Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 EKİM1994 PERŞEMBE
12 KULTUR
Ali Özgentürk ve Onat Kutlar, Sinan Çetin'in 'sanatfilmleri'neilişkin görüşlerine yanıt verdi
'AmerikansinemasınınMıırtazalarrKültûr Servisi - Sinemacılanmızı
dünya sinemasının ustalannı ömek
alarak seyirciye ulaşmayan sanat
fılmleri çekmekle suçlayan Sinan
Çetin'in görüşlerine yönetmen Ali
Özgentürk ve yazar Onat Kutlar tep-
ki gösterdi.
Ali özgentürk, Türkiye'nin son
yıllarda yetiştirdiği bu tür insanlann
basın yayın organlannda, televiz-
yonda, sinemada bir takım köşeleri
elde ettikleri söyleyerek, genç insan-
lann bunlara inanmaya meyilli ol-
duğu konusundaki endişelerini dile
getirdi.
Bu tür insanlann tek yanlı, tek
standarth şanat teklif ettiklerini vur-
gulayan Özgentürk "Yani sadece
çok satan film, en iyi film. O zaman
yalıuzca 'Taş Devri' sineması vardır.
Biz hiçbir zaman 'Taş Devri' sine-
masını yok saymıyoruz. O sûıema da
olmalıdır. Kültür çok zengin bir coğ-
rafyadır ve içinde her şeyi barındıra-
biür" dedi.
Sadece 'Taş Devri' sineması mo-
delinin onaylanmasını fanatizm'
olarak niteleyen Ali Özgentürk,
"İçinde yalnız orak çekiçin olduğu
sanatı ya da yalnızca caminin savu-
nulduğu sanatı savunan insanlarla ya
da sanatçılarla, ki buniara sanatçı da
denemez. Sinan Çetin'in ne farkı
var?" diye sordu. Çetin'in bulundu-
ğu köşeden, üstelik zenginliğini sine-
madan değil, başka kaynaklardan,
reklam ya da video klip kaynaklann-
dan elde edip, elde ettiğini kuvveti bir
düşünceye, bir teoriye dönüştürmek
• Ali Özgentürk,
'Oülkeye,obasma,
o televizyona ve o
seyirciye yazıktır ki,
böyle
sanatçılara prim
verir. Çünkü
cehaletive
fanatizmi
savunanlar sanat ve
kültürün içinde yer
alamazlar' dedi.
istediğini savunan Özgentürk, "Çün-
kü teori, yetenek, kültür konusunda
çok zayıf olduğunu kendisi de bildiği
için ancak saldırarak varolmak isti-
yor" dedi.
Asıl fanatik ve tutucu onlar
Özgentürk, en vahşı kapitalizmin
bıle neredeyse fakirliğin ortadan
kalkması için mücadele ettiği günü-
müzde Çetin'in fakirliğe saldı-
rmasını. fakirlıği eşeklık olarak nıte-
lemesinidekınadı. '
Okumadan, emek vermeden. sa-
dece medyatik bir diyaloğa inan-
manın 'çok kolay' olduğunu söyle-
yen Özgentürk, "Çünkü bu insanlara
göre, ancak fîziki başarı iyidir, maddi
başarı iyidir. Eğer Dostoyoski oku-
yorsanız, Turgut Lyar ya da Sait
Faik, Yaşar Kemal seviyorsanız siz
bir dinazorsunuz. Bunlar moderndir,
ilericidir. O\sa asıl fanatik ve tutucu
olanlar onlar. Çünkü çeşitlilikten,
kültürün ve yaratmanın zenginliğin-
den yana değiller" dedi.
Konuşmasının bir tek kişiye yöne-
lik olmadığını, bugün topluma sü-
rekli sentetik fikirler üreten, bunlan
da tek doğruymuş gibi ileri süren in-
Ali Özgentürk
şanlardan söz ettiğini vurgulayan
Özgentürk. bu insanlann bir iktidar
ele geçirdiklerini, bu tür kafayla kı-
tap yakan ya da sanat ve kültür eser-
lerini ateşe atan insan arasında fark
olmadığını savundu.
Özgentürk, bu kişılerin farklılığa
ve çeşitliliğe karşı olduklan için, sa-
nat. kültür v e her alanda demokrası-
den yana olamayacaklannı. üstelik
kendilerine bir 'izm' adı koyacak ka-
dar tutucu ve fanatik olduklannı
söyledi. Bu kişileri Amenkan si-
nemasının "Vlurtazaları' olarak nite-
leyen Özgentürk. "Kimse Amerîkan
Onat Kutlar
sinemasmı yasaklamaktan ya da
aşağılamaktan yana değil. Ama on-
lar"Yalnızca 'Taş Dev ri' sineması ya
da Spielberg tarzı sinema vardır' di-
yorlar. Üstelik madem öyledir. senin
hangi fılmin. düny anın neresinde o ti-
cari başarıyı gösterdi. Spielberg hiç
değilse düny anın her yerinde bu ba-
şanyı gösteriyor" görüşünü dile
getirdi. Sanat ve kültüre büyük düş-
manlıklann yapıldığı ülkemizde
de\letin sinemaya yaptığı küçük
yardımın bile çok görülmesinden
yakınan Özgentürk, bunun. kültür
\e sanatın desteklenmesine karşı
olan Refah Partililerin heykel yı-
kmasıyla aynı anlama geldiğini ifade
etti.
Yaratıcılığı yok sayan bir
mantığın çocuklan
Özgentürk 'genç insanın içini bo-
şaltıp tekjip, standart bir insanı talep
eden. yaratıcılığı yok sayan bir
mantığın çocuklan1
olarak nıteledığı
bu insanlann, kültür tarihinin çöp-
lüğüne gideceklerini savunarak "O
ülkeye, o basma, o televizyona ve o
seyirciye yazıktır ki böyle sanatçılara
prim verir. Çünkü cehaleti ve fanatiz-
mi savunanlar sanat ve kültürün için-
de yer alamazlar "ifadesini kullandı.
Onat Kutlar ise bütün sanatlann
evrensel ve genelgeçer doğrulanrun
sinema için de geçerli olduğunu be-
lirterek "Bunlardan birincisi de sanat
alanında genelgeçer bir doğrunun bu-
lunmadığı doğrusudur" dedi Bugüne
kadar hangi sanat türünün en ıyisi
olduğu konusunda bir uzlaşmaya
vanlamadığını anımsatan Kutlar,
sinemada da mutlak bir doğrudan
söz edilemeyeceğine işaret etti. Bu
açıdan. Sinan Çetin'in 'en çok iş ya-
pan film en iyi filmdir' önermesinin
doğru olamayacağını savunan Kut-
lar. "Sinan Çetin semparik ve ilginç
bir arkadaşımızdır. Bazı konularda
kendine özgü düşünceleri vardır. Bun-
ları söylemesinde herhangi bir sakın-
ca görmüyorurn. Ancak bu düşünce-
lerin ciddi sonuçiarı olabileceğini zan-
netmiv onım"dedi.
UPSD Başkanı Hüsamettin Koçan, olağanüstü genel kurulda yönetim kurulu başkanlığından aynlıyor:
Engelleyici eleştîrisel tavıriçîndeyiz
GAMZEVARIM
Uluslararası Plastik Sanatlar Der-
neği (UPSD) Başkanı Hüsamettin Ko-
çan 22 ekimde gerçekleştirilecek ola-
ğanüstü genel kurulla birlikte demek
yönetim kurulu başkanlığından aynl
ma karan aldı. Hüsamettin Koçan.
PSD'nın 'bugün Türkiye'deki, hatta
dünyadaki örgütlerin en etkini' olduğu-
nu düşünüyor. 4-5 yıllık geçmişinde
projeler, karşı çıkışlar, altyapı, sanatçı
haklan konusunda etkinlikler ve çö-
züm önerileri üreten bir örgüt olmayı
hedefleyen PSD. sanat alanında devle-
tin merkezi karar verici rolünün değiş-
mesi için bir sivilleşme modeb önere-
rek bu konuda cıddi adımlar attı. Ko-
çan'a göre PSD ilk koyduğu hedeflere
ulaşmasaydı, Türkiye'de sıvıl toplum
örgütleri yerel yönetimlerdeki anlayış
farkhlaşması yüzünden geçmiş yıldan
çok daha büyük problemlerle yüzyüze
olacaktı. PSD, 4 yıllık süreç içinde öte-
ki kurumlann sorunlannı kendi so-
runlan varsayarak uzlaşuncı, topar-
layıcı ve çözümleyici bir genel strateji
oluşturdu. Istanbul Sanat Fuan'nın
kamuoyu oluşturma, sa-
naü yaygınlaştırma gibi
işlevlerinin yok sayılarak,
katılan 3-4 galerinin dü-
zeyi düşük diye olumsuz
bir etkinlik gibi görülme-
sinden yakınan Koçan,
fuann kendilerine büyük
organizasyon yapma, ge-
niş örgütlenme alı-
şkanlığını getirdiği, bu
alışkanlıklan kullanarak,
fuann geleceğe çok daha
güçlü taşmabileceği inan-
cında. Fuara ilişkin tartı-
şmalann doğrudan doğ-
ruya 1-2 galerinin soru-
nuyla değil. fuann gerçek
yapısı ve hacmıyla ilgili
olmasından yana.
Hüsamettin Koçan,
koyduğu ilk hedeflere
ulaşan PSD'nin yeni he-
defler belirleme aşama-
sına geldiği bir.zamanda,
yönetimden aynlma ka-
rannın gerekçelerini an-
lattı:
- Nedeo PSD genel baş-
kanlığından aynlma ka-
ran aldınız?
Her sistemin kendi içe-
risinde bir yenilenme ge-
reksinimi söz konusu.
aynntılarla uğraşma
PSD'NİN BUCÜNE DEK GERCEKLEÇTIRDIKLERI
Kültür Servisi - Plastik Sanatlar
Derneğı Kurucular Kurulu,
UNESCO AIAP tüzüğünü esas
özetlenebilir:
1991-92 Dönemi: Sanatçı haklan
ve sanat alanının iyileştirilmesi çalı-
vayınılandı. Devlet ve yerel yönetim-
lerle görıtşmeler yapıidı.
1992-93 Dönemi: İ'ç uluslararası
liğine Gülsün Karamustafa seçildi. 3.
Istanbul Sanal Fuarı organize edildı
vefuaruı katalogu basıldı. PSD Pres-
alarak hazırladıkları tüziikle 25 şmaları yoğunluk kazandı. 25-28 Şu- sergi düzenlendi. Galerilere, davetiye tij Kartı, Kültür Bakanlığı İndirim
Mayıs I989'da Istanbul Valiliği'ne bat 1992 Sanatçı Haklan başlMıpa- zarflarınm üzerine 'Kamu Yapıları- Kartıgerçeklestirildi. DÜSEKyasası
basvurarak derneğin kuruluşu için
ilk adımı attı. Uluslararası Plastik
Sanatlar Demeği' L'PSD). 7 Ha-
ziran 1990'da Bakanlar Kurulu-
ndan çıkan kararla resmen kurul-
du. ilk olağan genel kurul toplantı-
sını 1990 kasımmda gerçekleştiren
derneğin, o tarihten bu yana ger-
çekleştirdiği bazı etkinlikler şöyle
nel dizisi düzenlendi. Kültür ve sanat nda Sanat Eserleri Yer Almalıdır'
alanının demokratikleştirilmesi, telif damgasmın konması için kampanya
haklan, sanatın serbest dolaşımı, sa- baslatıldı.
natçı sağlık sigortası, vergi
bağısıklığı, yapılarda sanat eserleri
konuları tartışıldı.
'Sanatçı Haklan' başlıkh kitap
vavımlandı. 2. Istanbul Sanat Fuarı
organize edildi ve fuann katalogu
Bunu sağlayacak yasa taslağı üze-
rindeçalıştldı.
22-26 Eylül 1993 tarihleri arasında
Dublin'de vapılan toplantıda, Türki-
ye UNESCO AIAP Avrupa Bölgesel
Komitesi'nin Günev Kanadı temsilci-
ıçın çalısmalur yapıidı. Vergi
bağısıklığı yasa değişikliği için çalı-
şmalar yapıldı.
1993^94 Dönemi: Maçka Demok-
rasi Parkı 'nda 6 işlik beledıyeden ki-
ralandı. Kültür Bakanlığı ile Plastik
Sanatlar Konseyi'nın oluşturulması-
na ilişkinprotokol imzalandı.
4. Istanbul Sanat Fuarı düzenlendi
ve fuar katalogu yavımlandı. Plas-
tik Sanatlar Raponı 1994 MV'-
mlandı. USESCO 'ya önerilen 'On-
yargımn Yargılanması, Hoşgörü-
nün Yeniden TanımlanmasT
başlıklıproje kabul edildi.
13sanatçna50. YılHizmetOnur
Odülleri verildi. Sanata Katkı
Ödülleri sunuldu.
'Sanatta Sansür ve Tahribat'
konulu sergi düzenlendi. Ankaru
Altın Park'taki heykellerin sansür
edilmesiyle, karşı örgütler arası
ilanlı kampanya organize edildi.
A lışkanlığımız 'ya hep ya hiç'olduğu için geliştirici ve
üretken olmak yerine, engelleyici bir eleştirisel tavır içindeyiz.
Adım atmak isteyenlerin adımını tartışıyoruz da, atılmış
adımlann sonuçlanna ilişkin çok fazla bir tartışma
sürdürmüyoruz.
Bugûne kadar sessiz kalan bazı çevrelerin, derneğin
gelişmesinden bir oranda rahatsızlık duyduklan için
etkinliklerine ve yönetimine, özellikle de bana ilişkin bir karşı
çıkış içerisinde olduklannı gördük. Kişilere, liderlere bağlı
sistemler çökmek zorundadır.
Hüsamettin Koçan, 'PSD genel başkanlığından ayrılma karanmı açıklayarak bir bakıma örgütlenmenin önündeki sorunlara dikkat çekmeye çalıştınr diyor. (Fotoğraflar: DEVRİM BARAN)
Türkiye'de
ahşkanhğınıız
vardır. Bizim alanımıza yatınm yap-
mak, bir organizasyona destek ver-
mek isteyenler o kadar çok tartışılır ki,
sonuçta bu alana yatınm yapmak da
bu alanda etkinlik üretmek de risktir.
öraeğin Istanbul Bienali etrafında son
derece yıpratıcı tartışmalar gerçekleş-
tirdik. Şimdi görüyoruz ki bienal artık
2 yıllık periyodlarla gidemedi. PSD,
ortamımızın günübirlik kimliğini de-
ğiştinneye yönelen bir kurum. Bir ge-
çiş dönemi yapmak ve bugüne kadar
süregelen gelişimi örgütlenme modeü,
üye tabanının katkısı ve yönetimin di-
namizmi olarak yeniden gözden geçir-
mek gerekir. Çünkü ilk hedefler yaka-
landı. Şimdi ikinci bir hedefler dİzgesı
oluşturmak laam.
tkincisi, demek artık iktidar olarak
gözükmeye ve bu iktidar benim kişili-
ğimle bütünleştirilmeye başladı. Sivil
kuruluşlar hiçbir zaman iktidar gö-
rüntüsü vermemelidir.
Tartışmalar iktidar
kavgasına dönüştürecek
Bu sene PSD verdiği emeklerin so-
nuçlannı aldı. Gerekİi tüm altyapı
çalışmalannı tamamladık. Teokrasi
taraftarlan doğrudan doğruya sanatı
hedef aldılar son zamanlarda. Biam
gündemimizin temel maddelerinden
biri özellikle büyük kentlerde yerel yö-
netimlerin çağdaş sanata yönelik ön-
yargılan karşısında alan kaybetme-
mek ve giderek etkinlik alanımın ge-
nişletmektir.
Bu alanı genişletebilmek için de bir
yenilenmeye, bir dayanışma ortamına
gereksinim var. Halbuki kendi içimiz-
de tartışmalar yaratıp bu derneği bir
iktidar kavgasına dönüştürmeye
yönelik işaretler var. Aslında olağa-
nüstü kongreye gidiyoruz. Bir yıllık
daha bir etkinlik süremiz var. Bu nok-
tada, demeğin kurucular kurulundan.
bugüne kadar içinde olan. Türkiye'de
sivil örgütlenmenin mutlak gereğine
inanan biri olarak bana düşen sorum-
luluk geri çekilip bütün bu tartışmala-
ra kendilerini açıklama. kendilerini
temsil etme imkanı sağlamaktır.
PSD genel başkanlığından aynlma
karanmı açıklayarak da bir bakıma
örgütlenmenin önündeki sorunlara
dikkat çekmeye çalışüm. Kısır bir
döngüye doğru sürüklenen kliklerin
kontrol etmek istediği bir güç haline
geldi burası.
Bütün bu kliklerin ve önyargıb yak-
laşımlann karşısında bir örgüt üret-
meye emek koymuş bir ınsan olarak
bu noktada çok fazla ısrar ettiğim tak-
O,rgütün geleceği için demek başkanlığından
aynlıyorum. Ama bu örgüte 7 yılımı verdim.
Örgütlü bir toplumdan yanayım ve bunu sonuna
dek destekleyeceğim. Sivil örgütlerin geleceğine
inanıyorum. Önun için bu örgütün dışında olmam
düşünülemez.
dirde benim de bir klik olma tehlike-
siyle yüzyüze gelmem söz konusuydu.
- Bu karannız nasıl karşılandı?
Çok çeşitli tepkiler var. Bence bir
grup çok seviniyor. Geniş bir grup
demeğin geleceğini düşünüyor. Doğru
yöntem yeni isimlerin gelmesi. PSD
artık neredeyse başkanlık sistemine
doğru gidiyor. Bu yanlış. PSD Yöne-
tim Kurulu bence Bakanlar Kurulu
gibi çalışmah.
Onun için de yönetim kuruluna
gelecek arkadaşlann bu konuda biri-
kimlerinin olması gerekiyor. Bir kısım
sanatçı da oldukça şaşkın. Ben geçen
yıl da. evvelki yıl da 'yeter artık' dedim
ve beni ikna ettiler.
Bu senede hala ikna edileceğimi dü-
şünenler var.
- Demekle ilişkiniz ne şekilde süre-
cek?
Örgüte gelecek bir yönetimin bana
karşı önyargılı olması demekle ilişkile-
rimi koparabilir. Ama ben örgütlen-
meyie ilişkimi hiçbir zaman koparma-
yacağım. Mücadelemi kişisel bazda
sürdünınım. Yann diyelim ki bu ör-
gütün yapısında farklı bir oluşum
oldu, eğer onlar da bu meselelere
ınanıyorlarsa, farklı anlamlarda, aynı
platformda buluşabiliriz. Benim, yö-
neüm kurulunda olmam şartı yok.
Komisyonlarda çahşınm, komisyon
başkanhğı yapanm, hatta beni secer-
lerse yönetim kurulunun yedek üyeliği
de yapanm.
- Kültür Bakanlığı ile PSD arasında
imzalanan Plastik Sanatlar Konsevi
protokolii, sanatın diğer alanlannda da
konsc\ leşmeye zemin hazırlayacak mı
sizce?
Sayın Kültür Bakanı ve Saym müs-
teşarla görüştüm şu günlerde. Öteki
alanlarda da konseyleşme çabşmalan
yapıldığını öğrendim. Bunun statüsü
ve tüzükieri hazırianıyor. Konuşma-
lardan edindiğim izlenim. 10-'.5 gün
içerisinde bu konseylerin kunıbnuş
olabileceği yönünde. Bizım bakanlığa
önerimiz DU konseylerin temsil esasına
dayanması. alanla ılişkili. ciddi kim-
likli kuruluş temsilcilerinin bu konsey-
lerde yer alması g^rektiğidır. Tek tek
örgütler kimliklerini koruyarak kendi
alanlannda mücadele etmeliler. Ama
bütün bu örgütleri derleyip toparla-
yan. içinde sinemaanın, tiyatrocunun,
müzisyenin, plastik sanatlar alanı in-
sanının bulunduğu farklı bir örgütlen-
meye gitmek gerekir.
Bugün Kültür Bakanlığı'yla sivilleş-
me konusunda protokol imzalayabili-
yorsak bu bizim zaman içerisinde koy-
duğumuz tutarlı tavırdan kaynaklanı-
yor. Bugüne kadar devlete şöyle
baktık; devlet gölge etmesin biz de
başka ihsan istemiyoruz. Devlet ne
gölge ne de ihsan etmek durumun-
dadır. Topluma karşı yatınm sorum-
luluklan vardır.
Türkiye'nin bugün tutarlı bir çağdaş
sanatlar müzesi yok. Vergi yasalan sa-
natçıyı koruyor ama galericiyi. yatınm
yapanı korumuyor. Bugün sanatçı tek
başına sigorta hakkma sahip değil,
Batı ülkelerine gidemiyor. vıze ve ko-
nut fonu sorunu var. Kamu yapılan-
nda sanat eserleri yok, devlet kolek-
siyonlar oluşturmaz. Herhangi bir
sektöre duyulan ilgi hiçbir zaman sa-
nat alanında gerçekleştirilmemiş, ka-
muoyu ve baskı grubu oluşturuJ-
mamış.
Devletin baskıcı ya da ihsancı rolü-
nü. ikna gücümüzle değiştirmemiz
lazım. PSD Plastik Sanatlar Konseyi
protokolünü imzalarken bunu yaptı.
Bu konsey bizim plastik sanatlar tari-
himiz için son derece önemli bir
adımdır ve giderek yasallaşmak zo-
runda.
Konseyin temsili yapısı da son dere-
ce demokratik- oluştu. Bakanlığm
Plastik Sanatlar Konseyi protokolünü
ımzalamaya ikna olmasında da siyase-
tin yüzünü ağırtan bir tavır var. Devle-
tin bugün dünya haritası üzerinde
Türk sanatına ilişkin, Türkıye haritası
üzerinde çağdaş sanatın yaygınlaşma-
sına ilişkin herhangı bir projesi yoktur.
Demeğimiz öncülüğünde hazı-
rlanmış, kamu yapılannda sanat eser-
lerine ilişkin bir yasa taslağı var. Bu.
umut ediyorum ki yasallaşacak.
Cobain'in ölümü,
3 gencin daha
intiharına yol açtı
• VANCOU VER (AA) - "Smells
like Teen Spirit" adlı parçasıyla
dünya gençliğinin adeta milli
marşını besteleyen Nirvana
topluluğunun beyni Kurt
Cobain'in intihan, ünlü şarkıamn
hayranlannı üzmeye devam
ediyor. Bu
defa da,
Kanada'nın
Vancouver
kentinde 3
genç,
yaşamına
son verdi.
Polıs
SOZCUSU, UÇ
gencin
intihanna
ilişkin yaptığı açıklamada, "Çok
üzgündüler. Cobain öldüğünde
onlar da zaten ölmüşlerdi. Durum
çok üzücü" dedi. Birambarda
cesetlen bulunan üç gencin 20
yaşlannda olduğu belirtildi.
Kapalı ambarda otomobili
çalıştıran ve karbonmonoksit
gazından zehirlenen üç gencin
yanındagünlük bulunduğunu
belirten poiis. bu günlükten.
gençlenn ıntihannın nedenınin
Cobaın'ın ölümünün yarattığı
depresyon olduğunun
anlaşıldığını açıkladı. Polis
yetkılıleri, başka gençlenn
intihanndan endişe ettiklerini de
kaydettiler. Kurt Cobain'in
intihanndan sonra Mersin'de 19
yaşında bir Türk kızı da yaşamına
son vermişti.
Turhan Selçuk'un
İnsan Haklan'
konulu karikatüpleri
Lefkoşa'da
• LEFKOŞA (AA) - Kanka türist
Turhan Selçuk ve Turgut Çeviker,
KıbnsTürk Karikatürcüler
Derneği'nin konuğu olarak
KKTC'yegeldıler. Turhan
Selçuk'un. ınsan haklannı konu
alan karikatürlennden oluşan bir
sergi Lefkoşa Atatürk Kültür
Merkezi'ndeacıldı. Turhan
Selçuk ve Turgut Çeviker. bugün
saat 20.00'dede. Gazimagosa
Beledi>esi Konferans Salonu'nda,
"Türk Karikatürünün Dünü ve
Bugünü" konulu bir konferans
verecekler
Karadeniz Oda
Orkestrası Tiflis'te
• Kültür Servisi - Karadeniz Oda
Orkestrası, 10 ekimde
Gürcistan'ın başkenti Tiflıs'te
'Dünya Gürcü Dostlan
Kongresi'nin açılışında bir konser
verdi. Aralannda birbirleriyle
çatışma hâlinde olan ülkelerin
müzisyenlerinin de bulunduğu
orkestra. Şevarnadze'nın de yer
aldıği ızleyicilerden coşkulu alkış
aldı. Şef Saim Akçıl yönetimindekı
orkestra, 12 ekim günü de tarihi
Tiflis opera binasında, piyanist
Cana Gürmen'in de katıhmıyla bir
başka konser verdi. Her iki
konserde de bü>ük beğeni
toplayan orkestranın konseri
televizyondan da yavımlandı.
MSÜ Devlet Konservatuvan
öğretim üyesi Prof. Saim Akçıl'ın
girişımleri ve Türkiye BDT
Işkonseyi'nin de desteğh le
Karadeniz Ekonomik Işbirliği
Anlaşmasf na imza atan 11
ülkenin sanatçılanndan
oluşturulan 17 kişilik Karadeniz
Oda Orkestrası. daha önce
Türkiye ve Ukrayna'da altı konser
vermişti.
TDK ŞİİP ÖdÜIÜ
Ahmet Necdet'in
• İZMİR (AA) - Atatürk Kültür
Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
Türk Dil Kurumu (TDK) ödülleri
acıklandı. TDK ŞiırÖdülü'nü,
"Gün Yüzleri" adh şiir kitabıyla
şair Ahmet Necdet aldı. TDK
Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet
Bican Ercelasun, açıklamada. 4
yılda bir 4 dalda dağıtılan
ödüllerin. bu yıl sadece şiir dalında
verildiğini bildirdi. TDK'ce, Türk
dilinde sözlük. Türk edebiyatı
dabnda ise roman, hikaye ve şiir
eserlerinin ayn ayn
ödüllendirdiğini kaydeden Prof.
Dr. Ercelasun, bu yıl sözlük,
roman ve hikaye dallannda ödül
verilmediğini ifade etti. Şiir
dalında 5 şairin yanşmaya
katıldığını kaydeden Prof. Dr.
Ercelasun, Ahmet Necdet'in
"Gün Yüzleri "adlı kitabıyla
ödüle değer bulunduğunu söyledi.
Şiir dalında Secici Kurul'un, Prof.
Dr. Zeynep Kerman, Prof. Dr.
İnci Enginün ve Turan
Oflazoğlu'ndan oluştuğunu
belirten Prof. Dr. Ercelasun, ödül
töreninin 29 ekimde^apılacağmı
sözlerine ekledi.