Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
12 KULTUR
Orhan Pamuk'un yeni kitabı'Yeni Hayat' Kitap Fuan'nda dakikada bir adet sattı
'Bu kitapla şair olmayakararverdim'
Kûltür Servisi- 13. TÜYAP îstan-
bul Kitap Fuan'nda bir kitap, daki-
kada bir adet sattı. Tabii, talimin et-
ınesi çok da zor değil... Orhan Pa-
muk'un. 1 ayda 70 bin, fuar kap-
samında ise 4 bin 500 adet satan
"Yeni Hayat" adlı romanından söz
ediyoruz. Fuarda bir söyleşiye katı-
lan Orhan Pamuk, doğal olarak bu
etkinlikte de rekor dinleyici sayısına
ulaşü. Söyleşide kitabı üzerine pek
çok ipucu veren Pamuk, okurlanyla
Iıoş* bir sohbet yaptı ve ardından ki-
taplannı imzaladı. Her seferinde
'Popöler olma bahtsEbğma uğrayan
bir yazar' olduğunu belirten Pamuk,
söyleşide romanı üzerine bazı ipuç-
lan verdi:
'Yeni Hayat'ın çağnştırdıklan
Yeni Hayat, benim de hiçbir za-
man görmediğim, benden on yaş
büyük olanlann "Aaa öyle bir kara-
mela var" dedikleri karamelarun adı.
Kitabı yazmaya başladığımda bu
karamelarun adından haberdar de-
ğildim. Yeni Hayat diye bir kitap
yazacaktım, kitabın adı da Dante'-
nin Yeni Hayat'ından borç
alınmışü. Ben o karamelalan gör-
medim ama, çocukluğum taklitle-
riyle geçti. Biliyorsunuz karamela
şeker yakılarak yapılır, şekere yapı-
şmayan kağıdın içinden kibrit kutu-
su büyüklüğünde bir kağıt parçası
çıkar. Her kağıt parçasının içinde bir
mani vardır. Bugûn bizim tuhaf,
groteks , inandıncı bulamaya-
cağımız maniler... Yeni Hayat de-
yince önce aklıma bu geJiyor.
İkincisi Dante'nin kitabı... Bu ki-
tap, Yapı Kredi Yayınlan'ndan
çıktı, çevirisi iyi değil. Ancak, insa-
noğlunun aşk üzerine yazdığı en gü-
zel kitaplardan biri. Diğeri de Stend-
hal'in aşk üzerine bir kitabıdır, o da
henüz Türkçeye çevrilmedi.
Benim başka bir
işim yok, sabahtan
akşama kadar roman
yazıyorum. Masamın
etrafında dönüyorum,
18 yıldır aynı işi
yapıyorum. Bütün
hayatım boyunca
kendime sorduğum
soru şu: Kağıdın üzerine
yazdığım şey orada
gerçek mi? Orada insan
ruhunu etkileyecek bir
şey mi? Bunun hiçbir
kıstası yok. Yazarlığın
korkunç yanı, orada
beyaz kağıt iletek
lümlerini kastediyorum. Kitapta
trafık kazalannın olduğu bölümleri,
kahramanm aşık olduğu ve yalnız
başına yürüdüğü bölümleri kaste-
diyorum. O bölümleri bir plan,
program, tasanm düşünerek yaz-
madım. Derler ya ilham perim "bişt
hişt" dedi ve sanki o şekilde yazdım.
O zaman da şöyle bir problem çıktı.
Bir romanın içine her şeyı yamah
bohça gibi koyamazsınız. Gerçi
Kara Kitap'ta bunu yaptığımı söy-
leyebilirsiniz ama bir kitap benim
için bazı stratejilerin, akılcı, düşü-
nülmüş. mantıklı bazı tahliUerin so-
nucudur.
Roman
yazarken
kendime
h a <ii n a lca 1ma İC 'Bu kitapta; bir kahraman bir kahramana "seni seviyonmj" desiiL, bu da kitabın dünyası içerisinde iğreti
U
* durmasm istedim.' (Fotoğraf: KEREMILGAZ)
ozgu bir dıl
kullanmaya
çalışıyorum
'Yeni
Hayat'ı
yazmaya
başlarken
kafamda
ne vardı?
Yeni Hayat'ı yazmaya başlarken
kafamda ne Dante'nin kitabı vardı,
ne de karamela. Ama belli belirsiz
bir şiirsel dil vardı. Bir aşk hikayesi
vardı ve bir kitap okuyup bütün ha-
yatı değişen adamın başına gelenleri
anlatma fıkri vardı.
tkincisi; şimdiye kadar yap-
madığım kadar hızlı, şiirsel, yoğun,
içe işleyen, insan ruhuna işleyen bir
hikaye anlatmak isteği vardı. Yazar-
KÜLTÜR • SANAT
lar, başka yazarlarlardan etkilen-
dikleri kadar. kendi kitaplanndan
da, kendi geçmişlerinden de etkile-
nirler. Ben her seferinde yeni bir şey
yapmak, en azından yeni bir şey
yapmaya teşebbüs etmek isterim.
Yeni Hayat'a başlarken aklımda
şöyle bir fikir vardı: Yoğun bir kitap
yazayım, biraz şiirsel olsun, biraz
masal gjbi olsun, biraz daha önce
yaptığım şeylere benzemesin, biraz
hızlı olsun, biraz da hafıf uçucu yanı
olsun istedim.
Bu kitapta bir kahraman
'seni seviyorum' desin istedim
Bu kitapta; bir kahraman bir kah-
ramana "seni seviyorum" desin, bu
da kitabın dünyası içerisinde iğreti
durmasın istedim. Başkalannın
bana söylemeleriyle o zamana ka-
dar, bu kitabı yazana kadar sanki bu
konularda, aşktan söz etmekte, cin-
sellikle aşkla ılgili temel duygular-
dan söz etmekte sanki bir ölçüde ye-
tersiz kalrruştım. Neden yetersiz
kalmıştım? Bunu da biliyordum ta-
bii.
Aşktan, rahsal bir şekilde bir öz-
neden söz etmekte başanh ola-
mamıştım. Bunlan biliyordum ama
bunlan bildiğimi sanki kabul etmek
istemiyordum. Sanki bunlan bildi-
ğimi anlamam için Yeni Hayat'ı
yazmam gerekiyordu. Yazar, yaz-
dıklannın gerçekliğini ya da
yazdığının hakiki olduğunu, insan
ruhunda derinlerde bir yerde. insan-
jann kalbine, ruhuna işleyeceğini,
insanlan harekete geçireceğini aslı-
nda önce kendisi fark eder. Bu, ya-
zarlık hayatmda şu anlama gelir:
"Arkadaş, ben çalışıyorum. Bir cüm-
le yazıyorum, bir cümle daha yazı-
yorum. Ve kahramanım diyor ki:
Seni seviyorum" ve cevabını alıyor.
Eğer bu cevap ve söylenen söz, beni
masada çalışırken ırkiltirse, bana
inandıncı gelmezse. bana "Yazdığım
roman içinde bu doğru değil, bu bura-
da yama gibi duruyor" diye düşün-
dürürse, doğru değildir. Bu, ba-
yağıdır. Ben buna inanmıyorsam,
okur da inanmaz. Bana kabrsa ya-
zarlığın püf noktalanndan biri bu
hakikilik. bu sahicilik duygusudur
ki bu hiçbir okukla öğretilmez, hiç-
bir eleşürmen size bunu söyleyemez.
Hayatım boyunca kendime
yazdığım şeyin orada gerçek
olup olmadığmı sordum
Benim başka bir işim yok, sabahtan
akşama kadar roman yazıyorum.
Masamın etrafında dönüyorum, 18
yıldır aynı işi yapıyorum. Bütün ha-
yatım boyunca kendime sorduğum
soru şu: Kağıdın üzerine yazdığım
şey orada gerçek mi? Orada insan
ruhunu etkileyecek bir şey mi? Bu-
nun hiçbir kıstası yok. Yazarlığın
korkunç yanı, orada beyaz kağıt ile
tek başına kalmak. İcra ettiğiniz şe-
yin hem icracısı hem de yargıcı tek
başına olunamıyor. Tabiı kağıttan
korkacak bir şey yok ama oraya bir
şey yazmaya başladığınız zaman
onun bir gerçeklığin parçası olup ol-
madığı düşüncesi, bir inandına ger-
çekliğin parçası olup olmadığı dü-
şüncesi bana da korkutucu geliyor.
Bu kitapla
ilk
kez şair
olmaya
karar
verdim
Benim için önemli olan ve önemi-
ni yıllardır gizlediğım bir şiir konusu
var. Ben 18 yaşında şiirler yazdım.
Benim için edebiyat, bir anlamda
hakiki edebiyat yani kelimelerle in-
san ruhunu harekete geçirme bece-
risi, kelimeleri belirli şekillerde dize-
rek insanlan etkileyebilme marifeti-
dir. Hakiki edebiyat benim için öz
itibanyla, en saf şeklıyle şiirdir. Ama
şiire de kızanm. Bu kitapta ilk defa
ben bir şair olmaya karar verdim.
18 yaşında 6 ay şairlik yapmıştım,
şiirlerim \ayımlanmıştı fakat hiçbir
zaman açıklayamayacağım teknik
nedenlerden ötürü şiir yazmayı
bırakmışüm. Şimdi kırk yaşınday-
ken şiir yazmak bir ölçüde şair ol-
mak istiyordum. Bundan ne anlı-
yordum? Şair olmakla romancı ol-
mak arasındaki fark nedir? Gerçek-
ten şair olduğuna inandığım kişinin
bence şöyle bir ayncalığı var: Ona
gizli gerçek fısıldanır: Bir ses ona
"Ahmet sen bunu yaz" der. o da ya-
zar. Kimse romancıya bir şey fısıl-
damaz. Romancı masasmın başı-
nda, birinin "Bunu yaz" demesini
bekler durur. Sonunda o sesi duy-
maz ama başka bir şeye karar verir.
O sesin nasıl olacağına kendi düşü-
nür karar verir.
Böyle bir ses olsaydı benim ku-
lağıma ne fısıldardı diye düşünür ro-
mancı. O sihirli kelimelerin çağnştı-
racağı anlann kitabını kapadığınız
zaman size söylenmiş olan bir hika-
ye vardır. Bu hikaye akılla, mantı-
kla, düşünceyle, kurguyla, planla-
mayla, olay örgüsünü dikkatli dik-
katli sağından solundan denetleye-
rek yapılmış bir şeydir. Ben bu ro-
manı yazarken biraz da şair olmaya
karar verdim. bundan birazcık da
sezgjlerimle hareket etmeye. bi-
razcık da biri bana fısıldamış gibi
hareket etmeye karar verdiğimi kas-
tediyorum.
Bununla aslında kitabın bütünü-
nü kastedemiyorum. Ama bazı bö-
Türkçeyle, dili kullanmayla ilgili
bir derdim var. Ben roman yazarken
değişik, kendime özgü bir dil kullan-
maya çalışıyorum. Bunun nedenleri
var. Bunun için şimdiye kadar kul-
lanılmamış cümle yapılan kurmaya
çahşıyorum. Zaman zaman çok
uzun cümleler kuranm. Banlan
bunu eleştirir, Orhan Pamuk'un
cümlesinin sonunda, başını unutu-
yoruz derler. Bu benim için bir
hazdır, zevktir ama yazar olmak da
bana kalırsa budur.
Mantıklı bir romancı} ım
Bir roman yazarken cümlelerin
karmaşıklığına. cümlelenn da-
ğmıklığına, zenginliğine bir anda
pek çok şeyi söylemeye, bir cümle-
nin çok yoğun olmasına özen gös-
termek birinci kaygım. Diğerini de
"Cevdet Bey ve Oğullan"nı yazar-
ken hıssettim. Bir romana
mantıkhdır, düzenler kurgular, or-
tamını hazırlar, bır strateji izler,
okuru üzerinde yaratacağı etki üze-
rinde oturur, ciddi ciddi kafa yorar.
Böyle plancı, hesaplı biri olduğunuz
zaman dilinizin ucuna gelen şeyi
söyleyemeyebilirsiniz. Ben akıla,
mantıklı bir romana olarak, Batı'da
çıkan romanlan okudum. aslında
bizim kültürümüze çok da fazla uy-
mayan bicimi uygulamaya çalıştım.
Okurun ruhunu nasıl etkileyebilece-
ğimi, onlann kalbini nasıl çala-
cağımı, ya da üzerinde nasıl bir etki
yapacağımı sanki belirli bir hesap-
kitap adamı olarak hesapla-
malıydım diye düşündüm. Benim
romanalığımda böyle bir hesap- ki-
tap, mantıkçılık vardır.
'Manisa Tarzanı'
Eksiklerine
karşın Oscar
aday adayı
Kültür Senisi - Orhan Oğuz'un
"ManLsa Tarzanı" adlı fılmi 'En
iyı yabana fılm Oscar'ına aday
adayı gösterildi ancak bununla
birlikte eksiklen de ortaya çıktı.
Amerikan Film Akademisi'nce
verilen Oscar ödüllerinin 67.'sin-
de "En t>i Yabancı Füm"ödûiüne
aday adaylığı için yanşacak olan"
Manisa Tarzanı'nın İnejlizce alt-
yazılı. stereo seslendirmeli bir
kopyasının daha çıkanlması ge-
rekiyor. Ancak, 300 milyon liraya
malolacağı ve Kültür BakanhğY-
nın 90 milyon destek vereceğini
açıkladığı bu teknik işlemin Tür-
kiye koşullannda yapılması da
olanaklı değil. Yönetmen Orhan
Oğuz'un verdiği bilgiye göre kop-
yanın 18 kasımda teslım edilmesi
gerekiyor. 300 milyon liranın
Kültür Bakanlığı'nın verdiği 90
milyon lira dışındaki bölümü için
sponsor bulunsa bile, bu işlemin
18 kasıma dek yapılması müm-
kün değil.
Senaryosunu geçen yıl yitırdi-
ğjmiz Nuray Oğuz'un yazdığı fil-
min yönetmeni Orhan Oğuz fıl-
minin Oscar'a aday gösterilmesi
konusunda "Bu filmin Oscar
adayı olacağmı ilk günden beri
söylüyorum, duygularımla söylü-
yonun. Hiç şaşırmadım. Ama
önemli olan sonunun gelmesi, bu-
nun için de elimizden gelin >apa-
cağız. Ben ödül geleceğini de hisse-
diyorum' dedi. Oğuz. filmin Oscar
standartlanna uymayan eksıkler
konusunda da şunlan söylüyor:
"Bizde tabii ki bazı teknik yeter-
sizlikler var. Ses miksajı yeterince
iyi ounuyor. Bunun dışında bir tek-
nik \etersizliğimiz yok. Kopyanm
18 kasımda teslim eidilmesi gereki-
yor, bu durumda herhangi bir işlem
yapılması sözkonusu değil. Olduğu
gibi göndereceğiz."
"Manisa Tarzanı", Tanju Gür-
su (Sesam), Ertem Göreç (Fılm-
Yön). Halil Ergün (Çasod). Hül-
ya Koçyiğit (Soder) ve Necip San-
ca (Film Yapımalan Derneği) ta-
rafından aday gösterildi. Halil Er-
gün neden "\fanisa Tarzanı"nın
seçildiği konusundaki sorumuzu
şöyle yarutladr "94'te çekilen tûm
filmler değerlendiribneye alındı.
Bir ülkenin özgün yaklaşırnınu du-
yumsatan bir fihn olması ölcü
alınıyor. Bu film de Türkiye'de
yıllar önce yaşanmış, Türkiye'de
ve hatta dünyada çevrecilik daha
bu kadar yoğunlaşmamışken bunu
yoğun olarak kendi yaşamında uy-
gulayan, yaşayan bir insanı konu
alıyor. Türk sineması ne kadar ye-
tersizse Manisa Tarzanı da o ka-
dar yetersiz teknik olarak."
293 89 78 (3HAT)
ALKAZAR AVRUPA SİNEMASI
TEL : 245 73 83
BULUNMAZ TIYATRO
İ S T A N B U L Müziklı Seyirlik Oyun
Yazan - Yöneten
Haşmet ZeybeV
Yazan. Nazım Hıkmet
YönKHilmi Bulunmu
Para 18.00
12 00-14 15-16 30-18 45-2100
Can 20.30
ttn 11X7030
Cımc2030
0*15.30 2030
hm 15.30 11.30
Turkıye'de ılk defo gece klybünde tıyatro
Ofyipta G«cc nûlbüi Acara Sok No S Bcyoffu Rez 993 94 56
ORTAOYUNCULA
ISTIKLAL CAD NO 140 TEL 251 18 65-66FAX 244 43 27
Ferhan Şensoy Ferhan Şensoy Ferhan Şensoy
PSIDOSTLAR TIYATROSU
KARACA TİYATROSU NDA
Tel : 252 59 35
SEYİRCİL^SEYİR FERMANGİ ŞEYLER ŞU GOGOL OELİSİ
Cunartes-Pazar 15 30 Pazaf 18 30
B>let Satıs Ye'len ; SES-133S OrtaovuncuiarTel: 2S1 18 65 V4KKÛR4MA Tansın-Rutpe'ı.CiRSI Maslak-Baki'koy, Cartol Madaıaljrı
17 Kasımdan başlayarak
Nazım Hikmet-Genco Erkal
Per.18.30 Cuma 21.00 Ctesi 15.00
2O KASIM
CÖZLERİMİ KAPARIM VAZtFEMİ YAPARIM |
15 -19 KASIM 1994
ÜÇ RENK: MAVİ
Günümuz Sinemasının 1 Numarah Yaratıcısı
K. KIESLOWSKI'nln bütün büyük
festivalleıi süip süpüren başyaprtı
1993 Venedık I'cstıvalı ün 1yı l'ılm Uuyuk Odülti
Hn Iyı Kadın Oyuncu Odulu O"''^l l c
Uınochc)
Vc daha 20 uluslararası odül
BEYOĞLU ALKAZAR Tel: 245 73 83
12.15-14.3O-16.45-19.OO-21.15 5. HMT*
-BufllmEuntnagestolkıtenylagOst»fHımWedtr" İFA
S E R G İ " O H H A J E K S E R G l S İ " 9 K a ^ ı m - 3 A r a l ı k 1 9 9 4
1927'ck: Kjltcnhadı'da (Joftan Hajc^ ri.-Mmk.-n he\kclk.-n kent % c mc\ dın du7cnk.iTK-icn ılc çaSıtrazm ftndc gL-km
sjruitiİJnndan bın Scrjjıdı.' ^jrutvının >.ıflıbo\jlan nma^ljn, dknlıkk.
ı
n \CT J1I\<>T
T 1 Y A T R O < F r a n s ı z c a ) " L A P R E M I E R E F E M M E "
Nedım Gur<H'ın oykulenmJcn sahncNc uyarijyan E>cn O7nun. Kddın Escn O?nıjn Erkck Y\an İXıru7. sjhnc
vc koslum lasarrmı ÇagU Omunljr, Hcdcn dıh Vırcihı Ofluoftlu, i^k Yuksd Avnu?
L O L E H B E L L O N
ÖYLE BİR SEVCt Kİ
ENCİN GURMEN " J** ÇE S MUALLA GENEZ
(16-17 19-19 20Kasım)
I S K A S I M
Laser-dısc len oıt\iık L'kramta kttnser
HOIST "Tbe Planets - (Ormtmdy)
Saat: 12.30 ve 18.00 < 1 M )
I h K A S I M C A R S A M K A
Vıdeo'dan buvıtk ekrandafilm
BOB HOPE-DOROTHY IAMOUR-BING CROSBY
Üçlüsündcn
"ttOAD TO SISGAPORE" (îngützce ortftmal)
Saat 12.30 < 1 SJ 25 d l
77|<urt> -1A PBEMIEM FEMMf (Fnmmcu)
Saac.-19.00
K A S I M |> \ |< S I M |i I
LaseT-dısc 'tetı bû\itk ekrandu opera
FVCONI "La Bobeme' (Fremİ/Karaja*/Zefftrt?m)
SMfc 1230 M M 4S d )
WJCCINI Tosco " (DontİHgu/Ktıb
Soat 17J0 (1 M -v> d )
I S K A S | \ l c l M A
Loser-dısc'ten buyukekranda kvmer
EMC OAFTON Saat: 1İ3O ve 1&00 11 sj İS d )
l'l K A M M ( l M A K I I S I
ÎFSAK 10. Lscanbul Focograf Günlcri
AFSAO ANFAI5 AFAI) tFOD MlHhOK İFSAK
Toplu savdjm Gosicrıvı Saat: 14.00 -18.00
STÜDYO VE ATÖLYELER
Reslm Atölycsl'ndc Zckjı O r n u n n
Litografi A t ö l y e s l ndc H J I I - H I H T
S c r l g r a f l Atölyesİ'ndc- sjlıh \ u r
Balc Stûdyosu'nda Mımar Sınjn l nı\crMit.-M
Dc\lci Kon-M.-n Jiujn. Sıs^phos HJIC Compjn\
" D a n s T ı v ü r o s u P r o j c s ı " n ı n ,
Tİyatro Stödyosu'ndj Ce>su K<HJk Nthal *
Goran Koida^ Alp Gıntlı w Enın.- liavkdl Sc\ım
liumk'in İşie Ba* l^lc Gmde Mc KjnaiUr' jdlı
ovunu i(,ın v alı^malar \ apmakladırl jr
MÜZtK DtNLEME OPASI
Klasik frafı müıifii CDJerHuUn otmfam zemgtm
dtskoteğimizde* seçvceğMz porçttiart Puxor ıv
Pazartest diftnda her %ün 14.00 • İ6.OO ve
1 ^.OO - 19.00 santleri arastnda özel
kutakhklaria ttadeyehMrsimtz.
*La Premtere Femme" ttdlı ı>\ımını bılellvrı
4AS-1 \ 4/'/<ı bo (M)O I f ıittun *>tıh$a Minuhnuştur
Altktirf ıx-1 hari stıhıpivn nıti btkthr -İO fXMf 77 thr
Dıger ctkınlıitlcr nın iii.rct\ız daıetı\eter
Çult anttn,lı \aluntlabt
AKBAIMK
" S a n a ı m , s a n a t ç ı n ı n y a n ı n d a "
BİR BAjKASI
ENCtMGOKHEN
(16-17-1 S-19-20 K
A . R . G U R N E Y
A5K MEKTUPLARI
.0 /E -E
HAKAN ALT1NER ".-*>', t i AKMAâAN E K M
(I &-17-18-19-20 Kasım)
N E I L Sl MON
I LK CTM Ç t I C I M
YÛNF*ÎN ENGIN ULUDAĞ
T
JWÇE^J CEHİL »UTfOKUTKU
(16 17 18-19 20 Kı
Kültür Sanat
ilanlarınız için:
293 89 78
(3 hat)
KEINT OYUI^CULARI
247 3b 34 - 246 35 8*7
TC KULTUR BAKWslUĞlDEVLEniYATROWRI
26 KASIM'dan İTIBAREN
MUZAFFER İZGÜ
AKM BİRİM TİYATRO 251 56 00/254
15 KASIM'danbaşlayarak
MAKSİM GORKİ
KÜÇÜK BURJUVALAR
Yöneten: Nesrin KAZANKAYA
Çevıren : Güner SpMER
Dekor : Ethem OZBORA
Kostüm : Mihnban ORAN
Işık : Ayhan GÜLDAĞLARI
15-19/22-26 Kasım
Toplo Salışlar için: 244 2811
KOMEDİ 2 BÖLÜM
Yöneten: YILDI2 KENTER
Dekor: OSMAN ŞENGEZER
m bir MİŞFİK l\i:\TtR pösterisi
< nazım hikmet
m KUVAYI MİLLİYE
, 16 KASIM Çarşamba Saat: 15.OO
BEN ATATÜRKÇÜ DEĞİÜM
NadirNadi
12. Bası 50 000 (KDV içinde)
Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaioğlu-tstanbul
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinizden ahnır.
TeL5540804
Sahibinden S A T I L I K
Acıbadem Basın Sitesi'nde 80 m2
,
merkezi sistem doğalgaz kaloriferli, hidroforlu daire
Tel: 339 5643-
19JO'dan sonra 325 42 32
Askerhk kımlığımı
kaybettim.
Hükümsüzdür.
CAVİTTAŞÇI
DİLBİLİMCİDEN
Ingilizce-Almanca-Türkçe(diksiyon)
pazar-pazartesi-çarşamba-cuma
14.00-17.00 saatlerinde 2328986