Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2B0CAK1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Döviz krizi çeyrek yüzyıldır iki yakası bir araya getirilemeyen Türkiye bütçesinin eseri
Devaliiasyonu yaratan açıklar
•Türkiye'nin bütçesi en son 1970
yılındaartı bakiyeverdi. Sonraki
yülarda, bütçe açıklannın gayri safı
milli hasılaya oranı 60 kat arttı. 1970
yıhndan bu yana bütçeyi
denkleştiremeyen hükümetler.
hesapsızca iç vedış borca yöneldiler.
•Cumhuriyet tarihi boyunca, 2.
Dünya Savaşı ve petrol İcrizi gibi
buhran yıllannda bile bütçe
harcamalan geçen yılki orana
ulaşmadı.Bütçe gelirleri ise artık kamu
harcamalannm dörtte üçünü bile
karşılamıyor.
Yüz Milyonlu Yıllar
^ | Bütçe harcamalan
| | Büiço gelirleri
BÜLENT KIZANLIK
Dolar şoku ile başlayıp deva-
lüasvona kadar varan ve
ekonomiyi tehdit eden para kri-
zı, Türkiye'de özellıkle 1980'-
den sonra yaşanan hesapsız
dönemin doğal bir sonucu.
Çeyrek yüzyıla yakm bir süre-
dır ikı yakasını bir araya getire-
meyen Türkiye, bütçesindeki
deliğın giderek büyümesi yü-
ziinden devalüasyonlardan bir
türlü kurtulamadı ve sonunda
dolara bir kez daha yenik düş-
tü.
70'ten bu yana bütçeyi denk-
leştiremeyen hükümetler, günü
kurtarmak ıçin hesapsızca iç ve
dış borca yöneldiler. Şimdi o
kapılardan bir bölümü de ya-
vaş yavaş Türkiye'ye kapanma-
ya başlayınca, yaşanan panik
krizeyolaçu.
Uluslararası denetim kuru-
luşlan, ayağını yorganına göre
uzatmayan Türkıye'nın "borç-
laruu ödemekte zortanacak"
noktaya geldiğini gösterir bı-
çimde kredi notunu düşürdü.
"Dış borç alamaunca döviz
sıkuıttsı \eniden kapımıza gele-
cek" beklentisi, dolara hücum
başlattı. Piyasada güven öylesi-
ne kayboldu ki, hükümetin
para operasyonlan ve müdaha-
leleri de cılız kaldı. Sonunda,
Türkiye unutmaya çalıştığı de-
valüasyonlardan birini daha
yaşadı.
1970'te artı bakiye
Cumhuriyetin ilk yılında 10
milyonlarla ifade edilen Türki-
ye bütçesi, bu yıl neredeyse kat-
rilyona dayandı. Ancak sıfırlar
artükça bütçedeki delik büyü-
dü. En son 1970 yılında artı
fe&fcüOÇTen
Türkjye bütçesi,
sonraki 23 yıl boyunca hep açık
verdi. Bu süre içinde bütçenin
gelir ve giderleri arasındaki fark
Türk Lirası dnsinden enflasyo-
nun da etkısiyle yaklaşık 20 bin
kat arttı. 1972 yılında gayri safı
milli hasılarun binde 1.5'i kadar
olan bütçe açıklan, 60 katın üs-
tünde bir artışla geçen yıl
GSMH'nın yüzde 9"unu aştı.
Kayıp yıllann başlangıcına
rastlayan 1972'de bütçe gelirle-
n, harcamalann yüzde 99.3'-
ünü karşılayacak güçteydı.
Sonraki yıllarda bu oran gittik-
çe geriledı. Geçen yıl, bütçe he-
defleri bile gehrlerin harcama-
lann sadece 86'sını karşıla-
masını öngörüyordu. Bütçe
açığının beklendiği gibı 50 tril-
yonlar seviyesinde kalmaması
\e 120 trilyonlara ulaşması yü-
zünden bütçe gelirleri harcama-
lann ancak yüzde 73'ünü karşı-
layabildi. Bir önceki yıl ıse büt-
çe gelirleri harcamalann yüzde
79'u kadardı.
ANAP dönemine suçlama
1994 yılı bütçe gerekçesinde.
1983 yılındaki orantn yüzde
88.6 olduğu hatırlatılarak
ANAP dönemine dolaylı bir
suçlama yöneltıldi. Vergi gelır-
lennin 1983'te bütçe harcama-
lannın yüzde 74'ünü karşılar-
ken, 1991 'de bunun yüzde 59'a
kadar düştüğünün ortaya ko-
nulması da o döneme aıt bir
başka eleştıri ifadesiydi.
Ovsa hükümet, bu yıl 819
trilyon liraya bağladığı bütçede
harcamalann ancak yüzde 76'-
sını öngörülen gelir kalemlen
ile karşılamayı planlıyor. 192
trilyon lira olarak hesaplanan
bütçe açığı geçen yılki oranda-
hedeften şaşarsa, 479 trilyon li-
ra) a ulaşacak. Bu durumda ge-
lirlenn gideri karşılama oranı
yüzde 56.6'ya kadar inecek.
Reform iddıasıyla Meclıs'ten
geçinlen yasava rağmen hükü-
metin toplam vergi geliri bek-
lentisi 473 trilyon. Bu, bütçe
açığı 192 trilyon lirada kalsa bi-
le vergi gelirinin toplam harca-
malann sadece yüzde 57 3'ünü
karşılayacak. Bütçe açığı geçen
yılki oranda sapma gösterdi-
ğınde vergi gelirinin harcama-
lan karşılama oranı yüzde 42.
7'ye kadar düşecek.
Yıllardır devletın gelirlerini
arttırmanın yolunu arayan hü-
kümetler, kamu harcamalannı
dizginlemevi başaramadılar.
özel sermaye birikimi bu-
lunmadığı için tüm harcama-
lann devlet tarafından yapı-
lmasının zorunlu olduğu Cum-
huriyet'in ilk yıllannda bile
GSMH'nın yüzde 10'u kadar
olan bütçe giderleri, geçen yıl
GSMH'nın yüzde 35'ıni aştı.
1924 yılında GSMH'nın yüz-
de 11,7'sıne karşılık gelen bütçe
harcamalan, ekonominin kriz
yıllannda dahi 1990'lann "sa-
vurgan" orânlanna ulaşmadı.
Böylesi hiç görülmedi
2. Dünya Savaşı yıllannı da
kapsayan 1934-44 döneminde,
başta demiryollan olmak üzere
büyük altyapı yatınmlan. çi-
mentodan demir-çeliğe kadar
pek çok alandaki KİT yatınm-
lan ve savunma harcamalanna
aynlan önemli kaynaklara rağ-
men, bütçe harcamalan
GSMH'nın ortalama yüzde
20'si civannda gerçekleşti.
Ekonomık dengelerin altüst ol-
duğu 1970'liyıllannsonundaki
petrol şokunda ıse bütçe har-
camalan GSMH'nın en çok
yüzde 28"ine ulaştı.
70 yıllık Türkiye Cumhun-
yeti'nde. devletin harcamalan-
nın reel anlamda patlama
yaptığı dönem 9O'lı yıllar oldu.
Ancak kamunun hesapsız
harcamalannm yoğunlaştığı
80'li yıllann ikinci yansında,
70'li yıllann sonundaki olum-
suz görüntü devam etti ve 9O'lı
yıllardaki gelişmelere zemin ha-
zırlandı.
CUMHURİYETTARİHİ BÜTÇEUERİ (TU •Dövizdeyaşanan
-J deprem veTürkiye'ninbir
türlü yakasını
kurtaramadığı
devalüasyonlara bir kez
daha başvurmak
zorunda kalışı, çeyrek
yüzyıllık bu olumsuz
tablonun doğal bir
sonucu.
Bütçe gelirleriyle
harcamalannı
karşılayamayıp, "borcunu
ödeyememe" sinyalleri
vermeye başlayan
Türkiye'nin dış kredi notu
düşürülünce, "döviz
sıkmtısı kapıda" paniği
başladı. Dolara hücum,
devalüasyonu kaçınılmaz
hale getirdi.
800
700
600
500
400
' : > ^"v
tn to r* co o o >- N n * w ıû s
W W C > J C \ J oj o o o n n n n n
0 ) 0 ) 0 0) 0 ) 0 ) 0 0) O* O> O* W Ot
90
80
70
On Milvrarlı-Vjjjar
H Bütçe harcamala.ı
| | Bülço gelirteri
700
^•
z
a r
M İ |
y
a r İ 1 7
° On Trilyonlu Y.llar
600
Yıllar^
500
400
300
200
100
^g Sütçe harcamalan
| | Bütçe gelvleri
60
50
40
30
20
10
m Bulçe harcamalan
[ | Bulçe gelırlerı
O) O) O> 01 O)
^[Trilyonlu^-
450
Yıllar
400
350
Fiyat artışları
KİT'lerden
başladı. Zamlaryağmurgibigeliyor
• Hükümetin 13.6'lık devalüasyon karanndan sonra tüm mal ve
hizmetler zam yağmuruna tutuldu. Ekonominin ithalata bağımhhğı
ile akaryakıta yapılacak zam, ürünlere yapılacak zam oranını
artıracak. Ancak piyasadaki durgunluk fıyatlann yükselişini
frenleyebilir.
YAKUPBİLGE
Döviz depremini durdurmak için
hükümetin aldığj yüzde 13.6'lık
devalüasyon karan piyasada
etiketlerin hemen değişmesine neden
oldu.
Büyük firmalar fiyat-satış dengesini
göz önünde bulundurarak fiyat
artışlannı saptamayaçalışıken, tüm
ürürderzam yağmuruna tutuldu.
Ekonominin ithalata bağımhhğı ve
akaryakıta yapılacak zamlardan
sonra tüm mal ve hizmetlerin v üzde 20
oranında zamlanacağı tahrrun
ediliyor.
İlk zamlar kamudan
İlk zamlar alüminyum ve çimentodan
geldi. Etıbank tarafından satılan
alüminyumun satış fi> atı ortalama
yüzde 8.7 oranında artınldı. 22 milyon
389 bin liradan satılan külçe alü-
minyum ton satışfiyatıdünden
itibaren 25 milyon 675 liraya çıkanldı.
Fransız ortaklı Ankara Çimento da
ürünlerine yüzde 9 civannda zam
yaptı. 750 bin liradan satılan dökme
çimentonun ton fiyatı KDV hariç 810
bin liraya. 810 bin liradan satılan tor-
bah çimentonun fiyatı ıse 895 bin
liraya çıktı. SEK A ıse aralannda
beyazgazete kağıdının da bulunduğu
kağıt çeşıtlenninfiyatınıarttırdı.
Yüzde 9.8 ve yüzde 15.2 arasında
değışen zamlann ardından bev az
gazete kağıdının tonu 6 mil> on 120 bin
îiradan 7 milyon 50 bin liraya
çıkanldı. Demir-çelık ve bakır satışlan
ise yenifi>at düzenlemesi için
durduruldu. DemirveÇelık
İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile Ka-
radeniz Bakır İşletmeleri'nin yenı
fiyatlan yakındaaçıklayacağı
öğrenıldı. Dayanıklı tüketım mallan
üreten Fırmalarile otomobıl üreticilen
da zam oranlannı belirlemek için
yoğun birçalışma içinegirdi. Beyaz
eşya üreticileri bu yılın başında
ürünlerine yüzde 8-10 oranında zam
yapmıştı. 13.6'lık devalüasyondan
sonra bu seferki zamın > üzde 10'un
üzennde olacağı tahmınedılivor.
Arçelik ürünlenni pazarlayan Atılım
Pazarlama Genel Müdürü Yusuf
Ataç,fiyat-satışdengesini koruyacak
birfiyatbulmak için çalışmalar
yaptıklannı sö\lcdı. Ataç. 1994
yılında >apmayı planladıklanndan
çok öncefiyatayarlamasına
girdiklerini belirterek. dövizdeki artış
yenifiyatayarlamasının kaçınılmaz
duruma getirdiğini belirtti.
Doğubank'ta ise 6 gün içinde beyaz
eşya fivatlan yüzde 19 oranında arttı.
Fiyat ayarlamasını bu yılın başında
yapan otomobıl sektörü Fıyatlannı
yeniden ayarlayacak. Sene başında
> üzde 5'lık artış yapan otomobil
sektörü yeni zam oranını belirlemeye
çalışıyor. Sektöryönetialeri yan
sanayiilennın dolara dayalı olduğunu
belirterek, dolardaki artışın zamı ka-
çınılmaz kıldığını belirtti. Yeni fiyat
oranlannın saptanması ıçın
çalışmalann yapıldığı veancak oranın
> üzde 15'i geçmeyeceği bildirildı.
Temel mal ve hızmetlere yapılan
zamlar dalga dalga pıyasaya
yayılıyor.Tüketiciler artık giyım ve
yemeğe dedaha çok para ayırmak
zorundakalacak. Hazırgıyim
sektöründeki durgunluk nedeniyle
indirimde bulunanfirmalar.yeni se-
zonla birlikte fıyatlannı artıracak.
Meyve-sebze ile diğer \ ıveceklerin
etiketleri de değışmeye başladı.
Wimpı ve McDonald's da hamburger
fiyatlannı artırmak ıçin araştırmalara
başladı
MİKRO
DtNÇ TAYANÇ
EkonomiTıkırında...
Tıkıpındaü!
Gecenin, "ilerlemiş"ten de öte birsaati... Müzik ve
Tımur Selçuk kuiağımı tırmalıyor, "ekonomi
tıkınnda... Ekonomi tıkınnda..." Kulağım telefonun
çalacak sesinde bekliyorum. Kuşkum yok; telefon ça-
lacak ve gazeteden arayan ses "devalüasyon" diye-
cek...
Diyecekde "yüzde kaç?" diyecek. Günün, akşamın
ve gecenin yorgunluğuyla "/faç/m/maz"telefonu bek-
lercesine düşüncelere dalıyorum.
Yıl 1946 (daha doğmamışım bile); kimbilir hangi
gazetecinin telefonu çalıyor ve hattın ucundaki ses
"devalüasyon"diyor. Ardından "çokpartiliseçim"Ve
de "demokrasi" derken, gelsin Demirkıraı!
Yıl 1958 (yaşadığımın ayrımında olmadığım yıllar-
dan biri); gene bir gece, gene telefon, gene gazeteci...
Vegene "devalüasyon..." Ardından 'Vatan Cephesi',
'Kayseri Olayları', '1960 Devrimi!'
Yıl 1970 (artık 'gazeteci'yim)... Geneaynı "terane!"
Telefonun iki ucunda iki gazeteci; aralannda aynı söz
"devalüasyon..."Bu kez "terane"nin ucu 12Martdar-
besi...
Yıl 1980... Günlerden 24 Ocak (artık yazı yazabile-
cek kadar gazeteciyim...) Gene gece, gene gazeteci-
ler, gene "terane"... Gene devalüasyon... Sonuç 12
Eylülü!
Ter basmış durumda, dalgınlığımdan sıyrılıyorum.
Çünkü telefon!!! Gene iki gazeteci... "Ben bu filrni de-
falarca izlemeye zorunlu muyum?" diye geçiriyorum
içimden, dilimden geldiğince "sakin" başlık, üst
başlık, spot vermeye çabalarken...
Gene dalıyorum düşüncelerime...
Düşüncelerimde artık "yüzdelerin" yeri kalmamış.
Kalacak halleri de yok... Aylar önce "sezgiyle" yazı-
yorum, "Doların başı, serbest piyasa mekanizması
çerçevesinde boş bırakılırsa. iş 20bin TL 'ye dayanır"
diye... Yanlış "sezmişim..." Bırakılınca, 22 bini falan
buluyormuş!
Buarada "anılarım "gemiazıyaalıyor...Hani "birile-
ri" bana, sana, size, bize, bizlere... "Türk Lirası'na
yatırım yapın" mı demişti? Hani birileri ya da "birisi"
bizlere, "Enflasyonudüşüreceğim"mi demişti?Hani
birisi bizlere, "Hiçbir hükümetin seçim öncesinde
yapmaya cesaret edemediği bir vergi reformu hazı-
rladık" m\ demişti?
Sahi, 27 Mart 1994 günü "yerel genel seçimler" var
değil mi?
Anafikir; Sözün tükendiği yerde, düşünce tüken-
mez.
Anafikrin anafikri: Düşüncenin tükenmediği yerler-
de, kendi düşene ağlanmaksızın seçenek üretilir.
Haziııe^ avansını
yüzde 221 artbrmış
ANKARA (ANKA) - Bütçe-
de karşıhğı olmadığı halde
gelecek yıllann bütçelerine
mahsuben yapılan ödemele-
rin, bütçenin nakit dengesinde
yarattığı açık, ek bütçe ile va-
mandı. Ekim sonunda 30 tril-
yon liraya yaklaşan söz konu-
su ödemeler, yürürlüğe gıren
ek bütçe ile kapatıldı ve kasım
sonunda sıfırlandı.
Malıye Bakanlığı verilerine
göre, ocak-kasım dönemı
itibariyle bütçe açığı 99 tnlvon
217 milyon lira olurken nakit
açığı 94 tnlyon 583 milyar lira
düzeyinde gerçekleştı. Ocak-
Ekim dönemi itibanyle bütçe
açığı 67 triKon 958 milyar.
bütçenin nakit açığı ıse 89 tril-
yon 244 milvar lira olmuştu.
İç borçlanma
Gelecek yıllann bütçelenn-
den mahsup edilmek üzere va-
pılan ödemeler 1992 sonunda
6 trilvon 406 milyar lira düze-
yinde bulunuvordu. Bu tutar
ocak-ekim döneminde 22 tril-
yon 511 milyar lira artarak 28
trilyon 917milyar liraya ulaştı.
Nakit dengesine etki eden di-
ğer kalemlerde de nct bir tril-
yon 150 milyar liralık lehte ge-
İişme sağlandı.
On bir aylık bütçe açığı 99
tnlyon 217 milyar lira olurken.
bu gelişmeler sonucunda nakıt
açığı 94 trilyon 583 milyar lira
düzeyinde oluştu. Bütçe açığı,
önceki yılın aynı dönemine gö-
re yüzde 197 artarken. nakit
açığındakı artış yüzde 130.5
oldu.
Hazine, geçen yılın on bir
ayında 94 trilyon 583 milyar li-
ra düzeyinde gerçekleşen büt-
çe nakıt açığını finanse etmek
için yoğun bir iç borçlanma ve
avans kullanımına gıtti. Ha-
zine'nın Merkez Bankası'-
ndan kullandığı kısa vadeli
avans miktan 4i trilyon 863
milyara ulaştı.
Bu dönemde Hazine bo-
nolan yoluyla 32 trilyon 369
milyar liralık iç borçlanmaya
gidildi. Tahvil borçlanması 27
trilyon 352 milyar, dış borç
kullanımı da 5 trilyon 954 mil-
var lira oldu. Nakit dengesine
etki eden diğer kalemlerde ise
12 trilyon 955 milyar liralık
geri ödeme sağlandı.
Bir önceki yılın aynı dö-
nemine göre avans kullanımı
yüzde 221.2 Hazine bonosu ih-
racı yüzde 164.3. tahvil yoluy-
la borçlanma yüzde 77.2. dış
borçlanma yüzde 44.5 arttı.
1992'nin avnı döneminde
bütçe açığı 33.4 tnlyon, nakit
açığı ise 41 trilyon bonoyla
12.2 tnlyon borçlanılmış. dış
borçlanma 4.1 trilvon avans
kullanımı da 13 trilyon olmuş-
tu.
Sanayîciler ekonomiyönetimini gecikmekle suçladı
Ekonomi Servisi - Hüküme-
tin aldığı yüzde 13.6'hk devalü-
asyon karan iş dünyasında
farklı yorumJarla karşılandı.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) Yöneüm Kuru-
lu Başkanı Yalım Erez, Merkez
Bankası'nın dövıze müdahale-
de yetersiz kaldığını bildirdi.
Erez, yabana yaunmlara, ser-
mayesinin, neması ile birlikte
her an transfer edebileceğj gü-
vencesini verecek politikalann
uygulanmasını önerdi, 1988-
1991 arasındaki kambiyo poli-
tikalannm sonucu olan krizin
de, bu takdirde ufak hasarlarla
atlatılabileceği kanısında oldu-
ğunu vurguladı.
Yazılı bir açıklama yapan
Yahm Erez, ekonomik kuralla-
nn hükümetlerin arz ve karar-
lan ile değiştirilemeyeceği ger-
çeğini son döviz operasyonu-
nun açıkça ortaya koyduğunu
vurguladı, "Piyasa şartlarına
uymayan fiyatlann yapay ted-
birier ve müdahaJelerle sürdüriil-
mesinin, uzun süre mümkiin ol-
madığmın anlaşılması lazımdır"
dedi. .
Devalüasyon lcln ne dedlier?
Hüsamettin
KaVİıİstanbulSa-
nayi Odası Yönetim
Kurulu Başkanı):
"Devalüasyon,
döviz arz ve talep
dengelerinin
ıjf \ fl! değişmesi sonucudur.
I I v
>2 W\ Enflasyon yıl sonunda
M. V "^^E^B öngörülen seviyenin
m. ^%â ^ :
3 ^ H ^ z e
" n e
Ç'kacaktır.
A ^ « ^ H F>evalüasyon
oranının yeterli olup olmadığını ise
önümüzdeki günlerde göreceğiz."
ishakAlaton
(Alarko Holding
Yönetim Kurulu
Başkanı) "Alınan
devalüasyon tedbiri
çok geç ve çok az diye
nitelenebilir. Kamu
açıklanna çare
bulunmakta çok geç
kalındı.Moody's,
Standart and Poors
uyan sinyalleri verdi
ama önemsemede geciktik.Dışarda ve içerde
yönetime karşı şüpheler oluşmaya başladı."
Selim Yaşar
(Ege Bölgesi
Sanayi Odası
Başkanı)
" E>evalüasyon zarrr
demektir.
Dövizdeki
devalüasyon
sanayiciye,
sanayiciden de
derhal vatandaşa
yansır.
Pazartesiden itibaren zamlı fıyatlarla
karşılaşacağız."
Rahmi Koc
(Koç Holding
Yönetim Kurulu
Başkanı)
"Konuşmak için
henüzerken, taşlar
oturmadı.
Belirsizlikler henüz
ortadan kalkmış
değil.
Gözlüklerimiz
buğulu. Önümüzü net
göremiyoruz.
Erez, dövızde ortaya çıkan
iki fıyatın ortadan kaldınlması
ve kur makasının kapatılması
konusunda Merkez Bankası'-
nın müdahalelerinin yetersiz
kaldığını ve dolann yüzde 13.6
oranında devalüe edilme zo-
runluluğunun ortaya çıktığını
bildirdi.
Bundan sonraki aşamada.
uygulanacak kur ve faiz politi-
kalannı tespit etmek açısından
önümüzdeki günlerde serbest
piyasadaki kurlann gelişmeleri-
ni dikkatle izlemek gerektiğini
vurgulayan Erez, şöyle devam
etti:
"Bugün için olumsuz iki geliş-
meye dikkat çekmek isterim.
Dün yapılan Hazine ihaiesinde
net faizin >üzde 92.6, briit yıllık
faizin >üzde 98'e yükselrilmesini
rağmen fah\il ve bonolara ilgi ol-
maması ve 2.5 ve 6 aylık bono
satışlarının 161 milyar lira gibi
çok düşük kalması, yatırımcıları
faiz oranlarına duyarlılığının
işareti olarak algılanmahdır.
Bence devalüasyonundan ziyade
bu geiişme önemlidir. Eğer aynı
isteksizlik borsada da yaşanırsa,
bunalımın çok daha derin sebep-
lerinin olduğunu ve Türkiye'nin
gerek verli gerek yabancı olsun,
bir sermaye kaçışı ile karşı kar-
şıya bulunduğunu dikkate almak
gerekecektir."
Bugünkü bunalımın 1988 yı-
lından bu yana kambiyo ve faiz
polıtikalannda yaşanan hatala-
nn sonucu olduğunu ileri süren
Erez, "Son aylarda Türk Lirası
mevzuat hesaplarınm nispi ola-
rak azalmasına karşılık döviz
tevdiat hesaplarının giderek art-
ması, yatınmcılann el > akmav a
başlayan Türk Lirası'r>dan ka-
çarak dövize vönelmelerinin işa-
reti idi. Bu uyan dikkate alınma-
mış, faiz politikasıoda gerekli
değişiklik yapılmamışrır" görü-
şünü dile getirdi. Erez, 1993 yı-
lında kur artışmın enflasyonu
yakalaması sonucu, negatife
dönüşen mevduat faizlerinin,
dövize talebi antırdığını, sıcak
paranın döviz getirisinin kur ar-
tışı sonucu azalmasının da yatı-
nmcılan sermaye ve kazançla-
nnı dövize çevırmeye teşvık et-
tiğıni bildirdi.
Erez, 1993 yıhnda Türkiye'-
nin 6 milyar dolarlık cari işlem-
ler açığının da yatınmcıyı dövi-
ze yönelttiğini belirtti.
Erez, 1988 ile 1991 yıllan
arasındaki kambiyo politikala-
nnın sonucu olan bu krizin
ufak hasarlarla atlatılabileceği-
ni sandığını sözlerine ekledi.