25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 1994 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 İzmir'deki Şantiye Galeri ve İstanbul'da F. Ilgaz Merkezi'ndeki 'çahşma' sergisi Işlevînî tamamlayıncaya dek galeri CANAN BEYKAL Bir ticaret ve liman kenti olan lzmir, 1985 yılınclasanatçıCen- giz Çelik'in, İstanbul'da gerçek- leştirilen "Öncü Türk Sanatın- dan Bir Kesit" adlı sergiden ba- zı arkadaşlanmızın işlerini tz- mir'e taşımasıyla, ilki Joseph Beuys Anısına olan "Bir Başka Sergi" adlı etkinliğin ardından, 1987 yılına kadarbir dizi "Top- lu Sergi" dizisine tanık olmuştu. Ancak bir yıldan berı sanınm, tzmir yeni çagdaş sanat gösteri- lenne tanık olmaktadır. Mimar Merih Dönmez'in Şan- tiye Galeri adını verdiği ilgınç mekanında açılan sergilerden Cengiz Çekil aracilığıyla haber- dar olmanın ardından, tanıdtk adlann burada yeni etkinliklen- nin de haberleri ulaşmaya başla- dı. SanınmCengizÇelik'inöne- rileriyle, lasyon ağırlıklı bu ser- gi etkinlikleri lzmir için ilgınç bir olgudur. Şantiye Galeri; şım- dilik fotolanndan gördüğüm ka- danyla bir mimari yapının altın- da, sonradan başka bir işleve dö- nüşecek olan kaba yapısı ve sı- vasıyla. ışıklandırmasıyla ve bü- yük alanıyla, teçhizatını sadece sanat yapıtlanndan almasıyla. sanatçılar için de son derece çe- kici olmaktadır. Ocak ayının so- , nunadoğrusergilemeişlevinibu mekanda bitırecek olan Şantiye Galeri. belki Izmir'in bir başka semtinde, ya da bir başka mima- ri yapılanmanm altında sürdüre- cekişlevini. Her ne kadar bir üni- versite kenti olmakla birlikte, ge- nelde fzmir'i tanımlayan sözcük- ler, ticaret. liman, fuar olmakta- dır. Ege'nin ve Akdeniz'in kül- türel mirası üzerine kurulu bu kent, iklim yapısı ve kültürel do- kusuyla sandığım kadanyla sa- natla iletişimini de. tıpkı yaşatna bakışı gibi hedonistbirbakışaçı- sından kurabilmektedir. Bu gö- riişümü sadece mart ayı içinde lzmir"de Yapı Kredi Salı Toplan- tılannda "Erotizmın Büyüsü" konulu bir panele davet edilmiş olmamdan dolayı söylemiyo- rum. Izmir'e ne zaman gitsem (pek seyrek olarak) ya da oradan geçsem. izleyebileceğim bir ser- gi etkinliğini bulamamış ve da- ha çok yemek içmek ve hoş soh- Şanti>e Galeri, şu sıralarda (13 ekim -11 kasını arasında) Selim Birsel ve Agnes F"em)ux'nun enstalasyonlanna mekan oluştunıyor. betlerin eşlik ettiği, kendimi bir Akdenizli gibi duyumsadığım akşamlara tanık olmuşumdur. Ama sanınm giderek bu kent insanlannında kültürel vesanat- sal açlıklannı doyurmak ıçın il- gileri (Istanbul'un zorulaşım ko- şullan ve insanlann yoğun dü- zensiz yaşamlan gereği azalmış ilgılennin tersine) son derece yo- ğunlaşmıştır. Bu nedenledir kı şöyle bir söz de kulağıma çalın- makta " Izmir'de ne yapsan başa- nlı olur" yani ilgilenen kışıler bulunur. Şantiye Galeri "nın et- kinliklennden sadece tzmırliler değil. biz Istanbullular da ilgi- lenmekteyiz. Hatta yurdumuzun pek çok kentinde. özellikle üni- versite kentlerinde bu etkinlikle- rin sürdürülmesine çaba harcan- ması gerektiğinı de düşünmekte- yiz. Şantiye Galeri şu sıralarda (13 ekim - 11 kasım tarihleri arasın- • Şantiye Galeri; bir mimari yapının altında, sonradan başka bir işleve dönüşecek olan kaba yapısı ve sıvasıyla, ışıklandırmasıyla ve büyük alanıyla, teçhizatını sadece sanat yapıtlanndan almasıyla, sanatçılar için de son derece çekici olmaktadır. da sürecek olan) Selım Birsel ve Agnes Perroux'nun enstalasyon- lanna mekan oluştunıyor 15 ka- sım - 9 aralık tarihlen arasında ıse Vahap Avşar ile Claude Le- on'un birlikteoluşturacaklan bir başka enstalasyon çahşmasına mekan oluşturacak. ardından bu etkinlıkler sanınm ocak avı M- nuna kadar sürecek ve Âlsan- cak'taki Şantiye Galen işlevinı tamamlayıp bitırecek. bir başka yerde yeniden vüeut bulana ka- dar. Utanbul'da ise vaklaşık 6-7 yıldan beri çalışmalannı sürdü- ren Sanat Tanımı Topluluğu"nun Içerenköv F. Ilgaz Merkezı'nde- kı mekanında gerçekleştirdikle- ri "(,'alışma" adlı sergi de, tıpkı Izmır"dekı Şantiye Galeri kadar benım ıçın ılgınçti. Sanat Tanımı Topluluğuadıylailkkez 1978 yı- Iında. benim henüz Devlet Gale- risi'ndeçalıştığımsıradaaçtıkla- n bir sergi vasıtasıyla karşılaş- tık, Bundan sonra aynı topluluk vine Devlet Galerisfnde 1979 yılında bir sergi daha gerçekleş- tirdi. daha sonra üyelerinin kişi- sel sergi etkinlıklerine yönelme- siyle topluluk dağıldı ama aslın- da Şükrü Aysan'ın Akademi'de- ki öğrencileriyle ve başka genç sanatçılarla aynı ad altında ve ay- nı kavramsa! sanat boyutunda ça- lışmalannın kesintiye uğramadı- gı gözlenebildi. F.llgaz Merke- zi'ndeki Sanat Tanımı Toplulu- gu'nun mekanı. bence bir tür "Academia"gibı, serbest sanat tartışmalannın yapılabıldiği ve süreklı kılınarak sonuçlandırıl- dığı bir çahşma mekanı. Bu top- lulugun bir çalışmasını izleme fırsatı bulmuştuk, Marcel Duc- hamp üzerine bir vıdeo gösten- siydı. Şimdi aynı topluluk 6 yıl- dan beri üzerinde tartıştıklan ve çalıştıkları "sanaf'ın sonuç bel- gelerini bu mekanda 15-30ekim tarihleri arasında "çalış- ma"adıyla sundu. Toplulugun 1987 yılından beri kesintisiz ola- rak sürdürdüğü çalışmalar bağla- mında ve Şükrü Aysan yöneti- minde; Gülçin Aksoy, Nancy Atakan, Leyla Dedeal, Asuman Destecioğlu, Ayşegül Ergen. Bedriye Kaya, Aykut Kekeç, Gül Ilgaz ve Neriman Polat tarafın- dan gerçekleştınlen "çahşma" bu kesintisiz çahşmalann sonuç belgelerini sunuyor. Kataloglarında kendilerinı kavramsal sanatçı olarak belirle- yıp, topluluğu kavramsal sanat topluluğu olarak sunan sanatçı- lar; dogrudan sanatın dogasını, yapısını araştırmakta ve sanat kavramının bütün yanlannı, tüm çelişkilenni analitik biçimde ir- delemektedirler. Sanatın sadece yapılamadığı- nı ama düşünülebildigini. bıle- şimsel değil ama çözümlenebi- lirligini, görsel değil, ama zihin- sel' düçünsel olduğunu. zanaat- karhğa degil ama bilimsellige baglanabileceğini vurgulamak istemektedirler. Bu çalışmayı gerçekleştiren her bir kişinin v ideo konuşmala- n ve gerçekleştirdikleri görsel düzenlemelerarasındaki bagıntı- lar ve elbette sizin bunlan izle- mekdüşünmek üzere orada bu- lunmanız arasındaki bağıntılar. binm olarak bütüne dahil edılı- şınız daha dogrusu bu "çalış- ma"ya katılışınız sizi bir kez da- ha sanatın yapısını, dogasını, iş- levinı. amacını. ilişkılerini, çe- lişkilenni yeniden düşünmemı- ze. tasarlamanıza. düzenlemeni- ze. bağıntılar kurabilmenıze. açımlamanıza. farklılaştırmanı- za. mantıksal yapı içinde deger- lendırmenize ve bütün hepsinı uzamdayerahr biçimde yeniden yapılandırmanıza olanak \eri- yor. Bu mekansal. boyutsal, bağ- lantısal ve evrimsel tasanm dü- zenlenmesi. düşünceye setçeken ve sanata katılıma ket vuran or- tamımızda, diyorum ki. Içeren- köv PTT Hastanesi yakınındaki bu merkezde Şükrü Avsan ve genç sanatçılar neler yapıyorlar, kanşıkhğın içine kanşmaksızın. sessiz ama emin, sanatla. sadece sanatla ve onun bagıntılanna irte- rek bir bılim laboratuvannda ya- pılması gerekenlerle ugraşarak. haberiniz var mı? Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü 10. yılmı dolduruyor Cevhun Atuf Kansu ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Ceyhun Atuf Kansu Şiır Ödülü'ne. 1995 yılı için katılma koşuilan açıklandı. Kansu Şiır Ödülü. 1995'te 10. yılını dolduracak. Her yıl düzenlenen Ceyhun Atuf Kansu Şıir Ödülü'ne. 1995 yılı için katdma koşullan şöyle- u - Ödiile adav olan yaprtlarda Ceyhun Atuf Kansu'nun şiir anlavtşı gözönüne alınarak, çağdaş bir diinva göriişü ve dil biiinci temel ölcüt olacakbr. - 15 Ocak 1994-15 Ocak 1995 tarihleri arasında yayımlanan bütün şiir kitaplan ödüle katılabilır. Aynca, Ödül Yazmanhğı, bu kıtaplar arasından. çeşitlı nedenlerle katılamayan kimi yapıtlan da. ödüle aday olarak gösterebilir. - Çeşitli nedenlerle kitap halinde basılmamış. ancak kitap bütünlüğü taşıyan şiirlerle de ödüle adav olunabilir. - Seçici kurul; Gülten Akın, Müslim Çelik. Refik Durbaş, Şükrü Erfoaş. Ahmet Erhan. Bahar Gölder (ailesı adına). Emin Ozdemir'den oluşmaktadır. - Ödül kazanan yapıt, Ceyhun Atuf Kansu'nun ölüm yıldönümü olan 17 Mart 1995 günü açıklanacaktır. - Ödûle son katılma ve aday gös:erilme tarıhı 15 Ocak 1995tir. - Ödül. tek bir şiır yapıtına (kitap ya da kitap bütünlüğü taşıyan şiirlere) verilecektir. - 1995 yılı ıçın odülün parasal tutan 5 mılyon Türk Lırası'dır. - Ödüle aday olacak yapıtlar. şairin adı. açık adresi ve kısa yaşam öyküsüyle birlikte 7 adet kitap ya da 7 kopya dosyayla. (Işık Kansu. Atatürk Buli-an. I25'4. Bakanlıklar'ANKARA) adresine göndenlecektir. - Ödüle katılan yapıtlar. sahiplerine gen gönderilmeyecekrir." JCansu Şıir Ödülü, buyıl 10. yıldönümünü dolduracak. tlk kez 1986 yıhnda konulan ödülü. 1993 yılında Sıvas'ta öldürülen Behçet Aysan "EylüT yapıtıyla kazanmıştı. Ardından, sırasıyla 1987'de Şükrü Erbaş,-Yokuluk". 1988de Emirhan Oğuz, "Ates Hırsızlan Söylencesi", 1989da Müslim Çelik, "Peryavşan" 1990 da Salih Bolat, ~Karşılaşma". 1991 de Ahmet Ada. "Ask Her Yerde", 1992de Hûseyin Nürttaş, "Kod Adı Mansur". 1993 te Hida>et Karakuş, "Sesini Bana Bu^k"\e son olarak 1994te Abdölkadir Budak, "Imzası Gül" adlı yapıtlanyla ödül almışlardı. ALINTILAR TAHSİN YÜCEL Tarih ve Toplum Son yıllarda, resmı tarihe karşı çıkalım derken ilginç tarih anfayışları geiiştirdik. Kimi yazariarımız. tarihi bir süreç, iyi ya da kötü yönde bir gelışim değil de bir değışmezlik, sonsuz bir duruş, duruşun kendisini de ınsanın ve toplumun doğal koşulu olarak algılıyor, böylece her türlü değişimi tarihten kopma olarak değerlendiriyor, tarihten kopma dedikleri şeyi de yüz kızartıcı bir çürüme yapıp çıkıyortar. Tanhsel gelişimi tümden yadsımadıkları zaman da yapay ve tutarsız bir geli- şım çıkarıyortarkarşımıza. Bunun sonucu olarak, herkes ken- dince bir köken, kendince bir doruk, kendınce bir süreklilik öneriyor. Örnegin, birinciler arasında, kendisi de sizinkinden pek farklı bir dil kullanmamakla birlikte, Kanuni Sultan Süley- man döneminin saray dilıyle konuşup yazmamayı, kuşaklar arasındaki kopukluğu derinleştirme, dolayısıyla ulusu değiş- mez iççağrısından saptırma gibi görenler var. Bir tansık ger- çekleşse de o dil gen gelse, her birimiz başımıza kavuk, sır- tımıza kaftan geçirsek, cümle küffar önümüzde dız çökecek sanki. Ikinciler arasında, kendıni Kanuni Sultan Süleyman'ın, II. Abdülhamit'ın, Turgırt Özal'ın kalıtçısı ve sürdürücüsü sa- yıp 29 Ekim 1923'ü ve sonuçlarını Turk toplumunun yaşa- mında bir karabasan olarak nıteleyenler var. Yaklaşımları da ister istemez belirlı toplum ve birey anlayışları getiriyor. "Türk insanı" dıye yanlış ve gülünç bir kalıp bulmuşlar, herkes gön- lünce dolduruyor içıni, "robot-resım" çızen aygıtlar gibi dü- şüncesinden belleğine, giyimınden diline degin, şanlı tarihi- mize en uygun insanı çizıyor. Şu var ki, tanh süreklı bir değışım degilse. geçmiş diye bir şey yok demektır ya da bugün ile geçmiş aynı şeydir, yann da aynı şey olacaktır. O zaman, bugünün Türk toplumunu, tüm kurumlan ve tüm karşıtlıklanyla yadsınmaz bir veri ola- rak benimsemek gerekir. Ya da tarihsel dönuşüm dıye bir oi- gu vardır ve içinde yaşadığımız toplum tüm eskı evrelerinın ürünüdür. O zaman, tarihin zorunlu ürünü olduğuna göre top- lumu tarih adına degiştirmeye ya da herhangı bir evresıne ge- ri götürmeye çalışmak kaba bir çelışkıden başka bir şey ola- maz. Tarih gelişmiş bir bilim degildir. altyapılardan çok ustyapı- ları, genel olgulardan çok ayrıcalıklı olgulan öne çıkarma eğı- limınde olduğu için, temel sorunlanmıza getirdıği yanıtlar hep görel kalmaya yargıhdır. Ancak, toplumlann gelışımıni yalnız- ca sağduyumuzla da degerlendırmeye gınşsek, kolay kolay yön değiştırmeyen bırtakım guç çızgilerıni izlediklerıni sap- tayabiliriz. Bir kez, tarihin, kaçınılmaz olarak, olgulan artsu- remli bir biçimde sunması, geçmiş hep geleceği hazırlayan güçmüş gibi yanlış bir kanıya varmamıza yol açıyor. Oysa geçmiş, adı üstünde, geçmiş, bitmiş, elenmış olan- dır. Dönüşüm ya da gelişım "güncel"\n içinde, süredeş öğe- lerin karşılıklı bağıntılarının ışlevi olarak gerçekleşır. Hıç kuş- kusuz, günceli (belirli bir evrede belirli bir toplumu) oluştu- ran, bir yandan da dönüştüren öğeler arasında, geçmışin ogeleri de vardır; ancak. somut ve kalıcı ürünler (Sinan'ın ca- milerı, Pir Sultan Abdal'ın şiırlerı) bir yana, geçmişten kalan ögeler geçmişin öğelerı olarak degil, bugünun öğeleri olarak yeralır; en azından, aynı zamanda bugünun de ogelendır. Şu varki, "müddeiumumi"nn yerini "savcı"nın almasından son- ra, "yargıç"\ da yapısından atmaya yönelen dil gibi, toplum- lar da süreklı ve kaçınılmaz bir bütünluğe, bir iç tutariılığa yo- neldiklerınden, eskiden gelen öğeler belirli ölçulerde dönu- şüme uğrar ıster istemez. Somut yapıtlar bile, en azından al- gılanma bıçimlerinde, belirli donuşümlerden geçer. XX. yüz- yıl insanı Süleymaniye'yı, XVI. yüzyıl insanı gibi algılamaz. Ote yandan, dönüşüm sürecının kaçınılmaz sonucu ola- rak, kökenleri çok eskilerde bıle olsa, yeni öğeler nicelık açı- sından çok daha ağır bastığından, toplumlann gelişıminde yakın dönemlerin etkisi, eski donemlenn etkisıne göre çok daha belirleyicidir. örneğin 1930'lann toplumunun yönelım- lennde Tanzimat döneminin belirleyıci etkisi. Kanuni döne- minin etkisinden çok daha guçlüdur. Bugünun toplumu uze- rinde Kanuni döneminin dolaysız etkisinden söz etmek ta- rıhseli tersinden göstermekten başka bir şey değıldır. Tarihin yoğurduğu bir çağdaş Türk toplumundan. bir çağdaş "Türk insanı"ndan söz edeceksek bu toplumun ve bu insanın ha- munjnda kımilerinin dudak bukerek soz ettığı yetmış yılın büyük payını göz önüne almak zorundayız. Bu bakımdan, kendılerini Kanuni Sultan Süleyman'la Turgut Özal'ın kalıtçı- sı sayıp Türkiye'nin tarihinde 1919-1950 döneminı yok sa- yanlara ancak gülünür. Birtakım yuzeysel benzerlıklerden söz edilebilir kuşkusuz. Örneğin, ıstenırse, bırının başlattığı ileri sürülen "Kapttulasyonlarla ötekınin yabancı sermaye tutku- su arasında koşutluk kurulabılir. Ama beyzade tutumunu. ya- naşma tutumuyla özdeşleştırmek için lyıce bön olmak gere- kir. Yazık ki, ölüler dılsız ve devinimsız: Zavallı Sultan Süley- man'ın sözde kalıtçılannı "Hadı ordan" dıye tersleme olanağı yok. KÜLTÜR • SANAT 293 8 9 78 (3HAT) RENK: MAVI Günümüz Sincmasının 1 Numaralı Yaratıcıst K. KIESLOWSKI*nln bütün büyük festlvalJeri silip süpüren başyaprtı 1993 Venedik Feslivali En İyı Film Buyük Ödülü F.n İyi Kadın Oyuncu Ödülü (ji'helte Bim>che) Ve daha 20 ulu.slararası odul BEYOĞLU ALKAZAR Tel: 245 73 83 12.15-14.30-16.45-19.00-21.15 4. HAFTA "Bu fllm Eunmages katkılanyla g65ter1lmektedir." İFA ALKAZAR AVRUPA SINEMASI 245 73 83 And The Band Played On VE ORKESTRA DURMADAN KK ÇALIYORDU Jljl Mjlthe» Anpeht-j Bıchard Phıl vcvc Modıne Ilıısjün I,LR ( ollıns Mjnın Seanslan : 12.00-15.00-18.00-21.00 11 Kasım'dan itibjren 'BULUŞMA" | VI KENT OYUNCLLARI ' ' 2*7 36 34 - 246 35 89 D.L. COBURN _ . T /oz SANATA HAYİRİriTS 1 İ A «"îrr Komedi 2 Bölüm "31 Ekim- 9 Kasım" % , Turhcesi: Seckin Selvi Dekor: Refik Eren ^ 0 YILDIZ KENTERv«vMÜŞFİK KENTER \ oalı21 15Çarşamba 15 30 IKADIKÖY HALK EĞtTİM MERKEZt Tel: 418 61 86 Tüyap Kitap Fuan'nda kıtaplarını ımzalıyor 5-13 Ka»ınV11.00-20.00 ORTAOYUNCULAR ISTIKLALCAD NO 140 TEL 251 18 65-66 FAX 244 43 27 MAVIJulıe (Julıette Bınoche) büyük bir kompozıtöf olan kocası Patrıce ve kızı Anna'y bir trafık kazas' sonucu kaybeder Bu olaydan sonra Julıe bağımsız ve tanıdıklanndan uzak yeni bir yaşam sürdürmeye başlar O gune i ^ kadar ıstedığınce sahıp , oldugu her şeyden kendı » ıstegıyle yavaş yavaş kopar Herşeyı bir anda kayöeden 1 t bırı ıçın seçenekler sınıriıdr < . Yaşamına son verebıieceğı 'gıbı ıçmde arda kalan ateşle" * ve anılarla yaşamını i t sürdürmeye de devam < ^ edebılır Her ne kadar bazı , anıları ve görüntülerı J ' belleöınden sılemese bıte * i de§ışık bir yaşam türu ^ ^ oluşturmak ısteyebılır Işte <oluşturmak ısteyebılır Işte Julıe (Julıette Bınochet) nın seçtığı yo! dâ budu- K. Kleslowskl nıo ÛÇ RENK cm yaptıgı bir üçlemeden ozgurluSu s mgeleyen ÜÇ RENK: MAVİ yı gerçek sınemaseverler mutlaka gormelı Ardından eş'îlıgı sımgeteyen ÜÇ RENK: BEYAZ, kardeşi'ğ1 sımcele',en ÜÇ RENK: KİRMIZI ge ecek 7 -13 KASIM HARBIYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESİ (240 77 20) H A L D U N T A N E R GÖZLERİMİ KAPARIM VAZIFEMI YAPARIM ^ONE*;-. SAVASDINÇEI 9-10-11 - i 2-13 Kasım) KADIKOY HALDUN TANER SAHNESİ (349 04 63) M E M E T B A Y D U R BULUNMAZ TİYATRO İ S T A N B U L INEK Yazan- Nazım Hıkmet Yon H. Hilmi Butunmaz Pazar 18.00 Ferhan Şensoy SEYİRCİLİ SEYİR DEFTERİ TENSING rOCTES ÇETIN IPEKKAYA (9-IO-MI2-l3Kj!,m) USKUOAR M U S A H I P Z A D E CELAL SAHNESİ (333 03 97) N E I t S I M O N I L K G E N Ç L I C I M »ONET EN ENCtN ULUDAfi T ,=<;tj CEMIL BUYUKUTKU {9-IO-! 1-I2-13 Kjsımi FATIH REŞAT NURI SAHNESİ (526 53 80) ERGUN SAV BİR BASKASI O^JETEN ENCtN GURMEN (9-10-11-12-13 Kasım) GAZİOSMANPAŞA SAHNESİ (S78 60 67) L O L E H B E L L O N OYLE BİR SEVGI Kİ ENGİN GURMEN T ^H»";t--J MUALLA CENEZ (9-10-11-12-13 Kasım) ıCupten.Car 15 00, 20 10 Per 10 JO Cum 20 10 Ct IS 00.20 ÎO Puır ISIOJIJ» BILFTLEPtl SEH1K TIYATftOLAHI GlSELERI ILE VAKKORAMA TAKSİH SUJUMYt RUMELI MAĞAZALAR1. KADIKOY HALDUN TANEK (MERKEZ Gt$ES*) VE CAf ITOL DE SATU.MAKTADIR *v*mwııın Cuma-Cumartesı 21 00 Cumartesı-Pazar 15 30. Pazar 18 30 Ferhan Şensoy Ferhan Şensoy FERHANGISEYLER ŞU GOGOL DELISİ Derya Baykal Şensc Çarşamba 21 00 Perjembe 21 00 UUAMMER K*R»C4 TIYATROSU • ^ ' e t $ 3İ <S ^ i u • SES-1385 Ortaoyunlar Tel: 251 18 65 TFI : 513 74 3t • 522 65 85 • IVAKKORAMA TaksJın-Runeii. CİRSI Maslak-Bakırköy, Capitol Mağazaları 251 60 90-638 14 84 DOSTLAR TİYATROSU KARACA TİYATROSU NDA Tel : 252 59 35 17 Kasımdan başlayarak Nazım Hikmet-Genco Erkal Per. 18.30 puma 21.00 C.tesi 15.00 m DEüNiN HAT\RA 700. OYUNC.tesi 18.30 HALDUN TANER GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM YÖNETEN : SAVAŞ OİNÇEL SAHNE TASARIMI ATIL YALKUT GIYSI TASARIM! AYSEL D O Ğ A N ' 15 00. 2030 *fr 20 10 Cum 20 30 Ct IS 00. 20 30 Pa«r IS OO.te J0 BİLETLEK1 $EH!R TİYATROLARI Gf$ELERI İLE VAKKORAMA TAKSİM, SUADtTE. RUHELİ MAĞA2ALARI, KADIKOY HALDUN TANER (M6RKEZ G($E5İ) « VE CAPİTOL DE SATILMAKTADIR UAy*J- ÇOK Cİ3Z£L\ fAZAN MrroNçsnv YOHETEN UMASİMAS OYNA^ANLAP TatnhıMJUrA, Her Cuma 20 30 C lea P37» if 30 YAZAN M.ANTONIO DE U PARRA VONETEN ÖZKAN SCHULZE Cı'.AtAKLAC Arif AKIUrA, EMİa ALKAN 7 Kasım öan ıdharefi Her Pazartesı 20 30 ISTANBUL SANAT MERKEZI Saiıızağacı Cd. Eski Ç«»m« Sk. No:1 T«l : 2S6 3? 51-233 14 9»-25* 23 «4 ^-. TC KULTUR BAKANLIĞ) DEVLF TIYAT^OLJVİİ ^ İ S T A N B U L DEVLET TİYATROSU TAKSIIM SAHNESİ 293 31 08 Hafla içi saat: 20.00. Cmt: 15.00-20 00. Pazar:15.00 8 KASIM'DAN BAŞLAYARAK ! TURHAN SELÇUK ABDÜLCANBAZ Oyunlaştıran-Yöneten Kenan IŞIK Dekor-Kostum • Serpıl TEZCAN Işık • Yakup ÇART1K Koreografi : Nıl BERKAN Müzık : Tımur SELÇUK 8-12 Kasım arasında Toplu Satışlar için: 244 28 11 TÜRKÇE HABERLERİ LONDRA'DAN CANU 07.00 - 07.30 12.00-12.15 18.00-19.00 FINANS HATTI İMKB, Sarijest dösnz, Dûnyn piyosolon, AJhn, GOmüj, BontalorOTOSJpfyosoİar HERGÜN 09.15-17.45 ARAS1 HER YARIM SAATTE BİR HABERLER ANA HABER HER GÜN 08.00, 13.00 20.00, 23.00 ARA HABER HER GUN 07.00 • 23.00 ARASI HER YARIM SAATTE BİR $ ? RADYD PORSCS 9&3 GALERI • ATÖLYE 293 89 78 (3HAT) Galeri Lebriz MEHMET GÜLERYÜZ 5-15 Kasım "Temmuz 94 Güncesi" Eytam Cad. AçıkKava Apt. No: 16/2 Nişantaşı 24O 22 82 ;• ••• • : , , - . . - . . , l 7 *> GEÇMİŞTEN ESİNTİLER ? KASIM 4 ARALIK HOCA AU RIZA» MEHMET AÜ LAGA MUFIDE KADRI HAMİT GÖRELE IBRAHIM ÇALU NACI KALMUKOGI.l' N.\MIK ISMAİL ŞEFIK BLTtSAU ZEKI KOCAMEMI MAHMUT CLT>A SAMI YETİK FİKRET MUALLA p azarlesı dışın<1a lıergı.n 11 JCM9 LHJ arası açığı/ Gazı r vranos C<1 No <ı VfSiikov Irt 5738103 BALKAN NACİ İSÜMYELİ A T Ö L Y E S E R G İ S İ "AN/MOMENT" 2 - 24 KASIM 1994 İSTANBUL DEVUT GÜZEL SANATIAR GAURİSİ StKuu CAOMİ NO 2O9/«« ifrO&b IST>U«U m Iti X 53 TIPUMUN DCCCK1İ KATKHAtmA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle