27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EKİM1994 PERŞEMBE 12 KULTUR Ali Özgentürk ve Onat Kutlar, Sinan Çetin'in 'sanatfilmleri'neilişkin görüşlerine yanıt verdi 'AmerikansinemasınınMıırtazalarrKültûr Servisi - Sinemacılanmızı dünya sinemasının ustalannı ömek alarak seyirciye ulaşmayan sanat fılmleri çekmekle suçlayan Sinan Çetin'in görüşlerine yönetmen Ali Özgentürk ve yazar Onat Kutlar tep- ki gösterdi. Ali özgentürk, Türkiye'nin son yıllarda yetiştirdiği bu tür insanlann basın yayın organlannda, televiz- yonda, sinemada bir takım köşeleri elde ettikleri söyleyerek, genç insan- lann bunlara inanmaya meyilli ol- duğu konusundaki endişelerini dile getirdi. Bu tür insanlann tek yanlı, tek standarth şanat teklif ettiklerini vur- gulayan Özgentürk "Yani sadece çok satan film, en iyi film. O zaman yalıuzca 'Taş Devri' sineması vardır. Biz hiçbir zaman 'Taş Devri' sine- masını yok saymıyoruz. O sûıema da olmalıdır. Kültür çok zengin bir coğ- rafyadır ve içinde her şeyi barındıra- biür" dedi. Sadece 'Taş Devri' sineması mo- delinin onaylanmasını fanatizm' olarak niteleyen Ali Özgentürk, "İçinde yalnız orak çekiçin olduğu sanatı ya da yalnızca caminin savu- nulduğu sanatı savunan insanlarla ya da sanatçılarla, ki buniara sanatçı da denemez. Sinan Çetin'in ne farkı var?" diye sordu. Çetin'in bulundu- ğu köşeden, üstelik zenginliğini sine- madan değil, başka kaynaklardan, reklam ya da video klip kaynaklann- dan elde edip, elde ettiğini kuvveti bir düşünceye, bir teoriye dönüştürmek • Ali Özgentürk, 'Oülkeye,obasma, o televizyona ve o seyirciye yazıktır ki, böyle sanatçılara prim verir. Çünkü cehaletive fanatizmi savunanlar sanat ve kültürün içinde yer alamazlar' dedi. istediğini savunan Özgentürk, "Çün- kü teori, yetenek, kültür konusunda çok zayıf olduğunu kendisi de bildiği için ancak saldırarak varolmak isti- yor" dedi. Asıl fanatik ve tutucu onlar Özgentürk, en vahşı kapitalizmin bıle neredeyse fakirliğin ortadan kalkması için mücadele ettiği günü- müzde Çetin'in fakirliğe saldı- rmasını. fakirlıği eşeklık olarak nıte- lemesinidekınadı. ' Okumadan, emek vermeden. sa- dece medyatik bir diyaloğa inan- manın 'çok kolay' olduğunu söyle- yen Özgentürk, "Çünkü bu insanlara göre, ancak fîziki başarı iyidir, maddi başarı iyidir. Eğer Dostoyoski oku- yorsanız, Turgut Lyar ya da Sait Faik, Yaşar Kemal seviyorsanız siz bir dinazorsunuz. Bunlar moderndir, ilericidir. O\sa asıl fanatik ve tutucu olanlar onlar. Çünkü çeşitlilikten, kültürün ve yaratmanın zenginliğin- den yana değiller" dedi. Konuşmasının bir tek kişiye yöne- lik olmadığını, bugün topluma sü- rekli sentetik fikirler üreten, bunlan da tek doğruymuş gibi ileri süren in- Ali Özgentürk şanlardan söz ettiğini vurgulayan Özgentürk. bu insanlann bir iktidar ele geçirdiklerini, bu tür kafayla kı- tap yakan ya da sanat ve kültür eser- lerini ateşe atan insan arasında fark olmadığını savundu. Özgentürk, bu kişılerin farklılığa ve çeşitliliğe karşı olduklan için, sa- nat. kültür v e her alanda demokrası- den yana olamayacaklannı. üstelik kendilerine bir 'izm' adı koyacak ka- dar tutucu ve fanatik olduklannı söyledi. Bu kişileri Amenkan si- nemasının "Vlurtazaları' olarak nite- leyen Özgentürk. "Kimse Amerîkan Onat Kutlar sinemasmı yasaklamaktan ya da aşağılamaktan yana değil. Ama on- lar"Yalnızca 'Taş Dev ri' sineması ya da Spielberg tarzı sinema vardır' di- yorlar. Üstelik madem öyledir. senin hangi fılmin. düny anın neresinde o ti- cari başarıyı gösterdi. Spielberg hiç değilse düny anın her yerinde bu ba- şanyı gösteriyor" görüşünü dile getirdi. Sanat ve kültüre büyük düş- manlıklann yapıldığı ülkemizde de\letin sinemaya yaptığı küçük yardımın bile çok görülmesinden yakınan Özgentürk, bunun. kültür \e sanatın desteklenmesine karşı olan Refah Partililerin heykel yı- kmasıyla aynı anlama geldiğini ifade etti. Yaratıcılığı yok sayan bir mantığın çocuklan Özgentürk 'genç insanın içini bo- şaltıp tekjip, standart bir insanı talep eden. yaratıcılığı yok sayan bir mantığın çocuklan1 olarak nıteledığı bu insanlann, kültür tarihinin çöp- lüğüne gideceklerini savunarak "O ülkeye, o basma, o televizyona ve o seyirciye yazıktır ki böyle sanatçılara prim verir. Çünkü cehaleti ve fanatiz- mi savunanlar sanat ve kültürün için- de yer alamazlar "ifadesini kullandı. Onat Kutlar ise bütün sanatlann evrensel ve genelgeçer doğrulanrun sinema için de geçerli olduğunu be- lirterek "Bunlardan birincisi de sanat alanında genelgeçer bir doğrunun bu- lunmadığı doğrusudur" dedi Bugüne kadar hangi sanat türünün en ıyisi olduğu konusunda bir uzlaşmaya vanlamadığını anımsatan Kutlar, sinemada da mutlak bir doğrudan söz edilemeyeceğine işaret etti. Bu açıdan. Sinan Çetin'in 'en çok iş ya- pan film en iyi filmdir' önermesinin doğru olamayacağını savunan Kut- lar. "Sinan Çetin semparik ve ilginç bir arkadaşımızdır. Bazı konularda kendine özgü düşünceleri vardır. Bun- ları söylemesinde herhangi bir sakın- ca görmüyorurn. Ancak bu düşünce- lerin ciddi sonuçiarı olabileceğini zan- netmiv onım"dedi. UPSD Başkanı Hüsamettin Koçan, olağanüstü genel kurulda yönetim kurulu başkanlığından aynlıyor: Engelleyici eleştîrisel tavıriçîndeyiz GAMZEVARIM Uluslararası Plastik Sanatlar Der- neği (UPSD) Başkanı Hüsamettin Ko- çan 22 ekimde gerçekleştirilecek ola- ğanüstü genel kurulla birlikte demek yönetim kurulu başkanlığından aynl ma karan aldı. Hüsamettin Koçan. PSD'nın 'bugün Türkiye'deki, hatta dünyadaki örgütlerin en etkini' olduğu- nu düşünüyor. 4-5 yıllık geçmişinde projeler, karşı çıkışlar, altyapı, sanatçı haklan konusunda etkinlikler ve çö- züm önerileri üreten bir örgüt olmayı hedefleyen PSD. sanat alanında devle- tin merkezi karar verici rolünün değiş- mesi için bir sivilleşme modeb önere- rek bu konuda cıddi adımlar attı. Ko- çan'a göre PSD ilk koyduğu hedeflere ulaşmasaydı, Türkiye'de sıvıl toplum örgütleri yerel yönetimlerdeki anlayış farkhlaşması yüzünden geçmiş yıldan çok daha büyük problemlerle yüzyüze olacaktı. PSD, 4 yıllık süreç içinde öte- ki kurumlann sorunlannı kendi so- runlan varsayarak uzlaşuncı, topar- layıcı ve çözümleyici bir genel strateji oluşturdu. Istanbul Sanat Fuan'nın kamuoyu oluşturma, sa- naü yaygınlaştırma gibi işlevlerinin yok sayılarak, katılan 3-4 galerinin dü- zeyi düşük diye olumsuz bir etkinlik gibi görülme- sinden yakınan Koçan, fuann kendilerine büyük organizasyon yapma, ge- niş örgütlenme alı- şkanlığını getirdiği, bu alışkanlıklan kullanarak, fuann geleceğe çok daha güçlü taşmabileceği inan- cında. Fuara ilişkin tartı- şmalann doğrudan doğ- ruya 1-2 galerinin soru- nuyla değil. fuann gerçek yapısı ve hacmıyla ilgili olmasından yana. Hüsamettin Koçan, koyduğu ilk hedeflere ulaşan PSD'nin yeni he- defler belirleme aşama- sına geldiği bir.zamanda, yönetimden aynlma ka- rannın gerekçelerini an- lattı: - Nedeo PSD genel baş- kanlığından aynlma ka- ran aldınız? Her sistemin kendi içe- risinde bir yenilenme ge- reksinimi söz konusu. aynntılarla uğraşma PSD'NİN BUCÜNE DEK GERCEKLEÇTIRDIKLERI Kültür Servisi - Plastik Sanatlar Derneğı Kurucular Kurulu, UNESCO AIAP tüzüğünü esas özetlenebilir: 1991-92 Dönemi: Sanatçı haklan ve sanat alanının iyileştirilmesi çalı- vayınılandı. Devlet ve yerel yönetim- lerle görıtşmeler yapıidı. 1992-93 Dönemi: İ'ç uluslararası liğine Gülsün Karamustafa seçildi. 3. Istanbul Sanal Fuarı organize edildı vefuaruı katalogu basıldı. PSD Pres- alarak hazırladıkları tüziikle 25 şmaları yoğunluk kazandı. 25-28 Şu- sergi düzenlendi. Galerilere, davetiye tij Kartı, Kültür Bakanlığı İndirim Mayıs I989'da Istanbul Valiliği'ne bat 1992 Sanatçı Haklan başlMıpa- zarflarınm üzerine 'Kamu Yapıları- Kartıgerçeklestirildi. DÜSEKyasası basvurarak derneğin kuruluşu için ilk adımı attı. Uluslararası Plastik Sanatlar Demeği' L'PSD). 7 Ha- ziran 1990'da Bakanlar Kurulu- ndan çıkan kararla resmen kurul- du. ilk olağan genel kurul toplantı- sını 1990 kasımmda gerçekleştiren derneğin, o tarihten bu yana ger- çekleştirdiği bazı etkinlikler şöyle nel dizisi düzenlendi. Kültür ve sanat nda Sanat Eserleri Yer Almalıdır' alanının demokratikleştirilmesi, telif damgasmın konması için kampanya haklan, sanatın serbest dolaşımı, sa- baslatıldı. natçı sağlık sigortası, vergi bağısıklığı, yapılarda sanat eserleri konuları tartışıldı. 'Sanatçı Haklan' başlıkh kitap vavımlandı. 2. Istanbul Sanat Fuarı organize edildi ve fuann katalogu Bunu sağlayacak yasa taslağı üze- rindeçalıştldı. 22-26 Eylül 1993 tarihleri arasında Dublin'de vapılan toplantıda, Türki- ye UNESCO AIAP Avrupa Bölgesel Komitesi'nin Günev Kanadı temsilci- ıçın çalısmalur yapıidı. Vergi bağısıklığı yasa değişikliği için çalı- şmalar yapıldı. 1993^94 Dönemi: Maçka Demok- rasi Parkı 'nda 6 işlik beledıyeden ki- ralandı. Kültür Bakanlığı ile Plastik Sanatlar Konseyi'nın oluşturulması- na ilişkinprotokol imzalandı. 4. Istanbul Sanat Fuarı düzenlendi ve fuar katalogu yavımlandı. Plas- tik Sanatlar Raponı 1994 MV'- mlandı. USESCO 'ya önerilen 'On- yargımn Yargılanması, Hoşgörü- nün Yeniden TanımlanmasT başlıklıproje kabul edildi. 13sanatçna50. YılHizmetOnur Odülleri verildi. Sanata Katkı Ödülleri sunuldu. 'Sanatta Sansür ve Tahribat' konulu sergi düzenlendi. Ankaru Altın Park'taki heykellerin sansür edilmesiyle, karşı örgütler arası ilanlı kampanya organize edildi. A lışkanlığımız 'ya hep ya hiç'olduğu için geliştirici ve üretken olmak yerine, engelleyici bir eleştirisel tavır içindeyiz. Adım atmak isteyenlerin adımını tartışıyoruz da, atılmış adımlann sonuçlanna ilişkin çok fazla bir tartışma sürdürmüyoruz. Bugûne kadar sessiz kalan bazı çevrelerin, derneğin gelişmesinden bir oranda rahatsızlık duyduklan için etkinliklerine ve yönetimine, özellikle de bana ilişkin bir karşı çıkış içerisinde olduklannı gördük. Kişilere, liderlere bağlı sistemler çökmek zorundadır. Hüsamettin Koçan, 'PSD genel başkanlığından ayrılma karanmı açıklayarak bir bakıma örgütlenmenin önündeki sorunlara dikkat çekmeye çalıştınr diyor. (Fotoğraflar: DEVRİM BARAN) Türkiye'de ahşkanhğınıız vardır. Bizim alanımıza yatınm yap- mak, bir organizasyona destek ver- mek isteyenler o kadar çok tartışılır ki, sonuçta bu alana yatınm yapmak da bu alanda etkinlik üretmek de risktir. öraeğin Istanbul Bienali etrafında son derece yıpratıcı tartışmalar gerçekleş- tirdik. Şimdi görüyoruz ki bienal artık 2 yıllık periyodlarla gidemedi. PSD, ortamımızın günübirlik kimliğini de- ğiştinneye yönelen bir kurum. Bir ge- çiş dönemi yapmak ve bugüne kadar süregelen gelişimi örgütlenme modeü, üye tabanının katkısı ve yönetimin di- namizmi olarak yeniden gözden geçir- mek gerekir. Çünkü ilk hedefler yaka- landı. Şimdi ikinci bir hedefler dİzgesı oluşturmak laam. tkincisi, demek artık iktidar olarak gözükmeye ve bu iktidar benim kişili- ğimle bütünleştirilmeye başladı. Sivil kuruluşlar hiçbir zaman iktidar gö- rüntüsü vermemelidir. Tartışmalar iktidar kavgasına dönüştürecek Bu sene PSD verdiği emeklerin so- nuçlannı aldı. Gerekİi tüm altyapı çalışmalannı tamamladık. Teokrasi taraftarlan doğrudan doğruya sanatı hedef aldılar son zamanlarda. Biam gündemimizin temel maddelerinden biri özellikle büyük kentlerde yerel yö- netimlerin çağdaş sanata yönelik ön- yargılan karşısında alan kaybetme- mek ve giderek etkinlik alanımın ge- nişletmektir. Bu alanı genişletebilmek için de bir yenilenmeye, bir dayanışma ortamına gereksinim var. Halbuki kendi içimiz- de tartışmalar yaratıp bu derneği bir iktidar kavgasına dönüştürmeye yönelik işaretler var. Aslında olağa- nüstü kongreye gidiyoruz. Bir yıllık daha bir etkinlik süremiz var. Bu nok- tada, demeğin kurucular kurulundan. bugüne kadar içinde olan. Türkiye'de sivil örgütlenmenin mutlak gereğine inanan biri olarak bana düşen sorum- luluk geri çekilip bütün bu tartışmala- ra kendilerini açıklama. kendilerini temsil etme imkanı sağlamaktır. PSD genel başkanlığından aynlma karanmı açıklayarak da bir bakıma örgütlenmenin önündeki sorunlara dikkat çekmeye çalışüm. Kısır bir döngüye doğru sürüklenen kliklerin kontrol etmek istediği bir güç haline geldi burası. Bütün bu kliklerin ve önyargıb yak- laşımlann karşısında bir örgüt üret- meye emek koymuş bir ınsan olarak bu noktada çok fazla ısrar ettiğim tak- O,rgütün geleceği için demek başkanlığından aynlıyorum. Ama bu örgüte 7 yılımı verdim. Örgütlü bir toplumdan yanayım ve bunu sonuna dek destekleyeceğim. Sivil örgütlerin geleceğine inanıyorum. Önun için bu örgütün dışında olmam düşünülemez. dirde benim de bir klik olma tehlike- siyle yüzyüze gelmem söz konusuydu. - Bu karannız nasıl karşılandı? Çok çeşitli tepkiler var. Bence bir grup çok seviniyor. Geniş bir grup demeğin geleceğini düşünüyor. Doğru yöntem yeni isimlerin gelmesi. PSD artık neredeyse başkanlık sistemine doğru gidiyor. Bu yanlış. PSD Yöne- tim Kurulu bence Bakanlar Kurulu gibi çalışmah. Onun için de yönetim kuruluna gelecek arkadaşlann bu konuda biri- kimlerinin olması gerekiyor. Bir kısım sanatçı da oldukça şaşkın. Ben geçen yıl da. evvelki yıl da 'yeter artık' dedim ve beni ikna ettiler. Bu senede hala ikna edileceğimi dü- şünenler var. - Demekle ilişkiniz ne şekilde süre- cek? Örgüte gelecek bir yönetimin bana karşı önyargılı olması demekle ilişkile- rimi koparabilir. Ama ben örgütlen- meyie ilişkimi hiçbir zaman koparma- yacağım. Mücadelemi kişisel bazda sürdünınım. Yann diyelim ki bu ör- gütün yapısında farklı bir oluşum oldu, eğer onlar da bu meselelere ınanıyorlarsa, farklı anlamlarda, aynı platformda buluşabiliriz. Benim, yö- neüm kurulunda olmam şartı yok. Komisyonlarda çahşınm, komisyon başkanhğı yapanm, hatta beni secer- lerse yönetim kurulunun yedek üyeliği de yapanm. - Kültür Bakanlığı ile PSD arasında imzalanan Plastik Sanatlar Konsevi protokolii, sanatın diğer alanlannda da konsc\ leşmeye zemin hazırlayacak mı sizce? Sayın Kültür Bakanı ve Saym müs- teşarla görüştüm şu günlerde. Öteki alanlarda da konseyleşme çabşmalan yapıldığını öğrendim. Bunun statüsü ve tüzükieri hazırianıyor. Konuşma- lardan edindiğim izlenim. 10-'.5 gün içerisinde bu konseylerin kunıbnuş olabileceği yönünde. Bizım bakanlığa önerimiz DU konseylerin temsil esasına dayanması. alanla ılişkili. ciddi kim- likli kuruluş temsilcilerinin bu konsey- lerde yer alması g^rektiğidır. Tek tek örgütler kimliklerini koruyarak kendi alanlannda mücadele etmeliler. Ama bütün bu örgütleri derleyip toparla- yan. içinde sinemaanın, tiyatrocunun, müzisyenin, plastik sanatlar alanı in- sanının bulunduğu farklı bir örgütlen- meye gitmek gerekir. Bugün Kültür Bakanlığı'yla sivilleş- me konusunda protokol imzalayabili- yorsak bu bizim zaman içerisinde koy- duğumuz tutarlı tavırdan kaynaklanı- yor. Bugüne kadar devlete şöyle baktık; devlet gölge etmesin biz de başka ihsan istemiyoruz. Devlet ne gölge ne de ihsan etmek durumun- dadır. Topluma karşı yatınm sorum- luluklan vardır. Türkiye'nin bugün tutarlı bir çağdaş sanatlar müzesi yok. Vergi yasalan sa- natçıyı koruyor ama galericiyi. yatınm yapanı korumuyor. Bugün sanatçı tek başına sigorta hakkma sahip değil, Batı ülkelerine gidemiyor. vıze ve ko- nut fonu sorunu var. Kamu yapılan- nda sanat eserleri yok, devlet kolek- siyonlar oluşturmaz. Herhangi bir sektöre duyulan ilgi hiçbir zaman sa- nat alanında gerçekleştirilmemiş, ka- muoyu ve baskı grubu oluşturuJ- mamış. Devletin baskıcı ya da ihsancı rolü- nü. ikna gücümüzle değiştirmemiz lazım. PSD Plastik Sanatlar Konseyi protokolünü imzalarken bunu yaptı. Bu konsey bizim plastik sanatlar tari- himiz için son derece önemli bir adımdır ve giderek yasallaşmak zo- runda. Konseyin temsili yapısı da son dere- ce demokratik- oluştu. Bakanlığm Plastik Sanatlar Konseyi protokolünü ımzalamaya ikna olmasında da siyase- tin yüzünü ağırtan bir tavır var. Devle- tin bugün dünya haritası üzerinde Türk sanatına ilişkin, Türkıye haritası üzerinde çağdaş sanatın yaygınlaşma- sına ilişkin herhangı bir projesi yoktur. Demeğimiz öncülüğünde hazı- rlanmış, kamu yapılannda sanat eser- lerine ilişkin bir yasa taslağı var. Bu. umut ediyorum ki yasallaşacak. Cobain'in ölümü, 3 gencin daha intiharına yol açtı • VANCOU VER (AA) - "Smells like Teen Spirit" adlı parçasıyla dünya gençliğinin adeta milli marşını besteleyen Nirvana topluluğunun beyni Kurt Cobain'in intihan, ünlü şarkıamn hayranlannı üzmeye devam ediyor. Bu defa da, Kanada'nın Vancouver kentinde 3 genç, yaşamına son verdi. Polıs SOZCUSU, UÇ gencin intihanna ilişkin yaptığı açıklamada, "Çok üzgündüler. Cobain öldüğünde onlar da zaten ölmüşlerdi. Durum çok üzücü" dedi. Birambarda cesetlen bulunan üç gencin 20 yaşlannda olduğu belirtildi. Kapalı ambarda otomobili çalıştıran ve karbonmonoksit gazından zehirlenen üç gencin yanındagünlük bulunduğunu belirten poiis. bu günlükten. gençlenn ıntihannın nedenınin Cobaın'ın ölümünün yarattığı depresyon olduğunun anlaşıldığını açıkladı. Polis yetkılıleri, başka gençlenn intihanndan endişe ettiklerini de kaydettiler. Kurt Cobain'in intihanndan sonra Mersin'de 19 yaşında bir Türk kızı da yaşamına son vermişti. Turhan Selçuk'un İnsan Haklan' konulu karikatüpleri Lefkoşa'da • LEFKOŞA (AA) - Kanka türist Turhan Selçuk ve Turgut Çeviker, KıbnsTürk Karikatürcüler Derneği'nin konuğu olarak KKTC'yegeldıler. Turhan Selçuk'un. ınsan haklannı konu alan karikatürlennden oluşan bir sergi Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi'ndeacıldı. Turhan Selçuk ve Turgut Çeviker. bugün saat 20.00'dede. Gazimagosa Beledi>esi Konferans Salonu'nda, "Türk Karikatürünün Dünü ve Bugünü" konulu bir konferans verecekler Karadeniz Oda Orkestrası Tiflis'te • Kültür Servisi - Karadeniz Oda Orkestrası, 10 ekimde Gürcistan'ın başkenti Tiflıs'te 'Dünya Gürcü Dostlan Kongresi'nin açılışında bir konser verdi. Aralannda birbirleriyle çatışma hâlinde olan ülkelerin müzisyenlerinin de bulunduğu orkestra. Şevarnadze'nın de yer aldıği ızleyicilerden coşkulu alkış aldı. Şef Saim Akçıl yönetimindekı orkestra, 12 ekim günü de tarihi Tiflis opera binasında, piyanist Cana Gürmen'in de katıhmıyla bir başka konser verdi. Her iki konserde de bü>ük beğeni toplayan orkestranın konseri televizyondan da yavımlandı. MSÜ Devlet Konservatuvan öğretim üyesi Prof. Saim Akçıl'ın girişımleri ve Türkiye BDT Işkonseyi'nin de desteğh le Karadeniz Ekonomik Işbirliği Anlaşmasf na imza atan 11 ülkenin sanatçılanndan oluşturulan 17 kişilik Karadeniz Oda Orkestrası. daha önce Türkiye ve Ukrayna'da altı konser vermişti. TDK ŞİİP ÖdÜIÜ Ahmet Necdet'in • İZMİR (AA) - Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu (TDK) ödülleri acıklandı. TDK ŞiırÖdülü'nü, "Gün Yüzleri" adh şiir kitabıyla şair Ahmet Necdet aldı. TDK Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet Bican Ercelasun, açıklamada. 4 yılda bir 4 dalda dağıtılan ödüllerin. bu yıl sadece şiir dalında verildiğini bildirdi. TDK'ce, Türk dilinde sözlük. Türk edebiyatı dabnda ise roman, hikaye ve şiir eserlerinin ayn ayn ödüllendirdiğini kaydeden Prof. Dr. Ercelasun, bu yıl sözlük, roman ve hikaye dallannda ödül verilmediğini ifade etti. Şiir dalında 5 şairin yanşmaya katıldığını kaydeden Prof. Dr. Ercelasun, Ahmet Necdet'in "Gün Yüzleri "adlı kitabıyla ödüle değer bulunduğunu söyledi. Şiir dalında Secici Kurul'un, Prof. Dr. Zeynep Kerman, Prof. Dr. İnci Enginün ve Turan Oflazoğlu'ndan oluştuğunu belirten Prof. Dr. Ercelasun, ödül töreninin 29 ekimde^apılacağmı sözlerine ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle