25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 1994 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Yaralı bir kuştu o... Mustafa Kemal'ın süreklı bölünmelere uğrayan bıreysel çocukluk yaşamı, bır yandan da süreklı olarak bölünüp parçalanan ımparatorluğun yazgısıyla örtüşur gıbıdır ERTUĞRUL EFEOĞLU Yıldız Tek. Üni. Fen-Ede.Fak. B ır ınsanın kışılığını ve tınsel dokusmıdakı ozgu- luklerı kavramanın çok çeşıtlı yollan vardır Bu yollardan b j n ve en çok bılınenı.soz konusuolan bıre>ın yapıp ettıklerını ı^lemek, ve onun ortaya çıkardığı urunlen çeşıtlı konumlardan gozlemlevıp onlan eleş- tırel bırtutumla çozumlemekten geçer Ozellıkle bır ressam. bır mımar. bır yazar gıbı etkınlık alanlan >aratıcı edımler gerektıren bıreylenn sanatsal urunlenne ırdeleyıcı bırgozle bakarak onlann kışılık ozellıklennı de. ımgeler evrenının egretılemelı dennlıklennı de çözumlemek olanaklıdır Tek bır yapı bıle, o yapıyı kuran bıreyın butunsel kı- şılığını ele verebılecek nıtelıkte bır do- kudur Yalnızca sanatçılann kışılıklen değıl.bellıbıryaratıcıJıklaoluşmuşbu- lunan butunsel nıtelıklı riım >apılar kendılennı kuran bıreylenn evrenlen- nı, onların tınsel ozellıklennı dolaylı bıranlatımlagozleronune sererler Bır yapıya bakarak, o yapıyı kuran kışının salt egretılemeler dızgesı degıl, kışıy ı o dızgeye ulaştıran bıreysel geçmışınde- kı dene>ımlenn ve yaşantılann butun ızlende okunabılır Kışılığıoluşturucunıtelıktekı yasan- tılann, ozellıkle çocukluk donemlenn- debelleğeyuklendıklenbılmenbırger- çeklıktır Çocukluk donemlennde yaşa- nılan gerçek ya da ımgesel kımı olgu- lar ve yaşantılar bellekte donuşerek yer tutarlar Onlarbır kışılığın \apı gereç- lendırler Bu bakımdan. kışının kendı vaşamı boyunca kuracağı yapılarda o gereçlenn ızduşumlennı bulgulamak umulan ve beklenılen bırdurum, ya da bırbelıttır Bu bağlamda, başka hıçbır yapıyla karsılaştınlamayacak denlı tutarlı ve ozgun bır vapıt olan Tiırkiye Cumhu- riyetide kurucusunun kışılığını oluştu- ran gereçlenn, onun tek tek tum yaşan- tılannın ve deneyımlennın ızduşumle- nnı yansıtır Turkıye Cumhunyetı'nın kuruluşundakı tutarlı yapıya bakarak. kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'un duşunce dızgesı de, ımge- ler evrenı de ortaya çıkanlabıleceğı gı- bı, bu dızgenın ve bu ev renın oluşumu- na yol açan bırtakım temel yaşantılar ve deneyımler yorumlanabılırler de Doğal olarak, bu deneyımlenn bır bolumu bıreysel. bır bolumu de tanh- sel ve toplumsaldırlar Ne var kı her ıkı bolumde yer alan pek çok deneyım ve olgu eş sonuçlar doğuracak bıçımlerde çeşıtlı duzlemlerde kesışmektedırler <\ncak, hangı duzlem soz konusu olur- sa olsun, ulaşılan vargı tek bır gerçek- lığı açığa vurmaktadır O da, Mustafa Kemarın çocukluk ve ılk gençlık yıl- lannın çok denn bolunmeler ve parça- lanmalar ıçınde geçtığı gerçeklıgıdır Eksıksız bır "biitün" olan Turk dev- nmının gızını bıraz da burada. kurucu- sunun parçalanmalar surecınden geç- mış bulunan çocukluk yıllannda ve ılk gençlık donemınde aramak gerekır Turk devnmı bır dızı >4 alt-de>rim'*ın bırbırlennı çelışkısız bır bıçımde bu- tunlemelerınden oluşan gerçek bır ekın^el ve duşunsel dızge (sıstem) ol- duğuna gore. bu dızgeyı tasarla>an ku- rucunun "büttinluk" ardında koşan gerçek bır duşunur, gerçek bır sanatçı ve tasanmcı olduğu da apaçık ortava çıkar "Bufunluk ardında koşmaK" her- kesten çok parçalanmış yaşamlarını. parçalanmış evrenlennı bır butun ola- rak bır başka duzeyde yenıden kurmak ısteyen duyarlı ve yaratıcı bırev lenn ul- kusudur Başka hıçbır şey bu tur ınsan- lann yaralı ve bolunmuş tınlennı (ruh- lannOyatıştıramaz Onlann sovluulku- lennın onune başka hıçbır şey geçemez Ne para ne de un yollanndan çev ırebı- lır onlan Onlann ulkulen tektır, tek bır butunluktur' Mustafa Kemal Ataturk de butun un ulkusu ardında koşmuş bır kışı olarak bıreysel ve toplumsal duzlemlerde bo- lunmuş olan yaralı tınını ıyıleştırmeyı yaşamının amacı edınmış bulunan ın- sanlardan bınsı olduğunu tum duşunce- len ve eylemlenyle bellı etmış olan ta- nhsel bır kışılıktır Onun bolunmuşlu- ğu, tınsel yaralanmışlığı daha kendısı dogmadan yıllar once. daha ana karnı- na duşmeden once başlamıştır tmparatorluğun değışık bolgelerın- den gelerek Selanık'te buluşan bır ana ıle babanın çocugu olarak dunyava ge- len Mustafa Kemal'ın kopuş ovkusu, boylece doğumundan yıllar once baş- lamış olur Yadel duvgusu, kopma ve bolunme aciM kendısıne boylece kan yoluyla geçmış olur Boylece o. daha doğduğu gun bır yadel kuşu olarak ya- bancı goklenn ağırlığı altında kalır Kaldı kı. o donemde ınsana yabancı- lığını Selanık gıbı bo>lebine dennden duyumsatacak bır kent ımparatorl uk sı- nırlan ıçınde az bulunur O donemde hıçbır Osmanlı kentı Selanık'ten daha çok yabancı ınsanlann kentı olmamış- tır Insan varlıgı bakımından karmaka- nşıkkenttıroraM Herbudundanınsan- lar vardır orada Turk. Vunan Bulgar, Arnavut. Makedon, Rumen ve daha nıcelen' Şurası kesmdır kı, değışık ekınlerın van >ana bulunduklan bır kentte >etı- şen bırçocuğun çevrenı (ufku) ekınsel bakımdan bağdaşık olan obur kentler- de yetışen çocuklannkıne oranla daha genış olur Ancak şu da var kı bu tur kentlerde duyumsanan vabancılık ve valnızlık duvguları da gene o olçude buvuk, o olçude yogun ve kanatıcıdır- lar Insanlar, ıçınde yaşadıklan voreye bellı bır toprağın lyesı (sahıbı) olarak bağlı değıllerse eğer. duv umsavacakla- n acı o olçude katmanlaşacaktır Ya- bancılık ve yalnızlık duygulanna, bır de topraksızlığın vereceğı guvensızlık duygusu eklenecektır Insanda guvensızlık duygusunu yara- tan başat etmenlerden bırı toprak lyesı olamayış ıse de. en onemlısı, ana ya da baba gıbı gokkubbevı ınsanın başının uzenndetutan temel dıreklerden bınnın çocukyaşta>ken>ıkılışıdır Ogokkub- be, Mustafa Kemal'ın başına kendısı daha yedı vaşında bır çocukken çok- muş, bovlece onun çocuksu evrenı bu kez daha somut bır duzlemde daha de- nnden bolunmuştur Butun bunlar >etmezmış gıbı. bır de ana ocağından uzakta geçırılen yatılı okul vıllan vardır Yabancı verlerde.ya- bancı ınsanlarla bırlıkte geçınlen gun- ler ve geceler, yabancılığın acısını da- ha dogmadan once tatmış ve babasını erken yaşta vıtırmış bır çocuk ıçın ta- nımlanmalan olanaksız tınsel bolun- meler ve ıç sızılany la v ukludurler Kal- dı kı. Mustafa Kemal'ın bırevsel >alnız- lıklar ve vabancılık du)gulanyla orulen ıç dokusu vaşamının donemınde gevşe- meyecek. tamtersıne, bıryazgı gıbı ya- şamının sonuna dek o tezgahta pekışe- rek simsıkı kalacaktır Mustafa Kemal'ın süreklı bolunme- lereuğra>an bırevsel çocukluk yaşamı, bır >andan da sureklı olarak bolunup parçalanan ımparatorluğun yazgısıvla ortuşur gıbıdır Sağlam \e guvenılır olan. kesın olan hıçbır şey yokturartık onun ıçın Mtust olan bır çocukluk, al- tustolan bırdunya. dağılan bırımpara- torluk vardır Oyle kı.budagılma sure- cı ıçınde Mustafa Kemal'ın dogdugu kent olan Selanık de (kendısı otuz bır yaşındayken)8 Kasım I9l2'deyıtınle- cektır Butun bu bolunmeler ve parça- lanmalar ıçınde geçen çocukluk ve ılk gençlık >ıllan Mustafa Kemal'ın kışı- lığınınoluşumunayadsınmazetkılerde bulunmuşlardır Onun dev bır yapıtı olan Turkıye Cumhunyetf ne bakarak denılebılır kı, olgunluk vaşlannda ek- sıksız bır "butünlük1 " ardında koşan Mustafa Kemal'ın duşunce dızgesı ış- te bu dağılmalar. bolunmeler. yaralan- malar Mrasında oluşmuştur Mustafa Kemal Ataturk'u obur sa- natçılardan, oburduşunurlerden ve ku- ruculardan daha ustun bır konuma yer- leştıren oğe. boylece daha belırgın bır bıçımde gorunurlukkazanır O, kurdu- gu yapıtla salt kendı parçalanmışlıgını bır başka duzlemde butunlememış, yuzyıllarcaezılmış, dıştalanmış, somu- rulmuş, parçalanmış, dağıtılmış, sav- rulmuş olan ınsanlan da bır araya getı- rerek butunsel bırtopluluk, bırulusya- ratmış butunlugun ne demek oldugu- nu onlara da gostermış, onlara da yaşat- mıştır1 Ama kendısı, yarattığı ulusunun go- ğus kafesınde hep >arah bır yavru kuş olarak yapayalnız >aşadı Bu vanıy la da bızlen çok ağlattı ARADABIR Dr. SABİHA ÇAYCI Hukukçu Kadın DevıHmiOsmanlı donemınde Turk ulusu dunyadakı değışıklıklere uzun sure dırenmıştır Kurtuluş Savaşı ndan sonra cumhun- yetle bırlıkte Atatürk ve Türk ulusu onemlı konularda dunyada- kı değışıme onculuk etmıştır Ataturk emperyalızm ve somur- gecılığın sona erdırılmesıne onculuk ettığı gıbı, gerı kalmış ulkelerın sanayıleşmesı. çağdaşlaşması ve demokratıkleşme- sı hareketlerıne de onculuk edenler arasında yer almıştır Cumhurıyetın ulusa getırdığı değışıklıklerden bınsı kadın hakları açısındanonemlı olan "/a//cMc"ılkesınıyerleştırmekol- muştur Cumhurıyet donemının en onemlı yapıtlarından bınsı "Kadın Hakları Devrımı"ö\r Yuzyıllar boyunca tum dunya ka- dınlarının ozledıklerı haklar Ataturk ve devrıme ınanmış arka- daşlarının çabalarıyla Turkıye'de pek çok Batılı ulkeden daha once yasalaşmış ve Turk kadınlarının erkeğe eşıt bırer vatan- daş oldukları ılkesı benımsenmıştır Batı Avrupa'da 18 yy'da başlayan "Aydınlanma Çağı"nda kadın hakları ıhmal edılmıştı Ikı yuzyıl sonra Ataturk kadınlı bır aydınlanma çağı başlatmıştır Atatürk un başlattığı kadın dev- rımı, zaman ıçınde dunyadakı sıyasal vetoplumsalgelışme- lerle Turk toplumunu butunleştırmıştır Aydınlanma donemı- nın kadına yonelık en onemlı urunu, oncelıkle 1924 Anayasası ıle Turk kadınına eşıt vatandaşlık hakkı tanınmasıdır Kamusal alanda da Turk kadınına once beledıye meclısı ve ıl genel meclısı uyelıklerıne seçılme (1930), dort yıl sonra da TBMM'ye seçılme hakları tanındı (1934) Ataturk un ısteğı uzerıne 1924 te "Turk Kadınlar Bırlığı" ku- ruldu Ataturk, kadın oğesını salt bır sımge gıbı gormuyordu Kadın konusundakı devrımcı duşuncelennın, bugun hıçbır lıderde görernedığımız ıçtenlığını ve kararlılığını daha 21 Mart 1923'te, Konya'da kadınlara seslendığı bır toplantıda şoyle dıle getır- mıştı "Tutacağımız yol, buyuk Turk kadınını çalışmalanmıza or- tak yapmak, yaşamımızı onunla bırlıkte surdurmek, Turk kadı- nını bılımsel, ahlaksal, toplumsal ve ekonomık yaşamda erke- ğın ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve desteğı yapmak yoludur 24 Ağustos 1925 gunu Kastamonu 'da yaptığı konuşmada ıse toplumsal devnmlerm ve tlerlementn kadınsız gerçekleşeme- yeceğını vurgulamıştır Ataturk un kadın kışılığıne ve haysıyetıne sağladığı saygı ve olanakların değerını, bugun ozellıkle her şeyın satılık mal gıbı gorulduğu serbest pazar ekonomısımn uygulandığı ulkelerde ve ulkemızde tecımsel medyanın guçlu ve olumsuz etkısıyle kadının bır seks obıesı gıbı gorulerek kadına duyulan saygısız- lığı gordukten sonra daha lyı anlıyoruz Ne var kı bugun toplu- mumuzda kadının ekonomık ve sosyal yaşama bır olçude ka- tılmış olmasını gorerek, kadının sosyal ve sıyasal statusunun gelıştığını kabul etmek doğru değıldır Bugun kadın toplumumuzun %70'ını oluşturan tarımda %53 4 oranında çalışan kırsal kesım kadını hala buyuk olçude eğıtımsız, sosyal guvenceden ve sağlık sıgortasından yoksun, ucretsız aıle ışçısı konumunda çalışmaktadır Ana ve çocuk olum oranları çok yuksektır Bugun kırsal kesım kadını, Ata- turk'un saptadığı "toprağa zıncırle bağlı olmak"durumundan pek farklı değıldır Hukumetımız, 1985yılında ' Kadınlara Karşı Herturlu Aynm- cılığın Önlenmesı Uluslararası Sozleşmesı"r\t ımzalamasına karşın Medenı Kanunumuzda var olan ve genış kadın kıtlesı- nın yaşamlarını olumsuz etkıleyen, kadın aleyhıne sonuçlar doğuran hukumlerı haladeğıştırmedı Demokratık, laık bır sıyasal ve hukuksal modelı seçmış olan Turkıye bu bağlamda taraf olduğu soz konusu uluslararası sözleşmeye uygun duzenı sağlamak yukumluluğu altındadır Aydınlanma donemının kadına tanıdığı olanakları, kadının onuruna, kımlığıne yakışır bıçımde, umıtsızlık ve aşağılık kompleksıne kapılmadan kullanmak, korumak, gelıstırmek ve yaygınlaştırmak ulkemızdekı Ataturkçu aydın kadınların gore- vl olmalıdır 'Bırakalım çocuklan, sokakta kalsmlar!' Bır kurtuluş olarak bugün Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığf nın yapısı ıçınde yer alan yurtlan umar olarak değerlendınnm. UMRAN SÖLEZ TAN htanbul Çocuk Mahkemelen Yargıcı ugun 1987 yılında kurulan daonunsuçlulugunaınanmamolanaksızdı BÇocuk Mahkemelen"nınyanı iira hemen bır koruyucu aıle kurumuna da >er venlmemış olması çocuk vargıçlarını edılgın olmaktan uzak duşur- mektedır 0>sa bu kurumun oluşturulması oyle karmaşık bır duzenlemeyı de gerektır- memektedır Irdelemesını yaptığım lsvıçre orneğı tstanbul Barosu Dergısf nın son sa- yılanndan bınnde vayımlanacaktır Oteden ben çocuk yargıcının gorevının cezalandırmak olmayıp ı>ıleştırmek oldu- gunu, bugunse bunun boyle bır ışlevsellık- ten oldukça uzak bıçımde surdurulduğunu, bu arada da bunun neden ve nıçın olamadı- gını bu sutundayazardururum Bılınmelı kı, çocuk yargıcının bırasal gorevı de guvence ıçersınde olmayan çocuklar ıçın koruma ka- ran alabılmektır Gene yargılamalar boyunca bu suçlu ço- cuklann ozunde suçlu olmayan bıçımsel nı- telıklı suçlu olduklannı v e bunlar ıçın ne > a- pılabılır duşuncelennı taşır durur da hep bır kurtuluş olarak bugun Sağlık ve Sosyal Yar- dım Bakanlığı'nın yapısı ıçınde yer alan yurtlan umar olarak degerlendınnm Bır yıl ırdeledıgım lsvıçre'de olduğu gıbı bızde de yargılanan cocuklann çogu hırsız- dırlar Bu, gerek Isvıçre'de gerekse bızde oyle buyuk hırsızlıklar da değıldır Bunlar küçük, yalın. kolay hırsızlıklardır Ancak. bızdeHacıhusrev Sokagı'ndakılerbunundı- şında rututabılır. o da bu eytemtenn bır uğ- raş (meslek) edınme bıçımınde yınelenme- sı gıbı bır ayırtla Bızde çocuk çalıyordu. çunku açtı, çun- kuaılesızdı, çunku yuvasızdı Sevgı, ılgı ve anlayış gorebıleceğı. ornek alabıleceğı tutar- lı ınsanlara gereksınım duymayacak bır yaş dılımı ıçersınde dedeğıldı'0.1 l-15yaşara- sı bır çocuktu ve ozdeşım yapabıleceğı bır "msaıu" yokken umarsızca çalıp çarpmasm- Ufkumun açılması umuduyla bovle an- nesızbabasız çocuklara Isvıçre'de neler va- pıldıgını tyıleştırme Evı Muduru ne sordu- gumda, o bana Isvıçre'de ovle annesız ba- basız çocuk olmadığını belırterek."\maçok namussuzca bir duzenle vabancı ulkclerden çocuksatınalını\or"dedı Bunedeniebızım çalan çocuklarımızla onlann çalan çocukla- nnınçalma nedenlennde avnldıklannı du- şunup hırsız çocuklarımızın tumune antı- sosval kışılık vakıştırmasının doğru olama- >acagını duşunmuştum Çekınce ıçınde olan korunması gereklı bu çocuklan, yukanda sözunu ettığım bır aıle sıcaklıgı ıçersınde olması gereklı, Cumhu- nyetımızın pırıltıları olan vurtlara verleştır- meden başka umanm v oktu Başlangıçta bu- nun ıçın araştırmalar da vapmamış değıl- dım Hem de ne pahasına ne yapmak ıste- dıöımın pek anlaşılamaması pahasına Yılmadan onlan bır gun kurttıluşlarını sağlayabılecegıne ınandığım vunlara ver- leştınne>ı umutettım Nezamanakadar'Ta kı. 14 9 1994 gunlu çağnlı olduğum Sn Turkan Saylan Hoca'nın başkanlığındakı kunılu Çağdaş Yaşamı Destekleme Deme- ğı'nın toplantı akşamına kadar O akşam dernek uyelen. pınl pınl yuzlerıyle bu vaz uygularruısını gerçekleştırdıklen vaz okul- lannın değerlendırmesını vaptılar Velıler- den gorduklen ıtgı ıte o gun de coşkuiuydu- lar Hızmetlen kabul gormuştu. kıvançhv- dılar Eğıtım verdtklen yerterden bazilan benım umudum olan yurtlardı \mabu yurt- lan anlatırken her bınnın vuzune bırer gol- ge duşuyordu Soylenenlere ınanmak ola- naksızdı, suçlu ya da suçsuz ama korunma- sı gereklı çocukların gereksınımlerı olan sevgı, ılgı ve anlayışı bulabıleceklerı tek umar yerlen olan buralann pıslık ıçınde ol- duğunu sovluyorlardı Çocuklarbıtlıydı Ne Ataturk'u ne tanhlennı bılıvorlardı Bırye- me ıçme gıbı eğıtımden dahı yoksundular Bu tanıklıklannda yazımın başlığını atmış ve bu çoLuklanmızın gece trenlennde kav- bolmalannın daha doğru olabıleceğıne ınan- dırılmışiım, bırakalım çocuklan sokakta kalsınlar Kımbılırbelkı bılınme>entrenler- de bılınmeze doğru vol alırken bır yıldıza rastlama ^anslan bunu bır >urtta yakalama şanslanndan çok daha fazla olacaktır' ^nadolu'davargıçlıkvaptıgımyıllardaın- sanların genelde valnızca kendılennı. eşle- rını. çocuklannı sevdıklennı gordum Bel- kı bunda valnız olmamın pavı vardı ama. Çehov da bundan tam yuzyıl once 1890"Iı >ıllardavazdığıo\kulenndeaynı şey len dı- le getınvordu Saptamamdoğruvdu Iştebu kısır sevgı ıçersınde olanlar çalıştıkları ku- rumlarda vermelerı gereklı hızmet bılıncın- den voksun, ış yapmamaya ant ıçmışçesıne gunlennı doldumıaya çalışıyor ve hızmetle- rınde oldukları ışlen vapmıyorlardı Her >erde olduğu gıbı devlet bu kurum- lardadakendınıduvurmadıgındanbunlann vıldız olanlan da gorevlı olduklan kurum- lan kendı çıkarlanna bır araç olarak kulla- nıvorlar ve sonra gunlerce medyavı polısı. savcıvı bubırverlerdenpatlak veren hırsız- lıklan ıle uğraştınp duruvorlardı Sahıpsiz- lık at koşturduğu surece fılmlerden bınnın bıtıp bınnın başlayacağı bundan açık ola- mazdı Doğal tum bunlar. \alnızca benım kışısel goruş \e du^uncelenmdı Ulkenın kalkın- mamasında en onemlı etmenlerden bınnın de. gorev bılıncı yoksunluğuna olan ınan- cımda olduğu gıbı işte yukandâkılerderraynmh trrrsevgrye- ıye (sahıp) olma>an ınsanlann gorev yaptı- gt yurtlar da bundan olacak kt bugun bırer- karanlığı ıçenvordu O>saonlar. Çumhun- v etımızın > annı olan çocuklanmızın kımse- sız olanlan ıçın bır san ışıklı odaolmalıvdı Bu olmadığı surece bu Cumhunyetın bır ço- cuk >argıcı her zaman "Bırakalım çocukla- n, sokakta kalsınlar" dıye başlık atabılecek- tır Ne pahasına A.ydınlıga ters duşme pa- hasına <\ma nere>e değın A.\dınlığa değın PENCERE Oral Çalışlap.. Oral Çalışlar "TMK'nın (Terorle Mucadele Kanunu) 8'ıncı maddesını ıhlal etmekten" ıkı yıl hapıs cezasına çarptırıldı, ama, neşesını bozmadı Keyfı yerınde Neden1 ? Çunku yola çıkarken başına geleceklerı onceden he- saplayan bır aydın Oral Çalışlar, devrımın ve demokra- sının koşullarını algılayan bır gazetecı, bu ışlerın gulsu- yuyla yapılmadığını bılen bır yazar Daha once 4 yıl yattı' 12 Eylul faşızmının hışmına uğradığından yaşamının bır bolumunu mapusta ve surgunde geçırdı Takılıyorum - Eh, zıyarete gelırız artık Guluşuyoruz • 2000 yılının elı kulağında, ama, ıçerde yatan bır dizi fi- kıradamımız var içerde yatan fıkır suçluları TMK (Terorle Mucadele Kanunu) yuzunden cezaya çarptırıldılar Pekı, bu TMK'yı kım çıkardı'' özal' Turgut Özal'ın en dedığım dedık donemınde, Meclıs çoğunluğu ANAP'tayken TMK çıkarıldı Şımdı yapılacak ış açık seçık Meclıs çoğunluğu TMK'- nın metnınden fıkır suçlarını sılerse, ulke bır ayıbından kurtulmuş olur, ıçerdekı duşun adamları dışarı çıkar, sır- tımızdan bır kambur eksılır Meclıs bunu yapar mı? Yokcanım Solcularçırpınıyorlar, ama, parlamentodakı ağırlıkları yetmıyor DYP, ANAP, MHP ve otekı partılerın mılletvekıllerıne bakıyorsunuz, gorunuşte senın benım gıbı adamlar, lyı gıyınıyorlar, kravat takıyorlar, beşyıldızlı otellerdedola- şıyorlar, mebus aylığmın da maşallahı var hazret lukş ıçınde yaşıyor, fıkır yasaklarını savunuyor Batı'da fıkır suçu dıye bır şey yok, bızde 'gozunun us- tundekaşın var'dedın mı gır ıçerı • Oral Çalışlar fıkır emekçısı, Babıalı deçalışmayabaş- ladı medya donemınde ışını surduruyor Gazetecı 1 Ama bakıyorum, medyamız dut yemış gık demıyor Çoğu zaman sıyasal ıktıdarın dumen suyunda gıden basınımız ıçın demokrası ya da fıkır ozgurluğu dıye bır kaygı yoktur Sayısı çok televızyon yaymları ıse, renk karmaşası ıçınde, soruna bır horoz dovuşunu seyredı- yor gıbı bakıyorlar 'Fıkır ozgurluğu deyıncebırozgur- luktenyana bır de fıkır yasaklarındanyanaolanıçıkartıp çatıştırmak keyıflı oluyor Satışını promosyonla çoğaltan gazeteyle varlığını reklam gelırlerıne bağlamış televız- yon çok sıkı fıkı 1 Bu tur yayın organları hıçbır zaman kesın bır tutum ıçıne gırmezler Fıkır ozgurluğu mu 9 Hemen bu fıkrın karşısına fıkır ozgurluğu duşmanları- nı çıkartarak kamuoyunu şaşırtmak kendını guvenceye almakdemektır • Bır komedı oynanıyor Ya da trajedı Yasalarda yasaklar var, ıçerde fıkır adamları var, ama, medyanın ışı gucu ne? Ya Atatürk donemıyle uğraşmak, ya da ozelleştırme savaşımı vermek Oysa medya 'Dorduncu Kuvvet' olmayı da gerıde bı- raktı, belkı de Bırıncı Kuvvet' oldu, demokrası ve fıkır ozgurluklerı ıçın Meclıs e yuklense, polıtıkacılar hızaya gelebılırler ama boyle bır derdımız yok Demokrası uğruna Çumhurıyet'ten bırçok arkadaş ha- pıslerde yatıp çıktı SıraOral damı? BAŞSAĞLIĞI Elım bır trafik kazası bonucu aramızdan a> nlan EskıTurkıvelşçıParülı MEHMET RAŞİT GÜLLE'nin tum voldaşlanna başsağlığı dılıvoruz KIRIKKALELİ DOSTL4RI VI. \li Argın. Musa \ ılnıaz. Ha>dar Öcal, Hanıfı Sakallı. İ-mail İçöz. Temel Akkava. M. 41iKaradağ. FoziDenıir, Erdoğan Kaçar. Şadı Kazan. Merdan Gorgulü. Şerafet Gökçe. \kif Eroğlu. Muzaffer Gülçimen. TEŞEKKÜR Sevgıh eşım ve babamız M. SÜHA EĞİNLİOĞLU'nım anı vefaü nederuyle acımızı paylaşan Sayın CEMtL KÖKSAL, Sayın ERSİN LOKMANHEKİM, Sayın NE JAT BİLGÎNER, Sayın MAHIVRTT DALMIŞ, Sayın ZAFER BALOĞLU, Sayın CEMALETTİN ORHAN ve tüm Pamukbank T A Ş mensuplan ıle Istanbul Barosu Başkanı TURGUT KAZAN ve yönetım kurulu üyelenne, cenazesıne katılan, telefonla, telgrafia, bızzat gelerek aamızı paylaşan, çıçek gonderen, T E V 'e bağışta bulunan tum dost v e akrabalanmıza gönulden teşekkur edenz EŞİ: YASEMtN EĞtNLİOĞLU KIZLARI: PETEK, İPEK EĞtîVLİOĞLU D ö v i z m e v d u a t ı n ı z a f a r k l ı b i r y o r u m Günjktisat Günü.Dovız mevduatlarınız ıçın, 1 a\lık, 3 a>hk, 6 ayhk ya da yıllık \adelerle sınırlı değılsınız. Iktısat Bankası'nda vadenızı ıhtıvacınıza gore sız belırlıyorsuçıuz. Siz de dövizinize yüksek gelir sağlayın! kBoyufcdeteCad No 165 Eaeoepe «r3«M bıa*»ıiTtLÜ2)2 1 4 il 1 M*rtn>»be Bır, utJere Cad \o |ö5 Esampe. * » V isantmlTeHJİİ^:^ "»20 • Bahçek^ı ŞMIKSI Şevh Metm» Gevlmı VUüllcsi »jjmaİM Sok. No 19-21 23 EnMMuı. UlX kcmhMTd 021 ^12 0160 Cı«*unv« Cad No &-9] Etaadaf. 802» batAulTd CTp vt) W 1B - &an-unp*$a ŞMI»»JB 4WI İpcL,T CaJ V- M Bavr*npa$ı m » İsunbul Te! (Tl S6Î u 3*3- BAıri«f Ş^MS Incırü Cad So 25 BaUtö". W40 /İstMihıl TcL 02P 543 13 95 K«n**« Şabesı fCenuntc, Mat toanbul Td 021 ^ 251 ^ ^ • Kadriun Ştâttm Ba^daiCjd V> XS Erenios HiiPO İ-Oaobui Tc< J"*(6 36» 26 S • \*kanıŞ«be* \txuA Butvan V 1W kavafcjnierc T<6SI \akara Tei M 41 °Q 9T • \4M» Şmbtst MBOA Bnlvan Bdedsve K^ıs un20 Adana Td mi. mZ" B H B Ş ^ C S Fe>T3 ÇâkmakC*l W 6 [ÜW) BıraTri 1^25^1 41 Dntd) Şabea Ejıver PajJCjd V U l û l Demzh Tel J_58 65 4 .(düHriepŞobfs SuburcuC«İ \© " "400 Gmucp Tîi 03*2-X"*8 S) hmmr Şvfce* Cuoıhurrv« MoJam \o I Abantak «•• •» hmıt Te! t 1 4r,l 69 W • BArvtsl BMkaohk Şsbea Buvuk^rc CÜL. SU ^ EsaiKpc «uSfa Istaabd TeJ 021"" ""4 T) 9"1 AU-PAIR PAKET PROGRAM Au-polri*f» pafcef oturmu^ Ves ^esdıyoruz Aramanızı beklıyoruz 0212/258 53 42 261 43 86 - 87 Romanlannız ve Ansıklopedilenniz yennızden alınır. Tel: 554 08 04 Ehlıyetımı ve Halkbank kımlık kartımı ka>bettım Hukumsuzdur SADETTI\ ÇELİK T.C. ÇAYKARAASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dos>aNo 1994 82 Davacı Rernzıje Yenıaras vasısı Hamıde İkıncı tarafından davab Muzaffer Yenıaras ale>- hıne mahkememıze açılan ışbu boşanma davasının yapılan açık vargılaması sırasında, Davaiı K.ars ıh merkez ılcesı Kumbetlı koyü 13 kutük sıra noda kayıtlı Veıs ele Zennure'- den olma 1950 doğumlu Mu- zafTer Yenıaras a. tum aramala- ra rağmen dava dılekçesı ve duruşma gunu teblığ edıleme- mış olup Davetıve venne geçerb ol- mak uzere davaL Muzaffer Yenıaras ale>hıne Remzıye Ye- nıaras vasısı Hamıde İkıncı ta- rafından boşanma davası açıl- dığı ve duruşma gununun 15 11 1994 günu saat 9 30 olduğu ıianen tebüğ olunur Basın 52172
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle