Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-30 ARALJK 1994 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
I Gazeteci dövmeye
l bir milyon
t • KÜTAHYA (Cumhurryet)-
* Gazetemiz Kütahya muhabiri
' Ali Kehribar'ı yazdığı bir
' haberden dolayı ikinci kez
j saldınp yumruklayan şeriatçı
ögretmen Halil Balta'ya bir
milyon lira ağır para cezası
verildi. Kütahya 2. Sulh Ceza
Mahkemesi 'ndeki
ı duruşmada. saldırgan
î ögretmen suçunu inkar
j etmesine karşın saldın suçu
» sabit görülerek TCK'nin
i 456/4. maddesi uyannca bir
i milyon lira para cezası verildi.
i Sine-Sen'e yasak
i • TUNCELİ (Cumhuriyet) -
} Topladıklan yiyecek
! yardımlannı Ovacık'ta evleri
•' yanan vatandaşlara ulaştırmak
\ için Tunceli'ye kadar getiren
! Sine-Sen İkinci Başkanı
I Yusuf Çetin kente sokulmadı.
j Çetin, Ovacık'a
j sokulmayışlanyla ilgili
t olarak, "Yardımlan Ovacık'a
! götürüp evsiz vatandaşlara
[ dağıtmak istediğimizi Vali
Atıl Uzelgün'e anlattık, ancak
j vali bu isteğimizi kabul
1
etmedi ve 'Şimdiye kadar
' hiçbir basın mensubunun
,' Ovacık'a girmesine izin
, vermedim. Dolayısıyla sizin
! girişinize de izin
j vermiyorum' dedi. lnsanlar
ı kendi ülkelerinde yaşayacak
I ancak yine kendi ülkelerinde
I başka bir şehre
| giremeyecekler ben bu işi
J anlamış değilim" diye
j konuştu.
Mffletvekillerme
protesto
; • SAMSLN(Cumhurryet)-
Samsun Büyükşehir
i Belediyesi'ne bağlı olarak
J kurulan Gazi Belediyesi'nin
! başkanı Vedat Yıltnaz,
! seçimlerin yapıidıgı 21
Mart'tan beri geçen 9 ay
< içinde kente uğramayan biri
• devlet bakanı olan 9 Samsun
milletvekilıni belediye binası
ı açılışına davet etmedi.
İHkü ocağına
satdıpı
• TRABZON(AA)-
Trabzon Ülkü Ocaklan Fatih
, Temsilciliği'ne molotof
kokteyli atıldı. Fatih
Mahallesi'ndeki binanın
ı zemin katında yer alan '
J
' "
- r î
'
\ teıtisîTciligfn kipısına'dün
' sabaha karşı arılan molotof
! kokteyli binada hasar
| meydanagerirdi.
Tüpgut Yılmaz
içinbaşvupu
• ANKARA (AA) - DYP
Genel Başkan Yardımcısı ve
Kütahya Milletvekili lsmail
Karakuyu. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz ve
kardeşi Turgut Yılmaz'ın,
yasal mirasçı olmadıklan
halde mal bildirimlerinde,
veraseten gelen maliardan
eşlerine pay sahibi görünümü
1
verdikleri yolunda iddialar
bulunduğunu bildirdi.
Karakuyu, TBMM Araştırma
fKomjsyonu'ndan. bu nedenle,
Yılmaz kardeşlerin, anne ve
babalanndan intikal eden
mallara ilişkin veraset ve
intikal vergisi
beyannamesinin
incelenmesini istedi.
'Yeni Sıvaslara
daveüye'
• ANKARA (ANKA) - CHP
Genel Sekreteri Adnan
Keskin, Sıvas katliamı
davasında verilen karar
nedeniyle DGM'yi "Hukuku
siyasallaştırmakla"
suçlayarak, "Bu karar, yeni
Sıvaslara hazırlananlann
gücünü ve kararlılığını
arttırdı" dedi. Keskin,
düzenlediği basın
toplantısında, gizli
oturumlarla sürdürülen
yargılama sonucunda Sıvas
davasında verilen karann
büyük bir degerlendirme
yanlışını ortaya koydugunu
söyledi. Olayın RP'nin
yönetimindeki yurtlarda kalan
öğrencilerin yönlendirmesiyle
gerçekleştigine ilişkin
iddialann arastınlması
doğrultusundaki taleplerin
mahkemece reddedildiğine
dikkat çeken Keskin,
1v
DGM'nin bu karan, kamu
vicdanında mahkûm
olmuştur. Bu karar, adalete
karşı güven duygusunun
sarsılmasını daha da
pekiştirmiştir. Adalete olan
güven duygusu, bu kararla
zedelenmiştir" dedi.
Çekiç Güç'e halk
oylaması
• ANKARA (AA) - BBP
Genel Başkan Yardımcısı ve
Kahramanmaraş Milletvekili
Saffet Topaktaş, Çekiç Güç
konusunda halkoylaması
yapılmasını istedi. Topaktaş,
bugün TBMM'de düzenlediği
basın toplantısında, Çekiç
Güç'ün görev süresinin 6 ay
daha uzatılmasını eleştirdi.
Demirel fesih yetkisi istedi
Cumhurbaşkanı Demirel, 'Rejimin daha iyi işlemesi bakımından seçim
yenileme yetkisinin cumhurbaşkanına verilmesinde yarar görüyorum' dedi
ANKARA (Cumhuriyrt Büro-
stı) - Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, 1995'egirerkenTürki-
ye'yi değerlendirdiği basın top-
lantısında, TBMM seçimlerini
yenileme yetkisi istedi. Başkan-
lık veya yan başkanlık sistemi
tartışmasına girmedigini vurgu-
layan Demirel, "Seçimin yenflen-
mesi olayı. şu andaki bir ihti\ aç-
tan doğmuyor. Rejimin daha iyi
işlemesi bakımından seçim yeni-
leme yetkisinin cumhurbaşkanı-
na verilmesinde \arar görüyo-
rum. Seçilmiş heyetlerin kendile-
riniyeniİemedeki yavaşhklan bu-
naumlar çıkardı" dedi.
Kürt sorununun çözümü için
ülkenin bütünlügüne yönelmiş
hiçbir öneriyi kabullenmeyece-
gini vurgulayan Demirel, "Bö-
hinmeye varan birtakım tavsrve-
leri kabul ederek o Avnıpa'nın
içine oturmayı ve bize 'demok-
rat' lakabı verilmesini redde-
derim" dedi.
Demirel, "Kürt reatitesJ" ko-
nusunda, "Türldye'de, "Ben Kür-
düm' diyen varsa, varsın desin.
Ama biz Kürt milletiyiz, Türk
milletinden aynyız, diyorlarsa bu
bölücülüktür. Böyle" bir Kürt
kimliğini tanunryonım" görüşü-
nü dile getirdi. Demirel, otoyol-
lar ve hızlı tren projeleri konu-
sunda, "Oto\ollar bosa çıkmış,
diyenler olabilir. Bu, Sayın Çiller
de olabilir. Ben 'lazımdır' diyo-
rum. Ben yine sonunda haklı ÇH
karun. Ben maratoncuyum" di-
yerek Başbakan Tansu Çiller'e
meydan okudu.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. "çağdaş, mutlu. müref-
feh, demokrat. Büyük Türkiye
hedefınin nezaretçisi" olarak dü-
zenledigi basın toplantısında,
1994 yılı ile ilgili değerlendir-
meler yaptı, 1995 yılına ilişkin
hedefler İcoydu ve sorulan yanıt-
ladı. Demirel'in çeşitli konular-
da dile getirdiği görüşler ve so-
rulara yanıtlan şoyle:
• Seçimleri yenileme
yetkisi:
Anayasada belirlenen çerçeve-
ye uyuyorum. Çankaya tartışma-
lan noktalanmıştır. Anayasanın
104. madddesınde tadad edilen
cumhurbaşkanlığı yetkilen ara-
smda -TBMM secimferinin yent-
fenmesine karar vermek" şeklın-
de bir ifade kullanılmaktadır.
116. maddede getirilen kayıtlar
nedeniyle cumhurbaşkanının bu
yetkisi hemen hemen kullanıla-
maz durumdadır.
Halbuki, cumhurbaşkanının
TBMM seçimlerini yenileme
yetkisine sahip olması, Türki-
ye'de Meclis'in ve rejimin daha
iyi işlemesini saglamak bakımın-
dan fevkalade önemlidir. Seçi-
min yenilenmesi olayı şu andaki
Enflasyon uyartsı: Ekonomi daralmıştır. Enflasyon oranının üç ha-
neli hale gelmesi. yatınmlardaki >e isrihdamdaki gerileme netkesin-
de büyüme eksive dönüştü. Hayat çok zorlaştı
bir ihtiyaçtan doğmuyor. Bu yet-
kinin bana verilmesi anlamında
söylemiyorum, şu anda cumhur-
başkanının TBMM'yi yenileme
yetkisi yoktur. Bu değerlendir-
mem güncel olmaktan ziyade,
devleti işletmeye yöneliktir.
Ben başkanlık ya dayan baş-
kanlık sistemi tartışmasına ke-
sinlikle girmem.
Seçilmiş heyetlerin kendileri-
ni yeniİemedeki yavaşlıklan bu-
nalımlar çıkarmıştır. Seçilmiş
heyetlerin kendilerini yenileme
yetkisini cumhurbaşkanına bı-
rakmak doğrudur. Bu, anayasa
değişikliği gerektirir. Türkjye
bunu ne zaman yapar-bilemiyo-
rum.
• Anayasa değişikliği
Türkiye bu anayasa değişik-
liklerini yapabilmeli. Gerçi Mec-
lis parçalı, ama bunlarçok önem-
li. Bakın, TBMM'nin itiban çok
önemli. Meclis'in hem itibarlı,
hemgüvenilirkalması lazım. Bu
seçim yenilemesi olayını da biraz
onun için söyledim. Demokrasi,
ülkenin ve halkın mutlulugu için
vardır. Ülkenin \e halkın bölün-
mesinin gerekçesi olamaz. Tür-
kiye'nin bölünmez bütünlügüne
yönelmiş hiçbir tedbin kabul et-
mem, dinlemem. Herkes eğri
otursun, doğru konuşsun. "Siya-
si çözüm" diyenler neyi kastedi-
yorlarsa, söylesinler. "Türkiye
Avrupabdındemokrattır" desın-
ler dıye. bölünmeye varan birta-
kım tavsiyeleri kabul ederek o
Avrupa'nın içine oturmayı ve bi-
ze "demokrat" denmesini red-
dederim.
Demokrat lakabının bedelı bö-
lünmekse ben yokum. Hem de-
mokrasi. ınsan hakları olacak,
hem de ülkenin bürünlüğü koru-
nacak.
• Kürt reaütesi:
Demokratikleşme Türkiye'nin
Trakyası için başka, Kars. Arda-
han, Çukurova için başka değil-
dir. Bu hak ve özgürlükler eşit-
tir. Bunlann rümünde standarda
daha çok yaklaşma mücadelesi
vardır. Kürt reaütesi şudur: Evet,
SEÇtM YETKİSİ
Bu, şu andaki bir ihtiyaçtan
doğmuyor. Ama seçilmiş
heyetlerin kendilerini
yeniİemedeki yavaşlıklan
bunalımlar çıkarmıştır.
Cumhurbaşkanına bu
konuda yetki verilmesi
anayasa değişikliğini
gerektirir, Türkiye bunu ne
zaman yapar bilemiyorum.
AVRUPA^YA REST
Bölünmeye varan birtakım
tavsiyeleri kabul ederek o
Avrupa'nın içine oturmayı
ve bize 'demokrat' lakabı
verilmesini reddederim.
'Demokrat' lakabının
bedeli bölünmekse, ben
yokum.
KÜRT REALtTESl
Evet, Türkiye'de 'Ben
Kürdüm' diyen vatandaş
varsa, varsın, desin. 'Biz
Kürt milletiyiz, Türk
milletinden aynyız'
derlerse, bu bölücülüktür,
böyle bir Kürt kimliğini
tanımıyorum.
TARİKATLAR
Türkiye'de dini cemaat
liderleri diye bir makam
yok. Din kisvesiyle değil,
ama gelir vatandaş olarak
benimle görüşürler.
Türkıye'de.
u
ben Kürdüm" di-
yenler vardır. Bu doğaldır. Böy-
le bir şeyi birisi hatırlatmazsa,
kımse kimseye,
u
Sen Kürt mü-
sün" diye sormuyor.
"Ben Kürdüm" diyen vatan-
daş, varsın desin. Milletin adı
Türk milleti, bu milletin fertleri-
nın Kürt aslından gelmesinin
hiçbir anlamsızlığı yoktur. Hep-
si bu milletin mensuplandır. "Biz
kabul etmiyoruz bunu, Kürt mil-
letiyiz, Türk mttietinden aynyız"
derseniz bölücülük olur.
Bu bölücülüktür. Böyle bir
Kürt kimliğini tanımıyorum.
Şarkını, türkünü söylersin. Kim-
senin bir şey dediğı yok- Yalnız
dil birliginden Türkiye'yi ayınr-
sanız, Türkiye parçalanmaya gi-
der. Bugünkü şartlarda parçalan-
maktan korkuyoruz.
• Doğu \e CDoğu'da göç:
193 bin kişi yerdeğiştirmiştir.
Diyarbakır'ın nüflısunun 1 mil-
yon olmasını memnuniyet verici
bulurum, ama zorla değil. Gü-
neydogu'da Adana gibi şehirler
Demirel: Devlet mahcup olduMumcu
cinayeti
•Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, Uğur
Mumcu'yu katledenlerin
yakalanması için şeref sözü
verildiğinin hatırlatılması
üzerine, Mumcu
cineyetinin faillerinin
önünde sonunda ortaya
çıkanlacağını söyleyerek,
'24 ocaktan önce yakalanır
diyemem. Daha önce
verilen tarihler bizi
mahcup etti' dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı SüJeyman Demirel. devlet
yetkililerinin, yazanmız Uğur Mumcu'ya
düzenlenen suikastın hemen ardından
verdikleri "Faillerinin bulunması şeref
borcudur" sözünü anımsatırak, "Ancak
faiDer 24 ocaktan önce yakalanırlar mı,
tarih veremem. Daha önce verilen tarihler
bizi mahcup etti" dedi. Demirei, diğer faili
meçhul cinayetlerin de devletin yakın
takibinde olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dün
düzenlediği basın toplantısında kendisine
yöneltilen "L'ğur Mumcu'nun
öldürülmesirMkii sonra, devlet bu konuda
şeref borcu sözü vermi^L Deviet 24 ocağa
şeref borcunu ödcmiş olarak gtrebiiecek
mi" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Mumcu
dnayetinin faflioi önünde sonuoda ortaya
çıkanlacakor. Bu. de> ktin şeref borcudur,
tekrar edrvorum. '24 ocaktan önce
yakalanırlar' diyemem. Daha önce verflen
tarihler bizi mahcup etti."
Demirel. dığer faili meçhul cinayetlerle
ilgili olarak da şunları söyledi: "Faffi
meçhul cinaverler vardır. Bunlann
faillerinin ortaya çıkanlması devletin bir
numaraJı işidir. Bu cinayefJer devletin yaknı
takibindedir. Birtakım açıklamalar
yapdmı\orsa kanıtlann yok edilmemesi
içiiHİir. Ben şahsen faili meçhnl
cinayetkrden fevkalade rahatsxdık
duvuyorum, kişisel olarak bunlan taldp
edht)rum."
DYP'nin gündeme getirdiği "sosyal
istihbantt teşkaatı'' ile ilgili bir soru
üzerine ise Demirel, "Ne olduğunu
bflmryonıro" demekJe yetindi
Milletvekiline
10 günlük
hapis cezası
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - 12. Sulh Ceza Mahkeme-
si, dokunulmazlığı stiren SHP
Tunceli Milletvekili Sinan Yerli-
kaya'ya trafık suçu nedeniyle
yargılayarak ! 0 gün hapis ceza-
sı verdi ve bunu 190 bin lira pa-
ra cezasına çevirdi. Yerlikaya,
"Bu bir hata değil, skandaldır.
Hâkimle konuştum, okumadan
imzaladım, kârip hatası, dedi.
Karara rtiraz ettim" dedi.
Anayasanın 83. maddesi ile,
milletvekillerinin yasama doku-
nulmazlığı düzenleniyor.
Bu madde gereğince, millet-
vekilleri Meclis çalışmalannda-
ki oy ve sözlerinden, düşüncele-
rinden dolayı sorumlu tutulamı-
yor, seçimden önce veya sonra
suç işledikleri ileri sürülen mil-
letvekilleri, Meclis'in karan ol-
madan tutuklanamıyor, sorguya
çekilemiyor ve yargılanamıyor.
SHP Tunceli Milletvekili Si-
nan Yerlikaya yasama dokunul-
mazlığı kaldınlmamasına karşın,
12. Sulh Ceza Mahkemesi'nde
yargılandı ve "tehlikeli araba
kullanıp kazaya sebebiyet ver-
mek" suçundan 10 gün hapis ce-
zasına carpıtıldı.
Bu ceza 190 bin lira para ce-
zasına çevrilerek, Yerlikaya'ya
bildirildi.
ıstıyorum.
Askerliğin 18aydan I2ayain-
dırilmesi benim projemdi. Ben
bunu meydanlarda söyledim,
geldim, yaptım. Terör vardır;
Türkiye hesaplannı yeniden yap-
mak zorunda kalmıştır. Askerli-
ğin süresinin 18 aya. çıkarılması
kanunu değiştirmiyor, kanun du-
ruyor. Sartlar inşallah değişir 15
aya, sonra 12 aya iner. 18 ay ge-
çici bir ihtiyaçtan doğmuştur.
İÇiUer'e otoyol yanıtı:
Otoyollar boşa çıkmış, diyebi-
lir birisi. Bu. Sayın C'Merdeola-
bilir. Başka şeyler de söylenebi-
lir.
Ben, "lazundır"diyorum. Ben
yine sonunda haklı çıkanm. Ben
marotuncuyum. Türkiye'nin
enerji kapasitesinin 7-8 milyon
kw daha arttınlması şarttır ve bu-
nun için daha fazla gecikilme-
melidir. Hükümete de her gün
söylüyorum, aksi halde Türkiye
karanlıkta kalacaktır.
•Cemaat ve tarikat
liderierivle görüşme:
Türkiye de "dini cemaat lider-
leri" diye bir makam yok. Bir
unvan da yok.
Çankaya'da kim benimle gö-
riişmek isterse, vaktım müsaade
ettıgı sürece görüşüyorum. "Di-
ni cemaat lideri" dcdığınız kışı-
lenn çoğu zaten benım dostum-
dur. Mehmet Kutlulan falan kas-
tediyorsanız, onlar benım dos-
tumdur. Ama, yani bana gelirken
din kisvesiyle değil, vatandaş
olarak gelir giderler. Bu ülkenin
vatandaşlannın vatandaş olma-
lan benimle görüşmelenne kâfi-
dir.
lEkonomik durum:
1994 yılında önemli ekono-
mik sıkıntılarla karşılaşılmıştır.
Yılbaşında dövız fiyatlannda
yüksek bir artışla başlayan para
piyasalanndaki dalgalanma ma-
alesef reel ekonomiyi de etkisı
altına almıştır.
Ekonomi daralmıştır. Enflas-
yon oranın 3 haneli hale gelme-
si, yatınmlardaki ve istihdamda-
ki gerileme neticesinde büyüme-
nin eksiye dönüşmesi. işçi, me-
mur ve köylünün gelirlerinde or-
taya çıkan reel düşüş bu olumsuz
gelışmenin sonuçlandır. Bunla-
nn I995'te yeniden rayına otur-
ması lazım.
1993 yılına göre, yüzde 150
civannda gerçekleşen döviz fi-
yatlanndaki artış, bir başka ifa-
deyle devalüasyon, ihracatta
beklenen artış etkisini göstere-
memiştir.
Türk Lirası yüzde 28 oranın-
da reel olarak devalüe edilmiş ol-
masına ragmen. ihracatm ancak
yüzde 14.1 oranında artacağı
tahmin edilmektedir.
Alınan istikrar tedbirlenyle
1994 yılında yattnmlarda genel.
ciddi bir durgunluk ortaya çık-
mıştır.
Yatınmlann tümüyle durması
ve bazı hayati devlet hizmetleri-
nin görülmelerinin aksaması, bir
süre sonra büyük hoşnutsuziuk-
larayol açacaktır.
•Yunanistan'la
ilişkiler, AB:
Yunanistan'ın, A\rupa'da
Türk menfaatlerini baltalamaya
çalışmaktan vazgeçmesi gerekir.
Zatengüçlerideyetmez. A\rupa
Yunanistan'ın peşinden giderse.
bu Türkiye ile Yunanistan'ı sür-
tüşmeye itebılir. Avrupa, gafını.
6-7 martta düzeltmek zorunda-
dır.
ANAP. "kulak tıkama" politikası yurütecek
ANAPyönetiminden 'Anayol'a tavır
BÜLENT SARIOĞLL
1
ANKARA - Solda bütünleşme
çalışmalannın ardından yeniden ısıtılan
'Anayol' formülü nedeniyle hareketli
günler yaşayan ANAP yönetimi, 'basın ve
işadamlannın zorlamasına kulak
tıkayarak 1995 >ılı sonbahannda seçim
otacakmış gibi hazıriık yapma' karan
aldı. ANAP Grup Başkanvekili Eyüp
Aşık, DYP ile koalisyona girmenin
'partinin başını taşın altına sokmak'
olacağını belırterek.
"Söylediklerimiz, zorlamalarla
koatisyon förmüllerine getiriliyor.
İktidar için iştahımız kabarmış filan
değfl" dedi. ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'ın başkanlıgında
geçen günlerde art arda toplanan
başkanlık divanı, 1995 yılı
stratejilerini değerlendirirken yeni
yılda DYP ile koalisyona girilmesi
yönündeki görüşlere karşı da tavır
aldî. Cumhuriyet'in sorulannı
yanıtlayan ANAP Grup Başkanvekili
Aşık, "Ne ANAP'ın tabanı ne
milletvekilleri ne de yönetimi böyle bir
koalisvona sıcak bakıyor" dedi. Aşık,
ANAP liderinin. TBMM Genel
Kurulu'nda ifade ettiği, "Gerekirse,
elimizi taşın altına sokanz" yönündeki
sözlerinin. "Ülkemizin \aranna olacak
her şeyi yapartz. Geçki önlemlerie zaman
kaybedilmemesi gerekir"anlamma
geldiğini belirterek şunlan söyledi:
"Yönetim olarak, 1995 yılına seçim yılı
gözüyle bakıjoruz. 1995 >ıh
stratejilerimizi değerlendirdik. Birinci ve
güçlü varsayun, sonbaharda seçim olacağı
yönünde. DSP ve MHP ile kurulması olası
bir koalisyondan daha da önemlisi, seçim
için neler yapabileceğimizi konuştuk. Tek
başına iktidar olabilmek için etkili gibi
Mesut Yılmaz Eyûp Aşık
göriinen basın ve iş dünyası kesimlerine
kulak tıkavıp kendi tabanımızın istelderini
dikkate almayı kararlaştırdık. Şubat
ayından itibaren kongrelerimizi yapacağız.
Bölge toplantılan. mm'ngler \e '2000
Yılına Doğru' adıyla düzentedtğimiz
programlar de\am edecek. Sağlık, eğftim,
sanat ve tanm alanındaki projelerimizi
biraz daha geüştireceğiz."
Eyüp Aşık, temel hedeflerinin *tek başına
iktidar1
olduğunu belirtirken DSP ve
MHP ile koalisyon formüllennin ise
ikinci planda gündeme geldiğini
vurguladı. Aşık, ANAP yönetiminin, 28
ocaktaki bütünleşme kurultayının
ardından gündeme gelecek olasılıklan
değerlendiripdeğerîendirmeyeceğine
ilişkin bir soruya. "Bu konuyla fazla
ilgftenmryoruz. Kim seçilirsc
seçilsin, SHP'de bu ilkesizlik varken
zaten koalisyon devam eder"
yanıtını verdi.
DYP Istanbul Milletvekili Coşkun
Kırca'nın, Başbakan Tansu Çiller
ile ANAP lideri arasında
arabuluculuk yaptığı yönündeki
savlan yalanlayan Aşık, DYP
Bursa Milletvekili CavitÇağlar'ın
ANAP milletvekilleriyle yaptığı
belirtilen göriişmeye ilişkin olarak
da şunlan söyledi:
"Sayın Çağlar, TBMM Genel
Kurulu'nda yanımızdan geçerken
'Bizi bu hükümetten kurtarın'
diyor. Bizde 'Bunu kendi genel
başkanınıza söyleyin' dhoruz. Bu ertesi
gün, görüşme olarak bircok köşe
yazannca yaalıyor. DYP ile koalisyona
girmek, ANAP'ın başını taşın altına
sokmak olur. Tabii bir yandan ülke
batıvor, diğer vandan hiçbir şe>
yapmamak da olmaz. Bu amaçla erken
seçim için zoıiama yapıyoruz, yoksa
iktidar için iştahımız kabarmış filan
değiL"
POLITIKA GUNLUGU
HtKMET ÇETtNKAYA
TEKZİP
Hikmet Çetinkaya'yı rıukuka ve ve basın ahlak ilkeleri-
ne saygılı olmaya davet ediyoruz.
2 Ekim 1994 tarihli "Fethullah" başlıklı yazısında Hik-
met Çetinkaya'nın müvekkilimiz Fethullah GülenHoca-
efendi ile ilgili olarak gerçek dışı ve tahkir edici isnadlan
yinelemesi sebebiple tekzip hakkımızı kullanmak yine bir
zaruret haline gelmiştir.
Sözkonusu yazıda müvekkilimiz "Askeri liselerde, polis
koleji ve akademilerinde örgütlenmek, Laik Cumhuriyet
ve Atatürk düşmanı olmak, Türkiye 'yi 2000 'li yıllarda na-
sıl ele geçireceğinin hesabını yapmak gibi aynı zamanda
suç teşkil eden fiillerin içinde bulunmakla itham edilmiş
ve 'demokrasi maskesi takan karayobaz çeteleri', 'din
adamı maskesi taşıyan kişi', dini siyasete ve ticarete araç
olarak kullanan, sahte müslüman, dini imanı para olan ki-
şi" şeklinde tahkir edilmeye çalışılmıştır.
Bu iddialann gerçek dışılığı Cumhuriyet Gazetesinde
yayınlanan çok sayıdaki tekzip ve manevi tazminata mah-
kûmiyetle sonuçlanan Mahkeme kararıyla sabit olmasına
rağmen, gazetecilik görevı ve basın hürriyeti kötüye kul-
lanılarak, Hikmet Çetınkaya tarafından, müvekkilimize olan
husumeti, hakaretamız bir biçimde ortaya konmaktadır.
Şimdi soruyoruz: Bu ifadelerın gazetecılikle, eleştiriyle
bir ilgisi olabilir mi? Müvekkilimizin kamuoyunca yakinen
bilinen ve bütün eserierinde ortaya koyduğu düşünceleri
dinimizin temel mesajı olan bırlik, hoşgörü, adalet, eşıtlik
ilkelerinin ülkemizde de gerçekleşmesı ve Devletimizin be-
kasıdır. Eğer müvekkilimizin gö'rüşlerini paylaşmıyorsanız
bunlan Hukuk Devletinin ortaya koyduğu eleştiri hakkı sı-
nırlan çerçevesi içinde ifade etme hakkına sahipsiniz; an-
cak tahkir hakkına asla!
Hikmet Çetinkaya'nın bu yazısı 26.6.1994 tarihli yazısı-
nın aynen tekrarından ibarettir. Istanbul 3. Sulh Ceza Mah-
kemesi tekzip talebimiz üzerine 26.6.1994 tarihli yazı için,
1994/231 müt. sayılı dosyadan "yazının onur ve haysiyet
kırıcı ve gerçek dışı olduğu "ndan bahisle tekzip metninin
aynen neşrine karar verilmıştir. Cumhuriyet Gazetesi ve-
kilınin "yazının eleştiri nıteliğınde olduğu" yönündeki iti-
razı da kabul görmemiş ve Istanbul 2. Asliye Ceza Mah-
kemesinin 1994/58 müt. sayılı dosyasından vakı itirazın
reddine karar verilmesi ile karar kesınleşmiştir. Bunun üze-
rine mahkeme karanyla tekzip metnı 1.10.1994 tarihli Cum-
huriyet Gazetesinde aynen neşredilmiştır.
Bir kez daha kamuoyuna duyurmak istiyoruz: Müvekki-
limiz hakkında ileri sürülen iddialar tamamen asılsızdır.
Müvekkilimizin hiç birsiyasi veticarı faalıyeti bulunmamak-
tadır, sadece ülkemizin ve bütün ınsanlığın faydasına olan
doğruları, düşüncelerini açıklayarak desteklemektedir. Bü-
tün bunlar da meşru zeminlerde yapılmaktadır. Müvekki-
limizin kitaplan dışında hiç bir önemli malvariığı bulunma-
maktadır.
Müvekkilimizin Hukuki yollardan gerçekleri doğru bir şe-
kilde ortaya koymasına rağmen, her vesilede asılsız iddi-
alannı, kesinleşmiş Yargı kararlarına rağmen tekrar etmek-
ten vazgeçmeyen Hikmet Çetinkaya'yı Hukuka ve Basın
ahlak ilkelerine saygılı olmaya davet ediyoruz.
07.11.1994
Fethullah Gülen Vekilleri Av. Orhan Erdemli, Av. Hasan
Günaydın
Kalp hastası
hükümlüye
sevk engeliIstanbul Haber Servisi -
PKK davasından Bayrampaşa
Cezaevi'nde tutuklu bulunan
ve kalbinden rahatsızlığı nede-
niyle ölümle yaşam arasında
mücadale \eren 35 yaşındaki
Sadrettin Ajdınlıkadlı hüküm-
lünün. tedavi için tam teşekül-
lü bir hastaneye sevkedilmesi
istendi. Adli Tıp Kurumu 3. th-
tisas Dairesi, Aydınlık'ın teda-
visi için tam teşeküllü bir has-
taneyi gereksiz bularak. 'has-
tanesi olan başka bir cezaevini'
uygun görürken. de\ reye gıren
İHD yetkililen konuyu ulusla-
rarası insan haklan kuruluşlan-
na bildirdi. Türkiye'deki ceza-
evlerinin hiçbirinde tam teşe-
küllü hastane bulunmadığına
dikkat çeken Sadrettin Aydın-
lık'ın avukatı Eren Keskin ise
müvekkilinin göz göre göre
ölüme terkedildiğini öne sürdü.
Devletin. hukukgeregi insanla-
nn yasama hakkını gü\ ence al-
tına almak zorunda olduğunu
da vurgula>an Keskin, başta
Adalet Bakanı olmak üzere tüm
yetkilileri göre\e çağırdı.
Sadrettin Aydınlık'ın ailesı
ve !HDyetkilileri dün birbasın
toplantısı düzenleyerek kamu-
oyunun duyarlı olmasını istedı-
ler. Aydınlık'ın avukatı Eren
Keskin'in toplantıda yaptığı
açıklamada. müvekkilinin
I985 yılında Diyarbakır Sıkı-
yönetim Mahkemeleri'nce ida-
ma mahkûm edildiğini. ancak.
daha sonra çıkan 3713 sayılı
yasa ile cezasının 20 yıla ındi-
ğini söyledi. Aydınlık'ın 35 ya-
şında ve mitral kapak yetmez-
liği nedeniyle ağır hasta oldu-
ğunu vurgulayan Keskin. tam
teşeküllü bir hastaneye sevke-
dilmemesi halinde müvekkili-
nin yaşamını yitireceğini söyle-
di. Aydınlık'ın sağlık durumu-
nun son bir yıl içinde daha da
ağırlaştığına dikkat çeken Kes-
kin. "Müvekkilim artık görüş-
lere dahi çıkamamaktadır. Ken-
disi ile birlikte a>m koğuşta ka-
lan tıp fakültesi öğrencisi arka-
daşının kontrolü altında yaşa-
mını yatakta geçirmektedir"
dedi. Ne amaçla cezaev inde bu-
lunursa bulunsun. söz konusu
olan şeyin bir insan hayati oldu-
ğunu dile getiren Keskin. Ay-
dınlık'ın göz göre göre ölme-
mesi için duyarlı olan herkesin
demokratik baskı ortamı oluş-
turmasını istedi.
Sadrettin Aydınlık'ın tedavi
olabilmesi için "Ha>ati tehlike
olması halinde" cezanın tehiri-
nı düzenleyen CMUK'un 399.
maddesıne göre savcılığa baş-
\ urduklarını da belirten Keskin
şöyle devam etti: "Ancak, AdB
Tıp 3. İhtisas Dairesi, savcıhk ta-
rafından sevkedilen Sadrettin
Avdınlık'ın cezasının geri kalan
kismını hastanesi olan başka bir
cezaevinde geçirebileceğine ka-
rar vermiştir. Bu rapora tarafi-
mızca itiraz edilecek ve dosya-
nın genel kurula gösterilmesi is-
tenecektir."
Basın toplantısına katılan
Sadrettin Aydınlık'ın annesi
Hamide Avdınlık ile babası Se-
lahattin Avdınlık da çoçuklan-
nın tedavisinin yapılarak ser-
best bırakılmasını istediler.
Toplumsal Hukuk Araştırma
Vakfı Başkanı Talat Tepe ise
hukuk gereği devletin ınsanla-
nn yasama hakkını güvence al-
tına almakla görev li olduğunu
v urgulayarak. Aydınlık'ın öl-
mesi halinde bundan devletin
sorumlu olacağını dile getirdi.
Aydınlık'ın cezaevi koşullann-
da tedavi edilemeyeceğinin Ad-
li Tıp raporlarında da tespit
edildiğini ifade eden Tepe, söz
konusu olan şeyin bir insan ha-
yati olduğunu vurgulayarak,
yetkilileri gerektiği gibi dav-
ranmaya çağırdı.
Siyasetçiye gençlerden tepki
ANKARA (UBA) - Gençlerin yüzde 49.7'si siyasetin değil.
siyasetçilerın kötü olduğunu düşürüyor, yüzde 17 si de
"'Siyaset bizim neyimize" diyor. Türk Metal Sendikası
tarafından "Gençlik sorunlan ve genç işçiler" konusunda
yapılan bir araştırmada, gençlenn siyasetçilerden şikâyetçı
olduğu belırlendi. Anket çalışmasında yöneltilen "Siyasete
bakışınız nasıl" sorusuna gençlerin yüzde I7'si. "Siyaset
bizım neyimize" yanıtını verirken. yüzde 49.7'si siyasetin
değil. siyasetçilerin kötü olduğu. yüzde 22'si. de Türk
toplumunun daha fazla siyasete katılması gerektiği cevabını
verdi. Aynı soruyu gençlerin yüzde 2.8'si yanıtsız bırakırken.
yüzde 3.6'sı da siyasetle aktif olarak ilgilendiğini söyledi