Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1994 PAZAR 2
10 PAZAR YAZILARI
Şarlo'nun melon şapkası
Sessız sınemanın kralı Şar-
lo'nun başındakı şapka: Melon
şapka. tngiltere'de soyu tükenen
bir moda. Melon şapİcayla dola-
şana artık rastlanmaz oldu. Ya-
şı ilerleyip ölenler, alışkanltkta-
nnı da mezara götürüyorlar. Ev-
lerinin dolaplannda kalan me-
lonlar. oğullan için artık cazıp
değil. Henüz vazgeçmeyenler
de var: Cenaze levazimatcılan.
Aşın milliyetçi Kuzey lrlanda-
lılar. Harp malülü gaziler.
Emekli subaylar. Büyük dedele-
rinden bu yana bankerler. Ingi-
lızlere özgü atlı araba yanşlan-
na katılan biniciler. Gerçek cen-
tilmenler. Bır de düzenle alay
etmek ısteyen gençler.
Bazı at yanşlannda da görü-
lür melon şapka. Ama yüksek
sosyetenin mutlaka katıldığı ün-
lü at yanşlannda geçerli olan
melon değil, gri silindir şapka-
dır. Sınıf farkı şapkadan bellidir.
Burjuva için melon, aristokrat
için silindir şapka.
EDİP
EMİL
ÖYMEN
Melon ancak belli bir tür kı-
lıkla giyilir. Siyaha yakın çok
koyu lacivert, ince çizgili ağır
cıddi yeleklı bir takım elbıse.
Mutlaka beyaz bır gömlek.
Mutlaka ağır cıddı bir kravat.
Burunla üst dudak arasında pı-
podan sararmış, uçlan kırpık
'subaybıyığı'. Vetercihençelık
mavisi gözler. Elde de şemsiye-
baston.
Sokaklarda metrolarda görül-
meyen melon şapka en çok ka-
sım ayının ılk haftasında ortaya
çıkar. Binnci Dünya Savaşt'nın
bitişı, ardı ardına törenlerle anı-
lırken. Işte bu törenler. melon
şapkayı kimlerin hala ne zaman
gıydiğını gösterir. Ama o kadar.
Ah, ah... Melon şapka bu hal-
lere mi düşecekti? Uzerinde gü-
neş batmayan dev imparatorluk
cümle alemin maskarası oldu
çıktı. Bu da yetmezmiş gibi, dü-
zenın savunuculannın ortak
sımgesi de artık >ok oluyor. Ka-
faya melon oturtmak yerine ku-
lağına küpe takanlarla dolu or-
talık Melon şapka, ünlü Vıcto-
na ve Albert Müzesi'nde geçen
hafta açılan Giyım Tanhi Bölü-
mü'ndeki yerini de aldığına gö-
re artık bu iş bitmiş.
Ama, eskiden imparatorlu-
ğun parçası olan Nijerya'da ör-
neğin, kabile şefleri, majestele-
nnin ziyaretlerı sırasında bütün
kabileye melon şapka giydire-
rek 'ne kadar uygarolduklannı'
gösterdiklerineınanıvorlar. Aşı-
n milliyetçi Kuzey Irlandalılar
da öyle. Melon şapkalanyla ma-
jestelenne ne kadar bağlı olduk-
lannı gösteriyorlar.
Türkler için her yerde
alarm zilleri çalıyor
Çocuğun bın ötekine soru-
yor:
"Türklerie neden futbol oy-
nanmaz?"
Öteki ne bılsın sorunun yanı-
tını! "Bflmiyonım" deyince al-
dığı yanıt şu:
"Çiinkii ber korner kazan-
dıklannda. köşeye bir kebapçı
açıveriyorlar!"
Bu ve bundan biraz daha ırk-
çı ıçerikli olan türden 'şakalara'
giderek daha sık rastlıyoruz ar-
tık. 6O'lı yıllann ılk göçmenle-
ri yaşlandıkça, büyüyen çocuk-
lan daha kolay uyum sağlama-
ya başladılar bulunduklan top-
luma. Aynı zamanda, Alman-
ya'da yenı naziler ellerini kana
bulamayı arttırmaktalar. Bu du-
rumda tüm demokrat görüşlü
insanlar-yerlisiyle, yabancısıy-
la- bir bütün olarak 'kahveren-
gi gömleklerin" tarihtekı iğrenç
karanlık köşelerinden geri gel-
melennı önlemeye çalışıyorlar.
Işte bu bütünlüğü bozma yö-
nünde iki gelişme var ki toplum-
sal olaylan bıraz duyarlı şekıl-
de izleyebilen herkesi kaygılan-
dınyor. Buniardan ilki daha
güçlü bir tehlike: Dinsel fana-
tizm. Dinsel gerekleri yerine ge-
STOCKHOLM
G Ü R H A N
UÇKAN
tırmeyı, bır gösteri ve hatta bir
gözdağı şeklinde yapan kişılerin
sayılan artıyor. Bu kışiler, ken-
di ülkelerinden gelenleri de çe-
şitli yöntemlerle baskı altında
tutmaya kalkışıyorlar.
Ikıncı tehlike ıse, özellikle
Türkıyelı göçmenleri ılgılendı-
riyor. Bır süre önce Götebo-
urg'da oynanan IFK Götebourg-
Galatasaray maçında tribünler-
de, Türk bayrağından çok MHP
bayrağı vardı. Vatandaşlanmı-
zın otobüslerle kente gıdiş geliş-
lerinde de bu partıyı destekle-
yenlerle desteklemeyenler ara-
sında çeşitli sürtüşmeler oldu-
ğu kulağımıza geldı. Öğretmen
bır arkadaşım, durumdan çok
öfkelenmış. "Ben Başbuğ Tür-
keş'in mıtingine mi girrim, ülke-
min gözde bir takımın izlemeye
mi
n
diye sordu bana. "Ne za-
mandır bu adamlar bütün Tür-
kiye'yi temsil eder halc geldi-
ler?""
Cumhuriyet okurlan, bu so-
runun yanıtını çok lyi bilirler.
Artık Türküyle, Kürdüyle,
Süryanisiyle bizim insanlanmı-
zın yoğun olarak bulunduğu
semtlerin duvarlannda yalnızca
ıki akımın afışlerine rastlanıyor:
PKK ve MHPnin... Oysa o du-
variarda 12 Mart ve 12 Ey-
lül "den sonra Türkiyeli ilerici ör-
gütlenn afîşlen görülürdü. Son
yerel seçimlerde bazı 'müKyet-
çi-Vlüslüman' Türkler, sosyal
demokrat (!) partiden seçilme-
yı başardılar. Buniardan biri, bır
radyo söyleşısınde.'Türkiyesöz
konusu oldu mu gönişlerim mil-
liyetçidir: İsveç'te ise sosyal de-
mokratım" dıyebilıyordu...
Kımlik arayışı içinde
olan'gurbetçi neslin çocuklan'nı
bu akımlara kaptırmamak gere-
kıyor. Onlann, demokrat, ıleri-
cı ve laik bır kımlığı benimse-
melen için buradaki insanlan-
mıza ve yurdumuzdaki örgütlü
aydınlanmıza çok iş düşüyor.
Bunu bugünkü dev letimizden
bekleyemeyeceğimız ıse çok
üzücü bir gerçek...
Burnunun ötesini de
görebilen yöneticiler
Seul'de 17 katlı, 427 yabancı
aıleyı banndıran. kent merkezı-
ne yakın, yan yana iki dev apart-
man, 15 sanıye gibi çok kısa bir
sürede ve binlerce izleyicınin
gözleri önünde yerle bir edildi.
2.400 deliğe yerleştirilen yanm
tondan biraz fazla dınamıt. -ın-
SEUL
lır olan cam, kapı, çerçeve. de-
mir, boru ve benzerlennin satı-
mından 600.000 dolar kazandı.
Yıkım artıklanysa, çapı 5 de-
ALI mır, boru ve benzerlennin satı-
RIZA mından 600.000 dolar kazandı.
BALAMAN Yıkım artıklanysa, çapı 5 santi-
metreyı geçmeyecek şekilde
'Sokaktaki adam'ın söyledikleri'Sokaktaki adam' ne diyor?
Yani gerçekten sokakta bulu-
nan (yürüyen, duran, soran, dü-
şünen, taşınan, kaşınan...)
adam ne diyor?
Yani sokaktan hangi sesler
geliyor?
Gelin Moskova'nın ismi la-
zım değil bir sokağına çıkalım.
(Sokağın adı ciddi bir neden-
den değil, okuyucuyu boş yere
meraklandırmamak için açık-
lanmamıştır.)
Ve kulak verelim: Sokaktaki
adam, sokaktaki kadın, sokak-
taki çocuk ve diğer "sokaktaki-
ler" neler konuşuyor.
- Bak, Schvvarenegger'ın fil-
mi gelmiş! Bu seferde kaçınr-
sak...
- Bir dubleden ne çıkar, ka-
ncığım? Sen de beni iyice...
- On bin ruble mi? Topu to-
pu şu kadarcık bir...
- ttiraz etme boşuna! Ikinizi
restoranda görmüşler! Sen ona
sanlarak diyormuşsun ki...
- Tutukluk yapmasıydı, öte-
ki leri de harcayacaktım. Tam o
sırada arkamda...
- Bir dondurma daha yesey-
dim, n'olurdu sanki? Herkesin
babası...
- Süreceksin tanklan üzerle-
rine! Bak düzelmiyor mu her
şey? Yeter ki başımızda...
- O elli bin dolarlık Italyan
mobilyayı komşuda görmez
miyim? Hemen kocama bir te-
lefon açıp...
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
- Bana takmış bir kere! Sını-
fın en çalışkanı bile olsam...
- Sıçratmadan geçemez miy-
din, küstah! Sanki ben senin gi-
bilerin o lüks arabalan nasıl al-
dığını...
- Bundan daha ucuzunu bu-
lamazsınız! Bizde her malın...
- En iyi futbolcuları Avru-
pa'ya satarlarsa böyle olur ta-
bii. Doksan dakika içinde bir
kere olsun...
- Bu havada miniyle bekle-
mek kolay mı sanıyorsun? İki
saattir tek bir lanet olası müş-
teri bıle...
- Bak yine yükselmiş dolar.
Sana dememiş miydim, geçen
hafta...
- Bu şehrin havası beni ök-
sürtüyor. Biranöncealısverişi
bitirip de köyümiize...
- Tann size sağlık versin!
Tanrı size mutluluk versin!
Tann...
- Bana inan, kimseye senin
kadar bağlanmamıştım. Seni
bir an bile aklımdan...
- Bu seferki yılbaşı piyango-
su eşsiz bir şans! Içimden bir
his...
- Duydun mu, Pugaçeva, yi-
ne orasını burasını gerdirmiş?
Tabii, oğlu yaşında çocukla...
- Yahu, patates yıye yiye ai-
lecek patatese benzedik! Bari
bu akşam...
-Almanlar malı almaya ni-
yetli. Yarın biraz Moskova'yı
gezdiririz... Akşama da otel-
de...
- Adama bak! Hık demiş.
'Zenginler de AğJar'daki Luis
Alberto'nun...
- Biraz da bız yolumuzu bu-
lalım; değil mı? Herkeste ne
yollar..
- Hey, sakallı! Ne öyle diki-
lip not alıyorsun boyuna! Sen
koca yolu tıkadığını bile far-
kedemeyecek bir...
y
F/ir nr/titHti 1\In0İ
9
0 UnVIV magazalarda eşe-dosta hediye seçmeye çalışırken. mızmızlanan ufaklıWan,
IUI UruUSU l i u e i C İIUİ.U göbeklerinihoplatarakgütenNoelBaba"lareğlendirwek.Ve>eni>üsabahı
uyanan küçük çocuklar, yastıklannın altında >oel Baba'nın bıraktigı hediyeleri
bulacaklar. \ ılbaşının 'ağır işçilen" genç Noel Baba'lar, bunca sorumluluğiın
altından kalkabilmek için şimdiden hanl hanl hazırlanıyoriar.
Noel'in gelişine bir ay kala. Batılılan ya\Bş yavaş yılbaşı he\ecanı sanvor.
Mağazalann vitrinlerine kar vagmaya. mimarür çam ağaçlan vitrinlerde boy
göstermeye başladL Noel'e doğnı ahşveriş ividen iyiye hızlanacak. Anneter
'Yıldızm Gölgesi' Daimler Benz'e düştü
Ünü Stuttgart'tan tüm dünya-
ya yayılmış olan Daimler Benz,
otomotivden öteye silah endüst-
nsındedesözsahibi birkuruluş.
kamyon, cip, tank ve uçak ge-
reksimini karşılayan Daimler
Benz, yakında Avrupa'nın en
modern savaş uçagı olması bek-
STUTTCART
un'un ünlü V-2 füzesine de kat-
kıda bulunmuştu. Nasyonal sos-
yalıstlerle ortak çalışmakla sa-
vaş endüstrisının önemli bır bö-
Macar işçıler henüz tazminat
alamadıklannı anlatıyorlar.
Kuruluşun en üst düzey yö-
netıcısi Edzard Reuter gençlik
mn parıııagı basılan bır düğ-
meyle başlayan art arda patlama
=w440ri4un^fiüffibüBykr4#--bt
işı bıtırmeye yettı ve de attı...
Birkaç saniyelik heyecan, yen-
TTT yoğun atkış tufanına btraktı.
Alİcışlann, uygulanan tekniğın
görkemine mi, apartmanlann
arkasındaki tepenin (buralarda
dağ denilıyor) görünümünü kur-
tarmak için apartmanlar sahibı
kooperatife 200 milyon dolar
ödeyen belediye yöneticilerine
mi, bu aparatmanlann yıkılaca-
ğı sözünü seçim propagandası
yapan Kore'nın 7. Cumhurbaş-
kanı YoungSam Kim'e mi, yok-
sa hepsine mi olduğunu ayır-
mak dogrusu kolay değil.
Yıkım, alt katlardan başladı;
»pki rakibıne çelme
ufaltılarak yul yapıııııııdj kulld-
nılacak Son 23 yıldan bu yana,
4 l r»lnn ilf i licv
atıp altına alması gibi, yıkılma-
ya hazır ona kat hiç nazlanma-
dı, üst fcat da hepsrnrn ûzerine
yığılıverdi.
500'e yakın yerli ve yabancı
basın üyesi. yıkılan dev binanın
200 metre karşısındaki Hayatt
Otel'in çatısında fotoğraf maki-
neleri, video kameralanyla yer-
lerini aldılar. Bu arada, Ameri-
ka Birleşik Dev letJeri 'nin ve Ja-
ponya'nın ünlü TV kanallan
CNN. NHK canh yayın hakkı-
nı, peşin parayla satın alma fir-
satinı da kaçırmadılar.
Apartman sahibı kooperatif,
yıkım öncesı tekrar kullanılabı-
blok apartmanın yennde şımdi
yelleresiyor... Yıkılanın yerine
nTTTÎA'eTrhâlfcârhtzmeT âçTsın-
dan açık hava müzesi ve park
yapılacak. Bu eylem, Seul'ün
başkent oluşunun 600. yıldönü-
münü kutlama programı için-
deydi.
Yöneticiler "BizSeul'u atala-
nmızdan miras almadık; ona
daha iyi bakmak vedekonımak
için çocuklanmızdan ödünç aJ-
dık. Bize, Seul binlerce v ıl sonra-
sı için de gerek" diyorİar. Doğ-
ru söze ne denır? Yönetici
dedığın burnunun ötesini de
görebilmeli.
Topraklan batı'ya katılan eskı
Doğu Almanya'nın çeşitli kent-
lermdeyapTtgtertsofrtSySlryâ^"
tınmlarla kendınden yine söz et-
tiriyor.
Şu sıralar Ludwigsfelde'de
kamyon fabrikası kurulmakta.
Bu yeni fabrikanın temeli, yı-
kıntılannı otlar kaplamış Nazı
dönemi Daimler Benz savaş
uçak1an motor fabrikasmın az
uzağına atıldı. Daimler Benz el-
li yıl önceki topraklara geri dön-
dü. "Yeni bir dfinyanın ve yeni
bir çağın gerirdiği göre\ler bizi
beküyor" sözlerıyle Ludwıgs-
felde'de yeni bir başlangıç ya-
pıldı.
Alman ordusunun askeri
lenen Jaeger Wın da sıpanşını
alacağa benziyor. Tanesi 90 mil-
"yornııaıkTaıı? Aym ktîruraş !t.~
Dünya Savaşı sırasında Jaeger
lû9âıiLda motorunu yapmıştı.
Stuttgart'ın bu ünlü şirketınin
gınşımlen ve şu sıralar sinema-
larda gösterime yeni giren 'Yd-
dızın Gölgesi' adlı film, Nazı dö-
nemındeki geçmişini anımsatı-
yor. 1936-1945 yıllannda bin-
lerce savaş esirinin Daımler
Benz'ın Ludvvigsfelde fabrika-
sında nasıl çalıştınldığı. bu
filmle belgelenmekte. Zorla ve
kötü koşullar altında. Karşı çı-
kanlar ya da sabote edenler as-
keri mahkemelerde yargılanmış,
hapse atılmış; hatta idama edi-
lümünü oluşturmuştu. Fabrıka-
larında özellıkle Polonyalı ve
Macar savaş esirîerinî boğaz
tokluğuna ve kötü koşullar al-
yıllarını Istanbul'da geçırmiş.
Babası. nazı vönetımmden ka-
lenler de olmuştu.
Ünlü motorlu araçlar kurulu-
şu, Hitler'in ulaşım ve silahlan-
ma politikasından kendıne bü-
yük çıkarlar sağlamıştı. Filmi
yapanlara göre Daimler Benz
hiçbir zaman Nazi rejimi polıti-
kasının kurbanı olmamıştı. Güç-
lü kuruluş, aksine bu polıtıkayı
hep yönlendirmışti. Otomobil.
kamyon ve otobüs gibi araçlann
yani sıra tank ve uçak motorla-
n da üretmişti. Wernervon Bra-
Fılm. 1987'de genç araştırma-
cılann hazırladığı 800 sayfalık
'Daimler Benz Kıtabı'nı da
anımsatıyor. Bu eserle de kuru-
luşun Nazı dönemi çalışmalan
kamuoyuna sunulmuştu. Daim-
ler Benz de hemen ardından bir
araştırma komisyonu kurdur-
muş ve savaş esirı ışçılerden he-
nüz hayarta olanlara ve aılelen-
ne tazminat \ ereceklenni açık-
lamıştı.
Stuttgart'ta şu günlerde göste-
rilen fılmde ıse Polonyalı \e
çarak T2 yıl Âtatürk Türkiye'si-
ne sığınan ve savaş sonrası Ber-
-ün'ifle belediye retst olan ürtrü
Ernest Reuter. Daimler Benz'de
görevı mayıs 1995'te sona ere-
cek oğlu Edzard da, Sosyal De-
mokrat Partfden yenı başkent
Berlin'in belediye reısliğine so-
yunmayı düşledığını geçenler-
de açıkladı.
Aynı kışı. bır süre önce de Da-
imler Benz ortaklan önünde
yaptığı konuşmada savaş en-
düstrisine el atmalarını şu söz-
lerde savunmuştu: "Banşısilah-
sız konımak isteyen bir dünyada
yaşamak istemiyorum!"
Grozni'ye giren muhalif birlikler, yönetimi ele geçirdiğini öne sürdüler
Çeçenya'da başkent düşmek üzere
Moskova tarafindan desteklenen muhalif güçler, Rusya'nın sağladığı tankiar ve sUahlarla başkente saldınyor.(REUTER)
Dış Haberler Ser>isi - Çeçen Cumhuriye-
ti'nde Devlet Başkanı Cahar Dudayev yanlt-
lanyla Rusya tarafindan desteklenen muhale-
fet arasındaki çatışmalar, başkent Grozni'de
tüm şiddetıyle sürüyor. Muhalefete ait tank-
lann kent merkezindekı başkanlık sarayına
ulaştığı ve kentin düşmek üzere olduğu bildi-
riliyor. Muhalefet, yönetimi ele geçirdiğini
ıleri sürdü. Ancak bu iddia bağımsız kay-
naklarca henüz doğrulanmadı.
Önceki gece kente iki koldan saldıran mu-
halefet güçleri. top ve tank ateşi desteği ile dün
sabah erken saatlerde kente girdiler. Muhale-
fet güçlennın sabah saatlerinde Dudayev'in
sarayının bulunduğu kent merkezine kadar
ulaştıklan, 6 tankın da Dudayev yanlılannın
mevzilerini geçerek saray dışına geldiği bil-
dirildi. Sarayda yalnızca binayı konımak ama-
cıyla mevzilenen askerler bulunuyor. Duda-
yev'ın içeride olup olmadığı ise bilinmiyor.
Cumhunyette televizyon yayınlannın da dün
geceden beri kesik olduğu, radyosunun ise
yalnızca ulusal müzik çaldığı kaydedıldi.
Dudayev. muhalefetin saldınsının başladı-
ğı dün akşam saatlerinde televizyondan halka
seslenerek 17-26 yaş arasındaki tüm erkekle-
n seferberlik kapsamına aldığinı açıkladı. Du-
dayev "Çeçenya ve tüm KafkasyaJjlann bir
bütün olarak saldırganı püskürtecegine, Genç
Çeçen Cumhuriyeti'nin bağunsızlık veözgür-
lüğünü koruyacagına eminim" dedı
Çeçen Genelkurmay Başkanlığı yetkilile-
rinden Musa Marjuev de dün sabah yaptığı
RUSYA
RUSYA
KUZEY
OSETYA,
GURCİSTAN
ÇEÇEN OZERK
CUMHURİYETİ
80 km
Çatışmanın tarihçesi
Çeçenya, bulunduğu bölgenin stratejik önemi
nedeniyle Rusya ile tarih boyunca savaştı. Ruslar
1785'te Çeçenya'yı kendilerine bağlamak istediler. Bu
çatışma Çeçenlerin teslim olmasıyla savaş sona erdi.
1917*de Sovyetler Birliği'nin kurulmasından sonra
bölgede ayaklanma çıktı. 1924'te kurulan Inguş
Özerk Cumhuriyeti ileÇeçenler 5 Aralık 1936da
birleşerek Çeçen-lnguş. Özerk Sovyet Cumhuriyeti*nu
kurdular. II. Dünya Savaşı sırasında Almanlara yardım
ettikleri ileri sünilen bu iki halk, Stalİn'in emriyle
Kazakistan ve Sibirya'ya sürgün edildiler. 1956"da
haklan iade edilen bu halklar geri döndülerse de
tnguşlann bazı topraklan Kuzey Osetya'da,
Çeçenlerin bazı topraklan da Stavropol bölgesinde
kaldı. Sürgüne gönderilen 700 bin kışiden sadece
200 bini geri döndü. 1957 yılında Çeçen-lnguş
Özerk Cumhuriyeti yeniden kuruldu. Bu birliktelik
J991 yılına kadar sürdü. Bugün 2 milyon nüfusa
sahip Çeçenya, 1991'de Rusya Pariamentosu'nun
aldığı 'Baskı gören halklann haklannı iade
kanunu'na göre harekete geçti.
açıklamada, muhalefetin 25-30 tanklıkbırgüç
ile kuzeybatı yönlerinden kente girmeye baş-
ladığmı doğruladı. Devlet Başkanlığı Sarayı
ile telefon bağlantısı kuran Interfax'a verilen
bılgiye göre de Saray dışına gelen güçlerin
"Rus askerieri" olduğu savunuldu, bunlann
bazılannın öldürüldüğü. 4"ünün de esir alın-
dığı belirtildi. Bu yetkılıler, kent merkezine
gelen zırhlı araçlan da Rus askerlennın yönet-
tiğıni savundular. Muhalefet. adını açıklama-
dığı bazı BDT ülkelennden aldığı sılahlarla
güçlerinı son iki hafta ıçensinde zırhlı araç-
lar, tankiar ve hava güçlen ile takvıye ettığinı
açıklamıştı. Bu takviyeden önce ekim ayı baş-
lannda Grozni'ye yapılan ilk satdın ıse
başansızlıkla sonuçlanmıştı.