Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 1994 CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
'Sekiz çocuk anası' SEKA, emekli olmak istemiyor
Körfez'denfişkirankitaptıYazımtzm dünkü bölümünün
sonunda Mehmet Ali Kâğıtçi'nın
şu sözkrine yer vermıştik:
"18 Nisan 1936 Cumartesi gii-
nü saat 14JO'da 1 numaralı kâğıt
makinemizden elde erriğimiz ilk
kâğıt sahifası, uğruna yıllarca
mücadeleettiğiın ideaJime ka\ uş-
mamın bir belgesi idi. O nıutlu
andaki heyecanımı bugün de av-
nı tazelik ve şiddette hissetmekte-
yim."
Bır başka anıyı da Cumhunyet
gazetesinin arşivinde bulduğu-
muz bir makaleden aktaralım. 21
Nisan 1936 günii yayımlanan
Cumhuriyet'te ünlü yazar Peya-
mi Safa şöyle diyordu:
"Ah, o ilk kâğjt parçasını öpüp
başıma kovmak için 18 nisan gü-
nii orada (Izmıt'te) bulunnıay ı ne
kadar isterdim! O kâğıt parçası,
Türkiye'nin mesut ve büyük yan-
nından bugüne geien vazısız bir
mektuptur; fakat okumasını bi-
len için onun çizgisiz vüzünde n«
müjdeler var!"
...Vte Sabri Ustave
Slmon Meyertıob!
Seka Izmıt Fabrikasf nın nesmi
açılış töreni Kasım 1936'da ya-
pıldı. Fiili açılışla resmı açılışara-
sında geçen altı ay çok kritik ol-
du. Önce "Bu iş yürümez" diyen-
ler sustu. Kocaeli Körfezi'nden
kâğıt fişkınyordu. Sonra "Bizde
mütehassıs (u/man) arnele yok.
Kimi bulup çalıştıracaklar o mo-
dern makineİerde?" diyenler sus-
tu. Mehmet Ali Kâğıtçı'nın Han-
nover'deki ustası, anti faşist Al-
man Yahudısi Simon Meyerholz
ilkin Sapancaiı Sabri'yi ustalığa
kadar tırmandırdı. Sonra bu iki
deli orriuz omuza verdiler, iş var-
diyasma eğitim vardiyası ekledi-
ler. SEKA fabrikalıktan çıktı,
okul oldu. Haliç kıyılanndan gel-
miş demır ustası Ermeniler, Sü-
merbank fabrikalanndan seçjlmiş
eli ışeyatkın makine ustalan \e il-
le de Izmit'in toprağa bağlı genç
ırgatlan denizin kıyısındaki bu
okuiun öğrencileri oldular. Insan
önce makineyi tanıdı. Onu öğren-
di. Ardından doğayı dönüştürdü.
Kandıra Ormanian 'nın kavaklan,
çamlan önce tomruk oldular,
sonra kâğıt, sonra da kitap. Koca-
eli Körfezi'nden kitap fışkırdı.
Buöykügünlerceanlatılır. Biz
burada bttirelim. izmit SEKA fabrika-
sının bugün sekiz oğlu var. Taşucu
(Mersin), Çay (Afyon), Aksu (Giresun).
Paşaköy (Balıkesir), Bolu Lif (Bolu).
Çaycuma (Zonguldak), Dalaman
(Muğla), Taşköprii (Kastamonu). An-
ne fabrika İzmit Kâğıt Fabnkası. bu-
gün terk edilmenin. yatınmsızlığın. ba-
kımsızlığın, derin mali darboğazlann
içinde yaşam kavgası veriyor. Kapatı-
lacak mi. yenilenecek mi bilemiyoruz.
Ama gidip gördük. Çalışanıyla, genç
Mehmet Ali Kâğıtçı'larla. genç Sabrı
Usta'Iarla, genç Simon Meyerholz'lar-
la tanıştık. Emeklilıği kabullenmiyor
İzmit SEKA. Bizim de gönlümüz kabul
etmiyor. Bakalım. Özelleştirme Yasa-
mız çıktığına göre milletçe mutlu ola-
cağ'.mız ve bolluğa ve berekete kavuşa-
cağımız günler yakın demektir...
Kağrtçı ve diğertertni sonu
Meraklısına bir dipnot: Mehmet Ali
Kâğıtçı 1941 yılında, bugün bile iyı bi-
linmeyen nedenlerle görevden alındı.
Yerine bir debbag getirildi. Sabri Usta.
Ikinci Dünya Savaşı sırasında sessiz se-
dasız komünıst tevkifatlanndan birin-
detutuklandı. "Emniyetnezaretindein-
tihar etmiştir"diye kayıt düştüler. Dü-
şülenkayıtSEKA'daüretilmişbirkâğı-
dın üstüne yazılmıştı. Antifaşist Alman
Yahudisi Simon Holzmeyer, Türki-
ye'deki tüm Alman antifaşistleri gibi
savaş yıllannda Çorum ve Nevşehir gi-
bi kentlerde oturmaya mecbur kılındı
Çorum'da 1943 yılında zarürreeden öl-
dü.
MfflL
• 21 Nisan 1936 günü yayımlanan
Cumhuriyet'te ünlü yazar Peyami Safa
şöyle diyordu: "Ah, o ilk kâğıt parçasını
öpüp başıma koymak için 18 nisan günü
orada (izmit'te) bulunmayı ne kadar
isterdim! O kâğıt parçası, Türkiye'nin
mesut ve büyük yannından bugüne gelen
yazısız bir mektuptur; fakat okumasını
bilen için onun çizgisiz yüzünde ne
müjdeler var!"
İzmit Kağıt Fabnkası kapatıiacak nu, yenilenecek mi bttemhonız. Ama gidip gördük. Çakşanıv la, genc Mehmet Ali Kâğıtçriar,
Sabri Usta'lar veMeyerholz'larla tanıştık. Emekliliği kabullenmiyor İzmit SEKA. (Fotoğraflar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
Meraklısına ikinci dipnot: Bu yazıyı
okuduğunuz gazetenın kâğıdı. SEKA
kalıteli kâğıt üretemez duruma düşü-
rüldüğü için Avrupa'dan ithal edilen bir
kâğıda basıldı. Kar^ılığında dövız
ödendi. Başbakanımız ilan etti. Dövız
stoklanmız yeterince bol. Endişeye ge-
rek yok.
...VeNanni,Murgm,Turhal
ve diğeplen...
Bu >azı dizisini burada noktalayaca-
ğız. Bir çok eksiği kaldığını bile bile.
Biz dört örnek seçtik. Rasgele dört ör-
nek. Sayfaların sınırlı olduğunu. birdi-
zı röportajın süresini aşmamak gerek-
tığıni düşünerek Nazilli Bez Fabrika-
sı'nı,Sümerbank Malatya Fabrikasf nı,
Kınkkale Fabrikasuu, Alpullu'nun kar-
deşi Turhal'ı. Sivas Cer Fabrikası'nı,
Adapazan Vagon Fabrikası'nı. Paşa-
babçe Cam Fahrikası'nı. Beykoz Deri
ve Kundura Fabnkasfnı \e Hereke'yi
veBursa Merinos'u, BursaSuniİpek'i,
adını unuttuğumuz daha nicelerini bile
bile atladık.
Bunlara Ankara Devlet Konservatu-
an'nı, Cumhurbaşkanlığı Filarmonı Or-
kestrasfnı, Köy Enstıtüleri'ni, Milli
Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nu
da ekleyebilirdik. Ancak amacımız
Cumhunyet dönemi fabrikalannı. ku-
rumlannı tanıtmak değildı Bır havayı.
biratılım ruhunu aktarma>a çabaladık.
1994 >ifını bıtirirken Türkiye'nin ek-
mek kadar su kadar gereksınim duv du-
ğu bir coşkuyu.
1994 Türkıyesı, bu dizide aktarmaya
çabaladığımız "coşku" yerine stadyum-
larda. maç sonrası alanlarda. yargısız
infaz yapılan semtlerde "kurt işaretli
İstiklal Marşı ayinlerTne tanık oluyor.
Entelektüel etkinlikler yerini hızla fut-
bol takımlarının Avrupa kupalanndaki
basan ya da başansızlıklannı tartışma-
ya terk ediyor. Kitap çoktan "ekranlaş-
h". gazetelerin toplam satışı 3 milyon
sınınnı aşmıyor, tersine sık sık altına
düşüyor. Üstelik çılgınlık boyutlanna
ulaşmış "promosyon" desteğine rağ-
men... Art arda yaptığı baskılarla. kita-
ba ilgisiz medyaya haber olan Orhan
Pamuk'un son kıtabının toplam satışı,
Türkiye gibi 60 milyonluk Almanya'da
bir "best-seller
r
'in satışının onda birini
bile bulmuyor. Eğer tenmi abartılı bul-
mazsanız "Bir topiumsal çüriime yaşı-
yoruz" diyen karamsarlara hak verme-
mek elde değil. O yüzden 1930'lar Tür-
kiye'sini anımsatmanın. becerebildiği-
mızce bır -1930 Türkiyesi taMosu" çiz-
menin yerinde olduğunu düşün-
dük.Kuşkusuz 1930'lar Türkiyesi 'nde-
ki atılım ve coşku yukandan aşağıya
örgütlenmişti. Ama bu, Kemalistlerin
bir kusurundan çok döhemin bir gere-
ğı idi. O yıllar yeryüzünde "sağ"da ve
"sorda örgütlenmış tüm atılımlar böy-
le yukandan aşağıya gerçekleşti.
Roosvelt'in "New Deal" diye anılan
kamu yatırımlan ağırlıklı. devlet gü-
dümlü atılımı önce işçı sendıkalannın
ve küçük çıftçılenn dırencini yenmek
zorunda kaldı. Ama bu direnç aşılınca
daülkeyı. 1929Bunalımfndankaynak-
lanan ekonomik yıkımı aşma tutkusu
sardı. Roosvelt'e destek verenler baş-
langıçta bir avuç a\ dınla, fınans ve ban-
ka sermayesinın sultasından (görece)
kurrulmak ısteyen genç sanayıcilerden
ibarettı.
Sovyetler Birlıği'nde çok daha bü-
yük boyutlu, çok daha geniş kapsamlı
atılım kararlılığının toplumun en küçük
birimlerine kadar ulaşması ıçın komü-
nistler, öncelikle küçük \e yoksul köy-
lülerin bencilliğinı, dargörüşlülüğünü.
güvensizlığini \e özgü\ensizlığini aş-
mak zorundaydılar. Sovyet üikesinde
atılımın motorunu oluşturan sanayi pro-
letaryası. enerjisinin. zamanının büyük
bölümünü köylüleri örgütlemek. onla-
n. güçlenni ortak tanm işletmelerinde
(kolhoz), kamu tanm işletmelerinde
(sovhoz) birleştirmeleri için "•ikna"et-
mekle harcadı.
Türitiye'nfcı karmaşık konumu
Türkiye'de bu
u
atıum"ın örgütlen-
mesi çok daha karmaşık süreçlerle >ü-
rüdü. Ülkede sermaye birikimi yok de-
necekdüzeydeydi. Selçuklular'ın Ana-
dolu topraklanna girmesinden itibaren
ekonomik yaşamda dev letin belirleyici
güç olduğu bir gelenek egemendi. Ser-
maye birikiminın temelini oluşturacak
"özel mülkiyet"in tanhı en çok 1800'lü
ytllara uzanıyordu. Halk için çiftçilik,
ırgatlık. zanaatkârlık. askerlik ve dev-
let memurluğu gıbı mesleklerden otesı
bilinmiyordu. Tüccarlık \e sanayıcilik
"gayri müslim"lerle yabancılara terke-
dilmişti. Nitekim 1923 -1930 ara-
Mnda uygulanan neredeyse saf bir
"liberalizm" başansızlıkla sonuç-
landı. Tüccarı sanayie geçmeye
ısteksız, sanayicıliğe soyunanı de-
neyımsız. bu iki engelı aşanlany-
sa devlet olanaklanndan (ıhale-
ler, serbest rekabetin pabuçlarını
dama kaldıran korumacılık, dev-
let sübvansiyonlan vb.) vurgun
elde etmenın kolaycılığıy la sakat-
tı.
Çoğu 1917 Ekım Devrimi'ni
uzaktan ya da yakından izlenmiş
ama tümü de etkilenmış dar bir
kadro ise "sınıflarüstu bir sosya-
lizm" gibi çocuksu bir ütopyaya
bel bağlamışlar, devletçiliği de
bunun manivelası olarak kullan-
ma umudunasanlmışlardı. Daha
sonraki yıllarda "sol" siya^al
güçler arasında kendilerıne öz-
gün bir yer edinecek bu "kad-
ro"lar, Mustafa Kemal'den daha
Mustafa Kemalcı bir çizgı ızlı-
yorlardı O >ıllarda rejimin kül-
türel temel taşlarından bin olan
Halkevlerfnın bır sloganı bu
"çizgi"nın mükemmel bır özetı-
dir: Halk içimhalk adına, halka
rağmen, halkla birlikte !.."
1^30'lann sonunda 2. Dünya
Savaşı'nın karabulutlan tümyer-
yüzünü (ve tabii Türkiye'yi de)
sardığında artık her şey savaş
ekonomısıne bağlandı.
Yeni fabrikalar eklenerek sa-
nayileşme hedefinde yürünmeye
devam edildıyse de toplumun tü-
münü ateşlemeye yönelen coş-
ku'da belırgin bir durulma oldu.
Köy Enstitüleri'nin tasfiyesine
giden süreç. bu dönemecin de bir
göstergesi oldu. Noktası ise 1950
Demokrat Parti iktidan ıle kondu.
Şimdi bir başka coşku. bu kez
topiumsal olarak çok daha yay-
gınlaşabılmış bir süreç başlıyor-
du: Demokratıkle^mc '
Coşkuya tepkiler hayat
buhjyor
Demokrat Parti'nin simgesi ol-
muş "Yeter, söz milletindir!*
1
slo-
ganı biryönüyle zordaolsa, zor-
lu da olsa, zigzaglarla dolu da ol-
sa, acemılıklerle,
u
ihlaller"le sa-
katlanmış da olsa demokrası yo-
lunda yürümenın olumluluğunu
içenr.
Ama biryönüyle de 193O')u yıllarda-
ki yukandan aşağıya örgütlenmiş top-
iumsal coşku ve atılıma tepkının
u
olumsuz"luğunu da. Her atılım ve top-
iumsal hareketlilik yerleşık düzende
büyük ya da küçük değişiklik demektir
ve tepki tohumlan yeşertir. Sanayi leş-
meyle ucuz ırgat ve maraba kaynaklan
zayıflayan toprak mütegallibesinden,
aydınlanma ve kültürel uyanmayla av
alanian daralan köktendincilik'in De-
mokrat Parti'nin doğal müttefikleri
oluşlannın bir açıklaması da bu olsa ge-
rek.
Biz 1930'luvıllannTürkiyeCumhu-
nyetinin kısa tanhinde. olum^uzlukla-
nndan çok (ölçülmeyecek kadar çok)
olumluluklannın ağır bastığı kanısın-
1
dayız.
Türkiye. benzeri bir toplumsal coşk u
ve kendi kadennı kendi değiştırme tut-
kusunu taa 196O'lı yıllarda bır kez da-
ha yaşayacak; TİP'in başını çektiğı sos-
yalist bilinçlenme. öğrencilerin ve sol
Kemalistlerin başını çektıği antiemper-
yalist uyanış Türkiye'yi zenginleştire-
cek; geleneksel tutucu yapılan temelle-
rinden sarsacaktır.
12 Eylül darbesinden bu güne kadar
yaşadıklanmız ve yaşamakta oidukla-
nmız ise 1930'larda başlayan, kesinti-
lerle ve öncülerındeki değişikliklerle
1970'lerin sonlarına kadar ulaşan bir
topiumsal uyanış siireci ıle hesaplaş-
madan ıbarettır. Kanlı, zalım, kalleş ve
dış destekli bir hesaplaşma...
BİTTİ
POLİTÎKAVEÖTESÎ
İİAN VE REkİAM AJ
:V', «:. •$*-• •, - *V -?•?&£&> •<. f W
SEKTÖRÜMÜZDEKİ ÖNEMLİ
SORUNLARIN TARTIŞILACAĞI
FORUM' 94 - II
TOPLANTISINA DERNEĞİMİZ ÜYESİ
OLAN veya OLMAYAN
İSTANBUL'DAKİ TÜM SERİ İLAN
AJANSLARINI DAVET EDİYORUZ.
Toplantı yeri:
Dedeman Otelı
Esentepe
Toplantı günü:
18 Aralık 1994
Pazar
Toplantı saati:
11 00-14 00
Eskı Beyoğlu keyfi,
Özel yılbaşı keyfi,
Dünya müziği. nostalji.
Çatfda farklı yaşanır.
"Cumartesi genç matine"
Yemeklı, içkiîi 150.000 TL.
G1TIRestaurant
Cafe - Bar
251 00 00
DERS VERILIR
Kolej mezunundan evde
İngilizce ders verilir.
Telefon:3263758
T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN
ll Idare Kurulu'nca verilen 1.12.1994 687 sa>ılı men'ı muhakcme
karan müşteki Zekeriya Avbakan'a adresi bellı olmadığından lebliğ
olunamamıştır.
7201 sayıb Tcbligat Kanunu hükümlcrine göre muhatabına ilanen
tebilğ olunur.
Basın- 47738
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinizden ahnır.
Tel:5540804
YENİ KEDI
KEPKEDİ
E N EKONOMİK E G L E N C E
BIRA • 50 000 RAK! 60 000 TL
ARNAVUTKÖY 263 32 34
ILAN
T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN
İl İdare Kurulu'nca verilen 11.8.1994 tarihli ve 570 sa\ılı luzum-u
muhakeme karan sanık Semih Dilmen'e tüm aramalara rağmen teb-
lığ olunamamıştır
7201 savılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre muhatabına ilanen
tebilğ olunur.
Basın. 47853
TÜRKİYE ÜSTÜN YETENEKÜ
ÇOCUKLAR EĞİTİM VAKFI
24 Aralık 1994ten itibaren yetenek geliştirmeye yönelik.
Plastik Sanatlar - Satranç - İzcilik - Drama - Basın-Yayın
Kulüpleri'nin çalışmalarına katılabilirsiniz.
Adres: TÜYÇEV Bağdat Cad. Çatalçeşme Medine Urcun
Ap. No: 482/2 Bostancı/İstanbul
Tel: (0216) 4114481
CEYHAN 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
I988 641
Davacı Mali>e Hazinesi vekili tarafından davalılar Molla Yusuf
mirasçılan aleyhine açılan tapu iptali. tescil ve meni müdahale davası-
nın vapılan duruşması sonunda.
Yukarda esas numarası yazılı mahkememiz dosyasında davalılar
Mustafa Açlan çocuklan Elif Açlan. Fatma Açlan, Mustafa Kemal
kıa Elife Açlan. Armağan Açlan. Fatma Açlan. Hüse>in Tü>süz.
Ahmet Açlan oğlu Yusuf Açlan. Abdil Bahri çocuklan Makbule Ka-
>a. Fatma Ka\a. Ahmet Kaya. Osman ve Cennet çocuklan Fatma
Açlan. Sevive Açlan. Bahn ve Sultan kızı Reşide Açlan ve Melahat
Açlan (Ak). Hacı İsmail ve Emine oğlu Paşa Ahmet A>gül. Fatma
Avgül. Celal ve Faıma çocukları Özcan Aygül. İrfan Avgül ve Meh-
met ^vgüTün vapılan tüm araşiırmalara rağmen adresleri. tespitedi-
lemedığinden adlanna dava dilekçesi ve duruşma günü teblığ edile-
medığmden adlanna duruşma gününün ilanen tebliğine karar veril-
miştir.
Adı geçenlerin duruşmanın bırakıldığı 2.2.1995 günü saat 9.00'da
mahkcmemızde hazır bulunmalan veya bır vekillc temsil edilmelen
7201 savılı teblıaat kanunun ılgili maddelen gereğince ilanen tebliğ
olunur. 28 11.1994
Basın: 53379
MEHMED KEMAL
Tarikat ŞeyhlerL.
Hilafeti kim sınır dışı etti, tarikatçılann kökünü kim ka-
zıdı, tekkeleri, zaviyeleri kim kapadı, şeyhleri postundan
kim indirdi, mahalle okullarını kim yasakladı...
Bütün bunların bir sorumlusu var.
Bir yerde bir tarikat lıderi varsa, orada sandıktan çıkan
oy da var. Parti lideri, tarikat liderinin ardına düşecektir.
Bu oyu eline almaya çalışacaktır. Parti lideri göz kamaş-
tıran köşkte tarikat liderine soruyor
"Siz Atatürk'e karşı mısınız?"
"Hayır, ya siz?"
"Bizdedeğiliz."
Kim karşı diye soran yok.
1946 yıllannda Arapça ezan okumayı amaç, heykel kır-
mayı araç edinen TicanîŞeyhı Kemal Pilavoğlu "zuhur"
ettiğinde gene üstüne sıkıca varan olmamıştı. Parti lide-
rine oy gerekliydi, tarikat liderinde özlenen oy vardı; san-
dıktan düzenli çıkıyordu.
Parti lideri sıkıştığında, "Siz isterseniz hilafeti bile geti-
rirsiniz" diyordu. Hilafet gelmiyordu ama tarikat geliyor-
du.
Demokrasi vardı, gizli tarikat oylarının ortaya dökülme-
si hayli geç kaldı. Bugüne kadar da sürmezdi, eger Özal
rahmetli olmasaydı.
Ben Menderes'ın iki kez Said-i Nursi'yı eteklediğine
tanık oldum. 1957 seçımlerinde, biri Afyon'da, biri Diyar-
bakır'da... Gazetecileri uyutmuşlar, saat 24'ten sonra gö-
rüştürmüşlerdi. Bunu kıyısından yazdım diye başım az be-
laya girmemıştı. Etkisıni azaltmak için "Komünıst uydu-
ruyor" demişlerdı. Ben uydurmuyordum ama onlar sak-
lıyorlardı.
Meclis'teki kadrolaşmaya bakıyorum da hilafeti getire-
meyenler tarikatları getirıyor.
Milletvekılliği artık bir meslek oldu. Parayı cebe doldu-
rur, seçim bölgesine gider, oyları alır gelirsiniz. Ondan
sonrası kekah!.. Başlarsınız kendi özel işlerinizle uğraş-
maya; fabrika, şirket, iştakibi arkadan gelir. Size biryok-
lamada görünmek kalır. Adınız okunur, "Burda!.. "diye ba-
ğırır, bulunduğunu kanıtlarsınız.
Son bütçe görüşmelerinde Meclıs TV'sinin görüntüleri
vermesınden sonra işin aslı astarı daha açık görünmeye
başladı. Kimse artık kaytaramaz. Düşünün bir kez, koca-
man devletın bir yıllık geiır ve gıderi görüşülüyor, sıralar
bomboş...
TV, boş sıralar üzerinde gezinirken sordular:
"Nerede bu miltetvektlleri?.."
"Kuliste çay, kahve içiyohar."
"Haram olsun bizım vergiler!.."
Bundan önceki bir oturum için cemaati işkembe çor-
basıyla, çiğ köfteyle, pastayla zortoplamışlardı. O zaman
Meclis TV'si daha işlemiyordu görüntüleri. Şeffaflık yok-
tu. Bu şeffaflığın tam Türkçesi "saydam"öt Saydam di-
ye bir Sağlık Bakanımız bile vardı.
Bu bütçe görüşmelerinde birşıklık. Bu şıklığı (paşanın
oğlu) Erdal mönü gösterdi. Kocamanlar arasında biröv-
gü alışverışı. Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken
SHP grubu adına Demirel'i "tarafsız başkan" diye yer-
den alıp göğe koması ne oluyordu?
Bu bütçenin TV'li oluşunun yanıbaşında tele cepli olu-
şu da ilgincin ilginciydı. Herkesin bir eli tele cepte, bir eli
kulağındaydı.
BULMACA nım
1 2 3 4
T.C.
BAŞBAKANLIK
GÜMRÜK ^STEŞARLIĞI
HALKALI GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ
Zambak Sok. No: 8 Kat: 3 Beyoğlulstanbul adresinde
mukim Dınlım Müşavirlık Ithalat ve Ihracat Ltd. Şti. fırması
adına Gümrük Gıriş Beyannamelennden doğan ve karşılannda
mıktarları gösterilen kamu alacaklannın tahsili ıçın çıkartılan
teblıgatlar firmasının adreste bulunamaması sebebıyle ıade
edılmiştır.
7201 sayıh tebligat ka'nununun 28 ve 31'inci maddeleri
gereğınce tebligat yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğine
karar venlmıştır.
Yukarıda belırtılen nedenler ile anılan adreste faaliyet
gösteren şırketin belırtılen borcunun 15 gün ıçınde
gümrüğümüz savmanlığına ödenmesi, aksi halde 6183 sayılı
A.A.T.L'.H. Kanunu'nun 55-60 ve 114'cü maddeleri gereğınce
ışlem yapılacağının bılinmesi ilanen tebliğ olunur.
Dosva No: Bevanname No/Tarihi Amme alacağı miktan
210"l 7/178 4514/16.01.1992 1.711.000.-
Basm: 47830
tLAN
T.C.
EDİRNE 1. SULH HUKUK MAHKEMESt
EsasNo: 1994/171
Karar No: 1994/489
Sezai Bakır ve Nurten Bakır tarafından davalılar Hasan
Akcan ve Hafize Akcan aleyhine mahkememizde açılan ev-
lat edinmeye izin davasının yapılan yargılaması sonunda;
Edirne ili Ipsala ilçesi Koyunyeri Köyü, cilt no: 020/01.
sayfa: 36, kürük sıra J6'da nüftısa kayıtlı davalılann müşte-
rek çocuğu olan 13.1.1993 doğumlu Şerif Akcan'ı davacıla-
nn e\lat edinmesine mahkemece izin verildigi, davalılardan
Hafize Akcan'ın yapılan tüm aramalara ragmen adresi tespit
edilemediğinden, kendisine mahkeme ilamı tebliğ yerine
geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 4.11.1994
Basm: 53263
SOLDAN SAGA:
1/ Eskı ve klasık Türk
oyunlanndan biri. 2/ Bü-
yük fkekkardeş... Eski-
den şaırlerin kasidelenn
de övgüsünü yaptıkları
kişilerden aldıklan para
ya da armağan. 3/ Deniz
cılikte bır halatı germe
ya da gergın durumda
tutma... Üstü kapalı pa-
zar yen. 4/ Sıırt'ın bır ıl-
çesı. 5/ Halk şaırı... En
kısa zaman süresi. 6/
Çıplak vücut resmı...
Makbu! bır sıcak ülke
meyvesi. II Bir bağlaç... Eşya üze-
rindekı mikrop yada'ufak böcekle-
ri basınçlı buharla öldürmeye yara-
yan büyük kazan. 8/Bal, yoğurt gi-
bi şeyler koymaya yarar kulplu ve
denn kap .. Büyükbaş havvanlara
verilen ortak ad. 9/Afrika'da bir ül-
ke... Yavru. çocuk.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Parçalarup dağılmış yer katman-
lannın birbirleriyle olan ilgılerini
araştıran yerbilim kolu. 2/ Her yanı suyla çevrili kara parçası...
Şakaklardan sarkan saç lülesi. 3/ Bır tür ufak \e hafıf motosik-
let... Bır göz rengi. 4/ Peru ve Bolivya'da yaygın bir tür kaval...
Notada durak işaretı. 5/ Atılgan. gözü pek... Ön iki hayvanlı eski
Türk takviminde timsah yılma verilen ad. 6/ Olumsuzluk belır-
ten bir önek... Bir ışi verine getirmek için verilen söz. 7/ Kâtip
Çelebi'nin ünlü coğrafya yapıtı. 8/ Paylama... Bir ticaret senedi-
nin üzerine jazılan kefılfik. 9/ İki simetrik odagı olan kapalı eğ-
ri... Bir nota.