Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 1994 PAZARTESİ
HABERLER
7PKK1
öMürüldü
• Haber Merkeri - Batman,
Bitlis ve Hakkâri'nin kırsal
kesiminde, güvenlik
kuvvetleriyle çatışmaya giren
7 terörist öldürüldü.
Olaganüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapıian
açıklamaya göre, bölgede
sürdürülen operasyonlar
sırasındaki çatışmatarda
Batman'ın Kozluk ilçesi
Tuzlagölü bölgesinde 3,
Bitlis'in Tatvan ilçesi
Dönertaş Köyü civannda 3,
Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi
Tütünlü Köyü yakınında da
bir terörist öldürüldü.
Teröristlerin actığı ateş
sırasında 2 köy korucusu da
şehit oldu. Böiücü terör
örgütünden kaçan üç terörist
de güvenlik kuvvetlerine
teslim oldu.
CHP'den
Demirel'e ağır
suçlama
• SAMSUN(ANKA)-
Cumhuriyet Halk Partısi
(CHP) Genel Sekreteri
Adnan Keskin, Samsun
CHP 11 Merkezi'nde
düzenlediği basın
toplantısında eğitim
birliğinin bozularak yurtlann
ve izinsiz Kuran kurslannın
etkinliklerini arttırmasıyla
Cumhuriyet düşmanlannın
büyük bir güce
kavuştuklanna dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Demirel'in
10 Kasımda Anıtkabir'de
yaşanan olaya tepkisinı
eleştiren Keskin şöyle
konuştu: "Son olarak 10
Kasımda Anıtkabir'de
meydana gelen olay, bu
tohumiann atılmasında etkisi
olan Cumhurbaşkanı
Demirel'in olayı küçültmek
amacıyla 'meczup' ifadesini
kullanarak bir açıklama
yapmasi bu aymazlıgın en
somut belirtisidir. Bunun
önlenmesi için izinsiz yurtlar
kapatılmalı. izinli olanlann
Milli Egitim Bakanlığı'nca
denetimi saglanmalıdır."
Çocuk mahkemesi
İçin kampanya
• BURSA(AA)-Bursa
Barosu kentte çocuk
mahkemesi kurulması için
imza kampanyası başlattı.
Bursa Barosu Çocuk Haklan
Koruma Komisyonu Başkant
Avukat Nigar Uyan, yaptıgı
açıklamada, Türkiye'de
sadece Istanbul, Ankara,
Izmir ve Trabzon'da çocuk
mahkemesi bulundugunu
belirterek, "Çocuk
mahkemelerinin tüm illerde
kurulması konusunda 1982
yılında kanun çıkmasına
ragmen, bu 4 il ile sıntrlı
kalmiştır" dedi.
"Sosyalist
haneket,
Kalkınma ve İşbirliği İçin Gençlik Örgütü Amsterdam'da medyaya karşı toplanıyor
GençMi medyayı sorguhıyor
LIMİTOTAN
tZMİR- Dünya gençlik örgüt-
leri, medyayı sorguluyor. Med-
yanın demokrasilere nasıl destek
ya da 'köstek' oldugunun gözler
önüne senleceği toplantı, Ams-
terdam'da 50 ülkeden delegele-
rin katılımıyla yapılacak. Türki-
ye heyetine başkanlık edecek
olan Arkadaş Çeyre Grubu Av-
rupa Sözcüsü Ümit Özrürk.
medyadaki tekelleşmeye dikkat
çekerek "Medva.tekelleşmekten.
çarpıtılrnış. yanlı bakış açılarını
yansıtmaktan vazgeçerek de-
mokrasiye katkıda bulunmalı-
dır"dedi.
Türkiye "de medyayla ilgili tar-
tışmalar sürerken, Kalkınma ve
işbirliği için Gençlik Örgütü
(YDC) 26 kasım-2 aralık tanh-
leri arasında Amsterdam'da ger-
çekleştireceği toplantıda medya-
yı sorgulayacak. 50 ülkeden 90
temsilcınin katılacağı toplantıda
Türkiye de bir heyet tarafından
temsil edilecek.
Tekekaük
YDÇ Genel Sekreten Bas Au-
er, toplantıda en ağırlıklı konu-
nun 'medya araçlannın toplum-
sal süreçierin oluşmasındaki işle-
vT olacağını belirterek "Medya
Soy sal-Çağnda bulundu
»ekelciliği ve çarpıtma politikala-
n ile bunlara karşı yakın geJecek-
teki eylem \e kampanyalann na-
sıl gündeme getirilebileceğj de
tarüşılacak" dedı.
Aslında medyanın sorgulan-
masıy la ilgili en önemli adımlar-
dan birini, Dışişleri Bakanı
MümtazSoysal 9 Kasım 1994 ta-
rihli Hürrıvet gazetesindeki
"Medyadan İnsan Manzaralan"
köşesinde başlatmıştı. Soysal.
yazısında •emeklerinin kutsallı-
ğma* inanmışları. çarpıtma \e
sansasyona karşı •hayır' demeye
çagınyordu. Soysal, şöyle diyor-
dur
"Çalışanlar, yani kameracılar,
muhabirler, eğer mesleklerinin
•Türkiye heyetine
başkanlık edecek olan
Arkadaş Çevre Grubu
Avrupa Sözcüsü Ürnit
Öztürk, medyadaki
tekelleşmeyi
vurgulayarak, "Medya,
tekelleşmekten,
çarpıtılmış, yanlı bakış
açılannı yansıtmaktan
vazgeçerek demokrasiye
katkıda bulunmalıdır"
dedi.
yüceligine, emeklerinin kutsalb-
ğına ve toplumdaki ağırlıklanna
inanıyorlarsa, mesleklerinin onu-
nınu korumak da onlann ödevi-
dir. Kimse bu onura onlar kadar
sahip çıkamaz- Onlar, hep bir-
likte 'hayır' derse hiçbir şey ol-
maz—
Medyacılığın ilkelerine ters
diişen istekler geldiğinde,' Bu ol-
maz, bu yapılmaz'diyebilecek
bir direnişin ve bu direnişe destek
verecek bir dayanışmanın olma-
sı gerekir."
'Ben vanm hocanT
Yanıt gecikmedi. Can Dün-
dar, Akrüel'deki köşesinde "Ben
vanm hocam" başlıgını koydugu
Diindar- Çağnya uydu
yazısını, mesleğinin ilk yıliann-
da piliç satmaya soyunan patro-
nunun kendilerine nasıl 'bozuk
ef haberi yaptırdığını ve nasıl
'acımasızca kullanıldığını' anlat-
tıktan sonra şöyle sürdürüyordu:
"Bu noktada örgütlenmenin,
dayanışmanın kaçınılmazlığı ve
aciliyetiçıkıyor ortaya. Muhabir.
kameraman, montajcı inanma-
dığı işe direnecek-Direnen koru-
nacak. Sendika sahip çıkacak.
Meslek örgütü hesap soracak.
'Ben yapmasam başkasına yap-
tınrlar" zihniveti çökecek. Çün-
kiiyapan "başkalan" teşhir edile-
cek.
Utanacaklar. Zamanla' başka-
lan" da kalmayacak. Piliç satmak
için bozuk et haberi yazdıracak
adam bulamayacaklar. 'Tiraj so-
runu' o zaman çözülecek. "Bası--
nın onuru' o zaman düzelecek.
Ben varım hocam. Gö/e alan bir
adını öne çıksın. Hadi başlayalım
aıtık..."
Göze alanlar birer adım öne
çıkmaya başladı mı bilmiyoruz.
Bildığimiz. bizlerden önce dün-
yalı gençlerin medyayı en ince
noktasına kadar sorguluyacagı.
Amsterdam'daki toplantıya katı-
lacak Türk delegelerin sözcülü-
günü yapacak olan Ümit Öztürk.
dünyanınçeşitli ülkelerinin med-
yası masa üzerine yatırılırken
Türkiye'yi anlatacak.
Medyaya denetim
Ugur Dündar RP'li Rize Belediye Başkanı'nın gerçekleri inkâr ettiğini söyledi:
Şe\id Ydmaz yalan söylüyor
Haber Metkezi - 'Arena' haber
programının yapımcısı gazetecı Uğur
Dündar. RP'li Rize Belediye Başkanı
Şevki Yılmaz'ı. 'gerçekleri saptırma ve
inkâr etmede tanıdığı en başanlı kişi'
olarak niteledi ve "Yılmaz, y ine
alışkanlığını sürdürüyor, rükürdüğünü
yaJÜyor ve sözlerini inkâr ediyor" dedı.
Uğur Dündar. 'Şev ki Yılmaz'ın Arena'da
sükliim püklüm olduğunu, sonradan
sözlerini inkar ettiğini'belirterek
Yılmaz'dan 'yiğJttiğini göstermesini
bekJediğinr vurguladı.
Dündar, kendi sözlerini çarpıttığını öne
süren RP'li Rize Belediye Başkanı Şevki
Yılmaz'a verdıği yanıtta. "Kendisinin
iddia ettigi gibi sözlerini çarpıtmadık.
Olduğu gibi verdik. Yılmaz gerçekleri
saptırma ve inkâr etmede tanıdığım en
başanlı kişidir" dedi. Dündar şöyle devam
etti:
"Sayın Şevki Yılmaz. 10 Kasım günü
Rize'de Atatürk'ü anma törenlerine
katılmak yerine kalkıp İstanbul'a geliyor ve
Arena'ya uğruyor. Biz kendisine, 10
Kasım'ı hatırlattığunızda,' Babam hastav dı
onun için geldim' diyor. Sonra dışanya
çıkıp ağız degiştirerek "Rize Belediyesi'ne
yedek parça almaya geldim' diyor.
Arena'da süklüm püklüm oluyor. 'Evet ben
Arafat'ta hacı adaylanndan RP'ye oy
vermeleri için söz alırken 'Refah'
sözcügünü kullanmakla hata yaptım' dîyor.
Rize'ye gidince faks çekiyor, ağız
değiştirivor. Söv lediklerini inkâr ediyor."
Şevki Yılmaz'ın Arena programında
yayımlanan kasetinde. Refaha oy
vermeyenler için 'haccı kabul olmaz1
dedigini anımsatan Dündar, "Şevki Yılmaz
sonra yine inkâr edip montajdan, hileden
söz ediyor. Arena olarak biz de
mahkemelerde. bu konularda bilirkişilik
v^pan u/manlara-bilinı adamlarına kaseti
dinletiyoruz, gösteriyoruz. Bilim adamları.
uzmanlar "Kasette liiçbir montaj, saptırma
yoktur' diyorlar. Telefonla sesini oldugu
gibi kaydedip vayımlrvorum. Yılmaz, yine
alışkanlığını sürdürüvor, tükürdüğünü
yalıyor ve sözlerini inkâr ediyor"
Yılmaz'ın amacı
Ugur Dündar. RP'li Başkan Yılmaz'ın
amacının. kendi hazırlattıgı iki saatlik
propaganda kasetini Arena'da
yayımlatmak olduğuna dikkat çekti.
Dündar. buna alet olmavacaklannı söyledi.
Dündar, "Arafat gibi kutsal bir yerde
"RP'ye oy vermezbeniz haccınız kabul
olmaz' diyen ben değilim. Bir dubiaj
sanatçısı da değil. Şevki Yılmaz'ın ta
kendisidir. Yalanlarıvla artık beni
güldürüyor ve kendisine artık hiç saygı
duymuvorum" dedi. Dündar açıklamasını
şöyle tamamladı:
"Şevki Yılmaz'ın tavn, aslında hacılara
dini ve sivasi baskı \apntak. İ stelik
'Arafat' gibi bir kutsal verdc insanlığın
tanık oldugu en faşizan vaklaşımlardan
biridir. Cstelik biz kendisini
vargılamıvoruz. görüntüleri ve belgeleri
sunuyoruz. Eger kendisini, vaptıklanndan
dolavı suçlu hissedivorsa o yorumuna
kanşmı.vorum. Kişisel olarak
düşüncelerinden dolavı hiç kimsenin
vargılanmaması gerektiğini savunuyorum.
Bu anlayişımı. Arena'da ve diğer
programlarımda da vansıtıyorum. Önemli
olan, insanlann sovlediklerinin
sorumluluğunu üstlenmeleri ve daha sonra
inkâra sapmamalandır. Şevki Yılmaz'dan
da şimdi viğitliğini göstermesini
beklivorum."
Şevki Yılmaz. önceki gün Refah Partisi
Istanbul İl Merkezi'nde yaptığı basın
toplantısında Arena programını "faşist
mahkeme'ye benzetmiş programın
yapımcısı Ugur Dündar'ı da sözlerini
çarpıtmakla suçlamıştı.
Türkiye'de nelerolup bittigin-
den örnekler verecek. Öztürk.
medyanın hangi boyutlarda tar-
tışılacagı konusunda şunlan söy-
lüyordu:
"Medvalann toplumlann de-
mokratik sürece girişlerindeki
yönlendirici işlev k-ri büyük önem
(aşımaktadır.
Bu işlev nedeniyle. medvalann
tekelleşerek çarpıtKi haber poli-
tikalanna yönelmeleri verine, de-
mokratik olmayan rejimlerin
yanlı bakış açılannı yansıtmak-
tan vazgeçerek objektif bir bilgi-
lendirme politikası izlemelerini
sağlamak sürecini nasıl oluştura-
cağımızı tartışacağız.
Dünvada denenmiş sistemler
var. Medyaya dayatılan kitlesel
denetleme ve yaptinm taktikleri
var. Bunun yanında alternatif
medya dediğimiz, 'dogrucu Da-
vut' politikası güden girişimler
var.
Bi/ gençlik örgütü olarak, dün-
yanın çeşitli ülkelerinden delege-
lerin katkısıyla yakın gelecekte
yayımlamayı tasariadığımız, Av-
rupa merkezli ama tüm dünya
gençliğine seslenecek bir gazete
projesi üzerinde çalışmalanmızı
yoğunlaştırmış bulunuyoruz.
Medyanın görev i demokrasiye
katkıda bulunmaktır. Onlan gö-
revlerini yapmaya çağınyonız."
Sendika
Her işe bir yerinden başlamak
gerekiyor. Işte medya da sorgu-
lanıyor.
Sorgulanacakda. "Basınınbü-
yük bölümünde insanlar neden
sendikasızçalıştınlıyor"". "Basın-
da iş güvencesi neden işlemiyor".
-Onca haksızlığa uğramalanna.
ezilmelerine karşı n sendikaların-
dan, bir gecede istifa ediveren in-
sanlar. toplumun sorunlanna na-
sıl sahip çıkabilecekler" sorulan
arka arkaya gelecek.
Bu sorulann "muhatabı' as-
lında en çok biziz. Örgütler aslın-
da biziz.
Sendikalar biziz.
Dünya gençleri medyayı sor-
guluyor. Biz bir adım öne çık-
mayacak mıyız'1
..
tzmir ve Diyarbakır ticaret odalan Diyarbakır'da ortak toplantı yaptı
BIZBIZE
ERDAL ATABEK
TUYAP Kitap Şenliği.••
Sinema doğduğu zaman 'Tiyatro öldü mü?' diye so-
rulmuştu. Televizyondan sonra 'Sinema öldü mü?' diye
soruldu. Ekranların kültür dünyasına girişinden sonra
da 'Kitap öldü mü?' diye sorulmuştu. Artık televizyon
ekranları her şeyi veriyordu. Hele bilgisayar ekranları da
her komuta anında yanıt verdikçe 'kiîaplara gerek kal-
madığı' savı ortaya atıldı. Ama bu sorulara 'kitap', hep
var olarak 'hayır' yanıtını verdi. Kitaplar vardı, insan var
oldukça varlığını sürdürecekti. Bugün gelişmiş teknolo-
jileri kültür alanında rahatça kullanan ülkelerde basılan
kitap sayısı durmadan artmaktadır. Kitap okuru sayısı
da sürekli artmaktadır. Uygarlık düzeyi ölçütlerinin en
önemlilerinden birisi de 'kişi başına düşen' kitap sayısı
olmalıdır. Bu sayı elektrikten de, otomobilden de, tele-
fondan da önemlidir.
Kitap okumak bilincin özgürlüğüdür. Televizyon izler-
ken görüntünün karşısında pasif bir konum vardır. Ek-
randa görülenler hızla gelip geçer ve 'etkiler'. CD Rom
için de benzer etki geçerlidir. Ama 'kitap' sizi aktif kı-
lar. Okuduğunuz sayfaları yeniden okuyabilirsiniz, kitabı
kapatıp düşünebilirsiniz, sayfa kenarında küçük bir not
alabilirsiniz. Onun için de 'kitaplar' ölmek şöyle dursun
çok daha canlı olarak kültür dünyamızda yaşayacaktır.
Televizyon da izleyeceğiz, bilgisayarı da kullanacağız,
kitapları da gene eskisinden daha çok okuyacağız.
Bunlar birbirinin karşıtı değil, tamamlayıcılarıdır
Kitaplar, özgürlüğün savunucularıdır, demokrasinin
temel taşlandır, insan haklarının yandaşıdır. Kitabı ya-
şatmak, bütün bunları yaşatmaktır. Tam da bu noktada
düşüncelerini yazdıkları için yazıları, kitapları için hapis-
te yatan Ismail Beşikçi len, Fikret Başkaya'ları, Ha-
luk Gerger'leri düşünmek gerekiyor. Düşüncelerini
paylaşmadığınız zaman onları yasaklamaya kalkarsanız
ortada ne özgürlük kalır ne demokrasi olur ne de insan
haklarından söz edebilirsiniz. Asıl tehlike bu yasaklar-
dadır, ama bunları anlayabilmek için 21. yüzyıla gerçek-
ten de beş kaldığını kavramak gerekiyor.
• • •
Gutenberg ilk kitabı 1460'larda basmıştı. Osmanlı'da
ilk matbaa, Ibrahim Müteferrika yla 1726 yılında gele-
bildi. Osmanlı Imparatorluğu'nun gerileyiş nedenlerin-
den önemli biri de her yeniliğin karşısına din kaynaklı
gerekçelerie karşı çıkılması olmuştur. Aradaki 300 yıllık
farkı kültür hayatımızda kapatmak, elbette zordur. Ama
'kitap' yazarıyla, basanıyla, satanıyla, okuruyla bu güç-
lükleri de aşmaya çalışıyor. Yeter ki biz onu eski softa-
lıklar yerine konan yeni softalıklarla durdurmayalım, en-
gellemeyelim, hapsetmeyelim.
Kitabın yazgısıyla insanın yazgısı arasında ne çok
benzerlik var. (kisi de emekle oluşuyor, ikisi de sevginin
ve nefretin hedefi olabiliyor, ikisi de hapse atılabiliyor,
yakılıyor, parçalanıyor. Ama ikisi de bütün bunları aş-
mayı başarıyor, yaşamayı sürdürüyor, yaşamak için sa-
vaşıyor ve sonunda kazanıyor. Pablo Neruda 'Şiiri öl-
düremezsiniz' der, 'kitabı öldüremezsinız.' O önüne çı-
kan bütün engelleri aşar. demir parmaklıkların dışına çı-
kar, küllerinden yeniden doğar, kendini arayanlara ka-
vuşur.
• • •
TÜYAP Kitap Fuarı bir şenlikti. Cumhuriyetin yetiştir-
diği öğretmenler, öğrencilerini fuara getiriyordu. Her ki-
tap standıntn önü gençlerle, çocuklarla, kadınlarla, er-
keklerle doluydu. Onca kalabalık güzel bir amaç için
buradaydı. İnsanlar birbırlerıne yol veriyorlardı, saygı
gösteriyorlardı, herkesin 'kitaplar' için burada olduğunu
biliyorlardı. 'Bu kalabalık başka bir şey için toplansaydı
ne kabalıklar olurdu?' diye düşündüm. Ama işte bir
kültür topluluğunun farkı buradaydı. İnsanlar iyi şeyler
için burada olduklarını biliyorlardı. Bırbirlerini tanımasa-
lar da ortak bir güzelliği paylaşıyorlardı. Bunun yumu-
şaklığı vardı, bunun bilinci vardı, bunun çekiciliği vardı.
Hayatımıza katılan pek çok şeyin içinde kitapların varlı-
ğı bir güvence gibiydi. Orada omuz omuza gezen in-
sanlar, uğradığımız kültür kirlenmesine karşı mücadele
eden direnişçilere benziyorlardı. Tanıdık tanımadık k>'-
tün yazarlar, kalemlerinı insanlığın ortak bilincine kad-
yorlardı. Tanıdık tanımadık bütün yayıncılar, bütün kı-
ihtiyaçtan ç*tı"
• GAZİANTEP(AA)-
Birleşik Sosyahst Parti
(BSP) Genel Başkanı Sadun
Aren. 12 Eylül'de maddi ve
manevi alanda büyük bir
darbe yiyen Türk sosyalist
hareketinin, ihtiyaç olarak
yeniden ortaya çıktıgını
söyledi. Aren, partisinin
Gaziantep il örgütünün
açılışı dolayısıyla
düzenlediği basın
toplantısında, Türkiye'de
1961 yılında TlP'in
kurulması ile birlikte.
sosyalist hareketin yasal
mücadelesini başlattıgını
söyledi.
Trakya'da
sancaK
göstepHeri
• ANKARA (Cumhuriyet) -
Türkiye, Yunanistan'ı 12 mil
konusunda, bugünden
itibaren Trakya'da
başlatacagı 'sancak
gösterileri' ile bir kez daha
uyaracak. Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Hikmet
Bayar, Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel adına
bugünden itibaren
Marmara Bölgesi'nde 7
birliğe sancak verecek.
Genelkurmay
Başkanlıgf ndan konuya
ilişkin olarak yapıian yazılı
açıklamada, 21-23 Kasım
1994 tarihleri arasında
Orgeneral Bayar'ın sancak
verecegi birlikler şöyle
sıralandı. "21 Kasım 1994:
Lüleburgaz'da bulunan 65.
Mekanize Piyade Tugayı,
Kırklareli Babaeski'deki 10.
Zırhlı Tugay, Edirne
Süloglu'ndaki 55. Mekanize
Piyade Tugayı. 22 Kasım
1994: Tekirdag Malkara'daki
95. Zırhlı Tugay, tstanbul
Hasdal'daki 6. Piyade
Tugayı, istanbul
Çekmeköy'deki 23. Piyade
Tugayı.
23 Kasım 1994:
Adapazan'ndaki 2. Piyade
Tugayı."
Ottc^demekratiklcşmc, yaratısını. kültürü yaşatmak için buradaydılar. Hepsini
jçjmçjen kyıt<ta,rtım fipuınrimi nnlgria paylaştım
O fuarda ben bunları gördüm. Toplum tanıktır.
MERİH AK
DİYARBAKIR- Diyarbakırlı sanayici
ve işadamlan önce 'demokratikleşme'.
sonra 'ekonomikkalkınma'istedı. Diyar-
bakır Ticaret ve Sanayı Odası Meclis Baş-
kanı Mehmet Garan. uygar ülkelerde
yurttaşlann düşüncelerini rahatça söyle-
melerine karşın. bölgelerindeki insanlann
suskun kalmayı tercih ettiklerini belirte-
rek, "Bu suskunluk da gösteriyor ki vatan-
daşın yönetenlere karşı güvenleri yoktur.
Bu demokrasinin olmayışmdandır" dedi.
Izmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem De-
mirtaş da bölgenin kalkınması için yatı-
nm yapmanın ve sanayisini destekleme-
nin şart olduğunu söyledi.
tzmirTicaretOdasf yla Diyarbakır Sa-
nayi ve Ticaret Odası'nın ortak meclis
toplantısı önceki gün Diyarbakır'da yapıl-
dı. Çok sayıda Jzmirli işadamının da ka-
tıldıgı meclis toplantısında, sorunlar 'ye-
rinde' incelendi. Toplantıda IzmirTicaret
Odası ile Diyarbakır Ticaret ve Sanayi
Odası'nın kardeş oda olmalan oybirligi
ve alkışlarla kabul edildi.
İzmir'den Diyarbakır'a giderken tüm
işadamlannın yüzünden okunan endişe
Diyarbakır'a gelişle birlikte yerini 'ger-
çeklere' bıraktı. Yıllardır. Güneydogu'ya
yapıian yatınmlan eleştiren. Ege'de top-
•Diyarbakır^a^iTâraya gelen tzmır ve DiyarBakır ticareTöaâlan
yaptıklan ortak toplantıda, bölgedeki ekonomik ve siyasi
sorunlan tartıştılar. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Meclis
Başkanı Mehmet Garan, uygar ülkelerde yurttaşlann
düşüncelerini rahatça söylemelerine karşın, bölgelerindeki
insanlann suskun kalmayı tercih ettiklerini belirtti.
lanan vergilerin Güneydogu'ya aktanl-
masından yakınan işadamlan. Diyarba-
kırlı işadamlannın "Devletin ulusal yatı-
nmdan başka bölgeye katkısı yok" açık-
lamasıyla sorunu değişik bir boyutta tar-
tışmaya başladı lar.
Diyarbakırlı sanayici ve işadamlan için
önceki gün oldukça önemliydi. İzmirli
işadamlan ve gazeteciler ilk kez geldik-
leri Diyarbakır'da. sosyal ve ekonomik
durumu daha yakından incelediler.
Federatif çözüm
İki yılda nüfusu 350 binden 1 milyona
fırlayan Diyarbakır'da en önemli sorun.
kuşkusuz işsizlik. Nüfusun yüzde 80'ini
kapsayan işsizlik oranı. bölgedeki herke-
si endişelendiriyor. Sanayici ve işadam-
lan başta yatınm olmak üzere, bölgede iş-
sizliğe çare bulunmasını. sanayicilerin ye-
teri kadar desteklenmesini istiyorlar.
izmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Ekrem Demirtaş'ın ortaya attıgı
'mali federalizm'e Diyarbakır'dan üstü
kapalı daolsa sert eleştiri geldi. Diyarba-
kır Sanayi \e Ticaret Odası Meclis Baş-
kanı Mehmet Garan, Güneydogu sorunu-
nun 'federatif kavramın ütopik düşünce-
si içinde' çözümlenmesinin olası olmadı-
gını vurguladı. Garan. "L'ygar ülkelerde
sokaktaki vatandaşın toplumsal konular-
da fıkirlerine başv urduğunuzda. düşünce-
sini korkmadan söy ler. Oysa bölgemizde-
ki insanlar, fikirierini söy lemekten ri\ ade,
suskun kalmayı tercih ediyorlar. Bu sus-
kunluk gösteriyor ki vatandaşın yöneten-
lere karşı güvenceleri yoktur. Bu da de-
mokrasinin olmayışmdandır" dedı.
Garan. bölgede yaşayan insanlann Ma-
lazgirt'ten başlayarak Çanakkale'de, İnö-
nü'de, Sakarya'da, Kıbns'ta Türklerle
omuz omuza savaştığını belirterek. "Şim-
di neden birbiıierini boğazlıyor ve birbir-
lerinin kanma giriyoıiar. Sebebini halktan
ziyade, bugüne kadar ülkeyi idare eden-
lerden sormak gerekir. Ne yaptınız ki bu
Eylül-Der Başkanı Yıldırım: Cünahımız. 27 Mayıs'ın mağduru olmamak mı?
6
1402,12 Eylül'ü kalıcı kılıyor'
A1VKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eylül
Emeklileri Dernegi (Eylül-Der) Genel
Başkanı Rahmi Yıldınm. 1402'liklerin
haklannın geri verilmesine ilişkin son
yasanın 12 Eylül uygulamalannı
onaylayıcı nitelikte olduğunu sav undu.
"Bizim günahunız, 27 Mayıs darbesinin
mağduru olmamak mı" diye soran
Yıldınm, "1402'liklerie Ugiü ynsa, 12 Eylül
uygulamalannı kalıcı hale {»etirmiştir"
dedı.
12 Eylülzede subaylann kurdugu Eylül-
Der'in 3. Olagan Genel Kurulu dün
yapıldı. Eylül-Der Genel Başkanı Rahmi
Yıldınm, kasım ayı başında yürürlüğe
giren "güvenlik soruşturması ve
1402'liklerin haklannın iadesine ilişkin
yasanın" 29 bin 500 kamu çalışanını
ilgilendirdiğini söyledi. Yasanın
gerekçesinde, 12 Eylül darbesinden sonra
işten atılan kamu görevlilerinin göreve
iade işlemlerinin yapılabilmesi amacıyla
memurlar için 24 bin 500, işçiler için 5
bin kadro istendiğini belirten Yıldınm.
u
Bu hesaba göre, 12 Eylül'den sonra her
kamu görev lisinden l'i sokağa atılmıştır"
diyerek, bunu "işsizlik terörü" olarak
niteledi. Yıldınm, şunlan söyledi:
"Bu yasa ile 12 Eylül faşizminin işsizlik
terörü onaylanmış ve kalıcı hale
getirilmiştir. Koalisyon hükümetinin
programında yer alan
12 Eylül'ün yaralannın sanlacağı sözü de
öteki sözler gibi boş çıkmıştır. Koalisyon
hükümeti. l%0 ihtilalinden sonra resen
emekli edilen 4 binden fazla subay için
1992 yılında 4. bir tasanyi Meclis'ten
geçirerek bu subay lann göreve devam
ettikleri varsav ımıvla bütün haklannı
eksiksiz iade etmiştir. 12 Eylül faşizminin
açlığa mahkûnı ertiği kamu görevlileri ise
açıkta geçen 14 yıl yok sayılarak, 1980'deki
derece ve kademe ü/erinden işbaşı
yapmak zorunda bırakılmıştır. Asker
kökenli kamu çalışanlanna bu hak bile
tanınmamıştır.
Bizim günahımız, 27 Mayıs mağduru
olmamak mı?"
Eylül-Der Genel Kurulu'nda yapıian
seçimlerde, genel başkanlığa Fahrettin
Atalmış, yönetim kurulu üyeliklerine de
Rahmi Yıldınm. Murat Akın. Rıdvan
Atmaca. Hüsevin Yüksel Biçen, Tuna
Atalay ve Cihan Pelen seçildiler.
halcgetirdiniz
leyeceğiz" dive konuştu.
21. yüzyıla girerken kimsenin 'kafası-
nı kuma gömmemesi' gerektiğinı vurgu-
layan Garan. şunlan söyledi:
"İnsan onuruna duyarsız uy gulamalar-
dan vazgeçelim. Demokrasinin gereği olan
temel hak ve özgüriüklere day alı yerel y ö-
netimleri. mtrke/j bağımlılıktan kurtanp
güçlendirelim. Bu düzenlemeyi, federatif
kavramın ütopik düşüncesi içinde değiL
hukuk ve demokrasi kuralları içinde bü-
tünleştiren arayışlara girelim. Geçmiş ta-
rihler de irdelendiğinde görülecektir ki
Türk-Kürt kardeşliği, birlik ve beraberli-
ği akıl almaz başanlar elde etmiştir. Peki
bu insanlan birbirine boğazlatan sebep-
ler nelerdir? Hiç düşündünüz mü? Dün-
yadaki değişim ve yeni oluşumlardan et-
kilenmemek mümkün değil. Şunu açıkça
söy lemeliyim ki Kürt sorunu, bayrak so-
runu değildir. Kürt sorunu, sınır sorunu
değildir."
'Çözüm demokraside'
Garan. 'ideolojilerin' Güneydogu"yla
ilgili batıya yanlış bilgiler verdiğini de
öne sürdü. Garan. "On verip bir alıvoruz
görüşü, yanlıştır. Bunlar ulusal yatırını-
dır. Buraya yapıian yerel yatınm yoktur.
GAP'ın yüzde 85'i enerjiye dönük proje-
İer ve yatınmlaria oluşmuştur. Bu
enerjiyi batıdaki sanayi kullana-
cak. Burada sanayi yok ki kullan-
sın. Bölgeye günde 1 triKon yatır-
dığını söylüyor devlet. Bu yılda
365 trilyon eder. Ama bunu nere-
ye yaptığını gizliyor vatandaştan.
Bunlar silaha. kâmuoy una, öğret-
men, nıemura gidiyor" dedi.
Dıvarbakır Ticaret ve Sanayi
Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Felat Cemiloğlu da bölgede de-
mokrasi ve banşın 'önemli oldu-
ğunu' söyledi. Cemiloğlu, "Böl-
gemizdeki meselelerin demokra-
si içerisinde çözüm bulacağına
inanmaktayız. Bu yönde sizlerin
büyük yardımlanna ihtivacımız
var. Bizleri yalnız bırakmay ınız"
diye konuştu.
İsmail Cem'den Çiller'e yanıt:
Sola parti seçmek
ÇiDer'in haddi değil
Haber Merkezi- CHP Ge-
nel Başkan Yardımcısı İsmail
Cem. Başbakan Tansu Çiller' in
"Sol CHP'de bütünleşirse ko-
alisyon bozulur" sözlerıne sert
tepki gösterdi. Cem. "Bütün-
leşen solun bütünleşme maka-
mı olarak yapacağı parti terei-
hini beliriemek de, etkilemek de
Sayın Çiller'in haddi değUdir"
dedi.
İsmail Cem. dün yaptığı
açıklamada. bütünleşen solun
tercihlerinin, Tansiı Çiller'le
koalisyon ortaklığına endeks-
lenemeyeceğini belirterek şöy-
le devam etti. "Koalsiyon or-
taklığına devam etmek, koalis-
yondan aynlmakya da yeni bir
koalisyona katılmak tercihi
önüne geiirse bunun kararını
tek başına verecek olan bütün-
leşen solun yönetimidir.
Ister SHP'nin ister CHP'nin
tüzel kişiliğinde bütünleşelim.
karanmızı biçimlendirecek
olan sadece Türkiye'nin toplu-
mun ve öncelikJe temsil ettiği-
miz emek dünyasının. çağdaş.
cumhuriyetçi birikimlerin ya-
rarlandır"
Başbakan Tansu Çiller'i
"ucuna koalisyon iliştirilmiş
yönlendirme çabalan" içinde
olmakla suçlayan İsmail Cem,
"Kararlanmız. Sayın Çiller'in
umudunu yansıttığı yeni
bir'kamplaşmadan" bir '' -*rti
şovenizminden" kaynaklan/na-
yacaktır. Sayın Çiller'i kendi
işiyle ve partisiyle uğraşmasını
öneririm"dedi.
Balkan sosyal
demokratları toplanıyor
DTSO Yönetim Kurulu Baş-
kanvekili Şehmuz Diken, Diyar-
bakır'da sanayicinin ikinci plana
atıldıgını belirtti. Diken. "Diyar-
bakır, sahip olduğu büyük zen-
ginlikierin küçük seyircisi konu-
muna düşmüştür" dedi.
ANKAR4 (Cumhuriyet Bü-
rosu)- SHP tarafından düzen-
lenen "Balkan Ülkeleri Sosya-
list ve Sosyal Demokrat Parti-
leri Toplantısı" bugün başlaya-
cak. İki gün sürecek toplantı-
ya. Arnavutluk. Bulgaristan.
Makedonya, Hırvatistan. Voy-
vodina, Romanya ve Bosna-
Hersek temsilcileri katılacak.
SHP Genel Başkan Yardım-
cısı Ertöz Vahit Suiçmez. dün
düzenlediği basın toplantısın-
da. SH P" nin dünyada v e bölge-
de yaşanan sorunlan kendi so-
runlan olarak gördügünü be-
lirtti.
Toplantıda Balkanlar'daki
mevcut durumun değerlendi-
rilecegini ve bölge sorunlan-
nın sosyalist ve sosyal demok-
rat gözle irdeleneceğini kayde-
den Suiçmez, şunlan söyledi:
"Balkanlarda yaşanan so-
runlardan Türkiye, kendini so-
yutlamayamaz. Bosna-Her-
sek'teki sorunu, insanhk soru-
nu olarak görüyoruz.
Batı dünyasının duyarsızJığı
düşündürüyor. Balkan ülkele-
ri arasında tüm farkiılıklara
ragmen. Balkan kültürü dene-
bilecek ortak bir kültür bulu-
nuyor."
Suiçmez. dünyada banş ve
istikrar ortamının doğmasını
arzulayan SHP'nin bu girişi-
minin, banş sürecinin işleme-
si açısından olumlu ve etkili
sonuçlar doguracağını vur-
guladı.