05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18EKİM1994SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI TOBB özel sektir • ANKARA (AA) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birligi'nin(TOBB),5l İslam ülkesinden 300'ü aşkın özel sektör temsiltisini bir araya geüreceği "İslam ülkeleri Birinci Ozel Sektör Toplantısı", İstanbul The Marmara Oteli'nde bugün yapılacak. TOBB'den yapılan açıklamaya göre toplantının açılış konuşmasını Başbakan Tansu Çilleryapacak. TOBB Başkaru Yahın Erez'in başkanlığında başlayaçak olan toplantıda, başta İslam ülkeleri arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğini geliştirmek olmak üzere. fınans, ulaşım, telekomünikasyon, GATT çerçevesinde İslam ülkelerinin durumu ve bölgesel ticaret konulan ele alınacak. Hükümete'Konut Fonu' sorusu • ANKARA (ANKA) - Elvan Koop Genel Başkanj Fazıl Ergenç, işçi ve memur maaşlanndan 'Konut Edindirme Yardımı' adıyla yapılan kesintilerden oluşan Konut Fonu'nun amaçdışı kullanıldığını belirterek, Bu paralar ne oldu? Açıklama istiyoruz. Konut Fonu'na kesilen paralar, kooperatiflere aktanlmalıdır'dedi. Fazıl Ergenç yaptığı yazılı açıklamada. çalışaniardan kesilen konut fonunun konut yapımı için harcandığından kuşku duyduklannı belirterek, hükümetin bu konuya açıklık getirmesini istedi. Dış TicaretHaddi geriliyop • ANKARA (Cumhuriyet Btirosu) - Ağustos a>ında hem ihracat, hem de ithalat fiyat endeksieri azaldı. İhracat endeksindeki azalmanın ithaiattan daha fazla olması nedeniyle Dış Ticaret Haddi de geriledi. DİE'den yapılan açıklamaya göre ağustos ayında ihracat fıyat endeksi yüzde 3.3, ithalat fıyat endeksi yüzde l .9 azaldı. İhracat endeksi 101,3'e, ithalat endeksi 94.5'e indi. Temmuz ayı sonunda 108.7 olan Dış Ticaret Haddi de ağustos sonunda 107.2'ye geriledi. Oymapınap devredilecek • ANKARA (ANKA)- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Veysel Atasoy, Oymapınar Hidroelektrik Santrah'nın Etibank Şeydişehir Aluminyum İşletmeleri Müessese Müdürlüğü'ne devredileceğini bildirdi. Atasoy, Etibank Şeydişehir Aluminyum İşletmeleri Müessese Müdürlüğü'ne, enerji maliyetini düşürmek için Oymapınar Hidroelektrik Santralı'run devredilmesi amacıyla çahşmalaryapıldığını belirtti. Esnafa2OtPilyon kredi • KONYA (AA) - Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kefalet Kooperatıfleri Merkez Birliği Başkaru Kasım Önadım, önümüzdeki yıl, esnaf ve sanatkarlara verilecek kredi miktannın 20 trilyon liraya çıkanlacağını söyledi. Önadım. Konya'da düzenlenen bölge toplantısında yaptığı k&nuşmada, kooperatiflerin kaynak tüketen kuruluşlar olmadığmı belirterek, "Bunu, Halk Bankası'nın yüzde 49 hissesine sahip olduğumuzda ispat edeceğiz" dedi. Konya Esnaf ve Sanatkarlar Kefalet Kooperatifi Başkaru Ali Kılınç da konuşmasında, esnaf ve sanatkarlann bir bölümünün, aldığı krediyi faiziyle birlikte zamanında ödeyememesinin, kredi faizkrinin yüksek olmasından kaynaklandığını belirtti. Bektriküretici iki şirket daha • ANKARA (ANKA) - Elektrik üretim, iletim ve dağıtımı alanına yeni kurulan iki özel şirket daha girdi. İzrnit'te kurulan "Evtaş Elektrik Üretim ve Dağıtım AŞ'nin sermayesi bir milyar lira olarak belirlendi. Amasya'da kurulan 'Sayar Enerji Dağıtım Mühendislik Ticaret ve Sanayi AŞ'de Mustafa Şaibe, Hikmet ve Ganime Sayar ile Abdullah Hakan Açıİcer ortak olarak \er aldı. Türkiye'de, 'SEK üreticiye satılmasın' denirken, Portekiz'de sektÖre kooperatifler hakim Portekiz'insanayicisi, üretîci ISCENIN EVBENINDEN HLXYA GENÇ LİZBON - Türkiye'de özel sektörün, üreticilere verilmesine karşı çıkarak talip olduğu devle- te ait süt fabrikalan ile ilgili ola- rak özelleştirme tartışmalan sü- riiyor. Avrupa'nın önemlı süt merkezlennden Portekiz'de ise süt ve süt ürünlerine dayalı sana- yi, üretici birliklerinın elinde bu- lunuyor. Turkiye'de destek yok Türkiye'de SEK fabnkalan- na talip olan üretici birlikleri. "Beceremezler" yargısıyla ciddi- ye alınmazken, Portekiz'de hü- İcümet tarafından desteklenen üretici kooperatifleri, yüksek kalıtelı süt ürünleriyle Avrupa'- da söz sahibi oluyorlar. Portekiz'de süt üretimini üre- ticilere ait dört örgüt gerçekleş- tiriyor. I988'de içme sütü ihti- yacının yüzde 88'ini uzun ömür- lü süt ile karşılayabilir duruma gelen Portekiz, l990'lı yıllarda diğer süt ürünlerinde de ayru ba- şarıyı sağladı. 20'nci yüzyıl başı- nda Avrupa'ya göre süt tüketimi alışkanlığı ve üretimi az olan ül- keler arasında yer alan Portekiz. yıllar süren çalışmalar sonrası- nda büyük başanlar elde etti. Şu anda Portekiz'in süt paza- nnı 38 kooperatiften oluşan Ag- ros, 26 kooperatiften oluşan Lacticoop, Süt Üretimi Koope- ratifleri Birliği UCAL ile şimdiki adı Proleite Mimosa olan Olivei- ra de Azemeis Cooperative elin- de tutuyor. Portekiz, bu organi- zasyonlar sayesınde Avrupa'nın endüstnleşmiş ülkelerindeki tek- noloji ve pazarlama yöntemleri- ni de ülkeye getirmeyi başarmış. I964 yüında UCAL tarafından ilkel yöntemlerle yapılan paket- leme sistemi, 1974 yılında Tetra Pak'la modern bir kimlik ka- zanmış. Süt sektöründeki ye- nilik ve teknolojilerini Portekiz'e getiren Tetra Pak'la birlikte, UHT süt üretimi ve tüketimi yaygınlaşmış. Sütün ticari ve en- düstriyel gelişimi kökten bir de- ğışime uğrarken, lojistik ve dağıtım sorunlan da giderilmiş. Hijyene özel önem Sütün hijyenik koşullarda sa- ğılması ve enfekte olmadan fab- rikalara ulaştınlmasını sağla- mak isteyen Portekiz hükümeti, süt sağma merkezlerini ülke ge- neline yaymış bulunuyor. Sığır yetiştiren halk, hayvanlan, sağ- mak üzere bu tesislere getiriyor. Görevliler. aletlerille sağılan süt- leri, santrifüjde çevrirerek kaba pisliklerinden anndınyorlar. Sü- tün ısısı düşürülerek mikrorga- nizmalann üremesi önleniyor. Portekiz Hükümeti tarafından desteklenen kooperatiflerin kurduğu modern fabrikalar, süt ve süt ürünleri üretinıinin nitelik ve nicelik olarak kalitesinin yükselmesini sağlamış. Sütün tarihi Portekiz'de 20'nci yüzyılın başında kurulan elleçahşan krema ve tereyağı işletmesini, endüstriyel süt işletmeler takipetmiş. 20'nci yüzyılın başında 52 süthane varken, bu rakam 1930'dan sonra 500'e ulaşmış.Portekiz'de süt işletmeleri, gruplar halinde bir araya gelirken, süt üretiminin yüzde 25'i özel sektör tarafından _ karşılanıyormuş. İnek sü- tünden peyniryapan ilk tesis 1930-40 yıllan arasında Vale-de-Cambra'da üretime başlamış. İkinci Dünya Sa- vaşfyla birlikte yan yanya düşen süt üretimi, hükümet tarafından koordine edilmeye başlanmış. Hem savaş hem de süt fabrikalannın rekabet ha- lindeki süt toplama çabşmalan, süt kalitesinin düşmesine neden olmuş. ülusal Süt Pazarlama Kurumu'nun kurulmasından sonra (JNPP) süt endüstrisi, varlığını hissettirmeye başlamış. Küçük süt üreticileri karlannı arttırmak amacıyla bir araya gelerek örgütlenmeye başlamışlar. İşletmelerin yüzde 98.8'ini oluşturup, kredilerden yüzde 3 pay alan KOBI'lerin güç birliği Küçüklerdevlerebaşkaldırdı BEHİÇ GÜRCİHAN Küçük veorta ölçekli işlet- meler (KOBİ)örgütlenmelerini güçlendirerek büyük sermaye- ye karşı atağa hazırlaruyorlar. ANAP İzmir Milletvekili Işın Çelebfnin ifadeşi ile, iktidara talip olan KOBİ'ler, partilerin içindeki en güçlü unsur haline geldi. KOBIler buna paralel olarak, seslerini daha fazla du- yurmak amaayla, kendilerine ait bir enstitü kurma hazırlığı icındeler. Halk Bankası dahll omak üzere, kredi kaynak- lannın büyük sermaye için • Türkiye'deki kredi pastasından yeteri kadar payalamamaktan şikayetçi olan KOBİ'ler, tekelleşmeye tepki olarak. örgütlenerek büyümenin yolunu risk sermayesi şirketlerinde anyor. çalıştığını iddia eden KOBİ'ler Kredi Garantı Fonu A.Ş adı altında bir Risk Sermeyesi şir- keti kurarak. Halk Bankası'run istediği yüksek temınat mik- tarlannı karşılama yoluna gitti- ler. "Devletin kredi mekanizması tekelkre yanyor" şeklinde şika- yetlerini dile getiren işletme sa- hipleri, Türkiye'deki toplam iş- letmelerin yüzde 98.8'ini oluş- turduklan halde, toplam kredı- nin sadece yüzde 3'ünü kulla- nabilmekten >akınıyor. Teminat sonınu KOBİ'lenn kredi almasında- ki en önemli engellerden bin is- tenılen kredi miktannın en az yüzde 200'ü kadar teminat is- ıtenmesi. Denizlili bir işletme sa- hibi uygulamaya, "O kadar te- minatı olsa, niye kredi ister in- san'" şeklinde tepkı aösteriyor. Denızh TOSYOY Başkanı Mehmet Ali Bilgin. küçük ve orta büyüklükteki sana>icınin şikavetlerini, "Devlet kredileri yanlış yerlere yönJendirüiyor. Büyük sermaye şirketlerine »arıyor.Anadolu *e Trakva in- sanı kendi kendine mücadele vermek dunımunda kalmakta- dır" şeklinde dıle getınyor TOSYÖV girişimi ile kuru- lan Kredi Garanti Fonu Ano- nim Şirketi, kredi almak isteyen fakat teminat gösteremiyecek durumda olan yatınmcının ke- faletini Halk Bankası nezdinde üstleniyor. Kredi Garanti Fonu Ano- nim Şirketi'nin bu amaç ile Halk Bankası'nda 8 milyon markı bulunuyor. Şirket kişi başına 25Obin mark teminat desteği sağlıyor. TOSYÖV, aynı zamanda. kurduğu Profil AŞ. aracılığı ile küçük yatınmcının projelerine danı- şmanlık yapıyor. Harran'a lOmilyarlık tören yapılacak. MEHMET FARAÇ ŞANLILRFA - GAP'tan sorumlu Devlet Bakanı Ab- dülbaki Ataç, 9 kasım günü yapıla- cak Fırat nehrinin Harran ovasına akıtılması törenle- rine yurt dışından 1500 davetlinin geleceğini söy- ledi. Ataç, törenlere Tamtma Fonu'ndan 10 milyar lira har- canacağım da açıkladı. Fırat nehrinin Urfa tünelleri aracıhgıyla Harran ovasına akıtılması törenleri- nin ön hazırlığı için iki gün Şanüurfa'da incelemelerde bulu- nan Bakan Ataç, "GAP'm bir dünya projea" olduğunu ve Türkiye'nin gele- ceğini olumlu yön- de etkileyeceğıni belirtti. Urfa tünel- lerinin GAP'ın önemli bir birimi olduğunu ve Türkiye'nin gele- ceğini olumlu yönde etkiieyece- ğini belirtti. Ataç, sulanacak alanlarda üreücinin yılda üç- dört ürün elde edebileceğine Devlet Bakanı Ali Şevki Erek tekrarladı: Güııırükbirliği gerekli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Ali Şevki Erek, Pa- sifık'te ekonomik entegrasyonun bir dönemde Türkiye'nin kendi sa- nayi düzeyiyle başbaşa kalamaya- cağını belirterek gümrük birliğinin şart olduğunu vurguladı. Erek. gümrük birliğjne, ardından Avru- pa Birliği'ne girmenin teslimiyetçi- lik anlamına gelmeyeceğine söyle- di. Erek, Gümrük Müsteşarlığı baş- müdürler ikinci toplanüsında yapüğı konuşmada, Türkiye'nin çağdaş tekno- loji ve sanayi düzeyini yakalamak, ihraç ettiği malın rekabet edebileceğini göstermek zorun- da olduğunu anlatarak bu nedenle gümrük birliği içinde yer almasının gerektiğine dikkat cekti. Gümrük birliğine, ardından da Avrupa Birliği'ne girmenin tes- limiyetçilik anlamına gelmediğini söylejen Erek. 'Bu milli ve manevi değerlerden vazgecrnek değildir, mocut ekonombi »e sanajiyi çö- kertmek hiç değildir' dedi. Gümrük birliğine girerken alt- yapı eksiklıkleri gıderme mücade- lesi verdiklerini belirten Erek, şöy- le konuştu: "DFİF tahsilatına son \erildi, ka- çakçılıkla ilgili ulusal >e uluslara- rası bilgi bankalan kuruldu, yabancı ve yerli uz- manlarla uyum seminerlerine hız verildi, oto- masyon eksiğinin giderilmesi için Dünya Banka- sıa biriik üyeleri, Avrupa \ atırım Bankası ile çalışmalara hız verildi," ToyotaSa'ya yen desteği Otomoblllnlzln değerl < YERLİ OTOMOBİLLER Serçe Şahın Doğan Kartal FalTıpo TenıpraSX Renault12rxrocos RenaullSpnng RenauttBroadvray RenaultRash RenauttManager RenaultConcorde FofdTaunus16 FordTaunus20 Opel Vectra 18 1989 87-97 117-125 128-140 120-135 - 122-128 134-141 150-160 160-180 - 125-135 160-180 1990 1991 95-103 107-118 128-138 138-145 140-150 156-170 135-146 150-165 182-192 197-210 • 167-207 128-140 145-150 145-153 155-165 160-170 170-180 185-205 206-220 205-220 225-245 275-296 32(KJ50 145-160 170-180 175-180 180-200 - 311X330 ÎTHAL OTOMOBİLLER LadaSamara LadaNıva NıssanSunny NtssanNXCaıpe Mazda323S€dan Mazda626Sedan VolkswagenGolf SkodaFavorıt BMVV31& BMW520ı Mercedes190E ToyotaACoroflaGL ToyotaCoronaXL 1990 100-110 145-155 225-245 285-325 230-245 290-320 260-290 130-140 430-470 650-740 625-680 280-300 310450 1991 120-130 160-165 250-265 330-345 260-300 310-350 300420 145-160 49<W70 1992 120-125 148-158 171-191 165-180 217-233 217-232 155-163 165-175 185-195 230-245 255-285 370-400 175-196 200-240 36CMO0 1992 130-145 170-185 280320 365-405 300-325 400-470 330-390 165-180 56O«0 750-1000 1020-1100 670-780 320*0 360-400 800-850 370410 420470 NOT Cennet Açık Oto Pazan'nda oluşan fiyatlardı milyon TL.) 1993 127-142 165-188 196-220 200-228 233-248 237-258 170-185 180-190 205-225 28M15 3OK370 420-540 210-260 250-290 420460 1993 150-170 210-250 360410 420-530 330-390 510-590 400490 185-210 750-900 1150-1350 1000-1100 440490 560-630 OKm. 203 2504 3448 3445 385.6 443.3 252.6 273.5 322 444 707 825 419i 506 617 «Km. 2534 3708 6619 8796 4994 8974 667.2 2373 1520 2.410 1-805 560 895' C umartesı günü açılışı yapılan ToyotaSaotomobil fabrikası ilebirilkteTürk otomotıv sektöründe rekabet kızışırken, Japonlar Japon Yeni'nin aşırı değer kazanması ile yatırımlarını yurtdışını kaydırıyor. ToyotaSa AŞ Genel Müdürü Özdemır Sabancı, açılış öncesı yapılan basın toplantısında bu konuya değinerek Japonların kendilerinıyeni Corolla'nın yerli oranının daenkısa zamanda yükseltilmesini istediklerini belirtti. Toyota Motor Cooperatıon Başkanı Tatsuro Toyoda'da kendi ülkelerinde yenin değer kazanmasının yatırımları dışülkelere kaydırmalarına neden olduğunu belirterek, Türkiye'nin de özellikle Orta Asya ve Avrupa'ya yakınlığı ile konum bakımından çok uygun bir bölgede bulunduğunu beilirtti Türkiye'de kurulan fabrika, dünyadaki toplam 15Toyota fabrikası arasında üretim kapasitesi bakımından ö.sırada yer alıyor Adapazarı'ndakı fabrıkada çalışmak üzere 300 kadar Türk mühendis, teknisyen ve işçisi Japonya'da eğitim gördü. Yeni Toyota Coralla'nınfiyatı ise 15kasımdaaçıklanacak. öteyandan Türk otomotıv sektörü son zamanlarda önemli gelışmelere sahne oluyor. özellikle 1 Ocak 1996'da gırılmesı hedeflenen gümrük birliği öncesı rekabet gücünü artırmak isteyen şırketler, atılımlar yapmayabaşladı. Türk otomotiv sektöründe en yüksek pazar payına sahip olan Tofaş, yaklaşık8OO milyon dolarlıkyatırımını tamamlamayaçalışıyor ve yeni Uno modelini piyasayasürüyor. Aynı şekilde ikinci büyük pazar payına sahip olan Renault ise Renault 19'u Türkiye'de üretmeye başladı. Şımdı de Toyota, Türk otomotiv sektörüne Coralla'lar ile giriyor. Bu gelişmeler çerçevesinde Türkiye'de yeni otomobillerinfiyatlarındada önemli değışmeler olması beklenıyor. Toyota'nm ardından Honda ve Hyundai de Türkiye'de yatırımlarını tekrar hız- landıracaklarını açıkladı Honda ve Hyundai ocakta çıkan mali kriz nedeniyle Türkiye'de yapmak istediklerı yatırımlara bir süre ara vermıştı. Hyundai ve Honda gerekli yatırımlar içinstartbekliyor.B ŞUKRAN SONER Geriye Çark Yarışı Siyasi partilerimiz, parlamenterlerimiz geriye çark et- mede büyük bir yarışın içine girdiler. Daha çok oy, daha büyük çıkarlar yarışında başarılı olmanın yolunun, geriye doğru yarışta önde olmaktan geçtiğine inanılıyor. "Kim daha çok din sömürüsü, ırkçıhk yaparsa o kadar çok oy toplayacak" gözü ile bakılıyor. 1980'li yılların sonlarında ülkede demokrasi yarışı vardı. 12 EylCil'ün baskısından bunalan halkın önceliği demokra- si, insan haklarıydı. Sağ partiler solun sloganları ile seçim kampanyaları düzenliyor, herkes insan hakları, demokrasi savunmasında yarışıyordu. DYP-SHP koalisyonu, sosyal devlet, ülkeyi gerçek demokrasiye taşıma, 12 Eylül'ün ya- saklı düzeninden kurtarma sloganları çerçevesinde oluştu- rulmuştu. Seçim kampanyaları ilkeleri, önce parti prog- ramlarına, sonra da hükümet program ve protokollerine yansımıştı. Gerçekleşmesi hükümetin sorumluluğunda olan ilke- lerin çoğunluğu bugün gündemde bile değil. Yola çıktı- ğımız noktadan akıl almaz ölçüde geride ilkeler üzerinde bile büyük tartışmalar çıkıyor. Bırakın program ve protoko- lü, Bakanlar Kurulu'ndan, parlamentodan geçmiş ilke ve kararlardan çark ediliyor. Memurlara sendika hakkına karşı çıkan siyasi parti var mıydı? İlgili ILO sözleşmesi Meclis'ten geçmiş, yine karşı çıkan parti olmamıştı. Çok dahaönemlisi, memura sendika hakkı, çok yasaklı ve anlamsız boyutlarda da olsa ucundan toplu pazarlık ve grev haklarını verecek gibi olan yasa tasa- rısı Bakanlar Kurulu'ndan geçirilmişti. Şimdi Anayasa Ko- misyonu'ndaki tasarıda, DYP Grubu daha önce başbakan- ları, bakanları ile 'evet dediği tasarıdan geri dönüyor. Top- lu pazarlık ve grev haklarının ağıza alınmasına katlanama- yacak bir hallerı var. Dahası tek başına sendika hakkına bile komisyon üyeleri aracılığı ile itiraz ediyorlar. Tabii bu koroya bütün sağ partilerin temsilcileri de katılıyor. Me- mura, grevli toplusözleşmeü sendika hakkı hak getire, sen- dıkal örgütlenmeyi güvenceye alacak bir yasa çıkarılması olasılığı giderek zayıflıyor. Aylardır tartışması yapılan demokratikleşme paketinde, tartışmalar içinde, anlaşmaya varılan konulann kap- samının gelişmesı beklenir, değil mi? Ne gezer? Geçen her gün, her tartışma, uzlaşma kapsamındaki ilkelerin daral- masını getiriyor. Daha önce muhalefet partileri, koalisyon ortakları arasında uzlaşmaya varılmış pek çok ilkeden ge- riye dönüş yapılıyor. Gerçek demokratikleşmeye atılabile- cekadımlardan çarkedilirken, en dar kapsamı ile, düşünce suçlularına özgurlüğün de hayal olduğu bir noktaya gidili- yor. Bu arada laiklığe karşı akımlara sadece taviz verıliyor. Seçim anketleri, din ve ırk sömürüsü yapan parti oyla- rının yükselişını gösteriyor. Refah ve MHP'nin önlenemez görülen yükselişi, ANAP ve DYP'de, yeni sağ partilerde de kendilerini kurtarmak isteyen politikacılan hızla sağa kaydırıyor. Kısmi seçımde kampanyaları tümu ile ırk ve din sömürüsüne oturtma hazırlıkları, yarışı görüluyor. Türk- çülukle oy alınamayacak, Kürtlerin çoğunlukta olduğu böl- gelerde, Kürtlerin aşiret ve tarikat bağlantıları gözetılerek, din-inanç, tarikat, aşiretsömürüsü yapılarak oy toplanması hesabı yapılıyor. Solun, sosyal demokrasınin sloganlarını kullanan, libe- ralleşme, demokratikleşme eğilimı içindeki sağ partiler, bugünlerde hızla feodal, ırkçı, dincı bir zemıne kaymış bu- lunuyor. Sol, yıllardır yürütülen "yeni dünya duzenı, solun çöktüğü, işinin bittiği" ideolojik bonbardımanının moral cö- küşünde, bırakınız sol, sosyal demokrat ilkeleri sağlıklı sa- vunabilmeyi, ırk ve din sömurusune karşı duracak, insan hakları ve demokrasi çizgisinı sağlıklı savunabılecek bir güçlülükte görülmüyor. Arkası kesilmeyecek gibi gözüken, düzenın kokuşmuş- luğunu yansıtan yolsuzlukskandalları, hanedanların, türe- di zenginlerin, eskisi, yenisi ile başbakanların, bakanların, kilit siyasetçi, işadamı, mafyanın bulaştığı pıslikler, ılk aşa- mada siyasetin temizlenmesinden çok, yıne din ve ırk sö- mürüsü yapanlara yarayacakmış izlenimi veriyor. 12 Eylül'ün insan hakları, demokrasi, orgutlu toplumda açtığı yaraların derinliği, toplumda yarattığı yozlaşmanın bedeli şimdi daha ağır ortaya çıkıyor. 1980li yılların sonun- da 12 Eylül'e tepki gelişen demokrasi özlemıne, 12 Eylül hukuku ve düzeni içinde örgü'tlenmış siyasi partiler yanıt veremediler. 12 Eylül'ün örgütlenme ve kimlik kaybına ug- rattığı sendikalar ve demokratik örgutler de yönlendirici, baskı gücü işlevlerıni yerine getiremediler. Toplum, med- yanın beslediği, özal dasimgeleşen "yükselen değerler"- in peşinde sürüklenirken, siyasi partiler, sendikalar ve tüm örgütlenmelerde liderlık kadroları, kilit noktalar, kişisel çı- karlarını herşeyin üstündetutan, her tür değer yozlaşması, kimlik kaybına uğramış kişilerin, liderlerin eline geçti. Bugün içinde bulunduğumuz geriye çark tablosunu ışte bu kişisel çıkarlarını, iktidarlarını her şeyin üstünde tutan, her tiir değer yargısını yitirmiş, toplumun umutsuzluğunu din ve ırk sömürüsü ile kullanmaya kalkan liderler, politi- kacılar, sendikacılar, siyasetçiler ve kitlelerı şaşkına çevi- ren aynı bataklığın içindeki medya yuzünden yaşıyoruz. Onların bu geriye çark yarışı kısa bir zaman sureci içinde, iktidar getirici gorünse bile, toplumların uzun soluklu yol alışı ilerrye doğru olacağına göre, sonunda doğruya, insan haklarına, demokrasiye oynayan siyasetçi, siyasi parti, sendikacı ancak ayakta kalacaktır. HALOGRAM ETİKETLİ OLACAK Çaykurtaklitlerine savaşaçtı • Devlet Bakanı Nafız Kurt. Çay-Kur'un çalışmalanyla ilgili bilgi verirken, yeni bir çay yasa taslağı haarlandığını belirtti. ANKARA (ANKA) - Devlet Bakanı Nafız Kurt, Çay-Kur çaylannın taklit edilememesi için üç bo\utlu halogram etiket kullanılacağını bildirdi. Devlet Bakanı Nafız Kurt, Çay-Kur'un çalışmalanyla ilgi- li bilgi verirken. yeni bır çay yasa taslağı hazırîandığını be- lirtti. 1984 yılında çıkanlan ve çayda devlet tekelini kaldıran yasanın günün koşullanna yanıt veremediğini ve çaym ge- rek üretiminde ve gerekse piya- sasında önemli ölçüde bozul- malara neden olduğunu kayde- den Kurt, ANAP döneminde b,unun düzeltilmesi için hiçbir adım atılmadığını, 1992 yılından bu yana da yoğun çalı- şmalar yapıldığım söyledi. Çay borsası Nafız Kurt, çayda üretim dengesinin sağlanacağını, üre- timde kalitenin düzeltileceğini ve piyasada tüketicinin koruna- cağını bildirerek. çaya gerçek değerinin verilmesi ve çayda spekülatif beklentilerin sona er- dırilmesi için. çay- sektöründe yer alan özel ve tüzel kişilerin katkı ve iştirakleriyle "çay bor- sası" kurulacağını açıkladı. Bakan Kurt. bavul ticareti ve TIR taşımacılığı yoluyla yapı- lan çay kaçakçılığının önüne geçilmesi için gerekli önlemle- rin ahndığını belirterek şunlan söyledi: "Poşet sahtekarlığına karşı da Çay-Kur tarafından sürdürülen denetim çalışmaları arahksız devam etmektedir. Bunun yanında sahte poşet ba- san ve dolumunu yapan fîr- malann tespit edilmesi halinde defterdarlık, mali polis, beledt- ye ve çe*Te sağlığı gibi birimler- le işbirliği yapdmaktadır. Ayrı- ca sahtekarlığa karşı poşet ağı- zlannın kapatılması için, taklit edilemeyen üç boyutiu halog- ram etiket kuİlanımına Çaykur tarafından önümüzdeki aylar- da başlanacaktır." DÖVİZ CA1MLI YAYJN 9009911104Tûrtty»'nif> h«r y«1nd—i d^dhMi 13 333 TL'dk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle