Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1EYLÜL1993ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
Montreux Sözleşmesınin bugünü
Burcu AKAN - Baki TEZCAN
Türkiye'nin eli kolu bağk
naÜMT
frafli
veartan
196O
SSCB 2364
Yunarusfen: 1332
Italya: 1242
ToplanıgOTi:9H4
•
Toplam lonaı
197O
SSCB:
Yunanıstan:
Italya:
28 735 726
7071
317.1
1181
17911
198O 1
SSCB: 7656 SSCB:
Yunantstan: 3362 Romanya
Ftomanya: 1470Buigaristan:
20780
989
9196
2108
1206
21235
63 630.897 126896.485 160.522.887
Başka bir sorun da. son yıl-
larda Boğaz trafiğinde gözle-
nen büvük artıştan kaynak-
lanıyor. Sunduğumuz tablo-
da da göfülebıleceği üzere
Boğazlar"dan geçen genulerin
sayısı I960"lardan bu yana üç
katına çıkrruştır. 1989 \ihnda
geçen gemılenn toplam to-
najı, 1960 yılındaki toplamın
beş kaüdır. Bu yüksek artışta
Sovyet gemilerinin. özellikle
de Sovyet savaş gemilerinin
payı büyüktür. (5')Dışişleri
Bakanlığı"nın bir deklaras-
yonunda belirtildiği gibi, de-
niz traflğinin yoğunluğu ve
özellikle Boğazlar'ın jeolojik
ve fıziksel yapısı. deniz ka-
zası tehlikesini ciddi bir bi-
çimde arttırmaktadır. (6')
Konuvla ilgili bir uzmandan
aldığımız bilgiyegöre Boğaz-
lar'dakı akıntılar. 6 mile va-
ran hızlanyla gemılerin seyri-
ni tehlikeye sokar. Yeniköy
gıbı gemılenn 90 derecelik
dönüşler yapmasını gerektı-
ren nskli noktalar da vardır.
Sineye çekilen kazalar
Tüm bu faktörler, başta
herkesce bilinen 1979 "Inde-
pentcnta" olayı olmak üzere
çok sayıda tehlikeli kazaya
yol açtı. Daha yakın tanhlere
bakarsak, 14 Ekım 1991"de
Lübnan bandıralı "Rab-L'ni-
on". Filipiri bandıralı bir ge-
mıyleçarpıştı vc battı. Gemi-
nin içinde bulunan 22.000
koyunun şu anda deniz alü-
nda çürüyerek çıkardığı gaz-
lar. Boğaz sulannı oksijen
yetersizliği tehlikesiyle karşı
îcarşıya bırakmakta. Boğaz-
lar'daki çevre sorunlan ka-
zalarla sınırlı değıl elbette.
petrol tankerleri de çeşitli atı-
klanyia sulan kirletiyorlar.
Marmara Denizi'nde yaşa-
yan birçok balık türünün
nesli çoktan tükendi. Mont-
reux, bu sorunlann çözümûndc yeter- yacak hiçbir madde yoktur. Bir kaza
siz kalmaktadır. Kazalan önleyebi^e- olduğunda tazrninaî almak hcr za-
cek olan pılotaj ve römorkaj sözleş- man mümkün olamamaktadır (Bu
meye göre zorunlu değildir. Gemi yü- konuda, 12.8.1993 tarihli Cumhuri-
kü içeriğınin kontrol edilmesini sağla- yet gazetesinde çıkan Sn. Gûndüz Ay-
Silah yüklü Cape Maleas ve koyun yükü Ue batan Rab-Union gemüeri Montreux'nün artık yet-
mediğini simgeledi.
bay'ın makalesi aydınlatıcıdır). Üste-
lik tazminat alırısa bile. çevreye veri-
len zarann genişliğini ölçebilecek hiç-
bir mekanizma bulunmamaktadır.
İstanbul Boğazı'nda, Tiırk yetkılileri
tarafından Ekim 1991'-
de el konulan silah yüklü
Kıbns Rnm bandıralı
"Cape Maleas" ise silah
kaçakçılığı sorununu
gündeme geü'rmiştı. Her
ne kadar Iran. silahlann
kendısınc ait olduğunu
iddıa ettiyse de bulunan
silahlann gerilla savaşı-
nda kullanılan cinsten
olması. bu silahlann
Türkiye"nin toprak bü-
tünlüğüne karşı kullanı-
labileceği olasılığını akla
getirdi. Ancak olayın ya-
rattığı diplomatik kriz,
geminin serbest bırakı-
lmasıyla sonuçlandı.
Kimyasal ve biyolojik
silahlann üretımi ve kul-
lanımına karşı bir ant-
laşmayı imzaladığı hal-
de. Montreux'nün tica-
ret gemilerine koşulsuz
serbest geçiş sağlayan
ikinci maddesi. silah ve
uyuşturucu kaçakçılığı
konulannda Türkiye'-
nin elini kolunu bağla-
maktadır. Montreux
Sözleşmesi. 29. maddeye göre, her beş
yılda bir değiştirilmeye açık. Bu da
1996 yılında sözleşmenin yenilenebi-
leceği anlamına geliyor. Işte bu tarih
yaklaşırken bazı akademik çevreler-
de, büyük bir knz ortaya çıkmadan
çevresel ve diplomatik problemleri
çözecek koşullann elde edilmesi
amacıyla sözleşmenin yenilenmesi
fıkri ortaya atıldı.
Sn. İsmail Soysal (7
7
) gibi baa eski
diplomatlar ve akademisyenler ta-
rafından bugünkü uluslararası or-
tam. böyle bir değişiklik ıçin çok uy-
gun göriilüyor. Sovyetler BirliğTnin
dağılmasıyla Rusya'nın işbirliğjne
daha açık hale geîdıği. Karadeniz'e
kıyıdaş olan diğer devletlerin de ken-
dileri için yaşamsal önemi olan Bo-
ğazlar söz konusu olduğunda. Türki-
ye ile iyi ilişkilennı sürdürmçk isteye-
ceklen belirtiliyor.
YARI1V. IVeler değişmeU?
KAYSAKLAR
5. Rappurt Annuel sur le Mouvemenıdes
\'a\ires a Travers le.s Detroils Turcs, Re-
pı/blu/ue de Turyuıe-Mini'iiere des Affaires
Elrtmgeres. 1960. 1970, 1980.1989. 1991.
6. İstanbul Boğazı'ndaki Traftk Hacmı
ve Bu Su Yolurnm Orta-Asya ve Kafkas
Petrolü ile Doğat Gazımn Taşınnıasında
KuUanılmau Çalışmaları Hakkında Soru-
lan Bir Suale Cevahen Yapılan Açıklama.
Dısişleri Bakanhğı Denizcilik Dairesi,
9.2.1993.
7. Sn. îsmail Soysal'utgörüşlerini, Cum-
hunyet gazetesinde 22.23 >•? 24 Ocak 1992
lahhlerinde yaymüanan makaleleri ve Bil-
kenl Üniversitesi'nde 1993bahar dönemin-
de \ aptığı konuşmadan derledik.
BoğazJardan 'Zaravh geçiş'engeUenebîür
Dr.M.TEVTİK ODMAN(Deniz Hakim
Albaj, Askeri Yargıtay 5. Daire Cvesi)
Özellikle Montreux Konferansı tutanaklan
incele,ndiğınde Türkiye'nin egemenliğine dayalı
yetkilerinin saklı tutulmasını gösteren bir hük-
mün sözleşmeye konulmasını talepettiği. ancak
sözleşmenin hükümleri saklı kalmak kaydıyla
ülkesi ve karasulannda egemenliğınin ve do-
layısıyla Boğazlar'dan geçen gemiler üzerinde
bazı yetkilerinin devam etitği ve geçişın "za-
rarsız geçiş" olması koşulunda bir tereddüt ol-
madığı ıçin böyle bir hükmün düzenlenmesine
gereksınim duyulmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda "zararsız geçiş" kavramına
açıklık getirmek gerekmektedir.
1930'da La Haye Kodlaştırma Konferansı'-
nda düzenlenen metnın 3. maddesinde za-
rarsız geçiş menfi yönden ele alınarak "Gemi
bir sahil devletinin karasulannı bu devletin gü-
venliğine, kamu düzenine ya da mali çıkarlanna
zarar verecek bir fiil ika etmek amacıyla kul-
lanıyorsa, geçiş zararsız sayılmaz" şeklinde
tanımlamış. 1958 sözleşmesinin 14. fıkrasında
da "geçiş kıyı devletinin bartşına, düzenine ya
da gihenliğine bir halel getirmediğı sürece za-
rarsızdır" şeklinde açıklanmıştır.
Birleşmiş Milletler 1982 Deniz Hukuku Söz-
leşmesinin 2. kısmının 3. bölümü. karasulan-
ndan zararsız geçişi düzenlemekte v e 19. mad-
desi "zararsız geçiş" kavTamına açıklık getir-
mektedu. Bu maddenin 1. fıkrası 1958 sözleş-
mesinin 14. maddesine paralel olarak "Geçiş,
kıyı devletinin bartşına. düzenine veya güvenliği-
ne zarar vermedikçe zararsızdır. Geçiş bu sözleş-
menin hükümlerine ve uluslararası hukukun di-
ğer kurallanna uygun şekilde gerçekleştirilecek-
tir" şeklinde düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığı altında, geçişin zararlı
hale dönmesi veya büyük tehlikeler arzetmesi
ve kıyı devletinin güvenliğine zarar verecek bo-
yuta ulâşması halinde. artık zararsız geçişten
söz edilmek mümkün olamayacağıhdan buna
müdahaleye ve geçişi engellemeye kıyı devleti
olan Türkiye'nin hakkı olduğu kabul edilmeli-
dir.
Egemen eşitlik
Bir kez daha vurgulamak gerekirse, Birleşmiş
Milletler Sözleşmesi'nin 2. maddesine göre Bir-
leşmiş Milletler Teşkilatı. üyelennin egemen
eşitliği üzennekurulmuştur. Sözleşmedeki "ege-
men eşitlik", devletlerin hukuki bakımdan eşit
olduklannı; her devletin, haklanndan tam ege-
men olarak istifade ettiğjni; devletin şahsiyeti-
ne, ülke bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına
saygıyı: devletin uluslararası görev ve yükümfü-
ters akıntılar bulunan. kışm zaman zaman yo-
ğun sis tabakasıyla kaplanan İstanbul Boğazı'-
nın son yıllarda gemi tonajlanndaki büyüme ve
artan deniz trafıği yanında aynca devasa petrol
tankerlerinin geçişini sağlaması pratik açıdan
mümkün değildir. Bu çerçevede hükümetin;
Azerbaycan, Kazakistan ve Rusya petrolünün
Boğazlar'dan taşınmaması için yoğun temas
içinde bulunması ve bu amaçla Dünya Denizci-
lik Örgütü'nden bir karar çıkarmaya çalışması
takdir edilmesi gereken çabalardır. Basından
edinilen bilgilere göre Türkiye'nin Boğazlar'-
dan petrol taşınmasının sakıncalan konusunda
BOTAŞ'a yaptırdığı araştırma sonuçlannı
ukukun, tüm devletlere istisnasız tanıdığı serbest geçiş ilke-
sinden yararlanma hakkı için Türkiye'nin güvenliği açısmdan
egemenlik hakkına dayalı bazı yetkileri kaldırdığını ileri sürmek
mümkün değildir. Zira, haklı çıkarlann korunması, tüm ulusal ve
uluslararası hukukun görevidir.
lüklerini uluslararası düzen içerisinde yerine ge-
tirmesini; ifade etmektedir. Sözleşmede vurgu-
lanan egemenlik ve bağımsız hakkı ve bunlarla
aynlmaz bir bütün oluşturan eşitlik ve varlığını
koruma ve geliştirme haklan devletlerin vazge-
cemeyecekleri asli haklannı oluşturmaktadır.
Bu bakımdan salt bazj devletlerin kendi çıkar-
lan doğrultusunda Türkiye'nin güvenliği aley-
hine Kafkasya petrolünü tankerlerle Boğazlar'-
dan geçirmeye kalkışması, yukanda belirtilen
asli haklann ihlali ve ortadan kaldınlması nite-
liğinde mütalaa edilmelidir.
1993 yılı itibariyle elli bin civannda geminin
transit geçtiği, şehir hatlan vapurlan, deniz oto-
büsleri ve dolmuş motorlannın her gün
karşılıklı binden fazla sefer yaptığı. özellikle dar
bir su yolu olan ve bazı kesimlerinde kuvvetli
almasından ve petrol ile ilgili konsorsiyumun
bağımsız bir îngiliz şirketine yaptırdığı araştı-
rma sonuclanrun almaandan sonra bu şırketin de
"Kesinlikte Boğazlar'dan gemi ile petrol taşına-
maz" raporu vermesı Türkiye açısından büyük
değer taşımaktadır.
Başbakanın, Rusya Büyükelçisi Albert Çer-
nişe\ e "İstanbul Boğazı'nın Orta Asya petrolle-
rinin sevkini kaldıramavacağını" belirterek "Bo-
ğazlar'dan geçiş yok" mesajını vermesi, hükü-
metin bu kararlılığını sürdürmesi halinde. gerek
hukuki gerekse fiili olarak Boğazlar üzerindeki
hak ve yetkilerimiz yönünden avantaj bizde ka-
lacaktır. Kaldı ki. ",Montreux'yü değiştirmek
için masaya oturaıayız" şeklinde beyanda bulu-
nan Çernişev'e, Türkiye'nin sözleşme>i 28.
maddesi uyannca her zaman feshetme hakkı ol-
duğunu hatırlatmakta yarar umulmaktadır.
Anılan madde uyannca her zaman yapılabile-
cek fesih ihbannın Fransa'ya bildirilmesinden
ikı yıl sonra sözJeşme kendılığınden feshedilece-
ğinden Çernışev'in masaya oturmama iradesı
herhangi bir hukuki değer taşımamaktadır.
Amacı. karşıt görüşlerin ve çıkarlann bağ-
daştınlması olan hukukun, tüm devletlere istis-
nasız tanıdığı serbest geçiş ilkesinden yararlan-
ma hakkı için Türkiye'nin güvenliği açısından
egemenlik hakkına dayalı bazı yetkileri
kaldırdığını ileri sürmek mümkün değildir.
Zira. haklı çıkarlann korunması, tüm ulusal ve
uluslararası hukukun görevidir.
Başta Rusya olmak üzere petrolün tankerler-
le taşınmasında ısrar eden diğer devletlerin, kısa
vadeli çıkarlann bir yanı bırakarak konuyu,
Türkiye ve Montreux Sözleşmesi yanında özel-
likle uzun vadeli olarak geniş bir perspektif için-
de değerlendirmeleri, Boğazlar'dan geçişin her-
hangi bir nedenle engellenmesi durumunda bu-
nun dünva ekonomisine yansımalannı gözö-
nünde bulundurmalan gerekmektedir.
BİTTİ
KAYN4KL4R '
1- Aydoğan Ozman ,'Çevin) Birleşmiş Milletler Deniz
Hukuku Sözkşmesi. İstanbul Deniz Ticaret Odası Ya\ı-
nlart. No. 5. İstanbul 1984.
2- F.Edtp Çe/ik. Milletlerarası Hukuk. İkinci Kitap.
İstanbul, 1987.
3- Herbert A .Smith f Çeriri. Ahmet Kerse- Yüksel ÖnelJ
Deniz Hukuku \v Teamülü. 3..B.. İstanbul 1967.
4- John Colombos. The Intermı'tonal Law of the Sea.
Sıxth Edition. Edınburg. 1967.
5- Reha Parla. Belgelerle TC'nin Vluslararası Temelle-
ri Lozan Montrö. Türkhe'nin Komsulamla İmzaladığı
Belgeler. Lefkoşa. KKTC. 1985.
6- RichardR.Ba.xter, The Law of Inlematıonal H'aler-
H'ays, Han\ard Vniversity Pres, Cambridge, 1964.
7- Seha L.Meray, Monteux Boğazlar Konferansı Tuta-
naklar-Belgeler. 1976.
8- Yiiksel İnan. Türk Boğazlarınm Siyasal ve Hukuki
Rejimi. Ankara, 1986.
CALISANLARIN SORULARI-SORUNLARI / YILMAZ SİPAL
Babam Devlet Memuru Emeklisiydi
SofU!\912 yılı sonları ile 1973 yılı sonlarına ka dar, 1 yıla yakın
süre özel bir bankada çaltştım. Daha sonra çalışmaya ara
verdim. Ekim 1980'de verüdcn iş hayatına başladım. So-
rularım:
1) Emekliliğe hak kazanacağım yıl ve hangi şartlarda
olacağı? (Vani borçlanma olup olmayacağı)
2) Sigortalı olarak çalıştığım sürece, hep en üst kade-
meden sigorta primim ödendi. Halen de en üst kademeden
ödenmektedir. Emekli olduğumda hangi kademeden ve ne
miktarda aylık alacağım.
3) Şu an dulum. Eşimden boşandım. Babam devlet me-
muru emeklisiydi. Başvuruda buluııduğum takdirde, ça-
lıştığım halde bana herhangi bir aylık bağlanr mı?(M.K.)
YANIT: 1) Sosyal Sigortalar Yasası'nîn "Yaşltlık aylığından
yararlanma şartları"na ilişkin 60. maddesi uyannca. vaşlılık aylı-
ğına hakkazanabilmek için sigortalılann:
"c) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olmakla beraber.
ludın ise 20. erkek ise 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az
5.000 gün, Malulluk. yaşlıîık ve öliim sigortalan primi ödemiş ol -
nusı şart tır.
Bir kadın sigortalı olarak, sigortaya girişinizin üzerinden 20
tam yılın gecmesi ve bunun yanı sıra da bu 20 yılhk süre içinde en
az 5.000 gün (13 yıl 10 ay 20 gün) Sosyal Sigortalar Kurumu'na
malulluk, yaşhlık ve ölüm sigortalan da ödemiş olmanız gerek-
mektedir.
Sosyal Sigortalar Kurumu'nda borçlanma hükümleri yalnızca
askerlik süresi için geçerlidir.
Askerlik süresi dışında gerek çalışarak. gerek işsizlikte geçen
sürelerin borçlanılması olanaksızdır.
1972 yıhnda sigortaya giriş yapıp, yaklaşık 14 yıl da (5.040
gün) malulluk, yaşhlık ve ölüm sigortası ödeyen kadın sigortalı-
lar. yaşhlık aylığı almaya hak kazanmıştır.
1993 yıbnda son 5 yılın primlerinı (1 Ocak 1988-31 Aralık
1992) tavan göstergeden ödeyip, 5 yılhk sigorta primine esas ka-
zanç ortalaması 24 milyon 68 bin 160 liraya ulaşan özel sektör
çalışanlan. en yüksek gösterge olan, 6.650
T
den yaşhlık aylığı al-
maya hak kazarurlar.
20 yılhk sigortalılık süresi içinde, 13 yıl lOay 20 gün (5.000 gün)
prım ödeyen kadın sigortalılara, 1 Temmuz-30 Eylül 1993 arasın-
da 6.650 göstergeden ve %50 orandan, 835 katsayı ile 1 milyon
225 bin lira sosyal yardım zammı ile birlikte, 4 milyon bin 375 lira
yaşlıhk ayhğı ödenmektedir. Hesabı:
6.650 (gösterge) x 835 (katsayı) x %50 (ayhk baâlama oranı) =
2.776.375 TL. (Yaşhlık aylığı) + 1.225.000 TL. (sosyal yardım
zammı)= 4.001.375 TL. (toplamyaşhhk aylığı)
3) Sosyal güvenlik yasalan (5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı
Yasası, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası ve 1479 sayıh Bağ-Kur
Yasası) birbirleriyle çelişmektedir.
Dul ve yetim aylıklanna ilişkin hükümler de çelişkilidir.
Babası devlet memuru emeklisi olan bir yetim. aynı zamanda
kendi çahşmalanndan dolayı SSK'dan hak kazandığı yaşhhk ay-
lığını alabilmekte, buna karşılık SSK'dan emekli olan birsigorta-
lının karşısına Sosyal Sigortalar Yasası'nîn 68. maddesi çıkmak-
ta ve yetim aylığı almasını engellemektdir:
"Yaşları ne olursa obun evli olmayan. evli olmakla beraber son-
radan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigorta') a, emekli sandık-
lanna tabi bir işte çaltşmayan, buralardan gelir veya aylık almayan
kız çocuklann her birine" yetim aylığı bağlanabilmektedir.
Kısaca, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşhlık aylığı alma-
nız, T.C. Emekli Sandığı'ndan yetim aylığı almanıza engel değil-
dir. Babanız SSK emeklisi olsaydı, yasa, yetim aylığı almanızı
engellerdi.
POIİTtKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Gazetecilfğini Göster...
Osmanlıca bir mesel var: "Herkesin birderdi var, asi-
yabîninki âb!.." Bizim Türkçeye aktaracak olursak,
"Herkesin bir derdi var, değirmencinin de su derdi var"
diyeceğiz. Herkes su saatlerinden şikayetçi, biz de yakı-
nacağız.
İstanbul Belediyesi'nin (ISKİ imparatorluğunun) ba-
şında bunca dert varken bizim su saati derdini açmak
olur mu? ilkin "olmaz" diye düşündüm. Bundan önce
belediyeyle ilgili bir işimiz olunca oradaki arkadaşlara
söyler, hemen de yanıtını alırdık. Nitekim geçen kış
apartmanın kanalizasyonu patladı. Eksik olmasınlar bir
telefonumuzla hemen çözümlediler. Adamlar, kamyon-
lar, vidanjörler, aletler göndererek, bizi patlayan kanali-
zasyondan kurtardılar. Allah kimsenin başına vermesin,
adı üstünde "pis iş", hemen temizlendi.
Bu kez başımıza gelenler su derdiydi. Sular Idaresi'-
yle gül gibi geçinip gidiyorduk. Son makbuzlar gelince
şaşırdık kaldık.^Bir su saati var, durmadan yazıyor.
Efendim, bizim apartman 15daire, dörtdükkan. Daire-
ler aşağı yukarı birbirinin eşi. Dükkanlar kasap, bakkal,
elektrikçi ve berber (kuaför)... Şimdiye değin gelen mak-
buzları itiraz etmeden ödüyorduk. Ama son makbuz
odenir gibi değil.. Komşularımızın hemen yarısından
çoğu yazlıkta, kalanlar da aşırı su kullanmayan birkaç
aile olunca 20 milyonluk bir fatura bizi şaşırttı. Gözleri-
mizfaltaşı gibi açıldı. Bizim durumumuzda bulunan (19
dairelik) öteki apartmanlara bu kadar su faturası kesil-
memişti. Sağa başvurduk, sola başvurduk derdimize
derman olacak birini bulamadık!
Yönetici Sular Idaresi'ne gitti, orada da bu "keşme-
keş" sırasında yanıt verecek birini bulamadı. Hadi, bu
keşmekeş diner de. derdimize bir kulak veren bulunur
dedikse... Gene olmadı...
Bir iki dilekçe yazıp bir ilgiliye vermek istedik. Hiçbir
ilgili bizim dilekçemizi almadı.
"Dilekçemizialmıyorlar" diye bir dilekçe daha yazdık-
sa da, ona da yüz veren olmadı. Becerikli yöneticimiz,
elinde dilekçe (dilekçeler) o makam senin bu makam
benim dolaşıp duruyor. Bakalım ne zaman bir yanıt ala-
cağız? Serde gazetecilik var ya. konu komşu,
"Hadi gazeteciliğini göster!.." diyorlar.
Gazetede yazılanları dinleyenler varmış gibi benim
de işe karışmamı istiyorlar. Sağdan soldan tanıdıklarım
var, onlarıntelefon numaralarınıçeviriyorum, "yazlıkta"
diyorlar. Adı dillere destan İSKl'de de benim tanıdığım
yokmuş; ama ihbarcıların sayısı göklere erişiyor. Ko-
caeli milletvekli eski dost Ibrahim Bey var, İSKl'de yöne-
tim kurulu üyesi sanıyorum, onu aradım. Meğer İSKİ-
den yakınanlar arasında o da varmış, bir türlü ulaşama-
dım. Her gördüğümde "Bir işin olursa bana haber ver"
derdi. Haber vereceğim ama, bulamıyorum.
Başvuracak bir dost, dilekçe verecek bir muhatap
ararken yeni su makbuzu gelmez mi? Bu sefer de 10 mil-
yon istiyorlardı. Bu işte bir yanlışlık var. Şimdi ilgililer-
den rica ediyoruni, adresimiz şu: "Akatlar, Zeytinoğlu
Sok. Tüzün Apartmam No. 76." Birtek saatimiz var, baş-
kası yok. Gazete yazarsa düzelir diyorlar, bakalım dü-
feltilecek mi?
İşte gazeteye yazıyoruz.
BULMACA
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Deniz sigortacıhğında.
ilgililerin yükümlülükle-
rini belirten belge... Bir
soru eki. 2/ Omurgahlar-
da kol ve bacaklar...
Olaylann düzenli aralık-
larla yinelenmesi niteliği.
3/ Japon lirik dramı... Si-
nir hücrelerinin. en belir-
gin ve uzun olanı. 4/ Bi-
rim... Satürn gezegeninin
bir uydusu. 5/ Kırma,
melez. 6/ Önder... Yan
memnunluk belirten bir
ünlem... Bir gösterme sıfatı. 7/ Bir
görevın yürütülebilmesi için mer-
kez olarak seçilen yer. İzin. 8/ Hı-
ristiyanhkta. insanın Tann'ya ve
başka insanlara duyduğuna inanı-
lan doğaüstü aşk. 9/ Bir v üzü sırh
ve genellikle çiçek motifleriyle süs-
lü, kilden yapılmış levha... Yaşa-
mak bir — gibi tek ve hür ve bir
orman gibi kardeşçesine'bu hasret
bizim" (Nâzım Hikmet).
YTKARIDAN AŞAĞ1YA:
1/ Birbirlerine göre kan kocanın analannın her biri. 2/ Bir ya da
daha çok artı ya da eksi elektrik yüklü atomlann ortak adı...
Çoktan beri var olan. 3/ Tavlada bir sayı... Uluslararası Para
Fonu'nun simgesi... Tarla sırun. 4/ Dinsel inançlan olmayan...
Oylumlu. 5/ Argoda dikızci. 6 / Kimi bitk.ilerden sızan ve katı-
laşarak sanmtırak bir cisim durumuna gelen bir çeşit şekerli
özsu... Sarma. kuşatma. 7/ Gövde heykeh... Bilenmiş kesici bir
aracın vüzünde kalan ve bileği taşıyla giderilen metal çapağı. 8/
Atıf Yılmazın. Necati Cumalı'nın aynı adlı oyunundan sinema-
ya aktardığı fılm... Arnavut yemini. 9/ Parola... Inatçı.
... İnsan haklan için
barışa çağrı gecesi
Açık hava
TİYATROSU
KATILAN
B i |
s
e s u E r e n u s
CALiATnı An Deniz TJrkali • DuyEU
SANATÇILAR . . c
.. ...
r e
y
Ankara • Edıp Akbayram
Ferhat Tunç • Füsun Demirel • Grup
Kızılırmak • Güzin Çorağan • Hadi Çaman
Hale Soygazi • Halil Ergün • Haluk Bilginer
Jülide Kura! • Koma Denge Azadi • Koma Mezra
Botan • Levent İnanır • Meral Çetınkaya
Melike Demirağ • Necmettin Çobanoğlu •
Necdet Şen • Rutkay Aziz Serap Aksoy •
Şanar Yurdatapan • Tayfun Çorağan
Sunucular Nur Siirer & Orhan Aydın
NOT: Biletler Dernek Bınamızdan veya
gece lıyatronun gişesınden temın edilebilır.
İNSAN HAKIARI DERNEĞI İSTANBUL ŞUBESİ
llk Beledive Cd. Küçük Tünel Hn. 5/5 Tünel/Beyoglu
Tel: 244 44 23-251 35 26
ROMAN VE YAZARLIK
OYUNU
Samim Kocagöz
30.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İsıanhul
Ödentdi gönderilmez