05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 1994 CUMARTESİ 12 DIZIYAZI 'Sekiz çocuk anası' SEKA, emekli olmak istemiyor Körfez'denfişkirankitaptıYazımtzm dünkü bölümünün sonunda Mehmet Ali Kâğıtçi'nın şu sözkrine yer vermıştik: "18 Nisan 1936 Cumartesi gii- nü saat 14JO'da 1 numaralı kâğıt makinemizden elde erriğimiz ilk kâğıt sahifası, uğruna yıllarca mücadeleettiğiın ideaJime ka\ uş- mamın bir belgesi idi. O nıutlu andaki heyecanımı bugün de av- nı tazelik ve şiddette hissetmekte- yim." Bır başka anıyı da Cumhunyet gazetesinin arşivinde bulduğu- muz bir makaleden aktaralım. 21 Nisan 1936 günii yayımlanan Cumhuriyet'te ünlü yazar Peya- mi Safa şöyle diyordu: "Ah, o ilk kâğjt parçasını öpüp başıma kovmak için 18 nisan gü- nii orada (Izmıt'te) bulunnıay ı ne kadar isterdim! O kâğıt parçası, Türkiye'nin mesut ve büyük yan- nından bugüne geien vazısız bir mektuptur; fakat okumasını bi- len için onun çizgisiz vüzünde n« müjdeler var!" ...Vte Sabri Ustave Slmon Meyertıob! Seka Izmıt Fabrikasf nın nesmi açılış töreni Kasım 1936'da ya- pıldı. Fiili açılışla resmı açılışara- sında geçen altı ay çok kritik ol- du. Önce "Bu iş yürümez" diyen- ler sustu. Kocaeli Körfezi'nden kâğıt fişkınyordu. Sonra "Bizde mütehassıs (u/man) arnele yok. Kimi bulup çalıştıracaklar o mo- dern makineİerde?" diyenler sus- tu. Mehmet Ali Kâğıtçı'nın Han- nover'deki ustası, anti faşist Al- man Yahudısi Simon Meyerholz ilkin Sapancaiı Sabri'yi ustalığa kadar tırmandırdı. Sonra bu iki deli orriuz omuza verdiler, iş var- diyasma eğitim vardiyası ekledi- ler. SEKA fabrikalıktan çıktı, okul oldu. Haliç kıyılanndan gel- miş demır ustası Ermeniler, Sü- merbank fabrikalanndan seçjlmiş eli ışeyatkın makine ustalan \e il- le de Izmit'in toprağa bağlı genç ırgatlan denizin kıyısındaki bu okuiun öğrencileri oldular. Insan önce makineyi tanıdı. Onu öğren- di. Ardından doğayı dönüştürdü. Kandıra Ormanian 'nın kavaklan, çamlan önce tomruk oldular, sonra kâğıt, sonra da kitap. Koca- eli Körfezi'nden kitap fışkırdı. Buöykügünlerceanlatılır. Biz burada bttirelim. izmit SEKA fabrika- sının bugün sekiz oğlu var. Taşucu (Mersin), Çay (Afyon), Aksu (Giresun). Paşaköy (Balıkesir), Bolu Lif (Bolu). Çaycuma (Zonguldak), Dalaman (Muğla), Taşköprii (Kastamonu). An- ne fabrika İzmit Kâğıt Fabnkası. bu- gün terk edilmenin. yatınmsızlığın. ba- kımsızlığın, derin mali darboğazlann içinde yaşam kavgası veriyor. Kapatı- lacak mi. yenilenecek mi bilemiyoruz. Ama gidip gördük. Çalışanıyla, genç Mehmet Ali Kâğıtçı'larla. genç Sabrı Usta'Iarla, genç Simon Meyerholz'lar- la tanıştık. Emeklilıği kabullenmiyor İzmit SEKA. Bizim de gönlümüz kabul etmiyor. Bakalım. Özelleştirme Yasa- mız çıktığına göre milletçe mutlu ola- cağ'.mız ve bolluğa ve berekete kavuşa- cağımız günler yakın demektir... Kağrtçı ve diğertertni sonu Meraklısına bir dipnot: Mehmet Ali Kâğıtçı 1941 yılında, bugün bile iyı bi- linmeyen nedenlerle görevden alındı. Yerine bir debbag getirildi. Sabri Usta. Ikinci Dünya Savaşı sırasında sessiz se- dasız komünıst tevkifatlanndan birin- detutuklandı. "Emniyetnezaretindein- tihar etmiştir"diye kayıt düştüler. Dü- şülenkayıtSEKA'daüretilmişbirkâğı- dın üstüne yazılmıştı. Antifaşist Alman Yahudisi Simon Holzmeyer, Türki- ye'deki tüm Alman antifaşistleri gibi savaş yıllannda Çorum ve Nevşehir gi- bi kentlerde oturmaya mecbur kılındı Çorum'da 1943 yılında zarürreeden öl- dü. MfflL • 21 Nisan 1936 günü yayımlanan Cumhuriyet'te ünlü yazar Peyami Safa şöyle diyordu: "Ah, o ilk kâğıt parçasını öpüp başıma koymak için 18 nisan günü orada (izmit'te) bulunmayı ne kadar isterdim! O kâğıt parçası, Türkiye'nin mesut ve büyük yannından bugüne gelen yazısız bir mektuptur; fakat okumasını bilen için onun çizgisiz yüzünde ne müjdeler var!" İzmit Kağıt Fabnkası kapatıiacak nu, yenilenecek mi bttemhonız. Ama gidip gördük. Çakşanıv la, genc Mehmet Ali Kâğıtçriar, Sabri Usta'lar veMeyerholz'larla tanıştık. Emekliliği kabullenmiyor İzmit SEKA. (Fotoğraflar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) Meraklısına ikinci dipnot: Bu yazıyı okuduğunuz gazetenın kâğıdı. SEKA kalıteli kâğıt üretemez duruma düşü- rüldüğü için Avrupa'dan ithal edilen bir kâğıda basıldı. Kar^ılığında dövız ödendi. Başbakanımız ilan etti. Dövız stoklanmız yeterince bol. Endişeye ge- rek yok. ...VeNanni,Murgm,Turhal ve diğeplen... Bu >azı dizisini burada noktalayaca- ğız. Bir çok eksiği kaldığını bile bile. Biz dört örnek seçtik. Rasgele dört ör- nek. Sayfaların sınırlı olduğunu. birdi- zı röportajın süresini aşmamak gerek- tığıni düşünerek Nazilli Bez Fabrika- sı'nı,Sümerbank Malatya Fabrikasf nı, Kınkkale Fabrikasuu, Alpullu'nun kar- deşi Turhal'ı. Sivas Cer Fabrikası'nı, Adapazan Vagon Fabrikası'nı. Paşa- babçe Cam Fahrikası'nı. Beykoz Deri ve Kundura Fabnkasfnı \e Hereke'yi veBursa Merinos'u, BursaSuniİpek'i, adını unuttuğumuz daha nicelerini bile bile atladık. Bunlara Ankara Devlet Konservatu- an'nı, Cumhurbaşkanlığı Filarmonı Or- kestrasfnı, Köy Enstıtüleri'ni, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nu da ekleyebilirdik. Ancak amacımız Cumhunyet dönemi fabrikalannı. ku- rumlannı tanıtmak değildı Bır havayı. biratılım ruhunu aktarma>a çabaladık. 1994 >ifını bıtirirken Türkiye'nin ek- mek kadar su kadar gereksınim duv du- ğu bir coşkuyu. 1994 Türkıyesı, bu dizide aktarmaya çabaladığımız "coşku" yerine stadyum- larda. maç sonrası alanlarda. yargısız infaz yapılan semtlerde "kurt işaretli İstiklal Marşı ayinlerTne tanık oluyor. Entelektüel etkinlikler yerini hızla fut- bol takımlarının Avrupa kupalanndaki basan ya da başansızlıklannı tartışma- ya terk ediyor. Kitap çoktan "ekranlaş- h". gazetelerin toplam satışı 3 milyon sınınnı aşmıyor, tersine sık sık altına düşüyor. Üstelik çılgınlık boyutlanna ulaşmış "promosyon" desteğine rağ- men... Art arda yaptığı baskılarla. kita- ba ilgisiz medyaya haber olan Orhan Pamuk'un son kıtabının toplam satışı, Türkiye gibi 60 milyonluk Almanya'da bir "best-seller r 'in satışının onda birini bile bulmuyor. Eğer tenmi abartılı bul- mazsanız "Bir topiumsal çüriime yaşı- yoruz" diyen karamsarlara hak verme- mek elde değil. O yüzden 1930'lar Tür- kiye'sini anımsatmanın. becerebildiği- mızce bır -1930 Türkiyesi taMosu" çiz- menin yerinde olduğunu düşün- dük.Kuşkusuz 1930'lar Türkiyesi 'nde- ki atılım ve coşku yukandan aşağıya örgütlenmişti. Ama bu, Kemalistlerin bir kusurundan çok döhemin bir gere- ğı idi. O yıllar yeryüzünde "sağ"da ve "sorda örgütlenmış tüm atılımlar böy- le yukandan aşağıya gerçekleşti. Roosvelt'in "New Deal" diye anılan kamu yatırımlan ağırlıklı. devlet gü- dümlü atılımı önce işçı sendıkalannın ve küçük çıftçılenn dırencini yenmek zorunda kaldı. Ama bu direnç aşılınca daülkeyı. 1929Bunalımfndankaynak- lanan ekonomik yıkımı aşma tutkusu sardı. Roosvelt'e destek verenler baş- langıçta bir avuç a\ dınla, fınans ve ban- ka sermayesinın sultasından (görece) kurrulmak ısteyen genç sanayıcilerden ibarettı. Sovyetler Birlıği'nde çok daha bü- yük boyutlu, çok daha geniş kapsamlı atılım kararlılığının toplumun en küçük birimlerine kadar ulaşması ıçın komü- nistler, öncelikle küçük \e yoksul köy- lülerin bencilliğinı, dargörüşlülüğünü. güvensizlığini \e özgü\ensizlığini aş- mak zorundaydılar. Sovyet üikesinde atılımın motorunu oluşturan sanayi pro- letaryası. enerjisinin. zamanının büyük bölümünü köylüleri örgütlemek. onla- n. güçlenni ortak tanm işletmelerinde (kolhoz), kamu tanm işletmelerinde (sovhoz) birleştirmeleri için "•ikna"et- mekle harcadı. Türitiye'nfcı karmaşık konumu Türkiye'de bu u atıum"ın örgütlen- mesi çok daha karmaşık süreçlerle >ü- rüdü. Ülkede sermaye birikimi yok de- necekdüzeydeydi. Selçuklular'ın Ana- dolu topraklanna girmesinden itibaren ekonomik yaşamda dev letin belirleyici güç olduğu bir gelenek egemendi. Ser- maye birikiminın temelini oluşturacak "özel mülkiyet"in tanhı en çok 1800'lü ytllara uzanıyordu. Halk için çiftçilik, ırgatlık. zanaatkârlık. askerlik ve dev- let memurluğu gıbı mesleklerden otesı bilinmiyordu. Tüccarlık \e sanayıcilik "gayri müslim"lerle yabancılara terke- dilmişti. Nitekim 1923 -1930 ara- Mnda uygulanan neredeyse saf bir "liberalizm" başansızlıkla sonuç- landı. Tüccarı sanayie geçmeye ısteksız, sanayicıliğe soyunanı de- neyımsız. bu iki engelı aşanlany- sa devlet olanaklanndan (ıhale- ler, serbest rekabetin pabuçlarını dama kaldıran korumacılık, dev- let sübvansiyonlan vb.) vurgun elde etmenın kolaycılığıy la sakat- tı. Çoğu 1917 Ekım Devrimi'ni uzaktan ya da yakından izlenmiş ama tümü de etkilenmış dar bir kadro ise "sınıflarüstu bir sosya- lizm" gibi çocuksu bir ütopyaya bel bağlamışlar, devletçiliği de bunun manivelası olarak kullan- ma umudunasanlmışlardı. Daha sonraki yıllarda "sol" siya^al güçler arasında kendilerıne öz- gün bir yer edinecek bu "kad- ro"lar, Mustafa Kemal'den daha Mustafa Kemalcı bir çizgı ızlı- yorlardı O >ıllarda rejimin kül- türel temel taşlarından bin olan Halkevlerfnın bır sloganı bu "çizgi"nın mükemmel bır özetı- dir: Halk içimhalk adına, halka rağmen, halkla birlikte !.." 1^30'lann sonunda 2. Dünya Savaşı'nın karabulutlan tümyer- yüzünü (ve tabii Türkiye'yi de) sardığında artık her şey savaş ekonomısıne bağlandı. Yeni fabrikalar eklenerek sa- nayileşme hedefinde yürünmeye devam edildıyse de toplumun tü- münü ateşlemeye yönelen coş- ku'da belırgin bir durulma oldu. Köy Enstitüleri'nin tasfiyesine giden süreç. bu dönemecin de bir göstergesi oldu. Noktası ise 1950 Demokrat Parti iktidan ıle kondu. Şimdi bir başka coşku. bu kez topiumsal olarak çok daha yay- gınlaşabılmış bir süreç başlıyor- du: Demokratıkle^mc ' Coşkuya tepkiler hayat buhjyor Demokrat Parti'nin simgesi ol- muş "Yeter, söz milletindir!* 1 slo- ganı biryönüyle zordaolsa, zor- lu da olsa, zigzaglarla dolu da ol- sa, acemılıklerle, u ihlaller"le sa- katlanmış da olsa demokrası yo- lunda yürümenın olumluluğunu içenr. Ama biryönüyle de 193O')u yıllarda- ki yukandan aşağıya örgütlenmiş top- iumsal coşku ve atılıma tepkının u olumsuz"luğunu da. Her atılım ve top- iumsal hareketlilik yerleşık düzende büyük ya da küçük değişiklik demektir ve tepki tohumlan yeşertir. Sanayi leş- meyle ucuz ırgat ve maraba kaynaklan zayıflayan toprak mütegallibesinden, aydınlanma ve kültürel uyanmayla av alanian daralan köktendincilik'in De- mokrat Parti'nin doğal müttefikleri oluşlannın bir açıklaması da bu olsa ge- rek. Biz 1930'luvıllannTürkiyeCumhu- nyetinin kısa tanhinde. olum^uzlukla- nndan çok (ölçülmeyecek kadar çok) olumluluklannın ağır bastığı kanısın- 1 dayız. Türkiye. benzeri bir toplumsal coşk u ve kendi kadennı kendi değiştırme tut- kusunu taa 196O'lı yıllarda bır kez da- ha yaşayacak; TİP'in başını çektiğı sos- yalist bilinçlenme. öğrencilerin ve sol Kemalistlerin başını çektıği antiemper- yalist uyanış Türkiye'yi zenginleştire- cek; geleneksel tutucu yapılan temelle- rinden sarsacaktır. 12 Eylül darbesinden bu güne kadar yaşadıklanmız ve yaşamakta oidukla- nmız ise 1930'larda başlayan, kesinti- lerle ve öncülerındeki değişikliklerle 1970'lerin sonlarına kadar ulaşan bir topiumsal uyanış siireci ıle hesaplaş- madan ıbarettır. Kanlı, zalım, kalleş ve dış destekli bir hesaplaşma... BİTTİ POLİTÎKAVEÖTESÎ İİAN VE REkİAM AJ :V', «:. •$*-• •, - *V -?•?&£&> •<. f W SEKTÖRÜMÜZDEKİ ÖNEMLİ SORUNLARIN TARTIŞILACAĞI FORUM' 94 - II TOPLANTISINA DERNEĞİMİZ ÜYESİ OLAN veya OLMAYAN İSTANBUL'DAKİ TÜM SERİ İLAN AJANSLARINI DAVET EDİYORUZ. Toplantı yeri: Dedeman Otelı Esentepe Toplantı günü: 18 Aralık 1994 Pazar Toplantı saati: 11 00-14 00 Eskı Beyoğlu keyfi, Özel yılbaşı keyfi, Dünya müziği. nostalji. Çatfda farklı yaşanır. "Cumartesi genç matine" Yemeklı, içkiîi 150.000 TL. G1TIRestaurant Cafe - Bar 251 00 00 DERS VERILIR Kolej mezunundan evde İngilizce ders verilir. Telefon:3263758 T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN ll Idare Kurulu'nca verilen 1.12.1994 687 sa>ılı men'ı muhakcme karan müşteki Zekeriya Avbakan'a adresi bellı olmadığından lebliğ olunamamıştır. 7201 sayıb Tcbligat Kanunu hükümlcrine göre muhatabına ilanen tebilğ olunur. Basın- 47738 Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden ahnır. Tel:5540804 YENİ KEDI KEPKEDİ E N EKONOMİK E G L E N C E BIRA • 50 000 RAK! 60 000 TL ARNAVUTKÖY 263 32 34 ILAN T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN İl İdare Kurulu'nca verilen 11.8.1994 tarihli ve 570 sa\ılı luzum-u muhakeme karan sanık Semih Dilmen'e tüm aramalara rağmen teb- lığ olunamamıştır 7201 savılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre muhatabına ilanen tebilğ olunur. Basın. 47853 TÜRKİYE ÜSTÜN YETENEKÜ ÇOCUKLAR EĞİTİM VAKFI 24 Aralık 1994ten itibaren yetenek geliştirmeye yönelik. Plastik Sanatlar - Satranç - İzcilik - Drama - Basın-Yayın Kulüpleri'nin çalışmalarına katılabilirsiniz. Adres: TÜYÇEV Bağdat Cad. Çatalçeşme Medine Urcun Ap. No: 482/2 Bostancı/İstanbul Tel: (0216) 4114481 CEYHAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN I988 641 Davacı Mali>e Hazinesi vekili tarafından davalılar Molla Yusuf mirasçılan aleyhine açılan tapu iptali. tescil ve meni müdahale davası- nın vapılan duruşması sonunda. Yukarda esas numarası yazılı mahkememiz dosyasında davalılar Mustafa Açlan çocuklan Elif Açlan. Fatma Açlan, Mustafa Kemal kıa Elife Açlan. Armağan Açlan. Fatma Açlan. Hüse>in Tü>süz. Ahmet Açlan oğlu Yusuf Açlan. Abdil Bahri çocuklan Makbule Ka- >a. Fatma Ka\a. Ahmet Kaya. Osman ve Cennet çocuklan Fatma Açlan. Sevive Açlan. Bahn ve Sultan kızı Reşide Açlan ve Melahat Açlan (Ak). Hacı İsmail ve Emine oğlu Paşa Ahmet A>gül. Fatma Avgül. Celal ve Faıma çocukları Özcan Aygül. İrfan Avgül ve Meh- met ^vgüTün vapılan tüm araşiırmalara rağmen adresleri. tespitedi- lemedığinden adlanna dava dilekçesi ve duruşma günü teblığ edile- medığmden adlanna duruşma gününün ilanen tebliğine karar veril- miştir. Adı geçenlerin duruşmanın bırakıldığı 2.2.1995 günü saat 9.00'da mahkcmemızde hazır bulunmalan veya bır vekillc temsil edilmelen 7201 savılı teblıaat kanunun ılgili maddelen gereğince ilanen tebliğ olunur. 28 11.1994 Basın: 53379 MEHMED KEMAL Tarikat ŞeyhlerL. Hilafeti kim sınır dışı etti, tarikatçılann kökünü kim ka- zıdı, tekkeleri, zaviyeleri kim kapadı, şeyhleri postundan kim indirdi, mahalle okullarını kim yasakladı... Bütün bunların bir sorumlusu var. Bir yerde bir tarikat lıderi varsa, orada sandıktan çıkan oy da var. Parti lideri, tarikat liderinin ardına düşecektir. Bu oyu eline almaya çalışacaktır. Parti lideri göz kamaş- tıran köşkte tarikat liderine soruyor "Siz Atatürk'e karşı mısınız?" "Hayır, ya siz?" "Bizdedeğiliz." Kim karşı diye soran yok. 1946 yıllannda Arapça ezan okumayı amaç, heykel kır- mayı araç edinen TicanîŞeyhı Kemal Pilavoğlu "zuhur" ettiğinde gene üstüne sıkıca varan olmamıştı. Parti lide- rine oy gerekliydi, tarikat liderinde özlenen oy vardı; san- dıktan düzenli çıkıyordu. Parti lideri sıkıştığında, "Siz isterseniz hilafeti bile geti- rirsiniz" diyordu. Hilafet gelmiyordu ama tarikat geliyor- du. Demokrasi vardı, gizli tarikat oylarının ortaya dökülme- si hayli geç kaldı. Bugüne kadar da sürmezdi, eger Özal rahmetli olmasaydı. Ben Menderes'ın iki kez Said-i Nursi'yı eteklediğine tanık oldum. 1957 seçımlerinde, biri Afyon'da, biri Diyar- bakır'da... Gazetecileri uyutmuşlar, saat 24'ten sonra gö- rüştürmüşlerdi. Bunu kıyısından yazdım diye başım az be- laya girmemıştı. Etkisıni azaltmak için "Komünıst uydu- ruyor" demişlerdı. Ben uydurmuyordum ama onlar sak- lıyorlardı. Meclis'teki kadrolaşmaya bakıyorum da hilafeti getire- meyenler tarikatları getirıyor. Milletvekılliği artık bir meslek oldu. Parayı cebe doldu- rur, seçim bölgesine gider, oyları alır gelirsiniz. Ondan sonrası kekah!.. Başlarsınız kendi özel işlerinizle uğraş- maya; fabrika, şirket, iştakibi arkadan gelir. Size biryok- lamada görünmek kalır. Adınız okunur, "Burda!.. "diye ba- ğırır, bulunduğunu kanıtlarsınız. Son bütçe görüşmelerinde Meclıs TV'sinin görüntüleri vermesınden sonra işin aslı astarı daha açık görünmeye başladı. Kimse artık kaytaramaz. Düşünün bir kez, koca- man devletın bir yıllık geiır ve gıderi görüşülüyor, sıralar bomboş... TV, boş sıralar üzerinde gezinirken sordular: "Nerede bu miltetvektlleri?.." "Kuliste çay, kahve içiyohar." "Haram olsun bizım vergiler!.." Bundan önceki bir oturum için cemaati işkembe çor- basıyla, çiğ köfteyle, pastayla zortoplamışlardı. O zaman Meclis TV'si daha işlemiyordu görüntüleri. Şeffaflık yok- tu. Bu şeffaflığın tam Türkçesi "saydam"öt Saydam di- ye bir Sağlık Bakanımız bile vardı. Bu bütçe görüşmelerinde birşıklık. Bu şıklığı (paşanın oğlu) Erdal mönü gösterdi. Kocamanlar arasında biröv- gü alışverışı. Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken SHP grubu adına Demirel'i "tarafsız başkan" diye yer- den alıp göğe koması ne oluyordu? Bu bütçenin TV'li oluşunun yanıbaşında tele cepli olu- şu da ilgincin ilginciydı. Herkesin bir eli tele cepte, bir eli kulağındaydı. BULMACA nım 1 2 3 4 T.C. BAŞBAKANLIK GÜMRÜK ^STEŞARLIĞI HALKALI GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Zambak Sok. No: 8 Kat: 3 Beyoğlulstanbul adresinde mukim Dınlım Müşavirlık Ithalat ve Ihracat Ltd. Şti. fırması adına Gümrük Gıriş Beyannamelennden doğan ve karşılannda mıktarları gösterilen kamu alacaklannın tahsili ıçın çıkartılan teblıgatlar firmasının adreste bulunamaması sebebıyle ıade edılmiştır. 7201 sayıh tebligat ka'nununun 28 ve 31'inci maddeleri gereğınce tebligat yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğine karar venlmıştır. Yukarıda belırtılen nedenler ile anılan adreste faaliyet gösteren şırketin belırtılen borcunun 15 gün ıçınde gümrüğümüz savmanlığına ödenmesi, aksi halde 6183 sayılı A.A.T.L'.H. Kanunu'nun 55-60 ve 114'cü maddeleri gereğınce ışlem yapılacağının bılinmesi ilanen tebliğ olunur. Dosva No: Bevanname No/Tarihi Amme alacağı miktan 210"l 7/178 4514/16.01.1992 1.711.000.- Basm: 47830 tLAN T.C. EDİRNE 1. SULH HUKUK MAHKEMESt EsasNo: 1994/171 Karar No: 1994/489 Sezai Bakır ve Nurten Bakır tarafından davalılar Hasan Akcan ve Hafize Akcan aleyhine mahkememizde açılan ev- lat edinmeye izin davasının yapılan yargılaması sonunda; Edirne ili Ipsala ilçesi Koyunyeri Köyü, cilt no: 020/01. sayfa: 36, kürük sıra J6'da nüftısa kayıtlı davalılann müşte- rek çocuğu olan 13.1.1993 doğumlu Şerif Akcan'ı davacıla- nn e\lat edinmesine mahkemece izin verildigi, davalılardan Hafize Akcan'ın yapılan tüm aramalara ragmen adresi tespit edilemediğinden, kendisine mahkeme ilamı tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 4.11.1994 Basm: 53263 SOLDAN SAGA: 1/ Eskı ve klasık Türk oyunlanndan biri. 2/ Bü- yük fkekkardeş... Eski- den şaırlerin kasidelenn de övgüsünü yaptıkları kişilerden aldıklan para ya da armağan. 3/ Deniz cılikte bır halatı germe ya da gergın durumda tutma... Üstü kapalı pa- zar yen. 4/ Sıırt'ın bır ıl- çesı. 5/ Halk şaırı... En kısa zaman süresi. 6/ Çıplak vücut resmı... Makbu! bır sıcak ülke meyvesi. II Bir bağlaç... Eşya üze- rindekı mikrop yada'ufak böcekle- ri basınçlı buharla öldürmeye yara- yan büyük kazan. 8/Bal, yoğurt gi- bi şeyler koymaya yarar kulplu ve denn kap .. Büyükbaş havvanlara verilen ortak ad. 9/Afrika'da bir ül- ke... Yavru. çocuk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Parçalarup dağılmış yer katman- lannın birbirleriyle olan ilgılerini araştıran yerbilim kolu. 2/ Her yanı suyla çevrili kara parçası... Şakaklardan sarkan saç lülesi. 3/ Bır tür ufak \e hafıf motosik- let... Bır göz rengi. 4/ Peru ve Bolivya'da yaygın bir tür kaval... Notada durak işaretı. 5/ Atılgan. gözü pek... Ön iki hayvanlı eski Türk takviminde timsah yılma verilen ad. 6/ Olumsuzluk belır- ten bir önek... Bir ışi verine getirmek için verilen söz. 7/ Kâtip Çelebi'nin ünlü coğrafya yapıtı. 8/ Paylama... Bir ticaret senedi- nin üzerine jazılan kefılfik. 9/ İki simetrik odagı olan kapalı eğ- ri... Bir nota.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle