29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EKİM1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ÖzeHeştinme topfanüsı • Ekonomi Servisi- Başbakanlık, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ulus- lararası Finans Kurumu (IFC), Çok Taraflı Yaünm Garanti Ajansı (MIGA) ve Yabancı Sermaye Koordinasyon Derneği ta- rafından organize edilen ve Wall Street Journal Europe ile Finans Dünyası tarafın- dan desteklenen Yabancı Yaünm ve Özelleştirme Konferansı 27-29 ekim ta- rihJerinde yüksez düzeyde katılımla Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilecek. Açılış ko- nuşması Başbakan Çiller ta- rafından yapılacak konferansta, hükümetin ve yabana yatınmcılann bir araya gelirilmesi planlanıyor. Petrol Ofisrnin kan 2.8 trilyon •ANKARA(ANKA)- Petrol Ofisi yılın ilk dokuz ayında net kannı geçen yılın aynı döneraine göre üç kat arttırarak 2.7 trilyona çıkardı. Petrol Ofisi, ocak-eylül döneminde 3.9 trilyon lira kar etti. Vergi ve yasalyükümlülükleriçin 1.2 trilyon lira ayıran şirketin net kan 2 trilyon 764 milyar lira oldu. 2. Verîmlilik Kongresi • ANKARA (ANKA) - Milli Prodüktivite Merkezi'nce düzenlenen verimlilik kongrelerinin ikincisi bugün başlıyor. MPM'denyapılan açıklamaya göre 1 ekıme kadar sürecek olan 2'nci Verimlilik Kongresi'neçok sayıda bilim adamı katıliyor. Açış konuşmasmı MPM Yönetim Kurulu Başkanı Durukal Çulha'nın yapacağı kongrede, Prof. Ergün Yener de 'Kalkınan Türkıye için Yeni Arayışlar" konulu açış bildirisini sunacak. SSK,borçlu • BARTIN(AA)-SSK, borçlu olan KİTlerden alacaklannı tahsil etmek için hareketegeçti. Kurumun, borçlannı ödemeyen KİT'ler hakkında icra takıbi başlatacağı bildirildi. SSK Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Hatay Önen, "'Yasaya göre, KtTIeri icraya verebileceğiz. Bunun hazırlıklannı yapıyoruz. Geçmişte borçlu bütün belediyeleri icraya verdik. Fakat ilgili yasaya göre, beledüyelerin borçlan 36 ay taksite bağlandı" dedi. Güneydoğu'da üretici zorta • GAZİANTEP(AA)- Güneydoğu Tanm Satış Kooperatifleri Birliği'nin (Güneydoğubirlik) ürün bedellerini ödeyememesi, üreticilerde sıkıntı yarattı. Şehitkamil Ziraat Odası Başkanı Zihni Kepken, üreticinin mağdur edilmemesini istedi. 1995 bütçesinden 13.3 trilyonluk kaynak bekleyen TOKI'ye 1 milyon liralık pay aynldı Konutayatırıııım izi kaldıEkonomi Servtsi - Hükümet. 1995 yüı bütçesinden Toplu Ko- nut İdaresi'ne sadece 1 milyon li- ralık "iz ödeneği" aynldı. Bu yılki bütçeden 13.3 trilyon liralık kaynak talebinde bulunduk- lannı vurgulayan TOKİ Baş- kanı Yiğit Gülöksüz, aynlan ödeneğin arttınlmasının kaçını- lmaz olduğunu, aksi halde var olan toplu konut projelerini bile sürdüremeyeceklerini söyledi. 1995 yılı bütçesinden TOKİ için aynlan göstermelik payla, Başbakan Tansu Çiller, koalis- yonun SHP'li bakanlannı bir kez daha "oyıuu" getirmiş oldu. Hükümetin SHP kanadının yö- netiminde bulunan ve gelirlen bütçeleştirilen Toplu Konut Fo- nu'na 1995 yılı bütçesiyle hemen • 1995 yılı bütçesi için Toplu Konut Fonu'ndan 60 trilyon liralık bir kaynak sağlanacağı hesaplanıyor. Buna karşın bütçeden 13.1 trilyon liralık kaynak talep eden Toplu Konut İdaresi'ne hükümet sadece 1 milyon liralık iz ödeneği ayırdı. TOKİ Başkanı Gülöksüz, "Var olan projeleri de sürdüremeyiz" dedi. hiç ödenek aynlmadı. Böylece Çiller, hem "iİu anahtar" vaadi- nin ardından Toplu Konut Fo- nu'nu konut yapamaz hale getir- di, hem de SHP'nin sahiplenebi- leceği bir icraatı ortadan kaldırmış oldu. GüJöksüz, Türkiye'deki yük- sek enflasyon ve inşaat maliyet- lerindeki hızlı artışa karşın, dü- şük gelir gruplannı konut sahibi yapma görevi üstlenen TOKİye bütçeden aynlan payın her yıl gerilemesine dikkat çekti. Geçen yıl için bütçeden 3.6 trilyonluk kaynak aktanmı öngörülen TOKİ'ye bu yıl için 2 trilyon liralık pay aynldığını kaydeden Gülöksüz, bunun geçen yıl 1 tril- yon 53 milyar, bu yıl da 1 trilyon 193 milyar lirasının kullanabil- dikleriniifadeetti. Gülöksüz,toplu konut için 1 milyon liralık ödenek aynlan 1995 bütçesine Toplu Konut Fonu'nun 59-60 trilyon liralık bir kaynak sağlayacağını da be- lirtti. "İz ödeneğTnin, bütçedeki başka kalemlerden buraya yıl ıçinde kaynak aktanlabilmesi için açık kapı bıraktığını. ancak yeterli olmadığını kaydeden Gü- löksüz, bütçeyle ilgili olarak TBMM komisyonlannda yapı- lacak görüşmeler sırasında bu yanlışlığm düzeltileceğıni umdu- ğunu sözlerine ekledi. Bütçede öngörülen ödenekle New York'unAktaş'ıdevletieşiyor Ekonomi Senisi- New York eyale- ti, dünyadaki özelleştirme furyasının tersine adım atarak, Long Island"daki özel elektrik şirketini kamulaştırma yolunda karar aldı. ABD'de, bazı elektrik şirketleri kamu elinde olsa da New York eyaletinin Long Island elektrik şirketinin hisselerini satın al- mak için hareket geçmesi, ABD tari- hine, ilk defa bir eyaletin özel mülkü kamulaştırması olarak geçecek. New York Borsasf nda işlem gören Long Island Lighting Şirketi'nin ka- mulaştınlması, eyalet tarafından 2.53 milyar dolara (88.5 trilyon TL) ger- çekleştirilecek. New York Borsasf- nda Long Island Lighting şirketinin hısseleri en son 1.125 lik bir artışa rağ- men, 17.625 dolardan işlem görüyor. New York Eyaleti Valisi Mario Cu- omo'nun önereceği fıyat ise hısse başı- na 21.50 dolar. Elektrik şirketi yetki- lileri bu fıyatı ciddi olarak düşündük- lerini belirtiyorlar. Demokrat Cuo- mo'nun yönetimindeki New York eyaletinde, özel sektör tarafından sağ- lanan, ABD'deki en pahalı elektnk. Long Island Lighting .yerleşim bi- rimleri için kilovat başına 16.1 ve sa- nayi birimleri için 12.35 dolar olarak, ABD ortalamasının iki katına yakın tarife uyguluyor. Cuomo, yeniden seçim dönemine girildiği bu dönemde, elektrik şirketini kamulaştırarak, elektrik tari- felerini ucuzlatıp oy kazanmayı planlıyor. Yüzde 10-15 indirim Yapılan hesaplara göre, kamulaştı- rma ile ilk etapta tarifeler yüzde 10 ve sonradan yüzde 10-15 civannda aza- lacak. Long Island Lighting şirketinin üzerinde şu anda 5.3 milyar dolarlık borçbulunuyor. Cuomo, kamulaştıniınca kullanıla- cak düşük faizli kamu kredileri ile şir- ketin yeniden düzlüğe çıkacağı konu- sunda umutlu. Piyasalar ise bu garip kamulaştırma işlemine federal devle- tin müdahale edeceği ya da Cuomo"- nun yeniden seçilememesi beklenüsi içinde. Toplu Konut Fonu'nun, konut satışı ve kredi geri dönüşü dışı- ndaki tüm gelirlerine bütçeyle el konulmuş oldu. Bu durumun, bütçe ve programın görüşüldü- ğü Yüksek Planlama Kurulu (YKP) ile Bakanlar Kurulu'nda hiçbir SHP'li bakanın dikkatini çekmemiş olması Toplu Konut Idaresi yönetimi tarafından şaşkınhkla karşılandı. TOKİ, 1995 yılında hem elin- deki konut projelerine devam edebilmek, hem konut kredileri açabilmek, hem de program- ladığı yeni projelere başlayabil- mek için 13.3 trilyon liralık bir ödeneğe ihtiyaç duyuyordu. İdare yetkilileri, 1995 yılında hiçbir yeni projeye başlamak, hiç yeni kredi vermemek ve sa- dece şu anda yapılmakta olan toplu konut projelerini yürüte- bilmek için bile en az 7.8 trilyon liralık bir ödeneğe gereksinim duyduklannı ifade ediyorlar. TOKİ'den bir yetkiîi konuyla ilgili olarak şunlan söyledi: "Bu gerçekten kabul edilebilir bir şey değil. Bizinı konut satışj ve kredi geri ödemelerinden gelecek yıl 7 trilvon liralık bir öz gelirimiz olacak. Bu paranın üzerine en az 7.8 trilyon üra da bütçeden öde- nek verilmesi gerekiyordu. Bu ödenek verilseydi biz "hiçbir yeni projeye başlamadan ve yeni kredi açmadan sadece elimizdeki pro- jeleri yüriitebilecektik. Bu du- rumda yürütmekte olduğumuz in- şaatiara bile devam edemeyece- ğiz. Çünkü biz, toplu konut proje- fcrinin çok büyük bir bölümünü krediJendirerek \apı\oruz. Ko- nutu tamamlayıp teslim ettiği- mizde konut alıcıları maliyetin sadece yüzde 30'u kadar bir öde- me yapmış oluyorlar. Geri kalan yüzde 70"lik bölümü biz bütçeden aldığımız ödeneklerle kredilendi- rerek yapıjonız." TOKİ, başta Ankara ve İstan- bul olmak üzere birçok ilde bü- yük toplu konut projeleri yürü- tüyor. Abone savaşı, cep telefonunun kullanım alanındaki genişlemeyi tehdit ediyor T'nîn özellerikör dövüşünegirdi ÖZGÜR ULUSOY Cep telefonlan için başlayan abone savaşı, PTT'nin Tsinin özelleştirilen kısmı için yatın- mlan riske sokacak boyutlara vardı. Bir taraftan cep telefonu üreticileri arasındaki rekabet sü- rerken, diğer yandan cep telefonu operatörii iki fırma da abone top- layabilmek için birbiriyle yanşı- yor. Sim kartlardaki fıyat reka- beti de, cep telefonun kullanım alanındaki genişlemeyi tehdit ediyor. Uluslararası anlaşmalar ge- reği, bir ülkede, GSM işletimini gerçekleştiren en az iki fırmanın bulunması gerekiyor. Türkiye'de GSM işletim pazan da iki fır- manın elinde: 24 Şubat 1994'te kurulan Turkcell ve 26 Nisan 1994'te kurulan Telsim. Altyapısı Ericsson tarafından kurulan Turkcell, 45 bin 600 sim kart aboriesiyle GSM pazannda en büyük paya sahip. Altyapısı Niye dinlenemez? GSM sisteminde, dijital haberleşme şifreü olduğundan, cep telefonlanndan cep telefonlanna yapılan konuşmanın dinlenmesi mümkün olmuyor. Sinyaller, telefondan istasyona ve ana santrala şifreli olarak gidiyor ve karşı tarafa vardığında şifre çözülüyor. Sim kart da bu şifrelemede rol oynuyor. Alcatel ve Siemens tarafından kurulan Telsim'in ise 8803 abo- nesi var. Telsim, cep telefonu alanlara indirimli sim kart vermek, Telsim sim kartı satan bayilere prim ver- mek gibi kampanyalar aracılığıy- la abone sayısmı arttırmayı he- defliyor. Turkcell'in Eğitim ve Halkla İlişkiler Koordinatörü NesMhan Ayık'a göre ise, Telsim'- in cihazlann gerçek fiyatlann ûzerinden ciddi indirimlere git- mesine, kampanyadan çok süb- vansiyon denmesi gerekiyor. Ayık, işletim gelirkrinin yüzde 67.1'inin PTTye gittiği göz önü- ne abndığında, sübvansiyona başvurmanın yatınmlan sekteye uğraüp hizmet kalitesini düşür- Simkartnedir? Abonenin cep telefonu ile santral arasında bağlantı kuran ve aboneyle ilgili tüm bilgileri içeren karta sim kart deniyor. Abonenin ismi.adresi, faturalama adresi, ödemeyi nasıl yapacağı ve hangi PTTden abonelik aldığı gibi bilgilerin yanı sıra, baz istasyonunun anlayabileceği türden bilgiler içeriyor. Kartlann ortalama satış fıyatı 40 dolar. mekten öte anlam taşımadığına dikkat çekiyor. Telsim Müşteri İlişkileri ve Abonelik İşlemleri Grup Mü- dürü Çağdaş Ergin, Telsim ola- rak son kullanıcıya hitap eder- ken, üretici fırmalarla birlikte fı- yatı minimize etmeye çalıştı- klannı, bayileri de prim yoluyla Telsim sim kartı satmaya teşvik etüklerini söylüyor. Türkiye'de cep telefonu hat te- sis parası, başka ülkelerle karşı- laşünlığında oldukça yüksekken, aylık abone ücretleri, dünya orta- lamasının altında kahyor. Türki- ye'de PTT tarafından. hat tesis ücreti 10 milyon TL, aylık abone ücreti 200 bin TL olarak belirle- nen GSM sisteminde konuşma, 8 saniyede bir kontür atışıyla 1300 TL'den ücretlendiriiiyor. Abone konuşma ücretlerinden elde edi- len gelirin yüzde 67.1 "ini PTT alı- yor. Ergin, Türkiye'de fıyatlarda bir ortalamanın bulunmadığını. hat tesis ücretinde çok yüksek, aylık ücrette de düşük bir fiyat belirlendiğini belirtiyor. Alıaya cazip kılmak için hat tesis ücreti- nin düşürülürken, konuşma üc- retlerinin Avrupa'daki kadar yüksek olmasa da ortalama bir seviyeye çekilmesi gerektiğıni be- lirten Ergin. Telsim'in bir rapor hazırladığını söylüyor. EKONOMIYE BAKIS Ülkede 1972'de başlatılan program, hâlâ sürdürülüyor Portekizli cocuklara sütii, okul programlan sevdirdi C• "SütGençliktir"sloganıyla22yılönce başlatılan uygulamanın bütçesi, ilk önce, Eğitim Bakanlığı bünyesindeki birenstitü tarafından karşılandı. Polis teşkilatının, vatandaşların ve özellikle öğretmenlerin araçları, süt taşımada kullanıldı. Okullara dağıtımla birlikte çocuklar sütün tadını keşfetti. Devamsızlıkoranı azaldı. • Bugün, "Okullara Süt" programı harcamalarmın yüzde 70'i hükümet, yüzde 30'u ise AB tarafından karşılanıyor. HÜLYAGENÇ Türkiye süt içmiyor P ortekiz dekı okul sütü uygulamasının benzerini küçükçapta Türkiye'de uygulayan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesı Prof. Bike Kocaoğlu ve Psikoloji BÖIümü öğretim üyelerınden Prof. Aytian Koç ve Prof. Diane Sunar, süt takviyesi uygulamasının fizıksel vezihinselgelişım üzerine etkilerini saptamak amacıyla bir araştırma yaptılar. inceleme sırasında pilot bölgedeki okullara 2.5 ay süreyle Tetrapak, Tikveşli ve Mis Süt tarafından ücretsiz,süt dağıtıldı. Düzenli bir şekilde günde en az bir bardak süt içen çocukların soyutdüşürtce, problem çözme, bellek, dikkat, konsantrasyon gibi zirtinsel nitelikler açısından süt içmeyen cocuklara göre daha başarılı oldukları saptandı. Türkiye'de genç nüfusun bir kısmının yetersiz beslendiğinı vurgulayan Kocaoğlu "Süt tüketiminin desteklenmesi, bu kitlenin fiziksel ve zihinsel gelişimi açısından çok büyük önem taşır"dedi. Türkiye genel indesosyo-ekonomikdüzeyi düşük olan okullardaokul sütü programının başlatılması gerektiğini vurgulayan Kocaoğlu, yetkililerden bu konuya duyarlı olmalarını istedi. TetraPakfirmasının Türkiye'deki şubesi isesokaksütünesavaşaçmış bulunuyor. Okul çocuklarına süt eğıtimi verilmesi gerektiğini vurgulayan Tetra Pak Halkla İlişkiler Müdiresı Zeynep Arabacıoğlu özbilen uzun ömürlü sütlerin içinde katkı maddesi bulunmadığına dikkat çekti. • ocukların günlük proteın ihtiyacının bir bölümünü karşılamak, fizyolojik gelişme ve 9 büyümeyekatkıdabulunmak amacıyla uygulanan "Okul Sütü Programı "nda Portekiz başarıyaulaşmışbırülke. 1972yılındanbuyana6-17 yaş grubu çocuklar arasında devam eden bu uygulama sayesinde kız çocukları nın 2.9 cm, erkek çocuklarının 2.8 cm uzadığı saptanmış. Portekiz hükümeti tarafından Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurulan Eğitim Çalışmaları Enstitüsü (IASA), okul sütü programıyla ilgili tüm çalışmaları üstlenmiş. Bazı pilot bölgelerseçilerek 1972-73yıllarında "Süt, Gençliktir"sloganıyla başlatılan uygulamanın bütçesi ilk önce IASA tarafından karşılanmış. 145 bin çocuğa günlük süt dağıtmanın maliyeti 30 milyon escuadosu bulmuş. Bu uygulama Portekiz hükümetinin yanı sıra süt üreticileri ve gıda maddelerine ambalaj malzemesi üreten Tetra Pak firması tarafından da desteklenmiş. ilk başta programın uygulanması için platoluk alan, kentsel yerleşimmerkezi, geniş ovalara yayılan bir alan ve resmen yaygınguatr hastalığının bulunduğubirbölgeseçilmiş. 1972-75yılları arasında da sürdürülen çalışmalar, her okulda bir ilkokul öğretmenininkoordinasyonu ile yürütülmüş. Geniş nüfus kitlesine hitap etme, okullardasüttozunun hazırlanması, yetersiz temizlik ve hijyen koşullarını daberaberinde getirmiş. Okullarda içmesuyunun olmaması, öğretmenlerin eğitim programlan haricinde meşgul olmaları programın aksayan yönleri arasında yer alıyor. Süttozu tûketimi, 1978-85yılları arasında büyük ölçüde azalmış ve Tetra Brik Asseptic ambalajlarda 1 litrelik sütler okul sütü programındakullanılmış. Birkaç yıl sonra ise 200 ml'lik ambalajlardaki sütler programagirmiş. ilkokullardaki tüm cocuklara ücretsiz süt dağıtabılmek için gereklıfinansmanı sağlayabilmek amacıyla IASA, ülkedeki bütün okulları harekete geçirmiş.Tetra Pak'ın da çalışmalarıyla uzun ömürlü süt dağıtımına başlanmış. Sütlerin dağıtılması ve depolanması görevi ise okul idaresi ve belediyenin sorumluluğuna bırakılmış. Polisten özel araçlara kadar, hatta öğretmenlerin özel arabaları bile süt taşımaişlemi için kullanılmış Okul sütü programıyla birlikte çocukların süt tadını sevmeye başladığı veokula devamsızlık oranının azaldığı gözlenmiş. Guatr hastalığının görüldüğü bölgelerde, 5yıllık okul sütü programı sonrasında hastalığı taşıyan çocukların oranının yüzde 52den yüzde 8.9'a indiği tespitedilmiş. 1979 yılında kişi başına süt tûketimi 42 litreyken, 1993 yılında bu rakam 85 litreyeçıkmış. Bu uygulama süt tüketiminin artırılması ve çocukları süt içmeye motiveetmenin yanında okullarda pedagojik bir araç olarak da kullanılmaya başlanmış. Süt kutularının üzerine pedagojik mesajlar çizilmiş, trafik kuralları ile ilgili bilgiler verılmiş. Tetra Pakfirmasının da katkısıyla çocuklar arasında çizim yarışmaları düzenlenmiş ve ödül alan çizimler süt ambaljları üzerinde kullanılmış. Bugün ülke geneline yayılan okul sütü programı için yapılan harcamaların yüzde 70'i Portekiz hükümeti tarafından karşılanırken, yüzde30'luk bölümü ise Avrupa Birlıği tarafından karşılanıyor. • Tofaş zorunlu izin istiyor BURSA (AA) - Tofaş OtomobıJ Fabrikası, stok araç sayısının artması nedeniyle, Türk Metal Sendikası'ndan "zorunlu izin" talebinde bulundu. Türk Metal Sendikası Bursa Şube Başkanı Necati Erol, >etkılılen ile yaptıklan görüşmede. "araç stok sayısının 7 bine ulaştığuu, bunun eritilmesi için de ekim-ocak ayları arası >e 24-29 tarihleri sahit olmak kaydıyla, yarım ücretle zorunlu izin" önerisi ile karşılaştıklannı bildirdi. TANER BERKSOY Lafı uzatmanın gereği yok. Osmanh'dan bu yana en va- him borç sarmalına düşmüş durumdayız. Hızla geniş- leyen borç sarmalı, ekonominin günlük akışını belirleye- cek, geleceğimizi ipotek altına alacak bir noktaya ulaştı. Iç ve dış borçlarımızın mutlak düzeyine bakmak yeterli değil. Benim bildiğim son rakamlar dış borç stokunun 66.5 milyâr dolara (Haziran 1994), iç borç stokunun da 550 trilyon liraya (Ağustos 1994) ulaştığını gösteriyor. Pekço- ğunuza bu sayıların fazla bir şey ifade etmediğini biliyo- rum. Dikkatinizi çekmek istediğim de borçlanmanın mut- lak boyutu değil zaten. Borçlanma yerine borç sarmalına eğilmemin nedeni de bu. Borçlanmanın kendisini kat- layarak büyüten yüküne çekmek istiyorum dikkatinizi. Bakın şimdi sarmalın nasıl geliştiğine. 1974 yılında dış borcumuz2.8 milyar dolarmış. Dunyayı altüsteden petrol krizi olmuş. Ekonomimizin de hızla krize sürüklendiği bu yıllarda sarmal işlemeye başlamış. 1980 yılında dış borç- larımız 16.2 milyar dolara fırlamış. GSMH'nin % 28'i boyu- tunda bir borçlanma düzeyi bu. Daha sonraki yıllarda pet- rol krizi türü ciddi bir uluslararası olay olmamasına rağ- men dış borcumuzu katlayarak arttırmışız ve 1993 yılında GSMH'nin % 59'una ulaşan dış borç batağına batmışız. "Sarmal bunun neresinde?" derseniz; anapara ve faiz ödemelerinde. Bu süreç içinde dış borç anapara öde- meleri GSMH'nin % 5'i, faiz ödemeleri de % 3'ü düzeyine çıkmış. Kısacası son yıllarda ulusal gelirimizin yaklaşık % 8'ini borç yükümlülüğü nedeniyle dışarıya aktarıyoruz. Çok kaba bir hesap yapalım. Ekonomide sermaye-hası- la katsayısının 4 olduğunu düşünecek olursak, her yıl % 2lik bir büyümeyi besleyecek boyutta ulusal kaynağımızı içine düşürüldüğümüz sarmal nedeniyle dışarıya akıtıyo- ruz demektir bu. iç borçlardaki gelişim ise daha da vahim. 1979 yılında iç borç stokumuz 455 milyar liraymış. Sonraki on yılda hızla büyüyen iç borçlanma sonucu 1990 yılında stok 57.1 tril- yon liraya fırlamış. Bundan sonra sarmal hız kazanmış ve ip kopmuş. 1991'de 93.6 trilyona çıkan stok, 1993'te 356.5 trilyon, 1994 ortasında ise 550 trilyon liraya ulaşmış. Şimdi gelelim iç borçlanmanın yarattığı yüke. 1984 yılı bütçesinden yapılan iç borç anapara ödemesi 241 milyar, faizödemesi ise 156 milyar liraymış. 1990yılında anapara ödemesi 14.6 trilyon, faiz ödemesi de 10 trilyon liraya yük- selmiş. 1993'e geldiğimizde, bütçeden iç borçlar karşılığı ödenen anapara 214 trilyon, faiz ödemesi ise 84.8 trilyon liraya ulaşmış. 1994yılı sonunda bu iki kalemin toplamının 454.4trilyon liraya ulaşacağı tahmin ediliyor. Yani 909 trilyon lira ol- ması beklenen toplam bütçe harcamalarmın % 49.9'u, 594.8 trilyon lira tahmin edilen vergi gelirlerinin ise % 76. 3'ü borç ödemesine gidecek. Ne denli vahim bir batak içi- ne düştüğümüzü anlamanız için, 1994 yılında bütçeden kamu personeline yapılacak toplam ödemenin 274 trilyon liraolacağını, bunun da toplam harcamaların % 30'u, ver- gi gelirlerinin ise % 46'sına denk düştüğünü bilmeniz ye- terli. Bunlar 1994 yılının bütünü için tahmin edilen ge- lişmeler. Bir de gerçekleşenler var. Bu ylın ocak ayında bütçeden yapılan faiz ödemeleri, toplam harcamaların % 24'ü, vergi gelirlerinin de % 35.7'sine eşitmiş. Eylül ayı- nda bu oranlar, sırasıyla % 39.9 ve % 57.7'ye yükselmiş. Ocak-eylül ortalamasında faiz ödemesinin vergi gelirleri- ne oranı % 45.6 olmuş. Uzun lafın kısası, vergi almadığı. kendisine kaynak ya- ratmayı savsakladığı için kolayı seçip borçlanan devlet, son dokuz ayda toplarJığı verginin yaklaşık yarısını faiz olarak bir avuç insana ödemiş. Bu oranın hızla yüksel- mesi, borç sarmalının gittikçe büyüdüğünü gösteriyor. Osmanh'dan bu yana en vahim borç sarmalını yaşıyo- ruz. Devleti onarıp güçlendirmedikçe sarmalın çözül- meyeceğini bilmemiz gerekiyor. Siz bakmayın "Saadet zincırıni kırdık" edebiyatına. Zincirin dik alası son dokuz ay içinde oluştu. Hazine'nin her gün ihale kovalaması, bu zincire yeni halkalar ekliyor. Devlete doğrudan kaynak yaratacak reformları savsakladığımız ölçüde borç sar- malı boynumuza daha da dolaşacak. Sarmalı kırmazsak modern bir "Muharrem Kararnamesi"r\'\r\ bir gün kapımı- za dayanacağı açık. Ondan sonrası da bıldiğimiz hikaye zaten. Emlak Bankası güvencesinde difediğiniz krediyi seçin, isteklerinizi hemen gerçekleştirin. • Taşıt Kredisi • İkinci El Taşıt Kredisi • Evlilik Kredisi • Tüketici Kredisi • Üretici Kredisi • Universite Harç Kredisi Toplu paraya ihtiyacınız olan her alanda Emlak Bankası'nın "Bireysel Kredileri" hep yanınızda! "Bireysel Krediler"in başvurusu kolay, uygulaması beklemesizdir. EMLAK BANKASI 1 ŞİŞLİ BELEDİYE BAŞKANLIGI'NDAN DUYURU ŞİŞLİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI ile SOSKO Moda İş Merkezi maliklerinin müştereken yaptıracakları Meşrutiyet Mah. 154 pafta, 941 ada, 119 sayılı parsel üzerinde 2000 araç kapasiteli, 45.000 m 2 toplam inşaat alanını kapsayan katlı otopark ve müştemilatı (dükkânları) inşaat)/ YAP-İŞLET-DEVRET modeli ile yaptırılacaktır. İstekli firmalann, 15 gün içerisinde ŞişU Belediye Başkanlığı'na müracaatları ilanen rica olunur. BUgi için: (0-212) 272 20 30'dan Teknik Başkan Yardımcısı Sn. İbrahim Kosar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle