27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 19 OCAK1994 CARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Birinci InönüZaferi'ni anarken... Bugün, genç Cumhunvetımızın, kuruluşunun 70. yılında içerde ve dışarda 1919'lann benzer koşullanyla karşı karşıya bulunduğunu gösteren behrtıler vardır. Bu durumun temel nedenı, ulusun hayatında ve yönetıminde İkınci Dünya Savaşı sonrasından günümüze değın zaman zaman Atatürkçü ıdeolojıden sapmalar meydana gelmış olmasıdır. TANJU ERDEM Emekli Amiral lusa! Kurtuluş Sa- vaşımızda ıstılacı UYunan ordulan taar- rua harekâtının. venı- den yapılandınlan muntazam Turk or- dulan tarafından. ılk kez durduruldu- ğu Bınncı İnonu Zafen'nın 74 yıldo nûmunu kutladık geçen hafta 1990'h yıllarda Doğu sosyalıst sıste- mının çokmesmın ardından yoresel etnık ve dınsel aynhkçı akımlann vo- ğunluk kazandığını, tanhın dennlıkle- nnde kullenmış olan dar mıllı>etçılık ıdeallennın canlandınlarak evrenımı- zın yenı huzursuzluklara suruklendığı- nı, sıcak çatışmalara >ol açıldığını goruyoruz Bu oluşum ınsanlığın. 40 yıllık bır mikleer dehşet dengesı sonra- sı, ozgur ve demokratık bır duzen ıçın- de e\rensel bır banşı, gelışme olanak- lannı >akaladığını en çok umut eltığı bır donemın dıyalektık gerçeğı olmuş- tur Bu dunımlar Turkıyemıze de ta- nh ıçınde ovnadığı rollerle ozdeş dış emperyahst guçlenn. içerde ıse etnık ve mezhepsel a>nlıkçılann, şovenıst mılhyetçılenn antı-laık goruş sahıple- nnın, yenı Osmanlılık heveslılennın ıdeallen ve davranışlanyld yansımak- tadır Insanlığın uzun volunda tanhın tek- rarlanmayacağı ıfade edılırse de bu- gun çevremızde ve ulke ıçınde cereyan eden olaylar Osmanlı İmparatorluğu'- nun yıkılması oncesı emperyahst guç- lerce uygulanmasına geçılen, ancak Mustafa KemaJ Atatürk'un onderlığı ve dehasıyla Turk ulusunun ayağa kalk- ması sonucu başan kazanamayan bır senaryonuntekrangıbıdır Budurum- da Turk Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı yaratan koşullan ve bu koşullan alte- derek ulusun yazgısıru utkuja donuş- turen. devletı yeruden çağdaş nıtelıkle- nyle kuran polıtıka, stratejı ve hareket tarzlannın. Turk ulusunca. ozellıkle Cumhunyet'ı emanet eyledığımız genç kuşaklarca bıhnçle algılanması, ba- ğımsız \e ozgurce varlığımızı surdu- rup, yuceltmemız ıçın yaşamsal onem taşımaktadır Bınncı Dunya Harbı'nde, Osmanlı İmparatorluğu ağır bır yenılgıye uğ- rayarak Balkanlar'dakı son toprakla- nnı, bugunku Ortadoğu coğrafyasını kaplayan memleketlen yıtırerek Ana- dolu ve Doğu Trakya sınırlanna çekıl- rruştı Galıp devletlerce (İngıltere Fransa- Italya) ateşkes anlaşmasını ız- leyerek başta payıtaht (başkent) Istan- bul olmak uzere Anadolu'nun bazı onemlı şehırlen ışgal edılmış >a da as ken denetım altına alınmış. Osmanlı hukumetı. ordusu, jandarmavepolısı ıletışım ve ulaştırma sistemlen denet- lenmeye başlanmış. >andaş olmavan polıtıkacı. vonetıcı ve kumandanlan tutuklanmıştı Yunan ordusu buvuk Yunanıstan hayalını gerçekleştırmek uzere İzmır"e çıkanlıp Baü Anadolu'- nun, Istanbul'un ve Doğu Trakya'nın Yunan topraklanna katılması ıçın Anadolu ıçlennde sefere başlamıştı İşgalcı muttefık devletlenn hımavesın- de Doğu Karadenız"de Pontus Doğu \e Guneydoğu Anadolu da Ermenıs- tan ve Kurdıstan devletlen, kıyı şehır- lennde kolonıler kurulmak suretıyle Turk ulusal bırlığının son kalesı Ana- dolu'nun parçalanması gundeme gel- mıştı Istanbul da gore\ yapan padışah ve hukumetı, acız. korkak ve buvuk dev- letlenn yonetım \e korumasına sığın- mak suretıyle bu badıreyı atlatabıle- ceklennı zanneden bır aymazlık ıçınde ıdıler Işte ulusun o karanlık gunlennde Anadolu'da genç bır generalın gur sesı duyuluyordu "Temel ilke, Türk milletinin haysi- \etli >e şerefli bir millct olarak yaşama- sıdır. Bu ılke ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk ıçinde olursa ol- sun, bağunsızlıktan yoksun bir millet nıedeni insanlık dıinyası karştsında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık gonılemez. Yabancı bir devletin konıyup, kolla- yıcılığını kabul etmek insanİık vasıfla- nndan yok«unluğu, guçsuzluk ve mis- kinliği ibraftan başka bır şey değildir. Gercekten de bu seviyesizliğe duşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yaban- cı efendj getirmelerine asla ihtimal veri- lemez. Halbuki Turkun haysiyeti, gunı- ru, kabiliyeti çok yüksek ve büyuktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsunevladır. O haJde ya istiklal, ya öliim." Boy lece Mustafa Kemal Atatûrk'un lıderlığınde \e genç bır komutanlar kuşağının onderlığınde, ordusu ıle ulusu ıle Turk. ateş \e kanla sınav ve- rerek ulusal egemenlığe dayanan ka- > ıtsız, şartsız bağımsız > enı bır Turkıv e devletını kurmava koyuldu Llusal Kurtuluş Savaşı, kıt olanak- lar ıçınde dış \e ıç duşmanlara karşı dahıyane bır yonetımle kesın asken ve dıplomatık zaferle sonuçlandı Salta- nat ve hılafet tasfive edılerek ulusal egemenlığe davanan tam bağımsız ulusal Turkıye Cumhunyetı kuruldu Mustafa Kemal'ın onderlığınde Ana- dolu ıhtılalı başan kazanmasa ıdı bu- gun ata yurdu parçalanmış olacak, bu topraklarda Musluman Turk halkına yaşama hakkı kalmavacaktı Bugun. genç Cumhunyetımızın, ku- ruluşunun 70 yılında içerde ve dışarda 1919"lann benzer koşullanyla karşı karşıya bulunduğunu gösteren behrtı- ler vardır Bu durumun temel nedenı, ulusun havatında ve vonetımınde Ikıncı Dunya Savaşı sonrasından gu- numuze değın zaman zaman Ataturk- çu ıdeolojıden sapmalar meydana gelmış olmdsıdır Turkıv emız. emperyalızme bağımlı dış polıtıkalar venne. ulusal çıkar ve vararlanna donuk. tutarlı. akılcı. hav- sıvetlı.bolgesındeguvenvesavgı yara- tan dınamık pohtıkalan ızledığınde, mevcut jeostratejık konumu ongoru- lerek ekonomısı ıle dengelı, ulusal gu- cun çekırdeğını teşkıl eden asken gucunu savunma teknolojısını gelıştı- rerek, modernıze ederek bu gucu ulu- sal guvenlık gereksınımlen ıçın etkın- lıkle kullandığında, ulke butunluğunu savunup, teronzmle sıcak mucadele venrken yurttaşlannı eşıt, demokratık ve ınsan haklanna saygılı, hukuk dev- letı anlavışıvla kucakladığında, adaletı mulkun temelı saydığında, halkın ege- menlığını. şeffaf bır yonetım duzenını sağlajan ozgur ve demokratık koşul- lar ve hoşgoru ortamı gelıştınldığınde, laık duzen ve ulusal eğıtım ılkelen odunsuz uygulandığında, Turk ulusu- nun kavımler, u>garhklar ve kulturle- nn geçış koprusu olan Anadolu'da yaratılan değerlenn eşsız bır sentezı ol- duğu tum renklıhğı ve hoşgoru ıle ka- bul edıldığınde. ekonomık ve malı ha>atında ıç ve dış hesapsız borçlan- ma yenne ısrafa yer vermeyen tasarru- fu, demokratık plan, programı ve denk butçeyı uretımı, hakça bır bolu- şumu ongörduğunde. kamu ve ozel kesımde erdemlı davranışlar. venmlı ve bılgılı çalışmalar. uretken emek odullendınldığınde, devlet ve millet hayatında bılıme. akla (pozıüvızme) ve pragmatızme yer v enldığınde ınanı- yoruz kı tum olumsuz koşullann uste- sınden gelerek, 21 yuzyıla Ataturk'le beraber gerçek bır bolge gucu olarak gırecek ve geleceğın uygarlık ufkunda venı bır guneş gıbı doğacaktır Ulusun kotu talıhını değıştıren Ino- nu zaferlennı kutlarken, bu duşunce- lerle dolu olarak Büyûk Atatürk'e, İsmet İnönü've, onlann sılah arkadaş- lanna. şehıt ve gazılenmıze mınnet ve şukran duygulanmızı sunuyoruz ARADABIR DURSU1V BERK Dinsel Demagoji ve Sosyal Demokrasi Unlu psıkanalızcı Erlch Fromm, özgurlukten Kaçış (Escape from Freedom) adlı eserınde klasık faşızme sı- yasal guç sağlayan toplumsal yığınları ruhbılımsel açı- dan ele alır Anamalcı duzenın surelı bunalım koşulla- rında bunalımın anaforuna kapılıp kaybolma korkusuyla özgurlukten kaçan yığınların ıradelerını faşıst demago jıye teslım etmelerını ve bunalımın yaraladığı guvenlık duygularını onarmak ıçın çelık ıradelı fuhrere sığınmala- rını, anlatır bu kıtapta Fromm Almanya'da faşızmın ıktıdara gelışınde yığınların ruh- sal durumunun belırleyıcılığının yanı sıra, o donemde sosyal demokrat ve komunıst hareketlerın onder kadro- larının polıtıka belırlemedekı yetersızlıklerı de onemlı rol oynamıştır Toplumsal bunalımın yarattığı panıkorta- mında, yığınlara guven veren ve onlann guvenlık duy- gularının yaralanmasının onune geçen polıtıkalar uretı- lebılmış olsaydı, kapıtalızmın yaraladığı toplumsal yığınların kurtuluş ozlemlerını yansıtan mıtoslarla yuklu faşızm denen demagojık hareket ıktıdar olmayacaktı, belkı de Her ne kadar tarıh bır tekerrurden ıbarettır goruşune ıtıbar etmıyorsak da yerel seçımler surecını yaşamakta olduğumuz şu gunlerde Almanya'da faşızmın ıktıdara yuruyuş surecını andırır sıyasal ve toplumsal gelışme- ler boy gostermekte ulkemızde Kırsal yaşamın, ınsa- nın boynuna boyunduruk geçıren zorunluluklarından sıyrılıp kente kapıtalıst yaşam tarzının sunduğu ozgur yaşamla kucaklaşmaya gelen fakat alabıldığıne vahşı bır dalaşmanın hâkım olduğu kentsel yaşamda kendısı- ne yer açma becerısı gosteremeyıp bu kargaşa ortamın- da kaybolma korkusuyla yaşamının etrafını kırsal ıdeo- lojının geleneksel değerlerıyle sıkı sıkıya oren ınsanla- rın ağırlığı var bu sıyasal sureçte özgurlukten korkan bu ınsanlar başlarını şerıatın keskın kılıçlı ıradesıne bağlamak ıçın hızla Refah Partısı'ne akıyorlar Dının ulvı değerlerıyle yoğrulmamış kentsel yaşamın bağırların- da açtığı yaraları şıddete dokup her an yenı Sıvaslar yaratma potansıyelı taşıyan bu guçlenn modern ve de- mokrat gorunme cabalarını demagojıden ote gorme- mek gerek Toplumsal sınıflar arasındakı uçurumun gıderek de- rınleştığı, nesnel koşullann gıderek uyumsuzlaştığı ul- kemızde ulkenın hayatı ıhtıyaç duyduğu toplumsal ba- rış, adalet ve smırlar arası denge polıtıkalarıyla one çıkması ve sıyasal gundemı belırleme etkınliğı goster- mesı gereken sosyal demokratlar nerede 1 Sosyal demokrasının temel polıtıkalarına hayatı ıhtı- yaç duyan toplumsal yığınların dınsel demagojının peşı- ne takılıp sıyasal guçlerını şıddetın ve kaba gucun dere- yatağından akıtmalarının onune geçmek ıçın neler yapmaktalar'? Cağın aydınlığmdan ve ozgurlukten kaçıp ortaçağ karanlığına sığınan ve toplumsal yaşamın burç- larına şerıatın kılıcını dıkme savaşımı veren guçler kar- şısında Sartre'ın deyışıyle yaşadıkları çağa karşı so- rumlu olan aydınlar nerede1 Sosyal demokrasının evrensel ılkelen ve değerlerıne saygı duymayan sıyasal entrıka uzmanlarının sosyal demokrasıyı genıs halk katmanları nazarında bır kufur hareketı goruntusune burundurmuş olmalarının tarıhsel sorumluluğu ağırdır Hele hele sosyal demokrasıye ak- ması gereken sıyasal gucun ortaçağ karanlığına dayalı bır toplumsal yapı ınşa etmeye yonelmış dınsel dema- gojının saflarına akmış olması bu sorumluluğu daha da ağırlaştırıyor Kentsel rant kaynaklarını kontrol etme adına sosyal demokrasının değerlerını barbarca katle- denler, tarıh karşısında suçlu olmaktan kendılerını asla kurtaramayacakiardır TARTIŞMA Idam halka sorulmalı mı?.. B uyukDegişün Partisi Genel BaşkanıSayın AydınMenderes, olum cezası ınfazlannın yenıden başlatılmabi gınşımlennın >aşandığı Kasım 1993 ıçınde vaptığıbır açıklama ıle. "toplumu çok derinden ilgilendiren konuların kararı, parlamentoy a bırakılmaktan çok bağımsız bir referandum haline getirilmeli. V e bu karar, doğnıdan doğruy a topluma bırakılmahdır. Çunku olum cezaları sadecc siy asi nedenlerle verilmiy or" dedı (Cumhunyet.27 11 1991. S 24888, sf 6) Bu değerlendırmenın, aslında tartışma> a açtığı konu bır rejımın demokratıklığını belırlemede halkın oy unun. etkısının ve ağırlığının ne olması gerektığıdır Kuşku > ok kı. demokratık bır rejımın aslı oğelennden belkı de bınncısıdır. halkın ıstencını >ansıtması 2laten. gerek merkea vonetımde. gerekse verel vonetımlerduzlemınde seçımlenn yapılması. seçme ve seçılme hakkı, sıyasal partılenn varlığı. seçılenlenn seçenlere karşı sorumlu olması v b gıbı bırdızıhakveozgurluğun tanınmasının, kurumlann ve usullenn yapılaştınlmasının nedenı de budur Demokrasiyi var etmek. Ancak, sozu edılen oğeler, madalvonun sadece bır vuzudur Arkayuze baktığımızda, ıhmal edılemeyecek onem veağırlıkta başka gerçeklen de gormek olasıdır Yıne. gerek ulkemızdekı, gerekse de başka ulkelerdekı demokratık rejım prauklenru, bır bakıma demokrasi tanhını doğru bır gozlukle okuduğumuzda gormekteyız kı. erkını çoğunluktan aldığını soyleyen ve fakat otonter, hatta totalıter rejm uygulamalan vapan pek çok sıyasal kadrolar. yonetımlerortavaçıkmıştır Kuramsal tartışmalarda "halkın sesi, hakkın sesidir" formulunde açığa çıkan uç değerlendırmelerle. antı-demokratık rejıme ya da uvgulamalara kapılann kola>ca aralanabıldığı de gerçeğın otekı vuzudur PENCERE Olum cezasını saklı tutmak ya da kaldırmak gıbı çok temel bır sorununkadennıhalkınoyuvla belırleme onensı. ılk etapta, tutarlı. mantıklı. hatta demokratık gereklere uygun ızlenımıvenvor Nevarkı bu vaklaşımın tutarlı ve hatta sanıldığı kadar demokratık olup olmadığını. bır başka basıt soruv u sorarak da mantık suzgecımıze v urabılınz Şovle Suçlularavenlecekbır ceza olarak. orneğın, ışkence. ezıyetvedığerkotu muamelelenn > apılıp yapılmamasını belırlemek ıçın. bu soruv u halka sorma onensınınvapıldğını varsayalım Herhalde. akıl sağlığı >ennde. ınsan olma ozellığını >ıtırmemış hıçbır ınsanoğlu kalkıp da. evet suçlulara ışkence vapalım demevecektır Buna karşılık. ay nı v arsav ımın dev amı olarak halk oyuna sunulan "Işkence vapalım mı" sorusuna halkın olumluov verdığını ongorduğumuzde, halkın bu v anıtının doğru. ahlaka uv gun. demokratık kabul edılebılır olduğunu ıddıa etmek olanaklı mıdır11 Elbete kı havır En buy uk guç olduğu varsavılan halk dahıl hıçbır guç. ınsan onuruna avkın ışkence ve ezı\ et \ apmanın, haklı olduğuna. meşru olduğuna kanıt va da dayanak olmaz Herşevdenonce ınsan olan ınsanın sahıp olması gereken ve ahlaklı tav ır ıçın bır olçu terazısı olan ">icdan'\ bıreyın vıcdanı ve aslında o v ıcdanı besley en v e v ar eden. bılgının ozumsenmesı anlamına gelen "bilinç", halkın v arsav dığımız ışkence ısteme doğrultusundakı ov çoğunluğunu. geçersız. kabul edılemez kılacaktır Kaldı kı. insanlık tanhının. acılar. ezıyetler. insanlık onurunun hıçlenmesı ya da çığnenmesıyle dolu, kan ıle. goz>aşı ıle, pışmanhklar. utançlar ıle dolu deneyımlennden hıç mı dersler çıkarmayacağız0 Bınbır zorlukla elde edılen ınsanı ve demokratık değerlen. tumden tersyuzedecek, karanlık çağlann insanlık dışı yaptınmlanna davetıye çıkartacak anlayışlann, kurumlann. cezalann. gunumuzdeyenıden bov atmasına haklılık, guç, meşruıv et v erecek bır "halk oy u çoğunluğu" ıddıası mumkun mudur9 Ohalde halk oyuyahut halkın çoğunluğunun ıstencı, bır demokratık rejımın oğesıdır ama. hem \eter koşulu değildir. hem de aslında. eğer bır dızı başka ekoğevarlık bulabılıv orsa. kabul edılebılır nıtelıktedır Oy,çoğunluk. tek başına her şey değildir Cumhunvet tanhımızde. bu tur açmazlan yaşadık 1950-1960 ev resınde. çok yuksek bır Meclıs çoğunluğuna sahıp sıyasal erk. mutlak anlamda dıledığını yapabıleceğı yanlış kanısının kurbanı olmadı mı r) Busovledığımız.27Ma>ıs 1960 harekâtının yarattığı ıklımde gerçekleşen v e aralannda uç sıvasetçımızın de bulunduğu bır dızı ıdamlann haklı gostenlmesı ıçın değildir Sadece çoğunluğa dayanan bır erkın. her şey ı y apmaya muktedır olacağı bıçımındekı bır sapma>a ornek olsun dıv e iovluyoruz Sozunozuşudur Bır referandum sonucu halk çoğunluğu olum cezasının saklı tutulmasını ısteyecek olursa. bu. olum cezasını. meşru bır ceza yapmaya yetmeyecektır 1982TC Ana'yasasfnı referandumlaonaylatancunta, bu antı-demokratık belgevı meşru kılmayı başaramamıştır Zaıen. bu tur referandum oylamalarda halkın ıstencı kolayca vonlendınlebılmektedırve aslında demokratık rejımlenn v umuşak karnını oluşturan. çeşıtlıerkodaklannın varatacağı ıklımveetkıleme ortamı ıçınde açığa çıkacak ıstencın. ne denlı ozgur v e gerçek olabıleceğı de. çok cıddı bır soru olarak hep usumuzda bulunmalıdır Doç.Dr. Mehmet Semih Gemalmaz OKURLARDAN Hıretle okuduk 1 İAralık 1993tanhhgazetemızın4 sayfasındakı Ümit Otan'ın "Sabahattin Öğretmeni Nasıl 'Delirttiler'" başhklı haber-yazısını buvuk bır "ibretle" okuduk Yaşadığımız koşullarda "çalışanın, başarılı olanm" ezıldığı hepımızce bılınmektedır Arzu edıldığı gıbı susan, "evet efendımcı' olma>an bu arkadaşımızı, yaptığı ve yapacağı mucadelede sonuna kadar desteklıyoruz Oturduğu yerde ahkâm kesen bırçok yonetıcı vesessız oğretmenın. bırakın bır yapıt ortaya çıkarmasını, gorevını yapmaktan bıle yuksunduğu, kaytarmayı kârsaydığı gunumuzde Sabahattin Akman arkadaşımızın hak ettığı "ödül" elbette bu olmamalıydı "Bana değmeyen y ılan bin y aşasın" anlayışındakı bırçok memurun v e bu arada oğretmenlenn, hıç olmazsa "bugün ona, yarın bana" sozunu anımsayarak duşunmelen gerektığı ınancını taşıvoruz Nagihan Kurt - Melih Yılmaz Sıırt Sevgili İSTİKBALKOŞAR gülen gözlerinı asla unutmayacağız Şükriye ALEMDAROĞLU. Atıf ALEMDAROĞLU, Nazik IŞIK, Yusuf IŞIK, Süleyman COŞKUN, Ayşe GÜRŞENER, Halit GÜRŞENER, Ali BALKAN, Ömer Faruk YENİGÜN, Gülen TUNGUZ, Hale ÇAVUŞOĞLU, Emin ÇAVUŞOĞLU, Birgül PİYAL, Bülent Pİ YAL, Osman AYDOĞUŞ, Erhan ADA, Hamit OĞUZ, Perihan SARI, Fayman SARI, Yalçın ATA, Bahattin ASLAN, İbrahim DENİZ, Meral CEBE, Yurdakul KÜÇÜK, Alparslan AYDIN, Mehmet GÜRBÜZDAL, Aslan ALP, Turan BARIŞ, Şükran SEYHAN, Nurettin ASLAN, Perihan UZDİL, Muammer PEHLİVAN, Ünal BÜYÜKOKUTAN, Fidan SARGIN, Oktay YAŞAR, Filiz SARGIN, Huriye UZDİL, Neşe GENÇYAZICI, Aylin MUTLU, Mehmet YILMAZ, Feruze ERGÜL, Halil ERGÜL, Alev ULUSALER, Kemal ULUSALER Uyuştunucu ve PolitikaL Eskı kıtapların sararmıs sayfalarında ya da solmuş bır gravurde Çınlı nasıl resmedılırdı'' Seyrek sakallı, avurt- ları çokmuş, kadıdı çıkmış kendmden geçmış, elınde afyon çubuğu Çınlı nasıl bu duruma duşmuştu9 19'uncu yuzyıl ortalarında Çın'de ıkı afyon savaşı ya- şandı Ingılız tuccarları Çın'e afyon sokuyorlardı Çın Mandarını Lin Zi Şü, uyuşturucu depolarına el koyarak 20 bın sandık afyonu denıze dokturdu Lord Palmerston bu eyleme savaşla karşılık verdı Çın yenılgıye uğradı ve tazmınatodemeye mahkûm oldu, Batılı devletler ulkede tıcaret ayrıcalıkları kazandılar Çın bır afyon pazarına donuştu Geçmış yuzyılda tarıhe yazılan bu olay 21'ıncı yuzyı- lın sonuna doğru bır başka bıçımde yaşanıyor, uyuşturu- cu tıcaretının sıyasal ıçerığı çok onemlı • Kolombıya bır melezler ulkesıdır Amerıka nın keşfın- den bu yana beyazlarla yerlılerın karışımında katman- laşmış soyların sergılendığı bır coğrafya Amerıka'nın arka bahçesınde bır ulke Kolombıya Başkentı Bogota1 Ancak ulkenın ıkıncı sanayı kentı Medellın ın onemı başkentten aşağı değıl Çunku Medellın, ulkede kok sal- mış uyuşturucu mafyasınm başkentıdır Kolombıya, Latın Amerıka nın ortak yazgısını payla- şan acılı toplumlardan bırıdır ulkenın gozden ırak bol- gelerınde uyuşturucu tarımı yapılır, çoğu koylunun geçı- mı bu yuzdendır Medellın mafyası bu uretımı değerlen- dırıyor, alım satımın rızıkosu yuzunden mafya kuralları ışlıyor Örgut cehennemlıktır ve şeytanın tezgâhtarlığın- da cennet tozunun satışını yapmak, dunyanın her ulke- sınde yasaktır Pekı bu kadar tehlıkelı bır tıcaretı kım kurumlaştırabılır'' Ancak devlet ıçınde devlet olan bır orgut, şeytan tozu pıyasasını yonetebılır Kolombıya'da Medellın uyuşturucu mafyasmı orta- dan kaldırmak ıçın, bırkaç yıl once neredeyse bır ıç sa- vaş yaşandı, ama başarıya ulaşılamadı Uyuşturucu pıyasasını yoneten kımı ' baba yı halk kendmden yana sayıyor, kahramanlaştırıyor orgutlenme dağdakı koy- lunun de geçımını sağladığından, yerıne bır başka du- zen konamadığı surece yuruyecek • Orta Asya yı Avrupa'ya bağlayan 'Ipek Yolu" baha- rat değerlı kumaşlar yukte hafıf pahada ağır malların taşınması ıçın kullanılırdı Ipek Yolu ' bu kez yenıden canlandı Artık adı 'uyuşturucu yolu ' dur Orta Asya da yaygınlaşıp Afganıstan da odaklanan uyuşturucu tarımının Anadolu ya serpılen ımalathane- lerde ışlem gordukten sonra Batı'ya tezgâhlanması çok kışının geçım kapısını oluşturuyor Bu gelışmeye gore, Ortadoğu da ve Kafkasya'da ne kadar çok çatışma çı- karsa bolgede o oranda denetım kalmayacak, denetım- sızlık, yasadışı uyuşturucunun ekılmesı derlenmesı, ışlem gormesı tezgâhlanması ve pazarlanması ıçın en elverışlı pıyasayı oluşturur, uyuşturucudan gelen para- larla sılah tıcaretı hız kazanır, sılah pıyasası zengınleş- tıkçe, ıkı yanı keskın bıçak ınsanların yaşamını Azraıl'ın tırpanı gıbı bıçer • Son donemde ortaya çıkan butun gostergeler, Ana- dolu nun doğusunda tezgâhı kurulan uyuşturucu ve sı- lah alışverışı pıyasasının Turkıye dekı etnık çelışkıye oturtulduğunu vurguluyor Pekı, yazık değıl mı ınsanlarımıza 9 Bu çerçeve Sevgılı kardeşımız Edip Sakarya ıçın kanayan sessız bır karanfıl olsun Süleyman Ege • Vahap Erdoğdu • Muzaffer tlhan Erdost Babamı işten çıkardılar. Yeni işi işsizlik. EGEYILDIZHAN Savııı liirilı Öürchncıılcn DERS GEÇME VE KREDİ SİSTEMtNE GORE TARİH III Ders Kitabı Gerçek bilgi, güzel Tiirkçe, akıcı anlatım. NURER UĞURLU - PROF DR ORHAN E. VARDAR MEB Talim ve Terbiye Kurulu'nun 12 01 1994 tarih, 49 sayılı karanyla lise ve dengı okullarda Ders Kitabı olarak kabul edılmıştir Butun liselenmıze örnek küapiar gondenlmiştir ÖRGÜN YAYINLARI LTD. ŞTİ. Nuruosmaniye Cad. No:28 Cağaloğlu/İSTANBUL Tel: (0212) 527 39 49 - 526 37 34 GÛKSELMUTLULUK Isvıçrelı yazar Charles-Ferdinand Ramuz'den, Doç Dr TunaErtem'ıncevırdığıoykuler. Gündoğan Yayınları • Ankara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle