Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 1994 ÇARŞAMBA
14 KULTUR
'Her Vitrin Bir Galeri
9
adlıgösteri veSedatSimavi Vakfi GörselSanatlar ödülü üzerine
CANAN BEYKAL
Ikı yenı haber, bana bu yaziyı
yazdınyor Bunlardan bın 24 kasım
gunu açılışı yapılan "Her Vîtrtn Bir
Galeri" adlı gosten, dığen Sedat Sı-
mavı Vakfı Gorsel Sanatlar Odülu
Ama elbette odulden daha önemlısı
vıtnn sergısı
Sanat tanhımızde "Osmanlı Res-
samlar Cemiyeti'' adıyla notlanmış
bir sanatçı orgutu vardır Bu orgu-
tun fıkır babası ve kurucusu ressam
Ruhi Be>'dır Sanat tanhımızde bu
örgutun elbette çok buyuk bir one-
mı vardır. ama bugün bu onem bir
açıdan çok daha deger kazanıyor
Çunku bu orgutun kurucusu olan
ressam Ruhı Bey. dığer Sanayı-ı
Nefise Mektebı'nın (Guzel Sanatlar
OkuJu) genç mezunlan gıbı ne za-
man Beyoğlu'na çıksa, orada bazı
mağaza vıtnnlennde görduğu, ozel-
lıkle Levanten sanatçılann tablolan-
na bakıp uzulur Gonlünde, sanatın
sevılıp sayılması \e sanat eğıtımı-
nın ve begenısının yonlendınlmesı
ıçın genç Turk sanatçılannın toplu
sergılerle sunulması amacında bir
orgut kurmak fıkrı yatar Bunu
meslektaşlarına açtığında bırkaç
muhalıf çıkar, ama o ateşlı konuş-
malanyla onları da ınandınr böyle
bir orgutun kurulması gereğıne
Sanatın ancak bir orgut çatısı al-
tında sorunlannın çozumleneceğı-
ne, sanatın topluma mağaza vıtnn-
lennde gorulen Levanten zevkıyle
değıl, Batı anlamındakı gerçek ve
cıddı sergıleme
bıçımıyle ulaştın-
labıleceğıne ına-
nır
Sonunda 1909
yılında sanatımı-
zın ılk sanatçı or-
gutu kurulur ve
amaçlanna uygun olarak ılk yayın
organı ve yıne ılk toplu geleneksel
scrgılerı. Gdlatasaray sergılerını
gerçekleştırır Bu sanatçı orgutu,
Cumhunyet kurulduğunda da sanat-
sal etkınlığım ve gorevını surdurur,
adı "Türk Ressamlar Cemi>eti"
olur ve gerçekleştırdığı sergılemeler
Devlet Resım ve Heykel Sergılerı-
nın çekırdeğını oluşturur
tnsan önemsizleştiği ölçüde
sanat da önemsizleşiyor
Yakın tarıhımızı bugun bir kez
daha gozden geçırmemız gerekır
Ozellıkle şu gunlerde gelışen koşul-
lar gereğı Hıç kuşku yoktur kı ken-
dı donemınde atılan her yenı ya da
yenılıkçı adım, tanh karşısında es-
kımeye adaydır ve eskımelıdır de
Yenı adım daha da ılerı adımJara
gereksınım duyduğu ıçın eskımelı-
dır
Ancak bugün laık, sosyal ve hu-
kuk devletı olan Turkıye Cumhun-
yetı'nde, demokrası kullanılarak ya
da tek yanlı kullanılarak daha nıce
yenı adımlar >erıne, gerıye adım
atılmaya, dttırılmaya çalışılıyor Ya-
kın tarıhımızı bu açılardan bir kez
daha gozden geçırmemız gerekır
Bu bir gereklılıktır bugun Bugun
ınsanın onemsızleştıgı olçude, sana-
tının da onemsızleşmeye başladığı-
nı gormemek elde değıl
Ortega Y Casset "Tarihsel Buna-
lım ve Insan" adlı kıtabmda "... Yeni
kuşak insanının gözunde, sonuçlan
açısından sanat onemsiz bir şey.
Şimdi bu tumceyi bir kez yazdım ya,
ondan türeyebilecek birbirinden ay-
itrinlerde sunulan kurdeleli, etiketli tablolar hiç de özlerinde
"tüketim nesnesi olarak sanat" anlayışını taşımamaktadırlar. Nederr
taşımıyorlar? Çünkü üsluplanyla, Dİçimleriyle ye bu sanatçılann
kişisel sanat görüşleriyle taşımamaktadırlar. (Titiz / Özdemir Altan
üstte, Tiffany / Meriç Hızal sağda, Pelin /Irfan Korkmazlar solda).
(Fotoğraflar DEVRİMBARAN)
Kçe ıçıme
korku giriyor" dı>or ve şoyle de-
-varo cdıyor- "Çimkn sorun, sanatfiT
bugunun insanına, dunun insanına
olduğundan daha az öneınli ya da
hiç önemsiz görünmesi değil, sanat-
çının kendisi, sanatını önemsiz bir
çaba>mış gibi goruyor_ Durumu iyi
kavrayabilmek için sanatın bundan
önce ve genelde ne okluğuna baka-
rak karşılaştırmak gerekır. O za-
manlar.. sanata neredeyse insan so-
yunun kurtultışuymuş gibi bakılı-
yordu. Sanat sovlu bir anlamda
önem taşıyordu. Konusu önemliydi,
çünkü insanlığuı en ağır sorunlany-
la uğraşıyordu, aynca insan soyuna
haklı bir \arlik nedeni ve vucelik ka-
zandıran bir guç olarak başlı başına
bir onemi vardı. Eskiden sanat, bi-
lim ve politika gibi, kişi olarak bizi
ayakta tutan coşku esininin çok ya-
kınında yer alıyorken, artık kenar
kesimlere doğru çekilmiş bulunuyor.
Dış özelliklerinden hiçbirini yitirmiş
değil. ama u/aklaşmış. ikincileşmiş
ve esklst gıbı onemlı oimaktan çık-
mış~
r
onemsiz ve değersız şe> ler yanında.
edınmevı duşledıgı •
)u değersız ve onemsiz şeylerle ay-
nı konumda bulunursa saglayabıle-
Sanat ve sanatçı vahim ve
umutsuz bir konumda
muzeler yoluyla kuracagına da
ınanmıştır ve bunun ıçın yıllar su-
ren savaşımlar da vermıştır
Evet, hıç kuşkusuz tablo resmının
ana kucağı once galen lerdır, sonra
da muzelerdır Ulkemızde bu ku-
rumlann gelışmesı, hatta kurulması
ıçın daha nıce savaşımlar venleceğı
yerde, gundelık gıyım-kuşam mal-
îannı satan şık Nışantaşı mağazalan
vıtnnlennın daracık ve zorlama me-
kânında. galen mekânı sanısını ya-
şamaktadırlar ve sanat galeri lenyle
dolu bu merkezde toplumun sanatla
ılışkısını bu yoila kurmak Nışanta-
şı'nı guzelleştırmek, kurtarmak -
kımden ve neden- amacını edın-
mektedırler Tıpkı yuzyıl başındakı
Levanten zevkle sanatın sunulma
bıçımını anımsatmıyor mu
9
Yoksa sanat gerçekten
önemsizleşti mi?
Bugun ulkemız sanatçısının gen-
ve adım atmak ve attırmak azmın-
dekı bır gencı kesımle savaşmak
durumunda olduğu gerçeğını gozar-
dı edemeyız Sanat kurumlarımız
yavaş yavaş politika ve el değıştın-
yor, odenekler kesılıyor, sanat ku-
rumlannda gencı polıtıkaların egı-
tım sıstemı ve egıtmenlen egemen
kılınmaya çalışılıyor, Cumhurıyet
Turkıyesı'nde temellendırılmek ıs-
tenen kavramlar. tartışmaya açılıyor
ve bu tek taraflı bır gencı polıtıka-
nın kazanımı adına kullanılıyor
Bu durumda sanatçının ve sanatı-
nın ustleneceğı mısyon, hıç kuşku-
suz oncelıkle bu
sıyasayla, bu tur
kışı. kurum ve bı-
çımlerle savaş-
mak olmalıdır ve
bunun ıçın azımlı
bır tutum sergıle-
mesını beklemek.
ondan çok fazla şey beklemek mı
oluyor
0
Ancak görunen durum hıç
kuşkusuz Ortega Y Gasset'ın sozle-
nnden çok daha vahım ve umutsuz
ve sanatımızın sunuluş bıçımı hâlâ
yuzyıl başındakı zevkten parlak de-
ğıl Yoksa sanat gerçekten onemsız-
leştı mı'*
Elbette toplumun bellı kesımınce
bu boyle Ancak sanatçı. edınmeye
çabaladıgı saygınlıgını onemsiz ola-
rak mı gormekte'' Ornegın bır za-
manlar devlet sanatçısı odulunu
'reddeden hocalarımızla gururlanı-
yorduk. çunku bu. reddedılmesı ge-
reken bır sıyasayı kışısel duzlemde
reddedıyorum anlamına gelıyordu
Bu tutum sanata ve sanatçıya ne bu-
yuk bır saygınlık kazandınyordu
Ancak bugun goruyorum kı toplu-
mumuzda saygın bır yer edınmış
konuma sahıp sanatçılarımız bıle
kendı sanatlannı ve sanatçılıklannı
önemsiz addedebılıyorlar
Ornegın bır zamanlar eleştırdık-
len yadsıdıklan ve hatta uzlaşmak-
tan bucak bucak kaçtıklan her şey-
le, herkesle gun gelıyor uzlaşabılı-
yor, onaylayabılıyor ve ovebılıyor-
lar
Toplum, sanatçısına güvenini
yitirirse ne olur?
Sedat Sımau Vakfı odullerının
jünsı, bu yıl ıkı kışının katılımından
başkaca hıçbır değışıklık geçırme-
mıştır Jurı bu yıl. Adnan Çoker'ı
gorsel sanatlar dalında odullendırdı
Oysa kı aynı jurı ve vakıf danış-
manlart. geçen yıl pek çok başka
lcrın boşanldıgıııı VL sdiıatııı ıııuıı bır Kesımının bolca alışvenş sanatçiyla bırlıkte bu sanatçı tara-
ağırlıgıyla orantılı bır konuma gel- ettığı Mahmutpaşa degıl de Nışan- fıpıj^n Ha ^ıHftptfı p|çstırılcrc hcdcf
mesı ıçın
SanabkuDanma kdavuzu
şımlann kunımsallaşmalann ve ge
l bnş-anldıgını ve saııatııı
b
Ama bu mağaza vıtrınlerı. toplu-
mun
"ceğmı urnrriuştur Sanatçıyım diyen
manken, dansoz ve şarkıcı kızlan-
mi7İa, sanatsfvpr ama sanatbılmez
mlu j^a
Ulkemızın sanatla ılgılı koşullan
dıkkate alınacak olursa Ortega Y
Gasset'ın bu sozlennde yansıtıldı-
ğından çok daha vahım ve umutsuz
bır konumda, sanat ve sanatçı Çun-
ku ulkemızın sanatçısı, bır zamanlar
Avrupa sanatçısının yaşadığı gor-
kemlı konuma hıçbır zaman ulaşa-
mamıştır Ulkemızde yıllar yılı sa-
natçılar takıbata ugramış. hapıslere
tıkılmış, sansur edılmış yasaklan-
mış ve yakılmak ıstenmışlerdır He-
le ılgı ve destekten her zaman mah-
rum edılerek varoşlarına çekılmek
zorunda bırakılmıştır Ulkemızde
sanat ve sanatçı her zaman "önem-
siz" bır şeymış ve bınymış gıbı ele
alınmıştır Sanatçı da gıderek "sa-
nat" adına onem kazanan nıce
kışılerle. sanat duşmanı kurumlarla,
burokratlarla ve sanat anlamazı
medya koşullannda ve sunu bıçım-
lennde yer almakla, gunun koşulla-
nna uyuldugu sanısına kapılmıştır
Toplumun sanata ve
sanatçıya karşı > ükümlülüğü
Sanatın ve sanatçının toplumda
"sanatçı" olmanın ağırlığıyla oran-
tılı ılgı. destek, sevgı ve saygı ka-
zanmak ıstemesı son derece doğal
ve haklı bır taleptır Bunun, toplu-
mun sanatçıya ve sanata karşı bır
yükumluluğu olarak oğretılmesı de
gereklıdır Turkıye ortamının deği-
şen koşullannda bu haklı ve doğal
talebın yenıden ve yenıden gunde-
me geldığını, bununla ılgılı sava-
başarısız denemelerden geçıldığını
bılıyoruz
Ancak. baginneTsrrre, bu agırlıgin
oldukça hafifletıldığı bıçımlere do-
nuştuğunu gozluyoruz Elbette sa-
natın ve sanatçının toplumla ılışkı-
sının kurulması ıçın bırtakım uzla-
şımların aranması da haklı bır ne-
den olarak ılen surulebılır Orneğm
70'lerden sonra ozel galenlenn sa-
nat ve sanatçının toplumla ılışkısını
kurmak uzere seferber oluşlanna ta-
nık olduk
Galencı-sanatçı, alıcı-saticı ılışkı-
len. her ne kadar sanatı bır yatınm
nesnesi, bır tıcaret metaı durumuna
donüşturmuş olsa bıle, bu tablo res-
mının kaçınılmaz hayat hıkâyesıydı
Ancak bugun "gündelik tüketim
nesnesi olarak sanat" galen ler dı-
şında kendıne yenı bır yer edınme-
yı, mağaza vıtnnlennde bulmuştur
zevkı olabıleceğı duşunulen Istan-
bul'un en k l d
mağaza vıtnnlendır
"Tüketim nesnesi olarak
sanat"
Bu vıtnnlerde sunulan kurdeleli,
etiketli tablolar hıç de ozlerınde
"tüketim nesnesi olarak sanat" an-
layışını taşımamaktadırlar Neden
taşımıyorlar
9
Çünku üsluplanyla.
bıçımlenyle ve bu sanatçılann kışı-
sel sanat goruşlenyle taşımamakta-
dırlar
Bu sanat goruşu sanatın saygınlı-
gını. pür plastık değerlenn sanatsal
tek değer olduğunu ılen suren mo-
demıst, bıçımcı ve benım görüşume
gore geleneksel tablo resmının ku-
rallarına uygundur v'e bu goruş,
toplumla ılışkısını ancak galerıler
ve saygın bır değer elde edebıleceğı
ofmuştu Bu konuda kımın haklı,
kımın haksız oluşu o kadar onemlı
degtl ama acabainryrı~bTiJgn ûye^
len bırdenbıre sanattan anlamazken
-kı boyle eleştmlıyorlardı- sanattan
anlar mı olmuşlardı, yoksa sanatçı-
lanmıza sozlennı unutturacak denlı
sanatlanndan ve sanatçılıklanndan
daha onemlı olan oduller mı gerekı-
yordu
9
Evet, sanatçı topluma guvenını
yıtırdığınde küskunleşıyor, ıçıne ka-
panıyor, varoşlanna çekılıyor ama
ya sanat ve toplum, sanatçısına gu-
venını yıtmrse ne olur
0
Bekledığı-
mız, duşledığımız saygınlık sevgı.
saygı, guven gıbı kavramlan bırlık-
te oğreneceğız ve oğretecegız Sa-
natçı larımıza, polıtıkacılanmıza.
güzelleştırme derneklerıne. vakıf
yonetıcılerıne. burokratlara. kısaca
toplumun her katına. her kurumuna.
her bıreyıne
Tiyatrofil, Antonio De La Parra'nın 'Günlük Müstehcen Sırlar'adlı oyununuîstanbul Sanat Merkezi'nde sahneliyor
Kultür Servisi - Istanbul'da sayılan
gıderek artan genç profesyonel tıyatro
topluluklarına bır yenısı daha eklendı
'Tiyatrofil.' Özkan Schulza ve Yase-
min \lkaya'nın bırlıkte kurduğu Tı-
yatrofıl, Çehov'un 'Hayat Çok Güzel'
adlı oyununun yanı sıra, Antonio De La Par-
ra'nın 'Gıinluk Müstehcen Sırlar' ısımlı oyu-
nunu pazartesı akşamları 20 30'da Istanbul
Sanat Merkezı nde sahnelıyor Ozkan Schul-
ze'nın yonettığı bu cıddı komedıyı Deniz Yü-
ceçevırmış, Şehır Tıyatrolan'nın genç kuşak
oyuncularından Engin Alkan ve Arif Akkaya
oynuyorlar
- 'Tiyatrofiri Vasemin Alkayayla birlikte
kurdunuz. Ortak projelerinizin yanında ba-
ğımsız projeleriniz de var. Ortaklığınız hangi
ilkelere dayanıyor? Sizi bir araya getiren ne-
dir?
Ikımız de mumkun olan bütun koşulları
zorlayarak tıyatro yapmak ıstıyoruz Muhak-
kak tıyatro yapmak Bızı bır araya getiren
oncelıkle bu ıstek Çunku tıyatrosuz bır ulke,
olume mahkûmdur, tıyatro şarttır, dıye duşu-
nuyorum
Ortaklıgımız bu ıdealın yanı sıra tıyatronun
buyuk gıderlennı paylaşma ılkesıne dayanı-
yor Turkıye'de tek başına bır şeyler yapmak
çok zor 'Beni Kuma Yaz' adlı oyunu bırlıkte
yapacağız Bırlıkte çalıştıkça daha iyi tanışa-
cağız Sonrası ne olur, nasıl olur bılemıyo-
rum
- 'Gunluk Müstehcen Sırlar', bir komedi,
ama oldukça ciddi bir içerigi var. Oyundan soz
edebib'r mısıniz? Bu oyun ne üzerine?
'Gunluk Müstehcen Sırlar', Freud ve Marx
Freud ve Marx üzerine küçük bir şakagıbı olmak ısteyen ıkı
entelektuel uzerıne
bır oyun Çağımız in-
sanının ne kadar yal-
nız olduğunu, ne ka-
dar çarpık bır sıstern-
de yaşadığını, bu sıs-
temın yarattığı korku
ve çelışkılerı anlatı-
yor Benlığını maske-
ler ardında -kendın-
den bıle- gızleyen gu-
numuz ınsanını deşıf-
re edıyor Çağımız ın-
sanı sureklı rol değış-
tınyor Önceden yai-
nızca oyuncular sah-
nede oynardı, şımdı
butun dunya oynuyor
O yuzden şımdı tıyat-
ro, doğamızı yenıden
keşfetme yolunda bır
mısyon yuklenmelı
Ozkan Schulza'nın yönertiği oyıında, Engin Alkan ve Arif Akkaya oynuyorlar.
Ben ınsanı yenıden keşfetmek ıçın tıyatro
yapıyorum Kendımı dolayısıyla ınsanı Oy-
nadığımız rollerın altında saklı benlıklenmız
var Bır ınsanda bırçok benlık vardır Bunun
ıçın şızofren olması gerekmıyor ama her in-
san bır şekılde şızoıddır ve bırçok benlığe sa-
hıptır Değışık benlıklenmızden ne kadanyla
tanışırsak o kadar zengınleşınz Durtulenmızı
bastırdıkça bır enerjı bınmını de bastınnz, bu
da bızı hasta eder
- Tiyatroyla psikoanaliz arasında işlevsel bir
koşutluk mu kuruyorsunuz?
Evet Tıyatro toplumsal bılınçaltını, psıko-
nalız ıse bıreysel bılınçaltını tekrar tekrar ya-
şayarak ya da anlatarak bılınçustune çıkarma
ve bu yolla bır değışım yaratma çabası ıçerır
Bu anlamda tıyatro ve
psikoanaliz, aynı gore-
vı paylaşıyorlar Zaten
psıkodrama gıbı bır
yöntem gelıştınldt ve
psikoanaliz de bastırıl-
mış duyguların ortaya
çıkarılmasında tıyatro-
nun yontemlerınden
yararlanıyor Oyunun
yazan Antonio De La
Parra. Şılılı Oyunu Pi-
nochet donemınde yaz-
mış Kendısıyle yapı-
lan bır roportajda şun-
lan soyluyor "Bu oyu-
nu yazarken amacım
Pinochet'yi eleştirmek
değil, kendi içimdeki
Pinochet'yi aravıp bul-
maktı." Yazar bu cum-
lesıyle her ınsanın po-
tansıyel bır zorba oldu-
ğunu vurguluyor \e şoyle devam edıyor
"Önemii olan bu zorbanın ne zaman, nerede,
hangi koşullarda ortaya çıktığını keşfetmek.
Boylece ıçimizdeki bu zorbayla başedebılir. et-
kisiz haJt' gedrebıliriz."
- 20. yuzyıla damgasını vuran iki onemli ide-
olojinin kuramcılan Marx ve Freud"u mızıkçı
çocuklar gibi çanşırken gonıyonız ya da Marx
*e Freud olduğunu ıddia eden iki teşhirciyi—
Yazar. hayatı idealist-materyalıst. bireyci-top-
lumcu, proleter-burjuva karşıtiıklanna ındir-
geyen çağımız aydınına hatın sayılır bir eleştiri
yönelliyor.
Tumuyle evet Antonio De La Parra. "Ben
de bir entelektuel olarak şımanğım. kendimi
eleştirmek için bu oyunu vazdım" dıyor Ikı
karşı kutbun ınsanı, bırbırıyle konuşur. tartı-
şır bırbırlerıne yenıden farklı bır gozle bakar-
larsa bır bütunun parçası olduklannı keşfede-
bılırler Bu da spıral forrnunda, daha dınamık
bır gelışme getırecektır Tez ve antıtez çarpış-
tığında sadece kavgayı ızlersen yeterlı degıl-
dır Ama ınsanlar sentezler uzenne konuşma-
ya başladığı zaman dunya değışebılır Şu anda
her şey bır kavgada bıtıyor Zıt karakterlı ıkı
insan dost olabılır. geceyle gunduz gıbı bırbı-
rını butunleyebılır Bızım karakterlerımız de
ılışkı kurmakta zorlanıyorlar once Ama sonra
maskelennı teker teker atıyorlar ve ortak nok-
talannın onlan ayıranlardan daha fazla oldu-
ğunu fark edıyorlar Bu ortaklık uzennden ye-
nı bır boyuta sıçrıyorlar Yalnızlıklannı payla-
şan ıkı insan kalıyor gerıye 'Gunluk Müsteh-
cen Sııiar'ın ıkı karakten bunu yapıyor Bır-
bırlenne sorular sorarak bırbırlennın yarala-
rına dokunarak gerçek kımlıklenm açığa çı-
karıyorlar Her ıkısı de bır yandan kendını
saklamaya çalışırken, bır yandan da dığerını
deşıfre etmeye çalışıyor
'Serbest Oluşum'
•Kültur Servisi - Çeşıtlı sanat
dallanndan, "serbest uretımı ıV e
edınmış" sanatçılann katılımıy »
gerçekleştınlen "Serbest .
Oluşum" başlıklı sanat - ^
etkınlıklen, 5-15 aralık tanhlen
arasında Beyazıt Devlet
Kutuphanesı'nde başlıyor
Muamer Ketençoğlu, Genco
Gulen, Emre Koyuncuoglu, Nur
Akalın, Adnan Tönel gıbı
sanatçıların katıldığı "Serbest
Oluşum I". herhangı bır konu
başlıgı altında ya da bır sanatçıya
bagımlı olarak oluşturulmayacak
Dost Yürek'
grubundan konser
•Kültur Servisi - "Dost Yurek"
muzık grubu, perşembe gunu saat
20 00'de Adıle Sultan Kasn
Kultur Merkezı Ögretmenevı'nde
bır konser verecek Toplululuk,
soz yazan, bestecı ve solıst
Aysun Tımurcan ıle Julıde
Karagulle (vıola) ve Dılara
Elagozlu'den (flut) oluşuyor
Muzık çızgılennde dostlukla ve
sevgıyle yoğunlaştıklanndan
dolayı kendılenne "Dost Yürek"
adını veren topluluk,
çalışmalannda Doğu ve Batı
sentezlerını muzıkal bıçımlenyle
• dılegetınyor
PTT'den hatıra
pullar
•Kultür Servisi - PTT Işletme
Genel Mudurluğu Posta ve
Telgraf Daıresı Başkanlığı Pul
Şubesı, "Ataturk Portrelen
Sureklı Sensı
v
ıle "Turk El
Sanatlan" ve "Mantarlar"
konulu hatıra pulları çıkardı 10
kasımdan bu yana çıkanlan ve
kompozısyonunu Selahattın
Tuğa'nın yaptıgı 'Ataturk
Portrelen Sensı'nden pullar 50
bın lıradan. Turk El Sanatlan'
konulu pullar 7 bın 500 ve 12 bın
500 lıradan, kompozısyonu Fahn
Karagozoğlu'na aıt 'Mantarlar'
konulu pullar da 2 bın 500, 5 bın,
7 bın 500 ve 12 bın 500 lıradan
satışa sunuluyor
'Selamsc Bandosu'
tarihe kanştı
•TA\ŞANLI(4A)-Nesh
Çolgeçen'ın yonettığı.
başrolunde Şener Şen'ın oynadığı
"Selamsız Bandosu" adlı fılme
katkıda bulunan. 'Garp Lınyıt
Işletmelen (GLİ) Bando
Takımı'nın faalıyetıne. odenek
yetersızlığı nedenıyle son venldı
Bando takımının araç gereçlen
' Tavşanh'dan Yetışenler
Derneğı "ne dev redıldı Dernek
Başkanı Fevzı Duzgun. GLİ
bandosunun artık tanhe
kanştığını. bayramlarda.
açılışlarda. kutlamalarda ve
karşılamalarda aranan ekıbın
dagıtılmasının ılçede buyuk
uzuntu yarattıgını soyledı
Holfyvvood Rlm
Afişleri Sergisi
• Kültur Servisi - Geçen aylarda
Osmanlı Haftası ıle mısafırlenne
Osmanlı devnnı ve Osmanlı
antikalannı hatırlatan Çırağan
Palace Casıno. şımdı de eskı
şovlarla Hollyvvood devnnı
sergılıyor 5 hJ
d
gy
muzayedede satışa sunulacak
olan eskı Hollyvvood Fılm
Afışlen Sergısı yanı sıra. her
gece Hollyvvood Haftası
çerçevesınde Manlyn Monroe,
Frank Sınatra, Batı Yakası
Hıkâyesı, Elvıs Presley. Şarlo'dan
şovlar da sunuluyor
Ceryantes Ödülü
Mario Vargas
Uosa'nm
•MADRİD (AA)- Ispanyolca
yazılan yapıtlara venlen en
buyuk odül olarak kabul edılen
Mıguel De Gervantes odulune
Perulu yazar Mano Vargas Llosa
layık goruldu Yazdığı burun
yapıtlar nedenıyle Çervantes
Odulu'nu alan Vargas'ın tanınmış
kıtaplan arasında "Kent ve
Kopekler", "Julıa Hala
ve Kuçuk Memur" ıle
"Katedral'dekı Goruşme"
sayılabılır Londra'da yaşayan ve
aynı zamanda gazetecılık de
yapan Vargas, Peru'da 1990
yılında yapılan devlet başkanlığı
seçımınde merkez sağdakı
koalısyonun adayı olmuş, ancak
kazanamamıştı Latın Amenka'da
lıberal bırdevnmı savunan
Vargas. Peru Devlet Başkanı
Alberto Fujımon'yı de
eleştınyor
KNmrin tablosuna
5.5 milyon dolar
•LOıNDRA(AA) - Av usturyalı
ressam Gustav Klımt'ın "Çıçek
Bahçesı" adlı tablosu açık
arttırmada 5 5 milyon dolara
satıldı Londra'da Ghnstıe's
muzayede salonunda
yapılan açık arttırmada,
sanatçının 1905 yılında
Salzburg'un
doğusundakı Salzkammergut
bolgesınde yaz tatılını geçınrken
yaptığı tablo, kımlığı
açıklanmayan bır müşten
tarafından satın alındı Aynı
muzayedede, Pıcasso'nun "Kadm
Başı" adlı tablosu da 3 5 milyon
dolara alıcı buldu