Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yönetmenr. Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet
Çetinka\a# Yazıışlerı Müdürleri.
lbrahim Vıldız (Sorumlu), Dinç Tavanç
# Haber Merkezı Müdürü Hakan fcara
# Görsel Yönermen: Fikret Eser
D15 Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat: Yalçın Çakır
0 Ekonomı Bülent Kızanlık • Rad\o-TV. L'ygar
Eremektar • Kultur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler Mehmet
Saraç # Makaleler Sami Karaören # Çe\ırı
Sevfettin Turhan • Duzeltme Abdullah Yazıcı
Yayın Kurulu. İlhan Selçuk
(Ba^kan). Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkaya, Şiikran Soner, Ergun
Balcı,Dinç lavanç. İbrahim Yıldız,
Orhan Bursalı, Muslafa Balbav.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay # Haber Müdüru Doğan
Akın Atatürk Bulvarı No. 125. Kaf4, Bakanlıklar-Ankara Tel
4195020 (7 hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı. Serdar
Kızık,H ZıyaBlv. 1352S 2 3 Tel 4411220. Faks 4419117©
Adana TemsılciM Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119S No 1
Kat:I.Tel 3522550, Faks-3522570
Müessese Müdürü Erol Erkut • Koordınator
Ahmetkorulsan#Mıiu.scbc Bülent Yener
0 tdare Hüse\in Giirer • Islctmc Önder
Çeiik • Bılgı-lşlem Nail İnal • Bılgisa>ar
Sıstem. Mürüvet Çiler • Reklam Reha
Işıtman • Halkla llışkıler ISurten Berksoy
Ya)unlavan ve Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Basın ve Yaymcılık A $
Turkocajıcad 39 41 Cagalojlu 34334 lsl PK. 246 Ulanbul Tel (0 212) 512 05 05 |2U hall Teleks 22246. Faks (0 212)513 85 95
17ARALIK 1994 Imsak: 5.44 Güneş. 7.16 Öğle: 12.07 IkındV 14.24 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.11
Sophia Loren içiıı
yaşın önemi yok
• Çeviri Servisi - Ünlü fılm
yönetmeni Robert Altman'ın
son filmi 'Pret-A-Porter'ın
galası geçen günlerde New
York'ta yapıldı. Filmin
oyunculanndan Sophia
Loren, 60 yaşına karşın
güzel liğinden hiçbir şey
yitirmediğini bir kez daha
gözler önüne serdi. Sophia
Loren'in yanı sıra pek çok
ünlü oyuncunun rol aldığı
fîlmde Altman, bu kez de
moda dünyasinda dönen
dolaplan hedef alıyor. Gala
gecesine katılan Kim
Basinger, Julia Roberts,
Lauren Bacall, Nino Cerruti,
Marcello Mastroianni,
Altman ile çahşmanın bir
ayncalık olduğunu ileri
sürdüler.
İtalyan
mankenler
İstanbul'da
• JSTANBUL(AA)-
Dünyaca ünJü manken
Samantha de Grenet'in de
aralannda bulunduğu 13
İtalyan manken dün, Zeki
Triko'nun mayo defılesine
katılmak üzere uçakla
İstanbul'a geldi. Hilton
Convention Center'da bu
gece gerçekleştirilecek
defılede italyan mankenler,
Zeki Triko'nun 1995 yıb için
hazırladığı mayolan
sergileyecekler.
Çatalca'ya
üniversite
• tstanbui Haber Servisi-
Çatalca'da kurulması
düşünülen îstanbul Baü
Üniversitesi'nin temeli, 1995
yılında atılacak. Söz konusu
üniversiteyi yaptıracak olan
İstanbul Lisesüer Vakfı
üyeleriyle görüşen SHP'li
Çatalca Belediye Başkaru
FıratAykut,Orman
Bakanlıgı,Hazineve
belediye arasında süren
davanm Orman
Bakanlığı'nın lehine
sonuçlanması dunımunda
aradan cekilebileceklerini
söyledi.
Şehitaileleri
dentli
• İSTANBUL (AA). Şehit
Aileleri Dayanışma ve Sosyal
Yardımlaşma Derneği
(ŞAD-DER) Başkam Kemal
Cebeci, şehit ailelerinin
isminin yardım adı altında
düzenlenen bazı
organizasyonlara alet
edilerek para toplandığını
söyledi. Cebeci. dün
Edirnekapı Şehitliği'nde
yapüğı basın toplantısında, 1
Ekim 1994 günü Ahmet
San'ın organizasyonunu
üstlendiğivetnönü
Stadyumu'nda
gercekleşktirilen Emrah
konserinin ilanlannda.
gelirin terörden zarar gören
şehit ailelerine verileceğinin
belirtilmesine karşıhk,
bugüne kadar kendilerine
böyle bir yardım parasının
ulaşmadığını açıkladı.
Üniversite sınavında ilk 200'e girenlere verilen yurtdışı bursuna 50 öğrenci başvurdu
Çjfler bursuna âgi az•Başanlı öğrencilere verilen
devlet bursu beklenen ilgiyi
görmezken, ODTÜ, Bilkent ve
Boğaziçi üniversiteleri
yöneticileri uygulamayı
eleştirerek, öğrencilenn lisans
eğitimi yerine lisansüstü ve
doktora için yurtdışına
gönderilmesınin daha yararlı
olacağını belirttiler.
FİGEN ATALAY
Üniversite sınavında ilk 200'e gıren öğ-
rencilere tanınan yurtdışı eğitim bursuna
bu yıl sadece 50 öğrenci başvurdu. Geçen
yıl başvuran 137 öğrenciden 114'ü, yurt-
dışında üniversite öğrenimine başlayabil-
mek için hâlâ işlemlerinin tamamlanma-
sını bekliyor.
Başanlı öğrencilere yurtdışında lisans
eğitimi için devlet bursu verilmesi, OD-
TÜ, Bilkent ve Boğaziçi üniversiteleri yö-
neticilerince eleştirildi. ODTÜ ve Bilkent
rektörleri, öğrencilerin yüksek lisans ve
doktora için yurtdışına gönderilmelerinin
daha jararlı olacağını belirtirken. Boğa-
ziçi Üniversitesı Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Hamit Fişek ise gönderilecek öğren-
cilerin yalnızca akademik başan sınavı
sonuçlanna göre seçilmelerinin doğru ol-
madığını söyledi.
Çüler'in müjdesi
Başbakan Tansu ÇUIer, üniversite sı-
navında ilk 200'e giren öğrencilere birer
mektup göndererek, "üstün başanlannın
karşıhğı olarak vurtdışı eğkün bursu ile
ödüliefldirildiklerini
n
müjdeledı.
Ancak, 200 öğrenciden 150'si üniver-
site öğrenimini yurtdışında görmek yeri-
ne, kazandıklan ODTÜ. Bilkent, Boğa-
ziçi ve İTÜ gibi üniversiteleri tercıh etti-
ler.Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınan
bilgiye göre ise eğitim için yurtdışına
gönderilen öğrenci ve araştırma görevli-
si sayısı önümüzdeki yıl ıki katına çıka-
nlacak. Yani araştırma görevlisi konten-
Özel dershaneler de uygulamaya karsı
'Seçim yöntemi yanlış'
Özel Dersaneier Birliği (ÖZDEBİR) Başkam Ibrahim Ankan, seçim yönteminin
üniversite giriş sınavına bağlanmaması gerektiğini belirterek şu öneride bulun-
du: "tstekli öğrenciler, önce eğitim yapacağı branşta bilgi sınavından geçmeli.
Başanlı olanlarla ayrıca >üz yüze görüşme yapmak gerekir. Bu görüşme, ünKer-
sitelerdcn oluşturulacak kurul tarafından vapılmalıdır."
Yurtdışına gönderilen öğrencilerin başan durumlan takip edilmeli. Öğrencilerin
tekrar Türkiye'ye dönmeleri belirli sözleşmelere bağlanarak sağlanaDİIirTMat-
Fen dersanesi kurucusu Nevzat Karataş ise "Türkiye'nin altın çocuğu olan bu
gençler yurdumuzda kazandıklan üniversitelerde lisans eğitimlerini tamamla-
maİL Bu gençleri lisans yerine yükseklisans için göndermelL Böylece devlet,
öğrenciye dört yıl yerine iki yıl destek vereceğinden bir öğrenci yerine iki öğrenci
Amerika'ya gönderilebilir" dedi.
janı 1600. başanlı öğrenci kontenjanı ise
400 olacak.
Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ali Doğramacı. yurtdışına lisans prog-
ramlan yenne lisansüstü programlara öğ-
renci gönderilmesindebüyük yarar oldu-
ğunu vurguladı. Bilkent Rektörü,
ABD'deki iyi ünıversitelere başvuru tari-
hinin bir önceki yılın aralık ayında oldu-
ğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdür-
dü:
'Kontenjan israfi'
*Oy sa üniversite giriş sınav sonuçlan o
akademik yılın ağustos ayında belli ol-
maktadır. Bu durumda öğrencilerin yıl
kay betmeden iyi bir üniversiteye girişleri
mümkün degiklir. Önerilen sistemde, öğ-
renci bir yıl TürkiyeYje kazandığı iinrver-
sheye devam edecek. Birinci sene sonun-
da ABD'deki üniversiteye kaydını yaptıra-
caktır. Türkiye'de ilk 2Ö0'e giren öğrenci-
ler Türkiye'nin en seçkin bölümlerini ka-
zanarak bu bölümlerin kontenjanlannı
kullanmaktadıriar. Bu öğrencilerin burs
alarak \ urtdışına gitmesi dunımunda bu
kontenjanlar boş kalacak ve biiyük bir is-
rafa neden olacaktır.
ABD'de 3600'ün üzerinde jükseköğre-
tinı kurumu vardır. Ancak bunlann çok
küçük bir oranı devletin burs vermesini
haklı kılacak se\iyede üstün eğitim ver-
mektedir. ABD'nin ilk 20 üniversitesi ka-
nımca dünyanın en iyi üniversiteleri ara-
sındadır. Bizim sunduğumuz eğitim sevi-
yesi ABD üniversitelerinin biiyük çoğun-
luğundan geri değildir."
Tlk 200'e giren öğrencilerin en büyük
yüzdesinin üniversitelerinde olduğunu
belirten Prof. Dr. Ali Doğramacı. şu öne-
ride bulundu:**Eğer lisans eğitimi için
ABD'ye öğrenci gönderilmesi düşünülü-
yor ise, bunun bir çözümü üni\ersite giriş
sınavlannda yurtdışı üni\ersiteleri için bir
kod koy^rak\urtdışındaögrenim görmek
isteyen öğrencilerin tercihlerinisına\ ın ba-
şında yapmalarıdır."
Lygulama kaldınlmalı
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Süha Sevük,
lisans öğrencilerinın yurtdışına gönderil-
mesini yanlış bulduğunu, bursun yüksek
lisans ve doktora için verilmesinin daha
uygun olacağını vurguladı. ODTÜ Rek-
törü, "Bizde ilk 200'e girmış 40'a yakın
öğrenci var. 4-5'i burs için bana danıştı
ama gıdeceklerini zannetmıyorum. Öğ-
rencilerin küçük yaşta yurtdışına gönde-
rilmesi kanaatinde değilim. Bu çocuklar
çok zeki, ama lise ortamından üniversite
ortamına geçişte ciddi bunalımlar yaşa-
yanlar oluyor. Bu sorunu ülkemizde çö-
zümlemek daha kolay"dedi.
ODTÜ'nün lisans eğitimi açısından
ABD'deki en seçkin üniversiteler arasın-
da olduğunu belirten Prof. Dr. Süha Se-
vük, "Bu tür kararian çok acele alma-
mak gerekir. Alınması halinde de yanlış-
lann kabul edilip düzeltilmesi gerekir. Bu
burslar kamu kaynaklanndan karşılanı-
yor. Yüksek lisans \e doktora için müm-
kün olan en çok sa\ ıda öğrencinin yurtdı-
şına gönderilmesi taraftarn ım ama lisans
için vanlış" dıye konuştu.
Akademik yetenek yeterti değil
Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardım-
cısı Prof. Dr. Hamıt Fişek, "geneldegenç-
lerin yurtdışında eğitim görmelerini, kü-
reselleşen dünyada Türki\e'nin hak etti-
ği yeri alabümesi açısından yararir bul-
duğunu, ancak üniversite sınavında ilk
200'e giren öğrecilere yurtdışı eğitim ve-
rilmesindesakıncalargördûğünübelirtti.
Prof. Dr. Fişek, yurtdışı eğıtimde başan-
nın tek şartının akademik yetenek olma-
dığını, yabancı bir kültüre uyum sağla-
mak ve tek başına bir çalışma düzenı ku-
rabilmek yeteneklerinin akademik başa-
nnın ön şartlan olduğunu söyledi. Prof.
Fişek. ikinci sakıncanın da Amerika'da
özellikle önde gelen üniversıtelenn ol-
dukça karmaşık öğrencı kabul prosedür-
leri olduğunu hatırlatı.
Bilkent Rektörü Prof. Dr. Ali Doğra-
macı ve ODTÜ Rektörü Prof. Dr Süha
Sevük, 17-18 yaşında yurtdışına giden bir
üniversite öğrencisinin Türkiye'ye dön-
mesi olasılığının, mezuniyet sonrası bir
eğitim için yurtdışına giden bir öğrenci-
nin dönmesine oranla daha az olduğunu
söylediler.
Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardım-
cısı Prof. Dr. Hamit Fişek ise 'beyin gö-
çü' problemi olduğunu düşünmediğinı
belirterek, "Bugün vükseköğretim gör-
müş bir gencimizin, birkaç yıl yurtdışın-
da, birkaç yıl yurtiçinde gibi bir çalışma
düzeni oluşturması nomıaldir" dedi.
Kumsallarçiçek bahçesine dönecek
tstanbui Haber Servisi- Güneş, deniz ve kum üçgeninde
bronzlaşmak isteyen harumlar, önümüzdeki yaz mevsiminde,
mayo ve bikini seçerken epey zorlanacak. Çünkü mayo
firmalannın, tanıümına kış ortasında başladıklan 1995 mayo
ve bikini koleksiyonlan geniş bir yelpazeye yayıhyor.
Nelson'un 1995 koleksiyonu ise önceki akşam Swissoteİ"de
tamüidı. Koreografisini Sait Sökmen'in yapüğı defılede, 220
parçadan oluşan 95 model mayoiar, aralannda Arzum
Onan, Özlem Kay maz. Deniz Pulaş, Sibel Tan, Esin
Morahoğlu, Demet Yonıç, Eyşan Özhim'in de bulunduğu
mankenler tarafından sunuldu. Çiçek motiflerinin
ağırhk kazandığı Nelson koleksiyonunda a> nca siyaha ayn
bir önem verildiği dikkat çekti. Şapkalann yanı sıra hasır
mayoiar da oldukça ilgi topladı. Çiçek motifli mayoiar, 1995
yazında kumsallann çiçek bahçesine dönüşeceğini
müjdeledi. N'elson defılesinde aynca Türk pop müziği
sanatçısı Asya da podvuma çıkarak birkaç parçasını
seslendirdi.("Fotoğraf:*AHMET ŞIK)
. ideniz yanıyor, kamınızda ra-
hatsızlık duyuyorsunuz. Ağzınıza acı
sular geliyor, hep gazdan yakınıyor-
sunuz. Yazık, bizi dinlemediniz, so-
nunda mide hastalıklanna yakalandı-
nız. Biz, size "Çok düşünmeyin kar-
deşün" demedik mi? Dedik, ama din-
lemediniz. Boyuna düşünüyorsunuz,
doluya koyuyorsunuz almıyor, boşa
koyuyorsunuz dolmuyor. Ama biz
söyledik, "Çok düşünme kardeşün"
dedik, "Olabilirse hiç düşünme" de-
dik. Dinlemediniz, düşündünüz dü-
şündünüz, sonunda kendinizi hasta
ettiniz. Şimdi bu iş biraz ülsere gider.
Önce gastrit falan idare eder, ama
sonra işte "12 parmakta ülser" der-
ler, perhizdi-ilaçtı, dikkat edeceksi-
niz. Düşünmeyin benim güzel kar-
deşlerim, düşünmeyin ki ülser olma-
yasınız. Görmüyor musunuz şu dü-
şünmeyen vatandaşlanmız nasıl sağ-
lıklı? Düşünmek zararlıdır canlanm
ciğerlerim. Bırakın sizin yerinize baş-
kalan düşünsün ya da onlar da düşün-
mesin ki ülser de olmasınlar değil mi?
Yüce Meclisimiz de "Aman vatan-
daşlanmız pek düşünmesin"diye çır-
pınmıyor mu? Neden çırpınıyor mil-
letimizin vekilleri? Asillerinin mide
sağlığını hesaba katıyorlar da ofldan.
Özgür düşünce mideyi deler, benim
güzel kardeşlerim. İşte bizden size
kardeşçe bir öğüt: "Midesini seven
düşünmez." Bu pek faideli özdeyişi
evinızm her yanına asarsanız mideni-
ze de. aılenize de, tarihinize, cograf-
yanıza da hizmet edersiniz. "Nasıl
hizmetetmişolunım" diye sormayın.
Bırakın onubaşkalan düşünsün. Ken-
dinizi ülser etmeyin be canım. Ta-
mam mı?
Rtıktan nasıl
korunursunuz?
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Sonunda ülser oldunuz...
BOHRINGER INGELHEIM
109 yaşmdaki Alman
Türkiye ilaç pazannda
İstanbul Haber Servisi- Dün-
ya sıralamasında 20. ve Alman-
ya'nın 3. büyük ilaç şirketi ko-
numunda bulunan Böhringer
Ingelheim, Türk pazanna gırdı.
Farmasotik, biyolojik ve kım-
yasal araştırma ürünleriyle ta-
nınan şirketin 1993 yılında top-
lam cirosu 5.7 milyar mark ola-
rak saptandı.
Türkiye dışında birçok Avru-
pa ülkesinde ve
ABD, Kanada, Ar-
jantin ile Japon-
ya'dayan kuruluşla-
n bulunan Böhrin-
ger Ingelheim'ın
dünya üzerindeki
160 şirketinde, toplam 24 bin
kişi çalışıyor. Yine 1993 yılın-
da AR-GE (Araştırma-Geliştir-
me) çalışmalanna 878 milyon
mark ayıran şirket, 3 bin 579
personeli de bu alanda görev-
lendirdi.
Türk ilaç sanayicilerinin,
" kâr edilemeyen zorbirdönem"
olarak değerlendirdiklen bu-
günlerde piyasaya giren şirket,
İngiltere
Sigara sanayiine
trilyonluk tehdit
Çeviri Servisi - Sigara sana-
yiinin başı uzun yıllardan beri
dertte. Sıkıntının nedeni de
ürettikleri nesnenin insan sağlı-
ğına zararlı olması.
ijımdı bu sanayi İngiltere'de
hıç beklenmedık bir tehditle
karşı karşıya. lngiltere'de bir
araya gelen kalabalık bıravukat
grubu. Amerika'dan kendilerine
katılan ünlü ve başanlı meslek-
taşlanyla birlikte 60 kişilik bir
grup halinde lngiltere'nin baş-
ta gelen yedi büyük sigara fir-
ması aleyhine birkaç milyar do-
larlık dava açmaya hazırlanıyor.
Avukatlar, sigara üretıcısi fir-
malann, nikotinin ınsan sağlığı-
na zararlannı. neden olduğu
sağlık bozukluklannı yıllardır
bildikleri halde bu konuda tır-
yakileri uyarmadıklan, ılgıli
yükümlülüklerinı yerine getır-
medikleri için sigaradan zarar
görmüş onlarca milyon tiryaki-
ye tazminat ödenmesini isteme-
ye hazırlanıyorlar. lngiltere'de
Çırağan Sarayı'nda görkemlı
bir kuruluş resepsiyonu düzen-
ledi. Temel felsefesi, "her ulus-
lararası pazann karakteristik
özelliklerine, müşterilerin istek-
lerine ve koşullann gerektirdiği
çözümlere yönelik hareket ede-
rek hizmet ettiği pazara gerekli
tüm özeni göstermek" olarak
özetlenen şirketin, Türk pazan-
na sunacağı ilk ilacın ise "Ac-
tilyse R" olduğu
açıklandı. Actilyse
R, tıp çevTelerinde
"akutmhokard en-
farktüsü geçiren ki-
şilerde koroner ar-
terierin açılmasını
sağlayarak kalp krizlerinde ha-
vat kurtarma olasılığını arttıran
ve eşdeğeri bulunmayan bir
üriin" olarak tanımlanıyor.
Almanya'da, 1885 yılında kü-
çük bir tartarik asit fabrikası sa-
tın alarak üretime başlayan şir-
ket, aynca Eczacıbaşı ile işbir-
liğınde bulunarak "Buscopan"
ve "MeKitil" gibi ilaçlan da üre-
tecek.
açılacak davada Amerika'dan
da en az 50 milyon nikotinden
zarar görmüş tıryakının temsil
edileceği dikkate alınırsa iste-
necek tazminatın boyutlan da-
ha kolay tahmin edilebilir.
Firmalar. gınşımın bir sonuç
vermeyeceğinı ıleri sürmekle
birlikte hıç de kaygısız sayıl-
mazlar. Hatta onlann kaygılan-
nı Amenka'dakı eş firmalann
da paylaştığı anlaşılıyor.
Silikon tazminatı
Böyle bir davaya olmaz gö-
züyle bakanlara anımsatılabile-
cek pek de eski olmayan bir
olay var:
Grubun Amenkan üyelennı
oluşturan avukatlar, birkaç yıl
önce silikon göğüslerle ilgilı
olarak dava açmış ve 17 avukat-
tan oluşan topluluk silıkonze-
delere 4.25 milyar dolarlık taz-
minat ödenmesini sağlamış,
kendileri de bundan 1 milyar
dolarlık bir pay almışlardı.
utbol hastalan fıtıktan koruna-
maz. bu bir. Kardeşim nasıl korun-
sunlar? Takımlan gol atacak diye
beklemekten hepsi fıtık oluyor. Ha
attı ha atacak diye beklerken kasıkla-
nnda bir şişme başlıyor. Akın sağdan
gelişiyorsa sağ fıtık tarafı şişiyor, sol-
dan koşuyorlarsa sol fıtık kıpırdıyor.
Derken bizim takımın yıldızı, topu
özel bir maharetle avuta şutluyor. Ta-
raftar ne yapsın, ellerini fıtıklanna
bastınp yeni bir akın bekliyor. Spor
sağlığı bölümüne yeni bir dilim aç-
mah da 'taraftar fitığı' için klinikler
kurmalı. Bu konuda çok geri kaldık
canım. Stadyum önlerinde>kasık ba-
ğı satışlan başlamadan. bu çok önem-
li konu ele alınmah. Televizyonlan-
mızdaki saatlerce saatlerce süren spor
programlannda hiçbir zaman 'taraf-
tar frağı sorunu' ele ahnmıyor. Olur
mu kardeşim? Memleketın en önem-
li sorunlannın başında gelen bu ko-
nu nasıl da atlanıyor? Zaten neden
ilerlemiyoruz? Vatandaşm sorunla-
nyla ilgilenmiyoruzdaondan. Derdi-
mizi anlatamıyoruz, sonra da fıtık
oluyoruz. Umuyorum ki hepimizin
şefi Abdülkadir Yücelman bu konu-
ya el atar ve öncülük yapar da hepi-
miz kurtuluruz. Fıtık olduk fıtık, ge-
ri yanı kıtık.
Kaşm kaştı, budur işin...
'ayın doktorum, ben bir sü-
redir kaşıntı illetine tutuklum,çaresi-
ni bulannyorum" diyor bir okuru-
muz. Doktorlara koşmuş, 'kurdeşen'
demişler, ilaç vermişler, perhiz öner-
mişler. çare olmamış. Şimdi "Ne ya-
pajim" diye bize soruyor. Şimdi ne
diyelim bilmiyoruz. ama dertli oku-
rumuza hak veriyoruz. Memlekette
son zamanlarda bu 'kaşuıtı Uleti' çok
arttı. Neden diye sorarsanız. herkes
bir şey söylüyor. K.imilerine göre li-
derlerin mal beyanından sonra mille-
tin kurdeşen illetine tutulduğu anla-
şılıyor. Tansu ÇUler'le Necmettin Er-
bakan Hoca'nın mal beyanlan pek et-
kili olmuş. Demek ki vakti zamanın-
da birkaç yüz bin liran olursa şimdi
maşallah 'Karun kadar' zengin olur-
muşsun. Tansu Hanım'da bir el bere-
keti varmış ki o kadar olur. Arsalar
evler, paralar pullar derken modern
olduğundan Amerika'larda çarşılar,
okullar almış. Kırk bir kere maşallah.
Necmettin Hoca da alnından ter ye-
rine dolarlarla marklan akıtmış. Ev-
lere arsalara, bir de Mersedes araba-
lara ne ter gitmiş kim bilir? Vatanda-
şın da kıçından ter damlıyor. ama de-
mek ki yanlış yerden damlıyor. Ora-
dan damlayınca bir şey olmuyor da
alından damlayınca böyle oluyor. İş-
te böyle sıkılınca da insanlar kaşın-
maya başlıyor. Bu kaşıntı illeti pek
fenadır. Kaşına kaşına orası burası
yolunur da Allah muhafaza etsin ya-
raya döner. Şimdi benim güzel kar-
deşlenm, böyle kaşınmanın faydası
yok. Herkesin eli bereketli olmaz. boş
yere kafanızı takmayın. Elden ele
fark var değil mi? Tansu Ablamızda
el bereketi var, Necmi Hocamızda dil
bereketi. Eh böyle bereketli olunca
da turtuğu altın olur. Siz de gidin, ba-
şarabilirseniz bir tarafınızı tutturun,
orası altın olsun, siz de zengin olun.
Kaşınmakla hayat geçmez benim can
vatandaşlanm.
Miyop musunuz?
zı dinlersiniz. Uzaklarda bir şey yok
canım. Öyle a\al aval bakarken ol-
madık şeyler görürsünüz de canınız
sıkılır. Keşke herkes miyop olsa da
dünyaya huzur gelse. Öyle bir 'miyo-
pistan" memleketi olsa da orada ya-
şayıp rahat etsek değil mi? lstemi-
yorsunuz. ille de uzaklara bakıp hu-
zurunuzu kaçıracaksınız. Vallahi siz
rahatınızı bilmiyorsunuz. ne diyelim.
Uzaklara bakıp durun. ama sonra bi-
ze, "Yok kaşınıyorum, yok ülser ol-
dum" demeyın. İşte bizden size dost
nasihatı: "Miyopunuzun kıymetini
biün." Zaten sizi yönetenler de öyle
yapıyor. Hafta da böyle bitiyor.
zağı göremiyorsunuz, derdi-
niz bu mu? Siz yatın kalkın Allahı-
nıza şükredin. Gözleriniz bozuldu da
gözlük almayı düşünüyorsunuz. Sa-
km ha. böyle faydasız şeyleri düşün-
meyin. Miyop hastalığı, Tann'nın bir
lütfudur ki herkese vermez. Siz önü-
nüze bakın kardeşim, uzaklara bakıp
da ne göreceksinız. Herkes önüne
baksa kavga çıkar mı? Hem önünü-
ze bakmanın ne zaran var? Zaten
önünüzde de görülecek bir şey yok
ya. Siz de öyle boş boş bakıp kafanı-