23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8KASIM1994SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Öğretim üyeleri, 13. kuruluş yıldönümü nedeniyle Ankara, tstanbul ve Mersin'de eylemlerini sürdürdü YOK'e Anıtkabir'de protesto•Öğretim elemanlan şendika ve derneklerine üye yüzlerce öğretim üyesi, dün önce Anıtkabir'i ziyaret etti. Ardından YÖK önüne siyah çelenk bıraktı. Mersin'de de yürüyüş yapan öğretim üyeleri Atatürk anıtına çelenk bıraktı. •îstanbul'da Öğretim Elemanlan Sendikası'nın yapmak istediği şölene, rektörlüğün izin vermemesi üzerine öğretim üyeleri basın açıklaması yapmakla yetindi. Öğrenci derneklerinin Du yılki YÖK'ü protesto eylemleri ise fazla ilgi görmedi. ANKARA/İSTAJVBUL/MER- SİN (Cumhuriyet) - Öğretim Ele- manlan Sendıkası ve derneklere üye yüzlerce öğretim üyesı, dün cüppeleriyle Anıtkabir'i ziyaret ederek 13. kuruluş yıldönümünde Yüksek Öğretım Kurulu'nu (YÖK) kınadılar. Öğretim eleman- lan, YÖK'ün önüne siyah çelenk bırakarak alkışlı protestoda bulun- dular. YÖK'te öğretim üyelerini kaJkan ve coplu askerlerin karşıla- ması dikkat çekerken öğretim üye- leri, "Karşunıza evladanmızı ÇH kardüar" dıyerek tepkı gösterdiler. Öğretim ü>elen, uyanlannm *ka- ra cüppelilerin değil, bilimin sesi" olduğunu vurgularken "özgür üni- versite yerine, yobazhk ideotojisi- ne nıtsak tabela üniversitelerinin artunldığınr söylediler. Çeşitlı üniversitelerdeki öğren- ci derneklerinin, 6 Kasım 1981 'de kurulan YÖK'ü protesto etmek için 1990 yılından bu yana düzen- lediği ders boykotu ıse bu yıl ba- şanlı olmadı. Istanbul Uakı üniver- sitelerde derse gırmeme eylemıne, boykotu düzenleyen öğrencilerın dışında pek katılan olmadı. Gü- venlik güçlen, üniversıte ıçınde ve çevresinde yoğun güvenlik önlem- lerialdı. öğretim Elemanlan Sendikası (ÖES), Gazi Oniversıteşı Öğretim Üyeleri Derneği. ODTÜ Öğretim Elemanlan Derneği ve öğretim Üyeleri Derneği'ne üye yaklaşık 500 öğretim elemanı, dün cüppe- leriyle Anıtkabır'ı ziyaret ederek saygı duruşunda bulundular. OES Genel Sekreteri Prof. Dr. Muammer Kayahan, Anıtkabır önünde yaptığı açıklamada "Ba$- ta TBM.M \e hükiimet olmak üze- re tüm yetkili kişi ve kunımlan Türtoye Cumhuriyeti üniversitele- rine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bilinmelidir ki ilgililere duyurma- ya çalışfığımız bu uyancı davet, bir zamanlar nitelendirildiği gibi kara cuppelilerin değil, ülke geleceğini aydınlatacak bilimin sesidir" dedı. Gazı Ünıversıtesi Öğretim Üye- leri Derneği, ODTÜ Öğretim Ele- manlan Demeği ve Öğretim Üye- leri Derneği adına konuşan ODTÜ Öğretim Elemanlan Derneği Baş- kanı Prof. Dr. İnci Gökmen de hü- kümetin söz vermesıne karşın. YÖK sistemıni kaldırmayarak suç ortaklığını sürdürdüğünü ve üni- versitelerin demokratık seçımlerle yönetilemediğini vurgulayarak şunlan söyledi: "Ozgür, özerk ve mali olanaklan en iyi aşamava ge- tirilmiş üniversiteyi Türkiye'ye ka- zandırmak yerine, siyasi amaçlara ve yobazlık, bagnazkk ideolojisine rutsak, bağımlı ve mali olanaklar acısından güçsüzleştirilmiş, ve ta- samıf genelgeieri sarmalına sanl- mış "tabela ünıversıtelerı'nin sayv sı gjderek arrünimaktadır." Ünıversitelerin, tüm göriiş ve düşüncelerin serbestçe tartışabıl- dıği bılim tapınağı olma yerine "bilim koguşlan'na dönüştürüldü- ğüne dikkat çeken Prof. Dr. Gök- men, öğrencilenn bannma, kredı ve burs olanaklannın kısıtlı rutula- rak karanlık güçlenn tutsağı duru- muna getınldiğıni vurguladı. Görüşmeye engelleme Öğretim elemanlan. daha sonra Doç. Dr. HalukGcrgerve Doç. Dr. Fikret Başkava'yla görüşmek içın Haymana Kapalı Cezaev i 'ne gittı- ler. Öğretim elemanlannın tümü- nün görüşmesine ızin verilmeyın- ce. sendıka ve dernek başkanlan. tçişleri Bakanlığı ve Adalet Ba- kanlığı yetkılıleriyle telefon görüş- * « ' I I Yüzlerce öğretim üyesi dün Anıtkabiri zharet ederek YÖK'ü kınadı. (Fotoğraf: R1ZA EZER) mesınde bulunarak izin istedıler. Bütün çabalara karşın yalnızca 10 kışinin görüşmesine ızın verildı. Görüşme sonrasında bir acıklama yapan Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altın- taş, düşüncede suç arayan zihni- yetleri kınadıklannı belirtti. Prof. Dr. Altıntaş ünıversitelerin, ancak özgür düşüncenin var olduğu bir toplumda, bilımsel araştırma ve yayın etkinliklerinı sürdürebilece- ğini söyledi. Haluk Gerger ve Fik- ret Başkaya ile görüşmelenne ızın venlmeyen öğretim elemanlan. el- lerındeİcı karanfılleri cezaevinın tel örgülerine bırakarak cezaevi yönetimı ve bakanlık yetkılılerini .kınadılar Mersin'de yürüyüş Mersin'de ise dün Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan öğre- tim üyeleri, Cumhuriyet Alam'na kadar sessizce yürüdüler. Atatürk anıtına çelenk bırakan öğretim üyeleri, saygı duruşunda bulunup Istiklal Marşı okudular. İstanbul'da izin verilmedi îstanbul'da ıse dün saat 11,30'da Istanbul Üniversitesi Rektörlüğü önünde toplanan Öğretim Eleman- lan Sendikası (ÖES) üyeleri, dü- zenlenmek istenen şölene rektörlü- ğün izin vermemesıni eleştirdıler. Öğretim üyeleri adına bir basın açıklaması okuyan ÖES Genel Başkanı Ufiık Uras, sıyasi iktida- nn baskısı sonucu şölenejzin ve- rılmedığını savunarak "Öğretim elemanlannın kendi mekanlan olan üniversiteterde temel sorunla- nnı veçözüm önerilerini kamuoyu- na iletmemizin engeUenmesi, pro- vokarif bir tutumdur" dedı. Istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Prof. Dr. Toktamış Ateş'ın yanı sıra Öğretim Üyelen Deme- ği üyelen ve bir grup öğrencının de katıldığı basın açıklamasında. üni- versitefere dayatılan YÖK mantı- ğıyla Türkiye'nin artık soluk ala- madığı vurgulandı. Açıklamada şöyledendi: "Siyasi parrilcr, hükümetler YÖK'ün kaldınlacağını defalarca yinelemelerine karşın bunu yap- mamışlardır. Bu yüzden de bütün inandıncıfıklannı yitirmişlerdir. Üniversiteler halen siyasi iktidann günah keçisidir. Ayâğında YÖK prangası ve düşünce özgürtüğünü engelleyenyasalarvardır. Lniversi- teler, içine sokulduğu bu deli göm- kginden ne zaman çıkacak? Geri- de kalan 13 yılın hesabını kim ve- recek? Bilinıi kendi dışındaki amaçlara tabi kılanlar daha ne ka- dar sesimizi kısacaklar? Lniversi- telerden, verdiğiniz YÖK cezasıy- la aldığınız intikam yetmedi mi? Sesimizi duvun. yoksa yann çok geç olacak. Biz üniversitemizi geri istivoruz." Öğretim Üyeleri Derneği men- suplan ve bazı öğrencilenn yaptı- ğı konuşmalardan sonra Atatürk Anıtı'na siyah çelenk konularak evlem sona erdırildi. Demir çelik fabrikalannın kapatümaması için alınan 'Kent Meclisi' karanyla bugün halk, yaşamı durduracak Karabük'fe yaşama dört saatlik araGÜNNURtLHAN KARABÜK - Karabük halkı ülkenin öz kaynaklanna sahip çıkmak için bugün dört saat boyunca yaşamı durduruyor. Karabük Kaymakamı, Ventin eİconomisini belirleyen Demir ^elik Fabrikalan'nın kapatılması karannın geri alınması için eylem karan alan Zonguldak Şehir Meclisi için savcılığa suç duyurusunda bulundu. Karabük Emniyet Müdürlügü de Şehir Meclisi'nde yer alan demokratik kitle temsilcilerinin ifadesinin alınması için harekete geçti. Aralannda belediye yönetimleri, siyasi parti. esnaf, işçi, memur ve işverenlerin de bulunduğu toplam 32 demokratik kitle örgütünün temsilcilerinden oluşan Zonguldak Şehir Meclisi, maden ocaklannın ve Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın kapatılmasını, Erdemir'in ise blok satışını engellemek için mücadeleyi hızlandırdı. Karabüklülerin hedefi bugünkü eylemin ardından 4 Aralık seçimlen öncesi Ankara yürüyüşü. Kent Meclisi'nin karanyla bugün saat 10.00 ile 14.00 arasmda hayatı durduracak olan Karabük halkı, büyük bir gerilim içinde Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın kapatılması karannın geri çekilmesini bekliyor. Fabrikanın kapatılmasından rahatsız olan sadece 4 bin 700 fabrika işçisi degil. Esnaf, küçük ve orta ölçekli işverenler ile ilçenin bürokratlan ve halkın tüm kesimleri de rahatsız. Demir çelik fabrikasının 1994 yılı sonuna kadar kapatılacağına ilişkin hükümet karan ve belirsizlik ortamı nedeniyle Karabük'te bankalann kredilerini sınırladığı, esnafın ise ekonomik zorluğa düşrüğü belirtiliyor. Öz Çelik-lş Sendikası Karabük Şube Başkanı TanerCanyurt, işletme borçlan bir kenara konulursa Demir Çelik'in zarar değil kâr ettiğini belirtti. Tüm KlT'lerde olduğu gibi Kardetnir'in de özel bankalar aracılığıyla zarar ettirildiğini ileri süren Canyurt, bu işletmelerin şimdi de yabancı sermayeye peşkeş çekilmek istendiğini söyledi. Karabük Demir Çelik Fabrikalan Müessese Müdüni Erkan Giilergün. ülkenin ve bölgenın demir çelik fabrikasına ıhtiyacı olduğunu, fabrikanın mutlaka çalışması gerektiğini söyledi. Kent Meclisi'nde bulunan demokratik kitle örgütü temsilcüeri hakkında dün Karabük Kaymakamı suç duyurusunda bulundu. Bugünkü eylemin izinsiz gerçekleştirileceğini belirten kaymakamın başvurusu üzerine ilçe emniyet müdürlügü, Kent Meclisi'nde yer alan demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin ifadelerinin alınması için harekete geçti. Ankara'da genel merkez binasında bir basın toplantısı düzenleyen DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit. hükümet adına Karabük Emniyet Müdürlüğü'nün bu eylemi suç sayarak savcılığı harekete geçirmeye çalıştığını söyledi. Ecevit. "Oysa hükümet bu kentteki demir çelik işletmelerini kapatınca Karabük'te yaşam bir günlüğüne değil, tümden duracaktır. Eğer Karabük'te yaşamı bir günlüğüne durdurmak suç ise tümden durdurmak çok daha ağır bir suçtur" dedi. Karabük afişlerle donatıldı. Esnaf, kapı ve pencerelerine "Ülkemin ve Karabük'ün geleceği için dükkanımı kapatıyonım"yazıh bantlar. araçlara ise "Potalarda eriyen biziz. Sizler demir sanırsınız" yazılı siyah bantlar yapıştırıldı. YAPI KREDİ K Ü L T Ü R MERKEZİ S A L I T O P L A N T I L A R I B İ L İ M , B İ R E Y V E E T l K GENETİK, İNSAN VE ETlK Yöneten Orhan Bursalı Konuşmacılar Beyazıt Çırakoğlu. Betül Kırdar. Tayflın Özçevik 8 Kasım 1994 Saat: 18.30 Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi Istiklal Caddesi 285 Beyoğlu 80050 Istanbul Telefon: (212) 252 47 00/441 - 245 20 41 Salı Toplantıları'nı. isteyen herkes ücretsiz olarak izleyebilir. YAPrCKREDi YAPI KREDİ K Ü L T Ü R M E R K E Z İ B İ R U S T A B İ R D Û N Y A ADALET AĞAOĞLU Yapı Kredi'nin "Bir Usta, Bir Dünya" arşiv sergilerinden üçüncüsünün konusu Adalet Ağaoğlu. Fotoğraflar. elyazılan ve kişisel eşyadan oluşan sergi, sanatçınm hayatı. kişiligi ve eserlerine ışık tutuyor. 8 Kasım 1994 - 3 Şubat 199S Yapı Kredl Sermet Çifter Kütüphanesi Istiklal Caddesi 285 Beyogiu 80050 Istanbul Telefon: (212) 252 01 15 YAPPCI TOKTAMIŞ ATEŞ Eylem Yapmak Geçen hafta Öğretim Üyeleri Derneği'nin öncülüğünde yapılan ve bir şenlik havasında geçen "uyarı eyleminden" sonra, dün de Öğretim Elemanları Sendikası'nın öncülü- ğünde bir uyarı eylemi başladı. Hem Yüksek Öğretim Ya- sası'nın yıldönümü idi ve hem de dağ gibi sorunlar birik- mişti. Ama aynı "şenlik havasını" bu kez bulmamız mümkün olmadı. Hele yönetici arkadaşlarımızın soruna yaklaşım biçimleri; doğrusu bende hem şaşkınlık vfrhem de hayal kırıklığı yarattı. Şaşkınlık yarattı; zira bir hafta önceki uyarı eyleminde bizzat yer alan rektörümüz ve kimi dekanlarımız, aynı ama- ca yönelik olan ve aynı araçlan kullanmak isteyen Öğre- tim Elemanlan Sendikası'na karşı çıktılar. Hatta karşı çık- manın ötesinde baltalamaya çalıştılar. Bir yöneticimiz, Her hafta eylem mi olurmuş?" demiş. Elbette olur. Eğer yapı- lan eylem ve uyarı istenen etkiyi uyandırmamış ve bekle- nen hedefe ulaşılmamışsa, her hafta da eylem yapılır, her gün de. Bu tutumları hayal kırıklığı yarattı, zira eğer amaçları yö- nünde gerçekten bir sonuca ulaşılmak isteniyorsa ya da ulaşılmak isteniyor idiyse; Öğretim Elemanları Sendika- sı'nın bu eylemine de katılmaları ve desteklemeleri bekle- nirdi. Hadi destekleyemediler, en azından kösteklememe- leri, engel olmaya çalışmamalan beklenirdi. "Biz uyanmı- zıyaptık" diyerek kenara çekilmek, açıklanması çok zor bir tutum. Daha doğrusu aklıma gelen açıklamaları dile getir- mek istemiyoaım. Ve kimi meslektaşlarımızın bu çifte stan- dartı, bende derin bir şaşkınlık ve üzüntü yaratıyor. öğretim Üyeleri Derneği ve öğretim Elemanlan Sendi- kası, aynı tabana seslenen iki örgüt. Üyelerinin çoğu aynı insanlar. Ben de bunlardan biriyim. Amaç ve beklentileri arasında hiçbir fark yok. Ama üniversite yönetimimizin bu iki örgütü böylesine farklı değerlendiımeleri, insanı düşün- dürüyor. "Acaba" diyor insan, "llk yaptıkları eylemde de, laf olsun diye mi yer aldılar?" Öyle ya. Sözde bu hocala- rın tümü YOK'e karşıydı ve "bir şeyler yapmak" gereğini savunuyorlardı. isyan halindeydiler. Şimdi bakıyorum da hepsi "kuzu gibi" olmuşlar. Bir hafta içinde ne oldu da, ya- pılan eylemin yeterli olduğu düşüncesine geldiler. Acaba kimin ya da khmlerin uyarısı, bu tür eylemlerin "yasadışı" olduğunu anımsattı sayın yöneticılerimize? Anlamak ve açıklamak mümkün değil... Üniversite dışı kimi çevreler; bu eylemleri ve kıpırdanış- ları, salt bir ücret meselesı olarak görüyor ve göstermek istıyor. Zaten işin başlangıcından beri benim temel endi- şem buydu. İşin kötüsü, meslektaşlarımız arasında da, bu işi salt bir ücret meselesi olarak görenler az değil. Yani Sa- yın Başbakanımız bugün kalksa ve "öğretim üyelerinin maaşlannı yüzde 40 arttırdım" dese, bizim eylemler "şa- paoturacak."AmaAllahtanbunudiyemiyor. "Arttıracağım, dikkate alacağım" vb. gibi ifadeler kullanıyor. Ve yıllardan beri bu tür laflan çok dinlemiş ve sonunu görmüş olan mes- lektaşlarımız da bunlara kulak asmıyor. Bu konudaki rahatsızlığımı daha önce dile getirmiştim. Aslındasorun "hocalann "yada "ün/Vers/fe/er;r)"sorunuol- maktan çok, Türkiye'deki emek kesımınin sorunu. Kolu- nun ya da kafasının emeğini satarak yaşayan insanların sofralarındaki ekmek, son on yılda yarı yarıya azaldı. Dev- let memurlarının, kamudakı ışçilerin ve bunların emeklile- rinin durumu, göreceli olarak çok daha beter. Hele memur ve emeklinin durumu anlatılır gibi değil. Benim bugün bir profesöı olarak ek ders ücretleriyle bir- likte devletten almakta olduğum 25 milyon lira maaşı 30- 35 milyon liraya çıkarsalar sorun çözülecek mi? Hayır, as- la. Bizim personel yemekhanesinde çalışan işçi kadrosun- daki Ahmet Efendi 10 milyon lira ücret alırken, aynı yerde müstahdem kadrosunda çalışan Mehmet Efendi, 5 milyon liraya "talim etmeyi" sürdürecek. Türkiye'de son bir yılın enflasyon oranı yüzde 130. Ay- nı dönemde memura verilen zam oranı yüzde 40. Bu iki rakamın doğru yorumlanmasının hazin sonuçları var. He- le iktidar ortağı olan aslan sosyal demokratlann, "Bilmem kaçıncı derecenın, bilmem kaçıncı kademesindeki me- murun yıllık maaş artış oranı yüzde 54 oldu" gibisinden gü- lünç açıklamaları artık beni eğlendirmiyor. Türkiye'de emekçi kesimin örgütlenerek, bu gidişe "dur" demesi gerek. Elbette bin bir engel çıkanyorlar ve çıkar- maya devam edecekler. Zaten "Ağacın en büyük acısı, kendini kesen baitanın sapının odun olmasıymış." Bu toplumda kurtuluşun "bireysel" olmayacağını ve an- cak "bihikte" olacağını görmemiz ve göstermemiz gerek. Eğer üniversite hocaları, şimdiye kadar uygulanan "emek düşmanı" politikalara daha önce karşı çıkabilselerdi, bu- gün bu durumda olmazlardı. Bu sıkıntılann hiçbirini yaşa- mazdık. Ama bizler bireysel olarak ve toplumca bu bilince ula- şamazsak "hoca maaşları" 50 milyon olsa ne olur, 100 mil- yon olsaneolur?.. Köylüoğlu, köyleri yakılanlan kovdu ANKARA (Cumhuriyet Öüro- su) - Insan haklanndan sorumlu Dev let Bakanı Azimet Köylüoğlu. sorunlarının çözümü için kendisı- nı ziyaret eden Bingöl'ün Demır- kanat köyünden evlerı yakılan yurrtaşlar ile RP Bıngöl Milletve- kılı HüsamettinKorkutata'v!. ma- kamından kovdu. Köylennm gü- venlik güçlerınce. "operasyDn ya- pamıyoruz" denılerek boşaltıldı- ğını ve ardından yakıldığını belir- ten Demırkanat köylülen. RP Bin- göl Milletvekılı Hüsamettın Kor- kutata ile dün Dev let Bakanı Azı- met Köylüoğlu'nu ziyaret ettiler. Köylüler. evleri boşaltılırken gü- venlik güçlerının. "Buranın gü- vencesi biziz. Karargah kuracağız, sonra gelirsiniz" yönünde söz ver- melerine karşın. bir süre sonra ev- lerinın eşyalarla birlikte yakıldığı- nı. kendılerinin de yurdun çeşıtli yerlerinde çadır ve gecekondular- da mağdur olduklarını belirterek sorunlarına çözüm istediler. Köylüoğlu'nun. Iskan Yasası. Afet Yasası veya Terörle Mücade- le Yasası'nda değişıklik yapılarak köyleri yakılanlara yardım yapıla- cağını. Şırnak'ta benzer durumda- kı yurttaşlann mağduriyetinm gı- denldiğini söylemesı üzerine. Hü- samcttin Korkutata. "Şirnak'ta hiç birşey yapılmadrdedi. Köylüoğ- lu. bu sözler üzerıne, "Sizin sorun- lannızın çözümünü engelleyen bu muhakfettir. Bu kafa sizi engefliyor. Akılhol'' dıyerek Korkutata'ya çı- kıştı. Korkuata'nın çözüm üretıl- ınediğı yönündekı ısrarlı sözlen üzerine Köylüoğlu. "Bunlan par- lamentoda söylcyemediniz"dedı Korkutata'nın, "Sizin şefJaflıgınız bu kadar" sözlerine karşılik Köy- lüoğlu. "Toplantı bitmiştir, tesek- kür ederim" dıyerek konuklannı uğurlamak için ayağa kalktı. Köy- lülenn. ortamı yatıştırmak için "Sayın Bakan. biz sorunlanmıza çözüm için geldik. lürfen" deınele- rine karsm Köylüoğlu. "Toplantı bitmiştir" sözlerini tekrarladı. ANAP'tan hükümete gensoru ANK-VRA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. "belediyelerara- sında ay nm yapıldığı ve ara se- çim yapılacak kamu görevlileri kullanılarak devlet baskısı uy- gulandığı" ıddialanyla hükü- met hakkında gensoru açılma- sını isteyeceklerinı açıkladı. Şırnak'ta belediye başkanla- rı DYP'ye geçen ANAPIılar. aynı senaryonun bu kez Mar- dın'de Devlet Bakanlan Nec- mettin Cevheri ve Esat Kıratit- oğlu tarafından uygulandığmı ılen sürdüler. Yılmaz ısım ver- meden. Kıratlıoğlu ve Cevhe- ri'yı devlet parasını "transfer rüşveti" olarak dağıtmakla suç- larken iki bakanın, DYP'ye geç- mesi karsılığında, ANAP'I; be- ledıyelerin mılyarlarca lıralık borçlarını kapatmayı ve 15'er mılyar lira yardım yapmayı va- at ettiklerinı ileri sürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle