Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cum huriyettmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayin Yönetmenı. Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordmatörü: Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlen Müdürlerr
fbrahim Yüdız(Sorumlu). Dinç Tayanç
# Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara
# Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat \ alçın Çakır
# Ekonomı. Bülent Kı/anlık • Rad>o-T\
-
(J>gar
Eremektar 0 Kultur Handan Şenköken # Spor
Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler Mehmet
Saraç 0 Makaleler. Sami Karaören 0 Çe\ın
Sevfcttin Turhan 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Ba^kan). Orhan Erinç, Okta>
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkaya. Şükran Soner, Ergun
Balcı. Dinç Tayanç. İbrahim Yıldız,
Orhan Bursalı, Mustafa Balbav.
Ankara Temsılcisı Mustafa Balbav 0 Haber Mudüni Doğan
Akın Ataturk BuKan No 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel
4 ] 95020 (7 hat). Teleks 42344. Faks 41950270 IzmırTemsılciM
SerdarKızık,H Zıya BK 1352 S 2 3 Tel 4411220Teleks 52359.
Faks 4419117 0 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, Inonıi Cd
I19S. No:l KatM.Tel 3522550. Teleks. 62155. Fak.-, 3522570
Müessese Müduru Erol Erkut 0
Koordınator Ahmet Korulsan 0
Muhascbe Bülent V ener 0 Idare Hüsfyin
Gürer 0 Işletme Önder Çelik 0 Bıîgı-
Işlem. Nail Inal 0 Bılgısayar Sıstem
Mürüvet Çiler 0 ReklarrT Reha Işıtmao
YıyimlıyaD \e Basan: Yen» Gün Habcr Ajansı. Basm \e Yayıncılık A Ş
T ü ı k o c a g ı a d 3 9 41 C a g a l o g i u 3 4 3 3 4 !st PK 2 4 6 Istanbul Tel (0 2 1 2 ) ^ 1 205 05 (20 hatl Teleks 22246 Faks (0 212ı 51 > 85 05 3EKIM 1994 Imsak: 4.31 Güneş: 5 55 ÖSle: 11.58 tkındı: 15.14 Akşam: 17.51 Yatsı.19.10
Fast-fooda kapşı
Tfirk mutfajjı
•Istanbul Haber Servisi-
Türkiye'de giderek çoğalan
fast-food'lara karşı direnen
Türk mutfağına yeni bir
halka daha eklendi. Conrad
Istanbul Oteli'nde açılan
"Manzara Restoran"da
Türk ve Osmanh
mutfağından özgün
yemeklersunulacak. Fasıl
heyeti, folklor ve oryantal
gösterilerinin de yer alacağı
Manzara Restoran'ın
girişinde ise şerbetçi kahveci
kızda bulunuyor. Geleneksel
Türk motineriyle dekore
edilen restoranın müzayede
salonunuvadasanat
galerisini andırması dikkat
çekiyor.
Hayvanlar için
zayıflama
merkezi
• NEVV YORK (AA) - Aşın
beslenen ve az hareket eden
ev hayvanlannı formda
tutabilmek için.
Avustralya'nın Melbourne
kentinde bir zayıflama
merkezi açıldı. Özellikle
kedı ve köpeklerin
zayıflatılması ıçm kurulduğu
bildinlen merkezin sahibi
Horace Weeks,
Avustralya'daki ev
hayvanlannın aşın
beslendiğinden yakınarak,
fazla kilolann. hayvanlann
ömürlerini kısalttığını ifade
etti. Sağlık merkezinde,
kedileri peşinden koşturan
'mekanik fare' ve bir tür
aerobik aletinin yanı sıra
hayvanlar ıçın vıdeo filmleri
gösteren bir bölüm
bulunuyor.
Saça hayat veren
adam
• KOCAELİ(AA)-
lzmıt'ın Karamürsel
ilçesinde kuaförlük yapan
Adem Candan. kesilmiş
saçlar ile tablolar,
aksesuvarlar v e saat yapıyor.
Bu uğraşısını 1986 yılından
bu yana siirdüren 23 yıllık
kuafor Adem Candan,
tstanbul'da kuaförlük yaptığı
sırada lenf kanserine
yakalandığını ve daha sonra
Karamürsel"e yerleştigini
belirtırken, yaptığı tablolar
ile hastalığını unuttuğunu
söylüyor. Eşı Rümeysa
Candan'ın desteğiyle bu işi
başardığını da vurgulayan
Adem Candan. "Insanın işı
ile sanatını bırleştirmesi çok
güzel. Öğrendığime göre de
dünyada saçtan tablo yapan
ilk kişi benım. Bu da eşimin
sayesinde oldu" dedi.
72 yaşındaki sörf
şampiyonu
• NE\VYORK(AA)-72
yaşındakı Sophıe Bliestein.
ABD'nın California
eyaletinde. 30 yaşından
büyükler arasında
dûzenlenen sörf
şampiyonasını 7 yıl üst üste
kazanarak rekor kırdı. Bel
ağnlanndan şikayetçi olan
sörfçü nine. kendısini en çok
kayak üzerinde mutlu
hissettiğini söyledi.
Katıldığı yanşmalarda aldığı
derecelerle dikkatleri
üzerinde toplayan 4 çocuk
ve 13 torun sahibi
büyükkanne, "Diğer
yanşmacılar beni görünce
önce alay etmeye
kalkıyorlar.
Fakat sörfte neler
yapabildiğime şahit olunca
müthiş olduğumu
anhyorlar" diye konuştu.
Evliya Çelebi
amlacak
• KÜTAHYA(AA)-
Dünyaca ünlü gezgin Evliya
Çelebi. doğum yeri olan
Kütahya'da törenle anılacak.
Kütahya Valiliği'nce 12-15
ekim tarihleri arasında
gerçekleştirilecek "Kütahya
Haftası" çerçevesinde,
"Evliya Çelebi Paneli," ile
"Çini Sergileri"
düzenlenecek.
Birleşmiş Milletler Dünya Konut Günü "Konut ve Aile" temasıyla kutlanıyor
Ev kültürümüz tarihe karışıyor
• Yaklaşık
25.000 yabancı
delegenin
kentleşme ve
bannma sorunlan
için Istanbul'da
buluşacağı 1996
Habitat-II
zirvesine çeyrek
kala, Birleşmiş
Milletler însan
Yerleşmeleri
Merkezi "Konut
/e Aile' £ n u c u z d a i r e s i 35 m^on nn taksitle satılan "modern apartman silolarT konut
sorununa çözüm getiremediği gibi. kentsel yaşam külrürünü de tarihten siliyon.
Mardin'deki uygarhk düzeyi, örneğin istanbul'un göçle kentleşen kaçak
semderinin yüzlerce yü geçse bile erişemeyeceği bir kültür zenginüği taşıyor.
OKTAY EKİNCİ
Heryıl ekim ayının ilk pazartesi günü, Bir-
leşmiş Milletler ve üyesi olan ülkelerde "Dün-
ya Konut Günü" olarak kutlanıyor. Bu yıl 3
ekime rastlayan bu önemli günde. bannma ve
kentleşmeyle ilgili çeşitli sorunlar yine
BM 'nin saptadığı "genel temalar* çerçevesin-
de tartışmaya açılıyor.
1994'ün Dünya Konut Günü ıçın Birieşmiş
Milletler Insan Yerleşimleri Merkezi tarafın-
dan belirlenen ana tema ıse "Konut ve Aile."
Bu konuda BM Ankara Bürosu'ndan ülke-
mizdeki konutla ılgılı kurumlara ve meslek
odalanna ancak 27.9.1994 günü yapılabilen
bildinmde, 3 Ekim 1994 Pazartesi günü dü-
zenlenecek etkinliklerde Dünya Konut Gü-
nü'nün konut ve aile açısından irdelenmesı ıs-
teniyor.
Oysa. böylesine önemli bir konu için. ilgili
kurumlara "beş, alü gün kala" değıl, en az üç
dört a> önceden haber \erilmesi, öncelikle
"küresel davTanabilmenin" belki de ilk koşu-
lunu oluşturuyor.
Türkiye suıava hazırlanıyor
Öte yandan Türkiye, özellikle yine 1994'ün
Dünya Konut Günü'nü kendisi için son dere-
ce önemli kılan uluslararası bir zırvenin "evsa-
hipliğini" de yapmaya hazırlanıyor.
Birleşmiş Milletler'e üye 180kadar ülkeden
en az 25.000 delegenin katılacağı "BM İnsan
Yerleşimleri Konferansı", 3-14 Haziran
1996'da Istanbul'da toplanacak.
Bırincisi 1976idaKanada'nın Vancouerken-
tinde yapıldığı için 1996'dakine kısaca "Ha-
bitat-II" adı verilen 20. yüzyılın bu "son bü-
yük zirvesi", salt uluslararası bir tanıtım ve
ağırlamaolanağı açısından değil. Türkiye'nin
ve Istanbul'un kentleşme sorunlannı "evren-
seltartışma platformlanna" taşıyabilmek açı-
sından da yine yüzyılın belki de "en zorlu sı-
navını"oluşturacak.
Ama. bu konuda yine çekingen davranılıp.
"iç ve dış siyasetin geleneksel dengelerT göze-
tilmeye çalışılırsa. sorunlann çözümsüz bıra-
kılması da sürdürülmüş olacak. Çünkü yıllar-
dır "dokunulmaz" kılınan o hassas dengeler.
özellikle konut ve kentleşme gibi "sosyal ko-
nularda" sürekli sorun yaratan "egemen ilis-
kilerin" zedelenmemesi hedefını ıçeriyor...
Kültürel erozyon
Birleşmiş Milletler'in bu yıla ılışkin sapta-
dığı "konut veaile"kavramı da, hıç kuşkusuz
" 19 ay sonra" tstanbul 'da toplanacak bınlerce
uzmana, tartışmalan için sunulacak sorunla-
nn önemli bir kesitıni kapsıyor.
Tanh boyunca konurun ve konut kültürünün
aynlmaz bir parçası olan. dahası yine konutun
\e konut kültürünün ">-araöcı gücünü" oluş-
ruran "aile"yapılanması. günümüzün kıtlesel
göçe dayalı çarpık \e "illegal kentleşme" sü-
reci içinde hemen tüm sosyal ve ahlakı yönle-
ri açısından bir "altüstolma" dönemi yaşıyor.
Gecekondulaşma ve bunu da aşan "kaçak
yapılaşma", salt kentleri \e "insan yerleşme-
lerini" çarpık bir büyümeye tutsak etmekle
kalmıyor. sağlıklı ve "özkültüriinebağlı" yer-
leşmelerde gözlenen uygar vaşam ilişkileri,
büyük kentlerdekı "yağma ortamında" yerini
sürekli "gerilimli" bir dünyaya ve yine sürek-
li "çatışan" bir toplum yapısına bırakıyor.
Böylece. biranlamda tüm sosyal ilışkilenn
ve bu arada "demokrasinin" de toplumdakı
kültürel temellennı. yanı "güvencesini" sağla-
yacak olan aile dayanışması. daha "bann-
ma"aşamasından ıtıbaren "yasadışıbiryaşam
tarzmın" kültürel erozyonu içensınde tanhsel
misyonunu hızla yıtiriyor. Denebılır kı Türk-
çemızde "ev" ve "e>lenmek" gıbı ıkı saygın
sözcükle de temsıl edilen bu evrensel ılışkı, ya-
ni "konut veaile"arasındaki köklü geleneksel
bağlar, göçe ve yağmaya dayanan yeni yaşam
koşulları içensınde, tıpkı kentler gibi hızla
"betonlaşıyor."
Nitekim, böylesı bir süreç salt bızde değıl.
dünyadaki diğer bizim gibi "kentleşmesinin
nedeniyoksullaşmasıolan" ülkelerde deyaşa-
nıyor olacak kı, Birleşmiş Milletler'in Habı-
tat Konferansı Genel Sekreten Dr. VValK
1
N'dow, Türkıye'deyken yaptığı konuşmada
şunları söylüyor-
"Durumu abarttığımı sanmıyonım. Sorun
yalnızca başımızı sokacak bir yer buimak de-
ğildir. Sorun, insana yakışır biçimde v aşanıak-
tır \e bugün insanlann çoğu bundan yoksun-
dur. Sorun,doyurucu ve üretken bir yaşam sür-
dürmektir ve bugün insanlann çoğu bundan
yoksundur. (...) Kırsal kesimdeki yoksuUar ha-
İa yiyecekkrinin bir bölümünü üretebilirken,
kentsel alanlarda bövle bir seçenek voktur.
Gayri resmi (yasadışı) sektörde yalnızca >aşa-
mını sürdürebümek de gelecek için bir umut
vermemektedir_."
Çok yönlü çöküntû
Yoksullaşmaya dayalı birgöç ve göçe daya-
lı bir kentleşme, konut sorununu -N'dovv'un
dedıği gıbı- salt "başını sokacak bir yer" an-
layışına bağlayan polîtıkalarla da bütünleşın-
ce. "çok yönlü bir çöküntü ve yok oluş süreci"
neredeyse tüm ulusa ve ülkeye egemen oluyor
Örneğin, yakın yıllara kadar dünyanın en
zengın geleneksel mımarlık örneklennı sergı-
leyen ve her yönüyle köklü bir uygarlığın kül-
tür kimhğinı taşıyan Mardin. Nİidy^t. Di\ar-
bakır, Van, Erzurum, Kars gıbı kentîenmızden
Istanbul'a. Izmır'e, Ankara'ya ya da Adana-
Mersın bölgesıne göç edenler. "terk ettikleri
kültiirün belki de binlerce yıl gerisindeki" bir
ılkel yaşam tarzının sadece "parasal olanak-
lanna" bağlanarak önce tutsağı, sonra da "siir-
dürücüsü"oluyorlar.
Tekbaşına Istanbul'a gelenler için yılda 500
bın kişi olduğu artık "resmen" söylenen bu in-
sanlar ıçın, yine İstanbul'un kendı özgün ta-
nhsel kımlığiyie de hiç ılgisi olmaşan betonar-
me. çıplak tuğla duvarlı "talan vapılaşması"
dışında bir başka bannma ya da konut seçene-
• Yoksullaşmaya
dayalı bir göç ve
göçe dayalı bir
kentleşme, salt
"başını sokacak
bir yer" anlayışına
bağlanan konut
politikalanyla da
bütünleşince, çok
yönlü bir çöküntü
ve yok oluş
sürecini neredeyse
tüm ülkeye ve
ulusa egemen
kıldı...
ği söz konusu değil. Sözde "konut gereksin-
mesini karşılamak"(!) amacıyla inşa edilen ve
her bir daıresının en ucuzu "40 milvonluk" ay-
lık taksitlerle pazarlanan "çağdaş(!) apartman
silolan" ise yine ulusal konut ve kent kültüru-
müzü yok sayan bir "ayncalıklı bannma kim-
ligJni" bu kez yasal ve ruhsatlı kentleşmeye
egemen kıhyorlar.
Bö\ lece bir yandan gecekondular ve kaçak
yapılar kentın "yaşam kaynaklanm" hızla tü-
ketırken. "kaçak olmayan" ve dahası "planlı
büyümeye" örnek göstenlen yeni "prestijma-
halleleri" de aslında yine kentın tarihten gelen
"•ya^am küitürünü" yok edıyorlar
Bütün bu gelişmeler. bir yandan Birleşmiş
Mılletler'ın 1994 Dünya Koriut Günü için "ko-
nut ve aile" temasını seçmesındenedenlı hak-
lı olduğunu kanıtlarken. öbür yandan Türki-
ye'nin \e Türkıyelı uzmanlann şunun şurasın-
da ikı yıldan daha az bir süre kalan Habıtat-II
dünya zırvesinde i^Iennın ne denlı "zor" ol-
duğunu da göstenyor.
Türkiye bu büyük foruma "ev sahipliği" ya-
parken. artık ikı seçenekten bırine kesin ola-
rak karar vermek durumunda:
Ya, bütün bu olumsuz sürecin "gerçek ne-
denini" oluşturan yağmaya dayalı "dengesiz ve
plansız" kalkınma anlayışına son \enlecek; ya
da tüm kımlığını. uygarhk değerlenne \e hat-
ta şu sürekli tıkanan demokrasısini "göç kül-
türiine" ve "rant ekonomisine" teslim edip,
çağdaş ülke olma yanşında boş yere nefes tü-
ketmevecek...
Dünya çocuklarının burukgünü
Bugün "Dünya Çocuk Günü". Geleceğın güvencesi, yannın
büyükleri çocuklanmız için paneller, konferanslar düzenlenecek,
çeşitli etkinliklerde bulunulacak. Birleşmiş Milletler Çocuklara
Yardım Fonu'nun (UNICEF) Dünya Çocuklannın Durumu 1994
raporunda şu sözler kapak yapılmış: "Dünyadaki bütün
çoculdann en temel ihtiyaçlannın karşılanması, bugün yeni bir
kararlılıkla sahip çıkılması gereken görevdir. Bu görevin
sahiplenilmesı çocuklann doğrudan doğruya sağlayacağı
yararlann yanı sıra yoksulluk, nüfus artışı ve çevre bozulması
sorunlannın çözümü açısından da zorunludur". Oysa dünyada
her yıl 8 milyon çocuğun çeşitli hastalıklardan ölmesı, insanlann
çocuklanna karşı görevlerini yenne getiremediğini gösteriyor.
Çöplüklerden topladıklan eşyalan satarak geçinen bir ailenin
çocuğu olan bu mınik yavru da onlardan biri. Annesinın peşinde
çöpleri ayıklıvor. Ve yoksulluklann. kıtlıklann. savaşlann o
minicik güçsüz bedenlere insafsızca yüklendiği bir dünyada
milyonlarca çocuk, sessiz çığlıklarla "Bize sahip çıkın. hemen
şim'di" diyor. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
UNICEF'in düzenlediği 'We Care' partisi Svvissotel'de gerçekleştirildi
Çocuklariçin5 mîlyon dolarlıkyardım
tstanbul Haber Servisi - İn-
sanlar gibi dünya da çelişkilerle
dolu... Örneğin "yaşamak" için
"öldürmek" zonında kalmak
gibi! Ancak yaşamak için yal-
nızca nefes aimak ya da öldür-
mek de yetmiyor. Yaşama sü-
rekh'liğini sağlamak için yiye-
cek ihtiyacını da karşılaması
gerekiyor insanoğlunun... Oysa
dünyanın bir ucunda açhk ve
kıtlık, diğer ucunda ise bolluk
ve savurganlık olabildiğince
yaygınlasıyor. Işte bu noktada,
"denge"yi sağlamak ise 46 yıl
önce kurulan ve Birleşmiş Mil-
letler bünyesinde çalışmalar
gerçekleştiren UNICEF'e kah-
yor.
Hizmet felsefesini, "Biz dün-
yadaki 128 ülkenin hükümetle-
riyle ve hükümet dışı kunıluşla-
nyla işbirliği halinde çaltşarak
tüm dünya çocuklanna temel
• Türkiye'de ilk kez Swissotel'in başlattığı UNICEF
Dünya Açhk Programı'ru destekleme kampanyasına.
dünya çapında katılan bin otelin toplam yardımının 5
milyon dolan bulacağı belirtildi.
• Yeşil çimenlerin üzerinde gerçekleştirilen partide
küçükler çeşitli armağanlann verildiği çekilişlere katıhp,
hazine avı ve yüzme yanşı gibi aktivitelerde yer alırken
büyükleriçin ise defile ve caz konseri
düzenJendi.
sağlık ve eğitim. temiz su kay-
nakları. beslenme ve kanalizas-
yon projeleri getirir. onlara daha
iyi bir gelecek sağlanz" biçinîin-
de özetleyen UNICEF'in
"Dünya Açlık Programı"na
katkıda bulunmak amacıyia
dün Swissotel'deki Sultan
Park'ta dûzenlenen "We Care"
(Biz Farkındayız) adlı partisın-
de de bir "çelişki" yaşandı:
Yüzlerce çocuk, aileleriyle bir-
likte dünyadaki yardıma muh-
taç "aç" çocuklar için "yemek"
yediler. güldüler. o\nadılar ve
doyasıya eğlendiler!
Türkiye'de ilk kez Svvissotel'-
in başlatüğj "UNICEF Dünya
Açlık Programı"nı destekleme
kampanyasına, dünya çapında
katılan bin otelin toplam yardı-
mının 5 milyon dolan bulacağı
belirtildi. Giriş ücretinin 150
bin lira olduğu "We Care" par-
tisi açık büfe brunch ile başladı.
Küçük çocuklar ise ağaçlar ara-
sına yerleştirilen dev King-
Kong maketi önünde poz ver-
diler. İçınde ördek yüzen ha-
vuzda oynadılar. Sınk Adam.
Pembe Panter. Süperman. Vak
Vak Amca ve palyaçolarla şa-
kalaşan çocuklar. aynca yüzle-
rini boyatarak çocuk olmalan-
nın tadını çıkardılar. Yeşil
çimenlerin üzerinde gerçekleşti-
rilen partide küçükler çeşitli
armağanlann verildiği çekilişle-
re katıhp. hazine avı ve \ üzme
yanşı gibi aktivitelerde yer alır-
ken büyükler için ise defile ve
caz konseri düzenlendi. Parti
çerçevesinde kurulan standlar-
da ise UNICEF'in gelir sağla-
mak amacıyla satışa sunduğu
tebrik kartlan. boyama kitap-
lan, oyuncaklar. takvimler ve
kupalar sergilendi.
DEMİREL'LE KARŞILAŞMAMAK tÇİN DÜCÜNE GELMEDİ
Ağa Ceylan'ın düğününde
'Semra Hanım' konuşuldu
• Diyarbakırlı işadamı Ağa Ceyian'ın kızı Filiz ile yine Diyarbakırlı
işadamı Süleyman Demir'in kardeşi Faruk'un düğününe da\etli olan Semra
Özal. iki aileye de çok yakın olduğu halde gelmeyip AntalvaVa tatile gitti.
Gelmeme nedenini vakınlanna "Demirel'le karşılaşrnam
hoş ofmaz" diyerek açıkladı.
MİYASE tLKNUR
Günlük konuşmalanmızda
derinlemesine düşünmeden
hep söylenz; Türkiye çok garip
bir ülke diye. Gerçekten de çe-
lışkiler diyarında yaşıyoruz.
Öneki gün öğlen saatlerinde
Şışli Camıı'nde Şinasi Yal-
çın'ın kardeşi Elmas Yalçın'ın
cenazesine katıldık. Elmas Yal-
çın. birkaç gün önce Beşık-
taş'ta bir kafeteryada dûzenle-
nen operasyonda güvenlik güç-
lerince "ölü ele geçirilmişti."
Divriğı'ye girtığimde evlerinde
kalmıştım Yalçınailesinin. Yü-
reğimiz dayanmayacağı için
mezarlığa gitmeden ayrıldık.
Gazetede Elmas Yalçın'ın ce-
nazesının kaldınlışını haber-
leştırdıkten sonra bir koşu eve
gıdıp giyindık ve Çırağan Sa-
rayı'nın kapısınadayandık. Sa-
rayda ıki ünlü Diyarbakırlı ai-
lenin çocuklan evlenıyordu.
400 seçkin davetli
ANAP'a. daha doğrusu
Özal'a yakınlığıyla tanınan
Ağa Ceylan'ın kızı ile Bod-
rum'dakı Halıkarnas Disco \e
Oteli'nın sahibi Süleyman De-
mir'ın kardeşının düğün töre-
ninde 400 'seçkin' da\etliye
önce koktey 1. ardından da balo
salonunda bir yemek verildi.
Davetlıleri girişte karşılayan
görevli genç kızlar. hangi ma-
sada oturacaklannı gösteren
kartlan dağıtarak oturma sıra-
sında kanşıklık olmaması ıçın
gerekli önlemleri aldılar. Gö-
rev yapan gazeteci arkadaşla-
nm. bizı görünce haklı olarak
şaşınyorlardı.
Tabii düğüne Güneydoğulu
ışadamlannın yanı sıra İstan-
bul'un ünlü simalan ve politi-
ka dünyasının ünlüleri de da-
\etliydi Kimler yoktu kı?..
Başta Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel olmak üzere ana-
muhalefet panısı ANAP'ın lı-
deri Mesut Yılmaz, eskı Dışiş-
leri Bakanı Hikmet Çetin. Is-
tanbul Emniyet Müdürü Nec-
detMenzir. Diyarbakırlı işada-
mı Halis Toprak. Sakıp Saban-
cu Necdet L lucan. Şehmuz Tat-
bcı ve dığcr aile efradı. eski
Halk Bankası Genel Müdürü
Mümtaz PehlhanİL, ÜzeyirGa-
rih, Nuri Sesigüzel, M\ Talip
Özdemir, Yaşar Keçeli \e Cev-
her Özden ilk gözümüze çar-
panlardı.
Nıkah kıyıldıktan sonra or-
kestranın çaldığı nefis müzık
eşliğinde yemek servisi de baş-
ladı. Kekikli ve sarmısaklı ka-
ndesler(kerevıt garnıli) masa-
lara servıs yapıldığında sahne
alan Zuhal Olcay da şarkılannı
olağanüstü bir hızla seslendiri-
yordu. Herhalde başka bırekst-
lar . Bu düğünde de Semra
Özal bol bol çekıştirildi. Biz
sövleyenlenn yalancısıyız: gü-
ya Semra Özal. Demirel geldi-
ğı için düğüne gelmeyip Antal-
ya'ya gitmiş. "Demirel'le kar-
şılaşmak istemivorum. Hele şu
son olavlar sırasındaki konuş-
malanv la beni yeterince üzdü.
Karşdaşmamız hoş olmaz" de-
miş
Balo salonuna gazeteciler
alınmadı. Dışandaki birodada
ağırlandılar. Her dışan çıktığı-
Güneydoğulu işadamlarmın yanısıra politika dünyasmııı ünlii-
lerinin de bulunduğu düğünde Demirel, nikah şahidiydi.
rası vardı. 8 dakikaya beş şar-
kıyı sığdırdığına göre. Karide-
sın arkasından Tortellini pey-
nırlı bıldırcınezmelerinı davet-
liler tatmaya başladıklarında
sahneyi Muazzez Ersoy aldı
Muazzey Ersoy. Dıyarbakırha-
valanna geçince Ceylan ailesi,
aralanna Hikmet Çetin ve Sa-
kıp Sabancı'yı da alarak hala-
yageçti.
Izgara biftekten sonra nane-
lı ve çıkolata soslu parfe serv ı-
si başladı. Ersoy da sahneyi bu
sırada Akrep Nalan'a devretti.
Cumhurbaşkanı Demirel saat
24.00'ü geçmesine rağmen hâ-
lâ salondaydı. Düğün dedığın
fiskossuz olur mu? Bazı dü-
ğünlerde gelinın gelinliğı çe-
kıştirilir, bazısında takılan takı-
mızda "Havaya dolar, mark
atıldı mı? Havaya ateş açıldı
mı? Gelin ve damada çok takı
takıldı mı" sorulan soruldu.
Düğün sahipleri Diyarbakırjj
ya. ille bunlar olacak.
Hayır, bunlann hiçbiri olma-
dı. Takılardaöyle salkımsaçak
bir şekilde davetlilere gösteril-
medi. Tatlıcılar'ın ve Cantürk
aılesinin düğünleri hafızalar-
dan hâlâ silinmemiş anlaşılan.
O yüzden meslektaşlanmız bu
tür görünrüler beklediler.
Düğünden çıkarken yine El-
mas Yalçın'ın ailesi düştü aklı-
mıza. Şimdı ne yapıyorlardı
acaba? Annesi Kiraz Yakjuı'ın
acısını kım dindirecekti? Çok
ganp bir ülke şu Türkiye doğ-
rusu.