Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23AĞUSTOS1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
IÇM'ninknedikarüda boyunauygun|^"*V lay, ani bir ekonomık çıkışla I ~7 ~ ~ I I yorsunuz. Akşam, piyanoda, eski-
'• • Baü'nın diklcatinj çeken * V T l M t i Î H P den Maoculann hiç sevmediğı Beet- ı
I \ J F Çin'in, Beidaihe kenunde, <u
* -*'*-V»*F
* hovençalınıyor. **-
lay, ani bir ekonomık çıkışla
Batı'nın dikkatini çeken
Çin'in, Beidaihe kentınde,
jyerli ve yabancı yetkililerin kaldı|ı
otelin resepsiyonunda yaşandı.
Kentin görkemli binalanndan biri
olan bu otelde, dünyanın en kala-
bahk nüfusuna sahip ülkesmin gele-
jceğini elınde tutan insanlar, zaman
izaman biraraya gelir. Aktardığımız
ı'olay sırasında müşteri, resepsiyon-
daki görevliye hesabını kapatmak
[için uluslararası bir kredi kartı
j uzatlı ve aralannda şu konuşma ya-
şandı:
ı Görevli: Hayır, kredi kartlannı
îkabul etmiyoruz.
! Müşteri: Peki ni- •—•—™
|çin?
; Görevü: Böyle bir
hizmet sunmuyoruz.
j Müşten: Bubırhız-
ımet değıl. bütün dün-
lyada kabul gören bir
;ödeme yöntemi.
j Görevli: Burası Çin
fve bizde bö>le bir uy-
gulama yok.
Müşteri: Uluslara-
rası uygulamalar sizi — _ _ _ _
ilgilendirmiyor mu?
Görevli: Hayır, bizi ilgilendirmi-
yor.
Görevli, en sonunda, günlerden
pazar, bankalar da kapalı olduğun-
jdan. Amerikan Dolan almayı kabul
ietti...
! Devlet yöneticilerinin yazlan din-
üenmek için geldiği Beidaihe, yaz gü-
,'neşi alünda rehavçte kapılmış ha-
ıvasıyla, Deng Şiaoping'ın Çıni'ndekı
|toplumsal değışımı frenleyen etken-
'leri gözler önüne seriyor. Burada.
Çin'in bütün dünyada "yeni zengin-
,1er"den biri olduğu-
,'nu ileri sürerek pro-
pagandasını yaptığı
•değerler, lüksün tadı,
'hatta gösterişin izi
lyok. Kentin caddele-
Irinde Hongkong'dan
,ithal edilmiş ya da
içalıntı otomobilleriy-
;le gezınenler, kişisel
işleri için, önemli bir
jyerdeki bir "amca"
jüe göriişmek için
jkente bırkaç gün-
îüğüne gelmiş olan-
jlar. Polis otomobille-
riyle çevrilmiş kortej-
jeri, Pekin Caddesı'-
nde sabahtan akşa-
^na son hız gıdıp geli-
yor. Ancak fazla
jiızun kalmıyorlar.
Çünkü Çin'de, parası
olanlar için daha çe-
kici yerler var.
Beidaihe, Mao dönemine ait bir-
çok ahşkanlığın sürdüğü bürokrasi-
nin bir merkezi görünümünde. Ko-
münist rejimin yöneticileri, halkın
gözlennden ırak villalannda (kaldı-
klan semtlere giden yollar ölümlüle-
re kapalı, yabancılann ise girme
şanslan hiç yok) dinknmeye geldiği
kent, ternızlenmiş, çiçeklenmiş,
daha gösterişli bir hale getirilmiş ve
bir ölçüde küçük çaplı özel ticarete
Vitrinde sergilenen çikletlerden satın
almak isteyen bir anneye satıcı,
çocuklann artık çok şımardığını
söyleyerek, "Çiklet de ne işe
yararmış!" diyor ve vazgeçmesini
öğütlüyor.
açılmış. Ancak yaz nüfusunun bü-
yük bölümünü devrim emeklileri.
yetkililer, hak eden ışçiler ve
yurtdışından geri dönen diplomat-
lar oluşturuyor.
Bu hürokratik kastın, tüketimin
zevklerinden ve belirli bir batılılaş-
madan uzak kaldığı söylenemez.
Plajlarda mayolu kadın ve erkekler,
bırbirlerinin fotoğraflannı çekiyor
ya da video kameralanyla görüntü-
lüyor. Lokantada, "uluslararası
tarzda sabah kahvaltsı" yapabılı-
yorsunuz. Akşam, piyanoda, eski-
den Maoculann hiç sevmediğı Beet-
boven çalınıyor.
Eskiden yalnızca yabancılann gı-
rebildiği otel, bugün yerli yabana
görevlilerle dolup taşıyor. Sokakta,
kaldınmlar elektronik oyunlarla
dolu. Ancak bütün bunlar. Çin'i re-
formlardan önce görmüş herhangi
birinın hemen fark edebileceği gibi.
kökleri sökülemez davranışlann
üzerine yerleştirilmiş gibi duruyor.
örneğin, vitrinde sergilenen çiklet-
lerden satın almak isteyen bir anne-
ye satıcı, çocuklann artık çok şımar-
dığını söyleyerek, "Çiklet de ne işe
yararmç!" diyor ve
— — vazgeçmesini öğütlü-
yor. Unutmuş olabi-
lecekler için. silahlı
askerler, plaja kadar
uzanan yolda devriye
geziyor.
Bu ortam içinde,
Uzun Yürüyüş'ün
üst yönetidlerinden
hangilerinin yazın
buraya gelip' kaldı-
klannı belirlemek
„ ^ — ^ ^ _ mümkün değil. Dün
89 yaşına basışını
kutlayan Deng'in sağlığıyla ilgili
söylentiler, etkin olan yönetıcilerin
carunı sıkıyor. Ancak, rejimin gi-
zemliliği içinde sorulan yaruthyor-
lar. Dışişleri Bakaru, testis kanseri
nedeniyle ameliyat olduğunu nere-
deyse yalanlayacaktı. 22 ocaktan bu
yana televizyonda bile hiç görülme-
di. O zamandan beri. daha önce em-
rinde çaiışmış birçok general öldü.
Deng, 1976"da ölen Mao'nun
uzun yaşama rekorunu çoktan gen-
de bıraktı. Mao, öldüğünde 83 ya-
şındaydı. Çan Kay-
Şek ıse 1975"te öldü-
ğünde 89 yaşındaydı.
Deng, bu ıkı liderden
daha uzun yaşa-
masının vanı sıra.ta-
rihte onlardan daha
ıyi bir iz bırakacak.
Uygulamalan.
Mao'nun öldükten
sonra arkasında bir
bunalım yaşanma-
ması için uyguladığı
yöntemleri anımsatı-
yor. Deng'in kalıcı
zafen. bugünlerde
anlatılmaya başlanı-
yor. Küçük kızı Deng
Rong. babasının ya-
şamı üzenne kişisel
anılannı topladığı kı-
tabını yayımlıyor.
Kitapta, Deng'in in-
sancıl kışılığinin
Şangay, geceleri 3. sûpergücün bir simgesidir. Ama cebinizde Çin parası yoksa, kentin ışıklan söner gider.
yanısıra ne kadar yüce bir insan ol-
duğu da anlatılıyor. Mao, yakınlan-
nın böyle bir şey yapmalannı yasak-
lamıştı.
Bu olayı daha fazla gündeme geti-
rcbilmck için, "Babam Deng Şiao*
ping" adlı kitaptan bazı bölümler,
"Ordu Cünlüğü" adlı gazetede 1
ağustostan itıbaren yayımlanmaya
başladı. Herkes. Deng'den sonra
Çin'de herhangi bir politik program
çerçevesinde ordunun tam saygınlı-
ğım kazanabilecck tek bir adam bu-
lunmadığını bıliyor. Deng'den son-
ra gelmcsi planlanan Jiang Zemin'in
hiçbir zaman komutanlık yapma-
masına karşın, askeri çevTeleri iyi bi-
len bir kişi olarak gösterilme caba-
lan, inandıncı değil.
Başbakan Li Peng'in uzun süredir
ortalarda gözükmemesi nedeniyle.'
bunalım kuşkulan artıyor. Li, hasta
yatağından bazen yazılı notlargön-
dermekle yetiniyor. Yaşadığı doğ-
rulanan Li'nin çok duyarlı dengeler
üzerinde yürütülen sosyo-ekono-
mik politikalara katılmamak için
geri çckildıği iddialannı da gözardı
etmemek gerekıyor.
Li'nin "de facto* yerini alan Baş-
bakan Yardımcısı Zu Rongji. eko-
nomiyi kontrol altına aidığını söyle-
yedursun. basında sürekli aşın böl-
gecilik eğilimine karşı uyanlar yer
abyor. Ekonominin aşın ısınmasına
karşı alınan ilk önlemlere karşın,
146.8 mihon işsiz. ciddi bir sorun
oluşturuyor. 36 milyonu kentlerde
yaşayan bu ışsizlerin büyük bir ço-
ğunluğu sosyal haklardan yoksun.
Parasızlık nedeniyle ıkı avdır üc-
retlerini alamayan memurlardan
söz ediliyor. Beidaihe'deki yaz reha-
veti. köylülerin yaptıklan gösteriler-
de. üç yüz kadar resmi binava sal-
dırdıklan gibi söylentileri engelle-
meye yetmiyor. Çinüler. bu \ılın so-
nuna kadar bir toplumsal çalkantı
yaşanması endişelerini gizlemtyor.
Deng yaşadığı sürece, kendisinden
sonra görevi devralmak ıçın oluş-
turduğu "ekjp". bu kadar çok belir-
sizliğe karşın. halkın önünde tartış-
maktan kaçınıyor. Ancak. birlık
için sık sık yinelenen çağnlar. bu
ekibın yapay olduğunu ve Deng'ın
ölümününardından sorunlann baş-
göstereceğini ortaya koyuyor.
Francis Deron
OOMPABAfl
Rusyaya
dahaçok
Mississippıde zirveyebitmeyenyolcıduk
erekü
B
azı Rus polid'kacılanna özgü,
Batılı ülkelerle ve Japonya'-
yla ılişkilerin her şeyden once
geldiği saplantısı, ekonomık ve en-
Büstriyel gelişmelerinde göz ka-
inaştıncı sonuçlara ulaşmış oian Çin
^e Türkiye gibi komşu devletlerle
. flişkilerin çok yönlü geüşmesine, ne
yazık ki engel oluyor.
ı Türkiye örneği, bizim açımızdan
ayn bir öğreü'ci değer taşıyor. Özel-
likle de bu ülkenin 10-15 yıl kadar
önce Rusya'run bugün yaşadığı tür-
den sorunlar ve zorluklar yaşamış
olduğu gözönüne alınırsa.
I Türkiye"yle ticari ve ekonomik
ılişkilerin yararlan, yalnızca onun
Rusya'nın komşusu olmasma da-
yanmıyor; ayru zamanda Türklerin
ürettiği mallann standartlannın,
^usya'nın gereksinimlerine hayli
fiygun olmasında yatıyor.
I
İTürkiye'ye doğalgaz
satışı
ı Bir ay sonra. Türkiye ve Rusya
hükümetJeri arasında, Türkiye'ye
tioğal gaz ihraç edilmesi üzerine im-
îalanan anlaşmanın dokuzuncu yıl-
dönümü kutlanacak. Bu anlaşma
uyannca, ülkemize bu yıl içinde 100
milyon dolar tutannda Türk malı it-
hal edilmesi gerekiyor.
ı Eczacıbaşı gibi firmalar tarafın-
dan üretilen Türk ılaçlan, en yüksek
uluslararası standartlarla uyum
jçindedır. Rusya başkentinin binfcr-
çe sakini ve konuğu, bunu kendi de-
neyimiyle öğrenmiştir.
; Rusya ilaç pazannın özelliklerini
göz önüne alan söz konusu firma,
Moskova temsilcılıği ve eczanesinin
Vanısıra, pekçok eski Sovyet Cum-
puriyeti'nde de şubeler açmıştır.
[ .Fırmanın. Rusya ılaç endüstrisi-
pin gelişmesıne elinden geldiğince
yardımcı olması da önemli bir kat-
kıdır. İlaç paketleme malzemeleri
üretecek bir ışletmenin altyapısı ta-
tnamlanmıştır. Yine aynı fırmanın
katkılanyla. Kazakistan ve Özbe-
jcistan'da da benzeri ortak bir ilaç
paketleme fabrikası kurulmuştur.
Ivan Şarov
D
erme çatma kulübelerden ku-
rulu, ısstz bir kasaba olan Jo-
nestown, ABD'nin güneyin-
deki Mississippi Deltası 'ndayer alan
vepamuk tarlalarıyla çevrilipek çok
kasabadan biri. Tıpkı güneyın öteki
kasabaları gibi, Jonestonn da,
ABD nin tüm ırkları aynı toplumsal
çatıda birleştirme tarihıne, acı bir
sonsözyazıyor. Bir zamanlar daha is-
tikrarh bir ekono-
mik yapıya ve daha
karışık bir nüfusa
sahip olan bütün bu
kasabalarda, şimdi
nüfusun yüzde 75-
lÖO'ünü siyahlar
oluşturuyor ve hep-
si, yoksulluk ba-
lağma giderek dahafazla saplanıyor.
Uzmanlar, bu kasabaları, "Kent
sornnlannın hüküm sürdüğü ktr'get-
tokm" olarak tanımhyor. Çünkü tıp-
kı kentlerin siyahlara ayrılan kenar
mahalklerinde olduğu gibi, beyazlar,
bu kasabaları terk ediyor; yoksulluk,
issizlîk giderek bü-
yüyor; giderek da-
ha fazla sayıda in-
san, işssizlik pa-
• Jonestovvnlılar, siyah
belediye başkanından
mucize beklıyor. O ise,
" Yetki var, ama ne işe
yarar" diyor.
£b?Scto £}orkS'ımcs
rasınagüvenmeye başlıyor; suç oranı
artıyor ve toplumsal yalıtdmışltk
kendisini adamakıllı gösteriyor.
Yaşananlar, güneyin en büyük ba-
şarılarından birini, seçimlerde san-
dıklardan siyah çıkarma başarısını
gölgeliyor. Bütün ülkede, seçimle iş-
başmagelen siyahyöneticilerinyüzde
20 si Mississippi ve Alabama 'dan çı-
kıyor.
IDikkate aknmaması
gereken bölge
Bu kasabalarda, siyahların daha
çok tarımsal ekonomıye bağlı olma-
smm izlerigörülüyor. Tarım sektörü,
makineleşmeyüzünden şimdi çok da-
ha az insana gereksinim duyuyor.
Jonestotvn gibi yalıtdmış kasaba-
lar, kentgettolarının oluşumu, bunla-
rın oluşmasınaa ırkçılığın oynadığı
rol, yoksulkesim için hazırlanan eko-
nomik programlarm geleceğiyle ilgili
tartışmaları da gündeme getirdi.
Tennessee Üniversıtesi'nde coğrafya
uzmanı olarak çalışan Charles S. Ai-
ken, "1%0'Iardan bu yana Yazoo
Deltası 'nda yeni bir çeşit siyahgetto-
suortaya çıktı"dı\or. "Pek çok kişi,
bu bölgelerisiyahİara ait, dikkate ah-
nmaması ve yabtılması gereken yer-
kr olarak görüyor."
Delta 'da toplumsal yapı. Itep eşit-
sizlik üzerine kuruiuydu. Birleşmeye
kadar, nüfusun tamamını siyahların
oluşturduğu Mound Bayou ve Wins-
tonville kasabaları dışınaaki kasaba-
ların hepsi, toplumsalenteg-
rasyona kadar, siyah köle-
leri kullanan beyazların
kontrotii altındaydı.
Jonestown, toplumsal en-
tegrasyondan önce desiyah-
ların çoğunlukta olduğu
bölgelerden biriydi. 1950'de
yapılan nüfus sayımında,
kasabadaki 741 kişinin üçte
ikisini si-
yahların
ohışıurdu-
ğu görül-
müştü.
Fakat
özellikle
1960'lar-
da ' okul-
lartn karışmaya başla-
masıyla, beyazlar Memp-
his, Cleveland gibi büyük
kentlereyerleşmek üzere bu
kasabayı terketmeye baş-
ladı. Bugün nüfusun yüzde
95 'ini siyahlar oluşturuyor. Siyah-
ların çoğu kır get-
tolarının, eski gü-
ney ırkçüığınm
yeni bir türü oldu-
• Alltgator
•Shalby 1
• Glandor|
•Rutovlll* î
Mississippi Deltası'ndaki
değişimler
Gunnisof)
Arcola
Stedge
Beooıt
Sunfknvef ^
Crenshaw
FriarsPoint "
Jonestown
ShtMby
Mısstesip^ Oetası'ndaU _
kasabalarda siyah nOfusün
Toplam nûfusa orant (yozde)
916
74!
1.M4
1,467
1,521 3.24$
ya bakıyor. Yatakta âylece yatsaıuz
ve birileri sizi beslese, yataktan kalk-
mazsuuz; olacağı bttdur."
Bölgedeyaşaı angereksiyahgerek
beyaz nüfus, sorunun, ırkçılığın çok
ö'tesinde olduğunu, kavnak eksikliği-
nin fe koşulları güçleştirdiğini dûşü-
ü P k k k i i
^ kaS
abalaruı
geleceğiyle ilgili ikı tuhminde bulımu-
\ or. Birincisi. kasahanm giderek çö-
keceği ve sonunda belki de haritadan
silineceği.
İkincisi -ki belki bu seçenek çok
daha korkımç- kasaba halkıntn•çare-
sizlik içinde yaşanıaya devam edece-
ği. 64 yaşındaki Bertha Saxston,
"Marthin Lutfıer King, dağın tepesi-
ne ulaşmak istediğini söylemişti" di-
\or.
"Öylegörünüyor ki, dağın tepesine
yaklaşttğınuz her seferinde, hhileri
hep bizi aşağı çekiyor."
Peter Applebome
ğunudüşünüyor. Küçük delta kasa-
bai
f'ü
~erine
f?hm
sosyologBru- n ü v o r "pek'çok%"iş"i,
ce Hilhams, "Bütün Birle- v v •
şik Devletler'de ırkçıhk var.
Ama bu hiçbir yerde, Mis-
sissippi'de olduğu gibi siste-
matik değil. Burada hem di-
nseltemellere hemgüneyge-
leneğine dayandmlnuş güç-
tii bir ırkçıhk var. Kırsalke-
simdeki seçkinler bu duru-
mu korumaya çabştyor"
diye konuşuyor.
Jonestovvn'daki bir servis
istasyonunun sahibi olan
Donald Lee Burnett, kasa-
badaki birkaç siyah işada-
mmdan biri. Burnett 'a kasa-
bantn sorunlarıyla ilgtli so-
rular sorulduğunda, 14 yaşı-
ndaki annelerden, 30 ya-
şındaki büyükannelerden ve
aile kurumunun yozlaşması-
ndan söz ediyor. Jones-
town'a yeni iş olanakları
sağlanması gerektiğini söy~
lüyor, ama ekonomik ham-
lelerin tek başma sorunlara
yanıt olamayacağuıı vur-
guluyor: "İnsanlar, yaşadt-
klan topluluğun sorumlulu-
ğunu üstlenmetidir. Ya-
şadığumz kasabada bunu
görmüyorum. Yeni işler açı-
larpu sağlayacak sonımhı- Jonesttnra'daki birkaç siyah işadamından biri olan Bumett, ırkdaşiarının vurdumduyma/lığından yakmıjor: "İnsan-
btk duygusundan yoksunsa, 'ar
< yaşadıkları topluluğun sorumluluğunu üstlenmelidir. Yaşadığımız kasabada bunu görmüyorum. Yeni işler açılsa
hiçbir yere varamazsuuz. ^
a
insan'ar. çalcsmalannı sağiayacak sorumluluk duygusundan yoksun olursa, varacağınız bir hedef yoktur. Yataktan
Herkesyardımparası alma- Çikmadan öylece yatsanız \e birileri sizi besJese, yataktan hiç kalkmazsınız."
Köşekapmaccı
Olimpiyat
Oyunlan
vetuhaf
biroyun
• Han
Dongfang,
birişçi
lideriyken
gözden
düşmüştü.
Çin'edönüşü,
güvenliğin
gözünden
kaçmadı.
B
ağımsız bir işçi lideri olan
Han Dongfeng'ın tek amacı,
ülkesi Çin'e geri dönebil-
mek. Son bir yılını ABD'de geçi-
ren, geçen nisan ayında Başkan
Clinton'la tanışan Han, böylesine
basıt bir isteğin bile kolay kolay
elde edilmediğiru öğreniyor bu
günlerde.
Geçtiğimiz hafta içinde gizlke
Çin'e geri dönen, ancak polis tara-
fından yakalanan ve apar topar sı-
nırdışı edilerek Hong Kong'a
yollanan Han'ın şu anda elinde
yalnızca yedi günlük Hong Kong
sizesi var. Vizenın uzaülması için
ya da yeni bir ABD vizesi almak
için hiç bir başvuruda bulunma-
yan Han, HongKong'daki yetkili-
lerin kendisini anavataruna geri
yollamak zorunda kalacaklannı
umuyor.
Bir demiryolu işçısiyken 1989'-
daki Tiananmen Meydanı olaylan
sırasında gayriresmi işçiler birliği
lideri olan Han, daha sonra hapse
atılarak işkence görmüş ve idamla
tehdit edilmişti.
Yapuklannın yanlış olduğunu
kabul etmeye yanaşmayan Han'a
sinirlenen cezaevi yetkilileri, onu
veremli hastalarla aynı koğuşa
yerleştirmişler. Han, 1991 nisaru-
nda serbest bırakıldığında vereme
yakalanmışu ve öylesine ağır du-
rumdaydı ki, yetkililer ellerinde öl-
mesinden
korkuyordu.
Han, iyileş-
tikten sonra
baoh gazete-
cilere, kendi-
sine yapılan-
lan anlatma-
ya başladı.
Bir yandan
da bağımsız
bir işçi birliği
kurma plan-
lannı da du-
yuruyordu.
Hükümet, dış
baskılara boyun eğerek pasaport
çıkartmasına ve veremini tedavi
ettirmek için ABD'ye gitmesine
izin verdi. Han, geçen hafta kimli-
ğini gizlemeyi başararak küçük bir
sınır istasyonundan Çin'e geri gir-
di. Ancak otellerdeki müşteri kayı-
tlannı inceleyen güvenlik ajanlan.
sınır görevlilerinden daha dıkkatli
pktılar ve Han ertesi sabah kaldığı
otel odasına baskın düzenleyen
polis tarafından gözaluna alınarak
sınırdışı edildi.
Olay şimdiden Washington ve
Pekin arasındaki ilişkileri gergin-
leştirmeye başladı bile. NVashing-
ton'dan yapılan bir açıklamada,
Çin'in hareketinin, Uluslararası
Insan Haklan Evrensel Bildirisi'-
nin tüm insanlara anavatanlanna
dönme hakkı tanıyan maddesine
aykın olduğu belirtildi.
Öfkelenerek bu bildiriye karşıbk
veren Çin ise, Batı'yı, Han'ı kul-
lanarak ülkede kanşıklık yarauna-
ya ve Pekin'in 2000 Olimpiyatlan'-
na evsahipliği yapma şansını elin-
den almaya çalışmakla suçluyor.
Çin kontrolündeki bir Hong
Kong eazetesi olan "Weo Wei
Po", "Clkesine ihanet etmiş bulıt-
nan bu Çin karşıtı adam, Çin'den
nefret eden uluslararası begemoo-
yacıların körü nivetlerinin oyuncağı
olmuştur. Kesinlikle ülkede
kanşıklık çıkarmayı amaçlayan
Batılı güçler tarafından kontrol edi-
len bir piyondur" diye yazdı. Dışiş-
leri Bakanlığ] ise, Han'la ilgiu' yo-
rum yapmayı reddetti.
NicnolasD.Kristof
Rusçuklu ayyaş
Ustünden
tren geçti
sigara içti
H
aber Merkezi - Demiryolu
raylan üzerinde sızıp kalan
ve üzerinden tren gecen bir
adam, burnu bile kanamadan aya-
ğa kalktı.
Rusçuk'ta arkadaşlanyla birlik-
te bir barda aşuı derecede içki içen
45 yaşındaki Hrista Dobrev, de-
miryolunda sızıp kaldı. Polis yetki-
lileri, dün gece tren gectiği sırada
raylar üzerinde bir adamın yat-
makta olduğunu son anda fark et-
tiler. Ancak tren gittikten sonra
şansb sarhoş birdenbire ayağa kal-
karak çevredekilerin şaşkın bakı-
şlan arasında polısten sigara istedi.
Doktorlar, sarhoşun hayatını
alkolün kurtardığını belirterek,
"Trenin geçerken çıkardığı gürûl-
tüyle kendine gelip kıpırdasaydı,
paramparça olması işten bile değfl-
dj"dediler.