25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 ARALJK 1994 PERŞEMBE KULTUR14 1994'TE TİYATRO AYŞEGÜL YÜKSEL Tiyatro: Medyarun yok saydığı sanat1994, sanatimızın siyaset adamla- nnca ve yerel yöneticilerce en çok "hakaret"e uğTadığı yıl olarak anı- lacak Sanatsal kurumların gelece- ğinı ve ülkemızde tutarlı bır sanat polıtıkasını güvence altına alabıle- cek yasalann neden çıkarılmadığı ve sıyasertekı yozlaşma eğılımı sü- rerse neden çıkanlmayacagı gün gi- bi ortada artık. Tiyatro, opera, bale, dahası sinema bıle sıyasetçilerimi- zin çok uzağında... Bilmem kaç ka- naldan soluksuz yayın yapan görün- tülü medyanın, herkesın bilır bil- mez ağzına geleni söylemesini *ge- çerti" sayan "özgüriükçü (!)" tutu- mu sonucunda, yıllardır yüreklerde gızlenen "sevgisizlik" artık rahatça dile gelebiliyor. Bır kavramın oluş- ması, karşıtının varlığına bağlıdır. Sanata "hayır" diyenler olmasa "sanata evet" denilebilir mıydi hiç? 1994, tıyatronun medya tarafın- dan yok sayıldığı yıl olarak da anı- lacak. Tiyatrocular ancak "sokağa döküldükleri" zaman "haber olma" şansına sahıp. Bir de "talk show"larda, yanlarına "rating"ı yüksek tutacak bır "popçu" ya da "sansasyonel model" katıldığı za- man üç beş laf etme olanağı bulu- yorlar. Sözgelımı Dıyarbakır'dakı bır "faili mec.hu! cinayet" kurbanı- nın kanlı cesedıne "zoom üstün« zo- om" yapmayı pek güzel beceren ka- meramanın patronları, aynı kentte tüm olumsuz toplumsal koşullara karşın Devlet Tıyatrosu"nun oyunla- nnın nasıl ılgı gördüğünü, sokakta- ki adamla ne çok şey paylaştığını bilmiyor bıle Bılse de merak etmı yor. Hoş. merak etse bıle sahnedc izlenen olayı görüntülemek için bu alanda uzmanlaşmak gerekıyor Ne yazık ki tiyatro olayını televızyon seyırcısıne sunma ışınde görüntülü medya emekleme dönemınde bıle değıl Aynca "zor oian"la "kim uğ- raşacak?" Boş ver baleyı, operayı, tıyatroyu, tak aynı "•klip""ı. çal aynı şarkıyı yüz kere. aynı görüntüleri bir ay boyunca farklı haberleri süs- lemek içın kullan, olsun bitsin... çeşttf yörelortndeki Devlet Tıyatroian Oysa 1994 yılı tiyatroyla ilgile- nenler adına sevındıncı bir gelışme- ye tanık oldu. Anadolu'nun çeşitli yörelennde açılmış olan De\let Ti- yatrolan, genç ve coşkulu sanatçıla- nnın ve onlara el veren yönetmen- lenn emeğıyle varlıklannı yadsın- mayacak bıçımde ortaya koydular. Dahası, bu topluluklar kimi yapım- larıyla. Ankara ve tstanbul'daki da- ha deneyımlı, daha çok ünlü sanatçı barındıran sahnelerle yarışma aşa- masına ulaştılar. Antalya'nın "Me- zopotamya Üçlemesi". Trabzon'un " Venedik Taciri". Dıyarbakır'ın "Miletos Güzeli", Bursa'nın "Açık Aile". Adana'nın "Sıkıyönetim" oyunlannın yapımlan, içınde yer al- dıklan kentın sınırlannı aşarak ulu- sal»1 uluslararası şenlıkler ve turne- lerde kazandıklan başanyla tıyatro- muzun tartışma gündemının ön sı- rasına geçtıler. Seyirciyi tiyatroya en çok çekenoyunter 1994'te seyırcıyı tiyatroya en çok çeken oyunlar, HaMun Taner, Tur- gut Özakman ve Vasıf Öngören'ın 1960'lar ve 70"lerde yazdıklan ve çağdaş tiyatro yazınımızın temel aşama taşları sayılan yapıtlar oldu. Geçen dönem Özakman'ın "Bir Şehnaz O>unu"nu sahneleyen An- kara Devlet Thatrosu 1994'te yaza- nn "Fehim Paşa Konağı"nı sahneye çıkardı. Yılın son aylannda da Is- tanbul Şchir Tiyatroları, Taner'ın "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Ya- parım" oyununu, Trabzon Devlet Tiyatrosu "Keşanlı Ali Destanı"nı. Ankara De>let Tiyatrosu da "Lütfen Dokunmayın"ı sergıledi. Öngören ise "Asiye Nasıl Kurtulur" (Ankara Devlet Tiyatrosu) ve Diyarbakır'da En üretken yönetmenlerden Işıl Kasapoğlu, yılın başında ve son aylannda sahneledığı dört çarpıcı oyunla gündemdeydi. Bunlardan biri de Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda oynanan 'Macbeth' idi. •1993/94 dönemi yabancı yönetmen- lerin Türk oyuncularla en sık çalıştıklan bir süreci belirliyor. On dolayında yabancı yönetmenin tam ödenekli tiyatrolarda sahnelediği oyunlardan hepsi "konuk sa- natçı"ya ödenen ücrete değer miydi? Tartışılabilir kuşkusuz. Kendi adıma, izte- diklerimin çoğundan değişik tatlar aldığı- mı söyleyebilirim. Bu yapımlar arasında en çarpıcı olanı Josef Szajna'nın "Izler II" (altta solda) başlıklı çalışması, en çok tartışılanı da Roberto Ciulli'nin Müge Gürman'la birlikte sahnelediği, olumlu ve olumsuz tepkiler bağlamında seyirciyi neredeyse iki kampa bölen "Bernarda Al- ba'nın Evi"ydi (üstte). Her iki çalışma da bu yıl çok başarılı geçen Istanbul Ulusla- rarası Tiyatro Festivali'nde yer aldı. • hazırlanmakta olan "Zengin Mutfa- ğı" ile gündemde. Bu çok sevilen, değerli ve düzeyli oyunların son birkaç yıl içinde sunulan yapımlan olumlu ıle olumsuzu ıç içe banndı- nyor. Yapımlann olumlu yanı, özel- likle Devlet Tıyatroian sanatçılan- nın, geleneksel Türk tıyatrosunun oyunculuk yaklaşımını gerektiren bu oyunlarda kendilerinı sınama, oyunculuk biçemlerini zenginleştir- me olanağına kavuşmaları; olumsuz yanı ise güldürü öğeleriyle örülmüş olmakla birlikte ciddi bir "öz"e sa- hip olan bu yapıtlann, daha çok se- yirciyi güldürmek ve eğlendirmek amacıyla danslı, şenlikli, yerlı yer- siz bır dolu komik öğenin katıldığı bir sahneleme anlayışı içinde oluş- turulması Tıyatronun televizyonda- kı "şov"larla yanşa girmesı gibi, ol- mayacak bir eğılim bu.. Maooıu nuioMirnue yenı nr tiyatro dü arayışı Öte yandan, Anadolu ntüellenn- de yenı bir tiyatro dıli arama çabası son hızla sürüyor. Bu yola yıllardır başkoyan Nurhan Karadağ 1993 sonunda Murathan Mungan'ın "Mahmut ile Yezida"sını (Ankara D.T.), 1994 sonunda da "Taziye"yi (Trabzon D.T.) sahneledı Mustafa Avkıran'ın aynı oyunlara "Geyikjer Lanetter"i de kattığı Mungan "Üç- leme"sı de aynı doğrultuda bır ça- lışmayı yansıtıyor En üretken yönetmenler Kasapoğlu ve Orfaey I994'ün en üretken oyun yönet- menlen Işıl Kasapoğlu ve Ergin Or- bey'di. Kasapoğlu >ılın başında ve son aylannda sahnelediği dört çar- pıcı oyunla gündemde: Dıyarba- kır'da "Macbeth". Trabzon'da "Ve- nedik Taciri" Diyarbakır'da Orhan Asena'nın "Korku"su ve yıne Sha- lcespeare'den "Onikinci Gece". Or- bey ise birkaç yıl önce sahnelediği "Ferhat ile Şirin" sürerken, Eskışe- hir Anadolu Üniversıtesi mezunla- nyla yaptığı "Ben Anadolu" ıle bu kente sürekli hizmet verecek bir profesyonel tiyatronun tohumlannı atıyor Yılın başında Ankara'da "İs- tanbul Efendisi"ni sahneleyen Or- bey, yıl sonunda "Asiye Nasıl Kur- tuİur" ile yine karşımızda.. Medyanın umursamadığı tiyatro- ya 1994'te TÜYAP Istanbul Kıtap Fuan'nda sahip çıkılıyor. Ne mutluluk. fuann bu yılkı ko- nusu "tiyatro edebiyatı". Son ola- rak, 1994'e armağan edilmiş ışıltılı tiyatro kitaplan: Zeynep Oral'dan "Karanhkta Bir Işık", Ayşin Can- dan'dan "20. Yûıytlda Öncü Tiyat- ro", Aziz Çahşlar'dan "Shakespeare Sözlüğü", "Tijîitro Chunlan Sözlii- ğü I ve Il_" • AST'ın 31. yaşını sürdüğü 1994te, bir- kaç yıldır sürekli bir oyun sergileme düzeni geliştiremeyen öteki Ankaralı özel toplu- luklar projelerine devletten destek alamaz- ken Istanbul'da Genco Erkal "Insanla- nm"la (üstte sağda) bir kez daha buluştu- ruyor Nâzım'ı ve seyirciyi. Istanbul'da tiyat- ro ve "mekân" bağlamında arayışlar çeşitli düzlemlerde sürüyor. Kumpanyanın sundu- ğu "Canlanan Mekân"da Naz Erayda, kafa- sındaki bir izleğin sahne tasarımını oluştu- rup, oyunculara, "Haydi oyunla doldurun bu mekânı" derken, Ferhan Şensoy vapur mekânında tiyatroya soyunuyor. • Eşcinsel ve Lezbiye Filmleri Festivalil En önemli rol AIDS'e verilmişti Dünyadaki 'Eşcinsel ve Lezbiyen Film Festivalleri' AMERİKA: San Francisco'da 10 yıldan bu yana "Eşcinsel ve Lezbiyen Filmler Festivalleri" düzen- jeniyor. San Francisco'da , bu festivallerde göster- ilen 300 kadar filmı, ortalama 50 bin seyırcı ızliyor. BÜYÜK BRİTANYA:Londra'da bu yıl ilki düzenlenen festivali, 13 bin kışı ızledı. FRANSA: Eşcinsel ve Lezbiyen Filmler Festivali, 70'lı yıllann ortasında ortaya çıktı. Ilk festival. Politik ve Özgürlükçü Eşcinseller Bırliğı tarafından organize edıldı. 1977 yıhnın Nisan ayında Paris'teki Olympic Sinema Salonu'nda gerçekleştirıldi. Aynı yılın temmuz ayında ise Rochelle, bir festival düzenleyerek eşcinsel filmlen gösterdı. 1978 yılının Ocak ayında Pagode Sineması'nda 15 gün boyunca "Kırmızı Ekran, IVIavi Gece" adı altında bir festival düzelendı Bu festivalde tıcari ve underground filmler göstenldı. Düzenli olarak Nantes'de 7 yıldır "Eşcinsellik ve Sinema", Lille'de ise 3 yıldır "Cinsellik Sorusu" başlığı altında festivaller düzenleniyor. ULUS- LARARASI FESTİVALLER: Her yıl "eşcinsel filmleri" ayn bir başlık altında gösteren Berlin Film Festivali dışında, Cannes ve Venedik Film Festivallen'nde eşcinsel filmlere aynlan bir bölüm yok. Kiiltür Servisi - "Eşcinsel ve Lezbiyen Filmleri Festivali", 15-18 aralık tarihleri arasında Pans'tekı Amenkan Merkezı'nde gerçekleştırildi. Festivalde, eşcinsel dünyasını kuşatan "kimlik, AIDS, uyuşturucu" gibi kımi anahtar kelimelerden yola çıkarak çekilen yüzlerce film gösterildi Tabii festival, aynı zamanda "En iyi eşcinsel film hangisi" gibi ciddi bir soru da yöneitti sinemacılara. Oldukça seçici olmaianna karşın. bu yıl ılk deneyimlerini yaşayan "Eşcinsel ve Lezbiyen Filmleri Festivali" yönetıcıleri, kapılannı herkese sonuna dek açtı ve kimseyı unutmamaya özen gösterdi. Belgesel çekenler, bilim-kurgucular. sıyahlar, beyazlar. zenginler, yoksullar. siyasiler, sanatçılar, üzgünler, gülünçler, üzgünler. iyiler ve kötüler... Herkes bu festıvalın konuğuydu. 1yi olan da buydu zaten. Festivalde en önemli rol. doğal olarak AIDS'e venlmıştı. Onun gölgesı, tüm filmlerin üzenne düşmüştü. Tun Joslinve Peter Friedman ın çektiğı "Silverlake", AIDS korkusunu oldukça abartılı tonlarda veren fılmlerden bıriydi. Bu film AIDS'lı birçiftin can çekişmesinı tüm netliğiyle oldukça açıksözlü bır biçimde veriyor ve bazılan için ölümcül bır film oluyordu. Diğeryanda AIDS'ı konu almasına karşın güzel ve sürpnzlerle dolu filmler de gösteriidı festivalde. Bunlardan bıri, Alman yönetmen Michael Stock'un "Prinz in Hollenland"adlı filmi oldu. Bu film de Berlın'ın eşcinsel çevrelerinde hızlı bır bıçımde cınselliğini yaşarken AIDS'e hiç bulaşmamayı başaran bir gencin öyküsünü aniatıyordu. ICaçınılmaz olarak festivalde "cinsiyet" kelimesi üzerine tartışan filmler de gösterildi. Travestilik, cınsel kimlik ve eşcinsel dünyasında "arzunun nesncteri"... Susan Marenco'nun "Adventures in a Gender Trade", Isaac Julien'ın "Looking for Langston", Philip Brooks ve Kutluğ Ataman'ın "Spikes and Heeis", Beth B.'nın "High Heel Nights", JennHer Lane ve Cathryn Kornilofrun "Butch Wax" adlı * filmleri, bu derin soruşturmada pencerelerini sonuna kadar açan cüretkâr filmlerdi. Festivalde başrolü fuhuşa veren filmler de dikkat çekiciydi. Bu filmler arasında özellikle Lino Brocka'nın 'Macho Dancer'ı. Susana Alkin ve Carios Aparicio'nun belgesel Fılmi 'Salt Mines'ı seyredenlerin uzun süre tartıştıklan filmlerden oldu. Festivalde oldukça başan gösteren belgesel filmler, zaman zaman oldukça kişisel sorunlar çerçevesınde düğümleniyor ve neredeyse sınemada da yeni bir otobelgesel söylem yaratıyordu. Can Yaymlapı'ndan yeni kitaplar •Kültür Servisi - Can Yayınlan, ocak ayında yeni kitaplar yayımlayacak. Nobel Ödüllü Japon yazar Kenzaburo Oe'nin yayınevi tarafından basılan üçüncü kıtabı 'Delilıkten Kurtar Bizı', Yaşar Avunç'un çevirisıyle yayımlanacak. Graham Swift'in 'Sonsuza Kadar' adlı romanı da llknur Özdemir'ın çevinsiyle ocak ayında yayımlanacak kitaplar arasında. Elizabeth DunkeJ'in 'Her Kadın Bir Rus Şaire Âşık Olur' adlı kitabı da Püren Özgören'in çevinsiyle yayımlanacak. Paul Auster'in son romanı 'Levıathan' ise Seçkın Selvi'nın çevinsiyle ocak ayında çıkacak Mersin'de kitap fuarı •MERSİIN (A A) - Mersin II Kültür Müdürlüğü'nün ıkı yayınevi ıle birlikte düzenledığı kilap fuan sürüyor. Kültür Müdürlüğü Fuayesı'nde açılan fuarda, 40 yayınevinin yaklaşık 5 bin kitabı sergileniyor. Fuarda, kitaplar yüzde 20 indinmli satılıyor. 21 ocak tarihine dek açık kalacak fuarda imza günleri düzenleniyor. Lütfü Özsoy ve Güler Erçin Aras sergisi •Kültür Servisi - Lütfü Özsoy ve Güler Erçin Aras'ın resımleri, Türkıye tş Bankası Sanat Galensı'nde sergılenecek. 2 ocak günü açılacak sergı, 20 ocak gününe dek açık kalacak. Lütfü Ozsoy, çeşitli okullarda resim öğretmenlıği ve yöneticılık görevlerinde bulundu. 1972 yılından 1985 sonuna kadar bakanlık müfettışliğı ve başmüfettişlik yaptı. 1985'te emeklı olan sanatçı, resim çalışmalannı sürdürüyor. Güler Erçin Aras ise Devlet Güzel Sanaatlar Akademısı Cemal Tollu Atölyesı'nde resim öğrenımi gördü. 38 kişisel sergi açan sanatçı, pek çok karma sergiye katıldı. Müfide Çalık seramik sergisi •Kültür Servisi - Müfide Çalık'ın seramik sergisi 5 ocak tanhıne dek Destek Reassürans Galensf nde sürüyor. Seramik sanatçısı Müfide Çalık 70 parça tabak, çanak ve panosunu sergiliyor. Yurt içinde ve dışında bir çok sergı açan sanatçı, davetli olarak Romanya'da çağdaş Türk seramığını temsılen bir sergi açtı. Istanbul, Ankara, lzmır gibi büyük şehirlerde sergi açan Çalık'ın; hastane, sinema ve bankalarda yapıtlan bulunuyor. Yapıtlannda çağdaş bir form estetıği içinde renge çok önem veren sanatçı renk tutkusuyla kendini en iyı şekilde dile getırdığıne ınanıyor: "Sırlanmı kendım ürettığım ıçın kullandığım renkler özgündür. Yapıtlanmda ımzam renklerimdir." 'Költür evrenseldip ve süpeklidip' • Kültür Servisi - Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği Istanbul Şubesı, Istanbul Surlan ile ılgili birkaç gündür süren tartışmalar üzerine bir açıkJama yaparak aydınlara ve kamuoyuna çağnda bulundu. Açıklamada, dünyanm ikinci büyük anıtsal savunma sistemi olan Istanbul Surlan'nın. yasalara karşm, Bizans eseri olması savı ileri sürülerek yıkılabilirliğinin tartışıhr hale getirilmesi ve bunun bu eserleri kayıtsız şartsız korumakla mükellef kişi ve kurumlarca da desteklenmesinin ileriye dönük kaygılan artürdığı belirtiliyor: "Kültür evrnseldir ve süreklidır. Bunun en güzel kanıtı da yine söz konusu Istanbul Surlan "nın kendi bünyesinde mevcuttur. Bizans'tan önce de var olmuş, Bizans döneminde genişletilmiş ve ilerleyen zaman içinde Osmanlı döneminde de kullanılmıştır." 'Klasik Müzik' dergisi • Külrür Servisi - İki ayda bir yayunlanan Klasik Müzik dergisinin son sayısında "Müzik Dünyasından Haberler", "Muzikseverlere Yeni Seçenekler", "Kim Kimle Ne Kaydediyor?", "En Çok Dınlediklerimiz" gibi bölümlerin yanı sıra, Mesut Kenan Ergün'ün "Bir Klasik Müzik Dostundan", Prof. Dr. Cevad Memduh Altar'ın "Müzikte Neden Çokseslilik?". Evin İlyasoğlu'nun "Müziğin Kanatlan" adlı kitabından alınan Cemal Reşit Rey'le yapılan söyleşi, Namık Sinan Turan'ın "Atatürk ve Müzik Devrimi", Faruk Yener'in "Cumhuriyet Döneminde Opera ve Başka Müzikli Oyunlar" başlıklı yazılan da yer alıyor. Aydın Büke, Salzburg Müzik Festıvali'nin en önemli etkinhklerinden olan Patrice Chereau'nun "Don Giovanni"si üzerine izlenimleri, Oya Ergün'ün Cem Mansur'la yaptığı bir söyleşi ve Serhan Balı'nin plak eleştinleri, derginin diğer vazılan arasında.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle