Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 KASIM 1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
Türkinvest
mağdurlarına
CHP'den destek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel'Baskan
Yardımcısı Aigan Hacaloğlu.
Türkinvest mağdurlannın
sorunlannın aktanlmasında
araci olacağını belirterek,
"Devlete güvenen
NUtttaşlann kayıplannın
giderilmesi devletin boyun
borcudur"dedi.
Sermaye Piyasası
Kurulu'ncaetkinliği
durdurulan Türkinvest finans
kurumuna yatırdıklan
paralan geri alamayan
vatandaşlar. Mudiler Derneği
Ankara Temsilciliğı'nin
çağnsı üzerine. diin CHP
Genel Merkezi'nde bir araya
geldiler.
İlksan tasfiye
yolunda
• A.NKARA(ANKA)-
İlksan Holdıng'de. llksan'la
ilgıli yoisuzluk iddıalannın
ardından gidilen tasfiyeye
ilişkin ışlemler sonuç
asamasına getirildi.
ANKA'nın edındiği bilgıye
göre, îlksan Holdıng A.Ş
Genel Kurulu'nda, tasfiye
memuru avukat Kamıl
Barutçuoğlu'nun raporu
doğrultu.sunda yönetım
kurulunun ışbırliğıyle
hazırlanan tasfiye açılış
bılançosu ve envanten
onaylandı. Genel kurulda,
ışlemlerin sürdürülmesı
sonucu, tasfiyenin yasal
süreci ıçinde
tamamlanacağının anlaşıldığı
belırlendı. ilksan Holding'in
geçen yılın ekim ayında
yapılan genel kurulunda
tasfiyesıne karar venlmiş ve
tasfiye memuru olarak
avukat Kamıl Barutçuoğlu
atanmıştı.
Vergi gelirleri
dört ilden
• ANKARA (AA) - Maliye
Bakanı Ismet Aftıla. bu yılın
ocak-ekım donemı \enlerine
göre. genel bütçe vergı
gelirlennın yüzde 72.5'ini
lstanbul. Ankara. Kocaeli ve
İzmır'den oluşan 4 ilın
karsjladığını söyledi. Bakan
Attila. genel bütçe
gelirlennın yüzde 82.7 sını,
kalan 66 ılın ıse vergı
gelirlennin yüzde 17.3'ün.ü
ropladığını kaydetti. Attila.
en fazla vergi gelinnın elde
edildiği İstanbul'un vergi
gelirleri içındekı payının,
yüzde 37.6'yı bulduğunu
belırtti.
1995 yılmdan itibaren üretimi durduracak olan Fiat, yalnızca dağıtım işini üstlenecek
Tempra üretimi sadece Tofaş'nı
Dış borç
ödemeleri
• ANKARA (AA) - Türkiye,
bu yılın ılk yarısında 2
milyar 493 milyon 913 bın
L Vlarlık "dış de\ let borcu"
geri ödemesinde bulundu. Bu
miktann I milyar 478 milyon
183 bin dolannı anapara. 1
CUNEYTTOROS
NAPOLİ-Tofaş. I995yılının
mart ayından başlamak üzere
ltaha ve tüm dünyaya Tempra
üretmeye başlayacak. Tofaş Oto
Ticaret Genel Müdürü Lğurman
YelkencioğJuyaptığı açıklamada,
Fiat'vn 1995'te Tempra üretimı-
ni durduracağını ve Tofaş'ın Ital-
ya'ya Tempra göndereceğini be-
lirterek, otomobıllerın tüm dün-
yaya ttalya'dan dağıtılacağını
söyledi. Yelkencioğlu,"Gün ge-
lecek günde 250 otomobil İtal-
ya'ya gklecek, bu çok uzak değiT
dedi.
Gümrük birliğine hazır
Koç Grubu'nun gümrük birli-
ğine hazır olmadığına daır çıkan
söylentilerin gerçeği yansıtma-
dıgını da belirten Yelkencioglu.
özellikle Tofaş/ın Fiat gibı bır or-
takla gümrük birlığıne hazır ol-
duğunu vurguladı. Yelkencioğ-
lu."Gümrük birliğine en hazır
holding Koç Hol-
d i n g ' d i r "
dedi.
Yelkenci-
oglu."Biz gümrük birliğine gi-
derken, Fiat ile oturup Bursa'da
neter yapabiliriz diyeceğiz ve ge-
reken yapılacaktır"' şeklınde ko-
nuştu.
Türkiye'de yapılan bazı şeyle-
rin unutulduğunu belirten Yel-
kencioglu. Toyota'nın açılışında billerine ait toplam 18 yeni mo-
fabrikanın yapılış süresinin dahi del çıkaracak.
abartıldığını vurguladı. 1968 yı- Napolı yakınlarındaki Melsi
lında Tofaş'ın da fabrikasını ay- kasabasındaaçılan yeni Fiat fab-
•Tofaş, 1995 yılının mart ayından
başlamak üzere ttalya ve tüm
dünyaya Tempra üretmeye
^başlayacak. Fiyat ise Türkiye'den
gidecek olan
araçlann
dünyaya
dağıtılmasını
sağlayacak.
nı zamanda bitirdiğini hatırlatan
Yelkencioglu. Türkıye'de yeni
gelenin hep abartıldığını iddia et-
ti.
Öte yandan Fiat önümüzdekı
iki yıl içinde. ürettiği Ferran, Al-
fa Romeo. Lancıa \ e Fiat otomo-
nkası, şırketın dünyadaki reka-
bet şartlanna ayak uydurmasını
sağlayacak. Fiat toplam iki mil-
yon metrekare üzerinde kurulan
fabrikasında günde 800 otomo-
bil üretıyor. Fabrika tam kapasi-
te ile çalışmaya başiadığında bu
sayı 1600'e çıkacak.
Fiat'ın Italya'nın güneyınde
açılan fabrikasının >erı ıse Fi-
at'ın sahibi Agnelliu ailesi ile
ttalyan hükümetinin yaptığı an-
laşma ile belirlendi.
NapolTde yeni fabrika
Napoli'ye bir saat uzaklıktaki
Melsi kasabasında 1993 Kası-
mı'nda faaliyete geçen fabrika-
nın, ülkenin kısmetı geri kalmts,
güney bölgesinin kalkındınlma-
sı içın bu bölgede kurulduğu
açıklandı. Fabrikada şu an 3630
kis.i çalışırken, bu rakam tam ka-
pasiteye ulaşıldığında 7 bın kişi-
ye çıkacak. Fiat. yeni gelıştirdı-
ğı teknik ile üretım bandında ıkı
modelin kalıbını değiştirme sü-
resini bır haftaya indırmış du-
rumda. Bu süre otomobil
sanayıinde ortalama on iki ay.
1995'te 2.1 katrilyona çıkması beklenen kayıtdışı ekonomide vergi kaybı 379 trilyonu bulacak
Vergisiz ekonomi rekora koşuyorANKARA (AA)-Marmara Ünıversite-
si öğretim üyelerinden Prof. Dr. Osman
Altuğ, Devlet Istatistik Enstitüsü'nün,
Gayri Safi Milli Hastla'yı (GSMH) bir-
takım anketlerle hesapladığını. bunun da
gerçekleri yansıtmadığını savunarak,
"Türkiye'de GSMH hesaplamalan doğru
yapılmıyor"dedi.
Prof.br. Altuğ, Türkiye'de 1987 yılın-
da değiştirilen hesaplama yöntemi sonu-
cunda bulunan GSMH rakamlannın, bu
tarihten önce olduğu gibi gerçeği yanstt-
madığını öne sürdü. DlE'nin birtakım an-
ketlerle milli gelirhesaplamasıyaptığını,
bu yolla milli geliri doğru bir şekilde bul-
manın mümkün olmadığını anlatan Al-
tuğ, şöyle konuştu:
"DİE, birtakım anketler vapıyor. Bana
hiç anketör müracaat etmedi. 5 >ı)da bir
nüfus sayımı yapıyor. 'Ana adın ne, baba
adın ne. ne ış >apıyorsun' diye sonıyor-
lar. Hadionlardan hareketediyorlar diye-
lim, bu 5 yıl geriden geliyorsun demektir.
•Prof. Altuğ, "DPT uzmanlannın yaptığı ve 100 trilyon lira
olarak hesapladıklan kayıt dışı ekonomi rakamı ile benim
hesaplanm arasında çok büyük fark var. Laleli piyasasının
boyutlan 7-8 milyar dolar olarak hesaplanırken 100 trilyon
liralık kayıt dışı ekonomi boyutu bulmak, bana göre
yüzünüze konan sivrisineği kovmaya benziyor"
Türkiye gibi bir ekonomide 5 yıl geriden
geiirsen yandın demektir."
Altuğ, Türkıye'de ekonomik olaylar
belgeye bağlanmadığı içinGSMH verile-
rinin doğru elde edilemeyeceğini. kayıt
dışı bir ekonomide GSMH rakamlannın
gerçeği yansttmayacağuu iade etti.
Vergi kaybı 379 trilyon
Bu yıl kayıt dışı ekonomının boyutunun
2 katrilyon 130 trilyon lirayı, bundan do-
ğan vergi kaybının ise 379 trilyon lirayı
bulacağını anlatan Prof. Altuğ. ""DPT uz-
manlannın yaptığı ve 100 trilyon lira ola-
rak hesapladıklan kavıt dışı ekonomi ra-
kamı ile benim hesaplanm arasında çok
büyük fark var. Onlar ekonometrik mo-
deC parasalcı yaklaşımla bir hesap >ap-
mışlar. Türkiye'de parasal göstergeier ger-
çeği yansıtmaz. Bu Amerikan modelidir.
Orada gerçeği >ansıtır, ama bizde kulla-
nılamaz. Laleli piyasasının bmutlan 7-8
milyar dolar olarak hesaplanırken 100
trilyon liralık kayıt dışı ekonomi boyutu
bulmak, bana göre > üzünüze konan si\ ri-
sineği ko\ma>a bt'nzJvor" dedı
Ekonomik yapı açısından Türkıye'ye
benzeyen ülkelerde kavıt dı^ı ekonomi
hesabının. kayıtlı ve kayıt dışf ıstihdam
olayından hareketle yapıldıgını anlatan
Altuğ. ltalya'da da bu modelin uygulan-
dığını söyledı Türkiye'de kayıtlı olarak
2 milyon dev let personelı, 3 mil>onu aşan
SSK'liçalışanbulunduğunu, oysa Türki-
ye"de aktif nüfusun 20 milyon olduğunu
hatırlatan Altuğ. şunlan söyledi:
Tanmda 5 milyon kavıtsız
"Bunun 7 milyonu tanmda çalışsın,
3 mihonu işsi/ olsun. Sonuçta 5 milvon
kayıtsız çalışan bulunur. Bunlar asga-
ri ücretten avlık alsalar dcrseni/ kavıt
dışı ekonominin boyutunu şakalarsı-
nız. Avrıca korkunç bir tefecilik pi>a-
sası >ar. TBMM Hesapları İnceleme
Komisyonu Başkanı. bunun bovutunu
200 trilyon lira olarak açıkladı. 200 tril-
\on liralık tefecilik bo\utu olan bir ül-
kede lOOtrihon liralık ka\ıtdı^ıekono-
mi hesaplanıyorsa buna gülmek
lazım."
Emlakbank Genel Müdürü, Gebze konutlarına büyük talep gelmediğini söyledi
Ucuz komıtlara rağbet yok
Prof. Dr. A>dın Avavdın
JSTANBliL (AA) - Emlak
Bankası'nın, üzerine kâr koyma-
dan ve ayda 2.5 milyon liradan
başlayan taksitlerle satışa çıkar-
dığı Gebze'deki sosyal konut
projesınin fazla ilgi görmediğı
bildirildı.
Emlak Bankası Genel Müdü-
rü Prof. Aydın Ayaydın, orta \e
dü$ük gelir grubuna hitap eden
Gebze Konut Projesi'ne, büyük
talep gelmediğini söyledi.
Bu projenin, Emlak Banka-
sı'nın ortanın üzerindeki gelır
grubuna hitap eden projelerinde
daha lyı satış old,uğu, düşük ge-
lırlıler için konut yapıidığı tak-
dirde sattlmadıgını ortaya koy-
duğunu belirten Ayaydın, "Gör-
dük ki. Emlak Bankası'nın müş-
teri potansiveli. \uksek, yani or-
tanın üzerindeki gelirgrubu" dı-
ye konuştu.
Kârsız konut satacaktık
Ayaydın, "Düşükgelirligrup-
lar için konut üretiminden \a/ mı
geçtiniz?" şeklındekı soru üzeri-
ne, şunlan söyledi: "EmlakBan-
kası tkari bir bankadır. Ticari
amaçlı konut >apar. Toplu Ko-
nut isesosyal amaçlı konut >apar.
Biz sosyal amaçlı projeyi, >ani
kâr etmeksizin Cebze projesini
başlattığımuvakit, kâr eden böl-
gelerden bura\ı süb\anse ede-
ccktik, kâr etmeden konut sata-
caktık. Biz bir kuruş kâr km ma-
dan dahi satışa çıkardıVu çok bü-
>ük bir talep gelmedi. Sattık
ama, istediğimiz seviyede sata-
madık. A>da 2.5 milyon liraya
taksitle satışa çıkardık, satılanıa-
dı. Bu da bize, trnlak banka-
sı'nın bugüne kadar tutunmuş
olduğu projelerin devamını gös-
termektedir. Ama dev letten bi/e
konut finansmanı için avrı bir
kav nak verilirse. sosyal konutlar
da yapnvak isteriz." A>a\dın.
Toplu Konut İdaresı'nın satışa
sunduğu konutlarla. Emlakbank
konutlarının fıyat farkı hakkın-
da bılgı \enrken de. Toplu Ko-
nut İdaresı'nın dev letten "sıfır"
malivetle para alarak. Emlak-
bank'ın ise müşterilerden yüzde
80-% faizle topladığı mevduat
ile konut i^inı gerçekleştirdiğini
bıldırdı
EKONOMİ DUNYASINA BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDR.4
ADD Seçiıııleriııin
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Bütçesine Bak,
Hükümetini Al...
Bütçe, bir hükümetin aynasıdır; yalnız ekonomik de-
ğil, siyasal vetoplumsal 'konumunun'dagöstergesidir.
Töplumun hangi kesimlerinin çıkarına ışlediğini açıklar.
Bütçe gelirlerinin hangi toplum kesimlerinden 'alındı-
ğı' ve 'nasıl kullanıldığı' ekonomik olduğu ölçude gelir
ve bölüşüm yönleriyle toplumsaldır. Bu nedenle de de-
mokrasi tarıhi, bir bakıma vergı tartışmaları tarihidir. Sı-
yasal yönetimlerin gerçek niteliği bütçe anlayışlarıyla
somutlaşır. Hükümetin hazırladığı 1995 bütçesi bu açı-
dan çok ilginç özellikler taşıyor.
Vergiler ya gelirler ve varlıklardan alınır ya da alım-sa-
tım gibı ekonomik ışlemlerden toplanır. Birıncisine doğ-
rudan, ikincısine de dolaylı vergi denir. Dolaylı vergile-
rin, vergilerden beklenen 'eşitlik ve etkinlik' ilkelerine
ters düştüğü, töplumun yoksul-varlıklı kesimleri arasın-
daki uçurumu derinleştirdiği bilınır. Bu nedenle 'sosyal
adaletin' önemsendıği donemlerde, dolaylı vergiler ye-
rine doğrudan vergilere ağııiık verileceği vurgulanır. Ger-
çekten de 197O'lı yıllarda doğrudan vergiler toplamın
yaklaşık yüzde 6O'ı, dolaylı vergiler de yüzde 4O'ı dola-
yındaydı. 1980'li yılların sermaye yanlısı ekonomi poli-
tikalarının bır sonucu olarak doğrudan vergilerin payı
yüzde 50"lere çekilmiş bulunuyordu; 1995'e değin top-
lam vergilerin içinde dolaylı-doğrudan vergiler eşit ağır-
lıktaydı.
Bu yıl hukümet çok köklü bır 'vergi politıkası değişik-
liği' yapıyor; doğrudan vergilerin toplam içindekı payını
son üç yılın ortalaması olan yaklaşık yüzde 50'den,
1995'te yüzde 40 dolayına duşurmeyi amaç edinmiş bu-
lunuyor.
Vergi, yapısına daha yakından bakıldığında hüküme-
tin hangi toplum kesimlerını vergılediği ya da vergi yü-
künün kimlerin sırtına bindiği daha açık görülüyor. Ver-
gi gelirlerinin alt başhkları, hükümetin bütçe anlayışını
tüm çıplaklığıyla sergiliyor. 1995'te gelir vergısinin yüz-
de 59 oranında arttırılması öngorulürken kurumlar ver-
gisınin 1994'e göre artışoranı, yalnızca yüzde 12.4 (yan-
lış okumadınız. yazıyla da on iki nokta dört) olacaktır. Bu-
na karşılık tasarı, KDV'nın yüzde 57.4; Akaryakıt Tüke-
tim Vergisı'nin de yüzde 106.5 arttırılmasını öngoruyor.
Vergi gelirlerinin 1995'te bır öncekı yıla göre ortalama
yüzde 86 artacağı öngorulürken sermayeden yuzde
12.4 vergi artışı beklentisı, sermaye kesimine nasıl yan-
daş çıkıldığının da somut oranını verır.
Bilindıği gibi kurumlar vergısını 'ortaklıklar' başta ol-
mak uzere tüzelkişiler, sermaye kazançlarından ve kâr-
larından ödüyor. Hukümet. butçe ile sermaye kazanç-
larını vergılendırmekten özenle kaçınırken, ışçılerı ve
memurlan, ikilı vergı kıskacına alıyor; bır yönden ücret-
ler ve maaşlar, aylık 4.1 milyon TL olan asgarı ucretın
yüzde 25'ının vergılendirilmesinden başlayarak, gelır
vergısinin büyuk bölümünü karşılayacaklardır; ıkincı ola-
rak da KDV ve kullandıklan akaryakıt vergileriyle ağır bir
vergı yukü altına sokulacaklardır.
Bir başka açıdan bakılınca 1995'te toplanacak 299 tril-
yon lira gelır vergisinın, kimı hesaplarnalara göre yakla-
şık yüzde 56'sı ya da 170 trilyonu ışçi ve memurlardan
alınacaktır. Bu mıktar, çalışanlann odeyeceği 'doğru-
dan' vergidır, alım-satımda ödediklerı ağır vergileri içer-
miyor. Buna karşılık ortaklıkların odeyeceği kurumlar
vergısı 47.2 trilyon TL olacaktır. Kaldı ki, ışçı ve memur-
lann vergileri kaynakta kesildığınden, ödenmemesı söz
konusu olamaz, sermaye ortaklıklannın ise vergi öde-
meleri 'koşullara gore' olur.
Bütçenın vergiler konusundakı bu sermaye kazanç-
larını koruyucu. daha doğrusu, vergıyi emekçilerden al-
ma politikası, sıra harcamalara geldığinde de izleniyor.
Hukümet, yıllardır suren çalışanlar yararına olan yerle-
şık uygulamaları ya tümüyle kaldırıyor ya da sınırlandı-
nyor. Tasarı, personel taşıma servis araçlarını paralı ya-
pıyor. ilaç katılım paylarının yüzde 50'ye çıkarılmasını ön-
görüyor.
Bütçe ödeneklerinin durumu da hükümetin bütçe an-
layışını tam anlamıyla yansıtıyor. 1995'te 'faiz' ödeme-
leri, geçen yıla göre 2.6 puanlık bir satışla bütçenin yüz-
do 20.2'sı; tutar olarak 388 trılyon TL l Hdo 20.2'sı; tutar olarak 388 trilyon TL ongoruluyor, Hü-
kümet ıç ve dış sermaye kesimlerinden yüksek faizle
borclanıvor^seftfa da ücretli ve maashlardafhaldtarver*
dolarlık bölümünü de faız
demcleri-oluşturdu.
ilk varısında 2.5 milyar
dolann üzennde dış devlet
ülke arasında. en fazla
ödeme Japonya'ya oldu.
Anılan dönemde. Japonya'ya
608 milyon 811 bin dolar
tutarında dış borç gen
ödemesı yapıldı. Japonya'yı
269 müyon 272 bin dolarla
ABD. 256 milyon 606 bin
dolarla da Almanya izledi.
tsvıçre'ye 53 milyon 655 bin.
Ingiltere'ye 49 milyon 15 bin
dolar. Fransa'ya 54 milyon
956 bın dolar ödendı.
Esnaf, bakanlık ve
banka istedi
• ANKARA (AA) - Sanav i
ve Ticaret Bakanlığı ile
Türkiye Esnaf ve
Sanatkârlan K.onfederasyonu
(TESK.) tarafından ortaklaşa
düzenlenen 2"ncı Esnaf
l rası'nda alınan kararlarda,
esnaf ve sanatkârlar
öncelıkle kendılerine yönelik
bır "bakanlık ve banka
kurulmasını" ıstediler.
Sanayi ve Ticaret Bakanı
Mehmet Dönen, 18-19 kasım
tarihlerinde Ankara'da
yapılan şûrada alınan
kararlann. 281 başlık altmda
toplandiğını bıldırdı. Dönen,
kararlan izlemek üzere, bir
izleme komitesi
oluştunılduğunu belirttı.
ÇAYKUR, ödeme
sriuntısında
• RİZE(AA)-Çay
tşletmeleri Genel Müdürlüğü
(ÇAYKUR), 1994 ürünüyaş
ça> alımı kampanyasından
üreticilere olan borcunu,
i 'ali sıkıntı nedeniyle
ödeyemiyor. 1994 ürünüyaş
çav alım kampanyasında
nedefiediği 500 bin ton alımı
67 bin ton geçen Çaykur, bu
alımlar karşılığında
üreticilere 1.8 trilyon lira
ödeme yaptı.
ABD ara dönem seçimlerinde, De-
jTiokrat Parti hezimete uâradı ye
1952'den bu yana ilk defa Kongre'de
çoğunluk Cumhuriyetçilerin eline geç-
ti. Iş çevreleri ve mali piyasalar bu so-
nuçları sevinçle karşıladılar. Ancak ya-
kında, bu sevincin biraz erken ve se-
çim sonuçlarının beklenenin aksine
yeni politik sorunlar yaratma olasılığı-
nın oldukça yüksek olduğu görülecek.
Birincisi başkan ile Kongre arasında
bir uyumsuzluk ve hatta bir kilitlenme
sonucu, yasama aksayabilir. Ikincısi,
başkanın zayıflamış olması, uluslara-
rası platformda ABD'nin etkısini azal-
tabilir. Üçüncüsü, seçim sonuçları De-
mokrat Parti içinde yeni bir başkan
arayışına yol açabilir. Dördüncüsü se-
çimlerden güçlenerek çıkan sağcı po-
pülist kanat, Cumhuriyetçi Parti için-
deki geleneksel lideriik ile savaşa tu-
tuşabilir. Bütün bunlar madalyonun bir
yüzü.
Seçimler, ABD'de seçmenin, eko-
nomik sıkıntılara giderek muhafazakâr
tepkiler geliştirmeye başladığına dair
güçlü işaretler de verdi.
Bu da madalyonun belki de uzun
vade açısından daha bir önemle izlen-
mesi gereklı olan öbür yüzü.
Seçmen bezgin ve
güvensizdi
Geçenlerde, Avrupa'da gelişmeye
başlayan bır 'hastalığın' ABD'ye de
sıçradığına dikkat çekmiştim. Seçmen
giderek düzen partilerinden, alışılagel-
miş programlardan uzaklaşıyor ve po-
litik yelpazenin uçlarına yöneliyordu.
Sol altematifin orialıkta bulunmadığı
yerlerde de bu hoşnutsuzluktan bü-
yük ölçüde sağcı-popülist akımlar ka-
zançlı çıkıyor, en çok da hükümetler ve
ana muhalefet partilerı zarar görüyor-
du.
ABD'de oldukça güçlü bir ekono-
mik toparlanma yaşanmakta olması-
nı, seçmen görmezlikten geldi ve hü-
kümete karşı tutum aldı. Çünkü eko-
nomik toparlanma beraberinde bir ge-
lir artışı ve işsizlik azalışı getirmemişti.
ABD'de gelir dağılımı geçen yıllarda
çok bozuldu -1992'de en zengin yüz-
de 20'nin payı en yoksul yüzde 20 nin
payının 11 kat fazlası bir düzeye ulaş-
tı- ve 1993'te de bozulmaya devam
etti. Bu arada 1980'lerde nüfusun en
zengin yüzde 1 'inin geliri, yüzde 63 ar-
tarken nüfusun yüzde 60'ımn geliri
azaldı (Financial Times 12.11.1994).
Aşın sağ kazançlı çıktı
Bu gelir dağılımındaki bozulma ve
işsizlik artışı, beyaz yakalı işçileri, ma-
vi yakalılardan daha fazla etkiledi. Par-
lamentodan ve hükümetten hoşnut-
suzların oranının, 1985'te yüzde
26'dan 1994'te seçimlerden az önce,
yüzde 43'e çık-
masının (Wall
Street Journal
10.11.1994) ve
bu hoşnutsuzlu-
ğun, orta sınıfın
alt kesimlerini de
(beyaz yakalılar)
etkileyerek yay-
gınlaşmasının ar-
kasında, işte bu
ekonomik man-
zara yatıyor. Fa-
kirleşmenin ve
geleceğe güven-
sizliğin artması-
nın orta sınıflan
daha sağ politik
konumlara ittiği
ise bilinen bir ger-
çektir. Bu geliş-
meler, ara seçim-
lerın sonuçlarına
tümüyle yansıdı.
ABD seçimleri,
bir Cumhuriyetçi
Parti zaferi getir-
di. ama hoşnut-
suzluğun boyut-
lannı da gösterdi:
Seçimlere katılım son derece düşük-
tü (yüzde 38); seçmen, yönetimde
olanlara karşı tepkisel bir şekilde sağ,
ırkçı popülist görüşleri savunanlara oy
verdi. Cumhuriyetçilerin zaferi, seçim
kampanyalarının işte bu ruh haline hi-
tap etmesinden kaynaklandı. Birinci-
si, Cumhuriyetçi Parti seçim tartışma-
larını genelleştirdi ve ulusal çapta, hü-
kümete karşı bir güvenoyuna çevirdi.
Ikincısi Cumhuriyetçiler, seçmende
oluşmaya başlayan görüşlere uygun
bir platformla seçime katıldı.
Cumhurtyetçiler 'Amerikaile Kont-
rat'adlı son derece sağ-popülist bir
platformla seçimlere girdiler. Bütçenin
denk olmasını mecburi kılan yasalar,
suçların oluşmasını engelleyen sosyal
harcamalar yerine hapishanelerin ve
güvenlik harcamalarının arttırılması, ai-
le dışı doğmuş çocukların annelerine
yardımların kesilmesi, işsizlik yardımı-
nın iki yıl ile sınırlanması, vergilerin
azaltılmast, hatta gelir vergisinin tümü
ile kalkması, göçmenlik yasalarının sı-
kılaştırılması ve
göçmenlere verilen
sosyal yardtmlann
azaltılması hatta
kalkması, hafif ma-
kineli tüfek sahibi
olmayı engelleyen
yasanın durdurul-
ması, çevrenin ko-
runmasına ilişkin
yeni yasaların en-
gellenmesi, dini ve
ailevi değerlerin
güçlendirilmesıne
yönelik politikalann
uygulanması, ulus-
lararasıalandahiç-
bir ABD askerinin
Birleşmiş Milletler
komutasına veril-
memesi, GATT'ın
imzalanmasının
geciktirilmesi vb.
gibi öneriler 'Kont-.
raf'ın önemli bıle-
şenlerıydi.
Bu 'Kontrat'ı ha-
zırlayan Newt
Gîngrich de doğal
olarak bu muaz-
zam başarının mimarı olarak parti için-
de iyice güçlendi (Meclis başkanı ol-
masına kesin gözüyle bakılıyor).
1996'da Clinton'ın yerine en güçlü
adaylardan bıri haline geldi (The Eco-
nomist 19.11.1994). Bu yüzden seç-
mendeki havanın değişmesine paralel
olarak parti içinde güçlenen sağ popü-
list kanadın, Bob Dolan tarafından
temsil edilen geleneksel, temkinli ve
tecrübeli elit tabaka ile bir iktidar sa-
vaşına girmesi halinde, Cumhuriyetçi
Parti'nin zaferi kolaylıkla bir Pyrrhos
zaferine dönüşebilin
Diğer taraftan, Kongre'de kontrolü
ele geçiren Cumhuriyetçiler. hemen
hiçbir hareket alanı bırakmadılar. Cum-
huriyetçilerin çoğunluk olma tecrübe-
lerınin olmaması da göz önüne alındı-
ğında, başkan ile Kongre arasında bir
çatışma ve kilitlenme oldukça güçlü
bir olasılık olarak beliriyor.
Clinton'ın toparlanma
şansı zayıf
Demokratlar ise böyle bir durumla
Truman'dan bu yana ilk defa karşılı-
yorlar. O zaman Truman, meclisi tümü
ile karşısına almış, sık sık veto hakkı-
nı kullanmış, sık sık meclise yasa gön-
denmiş, bunlar her reddedildiğinde su-
çu meclise atmış, seçimlere meclise
karşı girmiş ve yeniden seçilmişti. An-
cak Truman zamanında hem ekonomi
büyük bir gelişme evresinin başınday-
dı hem de ABD, oyunun kuralları ol-
dukça belli iki kutuplu bir dünyada hız-
la güçlenen liderliğini kuran. bu yüz-
den de devlet başkanına sık sık diplo-
masi başarıları getiren bir konumday-
dı.
Bugün Clinton'ın konumu çok daha
farklı ve Truman benzeri bir toparlan-
ma yaşaması olasılığı düşük. Buna bir
de ilk seçildığınde, her iki meclis de
kontrolü altında olmasına rağmen he-
men hiçbir reformu hayata geçıreme-
miş ve birfırsat kaçırmış olması gibı bır
düş kırıklığını da eklersek, bundan
sonra Clinton'ın toparlanmasmın son
derece güç olduğu sonucuna ulaşırız.
Dedikodular da Demokrat Parti içinde
bu yönde bır hesaplaşmanın başladı-
ğı ve yeni başkan adaylarından bah-
sedildiği yolunda.
Seçimlerden önce sağcı yorumcu-
lar. ABD'de politik güçler dizilışinde ta-
rihsel bir değişikiığın yaşanmakta ol-
duğunu söylüyorlardı. Bu seçim so-
nuçları bir protesto eğilimi değil de
uzun dönemli bir gelişmenın parçası
ıse gerilemekte olan bır hegemonik
devletin ülke içi politik yelpazesinin sa-
ğa kayması gibi bir durumla karşı kar-
şıyayız demektir. Bu ise dünyanın geri
kalanının güvenliği açısından oldukça
endişe verici birdurum.
gilerı bu borçların faızlerinı ödemekte kullanıyor. Faız
ödenekleri, YÖK artı ünjversıte|er toplam ödeneklerinin
8.6 Ratidır. Bütçe'dekî mîlli savunma giderlerınin yakla-
şık iki buçuk, Milli Eğitim gıderlerinin de üç katı dolayın-
dadır. işçîlik de içinde olmak üzere bütçeden yatınmla-
ra ayrılan pay ise yalnızca 128.5 trilyon liradır.
Hükümetin 1995 bütçe tasarısı her yönüyle emeğiy-
le geçinenlerin zararına işleyecek bır düzenlemedir. 5 Ni-
san Kararlan'yla değışik toplum kesimlerinden özveri is-
teyen hukümet, işçıler ve memurlardan bu özveriyi faz-
lasıyla aldı; 1994 boyunca bu kesimlerin gelirlerinin alım
gücünü sürekli olarak azaltıcı ucret-fıyat politikalan iz-
ledi. Geçen ay açıklanan enflasyon oranlarının ya da
'1994 deneyimının' yeniden kanrtladığı gibi, ücretlilerin
alım gucunün düşurülmesı. enflasyonun duşmesi için
hiç de yeterli olmuyor. Bunu öğrenmeyenler ve özellik-
le üretım-dışı aşın sermaye kazançlarını vergilendırme-
yi beceremeyenler, hiç kuşkunuz olmasın, uzun dönem-
de, yandaşı oldukları büyük sermayenın çıkarlarına hiz-
mette de başarılı olamazlar.
Son 3 Gün...
Emlak Bankası'nın halen sattşta
olan, İstanbul, Ankara, İzmir
ve Adanada toplam 11 projesindeki
konutlartn satjşlan 23 Kasım 19;
tarihinde durdurulacaktır. ,
Bu firsatı değerlendirebilmeniz içn
tüm Emlak Bankası şubeleri
hizmetinizdedir.
EMLAK BANKASI
D a h a U y g a r B t r Y a ş ı m I ç ı n
ANI DEĞİL YAŞAM
OktayAkbal
30.000 (KDV \çınde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İsıanbul