Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 28OCAK1994CUMA
KULTUR
V
Bir Beyoğlu düşü gerçekleşiyor: Alkazar Sinema Merkezi bugün Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın da katılacağı bir törenle açıhyor
Tarihselmekanda çağdaş birsinema merkezi"W- jrültür Senisi- Beyoğlu'-
m^r nda yeni bır sinema salo-
M£ nu açıhyor. Yıllardır
m ^L porno fıîmler gösteren
-M- .m~ tarihi "Alkazar Sine-
^ ^ ^ ^ H ması" yeniden yapılana-
rak çağdaş bır sinema kompleksi hali-
ne getirildi. Bır 'Beyoğlu düşü" gerçek-
• leştirildi ve sayılan gftgide artan sine-
ma komplekslenne bır yenisı daha ek-
lendi. Sinemaseverler. tarihi bir me-
kanda fılm ızleme olanağına kavuştu.
Geçen hafta Alkazar Avrupa Sine-
ması'nda Richard Attenborough'un
"CbapBnTılmi göstenme girerken.
bugün Kültür Bakanı Fikri Sağlar"ın
da katılacağı Alkazar Sinema Merke-
zi'nın açılış töreni \e Claude Berri'nin
"Germinarfilminin galası gerçekleşti-
rilecek. fstanbul se>ircisıne perdelerinı
açacak bu yeni sinema merkezi hakkı-
nda Istanbul Fılm Ajansı'nın Genel
Müdürü Onat Kutiar'dan bilgi aldık:
- Alkazar Sineması'nın tarihinden
9Öz eder misiniz?
1920lerde "Elektra Sineması" adıy-
la İpekçiler tarafından açılmış. Sonra
ismi değişerek "Alkazar" olmuş. Be-
yoğlu'nun en güzel. yüzyıl başı, bıraz
rokoko. bıraz artdeco üslubunda cep-
hesi dar olmasına rağmen çok güzel ış-
lenmiş, içi çok güzel yapılmış. en hoş
mimari yapılanndan biri. Sinema ola-
rak da tarihsel bir özelliğı var. 1920-
30'lu yıllarda orada dünya sine-
masının ünlü birtakım fılmleri göste-
rilmiş. 1940'larda 50'lerde ise daha
çok serüven fılmleri gösterilmış. He-
men hemen iki. üç kuşak İstanbul si-
nemaseven 36 kısım tekmili birden
macerafilmlerinibu sinemada ızlemiş.
En iyi teknik donanunlı salon
Gerçekten Alkazar bırçok ınsanın
çocukluğu içın bir masal dünyası.
İ970'lerden başlayarak sinemada en
azından program yönünden bir kalite
düşüşü başlamış. Sinema, o yıllardan
beri daha çok bizde seks filmi olarak
tanımlanan uluslararası "soft porno"
tür fılmleri programına koymuş ve gü-
nümüze kadar bu tür fılmler göster-
meye devam etmiş. "Alkazar Sine-
ması" dediğimiz sinemanın altındakı
salonla ilgili de bir serüven yaşanmış.
O salon 1960'lıyıllarda Ayfer Feray
Tiyatrosu olarak faalıyet göstermış.
Daha sonra Titiz Mağazası'nın arka
tarafını oluşturmuş ve son 15-20 yıldır
böyle görev yapmış. Biz aldıktan son-
ra sinema salonu haline getirdik.
- Alkazar Sinema MerkezTnde iki
ayn salon var değil mi?
Alkazar Sinema Merkezi'nde toplam 575 kişilik iki a>rı salon ile cafe-bar ve lokanta buluıunor.
^lkazar Sinema Merkezi'nde, alt kattaki 'Alkazar
/ • Avrupa'da daha çok Avrupa ağırlıklı, üstteki 'Alkazar'
/ 1 salonunda ise yeni, geniş kitleye seslenen. gerçek sinema
^ ^ M zevki verecek fılmler gösterilecek. İFA Genel Müdürü
Onat Kutlar, "Sinema seyircisi teknik bakımdan iyi bir
ortamda, iyi seçilmiş fılmleri rahat bir şekilde seyredecek. Yalın bir
amacımız var ama sanıyorum ki oldukça da iddialf diyor.
Bir Bevoğlu düşü gerçekleşti. (Foloğraflarl ĞL R GLNYÜZ)
İki katlı bir bına. İki ayn salon \ar.
Alttakı salona biz "Alkazar Avrupa"
dhoruz. 151 kişilik bir salon bu Lst-
tekı salonsa 424 kişilik. Böyle bır 3ine-
ma kompleksi oldu "Alkazar." Ayn-
ca iki katlı güzel bır kafe-bar. lokanta
yaptık Böylece güzel bir Bevoğlu me-
kanı daha oluştu.
- Bu proje iizerine ne zamandan beri
çalışıyorsunuz?
Bu aşağı yukan ıkı yıllık bır proje.
Başlangıçta bınanın sahibı olan Nüz-
het Birseİ'le temas kurduk Ör.ce alt-
tan başladık. kuçük salondan. Buyük
salonun da devreye gırmesiyle büyük
bir yatınm gerekti. Bu nedcnlc de hem
Dünya Sineması"nın ışleııcisı Adalet
Gihen. Yönetım AŞ. Nasrullah Ayan-
ın şirketlennden birinın Genel Müdü-
rü YılmazZaferdevreycgırdı Onlarla
bırlikte üçlü bır ortaklık oluşturuldu.
Yönetım AŞ. Vıp AŞ \e Adalet Gü-
\en. Kültür Bakanlığı'nın Külturel
Projelere Destek Fonu'ndan katkı
elde edildi. Dığer yandan. L'nılever.
Türk-In\est. Coca-Cola. Cotton Bar
\e Efes Pılsen gıbı külturel projelere
önem \eren ö/el kuruluşlann spon-
sorshıp desteğı sağlandı Boylece Al-
kazar Sinema Merkezi oluşturuldu.
- Bu tarihi binay ı nasıl düzenlediniz?
Genç bır mımanmız \ar. Kerem Ba-
sul Çok değerlı bır mımar. Onun da
çabalanyla salon faalıyeıe geçecek bır
hale getınldı Bına bır tarıhı eser. o
yuzden çok fazla bir oynama ım-
kanınız yok. Yapı sapasağlamdı.
Akustığı çok ıyı. Biz sadece eski bıçi-
mivle veniledik. Koliuklan. makine-
len veniledik. Ses sisteminı \e perde
sıstemini değiştirdik. Böylece salon ta-
rnamen çağdaş teknolojı>e uygun.
İstanbul'un bana göre en iyi teknik
donanımlı salonu haline geldi.
- Alttaki küçük salonda Avrupa fılm-
leri göstereceksiniz. Bu anlamda salon,
çok önemli bir işle> i y erine gerirmiş ola-
cak...
Bu konuda. hakkınıdakı baa yanlış
anlamalan da düzeltmek ıstiyorum.
ŞimdıbenTürkıye'dcAmenkantekel-
lerinin hegemonyası konusunda yazı
yazıyorum. Zannedilıyor ki ben Ame-
rikan fılmlenne karşıyım. Böyle bir
düşüncem yok. Bunu her zaman söy-
ledim. Ben sadece bir tekelleşmeye
karşıyım. Özellıkle demokrasının çok
önem taşıdığı bır süreçte. ınsanlara se-
çım olanaklan tanımayan bir ünifor-
mıte. bır tekseslılık kötü bır şey. Özel-
lıkle genç ınsanlar. kendılenne sunu-
lan olanaklar içınden seçım yaparlar
doğal olarak. Seyırcıye tum salonlar-
da aynı türden filmler gösterirsenız
bana göre o kişının özgürlüğünû
'Gaziüe
Latife'ye
yeni yapımcı
ANKARA (AA) - Kültür Ba-
kanlığı tarafından çekilmesi planla-
nan, ancak bir türlü çekimine baş-
lanamayan 'Gazi ile Larife' adlı fıl-
min yapımcılığının tekrar Türker
tnanoğtu'na verilmesinin gündeme
geldiği bildirildi.
Kültür Bakanlığı'ndan bir yetkili,
bu fılmin yapımcılığının ilk olarak
Türker İnanoğlu'na verildiğini, an-
cak sözleşme gereklerinın yenne ge-
tirilmemesı üzerine fılmin çekimine
bir türlü başlamanadığını söyledı.
Yetkili, fılmin yapımalığının yine
Mimar Sinan Cnıversıtesi'nden alı-
narak ilk anlaşma yapılan Türker
İnanoğlu'na venlmesının gündeme
geldığinı, ancak. İnanoğlu'nun bu-
günkü şartlan kabul etmesi halinde
yapımcılığın tekrar kendısine verile-
bileceğini ifade etti.
Gerekli görüşmelerin yapılabil-
mesi ıçin İnanoğlu'nun yurtdışın-
dan dönüşü bekleniyor. Kültür Ba-
kanhğı yetkılıleri ile Türker İnanoğ-
lu'nun anlaşması halinde fılmin çe-
kimi icin İnanoğlu'na şubat ayı içın-
de yaklaşık 1 milyar 900 milyon lira
verileceğı bildirildi.
Filmin yönetmenı Halit Refığ ise
Mimar Sınan Ünıversitesi ile anlaşı-
lamaması üzenne yapımcıbğın tek-
rar Inanoğlu'na venlmesıni kendisi-
nin önerdığını behrterek. şunlan
kaydettı:
"Zaten bu konuda Türker beyle
yapılmış bir anlaşma >ardı. Ben o an-
laşmanın > eniden hay ata geçiribnesi-
nin yarariı olacağı inancını savun-
dum. Benim en baştaki düşüncem de
İnanoğlu ile yapılması istikamctin-
deydi. Bundan sonrası Kültür Bakan-
lığı yetkilileri ile Türker İnanoğlu'na
kaMı."
Senaryoda değişiklik
tartışmalan
Filmin senaryo yazan ve yönet-
meni Halit Refığ, Kültür Bakan-
lığı'nın senaryoda değişiklik yapıl-
masını istediği yolundaki sözlerin
doğru olmadığını belirterek, kendı-
sine bakanlık yetkililerinden böyle
bir talep gelmediğini söyledi.
Bu senaryonun filmleştirilmesi
projesinin Kültür Bakanlığı'nın eski
yöneticileri tarafından kararlaştınl-
dığını, ancak bugünkü yönetimın de
bu projeye karşı olmadığını anlatan
Refığ. bugünkü yönetimin senaryo-
yu kitap haline getırdıklerini hatı-
rlatarak, bu durumun Bakanlık
yöneticilerirun senaryonun değişti-
rilmesi yolunda bır istekleri ol-
madığını kanıtladığını ıfade ettı.
Refığ, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kürtür Bakanlığı tarafından ki-
tap olarak basılan bu senaryo, yapı-
lacak filmi bağlamaktadır. Burdan
böyle yapılacak filmin bu scnaryoya
göre çekilmesi gerekir. Bence bakan-
lık çok doğru bir tavır takınmıştır.
Senaryonun basunına karar vermek-
le, çok önceden bu konuda tıpkı Yor-
gım Savaşçrda olduğu gibi çeşitli
soekülasyonların yaygınlaşmasını
önceden önlemiştir."
Claude Berri'nin 'Germinar fılminin galası bugün Alkazar Sinema Merkezi'nde yapılıyor
Bir yaşaıiün veisyanîrfö
•..#
tür Servisi - Uzun sü-
redır beklenen. Claude
Berri'nin Emile Zola'-
nın 1885 yılında yazdığı
klasikleşmiş romanı
"Germinal"den sınema-
ya uyarladığı fılm. bızde de vizvona gı-
riyor. Başrollennde ünlü Fransız
şarkıcı Renaud, Gerard Depardieu ve
Miou Miou'nun oyr
nadığı"Germinal"-
de. Kuzey Fransa'da yaşayan bır ma-
denci ailesinın, ağjr hayat şartlanyla
mücadelesi ve ıç dünyalanndaki samı-
miyet anlatılıyor.
Claude Berri. madencilerin yaşamı-
na, çalışma koşullannın çekılmezlığı-
ne ve gre\ örgütlenmelcrine eleştırel
bir yorum getirırken. Fransız işçi
sınıfının fiziki ve toplumsal durumuna
sosyal. polıtik ve hukuki açıdan başka
bir yaklaşım getirdiği de söylenebilir.
Yönetmenın romana sadık kalarak
gerçekleştirdiği fılmde. bir yaşamın ve
bir isyanın öyküsü anlatılıy or temelde.
Madencilik, maden işçilennin yoksul-
luk. alkol ve kötülüklerle dolu yaşam-
lan ve 1884 yıhnın mart ve nisan ayla-
nnda on binden fazla madencının ger-
çekleştirdiği grev bir belgesel niteliğı
de taşıyor.
Güncelliği olan sorunlar
Filmin yapımcılığını da üstlenen
Claude Berri, filmıni "babasının yaşam
boyunca ona aktardığı insancıl değerle-
rin antsına çizdiği sosyal fresk" olarak
tanımlıyor. Bern. fılmı yapmasının.
mutlu çocukluk günlerinın ız \e anı-
lannın. 19. yüzyıl emekçisınin yaşam
koşullanndân esınlenılen izlenımlerle
bırleşmesmden doğduğunu soylüyor.
Kendıne neden böy le önemli bır konu-
yu ışledıgı sorulduğunda ise şu cevabı
\eriyor yönetmen: "Bu filmi yapış ne-
denim. tamamen insancıl duygulara da-
yanmaktadır. İçinde yaşadığımız kon-
jonktürel sonınların doğurduğu
haksızlık. sefalet. işsizlik \e emekçi-
patron ilişkileri gibi sosy al dengesizlik-
lerin yanı sıra, bunların tabanında yatan
insancıl sorunlara öncelik >ermek iste-
dim." Berri. fılmin konusunda olduğu
kadar. aktör seçimınde de oldukça se-
çıcı da\ranmış \e Gerard Depardieu.
Miou Miou gibi Fransız sinemasının
ünlü ve başanlı oyunculannın yanı
sıra sinema dünyasından uzakta ünlü
bir şarkıcı olan "Renaud"ya başrolü
vermış Bu üçlünün bır önemli özelliği
de hepsının orta hallı aılelerden gelmış
\e çocukluklannda romanda geçen
sorunlan yaşamış olmalan. Bu ozel-
likler oyunculann rollenni tamamen
hazmetmelennı sağlamış.
Filmin konusu. bugünlerde de hâlâ
güncellığını koruyan sorunlara par-
mak basmasmda yatıyor. İkıncı İmpa-
ratorluk döneminde. Kuzey Fransa
maden ocaklannda çalışan emekçıler,
boğaz tokluğuna. scfıl bir yaşam sur-
dürmekteyken ara'anna katılan bır
yabancımn kışkırtmasıyia ödün ver-
memekıe direten patronlara karşı
ayaklanırlar \e gre\ kararı alırlar
Lantıer maden ocağını \eburadakı se-
Başrollerini Gerard Depardieu ve Miou Miou'nun pay laştığı şimdiden klasikleşmeye aday 'GerminaF bugüne dek ger-
çekleştirilenen pahalı Fransız yapımı. 2 saat lOdakika süren bu fılmin bütçesi yaklaşık 3 milyar 690 FF.
fıl yaşamı terk etmeye karar \ermiştir.
Arkadaşlanna veda etmek üzere son
defa kuyu kenanna gelır. Sabah ol-
mak üzeredır \e maden ışçılen uzun
bir işgününe başlamak üzer^ yerin dı-
bıne göndenlecek \agoncuklara yarı
uyanık haldedolaşmaktadırlar. Kuyu
gınşınde Lantıer, kuyu dıbınde
yardım göremeyip sonunda habizlik-
ten yaşamını yitiren sevgılısınin annesi
ile karşılaşır. Maheude bır daha ku-
yuya ınmeyeceğıne yemın etmıştır. fa-
kat kocası ve büyük çocuklan da
ocakta öldükten sonra, başka çaresi
kalmamıştır. Fılm ıçın 19. yüzyıl son-
lannın Kuzey Fransası'ndakı maden
kuyulan yeniden düzenlenmiş. kilo-
metrelerce uzanan galenler özel ola-
rak yapılanmış. Zola'nın anlattığı öy-
künun geçtığı Lılle-Valencıennes-
Anzin bölgesinden binlerce figüran
yer almış fılmde. Üstelık bu figuran-
îann bırçoğu ya eski madencı ya dd
Zola'nın romanında anlatılan Kuzey
Fransalı madencilerin torunlanymış.
"Germinal"ın yapımcılan. Fransı-
zlann "coron" dedıklen dönemin ma-
den ışçisi mahallelennı yeniden kur-
duımuşlar. Berri. yalnızca romana
bağlı kalmaya çalışmakla kalmamış.
gerek maden ışçilerinin gerek maden
sahıplennin o sıralar gıydikleri giysile-
n. oturdukları e\ len. bindikleri araba-
lan da kusursuz bir biçimde beyazper-
deye taşımış Dönemin madencilen
"tuğla" adını verdıkleri peynirli. kalın
sıyah ekmek dılımlenyle. gece eğlenti-
leriyle. e\ lerinde kullandıklan kap ka-
cak \e aralannda konuştuklan argoy-
la yansımışlar beyazperdenin yüzeyi-
ne. Emıle Zola'nın Kuzeyli madenciîe-
nn dayanılmaz koşullar altındaki ya-
şamını çarpıcı. nerdeyse acımasız bir
yaklaşmla anlattığı "Gemünal". tam
24 kez beyazperdeye uyarlanmış. Bu
romanı sinemaya uyarlayan yönet-
menler arasında; Ferdinand Zecca.
Georges Vlelies. Lucien Nonguet. Al-
bert Capellani. \ ictorin Jasset. \\es
Allegretbulunuyor.
Fransa'da tepkilere yol açtı
Fransız eleştırmenler bu de\ filmin
oyunculannı da oldukça parlak bul-
muşlar. Haksızlıklar karşısında gıde-
rek öfkeye kapılıp başkaldıran iyi huy-
lu maden ışçısı rolündekı Depardieu-
nün çok başanlı bir oyunculuk
çıkardığını. kansı rolündeki Miou Mı-
ounun da afallatıcı bir yorum sundu-
ğuııu düşünüyorlar.
Gre\ orgutleyıcısı rolüyle pop
şarkıcısı Renaud nun başanlı bir
oy Lnculuk sergıledığı bu rolü kabulet-
nıesı çok zor olmuş. Bern'nın rolü ka-
bul ?ımezse tllmı çekmeyeceğını söy-
lemesı üzenne mecbur kalarak rolü
kabul eden Renaud: "Bu şartlar altı-
nda siz olsaydınız ne yapardınız? Yani
bir anlamda reddetmek gibi bir seçene-
ğim yoktu. Ama şinıdi rolün büyüklüğü
\e Berri'nin bana olan büyük gmeni
beni oldukça kaygılandırıyor ve korku-
luyor"demı^ çekımlenn sonunda
Fılmde Fransız tıyatro ve sinemasının
bırçok ünlüsü de değişık rollerde hari-
kalaryaratmışlar.
"Germinar' sınema dilının mükem-
mellığının yanı sıra polıtik ıçenğiylede
ılgı çekmış Fransa'da. En büyük tepkı
Kuzey Fransa'daki büyük işadamlan-
ndan gelmış. Konserve kralı Bnıno
Bonduelle ve Le Figaro'nun köşe ya-
zan Georges Suffert, sert tepki göste-
rerek, Gcrmınarın tam anlamıyla bir
"solculuk propagandası" olduğunu,
Kuzey Fransa'nın bugünkü durumu-
nun. ıçinde bulunduğu ekonomik dur-
gunluğa karşın. fılmde gösterilenlerle
uzak yakın bir ilişkısı olmadığını sa-
vunmuşlar.
De\ bır edebiyat klasığınden sine-
maya uyarlanan bu de\ bütçeli ve ola-
ğanüstü kadrolu film. Fransa'da pek
çok tepkiye yol açmış. Fakat olumlu
ve olumsuz tepkiler. eleştirmenlerin.
Berri'nin büyük bır sinema klasıği ya-
rattığı ve Avrupa sınemasında yeni bir
canlanmanın başlayacağına olan
inançlannı eıkilememiş.
kısıtlamış olursunuz. Benim sözlerim
bır yasak, sansür anlamı taşımıyor,
tam tersine kendıliğınden oluşan bir
sansürün kınlması anlamına geliyor.
Biz sinemasever ınsanlara dünyanın
çeşitli yerlerinde yapılmış ya da Ame-
nka'da bile yapılmış olsa farklı biçim-
lerde yapılmış birtakım fılmler sun-
mak zorundayız kı, ınsanlar bunlann
arasından bir secim yapsınlar. Bu ola-
nağın son bırkaç yıldır kaldınlmış ol-
masından çok sıkjntıya düşüyorum.
Bu sinemanın özelliklennden biri bu
olacak. Alt salonda daha çok Avrupa
ağırlıklı fılmler göstereceğiz, yandan
biraz fazla. Avrupa ağırlıklı derken ta-
bii bunun içine Türk fılmleri de giri-
yor. Üst salonda ise her türlü fılm gös-
terilecek. Ama her ıkisinde de cıddi bir
kriterimiz var. İnsanlara gerçek sine-
ma zevki verecek fılmler göstereceğiz.
Yeni. geniş kitleye seslenen fılmler
göstereceğiz ama bu gene de o filmle-
rin bır sinema kalitesi olmasını engel-
lemeyecek.
Güzel bir film listesi
- Önümüzdeki aylarda göstereceği-
niz filmlerden örnekler verir misiniz?
Umut Sanat, İFA. Standard ve
Özen Fılm şirketlennın güzel fılmle-
rinden ve Türk fılmlennden oluşan bır
listemiz var. Üst salonda Germinal'le
başlıyoruz. Fransa'da göstenldiğınde
bu fılm çok büyük yankılar uyandırdı.
Ve şimdi de Fransa'da Oscar adayı.
"Alkazar Avrupa"da ise Chaplin'le
başladık. Bu iki bakımdan çok an-
lamlı. Bınncisı iyi bır fılm, ikıncısi
dünya sinemasının tek başına simgesi
sayabıleceğımız bır ısımle başlamak
da bize çok hoş göründü. Önümüzde-
ki haftalarda Kusturica'nın "Arizona
Dream", Robert Altman'ın "Short
Curts". Taviani Kardeşlerin "Fiorile",
geçen yıl Cannes'de büyük ödülü pay-
laşan Chen Kaige'nin "Farewell To
My Concubine". V'enedık Festivali'-
nde büyük ödülü kazanan Kraystof
Kiewslo»ski'nın "Trois Couİeurs
Bleu". Alain Corneau'nun "Tous Les
Matins Du Monde" göstereceğimız
filmlerden bır bolümü.
- Eurimages, salonlannda yüzde 51
oramnda Avrupa filmi gösteren sinema-
lara destek verecek. Siz de bu desteği
almak için başvurdunuz mu?
Çok doğal olarak biz de başv urduk.
Şubat ayının 5'ıyle 7'sı arasında Euri-
mages yetkılılen buraya gelecekler.
Başka sinemalann yanı sıra bizim si-
nemamızı da görecekler, teknik bakı-
mdan ınceleyecekler. Hem prog-
ramımızla hem salonun olanaklanyla
bu desteği alacağımıza inanıyoruz.
Yeni mevsimde yenilikler
- Salonlannızda diğer sinemalardan
farklı bir uygulama getiriyor musunuz?
Bırkaç yeni uygulamamız olacak.
Eylülden ıtıbaren sınemamızda. film-
lerden önce kısa fılm göstereceğiz.
İkıncısi özellıkle yaz aylannda.
Fransızlann "grands reprises" dedik-
leri yeniden göstenmler düzenleyece-
ğız. Bir zamanlar çok sevilmiş. beğe-
nılmış fılmleri. o döneme yetişmemış
ınsanlara göstermek amacını taşıyor
bu uygulama.
- Şu sıralarda sinema ücretleri çok
tartışıhyor. Üst üste zamlar yapılıyor,
yeni açılan lüks sinemalar farklı bir üc-
ret poİitikası uyguluvorlar. Sizin fiyat
politikanız ne olacak?
Beyoğlu'ndakı sinemalar nasıl bir
fiyat poİitikası uyguluyorsa biz de on-
lara uyacağız. İlk filmlerimiz maalesef
uzun filmler olduklan için dört seansa
düşüy oruz ve bu y üzden de mecburen.
70 bin lira olacak bilet ücreti, yalnız
öğrenciler ıçin 40 bin liradan satılma-
ya devam edecek. Biz de bu farklı uy-
gulamalardan şıkayetçıyiz. ama mev-
cut duruma uymamız gerekiyor. Aslı-
nda gönül ıstıyor kı. bu tür salonlann
sayısı artsın. Tek bir salonla kaliteli
filmlerin dağıtımı tam olarak gerçek-
leştınlemıyor. Özellikle Beyoğlu'nda,
Kadıköy'de. Şışlfde ve büyük kentler-
de aynı fılmlen gösteren bır zincır
oluşması lazım. Böyle bir olayı da ge-
lıştıreceğız.
Küçük
Tiyatro ne
olacak?
ANKARA (AA) - Devlet Ti-
yatrolan Genel Müdür
Yardımcısı İzzet Ararat, daha
önce alınan prensıp karanna rağ-
men Ziraat Bankası'ndan resmi
bır yazı gelmediğini belirterek.
"Çok sıkıntılı bir dönem geçiriyo-
ruz. Küçük Tiyatro'nun bize devre-
dilmesi için verilen sözler bir türlü
yerine getirilmedi. Resmi anlamda
bir gelişme olmadı" dedi.
Küçuk Tiyatro'nun sahıpsiz
kaldığını hatırlatan Ararat. Ziraat
Bankası Genel Müdürü Coşkun
Ulusoy ile Küçük Tiyatro konu-
sunda yaklaşık üç ay önce görüş-
me yapıldığmı ve göriişmede
Küçük Tiyatro'nun prensıpte
Devlet Tiyatrolan'na bırakılması
karannı aldıklannı hatırlattı. Ara-
rat. şöyle dedi:
"Görüşmede, bankanuı yetkili
kurullanndan. 'vazgeçtik' karannı
çıkartarak bildirecekleri konuşul-
muştu. Böyle bir karar alınsa bize
bildirilirdi. Ziraat Bankası'nın ka-
rarı gelmeyince biz de Vakıflar Ge-
nel Müdürlüğu ile yeni bir protokol
yapamıyoruz.
Çok sıkıntılı bir dönemdeyiz.
Binanın eski oluşu, ısı ve ışık siste-
minin çürümüş dunımda olması ve
acilen tadilata gerek oluşu, kalori-
fer sistemindeki bozuklıik. küçük
bir arızanın telafisi güç bir boyut
kazandırması, işte nasıl bir
sıkıntılı dönem geçirdiğimizi göste-
rivor."