05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 1994 PAZARTESİ 12 DİZİ-YAZI ISTIKL d3LLJ[^Û © 3 Prof. Dr. Ergün Aybars KURTULUŞ SAVAŞI (1920-1923) VE CUMHURIYETIN ILK YILLARI (1923-1927) Devrim,yasalannı koyuyorîsmet Paşa hükümeti gerici ayaklanmaya karşı ilk iş olarak Takrir-i Sükûn Kanunu'nu çıkardı 4 martta güvenoyu alan Îsmet b ;9ft> 1 * f l ^ H H H R K P S B ^ P m i m 7 Mart 1925'te istiklâl Mah-4 martta güvenoyu alan Îsmet Paşa, aynı gün başbakanlığın ha- zırlamış olduğu. karşı devrimin bastınlmasında en etkin yeri olan ve Cumhuriyet tarihinde büyük yankılara yol açan "Takrir-i Sü- kûn KanunıTtasansını Meclıs'e sundu. Tasanda gerekçe şöyle açıklanıyordu: -Türkiye Büyük Millet Mecli- si Riyaset-i Cclilesine Ahval ve hadisat-ı fevkalade ahirenin gösterdiği lüzum ve memleket dahilinde emnivet ve asaviş. huzur ve sükûnu ve ni- zam-ı içtimaiyevi ihlal edecek ir- ticağkârane ve ihtilalkârane ha- rekât ve teşebbüsata ve ifsadata karşı icapeden tedabiri irtiha/ üe Türkiye Cunıhuriveti'nin nüfuz ve kudretini takviye ve inkılabın esasatını tersin ve ma'sun halkı izrarve izhal eden mütecasıriann süratle takip ve tenkili maksadıv- la İcra Vekilleri Hey'etinin 4 Mart 1341 (1925) tarihli içtima- ında karara iktiran eden işbu la- yihanın iktisab-ı kanuniyeti için Meclis-i Âli'nin nazar-ı tasvip ve tasdikine arzına müsaadc buyu- rulmasını rica ederim. 4 Mart 1925 Başbakan İsmet" Encümen bu gerekçeye daya- nan kanun teklıfını kısa sürede görüştü. Teklifte hıçbir değişık- lık yapılmadan olduğu gibi önce- likle görüşülmek üzere Meclis'e gönderıldı Meclis'te yeniden okunarak. görüşülrneye başlan- dı. Çorum mebusu İsmail Kemal Bey, teklıfın, idam yetkisinin Meclis'eaıtolması sebebiyle Te- Mustafa KemaJ'in enerjik çalışmasıv la kısa sürede hükümet değişti ve İsmet Paşa hükümeti, mu- halefetin direnmesine karşın. karşı de\ rimin bastırılması ve Türk Devrinıi'nin gerçekleşmesi için bütiin üikede sert bir politika i/lenmesine olanak sağlayan devrimvasalannı çıkardı. TX. akrir-i Sükûn Kanunu Meclis'te sert tartışmalara yol açtı. Kanunun kabulünü isteyenler, Türk devTİminin gerçekleşmesini ve Türk miHetinin varüğının devamının devrim kanunlanvla başanlacağına inanıyorlardL A Varşıtlar ise yenilik istemiyorlardı. Padişahlık ve hilafetin kaldınlmış olması, onlan yeterince endişelendirmişti. Bu yüzden, gericiüği destekler görünmeseler bile, sert önlemler alınmasına karşıydüar. Bu tür yasalann hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını. uyguiamanm üikede korku ve dehşet yaratacağını sav unuvorlardı. 7 Mart 1925'te istiklâl Mah- kemeleri üye, savcı ve başkan- lannınseçiminegeçıldi. Muha- lefet grubundan Muhtar Bev ar- kadaşlan adına söz alarak. kanu- nun Anayasa'ya aykm hüküm- lertaşıdığı için oylamaya katıl- mayacaklannı açıkladı. Sonra oylamaya geçildi. Ankara İstik- lâl Mahkemesi için yapılan oy- lamaya 146 kişi katıldı. 16 çe- kimser. 13! kişi olumlu oy ver- di, Başkanlıga Afyon mebusu Ali Bey (Çetinkaya). savcılıga Necati Bey (Izmir) ve üyelikle- rine de Kılıç Ali (Gaziantep). Reşit Galip (Aydın). Ali Bey (Rize)ler 124'eroy alarak seçil- diler: Şark istiklâl Mahkeme- si'nin üye seçiminde başkanlıga 126 oy ıle Hacim Muhıtin Bey (Gıresun), savcılıga 124 oy ıle Ahmet Süreyya Bey (Karasi), üyelıklere 123 oy ile Ali Saib Bey (Kozan). 125 oy ile A\ni Bey (Bozok), 122 oy ile Müfid Bey(Kırşehir)seçıldıler.(7)Ha- cım Muhittın Bey, rahatsızlıgı sebebiyle istıfaettı. İsteğı kabul edildi ve 16 Mart'ta yenı başkan ıcın yapı- lan seçim arasında Abdullah Bey, mahkemenın adının ''V'ila- yatn Şarkiye İstiklâl Mahkeme- si" değıl. "İsyan Bölgesi İstiklâl Mahkemesi" olduğunu belirtti vebu istek uvgun bulundu. Ger- çekten de. ayaklanma bütün do- ğu bölgesıni kapsamıvordu. Bu sebeplc tüm doğulu halkı renci- de edebilecek ad degıştirildı. Oylamasonucu 17 Mart'ta alın- dı. 117 oyla katılma oldu. 97 oy kılat-ı Esasıye Kanunu'nun 26. maddesiyle çeliş- kı yaratacağı ıçın usule aykın olduğunu ileri sür- dü. Karasi mebusu Ahmet Süreyva Bey, bu görü- şün yanlış olduğunu söyleyerek. bö> le bir durum varsa bile, ancak kanun görüşmelen sırasında ile- ri sürülebileceğini belirtti. Başkan, teklifin Me- cis'e gelmeden önce Encümen "de görüşüldüğünü ve Teşkilat-ı Esasiye'ye aykın bir durum görül- mediğinı anlattı. Dersım mebusu Feridun Rkri B«jr kanun tasansının iyice incelenmeden teklif edildığini veTeşkılat-ı Esasiye'nin 70. maddesin- deki haklan hükümetin iradesine bıraktığından. aykın olduğunu söyledi. Konya mebusu RefikBey kanunun namuslu ki- şiler için olmadığını ve sıyasi hayatta hak takdi- rinın en güvenılen hükümetlere bıle verilemeye- ceğıni belirtti. Feridun Bev, kanunun hükümetçe çok geniş anlamda yorumlanarak, bütün olayla- nn isyan ve ihanet gibi gösterilebıleceğinı ileri sürdü ve cumhuriyet rejiminde. haklann. her şe- yin üstünde olduğunu belirterek, kanunun alev- hınde bulundu. Kâzım Karabekir Paşa, isyan çıkan her yerde sert tedbirler alınmasına taraftar olmakla bera- ber. bütun hak ve hümyetleri kısıtlayan, basını susturan bu kanun yüzünden, Meclis kürsüsünde söylenenlerin bıle rîalka iletileme>eceğinı ve halk egemenliği esasının yıkılacağını ve kanunun cumhuriyet için şeref sayılmayacağını söyledi. (1) Kürsüye gelen Refik Bey. telaşlanmaya gerek olmadığını. vatan ve milletin olağanüstü bir teh- like içinde> ken isyan bölgesınde yüzlerce suçsu- zun kanı aİatılırken, kanunun hak ve hürriyetleri çiğneyeceği korkusunun yeri olmadığını ve ba- ğımsızlığın böyle kazanıldığını belirtti. RaufBey, uzlaştıncıbirkonuşmayaparak, ola- ganüstü bir durum içerisinde anlayışlı davranıl- ması gerektiğini ve kanunda iyı olmayan yerlerin Meclis tarafından çıkartılabileceğini ve gerekli eklemeler vapılabileceğıni hatırlatarak. "Sükûn ve huzunı sağlavaeağızdiye böyle şiddet kanunla- nyla büsbütün ihlal etnıevelim" dedı. Tartışmanın özii devrim Kanunun kabulünü ısteyenlerle istemeyenler arasındaki tartışmalar ıki ayn temele dayanıyor- du. Kanunun kabulünü ıstevenler. Türk devrimı- nin gerçekleşmesini ve Türk mılletinın varlığının devamının devrim kanunlarıyla başanlacağına inanıyorlardı. Karşıtlar ise yenilik istemiyorlardı. Padişahlık ve hilafetin kaldınlmış olması. onlan yetennce endişelendirmişti. Bu yüzden. gencıli- ği destekler görünmeseler bile, sert tedbirler alın- masına karşıydılar. Çoğunlukla, bu çeşit yasalann hukuk dev letı il- kesiyle bağdaşmadığı ve bu yasalann uygulanı- şının üikede korku ve dehşet yaratacağını savu- nuyorlardı. Özellikle kendilerinin de baskı altın- da bulunacaklan endışesi hâkımdi. Rauf Bey. tehlikeye karşı dev letin normal po- lis, asker ve adli teşkilatıyla çare aranmasını. bu- nun aksinin tehlikeli olduğunu ve bundan varar- lanılarak baskı kurulacağını ileri sürdü. Başbakan İsmet Paşa ve Adliye Bakanı Mah- mut Esat Bev. ayaklanmanın bastınlması ve mem- lekette huzurun ancak bu kanunla sağlanabılece- ğını.asilerinkarşiMna "anarşi^ın hürrivef* ıleçı- kılrııayacağını ileri scdüleı İsmet Paşa. Kâzını Karabekir Paşa'nın. "Isla- harı, İstikiâl Mahkemeleri'ne davanarak mı yapa- caksmız?1 "sorusuna karşılık. "Islahatıemniyet ve asa> iş temeiine dayandırarak >apabiliriz" dedı ve İstiklâl Mahkemelerf nın yalnızca araç oldukla- nnı belirtti. L'lke anarşi içındeyken. Doğu Ana- dolu'da halk bırbinni kırarken, mutlaka sert ön- lemler gerektiğini ileri sürerek. bu önlemlerin Teşkilat-ı Esasiye'ye de aykın düşmeyeceğini sa- vundu, . Hükümet, özellikle istanbul basınının gerici ve tehlikeli oluşunu ileri sürerken, Terakkıperver Partısi mensuplan, genel haklardan ve basın öz- gürlüğünden söz ederek, gerçekte Jstanbul bası- nını savunuyordu. Hükümet. >alnız Taknr-i Sü- kun Kanunu tekhfiyle yetinmemişti. Başbakan İsmet Paşa ~Harekât-ı askeriye mın- tıkasında \e Ankara'da birer İstiklâl Mahkemesi lan karşısında Meclis Başkanı "'Takrir-i Sükun Kanunu"ilc istiklâl Mahkemelen kurulıııasının kabul edilmı^ bulunduğunu. konunun üye seçimı ve ıdam yetkısı olduğunu hatırlattı. Sonuçta tek- lif oya sunuldu. 22 olumsuz oya karşılık 122 oy ile kabul edildi. (2) Gazeteler kapatıhyor 117 nolu Meclis karanvla da, ayaklanma böl- gesinde verdıgi ıdam kararları uvgulama vetkisı ıle "Şark",ıdamyetkisi TBMM'ninona>ı ıleuv- gulanmak üzere "Aokara" tstıklâl Mahkemelen kuruldu. (3)Mustafa Kemal'ın enerjik bırçalışma- sıyla kısa sürede hükümet değişti ve kurulan İs- met Paşa hükümeti. muhalefetin bütün dırenme- lerine rağmen, karşı dev rimın bastınlması ve Türk Devnmfnıngerçekleşmesı için bütun ulkede sert bir polıtika ızlemesine v e karşı direnı^len yok et- mesıne olanak sağlayan devrim yasalannı çıkar- dı. Takrir-i Sükun Kanunu'nun kabulünden son- Kâzım Karabekir Paşa. isya- na karşı sert tedbirier alın- masına taraftar olmakla be- raber, kanuna karşı çıkjyor- du. v_7erici ayaklanmanın cumhuriyeti tehdit eder durunıa gelmesi üzerine, devTİmin gerçekleşme süreci içinde karşı tepkiler istemeyen dev rimci yöntem u> gulanmaya başİandı. Takrir-i Sükûn ve özellikle İstiklâl Mahkemeleri'nin çabşmalannı kapsayan iki senelik dönem Türk Devrimi'nin gerçekleşmesi ve verleşmesi bakımından büyîik özellik ve önem taşır. Karasi mebusu Ahmet Sü- re»a Bev, Takrir-i Sükûn Kanunu'nun Teşkilat-ı Esa- siye've a> kın olmadıgı görii- şündevdi. teşkilihakkında"bırteklı(te bulundu. İstiklâl Me- hakımi Kanunu yürürlükte olduğu için, tartışma- ya gerek olmadığını belirtti. İdam yetkisi Muhalefetı en çok korkutan da İstiklâl Mahke- melen ıdı. Özellikle, idam yetkisinin mahkeme- lere aıt olması isteğine büyük tepki oluştu. "Mu- halif mebuslarndan Feridun Fikn Bey (İstanbul İs- tiklâl Mahkemesi tarafından 5 yıla mahkûm edi- len Lütfi Fikri Bey'in kardeşı) Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun 26. maddesi gereğince idam yetki- sinin doğrudan TBMM'ye aıt olduğunu hatırla- tarak. Şark İstiklâl Mahkemesi'nın ıdam kararla- nnın Meclis onayına ısrar ederek. bu yetkının ve- rilmemesıni istedi. Karasi mebusu Süreyva Bey. teklifin Anayasa'ya aykın olmadığını, İstiklâl Mahkemelen Kanunu'nun da yürürlükte olduğu- nu belirtti. Tartışmalar, özellikle ıdam yetkisi ko- nusunda, ıkı mebus arasında geçtı. Muhalefetin İstiklâl Mahkemeleri'nin kurul- masını engellemek isteyen çıkışlan ve oyalama- ra hükümet. 6 Mart 1925'te kanunun binnci mad- desine davanarak, Tevhıd-ı Efkâr, İstiklâl. Son Telgraf. A>dınlık. Orak çekıç. Sebılül Reşat ad- lı gazete vedergileri. zararlı ve y ıkıcı yayında bu- lundukları gerekçesivle kapattı (4) 7 Mart'ta Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa. Genç Ayaklanması sebebiyle mıllete. orduva ve me- murlara yayınladığı bıldiride "Cumhurivet'itah- rip edecek neşrivat ve tesmimata ve Cumhuri- vct'in ordusunu \e /abıtasını herhangi bir sebep- le istihkar ve istihfafa vasıta addedecek olanlann en şediı ahkâm-ı kanuniye ile takip ve tenkilieri mukarrerdir" dıyerek. kapatılan gazeteler konu- sundakı görüşünü açıkladı (5) Türkiye'deki bu gelişmeleri yakından izleven Ingilız Elçilığı. olay- lan anlattıktan sonra. HüsevinCahitBey'in hükü- metin çıkardığı Takrır-ı Sükun Kanunu'nu protes- to etmek için Tanin'de kendı sütununda siy asal yo- rum yapmayıp. anılannı vazacağını belimi ve sonra. İstiklâl Mahkemeleri'nin de Mustafa Ke- mal'in "bilüiendestekçHeri" olduğunu Londra'ya yolladığı raporda bıldirdı (6) ile Mazhar Müfit Bey başkanlı- ga seçıldı. (8) 21 Mart'ta Ankara İstiklâl Mahkemesi'ne se- çilmiş bulunan İzmır mebusu Necati Bey. ailesi- nın rahatsızlıgı sebebiyle istifa etti. 22 Mart'ta Mahkeme Başkanlıgı Meclıs'ebaşvurarak. ıstıfa dolayısıy la mahkemenın görev yapamadığını be- lirterek. savcılık için acele seçım vapılmasını ıs- tedi. Yapılan seçımde 149katılmaoldu NecipAli Be> 126 oyla İstiklâl Mahkemesi Savcısı seçildi. (9)" Devpimm önemli dönemi : İstiklâl Mahkemelen için seçim yapıldığı sıra- larda 11 martta Erzurum mebusu Rüştü Paşa. Meclis Başkanlığı'nabırönerge vererek hükümet karanvla kapatılan gazeteler hakkında bılgi ve yetkinin hükümet tarafından keyfi şekilde kulla- nıldığını ileri sürdü ve İçışlen Bakanı'nınaçıkla- ma vapmasını istedi. BakanCemil Bey. kapatılan gazetelerin. eleştirilennden dola>ı değıl. Takrır-ı Sükûn Kanunu'nun birinci maddesine görev ıkı- cı çalışmalarda bulunduklan için, özellikle Aydın- lık ve Orak Çekıç gibilerinin, sosyal düzeni bo- zan yayında bulunduklan gerekçesiyle kapatıl- dıklannı belirtti.(lO) 15 nisanda Bakanlar Kurulu karanvla Tanın gazetesı de kapatıldı. (11) Devrimin gerçekleşme süresi içinde karşı tepkiler istemeyen dev rimci yöntem u>gulanmaya başlandı. Takrir-i Sükûn ve özellikle İstiklâl Mahkemeleri'nin çalışmalannı kapsayan bu iki senelik dönem Türk Dev rimi'nin gerçekleşmesi ve yerleşmesi bakımından büyük özellik ve önem taşır. (I)TBMMZCS.15.S.I37-I4I (2) TBMMCZc. 15. s. 160-166. Kanun maddesi için Dûstur. c.6. s. 144. 4 Mart 1925. Kanun No: 57H Takıir-i Sükûn Kanunu Uadde 1- Irticaa ve ısyana ve memleketm mzam-ı ıçtımaısını ve hıcıır ve sükununun ve enınn eı ve asa- uşim ıhlale baıs bıl'umum teftiilat ve leyıkalı ve le- şebbiisat veneşnyalı hükümet. reısıcıımhunm tusdıkh- k ıv'sen ve ıdareten men 'e me zımdur. l}bu at 'alerbabım Hükümet İstiklâl Mahkemesi ne tevdı edebıhr Madde 2- Isbıı kanun. lurihi neşrinden itibaren ıkı sene müddelle mer niil icradır. Madde 5- Isbu kanun tatbıkatına IUV vekıllen he- vetı me murdıır (3) Düsno: c.6. s. 146 (4 3.1925) 14) Tanın. 7 Mart 1925 (5i Tamım. Telgmf ve Bevannameler. \ 520. TunmH Mart 1925 (6) tngıliz Belgelerinde Tiirkne'de Kıirt Sonımı. siH-41 (7) TBMMZ.C. s.15. S.218-2S3 MA.g Cerıdes 439. 599. 626 (Sekizay kadar Maz- har Müfit amlarında bu olaylart anlatmaktadır. Dün- )ü. 22 nisanda. Mazhar Bey ıstıfa edtnce venne Ha- cım Muhittın Beyseçılecek.) (9)Ag Ceride.c.lö.s.lOO. 119-120.AhmerSıinr- \aBevde <l())TBMMZ.C.c.l5.s.4Ol (11) Yalman. Gördüklenm ve Geçırdiklenm. c.3. s.164 Yarın: Şeyh Sait ve adamları yargı önünde T.C. GÜNEYSUKADASTRO MAHKEMESİ EsasNo: 1988 4-5-6 Mahkememizin 1988 '4 esas sayıh dosyasına kon u 570 parsel sa- yılı, 1988 5 esas sayılı dava dosyasına konu 563 parsel sayılı v e 1988 6 esas sayılı dava dosyasına konu 562 parsel sayılı taşınmazlann ka- dastro komisvon karannın iptali için orraan genel müdürlüğüne iza- feten Rize Orman İşletme Müdürlûğü tarafından Ah îbuk ve iki arkadaşı akyhine mahkememize açılan davanın vargılaması sırasın- da, davalılardan Ali fbuk'un öldüğu, geride bıraktığı kızı Fatma Ibuk'un da ölmüş bulunduğu anlaşıldığından adı geçen Fatma İbuk'- un çocuklanndan Mehmet-Fatma kızı 1951 doğumlu Nimet İbuk'un tebligata yarar açık adresı tüm zabıta araştırmalanna rağmen lespit edilemeyip meçhul olduğu anlaşıldığından dava dilekçesi ve dahili dava dilekçesi tüm araşürmalara rağmen teblığ edıiememijtir. HUMK'nin 213 ve 377. maddeleri gereğince duruşma günü 30.12. 1994 saat 10.00'da davaya karşı diyeceklerini bildirmek üzere mahke- me salonunda adı geçen dahili davalı Nımet İbuk'un hazır bulunması veya kendısini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde dava ve teşmil dilekçelerinin kendisıne teblığedilmiş sayılıp yokluğunda vargılama- ya devam olunarak sonuçlanacağı hususu tebliğ olunur 18.11.1994 Basın: 52860 T.C. AYVALIK İCRA TETKİK MERCİİ DosyaNo.1994 31 Davacı Evsel Yılmaz (arafından davalılar Türkiye Vakıtlar Bankası TAO ve Beytullah Akgün aleyhine açılan ihalenin feshi da- vasının venlen ara karan gereğince: Ayvalık İcra Müdürlüğü'nün 1990 202 tal savılı dosvasında 25.3 1994 tarihinde yapılan açık artürma sonunda 15 adet gavrimenkulün satışa talep edildıği. satışlann usule aykın olarak icra edildığini. 25 3 1994 tarihinde satışı yapılan E Blok 'l-2. F Blok 1-2. G blok 3-4. M Blok 1-2. N Blok 1-2. R Blok 1-2 nolu daırelenn tamamının davalı Beytullah Akgün tarafından alındığını, bu satışlann tamamının usule ayİcın olduğunu bevanla. 25.3.1994 tarihli ıhalelerin usule aykın oluş- lanndan ötürü feshıne karar verilmesını talep ve dava etmişlerdır Davalı Beytullah Akgün'e teblıgat vapılmış. ancak bila tebliğ iade edilen tebligata venlen meşruhatta adresinden avnldığı ve yeni adre- sinin bilinmediği bildirjlmış ve savcılıkça da adres tahkıkatına gidil- miş. ancak bütün aramalara rağmen leblıgaıa sanh adresının bulun- madığından işbu dava dilekçesinin davalı Beyıullah Akgün'e ılanen tebliğ edilmesi ve duruşmasının bırakıldığı 27.12.1994 tarihinden ön- ce gönderılmesı ılanen tebliğ olunur 15.11.1994 Basın 52954 T.C. AYVALIK İCRA TETKİK MERCİİ DosyaNo: 1994 30 Davacı Evsel Yılmaz tarafından davalılar Türkiye Vakıflar Bankası TAO ve BevtulJah Akgün aleyhine açılan ihalenin feshı da- vasının venlen ara karan gereğince: Ayvalık İcra Müdürlüğü'nün 1990 203 ta). sayılı dos>asında 28.3. 1994 tarihinde vapılan açık arttırma sonunda 15 adet gavrimenkulün satışının talep edıldiğını, satışlann usule avkırı olarak icra edildığini. 28.3 1994 tarihinde satışı vapılan P Blok 4-5-6-7-8. C Blok 1-2-3-4- 5-6. A blok 4-6-7-8 nolu daırelenn tamamının davalı Beytullah Ak- gün larafından alındığını. bu satışlann tamamının usule aykın oldu- ğunu bevanla 28.3.1994 tarihli ıhalelerin usule a>kın oluşlanndan ötüru feshıne karar verilmesıni talep ve dava etmıştir. Davalı Beytullah Akgün'e tebligat vapılmış. ancak bila tebliğ iade edilen tebligata verilen meşruhatta adresinden ayrüdığı ve yeni adre- sının bilinmediği biidırilmiş ve savcılıkça da adres tahkıkatına gidil- mış. ancak bütün aramalara rağmen teblıgata sanh adresının bulun- madığından işbu dava dilekçesinin davalı Beytullah Akgun'e ilanen tebliğ edilmesi ve duruşmasının bırakıldığı 27.12 1994 tarihinden ön- ce gönderilmesi ilanen tebliğ olunur. 15 11.1994 Basın: 52955 POLflİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Bu da Orta Tehlike... Sabahleyin gazeteye geldiğimde kahveci çırağı elinde- ki askıdan açık bir çayı masaya bıraktı. Hiçbir şey söyle- meden öteki masalara doğruldu. Bu her sabah, herkes için böyleydi. Birinci askıyı kaçırdınız mı, ikinci askjyı bek- lemek zorundasınız. İkinciyi beklemezseniz, çıkıp ocak- tan almak zorundasınız. Elinde bardakla dolaşanlar, ocak- tan alanlardır. Ben cıgarayı bıraktıktan sonra kahveyi kestim; çayı da 'açık' içiyorum. Tiryakilik miryakilik kalmadı. Bana "Cıga- rayı nasılbıraktın?" diye soranlar. Anlatmaa uzun.. Bırak- tım işte... Kişinin birçok alışkanlığı var, bunlardan en kestirmesi de cıgara ve kahvedir. Bizim gibi gazetecıler için bir üçün- cü tiryakilik vardır; o da sabah gazetelerinı herkesten ön- ce okumak... Gazete kirienmeden, buruş buruş olma- dan, sıcağı sıcağına okunmalıdır. Eskiden gazete sayısı çoktu, bir takım istediniz mi ben diyeyim on, siz diyin on beş gazete birden gelırdi. Bir ta- kım gazete göz doyururdu. Şimdi? Şimdi bir takım dediniz mi üç kodaman gazete getiri- yorlar. Ötekileri gazeteden saymıyorlar. Adını siz söylüyor- sunıız da getıriyorlar. Sabah, Hürriyet, Milliyet. Ben bir de Cumhuriyet söyledim, o da takıma girdi. DGM'ler kurulduktan sonra Nusret Demiral adı da ün- lendi. Her konuda söz sahibi, her konuda düşüncesini söylüyor. Söyledikleri kıminin işıne geliyor, kiminın gelmi- yor. Bir ara bizim Aziz Nesin'le takıştı. Önce bir karaku-' cak tutuştular, ama sonra tatlıya bağladılar. Sabah'da Nusret Demiral'ın bir demecine rastladım, zehır zenbe- rek, yenılır, yutulur gibi değıl. Tehlikelerden söz edılıyor. Üikede tehlike mi ararsın?.. DoluL Nusret Demiral en bü- yük tehlike olarak şerıatı gösterıyor. Güneydoğu dıyecek- tik ama ayırmış, şeriat tehlikesini öne alıyor, şöyle ki: "Antilaik güçler iktidara gelirse seçım sandıklarını son görüşümüz olur" diyor. Demek ılk başta görünen tehlike seçim sandıkları olacak... Bir görünecek... bir yitecek... ondan sonra seçimi koyduğun yerde bul bakalım. Ger- çekten de şerıatçıların iktidara geldıkleri ülkelerde ilk yap- tıklan iş seçim sandıklarını kaldırmak, demokrasiye per- de çekmek oluyor. Cezayir'de tam adımını atarken gerı çevirmediler mi? Bunu, Nusret Demiral söylüyor. Bu ge- len iç tehlikedir. Dış tehlikeyi de diplomasimıze bir nebze kanşan, hari- ciyemizin içinde bir süre kalan Mümtaz Soysal şoyle an- latıyor: "... Siyasal ahlakın ve centilmenliğin aynlmaz parçası olan ciddiyet, bugün ne yazık ki devlet yönetlmınde ek- sıkliği duyulan. aranan bir nitelik olmuştur. Türkiye'nın içinde bulunduğu sorunlar, devlet yönetimınde bılglsız- lığı ve kuralsızlığı affetmeyecek düzeydedir." içerde şeriat tehlıkesının. dışarda diplomasinın acemi ellerde bulunması surüp gıderken istanbul üstünde bir ze- hirli duman dolaşıyor. Böyle giderse bir kent toptan ölüm- le karşı karşıyadır. Bir lodos, bir poyraz, bir yağmur gel- mezse toplu ölümler başlayabılir. Yetkililer durmadan alarm veriyorlar. Tehlike çanları durmadan çalıyor. Vaktiyle Ankara'da böyle tehlike çanları çalardı, şimdi sıra istanbul'da. Özelleştirmenın sokağa saldığı işsızlerne yapacaktır, nereye gıdecektır? Bu işsizler ordusu kentle- rı dolduracaktır. Buna orta tehlike mı dıyelım? Tehlikenin sağı solu olmuyor. BULMACA 1 2 3 4 5 6 SOLDAN SAĞA: 1/ "Atasözü" anlamında kullanılan yerel sözcük. 2/ Eskiden Karagöz oy- natılan kahvelere ven- len ad .. Gemilerı bagia- mada kullanılan. üç ya da dört kollu halat. 31 Adları sıfat vapmakta kullanılan bir yapım ekı... Obıektıf. 4/ Yap- rakların düz \e parlak bölümü . Gazel ve kası- denın ılk bevtıne venlen ad. 5/Cennette bulundu- ğuna inanılan kutsal su... Nışan. 6/ Dılı tutulmuş, konu- şamaz hale gelmiş... Bir zaman bı- rimı 7/ Asya'da bir ülke . Bü>ük ün kazanmış sınema ya da müzık sanatçiM 8/ Sarp geçıt. . Bir cetvel türü 9/ Harman kalktıktan sonra. yerde kalan toz ve samanla kanşık taneler. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Para ve emek harcamadan başkalarınm sırtından geçinen kimse. 2/ Eskı dılde "pastoral" anlamında kullanılan ;>özcük... Demiryolu. 31 Satrançta bir taş... Yurdumuzun batıdakı en uç noktası olan bu- run. 4/ Arap abecesinde bir harf. . "- - - seni matkabınan yola- yım ' Bir kız bana emmı dedi n'evleyım" (Karacaoğlan). 5/ Gerçekleştırılmesı zamana bağlı ıstek. . Baryumun simgesı. 6/ Ayın etkisivle huvıınun değiştiği sanılan kımse... Zehır. II Bir tür spor ceket. Ali Özgentürk'ün bir filmi. 8/ Cerrahın hastaya yaptığı müdahale. 9/ Sevrek yeti:>mış ağaçlık... Satürn gezege- ninin bir uydusu. İLAN GİRESL N KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN Sav1: 1990 149 GıresunOrman İşletme Müdürlûğü tarafından davalılar Zühtü Kablan mırasçılan ve arkadaşlan ale>hine mahkememize açılan Gi- resun merkez Pınarçukuru kövünde kain 1012 parsel ve taraflan a>Tiı birleşik 964 parsel sayıh taşınmazlann kadastro tespitine itiraz dava- sının >apılan vargılaması sırasında bütün araştırmalara rağmen ad- resleri tespit edilemeven ölü Fatma Akçin mirasçılanndan Selime Akçin ve Mustafa Akçın ıle ölü ,\ziz Kablan mirasçılanndan Hatun Akın (Kablan) adlanna ilanen teblıgat vapılmasına karar venlmışür. Bu ilanın vayımı tarihinden itibaren dava dilekçesi ve duruşma gü- nünün davalılar Selime Akçin. Mustafa Akçın ve Hatun Akın (Kab- lan)'a tebliğ edılmiş sayılacağı. davaiılann dava sebep ve delilleri ile bırlıkte duruşmanın bırakıldığı 23.1 1995 günü saat 09.00'da bizzat kendılennın veya vekillerinın hazır bulunmalan ilanen tebliğ olunur. Basın: 52963 İLAN PERTEK KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1975 207 KararNo.1994 31 Davacı Bıra Bent ve müştereklen tarafından davalı aleyhine açıl- mış bulunan tespite ıtiraz davasında; Davacı Fevzi Sür tüm aramalara rağmen bulunamadığından ken- disıne mahkeme karan tebliğ edilememiş. adı geçen şahıs adına mah- keme karannın ilanen tebliğıne karar verilmış olmakla; Davacı Fevzi Sür'ün davasıran 3402 sayılı yasanın 28'ınci maddesi uyannca açılmamışsa>ılmasına, Pirinci Köjü 542 no.lu parseün tes- pit gibi mera olarak sınırlandınlmasına daır verilen 16 5.1994tarihve 1975 207 esas. 1994 31 karar sayılı hükmün kendisine tebligat yaptla- ma>an davacı Fevzi Sür adına ılanen tebliğine, ilan tarihinden itiba- ren 15 gün sonra tebliğ edilmış sayılacağı karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 52910
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle