Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28KASIM 1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
-"Veşil Üzümler Dans Tiyatrosu, 'Kassandra H'yi Foksflın Kültür Merkezi'nde sergiliyor
Süreldi yenîleıııneye açık çahşma
BUAŞAMADA
ŞUKRAN KURDAKUL
\eşıl Lzumler Dans Tiyatrosu
Kassandra II adlı projesıyle
üçüncu sezonuna başlamış olu-
yor Son halıyle Yeşıl Uzumler
öçu Boğazıçı Unıversıtesı'nde
hâla ogrencı olan değışık mes-
teklerden gençlerden oluşuyor
Örneğın Denız Altuıay hukuİcçu,
Denız Boro tunzm rehben Emre
Kovuncuoğhı tstanbul Kultur ve
Sanat \akfı nda çalışıyor Genco
Gulen de medya pazarlamacısı
Gruptakı oğrencıler Ahmet Or-
taçdağ (Kımya) Dıdem Aydın
(Ekonomı) Serkant Çetın (Fı-
zık) Aralannda doğrudan doğ-
ruya dan^la ılgılı bır meslegı
olan tek kışı klasık ve modern
danv dersı \eren Sema Guven
Ç/ogunlugu gençlerden oluşan
Turkıve nufusu gunumuzde en
çok ıktısat ve ışletmecılığe \e kı-
sa yoldan para kazanmava ozen-
dınlıyor 'Ve^ıl Uzumler Dans Ti-
yatrosu bu guçlu vonlendırmeye
rağmen eğıtımı bır para kazan-
ma aracı olarak değıl kendını
yetıştırme toplum ıçınde kendı-
ne ozgu olanı arama surecı ola-
rak aigılamış gençlenn bır unı-
nü
Dokuz
T
oyuncır çalışıyor
Bu topluluğun yenı mekanı
Foksfun Kultur Merkezı Bo-
montı Fırın Sokak takı bu uç
yıllık bına Sıdıka \talay a aıt
anbul un kendıne ozgu kaosu
ıçınde umulmadık bır koşede
gulumseyen bu venı sevımlı me-
kan barınacak bır ver arayan
"avant-garde" sanatçıları bagrı-
na basıyor Foksfun Kultur Mer-
kezı nde bu vıl ılk kez Ali Pövra-
zoğiu'nun ışletmecılıgıyle reper-
tuvarlı ve programlı bır sezona
başlanmış
Bu yıl Yeşıl Uzumler. dokuz
"oyuncu" ıle çalışıyor Evet ta-
nıtım broşurunde
i4
oyuncu"ola-
rak adlandırılan bu sanatçıların
sergıledığı Kassandra II gerçek-
ten de "dansçılık", "ayunculuk
1
",
hatta "ressamhk"gıbı değışık sa-
nat dallannın bır arada kullanıl-
Esenn ıkı kadın
yonetmenınden bın
olan Zeynep
Gunsur, farklı
dıllen bır arada
kullanarak farklı
algı platformlan
yaratmayı
amaçladıklannı
anlatıyor
'Kassandra II
1
algılama ve ıletışım
kurma bıçımlen
uzenne bır
deneme, bır
araştırma
projesı Sureklı
yemlenmeye,
araştırmaya açık,
yureklı ve kararlı
bu çahşma, her
cumartesı 20 30
ve her pazar
15 OO'te
sergılenıyor
masıyla oluşturulmuş bır "pro-
je" Esenn ıkı kadın vonetmenı
Zeynep Gunsur ve Emre Koyun-
cuoğlu Zeynep bu yılkı gosterı-
nın bır yonetmen çahşması ol-
masına bırlıkte karar verdıklennı
anlatıyor Teonk çalışmalara bır
yıl once başlamışlar Zeynep, bu
bır yılı Mıddlesex Unıversıte-
sı'nde gosten sanatlan konusun-
da yuksek lısans okuyarak geçır-
mış
Kassandra II, bu eğıtımm so-
nunda hazırlamakla yukumlu ol-
dugu projenın bır parçası Yıl
boyunca Emre ıle mektuplaşarak
on çalışmalan yurutmuşler Bu
ıkı yönetmenın ortaya çıkardığı
anahtar kavramlar (sevgı hırs
azınlık, kadın ) grup çalışmala-
rında yorumlanmış ve ortaya
Kassandra I çıkmış Bu çahşma
ağustosta dort ayn mekânda gös-
tenldı Kassandra II, bınncı ça-
lışmanın Foksfun Sahnesı nde
yenı kostumler ve sahne tasarı-
mıyla yenıden yorumlanmasın-
dan ortaya çıkarıirmş
Zeynep farklı dıllen bır arada
kullanarak farklı algı platformla-
rı yaratmayı amaçladıklannı an-
latıyor Kassandra II algılama
ve ıletışım kurma bıçımlen uze-
nne bır deneme bır araştırma
projesı Gosterıler bov unca Gen-
co Gülen tarafından oluşturulan
tablo gıbı sureklı gelıştırılen ve
venılenmeye açık bır çalışma
Göz ve görme yetisi
Bu çalışmanın anahtar kav-
ramlarından bın de değışık an-
lamlanyla "göz" ve "görme yeti-
sT Kendı gerçeğımızı çogu za-
man farkına bıle varmayacak ka-
dar ıçselleştırdıgımız kalıplaşmış
bakış açılarıyla dıle getınnz Bu
kalıplar bellı "göruş"lerın ege-
menlığının toplumda hala sur-
mekte olduğunu v urgular Orne-
ğın hukuk sovlemı Mar\ıst-Le-
nınıst sovlem tıp sovlemı, dın
soylemı Çağdaş femınıst goru-
şe gore sozlu dıl tanımlar sınıf-
landırmalar ve bunların hıverar-
şık sıralamalan vurgulavarak
egemen değerlen vaşatan bır
araca donuşmuştur Bunun ger-
çekleşmesı ataerkıl yaşam bıçı-
mının topluma verleşmesıvle eş
zamanlı olarak değerlendırılır
Bu durumda daha çok ıçsel dur-
tu \e tepkılerle bıçımlenen be-
densel dıl ve dans msanın sozlu
ıletışımın vanı sıra vaşattıgı baş-
ka bır boyutu dıle getırmesı ıçın
klışeleşmış kalıplar otesı bır or-
tam varatabılır
lnsan "Adın ne"sorusuna ko-
nuşmadan cevap vermek ısterse
ne olur' Bu durumda nufus kâ-
gıdının veya kışısel bılgıler do-
kumanının otesınde çok daha
kendıne ozgu nıtelıkler devreye
gırecektır Avnı şey Kassand-
ra'nın oykusunun Kassandra
gerçegının resmedılmesinde de
soz konusu Renklerın fırça dar-
belennın patlayışı, boş bır tuvalı
doldururken oluşturulan bıçım-
ler \ urgular
Oyun bov unca başı ve sonu
bellı bır ovkunun sunulması ye-
nne. ızleyıcıvı sureklı duşunme-
ye ıten sorular çozum bulama-
manın sikıntısıyla boşluğa bıra-
kılıyor "Kassandra kım, nere-
de?" Bütun mıtolojı kahraman-
ları gıbı o aslmda her mekanda
ve her kışıde çozuimeyı bekle-
yen sorulann sorunlann oldugu
her yerde O her şeyden once
kadın kendı gozu ıle goren gor-
mek ısteyen ve algıladıklarını
ıfade edecek bır dıl aravan her
kadın "Tanıklığı talep edecek
bır tek insan dahı kalmasa, tanık
olarak kalmak"ısteven bır ınsan
"Ortava bulmaca çıktT
Zaman zaman karartılmış sah-
nede zaman zaman ovuncularla
avnı anda Hüsevin Katırcıoğ-
lu nun odunç verdığı barko ara-
cılıgıyla yansıtılan ovunun ara-
sına serpıştırılmış goruntüler
Kassandra ll'de kabul edılmış
kanıksanmış kalıplar çerçevesın-
de bır anlatım bıçımı aramamak
gerekıvor Zeynep Gunsur, bu
konuda şunları soyluyor "Bır
anda gostennın butununu algıla-
mak çok zor Biz bunu kolavlaştı-
racak bır şev de vapmadık. söy-
ledıklenmı bir ozeleştirı olarak
kabul edebılirsıniz.
Eğer seyırcı ıçın baa kolavlık-
lar saglasavdık. birtakım ozveri-
lerde bulunmamız gerekecekti
BUPU vapmayınca da ortaya bır
bulmaca çıkb.
Bu sorun üzerine hâlâ duşü-
nüyonız."
Zor ve iddialı bir yapıt
Cana Uzunatağan ın hazırla-
dıgı sahne tasanmındakı aynalar
ışığı bazen oyle ters bır bıçımde
seyırcının gozüne yansıtıyor kı
"gormek" ıçın ozel bır dıkkat ve
çaba gerekıyor Belkı de bır tesa-
duf sonucu ortaya çıkan bu du-
rum kullanılan aykırı anlatım bı-
çımıne ters degıl Şaşınyor kızı-
yor ve gormek ıstıyorsunuz Ne-
yı, ne kadar ve nasıl goreceğınız
ıse daha çok sızın seçımınız
Alumınyum kağıtlar kaplanarak
oluşturulmuş aynalar uzerınde
oyunculann terlı ellerı ılgınç ız-
ler bırakıyor Şeffaf pleksıglas
hucrede kıstırılmış dansçıların
goruntusu bır derecede bulanık-
laşıyor Çeşıtlı gondermeler
duyguların ınış çıkışları ve ko-
puşları sessız boşluklarla bırlık-
te kullanım muzık de esere avn
bır renk katıyor Zaman zaman
gıyılen şeffaf musamba ceketle-
rın çıkardığı hışırtı ve pleksıglas
hucreyı çagrıştırışı da kostumle
eser arasındakı butunlugu vurgu-
luyor
Ustesınden gelınmesı gereken
en onemlı sorun sıyah perdeler-
le oluşturulmaya çalışılmış kulıs
gınş çıkıslannın kullanışlı olma-
ması oyunculara rahatsızlık ver-
mesı Belkı de perdelerden arın-
mış çıplak bır sahne bu aykırı
esere daha uygun olurdu Ne
olursa olsun konsantrasyonun
asla kopmaması oyunculann
ıçındekı enerjının duşmemesı
gerekıvor Bu zor ve ıddıalı ya-
pıtta seyırcının dıkkatını ılgısız
rahatsızlıklara kavdıracak en
ufak bır duraksamaya bıle ver
verılmemelı
İLESAM'in
şiir anlayışi: 'Dandini Dandini Dastana!'SENNURSEZER
\er Beyazıt Devlet Kutupha-
nesı Okuma Salonu tanh 25 Ka-
sım 1994 saat 13 00 konu
Turk Edebıyatında Kadın Şaırler
Konferansı duzenleyen İLE-
SAM Bu bılgılenn yer aldığı bır
afış gordugunuzde sız ne dus,u-
nursunuz bılmem ben bu konfe-
ransı ızleme ısteğı duvdum Ger-
çı İLESAM devletçe kurdurul-
muş bır 'Uim ve sanat eserten sa-
hıpleri' orgutuydu Resmı aynca-
lıkları vardı uvelen sanat dunya-
sınca çogunluk 'meçhul' kışiler-
den oluşuvordu Ama bu orgutun
[ çasal olanakları araştırmalar
mcelemeler ıçın yeterlıvdı Kım-
bılır ne yetkın bır araştırma suna-
caklardı dınlevıcılere Ustelık ko-
nu benım vıllardır bıtıremedıgım
bir ara^tırmavla ılgılıydı
Bıraz geç kalmanın uzuntusuy-
te satoıta gınkgıınde, tuın sıralan
lıselı ortaokullu gençlerın dol-
durdugunu gorup sevındım Ar-
kamdan brr tatrar ögrencı daha
gelınce çok geç kalmadıgıma da
ınandım Konuşmacı o sıra anne
ıle anadıl ılışkısını anlatıyordu
tanhsel bır şey kaçırmamıştım
Aliye Aren adlı konuşmacı bır
sure sonra. dıvan edebıyatımızda-
kı kadınları anlatmaya başladı
Gerçı tanh yanlışlan yaptı Orta-
da bulunmavan dıvanlardan ka-
nıtlar verdı Aren Mlhri Hanım'ın donemınde 'çü-
şn' dıye anıldığı evınde şur toplantıları yaptıgı
gıbı kaynagı belırsız bılgılerden sonra Zeynep
Haıum ıle Vlıhn Hanım tstanbul dışında vaşamış-
lar gıbı 'taşrada' dıvan şıırıne ılgı duyan 'ev ka-
dınlan' olduklannı dıvan şunnın, 'aile yaşamına
gırdiğine gore" pek seçkın edebıyatı sayılamayaca-
ğını da soyledı Tanzımat a kadar 'atlaya zıpla-
ja'aynı adı taşıyan çeşıtlı donem şaırlennı tek kışı
sayarak camı ve okul yaptırdığı bılmen, şıır yazdı-
ğına kaynaklarda rastlanmayan sultanlara şıırler
"atfederek' geldı Ben de bır soluk aldım Leyla
Hanım'la Leyla Saz'ın Fıtnat Zubeyde ıle Fıtnat
Hanım'ın ayn kışıler olduğunu kaç kışı bılıyordu
Halk
edebıyatımızı
Begum \azıcı
anlatacaktı
Doğrusu kulak
kesıldım Hele
Alp Er Tunga
sagusunu
kadınlann
yazdığı falan
gıbı ılk kez
duyduğum
savlarda
Nınnılerve
ağıtlann
kadınlarca
yazıldıgını
soyledığınde
sevındım Bır
ornek
okuyacağını
soy leyınce
kalem kağıdı
l d Ve
canlar adına şıır yazdıgını bılmese soylemese de
olur Alıye Aren, dıvan şıırı ve Mevlevılık konusu-
na hıç değınmemıştı
AJıye Aren ın, Tanzımat ve cumhunyet sonrası
kadın şaırler ıçın soyledıklennı yazmaya pek elım
varmıvor ama madem başladım surdureyım Fran-
sız etkısı yanlış Batılılaşma dıvan geleneğını sur-
durenlere ovgu Sıyasal yanından soyutlanmış bır
Vaşar Nezihe, Yahya KemaTce begenılmeyen Ni-
gar Hanım az bılınen şurlennden bırıvle Hahde
INusret Zorlutuna. Nazan Danişment, Adile Avda,
Cavidan Tümerkan konuşmacının kotulemesınden
kurtuldu Sayılan arttıkça nıtelıkçe kotuleşen Turk
şaırlennın hanım kesımı 'felsefeden yoksun, du-
zeysiz şiir' uretmekle suçlandı Bu durumun edebı-
yat tanhınde de boyle nıtelendırılecegı ustune vura
vura (basa basa değıl) soylendı Babası ve erkek
kardeşı yuzunden ayrıca, Kıbns'ta yaşadıklarıyla
Neşe Yaşın suçlamalardan kurtuldu Bır ıkı ad da-
ha sayıldıysa da ovulduler mı yenldıler mı anlava-
madım Aren toplumun koklu reformlarla degışı-
mınden sonra edebıyatın da eskı guzellığıne kav u-
sacagını muıdelcdı 1950 ve 1980 den aonra 3ÜVI
g
ları anıp nıtelığı bozulan kadın şaırler tanımı sa-
lnnrlalı kadın II FSAM ııyHprını rahatsi7 ptmı>,
zaten Oğrencıler de kıpır kıpır kendı aralannda
konuşup duruyor vakınlanndakı 'büyııklerin' va-
zar olup olmadığını oğrenmeye çalışıyorlardı
Herhalde konuşmacı bu vuzden vanlışlar vapmış-
tı Halk edebıyatımızı Begüm Vancı anlatacaktı
Doğrusu kulak kesıldım Hele Alp Er Tunga sa-
gusunu kadınlann vazdığı falan gıbı ılk kez duy-
duğum savlarda Nmnıler ve ağıtlann kadınlarca
yazıldıgını soyledığınde sevındım Bır ornek oku-
yacağını soyleyınce kalem kâğıdı hazırladım Ve
konuşmacı mezzo soprano sesıyle guzel bır nınnı
orneğı okudu "Dandini dandini dastana/ Danalar
girmiş bostana/ Ko\ bostancı danayı/ Ycmcsın la-
hanavV Lahana da vemez kokunu ver/ vb.~ Bınsı-
konuşmacı
mezzo soprano
sesiyle guzel bir
nınnı örneğı
okudu
Dandini
dandini
dastana
Danalar gırmış
bostana
nın bu hanıma Amil Çelebioğlu'nun Turk Nmnıler
Hazınesı adlı kıtabı okutması gerektığı açıktı
Aslında 'dandini dandini dastana'da kadın vara-
tıcılığı goren bakış açısını gorunce salondan çıkıp
gıtmem gerektı ama Gaflet ışte Begum Yazıcı
50'ye yakın olduğunu belırttıgı halk kadın şaırle-
rıyle ılgılı ılgınç şevler soyler dıye bekledım O
akrabalık ılışkılenvle kadının şaır olabılme koşul-
larını Gûlluşah Bacı-Aşık lhsani evlılığını \şık
Ömer'ın kızı Aşık \slı Bacı'vı anıp bır ıkı şurden
sonra 'kadın erkek avnmı yapmamak ıçin'bır de
•Yunus" okudu Hakkını yemeyeyım Bektaşılığın
kadın şaır vetışmesındekı etkısıne de değındı Cs-
tunkoru de olsa Kımı Bektaşı babalannın, kadın
olmalı kı şıır okumaya çağnlanlar pek naz ettıler
En cesur kadın şaır 'At elinden cigaravı' sozle-
rıyle baş-layan şttrt okuvandf Beı» ştm dm)«rk*ıv -
bır toplantıda "Buvukannem de bir şev ler karalı-
yor, ona nasıl vardım edenm
rl
dıyen genç kızı hatır-
ladım Fıdan dıkelım çevrevı temız tutalım gıbı
konular yanında ne soylendığı ses tesısatı yuzun-
den anlaşılmayan şıırlen de dınledık 'Salonda şiir
okumak isteyen hanımlara' yapılan çağn yanıtsız
kalınca toplantıyı yoneten Ayla Agabegüm şurle
muzığın ortak yanından soz edıp Hadive Hanım'ı
mıkrofona çagınp şarkı dınleveceğımızı bıldırdı
Hadıye Hanım ellen havada, gozunde kara göz-
luklenyle ortaya çıkıp "Sazsız zor olacak" ozuru-
nu soylevınce kalktım Ben kapıdan çıkarken ya-
kında Radvo Bır'de sovleyecegını televızvon ka-
nallan ıçın henuz bır teklıf olmadığını mujdelıyor-
du Mantomu gıyerken de 'gençlerin Hadive abla-
lanna Zekai Tunca'nın şarkısı ıçin tempo tutmala-
n' ısteğı vankılanıyordu
Her şey ıyı hoş Ben pek eğlendım Edebıyatı
bılen herkes. bu tur toplantılarda gulup eglenebı-
lır ustelık şarkılı turkulu, dandini dandini dastana-
lı uyuyabılır Ama şu ortaokul çocuklanvla lıselı-
len ILESAM'ın şıır ve edebıyat anlayışından nasıl
koruyacağız'
Ydlar sonra yeniden 'Sevgflime €K>Z Kulak OF
Kultur Servisi - Dormen Tiyatro-
su 1994-95 sezonu repertuvarına
dorduncu oyun olarak seçtığı George
Feydeau'nun 'Sevgilime Goz Kulak
OT adlı komedısmın provalanna baş-
ladı
Nisa Serezli'nın dılımıze kazandır-
dığı Çetm Akcan'ın yonettığı oyunda
Haldun Dormen, Çiğdem Tunç, Sel-
çuk L luerguven, Ali Cağaloğlu, Suat
Sungur, Şebnem Ozinal, Hakan Ök-
ten, Gulbin Yeşil, Emre Altuğ, Halit
Ergenç ve Seiim Erdoğan rol alıyor
'SevgiBme Göz Kulak OF
1962-63'te büyük ilgi gördfl
Haldun Dormen, oyunda hayatını
ıyı geçırmeye çalışan, gece yaşamını
seven evlenmemış, ancak babasından
kalan mırasa sahıp olabılmek ıçın ev-
lenmesı gereken orta yaşlı bır Fran-
sız'ı canlandınyor
Dormen, oyuncu seçerken karakte-
re en uygun, o rolu en kolay oynaya-
bılecek ınsanı bulmaya ozen goster-
dıklennı belmıyor
Seyırcının de oyuncuların rollere
uygun olmalan beklentısı ıçınde ol-
Dormen
Tiyatrosu,
Çetın
Akcan'ın
yonettığı
George
Feydeau'nun
komedısını
32 yıl sonra
veniden
sahnefeyecek.
duğunu söyleyen Dormen, kadrola-
nnda boş kalan oyuncular olsa da,
ışın kolayına kaçmayıp uygun ınsan-
lan aradıklannı vurguluyor Kadroyu
hep genış tutmayı yararlı gorduklen-
nı, Dormen Tıyatrosu'nun her zaman
genç oyunculan lanse ettığını vurgu-
layan Haldun Dormen, sozgelımı 'Alo
Arkadaş1
oyununda dort oğrencısının
rol aldığını, bunun da kendısıne bu-
yuk gurur verdığını ıfade edıyor
Oyunun yazan Feydeau'yu gelmtş
geçmış en buyuk fars ustalanndan bı-
rı olarak nıteleyen yonetmen Çetın
Akcan bu nedenle bu oyunu yınele-
meye karar verdıklennı ve 1995 yılın-
da ılk oyun olarak 'Sevgilime Göz Ku-
lak OTu sahneleyeceklennı belırtıyor
Akcan, bugun Ingılterede sureklı
oyunlan oynanan Ra\ Cooney'nın
Feydeau'nun devamı olduğuna dıkkat
çekerek "Buyûk ihtimalle Coonev her
şeyi Fevdeau'dan oğrenmiş" dıyor
Akcan, oyunu tamamen tars ve kome-
dının ılkelenne bağlı kalarak. klasık
olduğunu da unutmadan sahneye ko-
yacaklannı belırtıyor
'Sevgilime Goz Kulak OP. 1962-63
sezonunda Haldun Dormen'ın yonetı-
mınde ılk kez oynandığında büyuk ıl-
gı gormuş Haldun Dormen, Ayfer Fe-
ray, tzzet Gunay, Metin Serezli, Tur-
gut Boralı, Erol Keskin, Mehmet Oze-
kit, Altan Erbulak, Füsun Erbulak,
Erol Gunaydın ve Lale Belkıs rol al-
mışlardı Bu kadrodan yalnızca Hal-
dun Dormen ın rol aldığı oyunda bu
yıl yıtırdığımız Ayfer Feray'ın oyna-
dığı 'Ameüe'rolunu Çiğdem Tunç ust-
lenıyor
Çağdaşlaşma Deyince...
II Meşrutıyet donemı aydınları, kurtuluş umutlarını yıl-
lar yılı "muasırlaşma" sozcuğunun buyusunde aradılar
Yarı-somurge durumuna getırılmış bır ulkede tersıne
ışleyen çark nasıl duzene sokulacak?
"Muasırtaşmakla "
Demokrası mı? Ulusal ekonomı, endustrı, "Teşebbus-
u Şahsı" mO
Kılıdın anahtarı "Muasırlaşmak "
"Çağdaşlaşma" olarak Turkçeleştırdığımız bu kavram,
elde kalan ağacın tek tutunacak dalı oldu, II Meşrutıyet
donemı aydınları ıçın
Ziya Gokalp, "Turkleşmek, Islamlaşmak, Muasırlaş-
mak" (1918) adlı kıtabında çağdaşlaşmadan ne anladı-
ğını şoyle anlatıyordu
"Bugun bızım ıçın muasırlaşmak demek, Avmpalılar
gıbı zırhlılar, otomobıller, uçaklar yapıp kullanabılmek
demektır Muasırlaşmak şekılce ve yaşayışca Avrupalı-
lara benzemek demek değıldır Ne zaman bılgıler ve sa-
nayıı malzemelennı aktarmak ve satın almak ıçın Avnj-
palılara muhtaç olmaz hale geldığımızı gorursek, o za-
man muasırlaşmış olduğumuzu anlarız " (1974 bas sf
12)
Gunumuzde de çağdaşlaşmayı boyle anlayanlarımız
çoğunlukta Ama yaşam doğrulamıyor bunu Uluslara-
rası sermaye teknolojıyle bırlıkte dunya goruşunu, kuttu-
runu de dayatıyor yorungesıne aldığı ulkelere
ikı yonlu egemenlık alışvenşın doğasında yatıyor çun-
ku
Gormezlıkten gelemeyeceğımız başka olgular da var
Yunanlılar bızden once kurtuluş savaşı verdıler, bız-
den once çağdaşlaştılar da darbelerden cunta yone-
tımlerınden, duşun ve sanat adamlarının kıyımlarından
yakalannı kurtarabıldıler mı''
Gokalp'ın duşledıklerının çoğunu gerçekleştıren çağ-
daş Italya ve Almanya'da faşızm, uygarlığa pek mı uy-
gun duşuyordu
Ya emperyal guçlerın edımlerı
Insanların yaşama haklarında, duşunmede yaratma-
da, ıdeolojı belırlemede, bolge savaşlan çıkarmada
"Uç Denız Gez/s/"ne katılan dort yuzu aşkın yazarın
kımı toplantılardakı konuşmalannı dınlerken yenıden du-
şundum bunları Bır ıkısı dışında, soz alanlar ozellıkle te-
mel haklara ılışkın goruşlerını bıldmrken emperyalızmın
varlığını ve neden olduğu bunalımlan hıç mı hıç hesaba
katmadılar çunku
Bu arkadaşlar da çağdaşlaşmış ulkelerın ınsanları
Ustelık de yazar
Benım bıldığım yazar, gerçeğı aldatmacaya çevırenle-
rın çektığı perdeyı aralama yığıtlığını gosteren adamdır
Gorunenle yetınmez
Hele yaşama, duşunme ve yaratma ozgurluklen ko-
nuşulurken
Hele ırk, dın ve etnık ayrımcılığın neden olduğu kıyım-
lar karşısında "ne yapmalı" sorusuna yanıt aranırken
"Uç Denız Gez/s/"ndekı gundemlı toplantılarda gerçe-
ğın asıl yuzunu gostermeye çalışan bır ıkı yazarın da bu-
lunduğunu soylemıştım
Bunlardan bın isveçlı Jon Mıyrrdall.
Okurlanma Mıyrrdall'ın "Palme bıle Bangladeş-Hın-
dıstan savaşında buyuk ulke olan Hındıstan'a sılah sat-
tı" tumcesını aktarırken ınsana guvenımı yenıledığını be-
lırtmek ıstıyorum
Hele Yunanıstanlı romancı Samarakıs'ın şu sozlennı
yenıden okurken
"Özgurlukler, tum dunyada baskı altında Unutmaya-
lım Fransa'da bıle polıs, ınsanlann yatak odalartna ka-
dar gırıyor"
"Uç Denız Gezısı "nde de 162 yazar ve gazetecının
cezaevlerınde yattığı bır ulkenın şaırı olduğumun bılın-
cındeydım kuşkusuz
TBMM'ye egemen olan partılenn duşunceyı suç say-
ma suçu ışledıklerının de
CRR Konser Salonu'nun
özerkliği için imza
kampanyası (3)
Bogazıçı Lnıversıtesı oâre
tım uvelen ve elemanları Dr
Arzu Ozturkmen. Işık \kça.
\suman \rasan Canan Gu-
vezne Mucella \vdın \ase-
mın >aya. Nura> Oz. Emel
\T Gör PTnarttes-en Ofr. trdem flfcret Işıfc
Gor. İlknur Egel Doç Dr
Işuv üengı^ Vaprak Erdem.
Gultaç Horasan Selmin Can
Serpıl Seren Guher Kurtte-
kin, Semra Esmer Nevın
Gungor Yusuf Mugaloğlu
Elıf Sağsen Prof. Dr. Selahat-
tinKuru Elıf Çetın Prof. Dr.
Hadi Ozbal Doç Dr Gun
Kut İlknur Doğan Prof Dr
Gulav Altav \ard. Doç. Dr.
Gunay Anlaş Doç Dr Turan
Ozturan Prof. Dr. Betul Kır-
dar Nalan Gokaoz Prof. Dr.
Jale Parta Prot "br Cem Tav-
lan Aytul Erel Vagmur De-
nızhan Doç. Dr. Ayşe Buğra
Semra Ozer Prof. Dr. Metin
Anık Enıs Oğuz Omer
Oğuz Doç Dr Kuban \ltı-
nel Doç. Dr. Levent Molla-
mustafaoğlu Doç Dr \aman
Barlas Gareth \\innm Oğr
Gor Ayfer Ecevıt Dr. Nur
\rolsenn Dr Nur Mardın
Ender Gurol Doç Dr Ulker
Ince Doç. Dr. Suat karantay
Yard Doç Dr Nukhet Esen
Prof. Dr. Bike Kocaaoğlu Per-
ran Akan Nard. Doç. Dr. Reşit
Ergener Hanıfe Onder Jale
Yayla Bırgul Egelı. -Vrzu
Toktaş Canan Dedeoglu Fu-
sun Enginbilgiç
Necla Aydın Ayçıl Eser
Hımmet Poyraz Mehmet
Ocaklıoğlu Bahattın Pehlı-
van Tijen Kayralcı Aslı Mar-
dın, Fatma Oz Serap Suva-
roğlu Mualla Orhon Avtul
Dınler, Nihal Ozvnksel Meh-
met Saygın Raşit Çavaş Ebru
Çomlekoğlu Yasemin Metin
Şule Sonmez Aslıhan Dinç
Ismet Değıımencı Avni Çaği-
nr Şınası Gokçe Fatih Tıpır-
danur Retık Tabakçı Hida-
yet Karakış Hulya Çelık Ta-
mer Koparon Avni Akbaş
Ceyda Ozuekren Ayşe Çelebi
Hande Dındar, Bulent Gen-
cak Irfan Atıcı Ayçıl Guven,
Ayça Tıryakı Şenol Arıca,
Sevım Gunay, YurdanurGun-
dem Oya Pamırtan Zahir
Guvemlı Berna Şoray Şehri-
ban L'ğurlu Ozcan Uğurlu,
Bozkurt Didem Taş, Klodın
.S.-trıhnvarıyan j
Kutlu Tav Tolga Doğan Can-
sen Turak Jale Tuneer Pınl
Ok \\i Kıraman Esınç De-
mırkapu Ferda Martin Sezar
Armaca \rzu Alanç Seyyare
Turgut \yfer Çakır Behıç
Ergın O>a Şentuğ Ayşe Ak-
manoglu Imren Sipahi Fun-
da Guven İdrıs Ozgul A
Medar Gorekçıoğlu Sezer
Atakan Hıkmet Uzunoğulla-
rı Ebru Atakan Mehmet
Baltacı Ca/ıbe Işıkdağ Ali
Bakın Ilker Hasköy Semıne
Sevgı Cengiz Taşan Tuna
Dural, Nebahat Dinler Ayşe
Durukan Turkan Erkin Seda
l>ça İpek Değer Dıdem Kor-
tav Melahat Keskiner Mıne
Ozgen Mujde Turan Ulus
Fatıh Demırcı Ona\ Sozer
Hacer Avsal Ekin Nayır
Beyhan Ozer Fatih Erdoğan,
Turan Toska Hulya Botan.
Fatıh Erdoğan Turan Toska
Hulya Botan, Cemalettin Oz
Arıf Keskiner. Gulseren En-
gın Muhterem Pekgız Huse-
yin Baş Gulız Kaptan Se\gı
Özel, \ Kudret. Mehmet lıg-
lı Ayten Mutlu Sevgı Sonay
V ılmaz Udar Etan, Ozden
Sargut \ydınoğlu L'lku Kuş-
tutan Deniz Banoğlu Ayşe
Kudrat İhsan Kudrat. Asıye
Çelıkler Nedim Arat. Ilker
Çelık Barış Kahyalar Yaşar
Okur Yeşim Erınç Bırsen
Bıkmen Dr. TüTin Yazgaç
Behıce Gul Torun Ayşe Se>-
han Canan Savaşkan Ayşe
Akdoğan Ebru DemırKol
Hande Savaş Denız <\ksen.
Mehtap Seviler Menh Sev ılır,
Meliha Güveli Menh Ters
Guler Sayra Armay, Fusun
Kılıçlıoğlu, Sumru Başaran.
Özcan Sertkaya Hale Tınıç
Ayşegul Akça Ayşe Aksoy
Muberra Ader Munevver
Bağ. Aydın Pesen Pınar Pe-
kel, Pınar Tısoglu Emel Oğııl
Fende Hekımgıl, Cumhur
Guldemir
SLRECEK