Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1994 PA2AR
14 KULTUR
'Acı Gerçek- Avangard Sanat ve Büyük Savaş' sergisinde 80 sanatçmın yapıtlan yer alıyor
Rastlananıayacak anlar ve sıriar
'Yıkıcı
hareketlere
karşı etkin
tavır gerek'
Kültür Servisi - TBMM Bütçe
Komisyonu'ndaki görüşmeler sı-
rasında komisyonun DYR MHP,
ANAP ve RP'li üyelerinin, Dev-
let Opera ve Balesi ile diğer sanat
kurumlanyla ılgili sözlen ve ta-
vırlan üzerine başlayan tepkiler
sürüyor. TOBAV (Devlet Tiyatro-
lan Opera ve Balesi Çalışanlan
Yardımlaşma Vakfı) tarafından
Cumhurbaşkanlığı, TBMM Baş-
kanlıgı, parti liderleri ve parti
grup başkanlarına gönderilen
metinde, "sanat alanına yönelik
yıkıcı tutumun doğrudan Türkiye
Cumhuriyeti'ni yok etmeye yöne-
lik hazırlıklar" olduğu belirtile-
rek şöyle deniyor:
"Bizler: Devlet Tiyatroları,
Opera ve Balesi'nin tüm sanatçı
ve çalışanlan, Türkiye Cumhuri-
yeti'nin sorumlu yurttaşlan ola-
rak aşağıdaki acıklama ve talep-
leri zorunlu görüyoruz. Tanik
olunan odur ki, ülkemizde sanata
karşı gösterilen yıkıcı ve yok edi-
ci amaçlı hareketler giderek yay-
gınlaşmakta, etkin ve görevli ku-
rumlara kadar yayılmaktadır.
Açık ve net olarak belirtmek
istıyoruz: Bu ülkenin varlık nede-
ni. laik Türkiyle Cumhuriyeti ve
onun en önde gelen kültür sanat
kurumlarıdır. Yaşadığımız du-
rum. cumhuriyetin kan damarla-
nnı, dolayısıyla sanat kurumlan-
nı yok etmek, böylece insanı, ha-
yatı ve özgür yaşamalan onadan
kaldırarak, uydu bir ülke. kul-in-
san yaratmaya yönelmektedir.
Emperyalizme karşı ilk kurtuluş
savaşmda dünya örneği yaratan
bu ülke, çagdaş insanın gelışi-
minde de eşsiz bır örnek oluştur-
muştur. Söz konusu kurtuluş ve
çağdaşlığın yarattıgı ve geleceğe
ait ümit ve beklentiler açısından
başta gelen yaratma alanı sanat
kurumlandır.Bu kurum ve çalış-
malann Atatürk-Cumhuriyeti'nin
varlık nedeni oldugunun bir kez
daha anımsanmasını diliyoruz.
Sanat alanına yönelik her tür
yıkıcı, yıpratıcı tutum doğrudan
Türkiye Cumhuriyeti'ni yok et-
meye yönelik hazırlıklardır. Bu
nedenle, sanatı ve sanatçıyı des-
teklemenin anlamı, bugün son
derece hayati önem taşımaktadır.
Talep ve beklentimiz, varlık
nedenimizi korumak, dahası ge-
liştirmek ve zenginleştiımektir.
Bu görev ve sorumluluğu pay-
laşmayı zorunlu görüyor, yıkıcı
hareketlere karşı etkin tavır ve
gereğinı talep ediyoruz."
AHU ANTMEN
LONDRA - Bugün medya aracı-
lığıyla oldukça yakından izleyebil-
diğimiz Bosna-Hersek 'kargaşasını'
yıllar sonra bu bölgenin sanatçıla-
nndan da dinleyeceğiz, göreceğiz
kuşkusuz. Televizyon ya da gazete-
ler aracılığıyla gördüğümüz o bir-
kaç saniyelik haber bültenlerindeki
kargaşa ya da durağan bir fotograf
karesine hapsolmuş bir anın ötesini
bilebileceğiz o zaman. Sanatçılar
anlatmaya başladığında. Bugün
'medya paketiyle' sunulan görünfü-
lere yarın bu ülke sanatçılarının
gözlerinden bakacağız. Tarafsız
olacak mı/olabılecek mi sanatçılar?
Savaşı "dışardan' gözlemleyenle ve
yapıtlanyla dünyaya aktaran sanat-
çılann yaptıklanndan daha mı güç-
lü olacak etkileri? Izleyiciyi rahat-
sız edecek mi bu görüntüler? Ve sa-
vaş, savaşlar ne yapıyor insanlara?
Sanata?
Berlin'den sonra Londra'da açılan
"A Bitter Truth-Avant-Garde Art
and the Great War"(Acı Gerçek -
Avangard Sanat ve Büyük Savaş)
sergisi, bu gibi sorulara yanıt anyor.
• Barbican Sanat
Galerisi'ndeki sergi, 80
sanatçmın 200'e yakın
yapıtını bir araya
getiriyor: Birinci Dünya
Savaşı sırasında
Avrupa'da bulunan,
savaşı yaşayan, yakından
izleyen hatta savaşan,
ailesini, dostlannı savaşta
yitiren ya da 'dışardan',
gözlemci olarak savaşı
izleyip de gördüklerini
yansıtan 80 sanatçı.
Söz konusu "Büyük Savaş", Birinci
Dünya Savaşı. Barbican Sanat Ga-
lensi'ndeki sergi, 80 kadar sanatçı-
nın 200'ü aşkın yapıtını bir araya
getiriyor: Birinci Dünya Savaşı sıra-
sında Avrupa'da bulunan, savaşı ya-
şayan, yakından izleyen hatta sava-
şan, ailesini, dostlannı savaşta yiti-
ren ya da 'dışardan', gözlemci ola-
rak savaşı izleyip de gördüklerini
yansıtan 80 sanatçı.
"Hadi bugün bir sergi görevim"
diye Barbican Sanat Galerisi'ne gi-
den îzleyicinin moralini bozacak
türden, ama aynı izleyiciye hiçbir
tarih kitabında rastlayamayacağı
'anlarT, 'sırlan' \eren bir sergi bu.
Felix Vallotton 'Sauain Kilisesi' (1917 üstte) WaJter Sickert, 'Kral Albert'in askerfcri (1914 yanda).
Galerinın bir köşesinde duran TV
ekranından yayımlanan sessiz savaş
belgeselinden -bu belgeselde her
şeyi, 'çarpışmalan', kaçışlan. ölüm-
leri görmemize karşın- çok daha
çarpıcı, sergide yer alan resim ve
heykeller. Çünkü her biri, bir sanat-
çmın ruhunu yansıtıyor. her fırça
darbesi sanki geri plandaki (ön
planda dcmek belki daha doğru.)
savaş gürültüsünün -kimi zaman
patlamalar, kimi zaman bağınp ça-
ğıran insanlar, kimi zaman da ölüm
sessizliği- sesini duyuruyor.
The Times gazetesinin sa-
nat eleştirmeni Richard
Cork'un, "Birinci Dünya Sa-
vaşı büyük bir savaştı; ama
sanat açısından ne kadar bü-
yüktü?" sorusundan yola çı-
İcarak iki Berlin müzesinin
işbirliğiyle düzenledigi ser-
gi, aslında Batı sanatında
yeni gelişmelerin. yeni
'akımlann'ortaya çıktığı bir
döneme rastlıyor. Sergi, sa-
vaşın öncesinde, 1912 yılın-
da yapılmış Ludwig Meiner
imzalı dışavurumcu bir re-
simle açılıyor örneğin: Ric-
hard Cork'un da dikkat çek-
tiği gibi, Birinci Dünya Sa-
vaşı sırasında ortaya çıkan
kimi akımlar (ki dışavurum-
culuğu da bunlann başında
sayabiliriz) hâlâ yaşıyor, ya
da en azından, savaştan daha
fazla Vaşadı'
Serginin ilk bölümü, kimi
ressamlann adeta fırçalarıy-
la savaşmaya hazır oldukla-
nnı göstermesi bakımından
çok ilginç! Bunlann arasında 'yeni
bir dünya' özlemiyle savaşı kanştı-
ran fütüristler de yer alıyor.
Ama, Malevich'ten Chagall'a.
Kandinsky'den Kirscber'e. Klee'ye,
Marcel Duchamp'ın savaşta ölen
ağabeyi Raymond Duchamp-Vil-
lon'a, Boccioni'ye, Kokoschka'ya
ve burada saymakla bitmeyecek pek
çok 'çok önemli' ya da 'daha öz
öncmli' sanatçı arasında, resımle-
rindeki şiddetle. ızleyicide yarattıgı
ürküntüyle ve daha da önemhsı, sa-
vaş sırasında geçirdiği 'degişimle'
dikkat çeken bir sanatçı var özellik-
le. Otto Dix.
1914 yılında savaş ilan edildiğin-
de, sanatçılann olaya tepkileri ikiye
bölünmüştü: Kimisi savaşı heyecan-
la karşılıyor, yapıtlanna da bu heye-
canı yansıtıyordu, kimisi ise 10 mil-
yona yakın insanın yaşamına malo-
lan bu kavganın sonuçlarını daha
başından görürmüşçesine karamsar
yapıtlar veriyordu. kimisi de yete-
rince ciddiye almıyordu savaşı: 'Si-
yah kare'sıyle ünlü Maie-
vich. Alman askerlerinin
karikatürümsü resimlerini
yapıyordu. Alman sanatçı
Otto Dix ise, savaşın başla-
dığı yıl yaptığı "Asker ob-
rak Otoportre"sinde, savaşı
olumlu bir heyecanla karşı-
layan sanatçılann tavrını
paylaştığını gösterdi. Dix'i
maço bir güç, üstünlük,
'gurur'la yansıtan bu son
derece çarpıcı 'dışavurum',
cepheye gitmeye, savaşma-
ya, öldürmeye sabırsızlanan
bir 'sanatçı
1
imajıyla şaş-
kınlık yaratıyor. Sergide yer
alan sanatçılar arasında Al-
manlann yapıtlannda daha
çok şiddette rastlanıyor ge-
nelde ama Dix'inki, hepsin-
den daha 'şiddetli.' Derken
aynı Dix'in, yalnızca bir yıl
sonra, 1915 yılında yaptığı
bir başka resimle karşılaşi-
yoruz: "Hedef Tahtası Ote-
rak Otoportre". Bambaşka
bir Dix bu: Savaşa olan
inancını, umudunu yitirmiş,
savaşın anlamını kavramış bir adam
şimdi. Asker olmadan önce askerli-
ğe özenen Dix, asker olduktan kısa
bir süre sonra kendini bir hedef tah-
tası olarak tuvale aktanyor. O şid-
det, o saldırganlık yok olmuş.
"A Bitter Truth" sergisinin
önemli özelliklerinden biri de sava-
şı yaşayan sanatçılarla salt 'izleyen-
ler' arasındaki farkı ortaya koyması.
Serginin küratörü Richard Cork,
öğrencilik yıllanndan ben aklında
olan bu 'savaş sergisi' düşüncesinin
ana nedenlerınden bırınin. lngiliz
sanatçılan da bu çerçevedeki "hakh
yerlerine oturtmak" olduğunu be-
lirtiyor. Cork'un dikkat çekmeye
çalıştıgı lngiliz sanatçılardan biri
Paul Nash; savaşı "resmî savaş res-
samı"olarak izleyen bır sanatçı.
Nash gibi "dışardan bakan" sanat-
•Serginin önemli
özelliklerinden biri de
savaşı yaşayan
sanatçılarla salt
'izleyenler' arasındaki
farkı ortaya koyması.
çılar sergide belli bir çerçeveye otu-
ruyor kuşkusuz. ama bu sanatçmın
mesafelı, soğuk savaş manzaralan,
savaş sırasında cephede bulunmuş,
askerlik yapmış Max Beckmann,
George Grosz, Ernst Ludvvig Kirsc-
her, Erich Heckel ya da oğlunu sa-
vaşta yitiren ve çoğu yapıtında
'ana-oğul' temasını işleyen Kathe
Kolrvvitz'in 'gerçekligine' ulaşmıyor.
Savaşın başlamasından hemen
önceki dönemde başlayıp izleyici-
ye, savaş sırasında olup biten ana
gelişmeler, ardından da savaş sonra-
sı dönemi kronolojık bir sırayla su-
nan sergide. savaş sırasında yapıt
vermiş, ama aynı savaşta yaşamını
yitirmiş sanatçılara aynlan bir bö-
lüm de var. 23 yaşında ölen Henri
Gaudier-Brzeska, Raymond Duc-
hamp-Villon, Albert VVeisberger,
Franz Marc, Rusya'nın öncü sanat-
çılanndan Vladimir Buriiuk ve ttal-
yan fütüristlerinin büyük kaybı Um-
berto Boccioni, bu bölümde ver alan
sanatçılar. Savaş sırasında verdikle-
ri son yapıtlanyla bugün hâlâ ken-
dilerinden söz ettiren bu sanatçıla-
nn yapıtlanna bakarken, 'yaşasaiar-
(ü, başka neter yapacaklardı kim bi-
lir?'diye düşünmemek elde değil.
Gerçekten, kim bılir? "A Bitter
Tmth" sergisi, Barbican Sanat Ga-
lerisi'nde 11 aralık tarihine dek
sürüyor. Richard Cork'un aynı adlı
kitabı da Londra'da satışa sunuldu.
Soluk soluğa geçen
45 \ıllık bir maratoıı
TURHAN GÜRKAN
Muhsin Ertuğrul'un K-ûçûk Sahnesi... 1952,
5İ yıllannın KUçük Sahnesi nde Asuman
Korad'ı tanıdık, benimsedik, alkışladık...
Ankaıa Devlet Tiva
;
'ıtdatı soııra çagdaş
bir sanatçı kimliğiyle lstanbullulann da
gönlûndç taht kurmuştu. Büyük çoğunluğu
Ankara'da geçen, 45 yıla sığdırdığı sanat
yaşamında soluk soluğa bir maratonu
tamamlayarak 70 yaşında son kez perdeyı
kapattı. Tiyatro dünyasında yerli, yabancı
sayısız yapıtlara damgasını basan Asuman
Korad artık yok. Geride yanm yüzyıla
yaklaşan yorucu, kahırlı, ama onurlu bir
geçmiş bırakarak aramızdan aynldı. Sanat
dünyasmı yasa boğdu. Tüm yaşamını
tiyatroya adamış, rolünün hakkını veren
"alaylı" değil, "mektepB" bir sanatçıydı.
Tiyatroya konservatuvar çıkışlı, yapmacıktan
uzak. kültürlü, Batılı tekniğiyle çalışan öncü
ve çağdaş oyuncu tipini getirmişti. Zengin
repertuvan içinde yer alan oyunlannda bir
öncekinden lyi, bir öncekinden gelişmiş
güçlü karakterler yaratmıştı. Alkışlar dindi,
artık anılarda yaşayacak.
"Volpone", "Kral Lear", "Cadı Kazanı",
"Kirahk Bina", "Dört Albayın Aşta",
"Hürrem Suhan", -Damdaki Kemancı",
"Gcrgedan", "Şalr Ruhu", 'Büvük
Jüstinyen", "Midas'ın Kulaklan", "Son
BmtT, "Hamfet" gibi dramlaıdatr
Oyunculuğu dışmda Devlet Tiyatrosu'nda
'Ha^vanat Bahçesi'Vgib[ oyunlar sahne;
Korad 20 Ekim 1924'te
Istanbul, Üsküdar'da doğdu.
Saint Benoit Fransız
Lisesi'nde okurken, 1944'te
Ankara Devlet
Konservatuvan'na girdi.
1949'da Yüksek Tiyatro
Bölümü'nü bitirdi. Asıl adı
Asuman Düzgünoğlu olan,
öğrencilik döneminde
"Hilal Asuman" olarak
anılan sanatçı, 1946'dan
başlayarak Tatbikat
Sahnesi'nde "Müfettiş",
"Kadmlar Arasuıda" gibi oyunlarda adını
duyurarak büyük başan sağladı. Devlet
Tiyatrosu'nda bir yıl kadar "Yalancı",
"Şakacı", "Pembe E\in Kaderi", "Bir
Evtenme", "Kara Boncuk" gibi oyunlarda rol
aldıktan sonra Ankara'dan aynlıp, tstanbul'da
Muhsin ErtuğruPun yönetiminde perdelerini
açan Küçük Sahne'de çahşmaya başlad>.
Daha ilk oyununda Istanbul izleyicilerinin de
beğenisini kazandı. Küçük Sahne'de iki yıl
"Fareler ve tnsanlar", "Siyah Beyaz",
"Karakolda", "Kanşık lş", -VedideEv",
"Onikinci Gece", "Arpa Amban", "On
Küçük Yaramaz", "Her Yerde Bulut" gibi
yerli ve yabancı komedilerde oynadıktan
sonra 1953'te Ankara'ya döndü. 1953'te
"Derin Mavi Deniz"le yeniden başladığı
Devlet Tiyatrosu'nda başanlı
kompozisyonlar yarattıgı "Maria Stuart",
"Güzel Hetena", "Tanndağ Zjyafeti", "Yaşh
Aile", -Güneşte On Kişi", "Ruhlar GeKrse",
"Şatoya Davet", "Akif Bey", "Tebessümler
rMyan", "Lady Frederick", "Tufan",
'Kfcopatra'ıun Mezan", "Samanyolu",
koyarak yönetmenliğini de kanıtlayan
1963'te yeniden tstanbul'a gelip Aksaray
Bulvar Tiyatrosu'nda "Yaz Bekân",
"Garsoniyer'*, "Mihracenin Gerdanlığı'";
Arena'da "Çay ve Sempati" ve Meydan
Sahnesi'nde çeşitli oyunlarda rol aldı.
Sinema yaşamı
Asuman Korad, Küçük Sahne döneminde
kısa süren bir de sinema serüveni yaşadı.
1953'te Muhsin Ertuğrul'un yönetmenliğini
yaptığı ilk renkli Türk filmi "Halıcı Kız"ın
jönü Asuman Korad'dı. Isparta çevresinde
güzelliğiyle ün salan halı dokumacısı Gül'ün
duygusal, çok canlı serüvenini anlatan filmde
Korad başrol oyuncusuydu. Kendisi gibi bir
Küçük Sahne sanatçısı olan Heyecan
„ _ _ _ _ Başaran'ın canlandırdığı
halıcı kız Gül'e âşık olan
patronun kadın düşkünü
uçan oğlu Hasan rolürrü
oynadı. Aynı yıl tiyatro
yönetmeni Mahir
Canova'nın. Nizamettin
NazifTepedelenlioğlu'nun
1400'lüyıllarda
Germiyanoğullan'nda geçen
bir serüvenin anlatıldığı
"Kara Davut" filminde
Cüneyt Gökçer, Altan
Kanndaş, Atıf Kaptan,
Muhterem Nur'la oynadı.
1954'teMünirHayri
Egeli'nin yönetmenliğini yaptığı, Refık HaHt
Karay'ın ünlü romanından uyarlanan
"Nögün" fılminin oyunculan arasında
Cüneyt Gökçer, Erika Ramberg, Lale
Orakığlu ile birlikte Asuman Korad da vardı.
Ancak tiyatro tutkusu, sinema çalışmalannın
sınırlı kalmasına neden oldu. Yönettiği
oyunlarla da yeni bir sayfa açan Korad,
Ankara Sanatseverler Derneği tarafından
1972 de "Altı Kişi Yazannı Anyor" ve
1974'te "Maymun Davası" oyunlanyla
"Övgüye Değer Yönetmen"; 1986da
"tnsanlar ve Hayvanlar" oyunuyla "En
Başanlı Yönetmen" seçildi. 1988'de Işık
Yenersu'nun başrolünü oynadığı "Bir Kadın,
Bir Düş, Bir Oyun" yapıtının yönetmeni
olarak Avni DiiHgil Jüri Özel Odülü'nü
kazandı. 1983-1987 arasında Devlet
Tiyatrolan başrejisörlüğü görevini üstlenen
sanatçı, Devlet Konservatuvan'nda sahne,
diksiyon ve mimik dersleri de verdi. 1989'da
emekli oldu. İki kez evlenen Asuman
Korad'ın ilk eşi, opera sanatçısı Suna
(Cerrahoğlu) Korad'dı. Asuman Korad'ın bir
çocuğu bulunuyor.
• Lucky Peterson • Magic Slim &
The Teardrops • Honeyboy Edvvards
TAM BİR "BLUES" HAVASI... Önde Mississippi nehri... Arkada
sisler arasında yüzlerce insan. Uzakta, bir gitarın belli belirsiz
sesi... TAM BİR "BLUES" HAVASI... Elinizde buz gibi bir Efes.
Dostlarla aranızda, hafif, mavi bir duman... "Sweet Home
Chicago"ya eşlik ediyorsunuz. TAM BİR "BLUES" HAYASI... Her
yıl sadece birkaç gün... Müzik, dans ve dünyanın en önemli
blues sanatçılan... Dinamik, canlı, sevinçli, hüzünlü, coşkulu bir
ortam. Sizi Efes Pilsen Blues Festival'in beşincisine davet
ediyoruz. H A Y D İ , Ş İ M D İ " B L U E S " V A K T İ !
Orngnizosyon:^ 7 CTJ* f |f0-7171244 33 94
Istanbul: 1,2,3 Arahk 1994, Saat 19.30/3 kakk, SaatU.OO Istanbul Hilton Convention and Exhibition Center Biletler 11 Kasıni'dan rtibaren tattşa «unuhıyor. \fekkocama Taksim
(0-212) 251 28 88 Vlakkorama Suadiye: (0-216) 350 87 42 Vakkorama Gatefia: (0-212) 559 54 44 «akkorama Rumelr. (0-212) 234 42 81 btmin 6, 7 Arakk 1994, Saat 19.30 Izmir HiKon
Biletler 18 Kasm'dan itibaren »atışa sunuluyot Beymen Alsancalc (0-232) 422 72 75 \ökkorama Alsancak: (0-232) 421 65 90 Ankara: 9,10,11 Arahk 1994, Saat: 19.30 Ankara
Hifton Biteöer 18 Kaam'dan rttbarefl saöşa sumıltıyor. Vlakkorama- (0-312) 425 22 85 Tâylan Bektromk (Atakule): (0-312) 439 32 79 Dost Music Center. (0-312) 425 00 05
Kapılar konseden bir saat önce açılacaktıc Gece boyunca fast food sennsı yaptlacaktıc .
Hayal Kahvesi'nde
Duo Mennan'
konserlepi
• Kültür Servisi - Hayal
Kahvesi'nde bu akşam ve yann
konser verecek olan "'Duo
Mennan" gitar ikilisi;
'flemenko'dan 'Spanıshjazz'a,
rock klasiklerinden Türk
ezgilerinin modern yorumlanna
uzanan repertuvarlanyla Avnıpa
ve Amerika'da sayısız konserler
verip caz ve rock'un önemli
isimleri ile plaklar yaptı. Son
olarak Okay Temiz ve grubuyla
stüdyoya giren "Duo Mennan"
gitar ikilisi, konser
programlannın yanında Türk
grupları ve müzısyenleri ile
'jamsession'lar yapacak.
"San'at YâHû"
sergisi
• Küttür Servisi - İTÜ Türk
Musikisı Devlet Konservatuvan
Mezunlan Derneği'nın "San'at
YâHû" adıyla düzenledigi karma
geleneksel sanatlar sergisi, 30
aralığa kadar gezilebilecek.
tstanbul Büyükşehir Belediyesı
Kültür Işleri Daire Başkanlığı
Taksim Sanat Galerisi'nde
açılacak serginin en önemli
özelliği; ebru, hat, tezhip, resim
ve enstrüman yapımı dallannda
eserleri sergilenecek olan
sanatçılann aynı zamanda Türk
musıkisi ses ve saz sanatçılan
olmalan. Sergiye neyzen Niyazi
Sayın, neyzen Salih Bılgin. udi
Serhan Aytan, kanuni Şehvar
Beşıroğlu ebrulanyla; mevlidhan
Yusuf Rizeli, bilgisayarda *
gerçekleştirdiği hüsnühat
kompozisyonlanyla; tanburi
Necip Gülses ve Nami Şenel
resimleriyle; ses sanatçısı Ufuk
Caba da tezhipleriyle katılacak.
Imal ettikleri enstrümanlarla
sergide yer alan sanatçılar da
şunlar: Arslan-Özgün Çekiç, Arif
Türker. Ibrahim-Hasan Coşkun,
Turhan Demireli. Tanburi ve
besteci Sadun Aksüt'ün
arşivinden derlenen müzisyen
fotoğraflan ve elyazmalannın da
yer aldığı sergide ay boyunca saat
15.00-15.30 arasında Türk müziği
dinletileri sunulacak.
Şükriye Göçer'in
resim sergisi
• Kültür Servisi - Ressam
Şükriye Göçer'in üçüncü kişisel
sergisi Uran Kültür ve Sanat
Merkezı'nde açıldı. 1948 yılında
Kahramanmaraş'ta doğan sanatçı,
1966 yılında Kahramanmaraş ,
Öğretmen Okulu'ndan, 1969
yılında da Izmir Eğitim Enstitüsü
Resim-lş bölümünden mezun
oldu. 1985 yılına kadar resim
öğretmenliöi yapan Göçer,
1985-91 yıMan arasında
grafıkerlik yaptı. Doğada ve
çevrede gözlemledıklerini kendi
yorumuyla sanatseverlere sunan
Göçer. bugüne kadar aralannda
Hollanda-Amsterdam Belediye
Sarayı, Beyoğlu Güzel Sanatlar
Galerisı, Devlet Güzel Sanatlar
Galerisı ve Sandoz Sanat '
Galerileri sergilerinin bulunduğu
16 karma sergiye katıldı. Uran
Kültür ve Sanat Merkezi..
(Altunizade Tophanelioğlu Cad.
No:56 Üsküdar) yer alan sergi 21
aralığa kadar sürecek.
Semih Bateroğkı'rum
50. sanat yılı
• A.NKARA (.\A) - Karikatür
sanatçısı Semih Balcıoğlu'na 50.
Sanat Yılı'nda, Kültür Bakanlığı
tarafından düzenlenen törenle
onurplaketi verildi. Kültür
Bakanı Timurçin Savaş, Resim
Heykel Müzesi'nde düzenlenen
törende yaptığı konuşmada,
Semih Balcıoğlu'nun Türk
karikatür sanatında yanm asırdır
imzasını başanyla kullandığını
belirterek "Sayın Balcıoğlu, Türk
karikatür sanatını ve sanatçılannı
koruyup geliştirebilmek için hep
öncü olmuştur" dedi. Karikatürist
Semih Balcıoğlu da
karikatüristlerin konuşmayı pek
sevmediklerini belirtti.
Behçet Aysan adına
şiir bdülü ,
• ANKARA (ANKA) - Türk '
Tabipler Birliği (TTB) 2 temmuz
Sıvas katliamında hayatını
kaybeden şair Dr. Behçet
Aysan'ın anısını yaşatmak
amacıyla her yıl 14 Mart Tıp
Bayramı'nda verilmek ödüllü şiir
yanşması düzenliyor. TTB'nin
düzenledigi "Dr. Behçet Aysan
Şiir Ödülü" yanşmasında 2
Temmuz 1993 ile lOŞubat 1995
arasında yayımlanmış ya da
yayımlanmamış eserler
katılabilecek.
Bu arada, ödüle aday olan eser
sahibinin Dr. Behçet Aysan'ın
yaşı olan 45 yaşından küçük
olması ve eserin daha önce hiçbir
yanşmada ödül almamış olması
gerekiyor. Son katılma tarihi 10
şubat olarak belirlenen
yanşmanın jürisi Orhan Asena,
Şükran Kurdakul, Emin Özdemir,
Hulki Aktunç ve Ahmet
Erhan'dan oluşuyor.
14 Mart Tıp Bayramı'nda
yanşmayı kazanan eser
açıklanırken eser sahibine TTB
plaketi ve Dr. Behçet Aysan'ın
ailesi tarafından 5 milyon lira
para ödülü verilecek.