Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 1994 PAZARTESİ
12 DİZİ-YAZI
ISTIKL d3LLJ[^Û © 3
Prof. Dr.
Ergün Aybars
KURTULUŞ SAVAŞI (1920-1923) VE CUMHURIYETIN ILK YILLARI (1923-1927)
Devrim,yasalannı koyuyorîsmet Paşa hükümeti gerici ayaklanmaya karşı ilk iş olarak Takrir-i Sükûn Kanunu'nu çıkardı
4 martta güvenoyu alan Îsmet b ;9ft> 1 * f l ^ H H H R K P S B ^ P m i m 7 Mart 1925'te istiklâl Mah-4 martta güvenoyu alan Îsmet
Paşa, aynı gün başbakanlığın ha-
zırlamış olduğu. karşı devrimin
bastınlmasında en etkin yeri olan
ve Cumhuriyet tarihinde büyük
yankılara yol açan "Takrir-i Sü-
kûn KanunıTtasansını Meclıs'e
sundu. Tasanda gerekçe şöyle
açıklanıyordu:
-Türkiye Büyük Millet Mecli-
si Riyaset-i Cclilesine
Ahval ve hadisat-ı fevkalade
ahirenin gösterdiği lüzum ve
memleket dahilinde emnivet ve
asaviş. huzur ve sükûnu ve ni-
zam-ı içtimaiyevi ihlal edecek ir-
ticağkârane ve ihtilalkârane ha-
rekât ve teşebbüsata ve ifsadata
karşı icapeden tedabiri irtiha/ üe
Türkiye Cunıhuriveti'nin nüfuz
ve kudretini takviye ve inkılabın
esasatını tersin ve ma'sun halkı
izrarve izhal eden mütecasıriann
süratle takip ve tenkili maksadıv-
la İcra Vekilleri Hey'etinin 4
Mart 1341 (1925) tarihli içtima-
ında karara iktiran eden işbu la-
yihanın iktisab-ı kanuniyeti için
Meclis-i Âli'nin nazar-ı tasvip ve
tasdikine arzına müsaadc buyu-
rulmasını rica ederim.
4 Mart 1925
Başbakan İsmet"
Encümen bu gerekçeye daya-
nan kanun teklıfını kısa sürede
görüştü. Teklifte hıçbir değişık-
lık yapılmadan olduğu gibi önce-
likle görüşülmek üzere Meclis'e
gönderıldı Meclis'te yeniden
okunarak. görüşülrneye başlan-
dı. Çorum mebusu İsmail Kemal
Bey, teklıfın, idam yetkisinin
Meclis'eaıtolması sebebiyle Te-
Mustafa KemaJ'in enerjik çalışmasıv la kısa sürede hükümet değişti ve İsmet Paşa hükümeti, mu-
halefetin direnmesine karşın. karşı de\ rimin bastırılması ve Türk Devrinıi'nin gerçekleşmesi için
bütiin üikede sert bir politika i/lenmesine olanak sağlayan devrimvasalannı çıkardı.
TX. akrir-i Sükûn
Kanunu Meclis'te sert
tartışmalara yol açtı.
Kanunun kabulünü
isteyenler, Türk
devTİminin
gerçekleşmesini ve
Türk miHetinin
varüğının devamının
devrim kanunlanvla
başanlacağına
inanıyorlardL
A Varşıtlar ise yenilik
istemiyorlardı.
Padişahlık ve hilafetin
kaldınlmış olması,
onlan yeterince
endişelendirmişti. Bu
yüzden, gericiüği
destekler görünmeseler
bile, sert önlemler
alınmasına karşıydüar.
Bu tür yasalann hukuk
devleti ilkesiyle
bağdaşmadığını.
uyguiamanm üikede
korku ve dehşet
yaratacağını
sav unuvorlardı.
7 Mart 1925'te istiklâl Mah-
kemeleri üye, savcı ve başkan-
lannınseçiminegeçıldi. Muha-
lefet grubundan Muhtar Bev ar-
kadaşlan adına söz alarak. kanu-
nun Anayasa'ya aykm hüküm-
lertaşıdığı için oylamaya katıl-
mayacaklannı açıkladı. Sonra
oylamaya geçildi. Ankara İstik-
lâl Mahkemesi için yapılan oy-
lamaya 146 kişi katıldı. 16 çe-
kimser. 13! kişi olumlu oy ver-
di, Başkanlıga Afyon mebusu
Ali Bey (Çetinkaya). savcılıga
Necati Bey (Izmir) ve üyelikle-
rine de Kılıç Ali (Gaziantep).
Reşit Galip (Aydın). Ali Bey
(Rize)ler 124'eroy alarak seçil-
diler: Şark istiklâl Mahkeme-
si'nin üye seçiminde başkanlıga
126 oy ıle Hacim Muhıtin Bey
(Gıresun), savcılıga 124 oy ıle
Ahmet Süreyya Bey (Karasi),
üyelıklere 123 oy ile Ali Saib
Bey (Kozan). 125 oy ile A\ni
Bey (Bozok), 122 oy ile Müfid
Bey(Kırşehir)seçıldıler.(7)Ha-
cım Muhittın Bey, rahatsızlıgı
sebebiyle istıfaettı.
İsteğı kabul edildi ve 16
Mart'ta yenı başkan ıcın yapı-
lan seçim arasında Abdullah
Bey, mahkemenın adının ''V'ila-
yatn Şarkiye İstiklâl Mahkeme-
si" değıl. "İsyan Bölgesi İstiklâl
Mahkemesi" olduğunu belirtti
vebu istek uvgun bulundu. Ger-
çekten de. ayaklanma bütün do-
ğu bölgesıni kapsamıvordu. Bu
sebeplc tüm doğulu halkı renci-
de edebilecek ad degıştirildı.
Oylamasonucu 17 Mart'ta alın-
dı. 117 oyla katılma oldu. 97 oy
kılat-ı Esasıye Kanunu'nun 26. maddesiyle çeliş-
kı yaratacağı ıçın usule aykın olduğunu ileri sür-
dü. Karasi mebusu Ahmet Süreyva Bey, bu görü-
şün yanlış olduğunu söyleyerek. bö> le bir durum
varsa bile, ancak kanun görüşmelen sırasında ile-
ri sürülebileceğini belirtti. Başkan, teklifin Me-
cis'e gelmeden önce Encümen "de görüşüldüğünü
ve Teşkilat-ı Esasiye'ye aykın bir durum görül-
mediğinı anlattı. Dersım mebusu Feridun Rkri
B«jr
kanun tasansının iyice incelenmeden teklif
edildığini veTeşkılat-ı Esasiye'nin 70. maddesin-
deki haklan hükümetin iradesine bıraktığından.
aykın olduğunu söyledi.
Konya mebusu RefikBey kanunun namuslu ki-
şiler için olmadığını ve sıyasi hayatta hak takdi-
rinın en güvenılen hükümetlere bıle verilemeye-
ceğıni belirtti. Feridun Bev, kanunun hükümetçe
çok geniş anlamda yorumlanarak, bütün olayla-
nn isyan ve ihanet gibi gösterilebıleceğinı ileri
sürdü ve cumhuriyet rejiminde. haklann. her şe-
yin üstünde olduğunu belirterek, kanunun alev-
hınde bulundu.
Kâzım Karabekir Paşa, isyan çıkan her yerde
sert tedbirler alınmasına taraftar olmakla bera-
ber. bütun hak ve hümyetleri kısıtlayan, basını
susturan bu kanun yüzünden, Meclis kürsüsünde
söylenenlerin bıle rîalka iletileme>eceğinı ve halk
egemenliği esasının yıkılacağını ve kanunun
cumhuriyet için şeref sayılmayacağını söyledi.
(1)
Kürsüye gelen Refik Bey. telaşlanmaya gerek
olmadığını. vatan ve milletin olağanüstü bir teh-
like içinde> ken isyan bölgesınde yüzlerce suçsu-
zun kanı aİatılırken, kanunun hak ve hürriyetleri
çiğneyeceği korkusunun yeri olmadığını ve ba-
ğımsızlığın böyle kazanıldığını belirtti.
RaufBey, uzlaştıncıbirkonuşmayaparak, ola-
ganüstü bir durum içerisinde anlayışlı davranıl-
ması gerektiğini ve kanunda iyı olmayan yerlerin
Meclis tarafından çıkartılabileceğini ve gerekli
eklemeler vapılabileceğıni hatırlatarak. "Sükûn
ve huzunı sağlavaeağızdiye böyle şiddet kanunla-
nyla büsbütün ihlal etnıevelim" dedı.
Tartışmanın özii devrim
Kanunun kabulünü ısteyenlerle istemeyenler
arasındaki tartışmalar ıki ayn temele dayanıyor-
du. Kanunun kabulünü ıstevenler. Türk devrimı-
nin gerçekleşmesini ve Türk mılletinın varlığının
devamının devrim kanunlarıyla başanlacağına
inanıyorlardı. Karşıtlar ise yenilik istemiyorlardı.
Padişahlık ve hilafetin kaldınlmış olması. onlan
yetennce endişelendirmişti. Bu yüzden. gencıli-
ği destekler görünmeseler bile, sert tedbirler alın-
masına karşıydılar.
Çoğunlukla, bu çeşit yasalann hukuk dev letı il-
kesiyle bağdaşmadığı ve bu yasalann uygulanı-
şının üikede korku ve dehşet yaratacağını savu-
nuyorlardı. Özellikle kendilerinin de baskı altın-
da bulunacaklan endışesi hâkımdi.
Rauf Bey. tehlikeye karşı dev letin normal po-
lis, asker ve adli teşkilatıyla çare aranmasını. bu-
nun aksinin tehlikeli olduğunu ve bundan varar-
lanılarak baskı kurulacağını ileri sürdü.
Başbakan İsmet Paşa ve Adliye Bakanı Mah-
mut Esat Bev. ayaklanmanın bastınlması ve mem-
lekette huzurun ancak bu kanunla sağlanabılece-
ğını.asilerinkarşiMna "anarşi^ın hürrivef* ıleçı-
kılrııayacağını ileri scdüleı
İsmet Paşa. Kâzını Karabekir Paşa'nın. "Isla-
harı, İstikiâl Mahkemeleri'ne davanarak mı yapa-
caksmız?1
"sorusuna karşılık. "Islahatıemniyet ve
asa> iş temeiine dayandırarak >apabiliriz" dedı ve
İstiklâl Mahkemelerf nın yalnızca araç oldukla-
nnı belirtti. L'lke anarşi içındeyken. Doğu Ana-
dolu'da halk bırbinni kırarken, mutlaka sert ön-
lemler gerektiğini ileri sürerek. bu önlemlerin
Teşkilat-ı Esasiye'ye de aykın düşmeyeceğini sa-
vundu, .
Hükümet, özellikle istanbul basınının gerici ve
tehlikeli oluşunu ileri sürerken, Terakkıperver
Partısi mensuplan, genel haklardan ve basın öz-
gürlüğünden söz ederek, gerçekte Jstanbul bası-
nını savunuyordu. Hükümet. >alnız Taknr-i Sü-
kun Kanunu tekhfiyle yetinmemişti.
Başbakan İsmet Paşa ~Harekât-ı askeriye mın-
tıkasında \e Ankara'da birer İstiklâl Mahkemesi
lan karşısında Meclis Başkanı "'Takrir-i Sükun
Kanunu"ilc istiklâl Mahkemelen kurulıııasının
kabul edilmı^ bulunduğunu. konunun üye seçimı
ve ıdam yetkısı olduğunu hatırlattı. Sonuçta tek-
lif oya sunuldu. 22 olumsuz oya karşılık 122 oy
ile kabul edildi. (2)
Gazeteler kapatıhyor
117 nolu Meclis karanvla da, ayaklanma böl-
gesinde verdıgi ıdam kararları uvgulama vetkisı
ıle "Şark",ıdamyetkisi TBMM'ninona>ı ıleuv-
gulanmak üzere "Aokara" tstıklâl Mahkemelen
kuruldu. (3)Mustafa Kemal'ın enerjik bırçalışma-
sıyla kısa sürede hükümet değişti ve kurulan İs-
met Paşa hükümeti. muhalefetin bütün dırenme-
lerine rağmen, karşı dev rimın bastınlması ve Türk
Devnmfnıngerçekleşmesı için bütun ulkede sert
bir polıtika ızlemesine v e karşı direnı^len yok et-
mesıne olanak sağlayan devrim yasalannı çıkar-
dı. Takrir-i Sükun Kanunu'nun kabulünden son-
Kâzım Karabekir Paşa. isya-
na karşı sert tedbirier alın-
masına taraftar olmakla be-
raber, kanuna karşı çıkjyor-
du.
v_7erici ayaklanmanın
cumhuriyeti tehdit eder
durunıa gelmesi üzerine,
devTİmin gerçekleşme
süreci içinde karşı tepkiler
istemeyen dev rimci yöntem
u> gulanmaya başİandı.
Takrir-i Sükûn ve
özellikle İstiklâl
Mahkemeleri'nin
çabşmalannı kapsayan iki
senelik dönem
Türk Devrimi'nin
gerçekleşmesi ve verleşmesi
bakımından büyîik özellik
ve önem taşır.
Karasi mebusu Ahmet Sü-
re»a Bev, Takrir-i Sükûn
Kanunu'nun Teşkilat-ı Esa-
siye've a> kın olmadıgı görii-
şündevdi.
teşkilihakkında"bırteklı(te bulundu. İstiklâl Me-
hakımi Kanunu yürürlükte olduğu için, tartışma-
ya gerek olmadığını belirtti.
İdam yetkisi
Muhalefetı en çok korkutan da İstiklâl Mahke-
melen ıdı. Özellikle, idam yetkisinin mahkeme-
lere aıt olması isteğine büyük tepki oluştu. "Mu-
halif mebuslarndan Feridun Fikn Bey (İstanbul İs-
tiklâl Mahkemesi tarafından 5 yıla mahkûm edi-
len Lütfi Fikri Bey'in kardeşı) Teşkilat-ı Esasiye
Kanunu'nun 26. maddesi gereğince idam yetki-
sinin doğrudan TBMM'ye aıt olduğunu hatırla-
tarak. Şark İstiklâl Mahkemesi'nın ıdam kararla-
nnın Meclis onayına ısrar ederek. bu yetkının ve-
rilmemesıni istedi. Karasi mebusu Süreyva Bey.
teklifin Anayasa'ya aykın olmadığını, İstiklâl
Mahkemelen Kanunu'nun da yürürlükte olduğu-
nu belirtti. Tartışmalar, özellikle ıdam yetkisi ko-
nusunda, ıkı mebus arasında geçtı.
Muhalefetin İstiklâl Mahkemeleri'nin kurul-
masını engellemek isteyen çıkışlan ve oyalama-
ra hükümet. 6 Mart 1925'te kanunun binnci mad-
desine davanarak, Tevhıd-ı Efkâr, İstiklâl. Son
Telgraf. A>dınlık. Orak çekıç. Sebılül Reşat ad-
lı gazete vedergileri. zararlı ve y ıkıcı yayında bu-
lundukları gerekçesivle kapattı (4) 7 Mart'ta
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa. Genç
Ayaklanması sebebiyle mıllete. orduva ve me-
murlara yayınladığı bıldiride "Cumhurivet'itah-
rip edecek neşrivat ve tesmimata ve Cumhuri-
vct'in ordusunu \e /abıtasını herhangi bir sebep-
le istihkar ve istihfafa vasıta addedecek olanlann
en şediı ahkâm-ı kanuniye ile takip ve tenkilieri
mukarrerdir" dıyerek. kapatılan gazeteler konu-
sundakı görüşünü açıkladı (5) Türkiye'deki bu
gelişmeleri yakından izleven Ingilız Elçilığı. olay-
lan anlattıktan sonra. HüsevinCahitBey'in hükü-
metin çıkardığı Takrır-ı Sükun Kanunu'nu protes-
to etmek için Tanin'de kendı sütununda siy asal yo-
rum yapmayıp. anılannı vazacağını belimi ve
sonra. İstiklâl Mahkemeleri'nin de Mustafa Ke-
mal'in "bilüiendestekçHeri" olduğunu Londra'ya
yolladığı raporda bıldirdı (6)
ile Mazhar Müfit Bey başkanlı-
ga seçıldı. (8)
21 Mart'ta Ankara İstiklâl Mahkemesi'ne se-
çilmiş bulunan İzmır mebusu Necati Bey. ailesi-
nın rahatsızlıgı sebebiyle istifa etti. 22 Mart'ta
Mahkeme Başkanlıgı Meclıs'ebaşvurarak. ıstıfa
dolayısıy la mahkemenın görev yapamadığını be-
lirterek. savcılık için acele seçım vapılmasını ıs-
tedi. Yapılan seçımde 149katılmaoldu NecipAli
Be> 126 oyla İstiklâl Mahkemesi Savcısı seçildi.
(9)"
Devpimm önemli dönemi
:
İstiklâl Mahkemelen için seçim yapıldığı sıra-
larda 11 martta Erzurum mebusu Rüştü Paşa.
Meclis Başkanlığı'nabırönerge vererek hükümet
karanvla kapatılan gazeteler hakkında bılgi ve
yetkinin hükümet tarafından keyfi şekilde kulla-
nıldığını ileri sürdü ve İçışlen Bakanı'nınaçıkla-
ma vapmasını istedi. BakanCemil Bey. kapatılan
gazetelerin. eleştirilennden dola>ı değıl. Takrır-ı
Sükûn Kanunu'nun birinci maddesine görev ıkı-
cı çalışmalarda bulunduklan için, özellikle Aydın-
lık ve Orak Çekıç gibilerinin, sosyal düzeni bo-
zan yayında bulunduklan gerekçesiyle kapatıl-
dıklannı belirtti.(lO)
15 nisanda Bakanlar Kurulu karanvla Tanın
gazetesı de kapatıldı. (11) Devrimin gerçekleşme
süresi içinde karşı tepkiler istemeyen dev rimci
yöntem u>gulanmaya başlandı. Takrir-i Sükûn ve
özellikle İstiklâl Mahkemeleri'nin çalışmalannı
kapsayan bu iki senelik dönem Türk Dev rimi'nin
gerçekleşmesi ve yerleşmesi bakımından büyük
özellik ve önem taşır.
(I)TBMMZCS.15.S.I37-I4I
(2) TBMMCZc. 15. s. 160-166. Kanun maddesi için
Dûstur. c.6. s. 144. 4 Mart 1925. Kanun No: 57H
Takıir-i Sükûn Kanunu
Uadde 1- Irticaa ve ısyana ve memleketm mzam-ı
ıçtımaısını ve hıcıır ve sükununun ve enınn eı ve asa-
uşim ıhlale baıs bıl'umum teftiilat ve leyıkalı ve le-
şebbiisat veneşnyalı hükümet. reısıcıımhunm tusdıkh-
k ıv'sen ve ıdareten men 'e me zımdur.
l}bu at 'alerbabım Hükümet İstiklâl Mahkemesi ne
tevdı edebıhr
Madde 2- Isbıı kanun. lurihi neşrinden itibaren ıkı
sene müddelle mer niil icradır.
Madde 5- Isbu kanun tatbıkatına IUV vekıllen he-
vetı me murdıır
(3) Düsno: c.6. s. 146 (4 3.1925)
14) Tanın. 7 Mart 1925
(5i Tamım. Telgmf ve Bevannameler. \ 520. TunmH
Mart 1925
(6) tngıliz Belgelerinde Tiirkne'de Kıirt Sonımı.
siH-41
(7) TBMMZ.C. s.15. S.218-2S3
MA.g Cerıdes 439. 599. 626 (Sekizay kadar Maz-
har Müfit amlarında bu olaylart anlatmaktadır. Dün-
)ü. 22 nisanda. Mazhar Bey ıstıfa edtnce venne Ha-
cım Muhittın Beyseçılecek.)
(9)Ag Ceride.c.lö.s.lOO. 119-120.AhmerSıinr-
\aBevde
<l())TBMMZ.C.c.l5.s.4Ol
(11) Yalman. Gördüklenm ve Geçırdiklenm. c.3.
s.164
Yarın: Şeyh Sait ve adamları
yargı önünde
T.C.
GÜNEYSUKADASTRO MAHKEMESİ
EsasNo: 1988 4-5-6
Mahkememizin 1988 '4 esas sayıh dosyasına kon u 570 parsel sa-
yılı, 1988 5 esas sayılı dava dosyasına konu 563 parsel sayılı v e 1988 6
esas sayılı dava dosyasına konu 562 parsel sayılı taşınmazlann ka-
dastro komisvon karannın iptali için orraan genel müdürlüğüne iza-
feten Rize Orman İşletme Müdürlûğü tarafından Ah îbuk ve iki
arkadaşı akyhine mahkememize açılan davanın vargılaması sırasın-
da, davalılardan Ali fbuk'un öldüğu, geride bıraktığı kızı Fatma
Ibuk'un da ölmüş bulunduğu anlaşıldığından adı geçen Fatma İbuk'-
un çocuklanndan Mehmet-Fatma kızı 1951 doğumlu Nimet İbuk'un
tebligata yarar açık adresı tüm zabıta araştırmalanna rağmen lespit
edilemeyip meçhul olduğu anlaşıldığından dava dilekçesi ve dahili
dava dilekçesi tüm araşürmalara rağmen teblığ edıiememijtir.
HUMK'nin 213 ve 377. maddeleri gereğince duruşma günü 30.12.
1994 saat 10.00'da davaya karşı diyeceklerini bildirmek üzere mahke-
me salonunda adı geçen dahili davalı Nımet İbuk'un hazır bulunması
veya kendısini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde dava ve teşmil
dilekçelerinin kendisıne teblığedilmiş sayılıp yokluğunda vargılama-
ya devam olunarak sonuçlanacağı hususu tebliğ olunur 18.11.1994
Basın: 52860
T.C.
AYVALIK İCRA TETKİK MERCİİ
DosyaNo.1994 31
Davacı Evsel Yılmaz (arafından davalılar Türkiye Vakıtlar
Bankası TAO ve Beytullah Akgün aleyhine açılan ihalenin feshi da-
vasının venlen ara karan gereğince:
Ayvalık İcra Müdürlüğü'nün 1990 202 tal savılı dosvasında 25.3
1994 tarihinde yapılan açık artürma sonunda 15 adet gavrimenkulün
satışa talep edildıği. satışlann usule aykın olarak icra edildığini. 25 3
1994 tarihinde satışı yapılan E Blok 'l-2. F Blok 1-2. G blok 3-4. M
Blok 1-2. N Blok 1-2. R Blok 1-2 nolu daırelenn tamamının davalı
Beytullah Akgün tarafından alındığını, bu satışlann tamamının usule
ayİcın olduğunu bevanla. 25.3.1994 tarihli ıhalelerin usule aykın oluş-
lanndan ötürü feshıne karar verilmesını talep ve dava etmişlerdır
Davalı Beytullah Akgün'e teblıgat vapılmış. ancak bila tebliğ iade
edilen tebligata venlen meşruhatta adresinden avnldığı ve yeni adre-
sinin bilinmediği bildirjlmış ve savcılıkça da adres tahkıkatına gidil-
miş. ancak bütün aramalara rağmen leblıgaıa sanh adresının bulun-
madığından işbu dava dilekçesinin davalı Beyıullah Akgün'e ılanen
tebliğ edilmesi ve duruşmasının bırakıldığı 27.12.1994 tarihinden ön-
ce gönderılmesı ılanen tebliğ olunur 15.11.1994
Basın 52954
T.C.
AYVALIK İCRA TETKİK MERCİİ
DosyaNo: 1994 30
Davacı Evsel Yılmaz tarafından davalılar Türkiye Vakıflar
Bankası TAO ve BevtulJah Akgün aleyhine açılan ihalenin feshı da-
vasının venlen ara karan gereğince:
Ayvalık İcra Müdürlüğü'nün 1990 203 ta). sayılı dos>asında 28.3.
1994 tarihinde vapılan açık arttırma sonunda 15 adet gavrimenkulün
satışının talep edıldiğını, satışlann usule avkırı olarak icra edildığini.
28.3 1994 tarihinde satışı vapılan P Blok 4-5-6-7-8. C Blok 1-2-3-4-
5-6. A blok 4-6-7-8 nolu daırelenn tamamının davalı Beytullah Ak-
gün larafından alındığını. bu satışlann tamamının usule aykın oldu-
ğunu bevanla 28.3.1994 tarihli ıhalelerin usule a>kın oluşlanndan
ötüru feshıne karar verilmesıni talep ve dava etmıştir.
Davalı Beytullah Akgün'e tebligat vapılmış. ancak bila tebliğ iade
edilen tebligata verilen meşruhatta adresinden ayrüdığı ve yeni adre-
sının bilinmediği biidırilmiş ve savcılıkça da adres tahkıkatına gidil-
mış. ancak bütün aramalara rağmen teblıgata sanh adresının bulun-
madığından işbu dava dilekçesinin davalı Beytullah Akgun'e ilanen
tebliğ edilmesi ve duruşmasının bırakıldığı 27.12 1994 tarihinden ön-
ce gönderilmesi ilanen tebliğ olunur. 15 11.1994
Basın: 52955
POLflİKA VE OTESİ
MEHMED KEMAL
Bu da Orta Tehlike...
Sabahleyin gazeteye geldiğimde kahveci çırağı elinde-
ki askıdan açık bir çayı masaya bıraktı. Hiçbir şey söyle-
meden öteki masalara doğruldu. Bu her sabah, herkes
için böyleydi. Birinci askıyı kaçırdınız mı, ikinci askjyı bek-
lemek zorundasınız. İkinciyi beklemezseniz, çıkıp ocak-
tan almak zorundasınız. Elinde bardakla dolaşanlar, ocak-
tan alanlardır.
Ben cıgarayı bıraktıktan sonra kahveyi kestim; çayı da
'açık' içiyorum. Tiryakilik miryakilik kalmadı. Bana "Cıga-
rayı nasılbıraktın?" diye soranlar. Anlatmaa uzun.. Bırak-
tım işte...
Kişinin birçok alışkanlığı var, bunlardan en kestirmesi
de cıgara ve kahvedir. Bizim gibi gazetecıler için bir üçün-
cü tiryakilik vardır; o da sabah gazetelerinı herkesten ön-
ce okumak... Gazete kirienmeden, buruş buruş olma-
dan, sıcağı sıcağına okunmalıdır.
Eskiden gazete sayısı çoktu, bir takım istediniz mi ben
diyeyim on, siz diyin on beş gazete birden gelırdi. Bir ta-
kım gazete göz doyururdu.
Şimdi?
Şimdi bir takım dediniz mi üç kodaman gazete getiri-
yorlar. Ötekileri gazeteden saymıyorlar. Adını siz söylüyor-
sunıız da getıriyorlar. Sabah, Hürriyet, Milliyet. Ben bir de
Cumhuriyet söyledim, o da takıma girdi.
DGM'ler kurulduktan sonra Nusret Demiral adı da ün-
lendi. Her konuda söz sahibi, her konuda düşüncesini
söylüyor. Söyledikleri kıminin işıne geliyor, kiminın gelmi-
yor. Bir ara bizim Aziz Nesin'le takıştı. Önce bir karaku-'
cak tutuştular, ama sonra tatlıya bağladılar. Sabah'da
Nusret Demiral'ın bir demecine rastladım, zehır zenbe-
rek, yenılır, yutulur gibi değıl. Tehlikelerden söz edılıyor.
Üikede tehlike mi ararsın?.. DoluL Nusret Demiral en bü-
yük tehlike olarak şerıatı gösterıyor. Güneydoğu dıyecek-
tik ama ayırmış, şeriat tehlikesini öne alıyor, şöyle ki:
"Antilaik güçler iktidara gelirse seçım sandıklarını son
görüşümüz olur" diyor. Demek ılk başta görünen tehlike
seçim sandıkları olacak... Bir görünecek... bir yitecek...
ondan sonra seçimi koyduğun yerde bul bakalım. Ger-
çekten de şerıatçıların iktidara geldıkleri ülkelerde ilk yap-
tıklan iş seçim sandıklarını kaldırmak, demokrasiye per-
de çekmek oluyor. Cezayir'de tam adımını atarken gerı
çevirmediler mi? Bunu, Nusret Demiral söylüyor. Bu ge-
len iç tehlikedir.
Dış tehlikeyi de diplomasimıze bir nebze kanşan, hari-
ciyemizin içinde bir süre kalan Mümtaz Soysal şoyle an-
latıyor:
"... Siyasal ahlakın ve centilmenliğin aynlmaz parçası
olan ciddiyet, bugün ne yazık ki devlet yönetlmınde ek-
sıkliği duyulan. aranan bir nitelik olmuştur. Türkiye'nın
içinde bulunduğu sorunlar, devlet yönetimınde bılglsız-
lığı ve kuralsızlığı affetmeyecek düzeydedir."
içerde şeriat tehlıkesının. dışarda diplomasinın acemi
ellerde bulunması surüp gıderken istanbul üstünde bir ze-
hirli duman dolaşıyor. Böyle giderse bir kent toptan ölüm-
le karşı karşıyadır. Bir lodos, bir poyraz, bir yağmur gel-
mezse toplu ölümler başlayabılir. Yetkililer durmadan
alarm veriyorlar. Tehlike çanları durmadan çalıyor.
Vaktiyle Ankara'da böyle tehlike çanları çalardı, şimdi
sıra istanbul'da. Özelleştirmenın sokağa saldığı işsızlerne
yapacaktır, nereye gıdecektır? Bu işsizler ordusu kentle-
rı dolduracaktır. Buna orta tehlike mı dıyelım?
Tehlikenin sağı solu olmuyor.
BULMACA
1 2 3 4 5 6
SOLDAN SAĞA: 1/
"Atasözü" anlamında
kullanılan yerel sözcük.
2/ Eskiden Karagöz oy-
natılan kahvelere ven-
len ad .. Gemilerı bagia-
mada kullanılan. üç ya
da dört kollu halat. 31
Adları sıfat vapmakta
kullanılan bir yapım
ekı... Obıektıf. 4/ Yap-
rakların düz \e parlak
bölümü . Gazel ve kası-
denın ılk bevtıne venlen
ad. 5/Cennette bulundu-
ğuna inanılan kutsal
su... Nışan. 6/ Dılı tutulmuş, konu-
şamaz hale gelmiş... Bir zaman bı-
rimı 7/ Asya'da bir ülke . Bü>ük
ün kazanmış sınema ya da müzık
sanatçiM 8/ Sarp geçıt. . Bir cetvel
türü 9/ Harman kalktıktan sonra.
yerde kalan toz ve samanla kanşık
taneler.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Para
ve emek harcamadan başkalarınm
sırtından geçinen kimse. 2/ Eskı
dılde "pastoral" anlamında kullanılan ;>özcük... Demiryolu. 31
Satrançta bir taş... Yurdumuzun batıdakı en uç noktası olan bu-
run. 4/ Arap abecesinde bir harf. . "- - - seni matkabınan yola-
yım ' Bir kız bana emmı dedi n'evleyım" (Karacaoğlan). 5/
Gerçekleştırılmesı zamana bağlı ıstek. . Baryumun simgesı. 6/
Ayın etkisivle huvıınun değiştiği sanılan kımse... Zehır. II Bir
tür spor ceket. Ali Özgentürk'ün bir filmi. 8/ Cerrahın hastaya
yaptığı müdahale. 9/ Sevrek yeti:>mış ağaçlık... Satürn gezege-
ninin bir uydusu.
İLAN
GİRESL N KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN
Sav1:
1990 149
GıresunOrman İşletme Müdürlûğü tarafından davalılar Zühtü
Kablan mırasçılan ve arkadaşlan ale>hine mahkememize açılan Gi-
resun merkez Pınarçukuru kövünde kain 1012 parsel ve taraflan a>Tiı
birleşik 964 parsel sayıh taşınmazlann kadastro tespitine itiraz dava-
sının >apılan vargılaması sırasında bütün araştırmalara rağmen ad-
resleri tespit edilemeven ölü Fatma Akçin mirasçılanndan Selime
Akçin ve Mustafa Akçın ıle ölü ,\ziz Kablan mirasçılanndan Hatun
Akın (Kablan) adlanna ilanen teblıgat vapılmasına karar venlmışür.
Bu ilanın vayımı tarihinden itibaren dava dilekçesi ve duruşma gü-
nünün davalılar Selime Akçin. Mustafa Akçın ve Hatun Akın (Kab-
lan)'a tebliğ edılmiş sayılacağı. davaiılann dava sebep ve delilleri ile
bırlıkte duruşmanın bırakıldığı 23.1 1995 günü saat 09.00'da bizzat
kendılennın veya vekillerinın hazır bulunmalan ilanen tebliğ olunur.
Basın: 52963
İLAN
PERTEK KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1975 207
KararNo.1994 31
Davacı Bıra Bent ve müştereklen tarafından davalı aleyhine açıl-
mış bulunan tespite ıtiraz davasında;
Davacı Fevzi Sür tüm aramalara rağmen bulunamadığından ken-
disıne mahkeme karan tebliğ edilememiş. adı geçen şahıs adına mah-
keme karannın ilanen tebliğıne karar verilmış olmakla;
Davacı Fevzi Sür'ün davasıran 3402 sayılı yasanın 28'ınci maddesi
uyannca açılmamışsa>ılmasına, Pirinci Köjü 542 no.lu parseün tes-
pit gibi mera olarak sınırlandınlmasına daır verilen 16 5.1994tarihve
1975 207 esas. 1994 31 karar sayılı hükmün kendisine tebligat yaptla-
ma>an davacı Fevzi Sür adına ılanen tebliğine, ilan tarihinden itiba-
ren 15 gün sonra tebliğ edilmış sayılacağı karar tebliği yerine kaim
olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 52910