Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 ARALIK 1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yılmazlar yakın
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -D YP Genel Başkan
Yardımcısı ve Kütahya
Milletvekili İsmail
Karakuyu, siyasi parti
liderleri ve yakınlannın mal
varhğını araşürmakla görevli
TBMM Komisyonu'nun,
ANAPGenel Başkanı Mesut
Yılmaz ve kardeşi Turgut
Yılmaz'ın, ailelerinden kalan
mirasın veraset ve intikal
beyannameleri ile yurtdışı
faaliyetlerini incelemesini
istedi. Karakuyu, komisyona
yaptığı yaalı başvuruda,
Yılmaz kardeşlerin mal
bildirimlerinde. yasal mirasçı
olmamalanna karşm,
veraseten gelen mallarda
eşlerine pay sahibi görünümü
verdikleri yolunda savlar
bulunduğu ıçin ailelerinden
kalan mallara ilişkin veraset
ve intikal vergisi
beyannamesinin incelenmesi
isteminde bulundu.
Sendikalara söz
hakkı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Mılli Eğıtım Bakanı
Nevzat Ayaz, bakanlık
bünyesinde bulunan
Çıraklık, Mesleki ve Teknik
Eğitimi Geliştirme ve
Yaygınlaştırma Fonu
yönetimine. sendika ve esnaf
odalan birliklerinin
1
temsilcilerinin de katılmasını
sağlayacaklannı söyledi.
Taslakta. ilgili fon
yönetiminde, Türkiye Esnaf
ve Sanatkârlar
Konfederasyonu (TESK),
Türkiye İşçi Sendikalan
Konfederasyonu (TİSK).
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği(TOBB)veTürk-İş
Sendikası temsilcilerinin de
yer alması öngörülüyor.
Sağlar'a TJÖIÜCÜ'
suçlaması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYPGrup
Başkanvekili Nevzat Ercan,'
demokrasiye inancı
olmadığını ileri sürdüğü SHP
içel Milletvekili Fikri
Sağlar'ı 'bölücü hareketlere
destek vermekle' suçladı.
DYP grup başkanvekılleri
Ercan ile Turhan Tayan, dün
TBMM'de bir basın
toplantısı düzenlediler.
Ercan, koalisyon
protokölünde yer alan
demokratikleşme-paketinin
gerçekleşmesi için
çabalannın sürdüğünü
belirtti
Bütçe Yasası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP yönetimi,
yasalarla yapılması gereken
düzenlemeler konusunda
Maliye Bakanlıgı ve
hükümete yetki verdiği
gerekçesiyle Bütçe
Yasası'nın bazı maddelerinin
iptal edilmesi için Anayasa
Mahkemesi'ne başvuracak.
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Ekrem
Pakdemirli, dün yapılan
genişletilmiş Başkan]ık
Divanı toplantısının
ardından, Bütçe Yasası'nın
14 maddesinin tamamının, 6
maddesinin de bazı
bölümlerinin iptalini istemek
amacıyla gerekli olan 90
imzayı toplamaya
başladıklannı açıkladi
Talip Doğan
tutuklanmayacak
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türkiye,
Almanya'nın Bavyeraeyaleti
tarafından önceki gün iade
edilen Talip Doğan'm
Türkiye'de bir suç işlememesi
durumunda
tutuklanmayacağını bildirdi.
Dışişleri Bakanlıgı Sözcüsü
Ferhat Ataman dün
düzenlediği haftalık basın
toplantısında konuyla ilgili
bir soru üzerine,
Almanya'nın Türkiye'ye
iade ettiği kişinin Alman
; yasalannı çiğnemek ve PKK
eylemlerine kanşmaktan
• tutuklanrruş olduğunu
i belirterek, "Kendisi
', Türkiye'deki yasalara göre
; ülke içinde bir suç işlemezse
{tabiatıyla herhangi bir
' tutuklama da gerçekleşmez"
idedi.
MEB burstam
' • ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Milli Eğitim
Bakanlığı'nın(MEB).
öğretmen ve eğitim uzmanı
yetiştiren yükseköğretim
öğrencilerine mecburi hizmet
karşılığı verdiği burs miktan,
1 ocaktan itibaren 1 milyon
300 bin liraya yükseltildi.
Resmi Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlanan
Bakanlar Kurulu karanna
göre MEB adına mecburi
hizmet, ön lisans, lisans ve
yüksek lisans yapmaya hak
kazananlara 1 ocaktan
itibaren ayda 1 milyon 300
bin lira burs verilecek.
Ankara Barosu Başkanı, karann hukukun katli anlamma geldiğini söyledi
Hııkıık DGM'den rahatsız•Ankara Barosu Başkanı Tuncay Alemdaroğlu,
DGM'nm bu karannı beğenmeyenlerin istedıkleri
şekilde davranmalannın haklı hale geldiğini
söyledi. Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı
Saruhan da, "Tahrik anında olur. Anında
olmamışsa, planlı suç üzerinde durulmalıdır" dedi.
sin'in tahriki olduğu gerekçesiy-
le indirım yapan DGM'nın kara-
nnı değerlendiren hukukçular,
"davada, hukukun yanlış uygu-
landığınr sa\undular.
Sıvas Cumhunyet Başsavcılı-
ğı'nın, yazar Aziz Nesin'in gö-
riişlerinin, tahnk değil, düşünce-
nin ifadesi olduğu yolundaki ya-
zısına dayanarak, DGM'nin ka-
rannın yanhş olduğunu söyleme-
nin çok sağlam bir sav olmaya-
cağını belirten Şenal Saruhan,
kararda belirtilen gerekçelerde
de açık yanlışlar bulunduğunu
vurguladı. Sı\as sanıklannın ce-
zasında ındirim gerekçesi olarak
gösterilen tahrik unsurunun.
yanlış yorumlandığını söyleyen
Sanhan, "Aziz Nesin'e karşı bir
suçu işlenseydi, o zaman tahrik,
cezada indirim sağla\abüirdi.
Ancak suç 37 kişi\e karşı işlen-
miştir. Bu kararla suçun tahrik-
çisi cezalandınlmışhr" dcdi.
ANKARA (CumhuriyetBüro-
su)-Hukukçular, Sıvas davası sa-
nıklannın cezalannda indirim
gerekçesi olan "tahrik" kavra-
mının, Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi (DGM) tarafından
hukuka uygun olmayan biçımde
yorumlandığı görüşünü dile ge-
tirdiler.
Ankara Barosu Başkanı Tiın-
cay Aiemdaroglu, DGM'nin ka-
rannı "hukukun karJi" olarak ni-
telerken, Çağdaş Hukukçular
Derneği Başkanı Şenal Saruhan,
haksız tahrikin cezada indirime
gerekçe olması için. suç oluşru-
ran fiilin tahrik edene yönelme-
si gerektiğine dikkat çekti.
Ceza hukuku profesörleri de.
"davayı DGM gibi yorumlayan
öğrencilere sıfır verdiklerini"
söylediler.
Sıvas katliamı sanıklannın ce-
zalannda. hakkında suç duyuru-
sunda bulunulan yazar Aziz Ne-
Ceza hukukunda tahrik
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi 'nin (DGM), Sıvas katliamı sanıklannın
cezalannda indirim yapılmasına dayanak gösterdiği
"tahrik " unsurunun, "zamanda birlik " ölçütü dikkate
ahnarak değerlendirilmesi gerektigi vurgulandı.
"Tahrik" kavramını düzenleyen Türk Ceza Yasası 'nın 51.
maddesi şöyle: "Bir kimse haksız bir tahrikin oluşturduğu
öfke veya şiddetli bir acının etkisi altmda bir suç işler ve bu
suç ölüm cezasınt gerektirirse ömürboyu hapis cezasma,
ömürboyu hapis cezasını gerektirirse 24 yü ağır hapis
cezasma mahkûm edilir. Benzer haüerde işlenen suçun
cezasının dörtte biri indîrilir.
Tahrik ağır ve şiddetli olursa ölüm cezası yerine 24 yıl ve
ömürboyu hapis cezası yerine 15 yddan asağı olmamak
üzere ağır hapis cezası verilir."
Ceza hukukunun kuramsal bölümünde tahrik kavramına
ilişkin yer alan ilkelerden bazıları da şöyle sıralanıyor:
"Zamanda birlik, tahrikfüliyle suç oluşturanfiilin
şiddetinde oranlılık, tahrikin haksız olması ve suçun tahrik
edene yönelmesL"
Hukukçular, tahrikin suç indiriminde gerekçe gösterilmesi
için bu koşulların sağlanması gerektigi görüşünde
birleşiyorlar.
Aziz Nesin'in, Hintasıllı Ingı-
lız yazar Salman Rüşdü'nin ya-
pıtından çevrilerek. olaydan ay-
lar önce Aydınlık gazetesınde
yayımlanan "Şeytan Ayetleri"
başiıklı diziyle halkı tahrik etti-
ğı savının bütünüyle geçersiz ol-
duğunu belirten Saruhan, "Hu-
kuk tarihinde böyle bir tahrik uy-
gulaması yoktur" diye konuştu.
Tahrikin geçerli olması için su-
çun tahrik anında gerçekleşmesi
gerektiğini belirten Saruhan,
"Suç, yayından aylar sonra ger-
çeklestiğine göre, mahkemenin
planlı programb cina\et üzerinde
durması gerekirdi" dedi.
Ankara Barosu Başkanı
Aiemdaroglu da, basında çıkan
herhangi bir yazının tahrik un-
suru olarak değerlendirilmesi-
nin. düşünce özgürlüğüne ve
çağdaş demokrasilere aykın bir
tutum olduğuna dikkat çekti.
Aiemdaroglu. DGM'yi "huku-
ku bilmemek"le suçlarken, "Ka-
rar, abesle iştigaldir" dedi. Ceza
hukukunda yer alan "tahrikin
haksız olması" ilkesine de dik-
kat çeken Aiemdaroglu, "Karar,
karan beğenmeyenlerin istedik-
leri şekilde davranmalarını hak-
lı hale getiriyor. Karar, toplum
düzenine aykındır" dedi.
Cumhuriyet'e bilgi veren ce-
za hukuku profesörleri de, dava-
da "fahişhata" yapıldığını belir-
terek, "DGIM'nin yonımunu ya-
pan öğrenciye biz sıfır veririz"
dediler. Öğretim üyeleri, tahri-
kin, ancak tahrik edene karşı iş-
lenen suçlarda dikkate alınması
gerektiğine dikkat çektiler.
'Sıvasşehitleriyaşatılacak'
•Pir Sultar Abdal
Derneği Genel Başkanı
Murtaza Demir, yaptığı
açıklamada, Sıvas
katliamını anımsatarak
"Kanlı Sıvas'ın
dumanlan arasından
yükselen çığlıklanmız
güvensizliği değil
güveni; aynmcılığı değil
dayanışmayı
simgeliyordu. Halkımıza
ve geleceğe
güveniyorduk" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nın
(DGM) Sıvas katliamına
ilişkin davada verdiği
kararlara tepkiler dün de
sürdü. Yargı karannı, "bnkuk
&$" olarak niteleyen Pir
Sultan Abdal Derne|i Başkanı
Murtaza Demir. "Sıvas
şehitlerini yaşatmak,
Türkiye'nin ilerici, demokrat
ve a>dın insanlannın
görevidir" dedi. SHP Genel
Sekreteri Mustafa Tımisi.
mahkeme karanyla din,
vicdan ve düşünce
özgürlüğünün mahkûm
edildiğini kaydetti
Pir Sultan Abdal Derneği
Genel Başkanı Murtaza
Demir, yaptığı açıklamada,
Sıvas katliamını anımsatarak
"Kanlı Sıvas'ın dumanlan
arasından yükselen
çığhklanmız güvensizliği değil
güveni; aynmcüığı değil
dayanışmayı simgeliyordu.
Halkımıza ve geleceğe
güveniyorduk" dedi. Sıvas
katliamını protesto amacıyla
düzenlenen gösterilerin
sürekliliğinı koruyamadığını
belirten Demir, "Sıvas
davasının takibi Sıvas'ta
çocuklannı yitiren ailelerin ve
Pir Sultan Abdal DerneğTnin
omuzlannda kaldı" dedi.
DGM'nin, Sıvas olayının
şeriatçı unsurlanm göz
önünde bulundurmadığını
söyleyen Demir, "Sıvas'ta
yitirdiğimiz canlar, 26 aralıkta
bir kez daha boğulmuştur"
dedi.
SHP Genel Sekreteri Mustafa
Tımisi. düzenlediği basın
toplantısında. cumhuriyete.
onu var eden değerlere ve
kurumlara karşı açık, örgütlü
bir saldın ortadayken. davanın
basit bir cinayete
indırgendiğini söyledi. Timisi.
sö_zlerinı şöyle sürdürdü:
"Üstelik, hukukun en temel
ilkelerine a\kın düşecek
biçimde, katliamda tahrik
unsuru aranmıştır.
Demokrasiyi ortadan
kaldırmak için çaba gösteren
bir günıha karşı, demokrasi
hafifletici neden say ılmıştır.
Kimse kan davası peşinde
değildir. Sonın, faiUerin
asdması ya da daha ağır
cezalara çarptınlması değildir.
Devktin, idaresivle güvenlik
güçleriyle sejirci kaldığı bir
katiiama, yargısıyla da seyirci
kalacak bir görünüm
sergilemesi tepkimizin
nedenidir. Mahkemenin
verdiği karar ve gerekçesi,
kendisinin de bir parçası
ÇtZMEDEN YUKARI / MUSA KART
olduğu demokrasiyi, laik
cumhuriyeti ortadan
kaldırmaya yönelik bir
kalkışmayı riafife alması
anlamma gelmektedir.
Mahkeme sonucu mahkûm
edilen, aslında din, vicdan ve
fikir özgüriüğü olmuşrur."
SHP Istanbul Milletvekili
İbrahûn Gürsoy da TBMM'de
dün yaptığı konuşmada, Sıvas
karannın verildiği günü,
"utanç günü" olarak
tammlayarak. "Atatürk
devrimi bir darbe daha
yenüstir" dedi. Sıvas davası
sanıklannı "fikir cücesi"
olarak tanımlayan Gürsoy,
yargı mensuplarının,
üzerlerindeki cüppeyi
cumhuriyetin teminatı olarak
görmediklenni savundu.
Gürsoy, DGM yargıçlanna
seslenirken, "Büyümesinegöz
yumduklan bu cana\ar. bir
gün kendilerini de yutacakbr"
dedi. De\let Bakanı Necmettin
Cevheri, Gürsoy'u yanıtlamak
üzere yaptığı konuşmada,
yargı bağımsızlığının
cumhuriyetin temel nitelikleri
arasında bulunduğunu
belirterek, "Cumhuriyetin
nitelikleri hiçbir zaman
tehlikede olma>
p
acaktır" dedi.
HADEP'in açıklamasında da
"Biz şeriat ıstiyoruz" diye
bağıranlann devletin kendisi
olduğu ileri sürüldü.
Ankara Tabip Odası Genel
Sekreteri Cahit Oğan da 200
yıldır büyük güçlüklerle
sağlanan aydınlanmadan son
dönemde "pervasızca"
ödünler verildığini dıle
getırerek, "Başta ulusal
onunımuzun simgeteşen
adlanndan Aziz Nesin ounak
üzere bütün aydınlanmıza
karşı takınılan tutumlar, laik
demokrasimizi hazmedemeyen
zihniyetlerin çaresiz
çırpımşlandır" dedi.
Büvük Birlik Partisi Genel
Başkan Yardımcısı Recep
Kınş. "Sıvas davasıyla ilgili
mahkeme karanna saygı
gösterilmesini istıyonız" dedi.
Seçmenin, 'aristokrat yönetime' tepki duyarak marjinal partilere kaymaya başladığını söyledi
DYP'li Toptan'dan Çiller'e isyan
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP'de muhalif grup içinde yer alan es-
ki Milli Eğitim Bakanı ve Bartın Millet-
vekili Köksai Toptan. genel başkanı ve
Başbakan Tansu Çiüer'i topa tuttu. DYP
Başkanhk Divanı'nın Istanbul il ve bazı
ilçe yönetimlerini fesih karanna tepki
gösteren Toptan. Çilleryönetimini, "aris-
tokrat ve Boğaziçi cumhuriyeti'' diye ni-
teledi.
Toptan, partinin "bir avuç aris-
tokrat'ın yönetimine kalması ne-
deniyle seçmenin 'marjinal par-
tilere ihraç edikliğini'belirterek,
Genel Idare Kurulu'na (GİK) en
fazla oyla seçilen kişi olarak uya-
n görevini yerine getirmek zo-
runda olduğunu söyledi.
Sudan'a yapacagı gezi nede-
niyle Çekiç Güç o>lamasına da
katılmayan Toptan. dün düzenle-
diği basın toplantısında, Çiller'i
sertbirdilleeleştirdi. 12 Eylül'ün
siyasi yaşam üzerindeki etkileri-
nin şimdilerde ortaya çıktığını
kaydeden Toptan. "12 Eylül'de
CHP'nin kapatümasnla merkez
solda yaşanan dağınıklık, Adalet
Partisi'nin kapatümasıyla da
merkezsağda yaşanıyor" diye ko-
nuştu.
Toptan, Türkiye Cumhuriyeti
kurulduğundan bu yana 'ülkeyi
kimin yöneteceği' kavgasının ya-
• Istanbul il ve bazı ilçe örgütlerinin feshedilmesine tepki
gösteren Toptan, Çiller yönetimini, 'aristokrat ve Boğaziçi
cumhuriyeti' olarak niteledi.
şandığını, DP, AP ve DYP'nin, "halkın
yönetimi'ni sağlamak için mücadele ver-
diğini kaydeden Toptan. "Ama şimdi
halk, yönetimin Boğaziçi cumhuriyeti bir
grup aristokratlann eline geçtiğini görün-
ce, marjinal partilere kayryor. 'Biz gider-
sek, RP gelir' deniliyor. Ama, seçmen ar-
tık marjinal partilere ihraç ediliyor. Şim-
di, yeni bir parti de umut diye halka su-
nulmaya çahşıhyor" diye konuştu. Istan-
bul il yönetiminin şimdiye kadar üç kez
değiştiğine dikkat çeken Toptan, Çiller
yönetimini parti tüzüğünü bilmemekle
suçladı.
lstanbul'da sözde 'fason seçnıen'ın
ayıklanması için tasfıye hareketine geçil-
diğıni kaydeden Toptan, Başkanhk Diva-
nı'nın fesih yetkisi olmadığını öne sürdü.
GlK'in. Başkanhk Divanı'na, sorunluör-
gütlenn feshi yetkisi verdiği şeklindeki
açıklamalan da yalanlayan Toptan, bu-
nun tüzük gereği mümkün olmadığı
görüşünü ileri sürdü.
Günay, CHP'den istifa ettiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP-SHP bütünleşmesine ilk
tepki. CHP Parti Meclısi (PM) üyesi ve eski Genel Sekreter
Ertuğrul Günay'dan geldi. Günay ve Yüksek Dısıplin Kurulu
üyesı Mustafa Karslı. PM üyeleri Erdal Kalkan ve Veli Zeren
dün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı suçlayarak partilerinden
istifa ettiler. Günay ve diğer parti vöneticilen, bundan sonra,
"demokratik sol harekete" destek vereceklerinı belirterek
DSP'ye geçeceklerı yönündekı ilk sinyali verdiler.
Günay ve arkadaşlan dün düzenledikleri basın toplantısından
sonra, istifa mektuplannı Genel Başkan Deniz Baykal'a ilettiler.
Günay, Baykal'a hitaben yazdığı istifa dilekçesinde "Başında
bulunduğunuz siyasal yapının, taşıdığı isim ve üzerinde oturduğu
tarihsel zemin ile bir Ugisi kalmadığını gördüğümden,
partinizden aynhyonım" görüşüne yer verdı. Basın
toplantısında. CHP'den aynlmak zorunda kaldığı ıçin son derece
üzgün olduğunu \ urgulayan Günaş. "Bu kirii siyasi yapıya karşı
yaptığımız mücadelede ne yazık ki yenildik*' dedi. Türkiye'de.
toplumsal çürüme, yönetimde yozlaşma ve bireysel çıkarcılığın
etkisini daha fazla duyurduğu birdönemden geçtiğini
vurgulayan Günay, "Bütün bunlann karşısında CHP,
görülmedik bir teslimi>et ve çaresizlik içinde, bu yozlaşma
sürecine direnmek ve müdahak etmeye çalışmak yerine, bu
sürecin hastalıklı yapdanyla bütünleşmeye çatışıyor" dedi.
Baykal'ı üstü kapalı olarak, "hizipçi" diye niteleyen Günay,
şöyle devam etti: "Zengin bir tarihsel mirasın rahathğı üzerine
yerleşmiş bir hizip anlayışı, en temel konularda ka> bolarak,
siyasetin bir ilke ve düşünce mücadelesi olduğu gerçeğini
görtnezden gelerek, kaba güç gösterilerine sığınarak ve solu,
sosyal demokrasiyi çürüten bir yapıdan medet umarak, bireysel
konumlaru makamlannı ve kişisel iddialannı sürdürmeye
uğraşıyor. Oysa bugün, Türkiye'de siyaseti sağ partiler arasında
bir yanşa dönüştüren, ırkçı, gerki radikal anlavışlann bir
alternatif gibi yükschnesine yol açan bu sol tabelalı partinin
iktidarda sergilediği utanç verici tutum ve anlaytştır."
POLITIKA GUNLUGU
HİKMET ÇETtNKAYA
Manzara...
Bir karayobaz gazetesinin köşesinde haykınyor:
"Ülkeyi kana bulamak isteyenlere dikkat edin. Bunlar bir
zamanlar Alevi-Sünni kışkırtmacılığı yapıp Kahramanma-
raş'ı cehenneme çevirmişlerdi..."
Devam ediyor:
"Aziz Nesin, Sıvas'ta Müslümanlan tahrik etmiştir..."
Böyle alçaklık olur mu?
Oluyor işte...
Televizyon ekranlannda her gün karşımıza çıkıyor bu ka-
rayobazlar. Ortada bir şeriatçı, sağında bir Neo-Osmanlı-
cı, solunda da bir Kürtçü.
Al gülüm vergülüm!..
Top bir sağda bir solda...
Takkeli liboş sırıtıyor bu arada:
"Şu Cumhuriyet gazetesi ve onun yazartan olmasa ne
güzel anlaşacağız..."
Zengin sofralarının maskarası zibidi söze giriyor:
"Vallahi haklısın kardeş. Kemalist tekke ortalığı kanştı-
nyor. Üstelik biz ne güzel anlaşıyoruz..."
İşler tıkır tıkır yürüyor...
Liboş:
"Bir viski içer misiniz takkeli liboşum..."
Takkeli liboş:
"Kalsın ben ayran içerim..."
Liboş:
"TC bu ülkeye baskı ve zulüm getirdi. Demokrasi, in-
san haklan ayaklar altına alındı..."
Kürtçü:
"Demokrasi ve insan haklarını ihlal edenler sol Kema-
listler, solcular, sosyalistler ve sosyal demokratlardır. Bu-
gün Refah Partisi, düzene karşı çıkan tekpartidir..."
Takkeli liboş:
"Doğrudur. Ağzına sağlık..."
Takkesiz liboş:
"Sen çok yaşa Kürtçü kardeş."
• • •
Beylerbeyi'nde bir bez afiş:
"Yılbaşını kutlayanlar kafirdir..."
Bu yetmiyor. Apartman dairelerine bildiriler bırakılıyor:
"Eğer yılbaşını kutlarsanız başınıza gelecekleri düşü-
nün..."
Bu arada hindi satıcılarına gözdağı veriliyor:
"Hindi satmayacaksınız. Hıristiyan geleneği bu bölge-
de yasaktır..."
Telefon çalıyor. Ankara Sincan'dan bir okurumuz anyor.
Diyor ki:
"Sincan belediyesi hindi satışlannı durdurdu..."
Sincan'ın Refah Partili Belediye Başkanı Bekir Yıldız-
salt hindi satışını durdurmuyor, meyhaneleri de kapatıyor...
Sincan'da bir bez afiş:
"Kim birkavime benzemek isterse o da ondandır..."
Türkiye karayobaz çetelerinin kuşatması altmda. Oysa
laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ortaçağın karanlığı-
na doğru hızla sürükleniyor. Ne diyor Başbakan Yardımcı-
sı Murat Karayalçın:
"Demokrasiyi koruyup kollayacağız..."
Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız 'fetva' veriyor:
"Esnafımızyılbaşı münasebetiyle ışıklarta, çamlaıia, vit-
rin süslemelehyle hazıriık yapıp normai günlerimizin dışın-
da hazırlık yapmasın..."
Ardından da ekliyor: , -;, /AfisJıı - w, KH
"Müslüman mahaltelerinde salyangoz sattırmayaca-
ğızr.." • ' • - < • • '
Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın, Miraç
kandili nedeniyle yayımladığı mesaj bir fetva niteliği taşı-
yor.
Diyor ki:
"Çılgın eğlencelerle ve Islama aykın yöntemlerie yılba-
şı kutlamalan, dini geieneklerimize uymaz..."
Ne demektir bu?
Yılbaşını kutlamayın...
• • •
Sıvas'ta 37 aydını diri diri yakanlar kimlerden güç alıyor?
Bunun yanıtı; gazete sayfalanna, televizyon ekranlarına
zaman zaman yansıyor.
Takkeli liboşlarla. takkesiz liboşlar tüm bu olup bitenle-
ri demokrasi adına degerlendirdiler.
Dikkat edin, cumhuriyetin kuaıluşundan 70 yıl sonra yıl-
başı kutlamalan engellenmek isteniyor.
Zaten yılbaşını emekçi kesimlerin kutlaması olanaksız...
Ama burada olay başka!..
Açık açık diyoriar ki:
"Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz..."
23 Nisan, 19 Mayıs ve 29 Ekim kutlamalanna katılma-
yan, meydanlardan Atatürk anıtlannı kaldıran, 'cumhuri-
yet', 'devrim', 'çağdaş', '23Nisan'gibisokakadlannıde-
ğiştiren; Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Çetin Emeç,
Bahriye Üçok'un adlarını park ve bahçelerden kaldıran
zihniyet, elbet yeni yıl kutlamalannı da engeller.
Anadolu üniversitelerini 'şer/afyuı^as/na'çeviren, imam-
hatip liselerini 'irtica odağı'na dönüştüren, laik, demokra-
tik cumhuriyet düşmanlarını 'ofcu/müdüri/'atayanlar, aca-
ba ne diyor bu olup bitenlere?
Milliyet'e saldın
Gözü dönmüş silahlı çeteler dün Milliyet gazetesini kur-
şun yağmuruna tuttu.
Şans eseri ölü ya da yaralı yok!..
Uzun namlulu silahlarla Milliyet'in Güneşli'deki tesisle-
rini tarayan saldırganlara bir çift sözümüz olacak:
"Bağımsız basın kurşunla susturulamaz..."
Milliyet ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, de-
mokrasi düşmanlarının bir an önce yakalanmalannı bekli-
yoruz...
\
Işık Yurtçu,
gözaltına alındı
İstanbul Haber Servisi - Gazeteci Ocak Işık Yurtçu, kapanan
Özgür Gündem gazetesi Yazıişleri Müdürü olduğu için açılan ve
kesinleşen bir davada verilen mahkûmiyetkarannın infazı için gö-
zaltına alındı.
Yurtçu, Özgür Gündem gazete-
sinde 1992 yılında yayımlanan bir
yazıda 'bölücülük propagandası'
yapıldığı gerekçesiyle Istanbul
DGM tarafından venlen 2 yıl ha-
pis cezasının Yargıtay tarafından
onanarak kesinleşmesi üzerine
dün Terörle Mücadele Şubesi gö-
revlilerince Ortaköy'deki evinden
gözaltına alındı. Gayrettepe'deki
Emniyet Müdürlüğü'ne götürü-
len Yurtçu'nun. mahkûmiyeti ne-
deniyle cezaevıne konulacağı be-
lirtildi. Özgür Gündem gazetesi
Yazıişleri Müdürlüğü nedeniyle
birçoğu tstanbul DGM'de olmak üzere hakkında 80'e yakın da-
va açılan Ocak Işık Yurtçu, 32 yıllık gazeteciliği boyunca gaze-
temizin de aralannda bulunduğu çeşitli gazetelerde çalıştı.
Emekliye aynlan ve bir süredir sağlığı nedeniyle çalışmayan
Yurtçu'nun cezaevine girmesiyle rutuklu-hükümlü gazeteci sayı-
sı 86'ya, cezaevındeki 'düşünce suçlusu' sayısı da 121'e yüksel-
di.