09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KASIM1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Vlıühıve kaygıh olaylarEVİN İLYASOĞLU Kültür ve sanat dünyamız, ge- çen hafta iki çeşit heyecanlı olay- la çalkalandı. Birincisi güven ve coşku veren olaylar dizisiydi: Cumhuriyet Bayramı sanatın her dalından seslenışle kutlandı. Meydanlarda müzikçiler, yazar- lar, ressamlar konuştu; asık yüz- lü marşlarla ya da klişe sözlerle değil de içinden geldiği gibi ses- lendi herkes. lkincisi ise kaygi veren çeşıtlı sorulara yol açan bir olaydı: Nice kentimizin sahip olamadığı kültür merkezimiz Cemal Reşit Rey Salonu'ndan yıllann deneyımlı yöneticisi Ay- dın GiiıTün istıfa etme durumun- da bırakılması, bundan böyle planlanmış programlann tehlike- ye düşme olasılığı, çeşitli çevre- lerden tepkıler aldı. Önce. geçen haftanın mutlan- dıncı ola\lanna değinelim: Cumhunyet Bayramı Haftası et- kinliklerine bağlı olarak Demok- rasi Konseri adlı kuruluşun dü- zenlediği klasik müzik konserle- ri de Cumhuriyet Bayramı coş- kusuna katkıda bulundu. istan- bul Devlet Operası'nın sunduğu Carmina Burana. piyanist Aydın Kartıbel \ e Gökçen Koray yöne- timindekı TRT Çoksesli Korosu ve kemancı Cihat Aşkın'ın solıst olarak katıldığı Bilkent Yaylı Çalgılar Orkestrası, Harbiye Ör- due\inin salonunda özenli kon- serler verdiler. Bu konserlere da- ha çok sayıda dinleyicinin katıl- masını gönül isterdi. Bilkent Yaylı Çalgılar Orkest- rası'nın şefServerGaniyevveso- list kemancı Cıhat Aşkın ile ver- diği konsenn birkaç sevindirici yönü vardı Bır süredir çalışma- lannı Londra'da sürdüren sanat- çımız Cihat Aşkın'ı yeniden din- leyip bilge bir kişıliğe ulaştığını gördük. J.S. Bachgıbi hiçbirku- suruaffetmeyen bir bestecinin la minör keman konçertosunun özellıkle ikinci ve üçüncü bö- lümlennde bestecinin stiline var- mı$ bir sanatçı olarak karşımıza çıkması. ardından Mussorgs- •Aydm Gün'ün istifası ile planlanmış programlann tehlikeye düşmesinden kaygı duyan sanatseverler, ellerinde imzaya açık mektuplarla oradan oraya koşturuyorlar. Aslında kime başvuracakhnnı, nasıl bir metin ile ne tür bir yakınmayı dile getireceklerini bilememenin sancısı içindeler. •Bilkent Yaylı Çalgılar Orkestrası'nın şef Server Ganiyev ve solist kemancı Cihat Aşkın (solda) jle verdiği konserin birkaç sevindirici yönü vardı. Aşkın'ın Hakan Şensoy'un Haydar türküsünden kaynaklanan solo keman yapıtı ile kıvrak bisler yapması, dinleyicileri son derece etkiledi. ki'nın bir Kazak dansı ve Hakan Şensoy'un Haydar türküsünden kaynaklanan solo keman yapıtı ile kıvrak bisler yapması, dinle- yicileri son derece etkiledi. Cıhat Aşkın'ın yorumunu, Hakan Şen- soy'un bestesinı alkışlarken bir başka öğe daha vardı işin içinde: Aşkın'ın elindeki ışıl ışıl ses ve- ren kemanın yapımcısının Alp Altunerolduğunuöğrendik Yıl- lardır lDSO'nun çello grubun- dan tanıdığımız Altuner'in böy- lesi bir hüneri, lutiyeliği de var- mış ve daha birkaç sanatçıya ke- man, viyola ve çello yapmış bu- güne dek! Son derece uzman ve usta çal- gıcılardan oluşan Bilkent Yaylı Çalgılar Orkestrası için "İyidel Musici'nin zarafetinde tınlamı- yor" diyen bir dosta hemen ha- tırlahnamız gerekir: "İyi de Av- rupanın hangi topluluğu böyle- sine coşkulu bir Karayev veya Er- kın çalabiUrdir 1 İstanbul Devlet Senfonj'nin ikinci konseri İDSO'nun ikinci konseri de Aya lnnı'de gerçekleştı. Soğuk havaya "bana mısın" diyen sa- natseverler, bu ortamda turne coşkusu yaşayan İDSO'yu iki Dvorak yapıtı ile dinlediler. Ilk- bahar ve yaz aylanndan alışık ol- duğumuz bu mekanın. şimdi de kış halini ya^ıyoruz. Yalnız, bıl- dik kubbedeki kuşlar da soğuk- tan gitmiş. Giderek soğuyan ha- vada gelecek hafta piyanist Meh- met Okonşar'ı nasıl dınleyece- Cemal Re^it Rey Salonu'nda Aydın Gün"ün beleiiıye yönetimi ğiz acaba? !s\ıçre doğumlu şef tarafından istıfa etmek durumun- Lucas Pfaff, oldukça deneyimli. da bırakılması. sanat çevrelerini açık ölçüleri olan \e orkestranın kapasitesini ıyi ölçüp biçen, ne- yi ne kadar isterse iyi sonuç elde edebileceğinı kestirebilen bir sa- natçı. 1969 doğumlu Fransızçel- list Valerie Aimard ise incecik bedeni gibi çellosundan da kü- çük ses yükselten bir sanatçı. An- cak, Dvorak'ın çello konçerto- sunda saglam bir tekniğe ve de- rin bir duygusallığa sahip oldu- ğunu kanıtladı. İkinci bölümde- ki Dvorak 8. Senfoni de oldukça coşkuluydu. Baştan sonatümüy- le keyiflı bır Dvorak konseri din- ledik bu hafta. öfkelendirdi. Bu salonun sahne- si, perdesi. koltuğu, mermerleri, lobisı. akustiğı. sanatçı odalan bır yana. simgesel bir özelliği var: Dünyanın dığer ıleri ülkele- rinde olduğu gibi belli bir düze- yin üstündekı sanatçı larayerver- mesı, bugüne kadar belli birdü- zeyın üstündekı nıtelığini koru- yabılmişolması. New York'takı Camegie Hall'de, her önüne gelen nekon- ser verebilır ne de nutuk atabilir. Belli bir ölçütü, düzeyı vardır. Şımdıye kadar CRR salonunda çalabilmek için de nıce v ıl eğitim görmüş, uluslararası etkinlikler- de bulunmuş sanatçımız, sıra beklemek durumunda kaldı. Do- ğal olanı bu. Aydın Gün'ün isti- fası ile planlanmış programlann tehlikeye düşmesinden kaygı du- yan sanatseverler, ellerinde ım- zaya açık mektuplarla oradan oraya koşturuyorlar. Aslında ki- me başvuracaklannı, nasıl bir metin ile ne tür bir yakınmayı di- le getireceklerini bilememenin sancısı içindeler; "Acabanereye faks çeksek, hangi adrcse mek- rup göndersek!", **Belki Kültür BakanlığTna başvursak tıpkı Lütfii Kırdar Salonu'nun Tu- rizm Bakanlığı'nca kiralanması gibi CRR'\i de kiralayabilir. Bu durumda hem İDSO bir mekana kavuşmuş olur hem de beiediye > öneticilerinin üstünden her ta- rafın baskısı kalkar...". "Demi- rel'e yazalun, belki o betedheyi uvaracaktır. bövlesi bir salonda programlann engellenmesini ön- leyecektir." İstanbul Belediyesi'nin kültür dairesı. telefon edenlere faks göndermelerini önermiş. Şimdi beklenen, İstanbul Beledıye- sfnde kültür işlerinden sorumlu kişilenn bir açıklama yapması. Istanbul'un kültür potansiyeli öylesinegenişki.böylesi mekan çekişmeleriyle o birikimi yıpra- tabilmek öyle kolay değil. Mü- zikseverlerin yapacağı şey. mut- laka konserlere katılmak, önce- ki yıldan hiç de farkı olmayan programlarda sanatçılara destek olmak. Örneğin bu akşam Sofya Filarmoni Orkestrası'nı, yann akşam Mosalini-Aussel Bando- nen Gitar İkilisi'nı, cuma akşamı Etıgenio Bennato'nun caz dileti- sıni ya da cumartesi akşamı Cop- pelia Balesi'ni, sonrakı hafta ise Lydıa Mordkoviç'in keman. Er- gkan Savdam'ın piyano ve Ay- han Baran - Zehra YıMtz ikilisi- nin şan resitallerini sakın kaçır- mayın. İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu 16 kasım- da, Brasilia Madrigal Korosu ise 18 kasımda Cemal Reşıt Rey Sa- lonu'nda yeralacak. Imer Demirer ve Ayşe Gencer 'inandıklan' müziği yapmayı sürdürüyor Türk cazım hafife almamalıPELİN ÖZER Jürkıye'de caz yapmak, tam bır 'çılgınlık'. Ancak tüm zorluklara karşın. Türkıye sınırlan içinde caz yapmayı sürdüren 'inatçT sanatçı- lar da var. İmer Demirer ve Ayşe Gencer de yıllardır 'inandıklan'' müziği yapmayı sürdüren sanatçı- lardan Bas gıtarda Ergun Erem- kar. pıvanoda Nilüfer Ruacandan .^uşan gruplarıyla bugünlerde ^ ,oda Kulübü'nde sınırlı bır kitle- ye seslenme fırsatı bulan evli sa- natçılar, 1986 yılından bu yana bir- likte çalışıyorlar ve 'caz'ı bir ya- _şam bıçimLOİarak görüyorlar. . 1976 yılında istanbul Devlet Konservatuvan'nm ılk bölümün- ^en baştayarak 10 yıîiık trompet eğıtımı alan Imer Demirer, 1982 yılından bu >ana cazla haşırneşır. Demirer. 19'82'de Ali Peret'le İs- tanbul Caz Quartet'i kurmuş. ,Grup; Romanya'da Sibiu Caz Fes- tivalı'ne. Bılsak Caz Festivalle- n'ne katılmış \e İstanbul'da o >ıl- Jarda daha voğun olan çeşıtlı caz kulüplerinde çalmış. TRT Caz Or- ^cestrasrnm üyelennden olan De- mirer, yurtdışında da pek çok kon- serde Türkıye'yı temsıl ediyor. Ayşe Gencer ise Ayten Alpman ve llham Gencergıbı Türk cazının ıkı önemlı sanatçısının kızı. Anne ve babasının etkisiyle bu müziğe yönelen Gencer, yıllardır caz yap- mayı sürdürüyor ve çizgisını de- ğıştırmemekte kararlı görünüyor. Gencer, 1977'de ılk kez sahneye çıkmış. O yıllarda radyoda açılan bir şarkı yanşmasım Zerrin Ozer- ve Ayîegül AMinc ile birlikte ka- zanmış. Bu yarışmanın ardından telev iz- yondan gelen bir program teklıfi- nı kendini yeterli hissetmedıği ve utandığı için geri çevirmış. TRT'nin Altın Anten Yanşması'na Fatih Erkoç'un "Inanmam" adlı bir bestesiyle katılan Gencer, bu parçayla da üçüncü seçilmış. Istanbul'daki caz festivallenne katılan Herbie Hancnck, Pat Met- heny gıbı dünya çapında cazcılar- la 'jame-sessk>n'larda çalan Demi- rer. Türk cazcılannın da aslında ne kadar yetkın oldugunu kanıtlıyor ve Türk cazını hafife alanlan eleş- tirıyor: "Türkcazcılanikrlemiyor divoriar. Şimdi Türkive'de 10-15 kişi bir gnıp var. Herkes değişik tfirde cazdan hoşlanıyor, bir arava gelince de nepimiz bir müzik çev- resinde toplamyonız. Bize bu eleş- tirinin yöneltümesinin sebebi bu. Hep aynı yerde durduğumuzu söy- lüyorlar, ovsa herkes birevsel çalış- DemirerveGencer,cazkulfibüsayısınıngiderekazaldığını sövlüyorlar. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ malannı da sürdürüyor. Festhal- lerde adını bile bilmediği cazcılan dinlevenler bizi tanımıvortar bile." Sanatçılar, Türkıye"de cazın ha- fife alınmasından da çok şikayet- çi. Genelde aşağılayıcı bır ses to- nuyla kullanılan 'Caz \apma" sö- zünün bıle Türkıye'de cazın ne de- rece anlaşıldığının bir kanıtı oldu- gunu vurguluyorlar. Basının ilgısizlığınden, devletin de kendılenni görmezden gelme- sinden yakınan Imer Demirer. Po- lonya'da bır work-shop'a da öğret- men olarak çağrıldığında Kültür Bakanlığı'ndan talep ettığı yol pa- rasını bile alamamış. istanbul 'da caz kulübü sayısının gitgide azaldığına deginen sanat- çılar, cıddı bır 'mekansıznk' soru- nu yaşıyorlar. Ancak son yıllarda lstanbul'danıtelıklı cazfestivalle- rinin düzenlenmesıyle bır hareket >aşandığına değınen sanatçılar. Erol Pekcan, Neşet Ruacan gıbı us- talardan çok şey öğrendıklerini, söylüyorlar. Pop müzıgın gençler tarafından ılgı görmesinin nedenlenni de 'ca- an bir yaşam biçimi* olmasma bağlıyorlar ve bu yaşam bıçımıne herkesın ayak uyduramayacağı görüşündeler. Ayşe Gencer. "Bir cazcı çıkıp her akşam avnı şarkıyı sihieyebiJir. ama fartdı biçimlenle yorumlar. Ben 10 yıl bir şarkı üze- rine çalıştım. Ama bakıvorsunuz bir popçu çıkıvor. her akşam av nı şekilde, avnı parçayı rahatlıkla söyliiyor" dıyor. Pek çok sorunla boguşan. an- cak programlan bitip de eve dön- düklennde sabaha dek müzik dın- leyen, adeta 'caz'la bütünleşen sa- natçılar. kendilennı özgür hısset- tiklen bu müziği aldatmamakta kararlı görünüyorlar. Ne devletin. eleştirmenlenn, basının ilgısizliğı- nı ne de maddı sorunlan ciddıye ahyorlar. Ve tüm bunlara 'cazın bü- yüsü' ile karşı koymayı sürdürü- yorlar. DUŞUNC EYE SAYGI MEMET FUAT Hiroşima Vakfı Ödülü... Edita Morris'in vasiyetine uyularak "Hiroşima Vak- //"adında bir vakıf kurulduğunu duymamıştım. Bu vakıf yazann ölümü üzerine 1988'de kurulmuş, 1989'dan beri de "Uluslar, topluluklar, halklar arasında banşı güçlendi- rici, gerilimi azaltıcı çalışmalar" yapan kişilere ödül dağı- tıyormuş. Göteborg Kitap Fuarı'nda, bu yılın ödüllerinden birinin 22 Ocak 1995'te, Stockholm'de ya da Paris'te yapılacak bir törenle Aziz Nesin'e verileceği duyurulunca, Hiroşima Vakfı'yla birlikte Edita Morris'in adı da yeniden gündeme geldi. Gönderilen duyuru mektubunda şöyle deniyor: "Vakıfolarak biz, günümüzde banşa karşt en büyûk teh- likenin, her toplum içinde görülen, Hıristiyanlar, Yahudi- ler ve Müslümanlararasındaki fundamentalistlerle liberal- lerin çatışması olduğu görüşündeyiz." (Cumhuriyet, 2 Ka- sım1994) Aziz Nesin barış için, kültürel özgürtükler için, özellikle de görüş belirtme özgürîüğü için uğraş verdiği, hoşgörü- süzlük ile terörizme karşı çarpıştığı için ödüle değer bu- lunmuş. Edita Morris Türk okurlarına Ülkü Tamer'in tanıttığı Is- veçli bir yazardır. Kısa romanlarından birini 1970'te Viet- nam'a Sevgiler adıyla De Yayınları arasında yayımlamış- tık. Nagasaki'yeatılanatom bombasıyla yanmış bir Japon delikanlısının önce Vietnam'da napalmdan yanmış bir kı- za, sonra da o kızın yanından Japonya'daki bir arkadaşı- na yazdığı mektuplardan oluşan bu kısa romanı "çağdaş dünya yazınının en etkili yapıtlanndan bih"ö'rye sunmuş- tuk. Daha sonra Ülkü Tamer çok sevdiği Edita Morris'le bir- likte Güney Amerika'yı dolaşmış, onun dünya olayları kar- şısındakı tepkilerinı, barışseverliğini yakından izlemişti. Bu insancı yazann Can Yayınlan'nda çıkmış olan Hiro- şima'nın Çiçekleri ile Tohumlan (iki kısa roman birarada), Nasıl mısın, Iyi misin? adlı yapıtları da Ülkü Tamer'in çevi- rileridir. Edita Morris'in ABD'lı kocası Ira Morris de tanınmış bir yazardı. Halen yaşıyor mu, yoksa öldü mü, bilmiyorum. Ül- kü Tamer Milliyet Yayınlan'nı yönettiği yıllarda onun da bir romanını yayımlamıştı: Ispanya Yolu (Çeviren: Armağan ll- kin, 1977) Bu iki ünlü yazar yıllarca Paris'te yaşadılar. Hiroşima Vakfı'nın bir ayağının Stockholm'de, bir ayağının Paris'te olması herhalde bu yüzden. Edita Morris ile Ira Morris sanırım yazarlık alanı dışından da gelirî bulunan varlıklı kimselerdi. Büyük bir rahatlıkla dünyanın dört bir yanını dolaşıyorlardı. Edita Morris bir ara Türkiye'ye de gelmiştı. Kan koca, ikisinin de hem varlıklı, hem de eli açık kişiler olduklan anlışılıyor. Yardım kurumlannı desteklemek, ba- gışta bulunmak bir yana, kendı yardım kurumları da var. Ornekse Hiroşima'da atom bombasından yaralanan in- sanlar için bir bakımevı kurmuşlar, kentin "onursal hem- şeh"si seçilmişlerdi. 'Uluslar, topluluklar, halklar arasında banşı güçlendih- ci, gerilimi azaltıcı çalışmalar" yapan kışilerin ödüllendiril- melerini vasiyet etmek de aynı duyarlığın ürünü. Gürtian Uçkan'ın Stockholm'den bildirdiğine göre, Aziz Nesin otuz bin dolar olan ödülün kendisıne verileceğini oğ- rendiği zaman sevincini gizleyememiş. Gizleyememiş değil, gizlememiştir... Aziz Nesin'in Aziz Nesin'liğini belirleyen özelliği bu: Dü- şüncen, duygun, her şey ortada olacak. Öyle kıvırmak, kem küm etmek yok. Düşüncelerini de. duygularını da açıkça ortaya döküp herkesle paylaşacaksın. Sevinmiştir, çünkü insan doğru bildiği yola yalnız gitme- yi seçmiş olsa da birilerinin kendisıni desteklemeleri, yü- celtmeleri, özverisinın boşa gitmediğini gösterir. Sevinmiştir, çünkü o ödülden gelen parayla vakfındaki çocukları için yeni bir şeyler yapacaktır. Aziz Nesin Isveç'ten ayrılmadan önce Cumhuriyet mu- habirine şöyle demiş: "Bu vakfı daha önce tanımıyordum. Bana ulaşan bilgi- lere göre saygın kişilenn oluşturduğu bir kurum. Böyle ol- masa zaten ben de kabul etmezdim. Elbette onur duy- dum, sevindim. Ocakta da nerede verilecekse oraya gi- dip ödülümü alacağım." Aziz Nesin'e veriten ödüfün değerini antamataçin en iyt ~ yol, Hiroşima Vakfı'nın kurulmasını vasiyet eden Edita Mor- ris'in yaprttannı okumaktır. Tarık Dupsun K.l Ben Unutmaöan'ı çizerterfe birlikte imzabyor • Kültür Servisi-Tank Dursun K.'run. Varük dergisinde "Ben Unutmadan" üst başlığıyla kaleme aldığı "portre" yazılan, aynı adla Bilgi Yayınevi tarafından. geçen günlerde kitaplaştınlmıştı. Yazar. sanatçı dostlannı kendine özgü Türkçesiyle anlatuğı yazılanndan oluşan bu kitabını, bugün TÜYAP Kitap Fuan'nda imzalıyor. Imza gününün ilginç yanı, kitapta çok sayıda çizimleri bulunan karikatürcüler Ferruh Doğan ve Semih Poroy'un da, kitabı Tank IXırsun K. ve Y. Semih Balaoğlu ile birlikte imzalayacak olmalan. 293 89 78 (3HAT) ÜÇ RENK: MAVİ Günümüz Sinemasının 1 Numaralı Yaratıcısı K. KIESLOWSKrnin bütün büyûk festivalleri silip sûpüren başyapıtı 1993 Venedık Festıvalı Hn lyı Fılm Buyuk Odulü En İyı Kadın Oyuncu Odulu (Julıene Bınoche) Vu daha 20 uluslararası ödul BEYOĞLU ALKAZAR Tel: 245 73 83 12.15-14.30-16.45-19.0O-21.15 «.HAFTA "BufllmEunmeges katkılanyla gösterilmektedtr." İFA H A L D U N T A N E R GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM Cy SAVAŞDİNÇEL (9-10-1 l-l2-l3Ki»m) ALKAZAR AVRUPA SINEMASI 245 73 83 And TTı« Band Playcd On VE ORKESTRA DURMADAN ÇALIYORDU YÖK flooer SpottisNVode Mıgehca Rıchard Phıl S<eve M<xlım? Ifuston G<?re Collıns Manm Scanslan : 19.00-15.0O-18.00-B1.00 11 Kaum'din Itibaren -BUIUŞM*' YONTTEN ÇETIN IPEKKATA f9-IO-ll-l2-l3Kasım) (BRINGTON BEACH MEMOKS) ONETEN ENGlNULUOAâ TURKÇE5İ CEMtL BÜTUKUTKU (9-10-11-12-13 Kım) BİR BASKASI ENONCUKMEN (9-10-11 12-13 Kaım) OYLE BİR SEVGI Kl (DE Sl TENDRES UENS) rÖNETİN E N d N CURHEN TUHKÇESI MUAU-A CENEZ (9-10-1 l-l2-l3K2um) HARBİYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESI NDE 240 77 20 HALDUN TANER GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM YÖNETEN : SAVAŞ DİNÇEL SAHNE TASARIM! ATIL YALKUT GİY SI TASARIM! AYSEL DOĞAN BILETLERI SEHIR TfYATHOLAKI ClSELERt İLE VAKKOBAMA TAKSH lAG&ZALAKt «ADlKOr HALDUN TANEB [MEKKEZ C<SCSh AKTADIH ORTAOYUNCULAR X UÇ RENK: MAVİ %^ Julıe(JıAeneBınoche) bûyukb* KompozıtördantocasıPatnce vekızi Annayı b<r traf* Kazası sonucu haybedef Bu o&ydan sonra Juhe bağmsız ve i , 4 ^ tarw3*lanr»cJan uzak. yem b* yaşam surdürmeve baştaf O gune kadar stec*gr>ce 1 > y y ş v ş g gc . sahip otduQu her şeyden kendı ste$yte yavaş yavaş hopar Herşeyı tw anda ' k kaybeden bm ıçm seçenetöer smrtck YaşarraAa son verebdeceğı g*ı <ç»xte a d kai t J e l r t dû d d dbi H ç ş ğ g ç i k arda kaian ateşJe ve anılarta yaşamn strdûrmeye de devam edebir Her ne kadar bazi aratan ve gûrüntUen beie^nden atemese bie. öeo«ş* btf yaşam turu * > ' i ohjşhırk t b A i i Jfc { j ^ n B h ) ^ k $ d t d low« ÖÇ REI^N^y^^brfı^temedenöJr^rhjOusurM MAVt> gerçek smemaseverier muflaka görme«ı Arctından eşrtiı^ sımgeleyen Z O Ç R E ISTIKLAL CAD N0 140 TEL 251 13 65-66FAX 244 43 27 Ferhan Şensoy SEYİRCiLi SEYİR DEFTERi 125. OYUN Cuma-Cumar'tesı 21 00, Cumartesı-Pazar 15 30, Pazar 18 30 Ferhan Şensoy Ferhan Şensoy FERHANGI ŞEYLER ŞU GOGOL DELISİ ITfPHEHlHI Derya Baykal Şensoy Çarşamba 21 00 Perjembe 21.00 Bilet Satıs Yerleri: SES-1835 Ortaoyunlar Tel: 25118 65 VAKKORAMA Taksim-Rumeli.CARSI Maslak-Bakırkoy, Capitol Mâğazalart W TİYATRnFİIIVozSANATAHAYlR"!BütuMMâz™™o.nun**™^ MAYAI- ÇOK CîtZ£L\ YAZAN MffOüt&NV YÛNETHN MMAIfeKAS OYNAYANLAR TMMklAUUTA, SS1 5 * r Cuma 2O3O-C «a, Pazar »6 30 YAZAN M.AITT0M0 DE U PARRA YÖNETcN ÖZUNSCHIUE OYNAYANLAR ArHİUMrA.EMtaAUAII 7 Kasım dan ıtıoaren He» Pazanesı ?0 30 İSTANBUL SANAT MERKEZI Safcızagacı Cd Eshı Ç«»m« Sk. NO:1 INEKYazan: Nazım Hikmet Yon H. Hihni Butunmaz Pazar 18.00 UU1MMER KARACA TIYATROSU Tel : 513 74 31 • 522 65 85- 251 60 90- 636 14 84 HILMI BULUNMAZ Tüyap Kitap Fuarı'nda kıtaplarını imzalıyor 5-13 KasmVI 1.0O-2O.00 STAND B 15O/A VE ORKESTRA DURMADAN ÇALIYORDU... \\ And The Band Played on. * > Gazetecı Randy Shıll ın unlu kıtabından derlenen bu ftlmde ! ' Steve Martın. Anıelıca Huston. Phıl Collıns ve Rıchard Gere gibi ünlüler * başrolde. AIDS konulu bu fılm baştan sona bır ders nıtelığınde Başarılı bir ' grup doktor HIV vırüsünu bulmaya çalışırken ışın ıçıne polıtık baskılar gırer ' * Tabı bu etkenle savaşmak. hastalığın kendısıyle savaşmaktan çok daha zordur * • Izlenmesı ve ders alınması gereken bu fılmı oyuncu kadrosunun guçlulüğu ' • daha da ızlenır kılıyor Beyoğlu Alkazar'da Kaçırmayın % DOSTLAR TIYATROSU KARACA TİYATROSU NDA Tel : 252 59 35 17 Kasımdan başlayarak Nazım Hîkmet-Genco Erkal Per. 18.30 Cuma 21.00 C.tesi 15.00 &* DEüNiN HAT\RA 700. OYUN C.tesi 18.30 Carf 20.30 1130 20.30 yazan - Yöneten Hajmet Zeybek Om 20.30 Üa 15.30 20JO fml5.XII.X Turkıye'de ılk dafa gece klubünde tıyatro O*ywpi> 6*ot NMbû Acara Sok. No 2 Bey«9u Rez: 893 94 St KENT OYUINCIJLARI 2H> 3S 8'J D.L. COBURN Komed' 7 Bolum 31 Ekım- 9 Kasım' *< Turkcesı: Sechtn SeWi Dehor: Retık Eren riLDIZ KENTER »•»MÜSFİK KENTER Carsamba 15.30 IKADIKÖY HALK EGtTIM MERKEZİ Tel: 418 61 861
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle