Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 EKİM1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çorum'da koleradan ölenlerin çoğunun, 'aptes bozulmasın diye' camiden su kullandığı ortaya çıktı
Camikuyıılarıkolerayaydı
I
v
Klor aptes
bozap'
I propagandası
BÜLENTSARIOĞLL
MUSTAFA YOLYAPAR
ANKARA / ÇORUM -Sağhk Ba-
karu Doğan Baran, Çorum'da, Refah
Parti'li belediyenin sulan klorlama-
ması nedeniyle ölümlerin meydana
geldiğini doğrularken, soruşturma aç-
mayı düşünmediklerini söyledi. RP'li
belediyenin "Klor aptesi bozar" yö-
nünde propaganda yaptığı ve buna
inanan yurttaşlann şebeke suyu yeri-
ne, sulan klorlanmayan 60 caminin
kuyusundan yararlandığı öğrenildi.
Salgında ölenlerin tamamının, 55
yaşm üzerinde olduklan dikkat çeker-
ken, bu kişilerin sürekli olarak cami-
lerdeki suyu kullandıklan kesinleşti.
Çorum Müftüsü tbrahim Acar, savla-
nn yaygınlaşması üzerine "Klor aptesi
bozmaz" uyansında bulundu. Salgın
sırasında Avrupa Milli Görüş Teşki-
latı'nın Avustralya'daki toplantısında
bulunan Belediye Başkanı Prof. Dr.
Arif Ersoy, kuyulann denetlenmediği-
RP'li belediyenin "Klor aptesi bozar" yönündeki
propagandasına inanan yurttaşlann, camilerdeki
klorlanmayan su kaynaklannı kullandığı öğrenildi.
Çorum Müftüsü İbrahim Acar, "Klor aptesi bozmaz"
uyansında bulunurken Belediye Başkanı Ersoy,
kuyulann denetimsiz olduğunu doğruladı.
ni doğrulayarak, salgının çıkış nedeni- lann da klorlanmadığı belirlendi.
nin sadece bu kaynaklar olduğunu sa-
Sağlık Bakanı Doğan Baran, Çorum da sulann
klorlanmaması nedeniyle ölümlerin olduğunu
doğrularken. "Soruşturma açacak mısınız" sorusuna,
"Açmayı düşünmüyoruz" yanıtını verdi. Çorum'da
919 kuyudan içmesuyu sağlandığı, ancak klorlama ve
dezenfekte işlemlerinin yapılmadığı kaydedildi.
voındu.
Incelemeler, Çorum'da salgın nede-
niyle ölümlerin, şebeke suyunun yanı
sıra klorlanmayan yüzlerce kuyudan
da kaynaklandığını ortaya koydu. Ço-
rum'un saniyede 600 litre su gereksini-
mi olmasına karşın, şebeke suyundan
saniyede ortalama 130 litre su verile-
bildiği belirtildi.
Kuyular kapatüdı
Çorum'da bulunan 919 kuyunun
yurttaşlann içmesuyunu büyük oran-
da karşıladığı, ancak bu kuyulann
klorlama ve dezenfekte işlemlerinin
yapılmadığı kaydedildi. Derinliği 10
metreden az olan 575 kuyunun Devlet
Su İşleri'nce, 10 metreden fazla olan
339'unun da belediye tarafından de-
netlendiği belirtildi. Kent merkezinde
bulunan 60 caminin de kuyu suyun-
dan faydalandığı, ancak bu kaynak-
Salgının ardından, en büyük camı
olan ve nüfusun yüzde 10'luk bölümü-
nün içmesuyunu karşılayan Ulucami'-
deki kaynak ile bazı büyük kuyular
kapatılarak, valilik denetimindeki
tankerlerle camiye su getirilmeye baş-
landı. RP'li belediyenin kentin bazı
bölümlerinde "Klorlu su, aptesi bozar"
yönünde propaganda yaptığı ve sal-
gında ölen 55 yaşm üstündeki kişilerin
de, RP'nin "uyansını" dikkate alarak
sürekli olarak camilerdeki kuyu suyu-
nu kullandıklan saptandı.
Sağlık Bakanı Baran. dün sağhk ça-
lışanlannın özlük haklanna ilişkin dü-
zenlemeler konusunda bilgi vermek
için basın toplanüsı yaptı. Baran, ko-
nunun anımsatılması üzerine Çorum'-
da sulann klorsuz olması nedeniyle
ölümlerin olduğunu doğruladı. Ölen-
lerin sayısını 18 olarak açıklayan Ba-
ran. ölüm nedenini, "akut bağırsak en-
feksiyonu" olarak ıfade etti.
Baran, Türkıye genelinde 66 kişinin
benzer nedenle yaşamını yıtirdiğini be-
lirtti. "Ölümlerin meydana gelmesin-
den önce Sağlık İ\ Müdürlüğü'nün ra-
poru üzerine valilik belediyeyi uyarmış.
Sonımlular hakkında soruşturma aça-
cak mısınız?" sorusuna Sağlık Bakanı
Baran'ın "Soruşturma açmayı düşün-
müyonım" karşılığını vermesi dikkat
çekti.
'Soruşturma valinin yetkisinde'
Sağlık Bakanlığı Müsteşan Aytun
Çuray da, "Klor aptesi bozar konusu
bLri ilgilendirmivor. Bu, oradaki bir si-
yasi polemik. Eğer bizimle doğnıdan il-
gili birşey bulursak soruşturma açılır.
Ama, öncelikle bu, valinin yetkisidir"
dedi. Çorum Mütüsü İbrahim Acar,
"Klor aptesi bozar diye bir söylenti do-
laşıyor. Böyle bir iddia var. Ancak, klor
aptesi bozmaz, şimdiye kadar nasal
klorlu suyla aptes alınıyorsa, şimdi de
alınır" dedi. Belediye Başkanı Arif Er-
soy, kent merkezindeki kuyulann de-
netimsiz olduğunu ve salgının buralar-
dan yayıldığmı söyledi. Ersoy, ll
Sağlık Müdürlüğü raporlannın "dûz-
mece" olduğunu, ölçümlerin su akma-
yan saatlerde yapıldığını ileri sürer-
ken, valilik yazılanna neden yanıt ve-
rilmediği ve su antma tesislerinin başı-
nda bir şoför ile bir bekçi dışında ne-
den uzman bulunmadığı konulanna
açıklık getinnedi.
Salgının yaygın olarak görüldüğü
eylül ayında, resmi rakamlarca 18 kişi-
nin öldüğü belirtilmesine karşın, me-
zarlıklarda toplam 22 mezann kireçli
olduğu belirlendi. Resmi açıklamalara
göre, kolera nedeniyle ölenlerin isimle-
ri ve yaşlan şöyle:
Mehmet Giimüş (55), Şaziye Içke
(67). Ayşe Sağır (65). İsmail Cidil (67).
Osman Post (80). Mahir Gönül. İsmail
Arslan (80), Kazun Olukıv (68), Bekir
Bıçakcı (54). Ahmet Küçücük (60). Hü-
se>in Ceylan (70), Nuri Çıtark (65), Ali
Vakup. Hatiçe Öztürk. Ali Osman
Olukıv (83), Ünal Unculu (55)
Memwry sctulika için Meclis'e yürüdü
Tüm Haber-Sen üyesi binlerce PTT çalışanı, sorunlanna karşı ilgisiz davranmakla
suçladıklan basın kuruluşlanna yönelik 'telefonlannı kitleme eylemi' gerçekleştirdiler.
Haber Merkezi - Kamu Çalı-
şanlan Sendikalan Platformu"-
na (KÇSP) bağlı sendika yöne-
ticileri. TBMM Anayasa Alt
Komisyonu'nun, memurlann
sendika kurmasımn anayasaya
aykın olduğu yönündeki kara-
nnı, alloşlı protestolarla parla-
mentoya yürüyerek kınarken
Tüm Haber-Sen üyesi binlerce
PTT çalışanı, sorunlanna karşı
ilgisiz davranmakla ve grevli,
toplusözleşmeli sendikal hak
taleplerini yeterince dile getir-
memekle suçladıklan basın ku-
ruluşlanna yönelik tekfonları-
nı kitleme eylemi' gerçekleştir-
diler.
Başta İstanbul olmak üzere
bütün illerdeki 25 bin PTT çalı-
şanı, dün erken saatlerden iti-
baren gazete ve TV kuruluşlan-
nı telefonla aradılar.
Tüm Haber-Sen Genel Baş-
kanı İsmail Çınar. basın toplan-
tısında. uluslararası sözleşme-
lerden doğan sendika kurma,
grev ve toplusözleşme yapma
haklannın kullandınlmadığını
vurguladı. Çınar, eylemın ge-
rekçesini şöyle açıkladı:
"Siyasilerin bunları yapması
doğal, ancak doğal olmayan,
halkı doğnı bilgUendirmekle gö-
revli basın ve medya kunıluşlan-
ıun 1 milyon 700 bin kamu
emekçia ve aileteriyle birlikte
3-4 milyonu bulan bu kesimin so-
runlanna yeterince yer verme-
mesi."
, Siyasi iktidan uyardıklannı
Kamu Çaltşanları Sendikalan Platformu'na bağlı sendika yöneticOeri, Meclis'e yürüdü.
söyleyen Çınar, ekonomik ve
sosyal haklannın tanınmasını
istedi.
Sadece İstanbul'da 1000 tele-
fon konuşmasının yapıldığı be-
lirtilen eylem sırasında PTT
çalışanlan şu ortak mesajı ılettı-
ler: "Tüm Haber-Sen üyesiyim.
Basın olarak verdiğiniz hi/metin
biz PTT calışanlarının emeği sa-
yesinde olduğunu biliyor musu-
nuz?
Patlamay a hazır bomba gi-
biyiz. Grev ve toplusözleşme
hakknnızı kullanmak istiyonız.
Bunun için PTT çalışanı olarak
gerekeni yapacağız. Korkunun
ecele faydası yok."
Yaklaşık 85 bin PTT'cinin
sözleşmeli statüsünde ve tama-
men güvencesiz çalıştığı haber-
leşme işkolunda, yaklaşık 5 bin
çalışan da 657 sayılı devlet per-
soneli yasası kapsamında çalış-
tmlıyor. Özellikle sözleşmeli
personelle hemen hemen aynı
ışleri yapan yaklaşık 15 bin çalı-
şan ise işçi statüsünde ve sendi-
kah.
Sözleşmeli bir personelin,
son zamlarla birlikte aldığı or-
talama ücret 4.5 milyon lira
iken, grev ve toplusözleşme
hakkına sahip ve aynı işi yapan
bir işçi geçtiğimiz günlerde im-
zaladığı yeni toplusözleşme ile
ortalama 13 milyon lira ücret
alıvor.
TBMM Anayasa Ko-
ınısyonu'nda, kamu görevlileri
sendikalan yasa tasansı dün
görüşülürken, 60 sendika yöne-
ticisi, alkışb protestolarla,
Atatürk ve Inönü bulvarlann-
dan TBMM'nin Dikmen Ka-
pısı'na geldiler.
Matkap'tan eleştiri
KÇSP adına burada bir ko-
nuşma yapan Vicdan Baykara,
"Dişimizle. tırnağunızla ördü-
ğümüz ve bugünlere kadar getir-
diğimiz mücadeleyi yok saya-
rak, sendikalarımızı tanımayan
TBMM Anayasa Alt Komisyo-
nu kararını kabul edneyeceğiz"
dedi. Baykara. alt komisyon
karannın. hukuka ters olduğu-
nu kaydederek "Karar siyasi bir
tavırdır" görüşünü dile getirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Nihad Matkap. komis-
>onda, alt komisyonun karan-
nı eleştirdi. Matkap, anayasa-
da, memurlann sendika kur-
malannı engelleyici hüküm bu-
lunmadığını vurguladı.
Sendika yöneticileri ile parla-
mentoda görüşen SHP Grup
Başkanvekılı Ercan Karakaş
da, tasannın yasalaşma süre-
cinde. değişiklik önergeleri ve-
rerek, toplusözleşme hakkının
>asada yer almasını sağlamaya
çalışacaklannı belirtti. Kara-
kaş, "Sendikal hak, calışanların
hakkıdır" dedi.
Yasa taslağı
Öğretmene
sendika
hakkı tanındı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - öğretmenlerin sendika kur-
malan, sendikalara üye olmala-
n. yönetim ve denetim kurulla-
nnda görev yapabilmelerine
olanak taruyan "Milli Eğitim
personel yasa taslağı". bakanhk
örgütü ile ilgili kuruluşlann gö-
rüsüne sunuldu.
Öğretmenlerin 657 sayılı Dev-
let Memurlan Yasası kapsamın-
dan çıkanlmasının hedeflendiğı
taslakta, eğitim-öğretimle ilgili
personelin nitelikleri, yetiştiril-
raeleri. atama ve yer değiştirme-
leri, sınıflandınlirıalan. görev,
yetki ve sofumluluklan. ilerleme
ve yükselmeleri ile her türlü öz-
lük haklan yeniden düzenlendi.
Taslakta, eğitim-öğretirn.hiz-
metlerini aksatacak biçimde
grev karan alınmaii ve bu yönde
propaganda yapılması yasak-
landı.
öğretmenlerin iki yılda terfi
etmeleri hükme bağlanırken,
"düz öğretmen", "uzman öğret-
men" ve "başöğretmen" sınıfla-
malan getirildi. Taslak uyann-
ca, öğretmenlerin sıruf atlama-
sında, hizmet yılı ve kredi sayısı
esas alınacak.
Milli Eğitim Bakanlığı mer-
kez ve taşra örgütü kadrolanna
atamalarda "liyakat ve hiyerar-
şik yapı" ilkesi gözönünde bu-
lundurulacak. Milli Eğitim
Müdürlüğü'nde "şef" olarak
görevlendirilecek personelde
müdür yardımcılığı, müdür baş-
yardımabğı ve okul müdürlüğü
görevlerini yapmış olma koşulu
aranacak.
SHP lideri Karayalçın ile köy yakılmasını değerlendiren Genelkurmay Başkanı:
'Kurumın yanmda yaş da yanıyor'
; •TunceliMilletvekili
Sinan Yerlikaya,
olaylan aynntısıyla
Genelkurmay
Başkanı 'naanlattı.
Yerlikaya, yurttaşlann
anlatımlanna
dayanarak, köylerin
askerler tarafından
yakıldığını belirtti.
Karayalçın, "Kuşkulu
noktalar var, aydınlığa
kavuşmasını istiyoruz"
dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Tunceli'de köylerin
PKK tarafından yakıldığını bil-
diren Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı Kara-
dayı, baa köylerin askerler ta-
rafından yakıldığı iddialannın
araştınldığını, savlann doğru
çıkması durumunda suçlulann
yargıya sevk ediknesinden en-
dişe duyulmamasını istedi.
Tunceli Milletvekili Sinan Yer-
likaya'nın. askerlerin sorumlu-
luğuna ilişkin aynntılı açıkla-
malannı dinleyen Karadayı,
operasyonlar sırasında kimi
yurttaşlann zarar görebildiğine
dikkat çekerelc, "Bazen kunı-
Dim yanında yaş da yanabiliyor"
değerlendirmesini yaptı.
Karayalçın ile görûşme
Orgeneral Karadayı'nın, ön-
ceki akşam SHP Genel Başkanı
ve Başbakan Yardımcısı Murat
Karayalçm'a yaptığı nezaket zi-
Avrupa ve ABD insan haklan komisyonları inceleme yaptı
Tür/dye,insanhaklandenetiımnde
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Türkiye, Avrupa \"e ABD insan haklan
komisyonlannca yakın takibe ahndı.
Avrupa Konseyi insan Haklan
Komisyonu, öncekı gün Ankara
Emniyet Müdürlüğü'nde sorgu odalannı
inceledi. ABD'nin insan haklanndan
sorumlu Dışişleri Bakan Yardıması Joim
Shattuck, Güneydoğu Anadoiu
Bölgesi'ni de kapsayan
Türkiye gezisi için bugün
Ankara'ya gelecek.
Ankara Emniyet
Müdürlüğü'ne önceki gün
gelen 5 kişilik Avrupa İnsan
Haklan Komisyonu, Terörie
Mücadele Şubesi'ne giderek
gözaltına abnan kişilerin sorgulanmast
hakfanda bilgi aldılar. Komisyon üyeleri,
kapatılan DEP'in eski miUetvekillerinin
sorgulandığı odalan da gördüfer.
Pontiac otomobil sorgusu
Avrupa Konseyi heyetinin Ankara
Enmiyet Müdürlüğü'ndeki incelemeleri
sırasında inlgisz, beigesiz ve ömargıu bir
tutum içine girdikkri'. bu tavnn tepki
yarattığı bildirildi.'
CBmhuriyet'e bilgi veren yetkililer,
heyetin 12 Eyiül döneminde 5. ve 6. katta
bulunan toplu nezarethaneleri ve
hücreleri sorduğunu söyledikr. Emniyet
yetkilileri ise sorulan bölümkrin
>ıkıldığmı ve modern sorgu odalanmn
• Avrupa Konseyi İnsan Haklan Komisyonu,
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde sorgu odalannı
gezdi. Heyetin, incelemeleri sırasında 'bilgisiz,
beigesiz ve önyargılı bir tutum içine girdiğT, bu
tavnn tepki yarattığı bildirildi.
yapıldığını anlattüar.
Komisyonüyelerindenbirinin,2yüönce
Türkiye'ye yaptığı benzer amaçiı bir
ziyaret sırasında Emniyet Müdüriüğû
önünde gördüğü 'Pontiac' marka
otomobilin şimdi nerede olduğunu
sorması, heyetin ciddiyeti konusunda
kuşku uyandırdı. Tepki gösteren bir
emniyet yetkilisinin, heyet üyelerine
"Türkiye'ye turisdk geziye mi geküniz"
diye sorduğu öğrenildi.
Shattuck AnkaraMa
İnsan haklan konusunda Türkiye'ye
yönelik dış baskılar, Ankara'ya ziyaretler
düzeyinde yansımaya devam ediyor.
ABD'nin insan haklanndan sorumlu
Dışişleri Bakan Yardımcısı
Shattuck, Ankara'da 2 gün
kaldıktan sonra Güneydoğu
Anadolu'ya geçecek.
Shattuck, temaslan
stfaanda, Türkiye'ye verilen
düşük faizli kredinin yüzde
10'luk şarth bölümünûn
kaidınbp katdınlmayacağı konusunda
hazırlayacağı insan haklan raporu icinde
bilgi toplayacak. Shattuck'un ziyaretinin,
kapatılan DEP üyesi baa
miUetvekillerinin yargılanmalan ve
Güneydoğu Anadoiu'da bazı köylerin
yakıiması nedeniyle Türkiye'ye yönelik
baskılann arttığı birdöneme rastladığına
dikkat çekiliyor.
yaretinde Tunceli'deki köylerin
yakıiması olaylan da değerlen-
dirildi. Karayalçın'ın isteğı üze-
rine görüşmeye katılan Sinan
Yerlikaya, yurttaşiann anla-
ümlanna dayanarak. köylerin
askerler tarafından yakıldığını
belirtti. PKK'nin yararlanma-
sını önlemek için askerlerin
köyleri boşaltma politikası izle-
diğini beürten Yerlikaya. "Üzü-
ierek belirtmek isterim ki, boşal-
tümavan köyler yakılmaktadır.
böylece insanlar göçe zorlan-
maktadır. tçişleri Bakanımızm,
PKK'nin yaktığı ya da yurttaş-
lann kendi evlerini yaktığı de-
ğerlendirmesi, gerçeği yansıtmı-
yor. Bu mümkün de değildir"
dedi. Tunceli insanının, PKK'-
nin kucağına itilmemesini iste-
yen Yerlikaya, "Operasyon
yapıunasın demiyorum, çünkü
hepimiz PKK belasına düşmü-
şüz. Operasyon yapılsın, ama
devletine bağlı insanlarımız
mağdur edilmesin. Askerimizi ve
devietimizi küçük düşürücü bir
davTanış içinde değiüz, aksine.
bunu yapanlardan şikayetçiyiz"
diye konuştu.
Kuşkulu noktalar
SHP lideri Karayalçın da.
köy yakma olaylannda 'kuşku-
lu noktalar' bulunduğunu belir-
terek. amaçlannın bunlan ay-
dınlatmak olduğunu söyledi.
Değerlendirmeleri dinleyen Or-
general Karadayı, iddialan kıs-
men incelettirdiğini bildirdi ve
kendisine ulaşan bilgilere göre
köyleri PKK'nin yaktığmı söy-
led'i.
'Endişeniz oünasın'
Olayın basına yansıtılış biçi-
mi ve askerlere yönelik eleştiri-
ler hakkında bir değerlendirme
yapmayan Karadayı. "Detaylı
inceleme yaptıracağım, suç ve
suçlu varsa mahkemeye sevkedi-
leceğinden endişeniz oünasın"
dedi. Devlete sahip çıkmanın
herkesin görevi olduğuna dik-
kat çeken Karadayı. operas-
yonlann sürdürüldüğünü, bu
sırada kimi yurttaşlann zarar
görebildiğini söyledi. Kara-
dayı'nın, "Maalesef, operas-
yonların tabiatından dolayı ba-
zen kunınun yanında yaş da ya-
nabiliyor" değerlendirmesini
yaptığı öğrenildi.
Görüşmede, Karayalçın ile
Yerlikaya'nın. Genelkurmay
Başkanı'na Tunceli'ye giderek
yurttaşlarla görüşmesini öner-
dikleri. Karadayı'nın ise, bunu
daha sonra değerlendireceği be-
lirtildi.
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
Türkiye'deki Değişim
Değerli okurlarım umarım anımsayacaklardır. Salı
günkü yazımda değişimin kuramı üzerinde durmuş ve
üretim güçlerindeki (doğal koşullar, bilimsel veteknolo
jik yapı ve insan) bir değişimin, altyapıyı (mülkiyet, pay-
laşım ve sınıf yapısı) da değiştireceğini ve altyapıdaki
bir değişimin de tüm üstyapı kurumlarını değiştireceğini
vurgulamıştım.
Türkiye hızla değişmektedir. Bunu görmemek için kör
olmak, bu değişime karşı çıkmak için de düpedüz akılsız
olmak gerekir. Kör değilim. Değişimi görüyor ve yorum-
lamaya çalışıyorum. Kimi akılsızlıklarım olmuşsa da,
değişime karşı çıkmanın mümkün olmayacağını bilecek
kadar akıllıyım ya da akıllı olduğumu sanıyorum. Ama
gene de bu değişimi doğru "yorumlamak" ve toplumu-
muzu nereye "götürebileceğini" sağlıklı bir biçimde be-
lirlemek gerektiğini düşünüyorum.
önce şunu saptamak gerek: Toplumumuzun altyapı-
sında ortaya çıkan değişim, üretim güçlerindeki hangi
değişimlerin sonucudur?
Ikinci olarak saptanması gereken nokta şudur: Üretim
güçlerindeki değişim "kendiliğinden miolmuştur"yada
"birileri tatafmdan" mı gerçekleştirilmiştir?
Ve nihayet şunu sormak gerekir: Bu değişim iyi mi ol-
muştur, kötü mü olmuştur? Çok zor olsa, hatta imkansız
gibi görünse bile; bu değişime karşı çıkmak mı gerekir,
yoksa "olan olmuş"diye sahip çıkmak mı? Çok zor soru-
lar bunlar. Belki kağıt üzerinde yanıtlaması kolay ama,
yaşama geçirilmesi çok zor sorular..
Once ilk soruyu yanıtlayalım. Üretim güçlerindeki bü-
yük değişim "teknoloji" ve "insan"ûa olmuştur. Tekno-
lojideki değişime karşı çıkacak halimiz yok. Her teknolo-
jik ve bilimsel ilerlemenin, "insanlığın hayrına olduğu-
nu" düşünürüm. Ama "insanımızdaki" değişimin, pek
"hayırlı" bir değişim olmadığını düşünüyorum.
Türkiye'de insan değişmiş, ya da değiştirilmiştir. Ina-
nılmaz gücü olan kitle iletişim araçlarıylaTürk insanının,
bir tür beyni yıkanmıştır. (Burada teknolojinin pek de ha-
yırlı olmayan bir işlevini görüyoruz.) Toplumumuzun ah-
laki değerleri sarsılmış, gelenek - görenek, dürüstlük,
doğruluk, tutumluluk, yurtseverlik vb. gibisinden her tür-
lü inancı, içi boşaltılmış sloganlar haline sokulmuştur.
Bizim "değişimciler" insanımızın bu durumunu "veri"
kabul etmek istemekte ve buna karşı çıkanları "çağdışı"
olmakla suçlamaktadırlar. Oysa ki toplumun geniş ke-
simlerindebile, bu "g/d/şafa "direnmevardır. Erbakan -
ın, Ecevit'in, Türkeş in hızla yükselen trendlerini başka
türlü açıklamak mümkün müdür?
Toplumumuzda yeni bir altyapı oluşmaktadır. "Payla-
şım" gitgide bozulmaktadır, "mülkiyet" gitgide daha
sınırlı ellerde toplanmaktadır. Ve yeni bir sınıf türemek-
tedir' Rantiye Bunlar hiç "çalışmadan", "alınteri akıt-
madan" toplumun en üst gelır düzeyine gelip kurulmuş-
lardır.
Birsüreöncebirtelevizyonprogramında, bizdeki "süz-
me değişimcilerden" en uzun boylu olanlanndan ve en
hızlı "dönenlerinden" birisi, rantiye olmanın övgüsünü
yapıyor ve "teknolojinin insanoğlunu getirdiği bu üstün
noktanın(!)" farkına varmayan bizım gibi yazarları,
çağdışı olmakla suçluyordu. Ne diyelim?..
Bir yandan da bu yeni mülkiyet ilişkileri içinde "devleti
küçültmekten" söz etmektedirler. Sözde "devlet küçü-
lünce, birey inisiyatifi artacakmış..." Sözde, "merkezi
yönetim ağırlığmı yitirince, yerel yönetimler güçlenir-
miş ve bu da doğrudan demokrasiye bir adımmış..."
ıBünyanın neresinde devlet küçülünce "birey inisiyati-
fi artmış" acaba? Meydan "mafya'ya, ya da mafya ben-
zerlerine kalır devlet küçülünce. Eh, bu da bir anlamda
"birey inisiyatifi" sayılır ama, herhalde bizim süzme de-
ğişimciler bunu kastetmiyorlar..
Türkiye gibi "mozaik benzeri" ülkelerde, yerel yöne-
timlerin özerkliğinin artması, ayrılıkçı yangınlara benzin
dökülmesi demektir. Üniteryapıyı bozmak, parçalanma-
nın imzalanması demektir. Zaman, zaman "Acaba bi-
zim değişimciler hiç gazete okumuyorlar mı?" diye dü-
şünüyorum. Yugoslavya'yabaksalaryeter... Bizim deği-
şimcilerin bir kısmı da (eski) solcu. (Halen solcu olduğu-
nu sanan 8a var.) Ama bunların bayraktarhğını yaptı-
kları "Yeni Dünya Düzeni" içinde Türkiye'ye biçilen
"rol", ABD'nin planladığı ve yaşama geçirdiği bir şey.
Acaba bizler durumun değerlendirmesini yapmaya çalı-
şırken, ABD de mi "solcu " oldu?..
Ayrıca ilginç bir husus var. Bizim değişimciler, özel-
leştirmeden yana. IMF (ve tabii ABD), dayatıyor bunu.
Ama aynı ABD, Türkiye'de Karabük'ün özelleştirilmesi-
ni isterken, devletin Ereğli'den elini çekmesini isterken
ve bu konuda her türlü zorlamayı yaparken; kendi de-
mir-çelik endüstrisine yüz milyarlar akıtmaktadır. Bu ne
iştir? Bu ne perhiz, ne lahanaturşusudur?..
Değişim kaçınılmazdır. Ama dıştan empoze edilen bir
yozlaşmayı "değişim" diye sineye çekemeyiz. Zaten
son on yılda değişim adına yapılan pisliklerin üzerindeki
perde, bir mafya tetikçisinin üç kurşunuyla aralandı.
Belki gene örterler üstünü. Ama nereye kadar ve ne za-
mana kadar? Mızrak çuvala sığar mı?..
Ege Üniversitesi'nde de
iki günlük boykot
İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) •• İzmir'de öğretim elemanlannın
dersleri boykot eylemi genişleyerek sürüyor. Dokuz Eylül
Üniversitesi'ne bağlı GSF ve Eğitim Fakültesi'nin ardından
dün de Ege Üniversitesi'ne bağL Fen Fakültesi öğretim
elemanlan iki gün dersleri boykot karan aldılar. Bu arada
GSF'de öğrenciler eyleme destek amacıyla imza kampanyası
başlattılar. İzmir'deki öğretim elemanlan aynca, 22 ekim
cumartesi günü üniversitelerin sorunlannı içeren mektuplann
Bakanlar Kumlu'na gönderilmesi eylemi yapacaklar. Mektup
eyleminden bir hafta sonrası için de miting yapılması
planlanıyor.
Feyyaz Tokar, beyin
kanaması geçirdi
İstanbul Haber Servisi - İşadamı ve
gazeteci Feyyaz Tokar. beyin kana-
ması geçirdi. Amerikan Hastanesi
yoğun bakım servisinde tedavisi sü-
ren Tokar'ın durumunun dddiyetini
koruduğu belirtildi.
İşadamı İnan Kıraç'ın davetinde bu-
lunduğu sırada rahatsızlanarak has-
taneye kaldınlan Tokar'm durumuyla ilgili olarak, doktorlan
bugün bir açıklama yapacak. İş yaşamına atılmadan önce
uzun yıllar gazetemizde de çalışan Tokar'ı, iş adamı Rahmi
Koç, ANAP lideri Mesut Yılmaz ve eşi de ziyaret etti.
İşçi simsapları yakalandı
• ANKARA (AA) - Rusya'da çalışmak üzere işçi göndermek
amacıyla şirket kuran ve 334 kişiyi dolandıran iki kişi
yakalandı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Şube'de den alınan
bilgilere göre bir istihbaratı değerlendiren ekipler. Kızılay
Necatibey Caddesi'nde bulunan "Atalar İnşaat' adlı şirketin
işçi simsarlığı yaptığını belirledı. Yapılan soruşturma sonucu,
işyerinin sahibi Selçuk Şükriioğlu ve Şahamettin Dursun
gözaltına ahndı.