27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EKİM1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bütünleşme için özveri • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-SHPveCHP arasmda solda bütünleşme görüşmeleri sürerken SHP içindekendilerini "solkanat" olarak adlandıran bir grup milletvekili ve partili, solda bütünleşme için her türlü özveriye hazır olduklannı bildirdiler. Sol kanatsözcüsü SHP Parti Meclisi (PM) üyesi Kenan Coşar, solda birleşmenin yaşamsal bir önem taşıdığıru, biitünleşmenin sağlanamaması halinde, demokratik güçler ile sosyal demokrasinin büyük zararlargöreceğini söyledi. Coşar. PM toplantısında SHP Genel Başkaru Mura Karayalçın ile parti yetkihlerinin solda birleşrıe konusunda ilk kez birlik çin "net" ifadeler ktülandıklanna dikkat <ekti Çillep'ulusa' seslenecek • ANKARA (Cumhıriyet Bürosu) - Başbakan ^ansu Çiller, bugün televuronlarda, son günlerde gündene gelen yolsuzluk olaylan ifc ilgili görüşlerini açıklaytcak. Başbakanhk Basn Merkezi'nde dün/apılan yazıb açıklamada bugün çeşitli televizyonirda saat 19.35 olarak yaymı planlanan "Ulusa Sesleniş' adh programla ilgihblarak "Başbakan Taısu Çiller. 3 ekim pazartesgünü televizyonlard yayımlanması öngörülen pngramla, son günlerin gün«l konusu olan yolsuzluk olsylan ve bu konuda yapıan çahşmalarla ilgili olarakgörüşlerini açıklayacaRır" denildi. Denktaş'ın çözünû bölünme • YOZCAT (Cumhuriyet) - KKTC Cumhurbaşkaru Rauf Denklaı Yozgat'ta düzenleliği basın toplantsında Kıbns sorunında tek çözüm yolunın bölünmenin kabul edilmsiyle m ümk ün olabilceğini söyledi. Yozgıt'a Türk Ocağı şubesi tarafndan organize edilen Kıbrs konulu konferansa katılnak amaayla gelen Deretaş, bir de basın topintısı düzenledi. Tojlanüda Kıbns sorununun çözimü için öncelikle böûnmenin kabul edilmesi şatını yineleyen Denktaş, Omhurbaşkanlığına da aday ohtıayacağıru açıkladı. Cindoruk döndü • tSTANBUL(AA)- Polonya Meclis Başkaru'nın resmi İconuğu olarak bu ülkeye yaptığı ziyareti tamamlayan TBMM Başkaru Hüsamettin Cindoruk, dün uçakla yurda döndü. Cindoruk, Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, Polonya'daki temaslannın son derece yararh geçüğini söyledi. Cindoruk, Polonya Cumhurbaşkanı VValesa ile görüştüğünü, Polonya Başbakanı ve Türkiye-Polonya Dostluk Komisyonu üyeleri ile bir araya geldiğini anlatü. Yusuf Özal'dan medyaya tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- YeniParti(YP) Genel Başkanı Yusuf Bozkurt Ozal, Emlakbank eski Genel Müdürü Engin Civan'ın vurulmaşı ile ortaya çıkan skandalı, "Özal ailesini karalama kampanyası" olarak niteledi. Özal, ağabeyi Turgut özal'ın getirdiğj serbest piyasa ekonomisi rejiminin kıskanıldığını ileri sürdü. Akyol'üan hükümetesuçtama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Sekreter Yardıması Hasan Akyol, hükümeun ekonomi, demokratikleşme ve terör konulannda verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığmı ve Türkiye'nin, Kanun Hükmünde Kararnamelerle "keyfı biçimde yönetildiğim" söyledi. Akyol, dün parti genel merkezinde düzenlediği basın toplanüsında, demokratikleşme çerçevesinde yapılacak olan Anayasa değişikliğinin hala gerçekleştirilememiş olmasınıeleştirdi. LİSAN ÇÖZÜM Bizimle Ingilizce sorununuzu çokkısazamanda çözebilirsiniz. Lütten bizi arayın. Tet:3495938 BahartyeCd.62/3 DSP lideri, partisinin kongresinde'Ya sandığa gitmeyin ya da boş oy kullanın' dedi Ecevit'tenboykotçağnsıGÖVde gÖStePİSİ DSP 3. Olağan Kongresi, SHP ve ÇHP'den RP, ÎPUVa 3tl DSP Genel Başkanlığı'na yeniden seçilen Ecevit, katılan milletvekili veparti yöneticileri ile gövde gösterisine RP'yi suçladığı konuşmasında 'Laik cumhuriyetin Truva atlan dönüştü. Ecevit, "Seçmenimiz karannı kendisi verecek. Ama tehdidi altında olduğunu' belirterek, 'Bu Truva atlanndan biri ben ya sandığa gitmezdim ya da boş oy kullanırdım" dedi. de Refah Partisi'dir' dedi. POLITIKA GONLUGU HIKMET ÇETBNKAYA Notiar Ecevit iktidar anyor HAKKIERDEM ANKARA - SHP ve CHP bir- leşmenin yolunu ararken DSP ik- tidar yolunu anyor. DSP Genel Başkanı Büleot Ecevit, kamuoyu yoklamalannda kendisine doğru esen rûzgan dün partisinin 3. ola- ğan kongresinde yelkenlerine yerleştirirken ilk kez iktidardan söz etti. Ecevit, "Şimdi sıra DSP1 - de. İlk genel seçimde DSP iktidar olmak zonında" sözleriyle, taba- nına iktidar yolunu işaret etti. DSP kongresinde divan bas- kanlığına getirilen tstanbul II Başkanı Erdoğan Toprak'ın deyi- miyle. "DSP muhalefetteki son kurultaynu" dün yaptı. Daha düne kadar ayakta kalabilme ve en iyisinden solun birinci partisi olma mücadelesi veren DSP'liler, aruk "iktidar havasına" gırmişti. Sırtındaki mavi gömleği. teriy- le giderek koyulaşan Ecevit, kit- leyi kürsüden adeta bir "orkestra şefi gibi" yönetti. Konuşma bece- risinin tüm inceliklerini göstere- rek, istediği yerde alkışlattı, iste- diği yerde slogan attırdı. "Demok- ratik soMa artık ürünü derme za- manı olduğunu, akgüvercinin ueu- şa geçtiğüıi" söyleyerek tabanını coşturdu. Ancak, kongrenin yapıldığı Atatürk Spor Salonu'nda Ecevit için bırakılan akgüvercin uça- madı. Kanatlan yolunmuş gü- vercin, tüm çırpınışlanna karşın gülle gibi İcalababğın üzerine indi. Ama, Ecevit kürsüde "uça- bikliğince" uçtu. Ecevit, "Biz ikti- dar obaydık, Kıbns sonınu çözü- lürdü; Bosna sorunu ohnazdı; Azerbaycaa sorunu yaşan- mazdı..." sözleriyle coşturduğu DSP'lilerin ayaklannı da yerden kesti. Kongre salonunda yer alan bir pankart, tabanının Ecevit'e nasıl baktığını çarpıcı bir biçimde or- taya koyuyordu. Ecevit'i adeta "tannlaştıran" pankart, sanki "Ecevit'in müritkri var" sözünü haklı çıkarmak için getirilmişti. Bu pankartta "Yaratıcı Tanrı var deniimeseydi, inan ki ben sana ta- pardun Ecevit" sözü yer ahyordu. Kapılar açılıyor Son günlerde SHP ve CHP'- den gelenleri DSP çatısı alüna alan Ecevit, artık partinin kapı- lannın acacağının işaretini verdi. Ecevit, "Bugüne kadar mayanın tutması için 10 yıldır ice kapanık çahşma yaptıkJarını" söyledi. Ama aruk "Maya rutmuştu" Ecevit, mayanın tuttuğuna ne ka- dar güvendiğini de SHP ve CHP'den gelen milletvekili ve ge- nel merkez yöneticilerinin büyük bölümünü parti meclisine alarak gösterdi. Hatta. eski AP'nin Grup Başkanvekili Oğuz Ay- gün'e bile yönetimde yer vererek, yelpazesini genişletti. CHP-DSP bütünleşmesini savunan CHP'- nin eski Genel Sekreteri Ertuğnıl Gfinay ise kongreyi konuk olarak izleyebildi. Günay, yaklaşımını "CHP Parti Medisi'nde SHP ile birleşme konusu bu hafta karara bağlandtğı takdirde, ben de DSP saflannda yerimi alacağım" söz- leriyle dilegetirdi. Oteki partilerden hiçbir tem- silcinin gelmediği kongrede, en çok ilgiyi tribünlerdeki ünlü bir konuk topladı. Devekuşu Kaba- re'nin ünlü ikilisinden Metin Akpmar, Ugilere karşıhk vermeye çalışırken Ecevit'i dikkatle izledi. Akpınar, "şündüîk" aktif siyaseti düşünmediğini belirtirken de Da- lan'la birlikte yaptığı siyaset gi- rişimi kısa sürede noktalanan ar- kadaşı Zeki Alasya'dan daha temkinli olduğunu gösterdi. Akpınar. sloganlann ve alkı- şlarm durduğu bir ortamda "kongreyi nasıl bulduğu" sorusu- nu yanıtlarken de sahne şovu ile kongre şovu arasındaki aynmı ortaya koydu. Akpınar. "Bu sakin havayı iyi buluyorum, ama o ajiteli havayı anlamıyorum. Hem burada kim kimi ajite ediyor ki?" diye konu- şuyordu. Ancak, Ecevit'in özellikle laik- lik konusundaki söylemi, Akpı- nar'ı bile ajite etu ve ünlü sanatçı dayanamayıp ayağa kalkarak alkışlamaya başladı. Akpınar'ı coşturan, RP'yi laik düzene karşı "Truva atı" diye niteleyen Ece- vit'in, "Aliah'a sankla değil, yû- rekle ulaşıur. Biz tslamı SuudinİD bocasından, Iran'ın moUasından öğreoecek millet değiliz" sözleri oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DSP 3. Olağan Büyük Kongresi, "ulusalcı solun" gövde gösterisine dönüşürken DSP Genel Başkanı Bületıt Ecevit, geçerli 610 oyun tümünü alarak bu göreve yeniden seçildi. Ecevit. kongrede seçrnenlerine, ara seçimi boykot çağnsı ya- parak, "Bu ara seçimlerde nasıl oy kullana- cağız? Tabii seçmenimiz karannı kendisi ve- recek. Ama ben olsaydım ya sandığa git- mezdim ya da boş oy kullanırdım" dedi. "Laik cumhuriyetin Truva atları tehdidi altında olduğunu" belirten Ecevit, bu Truva atlanndan birinin de RP olduğunu savun- du. DSP'nin 3. Olağan Büyük Kongresi. dün Atatürk Spor Salonu'nda yapıldı. Kayıtlı 678 delegeden, 61 l'inin oy kullan- dığı kongrede Ecevit, bir geçersiz oy dışında bütün delegelerin oyunu alarak aynı göreve yeniden seçilirken İstanbul Milletvekili Nami Çağan dışında CHP ve SHP'den partiye katılan bütün milletvekil- leri parti meclisine (PM) girdi. Ecevit'in. SHP'den istifa ederek DSP'ye katılan parti yöneticilerinden Erzan Erzurumluoğlu, Cs- tiin Kiisefoğlu ve Tevfîk Çavdar'ı lısteye al- maması dikkat çekü. Ecevit'in, liste dışı bıraktığı ve DSP'ye. "tstanbul örgutünün işine kanşmama koşuluyla" kabul ettiği Çağan'ın, kongre boyunca da sıkıntılı ol- duğu görüldü. Çağan, salonda. partiye yeni katılan diğer milletvekillerinden ayn otururken akşam saatlerinde de kongre sa- lonuna bir daha gelmedi. Ecevit. eşi Rah- şan Ecevit'i de parti yönetimine aldı. "DSP gelecek, soygun bitecek", "Gücû- müz halkın gücü, yolumuz halktan yana", "DSP dün umutttu, bugün zorunluluk". dö- vizlerinin dikkat çektiği salonda. CHP ve SHP'den ayrtlan milletvekili ve parti yö- neticilerinin yanı sıra DSP'ye geçmesi bek- lenen CHP Parti Meclisi üyesi Ertuğrul Gü- nay ve ünlü güldürü sanatçısı Metin Akpı- nar'ın da bulunması dikkati çekti. Herkese Türk ve DSP bayraklannın dağıtıldığı sa- lona Ecevit, eşi Rahşan Ecevit'le birlikte saat 10.45'te geldi. Salona girişinde, ko- nuklara "ulusal birlik ve bütünlük için Türk ve DSP bayraklarını sallamalan" telkin edildi. "GençUk Marşı" eşliğinde "Halkçı Ece- vit, Başbakan Ecevit", "Muhalefette son kongremiz" sloganlanyla karşılanan DSP liden. konfeti yağmuruna tutuldu ve 2 gü- vercin uçuruldu. Boykot çağnsı Açış konuşmasını yapmak üzere kürsü- ye davet edilen DSP lideri, 2 saati aşkın ko- nuşması boyunca Türkiye'nin sorunlannı tek tek sıraladı ve ara seçim konusunda gö- rüşlerini açıkladı. Ecevit, ara seçimleri ge- reksiz bulduğunu ve Güneydoğu'da örgüt- lenememeleri nedeniyle katılma karan aldıklannı belirterek "Bu ara seçimlerde nasıl Oy kullancağız? Tabii bu konudaki ka- ran, seçmenimiz verecektir. Ama ben olsam ya sandığa gitmem ya da boş oy kullanırım. Çünkü boş oy da bir çeşit oydur" diye ko- nuştu. SHP ve DYP'nin kendisini ara se- çimden kaçmakla suçladığmı anımsatan Ecevit. "Asıl onlar erken genel secimden kaçtıklan için ara seçim yapıyorlar. Ama ara seçim sonrasında, Çiler istese de isteme- se de erken seçim olacak" görüşünü savun- du. DSP'ye, CHP ve SHP'nin yanı sıra RP dahil diğer partilerden de akın akın katılı- mlar olduğunu vurgulayan Ecevit, eski AP ve DP'lilerin de katılımcılar arasında bu- lunduğuna dikkat çekti. Truva atları ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART Ecevit, ilk genel seçimlerde yüzde 42'nin üstünde bir oyla iktidara geleceklerini öne sürerken bugün laik cumhuriyetin büyük tehdit altında olduğunu belirtti. Ecevit, "Laik cumhuriyet, içimize salınan Truva at- lannın tehdidi altındadır" dedi. Ecevit söz- lerini şöyle sürdürdü: "RP, bu Truva atları- ndan biridir. Aliah'a sankla değil, yürekle ulaşılır. Laikliğe en yakın din, İslam dinidir. Yahuzca, laiklik. barbarca uygulanmasın. Inanç özgüıiüğü kısatlanma.şın. Laikliği, İslamiyeti, İran'ın mollalarından öğrenecek değiliz. Türk'ün İslam anlavışı baskıva da- yanmaz. RP'nin güçlenmesinin altında eko- nomi yatıyor. Kırsai kesimden göçen insan- lar, 'adil dü/cn' aldatmacasrvla tuzağa dü- şürülüyor. Bu nedenle kalkmma köylerden başlatılmalıdır. Büyük kentlerin sorunJarı köylerde çözülür. Böylece halk da RP'nin kucağına düşmekten kurtulur." Soygun ve yolsuzluklann, toplumun mi- desini bulandırdığını belirten Ecevit, Tür- kiye'de siyasetin tıkandığını, kirlendiğinı kaydederek "DSP eskiden umuttu, şimdi zorunluluk oldu" diye konuştu.' Ecevit, konuşmasırun son bölümünde aynntılı şekilde Güneydoğu sorununa de- ğindi. Ecevit, görüşlerini şöyle dile getirdi: "Halkın güvenliği köy koru- cularına ha\ ale ediliyor. Bu yan- lıştır. Güneydoğu sorununu, vu- rarak kırarak değil, halk ve dev- let barış içinde çözebilirler." Daha sonra genel başkan, PM ve merkez disiplin kurulu seçimine geçildı. DSP Genel Başkanlığı'na yeniden seçildik- ten sonra "Geliyor, geliyor, Ka- raoğlan geiiyor" sloganlanyla kürsüye gelerek teşekkür ko- nuşması yapan Ecevit, görev dağılımı ve DSP Merkez Karar Yönetim Kurulu seçimi için ye- ni PM'yi bugün saat 11.00'te toplantıya çağırdı. DSP'nin yeni PM'si şu isim- lerden oluşuyor. Veli Aksoy, Şevki Aksoy, Şe- rafettin Alrunay, Yusuf Atlı, Oğuz Aygün, Metin Bostancı- oğlu, Öıider Bülbüloğlu, Turan Çılgın, Necmi Çiftçi, Halil Deri- ci, Rahşan Ecevit, Neşe Erel, Murat Gencer, Akif Gülersoy, Güneş Gürseler, Gaye Gürpı- nar, Tayfun İçli, Ender Karagül, Nizamettin Kazancı, Sait Ke- keç, Erdal Kesebir, Seyfettin Maden. Yaşar Mengj, Atilla Mutman, Hüsamettin Özkan, Ahmet Priştina, Necdet Saru- han, Cevdet Selvi, Zeki Sezer, Ömer Fanık Sırakaya, Selçuk Sönmez, Dursunali Sönmez, Osman Şimşek, İstemihan Ta- lay, Nihat Taşdemir. Vehbi Tu- ran, Aydın Tümen, flhan L'ğur- taş, Mustafa Yıhnaz ve Mustafa Zengin. Merkez disiplin kurulu üye- leri ise şöyle: Mehmet Akyol, Levent Kara- kuş, tsmail Arıca. Sernıh Kaleli, Saoahat Oruç. Fethi Öztürk ve Mehmet Tuncel. DSP kongresinden izlenîmler Bir tomurcuk, bir luııııt.,. YILMAZ GÜMÜŞBAŞ ANKARA - DSP'nin dün yapılan 3. Bü- yük Kongresi ile Türk siyasal hayatında yeni bir dönemin başlayabileceğini söyle- yenler acaba ne kadar gerçekçi? Bunu önü- müzdeki günlerde hep beraber göreceğiz. Ancak, şimdiden görülen o ki, DSP ve onun karizmatik lideri Bülent Ecevit. top- lumun yaygın bir kesiminde güzel günlere dönük yeni bir tomurcuk olmuştur ve be- lirli koşullann yerine getirilmesi halinde çok sağükh ve güzel bir çiçeğe dönüşmeye adaydır. Bu çiçeğin adı, 1980 öncesinde ol- duğu gibi yine "umut"tur.. Ancak bu tomurcuk gerçekten güzel ve sağhklı bir çiçeğe dönüşebilecek midir? Bizce bütün sorun buradadır. Çünkü bu güzel çiçeğin oluşması için sadece sağlıkb tomurcuk yeterli değildir. O tomurcuğun bakımı. beslenmesi. korunması da önemli- dir. DSP ve özellikle onun lideri Ecevit, to- murcuğun bu aşamasında kendilerinden beklenen beceri, sabır. hoşgörü ve sağdu- yuyu gösterebilecek midir? Bizce bundan sonraki aşamalar, en az tomurcuğun oluş- ması kadar önemlidir ve en ufak bir yanlış, beklenen ürünün yetişmesini tekrar bir başka bahara bırakabilir. Bununla söylemek istediğimiz şudur: Bugünden itibaren göreve başlayacak par- tinin yeni kadrolan. bu tomurcuğa umut bağlayanlan yeterince doyuracak mıdır? Bu kadrolar ve bunlardan oluşacak kurul- lar, sağhklı bir çahşma ortamı bulabilecek- ler mi? Yoksa bugüne kadar olduğu gibi sadece kağıt üzerinde mi var görünecekler- dir? Örgütlenmede. yetkilerin dağjlım ve kullammında demokratik kurallara uyula- cak mı. yoksa "Ben yaptun, ben söyledim oldu" alışkanlık ve inadı bundan sonra da sürecek midir? Dağılmış sol kadrolar ve kitlelerin 1980 öncesi dönemlerde olduğu gibi tek bayrak ve tek lider etrafında topar- lanmalan nasıl sağlanacaktır? Bunun için inat ve peşin hüküm yerine, özveri, suçla- malar yerine, hoşgörü hakim olabilecek midir? Bu sorular sanıyoruz Bülent Ecevit ve DSP'yi yeniden umut olarak görmek iste- yen kitlelerce, yann değil. hemen yanıt bek- lemektedir. Bu yanıtlar verilmediği sürece de bugün yeniden tomurcuk veren çiçek yani umut çiçeği, büyümesini, serpilmesini yine bir başka bahara erteleyebilecektir. Murat Karayalçın'm, boşalan iki bakanlığa bugün atamayapması bekleniyor SHP, hiikümetten çekilmeyi yeniden tartışıyor TÜREYKÖSE ANKARA - Solda birlik arayışlan ile "demokratikleşme". "özeUeştinne" rest- îeşmesi, SHP içinde hükümetten çekilme tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Bugün yapılacak Merkez Yürütme Ku- rulu (MYK) ve 5 ekim günü toplanacak Parti Meclisi'nde (PM), parti üst yönefi- mince "soğuk" karşılanan birieşme yön- teminin yanı sıra hükümetten çekilme ko- nusunun da tarüşılması bekleniyor. Hükümetin. "zor" da olsa, ara seçüne dek gitmesi beklenirken son gelişmelerin ardından, ara secimden önce de koalisyo- nun bozulabileceği yorumlan yapıldı. SHP'de iki bakanın istifası ve DışişJeri Bakanı Mümtaz Soysal'ın. Özelleştirme Yasa Tasansı'na kendisine vekalet eden Adaiet Bakanı Mehmet Moğultay'ın imza kovmasina izin vermemesi. "SHP, vu- ruşarak hükümetten çekiliyor" yorum- lannın yaygınJaşmasına neden oldu. Ka- rayalçuı'ın, ABD'den dönen Şoysal ile bugün görüşmesi ve boşalan iki bakanlı- ğa atama yapması da bekleniyor. SHP kulislerinden aiınan haberlere göre Baymdırhk ve Iskan BakanhğYna Turizm Bakanı Halil Çoihaoğlu ya da Sa- nayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen'ın kaydınlması bekleniyor. Kaydınlmayla boşalacak bakanlığa da Kars MiUetvekili Atfiia Hun'un getirilebileceği belirtilirken Sağlar'm boşaltüğı bakanük için de Kı- rşehir Milletvekili Sabri Yavuz ile Kars Milletvekili Mehmet AJp'm adlan geçi- yor. Özelteştirme bunaüımrjın yanı sıra bir- lik için ortaya konan yöntem de koalis- yon hükümetinin geîeceğini tehlikeye soktu. SHP ve CHP tarafından oluşturu- lan kornisyonlarca ortaya konan birleşme modeli, SHP üst yönetiminde şok etkisi yaptı. Bu formülün. Karayalçın'ın liderli- ğini tehükeye sokacağ belirtiiiyor. Kara- yalcjn'm yakın çevresinde bile, "Ctatak kurultaydan Deniz Baykal çıkabilir. Bir iiçüncû adayın çıkması, kesinlikle Bay- kal'a yarar. Çatı da CHP olur. Karayalçın düşmanlığıyla, yüzde l ü k partiye, SHFyi sattdar" değerfendinnesi yaphyor. Kursun... Yer Şişli Camii. Musalla taşında bir tabut... 34 yaşında yaşamını yitiren Elmas Yalçın'ın yakınları acılar içinde. Elmas Yalçın, 27 Mart seçimlerinde Sarı- yer'de SHP'den belediye başkan adayı olan Şinasi Yal- çin'ın kız kardeşi... Anne Kiraz Yalçın güçlükle ayakta duruyor... Elmas Yalçın, Belediye Emekçileri Sendikası'nın (BEM-SEN) kurucusu ve ilk genei başkanı. 29 Eylül 1994 tarihli gazeteler şu başlıklarla verdiler ölüm olayını: "Beşiktaş'ta silahlı çatışma: 3 ölü." Haber şöyle sürüyordu: "Dün akşam 17.00 sıralarında Beşiktaş Halk Pazarı'- nda bir grup, polisçe takibe alındı. Takip edildiklerini anlayan üç kişi Halk Pazan'nda bulunan Arzum Kafeter- ya 'ya girdi. Daha sonra kafeteryaya gelen polisler şüp- heli kişilerin kimliklerini istedi. Biri kadın üç kişi polisin isteğinesilahla karşılık verdi..." Hemen hemen tüm gazetelerin "polis muhabirleri" haberi böyle yazdı. Çünkü polis açıklaması böyleydi. Kafeterya sahipleri ise konuşmak istemiyordu. Gazetelerde yayımlanan tüm haberleri üç-dört kez okuduk. Kendi kendimize şöyle düşündük: "Polisin izlediği üç kişi silahlı olduğuna göre bir kafe- teryaya mı sığınır, yoksa bir ticari otomobile atlayıp kaç- mayı mı yeğlerdi?" Sanırız ikincisini yaparlardı... ••• Gazetelerin manşetleri Engin Civan - Selim Edes "çı- kar çatışması üzerine" kurulmuştu. Beşiktaş'ta Arzum Kafeterya'daki "silahlı çatışma" haberleri gazetelerin tüm sayfalarından düşmüştü. Elmas Yalçın, Fuat Erdo- ğan ve ismet Erdoğan m neden öldürüldükleri ise pek anlaşılamamıştı... Herkes suskundu, toplum her zaman olduğu gibi tep- kisizdi... Engin Civan'ın geceyarısı gözaltına alınıp emniyette küçük bir odada kalmasına ve videolu sorgulama yapıl- masına tepki gösterenlerin, Beşiktaş'taki olaya da aynı duyarlılıkla yaklaşmaları gerekmez mi? Oldürülen üç kişi "kimliklerini göstermeyip" polise ateş mi etmişlerdi? Gazetelerde ilk gün çıkan haberlere yeniden bir göz artık... Şöyle yazıyorlardı: "Darıa önce kafeteryaya gelen polisler, şüpheli kişile- rin kimliklerini istedi. Biri kadın üç kişi, polisin isteğine silahla karşılık verdi... Çatışmada silahlı oldukları belir- tilen üç kişi öldü." Acaba çevrede hiç görgü tanığı yok muydu? Genç meslektaşlarımız kafeterya sahibiyle görüşse, olayın gerçek yüzünü okura yansıtamaz mıydı? Çünkü kafeterya sahibi şöyle diyordu: "Polislerbizi ve garsonları dışarı çıkardı..." Demek ki kimlik denetimi kafeterya sahibi ve garson- lar dışarı çıkarıldıktan sonra yapılmış...(!) Burada üzerinde durulması gereken olay şudur: "Gazeteciler ve özellikle genç polis muhabirleri, bu tür olaylarda salt polis açıklamasıyla yetinmeyip, kendi becerilerini kullanarak araştırma yapıp kamuoyunu ay- dınlatmalıdır." Biri kadın üç kişinin Dev-Sol militanı olup olmadıkları ayrı bir olaydır. Burada bizim üzerinde durmak istediği- miz, yaşama hakkıdır. Polis üç kişiyi canına kıymadan yakalayamaz mıydı? Elbetyakalardı... Ama 12 Eylül 1980'den sonra "Asmayalım da besleye- lim mi" düşüncesi bu toplumu etkilemiştir. Yargısız in- fazlar çoğalmış, "örgüt üyeleri" canlı değil, ölü olarak ele geçirilmek istenmiştir. ••• Izmir Barosu Başkanvekili Sibel Ünlü, Beşiktaş'ta üç kişinin öldürülmesini bakın nasıl değerlendiriyor: "Olayın en vahim yanı, infaz mahallinde verilen de- meçlerdir. İstanbul Emniyet Müdürü, pervasızlığın doruklannda bir yüz ifadesiyle 'polise kurşun attıklarından kuşkulanı- lanların sonunun, polis tarafından sorgusuz yargısız öl- dürülmek olacağı' anlamına gelen sözler sarfederek; Türkiye de yargılanma diye bir lüksün olmadığını ikrar etmiştir. Aynı pervasız tutum 'Çakıcı'ya terörist muamelesi ya- parım' denilmek suretiyle de aynı şahıs tarafından bir- kaç gün önce gösterilmiş ve tüm toplum bu vesileyle tehdit edilmiştir. Çünkü artık biliniyor: Adının başına 'terörist' ibaresi eklenen herkes ölüme mahkum edilmekte ve hükmün infazı herkese ibret olsun diye alenen yapılmaktadır. Öte yandan olay yerine gelen savcının 'Yeteri kadar silahları vardı' beyanı, akıllara 'öldürülmemeyi sağla- yacak asgari silah adedi ne kadar olabilir' sorusunu ge- tirmektedir. Şurası bilinmelidir ki güvenlik güçlerince gerçekleşti- rilen son eylem ve öncekileri, devletin güçlülüğünün de- ğil, yargılayamayacak kadar güçsüzlük içinde bulun- duğunun karinesidir. Görünen o ki asıl güçlü olan. devletin her kademesin- de yerleşmiş ve kurumsallaşmış antidemokratik, hukuk dışı zihniyetin temsilcileri ve yapılaşmasıdır. Bu hukuksuzluk ortammda dahi Izmir Barosu; huku- kun üstünlüğüne olan inancın yitirilmemesi gereğini bir kez daha vurgulama ihtiyacını duymaktadır." , ••• Beşiktaş'ta Arzum Kafeterya'da üç kişi polis kurşurv larıyla yaşamını yitirdi. Acaba bu üç kişi polise ateş açmışlar mıydı? Polis parmak izi aldığı için bu kanıtlanamıyor... Yine bu üç kişinin üzerinde silah var mıydı? Polise göre vardı... Küçük bir mekan Arzum Kafeterya. Üç kişi polisin izle- diğini görünce buraya sığınıyor. Sonra "kimlik göster- meyip" polise ateş açıyor. Siz bu öyküye inandınız mı? Ben hiç inanmadım!.. Sıvas katliamı davasına bugün devam edilecek ANKARA (ANKA) - Sıvas'- ta geçen yıl meydana gelen ve 37 kişinin yaşamını yitirdiği olaylarla ilgili olarak açılan davaya, bugün Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) devam edilecek. Da- vayı, olaylarda öldürülenlerin yakınlanyla sağ olarak kurtu- lanlar adına izleyen müdahil avukatlann, boykot karan uyannca katılmayacağı du- ruşmaya bir süre önce Sıvas'- da polise teslim olan Yunus Karataş adh sanığın sorgula- masıyla devam edilecek. Duruşma. mahkemenin aldığı karar uyannca basına kapalı olarak yapılacak. 31 ağustos tarihindeki du- ruşmada kimlik tespiti yapılan Yunus Karataş adh sanığın ifadesinin ahnmasından son- ra, sanık avukatlan, baş- savcıhğın esas hakkındaki mü- talaasıyla ilgili savunmalanru yapacaklar. Bu arada, Ankara DGM BaşsavcıhğYnın yazar Aziz Nesin'le ilgili olarak 'olaylarda tahrikçi konumunda olduğu ge- rekçesiyle' suç duyurusunda bulunmasına ilişkin istemi ko- nusunda mahkeme görüşü- nün daha sonraki oturumlar- da açıklanması bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle