14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 1994 ÇARŞAMBA 14 KULTUR 'Her Vitrin Bir Galeri 9 adlıgösteri veSedatSimavi Vakfi GörselSanatlar ödülü üzerine CANAN BEYKAL Ikı yenı haber, bana bu yaziyı yazdınyor Bunlardan bın 24 kasım gunu açılışı yapılan "Her Vîtrtn Bir Galeri" adlı gosten, dığen Sedat Sı- mavı Vakfı Gorsel Sanatlar Odülu Ama elbette odulden daha önemlısı vıtnn sergısı Sanat tanhımızde "Osmanlı Res- samlar Cemiyeti'' adıyla notlanmış bir sanatçı orgutu vardır Bu orgu- tun fıkır babası ve kurucusu ressam Ruhi Be>'dır Sanat tanhımızde bu örgutun elbette çok buyuk bir one- mı vardır. ama bugün bu onem bir açıdan çok daha deger kazanıyor Çunku bu orgutun kurucusu olan ressam Ruhı Bey. dığer Sanayı-ı Nefise Mektebı'nın (Guzel Sanatlar OkuJu) genç mezunlan gıbı ne za- man Beyoğlu'na çıksa, orada bazı mağaza vıtnnlennde görduğu, ozel- lıkle Levanten sanatçılann tablolan- na bakıp uzulur Gonlünde, sanatın sevılıp sayılması \e sanat eğıtımı- nın ve begenısının yonlendınlmesı ıçın genç Turk sanatçılannın toplu sergılerle sunulması amacında bir orgut kurmak fıkrı yatar Bunu meslektaşlarına açtığında bırkaç muhalıf çıkar, ama o ateşlı konuş- malanyla onları da ınandınr böyle bir orgutun kurulması gereğıne Sanatın ancak bir orgut çatısı al- tında sorunlannın çozumleneceğı- ne, sanatın topluma mağaza vıtnn- lennde gorulen Levanten zevkıyle değıl, Batı anlamındakı gerçek ve cıddı sergıleme bıçımıyle ulaştın- labıleceğıne ına- nır Sonunda 1909 yılında sanatımı- zın ılk sanatçı or- gutu kurulur ve amaçlanna uygun olarak ılk yayın organı ve yıne ılk toplu geleneksel scrgılerı. Gdlatasaray sergılerını gerçekleştırır Bu sanatçı orgutu, Cumhunyet kurulduğunda da sanat- sal etkınlığım ve gorevını surdurur, adı "Türk Ressamlar Cemi>eti" olur ve gerçekleştırdığı sergılemeler Devlet Resım ve Heykel Sergılerı- nın çekırdeğını oluşturur tnsan önemsizleştiği ölçüde sanat da önemsizleşiyor Yakın tarıhımızı bugun bir kez daha gozden geçırmemız gerekır Ozellıkle şu gunlerde gelışen koşul- lar gereğı Hıç kuşku yoktur kı ken- dı donemınde atılan her yenı ya da yenılıkçı adım, tanh karşısında es- kımeye adaydır ve eskımelıdır de Yenı adım daha da ılerı adımJara gereksınım duyduğu ıçın eskımelı- dır Ancak bugün laık, sosyal ve hu- kuk devletı olan Turkıye Cumhun- yetı'nde, demokrası kullanılarak ya da tek yanlı kullanılarak daha nıce yenı adımlar >erıne, gerıye adım atılmaya, dttırılmaya çalışılıyor Ya- kın tarıhımızı bu açılardan bir kez daha gozden geçırmemız gerekır Bu bir gereklılıktır bugun Bugun ınsanın onemsızleştıgı olçude, sana- tının da onemsızleşmeye başladığı- nı gormemek elde değıl Ortega Y Casset "Tarihsel Buna- lım ve Insan" adlı kıtabmda "... Yeni kuşak insanının gözunde, sonuçlan açısından sanat onemsiz bir şey. Şimdi bu tumceyi bir kez yazdım ya, ondan türeyebilecek birbirinden ay- itrinlerde sunulan kurdeleli, etiketli tablolar hiç de özlerinde "tüketim nesnesi olarak sanat" anlayışını taşımamaktadırlar. Nederr taşımıyorlar? Çünkü üsluplanyla, Dİçimleriyle ye bu sanatçılann kişisel sanat görüşleriyle taşımamaktadırlar. (Titiz / Özdemir Altan üstte, Tiffany / Meriç Hızal sağda, Pelin /Irfan Korkmazlar solda). (Fotoğraflar DEVRİMBARAN) Kçe ıçıme korku giriyor" dı>or ve şoyle de- -varo cdıyor- "Çimkn sorun, sanatfiT bugunun insanına, dunun insanına olduğundan daha az öneınli ya da hiç önemsiz görünmesi değil, sanat- çının kendisi, sanatını önemsiz bir çaba>mış gibi goruyor_ Durumu iyi kavrayabilmek için sanatın bundan önce ve genelde ne okluğuna baka- rak karşılaştırmak gerekır. O za- manlar.. sanata neredeyse insan so- yunun kurtultışuymuş gibi bakılı- yordu. Sanat sovlu bir anlamda önem taşıyordu. Konusu önemliydi, çünkü insanlığuı en ağır sorunlany- la uğraşıyordu, aynca insan soyuna haklı bir \arlik nedeni ve vucelik ka- zandıran bir guç olarak başlı başına bir onemi vardı. Eskiden sanat, bi- lim ve politika gibi, kişi olarak bizi ayakta tutan coşku esininin çok ya- kınında yer alıyorken, artık kenar kesimlere doğru çekilmiş bulunuyor. Dış özelliklerinden hiçbirini yitirmiş değil. ama u/aklaşmış. ikincileşmiş ve esklst gıbı onemlı oimaktan çık- mış~ r onemsiz ve değersız şe> ler yanında. edınmevı duşledıgı • )u değersız ve onemsiz şeylerle ay- nı konumda bulunursa saglayabıle- Sanat ve sanatçı vahim ve umutsuz bir konumda muzeler yoluyla kuracagına da ınanmıştır ve bunun ıçın yıllar su- ren savaşımlar da vermıştır Evet, hıç kuşkusuz tablo resmının ana kucağı once galen lerdır, sonra da muzelerdır Ulkemızde bu ku- rumlann gelışmesı, hatta kurulması ıçın daha nıce savaşımlar venleceğı yerde, gundelık gıyım-kuşam mal- îannı satan şık Nışantaşı mağazalan vıtnnlennın daracık ve zorlama me- kânında. galen mekânı sanısını ya- şamaktadırlar ve sanat galeri lenyle dolu bu merkezde toplumun sanatla ılışkısını bu yoila kurmak Nışanta- şı'nı guzelleştırmek, kurtarmak - kımden ve neden- amacını edın- mektedırler Tıpkı yuzyıl başındakı Levanten zevkle sanatın sunulma bıçımını anımsatmıyor mu 9 Yoksa sanat gerçekten önemsizleşti mi? Bugun ulkemız sanatçısının gen- ve adım atmak ve attırmak azmın- dekı bır gencı kesımle savaşmak durumunda olduğu gerçeğını gozar- dı edemeyız Sanat kurumlarımız yavaş yavaş politika ve el değıştın- yor, odenekler kesılıyor, sanat ku- rumlannda gencı polıtıkaların egı- tım sıstemı ve egıtmenlen egemen kılınmaya çalışılıyor, Cumhurıyet Turkıyesı'nde temellendırılmek ıs- tenen kavramlar. tartışmaya açılıyor ve bu tek taraflı bır gencı polıtıka- nın kazanımı adına kullanılıyor Bu durumda sanatçının ve sanatı- nın ustleneceğı mısyon, hıç kuşku- suz oncelıkle bu sıyasayla, bu tur kışı. kurum ve bı- çımlerle savaş- mak olmalıdır ve bunun ıçın azımlı bır tutum sergıle- mesını beklemek. ondan çok fazla şey beklemek mı oluyor 0 Ancak görunen durum hıç kuşkusuz Ortega Y Gasset'ın sozle- nnden çok daha vahım ve umutsuz ve sanatımızın sunuluş bıçımı hâlâ yuzyıl başındakı zevkten parlak de- ğıl Yoksa sanat gerçekten onemsız- leştı mı'* Elbette toplumun bellı kesımınce bu boyle Ancak sanatçı. edınmeye çabaladıgı saygınlıgını onemsiz ola- rak mı gormekte'' Ornegın bır za- manlar devlet sanatçısı odulunu 'reddeden hocalarımızla gururlanı- yorduk. çunku bu. reddedılmesı ge- reken bır sıyasayı kışısel duzlemde reddedıyorum anlamına gelıyordu Bu tutum sanata ve sanatçıya ne bu- yuk bır saygınlık kazandınyordu Ancak bugun goruyorum kı toplu- mumuzda saygın bır yer edınmış konuma sahıp sanatçılarımız bıle kendı sanatlannı ve sanatçılıklannı önemsiz addedebılıyorlar Ornegın bır zamanlar eleştırdık- len yadsıdıklan ve hatta uzlaşmak- tan bucak bucak kaçtıklan her şey- le, herkesle gun gelıyor uzlaşabılı- yor, onaylayabılıyor ve ovebılıyor- lar Toplum, sanatçısına güvenini yitirirse ne olur? Sedat Sımau Vakfı odullerının jünsı, bu yıl ıkı kışının katılımından başkaca hıçbır değışıklık geçırme- mıştır Jurı bu yıl. Adnan Çoker'ı gorsel sanatlar dalında odullendırdı Oysa kı aynı jurı ve vakıf danış- manlart. geçen yıl pek çok başka lcrın boşanldıgıııı VL sdiıatııı ıııuıı bır Kesımının bolca alışvenş sanatçiyla bırlıkte bu sanatçı tara- ağırlıgıyla orantılı bır konuma gel- ettığı Mahmutpaşa degıl de Nışan- fıpıj^n Ha ^ıHftptfı p|çstırılcrc hcdcf mesı ıçın SanabkuDanma kdavuzu şımlann kunımsallaşmalann ve ge l bnş-anldıgını ve saııatııı b Ama bu mağaza vıtrınlerı. toplu- mun "ceğmı urnrriuştur Sanatçıyım diyen manken, dansoz ve şarkıcı kızlan- mi7İa, sanatsfvpr ama sanatbılmez mlu j^a Ulkemızın sanatla ılgılı koşullan dıkkate alınacak olursa Ortega Y Gasset'ın bu sozlennde yansıtıldı- ğından çok daha vahım ve umutsuz bır konumda, sanat ve sanatçı Çun- ku ulkemızın sanatçısı, bır zamanlar Avrupa sanatçısının yaşadığı gor- kemlı konuma hıçbır zaman ulaşa- mamıştır Ulkemızde yıllar yılı sa- natçılar takıbata ugramış. hapıslere tıkılmış, sansur edılmış yasaklan- mış ve yakılmak ıstenmışlerdır He- le ılgı ve destekten her zaman mah- rum edılerek varoşlarına çekılmek zorunda bırakılmıştır Ulkemızde sanat ve sanatçı her zaman "önem- siz" bır şeymış ve bınymış gıbı ele alınmıştır Sanatçı da gıderek "sa- nat" adına onem kazanan nıce kışılerle. sanat duşmanı kurumlarla, burokratlarla ve sanat anlamazı medya koşullannda ve sunu bıçım- lennde yer almakla, gunun koşulla- nna uyuldugu sanısına kapılmıştır Toplumun sanata ve sanatçıya karşı > ükümlülüğü Sanatın ve sanatçının toplumda "sanatçı" olmanın ağırlığıyla oran- tılı ılgı. destek, sevgı ve saygı ka- zanmak ıstemesı son derece doğal ve haklı bır taleptır Bunun, toplu- mun sanatçıya ve sanata karşı bır yükumluluğu olarak oğretılmesı de gereklıdır Turkıye ortamının deği- şen koşullannda bu haklı ve doğal talebın yenıden ve yenıden gunde- me geldığını, bununla ılgılı sava- başarısız denemelerden geçıldığını bılıyoruz Ancak. baginneTsrrre, bu agırlıgin oldukça hafifletıldığı bıçımlere do- nuştuğunu gozluyoruz Elbette sa- natın ve sanatçının toplumla ılışkı- sının kurulması ıçın bırtakım uzla- şımların aranması da haklı bır ne- den olarak ılen surulebılır Orneğm 70'lerden sonra ozel galenlenn sa- nat ve sanatçının toplumla ılışkısını kurmak uzere seferber oluşlanna ta- nık olduk Galencı-sanatçı, alıcı-saticı ılışkı- len. her ne kadar sanatı bır yatınm nesnesi, bır tıcaret metaı durumuna donüşturmuş olsa bıle, bu tablo res- mının kaçınılmaz hayat hıkâyesıydı Ancak bugun "gündelik tüketim nesnesi olarak sanat" galen ler dı- şında kendıne yenı bır yer edınme- yı, mağaza vıtnnlennde bulmuştur zevkı olabıleceğı duşunulen Istan- bul'un en k l d mağaza vıtnnlendır "Tüketim nesnesi olarak sanat" Bu vıtnnlerde sunulan kurdeleli, etiketli tablolar hıç de ozlerınde "tüketim nesnesi olarak sanat" an- layışını taşımamaktadırlar Neden taşımıyorlar 9 Çünku üsluplanyla. bıçımlenyle ve bu sanatçılann kışı- sel sanat goruşlenyle taşımamakta- dırlar Bu sanat goruşu sanatın saygınlı- gını. pür plastık değerlenn sanatsal tek değer olduğunu ılen suren mo- demıst, bıçımcı ve benım görüşume gore geleneksel tablo resmının ku- rallarına uygundur v'e bu goruş, toplumla ılışkısını ancak galerıler ve saygın bır değer elde edebıleceğı ofmuştu Bu konuda kımın haklı, kımın haksız oluşu o kadar onemlı degtl ama acabainryrı~bTiJgn ûye^ len bırdenbıre sanattan anlamazken -kı boyle eleştmlıyorlardı- sanattan anlar mı olmuşlardı, yoksa sanatçı- lanmıza sozlennı unutturacak denlı sanatlanndan ve sanatçılıklanndan daha onemlı olan oduller mı gerekı- yordu 9 Evet, sanatçı topluma guvenını yıtırdığınde küskunleşıyor, ıçıne ka- panıyor, varoşlanna çekılıyor ama ya sanat ve toplum, sanatçısına gu- venını yıtmrse ne olur 0 Bekledığı- mız, duşledığımız saygınlık sevgı. saygı, guven gıbı kavramlan bırlık- te oğreneceğız ve oğretecegız Sa- natçı larımıza, polıtıkacılanmıza. güzelleştırme derneklerıne. vakıf yonetıcılerıne. burokratlara. kısaca toplumun her katına. her kurumuna. her bıreyıne Tiyatrofil, Antonio De La Parra'nın 'Günlük Müstehcen Sırlar'adlı oyununuîstanbul Sanat Merkezi'nde sahneliyor Kultür Servisi - Istanbul'da sayılan gıderek artan genç profesyonel tıyatro topluluklarına bır yenısı daha eklendı 'Tiyatrofil.' Özkan Schulza ve Yase- min \lkaya'nın bırlıkte kurduğu Tı- yatrofıl, Çehov'un 'Hayat Çok Güzel' adlı oyununun yanı sıra, Antonio De La Par- ra'nın 'Gıinluk Müstehcen Sırlar' ısımlı oyu- nunu pazartesı akşamları 20 30'da Istanbul Sanat Merkezı nde sahnelıyor Ozkan Schul- ze'nın yonettığı bu cıddı komedıyı Deniz Yü- ceçevırmış, Şehır Tıyatrolan'nın genç kuşak oyuncularından Engin Alkan ve Arif Akkaya oynuyorlar - 'Tiyatrofiri Vasemin Alkayayla birlikte kurdunuz. Ortak projelerinizin yanında ba- ğımsız projeleriniz de var. Ortaklığınız hangi ilkelere dayanıyor? Sizi bir araya getiren ne- dir? Ikımız de mumkun olan bütun koşulları zorlayarak tıyatro yapmak ıstıyoruz Muhak- kak tıyatro yapmak Bızı bır araya getiren oncelıkle bu ıstek Çunku tıyatrosuz bır ulke, olume mahkûmdur, tıyatro şarttır, dıye duşu- nuyorum Ortaklıgımız bu ıdealın yanı sıra tıyatronun buyuk gıderlennı paylaşma ılkesıne dayanı- yor Turkıye'de tek başına bır şeyler yapmak çok zor 'Beni Kuma Yaz' adlı oyunu bırlıkte yapacağız Bırlıkte çalıştıkça daha iyi tanışa- cağız Sonrası ne olur, nasıl olur bılemıyo- rum - 'Gunluk Müstehcen Sırlar', bir komedi, ama oldukça ciddi bir içerigi var. Oyundan soz edebib'r mısıniz? Bu oyun ne üzerine? 'Gunluk Müstehcen Sırlar', Freud ve Marx Freud ve Marx üzerine küçük bir şakagıbı olmak ısteyen ıkı entelektuel uzerıne bır oyun Çağımız in- sanının ne kadar yal- nız olduğunu, ne ka- dar çarpık bır sıstern- de yaşadığını, bu sıs- temın yarattığı korku ve çelışkılerı anlatı- yor Benlığını maske- ler ardında -kendın- den bıle- gızleyen gu- numuz ınsanını deşıf- re edıyor Çağımız ın- sanı sureklı rol değış- tınyor Önceden yai- nızca oyuncular sah- nede oynardı, şımdı butun dunya oynuyor O yuzden şımdı tıyat- ro, doğamızı yenıden keşfetme yolunda bır mısyon yuklenmelı Ozkan Schulza'nın yönertiği oyıında, Engin Alkan ve Arif Akkaya oynuyorlar. Ben ınsanı yenıden keşfetmek ıçın tıyatro yapıyorum Kendımı dolayısıyla ınsanı Oy- nadığımız rollerın altında saklı benlıklenmız var Bır ınsanda bırçok benlık vardır Bunun ıçın şızofren olması gerekmıyor ama her in- san bır şekılde şızoıddır ve bırçok benlığe sa- hıptır Değışık benlıklenmızden ne kadanyla tanışırsak o kadar zengınleşınz Durtulenmızı bastırdıkça bır enerjı bınmını de bastınnz, bu da bızı hasta eder - Tiyatroyla psikoanaliz arasında işlevsel bir koşutluk mu kuruyorsunuz? Evet Tıyatro toplumsal bılınçaltını, psıko- nalız ıse bıreysel bılınçaltını tekrar tekrar ya- şayarak ya da anlatarak bılınçustune çıkarma ve bu yolla bır değışım yaratma çabası ıçerır Bu anlamda tıyatro ve psikoanaliz, aynı gore- vı paylaşıyorlar Zaten psıkodrama gıbı bır yöntem gelıştınldt ve psikoanaliz de bastırıl- mış duyguların ortaya çıkarılmasında tıyatro- nun yontemlerınden yararlanıyor Oyunun yazan Antonio De La Parra. Şılılı Oyunu Pi- nochet donemınde yaz- mış Kendısıyle yapı- lan bır roportajda şun- lan soyluyor "Bu oyu- nu yazarken amacım Pinochet'yi eleştirmek değil, kendi içimdeki Pinochet'yi aravıp bul- maktı." Yazar bu cum- lesıyle her ınsanın po- tansıyel bır zorba oldu- ğunu vurguluyor \e şoyle devam edıyor "Önemii olan bu zorbanın ne zaman, nerede, hangi koşullarda ortaya çıktığını keşfetmek. Boylece ıçimizdeki bu zorbayla başedebılir. et- kisiz haJt' gedrebıliriz." - 20. yuzyıla damgasını vuran iki onemli ide- olojinin kuramcılan Marx ve Freud"u mızıkçı çocuklar gibi çanşırken gonıyonız ya da Marx *e Freud olduğunu ıddia eden iki teşhirciyi— Yazar. hayatı idealist-materyalıst. bireyci-top- lumcu, proleter-burjuva karşıtiıklanna ındir- geyen çağımız aydınına hatın sayılır bir eleştiri yönelliyor. Tumuyle evet Antonio De La Parra. "Ben de bir entelektuel olarak şımanğım. kendimi eleştirmek için bu oyunu vazdım" dıyor Ikı karşı kutbun ınsanı, bırbırıyle konuşur. tartı- şır bırbırlerıne yenıden farklı bır gozle bakar- larsa bır bütunun parçası olduklannı keşfede- bılırler Bu da spıral forrnunda, daha dınamık bır gelışme getırecektır Tez ve antıtez çarpış- tığında sadece kavgayı ızlersen yeterlı degıl- dır Ama ınsanlar sentezler uzenne konuşma- ya başladığı zaman dunya değışebılır Şu anda her şey bır kavgada bıtıyor Zıt karakterlı ıkı insan dost olabılır. geceyle gunduz gıbı bırbı- rını butunleyebılır Bızım karakterlerımız de ılışkı kurmakta zorlanıyorlar once Ama sonra maskelennı teker teker atıyorlar ve ortak nok- talannın onlan ayıranlardan daha fazla oldu- ğunu fark edıyorlar Bu ortaklık uzennden ye- nı bır boyuta sıçrıyorlar Yalnızlıklannı payla- şan ıkı insan kalıyor gerıye 'Gunluk Müsteh- cen Sııiar'ın ıkı karakten bunu yapıyor Bır- bırlenne sorular sorarak bırbırlennın yarala- rına dokunarak gerçek kımlıklenm açığa çı- karıyorlar Her ıkısı de bır yandan kendını saklamaya çalışırken, bır yandan da dığerını deşıfre etmeye çalışıyor 'Serbest Oluşum' •Kültur Servisi - Çeşıtlı sanat dallanndan, "serbest uretımı ıV e edınmış" sanatçılann katılımıy » gerçekleştınlen "Serbest . Oluşum" başlıklı sanat - ^ etkınlıklen, 5-15 aralık tanhlen arasında Beyazıt Devlet Kutuphanesı'nde başlıyor Muamer Ketençoğlu, Genco Gulen, Emre Koyuncuoglu, Nur Akalın, Adnan Tönel gıbı sanatçıların katıldığı "Serbest Oluşum I". herhangı bır konu başlıgı altında ya da bır sanatçıya bagımlı olarak oluşturulmayacak Dost Yürek' grubundan konser •Kültur Servisi - "Dost Yurek" muzık grubu, perşembe gunu saat 20 00'de Adıle Sultan Kasn Kultur Merkezı Ögretmenevı'nde bır konser verecek Toplululuk, soz yazan, bestecı ve solıst Aysun Tımurcan ıle Julıde Karagulle (vıola) ve Dılara Elagozlu'den (flut) oluşuyor Muzık çızgılennde dostlukla ve sevgıyle yoğunlaştıklanndan dolayı kendılenne "Dost Yürek" adını veren topluluk, çalışmalannda Doğu ve Batı sentezlerını muzıkal bıçımlenyle • dılegetınyor PTT'den hatıra pullar •Kultür Servisi - PTT Işletme Genel Mudurluğu Posta ve Telgraf Daıresı Başkanlığı Pul Şubesı, "Ataturk Portrelen Sureklı Sensı v ıle "Turk El Sanatlan" ve "Mantarlar" konulu hatıra pulları çıkardı 10 kasımdan bu yana çıkanlan ve kompozısyonunu Selahattın Tuğa'nın yaptıgı 'Ataturk Portrelen Sensı'nden pullar 50 bın lıradan. Turk El Sanatlan' konulu pullar 7 bın 500 ve 12 bın 500 lıradan, kompozısyonu Fahn Karagozoğlu'na aıt 'Mantarlar' konulu pullar da 2 bın 500, 5 bın, 7 bın 500 ve 12 bın 500 lıradan satışa sunuluyor 'Selamsc Bandosu' tarihe kanştı •TA\ŞANLI(4A)-Nesh Çolgeçen'ın yonettığı. başrolunde Şener Şen'ın oynadığı "Selamsız Bandosu" adlı fılme katkıda bulunan. 'Garp Lınyıt Işletmelen (GLİ) Bando Takımı'nın faalıyetıne. odenek yetersızlığı nedenıyle son venldı Bando takımının araç gereçlen ' Tavşanh'dan Yetışenler Derneğı "ne dev redıldı Dernek Başkanı Fevzı Duzgun. GLİ bandosunun artık tanhe kanştığını. bayramlarda. açılışlarda. kutlamalarda ve karşılamalarda aranan ekıbın dagıtılmasının ılçede buyuk uzuntu yarattıgını soyledı Holfyvvood Rlm Afişleri Sergisi • Kültur Servisi - Geçen aylarda Osmanlı Haftası ıle mısafırlenne Osmanlı devnnı ve Osmanlı antikalannı hatırlatan Çırağan Palace Casıno. şımdı de eskı şovlarla Hollyvvood devnnı sergılıyor 5 hJ d gy muzayedede satışa sunulacak olan eskı Hollyvvood Fılm Afışlen Sergısı yanı sıra. her gece Hollyvvood Haftası çerçevesınde Manlyn Monroe, Frank Sınatra, Batı Yakası Hıkâyesı, Elvıs Presley. Şarlo'dan şovlar da sunuluyor Ceryantes Ödülü Mario Vargas Uosa'nm •MADRİD (AA)- Ispanyolca yazılan yapıtlara venlen en buyuk odül olarak kabul edılen Mıguel De Gervantes odulune Perulu yazar Mano Vargas Llosa layık goruldu Yazdığı burun yapıtlar nedenıyle Çervantes Odulu'nu alan Vargas'ın tanınmış kıtaplan arasında "Kent ve Kopekler", "Julıa Hala ve Kuçuk Memur" ıle "Katedral'dekı Goruşme" sayılabılır Londra'da yaşayan ve aynı zamanda gazetecılık de yapan Vargas, Peru'da 1990 yılında yapılan devlet başkanlığı seçımınde merkez sağdakı koalısyonun adayı olmuş, ancak kazanamamıştı Latın Amenka'da lıberal bırdevnmı savunan Vargas. Peru Devlet Başkanı Alberto Fujımon'yı de eleştınyor KNmrin tablosuna 5.5 milyon dolar •LOıNDRA(AA) - Av usturyalı ressam Gustav Klımt'ın "Çıçek Bahçesı" adlı tablosu açık arttırmada 5 5 milyon dolara satıldı Londra'da Ghnstıe's muzayede salonunda yapılan açık arttırmada, sanatçının 1905 yılında Salzburg'un doğusundakı Salzkammergut bolgesınde yaz tatılını geçınrken yaptığı tablo, kımlığı açıklanmayan bır müşten tarafından satın alındı Aynı muzayedede, Pıcasso'nun "Kadm Başı" adlı tablosu da 3 5 milyon dolara alıcı buldu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle