03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM1994 PAZARTESİ HABERLEREV DEVAMI Demirerden çocuklarasöz W Baştarafi 1. Sayfada : j . nasıl süreceğini araşünyo- - nız" dedi. Dışişleri Bakanlığı tarafın- dan organize edilen ve bugün gerçekleştirilecek olan "Çocuk- lann sağlığı, egitimi, hakları ve mutluluğu için saptanan hedefle- re ilişkin değerlendirme toplan- ftsTna kaülacak olan Grant, toplantidan sonra da çocuk haklan sözleşmesinin onaylan- ması konusunda girişimlerde bulunacak. TBMM'yi ziyaret ederek Meclis Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk ve parlamen- terlerle görüşecek olan Grant, dün bu konudaki talebjni Cum- hurbaşkanı Demirel'e iletti. Demirel ise UNICEF Genel Direktörü'ne, "Tasdik edilroe- mesi için bir neden yok. Bir iki madde tartışjlıyor. Ben de TBMM Başkanı'na daha önce bu konuyu rica ettim. 1995 yılına girmeden onaylanacağını umu- yorum" dedi. Grant'ın Cindoruk'la yapa- cağj görüşmede de, 20 Kasım 1989 tarihınde benimsenen, 26 Ocak 1990 tarihinde imzaya ve onaya açılan, "Çocuk Haklan- na Dair Sözleşme"nin TBMM tarafından onaylanması konu- su üzerinde ağırükla durması bekleniyor. Şu ana kadar 166 ülkenin yetkili organlannca • onaylanan sözleşme, 23 Nisan 1992 tarihinde TBMM'de gö- rüşülmüş ancak, "din ve iıtanc- lan açıklama özgûrlüğü" ile "et- nik azuılıklann haklan"na iliş- kin maddeler üzerinde partiler arasında çıkan anlaşmazlık gi- derilemediği için onaylanama- mışü. Sözleşmenin 30. maddesinde bahsedilen "azınuklann hak- ian"nın Türkiye için bir sorun olmadığını vurgulayan uzman- lar, Türkiye'deki azınlıklann, Lozan Antlaşması ile tanımlan- dığını ve sözleşmedeki "azın- lık" kavramının bu tanımlama ile kabul edilen toplumlar için geçerli olduğunu belirttiler. Uz- manlar, onayın gecikmesinin asıl sebebinin, Refah Partisi'nin ve diğer partilerin muhafazakar kanatlannjn, sözleşmenin "din ve inançlan açıklama özgürlü- ğü" ile ilgili 14/3 maddesine karşı çıkmalan olduğunu be- lirttiler. Söz konusu maddede, "Bir kimsenin dinini ve inançla- nnı açıklama özgûrlüğü kanunla öngörüunek ve gerekli olmak kaydıyla yalnızca kamu güvenli- ği, düzeni, sağlık ya da ahlakı ya da başkalannın temel haklan ve özgüriüklerini korumak gibi amaçlarla smırlandınlabUir" deniliyor. Sözleşmenin, Türkiye tara- fından "sorunlu" bu 3 maddesi- ne (14., 29. ve 30. maddeler) "ce- kince" koyularak imzalandığını hatırlatan uzmanlar, bu "çekin- celi" biçimi ile onaylanmasında bir sakınca olmadığını belirtti- ler ve çocuk haklan ile ilgili bir sözleşmenin, Türkiye'nin yasa- ma organı tarafından 4 yıldır onaylanmamasının uluslara- rası platformda eleştirilere yol açüğını vurguladılar. Sözleşme- yi henüz onaylamayan 20 ülke arasında, Türkiye'nin dışında ABD, Suudi Arabistan, Haiti ve Malezya da bulunuyor. Çocuk komisyonu Grant'ın, TBMM'deki gö- rüşmesi sırasında bir "çocuk komisyonu"nun faydalannı da vurgulaması bekleniyor. Meclis tatile girmeden önce, eski Dev- let Bakanı Akm Gönen, bir "ço- cuk komisyoDu" kurulması ve çocuklar için aynlacak kaynak- lann kullanımının bu komis- yon tarafından belirlenmesine ilişkin yasa teklifı vermişti. Dışişleri Bakanlığı'nın dü- zenlediği değerlendirme toplan- tısı bugün yapılacak ve toplan- tıya Cumhurbaşkanı Demirel de kaülacak. Toplanuda, Tür- kiye'nin çocuklara yönelik ara dönem hedefleri ve bunlann gerçekleşmesi için bakanlıklar- ca yapılacak yardımlar görüşü- lecek. 1995 yılında gerçekleşti- rilmesi öngörülen ara dönem hedefleri arasında; genel aşıla- ma oranJannın yüzde 80'e çıka- nlması, neonatal tetanozun ve A vitamini yetersizliklerinin or- tadan kaldınlması, çocuk felci- nin yok edilmesi, tuzun tama- men iyotlanması, ishalli hasta- lıklarda ağızdan sıvı tedavisinin yüzde 80 yaygınlaşması, yeni doğan bebeklerin ilk dört ile altı ay içinde yalnızca anne sütü ile beslenmelerinin ve emzirmenin çocuk 2 yaşına gelinceye kadar sürdürülmesinin sağlanması ve Çocuk Haklan Sözleşmesinin onaylanması da yer alıyor. Karayalçınıınıut olamadı • Baştarafi 1. Sayfada negöre. Murat Karayalçın ile be- raberindekı heyette bulunan dev- let bakanlan Esat Kıratlıoğlu, Arimet Köylöoğlu, SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, SHP mil- letvekilleri Salman Kaya, Ali İbraiıinı Tutu ve bağımsız millet- vekili Muzaffer Demir'in yanan köylere gitmemesi bölgede tep- kiyle karşılandı. Bu yûzden yöre halk) tarafından yuhalanan Karayalçın ve beraberindeki he- yetin Tunceli Valisi Anl Üzel- gün'le basına kapalı yaptıklan toplantı sırasında, valinin 240 kö- yün boşaltılmış olduğunu söyle- diği bildirildi. Bin 500 kişinip de evsiz kaldığını belirten Vali Üzel- gün'ün, yakılan köylerin "kimliği belirsiz kişfler tarafıodaıı yakıldığını" ileri sünnesi üzerine Tunceli Milletvekili Sinan Yerli- kaya'nın bunun doğru ol- madığını söylediği öğrenildi. Yerlikaya aynca toplanuda, köy- lerin askerler tarafından bo- şaltıldığmı, yine 17 köyün asker- ler tarafından yakıldığını ve bu- nun herkes tarafından bilindiğini söyledi. Yerlikaya'nın bu sözleri üzerine vali ve diğer yetkililerle Tunceli miUetvekili arasında sert tartışmalann yaşandığı da belır- lendi. Toplantidan sonra kapının önünde bekleyen 200 kadar va- tandaşla görüşmeden Ovacık il- çesine giden Karayalçın'm he- likopterden yanan yerleri gör- düğü ve bunun üzerine Vali Üzel- gün'e "Buralar hala yanıyor" diye sprduğu da bildirildi. Ancak Vali Üzelgün'ün ne yanıt verdiği öğre- nilemedi. Karayalçın'm Tunceli'ye ka- dar gelip, yanan köylere gitme- mesini tepİciyle karşılayan yurt- taşlar, "Biz Bosna-Hersek'ten mi, Azerbaycan'dan mı gekük. Bize niye bunları yaptılar. Biz Türk va- tandaşıyız. Evlerimizi, köyterimizi istiyoruz. Bizi niye evlerimizden ediyorlar, köyterimizden sûrüyor- lar" dediler. Yurttaşlar, Kara- yalçın'ın konut ve yardım vaadi- Uman-Iş Sendikası Başkanı Biber gözaltmda ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Liman-İş Sendikası Genel Başkanı Hasan Biber, 2 gün önce evine gelen sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Biber'in, yaklaşık 10 gün önce Mersin'de Dtev-Sol üyesi Dede Cengiz'incenaze törenine katıldığı için gözaltına alındığı ileri sürüldü. Sivil polisler tarafından gece evinden ahnan Biber'in durumu ve nerede olduğu hakkında aılesıne bilgi verilmediği belirlendi. Ener-Sen Ankara Şube Başkanı İsmet Küıç. Biber'in gözalpna alınmasıni protesto etti. Ülkede sendikacılara yönelik baskılar yaşandığını kaydeden Kılıç. "Toplumda düşünen, araştıran ve emekten v ana üretimde bulunanlara bu derece yapüan saldırılann nedeni, onlann toplu örnek teşkil eOnesi olsa gerek" dedi. Kılıç, Biber'in derhal serbest bırakılması gerektiğini belirtti. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada zelteceğiz, eksikliklerini giderece- ğiz" demek yerine "yeni bir düzen kuracağız"sloganını yeğliyor. Belki daha kolay olduğu için belki de bu- günkü yapının savunulacak biryanı kalmadığından. Başkentte dün MHP günüydü. Ül- kücü gençler sadece Atatürk Spor Salonu'nun çevresini değil, araçiar- la Ankara'nın pek çok semtini ku- şattılar. Ellerinde üç hilalli MHP bay- rağı sallayarak trafikte dolaşan gençlerin taşkınlıkları da dikkati çekiyordu. Zaman zaman trafiği ke- sen gençler duran araçların sürücü- lerinden parmaklarıyla kurt işareti yapmalarını istediler. Kongre salonu ise ağzına kadar doluydu. Çoğu "bindirilmiş kıta" diye tanımladığımız, Ankara dışından getirilmiş davetlilerin farklı kesimlerden olması dikkat çekiciy- di. Türbanlı bir grubun yanında, başı açık modern giyimli genç kadınlar. Aksakallı, yaşı hayli ilerlemiş dele- gelerin yanında, lise çağını yeni bi- tirmiş gençler... Salonda yoğunluğu 1980de 18-25 yaş kuşağında olan kışilerin oluştur- ması ilginç bir göstergeyjdi. 12 Ey- lül'ün hemen öncesinde Ulkü Ocak- ları içinde aktif rol alan gençler şim- di 30-35 yaş kuşağında. Bazıları bıyıklarını aşağı sarkıtmış, kimi 3-5 yaşındaki çocuğuyla gelmiş. Çocuk- ların başı, "Başbuğ Türkeş"bar\da\- MHP'nin Yeni Düzeni... larıyla sarılı. Giyim kuşam bakımından da de- ğişik görüntüler vardı. Çok iyi giyim- li, orta halli işadamları yanlarında 4-5 kişiyle geziyorlar. Kimi dün te- miz oian nesi varsa onu giymiş. Mavi gömlek üzerine kahverengi kravat, sarı gömleğin altına beyaz pantolon... Salonun görünümü, MHP'nin top- lumun hemen tüm kesimlerinden taban bulduğunu ortaya koyuyordu. Kürsünün tam karşısında boydan boya asılı siyah kurt ambleminin altında ise şu yazılıydı: "Başbuğ Türkeş, Emrindeyiz. An- kara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğ- rafya Fakültesi Öğrencileri." Başkentin üniversitelerinde MHP'nin etkinliği giderek artıyor. Gazi Üniversitesi'nin hemen karşısında bir Ülkü Ocakları var. Yurtlarda da MHP etkin. Kat görevli- lerinin adı "ocakbaşı". Solcu genç- leri ise hemen "PKK damgası" vu- rup dışlıyorlar. "Büyüklerine" sandalye taşıyan, ayak işlerini yapanların çoğunluğu ortaokul ya da lise çağındaki genç- lerdi. Salondaki coşku ve' kalabalık MHP'nin oylarındaki yükselme eği- limiyle doğru orantılıydı. Salon dışı- ndaki seyyar satıcıların tezgahla- rında, bozkurt, Türkeş, Alparslan re- simlerinin yanında üç hilalle kaplı, "Türk dünyası" haritaları vardı. Artık Türkeş, sadece 60 milyonluk Türkiye'nin değil, 250 milyonluk Türk dünyasının lideri! Türk dünyası bir yana, MHP'nin oylarındaki yükselmenin en önemli nedeninin PKK terörü olduğu hem Türkeş'in konuşmasından hem de salondaki sloganlardan apaçık orta- ya çıkıyordu. Gelmiş geçmiş pek çok yetkili gibi, Türkeş de PKK terö- rünü bitirmek için süre verdi: "PKK belasmı en geç bir yılda söndürürüz. MHP, PKK'nin köküne kibrit suyu deyip bitirir, yok eder." PKK terörü biter, bölünme korku- su ortadan kalkarsa, MHP ayakta kalmak için yeni bir "düşman" bul- mak zorunda! Ama şimdilik başka "düşmana" gereksinim yok. PKK, MHP'nin yükselmesi için yeterli. Türkeş'e vitrin MHP'nin "Türkeş'ten ibaret bir parti" görünümünden kurtarılması için kongre öncesinde çok çaba har- candı. Bu çabaların belli ölçülerde başarıya ulaştığı söylenebilir. ANAP'tan ayrılan eski TRT Genel Müdürü ve Istanbul Millletvekili Prof. Tunca Toskay Türkeş'in sağ yanındaydı. Geçen hafta MHP'ye geçen diğer eski-yeni milletvekili ve bakanlar kurultay salonunu şeref- lendırenler arasındaydı. Bu yanıyla MHP kurultayıyla, DSP kurultayı benzerlik gösteriyordu. Bazı Kürt aşiretlerinin reisleri de MHP kurultayına katıldı. Bu katılım, MHP'nin "yeni Türk" tanımının ve devlet desteğinin meyveleriydi. Türkeş ve diğer konuşmacıların tümünün altını çizdiği nokta ise şuy- du: "Iktidara yürüyoruz, iyi hazırla- nalım." MHP iktidara yürüyebilir mi? Heyecanlanan tabanını ayakta tutmak için bu mesajı vermeye mec- bur. 1969'da yüzde 3 oy oranıyla si- yaset sahnesine çıkan Türkeş lider- liğindeki MHP, 12 Eylül öncesinde yüzde 7'nin üzerine çıkamamıştı. MHP'nin 27 Mart 1994'teki oy oranı yüzde 8. Bugün ise MHP'lilerin "ba- raj" kaygısı yok. Bunda devlet des- teği yadsınamaz. MHP nereye kadar yükselir? Eldeki veriler gösteriyor ki, devle- tin istediği yere kadar... DÜZELTME: Dünkü yazımda Ne- dim'e ait olduğunu yazdığım şiir Yahya Kemal'indi. Patrona Halil İsyanı sırasında damdam dama at- larken düşüp ölen Nedim, yanlışlı- kla bizim köşeye de düştü. Kaçakçılıkbilmecesi • Baştarafi 1. Sayfada .Ancak yapılan pazarlıkta, teknenin bu eksikliklerini benim tamamlamam halinde fiyatın 500 milyon TL'ye indirilebüece- ği yolunda anlaşma sağlanmış- tır. Bunun üzerine, Türk bayraklı 7 yaşındaki tekne. onannunın tarafımızdan yapılması kavdıvla 500 milyon TL'ye satın alınmış- tır. Lzunca bir süre hiç kullanıl- madığı için onarıma muhtaç hale gelen tekne, Kuşadası marinası'- na çekilerek onarıma alınmıştır. Tüm onanmın sona ermcsin- den sonra, teknemin değeri eks- perlerce yeniden belirlenıniş >e o değer üzerinden sigorta yapıi- mıştır. Teknemin 'ek motorlu taşıtlar vergısi", onarımdan son- ra belirlenen bu yeni değer dik- kate alınarak ödenmiştir. Teknemi alırken tüm »ergi ve harçlarının, alım-satım işleminin yapıldığı tarihteki malın haüha- znîlaki dunımuna göre alım de- ğeri üzerinden ödenmesi ise mev- zuatın bir gereğidir \ e bu gerek o tarihte yerine getirilmiştir. Satın alındıktan sonra \ apılan harcamaların, alım-satım \ergi- siyle bir ilişkisi yokrur ve bu masraflar vergiye tabi değildir. Vergi mevzuatının gerekleri bu iken ve bir vergi mükellefi olarak tüm işiemlef >c ödemeler tarafundan yerine getirilnüşken, beni 'vergi kaçakçısı' ilan etme- niz; bu asdsız iddialarınıza bazı hayali kişileri de konuşturarak oıtak ermeniz, haksızlığuı öte- sinde suç teşkil etmektedir." Özer Çiller'in President adlı tekneyi 385 bin dolara aldığmı savunan Kuşadası Marinası es- ki Müdürü Ibrahim Demir, bakım ve onanmın ardından. teknenin değerinin 40 milyar li- raya ulaştığını, Özer Çiller'in yatın ahm-satımında vergi ka- cırdığını. bakım veonanm işle- rinin de TURBAN marinasın- da usulsüz vapıldığını öne sür- dü. Demir'den ihbar Bu iddialannı içeren bir di- lekçeyi 27 Mayıs 1994 tarihinde Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanhğına gönderen Demir, şu ana kadar yanıt alamadığını söylediği dilekçesinde, şu gö- rüşlere yer verdi: " Devlete zarar verdiği için marinaya iki defa yazılı cmirk girmesini > asakladığını Jaguar- cı Zeki Kücükberber'in menfaat arkadaşı Özer Çiller ile biriikte, yasadışı yollarla devletin ara/isi- ni parsellediğini biidiğimiz Ne>- zat Ak'ın arkadaşı >at tamircisi Levent Göktuna önderliğinde rapor tanzimi işi... Halen yasadışı olarak vatan- daş Özer Lçuran Çiller'in yatuun onanm ve bakım işini ya- pan Levent Göktuna için düzme- ce ifadelerle tanzim edilen mü- fettiş raporu. Ömer Bilgin'in menfaat bölüstügü motor tamir- cisi Levent Göktuna ifadeli ra- por... Yat alunında vergi kacıran özer Lçuran Çiller, menfaatı için devlete kötülük yapmayı şiar edinmiş Jaguarcı Zeİu Küçükberber, Özer Uçuran Çil- ler'in yasadışı arsa edinme arka- daşı .Nevzat Ak... Teftiş kurulunuzdan talebim şudur... Tekrar ve berkes hak- kında soruşturma yapılmalı- du-..." Maliye'ye başvursun Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Turhan Güven, Cum- huriyet'in, İbrahim Demir'in dilekçesi ile ilgili sorulannı ya- nıtlarken şunları söyledi: ni de "Buniar bize mülteci mua- mdesi yapıyoriar. önce evlerimizi yakıyoriar, sonra da 'sıze konut > apacağız' diyorlar. Böyle rezalet oimaz" diye eleştirdiİer. Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'la önceki gün Tun- celi'deki incelemelere ilişkin bilgi veren SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, 13 köyün bir bölümünün PKK, bir bölümünün de güven- lik güçlerince yakıldığının öğre- njldiğinı bildirdi. Bölgede yünî- tülen operasyonlar sırasında 218 hanenin yakıldığını ve 1034 yurt- taşın evsiz kaldığını anlatan Sağ- lar, devletin vatandaşlann bu mağduriyetinin giderilmesi için gereğini yapmasını istedi. Teröristlerin Tunceli'nin O- vaak ilçesi ve çevresinde yoğun bir faaliyet içinde olduğunun an- laşıldığını aktaran Sağlar, bölge- de çatışmalann haien sürdüğünü söyledi. OlanakJar kullanılacak Yurttaşlann kendilerine köyle- rini terk etmelerinin gerekçesi olarak evlerinin yakümasını gös- terdiğini anlatan Sağlar. vatan- daşlann can ve mal güvenliğin- den yoksun olduğunu bildirdi. Sağlar, "Vatandas.lanımzın can ve mal gröenliğinin olmamasınm yanı sıra evleri vaküarak mağdur oMuklarını saptadık. Devletin bu mağduriyeti gidermesi için vatan- daşlanmıza bir an öuce evlerini yapurması ya da yeni yerkşim alanları yaratması gerekiyor" diye konuştu. Bu çerçevede Şı- rnak ve Diyarbakır'da konut yapımının başladığmı ifade eden Sağlar, Tunceli için de Başbakan Yardımcısı Karayalçın'ın ilgili bakanhklara talimat verdiğini söyledi. "Köylerin bir bölümü terör ör- gfitü tarafından, bir bölümü ise ne yazık ki ginenük güçlerince yakılmış" diyen Sağlar, Tunceli"- deki yurttaşlann mağduriyetleri- nin giderilmesi için SHP olarak ellerindeki bütün olanaklan se- ferber edeceklerini de belirtti. Solda ııikalı içintarilıbelirleniyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SHP ve CHP bütünleş- mesi için takvim belirleniyor. SHP Genel Sekreteri Fikri Sağ- lar ve CHP Genel Sekreteri Ad- nan Keskin başkanlıgında oluş- turulan veiki parti MYK üyele- rinin oluşturduğu bütünleşme komisyonu, dün bir araya gele- rek bütünleşme takvimi ve yön- temini tartıştılar. SHP Genel Sekreteri Sağlar, sosyal demok- ratlann birleşmesi ve ik- tidannın Türkiye için zorunlu olduğunu belirtirken CHP Ge- nel Sekreteri Keskin, iki parti- deki insanlann geçmişte biriik- te mücadele ettiğini anımsata- rak "Umuyorum ki nikah da çok zor olmay acak ve kısa süre- de gerçekleştirilecek" dedi. SHP Genel Sekreteri Fikn Sağlar, Genel Başkan Yardım- cısı Ertoz Vahit Suiçmez ve Ge- nel Sekreter Yardıması Vamık Tekin ile geldiği CHP Genel Merkezi'nde Keskin'in yanı sıra Genel Sekreter yardımcıla- n Eşref Erdem, Mehmet Sevi- gen, Fuat Çay ve Antalya Mil- letvekili Faik Altun tarafından karşılandı. Görüşme öncesinde bir açıklama yapan Sağlar, Fransız mâzisyea Gario, Bordeaux yakınlannda ûçgrâıüç gece süres bir konser verdi. Bu konserdeS&gitar vardı,amabir tekgitarist yoktu, Gitarkn rüzgâr çaJdı. Sanatçı, izteyenierdeıı gördüğuflginedeni)k konserinkajıdannı ( D've gecirip pi}'ssayasöreceğini açıkladı. (Fotoğraf: AFP/DERR1CK CEYRAC) İRAN'DAIV SIZDILAR PKK'liler karakol bastı: 6 er şehît • Van'ın Başkale ilçesi Suveren Jandarma Karakolu'na saldıran teröristler, 6 eri şehit ettiler. Saldında 9 er de yaralandı. Bingöl-Muş karayolunda bir minibüsü durduran PKK'liler 3 yolcuyu öldürdü. Güneydoğu'da sürdürülen operasyonlarda ise 19PKK'liöldürüldü. Haber Merkezi - Van'ın Başkale ilçesi Suveren Jandarma Karakolu'na saldıran PKK'liler, 6 eri şehit ettiler, 9 eri de yara- ladılar. İran'dan sızdıklan bildirilen bir grup PKK'li terörist, bu sabah 06.00 sıralann- da, Başkale ilçesi Suveren Köyü Sınır Jandarma Karakolu'na baskın düzenle- di. PKK'lilerin açtığı ilk ateşte.jandarma erleri Mustafa Kırgın. Yahya Kızüay. Mustafa Akpolatlı. Nuri Dayan. Turan KufJu ve Tank Aslanbaş şehit oldu. Bölgeye giden takviye güvenlik güçle- rine de Suveren Köyü yakınında taciz ateşi açan bölücü terönstler. 9 eri yara- ladılar. Yarah erler, Van Askeri Hasta- nesi'nde tedavi altına alındı. 3 yolcu öldürüldü Bingöl-Muş karayolunda bir otobüsü durduran bölücü teröristler. 3 yolcuyu öldürdü. Bingöl-Muş karayolunun Be- yaztoprak mevkiinde dün gece barikat kuran teröristler, birotobüsüdurdurdu- lar. Yolculara bir süre bölücü propa- ganda yapan teröristler. daha sonra oto- büsten indirdikleri savunmasız 3 kişiyi öldiirdüler. Öte yandan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde güvenlik kuvvetlerince sür- dürülen operasyonlarda, 19 terörist öl- dürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Vali- liği'nce yapılan açıldamaya göre operas- yon nedeniyle çıkan çaüşmalarda, Tun- celi'nin Hozat İlçesi kırsal alanında 9, Siirt'in Merkez Yazhca mevkiinde 4, Bingöl'ün Yayladere ilçesi Çakılağıl Köyü yakınlannda 3, Batman'ın Sason ilçesi L'mur Köyü ile Tunceli'nin Pülü- mür ve Mazgirt ilçeleri kırsalında da 3 PKK'li öldürüldü. Şımak'ta operasyon- larda 6 örgüt mensubu yakalanarak gö- zaltına alındı. Yakalanan PKK'lilerin gösterdikleri yerlerde 6 uzun namlulu si- lah, 2 tabanca, 4 antitank mayını, 2 el bombası ve örgütsel dokümanlar ele ge- çirildi. "Dilekçesi dikkate alındı, in- celendi, müfettişler gitriler mese- leyi tahkik ettiler. Tabii yatın alım-satımı bizi ilgilendirmiyor da. Onanmının yapıldığı sürede her türlü ücretinin ödendiği, makbuzlaria tespit edildi ve o konu kapandı. Biz kendisine (ib- rahim Demir) yanıt vermeyiz. İstivorsa, Ne oldu?' diye sor- sun, o zaman müfettiş raporunun bir örneğini kendisine göndere- lim. \'atın alım-satımı ise, bizi ilgi- lendirmiyor. Çünkü, biz vergi mevzuatuu inceleyen bir merci değUiz. Eğer bu konuda bir şikayeti varsa Maliye Bakanlığı'na ih- barda buiunsun, biz sadece TURB\N'ın Basbakanlığa bağlı olmasından kaynaklanan bir incelemeyi yapanz. Diğer komıiar ise diğer bakanlıklaria ilgili birimkre gider..." Onal:Işçi işverenin iki dudağma bakıyor KAZIMÖĞÜN BURHANtYE- Genel-İş Sendikası Genel Başkanı tsmai) Hakkı Önal, işçiyi kendilerine çekemediklerini belirterek, "Iş- çi, işverenin iki dudağma bakı- yor. Bu düzenin çarptklığı işçi- nin bize gelmcsini engelliyor. İşçiye kendimizi anJatamıyoruz. Bu nedenle eğitime önem vermek ve yaygınlaşnrmak zorundayız9 dedi." DİSK'e bağlı Genel-İş Sendi- kası Başkanlar Konseyi'nin ardından gerçekleştirilen ve üç gün süren "Genişletilnîiş Baş- kanlar Kurulu ToplantBi" ta- mamlandı. Toplanuda örgütün sorunlan, işten çıkarmalar ve toplusözleşmelerdeki tıkanık- hklargörüşüldü. Genel Yönetim Kurulu'nun çizdiği politikalann, en kısa sü- rede, bölge ve şubelerde yaşa- ma geçirilmesi benimsendi ve onaylandı. Bunun yanı sıra devam eden grevler, tıkanan toplusözleşme görüşmelerinin sonuca ulaştı- nlması için işyerlerinde kurulu bulunan komitelerin genel mer- kez uzmanlannca takviye edil- mesi kararlaştınlarak, bu görü- şün DİSK'e iletilmesine karar verildi. Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Ismail Hakkı Önal. toplantıyı bitirirken yaptığı ko- nuşmada, 12 Eylül öncesi dö- nemdeki güce kavuşmak için herkesin sendikal disipline adapte olmasını istedi. îşçiyi kendilerine çekememekten ya- kınan Önal, sözlerini şöyle sür- dürdü: "12 Eylül öncesinde kapıyı kapat dediğimizde kapı kapanı- yordu. şartel inebiliyordu. Bu- gün de bu güce sahip olmak zo- nındayız. Yoksa bir yere vara- mayız. Birlik \e bütünlük yeni- den sağlanmalıdır. ASKİ'de bir direniş varsa. tüm örgüt orada olmalıdır, örgüt budur. İşçiyi kendimize çekemiyoruz. İşçi iş- verenin iki dudağma bakıyor. Biz işçiye kendimizi anlatamıvo- ruz. Bu düzenin çarpıklığı işçinin bize gelmesini engeUiyor. Bu- yüzden eğitime önem vererek bu- nu yaygınlaştu'acağız. Bugün burada alınan mesaj ve görüşleri değeriendireceğiz. Kadrolaşma olaylan merkez ve taşradan bilgi alınarak düzeltilecektir" SHP MYK'nin aldığı karar çerçevesinde bütünleşme gö- rüşmelerini yürütmek için ikin- ci kez bir araya gelindiğıni anı- msatarak "Nişanı yaptık, şündi sıra nikahta. Ama bih'yorsumız nikah kolay olmuyor. Ev-bark düzmek gerekiyor. Bunun da kısa sürede cözüleceğini sanı- yorum" dedi. Soysak Başbakan ankanamş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal demokratik- leşme ile aynı anda gündeme gelmezse özelleştirme yasa tasansını onaylamayacağını yineleyerek "Sayuı Başba- kan, hazırlanan, özelleştirme konusundaki düzenlemeleri anlamanuş ya da iki partinin uzlaştığı metni okumamış" dedi. Soysal, koalisyonun SHP kanadının "çürüdüğü- nö", kendi önerilerinin, parti- nin ve koalisyonun sağlam- laşması amacını taşıdığmı vurguladı. Soysal, Cumhuriyet'in son gelişmelere ilişkin sorulannı yamtladı. Soysal, "Sayın Başbakan, düzenlediği basın toplantısında Özelleşürme >apılsaydı, bütçe açığı çok daha az olurdu' değeriendir- mesini yapö. Sizce özelleştir- me bütçe açığım kapatmak için mi planlanıyor" sorusu- na, şu karşılığı verdi: "Tabii ki değil. Son metinde böyle bir durumu yok. Başba- kan, sanjyomm bu son metni okumamış. Okuduysa da bu bölümü anlamamış. Sanıyo- nım bu konuda biraz ezbere gidiliyor. Dünyada böyle bir fırtına estirildi." Soysal, "yabancılar isti- yor" şantajıyla icraat yapma- nın yanlış olduğunu vurgu- layarak "Ben Mustafa Reşit Paşa yöntemlerini onayla- mam. f ûrkiye'de bir şey ya- pılmak isteniyorsa Türkiye için yapüır. \oksa IMF isti- yor diye özeUeştirme, Avrupa Parlamentosu Lstiyor diye de- mokratikleşme oîmaz. Ben, Turkiye'ye gerekli olduğunu düşündüğüm için demokratik- ieşme istiyorum" diye konuş- tu. Yolsuzluk suçlamalan Bürokrat-siyasetçi karşıkarşıya ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Eski Emlak Banİcası Ge- nel Müdürü Engin Civan'ın 'rüş- vet anlaşmazhğı' nedeniyle vurul- masının ardından yolsuzluk sav- lan kamuoy^jnun gündeminde ilk sırayı alırken, DYP Antalya Milletvekili Hayri Doğan ile Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği (TKKMB) Genel Müdürü Cemil Akın. karşılıklı yolsuzluk suçlamalanna başladı- lar. Millervekili Doğan. genel mü- dür Akın'm rüşvet aldığını sav- larken. Akın da Doğan'ın. inenfaadan bozulan cevreler için kendisine siyasi baskı yapmaya çauştığmı' ileri sürüyor. Doğan'ın partisinin grup top- lantısında savlannı dile getinne- sinin ardından, Akın. geçen per- şembe günü bir basın toplantısı düzenleyerek, kendisini savun- du. Basın toplantısının ardından Cumhuriyet'in sorulannı yanıtla- yan Akın'ın açıklamalan, devlet- te 'siyaset-ticaret-rüjvet' ilişkisi- nin nasıl yaşandığını gözler önü- ne seriyor. Yapüğı ahmlann yaru sıra verdiği kredilerle 30 triiyon liralık bir kaynağı yöneten Akın'a yönelttiğimiz sorular ve yanıtlan şöyle: - Bazı çevlerin menfaatlannı bozduğunuzu söylüyorsunuz. Kim bu cevreler? - Benim bu çevrelerle kavgam çok önceden başladı. Bu grupiar Türkiye'de Zirai Donatım'ı filan çökerttiler. Bu gruplan Türkiye'- de yerli ve yabancı gübre tröstleri oluşturuyor. Siyasilerle de bağ- lantıhlar. Ziraat Bankası'nın Gübretaş Anonim Şirketi adı- nda bir kuruluşta hisse senetleri vardı. Ben bu hisse senetlerini alı- nca aleyhimde kampanya baş- latülar. Bana. 'Devlet kücülürken sen büyüyorsun' demeye başladılar. Ben onlara başında bulunduğum kurumun devlet olmadığını, 1.5 milyon ortağı olan bir kooperatif olduğunu söyledim. Bu ku- rumun her kuruşunda 7.5 mil- yon çiftcinin hakkı vardır. Bun- lann ardından bana 'Senin icüı 500 milyomı gözden çıkardık. Seni o görevden ahnz'dediler. Bu parayı beni görevden almak için harcayacaklar sanınm. - Siz oldukça yüksek miktarda, rrily onluk alımlar yapıyorsumız.. - Biz şu çevreden. şu kişiden spot alım yapmıyonız. Benden önce yönetim kurulu karan var. İhalesiz, açık eksiltmesiz buraya mal almışlar. Bunlan yasak- ladım. İhale açıp, yerli üreticile- re. kamu sektörüne. özel sektöre haber veriyonız. z^arflar, hem ihale komisyonunun, hem de kaulanlann önlerinde açılıyor. Ben bu işlerin yapıldığı odaya bile girmem. Bu ihaleîer yapı- lmaya başlanınca, özel sektör ve ithalatçılar bir gramük ihale ala- madılar. Pahalı satmak istiyorlar ve buna abşmışlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle