27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmenr. Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinka\a# Yazıışlerı Müdürleri. lbrahim Vıldız (Sorumlu), Dinç Tavanç # Haber Merkezı Müdürü Hakan fcara # Görsel Yönermen: Fikret Eser D15 Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat: Yalçın Çakır 0 Ekonomı Bülent Kızanlık • Rad\o-TV. L'ygar Eremektar • Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler Mehmet Saraç # Makaleler Sami Karaören # Çe\ırı Sevfettin Turhan • Duzeltme Abdullah Yazıcı Yayın Kurulu. İlhan Selçuk (Ba^kan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya, Şiikran Soner, Ergun Balcı,Dinç lavanç. İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Muslafa Balbav. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay # Haber Müdüru Doğan Akın Atatürk Bulvarı No. 125. Kaf4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı. Serdar Kızık,H ZıyaBlv. 1352S 2 3 Tel 4411220. Faks 4419117© Adana TemsılciM Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119S No 1 Kat:I.Tel 3522550, Faks-3522570 Müessese Müdürü Erol Erkut • Koordınator Ahmetkorulsan#Mıiu.scbc Bülent Yener 0 tdare Hüse\in Giirer • Islctmc Önder Çeiik • Bılgı-lşlem Nail İnal • Bılgisa>ar Sıstem. Mürüvet Çiler • Reklam Reha Işıtman • Halkla llışkıler ISurten Berksoy Ya)unlavan ve Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Basın ve Yaymcılık A $ Turkocajıcad 39 41 Cagalojlu 34334 lsl PK. 246 Ulanbul Tel (0 212) 512 05 05 |2U hall Teleks 22246. Faks (0 212)513 85 95 17ARALIK 1994 Imsak: 5.44 Güneş. 7.16 Öğle: 12.07 IkındV 14.24 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.11 Sophia Loren içiıı yaşın önemi yok • Çeviri Servisi - Ünlü fılm yönetmeni Robert Altman'ın son filmi 'Pret-A-Porter'ın galası geçen günlerde New York'ta yapıldı. Filmin oyunculanndan Sophia Loren, 60 yaşına karşın güzel liğinden hiçbir şey yitirmediğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sophia Loren'in yanı sıra pek çok ünlü oyuncunun rol aldığı fîlmde Altman, bu kez de moda dünyasinda dönen dolaplan hedef alıyor. Gala gecesine katılan Kim Basinger, Julia Roberts, Lauren Bacall, Nino Cerruti, Marcello Mastroianni, Altman ile çahşmanın bir ayncalık olduğunu ileri sürdüler. İtalyan mankenler İstanbul'da • JSTANBUL(AA)- Dünyaca ünJü manken Samantha de Grenet'in de aralannda bulunduğu 13 İtalyan manken dün, Zeki Triko'nun mayo defılesine katılmak üzere uçakla İstanbul'a geldi. Hilton Convention Center'da bu gece gerçekleştirilecek defılede italyan mankenler, Zeki Triko'nun 1995 yıb için hazırladığı mayolan sergileyecekler. Çatalca'ya üniversite • tstanbui Haber Servisi- Çatalca'da kurulması düşünülen îstanbul Baü Üniversitesi'nin temeli, 1995 yılında atılacak. Söz konusu üniversiteyi yaptıracak olan İstanbul Lisesüer Vakfı üyeleriyle görüşen SHP'li Çatalca Belediye Başkaru FıratAykut,Orman Bakanlıgı,Hazineve belediye arasında süren davanm Orman Bakanlığı'nın lehine sonuçlanması dunımunda aradan cekilebileceklerini söyledi. Şehitaileleri dentli • İSTANBUL (AA). Şehit Aileleri Dayanışma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (ŞAD-DER) Başkam Kemal Cebeci, şehit ailelerinin isminin yardım adı altında düzenlenen bazı organizasyonlara alet edilerek para toplandığını söyledi. Cebeci. dün Edirnekapı Şehitliği'nde yapüğı basın toplantısında, 1 Ekim 1994 günü Ahmet San'ın organizasyonunu üstlendiğivetnönü Stadyumu'nda gercekleşktirilen Emrah konserinin ilanlannda. gelirin terörden zarar gören şehit ailelerine verileceğinin belirtilmesine karşıhk, bugüne kadar kendilerine böyle bir yardım parasının ulaşmadığını açıkladı. Üniversite sınavında ilk 200'e girenlere verilen yurtdışı bursuna 50 öğrenci başvurdu Çjfler bursuna âgi az•Başanlı öğrencilere verilen devlet bursu beklenen ilgiyi görmezken, ODTÜ, Bilkent ve Boğaziçi üniversiteleri yöneticileri uygulamayı eleştirerek, öğrencilenn lisans eğitimi yerine lisansüstü ve doktora için yurtdışına gönderilmesınin daha yararlı olacağını belirttiler. FİGEN ATALAY Üniversite sınavında ilk 200'e gıren öğ- rencilere tanınan yurtdışı eğitim bursuna bu yıl sadece 50 öğrenci başvurdu. Geçen yıl başvuran 137 öğrenciden 114'ü, yurt- dışında üniversite öğrenimine başlayabil- mek için hâlâ işlemlerinin tamamlanma- sını bekliyor. Başanlı öğrencilere yurtdışında lisans eğitimi için devlet bursu verilmesi, OD- TÜ, Bilkent ve Boğaziçi üniversiteleri yö- neticilerince eleştirildi. ODTÜ ve Bilkent rektörleri, öğrencilerin yüksek lisans ve doktora için yurtdışına gönderilmelerinin daha jararlı olacağını belirtirken. Boğa- ziçi Üniversitesı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hamit Fişek ise gönderilecek öğren- cilerin yalnızca akademik başan sınavı sonuçlanna göre seçilmelerinin doğru ol- madığını söyledi. Çüler'in müjdesi Başbakan Tansu ÇUIer, üniversite sı- navında ilk 200'e giren öğrencilere birer mektup göndererek, "üstün başanlannın karşıhğı olarak vurtdışı eğkün bursu ile ödüliefldirildiklerini n müjdeledı. Ancak, 200 öğrenciden 150'si üniver- site öğrenimini yurtdışında görmek yeri- ne, kazandıklan ODTÜ. Bilkent, Boğa- ziçi ve İTÜ gibi üniversiteleri tercıh etti- ler.Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre ise eğitim için yurtdışına gönderilen öğrenci ve araştırma görevli- si sayısı önümüzdeki yıl ıki katına çıka- nlacak. Yani araştırma görevlisi konten- Özel dershaneler de uygulamaya karsı 'Seçim yöntemi yanlış' Özel Dersaneier Birliği (ÖZDEBİR) Başkam Ibrahim Ankan, seçim yönteminin üniversite giriş sınavına bağlanmaması gerektiğini belirterek şu öneride bulun- du: "tstekli öğrenciler, önce eğitim yapacağı branşta bilgi sınavından geçmeli. Başanlı olanlarla ayrıca >üz yüze görüşme yapmak gerekir. Bu görüşme, ünKer- sitelerdcn oluşturulacak kurul tarafından vapılmalıdır." Yurtdışına gönderilen öğrencilerin başan durumlan takip edilmeli. Öğrencilerin tekrar Türkiye'ye dönmeleri belirli sözleşmelere bağlanarak sağlanaDİIirTMat- Fen dersanesi kurucusu Nevzat Karataş ise "Türkiye'nin altın çocuğu olan bu gençler yurdumuzda kazandıklan üniversitelerde lisans eğitimlerini tamamla- maİL Bu gençleri lisans yerine yükseklisans için göndermelL Böylece devlet, öğrenciye dört yıl yerine iki yıl destek vereceğinden bir öğrenci yerine iki öğrenci Amerika'ya gönderilebilir" dedi. janı 1600. başanlı öğrenci kontenjanı ise 400 olacak. Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı. yurtdışına lisans prog- ramlan yenne lisansüstü programlara öğ- renci gönderilmesindebüyük yarar oldu- ğunu vurguladı. Bilkent Rektörü, ABD'deki iyi ünıversitelere başvuru tari- hinin bir önceki yılın aralık ayında oldu- ğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdür- dü: 'Kontenjan israfi' *Oy sa üniversite giriş sınav sonuçlan o akademik yılın ağustos ayında belli ol- maktadır. Bu durumda öğrencilerin yıl kay betmeden iyi bir üniversiteye girişleri mümkün degiklir. Önerilen sistemde, öğ- renci bir yıl TürkiyeYje kazandığı iinrver- sheye devam edecek. Birinci sene sonun- da ABD'deki üniversiteye kaydını yaptıra- caktır. Türkiye'de ilk 2Ö0'e giren öğrenci- ler Türkiye'nin en seçkin bölümlerini ka- zanarak bu bölümlerin kontenjanlannı kullanmaktadıriar. Bu öğrencilerin burs alarak \ urtdışına gitmesi dunımunda bu kontenjanlar boş kalacak ve biiyük bir is- rafa neden olacaktır. ABD'de 3600'ün üzerinde jükseköğre- tinı kurumu vardır. Ancak bunlann çok küçük bir oranı devletin burs vermesini haklı kılacak se\iyede üstün eğitim ver- mektedir. ABD'nin ilk 20 üniversitesi ka- nımca dünyanın en iyi üniversiteleri ara- sındadır. Bizim sunduğumuz eğitim sevi- yesi ABD üniversitelerinin biiyük çoğun- luğundan geri değildir." Tlk 200'e giren öğrencilerin en büyük yüzdesinin üniversitelerinde olduğunu belirten Prof. Dr. Ali Doğramacı. şu öne- ride bulundu:**Eğer lisans eğitimi için ABD'ye öğrenci gönderilmesi düşünülü- yor ise, bunun bir çözümü üni\ersite giriş sınavlannda yurtdışı üni\ersiteleri için bir kod koy^rak\urtdışındaögrenim görmek isteyen öğrencilerin tercihlerinisına\ ın ba- şında yapmalarıdır." Lygulama kaldınlmalı ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Süha Sevük, lisans öğrencilerinın yurtdışına gönderil- mesini yanlış bulduğunu, bursun yüksek lisans ve doktora için verilmesinin daha uygun olacağını vurguladı. ODTÜ Rek- törü, "Bizde ilk 200'e girmış 40'a yakın öğrenci var. 4-5'i burs için bana danıştı ama gıdeceklerini zannetmıyorum. Öğ- rencilerin küçük yaşta yurtdışına gönde- rilmesi kanaatinde değilim. Bu çocuklar çok zeki, ama lise ortamından üniversite ortamına geçişte ciddi bunalımlar yaşa- yanlar oluyor. Bu sorunu ülkemizde çö- zümlemek daha kolay"dedi. ODTÜ'nün lisans eğitimi açısından ABD'deki en seçkin üniversiteler arasın- da olduğunu belirten Prof. Dr. Süha Se- vük, "Bu tür kararian çok acele alma- mak gerekir. Alınması halinde de yanlış- lann kabul edilip düzeltilmesi gerekir. Bu burslar kamu kaynaklanndan karşılanı- yor. Yüksek lisans \e doktora için müm- kün olan en çok sa\ ıda öğrencinin yurtdı- şına gönderilmesi taraftarn ım ama lisans için vanlış" dıye konuştu. Akademik yetenek yeterti değil Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardım- cısı Prof. Dr. Hamıt Fişek, "geneldegenç- lerin yurtdışında eğitim görmelerini, kü- reselleşen dünyada Türki\e'nin hak etti- ği yeri alabümesi açısından yararir bul- duğunu, ancak üniversite sınavında ilk 200'e giren öğrecilere yurtdışı eğitim ve- rilmesindesakıncalargördûğünübelirtti. Prof. Dr. Fişek, yurtdışı eğıtimde başan- nın tek şartının akademik yetenek olma- dığını, yabancı bir kültüre uyum sağla- mak ve tek başına bir çalışma düzenı ku- rabilmek yeteneklerinin akademik başa- nnın ön şartlan olduğunu söyledi. Prof. Fişek. ikinci sakıncanın da Amerika'da özellikle önde gelen üniversıtelenn ol- dukça karmaşık öğrencı kabul prosedür- leri olduğunu hatırlatı. Bilkent Rektörü Prof. Dr. Ali Doğra- macı ve ODTÜ Rektörü Prof. Dr Süha Sevük, 17-18 yaşında yurtdışına giden bir üniversite öğrencisinin Türkiye'ye dön- mesi olasılığının, mezuniyet sonrası bir eğitim için yurtdışına giden bir öğrenci- nin dönmesine oranla daha az olduğunu söylediler. Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardım- cısı Prof. Dr. Hamit Fişek ise 'beyin gö- çü' problemi olduğunu düşünmediğinı belirterek, "Bugün vükseköğretim gör- müş bir gencimizin, birkaç yıl yurtdışın- da, birkaç yıl yurtiçinde gibi bir çalışma düzeni oluşturması nomıaldir" dedi. Kumsallarçiçek bahçesine dönecek tstanbui Haber Servisi- Güneş, deniz ve kum üçgeninde bronzlaşmak isteyen harumlar, önümüzdeki yaz mevsiminde, mayo ve bikini seçerken epey zorlanacak. Çünkü mayo firmalannın, tanıümına kış ortasında başladıklan 1995 mayo ve bikini koleksiyonlan geniş bir yelpazeye yayıhyor. Nelson'un 1995 koleksiyonu ise önceki akşam Swissoteİ"de tamüidı. Koreografisini Sait Sökmen'in yapüğı defılede, 220 parçadan oluşan 95 model mayoiar, aralannda Arzum Onan, Özlem Kay maz. Deniz Pulaş, Sibel Tan, Esin Morahoğlu, Demet Yonıç, Eyşan Özhim'in de bulunduğu mankenler tarafından sunuldu. Çiçek motiflerinin ağırhk kazandığı Nelson koleksiyonunda a> nca siyaha ayn bir önem verildiği dikkat çekti. Şapkalann yanı sıra hasır mayoiar da oldukça ilgi topladı. Çiçek motifli mayoiar, 1995 yazında kumsallann çiçek bahçesine dönüşeceğini müjdeledi. N'elson defılesinde aynca Türk pop müziği sanatçısı Asya da podvuma çıkarak birkaç parçasını seslendirdi.("Fotoğraf:*AHMET ŞIK) . ideniz yanıyor, kamınızda ra- hatsızlık duyuyorsunuz. Ağzınıza acı sular geliyor, hep gazdan yakınıyor- sunuz. Yazık, bizi dinlemediniz, so- nunda mide hastalıklanna yakalandı- nız. Biz, size "Çok düşünmeyin kar- deşün" demedik mi? Dedik, ama din- lemediniz. Boyuna düşünüyorsunuz, doluya koyuyorsunuz almıyor, boşa koyuyorsunuz dolmuyor. Ama biz söyledik, "Çok düşünme kardeşün" dedik, "Olabilirse hiç düşünme" de- dik. Dinlemediniz, düşündünüz dü- şündünüz, sonunda kendinizi hasta ettiniz. Şimdi bu iş biraz ülsere gider. Önce gastrit falan idare eder, ama sonra işte "12 parmakta ülser" der- ler, perhizdi-ilaçtı, dikkat edeceksi- niz. Düşünmeyin benim güzel kar- deşlerim, düşünmeyin ki ülser olma- yasınız. Görmüyor musunuz şu dü- şünmeyen vatandaşlanmız nasıl sağ- lıklı? Düşünmek zararlıdır canlanm ciğerlerim. Bırakın sizin yerinize baş- kalan düşünsün ya da onlar da düşün- mesin ki ülser de olmasınlar değil mi? Yüce Meclisimiz de "Aman vatan- daşlanmız pek düşünmesin"diye çır- pınmıyor mu? Neden çırpınıyor mil- letimizin vekilleri? Asillerinin mide sağlığını hesaba katıyorlar da ofldan. Özgür düşünce mideyi deler, benim güzel kardeşlerim. İşte bizden size kardeşçe bir öğüt: "Midesini seven düşünmez." Bu pek faideli özdeyişi evinızm her yanına asarsanız mideni- ze de. aılenize de, tarihinize, cograf- yanıza da hizmet edersiniz. "Nasıl hizmetetmişolunım" diye sormayın. Bırakın onubaşkalan düşünsün. Ken- dinizi ülser etmeyin be canım. Ta- mam mı? Rtıktan nasıl korunursunuz? MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Sonunda ülser oldunuz... BOHRINGER INGELHEIM 109 yaşmdaki Alman Türkiye ilaç pazannda İstanbul Haber Servisi- Dün- ya sıralamasında 20. ve Alman- ya'nın 3. büyük ilaç şirketi ko- numunda bulunan Böhringer Ingelheim, Türk pazanna gırdı. Farmasotik, biyolojik ve kım- yasal araştırma ürünleriyle ta- nınan şirketin 1993 yılında top- lam cirosu 5.7 milyar mark ola- rak saptandı. Türkiye dışında birçok Avru- pa ülkesinde ve ABD, Kanada, Ar- jantin ile Japon- ya'dayan kuruluşla- n bulunan Böhrin- ger Ingelheim'ın dünya üzerindeki 160 şirketinde, toplam 24 bin kişi çalışıyor. Yine 1993 yılın- da AR-GE (Araştırma-Geliştir- me) çalışmalanna 878 milyon mark ayıran şirket, 3 bin 579 personeli de bu alanda görev- lendirdi. Türk ilaç sanayicilerinin, " kâr edilemeyen zorbirdönem" olarak değerlendirdiklen bu- günlerde piyasaya giren şirket, İngiltere Sigara sanayiine trilyonluk tehdit Çeviri Servisi - Sigara sana- yiinin başı uzun yıllardan beri dertte. Sıkıntının nedeni de ürettikleri nesnenin insan sağlı- ğına zararlı olması. ijımdı bu sanayi İngiltere'de hıç beklenmedık bir tehditle karşı karşıya. lngiltere'de bir araya gelen kalabalık bıravukat grubu. Amerika'dan kendilerine katılan ünlü ve başanlı meslek- taşlanyla birlikte 60 kişilik bir grup halinde lngiltere'nin baş- ta gelen yedi büyük sigara fir- ması aleyhine birkaç milyar do- larlık dava açmaya hazırlanıyor. Avukatlar, sigara üretıcısi fir- malann, nikotinin ınsan sağlığı- na zararlannı. neden olduğu sağlık bozukluklannı yıllardır bildikleri halde bu konuda tır- yakileri uyarmadıklan, ılgıli yükümlülüklerinı yerine getır- medikleri için sigaradan zarar görmüş onlarca milyon tiryaki- ye tazminat ödenmesini isteme- ye hazırlanıyorlar. lngiltere'de Çırağan Sarayı'nda görkemlı bir kuruluş resepsiyonu düzen- ledi. Temel felsefesi, "her ulus- lararası pazann karakteristik özelliklerine, müşterilerin istek- lerine ve koşullann gerektirdiği çözümlere yönelik hareket ede- rek hizmet ettiği pazara gerekli tüm özeni göstermek" olarak özetlenen şirketin, Türk pazan- na sunacağı ilk ilacın ise "Ac- tilyse R" olduğu açıklandı. Actilyse R, tıp çevTelerinde "akutmhokard en- farktüsü geçiren ki- şilerde koroner ar- terierin açılmasını sağlayarak kalp krizlerinde ha- vat kurtarma olasılığını arttıran ve eşdeğeri bulunmayan bir üriin" olarak tanımlanıyor. Almanya'da, 1885 yılında kü- çük bir tartarik asit fabrikası sa- tın alarak üretime başlayan şir- ket, aynca Eczacıbaşı ile işbir- liğınde bulunarak "Buscopan" ve "MeKitil" gibi ilaçlan da üre- tecek. açılacak davada Amerika'dan da en az 50 milyon nikotinden zarar görmüş tıryakının temsil edileceği dikkate alınırsa iste- necek tazminatın boyutlan da- ha kolay tahmin edilebilir. Firmalar. gınşımın bir sonuç vermeyeceğinı ıleri sürmekle birlikte hıç de kaygısız sayıl- mazlar. Hatta onlann kaygılan- nı Amenka'dakı eş firmalann da paylaştığı anlaşılıyor. Silikon tazminatı Böyle bir davaya olmaz gö- züyle bakanlara anımsatılabile- cek pek de eski olmayan bir olay var: Grubun Amenkan üyelennı oluşturan avukatlar, birkaç yıl önce silikon göğüslerle ilgilı olarak dava açmış ve 17 avukat- tan oluşan topluluk silıkonze- delere 4.25 milyar dolarlık taz- minat ödenmesini sağlamış, kendileri de bundan 1 milyar dolarlık bir pay almışlardı. utbol hastalan fıtıktan koruna- maz. bu bir. Kardeşim nasıl korun- sunlar? Takımlan gol atacak diye beklemekten hepsi fıtık oluyor. Ha attı ha atacak diye beklerken kasıkla- nnda bir şişme başlıyor. Akın sağdan gelişiyorsa sağ fıtık tarafı şişiyor, sol- dan koşuyorlarsa sol fıtık kıpırdıyor. Derken bizim takımın yıldızı, topu özel bir maharetle avuta şutluyor. Ta- raftar ne yapsın, ellerini fıtıklanna bastınp yeni bir akın bekliyor. Spor sağlığı bölümüne yeni bir dilim aç- mah da 'taraftar fitığı' için klinikler kurmalı. Bu konuda çok geri kaldık canım. Stadyum önlerinde>kasık ba- ğı satışlan başlamadan. bu çok önem- li konu ele alınmah. Televizyonlan- mızdaki saatlerce saatlerce süren spor programlannda hiçbir zaman 'taraf- tar frağı sorunu' ele ahnmıyor. Olur mu kardeşim? Memleketın en önem- li sorunlannın başında gelen bu ko- nu nasıl da atlanıyor? Zaten neden ilerlemiyoruz? Vatandaşm sorunla- nyla ilgilenmiyoruzdaondan. Derdi- mizi anlatamıyoruz, sonra da fıtık oluyoruz. Umuyorum ki hepimizin şefi Abdülkadir Yücelman bu konu- ya el atar ve öncülük yapar da hepi- miz kurtuluruz. Fıtık olduk fıtık, ge- ri yanı kıtık. Kaşm kaştı, budur işin... 'ayın doktorum, ben bir sü- redir kaşıntı illetine tutuklum,çaresi- ni bulannyorum" diyor bir okuru- muz. Doktorlara koşmuş, 'kurdeşen' demişler, ilaç vermişler, perhiz öner- mişler. çare olmamış. Şimdi "Ne ya- pajim" diye bize soruyor. Şimdi ne diyelim bilmiyoruz. ama dertli oku- rumuza hak veriyoruz. Memlekette son zamanlarda bu 'kaşuıtı Uleti' çok arttı. Neden diye sorarsanız. herkes bir şey söylüyor. K.imilerine göre li- derlerin mal beyanından sonra mille- tin kurdeşen illetine tutulduğu anla- şılıyor. Tansu ÇUler'le Necmettin Er- bakan Hoca'nın mal beyanlan pek et- kili olmuş. Demek ki vakti zamanın- da birkaç yüz bin liran olursa şimdi maşallah 'Karun kadar' zengin olur- muşsun. Tansu Hanım'da bir el bere- keti varmış ki o kadar olur. Arsalar evler, paralar pullar derken modern olduğundan Amerika'larda çarşılar, okullar almış. Kırk bir kere maşallah. Necmettin Hoca da alnından ter ye- rine dolarlarla marklan akıtmış. Ev- lere arsalara, bir de Mersedes araba- lara ne ter gitmiş kim bilir? Vatanda- şın da kıçından ter damlıyor. ama de- mek ki yanlış yerden damlıyor. Ora- dan damlayınca bir şey olmuyor da alından damlayınca böyle oluyor. İş- te böyle sıkılınca da insanlar kaşın- maya başlıyor. Bu kaşıntı illeti pek fenadır. Kaşına kaşına orası burası yolunur da Allah muhafaza etsin ya- raya döner. Şimdi benim güzel kar- deşlenm, böyle kaşınmanın faydası yok. Herkesin eli bereketli olmaz. boş yere kafanızı takmayın. Elden ele fark var değil mi? Tansu Ablamızda el bereketi var, Necmi Hocamızda dil bereketi. Eh böyle bereketli olunca da turtuğu altın olur. Siz de gidin, ba- şarabilirseniz bir tarafınızı tutturun, orası altın olsun, siz de zengin olun. Kaşınmakla hayat geçmez benim can vatandaşlanm. Miyop musunuz? zı dinlersiniz. Uzaklarda bir şey yok canım. Öyle a\al aval bakarken ol- madık şeyler görürsünüz de canınız sıkılır. Keşke herkes miyop olsa da dünyaya huzur gelse. Öyle bir 'miyo- pistan" memleketi olsa da orada ya- şayıp rahat etsek değil mi? lstemi- yorsunuz. ille de uzaklara bakıp hu- zurunuzu kaçıracaksınız. Vallahi siz rahatınızı bilmiyorsunuz. ne diyelim. Uzaklara bakıp durun. ama sonra bi- ze, "Yok kaşınıyorum, yok ülser ol- dum" demeyın. İşte bizden size dost nasihatı: "Miyopunuzun kıymetini biün." Zaten sizi yönetenler de öyle yapıyor. Hafta da böyle bitiyor. zağı göremiyorsunuz, derdi- niz bu mu? Siz yatın kalkın Allahı- nıza şükredin. Gözleriniz bozuldu da gözlük almayı düşünüyorsunuz. Sa- km ha. böyle faydasız şeyleri düşün- meyin. Miyop hastalığı, Tann'nın bir lütfudur ki herkese vermez. Siz önü- nüze bakın kardeşim, uzaklara bakıp da ne göreceksinız. Herkes önüne baksa kavga çıkar mı? Hem önünü- ze bakmanın ne zaran var? Zaten önünüzde de görülecek bir şey yok ya. Siz de öyle boş boş bakıp kafanı-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle