23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cum huriyettmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayin Yönetmenı. Orhan Erinç • Genel Yayın Koordmatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazıışlen Müdürlerr fbrahim Yüdız(Sorumlu). Dinç Tayanç # Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat \ alçın Çakır # Ekonomı. Bülent Kı/anlık • Rad>o-T\ - (J>gar Eremektar 0 Kultur Handan Şenköken # Spor Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler Mehmet Saraç 0 Makaleler. Sami Karaören 0 Çe\ın Sevfcttin Turhan 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı Yayın Kurulu llhan Selçuk (Ba^kan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner, Ergun Balcı. Dinç Tayanç. İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbav. Ankara Temsılcisı Mustafa Balbav 0 Haber Mudüni Doğan Akın Ataturk BuKan No 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4 ] 95020 (7 hat). Teleks 42344. Faks 41950270 IzmırTemsılciM SerdarKızık,H Zıya BK 1352 S 2 3 Tel 4411220Teleks 52359. Faks 4419117 0 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, Inonıi Cd I19S. No:l KatM.Tel 3522550. Teleks. 62155. Fak.-, 3522570 Müessese Müduru Erol Erkut 0 Koordınator Ahmet Korulsan 0 Muhascbe Bülent V ener 0 Idare Hüsfyin Gürer 0 Işletme Önder Çelik 0 Bıîgı- Işlem. Nail Inal 0 Bılgısayar Sıstem Mürüvet Çiler 0 ReklarrT Reha Işıtmao YıyimlıyaD \e Basan: Yen» Gün Habcr Ajansı. Basm \e Yayıncılık A Ş T ü ı k o c a g ı a d 3 9 41 C a g a l o g i u 3 4 3 3 4 !st PK 2 4 6 Istanbul Tel (0 2 1 2 ) ^ 1 205 05 (20 hatl Teleks 22246 Faks (0 212ı 51 > 85 05 3EKIM 1994 Imsak: 4.31 Güneş: 5 55 ÖSle: 11.58 tkındı: 15.14 Akşam: 17.51 Yatsı.19.10 Fast-fooda kapşı Tfirk mutfajjı •Istanbul Haber Servisi- Türkiye'de giderek çoğalan fast-food'lara karşı direnen Türk mutfağına yeni bir halka daha eklendi. Conrad Istanbul Oteli'nde açılan "Manzara Restoran"da Türk ve Osmanh mutfağından özgün yemeklersunulacak. Fasıl heyeti, folklor ve oryantal gösterilerinin de yer alacağı Manzara Restoran'ın girişinde ise şerbetçi kahveci kızda bulunuyor. Geleneksel Türk motineriyle dekore edilen restoranın müzayede salonunuvadasanat galerisini andırması dikkat çekiyor. Hayvanlar için zayıflama merkezi • NEVV YORK (AA) - Aşın beslenen ve az hareket eden ev hayvanlannı formda tutabilmek için. Avustralya'nın Melbourne kentinde bir zayıflama merkezi açıldı. Özellikle kedı ve köpeklerin zayıflatılması ıçm kurulduğu bildinlen merkezin sahibi Horace Weeks, Avustralya'daki ev hayvanlannın aşın beslendiğinden yakınarak, fazla kilolann. hayvanlann ömürlerini kısalttığını ifade etti. Sağlık merkezinde, kedileri peşinden koşturan 'mekanik fare' ve bir tür aerobik aletinin yanı sıra hayvanlar ıçın vıdeo filmleri gösteren bir bölüm bulunuyor. Saça hayat veren adam • KOCAELİ(AA)- lzmıt'ın Karamürsel ilçesinde kuaförlük yapan Adem Candan. kesilmiş saçlar ile tablolar, aksesuvarlar v e saat yapıyor. Bu uğraşısını 1986 yılından bu yana siirdüren 23 yıllık kuafor Adem Candan, tstanbul'da kuaförlük yaptığı sırada lenf kanserine yakalandığını ve daha sonra Karamürsel"e yerleştigini belirtırken, yaptığı tablolar ile hastalığını unuttuğunu söylüyor. Eşı Rümeysa Candan'ın desteğiyle bu işi başardığını da vurgulayan Adem Candan. "Insanın işı ile sanatını bırleştirmesi çok güzel. Öğrendığime göre de dünyada saçtan tablo yapan ilk kişi benım. Bu da eşimin sayesinde oldu" dedi. 72 yaşındaki sörf şampiyonu • NE\VYORK(AA)-72 yaşındakı Sophıe Bliestein. ABD'nın California eyaletinde. 30 yaşından büyükler arasında dûzenlenen sörf şampiyonasını 7 yıl üst üste kazanarak rekor kırdı. Bel ağnlanndan şikayetçi olan sörfçü nine. kendısini en çok kayak üzerinde mutlu hissettiğini söyledi. Katıldığı yanşmalarda aldığı derecelerle dikkatleri üzerinde toplayan 4 çocuk ve 13 torun sahibi büyükkanne, "Diğer yanşmacılar beni görünce önce alay etmeye kalkıyorlar. Fakat sörfte neler yapabildiğime şahit olunca müthiş olduğumu anhyorlar" diye konuştu. Evliya Çelebi amlacak • KÜTAHYA(AA)- Dünyaca ünlü gezgin Evliya Çelebi. doğum yeri olan Kütahya'da törenle anılacak. Kütahya Valiliği'nce 12-15 ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek "Kütahya Haftası" çerçevesinde, "Evliya Çelebi Paneli," ile "Çini Sergileri" düzenlenecek. Birleşmiş Milletler Dünya Konut Günü "Konut ve Aile" temasıyla kutlanıyor Ev kültürümüz tarihe karışıyor • Yaklaşık 25.000 yabancı delegenin kentleşme ve bannma sorunlan için Istanbul'da buluşacağı 1996 Habitat-II zirvesine çeyrek kala, Birleşmiş Milletler însan Yerleşmeleri Merkezi "Konut /e Aile' £ n u c u z d a i r e s i 35 m^on nn taksitle satılan "modern apartman silolarT konut sorununa çözüm getiremediği gibi. kentsel yaşam külrürünü de tarihten siliyon. Mardin'deki uygarhk düzeyi, örneğin istanbul'un göçle kentleşen kaçak semderinin yüzlerce yü geçse bile erişemeyeceği bir kültür zenginüği taşıyor. OKTAY EKİNCİ Heryıl ekim ayının ilk pazartesi günü, Bir- leşmiş Milletler ve üyesi olan ülkelerde "Dün- ya Konut Günü" olarak kutlanıyor. Bu yıl 3 ekime rastlayan bu önemli günde. bannma ve kentleşmeyle ilgili çeşitli sorunlar yine BM 'nin saptadığı "genel temalar* çerçevesin- de tartışmaya açılıyor. 1994'ün Dünya Konut Günü ıçın Birieşmiş Milletler Insan Yerleşimleri Merkezi tarafın- dan belirlenen ana tema ıse "Konut ve Aile." Bu konuda BM Ankara Bürosu'ndan ülke- mizdeki konutla ılgılı kurumlara ve meslek odalanna ancak 27.9.1994 günü yapılabilen bildinmde, 3 Ekim 1994 Pazartesi günü dü- zenlenecek etkinliklerde Dünya Konut Gü- nü'nün konut ve aile açısından irdelenmesı ıs- teniyor. Oysa. böylesine önemli bir konu için. ilgili kurumlara "beş, alü gün kala" değıl, en az üç dört a> önceden haber \erilmesi, öncelikle "küresel davTanabilmenin" belki de ilk koşu- lunu oluşturuyor. Türkiye suıava hazırlanıyor Öte yandan Türkiye, özellikle yine 1994'ün Dünya Konut Günü'nü kendisi için son dere- ce önemli kılan uluslararası bir zırvenin "evsa- hipliğini" de yapmaya hazırlanıyor. Birleşmiş Milletler'e üye 180kadar ülkeden en az 25.000 delegenin katılacağı "BM İnsan Yerleşimleri Konferansı", 3-14 Haziran 1996'da Istanbul'da toplanacak. Bırincisi 1976idaKanada'nın Vancouerken- tinde yapıldığı için 1996'dakine kısaca "Ha- bitat-II" adı verilen 20. yüzyılın bu "son bü- yük zirvesi", salt uluslararası bir tanıtım ve ağırlamaolanağı açısından değil. Türkiye'nin ve Istanbul'un kentleşme sorunlannı "evren- seltartışma platformlanna" taşıyabilmek açı- sından da yine yüzyılın belki de "en zorlu sı- navını"oluşturacak. Ama. bu konuda yine çekingen davranılıp. "iç ve dış siyasetin geleneksel dengelerT göze- tilmeye çalışılırsa. sorunlann çözümsüz bıra- kılması da sürdürülmüş olacak. Çünkü yıllar- dır "dokunulmaz" kılınan o hassas dengeler. özellikle konut ve kentleşme gibi "sosyal ko- nularda" sürekli sorun yaratan "egemen ilis- kilerin" zedelenmemesi hedefını ıçeriyor... Kültürel erozyon Birleşmiş Milletler'in bu yıla ılışkin sapta- dığı "konut veaile"kavramı da, hıç kuşkusuz " 19 ay sonra" tstanbul 'da toplanacak bınlerce uzmana, tartışmalan için sunulacak sorunla- nn önemli bir kesitıni kapsıyor. Tanh boyunca konurun ve konut kültürünün aynlmaz bir parçası olan. dahası yine konutun \e konut kültürünün ">-araöcı gücünü" oluş- ruran "aile"yapılanması. günümüzün kıtlesel göçe dayalı çarpık \e "illegal kentleşme" sü- reci içinde hemen tüm sosyal ve ahlakı yönle- ri açısından bir "altüstolma" dönemi yaşıyor. Gecekondulaşma ve bunu da aşan "kaçak yapılaşma", salt kentleri \e "insan yerleşme- lerini" çarpık bir büyümeye tutsak etmekle kalmıyor. sağlıklı ve "özkültüriinebağlı" yer- leşmelerde gözlenen uygar vaşam ilişkileri, büyük kentlerdekı "yağma ortamında" yerini sürekli "gerilimli" bir dünyaya ve yine sürek- li "çatışan" bir toplum yapısına bırakıyor. Böylece. biranlamda tüm sosyal ilışkilenn ve bu arada "demokrasinin" de toplumdakı kültürel temellennı. yanı "güvencesini" sağla- yacak olan aile dayanışması. daha "bann- ma"aşamasından ıtıbaren "yasadışıbiryaşam tarzmın" kültürel erozyonu içensınde tanhsel misyonunu hızla yıtiriyor. Denebılır kı Türk- çemızde "ev" ve "e>lenmek" gıbı ıkı saygın sözcükle de temsıl edilen bu evrensel ılışkı, ya- ni "konut veaile"arasındaki köklü geleneksel bağlar, göçe ve yağmaya dayanan yeni yaşam koşulları içensınde, tıpkı kentler gibi hızla "betonlaşıyor." Nitekim, böylesı bir süreç salt bızde değıl. dünyadaki diğer bizim gibi "kentleşmesinin nedeniyoksullaşmasıolan" ülkelerde deyaşa- nıyor olacak kı, Birleşmiş Milletler'in Habı- tat Konferansı Genel Sekreten Dr. VValK 1 N'dow, Türkıye'deyken yaptığı konuşmada şunları söylüyor- "Durumu abarttığımı sanmıyonım. Sorun yalnızca başımızı sokacak bir yer buimak de- ğildir. Sorun, insana yakışır biçimde v aşanıak- tır \e bugün insanlann çoğu bundan yoksun- dur. Sorun,doyurucu ve üretken bir yaşam sür- dürmektir ve bugün insanlann çoğu bundan yoksundur. (...) Kırsal kesimdeki yoksuUar ha- İa yiyecekkrinin bir bölümünü üretebilirken, kentsel alanlarda bövle bir seçenek voktur. Gayri resmi (yasadışı) sektörde yalnızca >aşa- mını sürdürebümek de gelecek için bir umut vermemektedir_." Çok yönlü çöküntû Yoksullaşmaya dayalı birgöç ve göçe daya- lı bir kentleşme, konut sorununu -N'dovv'un dedıği gıbı- salt "başını sokacak bir yer" an- layışına bağlayan polîtıkalarla da bütünleşın- ce. "çok yönlü bir çöküntü ve yok oluş süreci" neredeyse tüm ulusa ve ülkeye egemen oluyor Örneğin, yakın yıllara kadar dünyanın en zengın geleneksel mımarlık örneklennı sergı- leyen ve her yönüyle köklü bir uygarlığın kül- tür kimhğinı taşıyan Mardin. Nİidy^t. Di\ar- bakır, Van, Erzurum, Kars gıbı kentîenmızden Istanbul'a. Izmır'e, Ankara'ya ya da Adana- Mersın bölgesıne göç edenler. "terk ettikleri kültiirün belki de binlerce yıl gerisindeki" bir ılkel yaşam tarzının sadece "parasal olanak- lanna" bağlanarak önce tutsağı, sonra da "siir- dürücüsü"oluyorlar. Tekbaşına Istanbul'a gelenler için yılda 500 bın kişi olduğu artık "resmen" söylenen bu in- sanlar ıçın, yine İstanbul'un kendı özgün ta- nhsel kımlığiyie de hiç ılgisi olmaşan betonar- me. çıplak tuğla duvarlı "talan vapılaşması" dışında bir başka bannma ya da konut seçene- • Yoksullaşmaya dayalı bir göç ve göçe dayalı bir kentleşme, salt "başını sokacak bir yer" anlayışına bağlanan konut politikalanyla da bütünleşince, çok yönlü bir çöküntü ve yok oluş sürecini neredeyse tüm ülkeye ve ulusa egemen kıldı... ği söz konusu değil. Sözde "konut gereksin- mesini karşılamak"(!) amacıyla inşa edilen ve her bir daıresının en ucuzu "40 milvonluk" ay- lık taksitlerle pazarlanan "çağdaş(!) apartman silolan" ise yine ulusal konut ve kent kültüru- müzü yok sayan bir "ayncalıklı bannma kim- ligJni" bu kez yasal ve ruhsatlı kentleşmeye egemen kıhyorlar. Bö\ lece bir yandan gecekondular ve kaçak yapılar kentın "yaşam kaynaklanm" hızla tü- ketırken. "kaçak olmayan" ve dahası "planlı büyümeye" örnek göstenlen yeni "prestijma- halleleri" de aslında yine kentın tarihten gelen "•ya^am küitürünü" yok edıyorlar Bütün bu gelişmeler. bir yandan Birleşmiş Mılletler'ın 1994 Dünya Koriut Günü için "ko- nut ve aile" temasını seçmesındenedenlı hak- lı olduğunu kanıtlarken. öbür yandan Türki- ye'nin \e Türkıyelı uzmanlann şunun şurasın- da ikı yıldan daha az bir süre kalan Habıtat-II dünya zırvesinde i^Iennın ne denlı "zor" ol- duğunu da göstenyor. Türkiye bu büyük foruma "ev sahipliği" ya- parken. artık ikı seçenekten bırine kesin ola- rak karar vermek durumunda: Ya, bütün bu olumsuz sürecin "gerçek ne- denini" oluşturan yağmaya dayalı "dengesiz ve plansız" kalkınma anlayışına son \enlecek; ya da tüm kımlığını. uygarhk değerlenne \e hat- ta şu sürekli tıkanan demokrasısini "göç kül- türiine" ve "rant ekonomisine" teslim edip, çağdaş ülke olma yanşında boş yere nefes tü- ketmevecek... Dünya çocuklarının burukgünü Bugün "Dünya Çocuk Günü". Geleceğın güvencesi, yannın büyükleri çocuklanmız için paneller, konferanslar düzenlenecek, çeşitli etkinliklerde bulunulacak. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Dünya Çocuklannın Durumu 1994 raporunda şu sözler kapak yapılmış: "Dünyadaki bütün çoculdann en temel ihtiyaçlannın karşılanması, bugün yeni bir kararlılıkla sahip çıkılması gereken görevdir. Bu görevin sahiplenilmesı çocuklann doğrudan doğruya sağlayacağı yararlann yanı sıra yoksulluk, nüfus artışı ve çevre bozulması sorunlannın çözümü açısından da zorunludur". Oysa dünyada her yıl 8 milyon çocuğun çeşitli hastalıklardan ölmesı, insanlann çocuklanna karşı görevlerini yenne getiremediğini gösteriyor. Çöplüklerden topladıklan eşyalan satarak geçinen bir ailenin çocuğu olan bu mınik yavru da onlardan biri. Annesinın peşinde çöpleri ayıklıvor. Ve yoksulluklann. kıtlıklann. savaşlann o minicik güçsüz bedenlere insafsızca yüklendiği bir dünyada milyonlarca çocuk, sessiz çığlıklarla "Bize sahip çıkın. hemen şim'di" diyor. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) UNICEF'in düzenlediği 'We Care' partisi Svvissotel'de gerçekleştirildi Çocuklariçin5 mîlyon dolarlıkyardım tstanbul Haber Servisi - İn- sanlar gibi dünya da çelişkilerle dolu... Örneğin "yaşamak" için "öldürmek" zonında kalmak gibi! Ancak yaşamak için yal- nızca nefes aimak ya da öldür- mek de yetmiyor. Yaşama sü- rekh'liğini sağlamak için yiye- cek ihtiyacını da karşılaması gerekiyor insanoğlunun... Oysa dünyanın bir ucunda açhk ve kıtlık, diğer ucunda ise bolluk ve savurganlık olabildiğince yaygınlasıyor. Işte bu noktada, "denge"yi sağlamak ise 46 yıl önce kurulan ve Birleşmiş Mil- letler bünyesinde çalışmalar gerçekleştiren UNICEF'e kah- yor. Hizmet felsefesini, "Biz dün- yadaki 128 ülkenin hükümetle- riyle ve hükümet dışı kunıluşla- nyla işbirliği halinde çaltşarak tüm dünya çocuklanna temel • Türkiye'de ilk kez Swissotel'in başlattığı UNICEF Dünya Açhk Programı'ru destekleme kampanyasına. dünya çapında katılan bin otelin toplam yardımının 5 milyon dolan bulacağı belirtildi. • Yeşil çimenlerin üzerinde gerçekleştirilen partide küçükler çeşitli armağanlann verildiği çekilişlere katıhp, hazine avı ve yüzme yanşı gibi aktivitelerde yer alırken büyükleriçin ise defile ve caz konseri düzenJendi. sağlık ve eğitim. temiz su kay- nakları. beslenme ve kanalizas- yon projeleri getirir. onlara daha iyi bir gelecek sağlanz" biçinîin- de özetleyen UNICEF'in "Dünya Açlık Programı"na katkıda bulunmak amacıyia dün Swissotel'deki Sultan Park'ta dûzenlenen "We Care" (Biz Farkındayız) adlı partisın- de de bir "çelişki" yaşandı: Yüzlerce çocuk, aileleriyle bir- likte dünyadaki yardıma muh- taç "aç" çocuklar için "yemek" yediler. güldüler. o\nadılar ve doyasıya eğlendiler! Türkiye'de ilk kez Svvissotel'- in başlatüğj "UNICEF Dünya Açlık Programı"nı destekleme kampanyasına, dünya çapında katılan bin otelin toplam yardı- mının 5 milyon dolan bulacağı belirtildi. Giriş ücretinin 150 bin lira olduğu "We Care" par- tisi açık büfe brunch ile başladı. Küçük çocuklar ise ağaçlar ara- sına yerleştirilen dev King- Kong maketi önünde poz ver- diler. İçınde ördek yüzen ha- vuzda oynadılar. Sınk Adam. Pembe Panter. Süperman. Vak Vak Amca ve palyaçolarla şa- kalaşan çocuklar. aynca yüzle- rini boyatarak çocuk olmalan- nın tadını çıkardılar. Yeşil çimenlerin üzerinde gerçekleşti- rilen partide küçükler çeşitli armağanlann verildiği çekilişle- re katıhp. hazine avı ve \ üzme yanşı gibi aktivitelerde yer alır- ken büyükler için ise defile ve caz konseri düzenlendi. Parti çerçevesinde kurulan standlar- da ise UNICEF'in gelir sağla- mak amacıyla satışa sunduğu tebrik kartlan. boyama kitap- lan, oyuncaklar. takvimler ve kupalar sergilendi. DEMİREL'LE KARŞILAŞMAMAK tÇİN DÜCÜNE GELMEDİ Ağa Ceylan'ın düğününde 'Semra Hanım' konuşuldu • Diyarbakırlı işadamı Ağa Ceyian'ın kızı Filiz ile yine Diyarbakırlı işadamı Süleyman Demir'in kardeşi Faruk'un düğününe da\etli olan Semra Özal. iki aileye de çok yakın olduğu halde gelmeyip AntalvaVa tatile gitti. Gelmeme nedenini vakınlanna "Demirel'le karşılaşrnam hoş ofmaz" diyerek açıkladı. MİYASE tLKNUR Günlük konuşmalanmızda derinlemesine düşünmeden hep söylenz; Türkiye çok garip bir ülke diye. Gerçekten de çe- lışkiler diyarında yaşıyoruz. Öneki gün öğlen saatlerinde Şışli Camıı'nde Şinasi Yal- çın'ın kardeşi Elmas Yalçın'ın cenazesine katıldık. Elmas Yal- çın. birkaç gün önce Beşık- taş'ta bir kafeteryada dûzenle- nen operasyonda güvenlik güç- lerince "ölü ele geçirilmişti." Divriğı'ye girtığimde evlerinde kalmıştım Yalçınailesinin. Yü- reğimiz dayanmayacağı için mezarlığa gitmeden ayrıldık. Gazetede Elmas Yalçın'ın ce- nazesının kaldınlışını haber- leştırdıkten sonra bir koşu eve gıdıp giyindık ve Çırağan Sa- rayı'nın kapısınadayandık. Sa- rayda ıki ünlü Diyarbakırlı ai- lenin çocuklan evlenıyordu. 400 seçkin davetli ANAP'a. daha doğrusu Özal'a yakınlığıyla tanınan Ağa Ceylan'ın kızı ile Bod- rum'dakı Halıkarnas Disco \e Oteli'nın sahibi Süleyman De- mir'ın kardeşının düğün töre- ninde 400 'seçkin' da\etliye önce koktey 1. ardından da balo salonunda bir yemek verildi. Davetlıleri girişte karşılayan görevli genç kızlar. hangi ma- sada oturacaklannı gösteren kartlan dağıtarak oturma sıra- sında kanşıklık olmaması ıçın gerekli önlemleri aldılar. Gö- rev yapan gazeteci arkadaşla- nm. bizı görünce haklı olarak şaşınyorlardı. Tabii düğüne Güneydoğulu ışadamlannın yanı sıra İstan- bul'un ünlü simalan ve politi- ka dünyasının ünlüleri de da- \etliydi Kimler yoktu kı?.. Başta Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel olmak üzere ana- muhalefet panısı ANAP'ın lı- deri Mesut Yılmaz, eskı Dışiş- leri Bakanı Hikmet Çetin. Is- tanbul Emniyet Müdürü Nec- detMenzir. Diyarbakırlı işada- mı Halis Toprak. Sakıp Saban- cu Necdet L lucan. Şehmuz Tat- bcı ve dığcr aile efradı. eski Halk Bankası Genel Müdürü Mümtaz PehlhanİL, ÜzeyirGa- rih, Nuri Sesigüzel, M\ Talip Özdemir, Yaşar Keçeli \e Cev- her Özden ilk gözümüze çar- panlardı. Nıkah kıyıldıktan sonra or- kestranın çaldığı nefis müzık eşliğinde yemek servisi de baş- ladı. Kekikli ve sarmısaklı ka- ndesler(kerevıt garnıli) masa- lara servıs yapıldığında sahne alan Zuhal Olcay da şarkılannı olağanüstü bir hızla seslendiri- yordu. Herhalde başka bırekst- lar . Bu düğünde de Semra Özal bol bol çekıştirildi. Biz sövleyenlenn yalancısıyız: gü- ya Semra Özal. Demirel geldi- ğı için düğüne gelmeyip Antal- ya'ya gitmiş. "Demirel'le kar- şılaşmak istemivorum. Hele şu son olavlar sırasındaki konuş- malanv la beni yeterince üzdü. Karşdaşmamız hoş olmaz" de- miş Balo salonuna gazeteciler alınmadı. Dışandaki birodada ağırlandılar. Her dışan çıktığı- Güneydoğulu işadamlarmın yanısıra politika dünyasmııı ünlii- lerinin de bulunduğu düğünde Demirel, nikah şahidiydi. rası vardı. 8 dakikaya beş şar- kıyı sığdırdığına göre. Karide- sın arkasından Tortellini pey- nırlı bıldırcınezmelerinı davet- liler tatmaya başladıklarında sahneyi Muazzez Ersoy aldı Muazzey Ersoy. Dıyarbakırha- valanna geçince Ceylan ailesi, aralanna Hikmet Çetin ve Sa- kıp Sabancı'yı da alarak hala- yageçti. Izgara biftekten sonra nane- lı ve çıkolata soslu parfe serv ı- si başladı. Ersoy da sahneyi bu sırada Akrep Nalan'a devretti. Cumhurbaşkanı Demirel saat 24.00'ü geçmesine rağmen hâ- lâ salondaydı. Düğün dedığın fiskossuz olur mu? Bazı dü- ğünlerde gelinın gelinliğı çe- kıştirilir, bazısında takılan takı- mızda "Havaya dolar, mark atıldı mı? Havaya ateş açıldı mı? Gelin ve damada çok takı takıldı mı" sorulan soruldu. Düğün sahipleri Diyarbakırjj ya. ille bunlar olacak. Hayır, bunlann hiçbiri olma- dı. Takılardaöyle salkımsaçak bir şekilde davetlilere gösteril- medi. Tatlıcılar'ın ve Cantürk aılesinin düğünleri hafızalar- dan hâlâ silinmemiş anlaşılan. O yüzden meslektaşlanmız bu tür görünrüler beklediler. Düğünden çıkarken yine El- mas Yalçın'ın ailesi düştü aklı- mıza. Şimdı ne yapıyorlardı acaba? Annesi Kiraz Yakjuı'ın acısını kım dindirecekti? Çok ganp bir ülke şu Türkiye doğ- rusu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle