Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 ARAUK 1994 PERŞEMBE
HABERLER
Kurtulanlann
tepkisi:
Karar
hukuka
saygımızı
etti
Istanbul Haber Servisi -
Katliamdan kurtulan aydınlar,
önceki gün açtklanan Sıvas
davasıyla ilgili karann
"Türkiye'nin hukuk devteti
olmadığını bir kez daha ortaya
koyduğunu'" öne sürerek
karan protesto ettiler. "Adsun
öMBrseler bfle idam cezasınm
her türlüsüne karşı olduğunu"
vurgulayan Zerrin Taşpmar,
hiçbir sonucun kendisini
mutlu etmeyeceğini belirtti.
Taşpınar şunlan söyledi:
" Davaya hiç ödeşmek gözüyle
bakmadım. Arkadaslanmın
feryatiannı, son sözlerini her
gün anımsarken alınacak
hiçbir sonuç beni mutlu
etmeyecekti. Bu yüzden
cezalan ne az, ne çok buldum.
Davalar boyunca
yaşadıklanm, hukuka olan
saygımı \e inancımı sarstı.
Devlete olan saygımı ise zaten
Sıvas'ta yitirmiştim. Bir yıldır
yaşadıklanmız, hukuk devleti
otmadığımızı gösterdi. Dava
boyunca zaman zaman bi/Jer
suçtu durumuna düştük. Ben
mahkemede sanıklan teşhis
ederken mahkeme heyetinin
önünde bana 'Şerefsız, sen
göreceksin' şeklinde
hakaretter ve tehditfer
savnıMu. Mahkemenin
tutumu yüzünden tanıkiann
can güvenligi tehlike altına
gÛTniştir." Sıvas katlıamında
ölen yazar Asım Bezirci'nin
eşi Refika Bedrci ise karardan
büyük iizüntü duyduğunu
belirterek Türkiye'de adaletin
her geçen gün yok olmaya
başladığını söyledi. Bezirci,
karan şöyle değerlendirdi:
"Mahkeme önünde bekleyen
ailelerin duygulanna
katıbyorum. Beklediğimiz bir
karardı. Ancak küçük de olsa
bir umut taşryordum. O
umutlar da kararla suya
düştü. Türkiye'de adalet
dediğimiz şey, bu kararia
krymık kıymık ufalandı, yok
oldu. Bu karar, birçok Sıvas
olaylannın olabileceğini
gösterdi. Sıvas'ta aydınlan
yakanlar, ber geçen gün güç
kazanıyoriar ve kimse de
bunlara "dur" diyemiyor.
Mahkeme salonunda tanıklara
yapdanlan gördük. Hiçbir
kararia ölükrünizin geri
gdmeyecegini biliyoruz, ancak
artık khiesd şeylerin yapılma
zamanı geML Yapılsın ki devlet
bir şeyler yapsın. Ancak bugün
devletin bilerek yapmadtgı da
ortada." Alevi Vakfı Sekreteri
ve yazar Lütfi Kaleti ise
mahkeme karannın
açıklanmasından sonra çıkan
olaylan televizyondan
izlediğini belirterek "İıuuıın,
yaşadığım Madımak
yangramda bile bu kadar
ürpermedim" dedi. Karan,
şeriatçılara prim verilmesi
olarak değerlendiren Kaleli,
Türkiye'de. devleti ve laik
cumhuriyeti açık biçimde
tehdit eden seriatçı akıma dur
diyecek siyasi bir erkin
bulunmadığtnı vurguladı Bu
durumun kendisini
endişelendirdiğini ifade eden
Kaleli, hükümet tarafından
gerici kesime verilen
tavizlerin temelinde oy
kaygısının yattığını dile
getirdi. Kaleli şöyle devam
etti: "Bunun önü ahnmazsa,
ov için tavizkâr siyasikrin
kölelikleri. şeriatın
egemenliğinde çok kötü
dunıma gelecek. Bu dunıma,
başta laik ve demokratlar
olmak iizere, bütün millerin
güç biriiği yaratarak dur'
demesi gerekir. SiyasaOaşan
şeriat, gayri kanuni yoHardan
para topiayıp harcamalar
yaparak Türkiye Cumhuriyeti
devletinin temeline dinamh*
kovuvor."
Kanıtlara karşın DGM'nin verdiği kararla katliamın failleri rrieçhul kaldı
a 'asli faiP çelişldsiMeçtMII Sayil» fa«ep: Ankara DGM, 'Otomobillerden başlayan TaMİyetere UZanan karaP: Hiçbir sanığı "asli fail" olarak
ve otele sırayet eden yangının bu sanıklardan hangisinin görmeyen DGM, savcılık mütalaasında asli fail olarak saptanan
doğrudan fiili sonucu meydana geldiği kesin olarak tespit sanıklardan 8'ine 3'er yıl, 2'sine de 2'şer yıl hapis cezası verdi.
edilemedi' görüşüyle failleri meçhul saymış oldu. Mahkeme, bu sanıklardan 4'ünü de tahliye etti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yar-
gı makamları arasinda. yazar Aziz Ne-
sin'in Sıvas kathamını tahrik ettiği konu-
sunda belirlenen farklı görüşlerin ardın-
dan, davada yargılanan sanıklann "asli
fail" olup olmadıklan konusunda da çe-
lişkiler saptandı. Ankara 1 No'lu Devlet
Giivenlik Mahkemesi (DGM). Sıvas kat-
liamı sanıklarının olaylarda "asli fail" ol-
madıklan \e Madımak Otelindeki yan-
gının kimin eylemi sonucu meydana gel-
diğinin belirlenemediğine karar verirken,
DGM Başsaveılığı'nın mütalaasında. sa-
nıklann katliamdaki rollerinin aynntıla-
nna kadar tek tek belirlendiği görüldü.
Hiçbir sanığı asli fail olarak görmeyen
DGM. savcılık mütalaasında asli fail ola-
rak belirlenen sanıklardan 8'ine 3'er yıl.
2'sine de 2'şer yıl hapis cezası verdi. Mah-
keme, bu sanıklardan 4"ünü de de tahli-
ye etti.
Ankara l No'lu DGM karannda. •'Oto-
mobillerden başlayan ve otele sirayet eden
yangının bu sanıklardan hangisinin doğ-
rudan fiili sonucu meydana geldiği kesin
olarak tespit edilemediğT belirtilirken.
DGM Başsavcısı Nusret Demiral ve 6
yardımcısı tarafından hazırlanan 9 Ağus-
tos 1994 tarihinde mahkemeye sunulan
esas hakkındaki mütalaada (görüs.). "'Ote-
lirt, sanık Halil İbrahim Düzbiçer tarafın-
dan yakılan otolardan çıkan alev leıie yan-
dığı, tanık bev,anlan, % ideo görüntüleri ve
resimler ile kesin olarak anlaşılmıştır"
dendi.
Asli fail tespiti
Cumhuriyet'in. Ankara 1 No'lu
DGM'nin karan ve DGM Başsavcılı-
gı'nın mütalaasına dayanarak, Sıvas kat-
liamı davasında belirlediği "asli fail çeliş-
kisi" şöyle:
DGM karan: Otomobillerden başla-
yan ve otele sirayet eden yangının bu sa-
nıklardan hangisinin doğrudan fiili sonu-
cu meydana geldiği kesin olarak tespit
edilemediğinden, TCK'nin 463. madde-
si gereğince, tayin edilen ceza (idam) her
bir sanık için 20'şcr yıl ağır hapis cezası
ile avn avn cezalandınlmalanna...
DGM Başsavcılığı mütalaası: Çok sayı-
da sanığın, olaylann asli faili olduğunun
anlaşıldığını belirleyen DGM Başsaveılı-
ğı'nın mütalaasında söz konusu zanlıla-
rın bazılanna ilişkin tespitler ile bu kişi-
lere dava sonunda verilen cezalar şöyle:
1- Halil İbrahim Düzbiçer:! 15 yıl hapis)
Madımak Oteli'ne taş attığı, Kültür Site-
si'ndeki yerinden sökülerek, otel önüne
getirilen Ozanlar Heykeii'ni elindeki so-
pa ile diğer sanıklarla birlikte parçaladı-
ğı, atılan taşlarla kınlan camdan otel içe-
risine girdiği vceşyalan dışan attığı, elin-
deki bez parçasını, sanık Durmuş Tufan
tarafından olay yerine poşet içinde geti-
rilen benzine bulaştınp tutuşturarak. dev-
rilen otoları yaktığı. buradan çıkan alev-
lerin kınlan camlardan sarkan perdeleri
tutuşturduğu. bu suretle otelin kısmen
yanmasına. otel içindeki gazın oteldeki
kişilerin zehirlenmcsine yol açtığı. tanık
beyanlan. viedo kayıt \e resimler ile ke-
sin olarak anlaşılılan sanık Halil İbrahim
Düzbiçer'in olayda asli fail olarak bulun-
dağu.
Asli fail olmadığını iddia edenlerin dikkatine
28 ARAUK 1994 ÇARSAM8A F1YATİ 7000 TL
Bucanavarda
Asli faillerden biri Yunus Karataş'tı. Gün gazetesi Karataş'ın otelin penceresinden uzanıp perdeleri nasıl tutuşturduğunu gösteren
fotoğrafı dünkü manşet haberindeyayımladı. lelevi/yonlardan da yayımlanan bu sahne, milyonlarca insan tarafından da izlendi.
Aydınlar sesini yükseltmeli
Av. FİKRET İLKtZ
Sıvas katliamı davası müdahil avukatlannın
27 Aralık 1994 günlü 'kamuoyuna duyuru-
su'nu açıklayan Türkiye Barolar Birlıği Başka-
nı Önder Sa* 'dan sonra. katliamdan sağ kurtul-
muş mağdurlardan birisi söz aldı. "Mahkeme
salonunu da benzin dökûp yakacaklar san-
dıra... Bunlar cezaevindeki insanları da yaka-
caklar... Meclis'teki insanları da > akacaklar..
Diin tekrar Sıvas olavlarını yaşa'dım'" dedi.
Sözlerini acı. inanç ve yürek burkulması ile ta-
mamladı. 2 Temmuz 1993 Cuma giinü 37 aydı-
nın yakılarak katledildiği Sıvas'ta yangın orta-
sında kalanlardandı. Onu da yakmak istemtsjer-
di. Kurtulmuştu. Aylarca hastanelerde yanık te-
dav isi görmüştü. Ama eşi.T>u yangmda Madımak
Oteli'nde katledümiş aydınlanmızdandı. O ay-
dınımız yaşasaydı 26 aralık tarihinde karan açık-
lanan Sıvas davasını başından sonuna kadar mut-
laka izlerdi. Eşi \ediğer insanlanmız.avukatlar.
davayı sonuna kadar da izleyecekler. Amaçları.
Türk'iye'de benzeri Sıvas olaylarının yaşanma-
ması...
Çok onurlu bir 'görevi' yerine getirerek. yü-
rek ve inançlannın taşıdığı sorumlulukla Sıvas'ta
diri diri yakılan ınsanlann yakınları adına dava-
ya 'müdahil vekili' sıfatıyla katılan ve laik cum-
huriyet ilkelerini sapasağlam ayakta tutabilmek
ıçın mücadelelerinı yaşam biçimıne dönüştüren
meslektajlanm ve Türkiye Barolar Biriiği Baş-
kanı Av. Onder Sav yurttaşlanmıza söyle seslen-
di: '-Dün Kubilay'ı kör testere ile kescn Der-
vi; Mehmet ve arkadaşlarının eylemi ile bugün
'Şeriat ısterız' dive bağırıp Sıvas'ta Madımak
Oteli'ni yakarak insanları öldürenlerin eyle-
mi arasında hiçbir fark yoktur. Cumhuriye-
tin nitelikleri konusunda devletin her organı
karariı olmak zorundadır. Önemli olan veri-
len cezalar değil, sanıklann evlemine bakış
açısıdır; eylemin kavnağına inmektir. Yargı-
lama boyunca bir türlü bu husus gerekleşti-
rilememiştir. Sıvas katliamı, tesadüfen bir
araya gelen şuursuz bir kalabalığın oteli va-
kıp insanları öldürme eylemi olarak nitelene-
mez; planlı, örgütlü önceden kararlaştırılmış
bir (gerici) avaklanmadır; devlete, cumhuri-
yete bir başkaldırıdır."
Basın toplantısının yapıldıgı salonda. yakın-
larını Sıvas'ta Madımak Oteli'nde yitirmiş baş-
ka birisi söz aldı. Davanın 'aydınlar' tarafından
niçin izlenmediğini sordu. Buruk ve sesi kısıktı.
Kendisiyanıtladı: "Neyapalım! Burası Türki-
ye. Şartîar böyle." Utancım. hafızamı zorladı.
Yine Sayın Av". Önder Sav'ın sözlerini anımsa-
dım. Çok değil. üç ay önce 1994-1995 yargı yı-
lının aç\lış toplantısmda söyledikleri aklıma gel-
di: "C'lkemizin aydınlan,öncelikle ülkelerine
borçludurlar; çocuklarına kendilerininkin-
den daha ivi bir demokratik ortam. daha gü-
zel bir Türkiye, v üzünü çağdaşlığa. uy garlığa
ve aydınlığa döndürmüş bir Türkiye bırak-
mak zorundadırlar. Konumları ne olursa ol-
sun. ister biliııı adamı, hekim, mühendis ol-
sun, ister general, yargıç, savcı avukat olsun
aydınlar: bildikleri. inandıkları gerçekleri. hiç
çekinmeden vüreklice sövlemekle vükümlü-
dürler.Korkmak, duraksamak ve titremek
toplum. hukuk ve dcmokrasi düşmanlarına
cesaret vermektir. Demokratik, laik hukuk
devletinin, ülkenin ve toplumun gerçeklerini,
sıkıntılarını görüp, biKp susanlar. 'Bana ne!
Adam sen de! Beni sokmayan yılan bin vaşasın'
diyenler, diplomaları. birikimleri ne olursa
olsun, isimierinin önünde hangi ünlü. şanlı sı-
fatlar olursa olsun ihanet içindedirler. Tari-
hin tozlu sayfaları, ihanet îçindeki aydınların
sonradan işe > aramav an pişmanlıklarıy la do-
ludur."
2 Temmuz 1993 günü ülkemin aydınlan cayır
cayır Madımak Oteli'nde yanarken bakanlar. gû-
venlik güçleri. valiler Ankara'dan "Endişe edi-
lecek bir şey yok her şev kontrol altındadır"
diyorlardı. Bu sözlerin saliipleriyle tartışacak hiç-
bir şey kalmamıştır.
Yakılarak öldürülenlerin aileleri kadar 'va-
kur' ve 'onurlu'davranabilmek. davada beni
temsil etsin diye meslektaşlanm gibi avukatlar
seçmek için benim bir yakınımın da yakılarak öl-
dürülmesini mi beklemeliyim?
124 sanığın yargılandığı Sıvas davası kararı-
nı sanıklar. "Ya Allah bismillah? Allahüek-
ber" sesleri ile karşıladılar. "Ya Islam va
ölüm", "Kv cahiller saklanacak delik arav ın
kendinize". "Ey şeytamn köleleri" diye bağı-
ra bağıra haykırdılar.
Sayın Cumhurbaşkanı. Sayın Basbakan. sa-
yın bakanlar. sayın yöneticiler ve kendisini "sa-
yın' sayan herkes: TBB Başkanı Av. Önder Sav.
hepinızın gözünün ıçine baka baka söylemiştı:
"Laikligi kaldırarak demokratik hukuk dev-
leti yerine teokratik devleti getirmek, kendi
çarpık hukuk düzenlerini kurmak. veni Sıvas
olayı tezgâhlamak istevenlere Türk ulusu olur
vermeyecektir. Atatürk'ün sözlcriyle 'gatlet.
dalalet ve hatta hıyanet ıçındekiler' şeriat ve
kanlı ikridar provaları ile Türk ulusunu yıl-
dıramavacaklardır. l'lusu ümmet yapmaya,
ortaçağ karanlığına çekmeye, demokratik la-
ik hukuk dev letini, teokratik devlet yapmava
güçleri ve nefesleri yetmeyecektir."
Bu sözlerı unutmayın...
'Davalan' bundan böyle kararların açıklandı-
ğı günlerden günlere mi izleyeceğiz? Yoksa Sa-
yın Sav'ın söylediği gibi daha onurlu. daha bi-
İinçli kalabalıklara mı dönüşeceğiz? Ne zaman''
Ne bekliyoruz'.' Diri diri yakılmayı mı? Anka-
ra'yı. Madımak Oteli'nin dumanları sarıyor.
Kavgayı sürdürmek. ölenlerin anısını yaşatmak
zorundayız. Avukat olarak Sıvas davası dosya-
sını görev yapan tüm meslektaşlarım ıçin taşıma-
ya hazınm. Yıllar sonra çocuklarım ne yaptığı-
mı sorarlarsa utanmak istemiyorum. Borcumu
yüreğimle ve mesleğımle ödemek istiyorum.
Kimseyi eleşlirmivorum. Sadece 27 aralık günü
Sıvas katlıamında yakınlannı yitırenlenn acısı-
nı yüreğimde hissettim. Sorulan sadece kendime
soruyorum. Avukat olarak kendimi sorguluyo-
njm.
Ülkemızın aydınlan. öncelikle ülkelerine
borçludurlar. Korkmak veduraksamak istemiyo-
2- Ali Kurt: (15 yıl hapis) Otele taş at-
tığı, topluluğu her hareketiyle suç unsur-
larının oluşacağı şekilde yönlendirdiği,
sonunda Madımak Oteli'nin önünde po-
lis vejandarma tarafından oluşturulan ba-
rikatı yararak,otel içerisine girmeye mu-
vaffak olduğu ve içerideki eşyalan dışa-
n attığı, tanık beyanlan, video kayıtlar ve
teşhis tutanaklan, ayrıca müştekilerden
Murtaza Demir'in duruşmadaki kesin teş-
hisi gibi delillerle kesin olarak anlaşılılan
sanık Ali Kurt'un olayda asli fail olarak
bulunduğu.
3- Erkan Çetintaş: (15 yıl hapis) Olaya
kanştığı, olay sonunda da Madımak Ote-
li önünde bulunan otolan devirerek, kır-
mızı renkli otonun benzin deposunu elin-
deki taşla delip. benzinin akmasını sağla-
dığı, elinde yanmakta bulunan bez parça-
sını otonun içine atarak yangın çıkardığı,
yangın sonunda Madımak Oteii'nin ze-
hirli gazla dolmasına neden olduğu. tanık
beyanı, teşhis tutanağı, sanığın tcvilli ik-
rarlan gibi delillerle kesin bir şekilde an-
laşılan sanık Erkan Çetintaş'ın olayda as-
li fail olarak bulunduğu.
4- Durmuş Tufan: (15 yıl ha-
pis) Savunmalannda olay süre-
since. olaya sadece seyirci olarak
katıldığını savunmuşsa da; Ma-
dımak Oteli önünde slogan ve
otele taş attığı, polis vejandar-
manın oluşturduğu barikatları
aşarak. otele girip eşyalan dışa-
n attığı. ayrıca içinde benzin ol-
duğu anlaşılan naylon bir torba
ile olay yerine geldiği, güvenlik
mensuplan tarafından torba clin-
den alınmak istenirken. dökülen
benzinin sanıklardan Halil ibra-
him Düzbiçer tarafından bir be-
ze bulaştınlıp tutuşturularak
devrilen araçlann üzerine atıldı-
ğı. yangın ve 37 kişinin ölümü ile
sonuçlanan olaya sanığın iştirak
ettiği, tanık beyanlan ve teşhis
tutanağı gibi delillerle kesin bir
şekilde anlaşılan sanık Durmuş
Tufan'ın olayda asli fail olarak
bulunduğu.
5- Cafer Tayyar Soykök: (15
yıl hapis) Topluluğa slogan attı-
np önder durumda olduğu, tanık
beyanlan, teşhis tutanağı ve olay
anında çekilen fotoğraflar gibi
delillerle kesin bir şekilde anla-
şılan sanık Cafer Tayyar Soy-
kök'ün olayda asli fail olarak bu-
lunduğu.
6-FarukCeylan: (15 yıl hapis)
Otele taş attığı, olay yerine gelen
itfaiye aracına engel olmaya ça-
lıştığı, tanık beyanlan. teşhis tu-
tanağı gibi delillerle kesin bir şe-
kilde anlaşılan sanık Faruk Cey-
lan'ın olayda asli fail olarak bu-
lunduğu.
Başsavcılık mütalaası
DGM Başsascılığf mn müta-
laasında. bu sanıklann yanı sıra
Ahmet Turan Kılıç, Temel To>,
Ahmet Oflaz, Süleyman Toksua,
Hay rettin Gül, Turan Kaya, Mu-
rat Songur, Erol Sankaya. Vluh-
sin Erbaş,Omer Faruk Gez, Ha-
run Gülbaş, Harun Kavak, Ek-
rem Kurt, Faruk Sankava, Ha-
run Yüdız, Ali Teke, Sedat YıMı-
rım, Yalçm Kepenek, \ ıldırım
Yüksel, Mehmet Yümaz ve Vahit
Kaynar da. katliamda "asli fail"
olarak gösterilmiş ve TCK'nin
146/1. maddesi gereğince idam
cezasına çarptınlmalan isten-
mişti.
Ankara 1 No'lu DGM ise.
Başsavcılık mütalaasında "kesin
kanıtJaıia" yapılan bu belirleme-
lerekarşın, hiçbir sanığı **aslifa-
U" olarak kabul etmezken. bu sa-
nıklardan AhmetTuran Kılıç,Te-
mel To>, Ahmet Oflaz, Erol San-
kaya, Muhsin Erbaş, Önıer Fa-
ruk Gez, Harun Gülbaş, Ekrem
Kurt, Faruk Sankaya, Harun
Yddız ve Ali Teke'ye 15"er yıl,
MuratSongur,Turan Kaya, Hay-
rettin GüL, Harun Kavak, Yalcın
Kepenek,V ıldırun Yüksel, Meh-
met Yılmaz ve Süley man Tok-
sun'a 3'er yıl. Sedat Yüdınm ve
Vahit Kaynar a da 2'şer yıl ha-
pis cezası verdi. DGM.busanık-
lan "kanunaaykınyürüyüşeka-
tılmak^tan suçlu buldu.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
1995e Girepken...
Umut, canlı dünyanın içgüdüsel bir özelliği gibidir. Onu
isteseniz de yaşamın özünden kazıyıp atamazsınız... Ya-
şamı sürdürmek için gerekli bu asgari umudun ötesine ta-
şan pembe düşlerin içinde kaybolmanın belki de ne uy-
gun zamanıdır yıldönümü... Ancak bugünkü koşullarda
böyle düşleri dillendirmek yine de falcılara daha çok ya-
kışmaktadır!..
1994'te ekonomik, sosyal, demokratikleşme, genel re-
fah düzeyi bakımından büyük çöküşü yaşayan.. bu so-
runlan, üç gün sonra başlayacak yeni yılda daha ağır ya-
şamayacağımıza ilişkin bir umut ışığı bile vermeyen ülke-
nin yönetilenleri olarak, 1995'te ne ummalıyız, ne isteme-
liyiz, ne beklemeliyiz?
Bu zorsoaıdur. Sorunun zorluğu; yanıtının, gizli saklı ve
bilinmedik bir yanı olmamasından kaynaklanır. Yine de ya-
zıya dökmek gerekirse, 1995 için kurabileceğim en pem-
be düşler, 1994 boyunca ülkede yaşadıklanmızın tam ter-
si gelişmeleri istemenin ötesine taşamıyor... Düşlerimizin
bile ufuklarını daraltan zamanların baskısı altındayız.
En iyisi, geleceğe bakışın düşünsel yapı taşlannı arama-
yı sürdürmek...
Bu amaca yönelik olarak, tuzu kuru ülkelerin hangi ana
sorunlarla boğuştuklarını, 1995 ve sonrasında neleri zor-
ladıklarını anımsamak yararlı olacak.
• • •
Türkiye'nin devlet ve parti yöneticilerinin -bir ikisinin dı-
şında- hepsinin ekonomik ve sosyal model olarak öykün-
dükleri ABD, yeni boyutlarda ortaya çıkan Avrupa ve Ja-
ponya ile ekonomik rekabette geriye düşme tehlikesi için-
de. Bu ülkenin ekonomi ideologları, kolektif fikir üretme-
ye ve kolektif ruha önem veren Almanya ve Japonya kar-
şısında, salt bireyin başarısı ve davranışı temeline daya-
nan ABD ekonomik sisteminin tutanamayacağının altını çi-
ziyorlar.
iç sosyal sorunlar, ABD'nin dünya liderliğinde elini ko-
lunu giderek daha fazla bağlıyor. Amerikah uzmanlar, bü-
yük ekonomik zorluklardan daha vahim olarak, Ameri-
ka'nın toplumsal dokusunun bozulmasını görüyorlar (*).
Hiçbir hayat güvencesi olmayan 30 milyon Amerikah, alt
sınıflarda artan yoksulluk, 'görülmemiş derecede şidde-
te yönelik bir toplum', ABD'nin 'acımasız ve değerlerini
yitirmiş' bir ülkeye dönüştüğünün göstergeleri. "1990'da
ülke çapında adam öldürme oranı, bir önceki yıla göre
yüzde 50'ye varan artış gösteriyor. Japonya ve Alman-
ya'daki oranlan 10 kataşan cinayet oranı, heryüzbin ki-
ş/de 10.5'e ulaşarak rekortar kırdı." Hapishanede yaşa-
yan nüfus oranı bakımından da rekor ABD'de. Amerikalı-
lar arasında hızlanan silahlanma yanşında, yarı otomatik
silahlarrevaçta!..
Kitlesel eğitim sistemi ABD'de çökmüş durumda. Üni-
versiteyi bitirmeden terk edenlerin oranı yüzde 25. "On ye-
di yaşındaki Amerikalılann yüzde 13'ü okuyamıyor, yaza-
mıyor, toplama-çıkarma yapamıyor." Yüksekteknoloji ala-
nında pattayan ekonomik rekabet, nüfusun yeniden eği-
timini zorunlu kılıyor. Bilgisiz, kara cahil nüfusa sahip bir
ülkenin yannki dünyada yeri, geri sıralarda olacaktır. Bu
ülke ABD bile olsa!.. Bu nedenle ABD, öğrencilerini Avru-
palı öğrenciterie rekabet edebilecek düzeye çıkaracak bir
eğitim sistemini yeniden kurmaçalışması içinde. Aynca '30
milyon işçinin de kitle halinde yeniden eğitilmesi' zorun-
lu görülüyor.
Her beş Amerikalıdan biri, yoksulluk sırurının altında.
Herbeş Arnerikalı çocukdâ yoksulluk içinde büyüyor. Ge-
be kalan küçük yaştaki kızların sayısmdaki büyük artış, be-
bek ölümlerinde 20. sıra, toplumsal dokunun nasıl bozul-
duğunun göstergesi kabul ediliyor. Zengin daha zengin,
yoksul daha yoksul olmakta, Amerikan toplumu keskin bir
şekilde kutuplaşmaktadır.
Geleceği düşünen bütün Amerikah yetkilileri kaygılan-
dıran da bu durumdur... Kötü gidiş böyle sürerse ABD'nin
parçalanmasından korkulmaktadır!
• • •
Hiç olmazsa Amerikah bu durumun farkında.
Bizim için feci olan, ülke kaderinde rol oynayan kurum
ve kişilerin gidişatın farkında olmamaları; daha fecisi, bel-
ki farkında olanların da gününü ve iktidarının keyfini yaşa-
yarak hiçbir şeyi umursamamalandır.
Her şeye rağmen yaşayacağız ve umut edeceğiz.
Mutlu ve sağlıkh yıllar dileklerimle.
(*) Soguk Barış, Sarmal Yayınevi, s. 219, 220, 221.
Diııi baskı nedeniyle bir
fakülte yer değiştiriyor
İZMİT (AA) - Köcaeli'nin
Körfez ilçesinde bulunan Koca-
eli Üniversitesi'ne bağlı Hukuk
Fakültesi'nin. ögrencilere yöne-
lik dini ve politik baskılar nede-
niyle Izmit'e taşınacağı bildiril-
di.
Kocaeli Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Atıfljral,yaptığı açık-
lamada. RP'li Körfez Belediye-
si 'nce tahsıs edilen Turan Güneş
Kültür Sitesi'nde öğrenim ve-
ren fakültesindeki ögrencilere.
bazı çevreler tarafından dini ve
politik baskılaryapıldığı yolun-
daduyumlaraldıklannı söyledi.
65 ögrencinin eğitim gördü-
ğü fakültenin kantinine gelen
yabancı kişilerin. ögrencilere
dini telkinlerde bulunup, Refah
Partisi'nin propagandasını yap-
tıkları yolundaki şikâyetlerin
arttığını kaydeden Kocaeli Ün-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Ural.
maddı durumu yetersiz olan ög-
rencilere bazı olanaklar yaratı-
lıp. "çengel anhııaya'* çalışıldı-
ğının da öğrenildiğini bildirdi.
Öğrencilerin bu durumdan
çok rahatsız olduklarını ifade
eden Ural, şunlan söyledi:_"*Şu
anda 65 öğrencimiz var. Önü-
mü/dekiyıl öğrenci sayısı 250'ye
vükseiecek. Binanın yetersiz ka-
lacağını da göz önüne alarak, ge-
lecek yıl buradan taşınmayı
planlıyorduk. Ancak. öğrencüiB-
re yapılan bu baskılar nedeniy-
le, taşınma işlemini erken bir ta-
rihe almayı düşünüyoruz. Öğ-
rencilerimizin. daha fazla rahat-
sız edilmesine göz y umamayız."
Pof. Dr. Atıf Ural. bu amaçla
lzmit tnönü Caddesi'nde 6 kat-
lı bir bina kiralandığinı ifade et-
ti.
ACI KAYBIMIZ
Şirketimizin kurucu ortağı Teoman Başaran'ın
sevgili kayınpederi, değerli insan
Müteahhit
BEHÇE1 EKMIHANI
28.12.1994 günü kaybetmenin acısı içindeyiz.
Cenazesi 29.12.1994 Perşembe günü (bugün) öğle namazından sonra
Kocatepe Camii'nden kaldınlacaktır.
Merhuma Tann'dan rahmet, ailesi ve tüm sevenlerine sabırlar dileriz.
Penta Miınarhk Mühendislik ve tnşaat Yönetimi Ltd. Şti.
ACI KAYBIMIZ
Şirketimizin kurucu ortağı ve Yönetim Kurulu Murahhas üyesi
Teoman Başaran'ın sevgili kayınpederi değerli insan
Müteahhit
BEHÇE 1 EKMIHANI
28.12.1994 günü kaybetmenin acısı içindeyiz.
Cenazesi 29.12.1994 Perşembe günü (bugün) öğle namazından sonra
Kocatepe Camii'nden kaldırılacaktır.
Merhuma Tann'dan rahmet, ailesi ve tüm sevenlerine sabırlar dileriz.
Penta Iıışaat Saııayii ve Tîcaret A.Ş.