05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK 1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tütün yakmada nekora doğru • tZMİR (ANKA) - Teke! 'in elindeki ihtiyaç fazlası tûtünler Türkiye ekonomisini tehdit ederken, bu yıl sonunda stoktaki yakılacak tütünlerin parasal değerinin 35 trilyon İirayı bulacaği açıklandı. Bu arada. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Manisa Milletvekili Ekrem Pakdemırli, Türkıye'nin ihtiyaç fazlası tütünü. Rusyada olduğu gibi suni protein (et) olarak değerlendirmesinı önerdi. Geçen günlerde Akhısarda ikincısı toplanan Tütün Kurultayı. hükümetin ilgisini çekmezken, Tütün Eksperleri Derneğı Yönetım Kurulu Başkanı Mustafa Seyidoğullan, Türk tütüncülüğünün alarnı vermeye başladığını söyledi. ToplusözJeşmelen kilitlendi • tZMİR(AA)-lzmir'de, Türk-Iş'e baglı Türk Metal ve TeksıfileDİSK'ebağlı Oleyis, Genei-tş ve Birleşik Metal sendikalanna üye 8 bin 87 işçıyı ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkandığı bildinldi. Söz konusu işyerlerinden bazılannda grev kararı alınması beklendiği bildirilirken. bırçok işyennde de grev uygulamasıyla ilgili hazırlıklara başlandı. Türk Metal Sendıkasrnınörgütlü bulunduğu Aliağa"da kurulu Çebitaş Demir-Çelik Fabrikası'nda. grev karannın asılmasının ardından, uygulama tarihıyle ilgili çalışmalar yapılıyor. Sendika şube başkanı Yılmaz Turan, Çebitaş işvereninin üretimi durdurduğu gerekçesiyle 377 Türk Metal Sendikası üyesini ışten çıkardıgını belırterek, fabrikanın halen 69 ışçi ile üretımini sürdürdüğünü söyledi. Turan. işyennde sonuna kadar mücadele ederek. çalışanlann haklannı korumaya kararlı olduklannı kaydettı. Enerjide, 'yap- işlet-devner kalktı • ANKARA (ANKA) - Enerji iletim. dağıtım ve üretimine yönelik yatınmlar 'yap-işlet- devret' modeliyle vapjlamayacak. Yap-Işlet- Devfet Yasası'nda değfşiKnY yapan yasa Resmi Gazete'de ' yayımlandı. Yasa. enerji iletim, üretıtn ve dağıtım yatınmlannda yetkıyi Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakanlığı'na veriyor. Döner Sermaye letme Mepkeziişl İKOCAELİ(AA)-Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde, üniversite- sanayi işbirliğini geliştirmek, kamu ve özel kuruluşlarla proje üretmek amacıvla Döner Sermave îşletme Merkezı kuruldu. Gebze Yüksek Teknoloji Enstıtüsü'nden yapılan açıklamaya göre. Döner Sermaye Işletme Merkezi. yükseköğretim kurumları dışındaki gerçek \e tüzel kişiler tarafından istenilecek bilimsel görüş, proje. araştırma ve benzeri hizmetleri verecek. İhpaç ürünleri çeşitlendi • KEŞAN (AA) - Keşan'da kurulu bulunan Konsa Konsantre Sanayı AŞ'nin. Almanya'ya soğan konsantresiyle pırasa yağı ihrac edecegi bildırildi. Önümüzdeki günlerde ihraç edilmek üzere. 5 bin ton soğan konsantresiyle bin 500 kılogramdan çıkanlan 20 kılogram pırasa yağı içın Almanya ıle gerekli baglantı kuruldu. Yetkililer fabnkada soğan ve pırasa dışında kekık. nane, defne. rezene, anason ve kimyon gibi bıtkilerden de kozmetik sanayıinde kullanılmak üzere eterik vağlar üretılerek ıhraç edildiğini söylediler Kasımdaki yüzde 8.1 'lik fiyat artışıyla tüketicide yıllık enflasyon yüzde 119'a ulaştı Fiyatlar yine Çifler'i yalanladı• Yıl başında başlayan bunalımın ardından fiyat artışlannın önüne geçilemiyor. Hükümetin 5 Nisan istikrar önlemleri çerçevesinde yılın ikinci 6 ayı için açıkladığı toplam yüzde 20 oranındaki enflasyon hedefi 5 ayda aşıldı. Temmuz-kasım döneminde toplam enflasyon yüzde 27.6 oldu. ANKARA (Cumhurivet Bü- (DtE) verilerine göre; kasım rosu) - Ekonomide yıl başında ayında Kamu Iktısadı Teşebbüs- len (JCİT) ürünlerine yapılan zambaşlayan bunalımın ardından yüksek oranlarda artan enflasyo- nun önüne geçilemiyor. Hükü- metin 5 Nısan ıstikrar önlemleri çerçevesinde yılın ikinci 6 ayı içın açıkladığı toplam yüzde 20 oranındaki enflasyon hedefi 5 ay- da aşıldı. Temmuz-kasım döne- minde toplam enflasyon yüzde 27.6 oranında gerçekleşti. Akar- yakıt ürün fiyatlanna yapılan yüzde 10 oranındaki zammın en- dekse yansımamasına karşın, ka- sım ayında, bir önceki aya göre tüketici eşya fiyatlan yüzde 8.1. toptan eşya fiyatlan da yüzde 6.4 oranında artarken, yıllık enflas- yon, toptan eşya fiyatlannda yüz- de 137 oranına ulaştı. Devlet lstatistik Enstitüsü yüzde 4.1 oranında kalırken, özel sektörde fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 7.3 oranında arttı. Toptan eşya fiyatlan, 1994 yılı- nın 11 aylık döneminde yüzde 130.3 oranında artarken, yıllık enflasyon yüzde 137 oranında gerçekleşti. DİE'nin verilerine göre; tüke- tıcı fiyatlan da 11 aylık dönem- de yüzde 112 oranında arttı. Tü- ketici fiyatlannda da yıllık enf- lasyon yüzde 119 oranına ulaştı. Toptan eşya fiyatlan, sektörler ıtibanyla; tanm ürünlerinde yüz- de 9.5, madencılik sektörünün kamu kesiminde yüzde 2.5, özel sektörde yüzde 2.8 olmak üzere toplam yüzde 2.6. imalat sanayi- Aylık enflasyon (Tüketici-DİE verileri ile) 24. N / V 0 0 ^ < ^/ -ac JC -ts t < <S & s >. N t 5 I K 1QÇM SS 1 İ İ # m â | < inin kamu kesiminde 5.2, özel sektörde 6.5 olmak üzere toplam yüzde 6.1 oranında arttı. Enerji sektörünün kamu kesiminde zam yapılmaması nedeniyle fiyat ar- tışı olmadı. Hükümetin, 26 kasımda akar- yakıt ürünlerinin fiyatlanna yap- tığı yüzde 10 oranındaki zam- mın. ürün fiyatlannının her ayın 20'sinde endekse alınması nede- niyle kasım ayı enflasyonuna yansımamasına karşın, tüketici fiyatlan geçen ay ekim ayına gö- re yüzde 8.1 oranında arttı. Hükümetin, ıstikrar önlemi Düşük tabanfiyattüccara yaradı UFUK TEKİN ADANA - Taban fiyatın düşük tutulmasına karşın başta bugday ve mısır olmak üzere önemli tanm ürünlerinin fiyatlan fırladı. Pamukta dünya piyasasının da üzerinde fiyat oluşurken, düşük fiyat nedeniyle ikinci ekim yapılmayınca sadece Çukurova'da yanm milyon ton eksık mısır üretımı gerçekleşti. Özellikle gübre fiyatında ortaya çıkan olağanüstü artışa dikkat çeken Ziraat Mühendıslen Odası. "Bir yılda 7-8 kat fivat arüşına çiftçi davanamaz. Ziraat Mühendisleri Odasu Türkiye tannı ürünleri ithal eden ülke olmak üzere" yorumunu yaptı, pamuktakı aşırı fiyat yükselmesınin tekstil ihracatını Cübre f iyatlarındaki artışlar Ciı» Gübre Gübre Zılaç Z.llaç Z.tlaç Z.llaç Tohuıo Adı Korapoze Ore Marshall Pumasüper Polu Karete HihridFl KuBanıkhfb yer Mısır. pamuk,buğday Mısır. pamuk, üst gübresı Yaprak emicılere Bugday-ot öldürücü Beyazsmek (pamuk vs.) Kurtlara karşı Karpuz tohurou Rvat (edd-veni) lioo-ıomn. 1400-10.000 TL 286.419-899.760 TL1T 841.684-2.841.065 TLLT 1.064.900-3.312.000 Kg 402.134-1.340235 TL 4-5 mıJyon'9-15 milyon olumsuz yönde etkileyeceğine dikkat çekti. Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi tarafından hazırlanan kapsamlı bir raporda, önemli tanm ürünlen ve girdilerindekı olağanüstü fiyat artışlanyla taban fiyat polıtikasındaki yanlışlıga ışaret edıldi. ZMO'nun saptamasına göre. Adana bölgesinde 4 milyon dekar alana ekilen buğdav. taban fiyatı 2 bin 940 lıra düşük tutulduğu için Toprak Mahsulleri Ofisi'nce yeterince satın alınamadı, fiyat kısa sürede 3212 TL'ye çıkanldı. Ürünün büyük bolümü 2800- 3000 lira arasında tüccar tarafından satın alındı. "Halk ucuz ekmek yesin" düşüncesiyle fiyat düşük tutulunca kazançlı çıkan tüccar ve spekülatör oldu. Sonuçta 3-4 ay içerisinde fiyat 4500-5000 liraya kadar yükseldi. Geçen ağustosta taban fiyatı 2650 lira olarak açıklanan mısınn da kılosu, önce 2880'e, kasım ayına gelindiğinde ise 3180 liraya kadar yükseldi. Hazirandaki düşük taban fiyatı yüzünden ve bir de girdilerdeki kontrolsüz-anlamsız fiyat artışlan nedeniyle bir önceki yıl 1.3 milyon dekar alan olan mısır ekim alanı, 500 bin dekar alana indi. Geçen yıl 8300 (5300+3000) olan kütlünün fiyatı. bu yıl 18 bin lira olarak belırlenınce, fiyatı düşük bulan üretıcı, Çukobirlik'e ürün satmakta tereddüt etti. Tüccann piyasaya gınşiyle 27 ve hatta 30 bin liraya kadar yükselen kütlünün fiyatı. dünya fiyatlannın da üzerinde. olarak, tüketim harcamalannın kısılmasına yönelik, KlT ürünle- rinin fiyatlanna yaptığı yüzde 100 oranında zam, konulan ek vergi ler, para pıyasalanna getır- diği yeni düzenlemeler ve memur maaşlanna yaptığı düşük oranlı artış, temmuz ayı enflasyonunun düşük oranda gerçekleşmesine neden olurken, ağustos ayından itibaren fiyatlar artan oranlarda yükseldi. Ağustos ayında bınde 9 oranında artan toptan eşva fi- yatlan, ağustos ayında yüzde 2.7. eylül ayında yüzde 5.4. ekim ayında da yüzde 6.9 oranında art- tı. 5 ayda yüzde 27 arttı Toptan eşya fiyatlan. kasım ayında gerçekleşen aylık yüzde 6.4 oranındaki enflasyonla bır- likte, son 5 ayda toplam yüzde 22.1 oranında arttı. Tüketici fi- yatlan da, temmuz ayında > üzde 1.7, ağustos ayında yüzde 2, ey- lül ayında yüzde 7.2, ekim ayın- da yüzde 9.5 oranında artarak, kasım ayında gerçekleşen aylık yüzde 8.1 oranındaki enflasyon- la birlikte, son 5 ayda yüzde 27 oranında yükseldi. İTO'nun rakamlarına göre de. kasım ayında Istanbulda tüketi- ci fiyatlan yüzde 3.5 oranında arttı. DÜNYA EKÖNOMİStNE BAKIŞ /ERGİN Y1LDIZOĞLU LONDRA Kamu İşçileri Yalnız Değil I şsizliğe, özelleştirmeye ve kamu açıklarını işçi haklarından kısıntı yaparak kapatmayı amaçlayan bütçelere, tasarılarına karşı işçiler Avmpa'da da mücadele ediyorlar. Türkiye'deki işçiler mücadelelerinde yalnız değiller. Italya, Belçika, Yunanistan, Ispanya, Fransa... Büyük bir kamu açığı altında kıvra- nan Italya'da Bertusconi hükümetinin yeni bütçesi, harcamalan kısmak için kamu ışçilerinin ücretlerınde ve daha da uzun vadeli olarak emeklilik gelir- lerindeciddi kesintileryapmayı amaç- lıyordu. Bir milyondan fazla işçinin cu- ma günü bu bütçe tasarısına karşı greve çıkacağı anlaşılınca Berlusconi hükümeti çaresiz geri adım atarak bu tedbirlerin hemen hepsinden vazgeç- ti. Belçika'da da işçilerin kamu işlet- melerinin özelleştirilmesine ve sosyal haklarda kesinti yapılmasına itirazları var ve direniyortar. Büyük bir kamu açı- ğı ile boğuşan Belçika hükümeti de çare olarak hava ve demiryolu taşıma- cılığı, telefon ve posta hizmetlerini özelleştirmeyi amaçlıyordu. Ancak o da şiddetli bir işçi direnişi ile karşılaş- tı. Geçen pazartesi günü 24 saatlik bir grev, Belçika'da, tren ve hava taşıma- cılığını tümü ile felce uğrattı. Sendika- lar aynı gün özelleştirmeye karşı pos- ta ve telefon işletmelerinde de yaygın grevler düzenlediler. Ispanya'da bir süredir Sosyalist Par- ti isimli sosyal demokrat partinin hü- kümeti, işçi haklarına ve gelirterine yö- nelik şiddetli saldırılar düzenliyor ve kesintilere gidiyordu. Bu gelişmelerin bir parçası olarak Iberya (hava yolları kamu işletmesi) mali sorunlarını hafif- letmek amacıyla geniş çaplı bir işçi çı- karılması ve ücret kesintisi planladı. Ancak geçen sene Fransız havaalanı işçilerinin tâktiklerini öğrenmiş olarak mücadeleye girişen Ispanyol işçileri ve havaalanı personelinin direnmesi kar- şısında Iberya geniş çaplı ücret kesin- tilerinden ve işçi çıkarma planlarından büyük tavizler vererek işçilerin istekle- rine boyun eğmek zorunda kaldı. Fransa'da da geçen ay devletçe iş- Türkiye'de olduğu gibi Avnıpa'da da işçiler haklan için mücadele ediyorlar. letilen alüminyum kompleksi Pechi- ney'de başlayan ve başarıyla sona eren grevden sonra işçi hareketleri git- tikçe yayılıyor ve özel sektörü de etki- liyor. Radyo işçileri, Martel Brandi ve GEC Alstshom'dakı grevlerden sonra şimdi havanın Peugeot'da da gergin olduğu ve Air International'de cle bu cuma tekrar greve çıkılacağından bah- sediliyor. Fransa'nın iki büyük sendika federasyonunun CGT ve FO özelleş- tirmelere, sosyal haklardaki kesintile- re karşı direnmeye kararlı olduklan gö- rülüyor. Geçen çarşamba Pariş'te on binlerce işçinin katıldığı yürüyüş tüm Fransa'da yaşanmakta olan gösteri ve direnişlerin, bir günlük protesto grev- lerinin bir örneğiydi. İş çevrelerinin ga- zetesi La Turbine'e göre Fransa'da 'sosyal banş sona ermişti.' Yunanistan'da da işçiler bütçeye ve özelleştirmelere karşı başan ile direni- yorlar. Geçen hafta başkent Atina'da binlerce işçi greve çıktı ve gösterilere katıldı. Bu hafta çarşamba günü büt- çe açıklandıktan sonra yeni grev ve gösterilerin olmasına kaçınılmaz gö- züyle bakılıyor. Almanya'da da 3.5 milyon işçiyi temsil eden IG Metal, yeni dönemde yüzde 6'lık bir ücret artışı istemeye ha- zırlanıyor. Bu, işverenlerin kabul etme- ye hazır olduklan rakamın çok üstün- de. Bu yüzden görüşmelerin ciddi sür- tüşmelere ve grevlere yol açması ola- sılığı var. Cuma günü yapılan gösteri yürüyüşünde de işçilerinin kararlı bir havası olduğu dikkati çekiyordu. Bütçe açıkları ve artan kârlar Gelişmiş ülkelerde, hükümetler, ekonomik durgunluktan çıkılmakta ol- masına rağmen çok ağır bir kamu borçlan sorunu ile karşı karşıyalar. Bu konuya, bu sütunlarda birçok defa, hem tahvil piyasalanndaki dalgalan- maları, hem de hükümetlerin emekçi piyasasında esnekliği arttırma çabala- nndan, yani kamu harcamalannın işçi- lere yönelik kısmını azaltmayı amaçla- yan planlarından bahsederken degin- miştim. Bu günlerde şiddetlenen işçi hareketlerinin arkasına hükümetlerden gelen bu tür basınçların artık kemiğe dayanmış olması yatıyor. 1980'lerde serbest piyasa ekono- misinin her şeyi çözeceğine ilişkin bir mjtolojinin Avrupa'da ve de Türkiye'de hâkim olduğunu biliyor. Bu mitolojiye göre kamu işletmelerinin satılıp elden çıkanlması ve devletin ekonomiden el çekmesi gerekiyordu. Tüm Avrupa hü- kümetleri bu konuda birçok adım at- tılar. Ancak tüm bu çabalar 1990'ların başında şiddetli bir ekonomik durgun- luğun ve işsızliğin taşınmasını engel- leyemedi. Bugün başta işçiler olarak gittikçe yaygınlaşan bir kamuoyunun gözü açıldı ve bu mitolojiden uzaklaş- maya başladılar. Bu yüzden, ekono- mik durgunluktan çıkıldığmın ileri sü- rüldüğü şu aylarda hükümetlerin açık- ladıklan bütçeler ısrarlı bir şekilde şir- ketleri ve yatırımcıları desteklerken, vergi indirimleri ve serbestleştirmeler gündeme getirirken aynı anda işçile- rin gelir ve haklarına yönelik kısıtlayıcı tedbirler ileri sürünce bardak taşma- ya başladı. Belli başlı büyük şirketle- rin gururla, yılın ilk dokuz ayı için yüz- de 30 ile yüzde 83 arasında kârlar yap- tıklarını açıkladıkları, genel müdürlerı- ne Financial Times gazetesinin bile tepkisini çekecek yükseklikte, enflas- yonun 20-30 katı üzerinde ücret artış- lan verdikleri şu günlerde işçiler diren- meye ve itiraz etmeye başladılar. İşçi- ler, hükümetlerin, kamu açıklarını pa- rası olanlara vergi koyarak kapatma- ya çalışmak yerine, elini zar zor geçi- nenlerin ceplerine sokmaya kalkması- nı artık kabul etmek istemiyorlar. İşçi direnişlerinin önümüzdeki dönemde daha da artması büyük bir olasılık. Bütün bu gelışmeler bir 'yeni dünya düzeni' başladığını muştulayan, 'yeni zamanlar', 'yenidemokrasi' gibi akım- lann sözcülerinin işçi sınıfını toplumsal bir güç olarak defterden silmeye kalk- masının ne kadar yersiz ve anlamsız olduğunu gösteriyor. Diğertaraftan iş- çi hareketi dağılmak, yok olmak birya- na adeta globalleşmeye paralel olarak gittikçe eş zamanlı ve benzer hedef- lerle mücadele etmeye başlamış gö- rünüyor. Geçen senenin sonunda Av- rupa çapında benzer bir genel ve eş zamanlı bir işçi hareketi yaşandığında bunları söylemek belki daha zordu. Ama bu seneki gelişmelere ve kaza- nımla sonuçlanan direnişlerin çoklu- ğuna bakarak, bu globalleşme ile bir- likte, belki de işçi hareketinin 1980'ler boyunca yaşadığı gerilemenin yeni koşullara uygun olarak aşılmaya baş- landığını düşünmek zannederim çok büyük bir iyimserlik olmaz. 1995 Promosyon Ürünleri Kolleksiyonu SEVDİKLERJNİZE VE ÖNEMSEDİĞİNİZ MÜŞTERİLERİNİZE HER YIL AYNI HEDİYELERİ VERMEKTEN SIKILDINIZ. HAKLISINIZ. BİZ DE SIKILDIK; VE ANADOLU UYGARLIKLARINDAN ESİNLENEREK ÖZGÜN TASAR1MLAR YAPTIK. " ELİNİZE SAĞLIK, ÇOK FARKLI, ÇOK ŞIK. DİYOR GÖRENLER. " KÖRLER MAHALLESİNDE AYNA SATIYORSUNUZI DİYENLER DE VAR. Y1LBAŞI İÇİN KARARINIZI VERMİŞ OLSANIZ BİLE SERGİMİZİ MUTLAKA GÖRMELİSİNİZ. ÇÜNKÜ; YIL İÇİNDE DE ÖZEL OLAN A GEREKSİNİM DUYACAKSINIZ. DG-9 Ajanda Gumuş Çerçe\elı Sıkkelı Aıanda GK-25 Kalemlik Ahsap Kaıde L 7ermde Gumuş Kaplama Gevıkler (SH0W ROOM'u ve Katoloğumuzun diğer ürünlerini görmek için) » Istanbul Akarsu Cad 37/1 OhangirTel [02 12) 293 67 88-293 67 91 Fax. 245 18 64 Ankara. Tel & Fax (0312) 419 00 88 AGMS-21 Masa Saati Tis Kaıdt.' C/enpc Ta^ Sutunlar Gumıı^ Sül GMS 20 Masaûstu Ağırlığı S!\ah Vk'nner Kjıdc Gıımu? Anrık Mkkl' ANKARA PAZARI YAKUP KEPEIVEK Geleceğin Bakanlığı Osmanlı'nın yıkım dönemini acı ile yaşadığı şiirlerinden anlaşılan ünlü ozan Tevfik Fikret'in, "Düşmek, etrafıgör- memektendir" dizesi, günümüz Türkiyesi için de geçer- li değil mi? Özellikle siyasal önderlik yapanların birbirle- rini yemenin ötesine geçtikleri, sorunlara çözüm ürettik- leri söylenebilir mi? Siyasal kısırlık ve üretimsizlik, eğitim ve öğretim ve de özellikle bilimsel ve teknolojik gelişme söz konusu oldu- ğunda, çok ağır bir yıkıma dönüşüyor. Geçen hafta üniversite giriş sınavlan için başvuru sü- resi sona erdi. Yaklaşık 1.3 milyon genç üniversiteye gi- riş cenderesine giriyor; bunların yaklaşık yüzde 15'i ör- gün, yüzde 13'ü de Açıköğretim olanağı elde edebilecek- tir. Bu sayısal büyüklük bir yana, yalnızca yüzde bir do- layında bir bölümü "üniversite" denilebilecek kurumları kazanacaktır. Her yıl milyonlarca genç beyin bu "yöntem- te"yitirilmektedir. Siyasilerin anlamak istemediği bir nokta var, üniversi- te sorunu öğretim üyelerinin maaşlarının yüzde bilmem kaç oranında arttırılmasıyla çözüme kavuşacak kadar kolay değildir; çok daha ağırdır. Toplumun geleceği açı- sından da, eğitimin tümü gibi yaşamsaldır. Yükseköğretimde "nitelik" çökmektedir. Büyük kent- lerdeki birkaç kurumun dışında yükseköğretim kurumla- rına uluslararası ölçütlere göre "üniversite"denilemeye- ceği, yıllardır vurgulanıyor. Bu niteliksel çöküş, salt siya- sal çıkar amacıyla her ile bir üniversite açılmasıyla hız- landınlmaktadır. Ülke ekonomik ve toplumsal gelişmesi için gerçekten yaşamsal olan beyinsel üretimden, her geçen gün uzaklaşıyor. Öğretim üyeliği yalnız "çeMc/"ol- maktan çıkmakla kalmıyor, niteliksel olarak da geriliyor; yetersizleşiyor. Özellikle büyük kent dışı üniversitelerde yüksek lisans ve doktora programları, ürkütücü ölçüde yetersizdir. Asistanlık kurumunu kaldırarak yerli fidanlığı kurutan devlet, yurtdışında öğretim üyesi yetiştirme giri- şiminde de tam anlamıyla başarısız kalmıştır. Ve yıllardır bu olumsuzlukların doğru dürüst bir değerlendirmesi ya- pılmıyor. Yükseköğretime aynlan kaynaklar çok yetersizdir, oy- sa bir başka tür eğitımde, özel kurslar için bol kaynak bu- lunuyor. Yalnızca üniversiteye girış için açılan özel kurs- lara harcanan paranın tutarının 15 trilyon olduğu sanılı- yor; bu para 1994 bütçesinden "en çok pay alan on beş üniversitenin" aldığı ödenekten daha çoktur. Özetle ay- nlan kaynaklar, toplam olarak çok yetersizdir ve daha da olumsuzu ayrılan kaynaklar etkin ve verimli kullanılmıyor. Yıllardır politika belgelerınde vurgulanmasına karşın, genel olarak eğitim ve öğretimde, özellikle de yükseköğ- retimde, bir yeniden düzenleme ya da "yönetim düzeni oluşturma" birtürlü gerçekleştırilememiştir. Düzensizlik, yükseköğretimde, özgür bir ortamda bilimsel araştırma yapma olanaklarını giderek yok edecek boyutlara ulaşı- yor. Ek olarak yükseköğretim yönetimsel özerklikten uzak tutularak, kendi sorunlannı bile ele alamıyor. Ve bu "biri- kimli olumsuzluklar" yıllardır sürüp gidiyor. Geçenlerde Almanya'da genel seçimler yapıldı. Se- çimlerden sonra, Yükseköğretim Bakanlığı ile Bilim ve Teknoloji Bakanlığı birleştirilerek yeni bir bakanlık oluş- turuldu. Basın-yayın kuruluşları buna çok uygun bir ad taktılar: Geleceğin Bakanlığı. Son yıllarda Almanya kamuoyu, ülkelerinin bilim ve tek- noloji alanındageleceğini, enıne boyuna tartışıyor, çözüm önerileri üretiyordu. Bu tartışmalar son genel seçimlere de yansıdı. Sosyal Demokrat Parti'nin seçim bildirisinde Almanya'nın bilim ve teknoloji alanında hızla "atılım" yap- ması ve bunun gereklerine değınıldi. Sosyaf demokrat- lar seçimlerı kazanamadıysa da bu önerilerini "karşıtlan benimsedi" ve uygulamya koydu. Çünkü bilimsel ve tek- nolojik gelişme ile yükseköğretimin yeniden düzenlenme- si Almanya'nın uluslararası teknoloji yarışında yer tutma- sı için çok gerekliydi. Geleceğin Bakanlığı bunun sonu- cudur. Almanya'da ulusal gelirin yaklaşık yüzde 3'ü, -bu tar- tışmalardan önce- araştırma ve geliştirmeye aynlıyordu. Türkiye'de ise bu oran en iyimser ölçümlere göre bile yüz- de 0.5 dolayındadır. Ve Almanya'nın ulusal geliri Türki- ye'nin yaklaşık 15 katıdır. Türkiye'de eğitim, yükseköğretim, bilim ve teknoloji politikalanndan sorumlu olanlar, "siyasetçiler ve onlara bağımlı, sözüm ona, bilimsel kurum ve kuruluşlar", baş- ta hükümet olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, TÜ- BİTAK ve Bilimler Akademisi... Görülüyor ki son öğretim üyesı eylemlerinin nedenlerini de yeterince kavrayama- dılar. Üniversitenin isteklerini anlamadılar; değerlendire- mediler. Kısaca duyarsızhklarını sürdürüyorlar. Oysa, geleceğin ülkesi, geleceği "t»;7/nç/e"biçimlendir- mekten geçiyor. Bu yapılmadığında, toplumsal gelişme "geri ktrthyor"; bilimsel ve teknolojik ilerlemenin her ge- - çen gün uzağına düşüyor. Kuşku işte; yoksa sorumlular bilinçle mi bu "bilinçsizlik becerisini" gösteriyor? EMLAK BANKASI tLAN T.C. BULANCAK ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1993/110 Davacı Bulancak Belediye Başkanlığı tarafından davalılar Ha- run Anapa ve arkadaşlan aleyhıne ikame olunan 17.nci maddeye göre tescil davasınm yapılan yargılamasında. Davahlardan Züfer Altun adma çıkarülan dava dılekçesi ve duruş- ma gününü belirtir davetiye, bila tebliğ iade edilmiş, zabttaca yapılan araştırmada adresının meçhul olduğu anlaşıldığından ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Davalı Züfer Altun'un HUMK'nin 213 ve 337*nci maddeleri gere- ğince duruşmanın bırakıldığı 26.12.1994 günü saat 09.00'da Bulan- cak Asliye Hukuk Mahkemesi Salonu'nda hazır olması veya kendisi- ni bir vekılle temsil ettirmesi, aksi takdirde yargüamanın yokluğunda yapılıp hüküm verileceği. dava dilekçesi ve davetiye yerine kaim ol- mak üzere ilanen tebliğ olunur. Basuı: 52937
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle