Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S4ITFA CUMHURIYET
OIAYLAR VE GÖRÜŞLER
1 EYLUL1993 ÇARŞAMBA
Enflasyon, kronikenflasyon ve çığetkisi
Sıfir enflasyon oranındaddhı hayat pahalılığı olabıhr.
Toplumun uretkenlığı duşukse gelın de ona paralel olarak
düşuk olacak ve bu, kışılenn satın aima gucunun duşukluğune
yolaçacaktır Bu hayat pahalılığıdır Hayat pahalılığı
tamamen gorelı bır olgudur.
M.TINAZ TİTİZ Eskibakanlardan
Y
aklaşık 15 yıldır bırlık-
te yaşadığımız yuksek
enflasyon olgusu. ne-
den olduğu ardışık
ekonomık ve ahlakı
olumsuzluklara ek ola-
rak bırde kavram kargaşası yaratmış-
tır
"Hayat pahalılığı" ve enflasyonun,
bırbın yenne kullanılması bu kargaşa-
nın bır urunüdur Sıfır enflasyon ora-
nında dahı hayat pahalılığı olabılır
Toplumun uretkenlığı duşukse gelın
de ona paralel olarak duşuk olacak \e
bu, kışılenn satın alma gucunun du-
şüklüğune yol açacaktır Bu hayat
pahalılığıdır Hayat pahalılığı tama-
men gorelı bır olgudur Bır kışı ya da
bır kesıme gore pahalı olan "tıayat",
yuksek gelırlı kışı ya da kesımlere gore
öyleolmavabılır
"Geçim sıkıntBi" ve enflasjon. "ge-
çim sıkıntısı" ve "hayat pahalılığı" ara-
sındakı kanştırmalar da kavram kar-
gaşasının bırer gostergesıdır
Uretkenlığı ve dolayısıyla da gelın
yuksek bır kışının. yaşam bıçımı >a da
beklentılen. onun geçım sıkıntısı çek-
mesıne neden olabılır
Tuketım ahlakında sorunlan bulu-
nan bır kışının, yuksek gelınne karşın
"sıkmtr çekmesı gayet sık rastlanan
bır olgudur
Ancak kaynağı ne olursa olsun enf-
lasyonun. tum kesımlenn (yuksek ya
da duşük gehrh, tasarruflu yaşayan ya
da savurgan kanaatkâr ya da yuksek
beklentılı) satın alma guçlennı duşur-
duğu bır gerçektır
Konjonkturel nedenlerle doğan
yuksek enflasyon halınde kesımler ya
îukslennden bıraz keserek ya bıraz d'a-
ha çok çalışarak ya da (ve genelhkle
bırlıkte) tasarruflu yaşamava alışarak
bugeçıcıdurumuatlatabılırler Aynca
da konjonktumn değışmesı haîınde
ınsanlann, duzelen durumlan nede-
nıyle bır mıktar tasamıfunu bır vana
kojacaklannı \e "zor gunler" ıçın ha-
arhklı olacaklannı tahmın etmek guç
değıldır
Çunku tanım olarak bu tur yuksek
enflasyonlar, "iş çe>Tİmi" (busmess
cycle)nın dalgalanmalannı ızledım
ıçın her "çukur"u mutlaka bır "tepe
ızleyecektır Uzun surelı yuksek enf-
lasyon ıse -kı buna sureğen (kronik)
enflasyon dıyebılınz-, bu bınncıden
-kı ona çevnmsel (cyclıc) enflasyon de-
nebıhr- tamamen farklıdır
Turkıye de 15 yıldır her ıkı enflas-
yon tum bırlıkte vardır Çevnmsel
enflasyon kendı parametrelenne gore
dalgalanmakta. sureğen enflasyon ıse
sabıt sayılabılecek bır duzeyde devam
etmektedır Bıleşke enflasyon ıse bu
ıkısmın her ankı toplamından oluş-
maktadır
Çevnmsel enflasyonun başlıca ne-
denı. ış çevnmı kavramıyla kolayca
açıklanabılır Arz, talep, ucret ve fıyat-
lar arasında belırlı bır denge varken,
yenı jatınmlar yapıldıkça bu. satın al-
ma gucunun artmasına neden olmak-
ta artan satın alma gucu mal ve hız-
meılere talebı arttırmakta, arz sabıt
olduğu ıçın fiyatlar vukselmekte bu
ıse talebın duşup durgunluk doğması-
na neden olmakladır
Fıyatlann vukseldığı donemlerdekı
enflasyon ışte, yukanda çevnmsel enf-
lasyon denılen enflasyondur
Sureğen enflasyon ıse bunun dışın-
dakı bır dızı nedenden doğmakta do-
ğan bu enflasyon, onu yaratan neden
len etkıleverek enflasyonun daha da
artmasına neden olmaktadır Yanı bır
sarmal olgu doğmaktadır Bu sarma-
lın sonsuza uzamasını engelleyen baa
frenleyıcı etkenler mevcut olup, bu et-
kenlenn zayıflaması ya da enflasyonu
yaratan etkılenn guçlenmesı halınde
"hiper enflasvon" denılen olgu doğ-
maktadır
Sureğen enflasyonu varatan neden-
len gruplamak gerekırse l- Toplu-
mun urettığınden fazla tuketmesı. 2-
Fıyat artışlannın donerek tekraryenı
fivat artışlanna neden olmasıdır
Bunlardan bınncı "grup" altında.
çeşıtlı nedenler >er alır Başlıcalan,
hızlı nufus artışı. teknolojık gelışmeyı
ızleyemcmek tuketım ahlakı yetersız-
lığı. yaşam standardını yukseltme ar-
zusunu ızleyemeyen uretkenlık enf-
lasyon ıthalatı (petrol vb urunler
yoluyla). ışsızlığc karşı kamu kadrola-
nnın kullanımı KİTİennaçıklan.alt-
yapı yatırımlan gıbı kalemlerden olu-
şan kamu harcamalan ve benzer
nedenlerdır
Her bır neden daha alt nedenlere ay-
nlırsa sonuçta "Kaynak Sorunlar" de-
nebilecek başka nedenlere, "kok"
gorevı goren nedenlere vanlacaktır
Bu bınncı grup nedenler. kamuoyun-
da teker teker de olsa dıle getınlen
nedenlerdır
Burada eleştınlecek konu. bu ne-
denlere karşı toplu olarak uretılmış
çözumlerden oluşan bır "program"
(paket)ın tanımlanmayışı, kararlı bı-
çımde uygulanamayışıdır
Ikıncı grup neden ıse bugune kadar
uzennde hemen hıç durulmamış, du-
rulmak bır yana, varlığı ınkâr edılmış
olan "çığ etkisf'dır Yanı bır fıyat artı-
şının, bızzat kendını tekrar tekrar art-
tırması etkısı' Bu etkının yok sayılma-
sının nedenı boyutlan hakkında bır
fıkır verebılecek bır etudun ulkemızde
yapılmamış oluşudur Bu etkının olası
boyutlan hakkında fıkıredınmek uze-
re ılk etut 1990 yılında yapılmış ve ya-
yımlanmıştır (*) Hıpotetık bır gırdı/
çıktı (I O-Input Output) tablosu uze-
nnde yapılan çozumlemeler bugune
kadar "ihmal edilebilir" sa>ılan bu
etkının çok onemlı olduğunu goster-
mıstır
Pıvasadakı temel mal ve hızmetlen
temsıl ettığı duşünulen 10 ürunden bır
"sepet" tanımlanmış ve enflasyonu
temsıl etmek uzere de bu sepet ıçındekı
urunlere bazı ağırlıklar atanmıştır Çığ
etkısı dıkkate alınmadan yapılan ılk
deneyde. petrole yuzde 10 zam yapıl-
mış anılan sepet kullanılarak bır fıyat
artış oranı (enflasyon) hesaplanmıştır
Bu>uzde 5olmuştur Yanı petrole ya-
pılan % 10 zam. fivatlar genel duzeyı-
nı % 5 arttırmıştır Tabıı kı bu oranın,
sepettekı urunlenn karşılıklı bağımlı-
lıklanna bağlı olduğu ve onun da var-
sajımsal olduğu unutulmamalıdır
Ikına deneyde çığ etkısı dıkkate
alınmış (gerçek durum boyledır) ve
petrole vapılan %1O zammın. fiyatlar
genel duzeyını °/ol5 arttırdığı gorul-
muştur Boylece çığ etkısı, fıyat artışla-
nnı yaklaşık 3 kat arttırmış olmakta-
dır (*) Işte baştan gorulemeyen ger-
çek budur
Modelden nasıl
yararlanılabilir?
Ekonomık hayatın yonetımıne ılış-
kın kararlan verenlenn, bu hayatın
ana objesı durumunda olan I O tablo-
sunun çeşıtlı değışımlere duyarhğı
konusunda avnntılı bılgı verebılecek
bır "sımülatöir
'e gereksınımlen vardır
"Hangı mal ve hızmet urunu, fiyat
artışlanna karşı ne kadar dınarlıdır?"
sorusunun doğru yanıtlan "bılıneme-
dığı surece hıç umulmayan nedenler-
den dolayı bır "çığ"olgusu harekete
geçebılır Bu nedenle model, boyle bır
genel ışlev ıçın kullanılabıhr
Ote yandan ekonomık sıstemı oluş-
turan gerçek I O sıstemınden bazı
urunlenn oburlennden "daha etkileyi-
d" ya da "daha duvarlı" olmalan do-
ğaldır Çok sayıda ürune gırdı olan bır
urun ıken. çok sayıda urunu gırdı ola-
rak kullanan bır urun de "daha duyar-
ir'olacaktır Bu ıkı gruba bırlıkte "kri-
tik urunler" denılebılır Bu konuyu
gelecek yazımda ışleyeceğım
(*) Tıtız, M Tınaz Sorun Nasıl Çozulmez''
SAY Dagıtım Isunbul 1990 "Zaro-M«Jıvet Artış»-
ZımSpırılı"
(*) Bu çozumlemcnın avnntılan bu yazının yazann
dan ıstencbılır \dres M Tınaz Tıtu TBMM
06<4< ANKAR4
ARADABIR
AHMET COŞAR Emekh Yargıtay Başkam
Eksiler ve Artılar
Ister yonetıcı, ıster yonetılen olsun toplumu oluşturan
tum bıreylerın zaman zaman kendısını gozden geçırme-
sınde, eksıklıklerını yetersızlıklerını veyanlışların sap-
tamasında ve bu amaçla kendı oz eleştırısını yapmasın-
da yarar ve hatta zorunluluk vardır Zıra ozelde bıreyın
veya herhangı bır meslek bırımının genelde toplumun
butununundahaıyıye dahaguzele dahayetkın eulaşa-
L'lmesının en az koşulu başanlı ve başarısız yeterlı ve
yetersız aksayan ve aksamayan yonlerı ıle ve ozetle
kendısını tanımasına bağlıdır Bu da ancak o kışı veya
kurumun kendı oz eleştırısını yapması ıle ya da kendı dı-
şındakılerın oz eleştırısıne kulak vermesı ıle olanaklıdır
Kendı ozeleştırıoını yapmayan bır bıreyın ıster kamu-
da olsun, ısterse ozel sektorde olsun doğru tanı (teşhıs)
ve değerlendırmede bulunması doğru yargı ve karara
varması mumkun değıldır Hep ben bılırım dıyen, kendı
doğrularından başka doğru tanımayan kışının yanılgıya
duşmesı kaçınılmaz bır olgudur
Sanırım ulusça ıçıneduştuğumuzçıkmazdan kurtula-
mayışımızda, toplumun kırlenmesınde devletın zede-
lenmesınde bu olgunun yadsınamayacak olçude buyuk
etkısı vardır
Hangı kesımden olursa olsun toplum ıçerısınde kımın-
le goruşup konuşsanız ınsanımızın bır aymazlık, bır vur-
dumduymazlık bır çıkarcılık ve aldatmacılık yumağına
sarılı olduğunu kolayca ve rahatça gozlemek mumkun-
dur Fanatık kışıler dışında halkımız hangı partıden olur-
sa olsun polıtıkacıya ınanmamaktada polıtıkacıyı sevme-
mekte, polıtıkacıya guven duymamaktadır Çunku soyle-
nen sozlerın temellı olmadığını ılkelı olmadığını
goruyor, bılıyor ve yaşıyor Partıden partıye dolanmalar,
bır gun goklere çıkardığını ertesı gun yerın dıbıne batı-
ranlar, bakan olmadığı ıçın abuk subuk soylenmeler,
olanlar ıçın yuzeysel eleştırıler halkın guVenını cıddı bo-
yutlara varacak bıçımde sarsmaktadır Polıtıka bır ozve-
rı ışıdır ûzverı ıse başkasının lytlığını ıstemeyı ve kendı
çıkarını on planda tutmamayı gerektırır Ayrıca polıtıka
yalandan uzak durmayı, doğruyu soylemeyı gerektırır
Sokaktakı vatandaş takım tutar gıbı partı tutmaktan,
kendısının oy makınesı gıbı gorulınesınden, soylenılen
her sözu hıkmet olarak algılayan koyunlar sanılmasın-
dan bıkmış ve usanmıştır
Halk artık ozu ıle sozu, soyledıklerı ıle davranışları, ıl-
kelerı ıle yaşam bıçımı tutarlı, bellı konularda bılgı bırıkı-
mı ve fıkır uretımı olan bılmedığm bılen, bıldığını bılen
her konuda ahkam kesmeyen demagojı ve polemığe
sapmayan, kendıne olduğu kadar seçmenıne ve seçme-
yenıne yasalara kurallarasaygılı.durust, aldığı yuksek
ücretı hak eden mılletvekılı ve polıtıkacı arıyor
Genelde ulkemızın ınsanı, gunumuz dunyasında oz-
gurluksuz eşıtlığı savunan, demokrasıden yoksun sıs-
temlerın çoktuğunu eşıtlıksız ozgurluğu savunan
kapıtal ve lıberal duzenın toplumlarda yarattığı bunalımı
gormekte ve algılamaktadır Bu nedenie ozgurluğu ve
eşıtlığı bırlıkte savunan Kemalıst duşuncenın ve Ataturk
Cumhurıyetının getırdığı bırleştırıcı ve butunleştırıcı yol-
da yurumek ıstıyor ve o yoldan ayrılmak ıstemıyor Çun-
ku Türk halkı karanlıkta kaybolmamanın esenlığe ulaş-
manın tek çıkar yolunun akılcılıktan bılımden ve Ata-
turk
1
un hedef gosterdığı çağdaş uygarlıktan geçtığını
çok lyı bılıyor
TurkUlusu, Kemalıst duşuncenın Ataturk Cumhurıye-
tının sağladığı bağımsızlık, çoğulcu, katılımcı sosyal
demokrası, adalet, eşıtlık, dayanışma, laıklık, ınsan hak-
larına saygı gıbı değerlere sahıp çıkma durumundadır
Bu değerlere sahıp çıkacak gucu bırıkımı ve kulturu var-
dır Turkıye Cumhurıyetı Anadolu mozağının zengınlığı-
nın zerresını dahı dışarda bırakmadan ulusun bırle-
şık gucu ıle kurulmuştur
Ulkemızın ınsanları, Turk Kurt, Sunnı, Alevı turunden
bolunerek ulke butunluğunun sağlanamayacağının ayır-
dındadır Gorunen ve yaşanan aymazlığın batağındakı
her turden bolucu, ayrımcı terorıst unsurlara odun ver-
meyı Turkıye Cumhurıyetı Devletı düşunemez ve kabul
edemez
KEMALÇAĞEV
Ölumunun8 yılında
senı, artan bır özlem ve
sevgıyle anıyoruz
Kardeşin
H.KEMALÇAĞIN
Herkeseevden-arabadan sonra
üniversitediploması!
"Herkese oıtaoğretım" olanağının ve hevesının yaratılması, her
eğıtım a^amasını tamamldyan gencın, bır sonrakı aşamaya ya da
yaşama etkın bır ışgucu olarak katılması olanaklannın
gerçekleştırılmesı "guç ama gerekh" olandır.
Prof. Dr. MUSTAFA ALTINTAŞ
B
ınncı DYP-SHP hukumetın-
de Dev let Bakanı olarak go-
ren ustlenen Çiller'ın gerçek
leşemeven projesı. "herkese
e>-herkese araba" olmak uze-
re "ıkı anahtar" dı° "Macit
beni otomobillendır", "Müne>^er beni e*-
lendir" reklamlannı anımsıyorsunuzdur
Plana. programa ve kaynağa gereksınım
gösteren ve bu nedenlerle şımdılerde unut-
turulmaya çahşılan "iki anahtar"dan son-
ra, bu kez Başbakan olarak Sayın Çıller
"herkese üniversite diploması" bombasını
patlattı
Her haftaya şaşırtıcı '*projeler" sozu ve-
ren Çiller'ın, yenı surpnzlenne, yenı bom-
balanna kendımızı şımdıden hazır tutma-
mızda yarar var Lzun bır zamandır
unutulan "planlı-programlı kalkınma" po-
lıtıkamızın bo> le surpnzlere. boyle bomba-
lara gereksınımı var, demek kı
Önce. 440 bın genç ıçın muştulanan eğı-
tım sıstemmm ve üniversite tabelası laşıyan
kurumlann ne olduğunu, Bayan Çıllenn
ıçınde ve şımdılerde başında yer aldığı hü-
kumet programlanndan yararlanarak or-
tayakoyalım "Eğitim sistemi çağdaş, laik,
etkin ve )a\gın ozellıği taşımamaktadır."
"Eğitim politikası laik, evreıtsel, cumhuri-
yetçı, mııli kulturu geliştirici, yaratıcı,özgür
duşünceve da\alı değıldır.''
"Gençlenmize araştırmacı, yaratıcı ve
bağımsız bır kışilik kazandırma amacı on
planda değıldır."
"Çocuklanmızın >e gençlerimizin, gelece-
ğe en iyi şekılde hazırlarunası ıçın gereken
ortam bulunmamaktadır."
"Var olan üniversite anlayışı," evrensel
standartların kabul gorduğü, ulkemızin dün-
ya ıle butunleşme»ıne katkı getırecek, ozgur,
ozerk, malı olanakları en ı>ı aşamaya geti-
rilmış bir üniversite anlav ışından çok uzak-
tır"
Hukumet programlannda bu turden nı-
telemelere konu edılen eğıtım sıstemı ıle
vuksekoğretım kurumlanna, 1992-1993
oğretım >ılında. paralı olmak uzere 17 bın
"ikili-gececi öğrenci" yerleştınlırken.
1993-94 oğretım yılında hıçbır programı
kazanamamış tum oğrencılere "açıköğre-
tim" olanağının venlmesını. eğıtım refor-
mu olarak nıtelemenın de. çağdaş eğ:um
olanaklannın genışletılme»ı olarak görme-
nın de olanağı bulunmamaktadır Olayın
bır aldatmacadan ote anlam taşımadığırun
en kesın kanıtı. açılan programlara ıtıbar
elmeyecek "sınav kazanmaımşların" tavn
olacaktır Boyle bır uygulamadan sıyasal
çıkar bekleyenlenn bu beklentılen hayal
kınklığına çok yakın gelecekte donuşür-
ken, bu projenın sahıbı gorunen Anadolu
Ünıversıtesı kadrolanna alınacak "akade-
mik ve idari personel"e ış sağlanmış, gıde-
rek "tüccarlaşan" oğretım elemanlanna
"ek ders ficreti" ıle "telif kazançlan" yara-
tılmış olacaktır
Çıller hukumetının boyle bır surpnz ya-
ratacağı hukumet programlanndakı "bi-
lim ve eğitim hizmetine" yaklaşımı ıle orta-
da ıdı Hukumet programının 107 sayfa-
sında "çok buyük bilim ve eğitim hizmeti-
nin" gerçekleştınlmesıru, gıderek ış hanla-
nna, otel katlanna sıkıştınlan üniversite
tabelası taşıyan kuruluş savısına bağb go-
ren anlayışın, "çağı yaratacak yeni bUgi
ve teknoiojUeri ûretecekleri" yapılan sınav-
da sıfır puan da alnaış olsa. artan oğrencı
sayısında gormesını yadırgamamak gere-
kır_
Önce, eğıtım sıstemırruzın yarattığı "eği-
tim mahkûmlanmızın-eğitim kurbanlanmı-
m" sistemden sorumlu tutularak. cezalan-
dınlmalanna değıl, kurtanlmalan gerektı-
ğıne ınandığımızı belırtmek ıstenz Ancak,
bu kurbanlann ve velılennın aldatılmalan-
na ve uzerlennden kazanç sağlanmasına
karşı çıkmayı da sığ bır yaklaşımın değıl,
aydın namusluluğunun gereğı sa^dığırruzı
belırtmek ıstenz
Bır yanılgının duzeltılmesı gerekır He-
men herkes "alt yaptsı-üst yapısı" olmavan
yuksekoğretım kurumlannın açılmasında
olsun oğrena kontenjanknnın arttınlma-
sında olsun "yuksekoğretimdekı okullaşma
oranının" çok duşuk olması gerekçesıne sı-
ğınmaktadır Yuksekoğretimdekı %16
olarak algılanan okullaşma oranı her tur-
den nıcelığın gerekçesı olurken. nıtebk ıs-
temlennın de karşısına çıkartılmaktadır
Yuksekoğretım programlanndakı oğrencı
nüfusunun çağ nufusuna oranlaması ıle or-
taya çıkan okullaşma oranının, ortaokul
ve Iıselerdekı okullaşma oranı duşukluğu
ıle bırlıkte duşunulmesı durumunda, gelış-
mış ulkelenn pek de gensınde olmadığı ger-
çeğı ıle yuz vuze gelmekteyız Lıselennde
çağ nüfusunun yalnızca yüzde 43'une
(1992-1993 oğretım yılı rakarru) okullaşma
olanağı sağlayan bır ulkenın, bunun yuzde
16'sına, yanı yuzde 37'sıne yuksekoğretım
olanağını yaratıyor olmasını, fazla da ku-
çumsememek gerekır
"Herkese yüksekoğretim diploması"-
ndan once, "herkese ortaöğretim" olanağı-
ntn ve hevesının yaratılması, her eğıtım
aşamasını tamamlayan genan, bır sonrakı
aşamaya ya da > aşama etkın bır ışgucü ola-
rak katılması olanaklannın gerçekleştınl-
mesı "güç ama gerekli" olandır
Var olan açıkoğretım kontenjanlannın
yansına ıtıbar etmeyen oğrencı gerçeğı or-
tada ıken 1991-92 oğretım yılı ıçın yukse-
koğretım kurumlanna başvuranlann yuz-
de yaklaşık 18 ını oluşturan 154 bınının
ıçınde bulunduklan eğıtım programlannı
beğenmemelen gerçeğı gozler onundeyken
ve bunlann uzenne gıdılmesı gerekırken
toplumun aldatılması çozumlenn ertelen-
mesınden başka bır sonuç yaratmayacak-
tır
Amaç, yapay bıçımde okullaşma oranını
>ukselterek, gelışmış ülkelen bu alanda
gecme kompleksımızı gıdermek ıse. her do-
ğan çocuğa kıı.ılık belgesı ıle bırlıkte bır
> uksekoğretım bıtırme belgesının venlmesı
daha kola> çozum olmaz mı
9
PENCERE
TARTIŞMA
Sıvas olayı ve devlet
2Temmuzl993
tarihli Cumhuriyet
gazetesınde yazar
7,_/ j "Sıvas Ellerinde
^ • " * Sazım Çalınır"
başlıkh yazısında belırtüğı gıbı,
cumhunyetın ve Ataturkçu
duşunce sıstemının ve
devnmlennın temelının atıldığı
ozanlar kentı Sıvas'ta "kalem
tutaneller"kuloldu "Kul
olayım kalem tutan ellere" dıye
başlayan turkude halkm kalem
tutan düşuncelere saygısını dıle
getıren düşunceye. zıhnıyete
ortaçağ barbarlığı ıle karşılık
venldı Medenı toplumun
sımgesı olan kalem, ılk ve
ortaçağ kavımlennın yapüklan
kan ve ateş kanşımı merasımle
çağdaş devletın gozlen onunde
yakıldı
Acıklı olayın temel nedenı
çağdaş devlet y apısından
kışısel, basıt ve bayağı çıkarlar
nedenıyle uzaklaşmaktır
Burada başaktordeçırkın
polıükaa ve onun maşa olarak
kullandığı robotlaşmış
kışıhksız, vıtnn malzemesı
olacak duruma gelmış
yonetıcılerdır
Basıt partızan duşuncelerle
1950'den ben çağdaş devlet,
kışılıklı devlet yapısından gun
gun uzaklaşılmışür Iktıdarlar,
devletın valisı, emnıyet
müduru, musteşan. genel
muduru yenne kendılenne
kışısel saygıda kusur etmeyen,
çağdaş devlet kurallanna
u> acak yerde kendılenne
mutlak bağlı, kışıhksız, butün
mezıtlen -kışıye özel ısteklen-
maharetle yenne getıren. esen
ruzgara gore yennı alan, ıdare-ı
maslahat zıhnıyetının
mahareth uygulayıa aktörlen
devleün kıbt noktalanna
getırmekte, bu durumda
kurum ve kurallann yenne,
yetkılı kışının kendısını o yere
geüren muhteremın sozu
kurum vekural olmaktadır Bu
sebeple hukuk devletı lafı,
arda çığnenen sakızdan
öte bır anlam taşımamaktadır
Türkiye'de gerçek anlamda bır
hukuk devletı varsa. goruşu ne
olursa olsun 37 can, devlet
bakarak yanıyorsa devlet
makınasında mutlaka bır anza
vardemekür
Bana gore bu anza, uzun
vadede çırkın polıtıkaanın
koltuk kapmak ıçın verdığı
tavızlenn anonnal
tezahurudur (Butavızlerdın
ısüsman olduğu gıbı,
karşısındakı gerçek devlet
adamını yıpratmak amacı ıle
yapılan basıt eylemlerde de
kendını gostermıştır tsmet
tnönü'yü yıpratmak ıçın o
zamanın DP'lılennın, Kürt
ısyanını bastıran general
Muğlalının yargılanmasını
ıstemelen gıbı) Sıvas olayında,
somut olarak çağdaş ve
demokrat devlet yapısı esas
alındıgında Sayın
Cumhurbaşkanı, Başbakan,
ılgılı bakan, ılın vahsı, emnıyet
muduru, beledıye başkanı
muteselsılen ayru derecede
sorumludur
Çunku ılgıh hukumet üyelen
valıye saat başı "Halkla devleti
yüzyuze getirmevin" tahmaünı
venyorlar
Sonuç Parlamenteranayasal
sıstemımıze ve mevzuata gore,
Sıvas olaylannda,
1- Sayın Cumhurbaşkanı
Anayasarruza göre sorumsuz
olduğuna gore, ılgıb bakanın
sıyası vecezaı sorumluluğu
vardır tlgıb bakanın ıstıfa edıp
Yuce Dıvan'da gorevı
ıhmalden yargılanması gerekır
(tlın yoneücılenne, 'Bana
sormanıza gerek y ok, yasal
yetkınızı kullanın' demıyor)
2- Ilın vabsı, emnıyet müduru,
garnızon komutanı.jandarma
alay komutanı, MtT
sonımlusu, yasalanmızda
gereken yetİcılen olduğu halde
yasalan bır tarafa bırakıp,
aşıreün bölge sonımlusu gıbı,
aşıret reıslennden tabmat
bekler duruma gınyorlar Cezaı
yonden görevlennı
savsaklamışlardır
3- Ibn beledıye başkanının,
yapılan soruşturmalara,
yazılan çızılenlere göre sıyası,
hukukı. cezaı sorumluluğu
somut bır şekılde gozukmese
dahı, dındar bır beledıye
başkanı olarak sorumluluğu,
vıcdanıveçokağır Çunku,
Müslümanlıkta, Allah'a karşı
gelenlen Allah yuce varlığı ıle
ve kaınatın yaratıcısı olarak her
ancezalandırmak
durumundadır
Allah'a 'yardrmcı obnak',
Allah'm buyüklüğune
saygısızhktır Adam öldurmek,
adam öldûrmeye göz yummak
Müslümanlıkta gunahlann en
büyuğudur Sayın Başkan
uhrevı vedunyevı gerekli bütün
gucunu kullansaydı,
temsılabğını yaptıgı ozanlar
kentıne kara yazıyı
yazdınnazdı
RahmiÖzel
Çorum C Savası
Yalnız Tüpkiye ile
Bu İş Yüpümez...
Islam coğrafyası mağrıpten maşrıka kadar uzanan
kocaman bır okyanus
Atlantık'ten başlayıp Asya nın guneydoğusundakı
adalara kadar serpılıyor Muslumanlar Islam Çın-ı Ma-
çın'den Balkanlar a yayılan bır gezegensel dın
Musluman nufus bır mılyar
Ne ışe yarıyor'?
Bosna'da kırımdan geçırılen Muslumanları Islam dun-
yası seyredıyor
Amerıka dan medet umuluyor
•
Ya Arap dunyası''
Ummet-ı Muhammet ın en buyuk bolumunu "kavm-ı
necıp 'denen Araplar oluşturur
Araplar bır araya gelemez
Arap Arabı yer
Arap dunyasında krallar emırler şeyhlerveneoldum
delısı devlet başkanları buluşurlar şap şup opuşurler,
bırbırlerını bağırlarına bastıktan sonra her bın kendı sa-
rayının saltanatı ıçınde yaşamayı her şeyın ustunde tu-
tar Arap Arabın ayağının altına karpuz kabuğu koyar
•
Sovyetler yıkılıp dağıldıktan sonra dunya sıyasal soz-
luğunde bırdeyım onem kazandı
'Turkluk dunyası1
'Adrıyatık Denızı nden Çın Seddı ne kadar ' yayılan
bır yenı okyanus
Ne yapıyorTurkler?
Muslumanlar ya da Araplar gıbı mı olacaklar7
Devlet
başkanları, dışışlerı bakanları, başbakanları, havaalan-
larında toren moren, opuş mopuş uzenne sarmaş dolaş
olduktan sonra bol bol nutuk soyleyıp bıldıklerını mı oku-
yacaklar?
Yoksa ıçlerınde bır başka cevher mı var?
•
Azerbaycan da ne oluyor'?
Uç buçuk Ermenı yedı mılyonluk Azerbaycan toprak-
larını doğru durust bır dırenmeyle karşıla^madan ışgal
edıyor, ama, Azerı Azerıyle uğraşıyor
Azerılertozduman
Yalnız Azerıler mı toz duman"? Adrıyatık ten Çın
Seddı ne kadar Turkluk dunyası ne yapıyor? Atlantık '•
ten Buyuk Okyanus a kadar Islam dunyası' nerede?
Ha Bosna
Ha Azerbaycan
Azerbaycan daha da kotu Çunku dunya petrol coğraf-
yasının kavşak noktasında konuşlanmış bu toplum Du-
vel-ı Muazzama nın en acımasız çıkarlarının trafığınde
ne yapacağını şaşırmış bağımsız devlet olmanın so-
rumluluğuna erışememış gorunuyor
Turkluk dunyasının toplumları Orta Asya'da kendı
dertlerıne duşmuşlerken herkesın gozu Ankara'da
Akıl satıcıları bağırıyorlar
- Turk ordusu yurusun
Nereye?
•
.Turan amı'
Azerbaycan, Turan ın kapısıdır, ama, her şeyden on-
ce bır soruyu yanıtlamak gerek
- Bız Turan ı bağnmıza basmak ıstıyoruz, onlarbızı ıs-
tıyorlarmı?
Arabın Arabı, Muslumanın Muslumanı ıstedığı gıbı ıs-
tıyorlarsa, bu ışte ış yok 2000 e doğru Anadolu Turklerı-
nı, ayaklarının altından kayacak topraklara dogru sefer-
ber etmek tarıhımızın en buyuk yanılgısı olur ' Adrıya-
tık ten Çın Seddı 'ne kadar Turkluk dunyası' nda karşılıklı
ışbırlığıne dayanan dengelı bır dayanışma kurulamaz-
sa çağdaşlığtn dışına duşerız Çağımızda palavranın
yerı yok, çunku ıletışım dunyasında neyın ne olduğu ça-
buk ortaya cıkıyor
Orta Asya dakı Turkdevletlerı Azerbaycan a ne kadar
ılgı gosterıyorlar?
YAYMLARI
İLHAN SELÇUK
A S I
40 000 lıra (KDV ıçındel
ödemelı gondenlmez
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
'•a
V
e