Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 KASIM1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Vlıühıve kaygıh olaylarEVİN İLYASOĞLU
Kültür ve sanat dünyamız, ge-
çen hafta iki çeşit heyecanlı olay-
la çalkalandı. Birincisi güven ve
coşku veren olaylar dizisiydi:
Cumhuriyet Bayramı sanatın her
dalından seslenışle kutlandı.
Meydanlarda müzikçiler, yazar-
lar, ressamlar konuştu; asık yüz-
lü marşlarla ya da klişe sözlerle
değil de içinden geldiği gibi ses-
lendi herkes. lkincisi ise kaygi
veren çeşıtlı sorulara yol açan bir
olaydı: Nice kentimizin sahip
olamadığı kültür merkezimiz
Cemal Reşit Rey Salonu'ndan
yıllann deneyımlı yöneticisi Ay-
dın GiiıTün istıfa etme durumun-
da bırakılması, bundan böyle
planlanmış programlann tehlike-
ye düşme olasılığı, çeşitli çevre-
lerden tepkıler aldı.
Önce. geçen haftanın mutlan-
dıncı ola\lanna değinelim:
Cumhunyet Bayramı Haftası et-
kinliklerine bağlı olarak Demok-
rasi Konseri adlı kuruluşun dü-
zenlediği klasik müzik konserle-
ri de Cumhuriyet Bayramı coş-
kusuna katkıda bulundu. istan-
bul Devlet Operası'nın sunduğu
Carmina Burana. piyanist Aydın
Kartıbel \ e Gökçen Koray yöne-
timindekı TRT Çoksesli Korosu
ve kemancı Cihat Aşkın'ın solıst
olarak katıldığı Bilkent Yaylı
Çalgılar Orkestrası, Harbiye Ör-
due\inin salonunda özenli kon-
serler verdiler. Bu konserlere da-
ha çok sayıda dinleyicinin katıl-
masını gönül isterdi.
Bilkent Yaylı Çalgılar Orkest-
rası'nın şefServerGaniyevveso-
list kemancı Cıhat Aşkın ile ver-
diği konsenn birkaç sevindirici
yönü vardı Bır süredir çalışma-
lannı Londra'da sürdüren sanat-
çımız Cihat Aşkın'ı yeniden din-
leyip bilge bir kişıliğe ulaştığını
gördük. J.S. Bachgıbi hiçbirku-
suruaffetmeyen bir bestecinin la
minör keman konçertosunun
özellıkle ikinci ve üçüncü bö-
lümlennde bestecinin stiline var-
mı$ bir sanatçı olarak karşımıza
çıkması. ardından Mussorgs-
•Aydm Gün'ün istifası ile planlanmış programlann tehlikeye düşmesinden
kaygı duyan sanatseverler, ellerinde imzaya açık mektuplarla oradan oraya
koşturuyorlar. Aslında kime başvuracakhnnı, nasıl bir metin ile ne tür bir
yakınmayı dile getireceklerini bilememenin sancısı içindeler.
•Bilkent Yaylı Çalgılar Orkestrası'nın şef Server
Ganiyev ve solist kemancı Cihat Aşkın (solda) jle
verdiği konserin birkaç sevindirici yönü vardı.
Aşkın'ın Hakan Şensoy'un Haydar türküsünden
kaynaklanan solo keman yapıtı ile kıvrak bisler
yapması, dinleyicileri son derece etkiledi.
ki'nın bir Kazak dansı ve Hakan
Şensoy'un Haydar türküsünden
kaynaklanan solo keman yapıtı
ile kıvrak bisler yapması, dinle-
yicileri son derece etkiledi. Cıhat
Aşkın'ın yorumunu, Hakan Şen-
soy'un bestesinı alkışlarken bir
başka öğe daha vardı işin içinde:
Aşkın'ın elindeki ışıl ışıl ses ve-
ren kemanın yapımcısının Alp
Altunerolduğunuöğrendik Yıl-
lardır lDSO'nun çello grubun-
dan tanıdığımız Altuner'in böy-
lesi bir hüneri, lutiyeliği de var-
mış ve daha birkaç sanatçıya ke-
man, viyola ve çello yapmış bu-
güne dek!
Son derece uzman ve usta çal-
gıcılardan oluşan Bilkent Yaylı
Çalgılar Orkestrası için "İyidel
Musici'nin zarafetinde tınlamı-
yor" diyen bir dosta hemen ha-
tırlahnamız gerekir: "İyi de Av-
rupanın hangi topluluğu böyle-
sine coşkulu bir Karayev veya Er-
kın çalabiUrdir
1
İstanbul Devlet
Senfonj'nin ikinci konseri
İDSO'nun ikinci konseri de
Aya lnnı'de gerçekleştı. Soğuk
havaya "bana mısın" diyen sa-
natseverler, bu ortamda turne
coşkusu yaşayan İDSO'yu iki
Dvorak yapıtı ile dinlediler. Ilk-
bahar ve yaz aylanndan alışık ol-
duğumuz bu mekanın. şimdi de
kış halini ya^ıyoruz. Yalnız, bıl-
dik kubbedeki kuşlar da soğuk-
tan gitmiş. Giderek soğuyan ha-
vada gelecek hafta piyanist Meh-
met Okonşar'ı nasıl dınleyece-
Cemal Re^it Rey Salonu'nda
Aydın Gün"ün beleiiıye yönetimi
ğiz acaba? !s\ıçre doğumlu şef tarafından istıfa etmek durumun-
Lucas Pfaff, oldukça deneyimli. da bırakılması. sanat çevrelerini
açık ölçüleri olan \e orkestranın
kapasitesini ıyi ölçüp biçen, ne-
yi ne kadar isterse iyi sonuç elde
edebileceğinı kestirebilen bir sa-
natçı. 1969 doğumlu Fransızçel-
list Valerie Aimard ise incecik
bedeni gibi çellosundan da kü-
çük ses yükselten bir sanatçı. An-
cak, Dvorak'ın çello konçerto-
sunda saglam bir tekniğe ve de-
rin bir duygusallığa sahip oldu-
ğunu kanıtladı. İkinci bölümde-
ki Dvorak 8. Senfoni de oldukça
coşkuluydu. Baştan sonatümüy-
le keyiflı bır Dvorak konseri din-
ledik bu hafta.
öfkelendirdi. Bu salonun sahne-
si, perdesi. koltuğu, mermerleri,
lobisı. akustiğı. sanatçı odalan
bır yana. simgesel bir özelliği
var: Dünyanın dığer ıleri ülkele-
rinde olduğu gibi belli bir düze-
yin üstündekı sanatçı larayerver-
mesı, bugüne kadar belli birdü-
zeyın üstündekı nıtelığini koru-
yabılmişolması.
New York'takı Camegie
Hall'de, her önüne gelen nekon-
ser verebilır ne de nutuk atabilir.
Belli bir ölçütü, düzeyı vardır.
Şımdıye kadar CRR salonunda
çalabilmek için de nıce v ıl eğitim
görmüş, uluslararası etkinlikler-
de bulunmuş sanatçımız, sıra
beklemek durumunda kaldı. Do-
ğal olanı bu. Aydın Gün'ün isti-
fası ile planlanmış programlann
tehlikeye düşmesinden kaygı du-
yan sanatseverler, ellerinde ım-
zaya açık mektuplarla oradan
oraya koşturuyorlar. Aslında ki-
me başvuracaklannı, nasıl bir
metin ile ne tür bir yakınmayı di-
le getireceklerini bilememenin
sancısı içindeler; "Acabanereye
faks çeksek, hangi adrcse mek-
rup göndersek!", **Belki Kültür
BakanlığTna başvursak tıpkı
Lütfii Kırdar Salonu'nun Tu-
rizm Bakanlığı'nca kiralanması
gibi CRR'\i de kiralayabilir. Bu
durumda hem İDSO bir mekana
kavuşmuş olur hem de beiediye
> öneticilerinin üstünden her ta-
rafın baskısı kalkar...". "Demi-
rel'e yazalun, belki o betedheyi
uvaracaktır. bövlesi bir salonda
programlann engellenmesini ön-
leyecektir."
İstanbul Belediyesi'nin kültür
dairesı. telefon edenlere faks
göndermelerini önermiş. Şimdi
beklenen, İstanbul Beledıye-
sfnde kültür işlerinden sorumlu
kişilenn bir açıklama yapması.
Istanbul'un kültür potansiyeli
öylesinegenişki.böylesi mekan
çekişmeleriyle o birikimi yıpra-
tabilmek öyle kolay değil. Mü-
zikseverlerin yapacağı şey. mut-
laka konserlere katılmak, önce-
ki yıldan hiç de farkı olmayan
programlarda sanatçılara destek
olmak. Örneğin bu akşam Sofya
Filarmoni Orkestrası'nı, yann
akşam Mosalini-Aussel Bando-
nen Gitar İkilisi'nı, cuma akşamı
Etıgenio Bennato'nun caz dileti-
sıni ya da cumartesi akşamı Cop-
pelia Balesi'ni, sonrakı hafta ise
Lydıa Mordkoviç'in keman. Er-
gkan Savdam'ın piyano ve Ay-
han Baran - Zehra YıMtz ikilisi-
nin şan resitallerini sakın kaçır-
mayın. İstanbul Devlet Klasik
Türk Müziği Korosu 16 kasım-
da, Brasilia Madrigal Korosu ise
18 kasımda Cemal Reşıt Rey Sa-
lonu'nda yeralacak.
Imer Demirer ve Ayşe Gencer 'inandıklan' müziği yapmayı sürdürüyor
Türk cazım hafife almamalıPELİN ÖZER
Jürkıye'de caz yapmak, tam bır
'çılgınlık'. Ancak tüm zorluklara
karşın. Türkıye sınırlan içinde caz
yapmayı sürdüren 'inatçT sanatçı-
lar da var. İmer Demirer ve Ayşe
Gencer de yıllardır 'inandıklan''
müziği yapmayı sürdüren sanatçı-
lardan Bas gıtarda Ergun Erem-
kar. pıvanoda Nilüfer Ruacandan
.^uşan gruplarıyla bugünlerde
^ ,oda Kulübü'nde sınırlı bır kitle-
ye seslenme fırsatı bulan evli sa-
natçılar, 1986 yılından bu yana bir-
likte çalışıyorlar ve 'caz'ı bir ya-
_şam bıçimLOİarak görüyorlar.
. 1976 yılında istanbul Devlet
Konservatuvan'nm ılk bölümün-
^en baştayarak 10 yıîiık trompet
eğıtımı alan Imer Demirer, 1982
yılından bu >ana cazla haşırneşır.
Demirer. 19'82'de Ali Peret'le İs-
tanbul Caz Quartet'i kurmuş.
,Grup; Romanya'da Sibiu Caz Fes-
tivalı'ne. Bılsak Caz Festivalle-
n'ne katılmış \e İstanbul'da o >ıl-
Jarda daha voğun olan çeşıtlı caz
kulüplerinde çalmış. TRT Caz Or-
^cestrasrnm üyelennden olan De-
mirer, yurtdışında da pek çok kon-
serde Türkıye'yı temsıl ediyor.
Ayşe Gencer ise Ayten Alpman
ve llham Gencergıbı Türk cazının
ıkı önemlı sanatçısının kızı. Anne
ve babasının etkisiyle bu müziğe
yönelen Gencer, yıllardır caz yap-
mayı sürdürüyor ve çizgisını de-
ğıştırmemekte kararlı görünüyor.
Gencer, 1977'de ılk kez sahneye
çıkmış. O yıllarda radyoda açılan
bir şarkı yanşmasım Zerrin Ozer-
ve Ayîegül AMinc ile birlikte ka-
zanmış.
Bu yarışmanın ardından telev iz-
yondan gelen bir program teklıfi-
nı kendini yeterli hissetmedıği ve
utandığı için geri çevirmış.
TRT'nin Altın Anten Yanşması'na
Fatih Erkoç'un "Inanmam" adlı
bir bestesiyle katılan Gencer, bu
parçayla da üçüncü seçilmış.
Istanbul'daki caz festivallenne
katılan Herbie Hancnck, Pat Met-
heny gıbı dünya çapında cazcılar-
la 'jame-sessk>n'larda çalan Demi-
rer. Türk cazcılannın da aslında ne
kadar yetkın oldugunu kanıtlıyor
ve Türk cazını hafife alanlan eleş-
tirıyor: "Türkcazcılanikrlemiyor
divoriar. Şimdi Türkive'de 10-15
kişi bir gnıp var. Herkes değişik
tfirde cazdan hoşlanıyor, bir arava
gelince de nepimiz bir müzik çev-
resinde toplamyonız. Bize bu eleş-
tirinin yöneltümesinin sebebi bu.
Hep aynı yerde durduğumuzu söy-
lüyorlar, ovsa herkes birevsel çalış-
DemirerveGencer,cazkulfibüsayısınıngiderekazaldığını sövlüyorlar. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ
malannı da sürdürüyor. Festhal-
lerde adını bile bilmediği cazcılan
dinlevenler bizi tanımıvortar bile."
Sanatçılar, Türkıye"de cazın ha-
fife alınmasından da çok şikayet-
çi. Genelde aşağılayıcı bır ses to-
nuyla kullanılan 'Caz \apma" sö-
zünün bıle Türkıye'de cazın ne de-
rece anlaşıldığının bir kanıtı oldu-
gunu vurguluyorlar.
Basının ilgısizlığınden, devletin
de kendılenni görmezden gelme-
sinden yakınan Imer Demirer. Po-
lonya'da bır work-shop'a da öğret-
men olarak çağrıldığında Kültür
Bakanlığı'ndan talep ettığı yol pa-
rasını bile alamamış.
istanbul 'da caz kulübü sayısının
gitgide azaldığına deginen sanat-
çılar, cıddı bır 'mekansıznk' soru-
nu yaşıyorlar. Ancak son yıllarda
lstanbul'danıtelıklı cazfestivalle-
rinin düzenlenmesıyle bır hareket
>aşandığına değınen sanatçılar.
Erol Pekcan, Neşet Ruacan gıbı us-
talardan çok şey öğrendıklerini,
söylüyorlar.
Pop müzıgın gençler tarafından
ılgı görmesinin nedenlenni de 'ca-
an bir yaşam biçimi* olmasma
bağlıyorlar ve bu yaşam bıçımıne
herkesın ayak uyduramayacağı
görüşündeler. Ayşe Gencer. "Bir
cazcı çıkıp her akşam avnı şarkıyı
sihieyebiJir. ama fartdı biçimlenle
yorumlar. Ben 10 yıl bir şarkı üze-
rine çalıştım. Ama bakıvorsunuz
bir popçu çıkıvor. her akşam av nı
şekilde, avnı parçayı rahatlıkla
söyliiyor" dıyor.
Pek çok sorunla boguşan. an-
cak programlan bitip de eve dön-
düklennde sabaha dek müzik dın-
leyen, adeta 'caz'la bütünleşen sa-
natçılar. kendilennı özgür hısset-
tiklen bu müziği aldatmamakta
kararlı görünüyorlar. Ne devletin.
eleştirmenlenn, basının ilgısizliğı-
nı ne de maddı sorunlan ciddıye
ahyorlar. Ve tüm bunlara 'cazın bü-
yüsü' ile karşı koymayı sürdürü-
yorlar.
DUŞUNC EYE SAYGI
MEMET FUAT
Hiroşima Vakfı Ödülü...
Edita Morris'in vasiyetine uyularak "Hiroşima Vak-
//"adında bir vakıf kurulduğunu duymamıştım. Bu vakıf
yazann ölümü üzerine 1988'de kurulmuş, 1989'dan beri
de "Uluslar, topluluklar, halklar arasında banşı güçlendi-
rici, gerilimi azaltıcı çalışmalar" yapan kişilere ödül dağı-
tıyormuş.
Göteborg Kitap Fuarı'nda, bu yılın ödüllerinden birinin
22 Ocak 1995'te, Stockholm'de ya da Paris'te yapılacak
bir törenle Aziz Nesin'e verileceği duyurulunca, Hiroşima
Vakfı'yla birlikte Edita Morris'in adı da yeniden gündeme
geldi.
Gönderilen duyuru mektubunda şöyle deniyor:
"Vakıfolarak biz, günümüzde banşa karşt en büyûk teh-
likenin, her toplum içinde görülen, Hıristiyanlar, Yahudi-
ler ve Müslümanlararasındaki fundamentalistlerle liberal-
lerin çatışması olduğu görüşündeyiz." (Cumhuriyet, 2 Ka-
sım1994)
Aziz Nesin barış için, kültürel özgürtükler için, özellikle
de görüş belirtme özgürîüğü için uğraş verdiği, hoşgörü-
süzlük ile terörizme karşı çarpıştığı için ödüle değer bu-
lunmuş.
Edita Morris Türk okurlarına Ülkü Tamer'in tanıttığı Is-
veçli bir yazardır. Kısa romanlarından birini 1970'te Viet-
nam'a Sevgiler adıyla De Yayınları arasında yayımlamış-
tık. Nagasaki'yeatılanatom bombasıyla yanmış bir Japon
delikanlısının önce Vietnam'da napalmdan yanmış bir kı-
za, sonra da o kızın yanından Japonya'daki bir arkadaşı-
na yazdığı mektuplardan oluşan bu kısa romanı "çağdaş
dünya yazınının en etkili yapıtlanndan bih"ö'rye sunmuş-
tuk.
Daha sonra Ülkü Tamer çok sevdiği Edita Morris'le bir-
likte Güney Amerika'yı dolaşmış, onun dünya olayları kar-
şısındakı tepkilerinı, barışseverliğini yakından izlemişti.
Bu insancı yazann Can Yayınlan'nda çıkmış olan Hiro-
şima'nın Çiçekleri ile Tohumlan (iki kısa roman birarada),
Nasıl mısın, Iyi misin? adlı yapıtları da Ülkü Tamer'in çevi-
rileridir.
Edita Morris'in ABD'lı kocası Ira Morris de tanınmış bir
yazardı. Halen yaşıyor mu, yoksa öldü mü, bilmiyorum. Ül-
kü Tamer Milliyet Yayınlan'nı yönettiği yıllarda onun da bir
romanını yayımlamıştı: Ispanya Yolu (Çeviren: Armağan ll-
kin, 1977)
Bu iki ünlü yazar yıllarca Paris'te yaşadılar. Hiroşima
Vakfı'nın bir ayağının Stockholm'de, bir ayağının Paris'te
olması herhalde bu yüzden.
Edita Morris ile Ira Morris sanırım yazarlık alanı dışından
da gelirî bulunan varlıklı kimselerdi. Büyük bir rahatlıkla
dünyanın dört bir yanını dolaşıyorlardı. Edita Morris bir ara
Türkiye'ye de gelmiştı.
Kan koca, ikisinin de hem varlıklı, hem de eli açık kişiler
olduklan anlışılıyor. Yardım kurumlannı desteklemek, ba-
gışta bulunmak bir yana, kendı yardım kurumları da var.
Ornekse Hiroşima'da atom bombasından yaralanan in-
sanlar için bir bakımevı kurmuşlar, kentin "onursal hem-
şeh"si seçilmişlerdi.
'Uluslar, topluluklar, halklar arasında banşı güçlendih-
ci, gerilimi azaltıcı çalışmalar" yapan kışilerin ödüllendiril-
melerini vasiyet etmek de aynı duyarlığın ürünü.
Gürtian Uçkan'ın Stockholm'den bildirdiğine göre, Aziz
Nesin otuz bin dolar olan ödülün kendisıne verileceğini oğ-
rendiği zaman sevincini gizleyememiş.
Gizleyememiş değil, gizlememiştir...
Aziz Nesin'in Aziz Nesin'liğini belirleyen özelliği bu: Dü-
şüncen, duygun, her şey ortada olacak. Öyle kıvırmak,
kem küm etmek yok. Düşüncelerini de. duygularını da
açıkça ortaya döküp herkesle paylaşacaksın.
Sevinmiştir, çünkü insan doğru bildiği yola yalnız gitme-
yi seçmiş olsa da birilerinin kendisıni desteklemeleri, yü-
celtmeleri, özverisinın boşa gitmediğini gösterir.
Sevinmiştir, çünkü o ödülden gelen parayla vakfındaki
çocukları için yeni bir şeyler yapacaktır.
Aziz Nesin Isveç'ten ayrılmadan önce Cumhuriyet mu-
habirine şöyle demiş:
"Bu vakfı daha önce tanımıyordum. Bana ulaşan bilgi-
lere göre saygın kişilenn oluşturduğu bir kurum. Böyle ol-
masa zaten ben de kabul etmezdim. Elbette onur duy-
dum, sevindim. Ocakta da nerede verilecekse oraya gi-
dip ödülümü alacağım."
Aziz Nesin'e veriten ödüfün değerini antamataçin en iyt ~
yol, Hiroşima Vakfı'nın kurulmasını vasiyet eden Edita Mor-
ris'in yaprttannı okumaktır.
Tarık Dupsun K.l
Ben Unutmaöan'ı
çizerterfe birlikte imzabyor
• Kültür Servisi-Tank Dursun K.'run. Varük dergisinde "Ben
Unutmadan" üst başlığıyla kaleme aldığı "portre" yazılan,
aynı adla Bilgi Yayınevi tarafından. geçen günlerde
kitaplaştınlmıştı. Yazar. sanatçı dostlannı kendine özgü
Türkçesiyle anlatuğı yazılanndan oluşan bu kitabını, bugün
TÜYAP Kitap Fuan'nda imzalıyor. Imza gününün ilginç
yanı, kitapta çok sayıda çizimleri bulunan karikatürcüler
Ferruh Doğan ve Semih Poroy'un da, kitabı Tank IXırsun K.
ve Y. Semih Balaoğlu ile birlikte imzalayacak olmalan.
293 89 78 (3HAT)
ÜÇ RENK: MAVİ
Günümüz Sinemasının 1 Numaralı Yaratıcısı
K. KIESLOWSKrnin bütün büyûk
festivalleri silip sûpüren başyapıtı
1993 Venedık Festıvalı Hn lyı Fılm Buyuk Odulü
En İyı Kadın Oyuncu Odulu (Julıene Bınoche)
Vu daha 20 uluslararası ödul
BEYOĞLU ALKAZAR Tel: 245 73 83
12.15-14.30-16.45-19.0O-21.15 «.HAFTA
"BufllmEunmeges katkılanyla gösterilmektedtr." İFA
H A L D U N T A N E R
GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM
Cy SAVAŞDİNÇEL
(9-10-1 l-l2-l3Ki»m)
ALKAZAR AVRUPA SINEMASI 245 73 83
And TTı« Band Playcd On
VE ORKESTRA
DURMADAN
ÇALIYORDU
YÖK flooer SpottisNVode
Mıgehca Rıchard Phıl S<eve
M<xlım? Ifuston G<?re Collıns Manm
Scanslan : 19.00-15.0O-18.00-B1.00
11 Kaum'din Itibaren -BUIUŞM*'
YONTTEN ÇETIN IPEKKATA
f9-IO-ll-l2-l3Kasım)
(BRINGTON BEACH MEMOKS)
ONETEN ENGlNULUOAâ TURKÇE5İ CEMtL BÜTUKUTKU
(9-10-11-12-13 Kım)
BİR BASKASI
ENONCUKMEN
(9-10-11 12-13 Kaım)
OYLE BİR SEVGI Kl
(DE Sl TENDRES UENS)
rÖNETİN E N d N CURHEN TUHKÇESI MUAU-A CENEZ
(9-10-1 l-l2-l3K2um)
HARBİYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESI NDE 240 77 20
HALDUN TANER
GÖZLERİMİ KAPARIM
VAZİFEMİ YAPARIM
YÖNETEN : SAVAŞ DİNÇEL
SAHNE TASARIM! ATIL YALKUT
GİY
SI TASARIM! AYSEL DOĞAN
BILETLERI SEHIR TfYATHOLAKI ClSELERt İLE VAKKOBAMA TAKSH
lAG&ZALAKt «ADlKOr HALDUN TANEB [MEKKEZ C<SCSh
AKTADIH
ORTAOYUNCULAR
X UÇ RENK: MAVİ
%^ Julıe(JıAeneBınoche) bûyukb* KompozıtördantocasıPatnce vekızi Annayı
b<r traf* Kazası sonucu haybedef Bu o&ydan sonra Juhe bağmsız ve i ,
4 ^ tarw3*lanr»cJan uzak. yem b* yaşam surdürmeve baştaf O gune kadar stec*gr>ce
1 >
y y ş v ş g gc
. sahip otduQu her şeyden kendı ste$yte yavaş yavaş hopar Herşeyı tw anda
' k kaybeden bm ıçm seçenetöer smrtck YaşarraAa son verebdeceğı g*ı <ç»xte
a d kai t J e l r t dû d d dbi H
ç ş ğ g ç
i k arda kaian ateşJe ve anılarta yaşamn strdûrmeye de devam edebir Her ne
kadar bazi aratan ve gûrüntUen beie^nden atemese bie. öeo«ş* btf yaşam turu * >
' i ohjşhırk t b A i i Jfc { j ^ n B h ) ^ k $ d t d
low«
ÖÇ
REI^N^y^^brfı^temedenöJr^rhjOusurM
MAVt> gerçek smemaseverier muflaka görme«ı
Arctından eşrtiı^ sımgeleyen
Z O Ç R E
ISTIKLAL CAD N0 140 TEL 251 13 65-66FAX 244 43 27
Ferhan Şensoy
SEYİRCiLi SEYİR DEFTERi
125. OYUN
Cuma-Cumar'tesı 21 00, Cumartesı-Pazar 15 30, Pazar 18 30
Ferhan Şensoy Ferhan Şensoy
FERHANGI ŞEYLER ŞU GOGOL DELISİ
ITfPHEHlHI Derya Baykal Şensoy
Çarşamba 21 00 Perjembe 21.00
Bilet Satıs Yerleri: SES-1835 Ortaoyunlar Tel: 25118 65
VAKKORAMA Taksim-Rumeli.CARSI Maslak-Bakırkoy, Capitol Mâğazalart
W TİYATRnFİIIVozSANATAHAYlR"!BütuMMâz™™o.nun**™^
MAYAI- ÇOK CîtZ£L\
YAZAN
MffOüt&NV
YÛNETHN
MMAIfeKAS
OYNAYANLAR
TMMklAUUTA,
SS1 5
*
r Cuma 2O3O-C «a, Pazar »6 30
YAZAN
M.AITT0M0 DE U PARRA
YÖNETcN
ÖZUNSCHIUE
OYNAYANLAR
ArHİUMrA.EMtaAUAII
7 Kasım dan ıtıoaren
He» Pazanesı ?0 30
İSTANBUL SANAT MERKEZI
Safcızagacı Cd Eshı Ç«»m« Sk. NO:1
INEKYazan: Nazım Hikmet
Yon H. Hihni Butunmaz
Pazar 18.00
UU1MMER KARACA TIYATROSU
Tel : 513 74 31 • 522 65 85-
251 60 90- 636 14 84
HILMI
BULUNMAZ
Tüyap Kitap Fuarı'nda
kıtaplarını imzalıyor
5-13 KasmVI 1.0O-2O.00
STAND B 15O/A
VE ORKESTRA DURMADAN ÇALIYORDU... \\
And The Band Played on. * >
Gazetecı Randy Shıll ın unlu kıtabından derlenen bu ftlmde ! '
Steve Martın. Anıelıca Huston. Phıl Collıns ve Rıchard Gere gibi ünlüler *
başrolde. AIDS konulu bu fılm baştan sona bır ders nıtelığınde Başarılı bir '
grup doktor HIV vırüsünu bulmaya çalışırken ışın ıçıne polıtık baskılar gırer ' *
Tabı bu etkenle savaşmak. hastalığın kendısıyle savaşmaktan çok daha zordur * •
Izlenmesı ve ders alınması gereken bu fılmı oyuncu kadrosunun guçlulüğu ' •
daha da ızlenır kılıyor Beyoğlu Alkazar'da Kaçırmayın %
DOSTLAR TIYATROSU
KARACA TİYATROSU NDA
Tel : 252 59 35
17 Kasımdan başlayarak
Nazım Hîkmet-Genco Erkal
Per. 18.30 Cuma 21.00 C.tesi 15.00
&* DEüNiN HAT\RA
700. OYUN C.tesi 18.30
Carf 20.30
1130 20.30
yazan - Yöneten
Hajmet Zeybek
Om 20.30
Üa 15.30 20JO
fml5.XII.X
Turkıye'de ılk dafa gece klubünde tıyatro
O*ywpi> 6*ot NMbû Acara Sok. No 2 Bey«9u
Rez: 893 94 St
KENT OYUINCIJLARI
2H> 3S 8'J
D.L. COBURN
Komed' 7 Bolum 31 Ekım- 9 Kasım' *<
Turkcesı: Sechtn SeWi Dehor: Retık Eren
riLDIZ KENTER »•»MÜSFİK KENTER
Carsamba 15.30
IKADIKÖY HALK EGtTIM MERKEZİ Tel: 418 61 861