25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EKİM1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 23 rektör değişiyop •ANKARA (AA)-İkisi teknoloji enstitüsü, 21 'i üniversite olmak üzere 23 yükseköğretim kurumu rektörünün görev süresi 10 kasımda tamamlanacak. 23 yeni rektörün atanması için üniversiteler, en fazla oyu alan 6 rektör adayını YÖK'e büdirdi. 1 kasımda toplanacak YÖK Genel Kurulu, bildirilen 6 aday içerisinden 3 adayı belirleyerek atanacak rektörlerin listesini CumurbaşkanlığYna sunacak. YÖKün her üniversiteden sunduğu 3 aday arasından 23 üniversitenin rektörü, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafmdan 10 Kasım 1994tarihinde atanacak. İki profesör mahkemelik • ANKARA (AA)- Gazi Üniversitesi Tıp ı Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu'nun, üniversitede anatomi derslerine girmesini engellediği gerekçesiyle Rektör Prof. Dr. Enver Hasanoğlu hakkında actığı 200 milyon lirahk tazminat davasına devam edildi. Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dünkü duruşmada, mahkemeye bir dava dilekçesi sunan Prof. Dr. Hatipoğlu, 1402'lik olarak 5 yıl önce üniversiteye geri döndüğunü, bu süre içerisinde profesörlükte uzman olduğu anatomi derslerine, rektör Prof. Dr. Enver Hasanoğlu'nun engellemesi nedeniyle giremediğini belirtti. Tnafik kazaları • Haber Merkezi- Malatya ve Çivril'de meydana gelen trafık kazalannda 8 kişi öldü, 28 kişi yaralandı. Denizli'nin Çivril ilçesi Hanımlar köyü yakınlannda meydana gelen kazada, Mehmet Ali Gündüz yönetimındeki20FE689 plakah midibüs, hatalı sollama yüzünden karşı yönden gelmekte olan ve sürücüsünün kimliği beürlenemeyen 20 LA 099 plakalı kamyonla çarpıştı. Bu araçlara daha sonra da plakası ve sürücüsü belirlenemeyen bir başka kamyon çarptı. Kazada 5 kişi olay yerinde hayatını kaybederken 5'i ağır 24 kişi yaralandı. Yolcu otobüsü ile kamyonun çarpışması sonucu Malatya'nın Darende ilçesine bağlı Yazıköy'de meydana gelen kazada ise 3 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. 1.5 milyarlık ilaç yardımı • MALATYA (Cınnhuriyet)- Verem Savaş Derneği Malatya Şubesi tarafından başlatılan kampanyada 1.5milyarlira değerinde ilaç toplandığı belirtildi. Toplanan ilaçlar yapılan bir törenle Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na bağışlandı. Törende konuşan Verem Savaş Derneği Başkanı Reşit Alaçık. halkın kampanyaya büyük destek verdiğini belirterek. ilaçlann yoksul insanlann sağbğına katkıda bulunacağını ümit ettiklerini söyledi. Zonguldak'ta memurlar yûpödü • ZONGL LDAK (AA) - Zonguldak'ta çeşitli memur sendikalan. hükümetin 1995 yüı için açıkladığı ücret artışlaruıa tepki olarak kent merkezinde yürüyüş düzenlediler. Öğle saaöerinde toplanarak Hükümet Meydanı'na yûrüyen yaklaşık 600 memur yürüyüş sırasında "hükümet istifa", "sadaka değil, zam istiyoruz" şeklinde sloganlar atülar. Genel Maden-fş Sendikası'nın destek verdiği memur yürüyüşü olaysız sonaerdi. Vitamin engeline Danıştay iptali • İZVIIR (Cınnhuriyet Ege Bûrosu)- Maliye Bakanlığı ', tarafmdan memur ve emeklilerin reçetelerinde , vitamin ve mineral içeren ilaç ' bedellerinin ödenmesinde • sağlık kurulu raporu istenmesine karşı Danıştay'a . açılandavada,yürütrneyi durdurma karan verildi. ; İzmirEczacıOdasfnın açtığı l davada, Maliye " Bakanlığı'nınsavunmaiçin süre istemi de reddedildi. 1995 bütçe tasansı yasalaşırsa, gelecek yıldan itibaren enflasyondan doğan artışla ödenecek Oğrencikredisineenflasyon faiziANKARA (Cınnhuriyet Bürosu) -Hükümet, öğrenci kredilerine enflasyon oranında faiz uygulanması içinadımattı.TBMM'yesunulan 1995 bütçe tasansı yasalaşırsa, öğrenim kredileri, gelecek yıldan itibaren enflasyondan doğan artışla birlikte kredi alınan sürenin yansı kadar zamanda Yüksekögretim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na (YURT-KUR) geri ödenecek. 1995 yılı bütçe yasa tasansmda, kredi alan öğrencilerin borcunun, öğrenim kredilerinin verildiği yıllara ilişkin Devlet İstatistik Enstitüsü Toptan eşya Fiyatlan Endeksleri dikkate alınarak hesaplanması öngörülüyor. Tasanda, kredi borcu geri odemelerinin, yüksekögretim programı süresinin bitiminden iki yıl sonra başlaması ve kredi alınan sürenin yansı kadar zamanda üçer aylık taksitler halinde tahsil edilmesi hükme bağlandı. Tasanya göre. kredi borcunun tamamını normal eğitim süresinin bitiminden itibaren 1 yıl içerisinde ödeyenlere yüzde 30.2 yıl içinde ödeyenlere de yüzde 20 oranlannda indirim yapılacak. Tasan yasalaşırsa öğrencinin sağlık nedenleri dışında kendi isteği ile okulunu bırakması veya herhangi bir nedenle öğretim kurumundan çıkanlması durumunda, 1 yıl sonra başlamak üzere kredi borcunun tamamı, 1 yıl içinde üçer aylık taksitlerle geri ödenecek. Halen sürdüülen uygulamada ise öğrenim kredisi, yalnızca yüzde 3'lük harcama kesintisiyle kredi alınan sürenin iki katı kadar zamanda geri ödeniyor. İşçiler, tüm yaşananiar karşısında toplumun suskun kaldığuu vurgulayarak yürüyüşlerinin amacını anlattı (Fotoğraf: ERDOGAN KÖSEOĞLU) Işçibu kez vurgunakarşıyürüdü Sümerbank işçileri, dün Bakırköy Özgürlük Meydanı 'nayürüyerekyolsuzluk, hırsızlık ve vurguna tepkisinigösterdi. tşçiler, "Hırsızkediler,memleketiyediler"diyesloganattı İstanbul Haber Servisi • Sümer Holding Bakırköy Haar Giyim İş- letmesi işçileri, özelleştirmeye karşı yaptıklan pek çok eylemin ardından dün de Türkiye'deki "yolsuzluk, hır- sızlık, haksızlık ve vurgunlara" karşı tepkisinı dile getirmek için yürüdü. Sümerbank Bakırköy işçileri, yo- ğun yağmura karşın dün öğle saatle- rinde işyeri bahçesinde toplanarak Bakırköy Özgürlük Meydanı'na ka- dar yürüdüler. Zaman zaman polisin değil. ama yağmur suyu birikintileri- nin engellediği yürüyüş boyunca işçi- ler, "Hırsızlar çalıyor, adalet bakı- yor", "İşçiler yoUarda sülükler nere- de", "Hırsız kediler, memleketi yedi- ler", "İşçiler elele omuz omuza", "KİTIer halkındır, halkın kalacak" şeklinde sloganlar atarken işyeri temsilcisi Çetin Yelken de yürüyüşle- rinin amacMU, megafonla yaptığı ko- nuşmalarla Bakırköy halİcına anlat- maya çalıştı. Yelken, yürüyüş bo- yunca, "Biz Sümerbank işcUeri; her gün televizyonlarınızdan izlediğiniz, gazetelerden okuduğunuz yolsuzluğa, hırsızlığa, arsızlığa, talana karşı yürü- yoruz. Bütün bir toplumun suskunluk- la izlediği olaylar karşısında Sümer- bank işçileri, demokratik tepkilerini göstermek için yürüyor" açıklaması- nı yaptı. Yürüyüşün ardından Özgürlük Meydaru'nda toplanan işçiler, bir basın açıklaması yaptılar. Işçiler adı- na konuşan Çetin Yelken, Emlak- bank olayına değinerek KİT'lerin benzer olaylar ve yolsuzluklar nede- niyle kriz yaşadığını savundu. Özel- leştirmenin yolsuzluklan önlemek için bir cözüm olmayacağını, aksine yeni yolsuzluklara açılan kapı olaca- ğını belirten Yelken. şunlan söyledi: "Kamu bankalarındaki volsuz- luklann sebebi, halkın mallarına. bu- günlerine ve geleceklerine göz dikmiş yağmacı, özeUeştirme yanljsı, sözde serbest pazar zihniyetinin hamileri- dir." İşçiler basın açıklaması sırasında. "Bir avuç çekkgeler. memleketi yedi- ler, hakkımızı sonınca, deniz bitti de- diler" ve "Dün Özal, Civaa, Şemiler, bugün İlksan, Özer Çiller. Sen ayağa kalkmazsan daha çok yerler" yazılı iki bez pankart açtılar. Polisin müdahale etmediği eyle- min ardından, işçiler işyerlerine geri döndüler. Yağmur can aldı Haber Merkezi - Kurak geçen yazın ar- dından başlayan sağanak yagışlar yurdu etkisi altına aldı. İzmir ve cevresinde yağış- lar nedeniyle meydana gelen sellerde 3 kişi öldü iki kişi de ağır yaralandı. Yagışlar, Adana ve Mersin'de üreticiler tarafından seviçle karşılanırken, elverişsiz hava koşul- lan Türk Hava Yollan'nın bazı seferlerinin aksamasına neden oldu. Meteoroloji yetki- lileri hava sıcaklığındaki düşüşün ve yağış- lann önümüzdeki günlerde de devam ede- ceğini bildirdiler. Izmir'in merkezinde. özellikle Hatay semtiyle Kemalpaşa ilçesinde etkili olan ya- gışlar sonucunda birçok ev, işyeri ve garajı su basü. Kemalpaşa ilçesinin Cumalı Köyü Akalan-Cevizli mevkiinde sele kapılan 5 ki- şilik aileden, aralannda 9 aylık hamile bir kadının da bulunduğu 3 kişi öldü, iki kişi ağır yaralandı. Yağmurun dinmesinden sonra yapılan aramada hamile Sakine Çe- kirge'nin cesedi evinden yaklaşık 3 kilomet- re uzakta bulundu. Bebeğin kurtanlması için yapılan çalışmalardan bir sonuç abna- madı. Kurtarma ekipleri çabşmalar sırasın- da tsmail Çekirge (65) ile Zekiye Çekirge'- nin (60) cesetlerini aynı bölgede buldular. Sellerden, ağaç dallanna tutunarak kurtu- lan AK Çekirge ve Mehmet Çekirge adlı yurttaşlar ağır yaralı olarak hastaneye kal- dınldılar. Sellerde birçok taşıtın süriiklendi- ği, küçük ve büyükbaş hayvanın telef oldu- ğu bildirildi. Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri dün geceden sabaha kadar Izmir'de metrekare- ye 39.4, Aydın'da 8, Manisa'da ise 3 kilog- ram yağmur düştüğünü bildirdiler. Ege bölgesinde can ve mal kaybına neden olan yagışlar Adana ve Mersin'de memnu- niyet yarattı. Adana'da metrekareye 21, Mersin ve çevresinde 14.3 kilogram yağış düştü. THY'nin bazı seferleri de gerçekleş- tirilemedi. Hava sıcaklıkları azalacak Meteoroloji yetkililerinden alınan bilgile- re göre önümüzdeki 24 saat içinde yurdun büyük bir bölümü yağışlı olacak. Hava sı- cakhğı azalmaya devam edecek. öte yandan Ordu'nun Çambaşı yaylası- na mevsimin ilk kan yağdı. Kar yağışı özel- likle Çambaşı yaylasının Karagöl, Kızıldağ ve Yağhtepe yörelerinde etkili oldu. Kar ka- lınlığının bölgede 10 santimetreye ulaştığı ve kar yağışmın devam edeceği bildirildi. İzmir'de yoğun yağış nedeniyle birçok cadde ve sokağı su bastı. Nükker santrale 'alkış'kongresi ÜMİT OT AN İZMİR- "Nûkleer santraller zannedildiği kadar tehiikeli de- ğjJdir. En emin enerji kaynak- lanndan biri olduğu görülmekte- dir." Alkışlar. alkışlar. alkışlar... "Nûkleer SantraUerin dünya- da terk edilmekte olduğu hakkı- ndaki söylentiler ise asılsızdır." Yine alkışlar. alkışlar... Kendinizi bilimsel bir kongrede değil de, nûkleer santral kuran fırmalann düzen- lediği bir toplantıda sanıyorsu- nuz. Bir cılız ses güçlükle, "Peki radyasyonlu atık dağlan nasıl korunacak"diye sorduğunda, salondaki bakışlar sertleşiyor. İTÜ Nûkleer Enerji Enstitüsü'- nden Prof. Dr. Nejat Aybers çok rahat yanıtlıyor: "Çok iyi izole edilebiüyor, bu teknik var..." "Biz çöplerimizi konıyamıyo- ruz, patlatıyonız, o kadar kolay mı"diye söylenmeye kalkan kişiyi. kimse duymuyor. Evet, Türkiye 6. Enerji Kong- resi sürüyor. Ilk günkü bildiri- ler doğal olarak nûkleer ener- jiyle ilgili. Dört ayn salonda gerçekleştirilen oturumlann en yoğunu birinci salonda. İşte söz Prof. Dr. Nejat Aybers'in: "Çevre kirliliğini önleme, ucuz ve bol elektrik üretme gibi öoemli yarar- lannın yanı sıra diğer ekonomik ve sosyal etkiler göz önüne alındığında yarar/zarar anali- zinin mlkJeer sant- raller lehinde olduğu açıkça gö- rülmektedir. Nûkleer santralle- rin zannedildiği kadar tehiikeli ounadıkları, emin enerji kay- naklarından biri oldğu da açıkça göriilmektedir. Yapılan araştı- rmalar doğruvsa, 328 GW'e ku- hastalanmasını ve 4 bin 200 kişi- nin ölmesini önlemektedir..." Aynı sırada Izmir'in Alsancak yöresinde de yeşiller, antinükle- erciler ve konunun uzmanlan dünyada yaşanan nûkleer kazalan, Çernobil'in hala için için nasıl kaynadığını. dünya- daki nûkleer kazalan içeren bil- diriler dağıtıyorlardı. En ilginç olay da iki nolu salonda yaşanı- • Türkiye 6. Enerji Kongresi'nde nûkleer santralleri öven bildiriler alkışlanırken. nûkleer karşıtları,dünyadayaşanannükleerkazalan içeren bildirilerle halkıuyanyordu. Mühendisliği Bölümü'nden Çevre Yüksek Mühendisi Oya Gürel'in bildirisi. kimilerini fena halde tedirgin ediyordu. Oya Gürel. bildirisinde nüklccr enerjinin hiç de sanıldığı kadar ucuz olmadığını vurgulayıp, so- mut lehlikelere dikkat çekiyor- du: "Tam tersine, sadece nûkle- er santrallerden kaynaklanan radyoaktif atıklann bertaraf edilmesinin bile malivetleri kor- öteyandan ıiûk- leer enerji hiç de güvenli değiîdir. yordu. "Nûkleer Güç Gelecek Çûnkü yapılan araştırmalar. îçin Bir Umut Ouna ÖzeUiğini dünyada çevre açtsmdan gövenli Kaybediyor" başlıkh kongrenın olarak çaltşan hiç bir nûkleer tek'nükfeer karşıü bildirisi "ho- santral olmadığını açığa murtularia"karşılanıyordu. çıkarmıştu-. Bu konuda bilimsel Daha bildirinin içeriği dinlen- olarak ortaya çıkan başka bir meden, "Böyle şey olur mu" gerçek de radyoaktivitenin her rulu nûkleer güç, hava kirliliği bağınşîan duyuluyordu. DEÜ dozunun canlılar için zararlı ol- yaratmadığı için 656 bin kişinin Mühendislik Fakültesi Çevre duğudur. Bu nedenle ülkemizde nûkleer santrallerle ilgili plan- ların yeniden gözden geçirilme- sinde yarar vardır." Tabii bu kez alkış yok. Kongrenin organizasyonun- da görevli bir yetkilisi. "Bu kongre nûkleer santral v apılmalı kongresi mi" sorumuzu biraz bozularak yanıtlıyor: "Devletin yaklaşımı bizim dışımızda. Nûkleer karşıtı bildi- riler de gelseydi onlann tümünü değeriendirirdik." Kongreye sunulan 130 bildı- ride, kömür. jeotermal enerji, çöpler. enerji politikası gibi ko- nular da gündeme geliyordu. Ancak. dünkü Nükieer Enerji Paneli'nde olduğu gibi ibre, hep nûkleer santralden yana vuru- yordu. Yeşiller ve anti-nükleer- ciler de boş durmuyordu. S.O.S Akdeniz Bürosu öncülüğünde yurttaşlar nûkleer santrallere karşı uyanlıyor. bildiriler dağıtılıyor, "Yalan Kongresi"- ne inanılmaması isteniyordu... HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Tarkan ıra, CSO mu? Gençleri izlemek, bir anlamda geleceği izlemek gibi bir şeydir. Bir derste öğrencilere sormuştum: "Michael Jack- son'ı en az bir kez dinlemiş olanlar?".. Parmaklar kalk- tı... Sonra aynı soruyu PavarotB için yineledim... Ünlü Italyan tenor için kalkan parmakların sayısı dahafazlay- dı!.. Hayret etmedim desem, yalan olur... Geçenlerde de CSO'nun Hipodrom'daki açılış konse- rini sınıfla kaç gencin izlediğini merak etmiştim. Kalkan ellerin sayısı epeyce çoktu... Sonradan öğrendim ki o gece Ankara Hipodrom'da yaklaşık 60 bin kişi varmış. Oysa birkaç gün önce aynı yerde yapılan Tarkan kon- serinde, sadece 6 bin kişi! Birden gerilere uzandım... Üniversite yıllarıma. Daha CSO'nun düzenli konserlervermediği bir doneme.Hırv cal'la (Uluç) birlikte gittiğimiz Leyla Gencer konserine. Bir cumartesi öğleden sonraydı. Gençler, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nin konferans salonunu tıklım tıklım doldurmuşlardı... Erken gitmeyenler yer bulamadılar. Yerlere oturabilenler, ayakta yer bulabilenler bile şans- lıydılar. Çoğumuz bu tür bir konsere ilk kez gidiyorduk. Leyla Gencer uluslararası bir üne kavuşmuştu. Ama- cımız sadece gurur duyduğumuz bir ismi yakından gö- rebilmekti... Gençlerin coşkusu karşısında, Sayın Gen- cer'in gözyaşlarını tutamadığını anımsıyorum. (Zeynep Oral'ın "Tutkunun Romanı'nda, bu gözyaşları kısmı eksik kalmışL) • • • Sultan II. Mahmut, "Mızıka-iHümayun"u 1826dakur- du. Mustafa Kemal onu 1924'te Ankara'ya taşıdı ve ken- di bulunduğu makamın adını verdi. Onunla bağlantılı olarak da bir konservatuvar oluşturdu... Kültüre yapılan yatırım, insana yapılan yarırımdır. In- san en zor degişen nesnedir. Kültür yatırımı, ürünlerini çok geç verir. Olanakları, kaynakları genellikle çok kıt olan geri kal- mış ülkelerde ise en bol kaynak insandır. Ancak insanı değiştirebilirseniz, geri kalmışlık kısır döngüsünü de kı- rabilirsiniz... Bu nedenledirki "yeniinsan"\ yaratmak is- teyen KemalistTürk Devrimi, her şeyden önce bir "kül- tür devrimi"dir. Belki de tarihin tanıdığı en köklü kültür devrimi... Yıl 1926... Bazı uluslararası fuarlaraTürkiye'nin deka- tılması gerekiyor. Ama tarım ürünleri dışında Türkiye'yi temsil edebilecek bir ürün yok... Ve Atatürk CSO'yu yol- luyor Anadolu'yu tanıtmak için! Kıt kaynaklar, CSO'nun üç aylık bir turnesi için kullanılıyor... Yıl 1994... Atatürk'ün CSO'su 70 yaşında. Geçen yılki Kore turnesi, uluslararası yankılar yapmış. Bu yıl Japon- ya, 1996da da Amerika turnelerinin kapısı açılmış böy- lece... Devletin çabaları ile değil, tamamen "küreselleş- miş"serbest piyasa koşulları içinde!.. • • • "Türkü "sözcüğü "Türki"den (yaniTürkeait,Türk usu- lü), "şarkı" sözcüğü de "şarki"den (yani Şark'a ait, Do- ğu'ya özgü) gelir... Atatürk ise hem türküleri severdi hem de şarkıları. Ama Türk müziğine bir "çokseslilik" boyutunun katılması gerektiğine inanıyordu. fıpkı, bir Osmanlı aydını olup Arapça ve Farsça yüklü bir dil konuştuğu halde, Türkçenin yabancı sözcükler- den arındırılması gerektiğine de inandığı gibi... Çokseslilik, Türk müziğine evrenselin kapılarını açtı. Adnan Saygun'un, "Ne demek Turk sanat müziği? Be- nim müziğim sanat müziği mi değil, Türk müziği mi de- ğil?" tepkisini haklı kıldı. "Yunus Emre Oratoryosu" ile Yunus evrenselleşti. Anadolu müziği evrenselleşti! idil Biret'ler, Suna Kan'lar, Gürer Ayfcal'larla Anadolu insanı yüceleşti... Anadolu'nun başı dikleşti. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Atatürkün ver- diği ad ile 70. yılını geçen akşam tamamlarken, ön sıra- da Cumhurbaşkanı Sayın Demirel vardı... Bir zamanlar Ismet Inönü lerin, Fahri Korutürk lerın, Bülent EcevH- lerin oturduğu koltukta... Ve 70 yıl önce atılan tohumların yeşerip artık sığmaz olduğu bir salonda... Kürt kökenli şef Gürer Aykal, coşkulu kalabalığı se- lamlarken mutluydu... Ve göğsündeki "Atatürk rozeti" ışık saçıyordu... Harb-îş'li işçiler MSB'ye dava açü • Harb-İş üyesi bir işçinin, işverenden 2.5 aylık 8-20 milyon lira arasında alacağı bulunuyor. Toplusözleşmeye göre yüzde 51.1 oranında enflasyon farkı alacaklannın ödemesi geciken işçiler, fark alacaklarına gecikme faizi uygulanmasını istediler. GÜNEŞ GÜRSON ANKAR.4 - Askeri işyerle- rinde çalışan 38 bin işçi, sözleş- me farklannın ödenmesi için. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) hakkında alacak da- vası açmaya hazırlanı>or. Türk Harb-lş Sendikası'na üye 4 bin 500 işçinin Gölcük'te dava açmasının ardından, Harb-İş Ankara Şubesi'ne üye 5 bin işçinin dava hazırlıklan tamamlandı. Harb-lş üyesi bir işçinin, iş- verenden 2.5 ayhk 8-20 milyon lira arasında alacağı bulu- nuyor, Toplusözleşmeye göre yüzde 51.1 oranında enflasyon farkı alacaklannın ödemesi ge- ciken işçiler, açtıklan davalar- la fark alacaklanna 'en yüksek işletme kredisi faizi' üzerinden gecikme faizi (yüzde 128) uygulanmasını istediler. Harb-İş Sendikası Gölcük Şubesi'ne üye 4 bin 500 işçinin dava açmasının ardından, An- kara Şubesi'ne üye 5 bin işçinin dava hazırlıklan da tamam- landı. Harb-îş Ankara Şube Başkanı Necmettin Doğan. iş- çilerin eylül aymda bir maaş ve ikramiye, ekim ayında da bir maaş tutannda sözleşme farkı alacaklan olduğunu belirtti. Sözleşme gereği bir işçinin 8 milyon 314 bin 511 lira ile 20 milyon 714 bin 509 lira arası- nda alacağı olduğuna dikkat çeken Doğan, yaklaşık 5 bin dava dosyasının hazı- rlandığını, ilk olarak tamamla- nan 1500 dosya için en kısa sü- rede Ankara'daki iş mahkeme- lerine başvuracaklannı söyle- di. Doğan. üye işçilerin. işyer- lerinde verilccek olan bono ve taahhütnameleri kabul etme- yerek işverene ücret ve ikrami- ye alacaklannın eksik ödendi- ğine dair dilekçe verdiklerin: belirtti. Bazı işyerlerinde, işçi- lerin dava açmayarak bonolan almalan yönünde propaganda faaliyetleri yürütüldüğünü ileri süren Doğan, "Bu faaliyetler, Türk-İş kaynaklı. İşyerlerinde 'Türk Harb-lş, DİSKe gide- cek. Yann sözleşmeler ne ola- cak?' diye propagandalar baş- latıldı. Ama bunlar başarılı ol- madı" diye konuştu. Sendikanın avukatlan tara- fından şubelerin olduğu yerler- de bölgesel olarak açılan dava- larda. 2822 Sayılı Toplu tş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası'nm 61. maddesinde öngöriilen temerrüt (gecikme) faizinin ödenmesi istendi. Di- lekçelerde. sendika ile ba- kanlık arasmda geçen yıl imza- lanan 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'ne göre askeri iş- yerlerindeki işçilere 3.8.1994 tarihinden itibaren enflasyon oranında uygulanması gere- ken ücret zammının ödenme- diğine dikkat çekildi. Toplu- sözleşme yürürlülük tarihine göre henüz 2.5 aylık alacak- lanndaki gecikme nedeniyle dava açan işçilerin, kasım- aralık-ocak-şubat aylanyla birlikte 6 aybk ortalama net 30 milyon lira tutannda sözleşme fark alacaklan bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle