08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KAS1M 1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Halk 4 saat boyunca yaşamı durdurdu Karabttk ayakta•Karabük halkı; işçisi, memuru, •Esnaf kapılanna 'Ülkemin ve •Sendika yöneticilerinin ve esnafı, emeklisi ve öğrencisiyle dün 4 Karabükümüz'ün geleceği için temsilcilerin konuşmalan sık sık saat süreyle kenti 'ölü kent' ilan etti. dükkanımı kapatıyorum' pankartı astı. 'hükümet istifa' sloganlan ile kesildi. GÜNTVUR tLHAN AHMET ÇELİK KARABÜK- Karabük halkı, kent ekonomisinin can damarı olan demir-çelik fabrikasının ka- patılmasmı engellemek için dün 4 saat boyunca yaşamı durdur- du. Şehir Meclisi'nin karanyla gerçekleştirilen eylemi, Hak-lş Konfederasyonu Başkanı Necati Çeük, "Eytem değil, kendiliğin- den organize edilmiş bir halk ha- reketi" olarak degerlendirdi ve hükümete gözdağı verdi. Karabük halkı, işçisi, memu- ru, esnafi, emeklisi ve öğrenci- siyle dün saat 10.00 ile H.OOara- sında kenti "ölü kent" ilan etti. Kardemir'in özvarlıklan oldu- Tepkiler Siyasi partilerden eyleme destek ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Karabük'teki işçi eylemine siyasi partiler destek verdi. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, PM toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Karabük'teki eylemle ilgili ola- rak "Bu eylemi, insanların yaşa- dıkJan kentin iktisadi ve sosyal sorunlaruıa sahipçıkması olarak görüyorum. Begeni ve takdirie karşınyorum" değerlendirmesi- ni yaptı. Karayalçın, yüksek fı- nnlann bakımı için gereken 4 milyon dolann sağlanması için Başbakan Tansu ÇÜtter'le görüş- tüğünü ve en kısa zamanda bu paranın verileceği izlenimini edindiğini aktardı. YUmaz'dan eleştiri ANAP grup toplantısında ko- nuşan Genel Başkan Mesut Yü- maz, hükümetin Zonguldak ve Karabük'e adeta bomba attığını ve ölüme terk ettiğini savundu. Yılmaz, Karabük kaymakamı- nın, eylemi organize eden "şehir mechsi" hakkında suç duyuru- sunda bulunduğunu anımsata- rak, "Ben kaymakamın yerinde olsam Başbakan hakkında suç « «ıvurusunda bulunurdum" de- dı. Karabük'ün kapatılmaması için yapılan eylemi destekleyen ANAP lideri Mesut Yılmaz, iki milyon dolar karşılığında işlet- menin kapatılmasını öneren ra- por hazırlatan Başbakan Tansu ÇiDer hakkında, işletmenin yük- sek finnlannın l milyon 600 bin dolar tutan özel tuğla değişimini yaptırmadığı için suç duyu- rusunda bulunduğunu açıkladı. Işçi Partisi Genel Başkanı Do- ğuPerinçek, Karabüklülerin bü- tûn Türkiye'nin dikkatini özel- leştirme sorununun üzerine top- lamayı başardığını söyledi. Pe- rinçek, "Karabük işçisi ve halkı, urmıdun neredeolduğunu bütün halkımıza gösterdi" dedi. ÇiDer'e gensonı ANAP ve RP, "devtet olanak- lannı şahsi çıkarlan için kullan- dığı ve Kardemir'in bile bile za- rar ettirildiği" gerekçeleriyle verdikleri önergede Çiller hak- kında gensoru açılmasını istedi. ğunu ve kapatılmasına izin ver- meyeceklerini belirten Karabük haikı, dün, sabahın erken saatle- rinden itibaren eyleme hazırlan- dı. Esnafın birbölümü.ise birgün önceden kapılanna "Ülkemin ve Karabükümüz'ün geleceği için dükkanımı kapatıyorum" yazılı bantlar asarak magazalannı hiç açmamayı tercih etti. Esnafın di- ğer bölümü ise saat 10.00'da ke- penk kapatarak, kapı ve pencere- lerine siyah bez ve kurdeleler as- tı. Aynı saatlerde, araç sahipleri de kontak kapatınca, kentin giri- şine kadar bütün yollarda trafik durdu. Okula ghmediler ögrencilerin okula gitmediği, memurlann bir kısmının iş bı- raktığı eyleme, katılımın yoğun olduğu gözlendi. Karabük'ü 4 saat boyunca ölü kent ilan eden halk, belediye bi- nası önünde toplandı. Konfede- rasyonunun başkanlar kurulun- dan, eylemi destekleme karan çı- karan Hak-lş Genel Başkanı Ne- cati Çelik, bir konuşma yaptı. Çelik, Karabük halkının bugü- nüne ve yannına sahip çıkmak için feryat ettiğini söyledi. Eyle- mi "Halkın kendiligmden orga- nizesı" olarak değerlendiren Çe- lik, şunlan söyledi: "Bu feryadı hiç kimse bir ey- lem olarak değeriendirmemeli. Bu feryadın, halkın demir-çelik sektörüne sahip çıkmasıyla, hem Karabük'e sahip çıkmak, hem de Türkiye'nin bağunsızlfğuıa, sa- navüeşmesine, kalkınmasına sa- hip çıkmak gibi bir görevi yerine getirdtği düşfincesindeyim. Ken- diliginden organize olmuş bu halk hareketini, siyasi iktidann doğnı değeriendinnesini umuyo- rmn." Hükümete seslendiler Çelik, Kardemir yüksek finn- lannın bakıma alınmasını istedi ve hükümetin Karabük halkının sesini duyacağını umduğunu be- lirtti. Çelik, hükümete şu sözler- le gözdağı verdi: "Hükümet halkın mesajını doğnı aigüayıp, doğru değerlen- dirmezse korkanm hükümeti ve hepimizi üzecek olumsuz geiiş- meler ve eylemler gündeme gele- bifir." Eylem sırasında konuşan Öz- çeJik-lş Sendikası Genel Başka- nı Metin Türker ise Karabük Meclisi'nin toplanarak Karde- mir'in kapatılmaması için hükü- meti son bir kez uyarmak ama- cıyla bu halk hareketini gerçek- leştirme karannı verdiklerini söyledi. Türker, "L'manz halkın sesini Karabük'ten duvarlar. Bu- radan duymaziarsa Ankara'dan duvarlar. Bir hafta, on giin için- de hükümet ciddi bir açıklama yapmazsa, Ankara'ya yürüyece- ğimizi buradan açıkça söylüyo- rum"dedi. Karabük'ün RP'li Belediye Başkanı Enver Tümen ve Işçi Emeklileri Cemiyeti Başkanı Refik Bozkurt da birer konuşma yaparak, Karabük Demır Çelik Karabük'ü 4 saat 'ölü kent' görünümüne büriiyen binkrce kişi, hükümete gözdağı vererek, bölge miUetvekillerinin istifası için slo- ganlaratü.(Fotoğraflar: HATICE TUNCER) Fabrikası'nı kapattırmayacakla- n mesajını verdiler. Sendika yöneticilerinin ve temsilcilerin konuşmalan sık sık alanda toplanan halk tarafından, "Karabük "ü kapatan eüer kınl- sm", •'Karabük bizimdir, bizim olacak", "Hükümet istifa", "Bekle Ankara, Karabük geli- yor" sloganlanyla kesildi. Sık sık bölge miUetvekilleri- nin istifasını Isteyen sloganlar atan halk arasından bir grup, "Ya Allah, Bismillah,Aliah-ü Ekber" diye tekbir getirirken. alanda tek tük bozkurt işaretleri de görül- dü. Eylem olaysız geçti Karabük Demir Çelik işçisi çalışmaya devam ederken, eyle- me, aynı saatlerde çalışmayan bir grup Kardemir işçisi de ka- tıldı. îş bırakan memurlar ve di- ğer işyerlerindeki çalışanlar ise öğle saatlerinde belediye binası- nın önünde toplandılar. Karabüklü kadınlar ve çocuk- lar ise kent sokaklannda dolaşa- rak yeniden belediye binasının önünde toplandılar. Olaysız ge- çen ve müdahale edilmeyen ey- lem saat I4.00'te bitirilirken Ka- rabük yeniden hareketlenerek normal yaşama geçti. Eylem sırasında, belediye ho- parlöründen yalnızca RP iideri Necmettin Erbakan'ın eylemi desteklediğini içeren telgrafının okunması kent meclisi üyelerin- ce eleştirildi. Bu arada, Türk-lş Başkanı Bayratn Meral'in yanı sıra Bir- leşik Metal tşçilen Sendikası Genel Başkan Vekili Murat Tokmak ile Toplusözleşme Da- ire Başkanı Servet Baykan da yaptıklan açıklamalarda, Kara- bük'teki eylemi destekledikleri- ni bildirdıler. Tokmak ve Bay- kan. "Şimdi herkese düşen gö- rev, sizin Karabük için yaküğmız ateşi, elden geldigince ülkenin başka yörelerine de taşımakür" dedi. Bayram Meral Kardemir iş- çisınin ve Karabüklünün, ek- mek kapılannın kapatılmasına karşı en meşru ve demokratik haklannı kullandıklannı söyle- di. KARABÜK tŞÇİ DİRENİŞİNDEN NOTLAR ŞuDünyaBankasıneişyapar:IŞIKKANSU KARABÜK - Karabük çanağa benzer, kıvnlıp döndünüz mü bacalar selamlar sizi. 'Kok'u sogtrtmuşlar. Sanırsınız, ~~" akbulutlar yükseliyor göğe. Cevheri yutup, demire su veren fabrika. yalnızlığa terk edilmiş de, küs gibi. Kömür kamyonlan, eski kamyonetler, insanlar kapatmış fabrikadan kente giden yolu. tlçenin çehresi her günkünden değişik. Hem büyük bir bayram var, hem de sanki cenaze kalkıyor. Bayraklarla süslenmiş dükkanlar. Camlannda siyah kurdeleler. bezler. Kepenkler sıkı sıkıya kapalı. Lokantalardan kuru fasulye buğusu yükselmiyor, terzilerin diİciş makinelen tıkırdamıyor, bakkallar çocuklara halkalı şeker satmıyor. Camekanlannda, "Ülkemin ve Karabük'ün geleceği için dükkanımı kapatıyorum'* yazılı. Kadın, erkek, yaşlı, genç. herkesin yakasında kokart: TabrikamızJa vaşamak istiyoruz." Karabük halkı çalışmak istiyor, demire can katan emeğiyle ekmeği bir tutuyor. Işçiler, duvarlara •Karabük halkı çâîışmak istîyor, demire can katan emeğiyle ekmeği bir tutuyor. Işçiler, duvarlara duyuru asmışlan Potalarda eriyen biziz, siz demir sanırsınız. duyuru asmışlar: "Potalarda eriyen biziz, siz demir sanırsınız." Atatürk tlköğretim Okulu'nda bebeler tenefîîjste. Bahçe çitinden sarkmış, el çırpıyorlar. Zil çaldı. Küçümenler. doğruca kapıya yöneldi. Biraz palazlanmışlan. birbirini dürtüyor: "Girmeyin len derse. Fabrikavı kapatmasınlar." Kaşı çatık ögretmen çıkıyor bahçeye. Ne yapsınlar? Boynu bükük, koşar adım derse. Fabrikadan merkeze doğru ışçiler yürüyor. Önde cılız sesleriyle minikler: "Hükümet istifa." Başta gidenin saçını okşuyoruz, "Neden okulda değibin" diye soruyoruz. Kahverengi gözlerini deviriyor: "Kaçtım ağabey" Ardmda babalan, ağabeyleri. Sıra yok, dağınık. Bağınrken bıyıklan titriyor: "Karabük'ü kapatan eller kınlsın." Kadınlar da az değil. Simsiyah kafalı erkek kalabahğının ardından alacalı bulacalı yürüyorlar. Biraz da çığlık çığlığa: "Karabük halkı omuz omuza." Ozçelik-lş Sendikası'nın işyeri temsilcisi Hüsevin tnee babayiğıt ha. "Nasü? tyi değiİ mi Karabük?" diyor, inceden gülüyor. "Dünya Bankası ne iş yapar sence? Kapaülsın dhormuş Karabük" diyecek oluyoruz. fnce, elini savuruyor havaya: "Düm'a Bankası'nı fiian tanımam ben. Türkiye Cumhuriyeti ba\rağı altında \aşıvorum. Bunu bilirim." Kalabalık. belediye önünde toplanmış. Esnaf, kapalı dükkanlann önüne sandalye atmış, göğsünü kasım güneşine vermiş, çekirdek çitliyor. gazete okuyor. Işçiler gecerken alkışlıyorlar. Karabükspor'un amigosu Tuncay Güzelaydm'ın sesi kısılmış. Kalabalığa bir el hareketi yapıyor, herkes çöküyor. Bir el hareketi daha, herkes kalkıp bir ağızdan bağınyor. "Haydi haydi meleğim, Karabük'e gel de göreyim." Tıklım tıkış alanda Fuat \avuz. i)e tanıştyoruz. Sendikacılık yapmış, l980öncesi CHP'deymiş: "Evimizi, ilçe binamıa kurşunladılar. 12 Eylül'de içeride yattık. Bunlar için miydi, tiim bunlar? Sosyai demokratlar için utanç verici." Karabüklüler, bu kez yenı slogan buldular: "Ankara, Ankara duy sesimizi, iste bu Karabük'ün ayak sesleri" Tepkiler, DYP'li Zonguldak Milletvekili Şinasi Alöner'e yöneliyor "Altıner istifa-." Aradan biri, "Ecevit istifa" demeye yelteniyor, ensesınde birtokat patlıyor. Arkadaşı kızmış olacak: "Nesi varmış Ece\it'in len? Niye istifa etsin?" Eller havada, gençler biraz da dersleri kaynatmanın sevinciyle halay çekiyorlar. Az ilendekı raylar tıkırdıyor. Zonguldak ekspresinin düdüğü. kalabahğın arasından gecerken, daha bir acıyla ötüyor. Eloğîu. "kapatıfsui" demiş, siyasi ler, kimi yazarlar özelleştirme nöbetine tutulmuş. Ya Karabük? 200 bin nüfuslu bir kent nasıl dururmuş, gel de gör. 'Cumhuriyeti yeniden kurmak gerekiyor' • Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı ve CYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'm katıldığı 'Türkiye nereye çekilmek iiteniyor?' konulu panelde Atatürk'ün düşüncelerinin daha iyi kavranması gerektifi vurgulandı. Panelde konuşan Ahmet Taner Kışlalı ile Türkan Saylan Atatürk felsefesini anlatt. (Fotoğraf: HÜLYA TOPÇU) İsanbul Haber Servisi- Htatürk Haftası" etkinlikleri lapsamında düzenlenen "Türidye nereye çekflmek iden^yor?" konulu panelde Tirkiye Cumhuriyeti tarihinin in bilinmesi ve Atatürk'ün ûüşüncelerinin iyi kavranması gercktiği vurgulandı. Çağdaş Yışamı Destekleme Dernegi (CYDD) tarafından düzenlenen Türidye nereye çekümek i*niyor?" konulu panel, dün Calatasaray Lisesi Tevfik Fikret Sılonu'nda yapıldı. Panele knuşmacı olarak, ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan ile gazetemiz yazarlanndan Prof. Dr. Ahmet Taner Kısjahkatıldı. Gazetemiz yazarlanndan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, konuşmasına, "Sizin gibi laik okullann sayısı üç kat artarken imam- hatipierin sayısınuı on dört kat artt^ı bir ülke midir Atatürk Cumhuriyeti" sorusunu yönelterek başladı. Atatürk Cumhuriyeti'nin öldüğünü söyleyen Kışlalı, "Cumhuriveti korumak değil, yeniden kurmak gereldyor"dedi. Atatürk'ün dünyada faşizmin tırmandıgı bir dönemde bile halkına demokrasiyi getirmek için çalıştığma dikkat çeken Kışlalı, halkevlerini ve kooperatifleri Atatürk'ün kurduğunu vurguladı. Cumhuriyet tarihinin çok iyi bilinmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Türkan Saylan ise "Kimin ednin Idmin cebinde oMuğuoun bifinmedigi dönemleri bugün de yasıyoruz. Türkiye üzerinde o>nanan~ oyunlar eski o^ıınlaruı bir tekrandır" dedi. Işçi davayı kazandı; işini kaybedecek •Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe, işçilerin kazandığı alacak davalannı değerlendirdi: 'Mali yükün bedeli, işçi çıkanmı.' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe, hükümetin toplusözleşme farklannı ödemedigi işçilerin ücret alacaklannın, faiz ekJenerek ödenmesi yönündeki yargı kararlanna uyulacağını, ancak "altmdan kalkılamavacak mali yükiere karşı >apılacak şeyin işçi çıkanmı olduğunu" söyledi. Sendikal çıkar ve geçici kazanımlar için "ekmekle oynamanuı sorumlusunun hükümet obnayacağuıı" savunan Daçe, ülke koşullan karşısında "sorumlu tutum takuıdığını" vurguladığı Türk- lş'i takdir ettiklerini belirtirken, işçi alacakJan için dava açan sendikalann bu sorumluluğun dışında kalmayı yeğlediklerini söyledi. Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe, kamu işçilerinin toplusözleşme alacaklannın, faiziyle birlikte ödenmesi yönündeki yargı kararlan konusunda Cumhuriyet' in sorulanna. şu yanıtlan verdi: - Yargı kararlannın, toplusözleşmelerde öngörülen artışların ödenmesi konusunda, Türk-İş ile hükümet arasındaki anlaşmaya koşut ounamasuu nasıl karşüıyorsunuz? - Öncelikle şunu vurgulamak istiyorum; Türk-lş'in bu konuda takmdığı sorumlu tutumu şükranla karşılıyor, takdir ediyoruz. Olke koşullannı dikkate alarak, fedakârhk ihtiyacı, çarelere katkı ihtiyacı Türk-fş'e hakim olmuştur. Ancak bazı sendikalar, bu tutumu benimsemeyerek, münferit biçimde dava açma yoluna gitmişlerdir. Kararlar, henüz mahalli mahkemelerin vermiş olduğu kararlardır. Temyiz aşaması vardır ve temyiz yolu, haliyle kullanılacaktır. - DavaJar yayıldıkça, Türk-lş yönetiminin de, bu konuda zor durumda kaldıgı bilinivor... - Eğer bunlar yaygınlaşırsa ve kurumlar altından kalkılamaz mali yüklere muhatap olurlarsa, yapılacak şey, işçi çıkarmadır. Kurumlar, işçi çıkarma yoluna gideceklerdir. Ekmek kapısının kapanrnası noktasına kadar gidecek bir tabloyu, işçi kendisi yaratırsa, sendikalar kendileri yaratırsa, onlar işçiye nasıl hesap vereceklerdir. Işin tek boyutlu olarak, sadece sendikal çıkar açısmdan düşünülmesi, sadece geçici bir kazanım için insanlann ekmeğiyle oynanması gibi bir sonuç ortaya çıkacaksa. bunun herhalde bir sorumlusu olacaktır, bu da hükümet olmayacaktır. - Seçenekler varsavıktığı kadar çok değil mi? - Değil tabii. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Atatürk ve EkonomL. Olay Kurtuluş Savaşı sırasında geçer. Mustafa Kemal, yardım sağlamak amacıyla Mosko- va'ya bir heyet yollamıştır. Ruslardan silah ve altın istenir... Rus yetkililer hayret içinde sorartar: - Silahı anladık da, altını ne yapacaksınız? - Memurlarımızın ayltklannı ödeyeceğiz. Rusların şaşkınlığı daha da artar: - Ücretleri ödemek için altın istenir mi? Gerekliyse pa- ra basın... Eğerbasımevinizyoksa, biz burada basıp size yollayalım... Heyetin başı olan Rıza Nur'un yanıtı kısa ve nettir: - Biz kabinede karar aldık. Hiçbir zaman para basma- yacağız!.. Ve TBMM'nin kurulduğu 1920'den, Atatürk'ün öldüğü 1938'e kadar geçen 18 yıl boyunca Türkiye'de fiyatlar yük- selmiyor. Hatta birazcık geriliyor... Türk Lirası'nın değeri, neredeyse dolarla başabaş. Üstelik bu, Türkiye'nin neredeyse hiç dış borç almayıp, tersine dış borç ödediği bir dönemdir... Dünyada -Japon- ya ve Rusya ile birlikte- en yüksek kalkınma hızının ger- çekleştirildiği bir dönemdir. • • • Sayın Kemal Kurdaş, Kemalizmin devietçiliğini şöyleta- nımlıyor: "Kalkınmada devlet önceliğini öngören birpiyasa eko- nomisi." Atatürk, Cumhuriyet'in jik yıllanndaki kısa bir deneme- den sonra, "liberal ekonomi" modeli ile Türkiye'nin geri kal- mışlıktan kurtulamayacağını anlıyor. Türkiye'nin Batı gibi ne sömürgesi var, ne sermaye birikimi, ne girişimcisi, ne de yetişmiş insan gücü... Atatürk, tüm ekonomik gücün devletin elinde biriktiği "kolektivist ekonomi"n'\n sakıncalann; da görüyor. 1925'lerden sonra yeni bir model arayışına giriyor. Doğu ve Batı'da uygulanan iki model arasında, "son derece Ğz- gün" bir ekonomik model yaratıyor. Bu modelde, "ekonomik faaJiyet ve kalkınmada kişile- rin özel girişimleri ve çalışmalan esas "tır. Ama geri kalmış bir ülkede, devletin öncülüğü ve koşullan hazırfayıcı çaba- ları olmadan hızlı bir kalkınmanın olamayacağı gerçeği ka- bul edilmektedir... Kemalist devletçilikte, devletin ekonomide dört işlevi var: 1) özel girişimin yetersiz kaldığı alanlarda, "piyasa eko- nomisikurallan içinde" yatınm yapmak; 2) Kurduğu işletmelerden "ticari şirketlergibi" kar sağ- lamaya çalışmak; 3) Kara geçen ticari veya sanayi kuruluşlarının paylannı -kısmen veya tamamen- Türk kişi veya kuruluşlarına dev- retmek; 4) Devirle sağlanacak kaynaklarfa, yetersizliklerin bu- lunduğu" yeni alanlarda yatırımlar yapmak. • • • 1925'lerden sonraki ilk Sanayi Bankası girişiminde Mus- tafa Kemal, uygulamayı eleştirmekte gecikmiyor: - Bu sistemin de birtakım sakıncalan var. Bunlarbir tüc- car gibi çalışmtyoriar. Bunlan bir tüccar gibi çalıştırmaz- sak, çok kısa zamanda bozulurtar!.. Atatürk'ün "piyasa kurallan "na göre işleyen ve zamanı geldiğinde de payları halka devredılecek olan KlT'leri dü- şündüğü çok açık. KlT'lerin -Türkiye'nin son kırk yılına damgasını vuran- sağcı iktidarlareliyle "arpa//^c"yapıldığı, amaçlarından sap- tırıldığı ve sonunda, rahmetli Özal elıyle zarar eder duru- ma getirildiği de çok açık. Siyasette, eğitimde, toplumsal banşta, ulusal bütünlük- te olduğu gibi ekonomide de bir batakla burun buruna ol- mamızın nedeni, Kemalizme karşı olan siyasal iktidarlar- dır! Sayın Şevket Çizmeli, yolladığı mektupta şöyle diyor: "Babasının ekonomik başanlannın üstüne siyasal ihti- raslannı oturtmak isterken 'Atatürk düşünce adamı değil- dir' diyebilen zengin çocuğu, acaba Atatürk'ün ekonomik başanlannın ne kadannı biliyor?" Atatürk'ün yaşamındaki, "düşünce" ile "eylem" arasın- daki bağıantıyı kurabilme yeteneğinden yoksun olanlann Türkiye'yi yönetmeye soyunmaları ne sonuç verir? Açık. Menderes'lerden Demireriere, Özal'lara kadar... Şim- diye kadar ne sonuç vermişse onu!.. (Yann 10 Kasım... Atatürk bu dünyadan aynldı; ama dü- şüncelen ve yaptıklan apaçık ortada...) Mimar ve mühendisler TBMM'ye yürüdü ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türk Mühendis ve Mi- mar Odalan Birliği'ne (TM- MOB) bağlı odalann Ankara Şubesi üyeleri. dün TBMM'ye yaptıkları uyan yürüyüşünde Başkan Hüsamettin Cindonık ile göriiştüler. Mimar ve mühendıslerin öz- lük haklannın iyileştirilmesi is- teminde bulunan eylemciler. Cindoruk'a bir öneriler listesi sundular. Kamuda çalışan mimar ve mühendislerin grevli, toplusöz- leşmeli sendikal haklannı iste- diklerinin dile getirildiği öneri listesinde, üyelerin "mimarük- mühendislik tazmüıatı" istcm- lerine de dikkat çekildi. Meslek tazminatının, genel idari hiz- metler sınıfında yönetici konu- munda görev yapan mühendis ve mimarlan da kapsamasını ve tazminatın Emekli Sandığı ile ilişkilendirilmesini talep eden oda üyeleri. "özel hizmettazmf- natlannın" tavanının da yüzde 100 yükseltilmesini bekledikle- rini ifade ettiler. Toktamış Ateş İmza giinii... 13.Tüyap Kitap Fuarı, alt kat Çınar Yayınları standı. 9 Kasım 1994 Çarşamba, saat: 14.00 -18.00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle