23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÜL1993ÇARŞAMBA HABERLER Osmanlı dönemini abartılı bir şekilde öven tarih kitaplannda, öğrencilerin anlamakta zorluk çektiği eski Türkçe kelimelere yer veriliyor Ders kîtaplarında Osıııaıılı\a özleııı var • Milli Eğitim BakanlığYnın yazdınp yaymladığı lise tarih kıtaplan Cumhuriyet ilkelerine ters düştüğü gibi. dizgi yanlışlan ve mantık hatalanyla da dolu. Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale'ye gelen Alman zırhlılan Goben ve Breslav Boğazlar'ı geçip Marmara Denizi'ne giriyor. 1914*teki nüfusun cemaatlere göre dagıhmında Müslüman nüfus yüzde 18.12 gösteriliyor. DENİZSOM Birçok lise öğretmeninin, içındeki anti-laik unsurlar ne- deniyle öğrencilerine okutmak istemediği tarih kitaplannda dızgı yanlışlan ve cümk bozuk- lukîanndan doğan "maddi" ha- talar da bulunuyor. Osmanh dönemini gerek siyasal yönetim gerekse sosyal yaşam bakımmdan abartılı bir şekilde öven tarih kitaplannda, öğrencilerin anlamakta zorluk çektiği eski Türkçe kelimelere yer verilmesi de dikkat çekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı tara- fından. yazdınhp yayımlanan "Tarih 2"nin "Osmanlı Dev- leti'nde Nüfusun Cemaatlara Göre DağılnnT tablosunda 1914 yılında yüzde I8.88"lik Müslüman olmayan nüfusa karşılık Müslümanlann genel nüfus içındeki payı yüzde 18.12 olarak gösteriliyor. Milli Eğitim BakanlığYnın karan ile ders kitaplannda Os- manlı İmparatorluğu yerine Osmanlı Devleti olarak anılan Osmanlılann Birinci Dünya Savaşı'na gjrişi de öğrencilerin kafasını kanştıracak bir şekilde kalemc alınmış. İngilızlerden kaçan iki Alman savaş gemisı Goben ve Breslav'ın Çanak- kale'ye geldikten sonraki duru- mu şöyle anlatılıyor: "Bu gemi- ler. Boğazlar'dan geçerek Mar- mara'ya girdiler." Kuzey Afrika yerine "Şimali Afrika" gibi abartılı bir dil kul- lanılan "Tarih 2"de. "vakıf sis- temi"nin açıklaması ise aynen şöyle yapılıyor: "İslam hukuku- na göre bir mümininin ahnteri ile kazandığı maJından bir bölümü- nü, insanlarm haynna olacak bir iş için ebediyyen tahsis ve tevkif etmesidir."" Osmanlı İmparatorluğu'nun batış nedeni olarak Tanzimat'- la başlayan Batılılaşma hare- ketleri gösterilirken, "Yeni Ha- yat Tarzı" başlığı ile şu görüşler savunuluyor: "19. yüzyılda, İstanbul ve di- ğer büyiik şehirlerde hayat tar/ı önemli ölçülerde değişmekre uğ- ramıştır. 10 yazarın 7'si profesör Tarih 2 ninyazarlan Prof.Dr. Kazım Ya§ar Kopraman (Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi- Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı- Türk Tarih Kurumu Üyesi) Prof.Dr. Bahaeddin Yediyıldız (Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi- Türk Tarih Kurumu Üyesi) Yurdagül Alpaslan (Tarih Ögretmeni) Prof.Dr. H.Yavuz Ercan (Ankara Üniversitesi. DTCF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi- Türk Tarih Kurumu Üyesi) Prof.Dr. Özer Ergenc (Ankara ÜmversitesiDTCF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi- Türk Tarih Kurumu Üyesi) Prof.Dr.Reşat Genç (Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi- Türk Tarih Kurumu Üyesi) Prof.Dr. Özkan İzgi (Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı- Atalürk Araştırma Merkezi Üyesi) Halil Metin (Tarih Ögretmeni) Prof.Dr. Rifat Önsoy (Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üye- si) Rifat Turgut (Talim Terbiye Kurulu Uzmanı- Tarih Ög- retmeni) Tarih 2den alıntılar Osmanlı'yı batıran sosyalnedenler Dine dayali mahalle kültür bütünlüğü bozuldu, dini ve etnik gruplann hayat üsluplan birbirine kanştı. Üst seviyedeki müslümanlar arasında kadın-erkek birara- daeğlenme modası başladı. Namaz vakitlerinin beklendiği kah- vehanelerde kerevetlerin yerini san- dalye aldı, fıskiyeli havuzlann yerine tiyatro sahneleri kuruldu. Camiden çıkınca tiyatroya gidilmeye başlandı. Külliye sistemi parçalandı, camiler çok yönlü fonksiyonunu yitirdi. Haydarpaşa gan, Adliye binası, Seli- miye kışlası gibi büyük yapılar yü- zünden camilerin abidevi karakteri ezildi. Modern okullar medreseyi geri plana itti. Hacıbektaş gibi velilerin mucizelerini gösteren resimlerin yerine hürriyet Battalname gibi kahramanlık des- tanlannın dinlendiği kahvehaneler kahramanlannın portreleri asıldı. eğlence yerine döndü. s Mesire yerlerindeki eğlencelerin yeri- ni Boğaziçi'nde mehtap alemleri aldı. 10 Avrupa malı kullanmak müslüman- lar arasında sosyal statü sembolü oldu. Avrupavari vitrinler önünde piyasa yapan insan tipi ortaya çıktı. Her şeyden önce, nüfus artışı, küçük yerieşme birimierinin ekonomik yetersizliği, Tanzi- mat'la iskan ktsıtlamalarının kalkması gibi sebeplerden dinle- re dayalı mahalle kültür bütün- lüğü bozulmuş. etnik ve dini gruplann hayat üsluplan birbiri- ne karışmaya başlamıştır. Külli- ye sistemi parçalanmtş, cami çok yönlü fonksivonunu yitir- mişrir. Modern okullar medrese- yi geri plana itmiştir. Sağlık ku- ruluşları devletin hizmet alanı içine alınmıştır. Cami mimarisi abidevi karakterini kaybeder- ken Selimiye kışlası, Adliye bi- nası ve Haydarpaşa tren gan gibi binalar ön plana çıkmıştır. külliye çevresindeki kahveha- neler, namaz vaktinin beklendi- ği, Danişmendname ve Battal- name türii kahramanlık destan- lannın dinlendiği. fıskiyeli >e ke- revetli bir mekan olmaktan çıkmıştır. Kerevetlerin yerini sandalveler. havuzun yerini de ti- yatro temsil edilen sahneler al- mıştır. Hacıbektaş gibi \elilerin mucizelerini gösteren resimlerin yerine hürriyet kahramanlannın portreleri asıtmçtır. Levanten kahvehaneleri pastahaneye, Türklerinki ise eğlence yerlerine dönüşmüştür. Din dışı eğlence günlük hayatın içine girmiş, ca- miden çıkınca tiyatroya gidilme- ye başlanmıştır. Eski mesire ge- lenekleri Boğaziçi mehtap alem- lerine dönüşmüştür. Sefaretlerin düzenlediği balolar, üst seviye- deki Müslümanlar arasında da kadın-erkek bir arada eğlenme modasım doğurmuştur. Ekonomik hayat da değişmtş- tir. Geleneğe dayalı meslekler. Batı tesiriv le gelişen ze* kleri tat- min edecek bir dinamizm göste- remediğinden çöküntüye uğra- may a başlamış. dolay tsıyla piya- sayı ithal mallar istila ermişrir. Üst tabaka nazarında Avrupa menşeli mal kullanunı sosyal statü sembolü haline gelmiştir. Avrupa\ari \irrinler önünde pi- yasa yapan insan tipi ortaya çık- mıştır. Klasik dönem Osmanlı ma- hallelerinde zengin fakir aynı gündelik hayatı paylaşırken, XIX. yüzyıldaki iktisâdi farkb- laşma sonucu, zenginler Boğazi- çi gibi ayrı mekanlara yerleşmiş- lerdir. Ârtan nüfus yüzünden alt tabaka olumsuz yönde etkilene- rek, yahudihane denen ve oda oda kiralanan bitişik düzen ev- lerde oturmava başiamıştır." Osmanlı tahünda bir "sul- tan"dan çok diktatör olarak oturan ve ülkeyi 33 yıl baskıa birdüzenle yönclen II.Abdülha- mid ise. "'Tarih 2"de çok daha farklı bir şekilde anlatılıyor. Ki- taba göre Padişah olur olmaz bir anayasanın hazırlanması di- rektifini veren II.Abdülhamit, daha önce verdiği sözü tutarak Meşrutiyet'i de ilan ediyor. Yi- ne kitaba göre, 11. Abdülhamid, Meclis'in etnik yapısı çalışma- lan aksattığı için anayasanın kendine verdiği yetkiye daya- narak Meşrutiyet'e son veriyor. 30 yıl sonra I[.Meşrutiyet'i de ilan eden Abdülhamid'ın taht- tan indirilmesi ise 31 Mart Ayaklanması'na bağlanırken şu ifade kullanılıyor. "Padişah II. Abdülhamid avaklanmayı yatış- tırma girişimiıide bulunduysa da sonuç alınamadı... Il.Abdülha- mid'in bu olav da ne tür bir ctkisi olduğu bilinmediği halde tahtta kalması sakıncaiı görüldü ve tahttan indirildi." Almanca sınav • Istnııbullu öğrencilerin başarısı • Almanya'mn İstanbul Başkonsolosluğu'nca düzenlenen lisan sınavında başanlı olan 109 ögrenciye diploma ,verildi«.,' :..•.»•-• .-•, ,;;•• tstanbuJ Haber Servisi - Al- manya'nın İstanbul Başkonso- losluğu tarafindan düzenlenen dünya çapındaki lisan sınavın- da, ıstanbullu öğrenciler büyük başan kazandı. Diploma alma- ya hak kazanan 109 ögrenciye diplomalan, dün törenle verildi. Almanca lisan diploması için açılan sınavlara, dünyanm çeşit- li ülkelerindeki 58 değişik okul- dan toplam 1338 öğrenci katıldı. Bunlardan 1009'u sına\ı ka- zandı. Türkiye'deki sınâvlar. Al- manca eğitim veren 11 Anadolu Lisesi ile İstanbul Lisesi'nde yapıldı. Almanya'mn istanbul Başkonsolosluğu'ndan verilen bilgjye göre, yurt çapında sınava giren Türk öğrencilerin yüzde 83'ü başanh oldu. İstanbul'da, İstanbul Lisesi, Üsküdar Ana- dolu Lisesi. Bahçelievler Ana- dolu Lisesi. Cağaloğlu Anadolu Lisesi, Kartal Anadolu Lisesi ve Haydarpaşa Anadolu Teknik Lisesi'nden sınava kaülan 135 öğrenciden 12 l'i, yani yüzde 9O'ı diploma almaya hak kazandı. Sınavda başanU öğrenciler- den 109'una diplomalan, Baş- konsolosluk'ta düzenlenen tö- rende, Başkonsolos Dr. Thflo Rötger ve Kültür Ataşesi Jens Kraus-Masse tarafindan verildi. Norveç Öğretmen Sendikası Norsk Larerlag >öneticileri, Eğitim-İş Sendikası'ndan bir heyetle gazeîemizi ziyaret ederek ya- zanmız Şükran Ketenci ile görüştüler. (Fotoğraf: ERDOGAN KÖSFOĞLL) Norveçli öğretmenlerden Türk öğretmenlere destek Oğretmenler sendikalı olmahtstanbul Haber Servisi - Norveçli oğret- menler. Türk öğretmenlerin sendikal mü- cadelelerine destek veriyor. Türkiye'de, kamu çalışanlan sendikalannın henüz ya- sallaşmamaşını 'inanılmaz* diye nitelendi- ren Noneç Oğretmen Sendikası yöneticileri. ülkelerinde bu konuda kamuoyu oluştu- racaklannı söyiediler. Norveç'in en büyük öğretmen sendikası "Norsk Larerlag" yöneticileri Karen Marg- rethe, Aud Wasa Assebane. Helga Hjetland, Aage Kuendseth vc ToriU Schaming Lund. Eğitim-fş Sendikası'nın konuğu olarak Tür- kiye'de bulunuyorlar. Norsk Larerlag yöneticileri. Eğitim-İş Sendikası'ndan bir heyetle gazetemizi ziya- ret ettiler. Türkiye'deki eğitim sistemi ve sendikalaşma üzerine bilgı alan Nor\eçlı öğ- retmenler, kendi ülkeleriyle ilgili sorula- nmızı da yanıtladılar. Norsk Larerlag'ın ikı bölge şubesinden bıri olan Hedmark Larerlag Başkam Karen Margrethe, aynı şubenin uluslararası ilışki- ler sekreten Aud Wasa Assebane, ötekı şu- besi Sogn of Fjordane Larerlag başkanı Helga Hjetland. bu şubenin uluslararası iliş- kiler sekreten Aage Kuendseth \e sendi- kanın uluslararası eğitim Avrupa komitesi başkan yardımcısı Torill Schaming Lund, Türkıye'deki eğitim sistemi. öğretmenlerin durumu ve sendikalaşma çalışmalan ile ya- kından ilgililer. Görüştükleri öğretmenlere. "Sendikalı mLsınız'' diye sorduklannda aldıklan "Sendi- ka üyesi olsak ne değisecek?" yanıtına çok şaşırdıklannı belirten Norveçli sendikacılar. Türkiye'de örgütlenme bılınanin henüz ye- terince yerleşmemiş olmasının kaygı verici olduğunu sövlediler. Norsk Larerlag jöneticilerinin verdikleri bılgiye göre 100 yıtlık geçmişi olan bu sen- dıkanın 70 bın üyesi bulunuyor. Sendikanın uluslararası platformda öncelikli amaa. öteki ülkelerde sendikalaşma ve insan hak- lan konulannda mücadele veren meslektaş- lan desteklemek. Konuk öğretmenlerin anlattıklanna göre Norveç'tekı öğretmenlerin yüzde9O'ı sendi- ka üyesi ve isterlerse öğrenimleri sırasında da sendikalara üye olabiliyorlar. Norveç'te oğretmenler, yalnızca öğretmenlik yapmı- >or. Eğitimin yanı sıra kamuyu ilgilendiren öteki konularda da öğretmenlere danışılı- yor. Öğrelmenlerin koşullannı daha da iyi- İeştirme çabasmda olan Norsk Larerlag ile hükümet arasında yeni yapılan bir anlaşma. öğretmenleri sevindirmiş. Bu anlaşma. öğretmenlerin kendi aralan- nda daha çok işbirliğine gitmelerini öngörü- yor. Örneğin. özel eğitim gerektiren ya da sorunlu çocuklann bulunduğu sınıflara iki öğretmen bırlikte giriyor ve yardımlaşabili- yorlar. Noneç'teki okullara ve sınıf mevcutlan- na gelince. genelde 13 yaşma kadar. sjnıftaki öğrenci sayısı en çok 28 olabiliyor. Bu sayı 13-16 yaşlan arasında 30'a kadar çıkabili- yor. Ancak, 10 kişilik sınıflar da var. Milli Eğitim Şurası'nda eğitim vergisi de önerildi Eğitimde,yap-işkt-devretmodcli • 1994 yılı. Okulöncesi eğitim yılı" olarak ilan edilecek, anaokulu açmak isteyen özel girişimciler teşvik edilecek, okulöncesi eğitimin yaygınlaştmlması için yap-işlet-devret modeli uyguîanacak, bağımsız anaokullannın yaygınlaştınlması için kent imar planlannda yeni düzenlemeler yapılarak, parklann yanında okul arsalan avnlacak. ANKARA (Cumhuriyet Bü~ rosu) - Okulöncesi eğitimin geliş- tirilmesi için "eğitim vergisi" alı- nması ve "yap-işlet-devret" mo- delıne geçilmesı karara bağlandı. 1994 yılının "Okulöncesi eğitim yıh" olarak ilan edildığı 14. Milli Eğitim Şurası'nda. "Kendi anao- kulumı kendİD yap" kampanya- lannın başlatılması ve özel sektö- rün teşvik edilmesi önerildi. Şura'mn ikinci gününde top- lanan "Okulöncesi Eğitim için Kaynak Temini ve Kullaıumı" Komisyonu. eğitimin bu aşa- masının "nitel ve nicel olarak ge- Ustirilmesi"nın önemıni vur- gulayarak, alınması gereken ön- lemleri karard bağladı. Okulön- cesi eğitimin okullarla sınırlı kal- maması. öncelikle anne ve ailele- rin eğitiminin yaygınlaştı- nlmasının önerildiği komisyon toplantısında. bu amaçla "özendi- rici önlemler" alınması gerektiği belinildi. Komisyonun aldığı ka- rarlara göre. "19M yıh, 'Okulön- cesi eğitim yılı' olarak ilan edile- cek, anaokulu açmak isteven özel girişimciler teşvik edilecek, oku- löncesi eğitimin vavgınlaştınlması için yap-işlet-devret modeli uygu- îanacak, bağımsız anaokullannın yaygınlaştınbnası için kent imar planlannda veni düzenlemeler yapılarak, parklann vanında okul arsalan avnlacak" Okulöncesi eğitimin kurumsallaşmasını sağ- lamak üzere, "belediye, mevduat. Okulöncesi eğitimin "okuuann dışma taşınması"nı öneren ko- misyon. bu amaçla öncelikle anne ve ailelehn eğitilmesi ve yurt çapında "ev yuvalan" açılmasını kararlaştırdı. Okulöncesi eğitimi evlere ve ailelere tasımak amacıy- la alman bu kararla. eğitimi an- nelerin evkrde vermesi teşvik edi- lecek. Küçük il ve ilçelerde. özel- likle de gecekondu bölgelerinde "ikili eğitim veren anaokullan" açılacak. Kamu kurumlannın boş binalan onanlarak. okulön- cesi eğıtime kazandınlacak. İlko- kullar kapsamındakı ana sınıflann velilerinden ve Kız Meslek Lisesi Müdürlüğü kap- samındaki uygulama ana sınıflan velilerinden "katkı pay- Ian"alinacak. Komisyonun kararlan şöyle: - Okulöncesi eğitim. yatınm ve işletme fınansının sağlanmasında bir kamu bankası göreviendinle- cek. - 'Okulöncesi Eğitimi Kanunu' çıkartılacak. - Okulöncesi eğitim yatınm- lannda tasarrufu sağlamak amaayla. özel tip projeîer ha- zırlanacak. - \'eni oluşturulacak toplu ko- nut bölgelerinde. okulöncesi eği- tim kurumu yapılması zorunlu hale getirilecek. - Okulöncesi eğitimin önemi konusunda aileler ve halk. basın aracılığıyla bılinçlendinlecek gönüllü katkılan sağlanacak. ve TSE Ükokullariçin standart belirledi KAYSERİ (AA) - Türk Stan- dartlan Enstitüsü (TSE). şehir- lerdeki ilkokullar için de stan- dart belirledi. TSE Kayseri Bölge Müdürü Mustafa Düek, şehir ilkokullan için belirlenen standartta, oku- lun arsasından sırasına kadar 36 maddede bir ilkokulun nasıl olması gerektiğinin açı- klandığını belirterek şunlan söyledi: "İlkokullar için belirlenen standartta. 'okul, istasyon ya da otobüs duraklarına \a\a olarak hazine bonosu, tahvil ve eğitim ençok5dakikamesafede,veyo- alanında gelir sağlayan kunıluş- ğun taşıt trafiğinden uzak "ol- lann gelirlerinden ve eğitim \akı- m alıdu-' ibaresi bulunuvor. Oku- flarından sağlanacak mali katkı- l u n g i r i şi > o g u n trafığin bulun- dan" oluşan bir fon kurulacak. du ğa c a d d ; v e açdmamalı. Avn- ca okullar. mecbur kalmma- dıkça tek kat üzerine inşa edil- meli." Dilek. standarda göre en çok 40 öğrenciye bir dershane. öğrenci başına da en az 1.50 metrekarelik net alan düşmesi ve tavan yüksekliğinin de en az 3 metre olması. dersliklerdc kapılann en az 90 cm genişliğin- de olması. dershaneler önünde- ki koridor genişliğinin 25 öğ- renci için 1.50 metre. sonrası her öğrenci için de 0.30 metre arttınlması gerektiğini söyledi.' Dilek. dershanelerin duvar- lannın ilk sınıflarda mekanı kü- çültücü canlı renklerle. üst sınıflann ise sakin bir renk ar- monisi veren renklerle boyan- ması gerektiğini belirtti. "Eğitiııı; milli» laik, çağdaş,eşitlikçive işlevselolmah9 • Atatürk, 16 Temmuz 1921 'de Ankara'da toplanan Maarif Kongresi'nin açüışmda ve daha sonra çeşitli vesilelerle yaptığı konuşmalarda çağdaş Türkiye'nin yaratılmasında ve sağlıklı olarak yaşatılmasında etkili olacak eğitim sisteminin temel niteliklerini sıralamıştı. Yeni toplumun eğitirn sistemi, milli. laik, çağdaş bilime dayalı, genel- eşitlikçi ve işlevsel olacaktı. Bugün de cumhuriyetimizin 70. yıldönümünü kutlamaya hazırlanırken yirmi yıl önce ol- duğu gibi. toplumumuzda "du- baracılardan". "yüzsüzlerden''. "köşe dönmeciUkten". "İLK- SAN, İSKİ yolsuzluklanndan". "gemisini kurtarmakta profes- yonelleşnıiş kaptanlardan", "hakkına razı olmayan, vergisi- ni gereğince ödemeyen isada- mından". "görev ve sorumluluk duygusundan yoksun olan ay- dııidan". "direksiyona geçince saygıyı unutan, kelle götüren, can alan süriicüden". hatta "sat- tığı malm fışini kendiliğinden kesmeyen, fiyatlarla satKiya şanuj yapan esnaftan" sürekli olarak yakınılmakta, eğitimle kazandınlan davranışlann kur- nazlık. hilebazlık. düzenbazlık koktuğu ıma edilmektc, "siya- sal kokuşmuşluktan". "bölücü terörden" söz edilmekte ve "es- ki güzel günlerin". "temiz toplu- mun". "temiz ellerin" özlemi çe- kilmektedir. Kısacası, trilyonlar yatırdığı- mız eğitim sistemi. topluma "derlet kapısma hücum etmek- ten başka seceneği olmayan bir niteliksiz insangücü ordusu", "yurtdışına akan beyinler". "halktan kopan aydınlar" ka- zandırmış ve bir "değer bunaln mına" yol açmıştır. Eğitim sis- teminin ilk kademesinden ünı- versitenin sonuna kadar; öğ- rencilere çelişkili fıkirler em- poze edilmekte, farklı okullar- dan çıkanlar. ülkemizde ulusal birliği zedeleyen farklı değerler kazanmakta ve hiçbir eğitim kurumunda düşünmeyi öğre- nememektedirler. Kısaca özetlemck gcrekirse eğitim sistemimiz. sosyal. siya- Eğitim Sisteminin Acıklı Durumu Prtf. Dr. Yahya Kemal Kaya sal ve ekonomik görevlerini ye- terince başaramamıştır. Sosyal bakımdan bencil, başkalannın hakkına saygı göstermeyen. rüşvet alabilen ve verebilen, adam kayıran insanlann gide- rek çoğaîması. eğitim sistemi- mizin Türk kültürünün temeli olan ban yeteneklerin eğitilen- lere kazandınlamadığını gös- termektedir. Siyasal bakımdan eğitim sis- temimiz. cumhuriyete ve ulusal bütünlüğümüze bile tam sada- kati sağlayamamış. devlet, cumhuriyet ve demokrasi dışı siyasal düzen getirme çabası içinde olanlarla. ulusal bütün- lüğe karşı olan öğelerle sürekli olarak savaşm'ak zorunda kal- mıştır. Ekonomik bakımdan eğitim sistemimizin durumunu anlat- mak bile gereksizdir. Sadece sınıfta kalanlann. topluma yıl- lık maliyeti 3-4 trilyon lira ka- dardır. Eğitim sistemimizden geçenler ürelici değil, tüketıci insanlar olarak topluma dön- mektedirler. Daha da kötüsü. eğitim siste- mimiz, toplumdaki manevı kaynaşmayı da sağlayamamış- tır. Dindarlara gerici. ilericilere komünıst diye saldıran, karşıt görüşlere asla hoşgörüylc bak- mayan eğitilmiş bir kuşak ya- ratmışız. Uygulayageldiğimiz yöntemler ve programlarla eği- tim kurumlanmızda yetiştirdi- ğimiz insanlarda kımlik bunalı- mı, davranış bozukluklan ya- rattığımız hemen hemen herkes tarafindan kabul edilmektedir. Oysa Türkiye. köklü eğitim ge- leneği olan bir ülkedir. Duru- mu kısaca gözden geçirmek. bugünü değcrlendirmek açısı- ndan yararlı olacaktır. Bugünkü Türk eğitim sisteminin temelleri Türk toplumunda eğitim ku- rumlanna daima önemli, saygı- değcr \c scvilen kuruluşlar ola- rak bakılmıştır. Eğitim alanın- daki devlet sorumluluğu ve ön- derliği. Türk tarihi boyunca de- vam etmiş, eğitim kurumlannın açılmasında ve yaşatılmasında halk desteği daima önemli bir rol oynamıştır. On sekizinci yüzyıl başlann- da, imparatorluğun teknoloji ve özellikle askeri alanda Batf- ya göre çok gen kaldığı anlaşı- lınca. devlet adamlan. bu soru- nun medrese ve enderun okulu gibi geleneksel eğitim kurumla- nmızın rönesanstan sonra Av- rupa'da başlayan gelişmelere ayak uyduramayışlanndan kaynaklandığını sezmişlcr ve si- yasal. sosyal vc ekonomik gcliş- menin bir aracı olarak eğitim sisteminin yenileştirilmesine -Batı'nın eğitim sistemine- yö- nelmişlerdir. Gerçekten de Türk-Osmanh toplumunda. Sultan III. Selim döneminde başlayan ve 18. ve 19. yüzyıllarda birbirini izleyen bütün yenileşme hareketleri. Avrupa'nın hasta adamını sağ- lığa kavuşturmak amaayla eği- tim alanında girişilen yeni dene- melerdi. Yeni değerler. yeni ide- olojiler, yeni insanlar, kısacası yeni Türkler nasıl yaratılacaktı? Atatürk'ün eğitim göriişü III. Selim dönemınden beri bir yenileşme süreci içine giren eğitim sistemimizi. toplumu- muzun özellik ve gereksinmele- riyle uyumlu duruma getirmek amacıyla özellikle cumhuriyet döneminde sürekli bir arayış içine girilmiştir. Hatta: cumhu- riyetimizin kuruluşundan iki yıl kadar önce. Kurtuluş Savaşı sı- rasında düşman toplannın ses- lcri duyulurken 16 Temmuz 192l'de Ankara'da bir Maarif Kongresi toplanabilmiş ve Mustafa Kemal Paşa. başta bu kongrenin açılış konuşması ol- mak üzerc çeşitli vesilelerle yap- lığı konuşmalarda, çağdaş Tür- kiye'nin yaratılmasında ve sağlıklı olarak yaşatılmasında etkili olacak eğitim sisteminin temel niteliklerini sıralamıştır. Çünkü o geri kalmışlığın "şjm- diye kadar süriip gelen eğitim yanlışlanndan" kaynaklandığı- na inanıyordu ve yeni toplu- mun eğitim sistemi bu yanlışla- nndan anndınlmış olmalıydı. Bu yüzden. yeni toplumun eği- tim sistemi: '< • Milli olacaktı. • Laık olacaktı. • Çağdaş bilime dayalı olacak- tı. • Genel ve eşitlikçi olacaktı. : • İşlevsel olacaktı. \ Maarif Kongresi'nin açılışı dolayısıyla yaptığı konuşmada Mustafa Kemal Paşa. 16 Tem- muz 192l'de. "... yüzvılların yüklediği derin bir idare ihmali- nin devlet varlığında açtığı yara- ları gidermeye çalışacak çabala- rın en büyüğünü eğitim yolunda bol bol harcamamız gerekmek- tedir" diyordu. Çünkü o geri kalmışlığın "şimdiye kadar sü- riip gelen eğitim v anlışlarından" kaynaklandığı kanısındaydı. YARIN: İ m p a r a t o r t u k d ö n e m i n d e n k a l a n
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle