Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM1994 PAZARTESİ
HABERLEREV DEVAMI
Demirerden
çocuklarasöz
W Baştarafi 1. Sayfada
: j . nasıl süreceğini araşünyo-
- nız" dedi.
Dışişleri Bakanlığı tarafın-
dan organize edilen ve bugün
gerçekleştirilecek olan "Çocuk-
lann sağlığı, egitimi, hakları ve
mutluluğu için saptanan hedefle-
re ilişkin değerlendirme toplan-
ftsTna kaülacak olan Grant,
toplantidan sonra da çocuk
haklan sözleşmesinin onaylan-
ması konusunda girişimlerde
bulunacak. TBMM'yi ziyaret
ederek Meclis Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk ve parlamen-
terlerle görüşecek olan Grant,
dün bu konudaki talebjni Cum-
hurbaşkanı Demirel'e iletti.
Demirel ise UNICEF Genel
Direktörü'ne, "Tasdik edilroe-
mesi için bir neden yok. Bir iki
madde tartışjlıyor. Ben de
TBMM Başkanı'na daha önce
bu konuyu rica ettim. 1995 yılına
girmeden onaylanacağını umu-
yorum" dedi.
Grant'ın Cindoruk'la yapa-
cağj görüşmede de, 20 Kasım
1989 tarihınde benimsenen, 26
Ocak 1990 tarihinde imzaya ve
onaya açılan, "Çocuk Haklan-
na Dair Sözleşme"nin TBMM
tarafından onaylanması konu-
su üzerinde ağırükla durması
bekleniyor. Şu ana kadar 166
ülkenin yetkili organlannca
• onaylanan sözleşme, 23 Nisan
1992 tarihinde TBMM'de gö-
rüşülmüş ancak, "din ve iıtanc-
lan açıklama özgûrlüğü" ile "et-
nik azuılıklann haklan"na iliş-
kin maddeler üzerinde partiler
arasında çıkan anlaşmazlık gi-
derilemediği için onaylanama-
mışü.
Sözleşmenin 30. maddesinde
bahsedilen "azınuklann hak-
ian"nın Türkiye için bir sorun
olmadığını vurgulayan uzman-
lar, Türkiye'deki azınlıklann,
Lozan Antlaşması ile tanımlan-
dığını ve sözleşmedeki "azın-
lık" kavramının bu tanımlama
ile kabul edilen toplumlar için
geçerli olduğunu belirttiler. Uz-
manlar, onayın gecikmesinin
asıl sebebinin, Refah Partisi'nin
ve diğer partilerin muhafazakar
kanatlannjn, sözleşmenin "din
ve inançlan açıklama özgürlü-
ğü" ile ilgili 14/3 maddesine
karşı çıkmalan olduğunu be-
lirttiler. Söz konusu maddede,
"Bir kimsenin dinini ve inançla-
nnı açıklama özgûrlüğü kanunla
öngörüunek ve gerekli olmak
kaydıyla yalnızca kamu güvenli-
ği, düzeni, sağlık ya da ahlakı ya
da başkalannın temel haklan ve
özgüriüklerini korumak gibi
amaçlarla smırlandınlabUir"
deniliyor.
Sözleşmenin, Türkiye tara-
fından "sorunlu" bu 3 maddesi-
ne (14., 29. ve 30. maddeler) "ce-
kince" koyularak imzalandığını
hatırlatan uzmanlar, bu "çekin-
celi" biçimi ile onaylanmasında
bir sakınca olmadığını belirtti-
ler ve çocuk haklan ile ilgili bir
sözleşmenin, Türkiye'nin yasa-
ma organı tarafından 4 yıldır
onaylanmamasının uluslara-
rası platformda eleştirilere yol
açüğını vurguladılar. Sözleşme-
yi henüz onaylamayan 20 ülke
arasında, Türkiye'nin dışında
ABD, Suudi Arabistan, Haiti
ve Malezya da bulunuyor.
Çocuk komisyonu
Grant'ın, TBMM'deki gö-
rüşmesi sırasında bir "çocuk
komisyonu"nun faydalannı da
vurgulaması bekleniyor. Meclis
tatile girmeden önce, eski Dev-
let Bakanı Akm Gönen, bir "ço-
cuk komisyoDu" kurulması ve
çocuklar için aynlacak kaynak-
lann kullanımının bu komis-
yon tarafından belirlenmesine
ilişkin yasa teklifı vermişti.
Dışişleri Bakanlığı'nın dü-
zenlediği değerlendirme toplan-
tısı bugün yapılacak ve toplan-
tıya Cumhurbaşkanı Demirel
de kaülacak. Toplanuda, Tür-
kiye'nin çocuklara yönelik ara
dönem hedefleri ve bunlann
gerçekleşmesi için bakanlıklar-
ca yapılacak yardımlar görüşü-
lecek. 1995 yılında gerçekleşti-
rilmesi öngörülen ara dönem
hedefleri arasında; genel aşıla-
ma oranJannın yüzde 80'e çıka-
nlması, neonatal tetanozun ve
A vitamini yetersizliklerinin or-
tadan kaldınlması, çocuk felci-
nin yok edilmesi, tuzun tama-
men iyotlanması, ishalli hasta-
lıklarda ağızdan sıvı tedavisinin
yüzde 80 yaygınlaşması, yeni
doğan bebeklerin ilk dört ile altı
ay içinde yalnızca anne sütü ile
beslenmelerinin ve emzirmenin
çocuk 2 yaşına gelinceye kadar
sürdürülmesinin sağlanması ve
Çocuk Haklan Sözleşmesinin
onaylanması da yer alıyor.
Karayalçınıınıut olamadı
• Baştarafi 1. Sayfada
negöre. Murat Karayalçın ile be-
raberindekı heyette bulunan dev-
let bakanlan Esat Kıratlıoğlu,
Arimet Köylöoğlu, SHP Genel
Sekreteri Fikri Sağlar, SHP mil-
letvekilleri Salman Kaya, Ali
İbraiıinı Tutu ve bağımsız millet-
vekili Muzaffer Demir'in yanan
köylere gitmemesi bölgede tep-
kiyle karşılandı. Bu yûzden yöre
halk) tarafından yuhalanan
Karayalçın ve beraberindeki he-
yetin Tunceli Valisi Anl Üzel-
gün'le basına kapalı yaptıklan
toplantı sırasında, valinin 240 kö-
yün boşaltılmış olduğunu söyle-
diği bildirildi. Bin 500 kişinip de
evsiz kaldığını belirten Vali Üzel-
gün'ün, yakılan köylerin "kimliği
belirsiz kişfler tarafıodaıı
yakıldığını" ileri sünnesi üzerine
Tunceli Milletvekili Sinan Yerli-
kaya'nın bunun doğru ol-
madığını söylediği öğrenildi.
Yerlikaya aynca toplanuda, köy-
lerin askerler tarafından bo-
şaltıldığmı, yine 17 köyün asker-
ler tarafından yakıldığını ve bu-
nun herkes tarafından bilindiğini
söyledi. Yerlikaya'nın bu sözleri
üzerine vali ve diğer yetkililerle
Tunceli miUetvekili arasında sert
tartışmalann yaşandığı da belır-
lendi.
Toplantidan sonra kapının
önünde bekleyen 200 kadar va-
tandaşla görüşmeden Ovacık il-
çesine giden Karayalçın'm he-
likopterden yanan yerleri gör-
düğü ve bunun üzerine Vali Üzel-
gün'e "Buralar hala yanıyor" diye
sprduğu da bildirildi. Ancak Vali
Üzelgün'ün ne yanıt verdiği öğre-
nilemedi.
Karayalçın'm Tunceli'ye ka-
dar gelip, yanan köylere gitme-
mesini tepİciyle karşılayan yurt-
taşlar, "Biz Bosna-Hersek'ten mi,
Azerbaycan'dan mı gekük. Bize
niye bunları yaptılar. Biz Türk va-
tandaşıyız. Evlerimizi, köyterimizi
istiyoruz. Bizi niye evlerimizden
ediyorlar, köyterimizden sûrüyor-
lar" dediler. Yurttaşlar, Kara-
yalçın'ın konut ve yardım vaadi-
Uman-Iş Sendikası
Başkanı Biber gözaltmda
ANKARA (Cumhuriyet
Börosu) - Liman-İş Sendikası
Genel Başkanı Hasan Biber, 2
gün önce evine gelen sivil
polisler tarafından gözaltına
alındı. Biber'in, yaklaşık 10
gün önce Mersin'de Dtev-Sol
üyesi Dede Cengiz'incenaze
törenine katıldığı için gözaltına
alındığı ileri sürüldü. Sivil
polisler tarafından gece
evinden ahnan Biber'in
durumu ve nerede olduğu
hakkında aılesıne bilgi
verilmediği belirlendi.
Ener-Sen Ankara Şube
Başkanı İsmet Küıç. Biber'in
gözalpna alınmasıni protesto
etti. Ülkede sendikacılara
yönelik baskılar yaşandığını
kaydeden Kılıç. "Toplumda
düşünen, araştıran ve emekten
v ana üretimde bulunanlara bu
derece yapüan saldırılann
nedeni, onlann toplu örnek
teşkil eOnesi olsa gerek" dedi.
Kılıç, Biber'in derhal serbest
bırakılması gerektiğini belirtti.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
zelteceğiz, eksikliklerini giderece-
ğiz" demek yerine "yeni bir düzen
kuracağız"sloganını yeğliyor. Belki
daha kolay olduğu için belki de bu-
günkü yapının savunulacak biryanı
kalmadığından.
Başkentte dün MHP günüydü. Ül-
kücü gençler sadece Atatürk Spor
Salonu'nun çevresini değil, araçiar-
la Ankara'nın pek çok semtini ku-
şattılar. Ellerinde üç hilalli MHP bay-
rağı sallayarak trafikte dolaşan
gençlerin taşkınlıkları da dikkati
çekiyordu. Zaman zaman trafiği ke-
sen gençler duran araçların sürücü-
lerinden parmaklarıyla kurt işareti
yapmalarını istediler.
Kongre salonu ise ağzına kadar
doluydu. Çoğu "bindirilmiş kıta"
diye tanımladığımız, Ankara
dışından getirilmiş davetlilerin farklı
kesimlerden olması dikkat çekiciy-
di. Türbanlı bir grubun yanında, başı
açık modern giyimli genç kadınlar.
Aksakallı, yaşı hayli ilerlemiş dele-
gelerin yanında, lise çağını yeni bi-
tirmiş gençler...
Salonda yoğunluğu 1980de 18-25
yaş kuşağında olan kışilerin oluştur-
ması ilginç bir göstergeyjdi. 12 Ey-
lül'ün hemen öncesinde Ulkü Ocak-
ları içinde aktif rol alan gençler şim-
di 30-35 yaş kuşağında. Bazıları
bıyıklarını aşağı sarkıtmış, kimi 3-5
yaşındaki çocuğuyla gelmiş. Çocuk-
ların başı, "Başbuğ Türkeş"bar\da\-
MHP'nin Yeni Düzeni...
larıyla sarılı.
Giyim kuşam bakımından da de-
ğişik görüntüler vardı. Çok iyi giyim-
li, orta halli işadamları yanlarında
4-5 kişiyle geziyorlar. Kimi dün te-
miz oian nesi varsa onu giymiş.
Mavi gömlek üzerine kahverengi
kravat, sarı gömleğin altına beyaz
pantolon...
Salonun görünümü, MHP'nin top-
lumun hemen tüm kesimlerinden
taban bulduğunu ortaya koyuyordu.
Kürsünün tam karşısında boydan
boya asılı siyah kurt ambleminin
altında ise şu yazılıydı:
"Başbuğ Türkeş, Emrindeyiz. An-
kara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğ-
rafya Fakültesi Öğrencileri."
Başkentin üniversitelerinde
MHP'nin etkinliği giderek artıyor.
Gazi Üniversitesi'nin hemen
karşısında bir Ülkü Ocakları var.
Yurtlarda da MHP etkin. Kat görevli-
lerinin adı "ocakbaşı". Solcu genç-
leri ise hemen "PKK damgası" vu-
rup dışlıyorlar.
"Büyüklerine" sandalye taşıyan,
ayak işlerini yapanların çoğunluğu
ortaokul ya da lise çağındaki genç-
lerdi.
Salondaki coşku ve' kalabalık
MHP'nin oylarındaki yükselme eği-
limiyle doğru orantılıydı. Salon dışı-
ndaki seyyar satıcıların tezgahla-
rında, bozkurt, Türkeş, Alparslan re-
simlerinin yanında üç hilalle kaplı,
"Türk dünyası" haritaları vardı.
Artık Türkeş, sadece 60 milyonluk
Türkiye'nin değil, 250 milyonluk
Türk dünyasının lideri!
Türk dünyası bir yana, MHP'nin
oylarındaki yükselmenin en önemli
nedeninin PKK terörü olduğu hem
Türkeş'in konuşmasından hem de
salondaki sloganlardan apaçık orta-
ya çıkıyordu. Gelmiş geçmiş pek
çok yetkili gibi, Türkeş de PKK terö-
rünü bitirmek için süre verdi:
"PKK belasmı en geç bir yılda
söndürürüz. MHP, PKK'nin köküne
kibrit suyu deyip bitirir, yok eder."
PKK terörü biter, bölünme korku-
su ortadan kalkarsa, MHP ayakta
kalmak için yeni bir "düşman" bul-
mak zorunda! Ama şimdilik başka
"düşmana" gereksinim yok. PKK,
MHP'nin yükselmesi için yeterli.
Türkeş'e vitrin
MHP'nin "Türkeş'ten ibaret bir
parti" görünümünden kurtarılması
için kongre öncesinde çok çaba har-
candı. Bu çabaların belli ölçülerde
başarıya ulaştığı söylenebilir.
ANAP'tan ayrılan eski TRT Genel
Müdürü ve Istanbul Millletvekili
Prof. Tunca Toskay Türkeş'in sağ
yanındaydı. Geçen hafta MHP'ye
geçen diğer eski-yeni milletvekili ve
bakanlar kurultay salonunu şeref-
lendırenler arasındaydı. Bu yanıyla
MHP kurultayıyla, DSP kurultayı
benzerlik gösteriyordu.
Bazı Kürt aşiretlerinin reisleri de
MHP kurultayına katıldı. Bu katılım,
MHP'nin "yeni Türk" tanımının ve
devlet desteğinin meyveleriydi.
Türkeş ve diğer konuşmacıların
tümünün altını çizdiği nokta ise şuy-
du:
"Iktidara yürüyoruz, iyi hazırla-
nalım."
MHP iktidara yürüyebilir mi?
Heyecanlanan tabanını ayakta
tutmak için bu mesajı vermeye mec-
bur. 1969'da yüzde 3 oy oranıyla si-
yaset sahnesine çıkan Türkeş lider-
liğindeki MHP, 12 Eylül öncesinde
yüzde 7'nin üzerine çıkamamıştı.
MHP'nin 27 Mart 1994'teki oy oranı
yüzde 8. Bugün ise MHP'lilerin "ba-
raj" kaygısı yok. Bunda devlet des-
teği yadsınamaz.
MHP nereye kadar yükselir?
Eldeki veriler gösteriyor ki, devle-
tin istediği yere kadar...
DÜZELTME: Dünkü yazımda Ne-
dim'e ait olduğunu yazdığım şiir
Yahya Kemal'indi. Patrona Halil
İsyanı sırasında damdam dama at-
larken düşüp ölen Nedim, yanlışlı-
kla bizim köşeye de düştü.
Kaçakçılıkbilmecesi
• Baştarafi 1. Sayfada
.Ancak yapılan pazarlıkta,
teknenin bu eksikliklerini benim
tamamlamam halinde fiyatın
500 milyon TL'ye indirilebüece-
ği yolunda anlaşma sağlanmış-
tır.
Bunun üzerine, Türk bayraklı
7 yaşındaki tekne. onannunın
tarafımızdan yapılması kavdıvla
500 milyon TL'ye satın alınmış-
tır.
Lzunca bir süre hiç kullanıl-
madığı için onarıma muhtaç hale
gelen tekne, Kuşadası marinası'-
na çekilerek onarıma alınmıştır.
Tüm onanmın sona ermcsin-
den sonra, teknemin değeri eks-
perlerce yeniden belirlenıniş >e o
değer üzerinden sigorta yapıi-
mıştır. Teknemin 'ek motorlu
taşıtlar vergısi", onarımdan son-
ra belirlenen bu yeni değer dik-
kate alınarak ödenmiştir.
Teknemi alırken tüm »ergi ve
harçlarının, alım-satım işleminin
yapıldığı tarihteki malın haüha-
znîlaki dunımuna göre alım de-
ğeri üzerinden ödenmesi ise mev-
zuatın bir gereğidir \ e bu gerek o
tarihte yerine getirilmiştir.
Satın alındıktan sonra \ apılan
harcamaların, alım-satım \ergi-
siyle bir ilişkisi yokrur ve bu
masraflar vergiye tabi değildir.
Vergi mevzuatının gerekleri
bu iken ve bir vergi mükellefi
olarak tüm işiemlef >c ödemeler
tarafundan yerine getirilnüşken,
beni 'vergi kaçakçısı' ilan etme-
niz; bu asdsız iddialarınıza bazı
hayali kişileri de konuşturarak
oıtak ermeniz, haksızlığuı öte-
sinde suç teşkil etmektedir."
Özer Çiller'in President adlı
tekneyi 385 bin dolara aldığmı
savunan Kuşadası Marinası es-
ki Müdürü Ibrahim Demir,
bakım ve onanmın ardından.
teknenin değerinin 40 milyar li-
raya ulaştığını, Özer Çiller'in
yatın ahm-satımında vergi ka-
cırdığını. bakım veonanm işle-
rinin de TURBAN marinasın-
da usulsüz vapıldığını öne sür-
dü.
Demir'den ihbar
Bu iddialannı içeren bir di-
lekçeyi 27 Mayıs 1994 tarihinde
Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanhğına gönderen Demir,
şu ana kadar yanıt alamadığını
söylediği dilekçesinde, şu gö-
rüşlere yer verdi:
" Devlete zarar verdiği için
marinaya iki defa yazılı cmirk
girmesini > asakladığını Jaguar-
cı Zeki Kücükberber'in menfaat
arkadaşı Özer Çiller ile biriikte,
yasadışı yollarla devletin ara/isi-
ni parsellediğini biidiğimiz Ne>-
zat Ak'ın arkadaşı >at tamircisi
Levent Göktuna önderliğinde
rapor tanzimi işi...
Halen yasadışı olarak vatan-
daş Özer Lçuran Çiller'in
yatuun onanm ve bakım işini ya-
pan Levent Göktuna için düzme-
ce ifadelerle tanzim edilen mü-
fettiş raporu. Ömer Bilgin'in
menfaat bölüstügü motor tamir-
cisi Levent Göktuna ifadeli ra-
por...
Yat alunında vergi kacıran
özer Lçuran Çiller, menfaatı
için devlete kötülük yapmayı
şiar edinmiş Jaguarcı Zeİu
Küçükberber, Özer Uçuran Çil-
ler'in yasadışı arsa edinme arka-
daşı .Nevzat Ak...
Teftiş kurulunuzdan talebim
şudur... Tekrar ve berkes hak-
kında soruşturma yapılmalı-
du-..."
Maliye'ye başvursun
Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanı Turhan Güven, Cum-
huriyet'in, İbrahim Demir'in
dilekçesi ile ilgili sorulannı ya-
nıtlarken şunları söyledi:
ni de "Buniar bize mülteci mua-
mdesi yapıyoriar. önce evlerimizi
yakıyoriar, sonra da 'sıze konut
> apacağız' diyorlar. Böyle rezalet
oimaz" diye eleştirdiİer.
Başbakan Yardımcısı Murat
Karayalçın'la önceki gün Tun-
celi'deki incelemelere ilişkin bilgi
veren SHP Genel Sekreteri Fikri
Sağlar, 13 köyün bir bölümünün
PKK, bir bölümünün de güven-
lik güçlerince yakıldığının öğre-
njldiğinı bildirdi. Bölgede yünî-
tülen operasyonlar sırasında 218
hanenin yakıldığını ve 1034 yurt-
taşın evsiz kaldığını anlatan Sağ-
lar, devletin vatandaşlann bu
mağduriyetinin giderilmesi için
gereğini yapmasını istedi.
Teröristlerin Tunceli'nin O-
vaak ilçesi ve çevresinde yoğun
bir faaliyet içinde olduğunun an-
laşıldığını aktaran Sağlar, bölge-
de çatışmalann haien sürdüğünü
söyledi.
OlanakJar kullanılacak
Yurttaşlann kendilerine köyle-
rini terk etmelerinin gerekçesi
olarak evlerinin yakümasını gös-
terdiğini anlatan Sağlar. vatan-
daşlann can ve mal güvenliğin-
den yoksun olduğunu bildirdi.
Sağlar, "Vatandas.lanımzın can ve
mal gröenliğinin olmamasınm
yanı sıra evleri vaküarak mağdur
oMuklarını saptadık. Devletin bu
mağduriyeti gidermesi için vatan-
daşlanmıza bir an öuce evlerini
yapurması ya da yeni yerkşim
alanları yaratması gerekiyor"
diye konuştu. Bu çerçevede Şı-
rnak ve Diyarbakır'da konut
yapımının başladığmı ifade eden
Sağlar, Tunceli için de Başbakan
Yardımcısı Karayalçın'ın ilgili
bakanhklara talimat verdiğini
söyledi.
"Köylerin bir bölümü terör ör-
gfitü tarafından, bir bölümü ise ne
yazık ki ginenük güçlerince
yakılmış" diyen Sağlar, Tunceli"-
deki yurttaşlann mağduriyetleri-
nin giderilmesi için SHP olarak
ellerindeki bütün olanaklan se-
ferber edeceklerini de belirtti.
Solda ııikalı içintarilıbelirleniyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SHP ve CHP bütünleş-
mesi için takvim belirleniyor.
SHP Genel Sekreteri Fikri Sağ-
lar ve CHP Genel Sekreteri Ad-
nan Keskin başkanlıgında oluş-
turulan veiki parti MYK üyele-
rinin oluşturduğu bütünleşme
komisyonu, dün bir araya gele-
rek bütünleşme takvimi ve yön-
temini tartıştılar. SHP Genel
Sekreteri Sağlar, sosyal demok-
ratlann birleşmesi ve ik-
tidannın Türkiye için zorunlu
olduğunu belirtirken CHP Ge-
nel Sekreteri Keskin, iki parti-
deki insanlann geçmişte biriik-
te mücadele ettiğini anımsata-
rak "Umuyorum ki nikah da
çok zor olmay acak ve kısa süre-
de gerçekleştirilecek" dedi.
SHP Genel Sekreteri Fikn
Sağlar, Genel Başkan Yardım-
cısı Ertoz Vahit Suiçmez ve Ge-
nel Sekreter Yardıması Vamık
Tekin ile geldiği CHP Genel
Merkezi'nde Keskin'in yanı
sıra Genel Sekreter yardımcıla-
n Eşref Erdem, Mehmet Sevi-
gen, Fuat Çay ve Antalya Mil-
letvekili Faik Altun tarafından
karşılandı. Görüşme öncesinde
bir açıklama yapan Sağlar,
Fransız mâzisyea Gario, Bordeaux yakınlannda ûçgrâıüç gece süres bir konser
verdi. Bu konserdeS&gitar vardı,amabir tekgitarist yoktu, Gitarkn rüzgâr çaJdı.
Sanatçı, izteyenierdeıı gördüğuflginedeni)k konserinkajıdannı ( D've gecirip
pi}'ssayasöreceğini açıkladı. (Fotoğraf: AFP/DERR1CK CEYRAC)
İRAN'DAIV SIZDILAR
PKK'liler karakol bastı: 6 er şehît
• Van'ın Başkale ilçesi Suveren Jandarma Karakolu'na saldıran
teröristler, 6 eri şehit ettiler. Saldında 9 er de yaralandı.
Bingöl-Muş karayolunda bir minibüsü durduran PKK'liler 3
yolcuyu öldürdü. Güneydoğu'da sürdürülen operasyonlarda ise
19PKK'liöldürüldü.
Haber Merkezi - Van'ın Başkale ilçesi
Suveren Jandarma Karakolu'na saldıran
PKK'liler, 6 eri şehit ettiler, 9 eri de yara-
ladılar.
İran'dan sızdıklan bildirilen bir grup
PKK'li terörist, bu sabah 06.00 sıralann-
da, Başkale ilçesi Suveren Köyü Sınır
Jandarma Karakolu'na baskın düzenle-
di. PKK'lilerin açtığı ilk ateşte.jandarma
erleri Mustafa Kırgın. Yahya Kızüay.
Mustafa Akpolatlı. Nuri Dayan. Turan
KufJu ve Tank Aslanbaş şehit oldu.
Bölgeye giden takviye güvenlik güçle-
rine de Suveren Köyü yakınında taciz
ateşi açan bölücü terönstler. 9 eri yara-
ladılar. Yarah erler, Van Askeri Hasta-
nesi'nde tedavi altına alındı.
3 yolcu öldürüldü
Bingöl-Muş karayolunda bir otobüsü
durduran bölücü teröristler. 3 yolcuyu
öldürdü. Bingöl-Muş karayolunun Be-
yaztoprak mevkiinde dün gece barikat
kuran teröristler, birotobüsüdurdurdu-
lar. Yolculara bir süre bölücü propa-
ganda yapan teröristler. daha sonra oto-
büsten indirdikleri savunmasız 3 kişiyi
öldiirdüler.
Öte yandan Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nde güvenlik kuvvetlerince sür-
dürülen operasyonlarda, 19 terörist öl-
dürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Vali-
liği'nce yapılan açıldamaya göre operas-
yon nedeniyle çıkan çaüşmalarda, Tun-
celi'nin Hozat İlçesi kırsal alanında 9,
Siirt'in Merkez Yazhca mevkiinde 4,
Bingöl'ün Yayladere ilçesi Çakılağıl
Köyü yakınlannda 3, Batman'ın Sason
ilçesi L'mur Köyü ile Tunceli'nin Pülü-
mür ve Mazgirt ilçeleri kırsalında da 3
PKK'li öldürüldü. Şımak'ta operasyon-
larda 6 örgüt mensubu yakalanarak gö-
zaltına alındı. Yakalanan PKK'lilerin
gösterdikleri yerlerde 6 uzun namlulu si-
lah, 2 tabanca, 4 antitank mayını, 2 el
bombası ve örgütsel dokümanlar ele ge-
çirildi.
"Dilekçesi dikkate alındı, in-
celendi, müfettişler gitriler mese-
leyi tahkik ettiler. Tabii yatın
alım-satımı bizi ilgilendirmiyor
da.
Onanmının yapıldığı sürede
her türlü ücretinin ödendiği,
makbuzlaria tespit edildi ve o
konu kapandı. Biz kendisine (ib-
rahim Demir) yanıt vermeyiz.
İstivorsa, Ne oldu?' diye sor-
sun, o zaman müfettiş raporunun
bir örneğini kendisine göndere-
lim.
\'atın alım-satımı ise, bizi ilgi-
lendirmiyor. Çünkü, biz vergi
mevzuatuu inceleyen bir merci
değUiz.
Eğer bu konuda bir şikayeti
varsa Maliye Bakanlığı'na ih-
barda buiunsun, biz sadece
TURB\N'ın Basbakanlığa
bağlı olmasından kaynaklanan
bir incelemeyi yapanz. Diğer
komıiar ise diğer bakanlıklaria
ilgili birimkre gider..."
Onal:Işçi
işverenin
iki dudağma
bakıyor
KAZIMÖĞÜN
BURHANtYE- Genel-İş
Sendikası Genel Başkanı tsmai)
Hakkı Önal, işçiyi kendilerine
çekemediklerini belirterek, "Iş-
çi, işverenin iki dudağma bakı-
yor. Bu düzenin çarptklığı işçi-
nin bize gelmcsini engelliyor.
İşçiye kendimizi anJatamıyoruz.
Bu nedenle eğitime önem vermek
ve yaygınlaşnrmak zorundayız9
dedi."
DİSK'e bağlı Genel-İş Sendi-
kası Başkanlar Konseyi'nin
ardından gerçekleştirilen ve üç
gün süren "Genişletilnîiş Baş-
kanlar Kurulu ToplantBi" ta-
mamlandı. Toplanuda örgütün
sorunlan, işten çıkarmalar ve
toplusözleşmelerdeki tıkanık-
hklargörüşüldü.
Genel Yönetim Kurulu'nun
çizdiği politikalann, en kısa sü-
rede, bölge ve şubelerde yaşa-
ma geçirilmesi benimsendi ve
onaylandı.
Bunun yanı sıra devam eden
grevler, tıkanan toplusözleşme
görüşmelerinin sonuca ulaştı-
nlması için işyerlerinde kurulu
bulunan komitelerin genel mer-
kez uzmanlannca takviye edil-
mesi kararlaştınlarak, bu görü-
şün DİSK'e iletilmesine karar
verildi.
Genel-İş Sendikası Genel
Başkanı Ismail Hakkı Önal.
toplantıyı bitirirken yaptığı ko-
nuşmada, 12 Eylül öncesi dö-
nemdeki güce kavuşmak için
herkesin sendikal disipline
adapte olmasını istedi. îşçiyi
kendilerine çekememekten ya-
kınan Önal, sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"12 Eylül öncesinde kapıyı
kapat dediğimizde kapı kapanı-
yordu. şartel inebiliyordu. Bu-
gün de bu güce sahip olmak zo-
nındayız. Yoksa bir yere vara-
mayız. Birlik \e bütünlük yeni-
den sağlanmalıdır. ASKİ'de bir
direniş varsa. tüm örgüt orada
olmalıdır, örgüt budur. İşçiyi
kendimize çekemiyoruz. İşçi iş-
verenin iki dudağma bakıyor.
Biz işçiye kendimizi anlatamıvo-
ruz. Bu düzenin çarpıklığı işçinin
bize gelmesini engeUiyor. Bu-
yüzden eğitime önem vererek bu-
nu yaygınlaştu'acağız. Bugün
burada alınan mesaj ve görüşleri
değeriendireceğiz. Kadrolaşma
olaylan merkez ve taşradan bilgi
alınarak düzeltilecektir"
SHP MYK'nin aldığı karar
çerçevesinde bütünleşme gö-
rüşmelerini yürütmek için ikin-
ci kez bir araya gelindiğıni anı-
msatarak "Nişanı yaptık, şündi
sıra nikahta. Ama bih'yorsumız
nikah kolay olmuyor. Ev-bark
düzmek gerekiyor. Bunun da
kısa sürede cözüleceğini sanı-
yorum" dedi.
Soysak Başbakan ankanamş
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dışişleri Bakanı
Mümtaz Soysal demokratik-
leşme ile aynı anda gündeme
gelmezse özelleştirme yasa
tasansını onaylamayacağını
yineleyerek "Sayuı Başba-
kan, hazırlanan, özelleştirme
konusundaki düzenlemeleri
anlamanuş ya da iki partinin
uzlaştığı metni okumamış"
dedi. Soysal, koalisyonun
SHP kanadının "çürüdüğü-
nö", kendi önerilerinin, parti-
nin ve koalisyonun sağlam-
laşması amacını taşıdığmı
vurguladı.
Soysal, Cumhuriyet'in son
gelişmelere ilişkin sorulannı
yamtladı. Soysal, "Sayın
Başbakan, düzenlediği basın
toplantısında Özelleşürme
>apılsaydı, bütçe açığı çok
daha az olurdu' değeriendir-
mesini yapö. Sizce özelleştir-
me bütçe açığım kapatmak
için mi planlanıyor" sorusu-
na, şu karşılığı verdi:
"Tabii ki değil. Son metinde
böyle bir durumu yok. Başba-
kan, sanjyomm bu son metni
okumamış. Okuduysa da bu
bölümü anlamamış. Sanıyo-
nım bu konuda biraz ezbere
gidiliyor. Dünyada böyle bir
fırtına estirildi."
Soysal, "yabancılar isti-
yor" şantajıyla icraat yapma-
nın yanlış olduğunu vurgu-
layarak "Ben Mustafa Reşit
Paşa yöntemlerini onayla-
mam. f ûrkiye'de bir şey ya-
pılmak isteniyorsa Türkiye
için yapüır. \oksa IMF isti-
yor diye özeUeştirme, Avrupa
Parlamentosu Lstiyor diye de-
mokratikleşme oîmaz. Ben,
Turkiye'ye gerekli olduğunu
düşündüğüm için demokratik-
ieşme istiyorum" diye konuş-
tu.
Yolsuzluk suçlamalan
Bürokrat-siyasetçi
karşıkarşıya
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Eski Emlak Banİcası Ge-
nel Müdürü Engin Civan'ın 'rüş-
vet anlaşmazhğı' nedeniyle vurul-
masının ardından yolsuzluk sav-
lan kamuoy^jnun gündeminde
ilk sırayı alırken, DYP Antalya
Milletvekili Hayri Doğan ile
Tarım Kredi Kooperatifleri
Merkez Birliği (TKKMB) Genel
Müdürü Cemil Akın. karşılıklı
yolsuzluk suçlamalanna başladı-
lar.
Millervekili Doğan. genel mü-
dür Akın'm rüşvet aldığını sav-
larken. Akın da Doğan'ın.
inenfaadan bozulan cevreler için
kendisine siyasi baskı yapmaya
çauştığmı' ileri sürüyor.
Doğan'ın partisinin grup top-
lantısında savlannı dile getinne-
sinin ardından, Akın. geçen per-
şembe günü bir basın toplantısı
düzenleyerek, kendisini savun-
du. Basın toplantısının ardından
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtla-
yan Akın'ın açıklamalan, devlet-
te 'siyaset-ticaret-rüjvet' ilişkisi-
nin nasıl yaşandığını gözler önü-
ne seriyor. Yapüğı ahmlann yaru
sıra verdiği kredilerle 30 triiyon
liralık bir kaynağı yöneten
Akın'a yönelttiğimiz sorular ve
yanıtlan şöyle:
- Bazı çevlerin menfaatlannı
bozduğunuzu söylüyorsunuz. Kim
bu cevreler?
- Benim bu çevrelerle kavgam
çok önceden başladı. Bu grupiar
Türkiye'de Zirai Donatım'ı filan
çökerttiler. Bu gruplan Türkiye'-
de yerli ve yabancı gübre tröstleri
oluşturuyor. Siyasilerle de bağ-
lantıhlar. Ziraat Bankası'nın
Gübretaş Anonim Şirketi adı-
nda bir kuruluşta hisse senetleri
vardı. Ben bu hisse senetlerini alı-
nca aleyhimde kampanya baş-
latülar.
Bana. 'Devlet kücülürken sen
büyüyorsun' demeye başladılar.
Ben onlara başında bulunduğum
kurumun devlet olmadığını, 1.5
milyon ortağı olan bir kooperatif
olduğunu söyledim. Bu ku-
rumun her kuruşunda 7.5 mil-
yon çiftcinin hakkı vardır. Bun-
lann ardından bana 'Senin icüı
500 milyomı gözden çıkardık.
Seni o görevden ahnz'dediler. Bu
parayı beni görevden almak için
harcayacaklar sanınm.
- Siz oldukça yüksek miktarda,
rrily onluk alımlar yapıyorsumız..
- Biz şu çevreden. şu kişiden
spot alım yapmıyonız. Benden
önce yönetim kurulu karan var.
İhalesiz, açık eksiltmesiz buraya
mal almışlar. Bunlan yasak-
ladım. İhale açıp, yerli üreticile-
re. kamu sektörüne. özel sektöre
haber veriyonız. z^arflar, hem
ihale komisyonunun, hem de
kaulanlann önlerinde açılıyor.
Ben bu işlerin yapıldığı odaya
bile girmem. Bu ihaleîer yapı-
lmaya başlanınca, özel sektör ve
ithalatçılar bir gramük ihale ala-
madılar. Pahalı satmak istiyorlar
ve buna abşmışlar.