüketici
fiyatlan geçen ay ekim ayına gö-
re yüzde 8.1 oranında arttı.
Hükümetin, ıstikrar önlemi
Düşük tabanfiyattüccara yaradı
UFUK TEKİN
ADANA - Taban fiyatın düşük
tutulmasına karşın başta bugday
ve mısır olmak üzere önemli
tanm ürünlerinin fiyatlan
fırladı. Pamukta dünya
piyasasının da üzerinde fiyat
oluşurken, düşük fiyat
nedeniyle ikinci ekim
yapılmayınca sadece
Çukurova'da yanm milyon ton
eksık mısır üretımı gerçekleşti.
Özellikle gübre fiyatında ortaya
çıkan olağanüstü artışa dikkat
çeken Ziraat Mühendıslen
Odası. "Bir yılda 7-8 kat fivat
arüşına çiftçi davanamaz. Ziraat
Mühendisleri Odasu Türkiye
tannı ürünleri ithal eden ülke
olmak üzere" yorumunu yaptı,
pamuktakı aşırı fiyat
yükselmesınin tekstil ihracatını
Cübre f iyatlarındaki artışlar
Ciı»
Gübre
Gübre
Zılaç
Z.llaç
Z.tlaç
Z.llaç
Tohuıo
Adı
Korapoze
Ore
Marshall
Pumasüper
Polu
Karete
HihridFl
KuBanıkhfb yer
Mısır. pamuk,buğday
Mısır. pamuk, üst gübresı
Yaprak emicılere
Bugday-ot öldürücü
Beyazsmek (pamuk vs.)
Kurtlara karşı
Karpuz tohurou
Rvat (edd-veni)
lioo-ıomn.
1400-10.000 TL
286.419-899.760 TL1T
841.684-2.841.065 TLLT
1.064.900-3.312.000 Kg
402.134-1.340235 TL
4-5 mıJyon'9-15 milyon
olumsuz yönde etkileyeceğine
dikkat çekti. Ziraat
Mühendisleri Odası Adana
Şubesi tarafından hazırlanan
kapsamlı bir raporda, önemli
tanm ürünlen ve girdilerindekı
olağanüstü fiyat artışlanyla
taban fiyat polıtikasındaki
yanlışlıga ışaret edıldi.
ZMO'nun saptamasına göre.
Adana bölgesinde 4 milyon
dekar alana ekilen buğdav.
taban fiyatı 2 bin 940 lıra düşük
tutulduğu için Toprak
Mahsulleri Ofisi'nce yeterince
satın alınamadı, fiyat kısa
sürede 3212 TL'ye çıkanldı.
Ürünün büyük bolümü 2800-
3000 lira arasında tüccar
tarafından satın alındı.
"Halk ucuz ekmek yesin"
düşüncesiyle fiyat düşük
tutulunca kazançlı çıkan tüccar
ve spekülatör oldu. Sonuçta 3-4
ay içerisinde fiyat 4500-5000
liraya kadar yükseldi.
Geçen ağustosta taban fiyatı
2650 lira olarak açıklanan
mısınn da kılosu, önce 2880'e,
kasım ayına gelindiğinde ise
3180 liraya kadar yükseldi.
Hazirandaki düşük taban fiyatı
yüzünden ve bir de girdilerdeki
kontrolsüz-anlamsız fiyat
artışlan nedeniyle bir önceki yıl
1.3 milyon dekar alan olan
mısır ekim alanı, 500 bin dekar
alana indi. Geçen yıl 8300
(5300+3000) olan kütlünün
fiyatı. bu yıl 18 bin lira olarak
belırlenınce, fiyatı düşük bulan
üretıcı, Çukobirlik'e ürün
satmakta tereddüt etti. Tüccann
piyasaya gınşiyle 27 ve hatta
30 bin liraya kadar yükselen
kütlünün fiyatı. dünya
fiyatlannın da üzerinde.
olarak, tüketim harcamalannın
kısılmasına yönelik, KlT ürünle-
rinin fiyatlanna yaptığı yüzde
100 oranında zam, konulan ek
vergi ler, para pıyasalanna getır-
diği yeni düzenlemeler ve memur
maaşlanna yaptığı düşük oranlı
artış, temmuz ayı enflasyonunun
düşük oranda gerçekleşmesine
neden olurken, ağustos ayından
itibaren fiyatlar artan oranlarda
yükseldi. Ağustos ayında bınde
9 oranında artan toptan eşva fi-
yatlan, ağustos ayında yüzde 2.7.
eylül ayında yüzde 5.4. ekim
ayında da yüzde 6.9 oranında art-
tı.
5 ayda yüzde 27 arttı
Toptan eşya fiyatlan. kasım
ayında gerçekleşen aylık yüzde
6.4 oranındaki enflasyonla bır-
likte, son 5 ayda toplam yüzde
22.1 oranında arttı. Tüketici fi-
yatlan da, temmuz ayında > üzde
1.7, ağustos ayında yüzde 2, ey-
lül ayında yüzde 7.2, ekim ayın-
da yüzde 9.5 oranında artarak,
kasım ayında gerçekleşen aylık
yüzde 8.1 oranındaki enflasyon-
la birlikte, son 5 ayda yüzde 27
oranında yükseldi.
İTO'nun rakamlarına göre de.
kasım ayında Istanbulda tüketi-
ci fiyatlan yüzde 3.5 oranında
arttı.
DÜNYA EKÖNOMİStNE BAKIŞ /ERGİN Y1LDIZOĞLU LONDRA
Kamu İşçileri Yalnız Değil
I
şsizliğe, özelleştirmeye ve kamu
açıklarını işçi haklarından kısıntı
yaparak kapatmayı amaçlayan
bütçelere, tasarılarına karşı işçiler
Avmpa'da da mücadele ediyorlar.
Türkiye'deki işçiler mücadelelerinde
yalnız değiller.
Italya, Belçika, Yunanistan,
Ispanya, Fransa...
Büyük bir kamu açığı altında kıvra-
nan Italya'da Bertusconi hükümetinin
yeni bütçesi, harcamalan kısmak için
kamu ışçilerinin ücretlerınde ve daha
da uzun vadeli olarak emeklilik gelir-
lerindeciddi kesintileryapmayı amaç-
lıyordu. Bir milyondan fazla işçinin cu-
ma günü bu bütçe tasarısına karşı
greve çıkacağı anlaşılınca Berlusconi
hükümeti çaresiz geri adım atarak bu
tedbirlerin hemen hepsinden vazgeç-
ti.
Belçika'da da işçilerin kamu işlet-
melerinin özelleştirilmesine ve sosyal
haklarda kesinti yapılmasına itirazları
var ve direniyortar. Büyük bir kamu açı-
ğı ile boğuşan Belçika hükümeti de
çare olarak hava ve demiryolu taşıma-
cılığı, telefon ve posta hizmetlerini
özelleştirmeyi amaçlıyordu. Ancak o
da şiddetli bir işçi direnişi ile karşılaş-
tı. Geçen pazartesi günü 24 saatlik bir
grev, Belçika'da, tren ve hava taşıma-
cılığını tümü ile felce uğrattı. Sendika-
lar aynı gün özelleştirmeye karşı pos-
ta ve telefon işletmelerinde de yaygın
grevler düzenlediler.
Ispanya'da bir süredir Sosyalist Par-
ti isimli sosyal demokrat partinin hü-
kümeti, işçi haklarına ve gelirterine yö-
nelik şiddetli saldırılar düzenliyor ve
kesintilere gidiyordu. Bu gelişmelerin
bir parçası olarak Iberya (hava yolları
kamu işletmesi) mali sorunlarını hafif-
letmek amacıyla geniş çaplı bir işçi çı-
karılması ve ücret kesintisi planladı.
Ancak geçen sene Fransız havaalanı
işçilerinin tâktiklerini öğrenmiş olarak
mücadeleye girişen Ispanyol işçileri ve
havaalanı personelinin direnmesi kar-
şısında Iberya geniş çaplı ücret kesin-
tilerinden ve işçi çıkarma planlarından
büyük tavizler vererek işçilerin istekle-
rine boyun eğmek zorunda kaldı.
Fransa'da da geçen ay devletçe iş-
Türkiye'de olduğu gibi Avnıpa'da da işçiler haklan için mücadele ediyorlar.
letilen alüminyum kompleksi Pechi-
ney'de başlayan ve başarıyla sona
eren grevden sonra işçi hareketleri git-
tikçe yayılıyor ve özel sektörü de etki-
liyor. Radyo işçileri, Martel Brandi ve
GEC Alstshom'dakı grevlerden sonra
şimdi havanın Peugeot'da da gergin
olduğu ve Air International'de cle bu
cuma tekrar greve çıkılacağından bah-
sediliyor. Fransa'nın iki büyük sendika
federasyonunun CGT ve FO özelleş-
tirmelere, sosyal haklardaki kesintile-
re karşı direnmeye kararlı olduklan gö-
rülüyor. Geçen çarşamba Pariş'te on
binlerce işçinin katıldığı yürüyüş tüm
Fransa'da yaşanmakta olan gösteri ve
direnişlerin, bir günlük protesto grev-
lerinin bir örneğiydi. İş çevrelerinin ga-
zetesi La Turbine'e göre Fransa'da
'sosyal banş sona ermişti.'
Yunanistan'da da işçiler bütçeye ve
özelleştirmelere karşı başan ile direni-
yorlar. Geçen hafta başkent Atina'da
binlerce işçi greve çıktı ve gösterilere
katıldı. Bu hafta çarşamba günü büt-
çe açıklandıktan sonra yeni grev ve
gösterilerin olmasına kaçınılmaz gö-
züyle bakılıyor.
Almanya'da da 3.5 milyon işçiyi
temsil eden IG Metal, yeni dönemde
yüzde 6'lık bir ücret artışı istemeye ha-
zırlanıyor. Bu, işverenlerin kabul etme-
ye hazır olduklan rakamın çok üstün-
de. Bu yüzden görüşmelerin ciddi sür-
tüşmelere ve grevlere yol açması ola-
sılığı var. Cuma günü yapılan gösteri
yürüyüşünde de işçilerinin kararlı bir
havası olduğu dikkati çekiyordu.
Bütçe açıkları ve artan kârlar
Gelişmiş ülkelerde, hükümetler,
ekonomik durgunluktan çıkılmakta ol-
masına rağmen çok ağır bir kamu
borçlan sorunu ile karşı karşıyalar. Bu
konuya, bu sütunlarda birçok defa,
hem tahvil piyasalanndaki dalgalan-
maları, hem de hükümetlerin emekçi
piyasasında esnekliği arttırma çabala-
nndan, yani kamu harcamalannın işçi-
lere yönelik kısmını azaltmayı amaçla-
yan planlarından bahsederken degin-
miştim. Bu günlerde şiddetlenen işçi
hareketlerinin arkasına hükümetlerden
gelen bu tür basınçların artık kemiğe
dayanmış olması yatıyor.
1980'lerde serbest piyasa ekono-
misinin her şeyi çözeceğine ilişkin bir
mjtolojinin Avrupa'da ve de Türkiye'de
hâkim olduğunu biliyor. Bu mitolojiye
göre kamu işletmelerinin satılıp elden
çıkanlması ve devletin ekonomiden el
çekmesi gerekiyordu. Tüm Avrupa hü-
kümetleri bu konuda birçok adım at-
tılar. Ancak tüm bu çabalar 1990'ların
başında şiddetli bir ekonomik durgun-
luğun ve işsızliğin taşınmasını engel-
leyemedi. Bugün başta işçiler olarak
gittikçe yaygınlaşan bir kamuoyunun
gözü açıldı ve bu mitolojiden uzaklaş-
maya başladılar. Bu yüzden, ekono-
mik durgunluktan çıkıldığmın ileri sü-
rüldüğü şu aylarda hükümetlerin açık-
ladıklan bütçeler ısrarlı bir şekilde şir-
ketleri ve yatırımcıları desteklerken,
vergi indirimleri ve serbestleştirmeler
gündeme getirirken aynı anda işçile-
rin gelir ve haklarına yönelik kısıtlayıcı
tedbirler ileri sürünce bardak taşma-
ya başladı. Belli başlı büyük şirketle-
rin gururla, yılın ilk dokuz ayı için yüz-
de 30 ile yüzde 83 arasında kârlar yap-
tıklarını açıkladıkları, genel müdürlerı-
ne Financial Times gazetesinin bile
tepkisini çekecek yükseklikte, enflas-
yonun 20-30 katı üzerinde ücret artış-
lan verdikleri şu günlerde işçiler diren-
meye ve itiraz etmeye başladılar. İşçi-
ler, hükümetlerin, kamu açıklarını pa-
rası olanlara vergi koyarak kapatma-
ya çalışmak yerine, elini zar zor geçi-
nenlerin ceplerine sokmaya kalkması-
nı artık kabul etmek istemiyorlar. İşçi
direnişlerinin önümüzdeki dönemde
daha da artması büyük bir olasılık.
Bütün bu gelışmeler bir 'yeni dünya
düzeni' başladığını muştulayan, 'yeni
zamanlar', 'yenidemokrasi' gibi akım-
lann sözcülerinin işçi sınıfını toplumsal
bir güç olarak defterden silmeye kalk-
masının ne kadar yersiz ve anlamsız
olduğunu gösteriyor. Diğertaraftan iş-
çi hareketi dağılmak, yok olmak birya-
na adeta globalleşmeye paralel olarak
gittikçe eş zamanlı ve benzer hedef-
lerle mücadele etmeye başlamış gö-
rünüyor. Geçen senenin sonunda Av-
rupa çapında benzer bir genel ve eş
zamanlı bir işçi hareketi yaşandığında
bunları söylemek belki daha zordu.
Ama bu seneki gelişmelere ve kaza-
nımla sonuçlanan direnişlerin çoklu-
ğuna bakarak, bu globalleşme ile bir-
likte, belki de işçi hareketinin 1980'ler
boyunca yaşadığı gerilemenin yeni
koşullara uygun olarak aşılmaya baş-
landığını düşünmek zannederim çok
büyük bir iyimserlik olmaz.
1995 Promosyon Ürünleri Kolleksiyonu
SEVDİKLERJNİZE VE ÖNEMSEDİĞİNİZ MÜŞTERİLERİNİZE HER YIL AYNI HEDİYELERİ VERMEKTEN SIKILDINIZ. HAKLISINIZ.
BİZ DE SIKILDIK; VE
ANADOLU UYGARLIKLARINDAN ESİNLENEREK ÖZGÜN TASAR1MLAR YAPTIK.
" ELİNİZE SAĞLIK, ÇOK FARKLI, ÇOK ŞIK. DİYOR GÖRENLER. " KÖRLER MAHALLESİNDE AYNA SATIYORSUNUZI DİYENLER DE VAR.
Y1LBAŞI İÇİN KARARINIZI VERMİŞ OLSANIZ BİLE SERGİMİZİ MUTLAKA GÖRMELİSİNİZ. ÇÜNKÜ; YIL İÇİNDE DE ÖZEL OLAN A GEREKSİNİM DUYACAKSINIZ.
DG-9 Ajanda
Gumuş Çerçe\elı
Sıkkelı
Aıanda
GK-25 Kalemlik
Ahsap Kaıde L 7ermde
Gumuş Kaplama
Gevıkler
(SH0W ROOM'u ve Katoloğumuzun diğer ürünlerini görmek için) »
Istanbul Akarsu Cad 37/1 OhangirTel [02 12) 293 67 88-293 67 91 Fax. 245 18 64
Ankara. Tel & Fax (0312) 419 00 88
AGMS-21
Masa Saati
Tis Kaıdt.' C/enpc
Ta^ Sutunlar
Gumıı^ Sül
GMS 20 Masaûstu
Ağırlığı
S!\ah Vk'nner Kjıdc
Gıımu? Anrık
Mkkl'
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPEIVEK
Geleceğin Bakanlığı
Osmanlı'nın yıkım dönemini acı ile yaşadığı şiirlerinden
anlaşılan ünlü ozan Tevfik Fikret'in, "Düşmek, etrafıgör-
memektendir" dizesi, günümüz Türkiyesi için de geçer-
li değil mi? Özellikle siyasal önderlik yapanların birbirle-
rini yemenin ötesine geçtikleri, sorunlara çözüm ürettik-
leri söylenebilir mi?
Siyasal kısırlık ve üretimsizlik, eğitim ve öğretim ve de
özellikle bilimsel ve teknolojik gelişme söz konusu oldu-
ğunda, çok ağır bir yıkıma dönüşüyor.
Geçen hafta üniversite giriş sınavlan için başvuru sü-
resi sona erdi. Yaklaşık 1.3 milyon genç üniversiteye gi-
riş cenderesine giriyor; bunların yaklaşık yüzde 15'i ör-
gün, yüzde 13'ü de Açıköğretim olanağı elde edebilecek-
tir. Bu sayısal büyüklük bir yana, yalnızca yüzde bir do-
layında bir bölümü "üniversite" denilebilecek kurumları
kazanacaktır. Her yıl milyonlarca genç beyin bu "yöntem-
te"yitirilmektedir.
Siyasilerin anlamak istemediği bir nokta var, üniversi-
te sorunu öğretim üyelerinin maaşlarının yüzde bilmem
kaç oranında arttırılmasıyla çözüme kavuşacak kadar
kolay değildir; çok daha ağırdır. Toplumun geleceği açı-
sından da, eğitimin tümü gibi yaşamsaldır.
Yükseköğretimde "nitelik" çökmektedir. Büyük kent-
lerdeki birkaç kurumun dışında yükseköğretim kurumla-
rına uluslararası ölçütlere göre "üniversite"denilemeye-
ceği, yıllardır vurgulanıyor. Bu niteliksel çöküş, salt siya-
sal çıkar amacıyla her ile bir üniversite açılmasıyla hız-
landınlmaktadır. Ülke ekonomik ve toplumsal gelişmesi
için gerçekten yaşamsal olan beyinsel üretimden, her
geçen gün uzaklaşıyor. Öğretim üyeliği yalnız "çeMc/"ol-
maktan çıkmakla kalmıyor, niteliksel olarak da geriliyor;
yetersizleşiyor. Özellikle büyük kent dışı üniversitelerde
yüksek lisans ve doktora programları, ürkütücü ölçüde
yetersizdir. Asistanlık kurumunu kaldırarak yerli fidanlığı
kurutan devlet, yurtdışında öğretim üyesi yetiştirme giri-
şiminde de tam anlamıyla başarısız kalmıştır. Ve yıllardır
bu olumsuzlukların doğru dürüst bir değerlendirmesi ya-
pılmıyor.
Yükseköğretime aynlan kaynaklar çok yetersizdir, oy-
sa bir başka tür eğitımde, özel kurslar için bol kaynak bu-
lunuyor. Yalnızca üniversiteye girış için açılan özel kurs-
lara harcanan paranın tutarının 15 trilyon olduğu sanılı-
yor; bu para 1994 bütçesinden "en çok pay alan on beş
üniversitenin" aldığı ödenekten daha çoktur. Özetle ay-
nlan kaynaklar, toplam olarak çok yetersizdir ve daha da
olumsuzu ayrılan kaynaklar etkin ve verimli kullanılmıyor.
Yıllardır politika belgelerınde vurgulanmasına karşın,
genel olarak eğitim ve öğretimde, özellikle de yükseköğ-
retimde, bir yeniden düzenleme ya da "yönetim düzeni
oluşturma" birtürlü gerçekleştırilememiştir. Düzensizlik,
yükseköğretimde, özgür bir ortamda bilimsel araştırma
yapma olanaklarını giderek yok edecek boyutlara ulaşı-
yor. Ek olarak yükseköğretim yönetimsel özerklikten uzak
tutularak, kendi sorunlannı bile ele alamıyor. Ve bu "biri-
kimli olumsuzluklar" yıllardır sürüp gidiyor.
Geçenlerde Almanya'da genel seçimler yapıldı. Se-
çimlerden sonra, Yükseköğretim Bakanlığı ile Bilim ve
Teknoloji Bakanlığı birleştirilerek yeni bir bakanlık oluş-
turuldu. Basın-yayın kuruluşları buna çok uygun bir ad
taktılar: Geleceğin Bakanlığı.
Son yıllarda Almanya kamuoyu, ülkelerinin bilim ve tek-
noloji alanındageleceğini, enıne boyuna tartışıyor, çözüm
önerileri üretiyordu. Bu tartışmalar son genel seçimlere
de yansıdı. Sosyal Demokrat Parti'nin seçim bildirisinde
Almanya'nın bilim ve teknoloji alanında hızla "atılım" yap-
ması ve bunun gereklerine değınıldi. Sosyaf demokrat-
lar seçimlerı kazanamadıysa da bu önerilerini "karşıtlan
benimsedi" ve uygulamya koydu. Çünkü bilimsel ve tek-
nolojik gelişme ile yükseköğretimin yeniden düzenlenme-
si Almanya'nın uluslararası teknoloji yarışında yer tutma-
sı için çok gerekliydi. Geleceğin Bakanlığı bunun sonu-
cudur.
Almanya'da ulusal gelirin yaklaşık yüzde 3'ü, -bu tar-
tışmalardan önce- araştırma ve geliştirmeye aynlıyordu.
Türkiye'de ise bu oran en iyimser ölçümlere göre bile yüz-
de 0.5 dolayındadır. Ve Almanya'nın ulusal geliri Türki-
ye'nin yaklaşık 15 katıdır.
Türkiye'de eğitim, yükseköğretim, bilim ve teknoloji
politikalanndan sorumlu olanlar, "siyasetçiler ve onlara
bağımlı, sözüm ona, bilimsel kurum ve kuruluşlar", baş-
ta hükümet olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, TÜ-
BİTAK ve Bilimler Akademisi... Görülüyor ki son öğretim
üyesı eylemlerinin nedenlerini de yeterince kavrayama-
dılar. Üniversitenin isteklerini anlamadılar; değerlendire-
mediler. Kısaca duyarsızhklarını sürdürüyorlar.
Oysa, geleceğin ülkesi, geleceği "t»;7/nç/e"biçimlendir-
mekten geçiyor. Bu yapılmadığında, toplumsal gelişme
"geri ktrthyor"; bilimsel ve teknolojik ilerlemenin her ge- -
çen gün uzağına düşüyor. Kuşku işte; yoksa sorumlular
bilinçle mi bu "bilinçsizlik becerisini" gösteriyor?
EMLAK BANKASI
tLAN
T.C.
BULANCAK ASLİYE HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1993/110
Davacı Bulancak Belediye Başkanlığı tarafından davalılar Ha-
run Anapa ve arkadaşlan aleyhıne ikame olunan 17.nci maddeye
göre tescil davasınm yapılan yargılamasında.
Davahlardan Züfer Altun adma çıkarülan dava dılekçesi ve duruş-
ma gününü belirtir davetiye, bila tebliğ iade edilmiş, zabttaca yapılan
araştırmada adresının meçhul olduğu anlaşıldığından ilanen tebligat
yapılmasına karar verilmiştir.
Davalı Züfer Altun'un HUMK'nin 213 ve 337*nci maddeleri gere-
ğince duruşmanın bırakıldığı 26.12.1994 günü saat 09.00'da Bulan-
cak Asliye Hukuk Mahkemesi Salonu'nda hazır olması veya kendisi-
ni bir vekılle temsil ettirmesi, aksi takdirde yargüamanın yokluğunda
yapılıp hüküm verileceği. dava dilekçesi ve davetiye yerine kaim ol-
mak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basuı: 52937