Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet70. NISAYİ 24953 S A N A T K U L T U R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 810CAK1894PAURTESİ
1950-1991 döneminde 2.6 milyon hektar alan ormansızlaştı
Ormanlan korumak için20 bin imza toplandı
ASUMAN A B A a O Ğ L U
İZMİR- Erozyonu durdurmak ve
ormanlan korumak amacıyla haar-
Ianan ve 20 bin imzayla TBMM
Başkanı Hüsamettin Cindoruk'a
ulaşünlan "Toprak Erozyonunu
önleme ve Arazi İyileştirme Kamı-
nu" başhklı çeşitli yasa! düzenleme-
leri içeren bir raporun, mecliste de-
ğerlendinlmesi istendi. Raporda.
Toprak Erozyonunu Önleme ve
Arazi İyileşürme Fonu oluşturul-
ması öngörüldü.
Araştırmalara göre, Türkiye'de
1950-1991 döneminde 2.6 milyon
hektar alan ormansızlaşü. Bu or-
mansızlaşmanınyüzde 56'sınjn "Ya-
sal düzenlemeler sonucu" meydana
gelmesi nedeniyle, Kırsal Çevre ve
Ormancıbk Sorunlan Araştırma
Derneği, 1993yılındagerçekleştirdi-
ği "Erozyonu Durdunuı" kampanya
yasında özelhkle bu noktaya dikkat
çekti. Kampanya sırasında, yak-
laşık 20 bin kişinin imzaladığı dilek-
çede, Anayasanın 169 ve 170. mad-
delerinin, "Orman alanlannın hiç bir
gerekçeyle daraltılamay acağı biçim-
de yeniden düzenlenmesi" istendi.
tmza metninde aynca, 6831 sayıü
Orman Kanunu'nun, "Orman
tanmu, orman sınırları dtşına çıkar-
ma, orman kadastro komisy onlarının
çalışma düzeni ve orman alanlannın
özel ve tüzel kişilere tahsisi"ne ilişkin
maddelennın, neden olduklan bitki
örtûsü ve orman tahribaunı durdu-
racak biçimde yeniden düzenlenme-
si gerektiği vurgulandı.
îmza dilekçesinde aynca, "Yapı-
laşmamtş kıyı şeritleri ve su havzala-
nnın korunmasını sağlayacak yasal
düzenlemelerin y apılmasını, beledi-
yelerin rant oluşturma ve ov sağlama
amacıyla veşil alanları imara açma-
sına engel olacak cavdıncı yasal ön-
lemlerin alınmasını, sectiğimiz Mec-
lisin Başkanı olarak sizdetı bekliyo-
rum" denıldi. Yaklaşık 20 bin imzalı
bu dilekçe, TBMM Başkanı Hüsa-
R.aporda, erozyonun durdurulmasıyla ilgili kuruluşlar,
Orman Bakanlığı, Tanm ve Köyişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve
İskân Bakanügı, Çevre Bakanlıgı, Ziraat Bankası, meslek
kuruluşlan ve gönüllü kuruluşlar, bilim ve araştırma kuruluşlan
olarak sıralanıyor.
mettin Cindoruk'a iletildi.
Kırsal Çevre \e Ormancıhk So-
runlan Araştırma Derneği Genel
Sekreteri Gültekin Çoygun, imza-
larla birlikte. yapılması gerekli yasal
düzenlemelen içeren "Toprak Eroz-
yonunu ÖnJeme ve Arazi lyileştirme
Kanunu" başhklı bir raporu da Mec-
lis Başkanı Cindoruk'a ilettiklerini
belirterek. "Sayın Cindoruk, bu doğ-
rultuda hazırlanmış bir tasannın
Meclisegelmesi durumunda ilk imza-
yı kendisinin atacağına söz verdi"
dedi. Tasan olarak sunulması için
siyasi partilere de ulaşünlan rapo-
run ilk maddesinde amaç, "Toprak-
lann su ve rüzgâr erozyonundan ko-
runması, süregelen erozyonun durdu-
rulması ve erozyona uğramış arazile-
rin iyileştirilerek verimli dunıma ge-
tirilmesi için gerekli çalışmalann
yapılması, bu çaltşmaları yapacak
kuruluşlar ile bu kuruluşların çaltşma
biçimlerinin ve gerekli kaynaklaruı
sağlanma yoUaruun beUrlenmesi"
olarak bebrtiliyor. Yasal düzenle-
meleri içeren raporda, "Toprak Ko-
ruma Alanlan"nın tanımı ise şöyle
yapılıyor: "Toprak koruma alanları,
bitkisel üretim ve hayvancıiık
amacıyla kuilanılmryor otsaiar da
yabanıl bitki ve hayvan türlerinin do-
ğal j aşama ort amlarının»erim güçie-
ri ile görsel değerlerinin korunması ve
geUştirilmesi, su ve rüzgâr erozyonu-
nun önlenmesi ve durdurulması
amacıyla beürlenmiş ve
sınırlandırümış arazilerdir."
Raporda, erozyonun durdurul-
masıyla ilgili kuruluşlann, Orman
Bakanlığı, Tanm ve Köyişleri Ba-
kanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakan-
lığı, Çevre Bakanlığı, Ziraat Ban-
kası, meslek kuruluşlan ve gönüllü
kuruluşlar, bilim ve araştırma kuru-
luşlan olması öngöriilüyor. İlgili
kuruluşlann temsilcilerinin yeraldı-
ğı. "Toprak Erozyonunu önleme ve
Arazi lyileştirme Yüksek Kurulu"
oluşturulması önerilen raporda, ku-
rulun görevleri şöyle belirtiliyor:
"Yüksek Kurul'un görevleri, beş
yıllık kalkınma planı dönemi boyun-
ca yapılacak çakşmalannın yer, za-
man ve genişlikJerinin beUrlenmesi,
planlanması, projelendirilmesi ve uy-
gulanması ile ilgili hedef, ilke ve poli-
tikaları içeren beş yıllık planı hazırla-
mak. Çaîışmalarının gerektireceği
yasal ve kunımsal düzenlemelerin
taslak önerilerini gelişiirmek, çahş-
maların verimliliği ve etkenliği yö-
nünden gerek duyulabilecek kamu-
Iaştırma çalışmalanıun yapılacağı
yerleri, kamulaştırma ilkelerini ve
kamulaştırma bedeUerinin ödennK
düzenini belirlemek. İlgili kuruluşlar
arasında ortaya çıkabilecek yetki ve
sonımluluk sorunlarını çözümlemek,
araç ve gereclerüı kullanımında, per-
sonelin işjendiriunesinde eşgüdûmfi
sağlamak." —
Rapor, "Toprak Erozyonunu ön-
leme ve Arazi lyileştirme Fonu" ku-
rulmasını amaçlıyor. Fonun gelir
kaynaklan ise, şöyle açıklanıyor:
"Genel bütçenin yüzde biri düze-
yinden az olmamak üzere Orman
Bakanlığı bütçesine konulacak öde-
nek, DSÎ'nin yıllık yatırım bütçesinin
yüzde beşi, TEK'in yıllık gayri safl
geiirinin yüzde üçü, Orman Genel
Müdürlüğü'nün yıllık gayri safl geli-
rinin yüzde biri, Devlet ormanlarında
verilen irtifak hakları gelirlerinin ya-
nsı, Hazine arazilerinde tesis edilen ir-
tifak hakları gelirlerinin ise fiimü,
toprağa dayalı etkinliklerde bulun-
mak üzere yapılacak her rürlü yan-
rımdan toplam y atırım bedelinin vüz-
de ikisi."
Kalp
krizine
karşı havuç
yiyin
Ml DICALTRIrHM
Son günlerde yapılan bir
araşürma, havuç ve yeşil sebze gibi
beta karoten açısından zengın
besinlerin, özellikle sigara
içenlerde kalp krizi riskini
azaltacağı yolundaki görüşlenn
giderek kesınlik kazanmasına yol
açtı. Buna karşılık, ortaklaşa
gerçekleştirilen bir başka
araştırma ise, E vitamininin böyle
bir etkisı olmadığını ortaya koydu.
E vitamininin daha önceİd
araştırmalarda belirlenen
koruyucu etkisınin yalnızca, bu
vitamini besinlerdışında takviye
olarak alanlarda görüldüğu
belirtiliyor.
Sigara, atardamarlarda yağlanma
sürecini hızlandırdığından kalp
krizine yol açıyor. A ve E
vitaminlennin bir türü olan beta
karoten, bedende hasara yol açan
değişimlere karşı koruyucu bir
işlevı olan antioksidanlar sınıfına
girdiğınden atardamar
duvarlanrun da korunmasını
sağlıyor.
Bir beslenme uzmanı, bu
araştırmanm bıreylerin dengeli
beslenmesi yolundaki önerilen
desteklediğini dilegetiriyor.
Herkesın takviye olarak vitamin
alması gerektiğini söylemek için
henüzyeterli kanıt bulunmuyor.
Yine de, vitaminlerin sakıncab
olmaktan çok. yararlı olacağına
inanılıyor. Araştırmalar,
Amerika'da kişi başına günde
ortalama 1.5-2 mg. beta karoten
tüketildiğini. ancak kalbin
korunması için bu miktann 30 mg.
olması gerektiğini gösteriyor.
Beta karotenin koruyucu etkisinin
özellikle sıgara içenlerde
görülmesi yanhş
yorumlanmamab.. ve sigara
ıçenler, bu abşkanbklannı
sürdürüp vitamin haplan alarak
sigaranın olumsuzetkilerinden
kurtulacaklannı sanmamalı...
Gençler
arasmda
intihar artıyor
KAYSERİ(AA)-Son20yıl
içinde 15-19 yaş grubu
üıtiharlann yüzde 250 oranında
arttığı veanne-babalann
çocuklanna daha anlayışh
obnalan gerektiği bebrtildi.
Erciyes Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim
Dab öğretim üyelerinden Yrd.
Doç. Dr. Fatih Karaaslan,
yapılan bir araşürma
sonucunda son 20 yü içinde
15-19 yaş arası inühar
olaylannın yüzde 250 oranında
artüğının belirlendiğini
kaydetti.
Gençlerin en önemli
sonınlannın aileleri ile olan
uyuşmazlıktan, kendilerini
ailelerine anlatamamaktan ya
da ailelerinin anlayışb
davranmadıklanndan
kaynaklandığını vurgulayan
Yrd. Doç. Dr. Karaaslan
şunlan söyledi:
"Öncelikle aileler, çocuklannı
anlamay a çalışmalı ve daha
anlayışh olmalı. İntihar etroeyi
düşünen gençler çeşitli ipuçları
verir. İntihar belirtileri genelde,
azalan neşe, uykusuzluk, huyda
değisildik. durgunluk, içine
kapanma. şaka yoUu bile olsa
ölümden söz etme gibi
göstergelerdir. Çocuklannda bu
tür rahatsızhkları gözleyen
aileler, onları mutlaka bir
psikiyatrise götürmelidir.
4.5 kilodan az olan Asya samurlanna karşılık Alaska samurlannın ağırlığı 40 kiloyu bulur
Birkürkkurbanı: Susamuru
Susamuru, arka ayakJan üstûnde dururken bir köpegi, kjmi zaman da
ayıbahğuu ya da denizaygırmı andırıyor.
Haber Merkezi - Kuzey Amerika
nehirlerinde yaşayan susamurlannı,
devleün aldığı sıkı önlemler ve yeni
uygulamalar sonucu yine ortaükta
sabnırken görebileceğiz.
Eğer bir halkla ilişkiler sorumlu-
suna gereksinim duymayacak bir
hayvan anyorsanız, bu, susamurla-
nndan başİcası olamaz. Beş dakıka-
bk bir tanıtım gösterisi karşısında
kayıtsız kalabilecek birine henüz
rastlamadım. Zıra söz konusu olan
sevimlibk.. insanlann sevimlibk ola-
rak nıtelendirdiğı özelb'klerin tümü-
ne susamurlan sahip. Belki bu se-
vimblikleri onlann az buçuk ınsanı
andıran yüz hatlanndan kaynakla-
nıyor. Toparlak yüzleri, meraklı ve
yalvanş dolu bakışlan, çarpık bıyik-
lanyla tüylü üst dudaklan ve bece-
rikli pençeleriyle susamurlan, kara-
da birer sevimli oyuncak gibi yuvar-
lanırken, suda olağanüstü bir cin>
nastikçiye dönüşür. Susamurianrun
ünü, büyük bir olasıbkla, onlann
her kalıba gırip başka hayvanlara
benzeyebilme özelliğinden de kay-
naklanıyor.
Albenili görüntu
Susamurunun albenili görüntü-
süne karşın yapüklan, görüntüsün-
den çok daha çekıci. Bu hayvanlann
oynaşma merakı ve doğai soytan-
lıklan yüzyıllardır onlan ınceleyen-
lerin gözünden kaçmamıştır. 13.
yüzyılda yaşayan ve doğal bibmlerle
ilgili 38 ciltbk bir yapıü gerçekleşti-
ren Saint Albert Magnus, susamuru-
nun her an oyuna hazır olduğunu
dile geünr. Daha yakın bir tarihte
de Ed Parker, bu hayvanın zevk al-
mazsa hiçbir ışe girişmeyeceğini ileri
sürer. Ancak susamurlan ile ilgili en
aynntıb bilgi hiç kuşkusuz Gavin
Maxwell tarafından sunulmuştur.
Deniz kjyısındaki kulübesinde, Mij-
bil ve Edal adb büyüleyici iki susa-
muru ile yaşamını sürdüren Max-
well milyonlarca kişinin ilgisini çek-
miştir. Daha sonra beyazperdeye de
aktanlan eserinde Maxwell. "Hay-
van türleri içinde çok azı erişkinük
döneminde oyun oynamay ı doğal ola-
rak sürdürür. Susamurlan bu kurala
uymayan ömeklerden biridir" diyor.
Gerçekten de susamurianrun bu
oyunbaz tavn, oyunun yalnızca ya-
şamın sürdürühTiesi için varoldu-
ğunda direten davranış bilimcileri-
nin bu savına bir karşı koyuş gibidir.
Doğal olarak kışa dayamklı olan
susamurlan son derece yetenekli bi-
rer dalgıçür. Suya başlan önde,
nnın ağırbği 40 kiloyu bulur.
Şu anda halkın ilgisini çekmekle
birbkte, susamuruna her zaman sı-
cak bakılmamışür. Doymak bilmez
baş belalan olarak görülen susa-
murlannın ta 13. yüzyıldan beri av-
landığını gösteren kayıtlar bulunu-
yor. Kilise muhaftzlan ve ortaçağ
polis memurlanna vurulan her susa-
muru için büyük ödüller veriliyor-
du. 19. yüzyılda ise samurlan avla-
yan köpekler 20 yıl içinde 704 samu-
run yaşamına son verdi. Samurlar
aynca değerlı kürklerinden ötürü
bupazann kurbanı oldu. 1930yıbna
gelindiğjnde susamurlannın yok ol-
maya yüz tuttuğu raporu verildi. Bu
T
kann üstü dalarken sıçratüklan
suyla kıyıya cam görüntüsü verirler.
Bir bilim adamı olarak Foster-
Turley "eğlence" sözcüğunü kullan-
maktan çekiniyor. Ancak, burnun-
da bir çam kozalağını dengelemeye
çalışıp, onu suyun dibine iüp sonra
havaya fırlatan bir susamuru go-
rünce nitelendirecek başka bir söz-
cük bulamıyor. Foster-Turley'e
göre her türlü beslenme oianaklannı
banndıran nehir ya da bataklıklar-
da kannlannı iyice doyuran susa-
murlan oyunla vakit öldürüyorlar.
Mustela türünden olan susamuria-
nnın soytanlığı, aynı aileden gelen
gelincik, porsuk ve kokarca gibi
üyelere geçmemiş. Mustelalann ço-
ğu doymak bilmez yağmacılar olup
en güçlü memeliler arasında yer alır.
Gavin Maxwell'in susamurlan, in-
sanlann güçlükle kımıldatabilecek-
leri 20-30 kıloluk kayalan kolayca
kaldırabiliyor. Aynca. Forest and
Stream dergisinde 1911 yıbnda ya-
yımlanan bir yazıda. susamurlan-
nın bir aü bile zaptedecek denli da-
yanıklı bir zincıri kopartabildikleri
belirtiliyor.
12-22 arasında türü olan susa-
murianrun en az bir türüne, Avust-
ralya ve Antarktika dışında, her
anakarada rastlamak olası. Görün-
tü ve lavır olarak hemen hemen
tümü birbirini andıran susamurlan
ağırbklan açısından farkblık göste-
rir. 4.5 kilodan az gelen Asya sa-
murlanna karşılık Alaska samurla-
.oparlak
yüzleri, merakb ve
yalvanş dolu
bakışlan, becerikli
pençeleriyle su
samurlan İcarada
birer sevimli
oyuncak gibi
yuvarlanırken
suda olağanüstü
bircimnastikçiye
dönüşür.
uyandan sonra bilim adamlan bir
araya gelerek susamurunun korun-
ması için gerekli önlemlerin alı-
nmasına çabştı. Bu amaçla kurulan
Susamuru Öperasyon Merkezi'ni
yöneten Tom Sevin bir susamuru
çiftliği oluşturmuş. Şu anda çiftlikte
tam 200 susamuru bannıyor. Susa-
murlan burada gerekli besinler ve
en önemb'si sevgiyle besleniyor. Su-
samuru bakımı konusunda uzman-
laşan Sevin ailesinin önerilerinden
yararlanmak isteyen hayvanat bah-
çeleri. çiftlikler ve doğal yaşamı ko-
ruma örgütlerinden telefonlar yağı-
yor. Sevin ailesi aynca bir de takas
sistemi geliştırmiş. Louisiana'da do-
ğan samurlar Kentucky'Ii tüccarlar
tarafından satın abnarak Missouri'-
ye gönderiliyor; orada Missouri su-
lanna salıverilen samurlar doğal ya-
şamlanna dönüyor.
'Doğumda acilbakım, anne ölümünü azaJtır'
CEMİLCİĞERtM
SAMSUN - Anne ölümlerinin
azalmasırun. kadınlara acil kadın-
doğum bakımı sağlanabilmesine
bağlı olduğu bildirildi. Bunun ger-
çekleşmesi için de her baba adayının
acil ihüyaç halinde hamile eşinin bir
hastaneye ya da doğumevine nakli-
ni sağlamak üzere önceden bir vası-
tayla anlaşması gerekü'ği görüşü sa-
vunuldu.
UNICEF'in dünya çocuklannın
durumunu içeren raporunun "Anne
Ölümleri: Acil Bakım" adb bölü-
münde her yıl tahminen 500 bin
kadının gebelik ve doğum kompli-
kasyonlanndan öldüğü. bu ölümle-
rin yüzde 99'unun da gelişmekte
olan ülkelerde meydana geldiğı bil-
dirildi.
Bir kadının gebeh'kte ya da do-
ğum sırasında ölme olasıbğının Ku-
zey Avrupa ülkelennde on binde bir
iken, aynı olasıbğın Afnka'da yir-
mide bir, Asya'da 54'te bır, Latın
Amerika'da ise 73'te bir olduğu gö-
rüşüne yer verilen raporda şöyle de-
nildi:
"Anne Ölümlerinin 2000 yıbnda
yüzde 50 oranında azaltüması konu-
sunda yapüan çağn üzerine bugün
birçok ülke, bu bedefe ulaşmanın yol-
lannı ve araçlannı araştırmaya ko-
yulmuştur.
Ortada yalnızca üç yol vardn*.
İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi,
doğum komplikasyonlannın önlen-
mesi, komplikasyonlar ortaya
çıktıktan sonra ise, ölümlerin önlen-
mesi. Bu sayılanlardan ilkinin kapsa-
mı oldukça geniştir. Gelişmekte olan
ülkelerde meydana gelen gebeliklerin
yaklaşık ücte biri istenmeyen gebe-
İiklerdir.
Aile planlamasırun önemi
İstenmeyen doğumlar genellikle
yüksek risk kategorisine dahil olduk-
lanndan, aile planlaması uygula-
masının anne ölümlerinin önlenmesi-
ne büyük bir katkısı olacaktır. Aile
planlaması ayrıca, her yıl 100 bin
genc kadının yaşamına mal olan
sağlıksız kürtaj müdahalesi sayısını
da azaltacaktır.
Aile planlamasuun doğumla ilgili
B,' ir kadının gebelikte ya da doğum
sırasında ölme olasılığı Kuzey Avrupa
ülkelerinde on binde bir iken, aynı olasılık
Afrika'da yirmide bir, Asya'da 54'te bir,
Latin Amerika'da ise 73'te bir.
komplikasyonlann önlenmesinde en
yararlı etkisi olduğu bilinmektedir.
Tüm anne ölümlerinin dörtte bir ile
ücte bir arasında değişen bölümünün
annelerin çok sayıda (dörtten fazla),
çok genc (18 yaşından küçük) ya da
çok y aşJı (35 yaşından büyük) doğum
yaptığı durumlarda meydana geldiği
saptanmışrır. Pek çok kişinin umdu-
ğunun tersine, kadın gebe kaldıktan
sonra, komplikasyon riskini önemli
ölçüde azaltabilecek bir yöntem bu-
lunmamaktadır. Beslenme ve genel
sağlık alanındaki iyileşmeler bile bu
konuda pek az etkili olabilmektedir.
ömeğin, İngOtere ve ABD'de beslen-
me >e sağlık alanlannda sağlanan ge-
lişmeler bebek ölüm oranlanmn bü-
yük ölçüde düşmesine yardnncı olur-
ken, anne ölümleri yüksek düzeyier-
de kalmaya devam etmişti.
Acil doğum bakımı
Ancak 1930'lardan itibaren acil
doğum bakmıı hizmetieri yaygı-
nlaştıktan sonradır ki anne ölümleri-
nin hızla dusmeye başladığı musaha-
deedilmiştir.
Öte yandan bugün ABD'de bulu-
nan bir dinsel topluluktaki anne ölüm
oranının ülke ortalamasının yüz kat
kadar üzerinde, Hindistan'daki anne
ölüm oranına yakın olduğu bilinmek-
tedir. Bu, o topluluktaki gelir, eğitim,
beslenme ve sağlık düzey lerinin yük-
sek olmasına rağmen böyledir. Bo
dunon, söz konusu topiuluk üyeleri-
nin en acil hastalık durumlannda Mle
modem tıp malzemelerinden yarar-
lanmayı kabule yanaşmamalarmdan
kaynaklanmaktadır."
Çözüm önerilen
Anne ölümlerinin azalması konu-
sundaki çözüm de raporda şöyle yer
aldı:
"Bir zamanlar, doğumlarmm
komplikasyonlu olacağı daha hami-
lelikleriran başlarında belli olan ka-
dmlann vakitlice bir doğumevine ya
da yakınlarına taşnunalanyla sorun-
ların azaltılabileceği düşünülüyordu.
Kadınların gebeükleri döneminde en
az iki sağlık muayenesinden gecmele-
ri ve tetanoz aşısı olmaları gerekmek-
tedir.
Ne var ki, en son çalışmalar gös-
temüştir ki, bizzat doğum sürecinde
görülen ve acil müdahale gerektiren
komplikasyonlu vakalann yüzde 50'-
sinin gebeliğin başlarında teşhisi
mümkün değüdir.
Küçük doğumevlerinde
bakım
özetle, anne ölümlerinin azalması,
büyük ölçüde kadınlara acil kadın-
doğum bakımı sağlanabilmesine bağ-
lıdır.
Bunun ille de büyük kentlerde
yüksek teknolojik donanunlı hasta-
neierde verilmesi gerekmez. Gerekli
olan bakım, küçük doğumevleriyle
sağlık ocaklannda da sağlanabiîir.
Yalmz burada dikkat edilmesi gere-
ken husus, doğumun komplikasyonlu
olabileceğinin acilen teşhis edilip an-
nenin derhal bir doğumevine naklinin
sağianmasıdu-.
Bunun gerçekkşmesi için de her
baba adayının acil üıtiyaç halinde ha-
mile eşinin bir hastaneye ya da doğu-
mevine naküıti sağlamak üzere önce-
den bir vasıtayla anlaşması gerek-
mektedir."