28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ARALIK1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Parah AnadoluBselerine 'evet'MEB'nin Anadolu liselerinin parah yapılmasına ilişkin yönetmeliğine Maliye Bakanlığı 'olur' verdi •Yönetmeliğın yürürlüğe girmesi durumunda: Anadolu liseleri ve Anadolu imam-hatip liseleri 6.4 milyon, Anadolu teknik liseleri 6.8 milyon, Anadolu meslek liseleri de 7.3 milyon lira olacak. EMİNEKAPLAN ANKARA - Onaögretim kurumlannda paralı eğitime ilk adım atıldı. Maliye Bakanlığı, Anado- lu liselerinin paralı yapılmasına ilişkin "Anadolu Liseleri Öğrenci tcrederi Tespit, Tahsfl ve Sarfi YönetmeMği"ne olumlu görüş verdi. Sayıştay'ın görüşüne sunulan yönetmeliğın yürürlüğe girme- si durumunda, Anadolu liselerinin ücretleri 6-7 milyon lira arasında değişecek. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan üst düzey bir yet- kili, Anadolu liselerinden sonra zorunlu eğitim dı- şındaki bütün ortaöğretim kurumlannın paralı ya- pılacağını söyledi. Sayıştay'ın görüşüne sunuldu Okullarda "egrtime katkı payT uygulamasıyla "Eğrtim paralı haJe mi gerhiliyor" eleştirılenne. Mılli Eğitim Bakanı Nevzat Âyaz'ın "Kesinlikle öyle bir şe> düşünülmüyor. Anadolu liseleri yönet- meliği de önceki bakanlardöneminde hazuianmış. Onun da Maliye'den çıkacağını sanmıyorum" söz- lerine karşın, Maliye Bakanlığı, paralı Anadolu li- selenne "evet" dedi. *Anadolu Liseleri Öğrenci Ücretleri Tespit, Tah- sil ve Sarfi V önetmeliği", Sayıştay'ın görüşüne su- nuldu. Sayıştay'ın da olumlu görüş vermesi duru- munda yönetmelık, Millı Eğitim Bakanı'nın ona- yıyla yürürlüğe girecek. Öğrenci ve veliler tepki gösteriyor Din dersine imam giriyor ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Dıkmen Lisesi'nde boş geçen dın kültürû ve ahlak bilgisi derslerine, Dıkmen Merkez Camii imamı Cafer Seferoğlu'nun girmesi, veü ve öğrencilerin tepkısine yol açarken Milli Eğitim Bakanlığı'nın Öğretmenler ve Yöneticilerin Ücretli Ders Saatlerine İlişkin Yönetmeliği üzerindeki tartışmalan yeniden alevlendirdı. Okullarda ögretmen yetersizliği nedeniyle boş geçen feîsefe ye sosyoloji derslerine, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenler ve Yöneticilerin Ucretli Ders Saatlerine İlişkin Yönetmelik'ten yararlanılarak ilahiyat fakültesi kökenli kişilerin sokulmasınm ardından, Dikmen Lisesi'nde de din kültürü ve ahlak bilgisi dersine Dikmen Merkez Camii imamı girmeye başladı. Söz konusu yönetmelik uyannca branş öğretmenlerinın bulunmaması durumunda din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine, kamu kurum ve kuruluşlannda görevlı veya serbest çalışan ilahiyat fakültesi, Islami ilimler fakültesi ve yüksek islam enstitüsü mezunlannın girmesine olanak tanınıyor. Çankaya Ilçe Mılli Eğitim Müdürü Ferhat Yümaztürk, Cumburiyet'e yaptığı açıklamada, Cafer Seferoğlu'nun Marmara İlahiyat Fakültesi mezunu ve öğretmenlik formasyonu olduğu için derslere gırmesinin uygun olduğunu söyledi. Öğrenci ve veliler ise bir cami imamının derslere girmesine tepki göstererek "Hangj formasyonu alırsa alsın ya da hangj okuldan mezun olursa olsun, bir cami imamuıuı ortaöğretim kurumlannda derslere girmesini uygun bulmuyoruz" dediler. Eğit-Sen Ankara Şubesi Baskanı Kemal ÜnaJ. 12 Eylül'den sonra eğitimin sistemli olarak gericileştirildiğini ve buna yönelik mevzuatın arttınldığını ileri sürerek, "Bu tür uygulamalar ve mevzuatlana medrese eğitimine zemin hazırlanıyor" dıye konuştu. Ünal, ağırlıklı olarak din öğretmenlerinin yönetıcılığe getırildığıne dıkkat çekerek, "Böyle oldukça doğal olarak din dersi verecek boca bulamazİar ve çarpık uygulamalara gklerter" dedi. Yönetmelik uyannca, Anadolu lisesi öğrencile- rinden Millı Eğitim Bakanlığı'na bağlı Anadolu liseleri pansıyon ücretinin yansı kadar yıllık para alınması öngörülüyor. 1995 yılı pansiyon ücretle- rine göre Anadolu lisesi ve Anadolu imam-hatip liseleri 6 milyon 400 bin, Anadolu teknik liseleri 6 milyon 800 bin ve Anadolu meslek liseleri de 7 milyon lira olacak. Ücretler, her dönemde derslerin başladığı tanh- ten itibaren 15 gün içinde öğrenci velilerinden makbuz karşıhğında alınacak. Bakanlığa bağlı resmi okullar ile merkez ve taş- ra örgütünde kadrolu olarak görev yapan veya emekli olanlar ile ölen tüm personelin çocuklan- na yüzde 50 indirim yapılacak. Yûzde eüi indirim Herhangi bir kuruluşta görevli olmasına karşın maddi olanaklannın ücret ödemeye yetersiz oldu- ğunu beyan edenler, aylık net gelıri Anadolu lise- si pansiyon ücretlerini geçmeyen velilerin çocuk- lan ile yetiştirme yurtlanndan gelen çocuklar, Anadolu liselerinde ücretsiz okuyacaklar. Anado- lu liselerinde birden fazla kardeşin aynı ders yı- lında öğrenim görmesi durumunda ise bırisi ücre- te tabi tutulurken diğer kardeşlerin ücretinde yüz- de 50 indirim yapılacak. Yönetmelikte, okul ücretlerinin yüzde 50'sinin okullarda oluşturulacak komisyon karanyla, her türlü eğitim aracı ve iaboratuvar malzemelerinin sağlanması; okulun su, elektrik, yakıt ve benzeri gibi gereksinimlerinin giderilmesi, acıl olarak ge- reksinim duyulan küçük onanmı ile dersliklerin sağlanması ile kırtasiye ve acil demirbaş ahmın- da kullanılması öngörülüyor. Sıra diğer okullarda Milli Eğitim Bakanlığı'ndan üst düzey bir yet- kili, Anadolu liselerinin paralı duruma getirilme- sinin ardından, 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlı- ğı Teşkilat Yasası'nın 59. maddesindekı "Hertür- dekiAnadolu liseleri" ıfadesin ın, "Her türdeki or- taöğretim kurumlannda" biçiminde değiştiril- mesi için yasal düzenlemelere gidileceğini söy- ledi. Yargının durdurduğu Boğaziçi planlannı belediye ve inşaatçılar 'birlikte' savunuyor: Yağma planlannda kutsal ittifak OKTAY EKİNCİ Bugüne dek 4 binden fazla kaçak in- şaatı yıktıklan gerekçesiyle işadamı Kahraman Sadıkoğlu'nun söz verdiği helıkopten "bağış olarak" alan tstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi, Boğa- ziçi bölgesıne hukuk dışı yapılaşma ge- tirdiğı için yargı tarafından durdurulan ımar planlanna sahıp çıkıyor. 1988'de Bedreftin Dalan tarafından yürürlüğe so- kulan ve Mımarlar Odası'nın açtığı ıp- tal davasıyla yıllar süren bir yargılama sürecinden sonra hakkında yürütmeyi durdurma kararlan verilen imarplanını "savunmak" üzere bazı inşaat şirketleri de beledıyenin yanında aynı davaya "müdahil" olarak katılıyorlar. Bu konuda hem inşaat şirketlerince hem de Büyükşehir Belediyesi'nce yü- rütmeyi durdurma karanna yapılan iti- razlar istanbukBölge ldare Mahkeme- si'nin 2.11.1994 tarihli karanyla redde- dildı. Mahkemenin bu son karannda, be- lediye ve diğer müdahillerin sahip çık- tıklan planlann uygulanması halinde "telafisi güç veya imkansız zaraıiar do- Lstanbul'un Beşiktaş, Sanyer, Beykoz ve Üsküdar ilçelerinde milyonlarca metrekarelik hukuk dışı imar olanağı sağlayan Dalan dönemine ait Boğaziçi planlan yargı taranndan durdurulurken, Büyükşehir Belediyesi ve bazı mşaat firmalannın yargı karanna vaptıklan itirazlar da Bölge ldare Mahkemesi'nce reddedildi. ğacağı" bir kez daha vurgulanıyor. 22 Ekim 1994 Cumartesi gecesi atvte- levızyon kanalında canlı olarak yayım- lanan Ali Kırca'nın yönettiği "Siyaset Meydam" adlı programı izleyenler anımsayacaktır Tartışmalar sırasında "yeni beledi> r e yönetiminin Boğaziçi'ni yağmaya açan ve bu nedenie yargı yoluyla durdurulan eski planlan savunduğu" şeklindeki açıklamamıza başkan Recep Tayyip Er- doğan karşı çıkmış ve bunun gerçek dı- şı olduğunu belirterek tribünde oturan belediye avukatından açıklama istemiş- ti. Başkanın bu tavn üzerine söz alan hu- kuk müşaviri ise "ellerinde yüzlerce da- va dosyası oJduğunu". bu nedenie konu- yu anımsayamadığını, ancak inceleye- ceğini belirtmişti. Aynı tartışmada yine tarafimızdan yöneltilen "Eğeryağmaya karşıysanız. davadan çekilin ve bu plan- lan savunmayın" bıçımındekı önenmiz ise beledıyenin tutumunu gösteren bel- geler o gece yanımızda olmadığından yanıtsız bırakılmış, tartışma belirsizlik içinde kapanmıştı. Ne var ki bir yandan milyonlarca in- san televizyonlan başında belediye avu- katının "davayı anımsamadığınr dinler- ken öbür yandan yine aynı davaya ait be- lediyenin itiraz dilekçesi, belki de aynı günîerde tdare Mahkemesi'ne resmen verilmişti bile. Istanbul Büyükşehir Be- ", "Mass Kablo Sa-Tk. Turizm İnş. AŞ nayi AŞ"ve "Mesan İnşaat Taahhüt ve Yannm AŞ" adlı fırmalann da itırazla- nnı yerinde bulmadı ve reddetti. Mahkemenin ret karannda, dava ko- nusu planlarla ilgili idari işlemlerin "açıkça hukuka aykın oMuğu" da yine- lendi ve bu şırketlenn sa\unduklan imar haklan geçerli bulunmadı. Yağma planı 1988 yılında Bedrettin Dalan" ın sıpa- rışi üzenne STFA firmasınca yapılan 1 /5000 ölçekli Boğaziçi geri görünüm ve Etkilenme Bölgeleri İmar Planı, Beşik- taş, Sanyer, Beykozve Üsküdar ilçelerin- de milyonlarca metrekare araziyi daha önce yeşil alanken imara açıyor ve yine milyonlarca metrekarelik ilave inşaat yo- ğunluklan getiriyor. Mimarlar Odası'nca açılan dava süre- cihde gerek Boğaziçi ve Koruma yasa- lanna, gerekse şehircilik ilkelerine ve kamu yaranna aykın bulunduğu için durdurma karan verilen imar planlan hakkında bılirkişi raporu örneğin şu sap- tamalan yapıyor: - Konut amacıyla imara açılan alanlar edrettin Dalan tarafından yürürlüğe sokulan ve Mimarlar Odası'nın açtığı iptal davasıyla yıllar süren oir yargılama sürecinden sonra hakkında yürütmeyi durdurma kararlan venlen imar planını "sayunmak" üzere bazı inşaat şirketleri de belediyenin yanında aynı davaya "müdahil" olarak katılıyorlar. toplamı 935,65 hektar ve bu yolla yara- tılan yeni inşaat alanı toplam 4.373.600 m 2 . - Imarhakkı yoğunluğu artrınlan alan toplamı 236^0 hektar ve bu yolla yara- tılan ilave inşaat alanı toplamı 804.600 m 2 . - Yoğunluğu arttınlan iş merkezi ala- nı toplamı 127135 hektarve böylece ek- lenen yeni inşaat alanı toplamı ise Boğaziçi sadece kaçak yapüaşmayla değil, hukuka aykın planlarla da yağma- lanryor. Yargı karanyla durdurulan bu planlan ise yeni Büyükşehir Belediye yönetimi mahkemelerde savunuyor. lediyesi Başkanvekili Av. Fatma Uzun imzasıyla mahkemeye sunulan 82/552 dosya nolu dilekçede, tstanbul I. nolu ldare Mahkemesi'nin 1988 onaylı Boğa- ziçi tmar Planlan hakkında verdiği 23.9.1994 tarihli yürütmeyi durdurma karannın kaldınlması isteniyor, bunun için Bölge ldare Mahkemesi'ne de itiraz ediliyordu. Şirkeder de devrede Büyükşehir Belediyesi'nin Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki yenı yönetiminin yanı sıra yine aynı tarihler- de kimi inşaat şirketleri de idari yargının imar planlannı durdurma karanna itiraz ettiler. Davaya beledıyenin yanında "müdahil"olarak katılan ve 1988 onay- lı planlarla arazilerine hukuk dışı imar haklan eldeedereközellikle Sanyerböl- gesindeki ormanlık alanlarda inşaatçıhk ve arsa komisyonculuğu yapan bu şirket- ler, yargıya ışık tutan bılirkişi raporlan- nın eksik ve yanlış olduğunu ileri sürdü- ler. Ne var ki Istanbul Bölge ldare Mah- kemesi, 2.11.1994 gün ve 1994/1241 no- lu karannda, Istanbul Büyükşehir Bele- diye Başkanlığf nın yanı sıra "müdahil- ler olarak" dilekçe veren "Ak-Çağ Dış Bütün bu yeni imar haklan, aynı anda "SİT alanı" olan Boğaziçi bölgesınde on binlerce döniim koruma alanının yağ- malanarak betonlaşması ve "trilyonlar- ca liralık" bir rantın da haksız kazanç olarak bu hukuk dışı yağmadan elde edilmesi anlamına geliyor. Böylesi bir imar plaıunın mahkemece durdurulmasına karşı kimi inşaat ve ar- sa şirketlerinin itirazlan ise "anlaşdabi- Kr" olmakla birlikte, yeni belediye yö- netiminin de "aynıitirazcephesinde" yer alması kolay açıklanabilecek bir durum değil. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan hemen her konuşmasında, önceki dönemlerin yanhşlanna engel olacaklannı ve ancak doğru kararlan sürdüreceklerini söylü- yor. Oysa Boğaziçi planlan davasındaki son gelişmeler, bunun tam tersi bir tutu- mun izlendiğini ve "adil düzenin" imar polıtikasında da "yağma düzeninin" yine etkin olduğunu belgelıyor... Memur sendikaları yasa tasarısı sürüncemede •TBMM'de anayasa engeline takıian tasan, 7 aydır Adalet Komisyonu'nu aşamadı GÜNEŞGÜRSON ANKARA - TBMM gündemine 7 ay önce gelen ve kamu çalışanlanna grev- toplusözleşme haklannın verilmesini ön- gören memur sendikalan yasa tasansı, anayasa ve komisyon engellerini aşamı- yor. ANAP-DYPittifakıyla 1 ayönceana- yasaya aykın bulunan tasan, hâlâ Adalet Komisyonu'nun gündemine alınmadı. Önceki gün tamamlanan Anayasa Komis- yonu raporunda, 8 DYP-ANAP milletve- kili grev-toplusözleşme hakkını anayasa- ya aykın olarak nitelendirirken, SHP- DYP-RP'li 5 milletvekili karşı görüş bil- dirdi. 2 DYP'li milletvekilinin çekimser oldukJannı kaydettikleri raponı, DYP-RP ve ANAP'lı 8 milletvekili imzalamadı. TBMM Başkanlığı tarafından mayıs ayında Adalet Komisyonu'na gönderilen tasan, 7 aydır bu komisyonun gündemin- de ele ahnamadı. 4 Mayıs 1994 tarihinde Adalet Komisyonu'ndan Anayasa Komis- yonu'na "anayasaya uygunluk konusunda görüş alınmak üzere" gönderilen tasan, 11 mayısta bir ait komisyona ıncelenmek üzere verildı. 5 ay sonra yeni bir yasa tasansı hazır- layan ait komisyon, raporunu ekım ayın- da Anayasa Komisyonu'na sundu. Tasan, ilgili kesimlerden temsilcilerin görüşlerini alan komisyonda, ANAP-DYP ittifakıyla anayasaya aykın bulundu. Grev ve toplusözleşme haklannın kamu çalı- şanlanna verilmesmi anayasa'nın 52-53- 54 ve 128. maddelerine aykın bulan ko- misyonda "kamu personeİi meslek örgüt- leri"kurulabıleceğı görüşü benımsendi. 27 ekımde oylanan tasanya ilişkin komis- yon raporu, 1 Aralık 1994 tarihinde ta- mamlanarak, Adalet Komisyonu'na gön- derildi. Grev-toplusözleşme haklannı anayasa- ya aykın bulan Anayasa Komisyonu rapo- runda, DYP'li Anayasa Komisyonu Baş- kanı Şerif Ercan, DYP Istanbul Milletve- kili ve komisyon sözcüsü Coşkun Kırca. DYP Kınkkale Milletvekili Sadık Avun- dukluoğlu. DYP Kastamonu Milletvekili Müniffslamoğlu. DYP Nevşehir Milletve- kili Osman Seyfl ANAP Ankara Millet- vekili Vehbi Dinçerler, ANAP Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ile ANAP Konya Milletvekili MehmetKece- cüer grev-toplusözleşme haklannın ana- yasaya aykın olduğu görüşünü dile getır- diler. Adalet Komisyonu'na gönderilen raporda, memura "sendika degiL kamu göreylisi örgütü" kurma hakkının veril- mesi öngörüldü. Faaliyetleri izlenecek Kvıraıı kursları bakanlık bünyesînde •Milli Eğitim Bakanlığı, 'yaygın eğitim koordinasyon ve işbirliği yasa tasansı' hazırladı. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın da aralannda bulunduğu 22 kurum ve kuruluşun temsil edileceği yaygın eğitim koordinasyon kunılunun başkanhğını Milli Eğitim Bakanı yapacak. EMtNEKAPLAN " ANKARA - Kuran kurslan başta olmak üzere, 14 bakanlık ve 200 kurumca bağımsız olarak yürütülen yaygın eğitim kurslan Milli Eğitim Bakanlığı bünye- sînde toplanacak. Mılli Eğitim Bakanlığı. 15 yıl- dır yasalaşmayan "yayguı eğitim koordinasyon ve işbirliği yasa tas- lağı"nı yeniden düzenleverek il- gili kuruluşlann görüşüne sun- du. Taslakta, Türk Silahlı Kuv- vetleri dışında. bakanlıklar ile resmi, özel, özerk ve gönüllü ku- ruluşlarca yürütülen yaygın eği- tim etkinliklerinin izlenmesi ve koordinasyon sağlanması ama- cıyla Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde, il ve ilçelerde "ya>- guı eğitim koordinasyon kurullâ- n" oluşturulması öngörülüyor. Kunılda yer alanlar Milli Eğitim Bakanı'nın baş- kanhğını yürüteceği "yayguı eği- tim merkez koordinasyon ve iş- birliği kurulu"nda; yaygın eği- tim yapan bakanlıklann müste- şarlan ve genel müdürleri, Içış- leri Bakanlığı Müsteşan, Diya- net Işleri Başkanı, DPT Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Ge- nel Müdürü, YÖK ve TÜBİTAK üyeleri, Devlet Personel Başka- nı, TRT Eğitim Dairesi Başkanı, UNESCO Türkiye Milli Komis- yonu üyesi, Milli Eğitim Bakan- lığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ile Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürü, Vakıflar Genel Müdürü, eğitim sendika- lannm başkanlan, işçi ve işve- ren konfederasyonlannın baş- kanlan, Türkiye Esnaf ve Sanat- karlar Konfederasyonu eğitim- den sorumlu genel başkanı, TOBB Başkanı, Türkiye Ziraat Odalan Birlıği Başkanı, Türkiye Bankalar Bırliği Genel Sekrete- ri, tş ve İşçi Bulma Kurumu Ge- nel Müdürü, Turizm ve Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı yer alacak. Taslağın yasalaşması duru- munda, her yılın eylül ayında Milli Eğitim Bakanı'nın çağnsı üzerine olağan genel toplantısı- nı yapacak olan kurul, kurslarla ilgili raporlan değerlendirerek, yenı öğretim yılına ilişkin plan ve programlar düzenleyecek. Kurul, eğitim-üretim ilişkisini ulusal yararlar doğrultusunda düzenleyerek önlemler alacak ve yaygın eğitim yoluyla yetişkinle- rin iş ve mesleklerinde sürekli gelişme, yeni teknolojik geliş- meleri izlemeleri ve ekonomiye katkıda bulunmalannı özendiri- ci çalışmalar yapacak. tl ve ilçelerde oluşturulacak kurullann sorumluluğu vali ve kaymakamlara verilecek. Bu ku- rullar, merkez kurulunda alınan kararlann sistem bütünlüğü için- de il, ilçe ve köy düzeyinde uy- gulanmak üzere koordinasyon ve işbirlığini sağlayacak. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ SHP'den Beklenen Kamuoyu araştırmalanna ister inanırsınız, ister inanmaz- sınız. Bu sizin bileceğiniz şey. Ama bu araştırma sonuçla- nnın hiçbir "kıymet-i harbiyesi" olmadığını kimse söyleye- mez. Hele bazı araştırma şirketlerinin sonuçlarının gerçek- leşme oranı, doğrusu Batı standartlannın üzerinde. (Rek- lam olmasın diye isimlerini vermiyorum, Erhan kusura bak- masın). Son zamanlarda yapılan kamuoyu araştırrnalarının he- men tümünde görüfen ortak nokta, SHP'nin oylannın yüz- de 10 civannda olması ve "solda en çok oy alan parti" un- van ve özelliğini DSP'ye kaptırmış olması. öyle sanıyorum ki; bu durum da, yadsınması mümkün olmayan bir gerçek olarak karşımızda duruyor. DSP'nin böylesine güçlenmesini, sadece SHP'den DSP'ye kayan oylaria açıklamak mümkün değildir. Ancak benim bugün ele almak istediğim husus, DSP'nin nasıl bu kadar güçlendiği değil, SHP'nin nasıl bu kadar zayrfladı- &»• Iktidarda olmanın bir siyasal partiyi yıprattığı çok açık- tır. Hele Türkiye gibi, sayısız iç, dış ve ekonomik sorunu olan bir ülkede iktidar olmak, tek kelime ile "ateşten göm- lek" giymektir. Bu bakımdan iktidar olma uğruna, belli bir oranda yıpranmayı da göze almak gerekir. Ama acaba bu- nun sının nedir? Iktidarda olmanın "avantajıyla", bunun ge- tireceği yıpranmanın "dezavantajının "denge noktası nere- sidir? Siyasal partilerin amacı iktidar olmaktır. Ama tek başı- na, ama bir koalisyonun üyesi olarak. Ve bu nedenie do- ğal olarak tüm siyasal partilerin temel hedefi, inanç ve dü- şüncelerini iktidara taşımaktır. Halktan "yetkiisterken" bu inanç ve düşüncelenni dile getirirler. Eğer inandıncı olur- larsa ve seçmenlerin oylannı alabilirlerse; iktidar, ya da ik- tidann ortağı olurlar. 1991 Genel Seçımleri sonrasında SHP-DYP koalisyo- nunu içtenlikle destekledim. Bu koalisyonun sağ ve solda "en çok oy alan " iki partinin oluşturduğu bir koalisyon ol- ması açısından, bir tür "ulusal koalisyon "olarak değerlen- dirilmesinin yapılması gereğinı savundum. Her iki partinin üyeleri, seçim alanlarında "12 Eylül'ün yaralannın sanlma- sından" söz ediyorlardı. Bu söylemleriyle halktan oy top- lamışlardı. Hesapsoracaklardı. Değışimi gerçekleştirecek- lerdi. Ama hiçbir şey beklendiği gibi olmadı. DYP ve SHP'nin kendilerıne çok umut bağlanan liderleri, işin ko- layına kaçmayı yeğlediler. Ve koalisyonun DYP kanadı, söylediklerini olmasa bile, kendisine oy veren tabanın bek- lentilerine kısmen uygun bir siyaset uygularken, SHP git- gide kendı tabanının umut ve beklentilerinden uzaklaştı. Iktidarın ortağı değil, DYP iktidarının "payandas/"durumu- na geldi. Biraz yukarda da vurguladım. Elbette siyasal partilerin temel amacı iktidar olmaktır. Ama bunun da bir sının var- dır. Eğer bellı bir yönetici kliğın, ya da bir dönem için se- çilmiş bir milletvekili grubunun "siyasal ıkballeh" uğruna bir partı erime noktasına geliyorsa, orada durmak gerekir. "İktidar olma" kavramının kapsamı, belli bir seçim döne- mi ile kısıtlı değildir. İktidar olmak demek, düşüncelenni toplumda egemen kılmak demektir. Eğer bu noktanın çok uzağına düşülmüşse, o zaman durup düşünmek, "biz ne yapıyonız?" demek gerekir. Mümtaz Soysal Hoca'nın dışışlen bakanlığına gelme- sini, "ihtiyatlı" birumutlakarşılamıştım. Allahtan ihtiyatlı ol- muşum. Zira işler bir noktaya geldi ve tıkandı. Hocanın il- ketefinden ödün vermeyeceğine emindim, ama SHP'nin, ya da üst yönetiminin tutumunun ne olacağı konusunda endişelerim vardı. Zaman beni haklı çıkardı. Ne kolay unutuyor insanlar. SHP üst yönetimindeki ar- kadaşlann koalisyondaki varlıklannın temel gerekçesi, me- murlara "sözleşmeli sendikal haklann" venlmesı idi. Bu- nun yüzlerce örneğıni gösterebilırim. Ama bu unutuldu. Şimdiki gerekçe, kuşa dönmüş bir demokratıkleşme pa- keti. Ve bunun da çıkmayacağını herkes biliyor. Zaten de- mokrasinin tüm kural ve kurumlanyla işlediği bir ortamda, günümüzdekı ekonomik politikalan uygulamak mümkün mü? Kim, kimi aldatıyor? Ve "değişım" bekleyen.SHP seçmeni, gerçekten birde- ğişim yaşadı ama, bu değişim tam aksi yönde oldu. öz- gürlüklerin önündeki engeller kaldmlacak umudu içindey- ken, yeni kısıtlamalar geldi. Gelir paylaşımı daha da kötü- ye gitti. "Acı reçeteler" içen gene onlar oldu. Ve elbette farklı arayışlara girdiler. SHP, eğer kitlelerin umudu olmayı bekliyorsa, eğer zor- daki insanlara bir şeyler vermek istiyorsa, bu hükümete pa- yanda olmaktan hemen vazgeçmelidir. Zaten Sayın Baş- bakan da bunu kendilerinin yapacağını defalarca dile ge- tirmişlerdir: "Belkiyann, belkiyanndan dayakın"... Aslında günümüz siyasal yapısı içinde SHP DYP'ye de- ğil, DYP, SHP'ye muhtaçtır. Ama SHP üst yönetimi öyle- sine bir "teslimiyet" içindedir ki, bunu görmemektedir, bel- ki de inanamamaktadır. Sanıyorum bu hükümetin sonu görünmüştür. Sayın Ka- rayalçın ve bir grup arkadaşı bu hükümet içinde kalabi- lirler ve bu hükümeti bağımsız olarak dışardan destekle- yebılirier. Böyle bir hükümet "azınlık hükümeti'' olur ama, karşılannda bir çoğunluk oluşturmak da çok zordur. Ve böylece SHP, bu hükümetin uygulamalarını bir kambur gi- bi sırtında taşımaktan kurtulur. Kararlan kim veriyorsa, sorumluluğunu da o taşımalıdır. İçinde çok değerli insanlar banndıran SHP örgütlerinın bu uygulamalarda sorumluluğu yoktur. Tek kusur ve sorum- luluklan kurultayda "medya rüzgânna" kapılmalandır. Doğ- rusu bu da az sorumluluk değil ama... 50 BİN ÇALIŞANI KAPSAYACAK Başkent^te memur kurultayı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yasal statüleri ana- yasa engelini henüz aşamayan kamu çalışanlan, mücadele sü- reçlerinı, alanlardan kurultayla- ra taşımaya hazırlanıyorlar. 50 bin kamu çalışanı, önümüzdeki haftadüzenleyeceklen l.Bölge- sel Kamu Çalışanlan Kurultayı- ile başkentte kamuoyufta sesle- rini duyuracaklar. Ankara'nın yanı sıra, Aksa- ray, Kınkkale, Konya, Bolu, Karaman. Niğde ve Çankın'da- ki 20 sendikaya üye 50 bin ka- mu çalışanını kapsayacak ku- rultay, 5 aralık pazartesi günü sendikalann Ankara şube yöne- tim kurullannın katılacağı basın toplantısıyla başlayacak. Harb-lş Sendikası Genel Merkezi Toplantı Salonu'nda, 6 aralık salı günü saat 13.00'te "5 Nisan tstikrar Pakeri ve 1995 Bütçesi" konulu panel yapıia- cak. Panele konuşmacı olarak. SBF öğretim üyesi Prof. Dr. Korkut Boratav, SBF öğretim üyesi Doç. Dr. Tülin Öngen. Tüm Malıye-Sen adına Coat Han. Türk Harb-lş Sendikası Genel Başkanı tzzet Çetin ile Türk Mimar ve Mühendis Oda- lan Birliği (TMMOB) KİT Ko- misyonu temsılcısi katılacaklar. 8 aralık perşembe günü aynı yer ve saatte yapılacak olan pa- nelde, "Kamu Çalışanlan Mü- cadelesi ve Konfederasyonlaş- raa" konusu ele alınacak. Pa- nelde Yeraltı Maden-lş Sendi- kası Genel Başkanı Çetin Uv- gur, araştırmacı-uzman Seyfi Ongider, Kamu Çalışanlan Konfederasyon Kurulu Sözcüsü ve Tüm Bel-Sen Genel Başka- nı Vrçdan Baykara. SBF öğre- tim üyesi Mehmet Beşeli birer konuşma yapacaklar. 10-11-12 aralık tanhlerinde Devlet Su tşleri Genel Müdür- lüğü (DSİ) Konferans Salo- nu'nda gerçekJeşecek olan ku- rultayda, "5 Nisan tstikrar Pa- ketinin Sonuçları-1995 Bütçesi ve Demokratikleşme Önündeki Engeller" tartışılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle