28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ARALIK 1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOJVH Erman Yerdelen THY Başkanı •Ekonomı Servisi- Tezcan Yaramancrnın istifasıyla boşalan THY Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Erman Yerdelen atandı. Yerdelen 1938'dedoğdu. llkokulu Zonguldak'ta bitirdi. Lise öğremini Istanbul'da yaptı ve Işik Lisesi'nden 1957 yılında mezun oldu. Almanya'da Münih ve Wesphalien Wilhelm üniversitelerinde işletme eğitimi yaptı.Evli ve 2 çocuk babası olan Erman Yerdelen Ingilizce ve Almanca biliyor. Saıtayiciye Dünya Bankası kredisi • Ekonomi Servisi - Sınai Yatınm ve ICredi Bankası'nın (SYKB), Dünya Bankası kaynaklı yatınm kredilerinden 150 milyon dolar tutarındaki bir bölümü, sanayici ve ihracatçı firmalann kullanımına sunduğu bildirildi. Istanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından yapılan açıklamada, Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı (HDTM) Dış Ekonomik tlişkiler Genel Müdürlüğü'nün koordinasyonunda. Dünya Bankası ile gerçekleştirilen işbirliği sonucu sağlanan kredinin sanayici- ihracatçılann kullanımına sunulduğu ifade edildi. Eximbank, kredi faizlerini düşündü • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Eximbank. ihracatçılara kullandırdığı döviz kredilerinin koşullannda iyileştirmelere gitti. Döviz kredi faizlerini aşagı çeken banka, performans döviz kredisindeki ihracat performansı limitlerini de düşürdü. Eximbank Genel Müdürü Volkan Vural yaptığı açıklamada. bankanın ihracatçıya doğrudan kullandırdığı performans döviz kredisindeki tekstil, hazır giyim, deri ürünleri, saraciye ve ayakkabı alt sektörleri için 500 bin dolar olan önceki dönem ihracat performansının 100 bin dolara. geri kalan sanayi, tanm ve madencilik ürünleri için 1 milyon dolar olan limitin de 250 bin dolara çekildiğini bildirdi. Petpolün faturası haflfliyor • ANKARA (ANKA)- Türkiye'nin yılın ilk dokuz ayında ithal ettiği petrol miktarı geçen yılın aynı dönemine göre artarken, ödenen döviz azaldı. Türkiye, ocak-eylül döneminde bir milyar 781.6 milyon dolar karşılığında 15 milyon 926 bin ton petrol ithal etti. Geçen yıl aynı dönemde 15 milyor 753 bin ton petrol için bir milyar 907.1 milyon dolar ödenmişti. Savunma sanayiine iki yabancı şirket • ANKARA (ANKA) - Yabancılann Türk savunma sanayiine yönelik ilgileri sürüyor. Biri ABD'den. diğeri Almanya'dan iki firma savunma sanayiinin değişik alanlannda faaliyet göstermek üzere Türkiye'de yatınm yaptı. ABD'den Smislova Kehnemui And Associates P.A. Genta Genel Taahhüt ve Ticaret AŞ ile birlikte "SKA Genta Mühendislik Taahhüt ve Ticaret A.Ş."yi kurdu. Milli Savunma'dan ihale yasağı • ANKARA (ANKA) - Milli Savunma Bakanlığı 45 müteahhıte daha ihale yasağı koydu. Milli Savunma BakanlıgVndan yapılan duyuruda, müteahhitlerden 27'sinin bir yıl, 3'ünün altı ay, 15'inin de üç ay süreyle bakanlığın açtığı ihalelere katılamayacağı bildirildi. Müteahhitlerden 14'ü Diyarbakır, 7'si Ankara, 5'i Izmir'de bulunurken, lstanbul ve Konya'dan üçer müteahhide ceza verildi. GAP'ta pamuk üretimi • GAZİANTEP(AA)- Sütçü tmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Tekinel. GAP'ta gerçekkştirilecek pamuk üretiminin, Türkiye'nin tekstil ihracatına "hayat vereceğini" söyledi. Prof. Dr. Tekinel, 580 bin ton olan mevcut pamuk üretiminin, 2000'li yıllarda ancak iç talebe yeteceğini söyledi. Kadıköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi Danıştay'ı dikkate almayınca umutlar temyize kaldı Yargıdan Aktaş'a yeşîl ışıkEkonomi Servisi - Mahkeme, görevi- nin sürdüğü gerekçesiyle Aktaş aleyhine açılan davayı redderken, ilgililer, temyiz- de karann değişme olasılıgının yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Kadıköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi, paralannın ödeneceği yerin saptanması için açılan davayı, Aktaş'ın görevinin sür- düğü gerekçesiyle reddederken uzman- lar, mahkemenin Danıştay'ın karannı dik- kate almadığını belirtiyor. Elektrik Mühendisleri Odası lstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Erol Ce- lepsoy,mahkemenin karannı Enerji Ba- kanlığı'nın Aktaş ile Türkiye Elektrik Da- ğıtım A.Ş. (Tedaş) arasındaki sözleşme- nin devam ettiğine dair 1993 tarihli kara- nna dayandırdığını belirterek, "Oysa mahkemenin 21 Ocak 1994 tarihli Danı$- tay karannı dikkate alması gerekirdi. Temyizde karann değişmesini umuyo- ruz" dedi. İşletme hakkı devirsözleşmesi için Ba- kanlar Kurulu karannın gerektiğini vw- gulayan Celepsoy, Tedaş ve Aktaş'ın avu- katlannın müdahil olarak bile davaya ka- Mahkeme: Aktaş görevde lstanbul Haber Servisi - Kadıköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi. Danıştay'ın Aktaş ile TEK arasındaki sözleşmeyi iptal etmesinden sonra elektrik paralannın ödeneceği yerin saptanması için açılan davayı. Aktaş'ın görevinin sürdüğü gerekçesiyle reddetti. Kamil Kartal tarafından avukat Kemal Kelesoğlu aracılığıyla açılan davada, Aktaş'ın elektrik paralannı toplayamayacağı vurgulanıyordu. Kadıköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada mahkeme, davaya müdahii olmak için dilekçe veren ve Anadolu yakasında oturan 17 kışinın müdahale istemlerini kabul etti. Aktaş avukatlannın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın sözleşmenin iptal edilmesine karşın yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar Aktaş'ın görevine devam edeceğine ilişkin görüşünü içeren dilekçeyi okumalanndan sonra, eski adı TEK olan TEDAŞ'ın avukatı da yasal olarak Danıştay karannın kesinleşmediğini söyledi. TEDAŞ avukatı. Danıştay'ın iptal karannı usulü bir işlem olarak niteleyerek para tahsilatı yetkisinin Aktaş'ta olduğunu belirtti. tılmadıklanna dikkat çekti. Celepsoy. "Tedaş ve Aktaş birbirini savunuyor" de- di. Hakimin karannın büyük olasılıkla. tüketicilerin paralannı ödememesi sonu- cu ortalığın kanşacağı yargısından kay- naklandığım belirten Celepsoy. Tedaş'ın olaya el koyup sorunu çözmesi gerekir. Şu anda Aktaş'ta zaten Tedaş'ın elemanlan çalışıyor. Aktaş gittiğinde de Tedaş'ın ele- manlan devam edecek" diye konuştu. Enerji Bakanlığı ile Aktaş arasındaim- zalanan görev verme sözleşmesinde, ile- tim ve dağıtımın yanı sıra üretımin de yer alması. bir başka tartışmalı konu. Aktaş. bu sözleşmede belirtilen "üretim''görev i- ni yapmıyor, yalnızca iletim ve dağıtıma dayalı bir ticari faaliyet yürûtüyordu. Eneqi Bakanlığı. 29 Aralık 1989 tari- hinde. ihale açmadan Aktaş ile lstanbul Anadolu Yakası elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticaret yapma ile ilgili görev verme sözleşmesini imzalamıştı. Tek ile Aktaş'ın 30 Mart l990tarihin- de imzaladığı 30 yıllık işletme hakkı de- vir sözleşmesi ise Danıştay 10. Dairesi tarafından iptal edildi. Danıştay Idari Davalar Genel Kurulu, hükümetin yürütmeyi durdurma istemli itirazını da 21 Ocak 1994 tarihinde red- detti. Çünkü İşletme hakkı devir sözleş- mesi için 3096 sayılı yasanın 5. madde- sine göre zaten Bakanlar Kurulu karan gerekiyordu. Karabük Demir-Çelik İşletmeleri'nin kurtanlması için çalışanlar ile sanayiciler bir araya geldi Sendika ödün vermemekte kararlı •5 Nisan Kararlan'yl a birlikte yıl sonuna kadar özelleştırilmezse kapatılmasına karar verilen Kardemir'in geleceği, sendikacılar, politikacılar ve bürokratlann katıldığı dünkü toplantıda masaya yatınldı. Ekonomi Servisi - Karabük De- mir-Çelik İşletmeleri'nin gelecc- ğini belirlemek üzere yapılacak görüşmelerin ilki dün tamamlan- dı. Özçelik-Iş Sendikası ile masa- ya oturan heyette TOBB Başkanı Yalım Erez, Eneni ve Tabii Ka>- naklar Bakanlığı Müsteşarı Ah- metGökçen, Hak-lş Konfederas- yonu Başkanı Necati Çeük. Hazi- ne Müsteşarı Ayfer Yılmaz ile Nevzat Saygıboğlu. Özçelik-Iş Karabük Şube Sorumlusu Taner Canyurt. Karabük Sanayi ve Ti- caret Odası Başkanı ve DPT Müşteşan Necati Özfırat katıl- dı. Özelleştirme Idaresi Başkanlı- ğı görevinden aynlan Tezcan Ya- ramancı'nın yerine toplantıya Can Y'eşilada'nın katıldığı belir- t i l d i . ••' '•'"•" ' Erez'in randevu istediğini be- lirten Özçeltk-lş Sendikası Baş- Karabük Demir-Çelik çalışanJannın geleceği çeşitii kesimlerce tartışıldı. kanı MetinTürker, gerçekleştiri- len görüşmelerin bir başlangıç ol- duğunu hatırlatarak. sendikanın öne sürdüğü şartlardan ödün ver- meyeceğini belirtti. Hükümetin, özelleştirme kapsamında kurula- cakolan Kardemir AŞ'nin işletme hakkını geçici bir süre için sendi- kaya vermek istediğini hatırlatan Türker, bu teklifi kabul etmenin mümkün olmadığını açıkladı. Dün yapılan görüşmeler sıra- sında. Kardemir'de çalışan işçıle- rin. tesisin Kardemir AŞ'ye dev- rine kadar tahakkuk etmiş kıdem tazminatı. ihbar tazmınatı ve emeklilik ikramiyelerinın tama- mının oluşturulacak fona aktanla- cağını belirten yetkililer. bu para- lann Hazine nezdinde Kardemir AŞ adına tutulacağını kaydettiler. Hükümetin teklifînde Kardemir AŞ'den aynlacaklann tazminatla- rının hemen ödeneceği yer alır- ken. çalışmaya devam edeceklerin tüm tazmmat ve haklannın yenı şirket tarafından karşılanacagına dikkat çekildi. Dünkü görüşmelerde heyet başkanı olarak Yalım Erez'in gö- revlendirilmesini ilk baştatepkiy- le karşıladıklannı söyleyen Tür- ker, "Daha sonra sanayivi bilen bir kişinin Kardemir'in durumu- nu anlamasının daha kolay olaca- ğınıdüşündüm. Erez'in, sövlemek istediklerini ve düşündükJerini si- \ asilere göre kolav ca dile getirebi- İeceğine inanıvorum" dedi. Özel sektör ark ocaklannın te- sisin hurdasına talip olduklarını hatırlatan Türker. "*Biz Karde- mir'in hurdasına değiL üretimine talip oluvoruz. Biz tesisin en ve- riınli şekilde üretim vapmasını is- tiyoruz. Buranın bacasını de\ letin mi bizinı nıi tüttüreceğimiz hiç önemli değiP dı>e konuştu. Işletmelerin yalnızca işçiyı ve çalışanı ilgilendirmediğini söyle- ven Erez. Karabük'te yaşavan halkın ve sanayicinin de bu so- rumluluğu üstlendiğıni söyledi. Görüşmelere hükümet adına ka- tılmadığını söyieyen Erez. "Biz karşı taraf sayılmayız. İşcinin >a- nında yer alı>onız"dive konuştu. Kardemir'in kapatılmasının kolay olmadığını. zarar etmesini de kimsenin istemedıgini sövle- yen Erez. "Karabük'ün geldiği nokta hükümet ile işçiler arasın- daki diyalogsuzluktan kavnakla- nı\or. Karabük sorununun işçile- ri ve Karabüklüleri mağduretme- derı. de\ Ift üzerindeki > ükü haflf- letilerekçözübnesigerekivor*" şek- lınde konuştu. Erez, Kardemir hakkındaki mutlu haberin bir iki sün içınde verilebileceğini bildir- di. Bakanlıklar arası yetki savaşı nedeniyle hâlâ 1930'ların gıda yasalan yürürlükte Gıdada vurguna yasalar izin veriyor ÖZLEM YÜZAK Türkiye hâlâ 1930'lann gıda yasalan ve düzenlemelerini kullanıyor. 1987'den bu yana devam eden Gıda Kanunu görüşmeleri, Tarım Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasındaki görüş farkhlıklan giderilmediği için sonuçlanamıyor. Ustelik, Tanm Bakanlığı'nın hazırladığı "Gıda Kanunu Tasansı" ile ilgili olarak, 1987'den bu yana devam eden iki bakanlık arası yazışmalarda olumlu yönde bir tek sonuç çıkmadı. Geçen günlerde fiyat artışlannı terbiye etmek bahanesi ile düşük fonlu ithalat uygulaması ortaya atıldı. Ancak, alelacele yürürlüğe konmak istenen ithalat kararnamesinin aslında Düşük fonlu ithalat başlıyor Et ve süt ürünleri ithalatında alınan fonlarda büyük indirime gidildi. Canlı sığır. koyıuı ve keçiler ile sığır, koyun ve keçi etleri, tereyağı, katı ve sıvı • yağlar, beyaz peynir, fasulye ve pirinç ithalinde alınan foniar düşürüldü. Bu ürünlerde alınan fonlar, ton başına 15 dolar ile 500 dolar arasında değişen miktarlarda indirildi. Bakanlar Kurulu karanna göre canlı sığırlar ile canlı koyun ve keçilerin ithalatında ton başına fon 800 dolardan 500 dolara düşürüldü. Taze ve dondurulmuş sığır, koyun ve keçi etlerinin ithalatında ton başına 1000 dolar fon alınacak. Tereyağı ile diğer katı ve sıvı yağlardan ton başına alınan 900 dolarhk fon ise 500 dolara çekildi. Beyaz peynirden ton başına alınan 250 dolarhk fon ise 100 dolara düşürüldü. gümrüklere aylar önceden donmuş et ve süttozu yığan birtakım şirketlerin vurgun amacıyla çeşitii baskılan sonucu çıkanlmak istendiği belirlendi. ^'ıllardır AB'den standart dışı gıda ürünlerinin Türkiye'ye giriş yapması ve bu konuda herhangi bir denetim. kalite ve sağlık kontrolünün yapılmıyor olması. bir türlü çıkarılamayan Gıda Kanunu'nu yeniden gündeme getirdi. Hayvan yemine ilişkin kanunu olan Türkiye'nin. gıdada bütünsel bir kanunu olmamasının faturası üreticiden tüketicıye her kesime ayn ayrı çıkıyor. Şu anda gıda maddeleri ithalatmın denetimi Tanm Bakanlığı bünyesınde sürdürülüyor. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı MahirGürbüz. besin hammaddesinin tanmsal üretımin bir sonucu olarak ortaya çıktığını kaydederek. sıhhi olması kadar. besinde kalitenın de son derece önemli olduğunu vureuladı. Bazı semtlerde ayakkabı fiyatları H U L Y • — ~ \ \ A <N G E N i—i ç ı— ı 1 ur Bakırköy Çizme 3-6 milyon Bot 3-5 milyon Bayan ayakkabı 1.5-3.5 milyon Erkek ayakkabı 1- 3.3 milyon Kadıköy Çizme 3.2 - 5.5 milyon Bot 2.5 -4 milyon Bayan ayakkabı 1.5- 3.5 milyon Erkek ayakkabı 1-3.5 milyon lira Beyoğlu Çizme 1.2 -3 milyon Bot 1.2-2.5 milyon Bayan ayakkabı 900 bin-2 milyon Erkek ayakkabı 850 bin-2 milyon Osmanbey Çizme 3.5 -6.5 milyon Bot 3 -6 milyon Bayan ayakkabı 2.7 -4 milyon Erkek ayakkabı 3 _4 milyon Ayakkabıya verilen paranın karşılığı yok G ümrük birliği tartışmalannın sürdüğü şu günlerde ayakkabı sektöründe standart ve kalite bir türlü tutturulamıyor. Neredeyse asgar ücret kadar para ödenerek satın alınan ayakkabıların kısa bir süre sonra deforme olması ve su geçirmesi tüketiciyi şaşkına çeviriyor. Çoğu zaman malına sahip çıkmayan üretici, "kullanım hatası" deyip suçu tüketicıye atıyor. Madolyonun gerçek yüzü ise böyle değil. Ayakkabı Sanayicileri Derneği Sekreteri Gürkan Dumcu yaptığı açıklamada ayakkabı üretiminde kullanılan malzemelerin kalitesizliğinden dert yanıyor. Dar ve sabit geliriilerin bütçesin* uygun fiyatlarda ayakkabı üreten küçük atölyelerin kalitesiz malzeme kullanmayı tercih ettiklerini söyieyen Dumlu, bu ayakkabıların uzun ömürlü olmadığını belirtiyor. Gelişmiş ülkelerde ayakkabı tüketiminin yılda kişi başına 8-10 çift olduğunu hatırlatan Dumlu, Türkiye'de bu rakamın 2 ayakkabıyla sınırlı kaldığına dikkat çekiyor. Türkiye'de 2 milyon kişinin ayakkabı sektöründe çalıştığını bildiren Dumlu, sektörde sanayileşme düzeyinin yüzde 20'lerle sınırlı kaldığını, sağlıksız şartlarda üretim yapıldığını kaydediyor. Ayakkabı Sanayicileri Dernegi'ne üye olan firmaların sayısının 50 ile sınırlı olduğunu hatırlatan Dumlu, Avrupa ülkelerinde bu rakamın 5 bin civannda seyrettiğini vurguladı. Babadan oğula, ustadan çırağa devreden ayakkabı sektörünün en büyük sorununun yetişmiş eleman eksikliği olduğunu söyieyen Dumlu. Ayakkabıcılık eğitimi veren herhangi bir kuruluş yofc"dedi. Dumlu, sektörün diğer sorunlan arasında sermaye azlığı ve yetersiz teknolojinin geldiğini açıkladı. Batı standardında üretim yapan firmalann kaliteli malzeme bulabilmek için hammadde ithalatına yöneldiklerini söyieyen Dumlu, bu nedenle fiyatlann yükseldiğini ve ürünierin belirli bir kesime hitap ettiğini kaydetti. Gümrük birliğine geçişte sektörün ucuz işçi avantajını iyi değerlendirmesi gerektiğini söyieyen Dumlu, ayakkabıda İSO 9000 standartlannın tutturulması halınde sektörün rekabette güçlük çekmeyeceğini vurguladı. Gümrük birtiğinin ayakkabı sektörüne kaliteyi getireceğini açıklayan Dumlu, "Şu anda standartlara uygun üretim yapan firma sayısı oldukça az. Küçük atölyelerin kendilerine çekidüzen vermemeleri halinde hiç şanslan yok" dedi. Türkiye'nin eskiden deri üretimine ağırlık verdiğini belirten Dumlu, son yıllarda hayvancılığın darbe yemesi nedeniyle deri üretiminde de gerileme yaşandığını vurguladı. Dumlu, üretilen kaliteli derilerin daha çok konfeksiyonda kullanılmaya başlandığını, bunun da ayakkabı sektörünün gelişmesini olumsz yönde etkilediğinı açıkladı. Ayakkabı fiyatlannın ucuzlaması için deri ve diğer malzemelerin üretimine ağırlık verilmesi gerektiğini savunan Dumlu, kaliteli ve standartlara uygun ayakkabı üretebilmek üzere ithalata yönelen üretidnin hiçbir zaman ucuza ayakkabı satmasının mümkün olmadığına değindi. Orta kalitedeki bir bayan botunda kullanılan derinin üreticiye maliyeti 500 bin lira. Botun köselesi için 100 bin lira, dikişi için 50 bin lira harcanıyor. Bu rakamlara aksesuvar ve işçilik eklendiğinde toplam 800-850 bin liraya ulaşıyor. Imalatçı kârıyla botun toptan fiyatı 1 milyonu aşıyor. Perakende satışlarda imalat fiyatının üzerine semtlere göre yüzde 50 ile 80 arasında fiyat farkı ekleniyor. Avuç dolusu para ödenerek alınan ayakkabılarda kullanılan derinin kalitesi su geçirme oranını beliriiyor. Düşük kaliteli derilerde su geçirme oranı yok yüksek seyrederken, iyi işlenmiş kaliteli bir deride bu oran oldukça düşüyor. Ayakkabı imalatında, özel işlemlerden geçirilerek su geçirmez hale getirilen derilerin kullanılması, üretim maliyetini 500 bin lira ile 800 bin lira arasında arttırıyor.Iİ İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Vupun Abalıya Öyküde kurnaz tilki, karganın ağzındaki peyniri, tatlı dil- le, kandırarak alır. insan yaşamında, hele de medya çağın- da, haklara el konulması, kaba güç kullanrpaya gerek kal- madan, kitleler çıkarları ile ters yönlendirilerek, beyinleri satın ahnarak, toplumsal tepkiler önlenerek gerçekleştirilir. En son çarpıcı ömeklerden biri topluma dayatılıp benim- setilen özelleştirme: Sistemin tıkanıklığı, girdiği krizde, geç- miş yılların birikimi, kamunun malı, kaynakların hovardaca kullanılması, vergi almadan, dış ve iç borç, bütçe açıklann- da harcanması olan özelleştirme, tam aksine sonuç yara- tacağı halde, gelişmenin tek aracı gibi sunuluyor. Yılların kampanyaları, beyin yıkanması ile toplum öylesine koşul- landırıldı ki çıkarları özelleştirme ile çatışan yoksul kitleler, çalışan halk yığınlan bile, özelleştirme ile yaşamlarının de- ğişeceğine, mucize olacağına inanıyor. Yoksulluklannın, sorunlarının, işsizliğin, gelirdağılımı çarpıklığının, haksızlık- ların çok daha fazla büyüdüğünü yaşayarak öğrenip, can- lan yandığında, atı alan Üsküdar'ı geçmış olacak. Özelleştirme gibi dışarıdan zorfanan ve yakında yürürlü- ğe gireceği anlaşılan ve kamuoyunda tartışma bile yarat- mayan bir diğer uygulama, emeklilik yaşının yükseltilmesi. Gazetelerde, televizyon programlarında, dünya ülkeleri ile Türkiye'deki emeklilik yaşları arasında büyük farklılıklarve- riliyor. Gelişmiş ülkelerde insanlarortalama 60-65 yaşların- da emekli o\urken Türkiye'de 38-40 yaşlannda emekli ola- bilmeleri, büyük bir çarpıklık olarak ortaya çıkıyor. SSK'nin zaman zaman gülünç düzeyde düşük emeklilik maaşlarının bile ödemesinin aksad/ğı, sağlık ve ilaç hizmet- lerinde büyük çıkmaza girdiği bir gelir danboğazında oldu- ğu zaten biliniyor. Türkiye'nin bir an önce "ekren emekliler cenneti!" olmaktan kurtarılması gerektiği, dış kaynaklı bir dayatma olmaktan çıkıp, toplumsal kabul görüyor. Türkiye'nin zengin ülkelerin yapmadığı ya da yapamadı- ğını, insanlarını genç ve belkı de en verimli çağlannda emek- li edip, beslemesini savunmak ne haklı, ne de mantıklı gö- züküyor. Ancak Türkiye'deki iş yaşamınm gerçekleri, sos- yal güvenlik sisteminin bütünü. çıkmazları ele alınmadan, emeklilik yaşının yükseltilmesi ile çalışanlara yapılacak bü- yük kötülük gizleniyor. Tek başına emeklilik yaşının yüksel- tilmesinin, aslında çogunluk için emeklilik hakkının yok edil- mesı olduğu görmezlikten geliniyor. Sigortalı iş bulabilmış 4 milyona yakın insandan biraz da- ha fazlasının sıgortasız, kayıt dışı ekonomide çalışmak zo- runda olduklan ve bir o kadar da işsizin olduğu bilinen bir düzende, kaç işçi 55-60 yaşına kadar sigortalı bir işte ça- lışıp, emeklilik hakkını kullanabilir? Işletmelerin en kârlı ol- duklan dönemlerde bile yılık işçi sırkülasyonu "işten çıkar- maların" yüzde 30'larda olduğu bir sistemde, kalifiye ol- mayan, 35 yaşını geçmiş kaç işçi, işini kaybettikten sonra yeni bir sigortalı iş bulabilir? SSK için tek kurtuluş ve tek çözüm gibi gösterilen emek- lilik yaşının yükseltilmesi, çogunluk işçi için sigortalı çalışa- bildikleri yıllarda haksız emeklilik kesintisi alınıp, sonunda emeklılikten hiç yararlandırmama sonucunu getirecek. Toplum, sosyal güvenlik sisteminin anlamını, sorunlannı gerçek boyutları ile görebılse. işçi sorunlarının bilincinde, Ankara'da bir Türk-iş; üyelerı az da olsa DİSK, Hak-lş ol- sa, emeklilik yaşı ile birlikte işçinın, çalışanın sosyal güven- lik hakları bir bütün olarak gündeme gelirdi. Gelişmiş ülke- lerde 55-60 emeklilik yaşı ile birlikte, sosyal güvenlikte var olan bütün artılar gözden geçirilirdi. Devletin sosyal güven- lik sistemine katkısı da dahil, kayıt dışı çalıştırmanın engel- lenmesi, sosyal güvenlik gelirlerinin değerlendirilmesi, sos- yal güvenlik sistemindeki tüm haksızlık ve çarpıklıklar, gü- lünç düşüklüktekı emeklilik ödentileri, yetmeyen sağlık hiz- metleri.. elealınırdı. "Vurun abalıya" örneği, işçınin zaten anlamını yitirmiş, ye- tersiz emeklilik hakkı da böyle kolayca gasp edilmezdi. Bayram Meral'den açıklama: 29 kasım günü yayımlanan "Yüzsüzlük" başlıklı yazıya Türk-iş Başkanı Bayram Meral'den bir açıklama geldi. Be- nim "her zamanki Türk-lş düşmanı!" tavnmla gerçekleri çarptırdığım öne sürülen açıklamada, sözleşme farkları ko- nusunda yazdıklarımın gerçeklerden uzak olduğu savunu- luyor. Türk-lş'in hükümetle bir anlaşma imzalamadığı, is- teyen işçi ve sendika için alacağını faızi ile birlikte alma ko- nusunda dava yolunun açık bulunduğu belirtiliyor. Ancak mahkemelerin ne zaman karar vereceklerinin belli olmadı- ğı anımsatılıyor. Bayram Meral'in açıklamasında daha sonra bütçe yasa tasarısı ile gasp edilmek istenen işçi haklarına karşı Türk- lş'in, hükümeti kararından döndürecek etkili bir mücadele verdiği anlatılıyor. Özetle şu görüşlere yer veriliyor: "Şükran Soner'/n hoşuna gitmiyor, ama işçiler Türk- iş 'e güveniyor. Türk-lş 'ın bir çağrısıyla ve 2.5 günlük bir ça- lışmayla 100 bin işçi ve memur Ankara'da Amtkabriziya- ret etmış, TBMM'ye 100 metreye yaklaşıncaya kadar yü- rümüş ve Türkiye tarihinde ilk defa bir tasarıdaki istekleh- nı yerine getirmiştir. Bız bundan gurur duyuyoruz ve bu ey- lemimize katılan sendikalarımızın ve diğer demokratik ku- ruluşların yöneticilerine, üyelerimize, halkımıza teşekkür- lerirnizi ve saygılarımızı sunuyoruz." Doğalgaz için Iran da gündemde ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Rusva Federasyonu'nun. Ukravna üzennden. aralarında Türkiye'nin de bulunduğu Avru- pa ülkelerine sattığı doğalgazda kesintiler mevdana gelmesi üze- rine, Boru Hatlan ile Petrol Taşı- ma AŞ (BOTAŞ), yeni seçenek arayışına gırdı. BÖTAŞ Genel Müdürü Havrettin L'zun. Türk- menistan'ın yanı sıra Irandan do- ğalgaz alabiİeeeklenni sövledi. Rusya Federasyonu'nun Anka- ra Büyükelçtlığf nce dün konuy- la ilgili yapılan açıklamada. do- ğalgaz satışının normal olarak sürdüğü belırtılerek. kesıntilenn l krayna tarafından vapıldığı bil- dınldı. Açıklamada. Ukrayna'nın yeniden kesınti yapabıleceği en- dışesi dedılegetirildı. Rusva Federasyonu-L'krav na- Bulgarıstan volunu izleyerek Tür- kiye'ye ulaşan "Sojuz" hartında Ukravna tarafından kesinti yapıl- ması üzerine başlayan dogalgaz sıkıntısı dün sona erdi. Ukray- na'nın boru hattından gaz çekme- sı sonucu ıkı gün önce "sıfir" noktasına inen gaz akışı yeniden eskı miktarına yakın bir düzeye ulaştı. Rusya Federasyonu'nun. borcunu ödememesi nedeniyle gazını kestiğı L'krayna'ya Türk- menıstan'ın da benzer bir yap- tınmda bulunduğu öğrenildi. Gençler Bu ülkenin geleceği sizsiniz. VakıfBank Finans Market sizi geleceğin finans dünyasına bekliyor! VakıfBonk21. Yüzyıl Bankacılığı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle