Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 EKİM1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Koro müziğiııiıı öııeıııi üstiine
leme tarzmı beannsemeden bfiyüdükleri için her Ün, Bûlent Tarcan; sonraki kuşaktan Arel LV
şeyden önce onlara bir arada şarkı söjletmeyi;
çoksesli mûzikte temiz ses çıkartmayı, kuiak-
lannı makamlann ara seslerinden arındırmayı
öğretmek zonmdayız. Yoksa entonasyon dediği-
miz doğnı tonlama elde edilemh or. Türkçe, zaten Ketnal Sünder, İlhan Baran, Yalçın Tura ve Cen-
gırtlakta bir lisan. Sesin öne gelmesi ve gırtlaktan giz Tanç'tan sonraki kuşak ıse tek tük koro mü-
konuşur gibi değil de kafa sesi tekniği ile şarkı zıği ile ilgılenmiş. Ali Darmar'ın eşliksiz koro
söylemeyi öğretmemiz çok zaman alıyor. Neden için parçalan var: BabürTongur, 1985'tekı Enka
EVİN tLYASOĞLU
Konser birimlerimizin yıilık programlanna
göz atınca, kaç korolu yapıta ya da kaç koroya
rastlıyoruz dersiniz? Istanbul Devlet Senfoni
Orkestrası programlannda, yalnız Sofya Kaval
Korosu var. Cemal Reşit Rey Salonu'na mevsi-
min hemen başında Karabağ Şikestesi Orator-
yosu'nu seslendiren Azerbaycan Devlet Koro-
su'ndan sonra, Ara En-Ciel
"Gökkuşağı" Korosu kaüldı. 18
kasımda da Brealya'dan gele-
cek bir madrigal korosu konuk
olacak. Korolu yapıt olarak
Istanbul Devlet Operası'run
programında (günahıyla se-
vabıyla son derece ılgi uyandı-
ran) Carmina Burana; VenH'nin
Requıem'ı ve mart ayından son-
ra gündeme gelecek olan Mo-
zart'ın Requiem'i görûlüyor.
İstanbul'da şımdılık korolu bir
başka yapıtın ya da konuk ko-
rolann ızme rastlanmıyor.
Yıllar önce Muammer Sun ile
yaptığımız söyleşıleri arumsıyo-
rum: Çoksesliğın yaygınlaşması
için her şeyden önce korolar ku-
rulması, koro öğretmenı yetıştı-
rilmesi ve çocuklara kendı be-
denlerinden yükselen sesi nasıl
kullanacaklannın öğretilmesı
gereğini vurgulamıştı. Koro ha-
Gnde topluca şarkı söylemek,
ashnda ülkemizde var olmayan
bir gelenek. Örneğin tngilizler,
çağlar boyu toplu şarkı söyleme
alışkanlığı olan bir ulustur. Aile
toplantılannda, okullarda, tö-
renlerde, bir araya geldiklen her
fırsatta birlikte söyleyecek bir
şarkı bulmuşlardır. Bizim, ne
halk müzığinde ne de divan mü-
zığimızde koro olayı görûlür.
(Son zamanlarda ortaya çıkan
fasıl heyeti, bir başka olayın şe-
kil değişmesidir. Saz heyetı eşli-
ğınde tek kişinin art arda söyle-
diği, aynı makamda şarkılar
topluluğuna fasıl dendiği bilinir.
Son yıllarda topluca söylenen _ ^ , ., „ . „ . . „ „ .
şarkılar, fasıl adı alıyor. Bu bir AraEn-Gel 'gokkuşağı korosu Cemal Reşit Rey Konser Salonunda konser verdı.
manbaş, Kodallı, Fırat, Tüzün; korolu yapıtlar
yazmışlar. Muammer Sun ve Cenan Akın. ilk
günden bu yana ve de halen eğitim müzığinın te-
mel taşı olarak koro müzığine önem vermişler.
başka konu.) İstanbul TRT Gençlik Korosu'-
nun kurucusu, opera korosunun öğretmeni ve
şefi Gökçen Koray ile korolann önemı üstüne
konuşuyoruz. İstanbul-Ankara ve İzmir'de
Kültür Bakanlığı'na bağlı korolann çahşmalan-
ndan, devlet senfonılennın bir birimi haline ge-
len çocuk korolannın olumlu yönûnden, kon-
servatuvarlardaki korolann öneminden ve yeni
kurulan üniversite korolanndan, gençlik koro-
lanndan söz ediyoruz. "Çocuklanmız, toplu söy-
Avrupa çocuk korolan gibi tınlamıyor bizim ço-
cuk korolanmız diye sonıyordum kendime. Eli-
mizdeki dağarcık do notasından fa notasma ka-
dar u/anıvordu. Transpoze ederek seslerin tüm
rejisterlerini kullaıuna olanağı bulduk, dinleyin
bakın. şimdi Avrupa'daki herhangi bir koro gibi
tınlıyor bizim çocuklanmız da.
yanşması için yazdığı parçalarla başanlı oldu.
Ve şu sıralarda Aydın Karlıbel'in çalışmalan
gündemde. Bugün tum koro yönetmenlen. bes-
tecılerimızı daha çok koro parçası \azmaya
çağınyor. Hem de artık iki sesli, üç sesb klasik
yöntemde değıl, çağdaş tekniklen kullanan, gü-
nümüzün yontemlerini izJeyen parçalar istiyor-
Koro için yapıtlan olan Türk bestealenne bir lar. Öyle ya çalgısal yapıtlarda yenı yöntemler
göz atıyoruz. Türk Beşleri, Rey, Saygun, Alnar, denerurken neden korolu yapıtlarda denenme-
Akses, Erkin ve onlann kuşağından Ekrem Zeki sın! Üstelık uluslararası bir koro yanşmasına
katılacak olsanız, hemen sizden ülkenizin beste-
cilerini ve 1960 sonrası yöntemlerle yazılmış bes-
teleri istiyorlar. Gökçen Koray "Yurtdtşmda
öyle çok ve öylesine iyi koro var ki, artık şarkı
söyleme zorluklarını çoktan aşmışlar ve yenilikler
peşindekr. Koronuzun niteliği, karmaşık yöntem-
lerin altından kalkabildiğiniz zaman ortaya ÇH
kıyor bugünkü günde. Biz, çağdaş yöntemleri içe-
ren korolu yapıtlarunız olmadığından uluslara-
rası ölcülere uyamıyoruz" der-
ken, bestecileri de yûreklendir-
mek için bir şey daha eküyor:
"Merak etmesiııler, özeüikk
gençlik korolarımız, artık her
tûrlü karmaşık tekniğin üstesin-
den gelip bestecüerimizin yapıt-
larını yüz akı ile seslendirecek
durumda."
Nıtelikh korolar için koro öğ-
retmenleri yetiştirmemiz, en
başta gelen sorunumuz. Orta-
öğretimdeki teksesli piyano eş-
lığı olsa da çoksese dönüştüğü
söylenemeyen korolara marşlar
söyleUlmesi, koro müziği kav-
ramının gelışmesı demek değıl-
dir. Koro öğretmeni demek,
yalnız şan bölümü mezunu ol-
mak demek değil; konservatu-
varda armoni, kontrpuan eğiti-
mi görmüş olmayı ve ıyi derece-
de piyano çalmasıru bilmeyi ge-
rektiriyor.
Ve de korolanmızın kurum-
laşması, önemli sorunlardan
bın. Bıldiğımız kadanyla Gök-
çen Koray da Ankara'dakı Or-
tadoğu Teknık Ünıversıtesı ko-
rosunun kurucusu Seval Innak
da ülkcmizdeki bırkaç koro şefi
gibi bu işi bir misyon edinmişler;
ödcneğc, aldıklan maaşa bak-
madan izcilik yapıyorlar. Koro
çalışmalanna kendını adamış
bir başka şef de Yeşoa Aroyo,
hıçbir kuruma bağlı olmaksızın
1973'ten bu yana çahşmalannı
sürdürüyor. 1982'de kurduğu
İstanbul Oda Korosu ile eylül
ayında Yunanıstan'ın Kardıtsa
kentınde katıldığı uluslararası
yanşmada, on yedi ülke arası-
ndan üçüncülük elde etmeleri güzel bir haber.
Çoksesliliğin gelişmesi, uluslararası düzeyde
ayııı dili konuşan sesımızin yükselebilmesı için
dileğınuz, bestecilenmizin daha çok koro par-
çası ve korolu yapıt bestelemelen; elimizdeki ko-
rolann devlet kadar özel teşebbüsten de destek
görmesi ve konser duzenleyen kurumlanmıan,
festivallerimizin daha çok korolu yapıt sahnele-
meleri veya örnek alabılmemız için daha çok
koro getirtmeleridir.
Iranlı şair Firdevsi'nin Şehname'si son yıllarda en pahalıya satılması beklenen eser olmaya aday
Osmanlı, yine mezatta
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA - İngıltere'de hıç bıtmeyen
müzayede sezonunda sıra yine
Islam-Osmanlı eserlerinde. Her yıl ekim ve
nisan aylannda dûzenli olarak satışa
sunulan eserlere son yıllarda talep
azalmıştı. Jslam-Osmanlı minyatür ve
kıtap satışlan, ekonomik durgunluktan
fazla etkılenmişe benzemıyordu. Ancak
diğer eserlere talep azalınca kataloglar da
incelmiş ve salonlar daha bir tenhalaşmıştı.
Sotheby's'de bu haftaya yayılan
İslam-Ösmanh saüşı ise 1990'lann
başlannda yaşanan ekonomik durgunluk
ve Körfez krizinin etkilerinden nihayet
annmış görünüyor.
Bu hafta Sotheby's müzayede fırması
tarafından satışa sunulacak eserler
arasmda en dikkat çekeni, bugün ahcı
bekleyecek olan ünlü Şehname. İranlı şair
Firdersi'nin kaleminden çıkma
Şehname'nin 15. yüzyıldan kalma örneği
için artürmaya başlama fiyatı 150-200 bın
sterlin (yaklaşık 8-11 milyar lira). Ancak
bu fıyata ancak Şehname'nin 37 sayfası
alınabilecek. Son yıllardaen pahalıya
satılması beklenen eser olmaya aday.
Tablo satışmın yapılacağı çarşamba
gününün bizim açımızdan en ılgjnç eseri,
bir fstanbul panoraması. Jean- Baptiste
Vanmour'un (1671 -1737) eseri olduğu
sanılan bu panorama, Çamlıca
Tepesi'nden İstanbul"a bir bakış. Kadıköy.
tarihi yanmada vebirazGalata dışında her
yerin yemyeşil, insansız ve binasız olduğu
bir İstanbul. 2x4 metrelik dev tablo için
istenılen en düşük fıyat, 80-120 bin sterlin
arasmda (4.4 - 6.6 milyar lira).
'Uydurulmuş
1
tablolar
Aynı gün, Osmanlı ülkesini Avrupalılara
yansıtan başka tablolarda var. Ancak
bunlann bir kısmı ya akıldan yapılmış ya
da Av rupa'nın o dönemdeki zevkine
uygun biçımde "uyduruteıuş" olduğu için
tanıdık görüntler değil. Ömeğın 15-20 bin
sterlin ıstenilen. Hollandalı ressam WUlem
yan der Hagen'e ait olduğu söylenen bir
İstanbul tablosu, tamamen uydurma ve
gotik bir İstanbul. Ancak satışa sunulan,
fotoğraf kadar gerçek mükemmel tablolar.
Osmanlı dönemını bir belge gıbı
yansıüyor. Özellıkle de Osmanlı ülkesıne
seyahatın arttığı 19. yüzyıldan kalma
eserler. Gezgin Tristnun Ellis'ın
Tepebaşı'ndan Süleymaniye'ye bakış,
Yeni Cami, Haliç, Ahırkapı'dan Ayasofya
gibi suluboya eserlen hem ucuz (ortalama
100 milyon lira) hem de artık çoktan
kaybolmuş bir istanbul ıçın belge
niteliğinde. Sotheby's'dekı tablo satışlan.
ashnda yabanalann, Osmanlı ülkesine
nasıl gelıp her şeyı nasıl çizip yazıp
belgeleyipgötürdüklerini bir kez daha
göstenyor. Sart yıkınülan. Pamukkale,
Izmir gibi "taşra" görüntülen de var
listede. Osmanlı eserlennin saüşa çıkacağı
perşembe günü ise yine İznıkler.
Beykozlar, ve diğer eserler sırada. Iznikler
içinde en ilgjnci; biri Mısır'dan, bin
Fransa'dan, biri de Brezilya'dan geürilip
takım yapılan üç tabak. İznik fıyatlan,
gecen yıllardakıler kadar. Artürmaya
başlama fıyatlan ortalama 25-30 bin
sterlin (1.3-1.6 milyar lira). Yine
Sotheby's'de 25 ekim ve 3 kasım
günlerinde de kitap ve harita satışı
yapılacak. Bine yakm eser arasmda yine
Osmanlı dönemine ılişkın eserler de var.
netjci .
terıA R A N I Y O R
En az 2 yıı deneyımlı
Dogum tarıhı 1960-1971 arasmda olan,
Yogun çalışmaya alışık.
lyı Ingılızce bılen,
En az lıse mezunu
adayların 24 10 1994 Pazartesı gunü
mesaı bıtımıne kadar resımlı
özgeçmışlerını, uzerıne
"Yönetıcı Sekreterı yazacakları
bir zarfın ıçerısınde elden veya acele
posta ile (APS) aşagıdakı adrese
ulaştırmaları rıca olunur
CENAJANS
C R O f O s n a n ı Sokah No 19 80090 Ta
nsım-lstanDü
Telefonla yaptlacsk başvurula* geçerstz savılacakur
ÂJANS PERA
• En 32 uç yıl apps deneyımlı.
• Yüksekokul mezunu,
• Ingılızce ve/veya Almanca bılen,
• Macmtosh kullanabılen
• Guze/ Sanatlara ılgı duyan,
• 30 yaşını geçmemış. • Bayan
Müşteri Temsilcileri
aramaktadır
Ikplenenlerm 293 89 78no lu telefondan Nurşen Demtr'ı arayarak
randevu alması rıca olunur
Çok çalıylan bir ortam, çok çalışkan bir insan:
Müşteri İlişkileri
Bölümü Sekreteri
• tngilizce bilen,
• Macintosh kullanabilen
adayların yazılı
özgeçmişlerini,
bir fotoğraflarıyla
birlikte
göndermeleri
rica olunur.
LOVVE ADAM
TANIT1M HIZMETLERF A S
BUYUKDERE CADDESI
UCYOL MEVKII NO 5 7
KAT 4 MASLAK
8 O 7 2 5 ISTAr4eUL
FAKS IO-2 1 21 2 8 5 O 1 8 4
ıO-212> 2 7 6 2 7 6 7
"7K
FEZA FILM'DEN
D U Y U R U
Yerli ve Yabancı uzman
öğretim kadromuzla çağımızın
popüler meslekleri olan
YÖNETMENLİK • SENARİSTLİK
SİNEMA VE TİYATRO
OYUNCULUĞU
Kursları düzenliyoruz.
Başanlı Kursiyerlerimize
FEZA FİLM'in projelerinde
görevier verilecek ve diğer
kuruluşlara da tavsiye
edilecektir.
Ayrıca, gerekli görülürse bu
öğrencilere yurt dışında
eğitim imkanlan
sağlanacaKtr.
FEZA SİNEMASI VE KÜLTÜR MERKEZİ
FEVZİPAŞA CADDESİ NO: 239 FATİH
SON MÜRACAAT TARİHİ: 29 EKİM 1994
MEIS
•• w
her çarşamba sizlerte
Saat: 22.00
Buyukparmakkapı Sok No l'i
Beyoglu Hayal Kahvesı yanı)
Tel 252 78 53
TÜRKÇE HABERLERİ
LONDRA'DAN CANLI
07.00 - 07.30
12.00-12.15
18.00- 1900
FINANS
HATTI
IMKB,
Oönya pıyasolon, Ajhn, GOmuj,
Banicolar orası pr/asaior
HER GÜN
09.15-17.45
ARASI
HER YARIM SAATTE BİR
;RADVD 963
HABERLER
ANA HABER HER GÜN
08 00, 13.00
20.00, 23.00
ARA HABER HER GUN
07.00 -23.00 ARASI
HER YARIM SAATTE BİR
;MDVO SE3
ÜŞÜDÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Bir Kültür Sonınu
"Kültür" sözcüğünü toplumbilimsel anlamıyla "ya-
şam biçimi" diye aldığımızda, gerçi bütün sporlar işin
içine girer, ama profesyonel futbolun bambaşka bir
ağırlığı var.
Bu sportoplumsal yaşamı biçimlendirmekte, insanla-
rın ahlaklarını, duyarlıklarını, düşünce yapılarını belirle-
mekte çok ileri gidiyor.
Profesyonel futbolu, oynanışı değil de, izlenişi bakı-
mından değerlendirirsek, bir spor olayı olmanın iyice
ötelerine ulaştığını söyleyebiliriz.
insana, izleyicıye neler getirıyor profesyonel futbol?
En başta sevmek, bağlanmak...
Birtakımagönülveriyor, bağlanıyorsunuz...Otakımın
başanlı olmasını, güzel oynamasını, kazanmasını istı-
yorsunuz...
Bir sevgi eğitimi olarak çok güzel...
Ama pek öyle özverili, dışa dönük bir sevgi olduğu sa-
nılmasın. Çünkü işin içinde bir özdeşleşme, bir kendine
yontma var.
Ûzdeşleşiyorsunuz takımınızla: Onun başarısı sizin
başarınız oluyor. Yenince sevinçten göklere uçuyor, ye-
nilince üzüntüden yıkılıyorsunuz.
Ayrıca başka alanlarda kolay kolay aşamayacağınız
bazı toplumsal engelleri de spor alanında hem oyuncu,
hem de izleyici olarak aşabiliyorsunuz...
Bu belki de işin en güzel yanı...
Katılımcı olarak spor etkinliklerinin ilk adımlarını dü-
şünün
-
Bir takımda birleşen çocukların geldikleri toplumsal
çevrelerin hiç önemi yoktur. Bir alt tabaka çocuğu daha
yetenekliyse, kolayca bir üst tabaka çocuğunun önüne
geçebilir. Tek ölçü yetenek, gösterilen başarıdır.
Gerçi mahallede topu olanı iyi oynamasa da takıma
alırlar, ama "spor" çerçevesine girildi mi, hele takım
oyunlarında bu tür üste çıkmalar kesinlikle söz konusu
değildir
Bir de izleyici olarak düşünün:
Bir patronla işçisinin, ya da iş yaşamında herhangi bir
ast ile üst'ün en neşeli konuşabildikleri konu futbol maç-
ları, tuttukları takımlardır.
Maçlarda çılgınlar gibi bağırırken yanındakinin ne iş
yaptığını, hangi meslekten olduğunu düşünür mü insan!
Bir takıma bağlılıkta birleşilmiştir...
Spor alanları aslında toplumsal eşitsizliklerin en kolay
aşıldığı alanlardır..
Ama yönetimler izleyıcileri ödeme güçlerine göre çe-
şitli bölümlere yonlendırerek stadyumlarda da bir ay-
rımcılık yaratmayı başarmışlardır.
Genede bir sevgi, eşitlik, oyun, beceri, coşku ortamın-
da olunduğunu söylebiliriz.
Böylesine güzel birortamda, nasıl insanları utanç ve-
rici davranışlara, düşüncesızlığe, kabadayılığa, yıkıcılı-
ğa, acımasızlığa ıten bunca çirkınlik yeşerebılıyor?
Bugün profesyonel futbol bir terör kaynağı olmanın da
ötesinde, çok yönlü ele alınıp incelenmesi gereken bir
kültür sorunu haline gelmıştir
Gencecik insanlar stadyumlarda topluca sövmeyi, ka-
mu mallarını yakıp yıkmayı, karşı takım yandaşlarına,
görevlilere, hakemlere, sporculara saldırmayı öğreni-
yor, korku salan bir güç durumuna gelmekten hoşlanı-
yorlar
Karşı takımları alkışladıklannda da düşünmeye baş-
ladıklarmı, bir değerlendirme yaptıklarını sanmayın, bu
bir öfke, tuttukları takımı aşağılama gösterisi..
Düşüncenin, değerlendirmenin, gerçeği aramanm
yeri yok stadyumlarda...
Her türlü olumsuzlukla dolu bir sevgi egemen... Aklın
denetimini kabul etmeyen aşırı bir duygusallık..
Bir takımı seviyorsun, o takım hepyenecek, hakemle-
rın bütün kararları o takımdan yana olacak... Oyun gön-
lüne göre gelişmezse eline ne geçerse alana fırlatacak-
sın, tanımadığın, neyi neye göre değerlendirdiğini bil-
mediğin, karşısında orkestra şefi gibi hareketler yapan
birinin ardına takılıp koroyla söveceksin...
Maçtan sonra da sokaklara çıkıp dükkanların camını
çerçevesini indirecek, otomobilleri devirecek, sporcula-
rın, yöneticilerin yolunu bekleyecek, kulüp binalarını
taşlayacaksın...
Her hafta bu kafa kullanmama alıştırmasından geçiri-
len genç insan, sonra dönup aile çevresinde, okulda ka-
fasını kullanarah, düşünerek, verileri değerlendirerek,
gerçeği arayarak yaşamayı öğrenecek!
Gündüz insan gece kurt olunabilir mi?
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Kadıköy'de
• KültürSenisi -Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu bugün Kadıköy
Halk Eğitim Merkezi'nde "Babam 9 Doğurdu" adlı
güldürüyle sezonu açıyor. 'Babam 9 Doğurdu'yu Eli Sagni'den
dilimize. geçen yıl yiürdığımız ünlü o^ncumuz Nisa Serezlı
çevirdi. Yönetmenliğini Aii Poyrazoğlu'nun yaptığı oyunda;
Ali Poyrazoğlu, Levent Kazak, Selma Sonat ve Nur Gürkan
oynuyor. Oyun. bugünden başlayarak çarşamba 15.00.
perşembe, cuma 21.00, cumartesı 15.00ve 21.00 ve pazarlan da
15.00'te oynanacak.
11.YunusEmreResimYanşması
• Kültür Senisi - Esbank'ın Türk sanatı ve sanatçısını
dünva\a tanıtmak, uluslararası kültür vesanatalışverişine
katkıda bulunmak amacıyla düzenlediği 11. Yunus Emre
Resım Yanşması. Sergisi istanbul Resim ve Heykel
Müzesı'nde sürüyor. Yurtiçi ve yurtdışmdan 614 sanatçırun
toplam 1836 eseri, ıkı ayn elemeden geçinlerek değerlendirildi.
Sergıde yapıtlan başan ödülüne değer bulunan Selim Birsel,
Kerim Kjbçarslan, Aydan Murtezaoğlu, M. Orkun
Müftüoğlu ve Bülent Sansar'ın yaptlan ile sergilemeye değer
bulunan yapıtlar yer alıyor.
Cezmi Ersöz söyleşisi
• Kültür Servisi - Goçerler Fotoğraf Kulübü'nün etkinlikleri
devam edi) or. Gazeteci-yazar Cezmi Ersöz bugün saat
19.30'da Göçerler'de "Sıradanlık, Farklılık ve Sürüleşme"
üzerine bir söyleşi yapacak. (0216 - 414 44 74)
Akbank 4. Uluslararası Caz Festivali
• Kültür Servisi - Akbank 4. Uluslararası Caz Festivali'nde
bugün Ray Anderson's Alligotary Band konseri yeralacak.
Sabana Center Haa Ömer Salonu'nda gerçekleşecek konser
saat 20.00'de. Cazdünyasının en karizmatık ve teknık açıdan
en kuvvetli trombonculanndan olan Ray Anderson'un grubu
Alligotary Band beş kişıden oluşmakta.
Alman yönetmen Lubitsch'in
1916da çektiğî film bulundu
• ROMA (AA) -1947 yıhnda ölen Alman fîlm yönetmeni
Ernst Lubitsch'in 1916 yıhnda çektiğı, ancak bugüne kadar
gösterime gjrmeyen bir fılmi, Slovenya'daki bir müzenın
mahzeninde bulundu. ttalya'nın kuzeydoğusundaki
Pordenone kentinde düzenlenen ve dün akşam sona eren
Sessız Sınema Günleri"nin organızatörlen, "Als Ich Tot War"
(Ben Ölü İken) adlı fılrrun kendilerine teslim edildiğini
belirttiler. Ljubljana Sınema Müzesı'nin iki öğrencisı
tarafından bir mahzende bulunan fılmin, bir sonrakı sessiz
sinema festivali sırasında gösterilmesi bekleniyor.