20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S4ITFA CUMHURIYET OIAYLAR VE GÖRÜŞLER 1 EYLUL1993 ÇARŞAMBA Enflasyon, kronikenflasyon ve çığetkisi Sıfir enflasyon oranındaddhı hayat pahalılığı olabıhr. Toplumun uretkenlığı duşukse gelın de ona paralel olarak düşuk olacak ve bu, kışılenn satın aima gucunun duşukluğune yolaçacaktır Bu hayat pahalılığıdır Hayat pahalılığı tamamen gorelı bır olgudur. M.TINAZ TİTİZ Eskibakanlardan Y aklaşık 15 yıldır bırlık- te yaşadığımız yuksek enflasyon olgusu. ne- den olduğu ardışık ekonomık ve ahlakı olumsuzluklara ek ola- rak bırde kavram kargaşası yaratmış- tır "Hayat pahalılığı" ve enflasyonun, bırbın yenne kullanılması bu kargaşa- nın bır urunüdur Sıfır enflasyon ora- nında dahı hayat pahalılığı olabılır Toplumun uretkenlığı duşukse gelın de ona paralel olarak duşuk olacak \e bu, kışılenn satın alma gucunun du- şüklüğune yol açacaktır Bu hayat pahalılığıdır Hayat pahalılığı tama- men gorelı bır olgudur Bır kışı ya da bır kesıme gore pahalı olan "tıayat", yuksek gelırlı kışı ya da kesımlere gore öyleolmavabılır "Geçim sıkıntBi" ve enflasjon. "ge- çim sıkıntısı" ve "hayat pahalılığı" ara- sındakı kanştırmalar da kavram kar- gaşasının bırer gostergesıdır Uretkenlığı ve dolayısıyla da gelın yuksek bır kışının. yaşam bıçımı >a da beklentılen. onun geçım sıkıntısı çek- mesıne neden olabılır Tuketım ahlakında sorunlan bulu- nan bır kışının, yuksek gelınne karşın "sıkmtr çekmesı gayet sık rastlanan bır olgudur Ancak kaynağı ne olursa olsun enf- lasyonun. tum kesımlenn (yuksek ya da duşük gehrh, tasarruflu yaşayan ya da savurgan kanaatkâr ya da yuksek beklentılı) satın alma guçlennı duşur- duğu bır gerçektır Konjonkturel nedenlerle doğan yuksek enflasyon halınde kesımler ya îukslennden bıraz keserek ya bıraz d'a- ha çok çalışarak ya da (ve genelhkle bırlıkte) tasarruflu yaşamava alışarak bugeçıcıdurumuatlatabılırler Aynca da konjonktumn değışmesı haîınde ınsanlann, duzelen durumlan nede- nıyle bır mıktar tasamıfunu bır vana kojacaklannı \e "zor gunler" ıçın ha- arhklı olacaklannı tahmın etmek guç değıldır Çunku tanım olarak bu tur yuksek enflasyonlar, "iş çe>Tİmi" (busmess cycle)nın dalgalanmalannı ızledım ıçın her "çukur"u mutlaka bır "tepe ızleyecektır Uzun surelı yuksek enf- lasyon ıse -kı buna sureğen (kronik) enflasyon dıyebılınz-, bu bınncıden -kı ona çevnmsel (cyclıc) enflasyon de- nebıhr- tamamen farklıdır Turkıye de 15 yıldır her ıkı enflas- yon tum bırlıkte vardır Çevnmsel enflasyon kendı parametrelenne gore dalgalanmakta. sureğen enflasyon ıse sabıt sayılabılecek bır duzeyde devam etmektedır Bıleşke enflasyon ıse bu ıkısmın her ankı toplamından oluş- maktadır Çevnmsel enflasyonun başlıca ne- denı. ış çevnmı kavramıyla kolayca açıklanabılır Arz, talep, ucret ve fıyat- lar arasında belırlı bır denge varken, yenı jatınmlar yapıldıkça bu. satın al- ma gucunun artmasına neden olmak- ta artan satın alma gucu mal ve hız- meılere talebı arttırmakta, arz sabıt olduğu ıçın fiyatlar vukselmekte bu ıse talebın duşup durgunluk doğması- na neden olmakladır Fıyatlann vukseldığı donemlerdekı enflasyon ışte, yukanda çevnmsel enf- lasyon denılen enflasyondur Sureğen enflasyon ıse bunun dışın- dakı bır dızı nedenden doğmakta do- ğan bu enflasyon, onu yaratan neden len etkıleverek enflasyonun daha da artmasına neden olmaktadır Yanı bır sarmal olgu doğmaktadır Bu sarma- lın sonsuza uzamasını engelleyen baa frenleyıcı etkenler mevcut olup, bu et- kenlenn zayıflaması ya da enflasyonu yaratan etkılenn guçlenmesı halınde "hiper enflasvon" denılen olgu doğ- maktadır Sureğen enflasyonu varatan neden- len gruplamak gerekırse l- Toplu- mun urettığınden fazla tuketmesı. 2- Fıyat artışlannın donerek tekraryenı fivat artışlanna neden olmasıdır Bunlardan bınncı "grup" altında. çeşıtlı nedenler >er alır Başlıcalan, hızlı nufus artışı. teknolojık gelışmeyı ızleyemcmek tuketım ahlakı yetersız- lığı. yaşam standardını yukseltme ar- zusunu ızleyemeyen uretkenlık enf- lasyon ıthalatı (petrol vb urunler yoluyla). ışsızlığc karşı kamu kadrola- nnın kullanımı KİTİennaçıklan.alt- yapı yatırımlan gıbı kalemlerden olu- şan kamu harcamalan ve benzer nedenlerdır Her bır neden daha alt nedenlere ay- nlırsa sonuçta "Kaynak Sorunlar" de- nebilecek başka nedenlere, "kok" gorevı goren nedenlere vanlacaktır Bu bınncı grup nedenler. kamuoyun- da teker teker de olsa dıle getınlen nedenlerdır Burada eleştınlecek konu. bu ne- denlere karşı toplu olarak uretılmış çözumlerden oluşan bır "program" (paket)ın tanımlanmayışı, kararlı bı- çımde uygulanamayışıdır Ikıncı grup neden ıse bugune kadar uzennde hemen hıç durulmamış, du- rulmak bır yana, varlığı ınkâr edılmış olan "çığ etkisf'dır Yanı bır fıyat artı- şının, bızzat kendını tekrar tekrar art- tırması etkısı' Bu etkının yok sayılma- sının nedenı boyutlan hakkında bır fıkır verebılecek bır etudun ulkemızde yapılmamış oluşudur Bu etkının olası boyutlan hakkında fıkıredınmek uze- re ılk etut 1990 yılında yapılmış ve ya- yımlanmıştır (*) Hıpotetık bır gırdı/ çıktı (I O-Input Output) tablosu uze- nnde yapılan çozumlemeler bugune kadar "ihmal edilebilir" sa>ılan bu etkının çok onemlı olduğunu goster- mıstır Pıvasadakı temel mal ve hızmetlen temsıl ettığı duşünulen 10 ürunden bır "sepet" tanımlanmış ve enflasyonu temsıl etmek uzere de bu sepet ıçındekı urunlere bazı ağırlıklar atanmıştır Çığ etkısı dıkkate alınmadan yapılan ılk deneyde. petrole yuzde 10 zam yapıl- mış anılan sepet kullanılarak bır fıyat artış oranı (enflasyon) hesaplanmıştır Bu>uzde 5olmuştur Yanı petrole ya- pılan % 10 zam. fivatlar genel duzeyı- nı % 5 arttırmıştır Tabıı kı bu oranın, sepettekı urunlenn karşılıklı bağımlı- lıklanna bağlı olduğu ve onun da var- sajımsal olduğu unutulmamalıdır Ikına deneyde çığ etkısı dıkkate alınmış (gerçek durum boyledır) ve petrole vapılan %1O zammın. fiyatlar genel duzeyını °/ol5 arttırdığı gorul- muştur Boylece çığ etkısı, fıyat artışla- nnı yaklaşık 3 kat arttırmış olmakta- dır (*) Işte baştan gorulemeyen ger- çek budur Modelden nasıl yararlanılabilir? Ekonomık hayatın yonetımıne ılış- kın kararlan verenlenn, bu hayatın ana objesı durumunda olan I O tablo- sunun çeşıtlı değışımlere duyarhğı konusunda avnntılı bılgı verebılecek bır "sımülatöir 'e gereksınımlen vardır "Hangı mal ve hızmet urunu, fiyat artışlanna karşı ne kadar dınarlıdır?" sorusunun doğru yanıtlan "bılıneme- dığı surece hıç umulmayan nedenler- den dolayı bır "çığ"olgusu harekete geçebılır Bu nedenle model, boyle bır genel ışlev ıçın kullanılabıhr Ote yandan ekonomık sıstemı oluş- turan gerçek I O sıstemınden bazı urunlenn oburlennden "daha etkileyi- d" ya da "daha duvarlı" olmalan do- ğaldır Çok sayıda ürune gırdı olan bır urun ıken. çok sayıda urunu gırdı ola- rak kullanan bır urun de "daha duyar- ir'olacaktır Bu ıkı gruba bırlıkte "kri- tik urunler" denılebılır Bu konuyu gelecek yazımda ışleyeceğım (*) Tıtız, M Tınaz Sorun Nasıl Çozulmez'' SAY Dagıtım Isunbul 1990 "Zaro-M«Jıvet Artış»- ZımSpırılı" (*) Bu çozumlemcnın avnntılan bu yazının yazann dan ıstencbılır \dres M Tınaz Tıtu TBMM 06<4< ANKAR4 ARADABIR AHMET COŞAR Emekh Yargıtay Başkam Eksiler ve Artılar Ister yonetıcı, ıster yonetılen olsun toplumu oluşturan tum bıreylerın zaman zaman kendısını gozden geçırme- sınde, eksıklıklerını yetersızlıklerını veyanlışların sap- tamasında ve bu amaçla kendı oz eleştırısını yapmasın- da yarar ve hatta zorunluluk vardır Zıra ozelde bıreyın veya herhangı bır meslek bırımının genelde toplumun butununundahaıyıye dahaguzele dahayetkın eulaşa- L'lmesının en az koşulu başanlı ve başarısız yeterlı ve yetersız aksayan ve aksamayan yonlerı ıle ve ozetle kendısını tanımasına bağlıdır Bu da ancak o kışı veya kurumun kendı oz eleştırısını yapması ıle ya da kendı dı- şındakılerın oz eleştırısıne kulak vermesı ıle olanaklıdır Kendı ozeleştırıoını yapmayan bır bıreyın ıster kamu- da olsun, ısterse ozel sektorde olsun doğru tanı (teşhıs) ve değerlendırmede bulunması doğru yargı ve karara varması mumkun değıldır Hep ben bılırım dıyen, kendı doğrularından başka doğru tanımayan kışının yanılgıya duşmesı kaçınılmaz bır olgudur Sanırım ulusça ıçıneduştuğumuzçıkmazdan kurtula- mayışımızda, toplumun kırlenmesınde devletın zede- lenmesınde bu olgunun yadsınamayacak olçude buyuk etkısı vardır Hangı kesımden olursa olsun toplum ıçerısınde kımın- le goruşup konuşsanız ınsanımızın bır aymazlık, bır vur- dumduymazlık bır çıkarcılık ve aldatmacılık yumağına sarılı olduğunu kolayca ve rahatça gozlemek mumkun- dur Fanatık kışıler dışında halkımız hangı partıden olur- sa olsun polıtıkacıya ınanmamaktada polıtıkacıyı sevme- mekte, polıtıkacıya guven duymamaktadır Çunku soyle- nen sozlerın temellı olmadığını ılkelı olmadığını goruyor, bılıyor ve yaşıyor Partıden partıye dolanmalar, bır gun goklere çıkardığını ertesı gun yerın dıbıne batı- ranlar, bakan olmadığı ıçın abuk subuk soylenmeler, olanlar ıçın yuzeysel eleştırıler halkın guVenını cıddı bo- yutlara varacak bıçımde sarsmaktadır Polıtıka bır ozve- rı ışıdır ûzverı ıse başkasının lytlığını ıstemeyı ve kendı çıkarını on planda tutmamayı gerektırır Ayrıca polıtıka yalandan uzak durmayı, doğruyu soylemeyı gerektırır Sokaktakı vatandaş takım tutar gıbı partı tutmaktan, kendısının oy makınesı gıbı gorulınesınden, soylenılen her sözu hıkmet olarak algılayan koyunlar sanılmasın- dan bıkmış ve usanmıştır Halk artık ozu ıle sozu, soyledıklerı ıle davranışları, ıl- kelerı ıle yaşam bıçımı tutarlı, bellı konularda bılgı bırıkı- mı ve fıkır uretımı olan bılmedığm bılen, bıldığını bılen her konuda ahkam kesmeyen demagojı ve polemığe sapmayan, kendıne olduğu kadar seçmenıne ve seçme- yenıne yasalara kurallarasaygılı.durust, aldığı yuksek ücretı hak eden mılletvekılı ve polıtıkacı arıyor Genelde ulkemızın ınsanı, gunumuz dunyasında oz- gurluksuz eşıtlığı savunan, demokrasıden yoksun sıs- temlerın çoktuğunu eşıtlıksız ozgurluğu savunan kapıtal ve lıberal duzenın toplumlarda yarattığı bunalımı gormekte ve algılamaktadır Bu nedenie ozgurluğu ve eşıtlığı bırlıkte savunan Kemalıst duşuncenın ve Ataturk Cumhurıyetının getırdığı bırleştırıcı ve butunleştırıcı yol- da yurumek ıstıyor ve o yoldan ayrılmak ıstemıyor Çun- ku Türk halkı karanlıkta kaybolmamanın esenlığe ulaş- manın tek çıkar yolunun akılcılıktan bılımden ve Ata- turk 1 un hedef gosterdığı çağdaş uygarlıktan geçtığını çok lyı bılıyor TurkUlusu, Kemalıst duşuncenın Ataturk Cumhurıye- tının sağladığı bağımsızlık, çoğulcu, katılımcı sosyal demokrası, adalet, eşıtlık, dayanışma, laıklık, ınsan hak- larına saygı gıbı değerlere sahıp çıkma durumundadır Bu değerlere sahıp çıkacak gucu bırıkımı ve kulturu var- dır Turkıye Cumhurıyetı Anadolu mozağının zengınlığı- nın zerresını dahı dışarda bırakmadan ulusun bırle- şık gucu ıle kurulmuştur Ulkemızın ınsanları, Turk Kurt, Sunnı, Alevı turunden bolunerek ulke butunluğunun sağlanamayacağının ayır- dındadır Gorunen ve yaşanan aymazlığın batağındakı her turden bolucu, ayrımcı terorıst unsurlara odun ver- meyı Turkıye Cumhurıyetı Devletı düşunemez ve kabul edemez KEMALÇAĞEV Ölumunun8 yılında senı, artan bır özlem ve sevgıyle anıyoruz Kardeşin H.KEMALÇAĞIN Herkeseevden-arabadan sonra üniversitediploması! "Herkese oıtaoğretım" olanağının ve hevesının yaratılması, her eğıtım a^amasını tamamldyan gencın, bır sonrakı aşamaya ya da yaşama etkın bır ışgucu olarak katılması olanaklannın gerçekleştırılmesı "guç ama gerekh" olandır. Prof. Dr. MUSTAFA ALTINTAŞ B ınncı DYP-SHP hukumetın- de Dev let Bakanı olarak go- ren ustlenen Çiller'ın gerçek leşemeven projesı. "herkese e>-herkese araba" olmak uze- re "ıkı anahtar" dı° "Macit beni otomobillendır", "Müne>^er beni e*- lendir" reklamlannı anımsıyorsunuzdur Plana. programa ve kaynağa gereksınım gösteren ve bu nedenlerle şımdılerde unut- turulmaya çahşılan "iki anahtar"dan son- ra, bu kez Başbakan olarak Sayın Çıller "herkese üniversite diploması" bombasını patlattı Her haftaya şaşırtıcı '*projeler" sozu ve- ren Çiller'ın, yenı surpnzlenne, yenı bom- balanna kendımızı şımdıden hazır tutma- mızda yarar var Lzun bır zamandır unutulan "planlı-programlı kalkınma" po- lıtıkamızın bo> le surpnzlere. boyle bomba- lara gereksınımı var, demek kı Önce. 440 bın genç ıçın muştulanan eğı- tım sıstemmm ve üniversite tabelası laşıyan kurumlann ne olduğunu, Bayan Çıllenn ıçınde ve şımdılerde başında yer aldığı hü- kumet programlanndan yararlanarak or- tayakoyalım "Eğitim sistemi çağdaş, laik, etkin ve )a\gın ozellıği taşımamaktadır." "Eğitim politikası laik, evreıtsel, cumhuri- yetçı, mııli kulturu geliştirici, yaratıcı,özgür duşünceve da\alı değıldır.'' "Gençlenmize araştırmacı, yaratıcı ve bağımsız bır kışilik kazandırma amacı on planda değıldır." "Çocuklanmızın >e gençlerimizin, gelece- ğe en iyi şekılde hazırlarunası ıçın gereken ortam bulunmamaktadır." "Var olan üniversite anlayışı," evrensel standartların kabul gorduğü, ulkemızin dün- ya ıle butunleşme»ıne katkı getırecek, ozgur, ozerk, malı olanakları en ı>ı aşamaya geti- rilmış bir üniversite anlav ışından çok uzak- tır" Hukumet programlannda bu turden nı- telemelere konu edılen eğıtım sıstemı ıle vuksekoğretım kurumlanna, 1992-1993 oğretım >ılında. paralı olmak uzere 17 bın "ikili-gececi öğrenci" yerleştınlırken. 1993-94 oğretım yılında hıçbır programı kazanamamış tum oğrencılere "açıköğre- tim" olanağının venlmesını. eğıtım refor- mu olarak nıtelemenın de. çağdaş eğ:um olanaklannın genışletılme»ı olarak görme- nın de olanağı bulunmamaktadır Olayın bır aldatmacadan ote anlam taşımadığırun en kesın kanıtı. açılan programlara ıtıbar elmeyecek "sınav kazanmaımşların" tavn olacaktır Boyle bır uygulamadan sıyasal çıkar bekleyenlenn bu beklentılen hayal kınklığına çok yakın gelecekte donuşür- ken, bu projenın sahıbı gorunen Anadolu Ünıversıtesı kadrolanna alınacak "akade- mik ve idari personel"e ış sağlanmış, gıde- rek "tüccarlaşan" oğretım elemanlanna "ek ders ficreti" ıle "telif kazançlan" yara- tılmış olacaktır Çıller hukumetının boyle bır surpnz ya- ratacağı hukumet programlanndakı "bi- lim ve eğitim hizmetine" yaklaşımı ıle orta- da ıdı Hukumet programının 107 sayfa- sında "çok buyük bilim ve eğitim hizmeti- nin" gerçekleştınlmesıru, gıderek ış hanla- nna, otel katlanna sıkıştınlan üniversite tabelası taşıyan kuruluş savısına bağb go- ren anlayışın, "çağı yaratacak yeni bUgi ve teknoiojUeri ûretecekleri" yapılan sınav- da sıfır puan da alnaış olsa. artan oğrencı sayısında gormesını yadırgamamak gere- kır_ Önce, eğıtım sıstemırruzın yarattığı "eği- tim mahkûmlanmızın-eğitim kurbanlanmı- m" sistemden sorumlu tutularak. cezalan- dınlmalanna değıl, kurtanlmalan gerektı- ğıne ınandığımızı belırtmek ıstenz Ancak, bu kurbanlann ve velılennın aldatılmalan- na ve uzerlennden kazanç sağlanmasına karşı çıkmayı da sığ bır yaklaşımın değıl, aydın namusluluğunun gereğı sa^dığırruzı belırtmek ıstenz Bır yanılgının duzeltılmesı gerekır He- men herkes "alt yaptsı-üst yapısı" olmavan yuksekoğretım kurumlannın açılmasında olsun oğrena kontenjanknnın arttınlma- sında olsun "yuksekoğretimdekı okullaşma oranının" çok duşuk olması gerekçesıne sı- ğınmaktadır Yuksekoğretimdekı %16 olarak algılanan okullaşma oranı her tur- den nıcelığın gerekçesı olurken. nıtebk ıs- temlennın de karşısına çıkartılmaktadır Yuksekoğretım programlanndakı oğrencı nüfusunun çağ nufusuna oranlaması ıle or- taya çıkan okullaşma oranının, ortaokul ve Iıselerdekı okullaşma oranı duşukluğu ıle bırlıkte duşunulmesı durumunda, gelış- mış ulkelenn pek de gensınde olmadığı ger- çeğı ıle yuz vuze gelmekteyız Lıselennde çağ nüfusunun yalnızca yüzde 43'une (1992-1993 oğretım yılı rakarru) okullaşma olanağı sağlayan bır ulkenın, bunun yuzde 16'sına, yanı yuzde 37'sıne yuksekoğretım olanağını yaratıyor olmasını, fazla da ku- çumsememek gerekır "Herkese yüksekoğretim diploması"- ndan once, "herkese ortaöğretim" olanağı- ntn ve hevesının yaratılması, her eğıtım aşamasını tamamlayan genan, bır sonrakı aşamaya ya da > aşama etkın bır ışgucü ola- rak katılması olanaklannın gerçekleştınl- mesı "güç ama gerekli" olandır Var olan açıkoğretım kontenjanlannın yansına ıtıbar etmeyen oğrencı gerçeğı or- tada ıken 1991-92 oğretım yılı ıçın yukse- koğretım kurumlanna başvuranlann yuz- de yaklaşık 18 ını oluşturan 154 bınının ıçınde bulunduklan eğıtım programlannı beğenmemelen gerçeğı gozler onundeyken ve bunlann uzenne gıdılmesı gerekırken toplumun aldatılması çozumlenn ertelen- mesınden başka bır sonuç yaratmayacak- tır Amaç, yapay bıçımde okullaşma oranını >ukselterek, gelışmış ülkelen bu alanda gecme kompleksımızı gıdermek ıse. her do- ğan çocuğa kıı.ılık belgesı ıle bırlıkte bır > uksekoğretım bıtırme belgesının venlmesı daha kola> çozum olmaz mı 9 PENCERE TARTIŞMA Sıvas olayı ve devlet 2Temmuzl993 tarihli Cumhuriyet gazetesınde yazar 7,_/ j "Sıvas Ellerinde ^ • " * Sazım Çalınır" başlıkh yazısında belırtüğı gıbı, cumhunyetın ve Ataturkçu duşunce sıstemının ve devnmlennın temelının atıldığı ozanlar kentı Sıvas'ta "kalem tutaneller"kuloldu "Kul olayım kalem tutan ellere" dıye başlayan turkude halkm kalem tutan düşuncelere saygısını dıle getıren düşunceye. zıhnıyete ortaçağ barbarlığı ıle karşılık venldı Medenı toplumun sımgesı olan kalem, ılk ve ortaçağ kavımlennın yapüklan kan ve ateş kanşımı merasımle çağdaş devletın gozlen onunde yakıldı Acıklı olayın temel nedenı çağdaş devlet y apısından kışısel, basıt ve bayağı çıkarlar nedenıyle uzaklaşmaktır Burada başaktordeçırkın polıükaa ve onun maşa olarak kullandığı robotlaşmış kışıhksız, vıtnn malzemesı olacak duruma gelmış yonetıcılerdır Basıt partızan duşuncelerle 1950'den ben çağdaş devlet, kışılıklı devlet yapısından gun gun uzaklaşılmışür Iktıdarlar, devletın valisı, emnıyet müduru, musteşan. genel muduru yenne kendılenne kışısel saygıda kusur etmeyen, çağdaş devlet kurallanna u> acak yerde kendılenne mutlak bağlı, kışıhksız, butün mezıtlen -kışıye özel ısteklen- maharetle yenne getıren. esen ruzgara gore yennı alan, ıdare-ı maslahat zıhnıyetının mahareth uygulayıa aktörlen devleün kıbt noktalanna getırmekte, bu durumda kurum ve kurallann yenne, yetkılı kışının kendısını o yere geüren muhteremın sozu kurum vekural olmaktadır Bu sebeple hukuk devletı lafı, arda çığnenen sakızdan öte bır anlam taşımamaktadır Türkiye'de gerçek anlamda bır hukuk devletı varsa. goruşu ne olursa olsun 37 can, devlet bakarak yanıyorsa devlet makınasında mutlaka bır anza vardemekür Bana gore bu anza, uzun vadede çırkın polıtıkaanın koltuk kapmak ıçın verdığı tavızlenn anonnal tezahurudur (Butavızlerdın ısüsman olduğu gıbı, karşısındakı gerçek devlet adamını yıpratmak amacı ıle yapılan basıt eylemlerde de kendını gostermıştır tsmet tnönü'yü yıpratmak ıçın o zamanın DP'lılennın, Kürt ısyanını bastıran general Muğlalının yargılanmasını ıstemelen gıbı) Sıvas olayında, somut olarak çağdaş ve demokrat devlet yapısı esas alındıgında Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, ılgılı bakan, ılın vahsı, emnıyet muduru, beledıye başkanı muteselsılen ayru derecede sorumludur Çunku ılgıh hukumet üyelen valıye saat başı "Halkla devleti yüzyuze getirmevin" tahmaünı venyorlar Sonuç Parlamenteranayasal sıstemımıze ve mevzuata gore, Sıvas olaylannda, 1- Sayın Cumhurbaşkanı Anayasarruza göre sorumsuz olduğuna gore, ılgıb bakanın sıyası vecezaı sorumluluğu vardır tlgıb bakanın ıstıfa edıp Yuce Dıvan'da gorevı ıhmalden yargılanması gerekır (tlın yoneücılenne, 'Bana sormanıza gerek y ok, yasal yetkınızı kullanın' demıyor) 2- Ilın vabsı, emnıyet müduru, garnızon komutanı.jandarma alay komutanı, MtT sonımlusu, yasalanmızda gereken yetİcılen olduğu halde yasalan bır tarafa bırakıp, aşıreün bölge sonımlusu gıbı, aşıret reıslennden tabmat bekler duruma gınyorlar Cezaı yonden görevlennı savsaklamışlardır 3- Ibn beledıye başkanının, yapılan soruşturmalara, yazılan çızılenlere göre sıyası, hukukı. cezaı sorumluluğu somut bır şekılde gozukmese dahı, dındar bır beledıye başkanı olarak sorumluluğu, vıcdanıveçokağır Çunku, Müslümanlıkta, Allah'a karşı gelenlen Allah yuce varlığı ıle ve kaınatın yaratıcısı olarak her ancezalandırmak durumundadır Allah'a 'yardrmcı obnak', Allah'm buyüklüğune saygısızhktır Adam öldurmek, adam öldûrmeye göz yummak Müslümanlıkta gunahlann en büyuğudur Sayın Başkan uhrevı vedunyevı gerekli bütün gucunu kullansaydı, temsılabğını yaptıgı ozanlar kentıne kara yazıyı yazdınnazdı RahmiÖzel Çorum C Savası Yalnız Tüpkiye ile Bu İş Yüpümez... Islam coğrafyası mağrıpten maşrıka kadar uzanan kocaman bır okyanus Atlantık'ten başlayıp Asya nın guneydoğusundakı adalara kadar serpılıyor Muslumanlar Islam Çın-ı Ma- çın'den Balkanlar a yayılan bır gezegensel dın Musluman nufus bır mılyar Ne ışe yarıyor'? Bosna'da kırımdan geçırılen Muslumanları Islam dun- yası seyredıyor Amerıka dan medet umuluyor • Ya Arap dunyası'' Ummet-ı Muhammet ın en buyuk bolumunu "kavm-ı necıp 'denen Araplar oluşturur Araplar bır araya gelemez Arap Arabı yer Arap dunyasında krallar emırler şeyhlerveneoldum delısı devlet başkanları buluşurlar şap şup opuşurler, bırbırlerını bağırlarına bastıktan sonra her bın kendı sa- rayının saltanatı ıçınde yaşamayı her şeyın ustunde tu- tar Arap Arabın ayağının altına karpuz kabuğu koyar • Sovyetler yıkılıp dağıldıktan sonra dunya sıyasal soz- luğunde bırdeyım onem kazandı 'Turkluk dunyası1 'Adrıyatık Denızı nden Çın Seddı ne kadar ' yayılan bır yenı okyanus Ne yapıyorTurkler? Muslumanlar ya da Araplar gıbı mı olacaklar7 Devlet başkanları, dışışlerı bakanları, başbakanları, havaalan- larında toren moren, opuş mopuş uzenne sarmaş dolaş olduktan sonra bol bol nutuk soyleyıp bıldıklerını mı oku- yacaklar? Yoksa ıçlerınde bır başka cevher mı var? • Azerbaycan da ne oluyor'? Uç buçuk Ermenı yedı mılyonluk Azerbaycan toprak- larını doğru durust bır dırenmeyle karşıla^madan ışgal edıyor, ama, Azerı Azerıyle uğraşıyor Azerılertozduman Yalnız Azerıler mı toz duman"? Adrıyatık ten Çın Seddı ne kadar Turkluk dunyası ne yapıyor? Atlantık '• ten Buyuk Okyanus a kadar Islam dunyası' nerede? Ha Bosna Ha Azerbaycan Azerbaycan daha da kotu Çunku dunya petrol coğraf- yasının kavşak noktasında konuşlanmış bu toplum Du- vel-ı Muazzama nın en acımasız çıkarlarının trafığınde ne yapacağını şaşırmış bağımsız devlet olmanın so- rumluluğuna erışememış gorunuyor Turkluk dunyasının toplumları Orta Asya'da kendı dertlerıne duşmuşlerken herkesın gozu Ankara'da Akıl satıcıları bağırıyorlar - Turk ordusu yurusun Nereye? • .Turan amı' Azerbaycan, Turan ın kapısıdır, ama, her şeyden on- ce bır soruyu yanıtlamak gerek - Bız Turan ı bağnmıza basmak ıstıyoruz, onlarbızı ıs- tıyorlarmı? Arabın Arabı, Muslumanın Muslumanı ıstedığı gıbı ıs- tıyorlarsa, bu ışte ış yok 2000 e doğru Anadolu Turklerı- nı, ayaklarının altından kayacak topraklara dogru sefer- ber etmek tarıhımızın en buyuk yanılgısı olur ' Adrıya- tık ten Çın Seddı 'ne kadar Turkluk dunyası' nda karşılıklı ışbırlığıne dayanan dengelı bır dayanışma kurulamaz- sa çağdaşlığtn dışına duşerız Çağımızda palavranın yerı yok, çunku ıletışım dunyasında neyın ne olduğu ça- buk ortaya cıkıyor Orta Asya dakı Turkdevletlerı Azerbaycan a ne kadar ılgı gosterıyorlar? YAYMLARI İLHAN SELÇUK A S I 40 000 lıra (KDV ıçındel ödemelı gondenlmez ÇAĞDAŞ YAYINLARI Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul '•a V e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle