29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EKİM1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Koro müziğiııiıı öııeıııi üstiine leme tarzmı beannsemeden bfiyüdükleri için her Ün, Bûlent Tarcan; sonraki kuşaktan Arel LV şeyden önce onlara bir arada şarkı söjletmeyi; çoksesli mûzikte temiz ses çıkartmayı, kuiak- lannı makamlann ara seslerinden arındırmayı öğretmek zonmdayız. Yoksa entonasyon dediği- miz doğnı tonlama elde edilemh or. Türkçe, zaten Ketnal Sünder, İlhan Baran, Yalçın Tura ve Cen- gırtlakta bir lisan. Sesin öne gelmesi ve gırtlaktan giz Tanç'tan sonraki kuşak ıse tek tük koro mü- konuşur gibi değil de kafa sesi tekniği ile şarkı zıği ile ilgılenmiş. Ali Darmar'ın eşliksiz koro söylemeyi öğretmemiz çok zaman alıyor. Neden için parçalan var: BabürTongur, 1985'tekı Enka EVİN tLYASOĞLU Konser birimlerimizin yıilık programlanna göz atınca, kaç korolu yapıta ya da kaç koroya rastlıyoruz dersiniz? Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası programlannda, yalnız Sofya Kaval Korosu var. Cemal Reşit Rey Salonu'na mevsi- min hemen başında Karabağ Şikestesi Orator- yosu'nu seslendiren Azerbaycan Devlet Koro- su'ndan sonra, Ara En-Ciel "Gökkuşağı" Korosu kaüldı. 18 kasımda da Brealya'dan gele- cek bir madrigal korosu konuk olacak. Korolu yapıt olarak Istanbul Devlet Operası'run programında (günahıyla se- vabıyla son derece ılgi uyandı- ran) Carmina Burana; VenH'nin Requıem'ı ve mart ayından son- ra gündeme gelecek olan Mo- zart'ın Requiem'i görûlüyor. İstanbul'da şımdılık korolu bir başka yapıtın ya da konuk ko- rolann ızme rastlanmıyor. Yıllar önce Muammer Sun ile yaptığımız söyleşıleri arumsıyo- rum: Çoksesliğın yaygınlaşması için her şeyden önce korolar ku- rulması, koro öğretmenı yetıştı- rilmesi ve çocuklara kendı be- denlerinden yükselen sesi nasıl kullanacaklannın öğretilmesı gereğini vurgulamıştı. Koro ha- Gnde topluca şarkı söylemek, ashnda ülkemizde var olmayan bir gelenek. Örneğin tngilizler, çağlar boyu toplu şarkı söyleme alışkanlığı olan bir ulustur. Aile toplantılannda, okullarda, tö- renlerde, bir araya geldiklen her fırsatta birlikte söyleyecek bir şarkı bulmuşlardır. Bizim, ne halk müzığinde ne de divan mü- zığimızde koro olayı görûlür. (Son zamanlarda ortaya çıkan fasıl heyeti, bir başka olayın şe- kil değişmesidir. Saz heyetı eşli- ğınde tek kişinin art arda söyle- diği, aynı makamda şarkılar topluluğuna fasıl dendiği bilinir. Son yıllarda topluca söylenen _ ^ , ., „ . „ . . „ „ . şarkılar, fasıl adı alıyor. Bu bir AraEn-Gel 'gokkuşağı korosu Cemal Reşit Rey Konser Salonunda konser verdı. manbaş, Kodallı, Fırat, Tüzün; korolu yapıtlar yazmışlar. Muammer Sun ve Cenan Akın. ilk günden bu yana ve de halen eğitim müzığinın te- mel taşı olarak koro müzığine önem vermişler. başka konu.) İstanbul TRT Gençlik Korosu'- nun kurucusu, opera korosunun öğretmeni ve şefi Gökçen Koray ile korolann önemı üstüne konuşuyoruz. İstanbul-Ankara ve İzmir'de Kültür Bakanlığı'na bağlı korolann çahşmalan- ndan, devlet senfonılennın bir birimi haline ge- len çocuk korolannın olumlu yönûnden, kon- servatuvarlardaki korolann öneminden ve yeni kurulan üniversite korolanndan, gençlik koro- lanndan söz ediyoruz. "Çocuklanmız, toplu söy- Avrupa çocuk korolan gibi tınlamıyor bizim ço- cuk korolanmız diye sonıyordum kendime. Eli- mizdeki dağarcık do notasından fa notasma ka- dar u/anıvordu. Transpoze ederek seslerin tüm rejisterlerini kullaıuna olanağı bulduk, dinleyin bakın. şimdi Avrupa'daki herhangi bir koro gibi tınlıyor bizim çocuklanmız da. yanşması için yazdığı parçalarla başanlı oldu. Ve şu sıralarda Aydın Karlıbel'in çalışmalan gündemde. Bugün tum koro yönetmenlen. bes- tecılerimızı daha çok koro parçası \azmaya çağınyor. Hem de artık iki sesli, üç sesb klasik yöntemde değıl, çağdaş tekniklen kullanan, gü- nümüzün yontemlerini izJeyen parçalar istiyor- Koro için yapıtlan olan Türk bestealenne bir lar. Öyle ya çalgısal yapıtlarda yenı yöntemler göz atıyoruz. Türk Beşleri, Rey, Saygun, Alnar, denerurken neden korolu yapıtlarda denenme- Akses, Erkin ve onlann kuşağından Ekrem Zeki sın! Üstelık uluslararası bir koro yanşmasına katılacak olsanız, hemen sizden ülkenizin beste- cilerini ve 1960 sonrası yöntemlerle yazılmış bes- teleri istiyorlar. Gökçen Koray "Yurtdtşmda öyle çok ve öylesine iyi koro var ki, artık şarkı söyleme zorluklarını çoktan aşmışlar ve yenilikler peşindekr. Koronuzun niteliği, karmaşık yöntem- lerin altından kalkabildiğiniz zaman ortaya ÇH kıyor bugünkü günde. Biz, çağdaş yöntemleri içe- ren korolu yapıtlarunız olmadığından uluslara- rası ölcülere uyamıyoruz" der- ken, bestecileri de yûreklendir- mek için bir şey daha eküyor: "Merak etmesiııler, özeüikk gençlik korolarımız, artık her tûrlü karmaşık tekniğin üstesin- den gelip bestecüerimizin yapıt- larını yüz akı ile seslendirecek durumda." Nıtelikh korolar için koro öğ- retmenleri yetiştirmemiz, en başta gelen sorunumuz. Orta- öğretimdeki teksesli piyano eş- lığı olsa da çoksese dönüştüğü söylenemeyen korolara marşlar söyleUlmesi, koro müziği kav- ramının gelışmesı demek değıl- dir. Koro öğretmeni demek, yalnız şan bölümü mezunu ol- mak demek değil; konservatu- varda armoni, kontrpuan eğiti- mi görmüş olmayı ve ıyi derece- de piyano çalmasıru bilmeyi ge- rektiriyor. Ve de korolanmızın kurum- laşması, önemli sorunlardan bın. Bıldiğımız kadanyla Gök- çen Koray da Ankara'dakı Or- tadoğu Teknık Ünıversıtesı ko- rosunun kurucusu Seval Innak da ülkcmizdeki bırkaç koro şefi gibi bu işi bir misyon edinmişler; ödcneğc, aldıklan maaşa bak- madan izcilik yapıyorlar. Koro çalışmalanna kendını adamış bir başka şef de Yeşoa Aroyo, hıçbir kuruma bağlı olmaksızın 1973'ten bu yana çahşmalannı sürdürüyor. 1982'de kurduğu İstanbul Oda Korosu ile eylül ayında Yunanıstan'ın Kardıtsa kentınde katıldığı uluslararası yanşmada, on yedi ülke arası- ndan üçüncülük elde etmeleri güzel bir haber. Çoksesliliğin gelişmesi, uluslararası düzeyde ayııı dili konuşan sesımızin yükselebilmesı için dileğınuz, bestecilenmizin daha çok koro par- çası ve korolu yapıt bestelemelen; elimizdeki ko- rolann devlet kadar özel teşebbüsten de destek görmesi ve konser duzenleyen kurumlanmıan, festivallerimizin daha çok korolu yapıt sahnele- meleri veya örnek alabılmemız için daha çok koro getirtmeleridir. Iranlı şair Firdevsi'nin Şehname'si son yıllarda en pahalıya satılması beklenen eser olmaya aday Osmanlı, yine mezatta EDtPEMİLÖYMEN LONDRA - İngıltere'de hıç bıtmeyen müzayede sezonunda sıra yine Islam-Osmanlı eserlerinde. Her yıl ekim ve nisan aylannda dûzenli olarak satışa sunulan eserlere son yıllarda talep azalmıştı. Jslam-Osmanlı minyatür ve kıtap satışlan, ekonomik durgunluktan fazla etkılenmişe benzemıyordu. Ancak diğer eserlere talep azalınca kataloglar da incelmiş ve salonlar daha bir tenhalaşmıştı. Sotheby's'de bu haftaya yayılan İslam-Ösmanh saüşı ise 1990'lann başlannda yaşanan ekonomik durgunluk ve Körfez krizinin etkilerinden nihayet annmış görünüyor. Bu hafta Sotheby's müzayede fırması tarafından satışa sunulacak eserler arasmda en dikkat çekeni, bugün ahcı bekleyecek olan ünlü Şehname. İranlı şair Firdersi'nin kaleminden çıkma Şehname'nin 15. yüzyıldan kalma örneği için artürmaya başlama fiyatı 150-200 bın sterlin (yaklaşık 8-11 milyar lira). Ancak bu fıyata ancak Şehname'nin 37 sayfası alınabilecek. Son yıllardaen pahalıya satılması beklenen eser olmaya aday. Tablo satışmın yapılacağı çarşamba gününün bizim açımızdan en ılgjnç eseri, bir fstanbul panoraması. Jean- Baptiste Vanmour'un (1671 -1737) eseri olduğu sanılan bu panorama, Çamlıca Tepesi'nden İstanbul"a bir bakış. Kadıköy. tarihi yanmada vebirazGalata dışında her yerin yemyeşil, insansız ve binasız olduğu bir İstanbul. 2x4 metrelik dev tablo için istenılen en düşük fıyat, 80-120 bin sterlin arasmda (4.4 - 6.6 milyar lira). 'Uydurulmuş 1 tablolar Aynı gün, Osmanlı ülkesini Avrupalılara yansıtan başka tablolarda var. Ancak bunlann bir kısmı ya akıldan yapılmış ya da Av rupa'nın o dönemdeki zevkine uygun biçımde "uyduruteıuş" olduğu için tanıdık görüntler değil. Ömeğın 15-20 bin sterlin ıstenilen. Hollandalı ressam WUlem yan der Hagen'e ait olduğu söylenen bir İstanbul tablosu, tamamen uydurma ve gotik bir İstanbul. Ancak satışa sunulan, fotoğraf kadar gerçek mükemmel tablolar. Osmanlı dönemını bir belge gıbı yansıüyor. Özellıkle de Osmanlı ülkesıne seyahatın arttığı 19. yüzyıldan kalma eserler. Gezgin Tristnun Ellis'ın Tepebaşı'ndan Süleymaniye'ye bakış, Yeni Cami, Haliç, Ahırkapı'dan Ayasofya gibi suluboya eserlen hem ucuz (ortalama 100 milyon lira) hem de artık çoktan kaybolmuş bir istanbul ıçın belge niteliğinde. Sotheby's'dekı tablo satışlan. ashnda yabanalann, Osmanlı ülkesine nasıl gelıp her şeyı nasıl çizip yazıp belgeleyipgötürdüklerini bir kez daha göstenyor. Sart yıkınülan. Pamukkale, Izmir gibi "taşra" görüntülen de var listede. Osmanlı eserlennin saüşa çıkacağı perşembe günü ise yine İznıkler. Beykozlar, ve diğer eserler sırada. Iznikler içinde en ilgjnci; biri Mısır'dan, bin Fransa'dan, biri de Brezilya'dan geürilip takım yapılan üç tabak. İznik fıyatlan, gecen yıllardakıler kadar. Artürmaya başlama fıyatlan ortalama 25-30 bin sterlin (1.3-1.6 milyar lira). Yine Sotheby's'de 25 ekim ve 3 kasım günlerinde de kitap ve harita satışı yapılacak. Bine yakm eser arasmda yine Osmanlı dönemine ılişkın eserler de var. netjci . terıA R A N I Y O R En az 2 yıı deneyımlı Dogum tarıhı 1960-1971 arasmda olan, Yogun çalışmaya alışık. lyı Ingılızce bılen, En az lıse mezunu adayların 24 10 1994 Pazartesı gunü mesaı bıtımıne kadar resımlı özgeçmışlerını, uzerıne "Yönetıcı Sekreterı yazacakları bir zarfın ıçerısınde elden veya acele posta ile (APS) aşagıdakı adrese ulaştırmaları rıca olunur CENAJANS C R O f O s n a n ı Sokah No 19 80090 Ta nsım-lstanDü Telefonla yaptlacsk başvurula* geçerstz savılacakur ÂJANS PERA • En 32 uç yıl apps deneyımlı. • Yüksekokul mezunu, • Ingılızce ve/veya Almanca bılen, • Macmtosh kullanabılen • Guze/ Sanatlara ılgı duyan, • 30 yaşını geçmemış. • Bayan Müşteri Temsilcileri aramaktadır Ikplenenlerm 293 89 78no lu telefondan Nurşen Demtr'ı arayarak randevu alması rıca olunur Çok çalıylan bir ortam, çok çalışkan bir insan: Müşteri İlişkileri Bölümü Sekreteri • tngilizce bilen, • Macintosh kullanabilen adayların yazılı özgeçmişlerini, bir fotoğraflarıyla birlikte göndermeleri rica olunur. LOVVE ADAM TANIT1M HIZMETLERF A S BUYUKDERE CADDESI UCYOL MEVKII NO 5 7 KAT 4 MASLAK 8 O 7 2 5 ISTAr4eUL FAKS IO-2 1 21 2 8 5 O 1 8 4 ıO-212> 2 7 6 2 7 6 7 "7K FEZA FILM'DEN D U Y U R U Yerli ve Yabancı uzman öğretim kadromuzla çağımızın popüler meslekleri olan YÖNETMENLİK • SENARİSTLİK SİNEMA VE TİYATRO OYUNCULUĞU Kursları düzenliyoruz. Başanlı Kursiyerlerimize FEZA FİLM'in projelerinde görevier verilecek ve diğer kuruluşlara da tavsiye edilecektir. Ayrıca, gerekli görülürse bu öğrencilere yurt dışında eğitim imkanlan sağlanacaKtr. FEZA SİNEMASI VE KÜLTÜR MERKEZİ FEVZİPAŞA CADDESİ NO: 239 FATİH SON MÜRACAAT TARİHİ: 29 EKİM 1994 MEIS •• w her çarşamba sizlerte Saat: 22.00 Buyukparmakkapı Sok No l'i Beyoglu Hayal Kahvesı yanı) Tel 252 78 53 TÜRKÇE HABERLERİ LONDRA'DAN CANLI 07.00 - 07.30 12.00-12.15 18.00- 1900 FINANS HATTI IMKB, Oönya pıyasolon, Ajhn, GOmuj, Banicolar orası pr/asaior HER GÜN 09.15-17.45 ARASI HER YARIM SAATTE BİR ;RADVD 963 HABERLER ANA HABER HER GÜN 08 00, 13.00 20.00, 23.00 ARA HABER HER GUN 07.00 -23.00 ARASI HER YARIM SAATTE BİR ;MDVO SE3 ÜŞÜDÜŞÜNCEYE SAYGI MEMET FUAT Bir Kültür Sonınu "Kültür" sözcüğünü toplumbilimsel anlamıyla "ya- şam biçimi" diye aldığımızda, gerçi bütün sporlar işin içine girer, ama profesyonel futbolun bambaşka bir ağırlığı var. Bu sportoplumsal yaşamı biçimlendirmekte, insanla- rın ahlaklarını, duyarlıklarını, düşünce yapılarını belirle- mekte çok ileri gidiyor. Profesyonel futbolu, oynanışı değil de, izlenişi bakı- mından değerlendirirsek, bir spor olayı olmanın iyice ötelerine ulaştığını söyleyebiliriz. insana, izleyicıye neler getirıyor profesyonel futbol? En başta sevmek, bağlanmak... Birtakımagönülveriyor, bağlanıyorsunuz...Otakımın başanlı olmasını, güzel oynamasını, kazanmasını istı- yorsunuz... Bir sevgi eğitimi olarak çok güzel... Ama pek öyle özverili, dışa dönük bir sevgi olduğu sa- nılmasın. Çünkü işin içinde bir özdeşleşme, bir kendine yontma var. Ûzdeşleşiyorsunuz takımınızla: Onun başarısı sizin başarınız oluyor. Yenince sevinçten göklere uçuyor, ye- nilince üzüntüden yıkılıyorsunuz. Ayrıca başka alanlarda kolay kolay aşamayacağınız bazı toplumsal engelleri de spor alanında hem oyuncu, hem de izleyici olarak aşabiliyorsunuz... Bu belki de işin en güzel yanı... Katılımcı olarak spor etkinliklerinin ilk adımlarını dü- şünün - Bir takımda birleşen çocukların geldikleri toplumsal çevrelerin hiç önemi yoktur. Bir alt tabaka çocuğu daha yetenekliyse, kolayca bir üst tabaka çocuğunun önüne geçebilir. Tek ölçü yetenek, gösterilen başarıdır. Gerçi mahallede topu olanı iyi oynamasa da takıma alırlar, ama "spor" çerçevesine girildi mi, hele takım oyunlarında bu tür üste çıkmalar kesinlikle söz konusu değildir Bir de izleyici olarak düşünün: Bir patronla işçisinin, ya da iş yaşamında herhangi bir ast ile üst'ün en neşeli konuşabildikleri konu futbol maç- ları, tuttukları takımlardır. Maçlarda çılgınlar gibi bağırırken yanındakinin ne iş yaptığını, hangi meslekten olduğunu düşünür mü insan! Bir takıma bağlılıkta birleşilmiştir... Spor alanları aslında toplumsal eşitsizliklerin en kolay aşıldığı alanlardır.. Ama yönetimler izleyıcileri ödeme güçlerine göre çe- şitli bölümlere yonlendırerek stadyumlarda da bir ay- rımcılık yaratmayı başarmışlardır. Genede bir sevgi, eşitlik, oyun, beceri, coşku ortamın- da olunduğunu söylebiliriz. Böylesine güzel birortamda, nasıl insanları utanç ve- rici davranışlara, düşüncesızlığe, kabadayılığa, yıkıcılı- ğa, acımasızlığa ıten bunca çirkınlik yeşerebılıyor? Bugün profesyonel futbol bir terör kaynağı olmanın da ötesinde, çok yönlü ele alınıp incelenmesi gereken bir kültür sorunu haline gelmıştir Gencecik insanlar stadyumlarda topluca sövmeyi, ka- mu mallarını yakıp yıkmayı, karşı takım yandaşlarına, görevlilere, hakemlere, sporculara saldırmayı öğreni- yor, korku salan bir güç durumuna gelmekten hoşlanı- yorlar Karşı takımları alkışladıklannda da düşünmeye baş- ladıklarmı, bir değerlendirme yaptıklarını sanmayın, bu bir öfke, tuttukları takımı aşağılama gösterisi.. Düşüncenin, değerlendirmenin, gerçeği aramanm yeri yok stadyumlarda... Her türlü olumsuzlukla dolu bir sevgi egemen... Aklın denetimini kabul etmeyen aşırı bir duygusallık.. Bir takımı seviyorsun, o takım hepyenecek, hakemle- rın bütün kararları o takımdan yana olacak... Oyun gön- lüne göre gelişmezse eline ne geçerse alana fırlatacak- sın, tanımadığın, neyi neye göre değerlendirdiğini bil- mediğin, karşısında orkestra şefi gibi hareketler yapan birinin ardına takılıp koroyla söveceksin... Maçtan sonra da sokaklara çıkıp dükkanların camını çerçevesini indirecek, otomobilleri devirecek, sporcula- rın, yöneticilerin yolunu bekleyecek, kulüp binalarını taşlayacaksın... Her hafta bu kafa kullanmama alıştırmasından geçiri- len genç insan, sonra dönup aile çevresinde, okulda ka- fasını kullanarah, düşünerek, verileri değerlendirerek, gerçeği arayarak yaşamayı öğrenecek! Gündüz insan gece kurt olunabilir mi? Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Kadıköy'de • KültürSenisi -Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu bugün Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde "Babam 9 Doğurdu" adlı güldürüyle sezonu açıyor. 'Babam 9 Doğurdu'yu Eli Sagni'den dilimize. geçen yıl yiürdığımız ünlü o^ncumuz Nisa Serezlı çevirdi. Yönetmenliğini Aii Poyrazoğlu'nun yaptığı oyunda; Ali Poyrazoğlu, Levent Kazak, Selma Sonat ve Nur Gürkan oynuyor. Oyun. bugünden başlayarak çarşamba 15.00. perşembe, cuma 21.00, cumartesı 15.00ve 21.00 ve pazarlan da 15.00'te oynanacak. 11.YunusEmreResimYanşması • Kültür Senisi - Esbank'ın Türk sanatı ve sanatçısını dünva\a tanıtmak, uluslararası kültür vesanatalışverişine katkıda bulunmak amacıyla düzenlediği 11. Yunus Emre Resım Yanşması. Sergisi istanbul Resim ve Heykel Müzesı'nde sürüyor. Yurtiçi ve yurtdışmdan 614 sanatçırun toplam 1836 eseri, ıkı ayn elemeden geçinlerek değerlendirildi. Sergıde yapıtlan başan ödülüne değer bulunan Selim Birsel, Kerim Kjbçarslan, Aydan Murtezaoğlu, M. Orkun Müftüoğlu ve Bülent Sansar'ın yaptlan ile sergilemeye değer bulunan yapıtlar yer alıyor. Cezmi Ersöz söyleşisi • Kültür Servisi - Goçerler Fotoğraf Kulübü'nün etkinlikleri devam edi) or. Gazeteci-yazar Cezmi Ersöz bugün saat 19.30'da Göçerler'de "Sıradanlık, Farklılık ve Sürüleşme" üzerine bir söyleşi yapacak. (0216 - 414 44 74) Akbank 4. Uluslararası Caz Festivali • Kültür Servisi - Akbank 4. Uluslararası Caz Festivali'nde bugün Ray Anderson's Alligotary Band konseri yeralacak. Sabana Center Haa Ömer Salonu'nda gerçekleşecek konser saat 20.00'de. Cazdünyasının en karizmatık ve teknık açıdan en kuvvetli trombonculanndan olan Ray Anderson'un grubu Alligotary Band beş kişıden oluşmakta. Alman yönetmen Lubitsch'in 1916da çektiğî film bulundu • ROMA (AA) -1947 yıhnda ölen Alman fîlm yönetmeni Ernst Lubitsch'in 1916 yıhnda çektiğı, ancak bugüne kadar gösterime gjrmeyen bir fılmi, Slovenya'daki bir müzenın mahzeninde bulundu. ttalya'nın kuzeydoğusundaki Pordenone kentinde düzenlenen ve dün akşam sona eren Sessız Sınema Günleri"nin organızatörlen, "Als Ich Tot War" (Ben Ölü İken) adlı fılrrun kendilerine teslim edildiğini belirttiler. Ljubljana Sınema Müzesı'nin iki öğrencisı tarafından bir mahzende bulunan fılmin, bir sonrakı sessiz sinema festivali sırasında gösterilmesi bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle