Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4EKİM1994SALI * * * • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 19
Ozallarm
ifadeleri ahnacak• Baştarafi 1. Sayfada
süz kredi kuUaodırdığı" ve bu-
nun karşılığında "rüşvet" aldığı
iddialanyla 25 ayn davadan
> argılanan ve dün alınan bir ka-
rarla gözaltı süresi dön gün
daha uzatılan Engin Civan,
savcılığa verdiği mal beyanında
ABD ve İstanbul Ataköy'de bi-
rer dairesi bulunduğunu söyle-
di.
Şişli Cumhuriyet Başsavcı-
Iığı"nın istemiyle ikind defa ifa-
desine başvurulacak olan Dün-
dar Kılıç, dün atv'nin haber
bülteninde Savaş Ay'ın so-
rulannı yarutladı. Kjlıç'ın açık-
Jamalan, Civan'la anlaşmazlığı
olan kişinin Ahmet Özal olabi-
leceği saviannı gündeme getir-
KJIIÇ. Semra Özal'ın kendi-
sinden "yardım istediği iddiası"-
nı tekrarladı. Diindar Kıhç.
Semra Özal'la yaptıgj telefon
konuşmasını şöyle anlattı:
"Bu insanlar birbirlerinin
dostları. Hatta Engin Civan'ın
oğlunun dostu olduğunu ve bir-
birleriyle aralarında bazı olaylar
olabileceğini söyledi. Beıiden
yardım istedi." KJIIÇ. olayın or-
taya çıkmasından sonra Özal-
Jann çevresinden kendisini ara-
yanın kim olduğunu açıkla-
maması yönünde istekler geldi-
ğini de belirtti.
Haber bülteninde Ahmet
Özal'ın canlı yayında Kjlıç'm
iddialannı telefondan yanıtla-
maya söz verdiği de duyuruldu.
Ancak Özal. yanıt vermek için
aramadı.
Dündar Kıhç. Alaattin Ça-
kıcı'yla üç yıldır görüşmediğinı
de sözlerine ekledi.
Daha sonra İnterstar televiz-
yonunun sorulannı da yanıtla-
yan Dündar Kılıç. Ahmet Özal
ve Engin Civan'ın çok yakın
ilişkiler ıçinde olduklannı söy-
ledi. Herşevi beraberyaptıklan
kanısında olduğunu söyledi.
Kılıç. evınde yapılan toplantıda
Ahmet Özal'ın adından da bah-
sedildiğini de söyledi.
Avukatlannın istemi üzerine
dün Avrupa Hastanesi'nde kısa
sürelı tedaviye alınan Civan,
bunun ardından getirildiği Asa-
yiş Şubesi'nde parmak izi alına-
rak sabıka dosyası açıldı. ABC
Menkul Kıymetler AŞ'deki his-
sesini Civanlara devreden Er-
gun Çakır. emniyet ifadesinde
Engin Civan'ın Selim Edes'ten
rüşvet aldığını doğruladı. Sav-
alık, özel bir televizyon kana-
lında. "Beni telefonla arayan
hatırh kişi Semra Özal'dı" açik-
lamasını yapan Dündar Kılıç
ile Semra Özal ve Ahmet Özal'-
ın da ifadelerinin alınmasını is-
tedi. Özal'ın sekreteri Gülay
Canpolat. dün akşam saatlerin-
de Mali Şube'de ifade verdi.
Kılıç'ın kız3 ve Alaattin Ça-
kıcı'nın eşi Nuriye Uğur Çakıct
da ifade vermek için geldiği em-
niyette. Engin Civan ile yüzleş-
tirildi.
Engin Civan, dün Şişli Cum-
huriyet Savcılığı'nın istemi üze-
rine mal varlığı beyanında bu-
lundu. Civan, savcılığa verdiği
mal beyanında ABD ve İstan-
bul Ataköy'de birer dairesi ol-
duğunu, nakit parasının ise bu-
lunmadığını açıkladı.
Engin Civan'ın işadamı Se-
lim Edes'ten "riişvet aJdığı"na
ilişkin soruşturmayı yürüten İs-
tanbul Emniyet Müdürlüğü
Mali Şube Müdürlüğü, dün ay-
nca tanık olarak Engin Civan"-
ın kardeşi Ergjn Civan, ABC
Finans Gayri Menkul AŞ'nin
hisselerini Civanlara devreden
Ergun Çakır ile Dündar Kılıç'-
ın kıa ve Alaattin Çakıcı'nın eşi
Nuriye Uğur Çakıcı'nın tanık
olarak ifadelerine başvurdu.
Ergun Çakır'ın emniyet ifa-
desinde Engin Civan'ın Selim
Edes'ten rüşvet aldığını doğru-
layarak tanıkhk yaptığı öğrenıl-
di. Uğur Çakıcı ise kendisinin
Engin Civan ile yüzleştirildiği-
ni, ifadesinde Engin Civan'ın
vuruluşu öncesinde babası
Dündar Kılıç'ın evinde yapılan
görüşmeler hakkında bilgi ver-
diğini söyledi. Uğur Çakıcı dün
gece yaptığı açıklamada da
"Hırsızlık yaptıklaruu inkar
ediyorlar. Tabü ki onun için gel-
dim" dedı. Çakıcı. eşi Alaattin
Çakıcfnın Güney Afrika'da
bulunduğunu öne sürerek.
"Kendisiyle biraz önce görüş-
tüm. Teslim olacak" şeklınde
konuştu. Bu arada Engin Ci-
van'ın gözaltı süresi dört gün
daha uzatıldı.
Öte yandan Dündar Kılıç.
dün gece geç saatlerde Mali Şu-
be Müdürlüğü'ne ikinci defa
ifade vermek üzere giderken ra-
hatsızlanarak Beyoğlu Kuledi-
bi Hastanesi'ne İcaldınldı. Kı-
lıç'ın gözlerinden rahatsız oldu-
ğu bildirildı.
Çiller: Yolsuzluğa
ben dekızıyorum
ANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su) - Başbakan Tansu Çiller. rüş-
vet ve yolsuzluk olaylannın ön-
lenmesi için mevcut sistemin de-
ğiştirilmesi. "şeffaf ve kendini de-
netleyen" bir düzenin oturtul-
ması gerektığini söyledi. "Yolsuz-
luk olaylanna ben de kızıyonım"
diyen Çiller. yurttaşlara. "ucu ne-
reye dokunursa dokunsun hiçbir
şe.vin iistü örtülmeyecektir" sözü-
nü verdi.
Başbakan Çiller, dün akşam
TV'lerden yayımlanan "Ulusa
Sesleniş" programıru. Emlak-
bank skandalıyla veninden gün-
deme gelen yolsuzluk ve rüşvet
olaylanna ayırdı. Türkiye'yi de-
rinden sarsan yolsuzluk olaylan-
nın hiçbirinin "bugûnün" mesele-
si olmadığını vurgulayan Çiller.
"Biliyonım ki çoğunuz, "Gene
bunlann üstü örtülür. bir netice
çıkmaz" diyorsunuz. Açık söyleye-
yim, ucu nereye dokunursa dokun-
sun, hiçbir şeyin üstü örtülmeye-
cektir. Başında olduğum icraya
düşen budur" dedı. "Yotsuzluk
mevcut sistemin içinde" görüşünü
dile getiren Çiller, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Kanunlar tabü önemlidir, an-
cak ondan daha önemlisi mevcut
sistemdir. Yolsuzluğa. rüşvete
açık sistemi kökünden değiştir-
mezM-'k, dün olmuş olanlar yarın
da olabilir. Kaybolan para millerin
parasıdır. Öyle yoisuzluklar olur
ki dosvalarda bulmak mümkün
değii. Yolsuziuk mevcut sistemin
içindedir. Bulamazsınız. Onun
için diyonım ki sistemi bir an önce
değiştirmek lazımdır. Yeni bir
devlet anlayışı, yeni bir yapılan-
ma, yeni kurumlar gerekmektedir.
Eski çarklan kırmamız gerekiyor.
Onun için diyonım ki özelleştir-
meyi bir an önce hayata geçirmek
lazım."
Sistem değişikliğine gidilme-
mesi halinde. "yolsuzluk musluk-
lannı kanunJarla kapatmanın
mümkün olamayacağııu" savu-
nan Çiller. "Amacım, bu musluk-
ları kapayan, kendini denetleyen
bir sistemi yerleştinnektir" dedi.
Kamu bankalan. jatınm teşvik-
leri, KÎT'ler ve destekleme işlem-
lerini. "hükümetin güç kaynakla-
n" olarak niteleven Çiller, "suiis-
timale açık" bu güçleri istemedi-
ğini vıırguladı. Çiller. "İstiyorum
ki ne bende ne herhangi bir Başba-
kan'da bu güç artık olmasın" dıye
konuştu.
Başbakan Çiller, ara seçimlere
ilişkin görüşlerini aktanrken de.
"Seçim demokraside bir araçtır"
ifadesini kullandı. "Yıllarm birik-
tirdiği sorunlarla gelen ekonomik
krizi yeni yeni aşarken seçim eko-
nomisi >ükünü nasıl taşırız?" diye
soran Çiller. ara secım kararını is-
tikrann sağlanması için aldıklan-
ru söyledi. Çiller, "Ortada siyasi
bölünmüşlük varken erken secime
nasıl gitmek neye yarar? Boşuna
zaman kaybederiz" diye konuştu.
Demirel: Sisteme
inancımızı yitirmeyelim
İstanbul Haber Servisi- Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel,
yolsuzluklar konusunda hassa-
siyet gösterilmesinin doğru ol-
duğunu belirterek, "Ama bunu
yaparken sisteme ve onun ku-
rurnlarına olan inancı yitirmeye-
lim. Çünkü başka bir alternatif
yoktur" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel, İs-
tanbul Üniversitesi'nin yeni öğ-
retim >ılına başlaması nedeniy-
le düzenlenen törende yaptığı
konuşmada. üniversitenin rek-
töri Prof. Dr. Bülent Berkar-
da'im "Kokuşmuşluk bataklığı
devteti yııtabiu'r" sözlerini hatı-
rlatarak bugünlerde medyanın
ve kamuoyunun yolsuzluklar
üzerinde hassasiyetle durduğu-
nu söyledi.
Cumhurbaşkanı, sözlerini
şöyle sürdürdü:
'•Ama bu hassasiyet, demok-
ras.ye, hukuk devletine, huku-
kur prensiplerine olan inancımı-
za :ers düşmemeli. Tiirkiye'nin
kaısılaştığı durum ne kadar va-
hin olursa olsun, daha vahimi
rejini tahrip etmektir. Bunu kim
yapıvorsa onun yakasına yapı-
şalım. Bağımsu yargıyı konıya-
lun,
Eğer yargının vereceği karar,
kamuoyu veya medya tara-
fından verilirse, sonunda yargı
ona ters karar verirse o zaman
yargjyı da zedeleriz. "Yolsuz-
îuklan hoşgörün' demiyorum.
Sisteme sahip çıkalım ve kim
yapmışsa yanına kalmayacağı
konusundaki reaksiyonu sürdü-
relim.
Türkiye'nin hakimine, savcısı-
na. karar mekanizmalanna olan
güven kaybedilirse herkes düriist
olduğunu ispat durumunda kala-
caktır. Böyle olursa işin içinden
çıkamayız. Tüyü bitmemiş yeti-
min kör kunışu kimin kursağına
gitmişse onu kusturalım, ama
kustururken rejimi tahrip etme-
yeüm."
Konuşmasında Kuyucu Mu-
rat Paşa usulüne de değinen
Cumhurbaşkanı. "Burada 10
adam duruyor, suçiu aranıyor.
Bir kuyu kazıp 10'unu da gömer-
seniz suçlu ortadan kalkar. ama
dokuz tane suç işjenir" dedi.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
nüz birkaç delik açıldı, o kadar.
Sabah gazetesinin başlattığı yazı
dizisinin adı bugünkü durumu tam
anlatmıyor. Dizininadı, "Hasbahçe-
nin Gülleri, Öter Bülbülleri" değil.
"Hasbahçenin Gülleri, Susar Bül-
bülleri", ya da "Hasbahçenin Gülle-
ri, Dut Yemiş Bülbülleri" olmalıydı.
Çünkü ortada daha "ötme" yok,
"öterim haaa" var. Daha önceki bir
yazımda, özal dönemine değinir-
ken, diğer gazetelerle Cumhuriyet
arasındaki farkı vurgulamıştım. Di-
ğer gazeteler ve yayın organları,
özal dönemi yolsuzluklarına, "vur-
guncu yöneticiler" mantığıyla yak-
laşıyorlar. Yani onlara göre yolsuz-
luklar, bazı çıkarcı yöneticilerin işi!
Ama Cumhuriyet, öteden beri ola-
yın, doğrudan sistemle ilgili olduğu-
nu, böyle bir düzen kurulduğunu
yazmıştı. Zaman Cumhuriyet'i haklı
çıkarmaya devam ediyor.
Bugün de ilginç bir yaklaşımla
karşı karşıyayız: özal çok iyiydi, de-
ğişimciydi, Türkiye'ye çok hizmet-
ler yaptı, ama ailesi ve çevresi kö-
tüydü. O yüzden başına bu işler
geldi!
Hayır, kesinlikle böyle değildi.
Bu düzeni özal kurdu. Turgut
özal'ı soygun düzeninden ayırmak,
"O iyiydi, çevresi kötüydü" demek,
bir hükümet için, "Başbakan çokiyi,
ama bakanlar kötü" kıvırmacasına
benziyor.
özal döneminin ipliği henüz pa-
Ciller'in Geleceği
zara tam çıkmadı. Şimdilik pazara
birkaç "nu/m/ne"gönderildi. Buör-
nekler üzerinde konuşuluyor. "Bu-
nun devamı şudur, bu iplik böyley-
se diğer iplikler de böyledir" türün-
den.
Ahmet özal çok konuşuyor, ama
hiçbir şey söylemiyor. Kanal 6yı
kurarken parayı nereden buldu? 5
milyon dolar, çevresindekilerin
söylediği gibi gerçekten dişinin ko-
vuğuna sığmaz mı? Ahmet özal bu
soruların karşılığını vermek yerine,
"Servetimi Mesut Yılma* ve karde^
şinin servetiyle değiştirmeye razı-
yım" diyor. Bu tam, bulanık suda
balık avlamak.
Özal dönemi, bürokratik yapıyı
alt-üst etti. Bir öğretmenin hedeti
okulunda müdür olmaktır, bir aske-
rin hedefi Genelkurmay Başkanı
olmaktır, bir bürokraıın hedefi uz-
manlık alanında en üst yönetime
gelmektir.
Örnekler uzayabilir. Ama, okula
dışarıdan bir işportacı müdur
olarak atanırsa, Genelkurmay
Başkanlığına bir silah taciri
getirilirse, sonuç ne olur?
Işte özal'ın bankacılıktaki atama-
ları da verdiğimiz örneklerden fark-
sızdı. Şimdi siz tutacaksınız, "Özal
suçsuzdur, suçlu Clvandır" diye-
ceksiniz?
Haydi oradan...
Özal'ı burada keselim. Nasıl olsa
daha çok yazacağız. Gelelim Çil-
ler'e...
Hanfendi, yolsuzluk söylentilerin-
den çok rahatsız. (Vah vah..) He-
men açığa çıkarılmasını istiyormuş.
(Aman ne iyi!) Yetkililere "Olayların
üzerine gidin" demiş...
Çiller, gerçekten samimi ise önce
kendi üzerindeki iddialara açıklık
getirilmesini sağlamalı. Cumhuri-
yet, "haber değer/'taşıdığı ve "bel-
geleriyle ortaya çıkardığı" sürece
yolsuzluk olaylarının üzerine gide-
cek.
Söz konusu kişi Başbakan bile
olsa. Yani biz, üzerine gideceğimiz
kişilerin koltuklarından uzaklaşma-
sını beklemeyeceğiz. Bu olaylar-
dan sistemin de yara aldığının bilin-
cindeyiz.
Bir ülkenin başbakanına güven
olmazsa kime güven olur? Ama
burada suç, güvensizliğe neden
olan durumlan yazmak değil, bunu
yapmaktır.
Dfizen sürüyor
Özal döneminin hesabı zamanı-
nda sorulamadığı için aynı "soygun
düzeninin" ne yazık ki devam ettiği
anlaşılıyor. Yani Çiller, özal
döneminin sonucudur.
Özal, bürokrasiyi ciddiye almı-
yordu, kafasma estiği gibi atama
yapıyordu, Çiller de yapıyor.
Özal'ın pek çok harcaması kayıt
dışıydı; Tanıtım Fonu'nda olduğu
gibi Ciller'in de öyle.
Özal "Medyaya giden yol
kasadan geçer" mantığıyla hareket
ediyordu, Çiller de öyle.
Ama Çiller, bir gün bugünkü
zırhlarını bırakmak zorunda
kalacak. Koltuksuz, kasasız kaldığı
günlerde özal ailesinin durumuna
düşmek istemiyorsa kendisini
şimdiden aklaması gerekli.
Ben, Özal ve ardından Çiller gibi
devleti holdingle, hazineyi
cüzdanıyla karıştıran, Amerikan
hayranı başbakanları rastlantısal
bulmuyorum.
Çokuluslu şirketler dünya yöneti-
minde çok etkin ve etkinliklerini
giderek arttırıyorlar. Gazetemizin,
"Dünya Ekonomisine Bakış"
köşesinın yazan Ergin Yıldızoğlu-
nun dünkü yazısındaki verilere
göre, çokuluslu şirketlerin 1960'ta
3500 olan şube sayısı, 1993te 206
bine yükselmiş. Bu şirketler global
üretimin üçte birini kontrol edebilir
hale gelmiş.
Dünyanın dört bir yanına yayılan
çokuluslu şirketler artık karşılan-
nda ciddi, halkın çıkarlarını öne
alan devlet ve devlet adamları
istemiyorlar. Onlara çıkarcı, kendi
dillerinden konuşabilen "müşteri
temsilcileri" gerekiyor.
Ve Çiller, Türkiye'yi çok iyi temsil
ediyor!
Ciller'in ortakları sahte
• Baştarafi 1. Sayfada
yılında, Özer Uçuran Ciller'in
annesi İsmet Uçuran ve paravan
isimler Atilla Suman. H. Demet
Suman. M. Hikmet Azmak ve
Ayla Azmak tarafından 10 mil-
yon lira sermayeyle kurulmuş-
tur" ifadesine yer verildi. Ra-
porda, Başbakan veeşinin, aynı
yılın sonunda. sermayesinin
önemli bir bölümünü karşıla-
dıklan şirketin yüzde 99.7 ora-
nındaki hissesini satın aldıklan-
na işaret edildi. Rapora göre
devlete yaklaşık 50 milyar lira
borçlanarak batan İstanbul
Bankası'nın Genel Müdürü
olan Özer U. Ciller'in adı. hol-
dingin sermaye artınmı ilanın-
da gizlendi.
Cumhuriyet. Türkiye'de
1987-1991 "arasındaki 4 yılda
hiç vergj ödemeyen. son üç yıl-
da ödediği kurumlar vergisi
toplamı ise 29 milyon 609 bin li-
ra ofan, ancak ABD'de milyar-
larca liralık yatınm yapan Baş-
bakan'ın holdingi Marsan'ın
"paravan isimlerle" kuruldu-
ğunu ortaya çıkardı.
Maliye Bakanlığı'nın incele-
me raporlan üzerinde >apılan
belirlemelere göre Marsan Hol-
ding, Başbakan'ın eşi Özer
Uçuran Ciller'in annesi İsmet
Uçuran ve "paravan isimlerle"
1981 yılında kuruldu. Başba-
kanlığın 25 Ağustos 1982'de
verdiği "telefon talimatf' ile ha-
reketegeçen Maliye Bakanlığı'-
nın hazırladığı raporda. Çıller'-
in holdingıne ilişkin olarak. şu
bilgilere yer verildi: "Marsan
Marmara Holding AŞ. 1981
yılında, Özer Uçuran Ciller'in
annesi İsmet Uçuran \e paravan
isimler Atilla Suman, H. Demet
Suman, M. Hikmet Azmak ve
Ayla Azmak tarafından 10 mil-
von lira sermaye ile kunılmuş-
rur. Bilahare 31.12.1981de, 10
milyon liralık sermayenin 4 mil-
yon 990 bin lirası Özer U. Çiller.
4 milyon 980 bin lirası Tansu
Çiller tarafından devir
alınmıştır. Böylelikle her ikisinin
(ÇiUer ailesinin) şirketteki top-
lam pavları 9 milyon 970 bin li-
raya, nispi olarak da yüzde
99.7'ye jükselmiştir."
Özer Çiller'in adı gizlendi
Şirket sermayesinin ! 8 Hazi-
ran 1982 tarihinde 50 milyon li-
raya yükseltildiği bilgisine yer
yerilen raporda. avnı zamanda
İstanbul Bankası Genel Müdü-
rü olan Özer Uçuran Çiller'in
adının. sermaye artınmı ilanın-
da gizlendiğine dikkat çekile-
rek. şöyle devam edildi:
"Artan 40 milyon liranın 39
milyon 880 bin Örası Özer U.
Çiller ve eşi Tansu Çiller tarafın-
dan taahhüt edilmişrir. Bövlelik-
le. Çiller \e eşinin şirket serma-
yesi içindeki nispi pa> ları yüzde
99.7 oranını muhafaza etmiştir.
Bu arada Ticaret Sicili Gaze-
tesi'nin 12.7.1982 tarih ve 545
sayılı nüshasında yayımlanan
sermaye tezyidi (artırımı) ilanın-
da, şirket sermayesinin;
•1996 hisse k'arşılığı 19 mil-
von 960 bin lira ve 1992 hisse
karşılığı 19 milyon 920 bin lira
-Tansu .Çiller' şeklinde yer
alması, Özer U. Çiller'in isminin
y ayımlanmaması da tapaj ha-
tasının ötesinde anlam ifade et-
mektedir."
Holdingin eski ortakları
Başbakan'ın holdingi Mar-
san'ın sermavesinin 50 milyon
liraş a çıkanldıği dönemdeki or-
takîan ile sahip olduklan ser-
maye paylan. raporda şöyle sı-
ralandı:
Özer Uçuran Çiller: 19 mil-
\on 960 bin lira.
Tansu Çiller: 19 milyon 920
bin lira.
Erol Manisalı: 40 bin lira.
Yaşar S. Seval: 40 bin lira.
İsmet Uçuran: 5 milyon 40
bin lira.
Atilla Suman: 2 milyon 450
bin lira.
H. Demet Suman: 2 milyon
450 bin lira.
M. Hikmet Azmak: 50 bin li-
ra. Avla Azmak: 50 bin lira.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu Başkanı Turhan Güven. de-
netim birimlerinm yolsuzluk so-
ruşturmalannı denetleme ko-
nusunda üzerine düşen görevleri
yerine getirdiğini. ancak ya-
salann yetersiz olduğunu söyledi.
Başbakanlık Teftiş Kurulu'na
özel bankalarda da denetim vet-
kisi verilmesi gerektiğini savunan
Güven'in, Mal Bildiriminde Bu-
lunulması Rüşvet ve Yolsuzluk-
larla Mücadele Yasası'nda, ser-
vetteki değişikliklerin bilgisayar-
la denetimini sağlayacak veni dü-
zenlemelere gidilmesini ve müfet-
tişlere her dönem tarafsız-
bağımsız çalışma koşulu sağlaya-
cak yasalar getirilmesini istemesi
dikkat çekti. Başbakan olduğu
dönemde Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel ile Başbakan Tansu
Çiller'den soruşturma izni alma
konusunda sıkıntı yaşamadığını
aktaran Güven. Çiller'in eşiyle
birlikte sahip olduğu Marsan
Marmara Holding AŞ'nin vergi
kacırd/tğı..iıaberlerine ilişkin bir
soru üzerine. "Bu konuyu Maliye
Bakanlığı'na $orun" demekle ye-
tindi. Toplumu yolsuzluklara
karşı duyarlı olmava davet eden
Güven. "Suya sabuna dokunma-
dan kirli elleri temizlemek müm-
kün değikür" dedı.
Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanı Güven. dün bir basın
toplantısı düzenleyerek, Emlak
Bankası eski Genel Müdürü En-
gin Civan'ın vurulmasının ardı-
ndan gündeme gelen yolsuzluk
Â İ D 3 S O ! B a S l l l Ö r f f Ü t S Ü Z ^> e v
'e t
Bakanı Önay Alpago Türkiye'de son yıilarda birçok işkolunda olduğu
" & & gibi basın işkolunda da örgütlenmeden ya da örgütlü yaşamdan doğan
sıkıntıların olduğunu belirtti. Devlet Bakanı Onay Alpago dün gazetemizi ziyaret etti. Gazetemiz yöneticiİeri ve yazarlanv-
larıyla görüşen Alpago. Medeni Kanun'un bazı hükümlerinin güncelleşmesi için hazırlanan taslağın yasalaşması için dcstek
istedi. Alpago daha sonra Türkiye Gazeteciler Sendikası 'nı (TGS) ziyaret etti. TGS Genel Başkanı Orhan Erinç, Alpago'mın
zivareti sırasında basınm , demokrasinin oluşması için büyük bir güç olduğunu ve kamuoyunu doğru bilgilendiren bir basına
rüm yurttaşlann her zaman büyük bir gereksinim duyduğunu kaydetti. Bakan Alpago da sendikal mücadele içindeki olumsuz-
lukJara ve Basın Vasası'ndaki demokrarikleşmenin ö/ünü içeren düzenlemelerin yapılmadığına değindi. Alpago "Basın men-
suplarının düşüncelerini anlatım biçiminden ötürü hala ne yazık ki cezalandırılıyor olmaları, hepimiz adına büyük sıkıntı veren
ve çözümü için gayret sarf ermemizi çok daha zorunlu kılan bir Türkiye gerçeğidir" dedi.
Sıvas davası, müdahil
avukatlar olmadan sürdü
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Sıvas'ta 37 kişinin öldürül-
mesıyle sonuçlanan katliam ne-
deniyle haklannda dava açılan
33'ü tutuklu 124 sanığın yargı-
lanmasına, Ankara Devlet Gü-
venlik Mahkemesi'nde (DGM),
müdahil avukatların yokluğunda
devam edildi.
Ankara DGM'de basına ka-
palı olarak sürdüriilen dünkü du-
ruşmada, adliye binası çevresinde
yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Duruşmada. olaylardan sonra
kaçan ve bir süre önce Sıvas
Cumhuriyet Savcılığfna teslim
olan davanın iki numaralı sanığı
Yunus Karataş'ın sorgusu
yapıldı. Edinilen bilgıyegöre Ka-
rataş. olaylara katılmadığım id-
dia ederek. "Suçlamaları reddedi-
yorum. Ben olay yerinde bile değil-
dim" dedi. Sanık Karataş. katlia-
mın "asli faili" olduğu gerekçe-
siyle yargılanıyor ve hakkında
Türk Ceza Kanunu'nun 146 I.
maddesi uyannca idam cezası is-
teniyor.
Duruşmada aynca, sanık avu-
katlan. cumhuriyet savcısmın
esas hakkındaki mütalaasına
karşı "ortak siyasi" savunmalan-
nı vapmaya başladılar. 37 kişinin
öldürüldüğü olay sırasında Ma-
dımak Otelı'nde bulunan Prof.
Dr. Cevat Geray da müşteki tanı-
ğı olarak dinlendi.
Ankara DGM Cumhuriyet
Savcısı, esas hakkındaki müta-
laasında, sanıklardan 29"u hak-
kında. Türk Ceza Yasasfnın.
"devlet kuvvetleri aleyhinde cü-
riimler" fiilini düzenleyen 146 I.
maddcsı uyannca idam cezası ta-
lep etmişti. Savcı aynca. 53 sanık
hakkında beraat karan verilme-
sini isterken 42 sanık hakkında
da 5-15 vıl arasında hapıs cezalan
isıemişti. Müdahil avukatlan,
davanın kamu tanıklannın dinle-
nilmesi aşamasında duruşma-
lann gizli olarak vapılması ka-
rannı protesto ederek oturumla-
ra katılmı>orlar. Müdahil avu-
katlar. esas hakkındaki görüşleri-
ni, ya7ilı olarak sunmuşlardı.
Eski ANAP'hlar
MHPyolunda
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Koalisyon ortakları ara-
sında ipler kopma noktasına
gelirken Başbakan Tansu Çil-
ler. hükümetin "dtşardan des-
tekçisi" olan MHP Genel Baş-
kanı Alparslan Türkeş ile görüş-
tü. Eski ANAP'lı bağımsızmil-
letvekilleri de MHP'ye katıl-
mak için harekete geçtiler.
Başbakan Çiller'in dün
MHP lideri Türkeş ile yaptığı
görüşmc. başkenl kulislerinde.
"Çiller'in SHP ile ortaklığın so-
na ermesine karşı, arkasındaki
desteği pekiştirme çabası" ola-
rak değerlendirildi. Edinilen
bilgiye göre görüşmede Türkeş,
Çillcr'den, MHP'li belcdiyclcrc
destek talebinde bulundu. Çil-
ler bu isteğe olumlu vanıt verir-
kcn Türkeş, Başbakana 20
ckimde gerçekleştirilecck Türk
kurultayı için deçağn yaptı.
Çillcr-Türkcş görüşmesi ile
hükümcle MHP dcslcği pcki-
şirken. Yusuf özal liderliğjnde
parti kurmak için iki yıl önce
ANAP'tan aynlan milletvekil-
leri MHP'ye katıimak için ha-
rekctc geçtiler. İstanbul Millet-
vekili Osman Ceylan'ın ardın-
dan, eski ANAP'lılardan Tun-
ca Toskay ve Halil Şıvgın da
MHP'ye katıimak için adım
attılar. İki yıla yakın süredirba-
ğımsız kalan milletvekilleri.
MHP'ye gcçmek için ayn ayn
hüllc partilcri kuruyorlar.
MHP kuruculan arasında İs-
tanbul Bağımsız Milietvekili
Tunca Toskay'ın da bulunduğu
"Birliğe Çağn" adlı partinin
kuruluş dilekçcsi. dün İçişleri
Bakanlığı'na verildi. Hüllc par-
tısinin, hafta içinde kendisini
fcshederck Toskav'ın MHP'ye
gcçişınin sağlanacağı bildirildı.
Af>on Milleıvekili Gaflar
Yakın'ın da MHP'ye katılacak
isimler arasında olduğu kaydc-
dildı.
savlan konusunda bilgi verdi ve
denetim birimlerine yöneltilen
eleştirileri yanıtladı. Başbakanlık
Teftiş Kurulu'nun yetkilerini ve
çalışma yöntemıni anlatan Gü-
ven. 20 Ekim 1991 seçimlerinden
sonra 49. hükümetin göreve baş-
lamasının ardından 951 ihbar ve
şikayet geldiğıni. 136 yolsuzluk
dosyasının savcılığa
ulaştınldığını ifade etti.
Güven, Başbakan Çiller baş-
kanlığında kurulan 50. hükümet
döneminde ise 289 savın incele-
meye alındığını ve bu dos-
valardan 48'inin cumhuriyet
savcılıklanna, 30'unun Danış-
tay'a. 38'inin de tazminat davası
açılması istemiyle hukuk müşavi-
rliğine iletildiğini bildirdi. Güven,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Görüldüğü gibi, Başbakanlık
Teftiş Kurulu \e diğer denetim bi-
rimlcri, görevlerini layıkıyla yap-
maktadır. Ancak, yargüama sü-
reçlerinin başladığı yaklaşık iki
yıldan bu yana birçok dosyanın
henüz bilirkişi aşamasına bile ge-
çememesi nedeniyle, yapılan yol-
suzluklann ve usulsüzlüklerin bo-
yuru konusunda kamuoyunun net
bir kanaate varması mümkün
olamamaktadır. Bilinmelidir ki.
denetim birimleri tespit müessese-
leridir: yargılama. mahkemelerin
işidir.
Bu arada Emlakbank'a ait 25
dosya da süratle tamamlanarak.
1992 yılının ilk yansı içinde sa>-
cılıklara tevdi edibniş. ancak bu
konular Engin Civan'ın vurul-
masıyla Türkiye'nin gündemine
ginniştir." Güven. volsuzluklarla
etkin mücadele için önerilerini,
şöyle sıraladı:
- Alım-satuna fesat kanştır-
mayı düzenleyen TCK'nin 40.
maddesi, sadece Devlet İhale Ka-
numı'na değil, KİT mensupları ve
özel kanunlarla veya özel kanun-
ların verdiği yetkiye dayanılarak
kurulmuş kurum ve kuruluşlan da
kapsamatıdır.
- Özellıkle kamu bankalannm
yöneticilerinin. bankanın ıril-
yonlarca zarara uğramasına ne-
den olan mali suçlar karşısında
TCK'nin ilgili maddeleri yetersiz
kalmaktadır.
- thalelerde şefTaflığın sağla-
nabilmesi için, belli bir limitin üze-
rindeki ihaleler, T\. teleteks gibi
kitle iletişim araçlarıyla du-
yurulmalıdır.
- Mal Bildirim Kanunu'nun
cerçevesindedeğişiklığegidilmeli.
emlak alımlan. tapu. otomobıl
gibi ışlemleri izleyecek otomas-
yon sistemi üzerinde çalışı-
îmalıdır.
- Müfettişlerin her dönemde ta-
rafsız ve bağımsız çalışmasına ola-
nak sağlayacak yasal düzen-
lemelere gidilmelidir.
- Özel bankalann vefinansku-
ruluşlannın denetiminin sağ-
lanabilmesı için Başbakanlık Tef-
tiş Kurulu'nun yetkileri artın-
Imahdır.
Yolsuzluklann ortaya çıka-
nlmasında basınm üzerine düşen
görevi yerine getirdiğini belirte-
rek. kamuoyunda hakim olan
"suya sabuna dokunma" görüşü-
nün değişmesi gerektiğini ifade
eden Güven. "Suya sabuna do-
kunmadan kirli elleri temizlemek
mümkün değildir" dedı.
OLAYLARIN
ARDINDAKİ
GERÇEK
• Baştarafi I. Sayfada
tanmış olmasına karşm yasa-
nın, Türkiye'de daha doğru
ve çağdaş bir uygulama ala-
nına kavuştuğunu itiraf et-
mek zorunluğunu duymaları
kıvanç verici bir durumdur.
Bu durum, yasanın birinci
maddesindeki şu kuralın uy-
gulamasından kaynaklan-
maktadır: "Yasa, sözüyle ya
da özüyle değindiği bütün ko-
nularda uygulanır. Yasada
konuya değgin bir kural yok-
sa yargıç, töreye göre, töre
de yoksa kendisi yasa koyu-
cu olsaydı o konu için nasıl
bir kural koyacak idiyse ona
göre karar verir. Yargıç, yar-
gılarında bilimsel öğretiden
ve yargısal kararlardan ya-
rarlanır."
Görüldüğü gibi yasa, açık-
ça belirtilen konularda yargı-
yı sınırlamaktadır.
Aradan geçen altmışı aşkın
yılda özellikle kadınların er-
keklerle birlikte yaşamın zor-
luklarını paylaşmak aşama-
sına gelmiş o\ma\an ve top-
lumdaki gelişmeler, kimi ilke-
lerin değiştirilmesini zorunlu
kılmış; bu amaçla bir yasa
taslağı hazırlanmıştır. Kadın
ve erkeklerin yasa karşısında
eşit olduğuna ilişkin insan
hakları ilkesi de böyle bir de-
ğişikliği gerektirmektedir.
Hazırlanmış olan taslâkta
yer alan ilkeler, erkeklere ta-
nınan kimi ayncalıkları, eşler
arasında paylaştırmayı ön-
görmektedir.
"Koca, evlilik birliğinin
başkanıdır. Evin seçimi, karı
ve çocukların uygun biçimde
bakımı ona düşer", "Karı, ko-
casının soyadmı taşır. Karı,
ortak mutluluğu sağlamak
için gücünün yeterince koca-
sının yardımcısı ve danışma-
dtr. Ev işlerine kan bakar",
"Birliği koca temsil eder. Eş-
ler mallarının yönetimi için
hangi rejimi kabul etmiş olur-
larsa olsunlar koca (kendi)
eylemlerinden kişisel olarak
sorumlu olur" gibi, kadını,
sosyal gelişmelerin gerisin-
de bırakan yasa maddeleri,
değiştirilmesi öngörülen ku-
rallardan bir bölümünü oluş-
turmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Mecli-
si, yasanın yürürlüğe girişi-
nin 68'inci yılında, uygulan-
ma alanları kendiliğinden or-
tadan kalkmış gibi görünen
hükümlerin yerine gereksi-
nimlere uygun çözümler geti-
rilmesi görevi ile de karşı
karşıyadır.
Yaşam. değişim demektir.
Ancak bu değişimi, "Yurttaş-
lar Yasası'm, öncelikle kadın
erkek ilişkisinde daha ileri bir
içeriğe kavuşturmakla ger-
çekleştirmek. çağdaşlığın ve
uygarlığın önkoşuludur.
Ne yazık ki bu önkoşula
karşı çıkarak Türkiye'yi "Yurt-
taşlar Yasası "ndan daha ge-
rilere sürüklemek, şeriat ku-
rallarına mahkum etmek iste-
yen siyasal akımlar, gemi
azıya almışlardır.
Bu çelişkili durum, Medeni
Kanunu'nun 68'inci yılını da-
ha anlamlı ve değerli kılıyor.
Atatürk devrimlerinin kıy-
metini bilmek, insanlığımızın
boynuna borçtur.
SHFde bakan
adaylaıı
belirlendi
ANKARA (Cumhuriyet Bu-
rosu) - SHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardıması \lurat Ka-
rayalçın'ın. Devlet Bakanı Fikri
Sağlar ile Bayındırlık ve İskan
Bakanı Mustafa Yılmaz'dan bo-
şalan bakanlıklara. Mardin Mil-
ietvekili Mehmet Güicegün ve To-
kat Milietvekili Şahin Ulusoy'u
önerdiği öğrenildi. Karayalçın.
yeni bakanlarla ilgili listeyi dün
akşam Başbakan Tansu Çiller'e
itettiğini söyledi. Edinilen bilgiye
göre Karayalçın. Turizm Bakanı
Halil Çulhaoğlu'na. Bayındırlık
Bakanlığı'na kaydınlması öneri-
sini götürdü. Ancak Çulhaoğlu
öneriyi geri çevirince Karajalçın.
Güicegün ile Ulusoy'a kabinede
görev verdi.
MiIIi Görüş, RPyi besliyor
• Baştarafi 1. Sayfada
Görüş TeşkiJatian tarafından...
Burada birtakjm isûnler var.
Bunlarla ilgili soruşturma baş-
latılacak. Listede 54 kişinin ismi
var. Bu kişilere değişik miktar-
larda para gönderilnuş. İlginç
olan, bu paralann Avrupa MilK
Görüş Teşkiiaüarı tarafından
gönderilmesj."
Seydişehir'de sürdüriilen so-
ruşturma. Avrupa Milli Görüş
Teşkilatlan'nın Türkiye'ye
para akışını genelde Almanya
üzerinden yaptığı, ancak Bos-
na skandalının ortaya çı-
kmasıyla para trafiğini Brük-
sel'e kaydırdığı gerçeğini orta-
ya çıkardı.
özellikle Alman Interpolü
ve Freiburg savcılığının soruş-
turmayı çok yönlü sürdürmesi,
AMGTnin artık Almanya'da
rahat hareket edemediği y o
rumlanna yol açtı. Seydişehir'-
de yürütülen soruşturmada
AMGT'nin adjrun belgeterie
ortaya çıkması. Bosna yardı-
mlanrun RP'nin secim kam-
panyasında kullanıldığı iddia-
lannı da güelendirdi.