02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30ARALIK1994CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Yılbaşı üstüne MELİH CEVDET ANDAY Y ılbaşında ne yapıyorsu- nuz? Bugünlerde dostlar, ar- kadaşlararasında en çok duyulan soru bu. Yılba- şı, nedense. sevinç geti- riyorinsanlara. Ömürle- rinden bir yıl eksildiğini değil de, en azından bir yıl daha yaşayacaklannı dü- şünüyorlar da ondan. Haklıdırlar. Nâ- zıın Hikmet'ın dediği gibi, "Yaşamak güzd şey be kardeşim." Akhikus, öteki dünyada kendisini görmeğe giden Odysseus'a. "Buradakıralolmaktansa. dünyada köle olayun, daha iyi" dıyor- du. Gerçi yılbaşı sıradan bir gündür, çün- kü doğanın ayı, yılı yoktur ama. biz o gün seviniyoruz, gülüyor eğleniyoruz ya, yeter bize. însan mutlu günler ya- ratmış, böylece doğanın biteviyeliğini yenmiştir. ona katkıda bulunmuştur. İş- te, "köhür" dediğimiz de budur. Yılbaşı ile Noel, birbirine kanştınlır çoğu zaman; aralan yakındırda ondan. Gerçekte bir benzerlik de vardır bu iki törensel gün arasında. Ama yılbaşı es- ki, Noel yenidir. Noel sözcüğü, Latince Natalis "do- ğumla Ugüi" sözcüğunden gelir; İsa'nın dogumu onuruna 25 Aralık'ta kutlanan Hıristiyan yortusu. İsa'nın yaşadığına ilişkin bir belge bulunmadığına göre, doğum günü ner- den çıktı ortaya? Noel'in çeşitli Hıris- tiyan mezheplerince değişik tarihlerde kutlanması da bunu gösterir. Ama üs- tünde durmayalım; geriye uzandıkça biiyük adamlann doğum günleri bilin- mez olur. Biz Isa'yı söyledikleriyle var ediyoruz, o bize yeter. Ansiklopedi diyorki: "Bir Roma almanağına göre, İS 336'dan önce Noel, Roma'da Hıristiyan yortusu olarak kutlanıvordu. Buna kar- şılık Kudiis dışında Doğu'da 6 Ocak'ta kutlanan Epifanyat yortusunda Hz. İsa'nın hem doğumu, hem de vaftiz edil- mesi biriikte anıbyordu." Şu bilgi önemli: "Noel gelenekleri çok çeşitli kaynak- lara dayanır. Romalılar 17 Aralık'taki Saturnalia(Satürn Şenliği) gününde çe- şitli eğlencekr düzenler. birbirierine ar- mağanlar veririerdi." Şunu da unutmayalım. Töton boyla- rının Galya, Britanya ve Orta A\ru- pa'yagirişiyle Noel kutlamalannaGer- menlerin ve Keltlerin Yule(yeni yıl)ge- lenekleri deeklenmiştir. Diyeceğim ki, hiçbir gelenek. başladı denılen tarihte başlamış değildir, çok daha eskilere uzanır. Bizi aldatan. Tarih'in bölümle- re aynlmış olmasıdır. Oysa zaman bö- lünemez. Yaprak dökmeyen çam ağacı. kuzeyden inip Noel ve Yılbaşı törenle- rine katılmıştır. Insanoğlu ölüme nasıl karşı gelsin! Doğum'u kutlamaktan başka ne yapa- bilir! İşte. Noel'in kökeni olan Natalis'e geldik gene. Ölümü değil, doğumu dü- şünelim. Gelelim Yılbaşı'na... Bakın Noel ile nasıl benzerlikler bulacağız. Ansiklopedi diyor ki: "Kökeni çok eskileredayanan vediin- \anın hemen her yerinde kutlanan yıl- başı, genellikle nefis köreltme. annma, canlanma \e \enilenmeyi temsil eden törenleri kapsar." Görüyor musunuz. gene ölüme kar- şı direnme. Ancak "nefîs köreltme"ni- teliği artik ortadan kalkmıştır; yılbaşı gecesi, her yerde. bolca yemek ve bol- ca içmek üzere geçer: öyle ki, ertesi gün hasta olarak kalkılır yataktan, su- ratlar asıktır, keyifler yerinde değildir. Kısacası, bizyılbaşını gelenekten uzak bir biçimde kutlamaktayız. Okuma\i sürdürelim: " Değişik kiiltürlerde değişik biçimle- re bürünen bu yenilenme ögesL evrenin yaratılışının anılması ya da simgesel dü- zeydeyenilenmesi yoluyla tannlann, ev- renin ve toplumun güçİendirilmesi ama- cına yöncliktir." lnsanoğlu'nun anlayamadığı şey ölümdür. doğum, canlanma, yenilenme törenleri bu başkaldırının göstergeleri- dir. "Bilinen ilk yılbaşı kutlamaları, ba- har ılımına (mart ortası), Asur'da ise güz ılımına (evlül ortası) en yakın yeni- ayda yapılırdı" (İÖ 2000). Mİsırlılar, Fe- nikeliler ve Persler yılbaşını güz ılımın- da (21 Eylül), Yunanlılar ise IÖ 5. yüz- yıla değin kış gündönümünde (21 Ara- İık) kutlardı. Roma'da Cumhuriyet dö- neminde. 1 Mart'ta başlatılan yeni yıl İÖ153"ten sonra resmi olarak 1 Ocak'a alındı. Bu u\gulamaJulyen takviminde de (İÖ 46) sürdürüldü." Buraya kadaryazdıklanmızdan anla- şılmıştır sanınm ki. yılbaşı, dahası No- el törenleri dinsel değildir. Bizim kök- tendinciler pirelenmesinler diye söylü- yorum bunu. Gerçi ben çocukluğumda yılbaşı ne- dir bilmezdim. böyle bir gelenek yok- tu evimizde: ama o zaman toplumumuz dünyaya yabancı idi. Şimdi yılbaşı geldi diye ona gecikmış birözlemle mi sanlacağım? Yok canım! Takvimimizin >apay ol- duğunu bilecek kadar aklım var. Uy- durmadır büfün bunlar. Bakın, Roma yılı 1 Mart'ta başlıyordu. Neden? Bu- nun nedeni olur mu! I Ocak da uydur- madır. Ama insanoğlu. kültürünü işte böy- le uydura uydura yaratmıştır. Biz kül- tür yaratığıyız. Başka türlü olamazdık ki! Sevelim bu törenleri, saçma olsa da sevelim. Doğa saçma değil mi? Saçmaladıklarımızı sevelim. yarın gece birbirimizi kutlayalım, güler yüz- lü olalım. Ölümü unutalım.Ertesi sabah yeni- lenmiş olarak uyanalım. ARADABIR YAVUZ GOR Emekli Elçi Ahmet Rüstem Bey Ahmet Rüstem Bey (1862-1935), Müslümanlığı kabul ederek Osmanlı Devleti'nin hizmetine geçen Bilenski adın- daki bir Polonyalının oğludur. Devlete birçok hizmetleri geçmiş olan Ahmet Rüstem Bey, bu arada Balkan Sava- şı'nda er rütbesiyle ve gönüllü olarak orduya katılmıştır. Bi- rinci Dünya Savaşı sonunda, Anadolu'ya geçmiş, Sıvas Kongresi'ne gitmiş, Atatürk ile biriikte Ankara'ya gelmiş- tir. Kuvay-ı Miiliyeci olduğundan Nemrut Mustafa Paşa divanınca gıyaben idama mahkûm edilmiş olan Ahmet Rüstem Bey, Avrupa'da Ankara hükümetini ve milli müca- deleyi destekleyen faaliyetlerde bulunmuştur. Ahmet Rüstem Bey'in, bu renkli ve serüvenli yaşamının en ilginç öyküsü, hiç kuşkusuz, 1914 yılında büyükelçi ola- rak atandığı VVashington'daki görevi sırasında yaşadığı oteydır. 1915 yılında, Amerikan basını, Osmanlı ülkesinde cere- yan etmekte olan 'Ermeni tehciri' ile yakından ve -bittabi- tek yanlı olarak yaygara koparmaya başlayınca, Ahmet Rüstem Bey kolları sıvamış ve herkesin çuvaldızı kendine batırması gereğini vurgulayarak Ingiltere, Fransa, Avustur- ya, Macaristan vb devletlerin, sömürge halkları ve azınlık- lara karşı tutumlarını eleştiren yazılar yazıp yayımlatmıştır. Bu arada, Amerika'da 'zenc/'lere uygulanan baskıyı, Fili- pin halkına reva görülen muameleleri de yazılarında vur- gulamıştır. Kızılderililerin maruz kaldığı, eşi görülmemiş soykınmından da söz edip etmediğini bilmiyoruz. Işler bu raddeye gelince, Ahmet Rüstem Bey, 'Beyaz Sa- ray'a çağrılmış ve Başkan Wilson kendisini ağır bir dille eleştirmiştir. Bu konuşma sırasında, Osmanlı Sefiri'nin, ce- binden o günkü VVashington Post'u çıkararak Virginia eya- letinde linç edilen iki zencinin, bir türlü bulunamayan fail- lerinden söz ettiği ve 'tesamüh' konusunda, Osmanlı Dev- leti'nin kimseden ders almaya muhtaç olmadığını söyledi- ği bilinmektedir. Kendisinden 'özür dilemesi' istenilen büyükelçi, bunu reddetmiş; Babıâli, büyükelçisini desteklemiş ve nihayet Ahmet Rüstem Bey, 'persona non grata' (istenilmeyen adam) ilan edilmiştir. VVashington'dan ayrılırken, "Burutu- betli ve sokaklan çamurdan geçilmeyen kentten aynlıp Boğaziçi'ndeki evime gideceğimden pek mutluyum..." dediği söylenir. Birkaç gün önce, Ankara'daki ABD Maslahatgüzan'nın, dışişlerine gelerek önemli bir girişimde bulunduğu açıklan- dı. Bu girişimin -herhalde- aynısının, VVashington Büyükel- çiliğimiz nezdinde de yapıldığı anlaşılıyor. DEP davasının sonuçlanmasını hemen izleyen bu süreç- te, böyle bir girişimin ya da girişimlerin, açık seçik 'içişle- rine müdahale' olduğu, tevil ve tefsir kabul etmez bir ger- çektir. Bu girişimi sırasında, Amerikan Maslahatgüzarı, eğerya- zılı bir metin, örneğin bir muhtıra (aide-memoire) verdiyse Amerikan hükümetinin, bu aşamada, 'Johnson Mektu- bu'nu anımsamadığı, anımsadıysa o zamanki koşullar ve devlet adamları ile şimdikiler arasındaki farkı iyiden iyiye hesap ettiği anlaşılıyor. Her halükârda 30 yıl önce, dolaylı bir şekilde de olsa, Johnson'un mahut mektubu, kamuoyuna açıklanmış ve kimlerie merhabalaştığımızı öğrenmiştik. Aradan geçen süre sırasında, özellikle son yıllarda, bir 'saydamlık'edebiyatının içindeyiz. Bu saydamlığın, sosye- te güzellerinin iç çamaşırları konusu dışında, çengelli iğ- netere takılıp kalmaması gerekirdi. • • • Biz, bugün, Ahmet Rüstem Bey'i ve onun gibileri saygı ile anarak yazıyı bitirelim. İLAN T.C. GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI HALKALIGİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Meclisi Mebusan Yokuşu Selçuk Han No: 91 Kat: 2 Fındıklı/lstanbul adresinde mukim Tam Kimyevi Maddeler ve Dahili Ticaret - Bünyamin Tovil firması adına gümrük giriş beyannamelerinden doğan ve karşılannda miktarlan gösterilen kamu alacaklannın tahsili için çıkarılan tebligatlar, firmanın bilinen adresinde bulunamaması sebebıyle iade edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 31'inci maddeleri gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen nedenler ile anılan adreste faaliyet gösteren şirketin belirtilen borcunun 15 gün tçinde gümrüğümüz saymanlığına ödenmesi. aksi halde 6183 sayılı AATUH Kanunu'nun 55-60 ve 114'üncü maddelen gereğince işlem yapılacağınm bilinmesi ilanen tebliğ olunur. Dosya No: 1-27020 178 2-27038,178 3-27039'178 4-27023'178 5-27027 178 6-27043-178 7-27046/178 8-27025/178 9-27015 178 10-27013 178 11-27026/178 12-27021,178 13-27036/178 14-27028/178 Bevanname no. ve tarihi: 17142 26.02.1992 38100 01.05.1992 41917 13.05 1992 26420/02.05.1991 42237 04.07 1991 50404 31.07.1991 61612/12.09.1991 78266*07.11.1991 85474 28 11 1991 8991112.12.1991 67449 03.10.1991 24229/17.03.1992 32792 15.04.1992 32954/15.04.1992 Amme alacağı miktarı: 63.523.OOO.-TL. 79.098.000.- TL. 79.952.000.- TL. 49.826.000.- TL. 60.052.000.-TL. 57.253.OOO.-TL. 65.204 000.-TL. 129.659.000.-TL. 71.067 000.-TL. 142.747.000.-TL. 62.296.000.- TL. 72.950.000.- TL. 76.470.000.- TL. 86.532.000.- TL. Basın: 48400 TARTIŞMA Mutlu yıllar dilemeyin, sağlayın! son yıllarda bazı parlamenterler, seçmenlerine ve öğretim üyelerine yeni yıl kartlan göndermektedir. Sıcaklıktan yoksun ve yasak savma şeklindeki kutlama kartlan ile kaç tane oy kazanılıyor bilmiyorum. Önce ellerindekı ad listelerine göre adres yazıp kartlan postalayan sekreterlerin sabırlannı kutluyorum. Harcadıklan çaba ile daha yararlı işler yapabilırlerdi kanısındayım. ancak kuşkusuz ki bu onların iradesi dışındadır. Lütfen bize yeni yıl kartlan ile mutlu yıllar dilemeyiniz. Atatürk ilkelenni. laikliği. demokrasiyi koruvarak. rüşveti, yolsuzluğu, gericilıği önleyerek. sokaklara dökülen işçi ve memurun sesine kulak vererek, faili meçhul cinayetleri aydınlatarak. çevremize duyarlı olup çocuklanmıza yaşanır bir dünya bırakma çabasını göstererek. üniversite öğretim üyelerine \e öğrencılerine çağdaş üniversitelerde çalışma ve okuma olanaklan varatarak. sizlerden hâlâ bir şeyler bekleyen insanımıza mutlu yıllan siz sağlayınız. Gönderdiğiniz kartlar, çoğunlukla okunmadan ya çöp sepetlerine atılmakta ya da bıkıp usanmadan ve umutsuzca ağaçlan koruma çabası içinde olan kişilerin kâğıt torbalannı doldurmaktadır. Kutlamayla gönül almanızın çağı geride kalmıştır. Üstesinden gelmek zorunda olduğunuz çok önemli ve çözümlerinin ertelenmesi mümkün olmayan sorunlanmız vardır. Tebrik kartlannızın tutan milyan bulmaktadır. Karnı aç, ayakkabısız, sobasız, okulsuz, kitapsız, ilaçsız bunca çocuk toplumumuzda yaşarken paralan harcadığınız yeri düşünmeniz gerektiğine inanıyorum. Dünyamızın güzellikleri olan çocuklanmızı ve ağaçlanmızı koruma duyarlılığını gösteren daha çok devlet adamına sahip olacağımız yıllara kısa zamanda ulaşma dileği ile ben de yeni yılınızı kutluyorum. Prof. Dr. Esmera\ Acartürk İ İ İ İAVTA'danYILBAŞI İNDİRİMİ HEMEN ALIN, 10 MİLYON KAZANIN • Avukatlar. yargıçlar, savcılar ve bütün hukukçular için bir cennet yaratıldı. • Yemyeşil çevresi, deresi, mandalina bahçeleri, uçsuz bucaksız kumsalı, denizi, göletleri, havuzu. spor merkezleri ve her eve ulaşan iletişim ağıyla AVTA sizleri bekliyor. • Üstelik, 20 Ocak akşamına kadar Aralık fıatlan uygulanıyar. Ve ek olarak.( 10 Milyon lira indirim yapılıyor. • Çabuk karar verip aramıza katılın. Bahar ve kış aylannda da köyümüz bir başka güzeldir. Gelin tatil yapm. • Unutmayın, AVTA' ya girince, üç ayn döneminiz olur. 40 gün yararlanırsınız. AVTA TATİL KOYU TURIZM TİCARET A.Ş. SATIŞ TEMSILCILIKLERI' B«lurtiry (0 212) 570 70 66 Ankm (0 312) 441 44 34 bnjr (0 232) 425 49 86 H w k u IstHal Cd Beyoğkı Iş Mertıezı B Bk* Ka 1 No .122 80070ISTANBUL Tel (0 212) 252 54 65 -252 56 79 -F» " 252 57 75 TMIK6yt):KadiUesı-BO0RUM Tel ( 0 252 | 382 45 01 F«: (0 252) 382 44 99 * <•:•-© ^ B u y ı l b a ş ı n d a s e v d i k l e r i n i z e Q e n k L < b i r s ü r p r i z y a p m ! Yeni yılın ilk adımlarını duyduğumuz şu günlerde, DİNOZOP'Jn düşsel dünyasına bir uğrayın !.. . SM V Doğaya dokunmadan hazırlanmış yılbaşı ağaçlan, V Unicef köşesi. Kutlama, mesaj kartları.mektup setleri, ajandalar, V Bebelere, babalara,"aydınlığa umut" kitaplar, oyunlar, ¥ "Rengahenk" binlerce maskot, peluş ve ahşap armağanlar, V Hobby'ler, puzzle'lar, masa oyunları b i r y e r l e r d o s a k l ı ! Moda Cad. Sarraf Ali Sok. No.11 Kadıköy-lstanbul (216)346 14 08 K53 YILBAŞINA KADAR IIEPSİ ÖZEL FİYATLARLA...! GALERI • ATÖLYE 293 89 78 (3HAT) (OPERA) S A N A I C i l i l l S I Doğa Anadolu Kilimleri ve Rerazi İren Reslm Serglsl 26 Arılık 94- 14 Ocak 95 Hırıcıje Konaj, Sok So 1 Sailık Apr Gumujsuyu Tel tQ212 249 92 02 GALERİ ODA AYTEN YETİŞ DOĞU R C M m Sergı M 9-30 Aralık 1994 HuircvjKredeCjd i[J2/B (Fınn Sk i Te^ıkıvc Tet 2 S ( ) 22 l'R o Galeri <! i Atölye ; *> ilanlannız ıçin- i i 293 89 78 <! l (3 hat) J ÇÖKSIAJV s/ıy 20 Aralık 1994 • 4 Ocak 1995 ISTANBUL DEVLET GUZEL SANATLAR GALERİSİ Atlas Sineması Üstü Beyoğlu Tel: 243 30 53 '95 14 Aralık - 7 Ocak yeni yıltnız kutlu olsun fahr el nisa zeid bedri rahmi eyüboğlu zühtü müridoğlu orhan peker burhan uygur kadir akorak avni arbaş nijad devrim ergin inan komet utku varlık yunus tonkuş julide resiın, heykel ve özgün baskı sergisi ADTİ6ANŞakayık Sok 54 1 Nişantaşı Tel 0212 247 90 81 ADNAN ÇOKERMinimaller ve Varyasyonlar Sergı 21 OCAK 1995 tarıhıne kadar uzatıimıştır. GALERİ JB u<revGerecteCad FtnnSok Nc 2 iTeşvıkıye Istanbul Tel 0-(212!227 03 İnsanın yılbaşında rahat edeceği tek yer evr "yazarlara, sanatçılara ve dünyaya onlann gözüyle bakan herkese açıkttr." Rez:261 25 58 / 59 Teşvikiye (Karakol) bostan sok. 13/A(EskiKeçi Bar) ISTANBUL 1. SULH HÂKİMLİĞİ 1994 173 VasiT. İstanbul. Çatalca. Karaburun Kö>ü. cilt 032-01. sayfa 23. kütük 14'te nüfusa kayıüı, Beker ve Clgen'den olma. 05.05.1967 doğumlu Yadigar Demirbilek hastalığı sebebiylc mahkemece 21.12.1994 tan- hinde vesayet altına almmış olup kendisine Boluca Köyü. Gazios- manpaşa. No: 3, İstanbul adresinde ikamet eden dayısı Mehmet Tepe'nın vasi tavinine karar verilmiştir. İlan olunur. 26.12.1994 Basın: 14667 NADİRNADİ'Yİ UĞURLARKEN Derleme 50.000|KDViçinde) Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Ctığaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderilmez '^kkttkre, gnçton, kinttm f«botj« «tMiy«nji bir ortvnio B«§<n m . S d b M PENCERE (1) Solun Zamanıdır; Ama,NasılBir 1960ların ilk yarısı, Yön' dergisinin eski Vatan gazete- sindeki yönetim yerinde laflıyorduk, Doğan Avcıoğlu, her zamanki gibi sigarası dudaklarında konuşurken, or- taya bir fikiratıverdi: "- Nâzım 'ın şiirlerini yayımlayalım mı?.." Önce sustum. Nâzım Hikmet'in şiirlerini yasaklayan bir yasal yasak yoktu; ama, görünmez bir el, bütün gazeteleri ve dergi- leri avucunun içine almış, Babıâli'ye korku salmıştı; şai- rin adından sanından söz açılamıyordu. Peki. biz şiirleri yayımlarsak tepemize gökten yıldırım mı düşerdi?.. Bi- raz düşündükten sonra Doğanın sorusunu yanıtladım: - Yayımlayalım... 'Kurtuluş Savaşı Desfan/'ndan ilk şiirler 'Von'de çık- maya başlayınca ortalık birbirine girdi, şairin yurtsever- liği herkesi şaşırtmış, insanlarımızı çarpmıştı; "vatan hainiNâzım"denen kişi bu muydu?.. Toplumda bir dep- rem yaşandı; fikirler değişiyor, düşünceler biçimleni- yordu. Gerçekte Türkiye'de aforoz edilen yalnız Nâzım değildi; Yön dergisi "sol" ve "sosyalizm" sözcüklerini de meşrulaştırmaya çalışıyordu. Ismet Paşa, ortanın solunu benimsedikten sonra bir gün noktayı koydu: ' - Ben" dedi. "kırk yıllık solcuyum.." Padişahlığı ve halifeliği yıkıp cumhuriyeti kuran hare- ketin "ikinci adamı" elbet solcuydu: 1789 Devrimi'nde, Fransız parlamentosunda solda oturan cumhuriyetçile- re solcu denmiyor muydu?.. CHP (Cumhuriyet Halk Par- tisi), 1923 Devrimiyle cumhuriyetçiliğin bayrağını yük- seltmesine karşın, ancak 1960'larda "solcuyum" diye- bildi. • Batı'da "sol, sosyal demokrat, sosyalizm "kavramları sanayileşme sürecinde gündeme girdiğinden Türkiye'- dekinden daha değişik bir kökene sahip: Marksizm ile yakın alışverişi var; bugün kökeninden aynlmış gibi gö- rünse de özünde yine sınıfsal içeriğini taşıyor; emekçi halkın desteğini arkasına alıyor: endüstri toplumunda milyonlarca işçi, sosyal demokrasiye sağlıklı bir temel oluşturuyor. Ülkemizde sosyal demokrat ya da demokratik sol bir partinin dayanakları nedir?.. Türkiye, endüstri devriminin neresinde?.. Sanayileş- meden 'bilgitoplumunageçilebilirmi?..60milyonnüfu- sun yarısmı tarım kesiminde yaşayan köylüler oluşturu- yor. Göçle kentlere yığılan nüfusu da yarı köylü yarı kentli kitleler oluşturuyor. Her büyük kentin yüzde 60'ı kondularda yaşıyor. 1.5 milyon memura sendika yasak- ları sürüyor. Sendikalı işçi sayısı azalıyor, 2 milyonun altına iniyor. Kayıt dışı ekonomi'y/e geçinenlerin ağırlı- ğı toplumda gün geçtikçe artıyor. Etnik ve dinsel çelişki- ler, hemşerilik güdüleri, tarikat örgütlenmeleri ağır basıyor. Böyle bir toplumda sosyal demokrat ya da de- mokratik sol bir parti ne yapabilir?.. Avrupa'nın gelişmiş toplumunda çalışanlarm büyük çoğunluğu işçi... Türkiye'de bu taban var mı?.. 1960lardan bu yana dünya ve Türkiye öylesine değişti ki, sol kendisini yeniden sorgulamak zorundadır; ancak bu sorgulamaya önce sağdan başlayabilir. Bu başlangıç bir umudun kaynağını da oluşturabilir. Niçin?.. • Çünkü 1980'lerden beri en vahşi yöntemleriyle uygu- lanan neoliberalizm, 14 yıl sonra döküfüyor. Sağ, askeri faşizmle solu ezdi; ama, büyük sermaye kesimi, toplum- da bir lokomotife dönüşüp ülkeyi düze çıkaramadı, istik- rara kavuşturamadı. 14 yıl sonra, toplam hanesinin altı çizildiğinde, ortaya çıkan sonuç nedir?.. Dış borç, iç borç, toplumun kirlenmesi, şeriatçılık, tarikatçılık, yüzde 100'ü aşan enflasyon, insan haklarının çiğnenmesi, et- nik çelişkinin yükselmesi, iç göçün yoğunlaşması, de- mokrasiden yoksunluk, yatınmsızlık, Batı'dan dışlanma. sistemin tıkanması, işsizliğin çığ gibi büyümesi, çelişki- lerin derinleşmesi, "yükselen değerler"\n çöküşü, gele- ceğe bakışta umutsuzluk... Sağ politikalar tıkandı.. öyleyse solun zamanıdır.. Ama nasıl bir sol?.. . j \ ÖLÜ Ç YIGENOGLU ŞERIATÇI ŞIDDETjVE OZANLAR K E N T I S I V A S 2. BASKI ÇIKTI EKİN YAYINLARI Sakarya Caddesi 36/11 Tel-Fax; (312) 4352497 Yenişehir-ANKARA Bılgi ve Rezervasyon için 0(212) 251 88 97 İLAN NUSAYBİN ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1994 104 Davacı Aynur Ayaz vekıli Av. Abdullah Al tarafından. davalı Hikmet Ayaz aleyhine açılan boşanma davasının yapılan açık yargılamasında; Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilemediği gibi tüm ara- malara ragmen adresi tespit edilemediğinden ilan yoluyla dava dilekçesi ile duruşma gününün tebliğine karar verilmiştir. Bu nedenle ilanen gazetede ilan edildiğı tarihten itibaren duruşmanın bırakıldığı 24.1.1995 günü saat 09.00"a kadar mahkememizde hazır bulunması veya kendini bir vekille tem- sil ettirmesı, aksı takdirde duruşmanın yokluğunda yapılacağı ve karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 53749
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle