28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EKİM 1994 PERŞEMBE DIZIYA23 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Mısırlı Amin Bassiouni iletişim araçlannm gelişimini Cumhurİyet için yazdı Uzayı da kirletmeyelim^ ^ ^ ^ 'nciyüzyılınsonçeyreğinde, in- ğ m 1 sanoğlu gerek bilim gerekse / m M teknoloji alanında dev adımlar- / • m la ilerlemıştır. Bu gelişmeler, ^••Z \**r hiç kuşkusuz, 21. yüzyıl yaşa- mının dayanacağı temellerin özünü oluşturacak. Özellikle iletişim araçlan akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. Bu başan gelişmiş uzay teknolojisi ve bu teknolojinin gücüne yapılan yatınmlarla ger- çekleşmiştir. Bu yazımızla iletişimin kapsamlı bir inceleme- sini yapacak ve bilgi alışverişi yöntemlerindekı gelişmelere değineceğız. Aynca olumlu ve olum- suz etkileri belli sınıflarda toplayabilmek için so- nuçlan gözden geçireceğiz. Sonunda kitle iletişim ve bılgi uzmanlan olarak konuya stratejik bir ba- kış açısından yaklaşacagız. Kitle iletişimi alanındaki gelişme, temelde, bil- gi iletisinin hızlı bir biçimde gezegenimize yayıl- ması çabası olarak göze çarpar. Bu uğraş, bılindiği gibi, daha önce işitsel bilgi (radyo) alanında gerçekleştirilerek dünya çapın- da yayılmış olup hıç de yeni değildir. Burada yeni olan tek şey, dünya uluslannın bir- bırlerini duyabılme ve görebilmelerine olanakta- nıyan görsel (TV) teknolojidir Bu yeniliklerin olumlu gelışmeler oldugunu söy lemeye gerek yok. Zira uluslar bırbirlerini du- yup görebildikleri sürece karşılıklı hoşgörülü ve anlayışlı davranabılir. Bu. dünyaya küçük bir elektronik köy gözüyle bakmak değildir. Konuya daha derin yaklaşttğı- mızda, yerküremizi herkesin birbirini dinlediğı ve gördüğü bir bütün olarak düşünebiliriz. T ± uı [ üm dünya insanlan, birbirlerinı izledikleri sürece, uygun biçem ve yöntemlerle gerçekfeştirilecek iletişim rekabeti sayesinde, sürekli en iyi ve en güzele yönelecektir. Yine de, çıkar kaygalan nedeniyle uzay kirliliğinin yayılma ve belki de egemen olma çekincesi ortadan kalkmayacaktır. Bu çekince, dünya çapında ele alınıp bundan kurtulmak için ortak bir umar bulunmadıkça çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Uluslar ve ülkeler arasında karşılıklı anlayış egemen olacağından, sonuç olağanüstü olacaktır. En azından hepimizin farklı bilgi araçlarına açık yepyeni bir dünya aracıhğıyla ulaşmak istediği budur. Ancak, bu arada bizim araya girmemizi gerek- tiren bir başka önemli, daha doğrusu çekinceli ol- gu var. Bu olgu bilgi alışverişi ve kitle iletişimı- ne. öteki ekonomik ürünlerden çok daha pahalı ve önemli bir ticari ürün olarak yaklaşılmasıdır. Ki- mı uydu kanallannın elde ettiği mılyarlarca do- larlık gelirlere bir göz atıldığinda bunu açık seçik görmek mümkün. Buna ek olarak, bu gelişmeler için kaçırulmaz olan başka konular da var: , A) Uluslararası uydu rekabeti B) Uydu kanal vericilerinin kiralanması Ç) Artan uydu kanallanna malzeme oluştur- mak amacıyla korkunç sayıda video malzemesi üretimı. Bu, genelde uydu teknolojisindeki gelişmele- rin bir sonucu olarak ortaya çıkmakta. kitle ileti- şimi alanında. gerek uydular aracıhğıyla gerekse yeryüzünden dıjital teknolojinin sunduğu yeni olanaklar tanıtılmaya çalışılmaktadır. Herkanaldan sınırsız hizmet Bir de, birden çok bilgi ya da iletişim hizmeti sunmajte yarayan mono bandından yararlanmamı- zı sağlayan yeni 'basım yöntemi' var. Bu yöntem, her kanalın sınırsız sayıda hizmet sunmasına ola- nak tanıyarak çok daha fazia sayıda bilginin elde edılmesini sağlar. Sonuçta, uzman şirketlerin ya- nı sıra çok sayıda genel üretim şirketi de ortaya çıkacaktır. Farklı uydu ağlannın birleştirilmesiy- le gezegenimızde yaşayan tüm insanlara aynı an- da seslenebilmeyi amaçlayan bu çok yoğun pazar- daki güçlü rekabet, tüketici sayısını da arttıracak- tır. Bütün bunlardan ortaya çıkan en önemli sorun şudur: Mısıriı Bassiouni 'ye göre dünyamız şimdiden çevre kirliliği sorunuyla boğuşuyor. Uzayın bir başka çekince olan 'işitsel-görsel kirülik'le yüz yüze olduğu konusunda uyanda bulunmak gerekiyor. Bu konuda uluslararası örgütkre biiyük görev düşüyor... Portre Sînema sendikası üyesi 21 K.asım 1933'teMısır'daMenoulia'da doğan Amin îbrahim Yousaef Bassiouni, 1955yılındaKahire Oniversitesi'nin Edebiy?t Fakültesi Ingiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden ve Los Angeles Batı Pasifik Fakültesi iletişim bölümünden mezun oldu. Şu anda Mısır Radyo ve Televizyon Birliği Kurulu Başkanlığı ve aynca Mısır Haber Birliği'nin Genel ^ Müdürlüğü görevlerini yürütmektedir. öteki görevleri arasında ise Arap Birliği Medya Komitesi'nin başkanlığı, Yazarlar Birliği üyeliği, Yüksek Basm Konseyi üyeliği, Ulusal Demokrasi Partisi'nin Kültür Komitesi Başkanhğı, Aktörler ve Sinema Sendikasv üyeliği bulunmaktadır. Amin ibrahim Yousaef Bassiouni Bu rekabet, uzay çağında olağanüstü karlar el- de etmektedir... Bu nereye varacaktır? Bu soruyu yanıtlamaya çalışırken usumuza ge- len ilk şey uydu. kanal ve üretimlerin 'tekelleşti- rilmesinin' kaçınılmaz olduğudur. Bu daha da ileriye götürülerek, tıpkı besin ya da silah benzeri başka stratejik mallar gibi, bilgi birikimi de yıldan yıla artış gösterirken bu mal- zemenin stratejik depolanmasında da 'tekelleşme- ye' gidilebilir. Şiddet, suç vecinseflik Bu rekabet, tüketiciyi kışkırtıcı her türlü yön- temden yararlanarak, üreticilerin giderek daha bü- >r ük gelirler elde etmesine yol açacaktır. Tüketi- cinin 'iştahınıaçacak'yöntemler arasında. şiddet, suç ve cinsellık unsurlan yoğunlukta olacaktır. Işte bu yüzden doğacak sonuçlan şimdiden ele almakta yarar vardır. Buna bir bakıma, 'uzay kir- iiliği' tehlikesi de denebilir. Dünyamız şimdiden çevre kiriiliği sorunuyla boğuşuyor. Yıne de, uza- yın bir başka çekince olan 'işitsel-görsel kiriiKk'le yüz yüze olduğu konusunda uyanda bulunmalı- yız. Bu kirlilik. yanlış bılgi yayma. gerçekleri sap- tırma, şiddet ve cınsellik gibi ınsanın duyulannı ayağa kaldıran iletişim araçlanndan yararlanma türü nedenlerden kaynaklanmaktadır. Uzay çağında iyı bir iletişim rekabeti oluştura- cak ilgi alanlan doğal olarak yok değil. Böylesi alanlar, olumlu olduğu denli gereklidir de. Tüm dünya insanlan. bırbirlerini izledikleri sürece, uy- gun biçem ve yöntemlerle gerçekleştirilecek ile- tişim rekabeti sayesinde. sürekli en iyi ve en gü- zele yönelecektir. Yine de, çıkar kavgalan nede- niyle uzay kirliliğinin yayılma ve belki de egemen olma çekincesi ortadan kalkmayacaktır. Bu çe- kince, dünya çapında ele alınıp bundan kurtul- mak için ortak bir umar bulunmadıkça çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Ortaya yeni yeni çıkan bu sorunu ve van etki- lerini incelemek ve çocuklanmıza daha güzel bir dünya bırakmak amacıyla, UNESCO ve tüm ulus- lararası uzman örgütlere bir araya gelme çağnsı yapılmalıdır. Kitle iletişiminin böylesine açık ol- duğu dünyamızda izleyici uzay kanallanndan ge- len iletişim akışını geri çevirme özgürlüğünü yi- tirmiştir. Bizler de ne bu akışın önüne geçebıliriz ne de insanlann dünyaya açılmasını engelleyebi- liriz. İnsanlan kitle iletişiminden soyutlamaİc söz konusu bile olamaz. Bırkaç yıl içinde evlerdeki TV alıcılan uzay kanallanndan gelen olumlu ya da olumsuz, yarar- lı ya da sakıncalı her şeyı alabılecek. IHuslann etküeşıni Önümüzdeki yüzyılda, kitle iletişim \e uydu- lar aracıhğıyla farkh uluslar birbirlerinı ekranda ızleyerek etkileyecekler Böylesine bir eğilımeca- nı gönülden vanm. Zira. bu iletişim demokrasiyı güçlendirir ve uluslar arasında karşılıklı hoşgörü- nün gelışmesinı sağlar. Ama bunun yanında kitle iletişiminin olumsuz etkileri de kuşkusuz \ardır. Bu denlı açık olma. bir ulusun kültürel kımliği- nin bozulmasına yol açabilir. Kitle iletışiminde uluslann etkileşimi eşıt olmalıdır. Yoksa güçlüler güçsüzlen yurup yok eder. Dünya. bırakın 21. yüzyılı, daha 20. yüzyılın son dönemlennden bu sorunun ayırdındadır. GATT üyesi uluslar. kültürel ürünlerin dünya pazarlanna sürülmesi konulan tartışılırken deh- şetli anlaryaşadı. Bu karşıt görüşler kültürel kim- liği koruma çabasını ve kültüre verilen önemi yan- yıllarda dünvada, insan haklannın gözetilmesi konusunda bir bildirge oluşturuldu. Kanımca, günümüz koşullan yeni bir bildirgenin ivedilikle hazırlanmasını gerektiriyor. Bu bildirge bireyin ulusal ve kültürel kimliğini, gelenek ve göreneklerini koruma hakkına yönelik olmalıdır. Bu gibi haklar dünya çapında ele alınmalıdır. sıtmaktadır. 194O'lı yıllarda dünvada. ınsan haklannın gö- zetilmesi konusunda bir bildirge oluşturuldu. Ka- nımca, günümüz koşullan yeni bırbildırgenın ive- dilikle hazırlanmasını gerektiriyor Bu bildirge bı- reyin ulusal ve kültürel kimliğini, gelenek ve gö- reneklerini koruma hakkına yönelik olmalıdır. Bu gibi haklar dünya çapında ele alınmalıdır. Kitle iletişiminhı sorumlutağu UNESCO'nun 20. yüzyılın son onyılını. 'ulus- lararası kültürel gelişmeter' dönemi olarak nite- lendırmesı bir rastlantı değil. Kültürel gelişmeyı etkileyen öğeler arasında. her ulusun kendı kül- türel özellıklerinı gerçek kültür olarak sunması an- cak bağımsız ve güçlü temeller üzerine kurulmuş kültürler arasında gerçekleşebilır. Kültürel deği- şim, uluslararası kültürü zengınleştirdiğı sürece yararlıdır. Ancak kültürleri bir kalıpta toplamaya çalış- mak onlann bozulmasına yol açar. Her bir kültü- riin belirli özellikleri güçlendirilırse mevvesini verebilir ve insanlığa yararlı olabilir. Tüm bunlann ışığında, gelecek yüzyılda kültür kimliğinin korunmasında ulusal kitle iletişiminin payına düşen sorumluluk büvüktür Albenili olması için ulusal bılgi kaynakları, farklı izleyici kıtlelerinin beğenı ve beklentileri- ne seslenebilen. vatandaşlannın. dallan alabildi- ğine enginlere yayılan köklü bir ağaç gibi. dün- yaya açık ancak kültürel kımlığine, tarihine ve di- line sımsıkı bağlı kalmasını sağlayacak farklı ka- nallara sahıp olmalıdır 'Dünyaya açılmak'la *ye- rel kültür nitelikkrine bağlı kalmak' karşıt kav- ramlar değil Yazın için geçerli olan bu kural ile- tişim için de geçerli olmalıdır. Yazının. uluslararası bir nıtelık kazanması için yerel gerçeklen ve ınsanlığın genel çerçevesı içın- deki özel konumu >ansıtmalıdır. Kültür etkileşi- mi ile de vazın zenginlik ve dennlık kazanır. A\- nı şey kitle iletışiminde de geçerlidır. Dünyanın açıklığının ve elektronik bir köye dönüşrüğünün ne denlı bilıncınde olursak kendı kültürel kımli- ğimize de o denli bağlı kalınz. Yarın: ErnestL. Boyer Y A Y I N H A K K I E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARIYILMAZ ŞİPAL Göstergeyi kiın seçer? Soru 1957 doğumluyum. Ük defa 1975 yılında SSK sigortabsı ola- rak çahşmaya başladım. Yaklaşık 6-7 ay kadar prim ödedim. Şu anki konumum esnaflıktır. Sigortadan ayrıldıktan bir süre sonra, 1977 yılında Emekli Sandığı'na tabi devlet memuru oldum ve bu gö- revimden de 1980 yılında ayrıldım. Ayrılırken emekli ke- seneklerimi, ben istemeden kendileri toptan ödediler. 1982Me Bag-Kur'a 6. basamaktan girdim \e halen de Bağ-Kur'lu olarak 9. basamaktan prim ödemekteyinı. Öğrenmek istediklerim: 1)İlk sigorta tescilim Sosyal Sigortalar Kurumu'na ol- duğu için, işyerimi devrederek Bağ-Kur'dan ayrılıp Sos- yal Sigortalar Kurumu'nun isteğe bağlı sigortalısı olmak istiyorum. Sigortanm üst gösterge tablosunun 1. derece 10. kademesinden ve 6.650 göstergeden prim ödeyebilir miyim? Göstergeyi kim seçer; sigortalı mı, yoksa sigor- ta mı? 2) llgililerin bana, ben istemeden ödediği kesenekleri ge- ri verebilir miyim? 3) E>lül 1999'da 25 sigortalılık yılım doluyor. Bu tarihte 5.000 günden çok fazla prim de ödemiş bir sigortalı ola- rak emekli olmak istersem, son 5 yılın primini tavandan ödemiş bir sigortalı olarak, bana tavandan a> lık bağla- nır mı? (E.S.) YANIT: Sosyal Sigortalar Yasası'nın 85. maddesinde "İsteğe Bağlı Sıgorta"dan yararlanabilmenin koşullan belirtilmiştir. Bu koşullardan birincisi, yazılı başvuruda bulunmaktır. Diğer koşul- lar ıse başvuru tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu'na "tescil edil- miş" olmak ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı ola- rak çalışmamak ve bu kurumlardan kendi çalışmalanndan dolayı aylık bağlanmamış olmaktır. Yasanın 85 B a maddesi ile gösterge seçimi isteği bırakılmıştır. "a) tsteğe bağlı sigorta>a devam etmek isteyenler gösterge tablo- lanndaki derece \e kademelerden hangisi üzerinden prim ödeye- ceklerini tespit ederek kunıma bildiririer." 2) Emekli Sandığı'ndan aynlanlardan. Emekli Sandığı Yasa- sı'nın 87. maddesi uyannca, "Fiili hizmet süreleri ile tiili hizmet zamlan 5 yılı doldurmamış bulunanlara bir şey veriimez". 2829 sayılı çeşitli sosval güvenlik kurumlarında geçen çalışma sürelerinin birleştirilmesıne ılışkin yasanın 5. maddesıne göre: "a) Kesenek, prim \e\ a toptan ödemelerini aldıktan sonra diğer kurumlardan birinde sigortalı olanlar aldıkları paralan: 1. fstekleri üzerine aylık bağlanacak olanların istek tarihin- den en az altı ay önce, (...) Kendileri veya hak sahipleri tarafından; aldıkları günden ya- tıracakları güne kadar hesaplanacak %5 faizi ile birlikte, al- dıkları kuruma, Toptan ödedikleri takdirde bunlann da bu hizmetleri 4'ün- cü madde gereğince birleştirilir." 3) 1997 yılından sonra. Sosyal Sigortalar Kurumu'nca bağlana- cak "Malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklanmn hesabına esas almacak üst gösterge; sigortalının işten aynldığı \eya öldüğü tarihten önce- ki malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödenmiş son on tak- vim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tııtarlanna göre bu- lunacak ortalama yıllık kazanç esas almarak tespit edilir." 1999 yılında tavandan yaşlılık aylığıalabilmek için, 1 Ocak 1989 ile 1 Ocak 1999 arasında geçen 10 takvim yılının primini tavan- dan ödemek gerekir. Ismail Ertan ile Hacı TO. 5 Ekim Çarşamba günü Ankara'da, Gençlik Cadde- si'ndeki evinde, ölümünün 10. yıldönümünde Ismail Er- tan anıldı. 6 Ekim 1988'de, ismail Ertan'ın ölümünün 4. yılında bir yazı yazmıştım. Belkıs Ertan la kızı Deniz sak- lamışlar yazıyı. Bana fotokopisıni verdiler. "Ankara Not- /an"nın başlığı "Delik Pabuçlu Adam!" Yazı, güncelliğini koruduğu için vermek istiyorum. Şöyle: "Olay, 1960'ın ilkyansında geçti; Ismail Ertan Planla- ma'da Koordinasyon Dairesi Başkanı; bir toplantıya gir- miş. Odada sekreteri var. O sırada tombul, kısa boylu bir adam, koltuğunda dosyalar, Ismail Ertan 7 bekliyor; kori- dorda tur atarken söyleniyor: - Beyefendi yerine gelse de işimizi görsek... Bir iş izliyor belli. Az sonra Ismail Ertan toplantıdan çı- kıp odasına giriyor; kısa boylu tombul yapılı adam, içeri giriyor, isteğinı söylüyor, bacak bacak üzerine de atmış! Ismail Ertan onunla konuşurken, dikkat ediyor; adamın pabucu delik. Bu anı hiç unutmuyor. Aradan yıllar geçi- yor; kısa boylu tombul adam, başbakan olmuş. TV'de ko- nuşuyor. Bu Turgut Bey'cfen başkası değildir. Ismail Er- tan, TV'de Turgut Bey'i izlerken olayı anlatıyor, şöyle di- yor: - Bu adam, Planlama'da bana geldiği zaman pabucu delikti; biliyor musunuz? Bizım pabuç hala delik! Ismail Ertan dört yıl önce öldü. Dürüst bir memurdu. DPT'de Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, Devlet Demir- yollan Genel Müdürlüğü, Gelirler'de, TPAO'da, Tariş'te genel müdürlükler yaptı. Ismet Paşa dönemlerinde, Ecevit dönemlerinde göreve getirilir, sağ iktidarlargelın- ce görevden alınırdı. Onu ya Kızılay'da, ya da Meclis'in karşısında işine giderken görürdüm. Ayaküstü ne konu- şulabilirse konuşurduk. Dün onun ölümünün yıldönü- müydü. Kaya Erdem'/ de elinden tutup Ankaralara ge- tiren Ismail Ertan'mış. Parada pulda gözü olmamış. Dü- rüst yaşamış kamu görevlilenndendi Ismail Ertan... Son halkoylaması, Turgut Bey'ı tanımak için ilgınç bir ölçü oldu çok kişi için. Bildiklerımi bile soran bir yapım oldugunu daha önce yazmıştım; yöneticileri iyice ince- lemem, çözüme varmam gerekıyordu. En dogru çözüm en yakınında bulunanlarla konuşmaktı, Biri şöyle demiş- ti: - Bir şeyin ucu kendine dokunacağı anda, Turgut Bey çok sarsılır. Özgüveni kalmaz; zora geldiği an, sağlıklı dü- şünme yeteneği tehlikeye girer. Yeterince yürekli değildir. Tüm ilişkileri özeldir... - Yakınında kimler var? Kime sorar, danışır? - Önce ailesi, Hüsnü Doğan (Yetim Hüsnü), Ekrem Pakdemirli, Adnan Kahveci; daha ikinci planda Kaya Er- dem gehr! - Keçeciler'/e araları nasıldır? - Keçecıler'le araları iyi, ama ölçülüdür, mesafelidir. Ke- çeciler'in kristalize bir kışi oldugunu bilir, o nedenle on- dan uzaklaştı. Keçeciler'in içınden bir şeylerin koptuğı^ nu biliyor... - Keçeciler Nakşibendi değil mi? - Değildir; Keçeciler'in dinsel ınançları, MSP ölçüleri içinde değil, Turgut Bey vaktiyle MSP ölçülerinin önün- deydi; ama şimdi başka... Turgut Bey'ianlatan, onun sözlerini de değeriendiriyor: - Demırel sağ kaldığı sürece DYP bitmez, diyordu. ANAP'lılann girecekleri yer ıse DYP'ydi. Turgut Bey bu- nu bildiği için 'DYP'nin biteceğini' söylüyordu. Sağda iki parti her zaman olacaktı; şimdiye değin öy- le olmuştu, yine olacaktı. Sermaye, iktidarlann sola geç- memesi için, bir ikinci sağ partiyi kesinlikle bulundurur- du; yer değiştırebılmek için! ... 1960'lıyıllarda delikpabuçla dolaşan kişi, bugün pa- bucu delik işçilerin sorunlanyla ilgilenmiyorbile. Gerçek- te devlet kesesinden cezalandırmak istediği sadece iş- çiler değil, hoşlanmadığı basındır. SEKA grevi sürdükçe keyiflenmekte midir ne? Bu grev kışkırtıcılığıdır. Işçileri grevde tutarak, gazetelerin batmasını bekliyorgibi. Bırko- nuşmasında, 'İki buçuk parti kalacak!'demed/ mi? 'İki buçuk gazete kalacak' da demiş mıydi? Daha önce yaz- mıştım: Turgut Bey, 1970'lerin sonlannda işveren danış- manıyken, grevler yüzünden kaç fabhkanın batmasına neden oldu? Bu fabrikaları bir ucundan ele geçirdi mi? Şank Tara, kaç fabrikanın sahıbi oldu? Turgut Bey, bir ayakkabıcıyı dolaşırken, fiyatlan ucuz bulup, 'Zam yapın!' dememiş miydi? Delik pabuçla do- laştığı günler çoktaaan gerilerde mi kalmıştı?" 1988'in "Ankara Notlan" özetle böyleydi. O günlerden bugünlere köprülerin altından çok sular geçti. Hacı TÖ, 1989'da yerel seçimlerde büyük yenilgiye uğradı. Gitti, gi- diyordu. En şeytancası Çankaya'ya çıkıp oturmaktı. Onu da yaptı. Bir 17 Nisan günü, adını hiç ağzına almadığı, Köy Enstitüleri'nin kuruluş gününde, öldü! Kapısında beslenip, köşeleri dönenler, ağlaştılar... Şimdi ne yapacaklardı? En lyisi, yeni bir sağ iktidardı, DYP-ANAPortakhğı... O gün, Ismail Ertan'ı anma toplantısında kimler vardı? Belkıs Hanım'ın kardeşi savunman Bilgin Özsu, savun- man Talay Şenol, Esbank'tan Atila Çandır'la eşı Tülin Çandır, TPAO'dan Teftiş Kurulu Başkanı Tunay Berber, Yüksek Denetleme Kurulu'ndan Oktay Şerafettinoğlu, Muş eski Milletvekili Tekin lleri Dikmen, SHP Danışma- nı Hasan Şahan (Dede). Dilek Türker, (32. Gün'den) Necip Akkoyunluoğlu (Aygün), Dil Derneği Asbaşkanı Refet Erim, Modern Dans Topluluğu'ndan Ihsan Ben- gier, Deniz Ertan'ın sağın (doktor) arkadaşları... BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Kıallann o>unu. oyunJann kralı. 2/ Ban- kada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme mektubu... Fin hamamı. 3/ Pulu yapıştı- nlmadan gönderilen mektup için ahcının ceza- h olarak ödediği posta ücretı... "Ya bister-i kem- hâda ya virânede can ver Çün — ü geda hâke bera- ber girecektir" (Ziya Pa- şa). 4/ Radon elementi- nin simgesi... Tokat'ın bir ilçesi. 5/ Kınk kemikleri bir arada tutmak amacıyla kullanılan tahta gibi düz nesne... Kazak-Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad. 6/ Bir çe- şit toplu tabanca... Radyumun simgesi. 7/ İvedı. tez. 8/ Muğla'run bir ilçesi... Hastalıklı, sakat. 9/ Eğ- rilmekte olan yün, keten gibi şeyle- rin tutturulduğu bir ucu çatal değnek... Haüra. \TJKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk edebiyatında aruz ölçüsüyle yazılan şiir türlerinden bi- ri. 2/ Bir kimsenin emek vermeden sağladığı kazanç... Tümör. 3/ İstem dışı yapılan hareket... "Bir rekoru yineleme" anlamın- da kullanılan spor terimi. 4/ Üstünde ölü yıkanılan kerevet. 5/ Başlıca, temel niteüğinde olan... Bir soru sözü. 6/ Olumsuzluk belirten bir önek... Gazel vekasidenin ilk beyti. 7/ Ankara'nın bir ilçesi... Bir göz rengi. 8/ Üst derinin kahnlaşması ve sertleş- mesiyle oluşan deri... Yabanıl hayvan bannağı. 9/ Bir burç adı... Samanından aynlmamış arpa ve buğday yığınlan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle