Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8KASIM1994SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Öğretim üyeleri, 13. kuruluş yıldönümü nedeniyle Ankara, tstanbul ve Mersin'de eylemlerini sürdürdü
YOK'e Anıtkabir'de protesto•Öğretim elemanlan şendika ve derneklerine üye
yüzlerce öğretim üyesi, dün önce Anıtkabir'i
ziyaret etti. Ardından YÖK önüne siyah çelenk
bıraktı. Mersin'de de yürüyüş yapan öğretim
üyeleri Atatürk anıtına çelenk bıraktı.
•îstanbul'da Öğretim Elemanlan Sendikası'nın
yapmak istediği şölene, rektörlüğün izin
vermemesi üzerine öğretim üyeleri basın
açıklaması yapmakla yetindi. Öğrenci
derneklerinin Du yılki YÖK'ü protesto eylemleri
ise fazla ilgi görmedi.
ANKARA/İSTAJVBUL/MER-
SİN (Cumhuriyet) - Öğretim Ele-
manlan Sendıkası ve derneklere
üye yüzlerce öğretim üyesı, dün
cüppeleriyle Anıtkabir'i ziyaret
ederek 13. kuruluş yıldönümünde
Yüksek Öğretım Kurulu'nu
(YÖK) kınadılar. Öğretim eleman-
lan, YÖK'ün önüne siyah çelenk
bırakarak alkışlı protestoda bulun-
dular. YÖK'te öğretim üyelerini
kaJkan ve coplu askerlerin karşıla-
ması dikkat çekerken öğretim üye-
leri, "Karşunıza evladanmızı ÇH
kardüar" dıyerek tepkı gösterdiler.
Öğretim ü>elen, uyanlannm *ka-
ra cüppelilerin değil, bilimin sesi"
olduğunu vurgularken "özgür üni-
versite yerine, yobazhk ideotojisi-
ne nıtsak tabela üniversitelerinin
artunldığınr söylediler.
Çeşitlı üniversitelerdeki öğren-
ci derneklerinin, 6 Kasım 1981 'de
kurulan YÖK'ü protesto etmek
için 1990 yılından bu yana düzen-
lediği ders boykotu ıse bu yıl ba-
şanlı olmadı. Istanbul Uakı üniver-
sitelerde derse gırmeme eylemıne,
boykotu düzenleyen öğrencilerın
dışında pek katılan olmadı. Gü-
venlik güçlen, üniversıte ıçınde ve
çevresinde yoğun güvenlik önlem-
lerialdı.
öğretim Elemanlan Sendikası
(ÖES), Gazi Oniversıteşı Öğretim
Üyeleri Derneği. ODTÜ Öğretim
Elemanlan Derneği ve öğretim
Üyeleri Derneği'ne üye yaklaşık
500 öğretim elemanı, dün cüppe-
leriyle Anıtkabır'ı ziyaret ederek
saygı duruşunda bulundular.
OES Genel Sekreteri Prof. Dr.
Muammer Kayahan, Anıtkabır
önünde yaptığı açıklamada "Ba$-
ta TBM.M \e hükiimet olmak üze-
re tüm yetkili kişi ve kunımlan
Türtoye Cumhuriyeti üniversitele-
rine sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Bilinmelidir ki ilgililere duyurma-
ya çalışfığımız bu uyancı davet, bir
zamanlar nitelendirildiği gibi kara
cuppelilerin değil, ülke geleceğini
aydınlatacak bilimin sesidir" dedı.
Gazı Ünıversıtesi Öğretim Üye-
leri Derneği, ODTÜ Öğretim Ele-
manlan Demeği ve Öğretim Üye-
leri Derneği adına konuşan ODTÜ
Öğretim Elemanlan Derneği Baş-
kanı Prof. Dr. İnci Gökmen de hü-
kümetin söz vermesıne karşın.
YÖK sistemıni kaldırmayarak suç
ortaklığını sürdürdüğünü ve üni-
versitelerin demokratık seçımlerle
yönetilemediğini vurgulayarak
şunlan söyledi: "Ozgür, özerk ve
mali olanaklan en iyi aşamava ge-
tirilmiş üniversiteyi Türkiye'ye ka-
zandırmak yerine, siyasi amaçlara
ve yobazlık, bagnazkk ideolojisine
rutsak, bağımlı ve mali olanaklar
acısından güçsüzleştirilmiş, ve ta-
samıf genelgeieri sarmalına sanl-
mış "tabela ünıversıtelerı'nin sayv
sı gjderek arrünimaktadır."
Ünıversitelerin, tüm göriiş ve
düşüncelerin serbestçe tartışabıl-
dıği bılim tapınağı olma yerine
"bilim koguşlan'na dönüştürüldü-
ğüne dikkat çeken Prof. Dr. Gök-
men, öğrencilenn bannma, kredı
ve burs olanaklannın kısıtlı rutula-
rak karanlık güçlenn tutsağı duru-
muna getınldiğıni vurguladı.
Görüşmeye engelleme
Öğretim elemanlan. daha sonra
Doç. Dr. HalukGcrgerve Doç. Dr.
Fikret Başkava'yla görüşmek içın
Haymana Kapalı Cezaev i 'ne gittı-
ler. Öğretim elemanlannın tümü-
nün görüşmesine ızin verilmeyın-
ce. sendıka ve dernek başkanlan.
tçişleri Bakanlığı ve Adalet Ba-
kanlığı yetkılıleriyle telefon görüş-
* « ' I I
Yüzlerce öğretim üyesi dün Anıtkabiri zharet ederek YÖK'ü kınadı. (Fotoğraf: R1ZA EZER)
mesınde bulunarak izin istedıler.
Bütün çabalara karşın yalnızca 10
kışinin görüşmesine ızın verildı.
Görüşme sonrasında bir acıklama
yapan Öğretim Üyeleri Derneği
Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altın-
taş, düşüncede suç arayan zihni-
yetleri kınadıklannı belirtti. Prof.
Dr. Altıntaş ünıversitelerin, ancak
özgür düşüncenin var olduğu bir
toplumda, bilımsel araştırma ve
yayın etkinliklerinı sürdürebilece-
ğini söyledi. Haluk Gerger ve Fik-
ret Başkaya ile görüşmelenne ızın
venlmeyen öğretim elemanlan. el-
lerındeİcı karanfılleri cezaevinın
tel örgülerine bırakarak cezaevi
yönetimı ve bakanlık yetkılılerini
.kınadılar
Mersin'de yürüyüş
Mersin'de ise dün Büyükşehir
Belediyesi önünde toplanan öğre-
tim üyeleri, Cumhuriyet Alam'na
kadar sessizce yürüdüler. Atatürk
anıtına çelenk bırakan öğretim
üyeleri, saygı duruşunda bulunup
Istiklal Marşı okudular.
İstanbul'da izin verilmedi
îstanbul'da ıse dün saat 11,30'da
Istanbul Üniversitesi Rektörlüğü
önünde toplanan Öğretim Eleman-
lan Sendikası (ÖES) üyeleri, dü-
zenlenmek istenen şölene rektörlü-
ğün izin vermemesıni eleştirdıler.
Öğretim üyeleri adına bir basın
açıklaması okuyan ÖES Genel
Başkanı Ufiık Uras, sıyasi iktida-
nn baskısı sonucu şölenejzin ve-
rılmedığını savunarak "Öğretim
elemanlannın kendi mekanlan
olan üniversiteterde temel sorunla-
nnı veçözüm önerilerini kamuoyu-
na iletmemizin engeUenmesi, pro-
vokarif bir tutumdur" dedı.
Istanbul Barosu Başkanı Turgut
Kazan, Prof. Dr. Toktamış Ateş'ın
yanı sıra Öğretim Üyelen Deme-
ği üyelen ve bir grup öğrencının de
katıldığı basın açıklamasında. üni-
versitefere dayatılan YÖK mantı-
ğıyla Türkiye'nin artık soluk ala-
madığı vurgulandı. Açıklamada
şöyledendi:
"Siyasi parrilcr, hükümetler
YÖK'ün kaldınlacağını defalarca
yinelemelerine karşın bunu yap-
mamışlardır. Bu yüzden de bütün
inandıncıfıklannı yitirmişlerdir.
Üniversiteler halen siyasi iktidann
günah keçisidir. Ayâğında YÖK
prangası ve düşünce özgürtüğünü
engelleyenyasalarvardır. Lniversi-
teler, içine sokulduğu bu deli göm-
kginden ne zaman çıkacak? Geri-
de kalan 13 yılın hesabını kim ve-
recek? Bilinıi kendi dışındaki
amaçlara tabi kılanlar daha ne ka-
dar sesimizi kısacaklar? Lniversi-
telerden, verdiğiniz YÖK cezasıy-
la aldığınız intikam yetmedi mi?
Sesimizi duvun. yoksa yann çok
geç olacak. Biz üniversitemizi geri
istivoruz."
Öğretim Üyeleri Derneği men-
suplan ve bazı öğrencilenn yaptı-
ğı konuşmalardan sonra Atatürk
Anıtı'na siyah çelenk konularak
evlem sona erdırildi.
Demir çelik fabrikalannın kapatümaması için alınan 'Kent Meclisi' karanyla bugün halk, yaşamı durduracak
Karabük'fe yaşama dört saatlik araGÜNNURtLHAN
KARABÜK - Karabük halkı ülkenin
öz kaynaklanna sahip çıkmak için
bugün dört saat boyunca yaşamı
durduruyor. Karabük Kaymakamı,
Ventin eİconomisini belirleyen Demir
^elik Fabrikalan'nın kapatılması
karannın geri alınması için eylem
karan alan Zonguldak Şehir Meclisi
için savcılığa suç duyurusunda
bulundu. Karabük Emniyet
Müdürlügü de Şehir Meclisi'nde yer
alan demokratik kitle temsilcilerinin
ifadesinin alınması için harekete geçti.
Aralannda belediye yönetimleri,
siyasi parti. esnaf, işçi, memur ve
işverenlerin de bulunduğu toplam 32
demokratik kitle örgütünün
temsilcilerinden oluşan Zonguldak
Şehir Meclisi, maden ocaklannın ve
Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın
kapatılmasını, Erdemir'in ise blok
satışını engellemek için mücadeleyi
hızlandırdı. Karabüklülerin hedefi
bugünkü eylemin ardından 4 Aralık
seçimlen öncesi Ankara yürüyüşü.
Kent Meclisi'nin karanyla bugün saat
10.00 ile 14.00 arasmda hayatı
durduracak olan Karabük halkı, büyük
bir gerilim içinde Karabük Demir
Çelik Fabrikası'nın kapatılması
karannın geri çekilmesini bekliyor.
Fabrikanın kapatılmasından rahatsız
olan sadece 4 bin 700 fabrika işçisi
degil. Esnaf, küçük ve orta ölçekli
işverenler ile ilçenin bürokratlan ve
halkın tüm kesimleri de rahatsız.
Demir çelik fabrikasının 1994 yılı
sonuna kadar kapatılacağına ilişkin
hükümet karan ve belirsizlik ortamı
nedeniyle Karabük'te bankalann
kredilerini sınırladığı, esnafın ise
ekonomik zorluğa düşrüğü belirtiliyor.
Öz Çelik-lş Sendikası Karabük Şube
Başkanı TanerCanyurt, işletme
borçlan bir kenara konulursa Demir
Çelik'in zarar değil kâr ettiğini
belirtti. Tüm KlT'lerde olduğu gibi
Kardetnir'in de özel bankalar
aracılığıyla zarar ettirildiğini ileri
süren Canyurt, bu işletmelerin şimdi
de yabancı sermayeye peşkeş
çekilmek istendiğini söyledi.
Karabük Demir Çelik Fabrikalan
Müessese Müdüni Erkan Giilergün.
ülkenin ve bölgenın demir çelik
fabrikasına ıhtiyacı olduğunu,
fabrikanın mutlaka çalışması
gerektiğini söyledi. Kent Meclisi'nde
bulunan demokratik kitle örgütü
temsilcüeri hakkında dün Karabük
Kaymakamı suç duyurusunda
bulundu. Bugünkü eylemin izinsiz
gerçekleştirileceğini belirten
kaymakamın başvurusu üzerine ilçe
emniyet müdürlügü, Kent Meclisi'nde
yer alan demokratik kitle örgütlerinin
temsilcilerinin ifadelerinin alınması
için harekete geçti. Ankara'da genel
merkez binasında bir basın toplantısı
düzenleyen DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit. hükümet adına Karabük
Emniyet Müdürlüğü'nün bu eylemi
suç sayarak savcılığı harekete
geçirmeye çalıştığını söyledi. Ecevit.
"Oysa hükümet bu kentteki demir
çelik işletmelerini kapatınca
Karabük'te yaşam bir günlüğüne
değil, tümden duracaktır. Eğer
Karabük'te yaşamı bir günlüğüne
durdurmak suç ise tümden
durdurmak çok daha ağır bir suçtur"
dedi. Karabük afişlerle donatıldı.
Esnaf, kapı ve pencerelerine
"Ülkemin ve Karabük'ün geleceği için
dükkanımı kapatıyonım"yazıh
bantlar. araçlara ise "Potalarda eriyen
biziz. Sizler demir sanırsınız" yazılı
siyah bantlar yapıştırıldı.
YAPI KREDİ
K Ü L T Ü R
MERKEZİ
S A L I T O P L A N T I L A R I
B İ L İ M , B İ R E Y V E E T l K
GENETİK,
İNSAN VE ETlK
Yöneten
Orhan Bursalı
Konuşmacılar
Beyazıt Çırakoğlu.
Betül Kırdar. Tayflın Özçevik
8 Kasım 1994 Saat: 18.30
Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi
Istiklal Caddesi 285 Beyoğlu 80050 Istanbul Telefon: (212) 252 47 00/441 - 245 20 41
Salı Toplantıları'nı. isteyen herkes ücretsiz olarak izleyebilir.
YAPrCKREDi
YAPI KREDİ
K Ü L T Ü R
M E R K E Z İ
B İ R U S T A B İ R D Û N Y A
ADALET AĞAOĞLU
Yapı Kredi'nin "Bir Usta, Bir Dünya" arşiv sergilerinden
üçüncüsünün konusu Adalet Ağaoğlu. Fotoğraflar. elyazılan ve
kişisel eşyadan oluşan sergi, sanatçınm hayatı. kişiligi ve
eserlerine ışık tutuyor.
8 Kasım 1994 - 3 Şubat 199S
Yapı Kredl Sermet Çifter Kütüphanesi
Istiklal Caddesi 285 Beyogiu 80050 Istanbul Telefon: (212) 252 01 15
YAPPCI
TOKTAMIŞ ATEŞ
Eylem Yapmak
Geçen hafta Öğretim Üyeleri Derneği'nin öncülüğünde
yapılan ve bir şenlik havasında geçen "uyarı eyleminden"
sonra, dün de Öğretim Elemanları Sendikası'nın öncülü-
ğünde bir uyarı eylemi başladı. Hem Yüksek Öğretim Ya-
sası'nın yıldönümü idi ve hem de dağ gibi sorunlar birik-
mişti.
Ama aynı "şenlik havasını" bu kez bulmamız mümkün
olmadı. Hele yönetici arkadaşlarımızın soruna yaklaşım
biçimleri; doğrusu bende hem şaşkınlık vfrhem de hayal
kırıklığı yarattı.
Şaşkınlık yarattı; zira bir hafta önceki uyarı eyleminde
bizzat yer alan rektörümüz ve kimi dekanlarımız, aynı ama-
ca yönelik olan ve aynı araçlan kullanmak isteyen Öğre-
tim Elemanlan Sendikası'na karşı çıktılar. Hatta karşı çık-
manın ötesinde baltalamaya çalıştılar. Bir yöneticimiz, Her
hafta eylem mi olurmuş?" demiş. Elbette olur. Eğer yapı-
lan eylem ve uyarı istenen etkiyi uyandırmamış ve bekle-
nen hedefe ulaşılmamışsa, her hafta da eylem yapılır, her
gün de.
Bu tutumları hayal kırıklığı yarattı, zira eğer amaçları yö-
nünde gerçekten bir sonuca ulaşılmak isteniyorsa ya da
ulaşılmak isteniyor idiyse; Öğretim Elemanları Sendika-
sı'nın bu eylemine de katılmaları ve desteklemeleri bekle-
nirdi. Hadi destekleyemediler, en azından kösteklememe-
leri, engel olmaya çalışmamalan beklenirdi. "Biz uyanmı-
zıyaptık" diyerek kenara çekilmek, açıklanması çok zor bir
tutum. Daha doğrusu aklıma gelen açıklamaları dile getir-
mek istemiyoaım. Ve kimi meslektaşlarımızın bu çifte stan-
dartı, bende derin bir şaşkınlık ve üzüntü yaratıyor.
öğretim Üyeleri Derneği ve öğretim Elemanlan Sendi-
kası, aynı tabana seslenen iki örgüt. Üyelerinin çoğu aynı
insanlar. Ben de bunlardan biriyim. Amaç ve beklentileri
arasında hiçbir fark yok. Ama üniversite yönetimimizin bu
iki örgütü böylesine farklı değerlendiımeleri, insanı düşün-
dürüyor. "Acaba" diyor insan, "llk yaptıkları eylemde de,
laf olsun diye mi yer aldılar?" Öyle ya. Sözde bu hocala-
rın tümü YOK'e karşıydı ve "bir şeyler yapmak" gereğini
savunuyorlardı. isyan halindeydiler. Şimdi bakıyorum da
hepsi "kuzu gibi" olmuşlar. Bir hafta içinde ne oldu da, ya-
pılan eylemin yeterli olduğu düşüncesine geldiler. Acaba
kimin ya da khmlerin uyarısı, bu tür eylemlerin "yasadışı"
olduğunu anımsattı sayın yöneticılerimize? Anlamak ve
açıklamak mümkün değil...
Üniversite dışı kimi çevreler; bu eylemleri ve kıpırdanış-
ları, salt bir ücret meselesı olarak görüyor ve göstermek
istıyor. Zaten işin başlangıcından beri benim temel endi-
şem buydu. İşin kötüsü, meslektaşlarımız arasında da, bu
işi salt bir ücret meselesi olarak görenler az değil. Yani Sa-
yın Başbakanımız bugün kalksa ve "öğretim üyelerinin
maaşlannı yüzde 40 arttırdım" dese, bizim eylemler "şa-
paoturacak."AmaAllahtanbunudiyemiyor. "Arttıracağım,
dikkate alacağım" vb. gibi ifadeler kullanıyor. Ve yıllardan
beri bu tür laflan çok dinlemiş ve sonunu görmüş olan mes-
lektaşlarımız da bunlara kulak asmıyor.
Bu konudaki rahatsızlığımı daha önce dile getirmiştim.
Aslındasorun "hocalann "yada "ün/Vers/fe/er;r)"sorunuol-
maktan çok, Türkiye'deki emek kesımınin sorunu. Kolu-
nun ya da kafasının emeğini satarak yaşayan insanların
sofralarındaki ekmek, son on yılda yarı yarıya azaldı. Dev-
let memurlarının, kamudakı ışçilerin ve bunların emeklile-
rinin durumu, göreceli olarak çok daha beter. Hele memur
ve emeklinin durumu anlatılır gibi değil.
Benim bugün bir profesöı olarak ek ders ücretleriyle bir-
likte devletten almakta olduğum 25 milyon lira maaşı 30-
35 milyon liraya çıkarsalar sorun çözülecek mi? Hayır, as-
la. Bizim personel yemekhanesinde çalışan işçi kadrosun-
daki Ahmet Efendi 10 milyon lira ücret alırken, aynı yerde
müstahdem kadrosunda çalışan Mehmet Efendi, 5 milyon
liraya "talim etmeyi" sürdürecek.
Türkiye'de son bir yılın enflasyon oranı yüzde 130. Ay-
nı dönemde memura verilen zam oranı yüzde 40. Bu iki
rakamın doğru yorumlanmasının hazin sonuçları var. He-
le iktidar ortağı olan aslan sosyal demokratlann, "Bilmem
kaçıncı derecenın, bilmem kaçıncı kademesindeki me-
murun yıllık maaş artış oranı yüzde 54 oldu" gibisinden gü-
lünç açıklamaları artık beni eğlendirmiyor.
Türkiye'de emekçi kesimin örgütlenerek, bu gidişe "dur"
demesi gerek. Elbette bin bir engel çıkanyorlar ve çıkar-
maya devam edecekler. Zaten "Ağacın en büyük acısı,
kendini kesen baitanın sapının odun olmasıymış."
Bu toplumda kurtuluşun "bireysel" olmayacağını ve an-
cak "bihikte" olacağını görmemiz ve göstermemiz gerek.
Eğer üniversite hocaları, şimdiye kadar uygulanan "emek
düşmanı" politikalara daha önce karşı çıkabilselerdi, bu-
gün bu durumda olmazlardı. Bu sıkıntılann hiçbirini yaşa-
mazdık.
Ama bizler bireysel olarak ve toplumca bu bilince ula-
şamazsak "hoca maaşları" 50 milyon olsa ne olur, 100 mil-
yon olsaneolur?..
Köylüoğlu, köyleri
yakılanlan kovdu
ANKARA (Cumhuriyet Öüro-
su) - Insan haklanndan sorumlu
Dev let Bakanı Azimet Köylüoğlu.
sorunlarının çözümü için kendisı-
nı ziyaret eden Bingöl'ün Demır-
kanat köyünden evlerı yakılan
yurrtaşlar ile RP Bıngöl Milletve-
kılı HüsamettinKorkutata'v!. ma-
kamından kovdu. Köylennm gü-
venlik güçlerınce. "operasyDn ya-
pamıyoruz" denılerek boşaltıldı-
ğını ve ardından yakıldığını belir-
ten Demırkanat köylülen. RP Bin-
göl Milletvekılı Hüsamettın Kor-
kutata ile dün Dev let Bakanı Azı-
met Köylüoğlu'nu ziyaret ettiler.
Köylüler. evleri boşaltılırken gü-
venlik güçlerının. "Buranın gü-
vencesi biziz. Karargah kuracağız,
sonra gelirsiniz" yönünde söz ver-
melerine karşın. bir süre sonra ev-
lerinın eşyalarla birlikte yakıldığı-
nı. kendılerinin de yurdun çeşıtli
yerlerinde çadır ve gecekondular-
da mağdur olduklarını belirterek
sorunlarına çözüm istediler.
Köylüoğlu'nun. Iskan Yasası.
Afet Yasası veya Terörle Mücade-
le Yasası'nda değişıklik yapılarak
köyleri yakılanlara yardım yapıla-
cağını. Şırnak'ta benzer durumda-
kı yurttaşlann mağduriyetinm gı-
denldiğini söylemesı üzerine. Hü-
samcttin Korkutata. "Şirnak'ta hiç
birşey yapılmadrdedi. Köylüoğ-
lu. bu sözler üzerıne, "Sizin sorun-
lannızın çözümünü engelleyen bu
muhakfettir. Bu kafa sizi engefliyor.
Akılhol'' dıyerek Korkutata'ya çı-
kıştı. Korkuata'nın çözüm üretıl-
ınediğı yönündekı ısrarlı sözlen
üzerine Köylüoğlu. "Bunlan par-
lamentoda söylcyemediniz"dedı
Korkutata'nın, "Sizin şefJaflıgınız
bu kadar" sözlerine karşılik Köy-
lüoğlu. "Toplantı bitmiştir, tesek-
kür ederim" dıyerek konuklannı
uğurlamak için ayağa kalktı. Köy-
lülenn. ortamı yatıştırmak için
"Sayın Bakan. biz sorunlanmıza
çözüm için geldik. lürfen" deınele-
rine karsm Köylüoğlu. "Toplantı
bitmiştir" sözlerini tekrarladı.
ANAP'tan
hükümete
gensoru
ANK-VRA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. "belediyelerara-
sında ay nm yapıldığı ve ara se-
çim yapılacak kamu görevlileri
kullanılarak devlet baskısı uy-
gulandığı" ıddialanyla hükü-
met hakkında gensoru açılma-
sını isteyeceklerinı açıkladı.
Şırnak'ta belediye başkanla-
rı DYP'ye geçen ANAPIılar.
aynı senaryonun bu kez Mar-
dın'de Devlet Bakanlan Nec-
mettin Cevheri ve Esat Kıratit-
oğlu tarafından uygulandığmı
ılen sürdüler. Yılmaz ısım ver-
meden. Kıratlıoğlu ve Cevhe-
ri'yı devlet parasını "transfer
rüşveti" olarak dağıtmakla suç-
larken iki bakanın, DYP'ye geç-
mesi karsılığında, ANAP'I; be-
ledıyelerin mılyarlarca lıralık
borçlarını kapatmayı ve 15'er
mılyar lira yardım yapmayı va-
at ettiklerinı ileri sürdü.