23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Menuhin'in yeteneğinin özü 'insancıllık' Kültür Servisi - Bir kemancı, orkestra şefi ve dünya vatandaşı olarak Yehudi Me- nuhin için 'ev' tanımına en çok uyan yer- lerden biri, lsviçre'nin Gstaad köyü. 1956 yılından beri her yıl bu köyde Menuhin'in adını taşıyan bir müzik festivali düzenleni- yor. Menuhin, yalnızca belli bir kesime hi- tapeden otellerin, Versace, Calvin KJein gi- bi markalann bulunduğu dükkanlann yer aldıgı bu köydeki villasında eşi Diana ile mutlu bir yaşam sürüyor. Ailenin diğer üye- leri ise her yaz belli zamanlarda bu evde toplanıyor. Menuhin çiftinin kapı komşulanndan bi- ri aktris Julie Andrews. Menuhin. dostlan ve komşulan arasında bulunan aktör David Niven'ın cenaze töreninde Mendelssohn'un biryapıtını çalmıştı. Gstaad köyünde, otel- lerdeki broşürler, bölgede yapılabilecek tu- ristik gezilerden çok smokin gerektiren ak- şam yemekleri hakkında bilgi içeriyor. Bu köyde Roger Moore, Shirley Bassey gibi isimlerin yanı sıra Avrupa'daki kraliyet ai- lelerinin üyelerine sık sık rastlamak müm- kün. Sanki insancıllıga hiç yer olmayan. 'garip bir biçimdedünyevi' olarak nitelene- bilecek bir yer burası. Buna karşılık burada yaşayan Menu- hin'in bir müzik adamı olarak yeteneğinin özünü tanımlamak için sık sık kullanılan sözcüklerden biri 'insancülık' Bu özelligi orkestra şefliginde oldugu kadar kemancı- lığında da ortaya çıkıyor. Menuhin 1947 yılında eskı bir dansçı ve aktris olan Diana GouM ile yaşamını bir- leştirdi. Gould'la tanıştıktan sonra bir önceki ev- liligini bitirmişti. Meslek yaşamının pek iyi girmediği birdönemdi. GouJd anlayışı, sevgisi ve güçlü kişiliğiyle onun bu döne- mi atlatmasını sağladı. Sanatçı ona duydu- gu sevgiyi ve gönül borcunu "Buevveiçin- deki her şey eşimin eseri. O benim desteğint ve havat arkada$un r 'sözleriyle ifade edi- yor. Yehudi Menuhin geçenlerde Gstaad'da kendi adını taşıyan festivalin gerçekleştiril- diği büyük çadırda, Mozart'ın 'Don Gi- ovanni' operasını seslendiren Basel Radyo Senfoni Orkestrası'nı yönerti. Tom Allen ve Matıro Buda'nın ilk kez başrollerinde buluştuklan operada, Menu- hin'in rutturdugu tempo 78 yaşındaki bir orkestra şefi için oidukça hızlı olarak nite- lendi. Allen ve Buda'nın canlandırdıklan Gi- ovanni ve Leporello karakterleri arasında- ki etkileşimin mükemmel bir biçimde ger- çekleştiğine değinen Menuhin, bunu. her ikisinin de rollerini derin bir biçimde ince- leyerek, yaratıcı bir sanatçının yaklaşımını benimsemelerine baglıyor. îşkence Desenleri" BUAŞAMADA • Abidin Dino ölümünün birinci yıldönümü olan 7 aralıkta Ankara ve Istanbul'da Galeri Nev'in düzenlediği etkinliklerle anılıyor. Ankara'da sanatçının "Îşkence Desenleri" sergisi açılıyor. Sergi sırasında bu desenlerden derlenen ve Türkiye Insan Haklan Vakfı'nın yayımladığı kitap da ilk kez izleyicilere sunulacak. ALİARTUN Abidin Dino "Jşkence Desenleri"ni, sıyasal düşünceye veör- gütlenme çabalarına karşı o zamana kadarki en kapsamlı sin- dirme hareketi olan "1951 tevkifatT sürerken çizmiştır. Ken- disinin de sorgulanıp salıvenldiği baskınlarda, yasal örgütlen- mesine izin verilmeyen Türkiye Komünist Partisi ile ilişkisi olduğu iddıasıyla 167 kişi tutuklanmıştır. Tutuklanan pek çok yazar, sanatçı, düşünür, akademisyen arasında, o günlerde An- kara Üniversitesi Dil ve Tarih-Cografya Fakültesi'nde felsefe öğrencisi olan ozan Ahmed Arif de vardır. Gözaltındaki sorgulamalarından sonra Ahmed Arif. Abidin Dino'yu ziyaret ederek sorgulamalarda yaşadıklannı anlatmış ve "İşkence Desenleri''böylece onun tanıklıgıyla yaratılmışlar- dır. Abidin Dino her an kendisini de aralannda bulabileceği hücrelerdeki dostlannın acısını, umudunu. karşılaştıklan bas- kıyı ve dirençlerinı, çevrelerindeki karanlığı ve içlerindeki ay- dınlığı bu desenleriyle paylaşmıştır. Abidin Dino 1952 başında Türkiye'den ayrılarak önce Roma'ya, oradan da Paris'e gitmesın- den sonra açtığı ilk sergilerdede hep işken- ce ile uğraşmıştır. "EUer"gibi, "Çiçekkr", "Adalar", "Acılar", "Acayipler" gıbi u lş- kence" de sanatçının sanatında bırakmadı- ğı, degişik dönemlerinde yeniden daldığı temalardan olmuştur. Abidin. farklı, özerk bir ıfade tarzı ola- rak desen türünün hakkını veren. bu tarzın en üretken temsılcilerindendı. Desen bir bakıma onun güncesiydı \e o bu günceyi gözlerinin seçebildiği, elini oynatabildigi yaşamının son anı- na kadar yazdı. Pera'nın keşleri, sazlan, köpekleri, balık tez- gâhlan, Çukurova'da pamuk işçileri, saltanat. kurtuluş savaş- çılan, Pariscaddelerinde '68direnışçilen,gizemli dilberler, gö- rülmemiş bitkiler. sonra kendisi, ameliyatlar, şırıngalar... Bü- tün bu desenler, ıfade ettıklen nesneler. kişılikler, durumlar ka- dar sanatçının varoluşunun. yaşamsallıgınm da ifadesidirler. Diger türlerdekı eserlen gibı Abidın'in desenlennı de. Av- rupa-merkezli modernızmin tarihselci şemasının herhangı bır kategorisine zorlayarak yorumlamak mümkün değıldir. Öte yandan. 63 yıllık desen küllıyatının tamamında geçerlı olan veya bu küllıyatı düzenlı olarak dönemselleştırebılecek ortak bir üslup seçebilmek de mümkün degildır. Her tema, her izle- nim sılsilesı. bir bakıma kendı üslubunu yaratmıştır Bu izle- nimler degişik. dönemlerde yeniden ışlendigınde. öncekilenn üsluplanna da göndermede bulunur. Gene de her çizgısi onun adıyla ayırt edebilecegimız özgün bir eser oluştunır. Abidin çagdaş sanatın kuramıyla. öncülenyle. onların ürün- leriyle 1934 yılından başlayarak ıç-ıçe olmasına ragmen. bu alandakı egemen dilleryerine. kendı dılını gelıştırmeyı. çeşıt- lendirmeyi tercih etmiş, dolayısıyla Paris'tekı pek çok meslek- taşı gibı bir ömür boyu aynı bıçımci estetik sorunsala tulsak olmamıştır. Bunda. bir zamanlar ustalanna çıraklık ettığı hat sanatıyla. mınyatür sanatıyla, Osmanlı mimarisiyle. Anadolu halk edebiyatıyla, Dogu kültürlenyle. Çın sanatıyla koruduğu bilınçlı ılişkısinin etkisi belirleyicidır. "İşkence Desenleri". sanatta toplumsal gerçekçihğin yoğun olarak tartışıldıgı ve sanatçının da bu tartışmalara hararetle ka- tıldıgı bir dönemde çızılmişlerdır. Ancak sanatçının bu akıma baglılıgını degil. aksine. bu akımın dogmacı. otorıter. klasısız- me öykünen. abartılı betımlemelere dayanan. egemen cstetı- ginin karşısındakı eleştirel özgünlüğünü belgelemektedırler. Abidin Dino, ne ölçüde hep bıreylenn. toplumların özgür- lügü için mücadele ettiyse. kendi sanatsal kimligıni de eser- lerinde o ölçüde özgûrce îfade etmıştır. J.J.Cale'nin son çalışmasının besteleri ve prodüksiyonu büyük zevkler tattınyor Sesindeld gizenıi her şeyine yansıür EYÜPS.İBLAĞ Müzik eleştirmenleri VVuTrid Mellers ile Pete Martin."Müzik bazı insanlar için protesto, başkaldın. hatta de\ rim anlamı- na bile gelcbilmektedir. Müzik açıkça rüm sanatlardan daha toplumsal bir etkinlik- tir" dıyorlar. Bugün modern rock ya da pop dedıgı- mız türlerin alt tarzlanndaki çeşitlilik. her bırinın dınleyıcisine ayn ayn hıtap edebil- me kapasitesıne sahiptir. Ancak eleştir- menlerle köşe kapmaca oyunu içinde sı- nıflandırmanın kalın çizgilerinin dışına çıkabılen ve endüstriye ragmen dinleyici- sine. kendine özgü müzıgini dmlettirebı- len çok az isim vardır. Bunu becerenlen aslmda kahraman ilan etmek gerekir. Müzik endüsfnsı ıçınde pek az rastla- nan ya da sesleri 'kıstınlan' bu aynk otla- nnın ıstisnalanndan biri. benim dinledı- gim tür ve tarzlar içinde en ze\k aldıgım isimlerden oian JJ. Cale'dir. Aslında J.J. Cale ne yalnız başına 'Wu- escu\ ne •countryci' ne de 'rockçTdır. O tümüyle bir Amenkan müzıkçısidir. Yap- tıgı müzıgın bir yerinde bir 'blues rilTine, 'cajun'çalgısma, 'zydeco' aksanına, rock sertlıgıne ya da ateşli 'tex-mex' ntimleri- ne rastlayabılirsıniz. Buna şaşırmamalısı- nız, çünkü o, son 200 yılda Kuzey Ame- rika'da kök salan Afrikalı ve Avrupalıla- ra aıt yerel ya da ulusal kimlikteki müzik- leri öylesine iyi özümsemiştir ki ortaya tamamen'JJ.Caletarzı'denebilecek. kö- kü 'bhıes'a, 'rock'a, geleneksel ve yerel tarzlara dayanan ve gerçekten başka hiç kimsenin aynı kulvarda gezınmedıgı yep- yeni bir tarz çıkarmıştır. J.J. Cale. öylesine farklı bir sanatçıdır ki onu anlamak için oidukça zahmetli, ama o oranda da zevkli bir yolculuğa çık- mak zorundasınızdır. Bu yolculugunuzda Tulsa'dan Houston'a, San Diego'dan Ca- lifomıa'nın çiftliklerine ve hatta Missis- sippi'ye kadar gezinmeniz gerekmekte- dir. 1939 Oklahoma-Tulsa dogumlu sa- natçı. uzun yıllar plak yapmaktan kaçın- mış. Ancak 1972 yılındaki '.Naturafl)'al- bümü kendi deyişiyle '32 yıllık' araştır- malarının ürünü olmuş. Çoğunun Eric Clapton'dan dinledigi 'AfterMidn^ht'ın aslı, bu albümde yeralıyordu. Elbette çok farklı bıryorumla. Buçalışmaonun ilk ki- lometre taşı olmuş ve hâlâ kendi yan- emekli yaşam felsefesınin en çarpıcı ör- neğını oluşturmaktadır. "Bu albüm. üze- rinde 32 yıl çalıştıgım bnılann bir araya toplanması sonucunda çıkmrştır. Bende bi- riken her şeyin bir tür süzgeçten geçmiş ha- li ve son yirmi yılda oluşan kötü alışkan- lıklanmın def eidilmesi aracıdır"dıyor sa- natçının kendisi Yan-emeklı yaşam tarzı- na istemeyerek de olsa bir süre (baskı al- tında) ara venp ardı ardına albümler ya- pan J.J. Cale'in başyapıtı sayılan 'Trouba- • O 'fısıldayan, yorgun- argın ve tembelliğe yatkın' sesini öylesine kullanır ki, 'eşi olmayan' tarzıyla tamamen bütünleşmiş durumdadır. J.J.Cale'in eşsizliğine hâlâ ortak olmadıysanız ve buna 'büyük bir zevkle' katılmadıysanız, 'Closer to You' size yardımcı olacaktır. dour' 1976 yılında yayımlanmış. Albü- müne bu ismi neden verdigini anlamak hiç de zor degil. Çünkü onun kendisi de gerçek bir 'troubadour'. yanı gezgin şar- kıcı, ozan. JJ. Cale denince akla ilk gelen parçalardan olan 'Cocaine' (Clapton'm da seslendırdigı) bu albümde yer alır. Bu al- büm sanatçının kariyerinde bir dönüm noktasıdır. Kendi tarzmın simgesini oluş- turan, kalıcılıgını garantileyen ve 1976 yı- lında popüler türlerin yanında farklılıgını kendiliğinden ön plana çıkaran çok başa- nlı ve platin plak kazanmış bir albümdür bu. Platin ya da altın plak ödüllerini hıçbir zaman önemsemeyen ve bu ugurda müzı- ginden ödün vermeyen J.J. Cale'in kariye- rinde kanımca üçüncü kilomerre taşı 1989 yılında çıkan 'Travel Log'. Olaganüstü besteler. olaganüstü yorumlar. müzisyen- lenn tümünün olaganüstü teknıkleri \ e ta- biı kı olaganüstü bir prodüksiyon. 1983 ile 1989 arasındaki altı yılın boşa geçirilme- digının en büyük kanıtı. Her parçası o ka- dar olgun. 'tamamlanmtş'. o kadar derın- den gelen dalgalarla dinleyeni sarsıyor ki oldugu gıbi. 'ateşli' ritimlere eşlik eden onun 'cool' gitan, sanki başka bir yerler- de çalınıyor gibı, ama eşlık çalgılanyla gitar arasında sanatçının 'tü>1er ürperiici yumuşaklıktaki' vokalıyle kurulan öyle- sine bir denge vardır kı ışte bu eşsız den- geden alınan sonuç J.J. Cale'in ölümsüz- ler listesine yazılmasına yetiyor. Sesındekı gızemi her şeyine yansıtma- ya çalışan, gizliligi çok seven bir sanatçı- dır. Her ne kadar gizemıni korumak ıçın albüm kapaklannda fotografına pek yer vermese de 'Closer To You'nun iç kapa- gında. elinde gitanyla ve çıplak ayaklı ha- albüm, sanki daha önce başlamış da bitti- ginde devam edecekmiş gibi bir duygu veriyor. J.J. Cale'in eşsiz bestecilik, gita- ristlik, şarkıcılık. yorumculuk. yapımcılık yeteneklerinin tümüne birden rastladıgı- mız albümdeki parçalar yıne 'bhıes, caz, rock, tex-mex, cajun" tarzlan arasında gi- dip geliyor ve bazen hepsini tek bir par- çada yer yer duyabiliyorsunuz. Hangı tarzın hangi parçada baskın ol- dugunu daha anlayamadan 'ateşli' ritim- lere eşlik eden 'cool' gitar. dınleyene ken- di sürprizlerini sunuyor. Her parçasında liyle çekilmiş fotografı, onun yine kendi yaşam anlayışının açık bir belirtisi sayıla- bilir. Sanatçının son çalışması 'Closer To You' 1994 yılı yapımı. Bir önceki 'Num- ber 10'un en büyük talihsizliği, 'Travel Log' gibi büyük bir yapıtın arkasından gelmiş olmasıydı. Ancak 'Closer To You'nun da 'Travel Log'un tarzına yakın, yine başanlı bir albüm oldugunu göriiyo- ruz. Özenle yapılmış besteler ve prodük- siyonu büyük ze\kler tattınyor. Açılışta- ki 'LongWa>Home' bıldik, hareketli Ca- le parçalanndan biri ve geri vokalde uzun süredır ortalıkta görünmeyen Christine Lakeland'ın nefis sesi var. 'Bıtmn Dirt' sanatçının. gıtarın yanı sıra 'synthesizer' de kullandıgı müthış bir parça. Gitar dans eder. sıçrar gibı çalınıyor ve "synthesızer' da buna aksak temposuyla eşlik edıyor. '.\in't Love Funny'de Cale'in müziğınde çok ender rastlanan. ama bana hiç de şa- şırtıcı gelmeyen keman ve akordeon gibı çalgılar büyük ustalıkla kullanılmiş. Oidukça nefıs çeşni katmış bu çalgılar. Olaganüstü bir duyguyla yogrulmuş. zevkle ortaya çıkanlmış bir parça bu. Al- bümle aynı adı taşıyan 'Closer To You' yi- ne 'syntfıesizer'lı ve Cale'in müzrsyenİık dehasının ve yaratıcılıgının bir başka ör- negı olarak da sayılabılır. Çokça başvurdugu 'deforme' vokalını 'syntbesizer'ın sesiyle birleştınp kendı 'cool' sesinin dogallığına yabancılık efek- ti kazandınyor. Albüm. son yıllann en gü- zel enstrümental parçalanndan biri olan ve Cale'in müziğınde ender rastladığımız sa- yıdaki müzisyenın çalgısının gitarla aşık attıgı bir parça. Gitar. diger tüm çalgılann çagnlanna kendını kaptırmadan kendı 'cool'kanalın- da ilerliyor. ama diger çalgılarla olan pa- ralelligini aslabozmuyor vebelki yüzün- cü kez müzikal yaratıcılık ve benzersizlı- gin çizgısıni çok kalın ve derinlenmesıne çizıyor. 5.1. Cale sanılanın aksine. sık sık 'synthesizer'kullanan bir 'troubbadour'. Bunu hemen hemen heralbümünde denı- yor. 'Closer To You'daki pek çok parçada da bu cihazı başarıyla kullanmış oldugu- nu görüyoruz. Uzerinde baskıya dayanamadıgı için Polygram gibı büyük bir plak şirketiyle anlaşmasını kendı istegiyle bozan J.J. Ca- le bundan çok memnun. "Polygram gibi- lerivle çalışmak aslında benim çıkanma. Ama o zaman en az beş yüz bin satan al- bümler yapmak zonında kalabilirim. Bu da benim için kaçınılmaz ödün demektir ve ben bunu asla yapamam" diyor. Bu yüzden son iki albümünü çıkardığı Sil- vertone'dan da ayrılıp 'Closer To You'yu Delabel isimli küçük bir plak şirketinden çıkarmış. Bu albümün sınırlı sayıda basıl- mış kaseti ile CD'lerini belli başlı kaset- çilerde bulmak mümkün. ingilizce, Almanca, Türkçe(diksiyon) dersleri Pazar, pazartesi çarşamba, cuma günleri . 14.00-17.00 saatlerinde (hersaat, bir öğrenciye ayrılmıştır) 2328986 Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804 Taşınıyoruz2 Aralık'ta Beyoğlu'ndaki yeni binamıza geçiyoruz. Lütfen, yeni adres ve numaralarımızı not edin. ADRESIMJZ. Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı Istiklâl Caddesi, No.146 Luvr Apt. Beyoğlu 80070 Istanbul Tel : (0-212) 293 31 33 - 34 - 35 / 249 66 10 Rez : (0-212)245 20 02 Faks : (0-212) 249 77 71 Fılm Festivali, Idari/Malı Işler (0-212) 249 56 67 Müzik, Tıyatro ve Caz Festivali (0-212) 249 55 75 Genel Müdürlük, Halkla llışkiler, Sponsorluk Programı, Bienal Teleks : 26687 iksv tr ŞUJKRAN KURDAKUL Abidin Dino'yu Anarken Abidin Dino'nun düşün adamı kimliğinden söz ettiğim bir pazartesi yazımda şu satırlar vardı: "Resmi, edebiyatı, sineması, tiyatrosuyla çağdaş sana- tı kavrama heves ve bilincini bu denli coşkuya dönüştü- ren kaç sevdalı çıkarabiliriz sanatımızın 'nesli tükenmişle- ri' arasından. Yunus Emre, Pir Sultan, Karacaoğlan nerde, Abidin orda. Kahve nerde, kilim nerde, saz nerde, Abidin orda. Yaşar Kemal gibi ağıtların kilimini yüreğinde dokuyan da Abidin. Picasso'dan Aragon'a uzanan büyük çizgenin başla- dığı noktada da Abidin." Ölümünün 1. yılında resimleri sergilenecek Abidin'in. Dostlan, anısına düzenlenen toplantılarda konuşacaklar. Ben de özellikle Fikret Mualla (1980) kitabının önyazı- sından derlediğim kimi bolümleri sunarak sanatçımızı se- lamlamak istiyorum. • "Şair ve şairden fazla ressam olan Vıctor Hugo, çiz- diği o dehşet verici resimlerden birinin altına şunu yaz- mıştı: Varlık, görüş var olduğu için mi var?" • "Aix-en-Provence'/n iri çamlı tepelerinde boyama keyfine Cezanne 'küçük duygum' adını takmıştı. Sakallı adam sarhoş oluncaya dek Sainte Victoire Dağı 'na ba- kıyor, çiziyor, batan güneşle beraber dağ kızıllaştıkça ken- dinden geçiyordu. Bakma sarhoşluğu, içki sarhoşluğun- dan beter bir şey!" • "Kızarlar ressama, kafalanna kan çıkar resimli biryo- rum karşısmda, tıpkısını isteher, 'başka türlü'süneas/a ra- zı değiller. Bürokrasi derinden rahatsız olur, dünya niza- mma birsaldırı niteliğindedir böyle resimler. Heryorum bir başkaldırmanın başlangıcı. Evet, gerçek resim ve ressam, yazı ve yazar bir direnç. Bu direnç Geyikli Babalarla başlar bizim ülkede. Kılık kı- yafetleh acayip, saçları sakallan acayip, libasları acayip, gözleri, kaşları acayip, saray tarafından sınıf, meslek ve di- ne göre kişilere buyruklanmış olan kılık kıyafet kurallarına uymazlar. Büyük köylü ayaklanmalannın başını alırlar. O hınzırlar birer dırenme bayrağıdırlar." • "Renksizlikle rengin savaşı, ressamları oldum olası düşündürmüştür. Corot, nedense 'Benim için renk arka- dan gelir' demişti. Oysa ki rengin ve ışığın en ince ürper- tilehni yansıtmış bir ressam. Gauguin kesip atar: 'Çizgi renktir.' Her çizgide gizilgüç bir renk vardır, anlamına söy- lenmiş bir sözdür bu. Gerçi Gauguin siyahı da bir renk sa- yar. Van Gogh'a gelince onun rengine ne Musa, ne Fira- vun akıl erdirebilır." • "Eleştirel gerçekçilikîen soyut biçimselliğe, mantık- tan bilinçaltına, doğayı yansıtmaktan doğaya yeni biçim- ler katma eylemine kadar geniş bir alanı kapsayan akım- lar, Birinci Dünya Savaşı 'ndan önce ve sonra artan bir hız- la birbirini izlemiş, etkilerien uzak ülkelere kadar yayılmış- tı. Soyut-somut kavgası bu çeşitlenme sürecinin ancak bir yönüydü. Nitekim somut içinde olduğu kadar soyut için- de de birbirinden büsbütün ayn çalışma kolları vardı." • "Nakkaşbirkeşiş, birçilekeşdeğilse, bir balıkçıdır en azından. Öyle bir balıkçı ki, yokluk denizinde kımıl kımıl, sınlsıklam nakış tutar. Yokluk denizinde nakkaş, rengâ- renk balık ağlanyla insan bıçırrıier,' ^evinr biçimlenn biçim- lerini avlar, iplere asılıp bu derin su ürünierini nhtımlara, kumlara çekip serer, ayağınızın dibine. Bir tılsımı, ^ıdırki bu, başkasına benzemez." • "Haklı ya da haksız olarak Osmanlı hat sanatmı Os- manlı minyatürterinden bambaşka yorumlamışımdtr Harf istiflehnde, dizilişlerinde, soyut yoldan anlatılmış 'dramVar sezinlemişimdir. B/rKara Hisari'n/n harf biçimlerınde, is- tif örgüsünde, büyük çarpışmalann, boğuşmalann, çeliş- kilerin güçlü keskınliklerini duymuşumdur hep. Yalın kılıç biçimlerdır bunlar. Soyut yoldan 'kaçak' anlatılmış serü- venlerdir sıram sıram harflerin 'hikâyesi'..." • "Sanatçının, sanatçılann gerçek derdi ekonomik ve politik baskılar çağını yaşama zorunluluğu idı. geleceğin sınıfsız toplumunu bekleyedursunlar, onlara ya savaşmak, ya baş egmek kahyordu." Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun özerkliği için imza kampanyası (10) Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konsenatuvan. Mesut İktu. Ünüşan Kuloglu. Şeniz Salluhi. Melis Hasırcı, Güzin Gürel. Deniz Erdogan. AçeKa Elma.s. Önay Günay. Bengi Taş- çı, Çağn KÖktekin. Nazlı Ikru. Ezgı Saydam. Gökhan L'rben. Burak Bilgici. Hande Soner. Eda Bilal. Şenol Topuz. Melin Mollu. Murat Ahbatçı. Aylin Taşan. Azra Gün. Nedim Ertu- na. Merve Tilki. Turgut Ipek. Serkan Otacıoğlu. Tarkan Koç. Ayşegiil Kargıner. Öykü Çedin. Dilara Elagözlü. Hande Yorul- maz. Didem \ ücel. Segan Işler. Günce Koral. Ali Emre Kay- han, Aytekin Özer. Üstüner Bü- yükgönenç. Perihan Nayır. Toy - gar Tezcan, Banş Özer. Vural Yıldırım. Berkav Kural. Ilke Boran. OzgürGünal. llkay Al- tıner. Ozan Göktan. tbru Çö- loglu. Didem German. Yeliz Yarar. Arzu Beibüken. Arzu Ge- dik. Ayten Telek. Aydan Tunalı. Neslihan Ba> raktar. Zey nep Gedizoğlu. Gökcan Taşkıran. Özen Uçak. Metin Yavuzoğlu. Ş.Burak Dördüncü. BetülBaşa- nr. Alper Develioglu. S.Özkan Vehaplar. Akasya Ank. Defhe Şener. Evrim Yapıcılar. Durul Bazan. Erkut Gökgöz. Salih Kanburoğlu. Tuğba Özdoğan. Berrak .\zrak. Eray Gülger. BurcuSelçuk. Aslı Omag. Duy- gu Biçen. Şahin Ekşıoglu. İrfan Turkaj. Evren Ekşi. Pfnar Kur- talan. Kevork Tavityan. Hasını Sa>ıran. Meral Öztürk. Türkan • Arkası 7. Sayfada VARLIK YAYINLARIAN0NİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN Ticaret Unvanı: Varlık Yayınları A.Ş. SicilNo: 167898/115367 Şirketimiz yönetim kurulu, 1993 yılı olağan genel kurul top- lantısının. aşağıda belirtilen gündem maddelerini görüşmek üzere 20.12.1994 tarihine tesadüf eden salı günü saat 11 30da Cağaloğlu Yokuşu, 40/2, Edes Han, Cağaloğlu/İSTANBUL ad- resinde yapılmasını kararlaştırmıştır. 1- Ortakların toplantı tarihinden önce şirket merkezinden toplantı giriş belgelerini almaları, gelemedikleri takdirde bir vekil göndermeleri, 2- Şirketimizin 1993 yılı bilanço kâr-zararları yönetim kurulu faaliyet raporu ve murakıp raporlarının toplantı tarihinden ön- ce şirket merkezinde ortakların tetkikine hazır bulundurulaca- ğı ortakların bilgilerine arz olunur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1- Açılış ve toplantı, divan heyetinin seçilmesi ve toplantı zaptının başkanlık divanınca imzasına yetki verilmesi. 2- Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, murakıp raporu ve 1993 yılı bilanço ve kâr-zarar hesabının okunması ve onayı. 3- Yönetim kurulunun ibrası. 4- Murakıbın ibrası. 5- Yönetim kurulu ve murakıbın seçimi. 6- Yönetim kurulu ve murakıbın ücretinin tayini. 7-1993 yılı kârının dağıtılması hakkında karar verilmesi. 8- Sermayenin 500.000.000- TL. den 1.000.000.000- TL'ye arttırılması hususunun görüştilüp karara bağlanması ve bu hususta yönetim kuruluna yetki verilmesi 9- Yönetim kurulu üyelerine Türk Ticaret Kanunu'nun 334. ve 335. maddelerine göre muamele yapabilmeleri hususunda yetki verilmesi. 10- Dilekler ve kapanış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle