Katalog

27W*SIM1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 HAYVANLAR VE HAYVANLAR ÎSMAÎL GÜLGEÇ 1 * (212) 512 66 06 F*£ (212) 5131 Devletfabrikacıük edemezmiymiş? B ir okur, geçtiği faksta, Kamu Ortaklığı Idaresi Başkanı Tez- can Yaramancı'nın eşi Pa- kize Mihrinur Yaraman- cinın Kemer Country'de 1 milyon do- laa malikane aldığını anımsatıp, Tez- caı Bey'i uzun 2amandırihmal ediyor- sınuz" demiş. \man efendim, Tezcan Bey'i kim ih- rrnl edebilir! Başbakan Tansu Çiller bie pasta ile besliyor kendilerini... Ivteclis'ten Özelleştiıme Yasası çıktığı- nsgöre, biz ihmal etsek de tarih ihmal etneyecektir kendilerini... <endileri, "KlT'ler devleti ve milleti tensil ediyor" diyerek KlT'leri -yani de/leti ve milleti- satan biri olarak da- ha şimdiden tarihe geçmiştir! Tarih deyince, Abidin Daver'in 27 Şubat 1935 tarihli Cumhuriyet'te ya- yırtanmış bir yazısı geçti elime geçen- lerde. "Devlet fabrikacılık edebilir miy- mş, edemez miymiş"ti yazının başlığı: 'Meşrutiyet rejiminin ekonomik si- yasasını bilenler, Mebusan Mecli- si'ide, o vaktin Maliye Nazın'nın her fır- sa: buldukça 'devlet fabrikacılık ede- İlacın pahalısı T] laçtartışmasındasözsırasıvatan- I daşın... Istanbul'dan Sadtk Er- I tunç, Istanbul Eczacı Odası Baş- I kanı Mehmet Domaç'ın ilâç sa- nayicilerinı daha çok kâr etmek için pa- haiı ilaç üretmekle eleştiren açıklama- sına bir ekleme yapıyor. ilacın etken maddesinin pahalı alı- mının tercih edilmesi üretici firmanın kânnı arttıran bir yol olduğu gibi, ecza- neler de aynı nedenle etken maddesi aynı olan ilaçlardan, daha pahalı olanı- nı satmayı tercih etmektedir." Eczacı dostlar hemen tepki gösterip, "Bız UCUZ olanını satıyoruz" diyecektir mutlaka ama vatandaşı dinlemeye de- vam edelim: "Mide rahatsızlığım nedeniyle Famo- tidin etken maddesi içeren ilaç kullanı- yorum. Aynı etken maddeyi içeren epeyce ilaç var. Famoser ve Famodin bunlardan ikisi. Famoser daha ucuz ve Famodin'le arasındaki fiyat farkı yakla- şık 200 bin lira." Umarım Famotidin mide rahatsızlı- ğında kullanılan bir etken maddedir ve Famoser ıle Famodin de bu etken maddeyle ürettlmiş markalardır. Ma- lum, cahilliğımizden arada bir hata yap- tığımız oluyor. Neyse, yine vatandaşın sesine kulak verelim: "Bir süre önce Istiklal Caddesi üzeri ve civarında yaklaşık 10 eczaneyi do- laştım, hepsinde Famodin vardı Famo- ser yoktu." Mide ağnlarının daha da artması pa- hasına aramasını sürdürmüş vatandaş ve sonunda ucuz olanını bir tek ecza- nede bulabilmış. Şimdi istanbul Ecza- cı Odası Başkanı Mehmet Domaç'a soruyor: "Eczacılardan ucuz ilaçlan da bulun- durmaları istenebilir mi?" Aslında, pahalı ilaçlan bulundurma- malan bilo iotonobilir ama o toplumsal ö maan bio obi a o o p u s dayanışma bilinci nerede? öyle değil YahyaUsht D oğru Yol Partisi Manisa Millet- vekili Yahya Uslu, Cumhur- başkanlığı bütçesi görüşülür- ken komisyonda bir laf etmiş: Atatürk'ün Çankaya Köşkü bahçesine cami yapılmasını istediğini belirterek bu isteğin yerine getirilmesini önermiş. Gazeteci ağabeyimiz Seyfettin Tu- ran, "Ben uzun yıllardır Atatürk'ün söy- lev ve görüşlerini tüm kaynaklardan okuyorum, inceliyorum. Bugüne dek Çankaya Köşkü'nün bahçesine cami yapılması yolunda bir beyanatına rast- lamadım. Sayın Yahya Uslu, lütfedip bu isteğin kaynağını açıklar mı?" dedi. Yahya Uslu yanıt verir umanm. Çün- kü, bu iş seçmenlere bol keseden pa- lavra atmaya benzemiyor! mez' prensibini ileri sürdüğünü unut- mamışlardır. Meşhur bir ekonomi pro- fesörünün Leroy-Beaulieu prensiple- rinden biri olan bu liberal düşünce ile Osmanlı Imparatorluğu, işlettiği fabri- kaların çoğunu bırakmıştı. Mahmut Şevket Paşa olmasaydı askeri fabri- kalar da devletin elinden çıkacak ve çok geçmeden patlayan savaşlarda, ordu, çınlçtplak, yalınayak ve başı ka- bak kalacaktı. Cumhuriyet rejimi, 'devlet fabrikacı- lık yapamaz' prensibini bıraktı... Bunu yaparken eski prensipler kafalanna iyi- ce işlemiş olanlar, gene 'devlet fabri- kacılık edemez, devlet demiryolu ya- pamaz' diye itirazlanna devam ettiler. Halbuki bazı Avrupa memleketleri için az çok doğru olsa bile, Türkiye için devletin fabrikacılık etmemesi, demir- yolu yapmaması ve işletmemesi, büs- bütün yanlıştı. Çünkü bütün bu işleri yapacak olan sermayeyi bizde devletten başka kim- se bulamazdı. Cumhuriyet Türkiyesi de Osmanlı saltanatı gibi Avrupa sermayesı tara- fından memleketin soyulup soğana çevrilmesine bile bile göz göre göre ra- zı olamazdı. (...) Sümerbank'ın 62 milyon lira serma- ye ile kurulmasının sebebi, gene bu ol- muştur... Devlet fabrikalannı kuran ve işleten Sümerbank'ın bu becerikliliği ve başarıcılığı gösteriyor kı 'devlet fab- rika işletemez' prensibi bir tekerleme- den başka birşey değilmiş. (...) Avrupalı bilgisiyle yoğrulmayan, Av- rupalı gibi çalışmayı bilmeyen, becerik- siz ve değersiz ellerde, devlet, yalnız fabrika değil, kendi kendini de işlete- mez. Devlet, fabrika işletemediği, vapur- culuk edemediği, demiryollarını ken- disi yapamadığı ve çalıştıramadığı za- man kabahati devletçilık prensibinde değil, bu işleri yapabilecek bilgili kafa- lann ve becerikli ellerin bulunmamasın- da aramalıdır." Tarih, günümüzün bilgisiz kafaiannı ve beceriksiz ellerini de elbet günün birinde yazacaktır! Ben bir sosyalistim. Murat Karayalçın DYP'den program istersin haaa! V atandaş Erol Bilbilik in "par- ti programf arama macera- sındaki ikınci durak DYP... Bil- bilik, gün gelir sandık başına gidilirse, oy vermeden önce partileri programlarını okuyarak tanımak iste- yen bir yurttaş: "DYP Kadıköy llçe Başkanlığı'nate- lefon ederek, karşıma çıkan gençlik komisyonu başkanı Dursun Bey'e parti programına ihtiyacım olduğunu söyledim. Mevcut olduğunu öğrenin- ce bir taksiye binerek ilçe başkanlığı- na grttim ve Dursun Bey'i buldum. Dur- sun Bey, programı arattığını, maalesef bulduramadığını bildirdi. Ben de biraz önce konuştuğumuzu, iyice incelemeden cevap verilmesinin yanlışlığını ifadeye çalıştım. Aynlmak üzere iken, Dursun Bey, ya- nımızdan geçmekte olan Osman Bey adlı kişiye parti programı olup olmadı- ğını sordu. Osman Bey de olmadığını söyle- mekle beraber, bana dönerek 'Parti programını ne yapacaksınız' diye sor- du. Ben de bir vatandaş olarak istedi- ğimi ve almak ü7ere geldiğimi, ama mevcut olmadığını öğrenince hayal sü- kutuna uğradığımı söyledim. O ana kadar sakin bir şekilde beni dinleyen Osman Bey, bana dönerek 'Niçin arkadaşımızı itham ediyorsu- nuz? Veririz taksi paranızı gidersiniz' demez mi! Ben konunun anlaşılmadı- ğını ve Dursun Bey'i itham etmediğimi anlatmaya çalışarak, kapıya yöneldi- ğim sırada, Osman Bey, 'Bizi nasıl it- ham edersiniz' diyerek büyük bir hı- şımla saldınya geçmek üzere iken, par- tili hanım ve beyler duruma anında mü- dahale ettiler ve Osman Bey'i güçlük- le uzaklaştırdılar. DYP Kadıköy llçe Başkanlığı'nda üst düzey parti görevlisi olduğunu öğren- diğim bu kişının, çirkin, haksız ve sal- dırgan davranışı ile ilgili olarak ilçe baş- kan yardımcısı ve gençlik komisyonu başkanı Dursun Bey ile anında görüş- tüm, oniar da beni haklt buldukiannı ifade ettiler ve özür dilediler. Gençlik komisyonu başkanı Dursun Bey adresimi alarak parti programı bu- larak bizzat getireceğinı söyledi. Aradan iki hafta geçmesine rağmen gelmeyince sırasıyla Üsküdar ve Be- şiktaş ilçe başkanlıklarını arayarak programı temine çalıştımsa da onlar- da da mevcut olmadığını öğrendim ve artık aramaktan vazgeçtim." DYP'nin parti programına gereksini- mi yok zaten! Herşey Tansu Hanm'ın parmağının ucunda programlanmıyor mu! -Ne çekiyorsun kardeşim! llla şort mu grymek lazım? Şalvara da alışın! (Bilgisayar Montaj. Hasan İLHAN) Büyükçekmece'deki göl havzasında çevre ahlakı G eçenlerde Istanbul'da "Çevre Ahlakı" konulu uluslararası bir sempozyum düzenlendi. Şempozyum sırasında da işadamı Üzeyir Garih'e bir plaket ve- rildi. Peki, Üzeyir Garih, çevre için ne yaptı da "Çevre Ahlakı Sempozyu- mu"nda kendisine plaket verildi. Soru- nun yanıtını Orman Fakültesi'nden Uç- kun Geray'dan alalım: "Büyükçekmece Gölü havzasında, SalakBaşbakan B ugün Hür FM'de ilginç bir program var. Adnan Tö- nel'in hazıriayıp sunduğu "Konuk Başbakan" progra- mının bu haftaki konuğu Türkiye Sa- laklar Demeği Genel Başkanı Hasan Karabay. Saat 12.00-13.00 arası canlı yayımlanacak programda, izle- yicilerin de sorularını yanıtlayacak olan "Salak Başbakan", olası ülke yönetimine ilişkin görüşlerini açıkla- yacak. Sizin oralarda Hür FM kaçtan çıkıyor bilemiyorum ama Istanbul'da 92.5'den yayın yapıyor. "Salak Baş- bakan"a soru sormak isterseniz Hür Fm'in telefonu 0.212.230 91 44. göl kıyısına yaklaşık iki kilometre uzak- lıkta yoğun bir yapılaşma vardır. Yapı- laşma 'uzak bölge' denilen havza ke- siminde gerçekleştirilmektedir. Ancak, bilimsel ve teknik yönden havzayı et- kileyecek bir durum söz konusudur. Esasen 'uzak bölge'de yapılaşma, bu nedenle kısıtlara bağlanmıştır. Bu kısıt- lar ve koşullar yönetmeliklerde yazılı- dır. Büyükçekmece Belediyesi'nin ve Büyükşehir Belediyesi'nin bu tür bir yaptlaşmaya izin vermesi, bir önceki imar planına göre mümkün olmamış- tır. Ne var ki Büyükçekmece Belediye- si, yeni imar planı yaparak ruhsat ver- menin yolunu açmıştır. Inşaat bu yeni plana ve böylece alınan ruhsata daya- iı olarak sürdürülmektedir. Koşullara uyulmadığı için inşaata zaman zaman müdahale edilmektedir. Yüzde 10'luk yapılaşma oranı ve yasal kat sınırlama- larına uyulmadığı bu müdahalelerden bellidir. Yeni mevzii imar planının iptali müm- kündür. Ancak bu yönden zaman aşı- mına uğranılmıştır. Yani fırsat, bu yön- den de göz göre göre kaçınlmıştır. Şim- di başka yollar denenmek zorundadır. Yalnız bunun sonucu da belirsizdir. Söz konusu yapılaşma yapay yollar- la yasal kılınmış olabilir. Ama hukukun ve 'çevre ahlakı' kavramının dışında kalmaktadır. Bu yoğunluktaki vebu ko- şullardaki bir yapılaşmayı, yani özellik- le su yetersizliginden ve kiriiliğinden dolayı ağır sağlık sorunlannın yaşandı- ğı bir kentteki önemli bir havzada böy- le bir yapılaşmayı, Batı'daki birgirişim- cinin rant için hedeflemesi ve kamu- oyunun buna izin vermesi örneklendi- rilemez." Sorunun yanıtını alamadık galiba? Büyükçekmece Gölü havzasındaki en azından "çeyre ahlakı"na aykın bJ ya- pılaşma ile Üzeyir Garih'in "Çevre Ah- lakı" plaketi almasının ne ilişkisi var? llişki şu: Söz konusu inşaatlan yapan Üzeyir Garih'in şirketi Alarko! Peki, plaket neyin nesi? O da şu: Uluslararası Çevre Ahlakı Sempozyumu'nun düzenlenebilmesi için gerekli maddi yardımı yapan da Üzeyir Garih'in şirketi Alarko! Özetle, kendin pişir kendin ye! Milletvekilleri kendilerini ağır işçi kapsamına almış... -Bu kadar da hafiflik olmaz! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİHPOROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKATS 27 Kastm Sevgılı UMBORMEHMET'İ yıtırdık. Hepimizin başı sağolsun. Sen bizim kalbimizdesin.. ölmedin. Kardeşleri: SELMA, ŞUKRAN, LEYLA 'KULTÜR SARAYI" YANDIL 137O'TK 8UGUN, ISTAMBUL THKStM ALAN KULTUe SA&ly7 (1 °, AKfAM SAATLERlNOe ELEKmK KONTBĞtNDAN ÇIKT/ĞI SANILAU SİK YAN6IHIA Yt- it:(fJTiYA oÖNuşMuçru. iNŞAArr 23 rıc su&en ve 1969 'DA AÇtLAN )#Pf f'ÇlM ZAMAUIM PAgASIYlA YİO. MİLYON U& HAeCANMIÇn. TtrAreo, MÜ£iK,Of>e&l ÖZEL OLAlSAK rAPILAM 8/M4C*, O SAHNELSNMe/ereypt. OYUN &ÖZÜ- N£P£NIYL£ ÇABUCAK YAYIUUttŞ', TÜM BİNAYf £r*y ALTfNA ALMlŞrt. İNSAN f OU4ADIĞI XAA/6UUPArS£JS£il£AJA4£K İÇİN DGU &ETIRILEN PAPlÇAH fy. MURAT'A Aır £fXA £>A • OLMUÇnj-'- C*) Çtmdikı AMSnt Ktiftûr Mtfiteef- ILAN T.C. MUSTAFAKEMALPAŞA KADASTRO MAHKEMESİ Davacı Onnan Genel Müdürlüğü tarafından davahlar Abdülbaki Söğüt. Kadriye Söğüt, Vesile Söğüt alevhine açılan itirazdavasının yapılan yarglaması sonunda: Açılan davanın reddine. orman tahdid sınırlan dışında kalan HaaAliKöyü328no.luparseleait 16.8.1984 tarih, 984 721 sayılı komisyon karannın iptali ile mezkûrparselin 13050 m 2 mesahah fundakk vasfı ile dahiii davah Hanne adına tespit ve tesciline karar verilmiştır İş bu karara davacı orman ıdaresi vekili tarafından temyiz istemınde bulunulmuştur. Davahlar Abdülbaki Söğüt. Kadriye Söğüt dahiii davalı Vesile Söğüt'ün adreslen tüm aramalara rağmen tespit edilemedığjnden karar özeti ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin adı geçenlere ilan yolu ile tebüğine karar verilmiş olduğundan. tebligal yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basm: 52748 1995 (MfflJRİYET AJA\DASI umhuriyı DOĞRU. Lüks ciltli, büyük boy ajandayı Cağaloğlu, Taksim ve Caddebostan sergi salonlanmızdan bulabilirsiniz. Fiyatı:150.000TL. Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad. 39 41 Cağaloğlu-htanbıt! L ^ P o ^ t a Çekı He\ap \n:666322 J lııştıınıl İLAN T.C. MERİÇ KADASTRO MAHKEMESÎ EsasNo:1985 1 Karar No: 1994 23 Davacı Ayşe Demir vs. ile davahlar Rabia Alan vs. arasında görü- len kadastro tespiünın iptali ve tesciü da\asııun açık yargılaması so- nunda; Dava hak düşürücü süre içinde açıhnadığından reddedilerek, dava konusu Meriç ilçesi Akıncılar Köyü 181 parsel sayılı taşınmazm tes- pit gibi tesciline. bakiye harç ahnmasına mahal bulunmadığına, da- vacı tarafından yapılan masraflann yıne davaa üzerinde bırakıhnası- na 24.2.1994 tarihinde karar verilmiş. davalılar Çiler Tayfun, Sacide Çeükkan, Mükerrem Alan, Seyhan Alan, Rüküş Alan, Beyhan Alan, Reyhan Alan ve Perihan Alan'a tebligat yapılamamış olup bu karar ilanen tebhğ olunur. 11.11.1994 Basın: 52760 İLAN T.C. MENEMENSULH CEZA MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1993,499 Karar No: 1994/189 Davacı: K.H. Sanık: Veli Akçakaya. Cemalettin-Keziban, 5.10.1945 doğumlu, Konya-Doğanhisar Ayaslar Köyü'nde nüfusa kayıtlı 8838 Sk. No: 14Egekent.Çiğlil îzmir Suç: Sağlığa zararh gıda maddesi üretmek. Suçtarihi: 16.6.1993 Karar tarihi: 10.6.1994 KesinleşmeT: 11.10.1994 Yukanda açık kimliği yazıh samk Veli Akçakaya'nın 16.6.1993 ta- rihinde sağlığa zararh gıda maddesi üretmek sucundan dolayı, anılan tarihte Gıda Maddeleri Tüzüğü'nün ve TSE'ye göre 3810'a aykın olarak halkın sağlığıru az veya çok zarar verecek derecede kapak üze- rinde imal tarihinin gunü belirtihnediğinden: sabit görülen suçtan TCK'nin 396, 402,1, 402/2. maddeleri gereğince 3 ay hapis ve 160.000.- TL para cezası ile 7 gün süre ile işyerinın kapatılması. 3 ay süre ile meslek ve sanaündan men. tirajı 100 binin üzennde bir gazete- de ve mahalli bir gazetede ilanına karar verilmiş, işbu karar Yargjtay 2. Ceza Dairesi'nin 11.10.1994 gün ve 1994/9270-10046 sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Basm: 44203