Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 1994 ÇARŞAMBA
DtZİYAZI
—f^"
Fransız Komünist Partisi Genel Sekreteri Robert Hue, demokrasi sorununu Cumhuriyet 'e yazdı
Halk katılmadan değişim olmaz
K
üremiz halklannın, ıçinde çırpın-
dıklan güçlüklerhakkında. Fran-
sa'da komünistlerin görüşünün
yeni gelişmeleri dönemimizin
belli başlı çelişkilerinin birine ışık
tutuyor: Dünyanın her yerinde
kendi yazgısına sahip çıkmaya yönelik henüz be-
lirsiz özlemler duyuluyor. Fakat bu özlem ve di-
lekler, kurumsal araçlann otontanzmi ve müthiş
birıdeolojikbaskıyı karşısında buluyor. Bukoşul-
laraltında hangi topluluk, dönemimize has büyük
yaralardan korunmuş olabilir'1
Yoksulluk, açlık.
işsizlık, ülkedenkovma, salgın, işkence(kıyıcılık.
zulüm). zorunlu göç. etnik savaş, bunlann hepsı
'Üçüncü Binyıl'ın eşiğinde, hâlâ büyük korkular
yaratan büyük felaketlerdir. Bu durumda ve pek
çok deneyimden sonra paranın dünya üzerindekı
egemenliginin dönemin sorunlannı çözümleme-
de yetersiz kalacağına ilişkin bir düşünce oluş-
maİcta. Büyük parasal anamal erkinin, demokra-
sinin korunmasında, gelişmesinde ve yenilenme-
sinde getirdiği sınırlamalar giderek algılanır oldu.
'Başka türlü yaşama' düşü yeni bir güç kazandı.
Bu çerçeve içindedir ki, Fransız Komünist Parti-
si, amaç ve araç olan birdemokrasi anlayışının te-
meline oturtulmuş stratejisıne. eylemine ve işle-
yiş biçimıne yeni bir boyut ve yeni birdinamik ka-
zandırmaya karar verdi. Yenilikçi ve devrimci dü-
şüncesı budur.
Son yıllannjeopolitik kargaşalan tümüyle bı-
zi buna yüreklendiriyor. Eski Sovyetler Bırli-
ği'nde devlete ilişkin, sert ve bürokratik sosyalizm
deneyiminin birden bire yön değiştirmesi ve son
bulması, bizzat oluşmasına katkıda bulunduğu
demokratik isteklere bır türlü karşılık veremeyi-
şinden değıl mıdir? Yakın tarihten alınabilecek en
ski Sovyetler Birliği'nde
devlete ilişkin, sert ve
bürokratik sosyalizm
deneyiminin birdenbire yön
değiştirmesi ve son bulması,
bizzat oluşmasına katkıda
bulunduğu demokratik isteklere
bir türlü karşılık veremeyişinden
değil midir? Yakın tarihten
„ alınabilecek en büyük ders,
" demokrasi ve gelişme söz
konusu olunca, kestirme yoldan
asla bir yere vanlamayacağıdır.
büyük ders. demokrasi ve gelişme söz konusu
olunca kestirme yoldan asla bir yere vanlamaya-
cağıdır. 9O'lı yıllardan itibaren girdiğimiz soğuk
savaş dönemı bitiminin ortaya koyduğu gerçek
şudur: Anamalcılık çağdaş dünyanın demokrasi
umutlannı karşılayacak durumda değildir. Bu sis-
tem. egemenlığini küreselleştirmekle, meyveleri-
ni sadece sayısı giderek daha çok azalan aynca-
lıkhlara veriyor ve böylece temel demokratik kay-
gılara artık ne denli yabancı olduğunu gözler önü-
ne seriyor. Marx, tarih boyunca insanlığın gelış-
melerinin bireylerinkinin zaranna olduğunu da-
ha kendi yaşadığı dönemde saptamış ve belirt-
miştı. "Anamalcılık herhangı başka bir üretımsıs-
teminden çok daha fazla insan ve canlı emek sa-
vuran, et, kan, beyin ve de sinir israf eden, aşıran
bir sistemdir" diye yazıyor ve şu görüşün altını
çiziyordu: "fnsanlığın gelişmesi. bireylerin geltş-
mesinin boşa harcanması sayesinde sağlandı ve
gerçekleşti." Günümüzde küremiz üzerindeki
anamalcı egemenliginin yıkıcı gerçekliği bu de-
ğerlendirmeyi haklı çıkarmıyor mu? Komünistle-
rin de isteği olan, insanlığın kendinin en büyük bö-
lümünü baskı altında tutarak ve yıkarak asla ge-
lişmemesi gerektiğine ilişkin halklann dileğine
daha da güç kazandırmıyor mu? Oysa 'finansal
egemenlik' döneminde, anamalcılığın doruk nok-
tasına ulaştırdığı, yüz milyonlarca kadın, erkek ve
çocuğun hayatta kalma koşullannın kötüye gitme
sürecıdir. Bu süreci aşmak bizce bir kamu hizme-
tidir.
ISovyet deneyiminin
verdiğiders
Bu amaçla tarihi öğreniyor ve tarihten olabildi-
ğince ders almaya çalışıyoruz. Rus Bolşevikler.
bir zamanlar. burjuva diktatörlüğünün yerine pro-
letarya diktatörlüğünü getirmekle, anamalcılığı
aşacaklannı sandılarsa da, farkına varmaksızın
uzun vadede şöyle bir tarihsel tanıtlamada bulun-
dular: Bireysel özlemlerin ve gereksinimlerin za-
ranna oluşturulmuş bir topluma öncelik tanımak-
la, anamalcılığı aşamamakla kalmayıp yeniden
kök salması için gerekli koşullann yaratılmasına
katkıda bulunuluyordu.
Fransa'da saygınlık kazanmış ve sınırlar ötesi
ün sâlmış düşünürler, kendilenne özgü biçimde
bizim de paylaştığımız kimi kaygılan dile getir-
mekteler. Filozof Jacques Derrida. Marx"ın Ha-
yaletleri (s. 88) yapıtında şu satırlan yazıyor: "Za-
manımızda 'yeni bir dünya düzeni' yeni. evet ka-
çınılmaz olarak yeni bir düzensizliği. daha önce
Robert Hue, anamalcı sistemin sorunlan çözmediğine işaret ederek şöyle diyor: Yoksulluk, açlık, işsizlik, ülkeden kovma, salgın, işkence, zorunlu
göç ve etnik savaş, bunlann hepsi Üçüncü BinyıTın eşiğinde hâlâbüyük korkular yaratan büyük felaketlerdir.
Portre
Tarih ve resim tııtkımıı
Fransız Komünist Partisi Genel Sekreteri
Robert Hue, 19 Ekim 1946'daCormeilles-en-
Parisis'te bir işçi ailesinin çocuğu olarak
dünyaya geldi. Cumhuriyet okurlan adına
kendisinin doğurn gününü kutluyoruz.
1962'de Genç Komünistler'e ve bir yıl sonra
da Komünist Partisi'ne katıldı. 1970-77
arasında Val D'oise Federasyonu
sekreteryasına üye oldu.
1977 yılından beri Montigny-Les-Cormeilles
Belediye Başkanlığı ve 1988"den bu yana Val
D'oise'nin danışmanlığını yapıyor. 1987'de
partinin merkez komitesine. 1990'da
politbüroya seçildi. 29 Ocak 1994 tarihinde
genel sekreter oldu
. Robert Hue'nun iki tutkusu vardır. Bunlardan
birincisi tarihtir ve bu alanda üç kitap
yazmıştır. Ikinci tutkusu ise resimdir.
Özellikle Van Gogh, Corot, Ltrillo gibi kendi
yöresinde yetişmiş ressamlara tutkundur. Hue,
evli ve iki çocuk sahibidir.
Robert Hue
eşi benzeri görülmemiş
bir egemenlik kurmak-
la, oturtmaya ve sağ-
lamlaştırmaya çalışıyor.
(...) Dünya ve insanlık
tanhinde" diye sürdü-
rüyor Jacques Derrida,
"şiddet, eşitsizlik, dışa-
n atma. kıtlık ve dolayı-
sıyla ekonomik baskı-
nın bu denli çok sayıda
insanı etkilediği hiç gö-
rülmemiştir." Filozofun
'Marksçılığa karşı yeni
büyük komplo' diye nı-
telendirdiği olguya di-
renmenin tek çaresı, bu
düşüncenin demokratik
yönünün geliştırilmesi-
dir.
Benzer düşüncede
JL-^oksanlı yıllann ortaya
koyduğu gerçek şudur:
Anamalcılık, çağdaş dünyanın
demokrasi umutlannı
karşılayacak durumda değildir.
Bu sistem, egemenliğini
küreselleştirmekle meyvelerini
sadece sayılan giderek daha
azalan ayncalıklılara veriyor ve
böylece temel demokratik
kaygılara artık ne denli yabancı
olduğunu gözler önüne seriyor.
olan filozof Michel Ser-
res'güçlü ve zengın ülkelerin demokratik düzen
içinde yaşadıklannı' ileri süren reklam kampan-
yasının 'ikiyüzlü' niteliğini vurguluyor ve "Bu-
nun doğru olmadığını açık seçik anlatmak gere-
kiyor. En azından bu ülkeler, kendiierine her ko-
nuda yakın bir çeyrek dünyaya hoşgöriiyle bakıp,
Üçüncü Dünya ülkelerine uzak kaldıklan sürece
demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Oysa
bu ülkeler tam aksine. tarihte. gelmiş geçmiş en
eşitliksizci, en acımasızaristokrasiyı oluşturuyor-
lar. Bu. sözde en ıyi yönetim yalnızca en iyilerin.
yani en zenginlerin, en güçlülerin yönetimidir; bu
güçleri aracılığıyla da giderek tüm ınsanlığı fela-
kete ittıkleri halde. yoksullar arasında bu yalancı
propagandayı evrensel biçimde yayabilecek ağlar
kuruyorlar" diye yazıyor.
Sosyolog Alain To-
uraine aynı kaygılan ta-
şıyarak "Demokrasi ne-
dir" (s. 235-236) baş-
lıklı yapıtında. "Yöne-
ticilerin \e astlann ay-
rılmasını engellemekle
ve topluluğun temel ge-
reksinımlerinı. zaferi
bunalımlara ya da top-
lumsal kopmalara yol
açan özel çıkarlara zor-
la kabul ettiımekle, gü-
nümüzdeki siyasal sis-
teme açıklık getırmek"
bıçımınde bir önen ge-
tiriyor. "'Gelişme fikri-
nın, yalnızca demokra-
sinin \e büyümenin bir
araya gelmesi olarak
değil de, daha derın dü-
şünerek. bır kültürel mi-
ras ile gelecekle ilgili tasanlann bıleşimı bıçımin-
de yeniden tanımlanması gerekir. Dünyanın bü-
yük bır bölümünün. gelişmenın tek yolunu tutmak
üzere kültüründen ve kımlığınden vazgeçmesi ge-
rektıği düşünülürse demokrasiden nasıl söz edı-
lebilir? lnsanlann çoğunun kendi övkülerinin ko-
nusu olmamaya mahkum edilişleri. demokratik
özgürlüğün fecı biçimde yadsınması değıl mi?'"
diye vurguluyor.
Bu seslere daha başkalannı eklemek olası. Hep-
si. kendi bıçemlerinde, çağımızın gerektirdiği top-
lumsal değişim tasanlannın yeniden oluşturul-
masının çerçevesi içinde. demokrasive \enlmesi
gereken değışmez öncelığı dile getırmekteler.
Uzun süre. siyasacılar\e siyasal oluşumlar. prog-
ramlar hazırlayarak, insanlara bunlan sunan v e se-
zun zaman siyasacılar ve
siyasi oluşumlar, programlar
hazırlayarak insanlara bunlan
sunan ve seçildikten sonra
gerçekleştirmekle yükümlü
olanlara oy vermeyi önerdiler.
Siyasa yapmanın demokratik
açıdan sınırlı bu biçimi artık
aşılmalıdır. Demokrasi, içinde
bir tek inancı banndınr: Halktan
gelmezse hiçbir değişim, halkın
yaranna olamaz ve
gerçekleşemez.
çildikten sonra gerçekletirmekle yükümlü olanla-
ra oy vermeyi önerdiler. Siyasa yapmanın demok-
ratik açıdan sınırlı bu biçimi aşılmalıdır. Bunu
herkes kabul etmez. Oysa tarih bize Fransa'da
halk >aranna uzun süreli hiçbir değişikliğin. hal-
kın etkin ve sürekli katılımı olmaksızın gerçekle-
şemediğinı gösterdi. Bundan dolayı Fransız Ko-
münist Partisi (PCF ) artık aşmak için yok sayma-
nın ve kurmak için kararname ile buyurmanın ve-
terli olmadığını ileri sürmekte Demokratik. sos-
yalist ve insancıl bir topluma dönüşüm. zaman
içinde yayılmış uzun bir süreçtir. Sürekli olarak
zıt, hatta çelişik güçleri birbirinin karşısına geti-
rir. Ancak halkın anlaşmasından \e eyleminden -
siyasi uzlaşmalardan değıl- ve öte yandan. fark-
lılıklan zenginlik kaynağı halıne getirme ısteği-
nin paylaşılmasından, yaşadığımız döneme uy-
gun devrimci ve doğal olarak demokratik deği-
şımler doğabilır.
PÇF'nin 28. kongresinde. demokrasiyi 'her bı-
reyin araya girme. katılma yeteneğının tanıtılma-
sı' olarak tanımladığımızda tek amacımız şuydu:
Siyasal yönelmemızin çağdaşlığını vurgulamak
ve kültürümüzden ve ışlevış bıçımımızden. de-
mokrasiyi engelleyebilecek herhangi birmerkez-
leştirme olgusunu kaldırmak. Biz bu duruma.
I976'da demokrasınin. değişımin aracı ve amacı
olarak oynadığı merkezi rolün bilıncınden, yetkin-
lik koşulunun. herkes tarafından gırişım ve so-
rumluluk üstlenmesine davalı olduğu ınancına
uzanan ve kongreden kongreye geçen uzun bir
volun sonunda vardık. Tek amacımız erkin tem-
sıli ve elden alınmasını reddetmek, tartışma yo-
luyla mılitan formasyonu ve uygulamasını kolay-
laştımıak ve herkesı eleştiri düşüncesıni ve yara-
tıcı yeteneklerini kullanmayateşvik etmek. Bizim
için söz konusu olan ne olduğumuzu. ne yaptığı-
mızı ve ne istediğimizı anlaşılırbır'bütün halinde
sunmak. Bubirtek sözcükleözetlenir: Demokra-
si. içinde bır tek inancı banndınr: Halktan gelmez-
se hıçbırdeğışım halkın yaranna olmaz ve gerçek-
leşemez. Bu düşünce bizim hareket biçimimizi
belirleyecek kadar değerlidır.
Yarın: \obel Kimya Ödiilü sahibi
Prof. Donald J. Cram
Y A Y I N H A K K I E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z
İLAN
KARTAL 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1994'138
EsasNo: 1994/138
Davacı Rıdvan Yapı tarafından davalı Safiye Yapı aleyhine mahke-
memizde açılmı; bulunan boşanma davasında:
Davalı Safiye Yapı'nın adresi yapılan zabıta tahkikatına rağmen-
de saptanamadığından ilanen tebligat yapılmasına karar venlmiş
olmakla adı geçen davalının duruşma günü olan 2.12.1994 günü saat
10.00'da duruşma salonunda haar bulunması veya kendisini bır ve-
kille temsil ettirmesi, gelmediğı veya kendisini bir vekılle temsil ettir-
mediğı takdirde yokluğunda karar verileceği hususu 7201 sayılı tebli-
gat kanunun 28, 29, 30 ve 31. maddesı gereğince adı geçen davalıya
ilanen tebliğ olunur. 20.9.1994
Basın: 11490
İLAN
T.C.
TAVŞANLI ASLİYE HTJKUK (İŞ)
MAHKEMESİ
1993,319 esas
Davacı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı Ali
Aktaş ale>hine mahkememıze açılmış bulunan rücuen tazminat da-
vasının yapılan açık oturum sırasında verilen ara karan gereğince:
Adresi tüm aramalara rağmen bulunamayan davalı Ali Aktaş'a
duruşma gunünün ilanen tebliğine karar verilmi; olmakla:
Davalı Ali Aktaş'ın 17.11.1994 günü saat 09.00"da duruşmada ha-
zır bulunması, kendisini bir vekille temsil ettirmesi. gelmediği takdir-
de yargılamanın vokluğunda yapılacağı hususu daveti>e tebliği >eri-
ne kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 15.4.1994
Basm:51657
MERİÇ KADASTRO MAHKEMESİ
DosvaNo: 1992 35 Esas
Karar No: 1994 125
Davacı Hasan Bozacı ile davalı Ahmet Karabulut ve arkadaşlan ara-
sında görülen Kadastro tespıtinin iptali ve tescil davasımn açık yargı-
laması sonunda;
Dava kabul edilerek, Kadıdondurma Köyü 2131 parsel sayılı ta-
şınmazın davalılar adına olan tespıtinin iptali ile davacı adına tespit
ve tapuya tescıline. 155.800 TL harcın davalılardan alınmasına.
800.080 TL muhakeme masrafının davalılardan alınarak davacıya
verilmesine. 11.7.1994 tarihinde karar verilmış, davalı Ahmet Kara-
bulut'a tebligat yapılamamış olup. İstanbul ilınde ıkamet ettıği bildi-
rilen Ahmet Karabulut'a bu ilanın yayımlandığı tarihten itibaren 1 ay
içinde temviz yoluna müracaat edebıleceğı ilanen tebliğ olunur 7 10
1994
Basın: 51732
POÜTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Şairler Çiçek Sever.•••
Metin Eloğlu'nun 9. ölüm yılıymış. Kimi dergilerde, ga-
zetelerde yazılar var. Niçin 10. yılı beklememişler? Olsun,
9. yılında da ölümler anılır.
Kaç yıl oldu bilmiyorum, elektrikle işleyen boynuzlu oto-
büsler döneminde (tarih bundan bulunur), Karaköy'de
vapurdan indim, işte o Italyan otobüsüne bindim. Elimi
kaldırdım birtutamak ararken, bireli tuttum. Baktım, Ok-
tay Rrfat! Yabancı değilmiş.
"Metin'e gidiyorum, çok hastaymış" dedi.
O hani (menhus) kötü hastalığa tutulduğunu söylüyor-
lardı, değilmiş, aslı çıkmadı. Otobüs Dolmabahçe'den
Gümüşsuyu'na doğru çıkıyor.
"Sen de gelsene" dedi.
"İşim var" diyecek oldum.
Ne zaman işim bitti ki!
Şimdi pişmanım desem ne anlamı var.
Oktay, Metin'e gitti. Ben de işime...
Aradan yıllar geçti, Oktay da öldü.
Oktay Aşiyan'a gömülmek istermiş.
Kimse, Oktay'a Aşiyan'da bir yer bulamadı. Tomris
Uyar'ın önceden alınmış bır yerı varmış, yerını vermek is-
tedi. tstememiş olacaklar ki sonra Karacaahmet'e göm-
düler.
Orhan Veli Aşiyan'da Oktay'sız.
Çok sanatçıyı, şairi gömdük Aşiyan'a... Ulvi Uraz, Aşi-
yan'a gömülmek istermiş. Belediye Başkanı Ahmet Is-
van bir yer buldu.
Metin'i nereye gömmüştük?
Metin'i keşfeden Orhan Veli'dir. Orhan, 1950'li yıllarda
Yaprak dergisini çıkarıyor. Dergiye genç şairlerden şiirler
geliyor. Bunlardan birinin altında da Metin Eloğlu imzası
var. Seviyor şiiri, önüne gelene okuyor. Sanırım, "Başka
şiirleriniz var mı?" diye bir de mektup yazıyor.
Metin şiirlerini gönderiyor.
Ardından "Odun" adlı kitabını Salim Şengül yayımlar.
Artık ünlü günlere doğru adımlarını atmaktadır. Cahit Sıt-
kı Tarancı gibi 'çilingir sofrası 'nı sever.
Bu zıkkımın yanında
Arnavut ciğeri ister, bir
Çiroz ister, iki
Cacık ister, üç
Adalet, müsavat, hürriyet demeye
Sadece yürek ister
Ikinci Yeni' adı altında Cemal Süreya, Turgut Uyar,
Edip Cansever'le bırlikte görünür. Onlardan ayırdı resim
de yapmasıdır. Bırçok sergiler açar. Hatta denebılir ki ge-
çimi uzun yıllar hep resımden olmuştur. Bugün resımleri-
nin iyi para ettiğini söylüyorlar. Sağlığında etseydi ya!..
Bir gün hiç unutmam, askerlikte, yoklamayı kaçırmış
'kaçak' a yazmışlar. Hapsederler diye çok korkuyor. Res-
sam Fahir'le birlikte bana geldıler. O yıllar Ankara'dayım
askerlik şubesine, dairesine filan sözüm geçiyor. Albay Ih-
san ağabey var, askerlik dairesinde başkan, ona gittik.
Metin'i şiirlerinden ötürü çok seviyor. Hemen işimizi gör-
dü, Metin'in korkusu geçti.
"Şairliğimiz bir işe yaradı" dedi.
Çünkü solcu şair diye yıllardır kovalanıp duruyordu. Bir
albayın günün birınde askerlik ışinden arka çıkacağını hiç
ummuyordu.
Bir gün Edip Cansever'le adadanBostancı'yageçmiş-
ler, bir köşkün bahçesinde sardunyalar var. Edip eğilip ko-
parmak istemış. Metin, "Yapma!"demiş. Birsardunya ko-
parmışlar. Köşkün sahıbı oralardaymış. Aralarında hır çık-
mış. Polisler gelmişler. Suçüstü yapmışlar. O dönemde
suçüstü var. Yargıç, köşkün sahibini de şairleri de dinle-
miş, sonunda;
"Şairierçiçek sever" diye davayı düşürmüş. Metin, gü-
ler; "Şairlik bir de çiçek hırsızlığında işimize yaradı" der-
di.
Gülerdik...
BULMACA
1 2 3SOLDAN SAĞA:
1/ Bilim kurumlannın ça- .
lışmalan ile ilgili yazı ve
haberlerin yayımlandığı 2
dergi. 2/ Fenike mitoloji- o
sinde en büyük tann...
Yoğurt. pekmez gibi ko- 4
yu şeyleri suyla incelt-
mek. 3/ Uzaya gönderi-
len ilk canlı olan köpek
türii... Soyundan gelinen
kimse. 4/"— taneleri gibi
gülemedim Aradım ara-
dım bulamadım Kendi
ecelimle ölemedim"
(Bedri Rahmi E>ııboğlu). 5/ Ucu
yanık odun... Beyoğlu semtine es-
kiden verilen ad. 6/ Bir nota...
Üzerine resim ahnmış fotoğraf ca-
mı... Tarla sırun. 7/ Mahkeme so-
nucunu gösteren resmi belge...
Otel. tiyatro gibi yerlerde girişe ya-
kın geniş yer. 8/ Gelincik çiçeği. 9/
Bir alay işareıı... Tavlada bir sayı.
VTJKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Arşiv. 2/ Bir göz rengi... Gelin
olacak kıza erkeğin verdiğipara ya
da armağan, 3/ Matem... Üye. 4/ Bir tür erkek deve... Vücudun
gücünü arttırmak için yapılan abştırma. 5/ Namaz çağnsı...
Adlan sıfat yapmakta kullanılan bır yapım eki. 6/ Tellür ele-
mentinin simgesi... İri ve tombul kucak çouğu. 7/ İpucu... Yah-
ya Kemal'in hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri. 8/ Voİeybol ve te-
niste servis atışı sırasında topun fileye değmesi... Tann. 9/
Eskiden kullanılmış bir çeşit devrik yakalı kürk.
D L J Z E L T M E
Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'den
Tasarruf Sahipleri İçin Sirküler
Bankamızm 1.980 milyar TL artınlan
sermayesinde yeni pay alma haklarınm
kullanılmasından sonra kalan ve halka
arz edilecek tutar 36.723.269.000 TL
olarak düzeltilmiştir.
llgililere duyurulur.
YAPI VE KREDİ BANKASI A.Ş.
Genel Müdürlük