Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 EYLÖL1993 ÇARSAMBA CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Baskhhü'da karakol
penaresînden at(ı)hyw
E
TA üyesi olduğu sanılan iki
kişinin ölürnü, polis teşki-
latının milliyetçi harekete
karşı uyguladığa yöntemler üzerinde
baa sorulann açıkça sorulmasına
neden oldu.
31 yaşındaki Miren Gurutze Yan-
ci, 23 eylül perşembe gecesı saat 02.
30'da, ETA'yla ilışkı içınde olduğu
kuşkusuyla. Guipuzcoada tutuk-
landı. Cuma sabahı saat 04'e doğru.
tutuklamadan sonra göndenldiği
Madrid yakınlanndakı Tres Cantos
hapisanesindekı hücresinde ölü bu-
lundu. Ertesi gün yapılan otopsi,
Yanci'nın kalp ve solunum yetersiz-
liğinden yaşamını yitirdiğjni ortaya
koyuyor. Ancak bu yetersizliğin ar-
kasındaki gerçek neden henûz bulu-
namadı ve uzmanlar, daha kesın so-
nuçlann elde edilmesi içın çahş-
malannı sürdürüyor.
Yantinin ölüm haberinden he-
men sonra, kocası. Bask polısıni ış-
kence yapmakla suçladı ve Mad-
nd'e gönderilmeden önce kansınm
kafasına plastik bir torba geçırildı-
ğinı belirtti. Gece boyunca tutuklu-
nun göğsünde yoğun ağnlar olduğu
ve gardıyanlar tarafından kendisine
bır ilaç venldiğı öğrenıldi.
IHerri Batasuna'nın
basın sorumlusuydu
Polisin yaptıgı acıklamaya göre,
27 yaşındaki Xavier Galparsoro. 23
eylül akşamı saat 20.00 sulannda,
riıhsatsız sılah taşımak, tehdit et-
mek ve araba calma gınşıminde bu-
lunmak suçlanndan tutuklandı.
Yine polıs. Donostıa komandolan-
nın eskı bır üyesı olduğundan kuş-
kulanılan Galparsoro'nun, kara-
kolda sorgulanırken, sabah saat
03.00 sulannda, başında bulunan
gardiyanı itip ikinci kattaki pencere-
den boşluğa atladığını açıkladı.
ETAya yakınlığıyla bilınen Herri
Batasuna Partisi'nin eski basın so-
rumlusu Galparsoro, ağır yaralı
olarak kaldınldığı hastanede, ko-
madan çıkamayarak pazar günü ya-
şamını yitirdi.
Geçen ağustos ayında ETA üyesi
olduğu sanılan bir başka tutuklu,
hücresinde "kalp krizinden" ölmüş-
tü. Ama bu ölümün, kötü muamele-
den kaynaklandığı kanıtlanamadı.
Herri Batasuna ve bağımsızlık yan-
lısı örgütler. bu iki ölüm sonrası. po-
lisi şiddet kullanmak ve işkence yap-
makla suçlarken hükümet, iki terö-
rist zanlısının ölümünün nedenlerini
ortaya çıkarmak amacıyla yapılan
soruşturmalann derinleştirildiğini
açıkladı.
IHapisane doktoru
işkenceyi doğruluyor
Geçen hafta içinde tutuklanan
yirmi kadar militan, güvenlik güçle-
rinın kötü davranışlanyla karşı kar-
şıya kaldıklannı belirtıyor. Pazarte-
siden cumartesi gününe kadar tu-
tuklu bulunduğu Carabenchel ha-
pisanesi doktorunun yaptığı mua-
yene sonuçlanna göre, Maria Jose
Lizarribarın kollannda ve bacakla-
nnda 22 yerde kan toplanması sap-
tandı. Bunun açıklanması üzerine.
yargıç Carlos Bueren. 32 yaşındaki
Lizarribar'ın tutanaklannın ve fo-
toğraflannın hemen kendisine geû-
rilmesini istedi.
Bu iki ölümün. ETA'nın gittikçe
toplumdan koptuğu bır sırada ger-
çekleşmesi dıkkat çekıyor.
ETA, iki hafta önce. 77 yaşındaki
bir polis emeklisinı arabasında kıstı-
rarak öldürmüştü. 5 temmuzda
kaçırılan Basklı sanayıci JuBo Iglesi-
as Zamora da halen rehin tutuluyor.
Bu adam kaçırma olayına duyulan
tepki, Bask bölgesinde ve İspanya'-
da halen sürüyor. Milliyetçi Bask
St îllonde
Partisi'nin lideri Xavier Arzalluz,
Herri Batasuna'nın işkenceden söz
etmeye hakkı olmadığını, çünkü
gerçekte onlann (Herri Batasuna),
ETA'nın barbar yöntemleri ve cına-
yetlen karşısında sustuklannı söylü-
yor.
Bu iki ölüm sonrasında, cumarte-
si ve pazar geceleri Bask devletinde
ve Navarro'da güvenlik güçlerini
protesto eden birçok gösteri yapıldı.
Nükleer silahlarda son durum
1945-1993 yılları arasmda nükleer başlıklann tahmini toplam sayısı
1980 1990
Hirosima gitai 75 bin kente yeterli
Rusuranyumu
dünyayıuçurur
M
oskova'daki nükleer si-
lah toplamı, yedi yıl
önce, 45 bin savaş
başlığına ulaştı. Bu sayı.
îlje£rtu york eimcs
sanılandan 12 bin daha fazla başlık, ABD'nin o zaman
elinde bulundurduğu sılahlann iki kaü ve en acımasız
islam'ın
kara yüzü Görevleri,gayrişerilidertemizliğjTime dergisinin bu hufiaki
sayısında "İslamrt kara yüzü"
başhğı altında, Müslüman
ülkelerdeki şeriatçı terörizmi
değerlerutiren biryazıyer aiıyor.
Aşağıda buyazınıngenij bir özeti
yer ahyor:
• srail ile ilk banş antlaşmasını
Iyapan kişi, Mısır Devlet Baş-
kanı Enver Sedat'm öldürül-
mesinden sonra, radikal
Islamcılar ile politik güç arasında-
ki çatışma genişledi ve daha tehdit
edici boyutlara ulaştı. Bugün Ku-
zey Afrika'dan Basra Körfezi'ne
kadar bütün laik Müslüman dev-
letler. köktendincilerin tehdidi
altında. Köktendınciler. politik li-
derleri yalnızca Kuran'ın kutsal
yasasını uygulamamakla dcğil: iş-
sizlik, yolsuzluk ve umutsuzluk
gibi Arapdünyasmı kasıp kavuran
sorunlan çözmeyerek bu yönetim-
lenni sürdürdükleri için de suçlu-
yor.
İslam'ın bu kara yüzü. kendini
şiddet ve terörizm ile gösteriyor.
Çağdaşlaşmayı amaçlayan daha
laik rejimleri devirmeyi ve bu re-
jimlere yardım eden Batı ülkelerinı
yaralamayı hedeflıyorlar. Etkilen,
sayılannı çok aşıyor.
Islami uyanış. dini annmaya
dönmeyi amaçlayan banşçıl bir
hareketti. Ancak umutsuzluğun
buyük olduğu toplumlarda. az sa-
yıdaki radikal, İslami ideolojilerini
kabul ettirmek ıçin askeri eylemle-
re başvurdu.
Bunlar, ço-
ğunlukla dev-
letler tarafı-
ndan malı
yardım yapı-
lan örgütlerin
üyeleri değil:
benzer terö-
nst yöntemle-
ri kullanan,
aynı !;afa
yapısına sahip kaynaklardan sılah
ve para alan. gevşek örgütlenmiş.
halka yakın mılitanlar. 1970 ve
80'lerin Fılisünli ve Şii devnmcıle-
nndan farklı olarak, bu umutsuz
genç insanlann oluşturduğu hüc-
reler, şeriatı getirmek içın bir savaş
başlattı. Bu şiddet ABDye
uzandığı zaman. amaç, İsraıl ve
laik Arap ülkelennı destekleyen
VVashington'ı cezalandırmaktı.
Bazı ülkelerde, ideolojik çatış-
ma. politik egemenlik ıçin kanlı bır
çaüşmaya dönüştü. Devlet Başka-
nı Hüsnü Mübarek'i devirme>e
kararlı şeriatçı teröristler. son iki
yıl içinde Mısır'da 200 kişiyı öldür-
dü; şeriatçı terörizmin yaygın ol-
duğu Cezayir'de ölü sayısı 1200"ü
aşıyor. Gazze Şeridi ve Bau Ya-
kası'nda banş süreci için en büyük
tehlikeyi oluşturan Hamas (İslamı
Direniş Hareketi), özel bir durum.
Birinci amacı, İsrail'in yok edılme-
sı, daha sonra büyük Islam birliğı-
nin kurulmasının ilk adımı olarak
Müslüman bir devlet kurulacak.
İslam. cami ile devlet. ilahiyat ile
siyaset arasında aynm yapmıyor.
Elbette bütün Müslümanlar kök-
tendinci değil. Aynca. köktendinci
olarak adlandınlan kesimin tümü.
amacına ulaşmak için terörizm ve
şiddeti kullanmıyor.
Silaha sanlan sayılan az olan ke-
sim, görevlerinin, yönetimi şeriat
çerçevesinde sürdürmeyen liderleri
ve hükümetleri yok etmek olduğu-
nu söylüyor. Şiddet yanlısı Müslü-
manlar. din adına politik ve top-
lumsal bir gündem izliyor. Dünya-
da hiçbir ülke şeriatla yönetilmeme-
sine karşın (İran. Sudan ve Suudi
Arabistan şeriat yönetimine yakın
bir uygulama izliyor, ancak bazı
alanlarda çağdaş dünyayla uzlaşma-
ya gidiyor), şeriatçılar, çağdaşlaş-
mayı ve millıyetçilik ile Bau tarzı de-
mokrasinin unsurlannı kanştırmayı
deneyen Mısır, Cezayir ve Tunus
gıbi ülkelerde terör estiriyor.
IAşırılığın
duygusal kökeni
Mısır'da İslami Cihad. Cezayir'de
İslami Selamet Cephesi ve Tunus'ta
Enada'nın (Yeniden Doğuş) rast-
lantısal kent terörizmi ve planlı hü-
kümet karşıü saldınlan. ülke içinde
yeşeriyor. Ancak buna baskıyla
karşılık veren hükümetler. saldın-
lann. yundışındaki İslam merkezle-
rinden kaynaklandığını ıleri sürü-
yor. Afganistan. İran ve Sudan,
suçlanan ülkelerin başında gelıyor.
Bütün hükümetler. ülkelerindekı
terör örgütlerinin izınin Afganis-
tan'a kadar sürülebıleceğıni belirti-
yor.
Yolsuzluklann ve yoksulluğun
aşın uçtakilenn saflanna yeni ın-
sanlar çekmesinde büyük rol oy-
nadığını bilen Arap hükümetleri,
dışandan gelen tehlikeyi abartma-
nın uygun olduğunu düşünüyor.
Bu, aynı zamanda. şenatçılann, ye-
rel politik iktidan ele geçirmek iste-
yen iyi eğitilmiş bir orduya sahıp
olduklan ımajının venlmesıne de
katkıda bulunuyor. Ancak gerçek,
Ortadoğu'daki Arap hükümetleri-
nın. Afgan Savaşı'ndan dönen te-
röristler ya da merkezi olarak yön-
lendinlen bir tehdit olmasa ayakta
duramayacağı. Sudanlı Hasan El
Turabi gibi "yeniden uyanışçılar",
Araplann memnuniyelsizliğıni sö-
mürebilir, ancak yerel hükümetle-
re karşı şiddet eylemlen düzenle-
yen küçük hücreleri koordine ede-
mez, yönlendiremez.
İslam aşınlığının duygusal ko-
kenı. çağdaş Arap dünyasının ya-
şadığı toplumsal değişimden ve ya-
bancılaşmadan kaynaklanıyor.
Yoksullu-
ğun. ışsizli-
ğın, enf-
lasyonun kol
gezdiğı Müs-
lüman ülke-
lerde hoşnut-
suzluk. yük-
sek nokta-
lara vanyor.
Kentlere
göç, temel
gereksinim-
len karşılan-
mayan. kök-
lenni yitir-
meye yüz tut-
muş yı-
ğınlann oluş-
masına yol
açıyor. Az
eğitilmiş
• Az eğitilmiş
yoksul
köylüler,
şeriatçı
terörizm için
bulunmaz
malzeme
oluşturuyor.
Orta sınıfın
genç üyeleri de
yoksulluk ve
işsizlikle
gittikçe daha
yakından
tanışıyor ve
gelecek endişesi
şeriatçılann
tarafım
Ortadoğu'daki Arap ülkelerinden birçok mücahit, Afgantstan'ı komünizmden temizlemek için gönüllü olarak
savaştı. Fotoğrafta, Yemenli radikaller. Kabil >akınlannda bir carpışma sırasında.
yoksul köy-
lüler. şenatçı tutmalanna yol
terörizm içın acivor
iyi bir malze-
me oluşturuyor. Ancak orta sınıfın
genç üyelen de işsizlik ve yoksul-
lukla gittikçe daha fazla tanışıyor
ve gelecek endişesi. şeriatçılann
yanında yer almalanna neden olu-
yor. Bu sorunlarla boğuşanlann
tümü. İslam'ı çtkış yolu olarak
görse bile şiddete yönelmiyor
Fransa'daki Aix-en-Provence
Üniversitesi'nde İslam konusunda
uzman olan Bruno Etienne, "Bun-
lar, rüm muhalefet biçimkrinin
bastırıldığı toplumlar. Buralarda.
bir insanın >asamını iyileştinnesi
olasılığı bulunmuvor. Cami tek
tartışma alanı olarak ortaya
çıkıyor >e köktendinci ideolojiler,
tek çıkış yolu olarak gözüküyor"
dıyor.
Şeriatçı terörizm. Ortadoğu'da
yıkıcı olabilir. Ancak görece ge-
İeneksel olan Müslüman toplum-
larda bile çoğunluk. banş ve refahı
arzuluyor.
Ekonomik büyümeye daha faz-
la önem veriyor. soyut dini saflaş-
maya göre toplumsal adalet ve po-
litik katılım gittikçe önem kazanı-
yor. Bu, onlan laik Müslüman
toplumlar haline getirecekse. böy-
le olsun.
GüneyAfrikakn, Sowetokarakn, dünyagüzelim
T
emmuz ayının ortalannda,
iki organızatör, Afrika
Ulusal Kongresi (ANC)
genel sekreterine gizli bır mesaj
ilettı. Mesajın konusu, Güney Af-
rika güzellik kraliçesi secimleriydi.
Yazıda. yanşmayı düzenleyenler,
12 fınalistten 9'unun beyazolması-
ndan yakınıyordu. Organizatör-
ler, uzun pazarlıklardan sonra,
yanşmaya katılacak siyah güzelle-
rin eğıtimı için bir fon koparmayı
başarmıştı.
Bu isteğı olumlu karşılayan
Kongre üyeleri, güzellik yanşma-
lannın, ezılen ve baskı altında tu-
tulan siyahlann sesini dünyaya du-
yurabilmesi için çok büyük bir
fırsat olduğunu belirtti.
Güney Afrika'da Ulusal Kong-
re gibi ciddi bir örgütün. güzellik
yanşmalanyla uğraşması. sağdu-
yu sahibi birçok kişiyi şaşırtıyor.
Dünyada hiç bir ülke, güzellik ya-
nşmalannı Güney Afnka kadar
addiye almadığından, Güney Af-
rikahlann bu tutkusu. toplumbi-
limcilerin ilgjsini çekiyor. Bu ko-
nuda ortaya çeşitli varsayımlar
atıhyor.
Bazı yazarlara göre, güzellik ya-
nşmalan. Güney Afrika'dakı tu-
tucu ve sofu toplumun cinselliğe
bakış açısının ikiyüzlülüğünü ser-
gıliyor. Kımisi ise. soylu ailelerden
ve Hollywood yıldızlanndan yok-
sun olan Güne\ Afnka'nın. kendi
kraliçesini varatma merakını do-
ğal karşılıyor.
Geçen ay ilk siyah Güney Afri-
ka güzeli seçilen Palesa Jacqui
Mofokeng, "Bizde ünlü ve soylu in-
sanlar yok. Bu tür yarışmalarla biz-
de de ünlü kişiier oİuşacak" dıyerek
siyah toplumun arzulannı dile
getinyor. Mofokeng'ın
taç giymesi, ka-
muoyunda birbiriyle çatışan gö-
rüşlere yol açıyor. Tutucu beyaz-
lar, bir siyahın kraliçe seçilmesini.
beyazlann Afrika Ulusal Kongre-
si'ne boyun eğmesi olarak nitelen-
dınyor. Siyah kralicenin hakkıyla
seçildiğini savunanlar bile, jünnın.
siyahlann tarafım tuttuğunu ıleri
sürüyor. Jüri üyeleri ise, seçim sı-
rasında ırkçılığın etkin olmadığını
iddia ederek, fînale kalan siyah ve
beyaz yanşmacılann elenmesinde
yaİnızca kültürel düzeylerinin be-
lirleyici olduğunu vurguluyor.
Irk aynmının korkunç boyut-
larda olduğu Soweto'da doğup
büyüyen Mofokeng, katıldığı
basın toplantılannda. kendısine si-
yah olduğu içın hakaret eden basın
mensuplanna layık olduklan
yanıtı vererek ırkının sorumlulu-
ğunu ne büyük bilinçle taşıdığını
kamuoyuna gösterdi. Aynca kür-
tajı desteklemesı, bır Afrika töresi
olan başlık parasına karşı çıkması,
dayak yıyen kadınlariçin bir kadın
merkezinin kurulmasına önayak
olması, Mofokeng'in aydın yönü-
nü de ortaya çıkardı.
Güney Afrika. 1991 yılında. 13
yıllık aradan sonra Dünya Güzel-
jk Yanşmasına katılma hakkını
'>eniden kazanmıştı. Siyasi görüş-
er. Güney Afnkalı yanşmacılann
snünde genel olarak engel oluş-
turuyordu. Güney Afrikalılann
yurtsever yaklaşımlan. dünya ka-
muoyu tarafından ırkçılığın sa-
vunması şeklinde algılanıyordu.
1974'te Güney Afnka Güzellik
Kraliçesi'yken dünya güzeli seçilen
Anneline Kriel. siyasi sorulardan
özenle kaçmasma karşın, özel ya-
şantısındaki çalkantılar nedeniyle
manşetlerdendüşmedi. 1978'edek
Dünya Güzellik Yanşması'na katı-
lan öüney Afnka. bu tanhten son-
ra. 13 yıl yanşmalara gırmeme ya-
sağınaboyuneğdi.
Bu yılkı güzellik >anşmasmı dü-
zenlemekle görevlendirilen Rocky
Malebana-Metsing. Güney Afri-
kalılann konuya neden bu denli
"takddıklarım" açıklarken şöyle
konuşuvor: "Çok uzun süredir
dünyadan kopmuştuk. Yarışmalar,
bizim de \ar olduğumuzu dünyaya
duyuracak. Lstelik biz, kadınian-
mızı sevivor ve beğeniyonız."
Bill Keller/New York Times
tahminlerin bile ötesi de-
mek.
Rusya Atom Enenisi
Bakanı Viktor Mihailov,
ülkedeki zenginleştirilmiş uranyum
stoklannın da sanılanın iki katı ol-
duğunu söylüyor. Bu çeşit uran-
yum. pek çok nükleer silahın, "ol-
mazsa olmaz" bileşeni.
Rusya'da, bomba yapmaya uy-
gun 1.200 ton uranyum olduğu söy-
lenıyor. ABD eski başkanı George
Busfa, bir yıl önce, Rusya'daki uran-
yumun 500 tonunun ABD tarafın-
dan alınacağı. mülıimilyarlarca do-
larlık biranlaşmayı acıklamıştı. Hiç
kuşkusuz, bu sayının Moskova'-
daki uranyumun büyük bir bölü-
münü oluşturduğunu düşünüyor-
du. Clinton yönetimi, şımdı daha
fazla alınıp alınamayacağını düşü-
nüyor.
Şaşkınlık içindekı uzmanlar. yeni
bilgilerin. soğuk savaş tarihinin
önemlı bir bölümünün yeniden ya-
alması anlamına geldığjni söylüyor.
Bir uzman, Bau'nın, askeri donanı-
mın boyutlan konusundaki körlü-
ğünü, haberalmanın, felaketle so-
nuçlanabilecek bir hatası olarak
tanımlıyor.
Uzmanlar. bu kadar çok miktar-
dakı uranyumun, Rusya'nın elınde-
ki bomba yapım malzemelerini dik-
katle izlemeyi ve kazalara ya da po-
litik çalkantı sırasındaki hırsızlık-
lara karşı kollamayı kaçınılmaz kıl-
dığı konusunda görüş birliğindc.
Bu boyutlardaki zengınleştınlmiş
uranyum, Rusya'da şimdılerde ya-
şanan ekolojik sorunlann kökenini
de aydınlatıyor. Radyoaktif kirlen-
meye. zehirlenmeye neden olan, geç-
mişte nükleer madde üretimi için
yapılan baskıydı.
I Dört büyük ülkenin
I toplamından da fazla
Uzmanlar, Bau'nın bütün silahla-
nn en tehlikelısini izlemek için har-
cadığı zaman, para, malzeme ve in-
san kaybı göz önüne alındığında,
yeni rakamlara şaşırmaktan kendi-
lerini alamıyor. Reagan yönetimin-
de Savunma Bakanlığı müsteşan
olan Fred Ikk, "Bunlar o kadar fazla
yer kaplamıyor. Bu >üzden, gözden
kaçırmış olmamız anlaşılabilir. Eko-
nomideki çatlaklar dahil, Rusya'daki
pek çok şeyi gözden kaçırmıştık** di-
yor.
Mihailov, üst düzey bir yetkili ol-
makla birlikte, uzmanlar. tamamen
doğrulanana kadar. rakamlara dik-
katle yaklaşılması gerektiğini düşü-
nüyor.
Atom Enerjısı Bakanı Mihailov,
Rusya'daki silah yapımtnda kulla-
nılabilecek uranyumun. ABD. Çin.
Fransa ve İngilteredeki toplam
uranyumdan çok daha fazla oldu-
ğunu söylüyor.
Mihailov, yaptığı açıklamada.
bomba yapımında kullanılabilecek
uranyumun. Moskova için son de-
rece önemli bir "para kaynağı" ol-
duğunu belirtmişti.
Soğuk savaş döneminde. Was-
hington'ın Moskova'daki nükleer
donanımın boyutlannı ölçmek için
gınşuği çabalar. daha çok casusluk.
analitik çalışmalar. biraz da şansa
bağlı bir tahmin oyunundan oluşu-
yordu.
Rusya'daki nükleer silahlarla ilgı-
li bağımsız incelemeler yürüten Do-
ğal Kaynaklar Savunma Kurulu,
1989 yılında, VVashingtonın "Sov-
yet Nükleer Silahlan"yla ilgili gö-
rüşlenne yer veren. 443 sayfalık bir
kitap basmıştı.
Kitapta. yetkililerin yaptığı dört
tahminden üçü. güvenilir olarak ta-
nımlanırken. Moskova'daki sılahla-
nn 46 bin savaş başlığını bulduğunu
öne süren Savunma Bakanı Caspar
VVeinberger'ın tahminleri, "fazla şi-
şirilmiş" diye niteleniyordu. Araş-
tırma kurulunun kendi tahmini ise,
33 bin silah civanndaydı. Bu sayı
CIA'inkiler dahil, Washington"ın
görüşleriyle uyum içindeydi.
Kurul. bu ay içinde çıkan yeni ba-
sımda, Mihailov'un, gerçek sayının
aşağı yukan Weinberger"ın tahmin-
leri kadar olduğunu söylüyor.
45 bin gibi bir sayı. Batılı uzman-
lann tüm dünyadaki toplam nükle-
er silah sayısı için öngördükleri ra-
kamı fazlasıyla zorluyor. Batılı uz-
manlar. Sovyetler Birliği, ABD.
Fransa, İngiltere. Çin ve İsrail'de
toplam 50 bin nükleer silahın bulun-
duğunu düşünüyordu.
Rusya'da yeni ortaya çıkan 1.200
tonluk zengınleştınlmiş uranyumla.
her biri bir Hiroşıma yaralacak 75
bin atom bombası. ya da çok daha
öldürücü sonuçlar doğurabilecek
hidrojen bombalan yapılabilir.
Mihailov ise, 500 tonluk uranyu-
mun. "ellerindeki stokun yüzde 30-
40'ı" olduğunu söylüyor. Bu hesaba
göre. Rusya'nın elinde. tüm ülkeler-
dekinin 1.5-1.7 katı fazla uranyum
var. Kendisine uranyumun çalı-
nması olasılığı sorulduğunda. Mi-
hailov. şu ana dek bir kez uranyum
hırsızlığı yaşandığmı söylüyor. ama
aynntılı bılgi vermiyor. Bakan. **Es-
kidetı, yabancı soygunculardan kor-
kardık, ama şimdi ülke içindeki bir
kaçakçılıktan korkuyoruz. Denetimi
güçlendirmeli>iz" diyor.
VVİlliam Broad